Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TSK Çuvallamıştır.


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Tabiiki bu belgeler dogal olarak geri istenecek ortada ciddi bir iddia var bunlarin dogrulugu vede bu belgeler asil ise yerine iade edilmek zorundadir bundan dogal ne var..

 

Bir hafta bu belgeler ortada dolasiyor yandas medya tarafindan ama sonuc asli astari yok..

 

Varsa ispatlayin koyun belgeleri ortaya..

 

Cok gizli ibareymis! ya Arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun.

 

"Çok Gizli (Top Secret)", "Gizli" , "Özel Hizmet" gibi ibareler, belgelerin "gizlilik derecesi"ni ifade eder. Devlet kurumlarında, bu ibareler, gizlilik derece en yüksek seviyede bulunan belgeri tanımlar. Üzerinde bu ibarelerin bulunduğu belgeler "devlet sırrı" niteliğindedir.

 

“Açıklanması veya öğrenilmesi, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgelerdir.”

 

Bu ibareler askerler arasında dolaşan her "mektup"ta değil, içerikleri itibariyle "devlet sırrı" niteliğinde olan belgelerde yer alır.

 

Genelkurmay'dan Taraf gazetesine sızdırılan belgeler "devlet sırrı" niteliğinde olan belgelerdir.

 

Biz, savcının belgelerin teslim edilmesini talep etmesini eleştirmiyoruz. Savcının devlet sırrı olduğu için teslim edilmesini istediği belgelerin Taraf gazetesinde nasıl ulaştığını eleştiriyoruz.

 

Sıraladığım ve sıralayacağım sızdırılan belgeler, Genelkurmay tarafından kendilerine ait gizli belgeler olduğu doğrulanan belgelerdir.

 

Ben Genelkurmay tarafından sahte olduğu beyan edilen belgeleri zikretmedim ve zikretmeyeceğim.

 

Sabah sabah beni güldürdün Efendi. Askerler arasında dolaşan her mektup gizli ibare taşırmış. Askerliğini yazıcı olarak yapan erlere yazdırılır, askerler arasındaki sıradan yazışmalar. Gizli ibaresi falan da yoktur. Zira yazıcı ere yazdırılan bir belgeye "gizli" ibaresi vurmak kadar komik birşey olmaz değil mi :)

  • Cevaplar 142
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

"Çok Gizli (Top Secret)", "Gizli" , "Özel Hizmet" gibi ibareler, belgelerin "gizlilik derecesi"ni ifade eder. Devlet kurumlarında, bu ibareler, gizlilik derece en yüksek seviyede bulunan belgeri tanımlar. Üzerinde bu ibarelerin bulunduğu belgeler "devlet sırrı" niteliğindedir.

 

“Açıklanması veya öğrenilmesi, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgelerdir.”

 

Bu ibareler askerler arasında dolaşan her "mektup"ta değil, içerikleri itibariyle "devlet sırrı" niteliğinde olan belgelerde yer alır.

 

Genelkurmay'dan Taraf gazetesine sızdırılan belgeler "devlet sırrı" niteliğinde olan belgelerdir.

 

Biz, savcının belgelerin teslim edilmesini talep etmesini eleştirmiyoruz. Savcının devlet sırrı olduğu için teslim edilmesini istediği belgelerin Taraf gazetesinde nasıl ulaştığını eleştiriyoruz.

 

Sıraladığım ve sıralayacağım sızdırılan belgeler, Genelkurmay tarafından kendilerine ait gizli belgeler olduğu doğrulanan belgelerdir.

 

Ben Genelkurmay tarafından sahte olduğu beyan edilen belgeleri zikretmedim ve zikretmeyeceğim.

 

Sabah sabah beni güldürdün Efendi. Askerler arasında dolaşan her mektup gizli ibare taşırmış. Askerliğini yazıcı olarak yapan erlere yazdırılır, askerler arasındaki sıradan yazışmalar. Gizli ibaresi falan da yoktur. Zira yazıcı ere yazdırılan bir belgeye "gizli" ibaresi vurmak kadar komik birşey olmaz değil mi :)

ABD emperyalizmi Büyük Ortadogu Projesi icin buna uygun ülkemizde hükümeti olustururken, önündeki diger engelleri ulusal gücleri ergenokon tertipiyle kendi siyasi kanat tarafindan iceri aldirirken.. Önünde ki en büyük engel asilmasi zor engeli Türk Ordusu, onu nasil asabilirdi yoksa gerek yokmuydu..

 

Birseyler yapmasi gerekmiyormuydu? Bütün gücünü kullanarak! burdan yola cikarsak..

 

Belgeler gercekten sizdirilmis da olabilir dua edelim orduyu iceri alacak güclerinin yetmedigine K.Irak a giren Türkiye ye girmemesi icin bir neden kalirmiydi olaylari biraz sogukkanli yönden bakamayiz mi bunun icin bir neden mi var? gizli belgeler kapali kutu degil ki birileri o belgelerin oldugu yere olmasa bile ulasim aninda kavusabilir..

 

Sayin Genelkurmay Baskani Orgeneral Ilker Basbug, yaptigi basin toplantilarinda önemli bir gercege isaret etmiyor mu her daim. Türk Ordusuna karsi sistematik, örgütlü bir psikolojik savas yürütülmektedir.

 

Bu yürütenler kim? Amerika Birlesik Devletleri; Taraf bunun neresinde Sayin CYRONA söylermisin bu savasin yaninda neden Traf yer aliyor madem bu belge ellerine geciyor neden geri iade edilmiyorda psikolojik savasin icinde yer aliyor bunu gündemde tutmaya calisanlar sizce kimin yaninda yer alir?

 

Türk Ordusu teslim alinmak, vatani savunamaz hale getirilmek istenmektedir. Bunun farkindamiyiz.. bu savasin hangi tarafinda oldugunu vicdan sahibi kendisi karar vermelidir.. varsayimlar la degil Sahte belgelerle degil..

Gönderi tarihi:

gizli belgeler kapali kutu degil ki birileri o belgelerin oldugu yere olmasa bile ulasim aninda kavusabilir..

 

Devlet sırrı niteliğindeki gizli belgeler evet kapalı kutudur. Sadece ulaşmaya yetkisi olan personel ulaşabilir. Yok yetkisi olmayan personel ulaşabiliyorsa o da çuvallamadır.

