Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

yalnızlık benim dinim...

zor bir insanım ama tanrı böyle yarattı diye hayata küsmüş deilim..

müzik tanrının bizimle konusmasıdır.. biz muzisyenler onun cocugunu doguruyoruz...

 

istersen gidebilrsin ama seni benden kurtarmaz...

 

tanrı bana onu duyma yetenegini verdi.. ama butun insanların en zevk aldıgı şeyi

eserlerimi dinleme zevkini elimden aldı...

(belki de en cok canını yakan duyamamaktı alkış seslerini)

benim babam ayyaş bir serserinin tekiydi..

tanrı babam olsaydı onu terkederdim...

 

tanrı bazı insanların kulaklarına fısıldar ama benimkine bagırıyor...

bu yuzden sağırım...

 

 

L.V.Beethoven

Gönderi tarihi:

kafamın icinde ucusup duran bu kelimeler nerden cıktı

yatırım aracı olarak kullanılamayacak kadar degersiz

akşam olsada eve gitsek sözlerini

sabah olsada işe gitsekler takip ediyor

ve biz iciyorsak mutlaka vardır bir sebebiyle parantez acılıyor

acılan parantezlere ekilen umut tohumları

uzun sure guneş gormeyince yesermiyor

damarlarımda gezerken cürüyen

ve kokusu genizlerimi yakan bir sevda masalı bu

her saniyesine tanık oldugum

bizzat mudahil oldugum bu çürümeye...

aklımın ucundan gecip duran ihtmali dusuk sonuclarla ugrasmaktan yoruldum

bu kadar beklemedigim icinmi üstüne geliyor yasadıklarım

besteledigini dinleyemeyecek kadar bahtsız bir bestecimiyim ben

yazdıgı satırların anlamını tasıyamayacak kadar yorgun

koridorun ısgını acık bırakanlardanım hala uyumadan once

uyanmadan once saatin calmasını bekleyenlerden

ve hala beklendiği üzre gulumseyebilenlerden

icinde kopup duran fırtınalara ragmen...

aklımdan gecen ifadesi zor hayallerim

acıklayabildiklerimi hayal etmeyecek kadar büyüdüm ben

hayal ettiklerimi anlatamayacak kadar küçük

karsılıgı cıkmıyor hala hissi senetlerimin

ve ben vadesi uzasın diye borclarımın

daha iyi yalanlar söylemekteyim...

 

derin bir nefes alıp aradıgım huzur değil mi

simdi ic cekip durdugum

içime cekemedigim icin diye deil

aklım almıyor diye

durmadan sorup durdugum

koridorlarında kayboldugum bu hayatın

sayfa altlarında dipnotlarla acıklamaları asılsız cıkıyor artık

her yeni gün eski bir soylentiye mezar olmaktan baska bir halta yaramıyor...

 

karsısına cıkarabilecegim sözlerim yok artık

okuduklarımın

duyduklarım safsatalardan ibaret

sevdigi icin ugruna ölen insanların

sevdigi icin ugrunda yasayanlardan fazla oldugu bu dunyada

itibar göremedim diye yazmaktan vazgecişlerim

sevdigim kadınları

yazdıklarımın aldıgı iftiralardan yorgun

öptügüm her kadın

benim tanrıdandır diye

hediyedir kabul ettiğim

simdi yazıldıgım her satırım

duruyorsa eger benden sonra

ve okunuyorsa

ve anımsanacaksa bundan yuzyıl sonra

kutsal bir kitabın sözleri gibi

izleri kalacaksa ve gececekse nesilden nesile

kutsal değilmidir

öptügüm her kadın

canımı yakıp duran

kanattıkca kanatan yaralarımı

ne zaman bitti desem

tutup yakalarımdan sarsıp

duvarlara carpan

az önce kollarının arasında oldum diye değil

simdi tir tir titriyorken şehvetinden

damlalar süzülen gözlerimden öpen

bastırırken basımı göğsüne

ağlamıyayım diye yalanlar söyliyen

bir kac saat icin bile olsa sevgilimi oynayan kadın...

üstü kalsın diyerek fiyakalı bir sözle alıp basımı ayrıldıgım

üstü kalmıyor işte

öptügüm her kadından bir kac satır

ruhumu icinde kaybettigim karanlıklarım

ne olur kızma

büyüyemedim ki sevgilim...

