Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:
  • Yazar

hey tanrım

aklımın sahibi

bedenimiin varisi

simdi sensin diye yazdıgım kadının yaratıcısı

kıskanıyormusun yarattıgını

ne zamandır senden daha fazla tutuluyor insan oglu

senin yarattıgına

senmi diledin bunu

benmi isyankar oldum

benim her isyanım senin istemin dısındamıydı

heyy tanrım

ne zamandır senden gucluyum

yohksa senden gucluyum diye aldattıgım

benim aciz varlıgımmıydı

 

üzgünüm

sen tanrısın eşi olmayan

ben sıradan kulun

senin yarattıgın bir kız cocuguna

sırılsıklam tutulan....

  • Cevaplar 915
  • Görüntü 133,3b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • sen yandaki odada bildik birnin kollarında inlerken ben günü gecmiş anılarımı kafamın icine doldurmus kulaklarımı tıkıyorum.. bu yangınların bir camı olmalı kırılınca sirenlerin caldıgı simd

  • körelen yerlerime dokunuyorsun bir bir önce dudaklarıma ve ellerime, sonra kalbime... sanki yıllar önce kullanmayı bırakmışım şimdi içimde bir telaş ne yapacağımı bilmiyorum diye ürkersin belki korkup

  • Hoşbuldum Açıkçası ben de beklemiyordum bu kadarını... hatta bu son kullanıcı hesabımın şifresini bile kaybetmiştim, defterlerimin arasında küçük bir kağıt parçasında buldum. Hala duruyor mu yazdıkl

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Acımasıslıgım nasır tutmus ellerim gibi..

aşk insandan gidince böyle yapmıyor..

aynı yaranın uzerini aşkla dagladıgın zaman insan bu hale geliyor..

bu mahkemenin aleyhimde sundugu butun delilleri ve suclamaları kabulleniyorum..

Bana yüklemek istedigin tüm sucları ustleniyorum..

gelip adalete teslim oldugumdan beri,

konusursam hakkımdaki infaz ömür boyu muebbete cevrilirmiş..

Ölüm karsılıgında konusmayı kabul ettim..

Aşk karsısında susmayı kabul ettigim gibi..

Kalbinden damlayan her kan damlasında, sen kokan her kelimede benim parmak izlerim bulunmus..

Seni bırakıp gittigimden beri anons ediyorlar adımı..

Goruldugum yerde katlim vacipmiş..

Yeni cami imamı fetva cıkarmıs..

Eski camilerin golgesine saklanıyorum gunlerdir..

Gelip adalete teslim olsam..

Tum işlemedigim sucları ustlensem

Acın dinermi sanıyorsun?

Kaybolan ruhumun yerine seninkini koymayı istedim sadece..

Sana ben naklindeki basarısıslıklarımı `ten uyuşmazlıgı` maskesi altında sakladım yıllar boyu..

Damarlarıma enjekte edemedigim her damlanda seni sucladım..

Seni bırakıp gittigimden beri

Kırılmadık kalem bırakmadı icimdeki yargıclar…

 

Gidecegini hissettigim gun

Gitmeyi aklıma koydugum gundu..

Gitmene engel olamamak

Sönüp gitmektense yanıp yohkolmayı goze almaktı

Yolarına serdigim canımın kırıkları

Sen kanarken ben aglamamayı ogretiyordum kalbime..

Sen aglarken gulumsemeye basladım

Nihayet seni bıraktıgıım gün

Ucuz bir yalakalıkla ustlendigim şu hayatın

Zehriyle uyuşup uyanmayı ogrendim..

Simdi alkol ikindilerinde

Göğün berrak mavisinde

Gecenin kör karanlıgında bir kız cocugu teninde

Senin yanıyorum dedigin

Benim yohkluguna üşümemden baksa bir sey deildi..

 

Gidecegini hissettigimde gittigim gibi..

Sesine ses verdigimde gelecegini bildigim gibi

Gözlerimi kacırdım senden

Dedim ya

Ne ben o eski sairim artık

Nede sen o güclü kız cocugu…

Bu tarihi binayı restore işlemleri sırasında kundaklamıslardı yıllar once..

Hala enkazında urkekligim var..

Ne sana seslenebiliyorum

Ne gozlerimi gozlerine dikip

Yeni bir umuda yelken acabiliyorum

Şimdi yorgunlugum ve ihtiyarlıgım icin beni sucluyorsun

Kabul..

Bu sucuda ustleniyorum…

Bir morg odasında eksi 14 derecede yan yana sedyelerde yatan iki ceset gibiyiz

Sen sıcagıma hasret

Ben teninin kokusuna..

Ne sen uzanıp dokunabilyorsun bana

Nede ben uzanabilmen icin gözlerimi acabiliyorum

Anılarımızın gosterdigi yönde eskileri alıp yenileri veriyorus..

Elimisde bunlar mı kaldı simdi..

Gecmiş zaman melankolisi icinde hesaplar soruyoruz..

 

Biz olmayı bırakıtıgımız andan beri yalnızlık kene gibi yapısmıs kanatlarımıza..

Ne ucabiliyorduk artık

Nede ucmayı hayal edebilyorduk..

Beyoglu barlarındaki Cuma geceleri eglencelerimiz..

Teras katındaki esintinin icinde gozlerine takılıp kaldıgım anda

Anda..

O an…

Gulumsemen ve kahkahanın ardından ilk defa titremiştim bir kadına dokunurken..

Ne o teras katı, ne o esinti..

Bakıslarındaki o yangından ilk kurtarılacaklar listesine birinci sıradan konulması gereken

Tüm saflıgınla varlıgın…

Ne dogru kelime vardı o an nede dogru zaman, dogru insan..

Tuhaf bir girdabın icinde,

İcine dogru akıyordum

Sen icime yol alırken..