 

ABD emperyalizmiyle ve ABD parmağıyla ilgili, ateşli ABD taraftarlarına, Türkiye'nin refahı ve ilerlemesinin ABD, Nato politikalarını izlemesiyle mümkün olduğunu savunanlara soracaksın :)

 

 

 

 

Sayin Genelkurmay Baskani Orgeneral Ilker Basbug, yaptigi basin toplantilarinda önemli bir gercege isaret etmiyor mu her daim. Türk Ordusuna karsi sistematik, örgütlü bir psikolojik savas yürütülmektedir.

 

Bu yürütenler kim? Amerika Birlesik Devletleri; Taraf bunun neresinde Sayin CYRONA söylermisin bu savasin yaninda neden Traf yer aliyor madem bu belge ellerine geciyor neden geri iade edilmiyorda psikolojik savasin icinde yer aliyor bunu gündemde tutmaya calisanlar sizce kimin yaninda yer alir?

 

Türk Ordusu teslim alinmak, vatani savunamaz hale getirilmek istenmektedir. Bunun farkindamiyiz.. bu savasin hangi tarafinda oldugunu vicdan sahibi kendisi karar vermelidir.. varsayimlar la degil Sahte belgelerle degil..

 

Öncelikle nickim CYRONA değil CYRANO daha önce de böyle yazdığın için düzeltme ihtiyacı duydum.

 

Dostum sen yazılanları okumuyor musun ? TSK'ya karşı psikolojik ve asimetrik bir savaş yürütüldüğünü belirtmişim zaten değil mi?

 

Benim eleştirim bu savaşı yürütenlere karşı çuvallamakla ilgilidir.

 

Evet TSK'ya karşı sistematik bir savaş var. Bu savaş TSK içinden belge sızdırılarak yürütülüyor 2 yıldır. Ve 2 yıldır TSK kendi kurumunun içinden psikolojik savaşı yürütenlere bilgi ve belge sızıntısını engelleyemiyor.

 

Devlet sırrı niteliğinde gizli askeri belgeleri koruyamıyor. 2 yıldır bu tür belgeler sistematik olarak, TSK'ya karşı psikolojik savaş yürütenlere servis ediliyor içeriden.

 

Ben Taraf'ı mı savunuyorum ? TSK'ya karşı yürütülen psikolojik savaş Taraf gazetesi üzerinden yürütülüyor. Peki, TSK'ya ait devlet sırrı niteliğindeki gizli belgelerin Taraf gazetesinde ne işi var ? Bu gazete kurulduğundan beri TSK'nın içinden bu gazeteye gizli belge servis ediliyor. Bunu engelleyecek olan kim ? Önlemini alacak olan kim ? Sızdıranları yakalayıp, cezasını verip, sızıntıyı durduracak olan kim? TSK. Bunu başaramayan kim? TSK.

 

Ne varsayımı ? Bu topicte yazdıklarımın hangisi varsayım ? Ne sahte belgesi ? Bu topicte sıraladığım belgelerin hepsinin gerçek olduğu ve TSK'dan dışarıya sızdırıldığı, TSK tarafından doğrulanan kabul edilen belgelerdir.

Gönderi tarihi:

Şark cephesinde yeni bir gelişme yok!

 

Zaten bizim bahsettiğimiz de karakol baskınıydı. Bu baskın ile ilgili bir istihbarat belgesi varsa, baskın olmadan önce bu belgeler son derece gizlidir. Üzerinde Çok Gizli ibaresi de eminim varmıştır. Aynı şekilde bir bombalama, intihar eylemi filan yapılacağını istihbar eden bir rapor da son derece gizli olacaktır. Böyle bir raporun önceden sızması demek, yer yerinden oynar demektir. Yani, atıyorum 10 Martta bir bombalama eylemi yapılacağı istihbar edildi. Eğer gazete 10 Marttan önceki bir tarihte bu raporu yayınlarsa, kıyamet kopar.

 

Ama olay gerçekleşip söz konusu edilen tarih eskidiği anda belge gizliliğini kaybetmeye başlar. Hatta bunu genelkurmay kendisi bile açıklayabilir. Bunda bir acaiplik olmaz.

 

Ha, bu demek değil ki rapor belgelerini çöpçüler bulacak. Bunun dışarı çıkması elbette yine suç, elbette askeri savcı belgeleri isteyecek. Bu konuda yapılan çalışmalar tabii ki var ve sorumlular da cezalandırılacak. Ama cadı avı şeklinde değil, yasal şekilde. Kirli düzenbazların oyununa ve tahriklerine gelerek, onların aynı yöntemlerle ve öfkeyle değil…

 

Tabii çok gizli niteliği zamanla değişmeyen belgeler de vardır. Örneğin atıyorum Kıbrıs Türkleri veya batı Trakya Türkleri, ya da Irak Türkmenleri silahlandırılmış olsa, bu çok uzun yıllar gizli belge niteliğini korur. Belki hiç ortaya çıkmaz. Ya da işgal durumunda ulusal direnişin karargahının yerinin neresi olacağı, bu direnişte kullanılacak gizli silah depolarının krokileri, direnişte savaşacak gerilla eğitimi almış personelin kimlikleri…

 

Bunlar kozmik denilen odalarda saklanır ama bir tane kozmik de yoktur, onu da söyleyeyim. Hiçbir normal akla sahip insan tüm yumurtaları bir sepete koymaz.

 

Hep dediğim gibi, ellerinden geleni artlarına lütfen bir koymasınlar da bir görelim ellerinden gelenin topunun cürmü ne kadarmış!

 

Yalnız tekrar edeyim, gelişmeleri kesinlikle hafife değil, tersine son derece ciddiye alıyorum...

Gönderi tarihi:

Şark cephesinde yeni bir gelişme yok!

 

Zaten bizim bahsettiğimiz de karakol baskınıydı. Bu baskın ile ilgili bir istihbarat belgesi varsa, baskın olmadan önce bu belgeler son derece gizlidir. Üzerinde Çok Gizli ibaresi de eminim varmıştır. Aynı şekilde bir bombalama, intihar eylemi filan yapılacağını istihbar eden bir rapor da son derece gizli olacaktır. Böyle bir raporun önceden sızması demek, yer yerinden oynar demektir. Yani, atıyorum 10 Martta bir bombalama eylemi yapılacağı istihbar edildi. Eğer gazete 10 Marttan önceki bir tarihte bu raporu yayınlarsa, kıyamet kopar.

 

Ama olay gerçekleşip söz konusu edilen tarih eskidiği anda belge gizliliğini kaybetmeye başlar. Hatta bunu genelkurmay kendisi bile açıklayabilir. Bunda bir acaiplik olmaz.