Gönderi tarihi:

nefesimden bugulanan camlara karaladıgımmısın sen

hani isminin harflerini cizip

sonra biri gormesin diye kazagımın koluyla sildigim

platonik bir sevdanın bir turlu platonamayan

belki de bu yuzden her şiirin ana fikrine meze

ama yazıldıkca baska iklimlere etki eden

küresel bir terör gibi

ruhumu istilasında en önde

zamansız bombalamalardan ve ucak kacırmalarından sıkılmıs

suikaste ugrasamda ölsem dedigim

terör yaratan bir sevdamısın

 

suyu cıkıyor artık yasananların

ucuncu sahıslarla derdi olmayan

ama hep ikinci sahısın uzerindeki etkisini ucunculere yansıtan bir hayat bizimkisi

girdigi bunalımlardan yazarak yada konusarak yada aldatarak ckmaya calısan

galata koprusu uzerinde bir kac saat durup balık tutmaya calısmayı erdem sayarak

oysaki en erdemlisi o koprunun altındaki bir meyhanede bir kac şişe bira icmek olan

belki balık ekmek

belki kokorec belki midye tava

belki bir turku barda nargile icmek

hani su tophanede

zamanlı zamansız bulusmalarda uretilen bahaneler

bulusamıyoruz artık gorusemiyoruz

elimizde ortak bir duygu yok konusamıyoruz

belki de bu yuzden bir araya geldikce kavga edişlerimiz

kavga etmek icin bir araya gelmeyi bile bekleyemeyişlerimiz

özledim dedigimiz ne zamandır

imalı laflar duymayı bekledigmiz

şimdi aklına getiripte karsısında uyumayı tercih ettigin benim

benim ise düşünüp düşünüp ictigim sen

aynı sarkıyı defalarca geri sarıp dinledigim..

Gönderi tarihi:

yaşın kadar

gectim sevgiden

her sevgi deildi

böyle derinden...

 

once heyecandan

sonra yaşlılıktan titriyor

titriyor ellerim

ne olur kızma

genç değilim ki sevgilim...

 

Bendeniz...

Gönderi tarihi:

Küçük İskender'e

 

fütursuzca kullandıgın her kelimenin

tasıyamayacagını bile bile yukledigin anlamların

kimin aklında zehre dönüşürdü

kimin aklında şifa

kim inanırdı senin duyduklarına

bu yüzdenmi abartırdın her satırın

altından kalkamayacaksın diyemi korkardın bu kadar

aklına gelen her kelimeyi yazmaların

yoksa korkmadıgın icinmi

nefes bile almadan ettiğin itirafların

basına kapalı bir oturum değil di bu

ırzına gecilir gibi gecildi tutanakların

simdi senden bir kac yıl sonra

senin sözlerinin yaşattıgı anıların

anımsattıklarından yorgunum

ve sen bunun farkında olamıyacak kadar

belkide farkında oldugun halde umursamayacak kadar

belki de umursasanda artık bu sorumlulugu tasıyamayacak kadar

kopuksun bu hayattan...

ne cok masaya meze oldun sen

ne cok aşka ilham

ne çok sevdirdin insanlara bu hayatı

ve kac insanı aldın bu hayattan....

Gönderi tarihi:

ne cok tutmusum seni icimde..

yazıyor yazıyor bitiremiyorum

yanındayken yuzune soyliyemediklerim

sen gittikten sonra kontrolden cıkmış bir çığ gibi

hangi çığ kontrole alınabilirdi ki?

simdi ardından kalan enkazımda hasar tesbit calısmaları

yeniden yapılandırma icin cok gec

bes yıllık kalkınma planında bu bölgeye yatırımlar öngorulmuyor artık

kendi kuraklıgında çürümeye terkedilmiş bir bedenin valisi gibiyim

cıkardıgım fermanlarım kendi uzuvlarım tarafından dikkate alınmıyor

bu başkaldırıdan yoruldum

caktırmadan salteri indirsem diyorum

atardamarlarda bir sızıntıya neden olsam

radyoaktif etkileri olmadan ve cevreci bir tutumla

ustlensem kendi bedenime yeltndigim suikastleri...

simdi baglayıp gidişine bu ruhsuzlugu

adam akıllı sarhos olmak icin susuz icmek rakıyı

göğsümü tam ortasından yakıp asagıya süzülen

dokunusunu hatırlayıp iç çekişlerimdir

bir daha olmayacak diye değil

bir daha hicbir el öyle dokunmayacak diye,

dokunsa bile

öyle tutuşmayacak benim tenimdir...

Gönderi tarihi:

bir sans daha...

ne cok insanın dilegi bu

ne cok insanın isteyipte ugrunda canın verdigi

bir sans daha

cok bilinmeyenli denklemlerin cozulmesi icin

bir bilinmeyeni cıkartmak devreden

simdi bir sans daha

kafamın icinde ucusup duran bu kelimelerin bir faydası olsa

işte hayat mutlu son bu baba

sonlar yoktur hic inanmam hikayeler tekrar baslar..

buyuyecek tum cocuklar kuculmeyen ruyalarla...