 

Senden ayrıldıgımdan beri o yavru kediyi goremiyorum

Son anda dort tekerlekli canavardan kurtardgımız..

Gunlerdir canavarların arasında gozlerim kapalı geciyorum

Ne bir fren sesi ne bir acı cıglık..

Seni bıraktıgımdan beri yavru kedi beni bıraktı,

Ölüm yakamı

Hayat ruhumu..

Ben kendimi…

 

Kendi aleyhimde tanıklık yapmayı da kabul ediyorum..

İstedigin oldu işte.

Tüm cinayet silahlarına dokundum ben..

Gereken dna testleri de yapılsın

Kendi hayatımın ırzına gecen benim..

Ustleniyorum sorumlulugumu

Sevmek kavramı sıradan bir edebiyat fiili`nden baska birsey deil artık..

Sana kalbini geri getirdim..

Ayrıldıgımda pamuklara sarıp sakladıgım

Yanlıslıkla gorurumde yumusarım diye ucuncu sınf bir emanetciye bıraktıgım

Uzerinde eski kırıkların izleri kalmıs kalbini..

 

Kimi zaman

Zamansıs uyanır uykumdan alkol yetmesliginden girdigim krizlerden nefes alamaz

pencereyi acar ruzgarı icime cekerdim

birlikte oldugumuz gecelerin sabahında

sen pencereyi acıp sehrin sokaklarını izlerdin alacakaranlıkta..

rusgar eser kokunla dolardı odanın ici..

başka bir tanrının cocugu gibi hissederdim kendimi..

simdi ise yohklugunda

yatagımda ölü bulunmayıp bir gun yasamaya mahkum edildigim icin

seytanla pazarlıklara oturuyorum

ruhum beş para etmiyormus..

belki de bu yuzden

seytan bile istemiyor varlıgımı…

 

ne alkol alkol artık..nede sigaram..

damarlarımdaki kokuşmuşluktan yoruldum…

bir gun ansızın gelip seni alsam diyorum yalan deil..

aklımdan bunları gecirmeye cesaretim var hala

kollarım ciddiye almasa da..

her yer kan..

her yer karanlık..

yoruldum durup durup seni özlemekten..

benim kör inadım

senin görüpte anlayamayısın

ne kadar cabuk büyüyen iki cocuktuk biz

benim elimde telli arabam

seninkinde oyuncak bebeklerin

simdi benim seyrimde yalnız bir ölüm kol geziyor

seninkinde caresiz bir bekleyiş..

herseyi unut..

sadece beni düşün..

sana gelsem

sana kullanılmamış bir düş getirsem..

benimle bu yıkımın son halka acık gösterimini en önden

ellerimden tutup izlermisin?

Baska bir seans daha olmayacak..

Ya simdi gelmelisin

Yada

Bu suclu ruhum

İkinci bir defa idamla yargılanıp asılmayacak..

Simdi gelmelisin…

Cunku sabah hersey icin cohk gec olacak..

Gönderi tarihi:
  • Yazar

kalbimin közünde ki kıvılcımlardan geriye kül rengi bulutlar kaldı..

eski aşkların carpıntısıyla erteledigim her kelime simdi dudaklarımın ucunda cığlıga dönuyor..

şimdi dalgalardan yorgun umutsus bir sahil şeridi gibiyim..

kıyılarımda batan yüzlerce geminin yasını tutuyorum..

sen kumsalımda mahsur kalmış martı cıglıgı gibisin..

sesini duyuyorum

seni göruyorum

biliyorsun...

çarptıgın benim yüregimmi..?

yohksa sen zaten kendini kıyıya son anda atmış

boğulmak üzere olan kazazedemisin?

 

bana yaralarını göster..

sana kelimelerimden pansumanlar yapabileyim..

kalbimin kapısında yerin yohk senin..

ya iceri girmelisin yada dısarda bekle

ben neşterlerimi alıp gelirim sana..

 

kaldırıpıl kapatıldıgın uzerine beyaz bir örtü bırakılan

soguk bir odadasın simdi..

yanında soğuk ve morarmıs elleriyle bir dolu insan...

sana elimi uzatsam

daha mı sıcak olucak sanıyorsun?

bir kadavra bile olsan uzandıgın yerde

senin farklı bir calışma oldugun öyle bariz ki..

sanatcısının,

güzelligini kıskanıp kimseye göstermeden bir dolabın arkasına sakladıgı tablo gibisin..

 

sana seslenemem..

suskunlugum

işlemek isteyipte cesaret edemedigim

belki de bu yüzden

üstlenmek icin en öne cıktıgım

faili mechul bir cinayettir..

sana umut vaat edemem..

yıllar önce cıkarıp astıgımdan beri ruhumu

bir rüzgarın kollarına

ne bu beden gülümsüyor hayata

nede bu ruh

isyan etmeden durabiliyor..

 

ben entellektuel ve sofistike bir kacık deilim..

ne halkının sokaklarından gectim

nede burjuvanın teras katlarında yapılan kutlamalardan..

kan bağımlısı bir cerrahım artık..

beni nakledicek hasta bulamadıgımdan beri

kendimi kanatıyorum..

söylesene

umut arıyorken cıktıgın bu yolda

ne kadar göze alabirsin...?

bana yazarken ve beni okurken

kan kaybından ölebilme ihtimallerini...?