 

Ha, bu demek değil ki rapor belgelerini çöpçüler bulacak. Bunun dışarı çıkması elbette yine suç, elbette askeri savcı belgeleri isteyecek. Bu konuda yapılan çalışmalar tabii ki var ve sorumlular da cezalandırılacak. Ama cadı avı şeklinde değil, yasal şekilde. Kirli düzenbazların oyununa ve tahriklerine gelerek, onların aynı yöntemlerle ve öfkeyle değil…

 

Tabii çok gizli niteliği zamanla değişmeyen belgeler de vardır. Örneğin atıyorum Kıbrıs Türkleri veya batı Trakya Türkleri, ya da Irak Türkmenleri silahlandırılmış olsa, bu çok uzun yıllar gizli belge niteliğini korur. Belki hiç ortaya çıkmaz. Ya da işgal durumunda ulusal direnişin karargahının yerinin neresi olacağı, bu direnişte kullanılacak gizli silah depolarının krokileri, direnişte savaşacak gerilla eğitimi almış personelin kimlikleri…

 

Bunlar kozmik denilen odalarda saklanır ama bir tane kozmik de yoktur, onu da söyleyeyim. Hiçbir normal akla sahip insan tüm yumurtaları bir sepete koymaz.

 

Hep dediğim gibi, ellerinden geleni artlarına lütfen bir koymasınlar da bir görelim ellerinden gelenin topunun cürmü ne kadarmış!

 

Yalnız tekrar edeyim, gelişmeleri kesinlikle hafife değil, tersine son derece ciddiye alıyorum...

 

O kadar ilginc gelismeler,söylemler var ki zaten bu gelismelere ve söylemlere bakildiginda ülkemizde nasil bir cephelesmenin oldugunu kimlerin karsi cephede yer aldigini anliyoruz.Kücük bir örnek verelim:

 

Erzurum'daki savcilarin yetkilerinin ellerinden alinmasi ile Türkiye'de baslayan tartismalarin odak noktasini HSYK ile hukukcular aldi.Dinledigim tüm hukukcular-Yargitay, Danistay disinda-hepside HSYK'nin kararinin cok dogru oldugunu ve Erzrum Özel Yetkili Savcisinin yetkilerini astigini söylediler. Ben Yargitay ve Danistay disinda diye yazdim cünkü ayni cephe zaten Yargitaya ve Danistaya karsida mevcut. Birde Demokratik Yargi adi altinda bir kurulus var. Anayasa Mahkemesinin rapörtörü bu kurulusun üyesi.Yani acik yazman gerekirse tamamen AKP yanlisi bir kurulus.

 

Bütün bu olumlu görüslerin yanisira dün NTV kanalinda bir Emekli Askeri Hakimle telefon görüsmesi yapildi. O na fikirleri soruldu, emekli askeri hakim aynen sunlari söyledi: "Bu cok vahim bir yetki gaspidir. HSYK'ya Genelkurmay baski yapmistir. 3.Ordu Komutaninin ifadesinin alinmasin önlemek icin! "Bunu emekli bir askeri hakim söylüyor. Düsünebiliyormusunuz, emekli bir askeri hakim aciktan Genelkurmayi bu olayin icine cekiyor ve de 3.Ordu komutanini kurtarmak amacli olarak yorumluyor bu olanlari.

 

Ben tabiiki ordudan atilan subaylarin bosuna atilmadigi konusunda hic kusku götürmeyecek kadar bir görüse sahibim. Icinden geldigi bir kurumu bu denli suclayan bir subay bosuna atilmamistir ordudan. Org.Cetin Dogan'in emir subayinida öyle addediyorum. Bunlar askerin icersinde hastalik olusturan viruslar gibidir. Ayiklandikca son bir cirpinisla zehirlerini sacmaktadirlar.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Yazılarımın "öğretici" olma özelliği beni gerçekten mutlu ediyor.

 

"Çok Gizli", "Gizli" ibareli belgelerin ne olduğunu, nasıl korunduklarını, hangi gizlilik derecesinde olduğunu öğrendik.

 

Sızdırılan belgelerin Genelkurmay'a ait "çok gizli" ibareli "devlet sırrı" niteliğindeki belgeler olduğunu öğrendik.

 

Raporun yayınlandığı tarih geçtikçe gizliliğini kaybeder, o yüzden sızdırılması kolaylaşır gibi faraziyeler, daha önce belgelerin "gizli belge" olmadığı şeklindeki faraziyelerle aynı minvaldedir. Bu topiğin genel gidişatı sırasıyla ; " bilgiye dayanmayan faraziyeler> doğrusunun gösterilmesi> ateşli şekilde savunulan iddianın terkedilip yeni mazeretler üretilmesi" şeklinde olduğu için, fazla ciddiye almıyoruz.

 

Belgelerin içeriklerini, askeri birimlerin harekat taktiklerini vs içermesini geçtim, raporu hazırlayan askeri istihbarat personelinin kimliklerinin deşifre edilmesinin nasıl birşey olduğundan haberdar olduklarını da sanmıyorum.

 

Ama öğrenirler ben yazdıktan sonra, kurtarma yazılısı için yeni faraziyeler üretirler. Bundan gerçekten şikayetçi değilim, en verimli beyin fırtınası bu şekilde yapılır, o anlamda bana gerçekten yardımcı olmaktadırlar :)

 

Genelkurmay'ın kendisi, savcıları, sözcüleri, bu belgelerin devlet sırrı niteliğinde, çok gizli belgeler olduğunu, sızdırılmaları ve yayınlanmalarının ulusal güvenlik açısından ciddi risk oluşturduğunu beyan ederken, konuya onlardan daha vakıf insanlar, söz konusu belgelerin gizli olmadığını bilmektedir :)

 

Devlet sırrı niteliğindeki belgeler, gizlilik vasıflarını kaybettiklerinde imha edilirler. İmha edilmemiş ve gizlilik ibaresi bulunan her belge devlet sırrı niteliğindedir. Bu niteliğine göre korunur. Bir belgenin nasıl korunacağı, nasıl muhafaza edileceği, kimlerin ulaşabileceği, belgenin tarihine göre değil, üstünde yer alan gizlilik ibaresine göre belirlenir.

 

Taraf sızdırdığı belgelerden yaptığı propagandaya malzeme olabilecek olanları yayınlamıştır. Aynı kaynaktan sızdırılan diğer belgelerin (askeri savcılık yazısında zikredilen belgeler) hangi konuda olduğu, ve kimlere gittiği meçhuldur.

 

Bir sonraki yazıda, felaket anında, neler yapılacağını vs içeren harekat planları, eylem planlarının da nasıl sızdırıldığını göreceğiz.