bir sans daha

simdi parmaklarımın ucunda söze dönusemeyen

bu teninin kıvrımlarında buyuyemeyen ben

gittiginden beri kuculen ruyalarımla

bir sans daha istesem

canım yanıyor

ustu kalsın dediklerim ustumde birikiyor

ne bekledigim otobusler geliyor artık

nede bekledigim sanslar

tanrı uzun suredir banliyö trenlerinde yolculuk yapmıyor

kasıt aranmıyor sözlerim de

belkide artık ciddiye alınmıyor

oğlumun sesini duydugumdan beri kabloların diger ucunda

kabloların baglıyamadıgı bir hayattan mesajlar cekiyorum

bir sans daha vermedigim icin belkide ogluma

simdi bir baba olamadıgım icin

bu kadar doldurusa gelişim

ve agzı acık bırakıldıgı halde tamamen bosalmayısı

sözlerimin

kişiselleştirmeylim simdi bunu

anlatıp arkasında durabildiklerin senindir

anlatamadıkların hala icinde birikir ur gibi

ne ameliyatla alınır nede gormezden gelirsin bir sure gecince

yeni bastan baslamaktan yoruldum

kapatıp dugmesini artık uyumak istiyorum

alkolun yetmedigi icin deil

artık uyusturmadıgı icin beynimi bu rahatsızlıgım

ne gunesin ufka degdigi yer umrumda

neden senin beni dusunup uykuya daldıgın

gercekten inanıp sevseydin beni boyle kıvranırmıydım karnımdaki agrılardan

durup durup sana kufretmek istiyorum

seni yoklugunu hissedip icimde

aglıyayım diyemi hayatıma girdin

sana asık olana kadar bekledin

simdi seviyorum dedigim icinmi alıp basını gidiyorsun

aklımın iplerini alıp...

suskunlugun sıradan bir hayatın kaosu gibi

eskisi gibi olmak istemiyorum artık

simdiki gibide olmak istemiyorum

geldigin gun lanetin baslangıcı gibi

seni hatırlamak istemiyorum

unutmak istemiyorum

yoruldum

hayatından memnuniyetin hafifletici sebebimdir

gerekiyrosa kahkahların atmalısın

duyarsam eger bu tarif edemedigim

kullandıgın kafi gelir

üstü kalsın diye köşeye bıraktıgın bedenim

aklımın iplerini bırak artık

karsılıgında kac şişe alkol gerekliyse soyle

simdi aklımın iplerini bırakırken

ne dersin

midem bulanıyor

lanet olasıca seni öyle cok seviyorum ki

kollarında inledigim her kadından sonra salya sümük agladıgım

sen deilsin diye sana deil diye yazdıgım her satırdan sonra gunah cıkardıgım

bir baskasını öpüyorsun diye artık

aklımı kursuna dizdigim

bu bir turlu acıklayamadıgım

gelmiyorsun diye

sevmiyorsun diye

artık özlemiyorsun diye nefret ettigim ben

sonunu baglayamıyorum diye

kapagını acık bırakıp

bir turlu

olmuyor işte

bildigim hic bir söz anlatmıyor bunu

hic bir duygu

daragacında sallanırken bir turlu boynu kırılmayn idam mahkumu gibiyim

ne nefes alabiliyorum

nede sesim cıkıyor

ne gozlerim acılıyor

nede senden vazgeciyor...

Gönderi tarihi:

biri sever biri bakar..

agzımın icinde geveleyip durdugum

cigneyip cigneyip yutmadan tükürdügüm

ruhumun kalıntıları...

tek bir aspirinde yeter bazen dindirmeye basındaki agrıları

aspirin buyuklugundeki bir kursunda...

 

yarıya kadar cekilmiş bir bayrak kadar üzgünüm şimdi

 

bir saynının karekökünü almak gibimidir

insanın özüne inmek?

en asalı hangisi insanın

ne kadar zorlasanda kendi icinde bölünemeyeni

büyük bir hipermarketin elektronik bölümünde

eli bırakılmış bir cocuk gibiyim

aklım fikrim yerinde durmuyor...

 

hayatım boyunca hicbir çekilişte ikramiye kazanamadıgım icin

artık kendi cekilişlerimi düzenliyorum

cekilişlerime katılanlara buyuk mukafatlar vaat edip

hic tanımadıkları isimlere cıktıgnı söyluyorum...

hicbiri de cıkıp öyle biri varmı diye sormuyor...

 

aklımın icine sıgmayanları kucuk kagıt parcalarına nasıl sıgdırabilirm ki?

yel değirmenlerini yenmek değil

o savasta esir düşmek istiyorumdur belki de

zırhımı uzerimden cıkarmadan

yara almak

ama ölmemek

kan kaybederken dizlerimin uzerinde

ölürken belki de

küstahlık yapıp hesap sormak

tanrıma

gücün bunamı yetiyor diye...

Gönderi tarihi:

birbirine sevgiliymiş gibi sarılan iki yabancıydık biz...

öpüşürken gözlerini kapayan

actıgı zaman görecegine hazırlıksız yakalanacagı icin

belki de uzun uzun iç çekişlerimizin geldiği yer

durup durup söyleyemediklerimiz...

beklentilerimizi en aza indirip

elimize gecenle yetinmeyi bildigimiz icin

sevgiliymiş gibi sımsıkı sarılan birbirine

ve parmakları parmaklarının arasında

sevgili gibi yanyana yürüyen

iki yabancıydık biz

bir turlu cesaretimizi toplayıp tanısamadıgımız

ve hep belirli şartların bir araya gelmesine erteledigimiz bir yabancılık

ne seni bakışların yetiyordu gelip konusabilmeme

nede benim patavatsızlıgım ansızın

kırdıgım potları biriktirip espri yapma beceriksizliğim

cok gülüp cok eglenen

aynı masanın arkasında aynı insanlara bakıp gulumseyen

masanın altında avucumun icindeki kucuk eli terleyen

ve gozlerinin icine bakarken sevgiliymiş gibi

bir turlu tanısamayan iki yabancı

 

hayatımıza sıgdırabilecegimiz yabancı sayısının bir kontenjanı varmıydı bilmiyorum

ne kadar uzun sure sevgili gibi sarılabilrdim bir yabancıya?