Gönderi tarihi:
  • Yazar

sahip oldugun curretkarlıgın baglı oldugun zincirlerin.

sendeki asaleti seviyordum ben..

avuclarının kanamasına inat karanlıkların arasında cogaltabildigin

kelime yüklü satırlarının arasında gezinmeyi..

seni öldürüp gittigimden beri acınası bir ihtiyar gibi medet umuyorum tuhaf yuzlu insanlardan..

belki de seni bırakıp giderken hesaplayamamıstım..

gidenlerin de yalnız kalabilecegini..

sadece terkedilenlerinmi canı yanar sanıyorsun sen hala?

gecmisinin yaraları dikiş tutmadan, kanattıgım icimden akıp gitmeden sen takviyeler alıyorum...

radyo anonslarıyla kimde senden biraz bulsam kör bir şırıngayla enjekte ediyorum kangren olmus kollarıma..

seni cıkartmaya calıstıkca aklımdan yerine koyamadıklarımın agırlıgıyla nefes alamıyorum..

yorgunum..

sesini özledim..

seni kaybetmeye basladıgım anda hissettigim acı öyle buyuktu ki..

daha fazla dayanamadım...

ne ben yeterince genctim ölebilmek icin..

nede sen yeterince büyümüştün bu yıkımın son sahnesini en ön sıradan izleyebilmek icin..

 

seni görmek yada duymak istemiyorum..

gittiginden beri ezbere aldıgım sevdanın tekrarlarıyla avunuyorum..

istedigin kadar uzaga git simdi..

sen hala durmadan bana yanıyorsun...

görünmek ve duyulmak umrunda bile deil..

sen hala beni bekliyorsun...

 

sana dokunurken en cohk kendimi yaraladım ben..

herhangi bir gecenin kuytusunda

caresisce boş bakıslarımdan uzaga kacırıp seni kollarımın ardına saklamaya calıstım icimdeki hayvandan..

ne cohk kırılmıssın..

ne cohk korkmussun benden..

her zafer cıglıgımın ardından ne kadar konusamadım bir bilsen..

goren herkes takdir ediyordu gururumu..

uzerinde iyi duruyor bu sakın cıkarma dediler..

sen gittikten sonra her gece girdigim o evde

duvarlarda yankılanan sesimden kacabilmek icin

aynı duvarlara vuruyordum basımı..

ertesi gun yine o buyuk kumandan edasıyla yeniden cıkıyordum insan icine..

icimdeki insanı bırakıp o evin en soguk kösesine..

 

seni bıraktıgım gunden beri

blmedigim sehirlerin bilmedigim sokaklarına bakan otel odalarında uyanıyorum

kanımda dun geceden kalma alkol birikintileri

aklımda yazılamamıs sevda sözleri..

uzerimde bir fahisenin ucuncu sınıf parfumunun kokusu..

sen bıraktıgım gunden beri ben kiminle yatsam icimdeki adam tecavuze ugruyor sanıyorum..

her sabah huysuz bir gune kufrederek uyanıyorum..

 

yasadıklarımın sorumlulugunu tasıyorum yuzyıllardır..

hangi tarihin hangi kitabında vardım ben

hangi dipnotla acıklanmaya calısılmıs

pek fazla bilinmeyen bir dilde karsılıgım aranmıs

olmamısım

hala uyanamamısım bu ölüm uykusundan..

yohklugunun ardından icimde biriktirdiklerim sıgmamıs barajlarıma..

kapakları acmısım

kendi köyümü sular altında bırakırken en cohk kendi bedenime aglamısım..

kaybolmus ruhumun pesinden gidiyorum yıllardır..

ne bir beden de ne de bir sahil seridinde kime sorsam

-tanıdık ama anımsayamıyorum- diyor..

simdi yıllar sonra komadan cıkarmaya calısma beni..

baglı oldugum makinanın fişini cekmek icin senden onay bekliyor tüm kahrolası baş hekimler

seni bırakıp gittiigimden beri senin daha cohk sözun geciyor karanlık hayatımda..

ve ben simdi ne zaman canımı yakmak istesem

seni düşünüyor

ne zaman yorulsam bu acıdan

sana uyuyorum

 

simdi

ne sen eski aşkımsın benim

ne de ben

yeni bir sevdanın ihtiyar şairi..

gittigimden beri hayatımdan cıkardım seninle birlikte

sana yazdıgım tüm güzellikleri..

sen öldügün anda yitirdigin cesaretini

ben ise yıllardır tasıyorum..

korkak bir fare gibi yaşamanın asaletini..

 

unut gitsin..

benim senden kazandıgım zaferlerim apoletlerime işlenmiş

tören uniformalarını giymiş soytarı gibiyim..

senin ise benden kalan yaraların

iyileşmek yerine daha derinlere işlemiş..

en guzel yerinde bir şiirin

kırılan kalemi gibisin...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

ruhumu sattım..aldıgım parayla telefon faturalarımı ödedim..

o gun bugun ne zaman biri beni cepten arasa seyhtan cıkıyor

yanlıs numara demiyor işin kotusu konusanı kendine baglıyor

arayan kişi onu ben sanıyor..beni gorunce yıkılan hayallerinin altında kalıyor

sonra hızır acile kayıt bırakılıyor ambulans icin

uzun zamandır haber kameraları ambulanstan once geliyor

 

ruhumu sattım aldıgım parayla devlete olan borcumu ödedim

o gunden beri askere seytan cagrılıyor

doguda sehit olan seytana sapka cıkarılıyor

geride kalan sevgili ben diye ona aglıyor

onu kim gorse sokakta bana kufrediyor...

 

ruhumu sattım aldıgım parayla kendime yeni bir ceket aldım

birde yetmesmiş gibi kredi cektim bankadan ceketin icni astarla kaplattım

sonra barıs abiyi dinledim rahmetli..

bir gun bir yoksul öldu cenazeyi kaldıramadı buyuk devletlim

aldım ceketi yohksulun ustune orttum cenazeyi ben kaldırdım

o gun bugun kimden hayır duası alsam seytan cennete yaklasır

ben seytana

 

ruhumu sattıgımdan beri

ben dunyaya yaklsırım dunya üstüme üstüme gelir

inceldigi yerden kopar bu gitarın teli

sahnede resil olur bir keman virtiözü..

araya reklAmlar girer

kamera arkasında seyirciye verecekleri tepkiler ogretilir

bir huysus kaynanayla gelini cıkar kamera önune

ardından seyircilerden biri sorar

gelininiz ilk defamı kocasını aldatıyor..??

ulke şok olur..cevap beklenir

sunucu hayretle sasırmıs gibi yapar ve soruyu tekrarlar

kaynana mikrofonu gelininie verir

gelin mahcup bi kac kez oldu der..

ertesi bir hafta butun kanallar gaseteler bunu yazar

sonra..

ne diyordum ben..?

verilen uyusturucların etkisine bazen dayanamıyorum

kaptırıyorum kendimi

bilincimi yitiryorum..

