Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allah Bizi Sınava Sokarken Sordu mu?


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Eskiler ''Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür.'' demiş.smile.gifUnutmak olmasa hatırlanacak ne olurdu?Hatırlamadıklarımızın unuttuklarımızdan olma ihtimali var.Hatırlamıyor olmamız yaşamadığımız manasında hatıramızda kalmış olabilir.

 

Belki hakikat yaşandı biz hatıraları yaşıyoruzdur...smile.gif

 

Ne bileyim garip bir halet-i ruhiye...

 

Muhabbetle...

Hatırlayanda unutanda ''BEŞER'' yani bedenli İNSAN ve bu gezegende.. :)

Sıfatlar aleminde olup bitiyor her şey..ZAT,ta sadece DÜŞÜNCE..düşüncenin hatırası hatırı olmaz..olsaydı bu dünyaya gerek kalmazdı..evren tümüyle sıfattır(suret,madde)..sınavlar falan hep sıfatlarladır..sınav yapmadan önceki öğretim ve eğitimde sıfatlaradır..öğretmen ZAT,tır.. :)

  • Cevaplar 62
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Hatırlayanda unutanda ''BEŞER'' yani bedenli İNSAN ve bu gezegende.. :)

Sıfatlar aleminde olup bitiyor her şey..ZAT,ta sadece DÜŞÜNCE..düşüncenin hatırası hatırı olmaz..olsaydı bu dünyaya gerek kalmazdı..evren tümüyle sıfattır(suret,madde)..sınavlar falan hep sıfatlarladır..sınav yapmadan önceki öğretim ve eğitimde sıfatlaradır..öğretmen ZAT,tır.. :)

 

 

''Gizli bir hazineydim bilinmek istedim.'' diyor. Yunus'un çoşkun şelalesinden ''Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.'' damlaları dökülüyor.

 

Hz. Mevlana ''Hamdım, piştim, yandım.'' diyordu.Kesrette vahdet vuslatının imtihanı.Hala ham ruhum ne her zaman farkındayım bunun ne de pişmenin gayretindeyim.Yanıyor içim lakin fuzuli hallerden tutuşmuş ruhum...

 

 

Muhabbetle...

 

 

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

kainatı insan için yarattığını söyledin durdun. sonra da çekip gittin. bir daha haber alamadık senden.

 

bin dört yüz sene önce gönderdiğin kitabının en sonuncu olduğunu söyledin ya.

 

son kapıyı suratımıza kapadın resmen. kullarını cehalete, sefalete mahkum edebilmiş varlıksın sen. bravo.

 

o gün, ne haliniz var görün dercesine dünyaya sırtını döndün. yazık değil mi onca emeğine?

 

bugünün insanlarını o kitaplarda söylediklerine layık görebilmiş varlıksın sen. dalga mı geçiyorsun?

 

şimdi açıp okusan sen de güleceksin o gün söylediklerine. ama unut gitsin. bugün yeni şeyler söylemen lazım.

 

insanlara zerre kadar değer vermeyen varlıksın sen. sözünde durmadın. alacağın olsun.

 

ademi cennetinden kovmuş kaprisli, alıngan bir varlıksın sen. pes.

 

kimi nereden kovuyorsun? sonun başlangıcı oldu o hareketin, hiç hesapta yokken.

 

sinirlenince insanlarla oyun oynarcasına felaketler yağdıran varlıksın sen. tutarlılık, ciddiyet yok sende.

 

kendi kitabının son bin senede kat ettiğimiz zihinsel dönüşümün gerisinde kalmasına izin veren varlıksın.

 

boynuz kulağı geçmedi, merak etme. silkelen kendine gel.

 

yakışıyor mu sana, sen ki en mükemmel varlıksın, kitabının bugünün en mükemmeli olamaması?

 

çok daha iyisini başarabilirsin. zeki ama tembel dedirtme kendine.

 

kendi suretinde yarattın bizleri. bizler kadar kusur dolu.

 

nasıl seyirci kalabiliyorsun kitabının bugünün en ileri bilgi düzeyini temsil etmemesine?

 

hem sonra, alınan her nefesi kaydettiğin veri tabanını nasıl boşlarsın bir kalemde?

 

iyi ile kötünün hesabı karıştı buralarda, hem de kaç zamandır. bir el atsan, sistemi güncellesen düzelecek.

 

bu musun sen? kendini bu hallere düşürecek varlık mıydın sen iki bin sene önce?

 

eski, güzel günler geride kaldı artık. o ihtişamından eser yok şimdi.

 

o eski samimiyetine, yakınlığına ne oldu? neden küstün?

 

bundan sonra neler olacağı hakkında hiçbir fikrin yok değil mi?

 

bütün işaretler, bu projeden vazgeçtiğini gösteriyor.

 

oğlun bile hesap sorduydu son nefesinde: baba, neden beni unuttun?

 

yüzüne bakamadın değil mi yanına geldiğinde?