ne kadarını koyabilrdim senin tenini satırlarıma

ne kadarını aklıma alıp uyuyabilrdim beklentilerimi en aza indirip

ve hangi sigorta sirketi guvence altına alabilrdi bir aklı,

bir yabancı tarafından ansızın terkedilip yalnız bırakılmaya karsı...

Gönderi tarihi:

özleminn

acısını bilmeyenlerin bile kafiye uydurup anlatmaya calıstıgı

senin durup durup bana geldigin

özledigin ve beklediginin gizli öznesi olmak

gelemedigim zaman hissettiğin

gelemedim diye kendi icime hapsettiğim

kendim...

her zaman gezdigimiz yerler

senin kokun, benim gölgem

ayak izlerimizin ruzgara karıstıgı

seni tek basına gecerken hissettigin

yoklugum

benim, bensiz ordasın diye yasadıgım yoksullugum

gittigimden beri gecen zaman

gelişime kurulan saatlerden haberim yokmu sanıyorsun?

 

uzattıgın ellerini tutamıyor olmaktan yoruldum

kacmaktan vazgectim artık yagmurlardan

avucumda sana biriktirdigim kelimelerim ıslanmasın diye

sımsıkı sarılıp

yagmurdan kacarken sana sarıldıgım gibi

kokunu icime cekip

ıslanmayı özledim...

özlemin

özlemimse eger

seni dusunmeden bir dakikam gecse

ben saatimi geri alıp

o dakikayı yeniden yaşarım...

senden ayrıldıgımdan beri

özlemin

bir türlü Türkçe'ye cevirip

anlatamadıgım...

Gönderi tarihi:

eskiden yagmur altında yururduk elele

simdi kursun yagmurunda ıslanmaktan korkar olduk

eskiden şiir yazardık biz

şimdi yazılanlara kafiye olmaktan kacar olduk...

eskiden okunurduk biz

bugun anımsanmayan anılardan ibaretiz

yakalandıgın fırtınaların sorumlusu ben değilim

ama keske sığındığın liman olabilseydim...

 

Sardunyam'a...12/11/07

Gönderi tarihi:

bastırılamayan her cıglıgım bogazımdan gecerken canımı yakıyor artık

sahip oldugum her dostu bir kac dakia karsılıgında kaybediyorum

ne özel nede önemli bir adamım ben

farklıymıs gibi davranıp birileri dikkat etsin diye yanımdan gecerken

uzun cumleler kuruyorum...

alınan dozajı hergun arttırırken

inceldigi yerden kopsun diye beklerken

ne inceliyor yasananlar nede kopuyor zorlamadan..

gecenin 3ünde yalnız basına kalmıs ihtiyar bir küfürbaz oldum

agzımı acsam sövüyorum kaparken sövüyor

uzun suredir ne dusunuyor nede susuyorum

eski arabesk sarkılar dinleyip şarap iciyorum

aldıgı mukafatlardan memnun olamayıp

isyankarlıgın zevkiyle kendinden gecen bir bunağım..

 

seni yakacaklar benim yerimeee..

seni tanrım bileee affetmeyecek.....

 

bekledigim senmisin simdi

hayatıma girdigi anda cıkan

kaybedecek birseyim olmadıgını bildigi icin tanrımın

kaybedeyim diye verilen senmisin?

dudaklarımda eski bir arabesk sarkı

 

alıstım artık ben sensizligine

zararı yok alıstım ben hasretinee

seni yakacaklar benim yerimeee

seni tanrım bilee affetmeyecek...

 

sonra kaset bitiyor ve cıkarıp tersini takıyorum teybime...

 

bu hayatında bir tersi varmıydı acaba.. sıkılıp aynı yüzündeki parcaları dinlemekten

biraz da diger taraftakileri dinleyebilecegimiz...

 

belkide dilinden bu sarkı düşmez..

dilin söylesede gönlün hissetmezz

bilsen bile benim icin farketmezz

bir tek dilegim var mutlu ol yeter....

 

bunu sana yazdıgmı bilmessin bir yabancı sarkı gibidinlersin

benim icin önce tanrım sonra sensin

bir tek dilegim var mutlu ol yeterrrr...

 

artık arabesk sarkı bile yapamıyor

sözde sarkıcı adındaki kuklalar...