 

ruhumu seytana sattıgımdan beri

bedenim devletime emanet

oda elinden geldigi kadarıyla

iyi bakmakta vatandasına..

her sey yolunda...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
Acımasıslıgım nasır tutmus ellerim gibi..

aşk insandan gidince böyle yapmıyor..

aynı yaranın uzerini aşkla dagladıgın zaman insan bu hale geliyor..

bu mahkemenin aleyhimde sundugu butun delilleri ve suclamaları kabulleniyorum..

Bana yüklemek istedigin tüm sucları ustleniyorum..

gelip adalete teslim oldugumdan beri,

konusursam hakkımdaki infaz ömür boyu muebbete cevrilirmiş..

Ölüm karsılıgında konusmayı kabul ettim..

Aşk karsısında susmayı kabul ettigim gibi..

Kalbinden damlayan her kan damlasında, sen kokan her kelimede benim parmak izlerim bulunmus..

Seni bırakıp gittigimden beri anons ediyorlar adımı..

Goruldugum yerde katlim vacipmiş..

Yeni cami imamı fetva cıkarmıs..

Eski camilerin golgesine saklanıyorum gunlerdir..

Gelip adalete teslim olsam..

Tum işlemedigim sucları ustlensem

Acın dinermi sanıyorsun?

Kaybolan ruhumun yerine seninkini koymayı istedim sadece..

Sana ben naklindeki basarısıslıklarımı `ten uyuşmazlıgı` maskesi altında sakladım yıllar boyu..

Damarlarıma enjekte edemedigim her damlanda seni sucladım..

Seni bırakıp gittigimden beri

Kırılmadık kalem bırakmadı icimdeki yargıclar…

 

Gidecegini hissettigim gun

Gitmeyi aklıma koydugum gundu..

Gitmene engel olamamak

Sönüp gitmektense yanıp yohkolmayı goze almaktı

Yolarına serdigim canımın kırıkları

Sen kanarken ben aglamamayı ogretiyordum kalbime..

Sen aglarken gulumsemeye basladım

Nihayet seni bıraktıgıım gün

Ucuz bir yalakalıkla ustlendigim şu hayatın

Zehriyle uyuşup uyanmayı ogrendim..

Simdi alkol ikindilerinde

Göğün berrak mavisinde

Gecenin kör karanlıgında bir kız cocugu teninde

Senin yanıyorum dedigin

Benim yohkluguna üşümemden baksa bir sey deildi..

 

Gidecegini hissettigimde gittigim gibi..

Sesine ses verdigimde gelecegini bildigim gibi

Gözlerimi kacırdım senden

Dedim ya

Ne ben o eski sairim artık

Nede sen o güclü kız cocugu…

Bu tarihi binayı restore işlemleri sırasında kundaklamıslardı yıllar once..

Hala enkazında urkekligim var..

Ne sana seslenebiliyorum

Ne gozlerimi gozlerine dikip

Yeni bir umuda yelken acabiliyorum

Şimdi yorgunlugum ve ihtiyarlıgım icin beni sucluyorsun

Kabul..

Bu sucuda ustleniyorum…

Bir morg odasında eksi 14 derecede yan yana sedyelerde yatan iki ceset gibiyiz

Sen sıcagıma hasret

Ben teninin kokusuna..

Ne sen uzanıp dokunabilyorsun bana

Nede ben uzanabilmen icin gözlerimi acabiliyorum

Anılarımızın gosterdigi yönde eskileri alıp yenileri veriyorus..

Elimisde bunlar mı kaldı simdi..

Gecmiş zaman melankolisi icinde hesaplar soruyoruz..

 

Biz olmayı bırakıtıgımız andan beri yalnızlık kene gibi yapısmıs kanatlarımıza..

Ne ucabiliyorduk artık

Nede ucmayı hayal edebilyorduk..

Beyoglu barlarındaki Cuma geceleri eglencelerimiz..

Teras katındaki esintinin icinde gozlerine takılıp kaldıgım anda

Anda..

O an…

Gulumsemen ve kahkahanın ardından ilk defa titremiştim bir kadına dokunurken..

Ne o teras katı, ne o esinti..

Bakıslarındaki o yangından ilk kurtarılacaklar listesine birinci sıradan konulması gereken

Tüm saflıgınla varlıgın…

Ne dogru kelime vardı o an nede dogru zaman, dogru insan..

Tuhaf bir girdabın icinde,

İcine dogru akıyordum

Sen icime yol alırken..

 

Senden ayrıldıgımdan beri o yavru kediyi goremiyorum

Son anda dort tekerlekli canavardan kurtardgımız..

Gunlerdir canavarların arasında gozlerim kapalı geciyorum

Ne bir fren sesi ne bir acı cıglık..

Seni bıraktıgımdan beri yavru kedi beni bıraktı,

Ölüm yakamı

Hayat ruhumu..

Ben kendimi…

 

Kendi aleyhimde tanıklık yapmayı da kabul ediyorum..

İstedigin oldu işte.

Tüm cinayet silahlarına dokundum ben..

Gereken dna testleri de yapılsın

Kendi hayatımın ırzına gecen benim..

Ustleniyorum sorumlulugumu

Sevmek kavramı sıradan bir edebiyat fiili`nden baska birsey deil artık..