Gönderi tarihi:

Şimdi bir toparlayalım Şark cephesinde bir değişiklik mi olmuş?

 

İtiraz nerelerde toplanıyor bir bakalım. Belgelerin içerikleri... İçeriğin bir önemi yok, istihbar edilen olay geçmiş tarihte kalmış. Askeri birimlerin harekat taktikleri... Bu da harekat anında çok gizlidir, harekat bitince dizi filmi bile yapılabilir... Ne kaldı istihbarat birimlerinin kimlikleri... İstihbarat raporlarını gizli ajanlar imzalamaz. Raporların toplandığı büro yetkilisi imzalar. O da resmi bir görevlidir. Bunun da bir kıymeti yok anlaşılacağı üzere...

 

Kurtarma yazılısı filan yok, söylem aynı:

 

Söylem 1: Telsiz konuşmaları konuşma anında bilgi alınamaması için şifrelenir. Telsiz konuşmaları kaydedilip kripto cihazları ile çözümlenebildiği için, sıcak olay bittikten sonra gizlilik niteliği yoktur.

 

Söylem 2: Raporun istihbar öngörü tarihinden sonra gizliliği önemini yitirir.

 

Söylemler aynı olduğu için rescue durumu yok... :)

 

Yok şimdi amaç ne anlamadım, "battık, kuşatıldık, bittik, hakkımda iyi bilirdik deyin, elveda" mı demek gerekiyor, nedir? Genelkurmay olayların takipçisi ve tetikte, artık bu ülkenin demokratikleşmesi de kaçınılmaz, ertelenemez bir zorunluluk. Tekrar ediyorum, tarihi de geçse, ne olursa olsun yine de belge sızdırmak suçtur, takibi yapılıyor, yapılacak. Bu konuda ihmal, gevşeklik, müsamaha tabii ki düşünülemez.

 

Haa, yine olmadı, yine Cafer yapacağını mı yaptı? Valla bunu düşünmemek en iyisi. Bilemem... O, o günün işi...

Gönderi tarihi:

Daha önce de açıkladım, yeri geldi bir daha açıklayayım: Ordu kurmay yetiştirmek için türlü senaryo çalışmaları yaptırır. Bu senaryolarda her şey olabilir. Darbe de olabilir, savaş da çıkabilir, isyan da çıkabilir, olmayacak şey yoktur, Marslılar bile işgal edebilir.

 

Bu senaryolar da gizlidir. "Bakın millet biz ne planladık", ya da "bakın millet ordu ne planlamış" tarzı sızdırılmaz. Ola ki senaryonun birinde de Batı Trakya'da Türkleri ayaklandırıp Yunanistan'ı bölme planı vardır! Bazı zekası çok ileri olanlar, ya da çok Samanyolu televizyon kanalı dizisi izleyenler "anaaa! Neler de oluyormuş!" demesinler diye. Ya da senaryolar Yunan basınına verilip "işte Türkiye'nin ülkemiz üzerinde hain emelleri!" diye yaygarayı basmasınlar diye!

 

Yoksa ordu gizli saklı bir iş çevirdiği, suçunu örtbas ettiği için değil!

 

Bu senaryolar seminer şeklinde yüzlerce kurmay tarafından çalışıldığı için, sonradan sızdırılması öyle zor bir iş de değil.

 

Bakın söylüyorum: Psikolojik savaş bunlar... Asimetrik saldırı... Sinek yumruklanmaz, şaplaklanır...

 

Yine söylüyorum: Küçümsemiyorum, tersine çok ciddiye alıyorum, ihanettir, satın alınmışlık, ruhunu şeytana satmışlıktır...

Gönderi tarihi:

Teknik bağlamda kavramsal açıdan bakarsak TSK'nın korunması gereken, gizli planlarının dışarıya sızdırılması durumu için kullanılacak kelime sayısı çok da fazla değildir.Gizli tutulması gereken belgeler gizli tutulamıyorsa ''Görev'' yerine getirilemiyor demektir yanlış yorumlamıyorsam.Görev istenildiği halde yerine getirilemiyorsa ortada bir acizlik vardır.Kaba tabirle buna ''Çuvallamak'' da diyebiliriz.'' Çuvallamak'' tabirini kullanmak ''Çuvallama'' tabirini kullandığınız kurumu küçük düşürmek, onu sevmemek manasını taşımaz.Başka tabirle de bu durumu ifade edebiliriz, ''aciz'' olmak gibi ne bileyim.Lakin hangi tabiri kulalnırsak kullanalım olayın özünü değiştirmeyecektir.

 

Bu durumdan hoşnut olamak veya olamamak ayrı bir mevzu.TSK'dan bu belegerin sızdırılmasının acizliği görmeyip de sızdırılan belgeleri kendi amacı için kullananlara yönelik ''TSK'ya asimetrik operasyon yapılıyor, bu bir yıpratma propagandısır.'' deyip TSK'nın bu durumunu görmezlikten gelmek kendini kandırmaktır, suçlu bulma psikolojisiyle hareket etmektir...

 

Belgelerin içeriğinin gerçekte ne olup olmadığı, gerçekten suç teşkil ediyorsa( ki bu da herkese göre değişiyor...) ne yapılması gerektiği apayrı bir konu.

 

Şimdi durum şu:TSK'nın gizli planları bir gazetede yayınlanmakta ve bundan hareketle bu belgeleri oluşturduğu varsayılanlar hakkında işlem yapılmakta.

 

Bu belgeler ne kadar gerçeği yansıtmaktadır, gerçekse yapılan işlemler doğru mudur,bu belgeler gerçeği yansıtmıyorsa kim bu belgeleri TSK'dan sızdırıp değiştirerek operasyon yapmaktadır, bu güç kimdir, nedir ne yapmaya çalışmaktadır nasıl öğreneceğiz?

 

 

Kim aydınlatacak bizi?Diyelimki ''Asimetrik operasyon yapılıyor, bunun bir ayağını da ABD oluşturuyor.'' ne yapacağız?Ordumuz bile gizli belgeleri elinde tutamazken?Bu nasıl bir görüntüdür böyle?

Gönderi tarihi:

Cok gizli ibareymis! ya Arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun.

