Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yine şehit cenazeleri yine kan ve gözyaşı Her fırsatta verilen şehitleri bile asker yaptı yaygarası yapnalar son şehit haberlerinde yine sustunuz ? Karakolu ergenekonmu bastı? Mayın'da değilki kendi mayını diyesiniz şimdi ne diyeceksiniz ? Hani analar ağlamyacaktı ? Üstelik her seferinde kalkan ettiğiniz''Asker opersyonları durdursun'' diyerek bahane uyduranlar, asker opersyonda değil karakol basınlarında şehit edildi. Hani sizin inandığınız barış ,yanlız teröristlerin mi anası ağlamasın demiştiniz ! Nerede siyasi çözüm diye yola çıkıp açılım üstüne açılım yapanlar... Nerede katillerin sınırda davul zurna ile karşılanışına fırsat verenler... İnşallah yanıldıklarını görüyorlardır. Ama yanılgılarını görene kadar ödeyeceğimiz bedelin ağır olacağı ortada. Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, Ozan Arif’in milletin hislerine tercüman olan şu dörtlükleri ile yöneticilerimizi göreve davet ediyoruz: Devletin kaderini elinde tutan beyler, Şehitlerin ardından bol nutuk atan beyler Artık lafı bırakın yanıyor vatan beyler Bu yangını, vahşeti kim sona erdirecek Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak * * * Boş lafa doyduk beyler! Soyunuz söndü mü hiç? Hiç evlat verdiniz mi? Bağrınız yandı mı hiç? Askerdeki oğlunuz tabutta döndü mü hiç? Hiç acı çektiniz mi yürekler yardıracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Eminim simdi yine birileri cikip sehitlerin arkasinda Türk bayraklariyla yürüyen ve kahrolsun PKK diyen,üc evladim var digerlerinide gönderecegim diyenleri fasist ve irkci guruplar olarak nitelerseler hic sasmam.Onlarin gözünde PKK'ya ve AKP'ye karsi olanlarin hepsi ya fasisttir ya irkci ya da ergenekoncu.Halbuki o insanlar acilarini iclerine gömerek sadece teröre bas kaldirmis olanlardir.Fasiz'mi ve irkciligi bilmeden laf ebeligi yapanlar o askerleri sehit edenlerin gercek fassist ve irkci olduklarini nerden bilecekler ki.Bilmek ögrenmekle olur.Beyin yikatmayla ancak o kadar bilgili olunabilir. saygilarla Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yine şehit cenazeleri yine kan ve gözyaşı . . . Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak Duygu sömürüsüne ve ajitasyona gerek yok. Savas kiskirticilari hesab versinler. Hemen baris isteyenleri taslayanlar, dagda tek bir terörüst kalana kadar savasacagiz diyenlere hesap sorun. Ben buradan cok tekrarladim ve gene söylüyorum. Madem inadina baris yerine savas isteyenler sehitlerin sorumlulari ve sehit cenazelerinde aglamalarina hicte gerek yok. Ölen sehitlerinde etrafinda sayisiz insanlar savasa karsi, ama caresizler. Svas cigirtganlari oldukca ve bu savastan rant saglayanlar oldukca daha bizler cooookkkk sehit görecegiz. Millet artik aklini basina almak ve uyanmak zorunda. Silahla cözüm olmaz. Yookkk illada silahla cözüm istiyoruz diyenlerde sehit veriyoruz diye aglamasinlar. Alıntı
Φ ilker01 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yine şehit cenazeleri yine kan ve gözyaşı Her fırsatta verilen şehitleri bile asker yaptı yaygarası yapnalar son şehit haberlerinde yine sustunuz ? Karakolu ergenekonmu bastı? Mayın'da değilki kendi mayını diyesiniz şimdi ne diyeceksiniz ? Hani analar ağlamyacaktı ? Üstelik her seferinde kalkan ettiğiniz''Asker opersyonları durdursun'' diyerek bahane uyduranlar, asker opersyonda değil karakol basınlarında şehit edildi. Hani sizin inandığınız barış ,yanlız teröristlerin mi anası ağlamasın demiştiniz ! Nerede siyasi çözüm diye yola çıkıp açılım üstüne açılım yapanlar... Nerede katillerin sınırda davul zurna ile karşılanışına fırsat verenler... İnşallah yanıldıklarını görüyorlardır. Ama yanılgılarını görene kadar ödeyeceğimiz bedelin ağır olacağı ortada. Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, Ozan Arif’in milletin hislerine tercüman olan şu dörtlükleri ile yöneticilerimizi göreve davet ediyoruz: Devletin kaderini elinde tutan beyler, Şehitlerin ardından bol nutuk atan beyler Artık lafı bırakın yanıyor vatan beyler Bu yangını, vahşeti kim sona erdirecek Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak * * * Boş lafa doyduk beyler! Soyunuz söndü mü hiç? Hiç evlat verdiniz mi? Bağrınız yandı mı hiç? Askerdeki oğlunuz tabutta döndü mü hiç? Hiç acı çektiniz mi yürekler yardıracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak Susarlar sevgili Kaplan "Bazıları için" bu ülkenin evlatları şehit olmuş hiç önemi yok.Ama ölen teröristler onlar için çok değerlidir. Hele şu "operasyonlar dursun" söylemi kadar saçma birşey duymadım. Asker operasyonları durdursun hatta bölgeden de çekilsin böylece ülkeyi rahat rahat bölsünler aslında o söylemin altındaki gerçek budur. Sadece yapmak istedikleri şeyi açık açık söyleyemedikleri için bu tarz yollara hep başvururlar. Birde her terör olayında şu pkkyı aklamaya çalışmaları yokmu ah! Yine "taraf" gazetesi(gazete mi?) yada onun çizgisinde giden yayın organları ve onlara inananlar "TSK" yi suçlamaya başlayabilir.Her zaman yaptıkları şey takmıyoruz artık böyle şeyleri.Gülüp geçiniz ben öyle yapıyorum artık... Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Susarlar sevgili Kaplan "Bazıları için" bu ülkenin evlatları şehit olmuş hiç önemi yok.Ama ölen teröristler onlar için çok değerlidir. Hele şu "operasyonlar dursun" söylemi kadar saçma birşey duymadım. Asker operasyonları durdursun hatta bölgeden de çekilsin böylece ülkeyi rahat rahat bölsünler aslında o söylemin altındaki gerçek budur. Sadece yapmak istedikleri şeyi açık açık söyleyemedikleri için bu tarz yollara hep başvururlar. Birde her terör olayında şu pkkyı aklamaya çalışmaları yokmu ah! Yine "taraf" gazetesi(gazete mi?) yada onun çizgisinde giden yayın organları ve onlara inananlar "TSK" yi suçlamaya başlayabilir.Her zaman yaptıkları şey takmıyoruz artık böyle şeyleri.Gülüp geçiniz ben öyle yapıyorum artık... Savasa devem diyorsan sehitlerede razi olacaksin. Sonucta savasacagim diyorsun, karsi taraf sana gül atmiyor karsilik olarak. Aglamaya gerek yok. Nasilolsa ölen sen veya ben degilim. Buradan konusmak ve yazmak cok kolay. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Öncelikle hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum,acılı ailelerinede başsağlığı,onların bu acılarını sömürmek isteyenleride kınadığımı belirtmek istiyorum... Bu başlığı açan arkadaşlar neden aşağıda soruları sormak amaçlı bir başlık açmazlar? Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ basının bir bölümünü hainlikle suçladı. Taraf gazetesi "Asıl hain, çocukları ölüme terkedendir" başlığıyla sürmanşetten cevap verdi.. Tunceli'de Sarıyayla Karakolu'na yapılan saldırıyla ilgili konuşan Başbuğ'un sert eleştirileri manşetlere taşındı.. Hedefteki gazetelerin başında gelen ise Taraf gazetesiydi.. AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI DUYMAYAN Gazete çok ağır suçlamanın altında kalmadı aynı sertlikte karşılık verdi. Haberin spotunda "Daha önce gazetelerde yer alan haberlere uygun biçimde düzenlenen saldırıları önlemeyen Genelkurmay Başkanı, bu durumu eleştiren basına 'hain' dedi. Ağzından çıkanı kulağı duymayan Org. Başbuğ'a soruyoruz..." yazıldı. Peki gazetenin sürmanşetinde sorular nelerdi? İşte kritik sorular... TUNCELİ'Yİ BODRUM MU SANIYORSUNUZ SİZ? Anayasa reformunu önlemek için kaos yaratma amacıyla belirli yerlerde saldırı yapılacağı gazetelerde yazıldı. Niye Giresun Tunceli ve Lice'de önlem almadınız? Tunceli'de saldırı ihbarı varken alarm verdiniz mi? Karakollar hazırlık yaptı mı? Niye baskına uğrayan karakola yardım 12 saat sonra ulaştı? Neyi beklediniz? Tunceli'yi Bodrum mu sanıyorsunuz siz? Yılın büyük kısmının yağmurlu, karlı, fırtınalı geçtiği bölgelerdeki karakollarımız Allah'a mı emanet? Onları korumak için her önlemi almak göreviniz değil mi? AMBULANS TAKVİYE BİRLİKLERİNDEN ÖNCE Mİ GELDİ Haberin devamında ise karkol baskınıyla ilgili ilginç ayrıntılara yer verildi. Ambülansın takviye birliklerden önce geldiğini yazan gazete, ambulansın karakola ulaşıncaya kadar güvenlik önlemi alınmadığı şeklinde yetkililerin sözlerine yer verdi. "BAŞBUĞ HAVA İYİYSE KARAKOL KENDİNE YETER HAASINDA" Yine suçlanan gazeteciler arasında yer alan Star gazetesi yazarı Eser Karakaş'ın görüşlerine yer veren gazete, yazarın "Eruh baskınını üzerinden tam 26 yıl geçti. Şaşkınlıktan bahsedemeyiz. Bu tarz saldırılara karşı niçin tedbir alınmıyor? Başbuğ açıklaması 'karakollarımız kendine yeter ala hava iyiyse' anlamına gelir. Şimdi o bölgedeki askerler de moral açısından olumsuz etkilenmiştir. Başbuğ'un açıklamaları neresinden baksanız uygunsuz" 1 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Mütareke basınının ihanet kusmalarının aslı astarı yoktur. Karakolda önlem ne demek, önlem o karakolun kendisidir. Devlet egemenliği altındaki topraklarda kuvvet bulundurmak zorundadır. Karakola giden yardımın da giderken emniyetinin sağlanması gerekir. Askeri birlikler hemen sazan gibi dalamaz. Yardım geç gelmiş hikayesi olmaz o yüzden. Her birim emri altındaki askerlerin canını maksimum düzeyde korumakla yükümlüdür. Karakol karakolunu korumakla, birlik birliğini maksimum düzeyde korumakla görevlidir. "Önce emniyet, sonra hareket." Yapılan ihanet işbirliğidir. "Siz ordan vurun, biz de içerden" taktiğidir. Bu ihanetler karşısında yılma yorulma diye bir şey söz konusu olmayacaktır, kimse heveslenmesin. Fakat gerçek şu ki profesyonel ve özel eğitimli, her türlü yetkiye sahip antiterör askeri timlerine ihtiyaç vardır. Bu timlerin hiç bir uyarı yapmadan gereken her türlü imha silahını kullanarak hainleri sorgusuz sualsiz imha etmeleri gerekir. Öyle ağır silahlara, hantal birliklere gerek yok. Bir terminatör timi kurarsın, pahalı hantal teçhizata dünyanın masrafını yapacağına bunlara yüksek maaş verirsin, hainleri darmadağın ederler. Bunun için de yasa gerekli, onun için de mütareke basınının arkasında duran Damat Ferit hükümeti değil, Kuvayı Milliye hükümeti gerekli... Alıntı
Φ ilker01 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Mütareke basınının ihanet kusmalarının aslı astarı yoktur. Karakolda önlem ne demek, önlem o karakolun kendisidir. Devlet egemenliği altındaki topraklarda kuvvet bulundurmak zorundadır. Karakola giden yardımın da giderken emniyetinin sağlanması gerekir. Askeri birlikler hemen sazan gibi dalamaz. Yardım geç gelmiş hikayesi olmaz o yüzden. Her birim emri altındaki askerlerin canını maksimum düzeyde korumakla yükümlüdür. Karakol karakolunu korumakla, birlik birliğini maksimum düzeyde korumakla görevlidir. "Önce emniyet, sonra hareket." Yapılan ihanet işbirliğidir. "Siz ordan vurun, biz de içerden" taktiğidir. Bu ihanetler karşısında yılma yorulma diye bir şey söz konusu olmayacaktır, kimse heveslenmesin. Fakat gerçek şu ki profesyonel ve özel eğitimli, her türlü yetkiye sahip antiterör askeri timlerine ihtiyaç vardır. Bu timlerin hiç bir uyarı yapmadan gereken her türlü imha silahını kullanarak hainleri sorgusuz sualsiz imha etmeleri gerekir. Öyle ağır silahlara, hantal birliklere gerek yok. Bir terminatör timi kurarsın, pahalı hantal teçhizata dünyanın masrafını yapacağına bunlara yüksek maaş verirsin, hainleri darmadağın ederler. Bunun için de yasa gerekli, onun için de mütareke basınının arkasında duran Damat Ferit hükümeti değil, Kuvayı Milliye hükümeti gerekli... Güzel tespitler" Kuvayi Milliye hükümeti" işte bu biraz zor başımızdaki hükümetle dahada zor... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Bu başlığı açan arkadaşlar neden aşağıda soruları sormak amaçlı bir başlık açmazlar? Neden açmadığımın sebebi öncelikle bu tür haberleri görmezden geliyorsunuz ,Mayınlarda şehit olan asker kendi mayınlarına basmış diyerek pkk terörünü temize çıkarma çablarıyla pkk terörü üzerine atılmış diyorsunuz, diğer taraftan ise Asker operasyon yaptığı zaman terörü haklı göstermek için Asker operasyonları durdurmalıdır diyorsunuz ve terörü haklı gösterme çabalarına giriyorsunuz. Oysa bu olayda pkk teröristleri karakola baskın yapmıştır.........Başka nasıl gerekçe gösterceksiniz? Anlamazdan gelmeyin. Demekki terörün barışı ve kardeşiği olmaz ... O nedenle pkk terör meselesini Kürt meselesi diye göstermeye çalışmayın. hadi biz savaş isteyen taraf olalım! Hükümet barıştan yana olmadımı ?Açılım yapmadımı pkk terörünün her istediğini yapmadımı ?hemde taviz üstüne taviz vererek... Ne oldu hani pkk terörü kürtlerin temsilcisiydi,şimdi hangi insan olan bir kürt bu hainliği kabul edebilir. Genel komutanlığın ve komutanlıkların hataları elbette vardır, ama bu başlık pkk terörünü her fırsatta meşru göstermeye çalışanlar için açılmıştır. Ayrıca ,İstihbarat genel kurmaya gelmez istihbarat öncelikle bağlı olduğu ilçe komutanlığına ve aynı anda karakol komutanlığına gelir. Zaten şehit olanda karakol komutanı,şimdi bunuda kendi ihmali deyipte pkk teröristlerini meşrulaştırmaya çalışmasınız sanırım. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Mütareke basınının ihanet kusmalarının aslı astarı yoktur. Karakolda önlem ne demek, önlem o karakolun kendisidir. Devlet egemenliği altındaki topraklarda kuvvet bulundurmak zorundadır. Karakola giden yardımın da giderken emniyetinin sağlanması gerekir. Askeri birlikler hemen sazan gibi dalamaz. Yardım geç gelmiş hikayesi olmaz o yüzden. Her birim emri altındaki askerlerin canını maksimum düzeyde korumakla yükümlüdür. Karakol karakolunu korumakla, birlik birliğini maksimum düzeyde korumakla görevlidir. "Önce emniyet, sonra hareket." Yapılan ihanet işbirliğidir. "Siz ordan vurun, biz de içerden" taktiğidir. Bu ihanetler karşısında yılma yorulma diye bir şey söz konusu olmayacaktır, kimse heveslenmesin. Fakat gerçek şu ki profesyonel ve özel eğitimli, her türlü yetkiye sahip antiterör askeri timlerine ihtiyaç vardır. Bu timlerin hiç bir uyarı yapmadan gereken her türlü imha silahını kullanarak hainleri sorgusuz sualsiz imha etmeleri gerekir. Öyle ağır silahlara, hantal birliklere gerek yok. Bir terminatör timi kurarsın, pahalı hantal teçhizata dünyanın masrafını yapacağına bunlara yüksek maaş verirsin, hainleri darmadağın ederler. Bunun için de yasa gerekli, onun için de mütareke basınının arkasında duran Damat Ferit hükümeti değil, Kuvayı Milliye hükümeti gerekli... Aman sevgili demirefe ,sözlerinize dikkat edin bu zamanda bu sözler insan haklarına aykırıdır hatırlatmak isterim. Bu zaman o teröristleri topluma kazandırma zamanıdır. Uyarı yapmadan imha silahını kullanırsın, o zamanda orantısız güç olur. İşte, yine YEŞİLLERİN yokluğunu yaşıyoruz istemesekte arıyoruz, bir gün herkes bu yeşilleri arayacak ama iş işten geçmiş olacak ! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 İşte, yine YEŞİLLERİN yokluğunu yaşıyoruz istemesekte arıyoruz, bir gün herkes bu yeşilleri arayacak ama iş işten geçmiş olacak ! Hani faili mechuller yoktu? Hani tüm sözümona faili mechulleri PKK kendisi yapmisti? Cok celisiyorsunuz kendi yorumlarinizla. Bir taraftan YESIL gibi HIZBULLAH gibi kiralik katillerin veya kiralik katil örgütlerin devlet adina kirli isler yaptigini, "yine YEŞİLLERİN yokluğunu yaşıyoruz istemesekte arıyoruz" demeinizle itirad´f ediyorsunuz diger taraftan baska yorumlarinizda onlarin öldürdügü ve failleri bulunmadigi icin PKK'nin üzerine atiyorsunuz. Ne bu celiski sayin kaplan-200? O kadar cok ihtiyaci varsa koskoca Türkiye Cumhuriyetinin gene aktive etsin YESILI ve digerlerini. Bu sayede sizi ve ayni zihniyete sahipler her dönem onlarca sehit görmeye devam eder. Amaciniz bu herhalde. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Kanla, şiddetle, göz yaşıyla insan adına, insanlık adına hak mücadelesini verdiğini düşünen insan kılığına girmiş caniler, insan kılığına girmişlerin uşaklığını yapanlar hiçbir zaman ne insanlığın vicdanında yer edinebilecekler ne de istediklerine kavuşabilecekler.Onurlu mücadeleler hem vicdanlarda hem de fiilen başarı kazanırlar. PKK ne bir grubun haklı mücadelesinin sesi ne de bir vicdanda haklı görülebilecek bir fiilin failidir.PKK beyinleri, vicdanları kiraya verilmiş, eline silah tutuşturulmuş caniler güruhundan başka bir şey değildir.Hangi sebeple ortaya çıkmışsa çıksın bu güruh bunların yaptıklarını insana dair kelimelerle, hak aramakla,sevgiyle, barışla, onurlu mücadeleyle açıklayabiliyorsa birileri, buna diyecek kelimem yok. PKK'nın benimsediği insanlık dışı anlayış hiçbir sorunun çözümünü üretemeyeceği gibi bir sorunun parçası olarak sunuluyorsa da, parçası olduğu sorunu da çözülemeyecek hale getiren bir virüstür. Bu ülkede barış isteniyorsa bu virüsten en tez zamanda kurtulmak gerektiğinin herkes farkında olmalıdır. Devlet olarak ordumuzla, milletimizle bu örgütün bütün yönleri ortaya konmalı kim tarafından destekleniyor, içerdeki dıştaki bütün bağlantıları tüm yönleriyle açığa çıkarılmalı ordu olarak, millet olarak, devlet olarak akıllıca siyaset üretilmeli mücadele bu yönde yapılmalıdır. Bu millet nice badireler atlattı tarihte bu badireyi de yenecek zekası, gücü her zaman vardır. Ama şu ana kadar ki mücadelemizde akıl dışı siyasetlerle bu mesele başka sorunları beraberinde getirmiş içinden çıkılmaz bir hale getirilmiştir konu. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 PKK ile Ordumuz ve Milletimiz gerekli mücadeleyi vermektedir.PKK'nin dis desteklcilerinin kimler oldugu biliniyor.Bunlarin tekrar tekrar yazilmasi önemli olmuyor.Devlet olarak devleti yönetenlerin takip ettikleri siyaset, PKK'nin desteklenip desteklenmemesinde önemli bir rol oynamalidir.Ne varki gördügümüz kadariyla hükümet, bence bilincli olarak dis ve ic yikici ve bölücü güclerin güdümünde PKK'nin bas destekcisi durumundadir.Kürt acilimi adi altinda eskiyaya af getirmek bunun ispatidir.Eger milletten tepki gelmeseydi,eskiyalar artik aramizda elini kolunu sallayarak gezecektiler hemde Kahraman olarak. Mantiken,bir ülkenin basbakani, yönettigi ülkede belirli bir zümreye veya topluma özel ayricaliklar taniyarak anayasayi ihlal ediyorsa,terörü savunduguda ortaya cikar.Sadece yönetim mi,hayir sadece yönetim degil.Yönetime birtakim ideolojiler zemininde yandaslik eden bazi medya kesimide terörü destekleyen ic güclerden biridir.Dünkü mütareke basini bugün tekrar ama mütareke basinindan daha vahim olarak Türk Milleti'nin serefli ordusuna saldirarak psikolojik olarak PKK'ya destek vermektedirler.Insan haklari gibi ama amacindan saptirilmis bir insan haklari dayatmasi ile terör, TSK'ya karsi taraftar bulmaktadir.Taraftar derken bu taraftarlarin kimler oldugu bilinmektedir. Ciddi bir devlet yönetiminde,askere karsi bu denli alcakca saldirilar yapilamaz.Hele de terörle savas verildigi,hergün sehit cenazelerinin kaldirildigi bir ortamda TSK'ya saldirmak PKK'nin medya propagandasini yapmak demektir.Bu medya kesiminin köse yazarlarinin kimler olduklari biliniyor.Saldirilarin o medya yazarlari tarafindan yapilmasi ise onlarin hangi misyonu üstlenmis olduklarini anlatiyor. saygilarla Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Savasa devem diyorsan sehitlerede razi olacaksin. Sonucta savasacagim diyorsun, karsi taraf sana gül atmiyor karsilik olarak. Aglamaya gerek yok. Nasilolsa ölen sen veya ben degilim. Buradan konusmak ve yazmak cok kolay. Ne savaşı ? Kiminle savaşıyor ordumuz ? Siz önce savaşın ne olduğunu öğrenin. Biz terörle mücadele diyoruz evet hemde sonuna kadar,asker yetmez halk olarak elimize geçirdiğimiz ateşli delici,kesici nasıl silah varsa alıp gerekirse kandile gidelim diyorum. Ama hükümet böyle düşünmüyor hükümet sözde barışa katkı yaptı,açılım yaptı analar ağlamasın dedi ama ağlayan analar yine mehmetçiklerin anası oldu ! Karşı taraf gül atmıyor ne demek ne alka şimdi ?gül atmasını bekleyen sizsiniz. Siz değilmiydiniz açılımı destekleyen,siz değilmiydiniz her tavize demokrasi diyen siz değilmiydiniz,onlar vurdukça susalım barış olsun diyen... Şimdi ne oldu ? Biz zamanında da dedik bu mesele terör meselesidir,kürt meselesi değildir. Ne mecliste nede meydanlarda bu pkk sözcülerini konuşturmayın tahrikleri önleyin dedik. Ne yaparsanız yapın ne verirseniz verin fayda etmez ,çünkü terör ile barış olmaz.bu bir terör sorunudur. Onca tavizden sonra hani analar ağlamayacaktı ? siz buna cevap verin alakasız konuları yazarak anlamazdan gelmeyin. Anlamıyor bilmiyorsanda yorum yapma... Grup vitimini hatırladım yine. Sevgili Gükhan'a Allahtan rahmet diliyorum ! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Siz değilmiydiniz açılımı destekleyen,siz değilmiydiniz her tavize demokrasi diyen siz değilmiydiniz,onlar vurdukça susalım barış olsun diyen... Şimdi ne oldu ? Her türlü demokratik acilimi destekledigimi biliyordum ama tavize demokrasi dedigimi ve onlar vurdukca susalim baris olsun dedigimi ilk defa sizin sayenizde ögrenmis bulunuyorum. Yardiminiz icin tesekkürler. Anlayisiniza ve yorum tabiriniza hayranim desem yalan olmaz. Biraz daha hayal gücünüzü zorlayin benim daha farkli yönlerimide tesbit edeceginizden aminim. Teröre karsi savasa kimse karsi degil ama teröre karsi savas adi altinda yapilan yanlislari elestirmekte hakkimiz. 30 yili askin bu terörö silah zoruyla, köy yakmalarla ve bosaltmalarla, 17 binden fazla faili mechullerle, insanlari göce zorlamakla, hapse atmakla,.... devam ediyor. Bir avuc dedigimiz terör örgütünü bin avuc yaptik hala heberimiz yok. Ancak iskembeden salliyoruz. Halki karsina alirsan basina bunlar gelir. Insan birazda öz elestiri yapar ve neden bitiremedik diye ken disini sorgular. Sakin dis mihraklar falan demeyin bana. Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Ülkesi içinde 50 bîn insanının öldüğü, on bînlercesînin yaralandığı, yüzbinlercesînîn sürüldüğünün dünyanın bir başka yerînde yaşanmasının adının ap açık savaş olduğunun örneklerîyle var olduğu ancak ülkemizde ise hala yaşananlara ''savaş'' bîle dîyemeyen, denîldîğînde îse sadece bu kelîmeden dolayı İslam maskesi altına sakladığı şovenîst nefesînî meclîs kürsüsünden 70 milyonun yüzüne soluyan br 'vekîlin', isim farklılığı olsa da özünde hîçbir farklılığı olmayan 'kemalist', 'beyaz' ve 'yeşil' Türkçülerin temsilcisi 'vekillerin' toplumuyuz.. Böyle bir toplumun bir ferdi olarak yaşananlara savaş denilmesine dahi tahammül edemeyenler var olduğu sürece bu tür acıların ne yazık ki bitmeyeceğini üzülerek belirtmek isterim.. Ayrıca ölümlere neden olan konuşmaktan, dîyalog kurmaktan uzak, demokratik çözüm yerîne 30 yıllık çürümüş înkarcı, îmhacı uygulamaları dayatan tepeden tırnağa faşizmle süslenmiş, renklere, dîllere, varlıklara dahî tahammül edemeyen, Türk mîlleti adı altındaki ''ulus'' girdabıyla halkları yutan, asîmîle eden bir asırdır ''tek'' leyen sîstemî kınıyor, daha fazla acıların yaşanmaması îçin biran önce tasviyecî, statükocu değil dîyalogcu ve demokratik çözümün gerçekleşmesîni diliyorum......!!! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 basina bunlar gelir. Başımıza bir şey geldiği, "vaah vah bunlar niye başımıza geldi" diye dövündüğümüz, pişman olduğumuz filan da yok! Evet ciğerimizin birer parçalarını kaybediyoruz, ama bu vebal hainlerin ve işbirlikçilerinin omuzlarında. Eşkiya ile mücadele her zaman vardır ve her zaman kayıplar verilir, bu konuda tek seçenek mücadeleye devamdır. Başka herhangi bir alternatifi hainlerden başka kimse düşünmez. Galiba siz PKK lıları insandan saymıyorsunuz. Onlar insan değil mi? Birkaç askerimizi şehit etmek için onlarca kayıp veriyorlar. Niye onlar için de "vah başımıza neler geliyor" diye üzülmüyorsunuz? Öyle ölüyorlar ki, adsız sansız yok olup hiçe karışıyorlar. Kimsenin umrunda bile değiller. Ölümlerine sevinilen haşarattan farksızlar. Yandaşları bile ölümlerine üzülmüyor. Bunlara yazık değil mi? Niye şehit askerlerimizle bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz da ölen PKK lılar için de biraz ağıt yakmıyorsunuz? Siz de mi ağababa emperyalist efendileri gibi kullanılıp harcanan piyonları insan yerine koymuyorsunuz yoksa? Nazar değmesin mütareke basını da görevini çok iyi yapıyor. Neymiş teröristler telefon açıp geçmiş olsun dileyerek akılları sıra alay etmişler de, bunlarla filan bizim kahrolup öfkeleneceğimizi, moralimizin bozulacağını filan sanıyorlar! Gülerim buna. Onlar önce kendi leşlerine ağıt yaksınlar. Mağaralarda ölüme terkettikleri, mehmetçiğin bulup hastaneye kaldırdığı yaralılarına yansınlar da biraz vicdanları varsa sızlasın. Ne gezer. Başta kendi içlerindeki acımasız infazlardan bir sürüsü ölüp gidiyor. Hiç boşa moralimiz bozulacak diye heveslenmeyin. Terör yok oluncaya kadar tepelerindeyiz, vuracağız... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Zihniyete bakin,daglardaki inlerinde kis uykusuna yatip baharla birlikte tekrar torak yüzüne cikanlarla mücadeleye illede "SAVAS"diye bahsedilmesini istiyor ama bu kelimeyi duyam ayincada küplere biniyor ve "VAAY SIZ PKK TERÖRISTLERINI,ESKIYAYI SAVAS MUHATABI OLARAK NASIL GÖRMEZSINIZ"tarzi bir bir yaklasim. Degil 50 bin 150 binde olsa bu milletin kahraman askeri o eskiya ile mücadeleye devam etmekten geri kalmayacaktir.Katillerle mücadelenin adina savas degil,huzuru saglamak icin önlem almak demektir.Asker ve polis bunun icin vardir. saygilarla Alıntı
Φ ilker01 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gerçekler yavaş yavaş su yüzne çıkmaya başladı. Sarıyayla Karakolu’na saldırının ayrıntıları ortaya çıktı Vali, 7 askere köyde ilk müdahaleyi yapan sağlık ekibini ödüllendirdi 16:47 | 04 Mayıs 2010 Ferit DEMİR/TUNCELİ,(DHA) TUNCELİ’nin Nazımiye İlçesi Sarıyayla Köyü Jandarma Karakolu’na 4 askerin şehit olduğu, 7 askerin de yaralandığı PKK saldırısının ardından, güçlükle köye ulaşıp yaralılara ilk müdahaleyi yapan 18 kişilik sağlık ekibi, Vali Mustafa Taşkesen tarafından ödüllendirildi. Taşkesen, Sarıyayla Karakolu saldırısı sırasında mevcut şartlarda en erken ve hızlı şekilde teröristlere cevap verildiğini ve karakolun en iyi şekilde korunduğu söyledi. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, Sarıyayla Jandarma Karakolu’na teröristlerin yaptığı saldırının ardından zor şartlar altında köye ulaşarak 7 yaralı askere ilk müdahaleyi yapan ve hastaneye ulaştıran 18 kişilik sağlık ekibini düzenlenen törenle takdirname ve 1 maaş ikramiye verdi. Vali Taşkesen, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Baskından hemen sonra bu fedakar, cefakar sağlık görevlilerimiz, doktorundan acil tıp teknisyenine, hemşiresinden şoförüne kadar en ufak bir tereddüt göstermeden karakolumuza ulaştılar. Yaptıkları fedakarlık neticesinde en az 2 ağır yaralı askerimizin hayatını kurtardılar. Yaptıkları davranış görevlerinin bir parçası olsa da her türlü takdirin üzerindedir. Biz de takdirnameyle kendilerini ödüllendirdik ayrıca maaş ikramiyesini de teklif edeceğiz. Gecenin karanlığında korkusuzca askerlerimizi kurtaran bu sağlık görevlisi arkadaşlara teşekkür ediyorum.” KARAKOL KOMUTANI 3 KURŞUNLA ŞEHİT OLDU Vali Taşkesen, bazı çevrelerin karakol komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Hasan Özüberk'in boğularak şehit edildiği iddiasını da yalanladı. Taşkesen, “Bu yanlış anlaşılmayı da aydınlatayım. Karakol komutanımız aldığı üç kurşunla şehit olmuştur. Bundan başka yapılan yorum ve dedikodular yalandır, yanlıştır” dedi. Gazetecilerin, karakolun telefon ve elektriklerinin kesilip kesilmediği yönündeki sorusuna, bu tür baskınlarda benzer durumların yaşadığını belirten Mustafa Taşkesen, “Hatlar, çatışma esnasında isabet eden kurşunlar ya da kasten kesilmiş olabilir” dedi. ‘Sağlık ekiplerinin güvenlik alınmadan gönderildiği’ yönünde iddialar bulunduğu yönünde soru da Vali Taşkesen, “Biz dağlarda gerekli tertibatımızı almıştık. Güvenlik alındı, yaptıkları büyük fedakarlık ama usulünce etraftaki dağlarda güvenliğimiz mevcuttu. Bugüne kadar sivil bir ekibe, ambulansa herhangi bir saldırı olmamış. Arkadaşlar ettikleri yemine sadık kalarak görevlerini yaptılar. Riskti ama güvenlik alınmadığı doğru değil” karşılığını verdi. Taşkesen, Sarıyayla saldırısı sırasında mevcut şartlarda en erken ve hızlı şekilde teröristlere cevap verildiğini ve karakolun en iyi şekilde korunduğu söyledi. SAAT 02.30’DA OLAY YERİNDEYDİK Olay yerine ilk giden sağlık ekibinde yer alan doktor Mahmut Yılmaz, “Olayın ardından ekibimi hazırlayarak saat 01.08 gibi Nazımiye’den hareket ettim. Saat 01.30 gibi Dereova Karakolu’na vardık. Güvenlik alındıktan sonra saat 02.00 gibi oradan çıkarak 02.30 sıralarında olay yerine intikal ettik. Askerlerimiz travmatik olayın şokundaydılar. 