Sana kalbini geri getirdim..

Ayrıldıgımda pamuklara sarıp sakladıgım

Yanlıslıkla gorurumde yumusarım diye ucuncu sınf bir emanetciye bıraktıgım

Uzerinde eski kırıkların izleri kalmıs kalbini..

 

Kimi zaman

Zamansıs uyanır uykumdan alkol yetmesliginden girdigim krizlerden nefes alamaz

pencereyi acar ruzgarı icime cekerdim

birlikte oldugumuz gecelerin sabahında

sen pencereyi acıp sehrin sokaklarını izlerdin alacakaranlıkta..

rusgar eser kokunla dolardı odanın ici..

başka bir tanrının cocugu gibi hissederdim kendimi..

simdi ise yohklugunda

yatagımda ölü bulunmayıp bir gun yasamaya mahkum edildigim icin

seytanla pazarlıklara oturuyorum

ruhum beş para etmiyormus..

belki de bu yuzden

seytan bile istemiyor varlıgımı…

 

ne alkol alkol artık..nede sigaram..

damarlarımdaki kokuşmuşluktan yoruldum…

bir gun ansızın gelip seni alsam diyorum yalan deil..

aklımdan bunları gecirmeye cesaretim var hala

kollarım ciddiye almasa da..

her yer kan..

her yer karanlık..

yoruldum durup durup seni özlemekten..

benim kör inadım

senin görüpte anlayamayısın

ne kadar cabuk büyüyen iki cocuktuk biz

benim elimde telli arabam

seninkinde oyuncak bebeklerin

simdi benim seyrimde yalnız bir ölüm kol geziyor

seninkinde caresiz bir bekleyiş..

herseyi unut..

sadece beni düşün..

sana gelsem

sana kullanılmamış bir düş getirsem..

benimle bu yıkımın son halka acık gösterimini en önden

ellerimden tutup izlermisin?

Baska bir seans daha olmayacak..

Ya simdi gelmelisin

Yada

Bu suclu ruhum

İkinci bir defa idamla yargılanıp asılmayacak..

Simdi gelmelisin…

Cunku sabah hersey icin cohk gec olacak..

 

.................

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

aklımın ucuna takılan zaman

akıp giden çağların bir anlamı olmalı

tutsaklıgımın bedelini ödedigmi sanıyordum

oysaki hala bir an dolusu sehvetin parmakları ucunda caresisce titriyorum

 

canım sıkılıyor

bu gel gitlerden yoruldum

hala kime yaklassam beni melek sanıyor

aklımın ucunda şeytanca yapılmıs planlar

iyi bir insan olmak işime gelmedigi icin bu kadar karamsarım

ve ayık gezmek zor oldugu icin bu kadar sarhoş

verilipte tutulmayan sozlerin bedelini ödemekten yoruldum

yalancıların kralı olmak istyorum

kapalı kapıların ardında saklanan

baska bir hayatın hukmunu sürmek istiyorum

hayali kurdugumun tadını..

yuzyıllardır ertelenen bir batıl inanc gibiyim

anlık zevklerin kölesi olmus

cıkaramadıgım anlamların altında ezilmişim..

uzaktan bakanlar melek diyor

sırtımdaki kamburu kanat sanıp

bense zincirleri ayak bileklerinde

aşkları cigerlerine yara olmuş

bir ayyaştan baska bir sey deilim

uzaktan bakanlar adam sanıyor

anlık zevklerin şehvetiyle

saclarım iki yana ayırmısım

hangi kadın beni okusa

ulasamadıgı aşkı sanıyor...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

nerde kalmıstık

 

bu hayatında bi reset dugmesi olsa ya

sorunlar karsısında kilitlenip dondugumuzda bir tusa basıp yeniden baslasak

yada alt+ctrl+del e basıp yanıt vermeyen programı kapatıp hayata devam etsek

yada baslt-donatılar-sistem-sistem geri yuklemeden hayatımızı onceki bir zamana geri alsak

unutmak icin geri donusum kutusuna attıklarımsı yeniden geri alabilsek

baktıkki duselmiyor hicbirsey hayatımıza format atıp yeniden kurabilsek..

cohk sey istemiyorum dimi

açıklarımz olsa ve biz bu acıkları yamalarla kapatıp

antivirus programlaarıyla guvenligmisi saglasak silahlarla deil

 

napim abi can sıkıntısı

biriktirip biriktirip buraya gelip yağıyorum

kelimelerde olmasa

alcak basınc gibi..

bulutlar yuklenip yuksek yerlere gidip salıcaklar kendilerini

oysaki hala tundra ikliminden bahsediliyor akdeniz bolgesinde

ormanlarımızda yandı zaten bu ulkeye bahar gelmez artık

ya kış olur donarız

yada yaz gelir nefes alamayız

 

ben rahat adamım abi yapıyorum ama hersey dilimin ucunda

en buyuk acım altı saat suruyor..oda sarhos olma suresi

ayıldıgım zaman kafamdaki agrını gecmesi on iki saat alıyor

sonra zaten tövbe ediyorum icmeye

bi daha icmem diyorum sonra aksam oluyor

hava kararmıs canın sıkkın bir suru abuk subuk olaylar oluyor kimse mantıkla acıklamıyor

sen bile kendi hayatına anlam yukeleyemes hale geliyorsun

icmeyipte ne halt ediceksin?

kısmet..

kısmet die die akıp geciyor zaman

ne o bize soruyor akarken

nede biz noluyo nereye gidiyos die sormuyorus

gonullu bir ırza gecis hukum suruyor..bazen dikkat ediyorumda zevk bile almıyoruz

 

 

sorgula sorgula nereye kadar

sonunda kendine kalıyor insan

simdi bunca soru soruyorum bunca yazıyorum bu makinayı kapatınca o yastıga basımı koyup kendime kalan benim

dusunsene abi

ekmek parası diyoruz

siyaset diyoruz

ekonomi diyoruz

yonetiliyorus yonetmek istiyoruz

onu elestiriyorus bunu elestiriyorus

bir suru seyi sevmiyorus bazılarını begeniyoruz

asık oluyorus hatta

bir keman telinin en ince yerinden kopması gibi carpılıyorus bir kıs cocuguna

damdan duser gibi

sonra uzuluyorus sonra guluyor egleniyoruz

dostlar kaybediyoruz

dostları kazanıyoruz

belki cohk zengin oluyoruz

sonra

sonrası hic..