Gönderi tarihi:

uyuyorsun simdi

aklıma düşen sözlerin

ne kadar cabuk büyüyen iki yetişkindik biz..

attıgmız her adımın sonunda

bize ne kalacagını görebilecek kdar büyük

aramızdaki bu cikolata tadındaki sevdanın kokusundan vazgecemeyecek kdar kücük...

simdi elimizde ne mesafe mazeretleri var

nede anlasılmıyor olma ihtimalleri karsındaki tarafından

hem altı hemde ustu aynı oranda pişmiş

ve tam kıvamıda bir kek gibiydi hazırladıgımız

bu kdar mukemmel ve guzel oldugu icin belkide

farkındaydık

basladıgı anda bittiginin...

 

kenarından kıyısından gecsek bile

sadece dokunsak, tutmasak bile

aklımızın ucuna getirsek ama düşünmesek

senin bu sabah uyanır uyanmaz sordugun sorunun cevabı

benim uyumadan once cevapladıgım soruyla aynı

hangimiz daha dayanıklı bu saldırı karsısında

ve hangimiz sonuna kadar ayakta kalıcak

enkaza dönerken digeri

tutup kollarından kaldırabilmek icin..

 

şeytan diyorki bırak sonrasını düşünmeyi

anı yasa

simdi guzel olan

sonrasında yazacagın bir sevdayı

ve ben uzun zamandır ilk defa

şeytanın söyledigni ciddiye alıyorum

mevzubahis sensin

bir turlu aklımdan cıkaramadıgım senin sözlerin..

 

uyuyorsun simdi ve ben anlatamıyorum bile

nereye gitti hükmettigim kelimelerim

nerde simdi

bir adam gibi dimdik arkasında durdugum sözlerim

bir mumu söndürürken diledigim

simdi gelmiyorsun diye

hesabını sorup cevap bekledigim

yarın sabah uyanınca aklına düşen

benmi olacagım

ben

indirip yelkenlerimi

akıntıya kapılmayı göze alıslarım

akıntısında yolaldıgım sen

hala seni cıkarınca icimden

boslugunu doldurmak icin

acılan her yaraya alkolmü basacagım..?

Gönderi tarihi:

aklına gelince gülümseyebildigin kac kişi varki hayatımızda?

bizimle birlikte +1...

sırf belli olmasın diye ağladıgın

olur olmaz herseye gulumserken

karsı koyamamak

oynadıgın rolu yasıyor olmanın gercegine inanamamak

dudaklarının kıvrımlarının aldıgı seklin bu kadar hosuma gitmesi

sanki hicbir kadın bu kadar güzel gülümseyemez gibi...

 

birer gölge oyuncusu gibiydik...

birbirine dokunmaya calışan iki gölge

biri digerinin ısıgını kesince kaybolan

belki de iç içe gecen...

için için yanarken

neydi bu aslında

bir perdenin arkasındaki iki gölge kadar birbirine yakın

birbirine dokundukca digerinin parcası olurken

keşfedilemeyen

gülümsettiren yılların ardından

sende bakıp halimize

not düşüyormusun

kayıt altına alıp

ezberliyormusun...

 

gölge oyuncuları gibiyiz

benim kanıma karısan alkol

dudaklarımdaki tortusu

senin mısralarına sinen kokusu sevdamın

her sustugumda akıntısına kapıldıgım sen

yazdıgım her satırın

kurdugun her hayalin

birgun ayılırmıyım bu sarhosluktan

ayıldıgımda acısı katlanılır olanmıdır..?

ne kadarına hazırız ruyaların gercegine

ne kadar bizim olacak yasadıgımız?

yedigimiz vurgun belkide tasvir edemedigimiz..

farkına vardıgımızda hersey icin gec oldugu

farkına vardık işte simdi

gecti

düştügümüz derinlikte birbirimizden baska sarılacak kimimiz olacak?

saklandıgım satırlarının arasında

susmalarına sar beni sımsıkı kapatıp, hatta ısırıp kanatırcasına dudaklarını

gulumsedigin zaman gozlerindeki ışıltılara hapset

susamadım üzgünüm..

susmak benim gibi bir adamın beceremiyecegi

yazmak

düşümdeki sevdayı pamuklara sarmak gibi

neresinden baksan

inkar et beni

hayaline sığdırabildigin kadarını al

bu perdeye sıgmayanların ışığını kapat

karanlıgına sakla

içiçe geçmiş iki gölge gibi

Gönderi tarihi:

kelimelerimin sihriyle oynarken ben

seni, sustugum yerle kesiştiren neydi?

vazgecerken yazdıgım her kafiyeden,

sanki nesli tukenmekte olan bir hayvanın safarisine cıkar gibi

kelimelerimin peşime düşen sen...

 

uzanıp dokunamadıgım icin belki de

icine akıyor sözlerim...

ne cok hayalini kurardım senin bir bilsen

şimdi duymak istediklerimizle uyusturuyoruz aklımızı...

birbirine yazılan iki kelime cambazı

aynı şiirin mısraları üzerinde düşmeden

birbirimizi kışkırtıyoruz...

hırsızlıga acık

arsızlıga razı

tatmin edilemeyen icimizdeki bu sızı

yaralar aldıkca yeni yaralara duyulan özlem

ilk gunden beri diğerinin gucune hayran iki savascı gibiyiz..

benim gecmişimden gelen görkemli zafer cıglıkları

senin korkusuzca attığın adımların...