 

çoktan kararını vermiştin zaten. havva ile birlikte fişimizi çekmiştin.

 

her şey yarım yamalak kaldı. gururun, kibirin yüzünden insanlara söyleyemiyorsun, değil mi?

 

şeytanın oyununa geldin. boşver onu. istediğini elde etti. daha fazlasında gözü yok. ipler hala senin elinde.

 

sana güvenen insanları yarı yolda bıraktın. ama onlar ümitlerini kaybetmiş değil.

 

nasıl tahammül edebiliyorsun herkesin kitaplarını tefe koyup dalga geçmesine?

 

haklı olduklarını biliyorsun. ama bir geçsen şu tezgahın başına yeniden. her şey bambaşka olacak.

 

seni hayal kırıklığına uğratan neydi? nedir seni böylesine derin bir bunalıma sokan, bir bilebilsek.

 

bir açılsan, içini döksen... biz yabancı değiliz. sil baştan başlarız seninle birlikte, eski günlerin hatırına.

 

bir kıvılcım yeter ama "yok"

Gönderi tarihi:

...

seni hayal kırıklığına uğratan neydi? nedir seni böylesine derin bir bunalıma sokan, bir bilebilsek.

 

bir açılsan, içini döksen... biz yabancı değiliz. sil baştan başlarız seninle birlikte, eski günlerin hatırına.

 

bir kıvılcım yeter ama "yok"

 

:stuart: Kardeş senin böyle düşünmene ne sebep oldu?

 

Şu ana kadar hiç böyle bir yaklaşım görmemiştim :sweatingbullets:

 

"Sil baştan başlarız" demişsin. Sanki sadaka veriyosun. :unsure: O sana(bize) varlığı vermiş yahu :huh:

 

Allah'ın zatı hakkında düşünmek caiz değildir diye birşey var ya şimdi anladım ne kadar doğru. Başladınmı düşünmeye sapıtıyorsun işte böyle.

 

Şeytanın oyununa geldin derken neyi kastediyorsun?

 

"oğlun bile hesap sorduydu son nefesinde: baba, neden beni unuttun?" İsa mı bu noluyo lan :D

Gönderi tarihi:
Bu soru bana ait değildir, çünkü yok olmak istemem ama karşılaştığım bir sorudur ve sizin bu konudaki cevaplarınızı merak ediyorum.

 

Dünya hayatı bir imtihan peki Allah insanları bu imtihana sokarken sormuş mu?

 

Kişi belki dünyaya gelmek ve sınava girmek istemiyor, ödül veya ceza istemiyorum ben yok olmak istiyorum diyor.

_____________________________________

 

Belki de sorunun çok yaygın bir cevabı var ama ben bilmiyorum. Adam gibi cevap verecek Müslüman'ların cevaplarını bekliyorum.

 

İslam'a göre Allah, Adem'i yarattıktan sonra onun neslinden gelecek olan tüm insanların da ruhlarını yaratmış ve huzuruna çağırmış.

Orada "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sormuş.

Biz o zaman yanıtlamışız:

"Bilakis, sen bizim rabbimizsin"

O anda Rabbimizi de tanımışız, sınavımızla ilgili olarak da bilgilendirilmişiz.

Fakat dünyaya doğarken, ruhumuz bu anlaşmanın bilinciyle Allah'a ulaşmak ve kirlenmemek istese de,

Nefsimiz Şeytan'a uymak eğilimi ile o anlaşmayı unutturur bize...

 

Yani İslam'a göre şöyle bir mantık var:

Evet, Allah bizi bu dünyaya yollamadan önce sınav hakkında bilgilendirmiş...

Biz de bu anlaşmaya riayet etmişiz, kabul etmişiz...

 

İnanırsınız ya da inanmazsınız

Ama İslam'ın kendi içerisinde tutarlı bir algısıdır bu...

Gönderi tarihi:

Allah Bizi Sınava Sokarken Sordu mu?

 

Ahzâb sûresi 72. âyet:

 

İnna aradnel emanete ales Semavati vel ‘Ardı vel cibali feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel İnsan* innehû kâne zalumen cehûla;

Muhakkak ki biz O Emanet’i (İlahi Hüviyet), Semavat’a, Arz’a ve dağlara arzettik de Onu yüklenmekten imtina ettiler (istidatları yetmedi) ve Ondan işfak ettiler (korktular, sakındılar)... Onu İnsan (?) yüklendi... Muhakkak ki O (İnsan) çok zalim ve çok cahildir.

Gönderi tarihi:

İslam'a göre Allah, Adem'i yarattıktan sonra onun neslinden gelecek olan tüm insanların da

.

.

.

Ama İslam'ın kendi içerisinde tutarlı bir algısıdır bu...

 

Sağol...