 

insan hep bir yalnızlıga yol alıyor

ne yapsan ne tutsan neden nefret etsen yada asık olsan

hayatını kutsal amaclara adasan

dolu dolu yasasan

sanki bunların hepsi ucuz bir hollywood filmi gibi geliyor bana

ucuncu sınıf aktristlerle cekilmiş basit bir senaryoya sahip

baslarken sonunu kestirebiliyoruz sonrası sıkıntılı bir bekleyis

ara verilsinde tuvalate gideyim yuzumu yıkıyayım ayılayım die bekliyoruz

sonra geri gelip bitsin istiyoruz

nolucakki

bir yıkım filmini en on sıradan izliyoruz diye kendimizi sanslı sanıyoruz

oysaki yıkımı yasayan biziz..kendimize hayranlıkla bakıp buyuk adam dices ya

belkide bu yuzden inadına sahneden inmiyoruz

kuliste yarasını saran soytarı gibi

her alkıs sesinde sahneye cıkıyoruz

sonra

öyle işte

 

 

nerde kalmıstık...

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

bayram gunu değilmi bugun..

tuhaf...

artık konusamıyorum..

yazmaya calısmak.

nerde kalmıstık?

hala bıraktıgın yerdeyiz...

biz bir avuc fani

her yeni gune umut tasıyoruz

her biten gunun ardından

yeni kayıplara tutunuyoruz...

 

bugune bayram gunu deniyor d`mi?

mutlu olmalı o halde

biz bir avuc fani

nerde kalmıstık

simdi kalplerimizden taşan umut sözleri

biz bir avuc cesaretsiz

kendimize bayram gunleri uydurup

plastikten umut cicekleri ekiyoruz kalbimize

türkceye cevrilemiyor artık yoklugun

susmak

hala yapabilecegimin en iyisi...

gittiginden beri.

Gönderi tarihi:

ya nerdesin sen be kardeşim;

öyle alıştık ki senin duygularımıza tercuman olmana bırakıp gittin sandım burayı...daima okunup takip edildiğini unutma arkadaşım...

allah bahtını hep açık etsin bu dünyadada,ahirettede..

Gönderi tarihi:
bayram gunu değilmi bugun..

tuhaf...

artık konusamıyorum..

yazmaya calısmak.

nerde kalmıstık?

hala bıraktıgın yerdeyiz...

biz bir avuc fani

her yeni gune umut tasıyoruz

her biten gunun ardından

yeni kayıplara tutunuyoruz...

 

bugune bayram gunu deniyor d`mi?

mutlu olmalı o halde

biz bir avuc fani

nerde kalmıstık

simdi kalplerimizden taşan umut sözleri

biz bir avuc cesaretsiz

kendimize bayram gunleri uydurup

plastikten umut cicekleri ekiyoruz kalbimize

türkceye cevrilemiyor artık yoklugun

susmak

hala yapabilecegimin en iyisi...

gittiginden beri.

 

:crying:

Gönderi tarihi:
  • Yazar

guclu bir afyon buldum kendime

bu bos tuhaf renksiz sayfaya yazamıyorum

aklımdan gecenleri rayına oturtamadıgım icin hala

sıradan bir şizofren sayılıyorum

 

katılamadıgım butun festivallerin ardından briaz daha donuklastı varlıgım

icine kapanık bir cocuktum ben

cocukken

o gun bugun kısa pantalonlu telli araba surucusu

sen giderken ardından bakan

ve ne hissettigini aslında cohkta anlamayan

vuruldugunu elindeki sıcak sıvıdan anlayan

bir savas gazisi gibiydim

o gun bugun malulen emekli olmus

devlet toreniyle madalya verilmiş

devlet gidince tek basına tuvalete bile gidemeyen

yarım bir adam oldum

oysa daha dune kadar

pantalonu dizlerinde

elinde telli arabası

sıraya dizdigi misketlere uzaktan bakıp

kendince teoriler ureten

kucuk bir adamdım...

 

katılamadıgım tum festivallerin derdine dusmus

aslında evinden dısarı adımını atmamıs

sen gidince seni özluıyorum derken

senin varlıgınla ne kadar tutunmus

platonik bir sessis telefon cıglıgı kadar adamdım

 

yanımda olmadıgını ogrendigimden beri, ogrenmenin ne kadar kötu oldugunu düşünüp

ogrenen yanlarımı cezalandırıyorum

sen gittikten sonra ne kadar iyi yazdıgımı gorup

parmaklarımı ust uste getirip bozuyorum

kendime küsüyorum

sana kızıp

kendimi yakıyorum

aynaya bakıp seni goruyorum

gozlerimi kapayıp ölümü

 