4 yaralı buldum nizamiye civarında, 2'si ağırdı. Yaralıları alıp saat 03.10 gibi Nazımiye’de olduk” dedi. YİNE GİDERİZ Gazetecilerin, olay yerine gidip gitmeme konusunda tereddüt yaşayıp yaşamadığı yönündeki soruya doktor Yılmaz, “İki yıldır bölgede çalışıyorum. Sarıyayla Karakolu’na geçen kış da hasta almaya gitmiştim. O tedirginlikleri hep yaşadık. Bu son travmatik olayın şokunu hala üzerimizden atamadık. Tereddüt yaşadık ama gitmemek gibi lüksümüz olmadığını biliyorduk. Orada ciddi bir olay olduğunu anlamıştım. Üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. Bir daha olursa bir daha çekinmeden gideriz” karşılığını verdi. Yılmaz, olay yerine vardıklarında karanlık olduğunu yüzlerin seçilemediğini belirterek, önce içerde PKK'lı olabileceğini düşündüklerini, askerlerin çok büyük travma atlattığını söyledi. SALDIRININ DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI Sarıyayla Karakolu’na saldıran 50-60 kişilik PKK’lı terörist grubun, önce telefon ve enerji hatlarını kestiği belirlendi. Jeneratörlerin devreye girmesi üzerine teröristlerin karakol çevresindeki aydınlatma direklerine bomba atarak etkisiz hale getirdikleri öğrenildi. Teröristlerin iki ayrı sızma gerçekleştirdikleri ve mevzide bulunan 2 askeri el bombası atarak şehit ederken, uçaksavarı da etkisiz hale getirdikleri ifade edildi. Teröristlerle, askerler arasındaki çatışma sürerken, görevliler saldırıyı telsizlerle Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’na bildirdi. Ancak, teröristler telsiz rölesine de saldırarak etkisiz hale getirince, telsizle haberleşme kesildi. Teröristlerin helikopter pistine de bomba döşemek istedikleri ancak bunu başaramadıkları ortaya çıktı. KOMUTAN KÖYLÜLER ARACILIĞIYLA KARAKOLLA HABERLERLEŞTİ Tunceli İl Jandarma Komutanı Albay Zafer Önder, saldırıyı öğrenir öğrenmez hemen durumu Jandarma Bölge Komutanlığı’na bildirdi. Telsiz hatlarının kesik olması nedeniyle Albay Önder, karakola yakın oturan köylülerin evlerini telefonla arayıp bilgi almaya çalıştı. Karakola nerelerden ateş açıldığını sorması üzerine köylüler komutana her yerden ateş açıldığı bilgisini verdi. Bu arada Albay Önder, konuştuğu köylüden karakola bir mesaj götürmesini istedi. Yazdırılan mesajı alan köylü, canı pahasına karakol mevziine ulaşıp askerlere bunu iletti. Aynı köylü dönüştede Albay Zafer Önder dönüşte, teröristlere askerlerin karşılık verdiğini ve olup ibtenleri anlattı. Böylece olayın çok ciddi olduğu bilgisi Jandarma Komutanlığı'na iletilmiş oldu. KOMUTANIN HELİKOPTERİ DÜŞME TEHLİKESİ ATLATTI Tunceli İl Jandarma Komutanı Albay Zafer Önder, gece yarası helikopterle Sarıyayla Jandarma Karakolu'na ulaşmak istedi. Bir Sikorsky, 2 Kobra tipi helikopter jandarmadan havalandı. Yoğun yağış ve sis yüzünden helikopterler havada dakikalarca yön bulmaya çalıştı. Dereova Köyü yakınlarına kadar giden helikopter yoğun sis içinde kalınca, Albay Zafer Önder'in de içinde bulunduğu Sikorsky helikopter düşme tehlikesi atlattı. Pilotların ustalığı sayesinde bu tehlike atlatıldı ve elverişsiz hava koşulları nedeniyle Sarıyayla Karakolu'na ulaşamayan helikopter Tunceli’ye dönmek zorunda kaldı. AMBULANSLAR ÇAMURA SAPLANDI Albay Zafer Önder, daha sonra zırhlı bir araçla karayoluyla PKK’lıların yola patlayıcı yerleştirme ihtimaline karşı karadan çıktı. Köy yolunda ambulansların çamura saplandığını gören Albay Önder ile yanındakiler iterek ambulansları çıkarıp, köye gitmesini de sağladı. Saat 02.30 sıralarında karakola ulaşan Albay Önder, hemen uzak mevzilere saldırılarını sürdüren PKK’lılara müdahalede bulunmasını sağladı. Albay Önder, uydu telefon aracılığıyla Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Mehmet Çörten’e bilgileri aktardı. Tümgeneral Çörten ile Tunceli 4’üncü Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yücel Karauz, da karadan yola çıkıp saat 05.00 sıralarında karakola ulaştı. ÇÜRÜK RAPORUNU KABUL ETMEDİ, YARALANDI Sarıyayla Karakolu’nda teröristlerin saldırısında yaralanan ve tedavisi Elazığ’da süren kısa dönem er Erman Aydın’ın, aşırı kiloları nedeniyle askeri hastaneden kendisine verilen ‘askerlik yapamaz’ raporunu kabul etmeyerek askere gittiği ortaya çıktı. Aydın’ın “Ben çürük raporu almak istemiyorum. Gidip askerlik yapacağım” diyerek vatani görevini geldiği belirtildi. Erman Aydın’ın saldırıda mevzide bulunduğu ve teröristlerin kafası ile vücuduna doğru defalarca ateş açtığı ancak başındaki miğfer ile çelik yeleğin kendisini koruduğu belirlendi. Çenesinden yaralanan Aydın’ı teröristlerin öldü diyerek bıraktığı da belirtildi. Elazığ Askeri Hastanesi’nde tedavisi süren Erman Aydın’ın durumunun iyi olduğu kaydedildi. alıntı milliyet O kırmızıladığım yerleri birileri iyice okumalı... Bu işler çocuk oyuncağı değil öyle atıp tutmakla olmuyo malesef Nedense bazıları başımıza bir ande askeri ve strateji uzmanı kesiliyor. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Başımıza bir şey geldiği, "vaah vah bunlar niye başımıza geldi" diye dövündüğümüz, pişman olduğumuz filan da yok! Evet ciğerimizin birer parçalarını kaybediyoruz, ama bu vebal hainlerin ve işbirlikçilerinin omuzlarında. Eşkiya ile mücadele her zaman vardır ve her zaman kayıplar verilir, bu konuda tek seçenek mücadeleye devamdır. Başka herhangi bir alternatifi hainlerden başka kimse düşünmez. Galiba siz PKK lıları insandan saymıyorsunuz. Onlar insan değil mi? Birkaç askerimizi şehit etmek için onlarca kayıp veriyorlar. Niye onlar için de "vah başımıza neler geliyor" diye üzülmüyorsunuz? Öyle ölüyorlar ki, adsız sansız yok olup hiçe karışıyorlar. Kimsenin umrunda bile değiller. Ölümlerine sevinilen haşarattan farksızlar. Yandaşları bile ölümlerine üzülmüyor. Bunlara yazık değil mi? Niye şehit askerlerimizle bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz da ölen PKK lılar için de biraz ağıt yakmıyorsunuz? Siz de mi ağababa emperyalist efendileri gibi kullanılıp harcanan piyonları insan yerine koymuyorsunuz yoksa? Nazar değmesin mütareke basını da görevini çok iyi yapıyor. Neymiş teröristler telefon açıp geçmiş olsun dileyerek akılları sıra alay etmişler de, bunlarla filan bizim