Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Doğanın Hileleri


ibn-i meymun

Önerilen İletiler

Tüm canlılar var olmak için birbirlerine bağımlıdır. Var olabilmenin diğer koşulu da av olmaktan kurtulmak ve beslenmek. Bitkiler besinlerini kendileri üreten canlılardır. Bunun için de öncelik havadaki karbondioksit, su ve güneş enerjisidir. Hayvanlar da bitkilerin ürettiği besinleri onları yiyerek bir kısmı da diğer hayvanları avlayarak besinlerini sağlar. Buna besin zinciri deniliyor.

 

Avlanmak ve av olmaktan kurtulmanın ilk yolu pasif bir özellik olan kamuflaj. Kamuflaj avlayan için de gerekli av olanın gizlenebilmesi için de gerekli. Kamuflaj dışında çeşitli hileler aldatmacalar da genlerle aktarılan özellikler ve içgüdülerden oluşur.

 

Zehirli yılan renk ve desenindeki zehirsiz yılanlar, arı renginde sinekler, yosun biçimli balıklar gibi milyonlarca özellik kamuflajın örnekleri. Türlere özgü aldatma yöntemlerinden, avlanmak ve avlanmamak için de davranışlar var. Bunların da büyük çoğunluğu içgüdüsel olmasına karşın, sonradan öğrenilmiş olanlar da var.

 

Birçok türde görülen yakalandığında ölü taklidi yapma, kınkanatlı böceklerde dahi var. Bu tür özellikler kamuflaj gibi olmayıp, aktif davranışlardır. Tilkinin yakaladığı kuş kurtulamayınca hareketsiz kalarak ölü taklidi yapar. Çevrede kaçışan başka avlar olduğundan çantada keklik ölü avını yere bırakan avcı diğerleri ile ilgilendiğinde taklitçi kuş uçarak kaçar. Yüzlerce kuş türünde var olan bir güdü bu. Bazı yılan türerinde de var. Tehlikeye karşı sürüyü uyarma sesleri tüm sürünün kaçmasını sağlar. Bu özellik hile olarak da kullanılmakta, bölge kavgalarında da kullanılmakta. . Yiyecek bulan kuş, tehlike alarmı tonuyla bağırarak diğerlerinin kaçması sonucu gördüğü yeme sahip olur. Sahte alarm verme, böcek görüldüğünde de evcil hayvan yemliklerinden yem çalma sırasında da birçok türde gözlenmiş.

 

Suya ekmek atarak balıkların toplanmasını sağlayan oltacı balıkçıllar dahi doğada var ve bu davranışın suya ekmek atan çocuklardan görülerek öğrenilmiş olduğu dahi öne sürülmüş. Bu davranışın nadir görülmesi ve ancak bazı bireyler tarafından uygulanıp balıkçıl kültürüne girmemesi bu iddianın nedeni. Kuşların bir kısmı yere toprak üzerine yuva yapar. Ve her türlü avcıya karşı korumasız oldukları sanılabilir. Fakat her türün kendine özgü öyle numaraları vardır ki biz bunu önce zeka sanabiliriz. Aslında bu davranışlar içgüdüsel. Genlerle aktarılan bilginin böylesine karmaşık olması, ve muhteşemliği, bizim bunu zeka olarak düşünmemizi sağlar. Soğuk iklimlerde yuvalayan yağmurcun tilkilerin besin kaynaklarından. Yuvasında yumurtalarının üzerindeki yağmurcun kuşu, yakınlarda bir tilki gördüğünde, tilki onu görmeden yuvasını terk edip otların arasında gizlenerek fare taklidi yaparak tilkiye doğru koşar. Tilki onu kovalamaya başlayınca yuvadan uzaklaşacak yönde koşar, tilkinin içinde yumurta veya yavru olan yuvayı görmesini engeller. Bu davranış, zihinsel olarak, düşünülerek, sonradan öğrenilerek gerçekleşmez. Tilkiyi gördüğünde nasıl davranacağı, oynayacağı rol yağmurcun kuşunun genler ile aktarılan bilgileri arasında var. Buna da sonradan öğrenilmediği için pasif biliş deniliyor. Aktif biliş ise algılarımızla bilgi toplama, bunları çözümleme, kıyaslama, toplanan bilgileri birleştirme, ve sinir sistemine işlenmesidir.