aynı sehrin aynı soğuğunda üşüyoruz

aynı sehrin kalabalıgına karısıp belki de

aynı adamlara küfrediyoruz

aklımızdan gecirdiklerimiz kadar neşeliyiz

birbirimize uzak oldugumuz kadar yarım

okuyacagını bildigim icin buraya yazıyorum

gelecegini bildigim icin

her sabah uyanıyorum...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

uzgunum yazamıyorum artık eskisi gibi

belkide eskisi gibi yasayamadıgım icindir

kimbilir belkide

hic beceremedim yazmayı

aklıma geleni soyledim

kimbilir

belkide kendi kurdugum cumlelerin altında kaldım

uzun zamandır hayal etmiyorum

uzun zamandır hissetmiyorum

ne kadar cok hissedersem

o kadar yoruldum

ne kadar cok yasarsam o kadr soguk

ne kadar yalan söyledim

ne kadar yemin ettim

simdi aklımın ucunda tuhaf kelimeler

kendine uzaktan şiirler yazan bir yabancı gibiyim

hala sizin kadar bana uzak

hala benim kadar

kendine yabancı...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

ne gelen geldigi kadardır

ne giden goturebildiginden fazlasını alır

verdigin selamın alınırlıgı borsadaki hisselerini kazandıgı deger kadardır

kaybedilen,devalue edilen ulkenin para birimidir

hala bu ulkenin merkez bankası baskanı oyle istiyor die

faizler arttırılmaz

cunku bahsi gecen faiz oranları

uzun suredir insan hayatlarına baglanmaz

ekonomik verierin ısıgında yasıyoruz ve birileri buna istikrar diyor

oysa herkez biliyor

borsadaki hisselerinin kazandıgı deger

seni daha yumusak bir topraga gömmuyor

öldugun zaman

hala baska halkların kahramanlarına inanıyoruz

renkli camların ardındaki renkli giysiler icindeki adamlara

ve hala bir ramazan aksamı iftar cadırında

karnımızı doyurabilme ihtimali kadr gercek kalıyor

aynı aksam sevdigin kadının yanında uykuya dalabilme ihtimalini

hala en iyi yalanları en caresizler soyluyor

hala en buyuk kırıkları hayallerin

yohksullar yasıyor

biz hala baska ulkenin cocuklarının özentisi gibi

sarı saclı kadını evine bırakırken

bizi kahve icmek icin iceriye cagırmasını düşlüyoruz

en azından ayrılırken dudaklarından öpme..

bize farklı hayaller kurmayı ogretmedi kimse

elimizdekinin tadını cıkarmayı kahvaltıda onumuze konan beyas peynirin hepsini yememeyi

sokakta yururken basımısı fazla yukarda tutmamayı

işyerinde şefimize tamam efendim demeyi

aksam evimize gittigimizde carkı felekleri izleyip

kendi felegimize isyan etmemeyi

ogrettiler

o gun bugun aklımda yagmurlar

 

hangi iklimde canım sıkılsa

ben durup durup duvarlarına gidiyorum yeşil caminin

birisi bizimle kafa buluyor olmalı

birisi cok egleniyor

yoksa bir anlamı kalmıyor

bu kendi icine boşalmaların...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

yazamadıgım zamanlarım..

hani cohk sevdgin limonlu yada portakallı dondurman vardır..

bir kulahtır ama ne fazla ne eksik

sonuna gelirsin

bitmesin istersin

daha kucuk ısırırsın hatta sadece koklarsın..

damağındaki o tuhaf tad gecmesin ama olmaz

sonra koyverirsin hepsini birden atarsın agzına br gusel yutarsın...

sonra hayat devam eder..

 

yazamadıgım zamanlarım yok aslında yazmadıklarım var

bir suredir yazmamaya bagladım kendimi

ipimi cözdügüm zaman yırtık bir ucurtma gibi hissediyorum artık

belki de sırf etkisi artsın die

iftardan hemen sonra ust uste iki sigara birden yakıyorum....

 

yazmamak icin yasamamayı yasamamak icin hissetmemeyi programladım aklıma

dokunuyorum ama hersey parmaklarımın ucunda

söyluyorum ama hersey yalan

sorumlulugunu almadıgım bir evlilige razı edilmeye calısıyor gibiyim

tanrı kuluna rüsvet teklif edermi?

kaderi yolundan şaşmasın die...

 

bir tasarım mucizesi deildim belki ama

tasarlanmısların icinde rastlantısal hataları olan bir eser gibiydim

simdi senin icini yiyip bitiren belki de bir sure once

bende aradıgını bulamayandı...

kimbilir

belkide senin ac kalmasın diye peşinden kostugun

benim ac karnımı doyursun diye

kendime tuttugum metresimdi....

 

sende mi festival gibisin...

seni düşünmelimi bilmiyorum

düşünmedigim her an büyür aklımda

sponsor firmaların verdigi alkollu iceceklerin icindeki alkol oranı kadar baglıyım hayata

şimdi katıldıgım sensin diyemi

kör kütük sarhos olmalıyım?

gözlerimi incecik ufka yatırıp

hayal edemedigim bu kiraz mevsimi

icimi ısıtamadıgım sevgili sözleri

ustunu örtemediğim kabus geceleri

anlatamadıgı kadar anlayamadıgım kelimeleri

susamadıgı kadar söyledigi

gittiginden beri hic durmadan

icine cektigi nefesimi

özledim...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

gunlerdir gidişime hazırlıyorum seni

ve kendimi

ama aklımın ucundan bile gecmiyor geri dönüslerim..

bunca yıldır ezberlediklerim

senin mavi gozlerin kısa eteklerin

isteypte tamamlayamadıgım uzun siirlerim

lise zamanlarından kalma anılarım gibisin

aptalca ama masumdu

gulunc ama hala iz barakanlarından

ben gittikten sonra sen hayatına devam ediceksin

aklına benden uzakta sakladıklarınla

belkide

benim oğlumla karnında

baska bir gerceklige uyanıcaksın...

