Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Özellikle son bir yıldır, TSK'da yüksek gizlilik derecesine sahip belgeler dışarıya sızdırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, görevi, yetkileri uyarınca devletin, vatandaşların, ülkenin güvenliğiyle ilgili en önemli gizli bilgileri barındıran kurumlardan birisidir. Bu gizli bilgileri ve belgeleri korumak, dışarıya sızdırılmasını engellemek kurumun en hayati görevlerinden birisidir. Kendi kurumundan dışarıya sızıntıyı engelleyemeyen bürokrat başarısızdır. Bu öyle böyle bir başarısızlık değildir. Çuvallamaktır. Gizli belgeler, A gazetesine, B gazetecesine sızdırılabiliyorsa, elin istihbarat örgütleri bu belgelere rahat rahat ulaşabiliyor demektir. Uzunca süredir, makam sahibi kişilerin, kendi sorumluluğunda olan konularda vatandaşa muhalefet gibi şikayette bulunmasına alıştık. Bunun aynını uzunca süredir İlker Başbuğ'da görmekteyiz. Başbuğ Paşa, basına demeç veriyor, gizli belgelerin dışarı sızdırılmasından dolayı çeşitli kimseleri suçluyor. Paşam hiç kusura bakma, bir kurumda sızıntı varsa, o kurumun başı çıkıp halka bunu şikayet etmez. Sızıntıyı engeller, sızıntıyı önler. Yapamıyorsa başarısızlığını kabul edip, istifa eder. Emekliliğini ister. A gazetesi, B gazetecisi, C tarikatı bu belgelere ualşıyorsa, falanca ülkenin filanca istihbarat örgütü de ulaşabiliyor demektir. Senin görevin bunu engellemektir. Sen görevini doğru ve tam yaparsan, kurumunda sızıntı olmaz. TSK'nın bir harekat planı, acil durum eylem planı dışarıya böyle kolay sızabiliyorsa, hiç kusura bakma paşam, yarın bir savaş çıksa vatanı nasıl koruyacağız? Düşman planları önceden öğrendiyse ? Kendi içinden en gizli bilgilerin, belgelerin dışarı sızmasını dahi engelleyemeyen bir kurum olur mu ? İtfaiye dairesinden, park ve bahçeler müdürlüğünden bahsetmiyoruz biz. Türk Silahlı Kuvvetleri. Gizliliğin en önemli ve hayati olduğu kurum. "Arkasında kimler olduğunu biliyoruz açıklarız". Bir subayın, görevli olduğu birimde mahfuz gizli belgeleri dışarı sızdırması çok ama çok ağır bir suçtur. Bu suçu işleyen subay çok ama çok ağır bir ceza alır Askeri Mahkemede. Paşam hiç kusura bakma. Kimler sızdırıyorsa yakalarsın kendi kurumunda, Askeri Mahkemeye çıkarır cezasını verirsin. Sen daha kendi kurumunda bu bilgi ve belgeleri kimlerin sızdırdığını bulamıyorsan, failleri yakalayıp cezalandıramıyorsan, ve sızmayı engelleyemiyorsan. Arkasında kimler olduğuna dair "mantıklı çıkarım" dan ve genel ifadelerden öte bir bilginde yoktur. Bunu engelleme, kendi kurumundan bilgi ve belge sızmasını durdurma yetkisi ve görevine sahip olan sensin. Niye bize şikayet ediyorsun ? Gelip kurumun içinde kim sızdırıyor biz mi arayacağız ? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Olmadi Sayin CYRANO Dün ülkemizde polis ikiye bölünmemismiydi bu durum 80.lerde bir cok polisin hayatina mal olmadi mi dersin illegal örgütler tarafindan.. Eger durum bilgi sizintiysa bu durum ABD RUSYA arasinda da yasanmiyor mu? Ülkemizde kurumlar arasinda bir savas varsa bu durum olagan degilmidir en hafifinden.. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Dostum, devletin en gizli askeri bilgi ve belgelerini barındıran bir kurumdan dışarı bilgi ve belge sistematik olarak sızıyorsa bunu engelleyecek olan yetki ve makam sahibi askerlerdir. ABD ve Rusya arasında da yaşanıyordu. Peki, ABD ve Rusya'nın bir güvenlik kurumundan dışarıya belge sızarsa, o kurumun başındaki kişiye ne oluyordu onu biliyor musun sen? Bir güvenlik kurumunun içerisinden, kurumun kendi personelleri tarafından (ki bu gizli bilgi ve belgelere ulaşabilen insan sayısı ne kadardır ? Herhalde her asker her subay ulaşamamaktadır bu belgelere değil mi ?) dışarıya sistematik olarak bilgi ve belge sızdırılıyorsa. O güvenlik kurumu, bunu yapan kimseleri tespit edemiyorsa, bu başarısızlıktır, çuvallamadır. Bu kadar basittir. Söylediklerin bir mazeret değil dostum. Yarın savaş çıkınca ne diyebiliriz mazeret olarak ? Düşman casusları çalmış gizli bilgi ve belgeleri, askerin suçu ne mi diyeceğiz ? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Dostum, devletin en gizli askeri bilgi ve belgelerini barındıran bir kurumdan dışarı bilgi ve belge sistematik olarak sızıyorsa bunu engelleyecek olan yetki ve makam sahibi askerlerdir. ABD ve Rusya arasında da yaşanıyordu. Peki, ABD ve Rusya'nın bir güvenlik kurumundan dışarıya belge sızarsa, o kurumun başındaki kişiye ne oluyordu onu biliyor musun sen? Bir güvenlik kurumunun içerisinden, kurumun kendi personelleri tarafından (ki bu gizli bilgi ve belgelere ulaşabilen insan sayısı ne kadardır ? Herhalde her asker her subay ulaşamamaktadır bu belgelere değil mi ?) dışarıya sistematik olarak bilgi ve belge sızdırılıyorsa. O güvenlik kurumu, bunu yapan kimseleri tespit edemiyorsa, bu başarısızlıktır, çuvallamadır. Bu kadar basittir. Söylediklerin bir mazeret değil dostum. Yarın savaş çıkınca ne diyebiliriz mazeret olarak ? Düşman casusları çalmış gizli bilgi ve belgeleri, askerin suçu ne mi diyeceğiz ? ABD ve Rusya arasında da yaşanıyordu. Peki, ABD ve Rusya'nın bir güvenlik kurumundan dışarıya belge sızarsa, o kurumun başındaki kişiye ne oluyordu onu biliyor musun sen? Türkiye´de olmadigini kim söyleyebilir olduguda malüm! TSK Çuvallasmistir. ... diyorsun hafife aliyorsun olmadi olmadi.. Cuvallatanlar ortada iken? Hükümetin Ordu kadar gücü olamaz mi? Devletin icinde en güclü kurum hükümet ise.. Bu kurum ordudan bilgi sizdiramaz mi? ki bu kadar hafife aliyorsun evet evet tekrar bunu vurguluyorum böyle bir cikisi Sayin CYRONA dan duymak hos olmadi. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Öncelikle başlık "TSK Çuvallamıştır" olacakken yazım hatası sonucu "TSK Çuvallaşmıştır" olmuş. Başlığı açtıktan sonra farkettim. Ama forumda üyelerin, başlık düzeltme yetkisi yok. Farkettikten sonra moderatör arkadaşımızdan düzeltmesini rica ettim. Bak dostum, ortaya koyduğun argümanların hiçbiri mazeret değil. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar hiçbir idari makam, Genel Kurmay Başkanı'nı aşıp, onun bilgisi olmadan, askeri gizli belgeleri kurumdan alamaz. Alabiliyorsa bunu yasadışı yollardan yapıyor demektir. Her durumda ortada olan tablo nettir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden dışarı gizli belge ve bilgiler sızmaktadır. Bu nettir ve bunun mazereti yoktur. Bunu engelleyemeyen, bunu yapanları bulamayan kurum ve bürokrat başarısızdır. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Bir güvenlik kurumunun başı, kendi kurumunun içerisinde güvenliği sağlayamıyorsa. Başarısızdır. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Bu belgeleri dışarıya kim sızdırıyor ? Subaylar. Bunu yapan subaylar nasıl yapıyor ? Yasadışı olarak. O kurumun başındaki kişi, kimin yaptığını tespit edemiyorsa. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Anlatamıyorum galiba. Bir casus bir güvenlik kurumunun içerisinde ne yapar ? O kuruma ait gizli bilgi ve belgeleri sızdırır. Bu casus düşman ülkenin casusu olabilir. Terör örgütünün casusu olabilir. Bir çıkar grubunun casusu olabilir. Bir siyasi odağın casusu olabilir. Bir partinin casusu olabilir. Casus casustur. TSK'nın içerisinden sistematik olarak, neredeyse her hafta dışarıya bir gizli belge sızdırılıyorsa. O kurumda casuslar var demektir. Kendi kurumundan neredeyse her hafta dışarıya bilgi sızdıran casusları yakalayamamanın mazereti yoktur. Yok efendim hükümet yaptırıyorsa, yok efendim şu yaptırıyorsa. Kim yaptırırsa yaptırsın. Casus vardır. Ve o güvenlik kurumu kendi içerisinde faaliyet gösteren casusları tespit edememekte, yakalayamamaktadır. Bu dünyadaki bütün güvenlik kurumları için; Çuvallamadır. Açık, net ve feci bir başarısızlıktır. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Kısaca, her kimse casuslar. TSK'nın gizli belgelerini kurumdan alıyorlar. Belge, bildiğin kağıt, resmi evrak. Binadan dışarıya çıkarıyorlar. Postaneye gidiyorlar. Postaya veriyorlar. Yahu bir güvenlik kurumu için bundan büyük başarısızlık olur mu ? Bir casus bunu yapabiliyorsa, şu parti için de yapabilir, şu terör örgütü için de yapabilir, şu ülke için de yapabilir. Orası bir güvenlik kurumu. O kurumun başı olarak bize niye şikayet ediyorsun? Engelle. İzin verme. Yapanları yakala. Kimlerse o casuslar. Kimin için çalışıyorlarsa. Adamlar görevlerini gayet güzel yapıyor. Sen de görevini yap engelle. Bu da bu kadar basit. Hırsız gelmiş, emniyet müdürlüğünü soymuş diyelim. Emniyet Müdürü hırsızı vatandaşa şikayet ediyor. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Öncelikle başlık "TSK Çuvallamıştır" olacakken yazım hatası sonucu "TSK Çuvallaşmıştır" olmuş. Başlığı açtıktan sonra farkettim. Ama forumda üyelerin, başlık düzeltme yetkisi yok. Farkettikten sonra moderatör arkadaşımızdan düzeltmesini rica ettim. Bak dostum, ortaya koyduğun argümanların hiçbiri mazeret değil. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar hiçbir idari makam, Genel Kurmay Başkanı'nı aşıp, onun bilgisi olmadan, askeri gizli belgeleri kurumdan alamaz. Alabiliyorsa bunu yasadışı yollardan yapıyor demektir. Her durumda ortada olan tablo nettir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden dışarı gizli belge ve bilgiler sızmaktadır. Bu nettir ve bunun mazereti yoktur. Bunu engelleyemeyen, bunu yapanları bulamayan kurum ve bürokrat başarısızdır. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Bir güvenlik kurumunun başı, kendi kurumunun içerisinde güvenliği sağlayamıyorsa. Başarısızdır. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Bu belgeleri dışarıya kim sızdırıyor ? Subaylar. Bunu yapan subaylar nasıl yapıyor ? Yasadışı olarak. O kurumun başındaki kişi, kimin yaptığını tespit edemiyorsa. Çuvallamıştır. Bu da bu kadar nettir. Sayin CYRONA Türk Silahli Kuvvetleri'nden disari gizli belge ve bilgiler sızdirilmaya calisilmakta! Evet bu dogrudur bu sizdirilan belgeler yeterli gelmediginden hükümet olarak kapisina dayanilmakta.. Artik bu devirde darbe de olamayacagina göre bu kurumla catismanin anlami nedir.. Bunu sormak lazim? Her defasinda bu hükümet bir iddia ile ortaya cikiyor evet darbe geliyor diye bu korku neden ve nereden kaynaklaniyor.. Askeri bu sekilde yipratmanin bir anla mi olmali.. Darbe geliyor diyenler tabii geliyor a biraz kanit göstermeleri gerekir evet o kanitlarda sözüm ona sizdirilan belgeler.. ama ortada belge yok. Hükümet olarak iceri girdiler gene bilgi yok demek ki Ordu dan belge sizmaz.. Sadece Ordu üzerinde oynanan bir temiz olmayan bir oyun var.. Buda demokrasiden yana olan hükümetin yapacagi is degil. Akli basinda hic bir hükümet bu devirde Türkiye´de darbe olacagindan söz edemez.. Bu korku kendi darbelerinin korkusudur tümüyle Türkiye üzerinde hakim kilamadiklari darbenin korkusudur. Silivride yatan insanlarin hicbir sey yokken, hicbir sey kanitlanmamisken, hatta ciddi bir iddianame bile hazırlanmamisken daha icerde tutulmalarida ortada. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Artik bu devirde darbe de olamayacagina göre bu kurumla catismanin anlami nedir.. Darbe yapmanin devir ile hic bir alakasi yoktur. Konjukture ve dünyadaki gelsimelere baglidir cünki, cuntalar gücünü devamli kaos ortamindan ve dikta yöntemlerini dstekleyenler tafindan almistir. Bu gün bu konjuktur yok diye yarinda olmayacagi anlamina gelmeyecegi gibi, kendimizi geriye cekipte cunta heveslilerini kendi hallerine birakamayizda. Diger taraftan eger bir cunta plani veya girisimi olmussa bunu arastiripta yargiya vermek kadar dogal bir durum olamaz. Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Darbe yapmanin devir ile hic bir alakasi yoktur. Konjukture ve dünyadaki gelsimelere baglidir cünki, cuntalar gücünü devamli kaos ortamindan ve dikta yöntemlerini dstekleyenler tafindan almistir. Bu gün bu konjuktur yok diye yarinda olmayacagi anlamina gelmeyecegi gibi, kendimizi geriye cekipte cunta heveslilerini kendi hallerine birakamayizda. Diger taraftan eger bir cunta plani veya girisimi olmussa bunu arastiripta yargiya vermek kadar dogal bir durum olamaz. aynen katılıyorum darbe ci ler fırsat bulsalar bugün bile darbe yaparlar .ama onlarda biliyorki kimse 1980 deki kadar saf değil. sen darbe yaparsında ya biriside çıkıp ben senin darbeni tanımıyorum der ve senle silahlı çatışmaya girerse ne olur gibi bir sorunun cevabını arıyorlar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Belki gözünden kacanlar olmustur veya önemsenmiyor:Belge sizdiran 5 Subay hakkinda Askeri mahkemede süren bir dava var.9 Subayda tutuklu.Bu aciklamayi gecenlerde Ilker Basbug yapti. TSK cuvallamadi,TSK'ya karsi yürütülen kirli savasi itiraf etmeden TSK cuvalladi demek bence haksiz bir yaklasim.Sizdirilan ve darbe plani adi verilen planlar,aslindan alinip üzerinde oynandiktan sonra TARAF'ta yayinlanan belgelerdir ve bu belgeler darbe belgesi degil TSK'nin kendi büynyasinde yapmis oldugu ve her ülke ordusunun yaptigi stratejik calismalardir.Evet,TSK gibi bir kurum gizli evraklara karsi daha hassas olmalidir.Ama,askeri sura toplanip,TSK icindeki seriatci ve asiri solcu takimini ihrac edince önce tatli su demokratlari yaygaraya basliyor neden ihrac ediliyorlar diye.Tabii ki TSK gibi büyük bir kurumujn icinde ajanda vardir,casusta vardir,hainde vardir ki zaten onlardir bu belgeleri sizdiranlar. Uzun bir zamandan beri,belirli medya kanallarinda TSK'ya karsi alinmis olan bir cephe var.Birakin insan olarak saygi duymayi vicdani olarak askere yapilan onca hakaret ve saldiriya hükümet biyik altindan gülmektedir.Deniz Feneri icin Aydin Dogan medyasini aforoz eden Erdogan her nedense eteklerine yapismis olan birtakim medyaya agzini acmiyor.Acaba,Deniz Feneri icin Basin özgürlügünü hice sayacak kadar hiddetlenen,Dogan medyaya savas acan bir basbakan Türk Milletinin ordusuna karsi yapilan bu ..... hakaret ve saldirilar karsisinda neden basin özgürlügünün arkasina siginiyor?Basin özgürlügünün arkasina mi siginiyor yoksa o medyayi kiskirtiyormu?Iste tartisilmasi gereken konu budur. TSK'nin cuvallamasi döz konusu degildir.Daha dün TSK'nin en hassas bölümüne sivil tecavüz yapildi.O bölümdeki bütün gizli kalmasi gereken savas planlari Hakim bilmem kim tarafindan not edilerek herkesin ulasabilecegi bir durum yaratildi.Bana kim garanti edebilir ki Hükümet veye Hakim falanca bu gizli notlari yabancilara ulastirmayacak veya kimbilir belki de TARAF'a... saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Amac askerle polisin karsi karsiya getirilmesidir.30 yildir bu ülkede darbe yapilmadi.Darbelerin dönemi artik geride kaldi.AKP iktidari bunun farkindadir.Farkinda oldugu icin askeri kiskirtarak yanlis bir adim atmasini beklemektedir.Asker bu adimi atmadigi icin AKP cüretini arttirmaktadir.Türkiye'de su son 7 yila kadar gelmis gecmis hicbir iktidar ne AB ne de ABD tarafindan bu kadar desteklenmemistir.Bunun cevabini öyle basitce vererek kimse gecistiremez.Cünkü AB ve ABD babalarinin hayrina desteklemiyor AKP'yi. Türkiye'de en ufak bir seyi hemen televizyon kanallarina tasiyip Türkiye'de su oldu Türkiye'de bu oldu diyen Avrupa 64 gündür hak arayan binlerce emekciyi bir defa olsun tasimadi haberlerine.Bunun anlami ne ola ki? saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Çuvallamış veya çuvallaşmış iddiaları da asimetrik psikolojik savaş açıldığının belirgin kanıtı. Bu tarz ifade biçimlerinin olumlu, yapıcı bir eleştiri tarzı olmadığı son derece açık. Hoş, iddia sahipleri de yapıcı değil, tam tersine ve bizzat yıkıcı amaçla bu iddiaları ortaya attıklarının bilincinde de olabilirler, önemli değil. Kimseden yapıcı eleştiri niyetinde olduğunu filan açıklamasını da bekliyor değilim. Cadı avına maruz bırakılan bir kurumun karşı cadı avı başlatması ve olayın tam bir çatışmaya gitmesini, çarpışan testilerden biri kırılırken diğeri de nasılsa çatlar diye ummanın iyi niyetle bir alakası yoktur. Silahlı kuvvetler tam da olması gerektiği biçimde asimetrik saldırıya aynı simetride ve psikolojik yöntemlerle yanıt verecektir. Sürekli olarak halk iradesini önde tutma iddiasında olanların bu çağrıları doğrusu tuhaf. Halkın iradesi ile işbaşına gelen yasal iktidar bu saldırının tarafı. Açıkça iddianın savcısı olduğunu ifade etmiş. Bir kuyuya düştüğünüz delikten çıkarılırsınız. Başka bir yerden tünel açılıp da çıkarılmazsınız. Valla yani elden gelen arda konmasın. Eteklerdeki tüm taşlar dökülsün. İtiraz yok. Karavana atıla atıla hedef vurulmaya başlanır. Karavana atışlara devam. Belki bir gün hedefe bir şey isabet eder, umut dünyası... Kendinden emin olanlar rahat hareket eder. Kozmik yetmez, tüm kozmetiklere de girilsin. Ne bulunacaksa! Belki Atatürk'ün Türkiye'yi değiştiren Kripton gezegeninden getirttiği sihirli değneği bulunur. Sauron çağırılır, çağırılmadık bi o kaldı zaten, bi hokus pokus yapar, etkisini tersine çevirmeyi başarır belki... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Darbe yapmanin devir ile hic bir alakasi yoktur. Konjukture ve dünyadaki gelsimelere baglidir cünki, cuntalar gücünü devamli kaos ortamindan ve dikta yöntemlerini dstekleyenler tafindan almistir. Bu gün bu konjuktur yok diye yarinda olmayacagi anlamina gelmeyecegi gibi, kendimizi geriye cekipte cunta heveslilerini kendi hallerine birakamayizda. Diger taraftan eger bir cunta plani veya girisimi olmussa bunu arastiripta yargiya vermek kadar dogal bir durum olamaz. Ne istiyorsun Askerimizden bu sikinti neden.. Bu telas neden.. Hic kimse bu devirde Türkiye´de darbe olacagindan söz edemez Evet edemez.. Varsa böyle tehlike Genelkurmay Hükümetin emrindedir alir görevinden. 30.senedir bu filmi seyrediyoruz. Ayni nakaratlar.. Konjukture ve dünyadaki gelsimelere baglidir cünki, cuntalar gücünü devamli kaos ortamindan ve dikta yöntemlerini dstekleyenler tafindan almistir. Aliyorsa yaratma o ortami o kadar basit.. O kadar korkuyorsan Ordunu fes edersin olur biter.. girersin baska ordunun bayragi altina. Bana bir Ordu göster Türk Askerinden fazla sevkat veren kendimizi simdiden ona hazirlayalim. Unutmadan camileri bombalayacak bir ordu olsun! Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 İnsanların kendilerini TSK sözcüsü falan sanıp "beyanat" vermeye çalışmaları gerçekten komik TSK'ya karşı yürütülen propagandanın ana materyali ne ? TSK'ya ait gizli belgeler. Özellikle son bir yıldır bu belgeler sistematik olarak, haftalık yayın organları gibi dışarıya sızdırılmakta. Yani TSK'ya karşı yürütülen propagandanın materyalleri, TSK'nın kendi içindeki casuslar tarafından sağlanmakta. Bir noktada bir çatışma yaşanıyor. Bu çatışmanın öncesi ve sonrasına ait keşif fotoğrafları. Şifreli telsiz konuşmaları (deşifre edilmiş halde) bir süre sonra belli gazetelerin sayfalarını süslüyor. Gizli harekat planları hazırlanıyor, bu planlar bir süre sonra gazete sayfalarında boy gösteriyor. Eylem planları hazırlanıyor hakeza. Emirler, talimatlar vs, haftalık yayın organı gibi dışarıya servis ediliyor. Cyrano ne diyor ? TSK iki üç yıldır, özellikle son bir yılda kurumdan dışarı gizli belgelerin sızmasını engelleyememiş, sızdıranları tespit edip sızıntıyı durduramamıştır. Ha der adam "yok kardeşim yalan söylüyorsun dışarıya belge falan sızmıyor" bunu diyen, diyebilen var mı ? Yok. Ne var ? Yok yapıcı eleştiri değilmiş vs. Ne söyleniyor onu da anlamadım ki. TSK'dan dışarıya sistematik olarak gizli belgelerin sızdırılmasını normal olarak mı görmeliyiz ? Bunda kurumun başındakilerin kabahati, kusuru, başarısızlığı olmadığını mı söylemeliyiz ? Kurumun başı olarak hem diyeceksin ki, düşmanlarımız var, bize karşı psikolojik asimetrik harekat yürütüyorlar. Hem de, düşmanların o psikolojik asimetrik harekatı senin kurumundan sızdırdıkları gizli belgelerle yürütürken bunu önleyemeyeceksin. Tekrar söylüyorum, bir güvenlik kurumundan dışarıya sistematik olarak gizli belge sızıntısı, o kurumun çuvallamasıdır. En büyük başarısızlıklardan birisidir. Sen gizli belgelerini koruyamazsan, senin gizli belgelerin sistematik olarak dışarıya servis edilirse, savaş çıktığında ne yapacaksın ? Bana kimse gelip yok TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat yapılıyor demesin. Ben bunu biliyorum, farkındayım ve bu konuda çok yazdım. Yıllardır her yazılan şeye ezbere iki üç paragrafı ardı ardına sıralayarak otomatik cevap verenlerin zaten yazdıklarımı anlamasını beklemiyorum. Askerlik dahi yapmamış, en sıradan çatışma, operasyon talimatlarının bile bir kaynaktan öbürüne defalarca şifrelenerek, deşifre edilerek gönderildiğini bilmeyen insanların, ultra düzeyde şifrelenmiş şekilde korunan gizli askeri belgelerin dışarıya sızdırılabilmesinin en kadar büyük güvenlik zaafiyeti ve başarısızlığı olduğunu anlamalarını da beklemiyorum. Ama, TSK'nın içerisinde casuslar, gizli askeri belgeleri sistematik olarak dediğim gibi adeta haftalık yayın gibi dışarı servis ederken, bunu engelleyemeyen, durduramayan, faillerini yakalayamayan kurumun bu anlamda ne kadar büyük bir başarısızlık içerisinde olduğun görmek ve anlamak isteyenler için ayan beyan ortadadır. Ben, TSK'ya karşı yürütülen operasyonlardan rahatsız olduğum gibi. Bunun karşısında temel görevi olan önlemleri alamayan yönetiminden de o kadar rahatsızım. Operasyonu yürütenler işlerini ve görevlerini gayet güzel yapmaktadırlar. Başarılıdırlar. Operasyona maruz kalan TSK ise aynı oranda başarısız. Eğer biz bir savaşın içerisinde olsaydık (ki terörle savaşta değil miyiz zaten) ve askeri sırlar böyle rahatça dışarı sızdırılsaydı... Allah korusun. İsteyen kendini kandırmaya devam etsin... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 İnsanların kendilerini TSK sözcüsü falan sanıp "beyanat" vermeye çalışmaları gerçekten komik TSK ve İNSAFSIZ SALDIRILARBir gazetenin ortaya attığı Genelkurmay Başkınlığında hazırlandığı iddia edilen irtica ile mücadele konulu belge gündeme bomba gibi düştü. Genelkurmay Başkanlığınca hemen soruşturma açılan söz konusu haberi herkes kendi amacı doğrultusunda kullanmaya kalktı. Ve tabii ki Silahlı Kuvvetlere ima yollu, zaman zaman da açıktan hücum yeniden başladı.Daha soruşturma süreci bile beklenmeden TSK'ni hedef alan bu saldırılar arasında Askeri yargının yetkisi ve varlığı da tartışıldı. Bir değerli hocamız, televizyon programında, dünyada nasıl olduğunu bilmediğini de ifade ederek, hırsla askeri yargının gereksizliğini anlatmaya çabaladı durdu. Söz konusu belge, yasal şartlara uyulmadan yapılan bir arama esnasında ele geçmiş. Yargı belgenin gerçek mi sahte mi olduğunu araştırıyor. Genelkurmay Başkanı da söz konusu belgenin emir komuta zinciri içinde hazırlanmış olması ihtimalini de kesinlikle reddetti. Bu arada Genelkurmay Başkanlılğı demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan davranış ve düşüncelere sahip personelin TSK bünyesinde barınamayacağını bir kez daha belirtmek zorunda kaldı. Soruşturma sonunu beklenmeden bu tür, özellikle de TSK'ne ima yolu ile de olsa, yapılan insafsız saldırıları ibretle izliyoruz. Daha 85 yıl önce dünyanın en geri kalmışları arasında sayılan ve bugün bölgenin en önemli ülkesi konumuna ulaşan Türkiye'nin; 21 nci yüzyılın yeni büyükleri arasına gireceği ve eninde sonunda AB'nin tam üyesi olacağı yabancıların gündemindedir. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının oluşturduğu büyük dünya adasının kalpgahında, büyük istila ve ticaret istikametleri üzerinde, enerji ve su kaynaklarının kontrolüne imkan veren konumu ile bulunduğu coğrafyanın yıldızı olan Türkiye'nin çağdaş medeniyeti yakalamasına ramak kaldığını ve 21 nci yüzyılın en büyükleri arasına girmek ve orada kalmak için güçlü bir orduya sahip olması gerektiğini herkes görüp anlamalıdır. Ordumuz milletimizin göz bebeğidir. Ordumuz halkımızın adeta kendisidir ve dünyanın sayılı büyük ordularından biri, bölgemezin de en güçlü ve en büyük ordusudur. O'nu büyük bir ihtimamla, özenle korumalıyız. Zira çatı çökerse hepimizin altında kalacağı unutulmamalıdır. Em. Tümg. Cumhur EVCIL Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 ee Efendi dostum, bu yaptığın alıntıda, gizli askeri belgelerin yıllardır dışarı servis edilmesi, ve bunun TSK tarafından önlenememesi, faillerinin tespit edilememesi ile ilgili ne gibi bir aydınlatıcı bilgi var ? Ne gibi bir beyan var ? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Belki gözünden kacanlar olmustur veya önemsenmiyor:Belge sizdiran 5 Subay hakkinda Askeri mahkemede süren bir dava var.9 Subayda tutuklu.Bu aciklamayi gecenlerde Ilker Basbug yapti. Durdu mu sızıntı ? Dün mü başladı dostum ? Yüzlerce gizli belge sızdırıldı. Ki bunlar SADECE gazetelerde yayınlanıp kamuoyuna ulaşanlar. TSK cuvallamadi,TSK'ya karsi yürütülen kirli savasi itiraf etmeden TSK cuvalladi demek bence haksiz bir yaklasim.Sizdirilan ve darbe plani adi verilen planlar,aslindan alinip üzerinde oynandiktan sonra TARAF'ta yayinlanan belgelerdir ve bu belgeler darbe belgesi degil TSK'nin kendi büynyasinde yapmis oldugu ve her ülke ordusunun yaptigi stratejik calismalardir. Bu topicteki yazımda belgelerin niteliği hakkında herhangi bir yorumum var mı ? O belgeler darbe planıdır vs gibi bir iddiam var mı ? Bak ne diyorsun kendin? "aslından alınıp üzerinde oynandiktan sonra Taraf'ta yayınlana belgeler" ne işi var onların aslının Taraf'ta. Evet TSK'ya karşı yürütülen kirli bir savaş var. Ve bu kirli savaş TSK'nın içindeki casusların sızdırdığı belgeler üzerinden yürütülüyor. Savaşta senin gizli askeri bilgilerin sistematik olarak düşmana sızdırılıyorsa sen tam olarak çuvallıyorsun demektir. Evet,TSK gibi bir kurum gizli evraklara karsi daha hassas olmalidir.Ama,askeri sura toplanip,TSK icindeki seriatci ve asiri solcu takimini ihrac edince önce tatli su demokratlari yaygaraya basliyor neden ihrac ediliyorlar diye.Tabii ki TSK gibi büyük bir kurumujn icinde ajanda vardir,casusta vardir,hainde vardir ki zaten onlardir bu belgeleri sizdiranlar. Dostum sanki biz her askerin, her subayın ulaşabildiği belgelerden bahsediyoruz da böyle birşey mazeret olsun. TSK içindeki şeriatçı ve aşırı solcu subaylar ihraç edilemedikleri için, en gizli askeri belgelerin olduğu bölüme mi tayin ediliyor ? Ben mi anlatamıyorum dostum, yoksa size gerçekten yabancı mı geliyor durum ? Gizli askeri belgeler. şifrelenmiş dosyalarda saklanan, ve sadece şifreyi bilen personel tarafından ulaşılabilen belgeler. Uzun bir zamandan beri,belirli medya kanallarinda TSK'ya karsi alinmis olan bir cephe var.Birakin insan olarak saygi duymayi vicdani olarak askere yapilan onca hakaret ve saldiriya hükümet biyik altindan gülmektedir.Deniz Feneri icin Aydin Dogan medyasini aforoz eden Erdogan her nedense eteklerine yapismis olan birtakim medyaya agzini acmiyor.Acaba,Deniz Feneri icin Basin özgürlügünü hice sayacak kadar hiddetlenen,Dogan medyaya savas acan bir basbakan Türk Milletinin ordusuna karsi yapilan bu ..... hakaret ve saldirilar karsisinda neden basin özgürlügünün arkasina siginiyor?Basin özgürlügünün arkasina mi siginiyor yoksa o medyayi kiskirtiyormu?Iste tartisilmasi gereken konu budur. TSK'nin cuvallamasi döz konusu degildir.Daha dün TSK'nin en hassas bölümüne sivil tecavüz yapildi.O bölümdeki bütün gizli kalmasi gereken savas planlari Hakim bilmem kim tarafindan not edilerek herkesin ulasabilecegi bir durum yaratildi.Bana kim garanti edebilir ki Hükümet veye Hakim falanca bu gizli notlari yabancilara ulastirmayacak veya kimbilir belki de TARAF'a.. Eğer TSK'nın gizli belgeleri elden ele dolaşmasaydı. Yıllardır devam eden belge sızdırma engellenip failleri cezalandırılsaydı, kurum bu kadar yıpratılıp, kozmik odalarına hakim gönderilebilecek kadar zayıflatılamazdı. 2 yıl önce "tecavüz" edilebilir miydi kozmik odalara ? 2 yıl boyunca sızdırılan belgelerle kampanyalar yürütüldü, ve asıl darbeleri vuracak şekilde kurum kamuoyu nezdinde zayıflatıldı. Peki bu arada Genelkurmay ne yapıyordu? Kampanyayı yürütenler işlerini gayet güzel yaparken ? Açık bir başarısızlık ve çuvallamadır. Bu bir savaş durumunda gerçekleşseydi sonucu felaket olurdu. Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Bana bir Ordu göster Türk Askerinden fazla sevkat veren kendimizi simdiden ona hazirlayalim. Sadece iki örnek vermek yeterlidir sanırım..: Biri nazi geleneğinden gelen Alman Ordusu; (Afganistanda sivilleri vurdukları için Gn.krm. başkanlarının görevinden alınması şeffaflığa ve 'şevkatliğe' örnektir) Diğeri de 'siyonist' İsrail ordusu.. (En azından yakaladıkları Filistinlilerden parmak kolyeleri yapmamışlardır..) Gerisini siz düşünün.. Sonuç olarak ordumuz bir an önce 'militarist' zihniyetiyle yüzleşip şeffaflaşarak, 'şevkatleşmelidir'.. Kendi hayrına...!! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Türk ordusunu,Alman veya Israil ordusuyla karsilastirmak,Türk ordusuna karşitligin hangi zeminlerden beslendiginide bize anlatmaktadir. Ben sivilleri vuran bir Türk ordusu tanimiyorum ama asker elbisesi giyerek kendi insanlarini öldüren Kürtleri taniyorum,teröristleri zaten sivil saymiyorum.Tamda aksine siviller Türk askerini vurmuslardir hep.Darbeleri Türk ordusuna karsi bir karalama kampanyasi olarak kullananlar yanlis yoldadir.Ülkemizde eger alnimiz acik basimiz dik yasiyorsak,bir bayragimiz var ve de dalgalaniyorsa bu o begenilmeyen askerin sayesindedir. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Türk ordusunu,Alman veya Israil ordusuyla karsilastirmak,Türk ordusuna karşitligin hangi zeminlerden beslendiginide bize anlatmaktadir. Ben sivilleri vuran bir Türk ordusu tanimiyorum ama asker elbisesi giyerek kendi insanlarini öldüren Kürtleri taniyorum,teröristleri zaten sivil saymiyorum.Tamda aksine siviller Türk askerini vurmuslardir hep.Darbeleri Türk ordusuna karsi bir karalama kampanyasi olarak kullananlar yanlis yoldadir.Ülkemizde eger alnimiz acik basimiz dik yasiyorsak,bir bayragimiz var ve de dalgalaniyorsa bu o begenilmeyen askerin sayesindedir. saygilarla Sayin politika Olta atmaya devam diyorlar... Ya tutarsa... Tutmasa da yiprattigim yeter .. Askerimize karsi bugün oynanan oyun bu. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 ee Efendi dostum, bu yaptığın alıntıda, gizli askeri belgelerin yıllardır dışarı servis edilmesi, ve bunun TSK tarafından önlenememesi, faillerinin tespit edilememesi ile ilgili ne gibi bir aydınlatıcı bilgi var ? Ne gibi bir beyan var ? Hangi yillardan bahsediyoruz Sayin CYRANO bunun dünü yok bugünü var! Bakin o belgeler nasil türüyor.. bunlari mi yazalim illakin? Mektubu yayinlayan Star Gazetesi Yazari Aziz Üstel. Mektubu gönderen ise Emekli Orgeneral Çetin Dogan’in emir eri... Üstel mektuba nasil ulastigina, o mektubu göndermek için neden kendisinin seçildigine iliskin hiçbir açiklama yapmiyor ve yazisina hemen emir erinin müthis iddialariyla basliyor. Üstel'in dün kösesinde yayinladigi mektupta neler yok ki! Üstel'in yazisi söyle: TSK’dan emekli subay... Emekli Orgeneral Çetin Dogan’in emir subayligini yapmis. O günlerden kalma aliskanligiyla mektubun sag üst kösesine ‘Kisiye Özel’ damgasini vurmus. Mektubunu imzalamamis ama zarfin üzerin de adi ve açik adresi var; yalniz “bu korku ikliminde lütfen adimi yazmami benden beklemeyin” diye bitiriyor mektubu. ISTE O MEKTUP “Size 2002-2003 yillari arasinda tanik oldugum olaylari siraliyorum: 1. BALYOZ Plani bastan sona dogrudur! O planin tatbikatini ben de izledim. Pasamin yaninda çalistigim sürece sadece esine degil arkadaslarina ve maiyetine de gerçekleri söylemezdi. Habertürk Kanalinda da dogrulari söylemedi. Çünkü yapacak bir seyi kalmadi; isin ucunda müebbet hapis olunca ne yapsin? 2. Devletin basina geçmek en büyük hedefiydi! Ama esinden korktugu kadar da kimseden korkmazdi. 3. Antalya’ya gidiyorduk bir gün, cep telefonu çaldi. Arayan kisiye, iltifatlardan sonra, ondan irtica konusunda haber ve yorumlara agirlik verilmesini rica etti. “Bu gericilerin, herkesi çarsaf ve peçeye sokacaklarini, inandirici sekilde yaymamiz lazim” dedi. Telefonu kapattiginda, esi sordu, kimdi o diye. Gazetenin adini vermeden, ‘canim bir gazetenin genel yayin müdürüdür; bizim sadik köpeklerimizden biridir’ dedi. (Bundan sonra, Çetin Dogan’i sik sik arayan ve onunla görüsen gazetecilerin adlari yazili). 4. Seyahatten dönmüstük, 10 Kasim’di. Tören için hemen çikmamiz gerekiyordu. Ben konutta, kapinin disindaydim. Benim orada oldugumu fark etmedi. Esine, “biktik bu (Atatürk’e yakistirdigi söylenen sifati ben yazamiyorum) ......’nin 10 Kasim’indan; ama ne yaparsin ona ihtiyacimiz var simdi!’ dedi ve çikti. Asabi olarak ‘sen burada miydin lan?!’ dedi. Ben de ‘hayir efendim, simdi geldim; bir saniye bile olmadi’ dedim. Zira duydugumu bilse beni Dogu’ya sürerdi! Ama yaptigi kabaligi düsünmüs olmali ki, ‘kusura bakma yorgunum’ dedi arabada giderken. Atatürk’e karsi, buna benzer bir saygisizliga da, Denizli’de, bir tuggeneralde tanik olmustum. 5. Pasam küfürbazdir. En çok giyabinda esine, sonra da kendinden kidemli olan silah arkadaslarina sinkafli küfürler eder. Isim zikretmez; konuyla baglantili oldugu için kime küfrettigini anlarsiniz. Ama Özkök Pasa’ya, son dönemde, açiktan küfrettigini duydum. 