Gönderi tarihi:

Kur'ân'da ilgili âyet:

 

A'râf sûresi âyet 172:

Ve iz ehaze Rabbüke min beniy Ademe min zuhûrihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim* elestü BiRabbiküm* kalu belâ şehidna* en tekulu yevmel kıyameti inna künna an haza ğafiliyn;

Hani Rabbin AdemoğulLARından, onların bellerinden (sülblerinden, genlerinden) kendi zürriyyetlerini ahzedip (alıp);onları kendi enfüslerine (nefslerine) işhad ederek (şahidlendirerek; ruhlarını kuvveden fiile çıkararak): “Elestu Bi-Rabbiküm= (Ben) değilmiyim Bi-Rabbiniz (olarak) ?”, (onlar da) “KALU=dediler, BELÂ=evet, Şehidna=bilfiil şahidiz”... Kıyamet Günü, “Biz bundan gâfil idik” demeyesiniz.

 

 

İmtihanla ve imtihanın bize sorulup sorulmamasıyla ilgili olarak, üzerinde düşünebileceğimiz bir örnek vermek istiyorum.

 

Bildiğiniz gibi ikinci dünya savaşı esnasında naziler musevîleri ellerinden geldiği kadar katletmeye gayret etmişler. Uyguladıkları imhâ yöntemlerinden birisi de gaz odaları. Musevîler duş alacaksınız kandırmacası ile bu odalara sokulup, süreç tamamlanıp, kapı tekrar açıldığında rutin olarak karşılaşılan manzara şöyleymiş:

 

Cesetler üstüste yığılmış vaziyette. En altta çocuklar, çocukların üstünde kadınlar, en üstte ise erkekler.

 

Verilen gaz havadan ağır olup yere çöktüğü için en üste çıkanlar, gaz oraya ulaşıncaya kadar bir iki dakika fazla yaşıyorlarmış.

 

Bu örnekle ilgili olarak iki şey üzerinde düşünmek lazım. Birincisi bu insanlar normal yaşantılarını sürerken, daha henüz naziler ortada yokken böyle bir durumdan bahsedilse ve "Siz bir iki dakika daha fazla yaşamak için kadın ve çocukları ayaklarınızın altında çiğner misiniz" diye sorulsa verecekleri cevabı tahmin ediyorsunuzdur. "Aslâ yapmam." Bu olay imtihan konusuna ışık tutan bir örnek.

 

İkincisi ise "Ben imtihan olmak yerine yok olmayı tercih ediyorum" diyenlerin, yok olmakla yüzyüze kaldıklarında imtihanı tercih edebilecekleri gerçeği. İnsanoğlu bir dakika daha fazla yaşamak için neler yapabiliyor. Bu durumla karşılaşmadan, yani bu konunun imtihanına girmeden, bizim neler yapabileceğimizden emin olamayız.

 

Ayrıca sonuçta zaten hepimiz varlık sahnesinden silinip yok olmayacakmıyız.

Gönderi tarihi:

İslam'a göre Allah, Adem'i yarattıktan sonra onun neslinden gelecek olan tüm insanların da ruhlarını yaratmış ve huzuruna çağırmış.

Orada "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sormuş.

Biz o zaman yanıtlamışız:

"Bilakis, sen bizim rabbimizsin"

O anda Rabbimizi de tanımışız, sınavımızla ilgili olarak da bilgilendirilmişiz.

Fakat dünyaya doğarken, ruhumuz bu anlaşmanın bilinciyle Allah'a ulaşmak ve kirlenmemek istese de,

Nefsimiz Şeytan'a uymak eğilimi ile o anlaşmayı unutturur bize...

 

Yani İslam'a göre şöyle bir mantık var:

Evet, Allah bizi bu dünyaya yollamadan önce sınav hakkında bilgilendirmiş...

Biz de bu anlaşmaya riayet etmişiz, kabul etmişiz...

 

İnanırsınız ya da inanmazsınız

Ama İslam'ın kendi içerisinde tutarlı bir algısıdır bu...

 

Kemend sana da cevap olabilir...

Gönderi tarihi:

''Ben sizin RABBİNİZ değilmiyim..'' hitap bu..demiyor ben sizin Allahınız değilmiyim diye..RABBİNİZ diyor.. :)

 

Burada ince bir ayar var galiba..RAB kelimesini incelersek anlaşılabilir.. :D

Gönderi tarihi:

 

 

 

Ayrıca.. :D (sonradan geldi aklıma..)

 

Şahit..hemde bilFİİL ŞAHİT..buradada bi ince ayar var gibi..sanki bu gezegende ve iki kişi arasında bir diyalog..fiil var..şahit yani gören var..bütün bunların olması için görünen ve görende olmalı.. :D

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

tanrı bize sormuyor.

kendi kendimize soruyoruz "neden geldim dünyaya"

 

sonra, yanıtlıyoruz. sonrası çorap söküğü gibi....

 

tanrı kendi kendine sorar "ben neden varım" diye.

adem, tanrı benzeyişinde olduğundan, ademlerde böyle yansıma oluyor.

 

her şeyin yanıtı olmaz, yanıtları olur. yanıtların hepsini doğru kabul eden rahat eder.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.