 

Askerler arasinda dolasan her yazisma gizlilik icermez. Helede bölük ve batarya seviyesindeki birliklerdeki yazismalarda, gizlilik derecesi olan yazisma pek nadirdir. Ben Kibris cikarmasinin sonraki yilinda (1975)oyillar Türkiyesinin en kritik (Hora Egede petrol ariyordu) bölgesi olan, Yunanistan sinirinda yaptim askerligimi. Görevim Tabur personel (S-1)yaziciligi idi. S-2--S-3 ve S-4 yazicilariyla ayni odada calisirdik. S-1 ve S-4 e gelen tüm yazilari zarflarini acip, numaralarini postaninkine ve kendi defterlerimize kayit yapip, imzalayarak teslim aldigimiz halde S-2 , S-3 yazicisi arkadas (S-2 , S-3 beraber) sadece gizli yazili olan (S-3) belgeleri zarflarini acip numaralayarak teslim alabilirdi. S-2 ye gelen yazilarin tümünde "COK GIZLI" ibaresi bulundugundan, sadece zarftaki numarayla kayit yapilip teslim alinirdi. Bizim sorumlu subayimiz (S-1 ve S-4) bascavus olmasina ragmen, S-2 , S-3 sorumlu subayi kidemli binbasiydi.

 

Birgece S-2 yazicisi arkadasla hareket odasina (subay ve astsubaylarin girmesi bile yasak)girdik. Dosyalari ve haritalari karistirdigimizda, bizim alayin üzerinde kirmizi X isareti gördük. Tam cikiyordukki; binbasi karsimiza cikmazmi? O gece nöbetci (geleli 1 ay olmustu)amiriydi. Sol yayinlar yakalattigindan bir yil ceza yemis yükselmesi durdurulmustu. Bizler hakkinda hicbir bilgisi olmadigi halde, gidin yatin demis, o konu birdaha gündeme gelmemisti.

Gönderi tarihi:

Fuzuli arkadaşımızın yazısını okuyunca yazdıklarımın anlaşılır olduğunu görüyorum :)

 

Tam olarak belirttiğin gibi dostum. Ortada bir "kendini kandırma" var. Daha doğrusu kendini kandırmaya çalışma. Tefvik Fikret'in bir sözü vardı "İnan Haluk, Aldanmak ezeli bir şifadır".

 

Çuvallamak bu başarısızlık için kullanılacak en hafif ifadelerden birisidir. Yoksa pekala kendisine karşı yürütülen asimetrik savaş karşısında aciz düşmek ya da daha ağır ifadelerde kullanılabilir.

Gönderi tarihi:

Fuzuli arkadaşımızın yazısını okuyunca yazdıklarımın anlaşılır olduğunu görüyorum :)

 

Tam olarak belirttiğin gibi dostum. Ortada bir "kendini kandırma" var. Daha doğrusu kendini kandırmaya çalışma. Tefvik Fikret'in bir sözü vardı "İnan Haluk, Aldanmak ezeli bir şifadır".

 

Çuvallamak bu başarısızlık için kullanılacak en hafif ifadelerden birisidir. Yoksa pekala kendisine karşı yürütülen asimetrik savaş karşısında aciz düşmek ya da daha ağır ifadelerde kullanılabilir.

Yazilarinizin hic bir anlasilir yanini görmedim neden bahsediyorsunuz anlasilir gibi degil. Asker kibris´a cikarma yapacakti onun belgesi mi cikti.. yoksa bir erin dahi kapidan dinleyebilecegi bir seneryo bir egitim dersinden cikan ve o derlenen konusmalari mi gizli belge diyorsunuz.. Hazine bulmus gibi saldiriya gecmenin ve cuvallamak kelimesiyle ataga kalkmak bunun hafifi mi olur.. cuvallamadan sonra askere karsi empati duyanlarin sarfedecegi cuvallamadan sonra bir küfür kalir..

 

Kusara kalma ben böyle algiliyorum..

 

Hani katilirim Asker, yunanistanin düstügü durumu kibrista!

 

Bizide yasatmis olsa sinirlarimizin herhangi bir kösesinde kabul bu güclü ordu neden diye sorabilirim?

Gönderi tarihi:

Askerler arasinda dolasan her yazisma gizlilik icermez. Helede bölük ve batarya seviyesindeki birliklerdeki yazismalarda, gizlilik derecesi olan yazisma pek nadirdir. Ben Kibris cikarmasinin sonraki yilinda (1975)oyillar Türkiyesinin en kritik (Hora Egede petrol ariyordu) bölgesi olan, Yunanistan sinirinda yaptim askerligimi. Görevim Tabur personel (S-1)yaziciligi idi. S-2--S-3 ve S-4 yazicilariyla ayni odada calisirdik. S-1 ve S-4 e gelen tüm yazilari zarflarini acip, numaralarini postaninkine ve kendi defterlerimize kayit yapip, imzalayarak teslim aldigimiz halde S-2 , S-3 yazicisi arkadas (S-2 , S-3 beraber) sadece gizli yazili olan (S-3) belgeleri zarflarini acip numaralayarak teslim alabilirdi. S-2 ye gelen yazilarin tümünde "COK GIZLI" ibaresi bulundugundan, sadece zarftaki numarayla kayit yapilip teslim alinirdi. Bizim sorumlu subayimiz (S-1 ve S-4) bascavus olmasina ragmen, S-2 , S-3 sorumlu subayi kidemli binbasiydi.

 

Birgece S-2 yazicisi arkadasla hareket odasina (subay ve astsubaylarin girmesi bile yasak)girdik. Dosyalari ve haritalari karistirdigimizda, bizim alayin üzerinde kirmizi X isareti gördük. Tam cikiyordukki; binbasi karsimiza cikmazmi? O gece nöbetci (geleli 1 ay olmustu)amiriydi. Sol yayinlar yakalattigindan bir yil ceza yemis yükselmesi durdurulmustu. Bizler hakkinda hicbir bilgisi olmadigi halde, gidin yatin demis, o konu birdaha gündeme gelmemisti.

Arkadasim bazi seyleri nasilda anlamak da zorluk cekiyoruz anlasilir gibi degil derebeylik ten kurtulamadik mi daha insan düsünmeden edemiyor.

 

Bakin ne yazdim: Ya arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun.

 

Ister tasisin ister tasimasin gizlidir bu kadar basit....

 

Simdi bunun neresi tuhaf? Askerler arasi diyorum askerler arasinda ne dolasabilir illahin Atom bombasinin ana parcasi dolasacak degil ya!

 

Nükler santralin icinde ne dolasiyorsa askerlerin arasinda o dolasir isterse iki parca harf olsun..

 

Yoksa simdi bunu edebiyata döküp o sekilde mi anlatalim.

Gönderi tarihi:

Arkadasim bazi seyleri nasilda anlamak da zorluk cekiyoruz anlasilir gibi degil derebeylik ten kurtulamadik mi daha insan düsünmeden edemiyor.