6. Izmir’de, Kara Harp Okulu’nun Mentes Kampi’nda, sahildeki kameriye altinda, saygi duydugum bir orgeneralle sohbet ediyorlar. Ben de, görevim icabi, yakinindayim ve kameriyenin sarmasiklarla kapli arka kisminda oturuyorum. Orgeneral arkadasi, Almanya ve Fransa’nin, asker sayisinin 250 bin civarinda oldugunu, bizimse 800 bini astigimizi, lüzumsuz bir kalabalik oldugunu, bunun, maliyetinin ve ülkeye is gücü kaybiinin hesaplarini da dikkate alarak gözden geçirmek gerektigini anlatiyor. Profesyonel orduya geçis sart diyor. Hatta, ordu evleri ve sosyal tesislerde görevlendirilen asker sayisinin, orta halli bir devletin asker sayisini asacak kadar, 60 bini geçtigini söyledi. Tüm sehir ve ilçelerde, ne kadar asker bulundurma stratejimizin, gözden geçirilmesini de istiyordu. Bizim pasa, net ve açiktan “Olmaz öyle sey” diyerek, bu ülkede dogan her erkegin bu tezgahtan geçerek bizi tanimasi lazim. Ilçelere kadar askerin yayilmasi da, iç tehditlere karsi halki kontrol etme stratejimizin geregidir, diyordu! KRALDAN ÇOK DEVLETE MALIYETI VARDI 7. Çok müsrifti ve bir kraldan çok devlete maliyeti vardi. Sahsi masraflari, esinin saga sola dagittigi hediyeler dahil, Birinci Ordu’dan karsilaniyordu. Oglunun dügününde, Fenerbahçe Orduevi’ndeki salon, üç defa boyanmistir. Hanimefendi renkleri begenmemistir. Dügün masraflarinin büyük bir bölümü de Birinci Ordu’dan ödenmistir. Bunu o dönemde herkes bilir. 8. Hazirladigi Balyoz Darbe Plani, ülkeyi dünyadan tecrit edecek ve çökertecek, belki de Irak ve Afganistan gibi, iç savasa sürükleyerek bölecek, zavalli bir Türkiye görüntüsüne neden olacakti. Bu planin uygulama esaslarini inceleyen, vasat bir zekasi olan (basimiza nelerin gelebilecegini) açikca kavrayabilir. “Hatta bu planda görev alan bir devre arkadasim, ‘bunlar çildirmis’ diyerek tepkisini ifade etmis, sonra da, korkusundan ‘aman geçen gün sana söyledigimi unut!’ demisti.” Mektubun altinda ad ve soyadi yok; yalniz zarfin üzerinde ad ve soyadiyla açik adres var. Son olarak da su notunu ileteyim mektubu gönderen emekli subayin: TSK BIR KISIDEN MAHSUL DEGIL “TSK’da subaydim, simdi emekli oldum. Ne zaman ki, Orgeneral Çetin Dogan’in maiyetinde kisa dönem emir subayi olarak çalistim, kafamda da yüregimde de bu kurumla ilgili ne varsa yikildi gitti. (Televizyona çikti) Serefli Türk ordusunu, halkin gözünde rezil etti... Böyle durumlarda havada mektuplar uçusur, bilirim. Ama ben, (gene de) size yazmaya ve bizzat gördügüm seyleri anlatmaya karar verdim... Önce sunu belirteyim; bizlerden fazla korkmayin. Bizler eslerinin baskisi altinda ezilen, ama elindeki silah gücüyle toplumu baski altinda tutarak kendini tatmin edenlerin (de içinde yer aldigi) bir camiayiz. Efendim, bir kisiyle ilgili anlattiklarinizi dogru var saysak da, bu, sadece o kisiyi baglar. TSK’yi ve bu kurumda, sizin gibi, onuruyla, basini dik tutarak, yüregi vatan ve millet sevgisiyle çarpan binlerce subayi degil elbet. Ha korkup korkmadigimiza gelince beyefendi, hiç merak buyurmayin. Rahmetli Turgut Özal’in dedigi gibi, “ Allah’in verdigi cani Allah’tan baskasi alamaz!” Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2010 Burada Silahlı Kuvvetler sözcüsü olduğunu sanmıyorum. Ben bir vatandaş olarak görüşlerimi açıklıyorum. Hoş, sözcü olsam da sakıncası yok da... Ben galiba anlatamadım. Ortada gizli belge falan yok! Neden bahsedilmiş sızdırılan gizli belge olarak bakalım: Keşif fotoğrafları... Bu fotoğraflar genellikle zaten yabancılar tarafından Silahlı Kuvvetlere rapor edilen genellikle uydu resimleri. Çatışma ile ilgili bile olmadıklarını Silahlı Kuvvetler açıkladı. Yabancılar tarafından sağlanan istihbaratın nesi gizli? Şifreli telsiz mesajları... Bunlar o an için şifre ve gizlilik değeri taşır. Olay bittikten sonra deşifresi hiç bir anlam ifade etmez. Telsiz mesajları herkes tarafından dinlenebilir ve kaydedilebilir. Hele ABD tarafından rahatlıkla... Olayın cereyanı ve telsizlerin kullanıldığı anda hemen sıcak olarak anlaşılmasın diye şifrelenir. Zaman geçtikten sonra şifreleri isteyen herkes çözsün. Bir anlamı yoktur. Bunları bizzat genelkurmay bile yayınlar. Gizli harekat planları... Bunların zaten yüzlerce subayın izlediği seminerler olduğunu söyledim. Eylem planları da öyle... Gizli bir eylem planı yoktur. Darbeydi marbeydi, öyle bir hazırlık yoktur. Emir talimatlar en asta kadar iletilir, bunun hiç bir gizliliği yok! Demek ortada çuvallama değil, poşetleme bile yok! "Hayatında askerlik yapmamış" türü eskilerin "gayb taşlama" dedikleri ifadelere ne diyeyim? Müneccimlik var mı acaba serde? Aslında "hayatında nizamiyeden girmemiş" dense daha tanıdık gelirdi ifade. Hani "hayatında üniversite bahçesinde çay içmemiş" gibi gaybı artık mancınıklamak! diyeceğim ifadeler de görmüştük de! Ordumuz dünyanın en modern, mantıklı, gerçekçi düşünen ve planlama yapan ordularından biridir. Gücünü Atatürk ilkelerinden alır. Asimetrik saldırı mı var, gereği bellidir. Asimetrik saldırıya aynı simetriye geçerek yanıt verirsin. Bu budur. Psikolojik taktiklere, psikolojik yanıt verirsin. Biz ordumuzu sokakta yürürken bulup "aa, ne güzel ordu!" deyip cebimize koymadık. İsviçre çakısı değildir... İyi niyetli, samimi ve orduya yapılan saldırılardan rahatsız bir insan yok çuvallamış, yok hayır çuvallaşmış gibi asıl basit ağız konuşmanın daniskası olan laflar etmez... İnandırıcı bulmadım rahatsız olunduğunu... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Ortada gizli belge yokmuş! Öncelikle askeri bir belgenin üstündeki "Çok Gizli" ibaresinin ne anlama geldiğini bilmeyenler, benim izahıma ihtiyaç duymadan internette kısa bir araştırma ile "Çok Gizli (Top Secret)" ifadesinin ne olduğu ve hangi belgeler için kullanıldığını öğrenebilirler. 