 

ihtiyacım/ın olan neydi aslında...

tüm saygısını yitiren ve belden asagı vurmayı göze alan,

belkide dizlerinin üzerine yıkılıp ayaga kalkamayan

ben olursam eger

durup bir an düşünmezmisin?

ya sen olursan

gözlerini dikip gözlerime bakarken

alıp hıncımı teninden

birsey olmamıs gibi gidebilirmiyim

bırakıp seni kendi enkazında

beni kendi enkazımda

arkanı dönüp

alıp yazdıgın tüm kelimeleri

sanki bana elini bile sürmemişsin gibi

 

peşine düştüğün kelimelerim

hicbir kadının aklına bile gelmemişti bu

simdi senin arzuladıgın benmiyim?

yada benim sana getirecegim kelimelerim mi?

okuyup kendinden gecip baglandıgın adamlıgım mı?

yoksa canımı yakıp, akıtıp kanımı

dudaklarımın arasından alacagın sözlerimmi..?

 

 

cumleler kuruyorum simdi senin icin

yazıldıgım kadar icinde yol alıyorum

sen okurken ısıracaksın dudaklarını

ben yazarken aklımı kaybediyorum...

tutuldukca içinden cıkamadıgım

karıstıkca karıstıgım

ya kırılır kalemim senden sonra

yada tenine yazılır

bundan sonra ilk yazdığım....

Gönderi tarihi:

ne at kendini ucurumlarımdan

nede bırak bosluga

kıyılarımdaki yuzlerce kayıptan yorgunum artık

yorgunum

her derinime duseni kurtaramamaktan..

 

yirminci yuzyılın sadakatiyle tanıyabilmek isterdim seni

cektigin sancılarını bastırabilmek icin yeni sözler uydurup

basucuna bırakabilmeyi

daha iyisini yazamıyorum diye karnıma agrılar giriyor

daha iyi sözlerimi tukettim diye belkide

inkar ediyorum senden önceki tüm asklarımı

 

tutamadıgım senmiydin

son kez kendini bırakan derinligime..

belki de tutmamak işime geldigi icin

senin de tutulmamak icin

sesini bile cıkarmadan kabullendigin

bu bogulmaların

nefesin cigerlerime dolarken

öptügüm kadın senmisin?

 

bu icimde durmadan cırpınan senmisin..

kıyılarıma vuran ve yeniden bırakan kendini sonsuz mavilige..

bu cankurtaranına sevdalı oldugu icin belki de

durmadan bogulan

ve kendisini bogması icin işbirligi yapan denize vefa borcları takan....

 

hangi kaybımın yerine seni koymalıyım bilmiyorum

simdi kullanılmıs yuzlerce kelimem arasında en az kullanılmısları ayıklayıp

şiir yapıyorum

olmuyor

eski sevdamın yerine seni koysam almıyor

başka bir yolu olmalı

yada buyutmeli icimdeki bu kalbi

birgun sende gelirsin diye daha buyuk bir eve tasınmalı...

 

hangi zamanın kavminde varolduk anımsamıyorum artık

ne bir pusulası vardı aşkımızın

nede haritada tutarlı bir acıklaması koordinatlarımızın

evrensel bir düş kurar gibiydik

biz iki sevda gezgini

yelken actgımızı sanarken acık denizlerde

akıntısına kapıldıgımız

kendi karasularımızdı

senin küf tutan sayfalarından arınmanı saglayan

benim bir gun gelirsin diye aklımın bir kösesinde sakladıgım...

daha ne kadar uzagında duracaksın limanlarımın?

yaşadıgın fırtınalarından yorgun

kayalıklarımdan uzak tutabilmek icin

durmadan fenerlerimi yanık tuttugum

gelirsin diye ansızın

gözlerimi yatırıp uzaklarıma

hazırlandıgım

gelmiyorsan eger

başka karsılama töreni duzenlenmiyecek bu limanda

kapanır fenerin ısıkları...

kırılışın yankılanır ama

duyulmaz kalabalıklarım da....

Gönderi tarihi:

tam tükeniyorken yoklugunda

sesini duyurmaların

ağırlastırılmıs müebbet cezası yemiş bir mahkum gibiyim

ölmeyecek kadar bakılan

hayatta kalsın diye

gunde bir övün yemek ve bir bardak su verilen...

 

tam bitiyorken sevdan

kabuk tutuyorken actıgın yaralar

sesini duyurmaların

merak mı ediyorsun senden sonra

ne kadar ayakta kalıp

yasıyormus gibi yaptıklarım...

teşhire cıkarmadan once kendi eserine hayran hayran bakan sanatcı gibisin

tamam olmusmudur sence icimde bıraktıgın acıların

yoksa telafisi varsa bir sekilde düzeltmek icinmi son bir hamleyle

alıp karsına sanki birsey olmamıs gibi

gülümsemelerin...