 

Arkadaşımız sana iddia ettiğin şeyin yanlış olduğunu açıklamış daha niye zorluyorsun ki. Bir de derebeylik falan :)

 

Bakin ne yazdim: Ya arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun.

 

Ister tasisin ister tasimasin gizlidir bu kadar basit....

 

Evet diyorsun. Biz de sana, askerler arasında dolaşan her mektubun, her yazışmanın gizli ibare taşımadığını açıklıyoruz. Sadece askeri sır niteliğinde olan belgelerin ,yazışmaların, mektupların gizli ibare taşır.

 

Israr ettiğin ne ? Anlatmak istediğin ne ?

Gönderi tarihi:

O kadar ilginc gelismeler,söylemler var ki zaten bu gelismelere ve söylemlere bakildiginda ülkemizde nasil bir cephelesmenin oldugunu kimlerin karsi cephede yer aldigini anliyoruz.Kücük bir örnek verelim:

 

Erzurum'daki savcilarin yetkilerinin ellerinden alinmasi ile Türkiye'de baslayan tartismalarin odak noktasini HSYK ile hukukcular aldi.Dinledigim tüm hukukcular-Yargitay, Danistay disinda-hepside HSYK'nin kararinin cok dogru oldugunu ve Erzrum Özel Yetkili Savcisinin yetkilerini astigini söylediler. Ben Yargitay ve Danistay disinda diye yazdim cünkü ayni cephe zaten Yargitaya ve Danistaya karsida mevcut. Birde Demokratik Yargi adi altinda bir kurulus var. Anayasa Mahkemesinin rapörtörü bu kurulusun üyesi.Yani acik yazman gerekirse tamamen AKP yanlisi bir kurulus.

 

Bütün bu olumlu görüslerin yanisira dün NTV kanalinda bir Emekli Askeri Hakimle telefon görüsmesi yapildi. O na fikirleri soruldu, emekli askeri hakim aynen sunlari söyledi: "Bu cok vahim bir yetki gaspidir. HSYK'ya Genelkurmay baski yapmistir. 3.Ordu Komutaninin ifadesinin alinmasin önlemek icin! "Bunu emekli bir askeri hakim söylüyor. Düsünebiliyormusunuz, emekli bir askeri hakim aciktan Genelkurmayi bu olayin icine cekiyor ve de 3.Ordu komutanini kurtarmak amacli olarak yorumluyor bu olanlari.

 

Ben tabiiki ordudan atilan subaylarin bosuna atilmadigi konusunda hic kusku götürmeyecek kadar bir görüse sahibim. Icinden geldigi bir kurumu bu denli suclayan bir subay bosuna atilmamistir ordudan. Org.Cetin Dogan'in emir subayinida öyle addediyorum. Bunlar askerin icersinde hastalik olusturan viruslar gibidir. Ayiklandikca son bir cirpinisla zehirlerini sacmaktadirlar.

 

saygilarla

Sayın Politika'nın yazısı takdire değer gerçekten. Çıkmaza sokan ayrıntılardan sıyrılıp gerçeği vurgulama amaçlı.

 

Katılıyorum, ve bazı ilavelerle de bir genelleme yapmak istiyorum. Sayın politika ülkedeki kurumlarda guruplaşmanın had safhada olduğuna dikkat çekiyor. Bence de bu bölünme, tüm herkese sirayet etmiş durumda. En küçük aile kurumunda bile yaşanıyor.

 

Nedir bu bölünme? Sizler nasıl görürseniz görün, nereye çekmeğe çalışırsanız çalışın, zaten isim de belirgin, amaç ta... Olgu; "emperyalizm yandaşları ve karşıtları"...

 

Siz bu kutuplaşmanın adını ne koyarsanız koyun, ister akepe yanlıları ve karşıtları diyin, isterseniz cumhuriyet, demokrasi karşıtları ve yanlıları diyin, isterseniz de sevr yanlıları ve karşıtları diyin. Ne derseniz diyin, sonuçta ayrışmayı, guruplaşmayı bu belirgin ve somut isim/gerçek altında toplamalıyız; "Emperyalist zihniyet ve karşıtları"...

 

Yargıda, mecliste, askerde, halkta, isimlerini sayarak uzatmak istemediğim her kurumda, bu bölünme bu guruplaşma bayağı belirgin. İşte bu bölünme, bilimsel oluşumun, diyalektiğin bir gereği. Olgular ve karşıtları olacak, bu farklılık yeni oluşumlara götürecek... Doğada da böyledir, kültürlerde de... Bilim de, tarih te bu farklılık üzerine yazılır.

 

Toplum kültürü, siyaseti ve polititikayı da içermektedir. Tarihte ve çağımızdaki siyasi kavga içerisindeki "emperyalist" ve "insan değeri" karşıt düşünceler elbette belirgin olacak. Elbette farklılıklar kültürlerde de belirginleşip kurumlardaki bireyleri de ikiye bölecek. Kaçınılmaz olan, bu kutuplaşma, yine insan aklıyla yine rasyonalite ile üstesinden gelinecek...

 

ABD ve AB'nin iktisadi ve siyasi baskısı, Arap kültür emperyalizminin de sömürü çanakçılığı, toplumumuzdaki ayrışmanın, bölünmenin inkar edilemez gerçeği. Kurumlarımızdaki bölünmenin nedeni bu... "yandaşlar ve karşıtları". Araştırın isterseniz, tartışılan ayrıntıları irdeleyip bir senteze vardığınızda, bu somut gerçekle karşılaşırsınız.

 

Bir insan olarak taraf olmamız gereken anlayış, bizim mutluluğumuzun önemli olduğu kadar, diğer insanların mutluluğunun da aynı öneme haiz olduğu... Bu dengeyi sağlamanın, başarmanın yolu ise, emperyalizme, sömürü kültürüne, imtiyaz savunucularına karşı mücadeleyle mümkün olabileceği...

 

Bu gerçeği, tarihin bizlere devrimlerle anlatmış olması gerek. Anlayamayanlar da, bilinçli olarak anlamak istemeyenler de, kurumlarda bu yandaş gurubu/kutubu oluşturuyorlar.

Gönderi tarihi:

Şimdi burada neyin kurtarma yazılısı olduğunu ben söyleyeyim: Sanki burada biri askeriyede çok gizli ibareli belge diye bir şey yokmuş, askeriyenin bütün evrakı sebil, isteyen herkes memnuniyetle istediği her belgenin bir kopyasını, hatta lafı mı olur canım, buyursun aslını alsın gitsin demiş gibi bir hava yaratmak. Sonra da "Top Secret" ibaresini bile bilmeyen, bu terimi ömründe hiç duymamış, hatta zaten duymak ne gezer, nizamiyeden adımını atmamış varsayımı ile kendi kendinin bu iddiasını yanıtlamak. Üstelik Pentagon belgelerinden bahsetmediğimiz halde... Eee, Türk Hava Kuvvetlerinin uçaklarına da "TOP GUN" mı deniyor?