2000 yılından önce doğmuş her insanın, 2008 yılında gazetelerin ilk sayfa manşetlerini, haber bültenlerinin girişini, tartışma programlarının ana konusunu, haber bültenlerinde telefonla bağlanılan uzmanların yorum konusunu oluşturan olayları bildiğini varsayıyorum. Ama yine de hatırlatalım ; Yıl 2008, Taraf gazetesi dağlıca baskının sonra, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'ndan sızdırılan belgeleri yayınladı. Bu belgeler istihbarat raporlarıydı. Askeri istihbarat birimleri tarafından hazırlanıp Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'na gönderilen raporlar, buradan sızdırılmış ve Taraf gazetesi sayfalarında yayınlanmıştı. Belgelerin yayınlanmasından sonra Askeri Savcı Zekeriya Duran, Taraf gazetesine bir yazı göndererek gizli belgelerin teslim edilmesini istedi ; "Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı gibi son derece kritik ve milli güvenliğe ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu bir birimden soruşturma konusu belgenin yanı sıra başkaca belgelerin sızdırılıp sızdırılmadığının], yayımlanan belgenin ne şekilde yetkisiz kişilerin eline geçtiğinin ve son dönemde bu tür bilgi ve belgelerin teslim ve tebliğ zemini olduğu gözlenen gazetenizin bu sorumluluk zincirindeki yerinin belirlenmesi de önem arz etmektedir" "Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 326 ("Devletin güvenliğine ilişkin belgeler") ve 339. maddelerindeki ("Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma") suçlar kapsamındaki bu belgelerin temin edilmesi, açıklanması veya deşifre olması ulusal güvenlik açısından hayati öneme haiz olduğu gibi gazeteciliğin de bu suçlar bakımından hukuka uygunluk sebebi teşkil etmeyeceği açıktır." http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/108093-askeri-savci-daglica-belgesini-istedi-tarafa-7-temmuza-kadar-sure-verdi Askeri savcı belgelerin teslim edilmemesi halinde kolluk kuvvetleri zoruyla alınacağını belirtiyor. Daha sonra, Askeri savcılığın belgeleri zorla almak için Taraf'a baskın düzenleyeceği söylentisi çıktı ortaya, Ahmet Altan gazetede nöbet tuttu. Taraf binasındaki belgeler ve bilgisayarlar başka bir yayınevine taşındı vs vs. Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı yani askeri istihbaratın merkezinden "çok gizli" ibareli istihbarat raporları dışarıya sızdırılıyor. Askeri savcılık bunların "devletin güvenliğine ilişkin belgeler" , açıklanmaları ve deşifre olmalarının ulusal güvenlik açısından hayati önem taşıığını resmi yazıyla belirtip geri istiyor. Ama arkadaşımıza göre dışarı sızdırılan "gizli belge" falan yok Sızdırılan gizli belgelerin "Dağlıca baskını biliniyordu" adlı haberde yayınlanan belgelerle sınırlı olmadığı diğer bir deyişle başka belgelerinde eksik olduğu farkedilmiş ki, yazının devamında, bu belgeler de isteniyor ve "Henüz ifşa edilmemesi bir şans ama şans sonsuza dek sürmez" deniyor askeri savcının yazısında. Kısaca, askeri istibaratın merkezinden "çok gizli" ibareli istihbarat raporları Taraf gazetesine sızdırılıyor. Askeri savcı bu belgelerin ulusal güvenlik açısından hayati önem arz gizli belgeler olduğunu söylüyor ve Taraf'tan bu belgeleri resmi yazıyla geri istiyor. Türkiye bir hafta gazete manşetlerinde, haber bültenlerinin girişinde bu olayları seyrediyor. Arkadaşımıza göre ortada gizli belge falan yokmuş. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Ortada gizli belge yokmuş! Kısaca, askeri istibaratın merkezinden "çok gizli" ibareli istihbarat raporları Taraf gazetesine sızdırılıyor. Askeri savcı bu belgelerin ulusal güvenlik açısından hayati önem arz gizli belgeler olduğunu söylüyor ve Taraf'tan bu belgeleri resmi yazıyla geri istiyor. Türkiye bir hafta gazete manşetlerinde, haber bültenlerinin girişinde bu olayları seyrediyor. Arkadaşımıza göre ortada gizli belge falan yokmuş. Tabiiki bu belgeler dogal olarak geri istenecek ortada ciddi bir iddia var bunlarin dogrulugu vede bu belgeler asil ise yerine iade edilmek zorundadir bundan dogal ne var.. Bir hafta bu belgeler ortada dolasiyor yandas medya tarafindan ama sonuc asli astari yok.. Varsa ispatlayin koyun belgeleri ortaya.. Cok gizli ibareymis! ya Arkadasim Askerler arasinda dolasan her mektup gizli ibare tasir.. isterse ask mektubu olsun. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Devam edelim, Dağlıca baskınından sonra terör örgütü tarafından Aktütün karakoluna saldırı gerçekleştirildi. Taraf gazetesi bu sefer Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'ndan dört istihbarat raporunu yayınladı. Taraf'ın iddialarına cevap veren Orgeneral Işık Koşaner Taraf'ta yayınlanan istihbarat raporlarıyla ilgili olarak "nereden sızdığını araştırdıklarını" söyledi. Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ basına yaptığı açıklamada; "Bilgi sızdıranlar ve bu bilgileri yayınlayanlar hakkında adli süreç başlatılmıştır" dedi. Bir kez daha, gizli askeri istihbarat raporları Taraf'ta yayınlandı ve Genelkurmay raporların kendilerine ait olduğunu doğruladı. Taraf aynı haberinde, İnsansız Hava Aracından PKK'lı teröristlere ait görüntüleri yayınladı. Genelkurmay o görüntülerin İnsansız Hava Aracı tarafından Kandil dağındaki teröristlerin bulundukları konum üzerinde yapılan keşif uçuşları sırasında çekildiğini açıkladı. Çizgiroman senaryosu yazarsak , ya o araçlar zaten İsrail tarafından TSK'ya kiralandı, onlar birşekilde aracın kaydettiği görüntüleri almıştır, Taraf'a vermiştir gibi söylemler çıkar ortaya. Ama, 4 tane çok gizli askeri istihbarat raporunu ele geçirip yayınlayan gazetenin, fotoğrafları İsrail'den aldığı gibi bir söylem sadece komik olur. Işık Koşaner ve Başbuğ yine yanılıyordur. Gizli belge falan yok ortada. Daha iyi bilecek değiller ya. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.