 

aldıgın intikamın kalıcı olması icinmi simdi

sesini duyurmaların

yazdıkların

haklı oldugun icinmi sana yaptıklarım karsısında

bundan sonraki hayatımın kullanma haklarını eline alısların

bir sonu varmı bu carptırıldıgım cezaların

hangi genel aftan yararlanır ruhum

cıkarılan afların kapsamı dısında tutulup

görmezdenmi gelinir?

simdi ben gidiyorum derken duymayı bekledigin

duymayı bekledigin halde benim söylememekte inat ettigim

beni mahkum ettigin bu zindanın duvarlarının her santimine yazdıgım

ama bundan sonra asla seni okuyamayacagın

duyamayacagın

...

 

tebrikler

başardın artık

senin elinde zaferlerinden kalan tebrik notların

benim cürüyen bir ruhun azabıyla kıvranıslarım

bitmesin diye bu cile

ölmiyeyim diye seslenişlerin

ben sesini duymak icin

böyle bir bahaneye bile eyvallah derim...

Gönderi tarihi:

nerden bilebilrdiki küçük cocuk

gülümseyerek verdği pozun

bir kayıp ilanında kullanılacagını...

bilse gulumseyebilirmiydi

gözlerindeki ısıltıyla

ve saglıklı bir akla kac kayıp sıgdırılabilir di?

kaybetmeden kontrolunu

insan hangi kaybı ne kadar

mantıgıyla acıklayabilirdi?

Gönderi tarihi:

aklımın icinde ucusup duran kelimelerden yoruldum

ne yazınca geciyor nede susunca örtbas ediliyor

aleyhimde sunulan butun kanıtların söyledigi gibi

sorumlu tutuldugum her suclamanın faili benim

eger biri icin kırılacaksa kalem

geerkli olan benim suskunlugum

oysa takılırken bileklerime kelepceler

konusrsam aleyhimde kullnaılacak denmişti söyledigim her söz

simdi konusmak ve susmak arasında tereddütüm

ben sadece uyumak istiyorum

siz gerekeni yapın

artık hazırım

cekilecek biri varsa darağacına benim

vasiyetimdir simdi yazdıklarım

üstü kalsın yasadıklarımın

bu kadarı kafi

öptügüm kadınların adlarını saklayın

sorarlarsa hic sevilmedi diye bilirdik dersiniz

sormazlarsa

yazdıgım her şiiri yakıp

küllerini mezarıma bırakın....

Gönderi tarihi:

resim yok

gayri resmi bir sevda yasamıstı

kayıtlara alınamadı yazdıkları

uzun zamandır boylesi gelmemişti

ne imlası nede kullandıgı sözleri

uymuyordu tdk'ya

neresinden tutsan elinde kalır

en iyisi ellememek

neresine dokunsan üstüne kalır

en iyisi carpıp kacan arac gibi

yol ortasında can vermesi icin bırakmak...

Gönderi tarihi:

düzenle..

neresini düzeltirsin yasadıklarının

düzeltsen yasadıklarının ne anlamı kalır

elinde olsa hangi zamanına geri dönersn

o zaman dönup simdiki aklınla ellesen

ne anlarsın?

paylaşmak istedigim icin değil

paylasmassam eger icimde birikip

kendi köyümü sel basacagı icin

durup durup kapaklarını acmam bu barajın

yazamıyorum diye değil

yazdıkca baglanıyorum diye

bir kadına kapılmamak

simdi özledim diye değil

adın sakladıgım icin durup durup kendi adımı yazmak

kayıp ruhumun tatmin olamayısının tek sorumlusu benim

kayıp ruhum hala bir hayalin sevdasında

öpüp kokladıgım kadın

simdi ben diye baska bir adamın koynunda sabahlamakta...

Gönderi tarihi:

benimle girdigin bu savasta

esir düşmeyeceginin garantisni sana kim verdi...

tutsaklıgın kelimelerimin arasındaki zindanda varolmaktır

simdi seni asir aldıgı icin kazanan benmiyim

kaybeden senin ruhun mu?

icinde bıraktıgım her sızının sorumlusu benim

acılan yaraların faili

ne cok kanımı akıttım ben sana resimler yapabilmek icin

simdi ayaklarına kapıldıgım ve taptıgım tanrıcam

yarın hayatıma yaklastırmaktan korktugum şeytanımmısın?

 

güç denemesi gibiydiyazdıklarım

senin okumaktan korkmadıgın icin

benim yazmaktan cekinmedigim icin

şimdi iki eski ve guclu savascı gibi

cekip kılıclarımızı üstüne gitmemiz gucsuzlugumuzun

beklemedignin farkındayım

ne ben hazırdım seni yeni mısralarıma sarmaya

nede sen hazırdın

icin kanarken

ve yanarken canın icine gömüp öfkeni

bana şefkatle yaklasmaya

celladına aşık olan mahkum gibiyiz

bogazımıza ilmegi gecirecegini bilmek sevmemize engel değil uzun zamandan beri...