 

Sayın Fuzuli, biz burada "ordu çuvalladı, ama bunu açık etmeyin, ordu bitti zaten, ayakta zor duruyor, o yüzden aman ellemeyin, yıkılıverirse sonra nerelere gideriz" diye de yalvarmadık! Hep diyorum, lütfen elden gelenin maksimumu arda konmasın. Özellikle rica ediyorum, elden gelenin maksimumu lütfen yapılsın!

 

Yoksa valla hatırım kalır, gücenirim. Ölümü öp bak, :lol: (*) elden ne geliyorsa maksimumu, unutmayın!

 

(*) Bu tabirden nefret ederim aslında, Okan Bayülgen bu tabiri enfes eleştirmişti, "yahu ben senin dirini öpmem, ölünü ne diye öpeyim?" demişti, çok gülmüştüm. Benim kullanmam, tamamen ironi amaçlı...

Gönderi tarihi:

"iddia>kurtarma yazılısı>komiklik" rotasyonuna alışığız.

 

Ancak bu topiği açan ve giriş yazısını yazan kullanıcı, topiğin bu rotasyonla sulandırılmasına izin verecek bir kullanıcı değildir.

 

Nedir bu topicteki eleştirilere itiraz ? "Dışarı sızan gizli belge falan yoktur" "o belgeler gizli değildir" Bu belgelerin gizli olduğunu, devlet sırrı niteliğinde olduğunu, dışarı sızdırılması ve yayınlanmasının, ulusal güvenliği ciddi deredede tehlikeye soktuğunu söyleyen kim ? Genelkurmay'ın kendisi.

 

Bu kadardır iddianın ve itirazın ömrü.

 

Ondan sonra kişi, kendisinin belgelerin niteliği hakkında Genelkurmay'dan daha fazla bilgi sahibi olarak görmüyorsa uzatmaz.

 

Bu kadar basittir.

 

Artı biz kimsenin yazdığını çarpıtmamakta, ya da söylemediği şeyleri söylemiş gibi sunmamaktayız. Zira imkansızdır. Herkesin yazdığı yukarıda kayıtlıdır. Ne iddia ettiği, ne cevap aldığı da.

Gönderi tarihi:

Sayın Politika'nın yazısı takdire değer gerçekten.

Senin açıklamaların da aynı şekilde aydınlatıcı değerli bilimselci. Konuları temel nedenselliklerinden alıp getirerek yapılan açıklamalar benim için her zaman mükemmel yorumlardır. Gerçekten durumun iyi ve net bir toparlaması olmuş...

 

NOT: Ne yani, şimdi Silahlı Kuvvetlerin açıklaması "çuvalladık" anlamına mı geliyor? Genelkurmay gereğini yapıyor, yapacak diye hep söyledim. Ancak bunu telaşa kapılıp bir cadı avı biçiminde yapacak da değildir, bunu da söyledim. Asimetrik saldırı, tamam. Ama işte bu konuda, yani cadı avını başlatmada muhatap olduğu çirkin asimetriyi simetrik hale getirmeyecektir, kimse heveslenmesin. Çünkü hukukun üstünlüğü ve demokrasi en çok ordumuzun amacıdır. Çuvallama filan da yoktur...

Gönderi tarihi:

O kadar ilginc gelismeler,söylemler var ki zaten bu gelismelere ve söylemlere bakildiginda ülkemizde nasil bir cephelesmenin .

.

.

.

saygilarla

 

evet düşüne biliyoruz ve o emekli askeri hakimde düşünebiliyor.

 

düşünemeyenler varya onlarda öğrenecek düşünmeyi.saygı ve muhabbetle.

Gönderi tarihi:

Sayın Politika'nın yazısı takdire değer gerçekten. Çıkmaza sokan ayrıntılardan sıyrılıp gerçeği vurgulama amaçlı.

.

.

.

Bu gerçeği, tarihin bizlere devrimlerle anlatmış olması gerek. Anlayamayanlar da, bilinçli olarak anlamak istemeyenler de, kurumlarda bu yandaş gurubu/kutubu oluşturuyorlar.

 

sayın politikanın yazısını okudum doğrusu nesini takdir ediyorsunuz anlamışdeğilim.

emekli bir hakim in çıkıpta doğruyu söyleyebilmesi bazı insanları bayağı korkutmuş olacakki bu kadar tepki alabiliyor. ya neyapsa idi. yapılan usulsüzlüklere alkışmı tutsaydı.

 

saygı ve muhabbetle.

Gönderi tarihi:

aslında tsk çuvallamadı.tskdan vatan sever birileri şunu demek istediler darbeci bir grup subaya. (yeter bee bu millet sizinlemi uğraşacak ikide bir yok plan yok proje yok bilmem andıç.)darbe plancılarıda baktılar ki yok bu iş eskisi kadar basit değil tsk da bizim gibi düşünmeyen lerde var. ve başladılar olayı sağa sola yaymaya . ama millet görüyor her şeyi.

 

yarın seçim olsa ve akp 300 millet vekiliyle gelse naparlar acaba.ki onlar bu kadar baskı yaptıkça 450 millet vekiliylede kazanırsa şaşmamak lazım.

Gönderi tarihi:

Arkadasim bazi seyleri nasilda anlamak da zorluk cekiyoruz anlasilir gibi degil derebeylik ten kurtulamadik mi daha insan düsünmeden edemiyor.

 

Bakin ne yazdim: Ya arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun.

 

Ister tasisin ister tasimasin gizlidir bu kadar basit....

 

Simdi bunun neresi tuhaf? Askerler arasi diyorum askerler arasinda ne dolasabilir illahin Atom bombasinin ana parcasi dolasacak degil ya!

 

Nükler santralin icinde ne dolasiyorsa askerlerin arasinda o dolasir isterse iki parca harf olsun..

 

Yoksa simdi bunu edebiyata döküp o sekilde mi anlatalim.

 

Siz kafanizdaki sablonlasmis önyargilarinizi yenemediginiz sürece, anlamakta daha cok zorluklar cekeceginizden emin olabilirsiniz.