kahrolup öfkeleneceğimizi, moralimizin bozulacağını filan sanıyorlar! Gülerim buna. Onlar önce kendi leşlerine ağıt yaksınlar. Mağaralarda ölüme terkettikleri, mehmetçiğin bulup hastaneye kaldırdığı yaralılarına yansınlar da biraz vicdanları varsa sızlasın. Ne gezer. Başta kendi içlerindeki acımasız infazlardan bir sürüsü ölüp gidiyor. Hiç boşa moralimiz bozulacak diye heveslenmeyin. Terör yok oluncaya kadar tepelerindeyiz, vuracağız... Ya hu hani bildiğin, güzel bir yanıt işte yaa... Ama iğneleme var yani aslında burada; Yani orada hiçi hiçine ölen PKK'lılar için de o kadar bayram seyran ettiğini hiç sanmıyorum senin, Eğer yazın üzerine kişisel bir yorum yapmak haddim ise eğer... Terörle Mücadele'de aktif görev alan insanlar bile kin gütmüyor biliyor musun? Yani o "Nefes" filmindeki yüzbaşı gibi olanı çok azdır belki de... Geneli, o filmin sonundaki Astsubay gibi... Çok güzel bir örnektir, bu türlü bir görevde bulunmuş biri ile konuşmuştum. Aşağı yukarı şunları demişti: "Adamlarla bir çarpışıyoruz, operasyon tamamlanıyor, gidiyoruz cesetleri toplamaya. Biz de kayıp vermişiz. Ama adamlar yaralı olsa bile bırakıp kaçmışlar arkadaşlarını. Yaralı ama fazla dayanamıyor, sonuçta ölüyor. Ama bakıyorsun, daha 18inde 20sinde gençler. Ne için kime kurşun sıktıklarını bilmedikleri yaşlarda çekilmişler dağa. Sadece silah sıkmayı öğrenmişler. O zaman insanın içi sızlıyor, yazık bu çocuklara Kendi canlarına da, aldıkları canlara da yazık. Ama mecburen öldürmek zorunda kalıyorsun, yoksa onlar seni öldürüyor..." Ya hu bizzat, öldürmek zorunda kaldığı PKK'lı için üzülen muvazzaf asker tanıdım yaa. Adam gitmiş, bakmış ki daha çocuk yaşta, kahretmiş resmen. Yemin ederim pişmanlıkla anlatıyor oradaki çatışmayı. Kayıp verdiği arkadaşı için oldukça kızgın; Ama öteki de aslında bu ülkenin kandırılmış çocuğu, ona da yazık bir açıdan. Burada bazı arkadaşlar "Kürtçülük Davası" diyerek bu süreci idealize edebilirler; Ve hatta onları özgürlük savaşçısı ilan edebilirler... Fakat hani önder konumunda, üniversiteden dağa çıkanları hariç, Çoğunluğu kandırılmış, neden kurşun sıktığını bilmeyen insanlar... Değil Kürtçülük, dava nedir onun farkında değiller... Ya hu İstihbaratta görev yapan askerler ile konuşmalısınız bir; İtirafçılar öyle çapraz sorgulamalara tutuluyor ki, Kafalarında yaratılan o "Türkiye" yok aslında! Hep şu eleştiri var kimi arkadaşlarda: "O çocukları dağa gönderen sistemi eleştirelim!" Elbette ki eleştirelim, eleştirmeyelim demiyoruz... Fakat eksiklikleri şuradadır ki; "O çocukları dağa çeken o sistemi eleştirmek"ten yoksunlar... "Yoksun" demek yanlış aslında; O çocukları dağa çeken sisteminde oldukça farkındalar, Fakat eleştirmek işlerine gelmiyor olabilir... ! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2010 Başımıza bir şey geldiği, "vaah vah bunlar niye başımıza geldi" diye dövündüğümüz, pişman olduğumuz filan da yok! Evet ciğerimizin birer parçalarını kaybediyoruz, ama bu vebal hainlerin ve işbirlikçilerinin omuzlarında. Eşkiya ile mücadele her zaman vardır ve her zaman kayıplar verilir, bu konuda tek seçenek mücadeleye devamdır. Başka herhangi bir alternatifi hainlerden başka kimse düşünmez. Galiba siz PKK lıları insandan saymıyorsunuz. Onlar insan değil mi? Birkaç askerimizi şehit etmek için onlarca kayıp veriyorlar. Niye onlar için de "vah başımıza neler geliyor" diye üzülmüyorsunuz? Öyle ölüyorlar ki, adsız sansız yok olup hiçe karışıyorlar. Kimsenin umrunda bile değiller. Ölümlerine sevinilen haşarattan farksızlar. Yandaşları bile ölümlerine üzülmüyor. Bunlara yazık değil mi? Niye şehit askerlerimizle bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz da ölen PKK lılar için de biraz ağıt yakmıyorsunuz? Siz de mi ağababa emperyalist efendileri gibi kullanılıp harcanan piyonları insan yerine koymuyorsunuz yoksa? Nazar değmesin mütareke basını da görevini çok iyi yapıyor. Neymiş teröristler telefon açıp geçmiş olsun dileyerek akılları sıra alay etmişler de, bunlarla filan bizim kahrolup öfkeleneceğimizi, moralimizin bozulacağını filan sanıyorlar! Gülerim buna. Onlar önce kendi leşlerine ağıt yaksınlar. Mağaralarda ölüme terkettikleri, mehmetçiğin bulup hastaneye kaldırdığı yaralılarına yansınlar da biraz vicdanları varsa sızlasın. Ne gezer. Başta kendi içlerindeki acımasız infazlardan bir sürüsü ölüp gidiyor. Hiç boşa moralimiz bozulacak diye heveslenmeyin. Terör yok oluncaya kadar tepelerindeyiz, vuracağız... Evet ben ölen terörüstler icin üzülmüyorum, üzüldügüm sadece ülkemde terör örgütlerine kaynak yaratmamiz, yani onlara genc yetistirmemiz. Bunlari söylerken sakin beni yanlis anlamayin, yetistiriyoruz derken annelerden bahsetmiyorum, devletimizden bahsediyorum. Yapilan yanlislarla trörüst örgütlerin besin kaynaklarini cogaltiyoruz ve hatta verimli hale getiriyoruz. Sonra senelerle hesapladigimizda bu insanlar binlerce sehit cenazelerinin olmasini sagliyor, yaralilardan ve maddi zarardan daha hic bahsetmiyoruz tabiiki. Ölümler daha aci veriyor. Ajitasyona, propagandaya, .... hic gerek yok. Bu olayin ismi o kadarda önemli degil, ister savas deyin ister terörle mücadele deyin gercekler degismiyor. Olan memlekete ve evlatlarina oluyor. Bu olaydan tabii rant saglayanlarda insanlari gaza getiriyorlarki rantlari devam etsin. Ama tabii yazilanlari anlamak istemekte cok önemli. Buna hazir degilsek buradan ne yazarsak yazalim gene herkes kendi bildigini calacak. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 Evet ben ölen terörüstler icin üzülmüyorum, üzüldügüm sadece ülkemde terör örgütlerine kaynak yaratmamiz, yani onlara genc yetistirmemiz. Bunlari söylerken sakin beni yanlis anlamayin, yetistiriyoruz derken annelerden bahsetmiyorum, devletimizden bahsediyorum. Yapilan yanlislarla trörüst örgütlerin besin kaynaklarini cogaltiyoruz ve hatta verimli hale getiriyoruz. Sonra senelerle hesapladigimizda bu insanlar binlerce sehit cenazelerinin olmasini sagliyor, yaralilardan ve maddi zarardan daha hic bahsetmiyoruz tabiiki. Ölümler daha aci veriyor. Ajitasyona, propagandaya, .... hic gerek yok. Bu olayin ismi o kadarda önemli degil, ister savas deyin ister terörle mücadele deyin gercekler degismiyor. Olan memlekete ve evlatlarina oluyor. Bu olaydan tabii rant saglayanlarda insanlari gaza getiriyorlarki rantlari devam etsin. Ama tabii yazilanlari anlamak istemekte cok önemli. Buna hazir degilsek buradan ne yazarsak yazalim gene herkes kendi bildigini calacak. "Hırsızın hiç suçu yok" diyorsun yani... O da farklı bir bakış açısı tabi! Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 1 Mayıs günü Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bir teğmenin öldürülmesi olayına ilişkin olarak açıklama yapan HPG saldırıyla ilgilerinin olamadığını belirterek, üsteğmenin kendi askerleri tarafından öldürüldüğünü duyurdu. Günlerdir Türkiye kamuoyunda tartışılan karakol baskınına ilişkin HPG yaptığı açıklamada, yaşanan saldırının askerlerin kendi aralarında yaşanan bir çatışmanın sonucu olduğunu ifade etti. HPG tarafından yapılan açıklamaya göre Lice'nin Abalı karakolunda yaşanan olayın operasyona çıkan askerlerin geri dönüşü sırasında meydana geldi. Açıklamada operasyondan geri dönen askerlerin abalı karakolunda bulunan askerler tarafından HPG gerillaları sanılarak ateş altına alındığı meydana gelen kısa süreli çatışmada bir üsteğmenin öldüğü ve iki askerinde yaralandığı belirtiliyor. 1 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 1 Mayıs günü Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bir teğmenin öldürülmesi olayına ilişkin olarak açıklama yapan HPG saldırıyla ilgilerinin olamadığını belirterek, üsteğmenin kendi askerleri tarafından öldürüldüğünü duyurdu. Günlerdir Türkiye kamuoyunda tartışılan karakol baskınına ilişkin HPG yaptığı açıklamada, yaşanan saldırının askerlerin kendi aralarında yaşanan bir çatışmanın sonucu olduğunu ifade etti. HPG tarafından yapılan açıklamaya göre Lice'nin Abalı karakolunda yaşanan olayın operasyona çıkan askerlerin geri dönüşü sırasında meydana geldi. Açıklamada operasyondan geri dönen askerlerin abalı karakolunda bulunan askerler tarafından HPG gerillaları sanılarak ateş altına alındığı meydana gelen kısa süreli çatışmada bir üsteğmenin öldüğü ve iki askerinde yaralandığı belirtiliyor. Nerden okudunuz bu haberi,garanti ya STAR gazetesinden,ya Vakit'ten,ya Yeni Safak'tan ya da Fetulahin medyasi ZAMAN'DAN.Ya da Türkiye Cumhuriyeti Milletinin gözbebegi Türk Silahli Kuvvetlerinin bir numarali düsmani TARAF'tan.Cünkü bu tarz iftiralar özgüdür. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2010 ölen PKK'lılar için de o kadar bayram seyran ettiğini hiç sanmıyorum Tabii ki, sevinmek aklımdan geçmez. Ve tabii ki teröristlerle çarpışan askerimiz bile onlardan nefret etmiyor. Öldürdüğü poşulu teröristin poşusunu açtığında çocuk olduğunu görünce bunalıma girmiş asker ben de gördüm. Esir PKK lılar aralarında Kürtçe konuştuğu için bir plan yaptıkları endişesiyle tedirgin olup ateş açıp öldüren askerle de konuştum. O tedirginlik atmosferinde bunu yaptığını, ama vicdanen çok rahatsız olduğunu anlattı. Terör zaten bunları amaçlar, yanlış işler yapılmasıdır tüm amacı. Asıl silahı propagandadır. Mütareke basını da bunun için var zaten. Filmdeki yüzbaşı da kin ile hareket etmiyor, görevini yapıyordu bence. Her zaman hepimiz yaptığımız işi abartabiliriz. Bulduğu yaralı teröristleri hastaneye mehmetçiğin kaldırdığını zaten ben de söylemiştim. Ayrıca ordunun amacının teröristleri değil, terörü yok etmek olduğunu da defalarca söyledim. Etkin pişmanlık bildirileri bizzat asker tarafından atılmaktadır ve çok yararlanan vardır. rant saglayanlarda insanlari gaza getiriyorlarki rantlari devam etsin. Evet, bu işten çıkar sağlayanlar Avrupa ülkeleridir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyor, teröristlere maaş ödüyor, silah veriyor, adidaslarına varıncaya kadar giydiriyorlar. Her zaman söylerim, mini bir özel güvenlik mangası beslemeye kalkın bakalım kaça patlıyor. Koskoca bir örgüte kaynak uzaydan gelmiyor herhalde. Aslında ben bir süredir boşa yatırım yaptıklarını anladıklarını sanıyorum ama, gazdan ayağını çeker çekmez araba durmuyor. Frene basmak da istemiyorlar, saldılar bayır aşağı gidiyor... Bakalım ne kadar daha gidecek. Tabii kendi kaynaklarını da yarattı bu arada, uyuşturucu, kaçakçılık, haraç... Belki Avrupanın terörden ne menfaati olabilir diye aklınıza gelebilir. 1967 savaşında Arap ülkeleri güç birliği yapıp İsrail'i yok etmek için saldırdıklarında İsrail yok olsa ABD ne zarar görür, hangi menfaati kesilirdi de İsrail'e hava köprüsü kurup olanca yardımı yığdı yok olmasın diye? Veya yok olmasını bir kenara bırakın, zaten kurulmasını niye sağlamışlardı? Demek ülkelerin sınırları dışında da menfaatleri oluyor ve birilerine karşı birilerine destek veriyorlar. Ha, buraya İsrail konusunu karıştırmayalım da, verdiğim sadece örnek. Yani İsrail'in yok olmayışına üzülmüş gibi yazmışsın, veya o anlama geliyor gibi, halbuki önceleri öyle yazmıyordun filan gibi çelişki bulmaya kalkılmasın. Verdiğim sadece ülkelerin sınırları dışında birilerine karşı birilerini desteklemekte menfaatleri olacağı konusunda bir örnektir. Bunlar belki hemen kısa vadeli çıkarlar değil, uzun vadeli stratejik çıkarlar da olabilir. Herkes bizim gibi günübirlik, "yarına allah kerim" anlayışıyla gün geçirmiyor, yüzlerce çalışanı olan stratejik planlama kuruluşlarında her gün bu işlere kafa yoruyorlar... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.