 

düşlerimin yerine koyabilecek kadar icime alamadım seni..

benim istedigim düşlerimin ötesinde

benim diyebilecegim karanfil kokulu bir gerceklikti

ne eskilerden kalma acılarım

ne anılarımn arasında yasattıklarım

şimdi yazıyorsam eger sana

bu daha once anlatamadıklarım...

 

sana yanıyorken nasıl olurda

senden saklarım

sana yazılırken kullandıgım kelimeleri

hangi anlamı esirgerim aklımdan

ellerim yazma telasında

beceriksizlik korkusu ruhumu sarıyor

kalmak istedgimi söyliyebilmek icin on cumle kuruyorum

okudukca hepsi ellerimde ufalanıyor

simdi seni dusunuyorum

seni istiyorum demek bile

gecirmiyor sana susuzlugumu..

 

hayatımın basladıgı yere koy kendini

bunca noktadan sonra

yeni bir satırbasına

şimdi korkuyorum yazdıgım her kelimeden

seni benden uzaga suruklerse...

belkide susmalıyım artık

seni bana getirenin

geri götürmesin diye...

sustugum sen

yazdıgım sen

çığ gibi buyuyorsun icimde

önüne cıkan herseyi silip süpüren...

al beni yangınına

anlatmaya calısıyorum, olmuyorum

tek basıma yazarken...

Gönderi tarihi:

dostum yaa bunun bi anlamı olması gerekmiyor demissin ama 17 sayfa dolmuş,

bence anlamı büyük olmalı. :)

bende çok sevdiğim Cemal Safi'den bir şiir bırakayım. umarım sayfanın güzelliğini bozmaz

 

BİLSEYDİM

 

Meydan mı verirdim bu ayrılığa?

Bilseydim bu kadar zor olduğunu.

Bilseydim dünyanın böyle karanlık,

Bilseydim bu kadar dar olduğunu.

 

Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın

Bilseydim bir anda kor olduğunu.

Bilseydim şu anki gönül acımın

Senin yokluğundan var oldugunu.

 

Boyun mu bükmezdim sitem etmene,

Bilseydim sükutun kar oldugunu.

Sebep mi olurdum dargin gitmene,

Bilseydim küsünce sır oldugunu.

 

Bilseydim yüzümün dört mevsimi güz,

İçimin ağlayan nar oldugunu.

Bilseydim odamın dört duvarı buz,

Sensiz yatağimin kar oldugunu.

 

Fırsat mı tanırdım bu dargınlığa

Bilseydim bu kadar zor olduğunu.

Bilseydim zindandan daha karanlık,

Bilseydim hücreden dar olduğunu....

 

Cemal Safi

 

:clover:

Gönderi tarihi:

icinde varolmamın bir acıklaması yok

avukatımın yaptıgı her acıklama aslında

aslının sana uydurdugu bahanelerden ibaret..

şimdi seni bekleyip , sana yazıp, kendimi kandırıyor olmam gibi..

icindeki butun suclamalardan temize cıkmıs olsamda

bu vicdanımı rahatlatmaya yetmiyor

ve sen nasıl bir zehirdin ki

bir turlu arındırıp ruhumu

saglıklı dusunemiyorum...

saglıklı dusunmek umrumda bile değil

düşündügüm sensen

gecmiş ve gelecek zamanları bir yana bırak

en geniş zamanlarımda yandıgım sensin

bir turlu tutamayıp kendimi

sesindeki titremelere vuruldugum

şimdi gelmeyecegini bile bile

beklerken sabırsızlandıgım

yazmıyorsun ya

bittiyse eger bu sonsa

en buyuk zaferim

kaybederken rıza gosterdigim sensin

son nefesim senin dudakların tarafından cekilecekse eger

hayatım boyunca verdigim her nefese değer

Gönderi tarihi:

alıp basımı sıkışınca

yine bu satırların arasına geliyorum

bıkınca yasamaktan hatta usanınca

nefes almaktan, hadi aldım diyelim o nefesi vermekten

anla öyle bezmişim

sabah olsa kalksam diyorum

aksam olsa yatsam...

son bir şişe daha var

işin kötü yanı sarhos olmama daha cok var...

alkol yetmezliginden krizlere girmekten yoruldum

gencligimi özledim iki kadehle kafayı bulan

kafayı bulamasada iki güzel söze kanıp

incecik kolların arasında

icine cektigi kadın kokusuyla sızıp kalan...

 

yazınca gecer dediler

o gun bugun yazıyorum

adım şaire cıktı

inmez sekize

gecmiyor icimdeki telaş

ben kadına asık oldukca yazıyorum

kadın bana tutuldukca doluyorum

yazınca bosalmıyor icimdekiler

başka kadınlara sarkıyor yalnızlıgım

huzur arıyorum

sustugum zamanda anlasınlar beni

avazım cıktıgı kadar bagırırken değil

 

kırdıgım butun kalplerden özür dilerim

bilincinde olarak

diledigim bu özür kelimesinin bir halta yaramadıgının

daha iyisni biliyor olsaydım bu özür ifadesinin

yazmazmıydım sanıyorsun

daha iyisini bilseydim telafılerini etmezmiydim..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.