 

Okadar basit degil maalesef. Bir yüksek rütbeli subayda olsa bilmedigi, bilmesi gerekmedigi, bilmek icin girisimde bulunamayacagi bilgiler vardir. Bu bilgilerde o birligin hareket odasinda (S-2) muhafaza edilir. Bir subay herhangi bir yazicidan numarasini verdigi bir evraki isteyebilir ama, S-2 yazicisindan isteyemez. Cünki S-2 deki hicbir evrak hakkinda bilgisi olmaz ve olmasida gerekmez.

 

Yukarida ne demistim. "hareket odasina girilmez" Bu oda alayda,tümende ve daha yüksek birimlerdede vardir. Degisen tek kural, taburdan baslayarak o kurumda calisanlarin rütbelerinin yükselmesidir. Hangi birlik olursa olsun (Ordu komutanligi dahil) hareket odalarina girenlerin sayisi sinirlidir.

 

O belgelerin Taraf gazetesine servis edilmesi, ordu adina basli basina bir skandaldir.Bu acidan bakacak olursak, bunun adina "cuvallama" denebilir.

Gönderi tarihi:

Siz kafanizdaki sablonlasmis önyargilarinizi yenemediginiz sürece, anlamakta daha cok zorluklar cekeceginizden emin olabilirsiniz.

 

Okadar basit degil maalesef. Bir yüksek rütbeli subayda olsa bilmedigi, bilmesi gerekmedigi, bilmek icin girisimde bulunamayacagi bilgiler vardir. Bu bilgilerde o birligin hareket odasinda (S-2) muhafaza edilir. Bir subay herhangi bir yazicidan numarasini verdigi bir evraki isteyebilir ama, S-2 yazicisindan isteyemez. Cünki S-2 deki hicbir evrak hakkinda bilgisi olmaz ve olmasida gerekmez.

 

Yukarida ne demistim. "hareket odasina girilmez" Bu oda alayda,tümende ve daha yüksek birimlerdede vardir. Degisen tek kural, taburdan baslayarak o kurumda calisanlarin rütbelerinin yükselmesidir. Hangi birlik olursa olsun (Ordu komutanligi dahil) hareket odalarina girenlerin sayisi sinirlidir.

 

O belgelerin Taraf gazetesine servis edilmesi, ordu adina basli basina bir skandaldir.Bu acidan bakacak olursak, bunun adina "cuvallama" denebilir.

Öncelikle saygiyla selamliyorum.

 

Sablonsuz tablo yoktur burdan basliyalim...

 

Türkiye gibi bir ülkenin askeri yönetimle idare edilebilecegini düsünmek dogru degildir. Akli basinda hicbir insanin bu devirde Türkiye´de darbe olacagindan zaten söz edemez.

 

Sokaklar sakin halkin beklentisi demokrasi kosullarinda..

 

Sakin olmayan hükümet!

 

Her defasinda bir iddia ortaya atiliyor ve sonun da iddia ergenekon a baglaniyor öyle mi? Basbakan Yardimcisi Bülent Arinc, Erzincan Bassavcisi Cihaner'in tehdit ve adi suctan iceride demedi mi basin toplantisin da.. bakin bugün nedeniyor.. arastirin!

 

Bakin bu gayet acik önümüze konulan bir seneryodur Genelkurmay Hükümetin emrindedir. Varsa geregi yapilir neden yapilamiyor? bunun sebebini sorabilirmiyiz engel olan ne?

 

Türkiye’nin bütün istihbarat kurumlari ve ilgili kuruluslar Basbakanin emrindedir.. daha önce de belirtmistik Hükümetin gücüyle siyasetin gücüyle bütün istihbarat kurumlari elin altindaysa Askeri kurumda demokrasi catisi altindaysa kapi arkasi dinlemelerle, ortam dinlemesi ile bir seneryo yazamayacak diye bir neden yok!

 

O kadar iddia eden bir vatandas sunu da sorabilir Taraf gaztesine bu iddialari servis yapan Basbakanin kendisimidir? Türkiye´nin bütün istihbarat kurumlari ve ilgili kuruluslar Basbakanin emrinde olduguna göre.. Sayin Ecevit Kibris´a cikarma emrini kendi istihbaratiyla verdi, herhalde bu emri bir günde vermedi.. kendisine sunulan zaman icinde ki istihbaratlarin toplamindan cikardigi sonucla gitti.

 

Askerde toplanan istihbaratlar hükümete de yansimiyor mu dersiniz önce ki hükümetler 12,Eylül´ün nasil gelecegini biliyorsa bu hükümet gayet net biliyor ki..

 

Askerin ne kadar darbeden uzak oldugunu...

 

Türkiye ve dünyanin bugünkü ortaminda Türkiye gibi bir ülkenin askeri yönetimle idare edilebilecegini düsünmek Ahlaki degildir

 

Dogu Avrupa ülkeleri zamaninda derebeylik yapilarak bir rejimin altina girerken bugün kendi bagimsiz iradeleriyle demokrasiye gectiler yani toplumlar biryerden biryere atlatilamaz..diyalektigin yasasinda bu vardir.

 

Ahlaki olmayan ülkemiz icin, siyaseti dinsellestirmek veya dini siyasallastirma faaliyetleri yürütmektir.. secilmis hükümet bu ahlaki olmayan davranista bulunuyorsa kendi eliyle yapiyorsa kurumlarin da buna karsi tavir almalari okadar net bir olaydir. Somut olan biz bunun neresindeyiz!

 

Bu hükümet bize demokrasinin disina cikarak bize kendi rejimini dayatirsa bizim ilerde sivil darbe hakkimiz olacakmidir simdiden bunu düsünmeye basliyalim birakalim askeri darbeyi. Amerika´nin müdahelesinden sonra hazirlanan Irak anayasasinin 2.maddesinde hicbir Irak kanunu Islamiyet´e aykiri olamaz seklinde bir hüküm vardir. Bugün ki mevcut hükümet bu noktaya dogru gitmiyor mu dersiniz.. Buna karsi bizlerin seneryosu ne olacak sessiz olursa bir gömlek giydirilir.

 

 

Tesekkür ederim.

Gönderi tarihi:

E, ne yani, şimdi yüzlerce subayın katıldığı seminer evrakları S-2 de mi saklanıyormuş? En iyisi bütün o seminere katılan subayları toplayıp "kim sızdırdıysa çıksın, yoksa su dökmesini bağlatacağız" demeli!

 

Adam albaylığa kadar yükselmiş, yaptığı açıklamalara baksan sanırsın Yunan ordusundan emekli olmuş! Ne yapalım şimdi, iç savaş mı çıkaralım? Mc Carthy'yi mumla mı aratalım? Böyle böyle demokratik bir ülke olacağız, başka çare yok!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.