 

Yağmurcun kuşunun bilişi sadece bu kadar değil daha ne rolleri var onun. Yuvada yatarken sürekli çevreyi gözleyen kuşun uzaklarda bir tehlike algıladığında tehlikenin üzerine gidip yuvadan uzaklaşırken yere yapışıp koşarken fare taklidi yapmakta, hatta fare sesleri de çıkarır. Diğer numarası, fare değil kuş olmaktır. Yine yuvadan uzak bir yere gider fakat fare gibi sürünerek değil uçarak. Tilkinin görebileceği açıklıkta bir yere konarak kuluçkaya yatar pozisyonunda bekler. Saldırgan sahte yuvaya geldiğinde yuvadan ters yönde uçarak uzaklaşır. Sahte yuvayı inceledikten sonra kurnaz dediğimiz tilki onu takip edecek olursa gerçek yuvadan uzaklaşmış olur. Diğer aldatma yöntemi yine yuvadan uzağa gidip kuş sesiyle ötmesi yırtıcıya yaklaşıp uzaklaşarak hem görsel hem işitsel olarak onu etkileyip yavrulardan uzaklaştırması. Diğer taktiği ise kırık kanat gösterisi. Yuvadan uzakta yaralı rolü, tilkiyi ona yönlendirdiğinde kanadını sürükleyerek, bazen düşüp kalkarak kaçması ile gerçekleşir. Bazen de tek kanadını çırparak yarım metre havalanıp düşmesi, yerde yana yatması, gösterinin büyük alkış alacak rolü. Bu sırada peşindeki kolay av ümidindeki tilki ile yuvasından her 10-15 metrelik uzaklaşma tehlikenin uzaklaşmasının garantisi.

 

Yaşam işte böyle aldatmaca ve hilelerle doludur. İnsanlara kızıp hayvanların masumluğunu savunanlara duyurulur.

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşam işte böyle aldatmaca ve hilelerle doludur. İnsanlara kızıp hayvanların masumluğunu savunanlara duyurulur.

 

 

 

 

Hile yapmak yanlızca insana mahsustur,bunların tümünü hayvanlar hayatta kalabilmek için yaparlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Hile yapmak yanlızca insana mahsustur,bunların tümünü hayvanlar hayatta kalabilmek için yaparlar...

 

Evet doğru, av olmamak ve avlanmak için güdülerinde var olan özellikler bunlar. Bir uyarıcı karşısındaki tepkileri. Uyaran olmayınca bu davranışlar aklına gelmez. Tüm bunlar doğanın hileleridir.

 

Peki insan da böyle değil mi? Beslenmek, yaşayabilmek, varlığını sürdürmek için güdüsel davranışları yok mu? Tüm davranışlarının başlangıcı içgüdüsel, yaşamın özellikleri bu. Bilinci ile güdüsel olmayanları icat etmesi, doğaya ait bir varlık olan insanın, doğal özellikleri ile davranışlarıdır. Aklını kullanabilen diğer hayvanlar da birşeyler icat etmiş, ve nesiller boyu yeni gelene, öğretmekteler. Balık avlamak için suya ekmek atan karabatak kötü bir canlı mı? Karınca yuvasına tükürükledikleri çimeni sokmayı icat etmiş şempanze, kabuklarını soydukları dalları termit yuvalarına sokan bonobolar saf canlılar mı?

 

Kötü olmanın sınırları nerede? Geleneklerle ve kanunlarla konulan sınırların doğruluğu kesin mi? Niçin adetler, kanunlar sürekli değişime uğramakta?

 

Boş oldukları için.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kötü olmanın sınırları nerede?

 

Aslında bunun bir sınırı yok...Herkes kendi sınırını kendi belirliyor...

 

Vicdanı ve ahlakı ile....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen de haklısın Radyan. Kolay anlaşılabilir yazamıyorum.

Afedersiniz;kabalık etmek istemem ama düzeltmeden edemiyeceğim:

 

Radyan değil Radya,nickimin kolay anlaşılır olduğunu sanıyordum...:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.