 

her gidisimin ardından ne cok yalnızdın

simdi ben gelicem diye kapının zincirini takmıyor olmanın

baska acıklaması varmı?

ve ben nasıl bir insandımki

beklenilecegimi bile bile

ceketimi alıp cıkardım bir aksam ustu

o zincirlenemeyen kapıdan

 

geri donuslerime hazırlayamadıgım icin seni

belkide sırf bu yuzden uzun sure dönmezdim

bir suredir seni terkediyor sanıyordum kendimi

geri dondugumde beni ilk karsılayan kapıda

caresizlimdi

seni bırakırken en cok

canımı yakan

bu sacma sapan sana geri dönüş cümlelerimdi...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

büyük puntolarla yazdıgın kadar göze batıyor yalnızlıgın

fısıldadıgın kadar kalabalıksın

susarsan eger aklı basında bir şair gibi

sessizligin kafiye olur

ic cekişlerin devrik cümle

anlayamıyor olman yaşamana engel deil uzun zamandır

yaşayamadıklarını anlıyor olman sana kazandırmadıgı gibi

kaldıgın kadar cesursun hayatında

gittigin kadar korkak

insana en cok korktugu zamanlarda bahsederler bundan

elde var hüzün

icebildigin kadar unutursun

ayık kaldıgın kadar üzgün...

alıntı yaptıgın sair kadar sarılırsın satırlara

senden alıntı yapıldıgı kadar varsın

aklından cıkardıgın anda beni özgürüm

özgür kaldıgım kadar caresiz

suretin silinir aklımdan

aklımı sorguya cekerim

en agır işkencelerde adın vermez

bilmedigim bir kadına aşkımdan aglarım

 

yazdıgmın altında kalırım

soyledigimin hükmünde

kalabalık bir cenaze merasiminde dilsizlik canımı yakar

sessizligim koyu gri soguk ruzgarlı

suc üstü edilmiş bir acemi hırsız gibiyim gunlerdir

bir elimde suc aletim kalemim

digerinde saatleri kurulmus

patlamaya hazır cümlelerim..

düşünce imha ekipleri getirmişler

düşünce insan icine imha edilen ekiplerden

günlerdir sorguya cektigim halde aklımı

ne adın veriyor nede susuyor

bilmedigim bir dilde baska bir sevdayı anlatıyor

her sabah baska bir beden de uyanıyor

kendimi tanıdıkca sana tutuluyorum...

sana tutuldukca kendimi buluyor...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

ne ben işe gitsem ne sen ayılsan

derin bir uykunun dibine dussek

icim urperiyor

ya evde yohksan..

 

sarsıntısında bir yıkılışın

yolsuzluk davalarından yorulmus devlet savcısı gibiyim

yargıladıklarım ötesinde kendimi sorguya cekerken acılıyor gozlerim

hala baska bir ulkenin sancagı altında nefes alıyor gibiyim

ne bir sevdanın karanlıgında nede

br yazarın satırları arasında

umutsus bir vadinin soguk ikliminden sorumlu tanrı gibiyim

bana adanılan adakların ötesinde

kurumsal alanlardaki özgurluklerden muzdarip

hala bir kanun hukmunde kararname kadar karamsarım

yazdıgım her satırım aslına ihanet ediyor

ve uzun zamandır aslına ihanetler suc kapsamına alınmıyor...

 

kırmızı ojelerin esmer tenine degmemiş kıs guneslerin

sen, yatagının kıyısında ruyalara daldıgım kadın

uyandıgımda aklımın sınrlarında baska ulkelere ilticayı dusundugum

kokun uzerime sinmişken baska iklimleri dusunup urperdigim

seni dusunup kendimi koklarken yaklanmısım bir trafik polisine

asırı surrattan ceza yerken zamanı kacırmaktan korkar

aklımı korumanın sınrları icinde

baska bir gerceklige uyanan...

 

gelirsin diye paspasın altına bıraktıgım anahtarlarım

uzun suredir baska kadınlar tarafından aralanan kapılarım

sensin diye elime aldıgım kalem

seni yazamadıgım icin

bu kadar karamsarım....

Gönderi tarihi:
  • Yazar

senmi bu kadar yakınsın bana

yohksa benmi kendime yakın birini istedigim icin seni uyduruyorum?

genelde yapmak istemedigimiz icin tanrı zorunluluk haline getirip önumuze suruyor bunları

kanun hukmunde kararname gibi.

 

zindanı secme ihtimalimiz nedir?

icinde koyulup gidilmek icin

sanırım eski kafalı bir adamım ben

hala umay dinleyip kadehteki ruj izlerinden medet umuyorum..

baska bir kadına söylieymedikleirmin acısını senden cıkarıyorum...

 

seni bırakıp gitmenin zorlugu burada baslıyor sanırım

bana

artık gidebilrsin

dediginde...

butun bir askın sorumlulugunu uzerime yuklediginde baska bir sonbahara acılıyor gozlerim

kalmak istiyorum

yarın gidecegimi bile bile beni sevmeni istiyorum

seni aldatacagımı bile bile

inanmanı

tüm utanmazlıgımla beni kabul etmeni isityorum

butun cirkinligimle yüzümü öpmeni

 

bırak beni

baska bir sehrin sabahlarında uyanayım

baska kadınların koynunda

baska bir vaadin peşinde

anlamsızca kaybolayım

yazılamayan bir fikrin icinde

ne gidebiliyorum beni bırakınca

nede kalabiliyor

ellerimde cocuk ellerin

ne gorebiliyorum gozlerini

nede goruluyor iç çekişlerim

 

hala kendi kurdugum yalanlara inanıyorum

hala senin gerceginle yanıyor içim

sokaklarımın darlıgı nedeniyle sondurulemeyen itiraf dolu molotof kokteyllerim..

 

baska bir sehrin valisiydim ben

gorev bölgesinin dısına cıkmıs

kamu malına zarar vermekten muebbetler yemiş

 

baska bir kadının sevdalısı

dogmamış cocuguna hasretten idama mahkum edilmiş

zamansız yapılan kürtajlarla alınmıs serseri bir cenin....

hayata bir o kadar öfkeli

bir o kadar, her gece bırakıp gitsen de

yalnızca senin...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

başka bedenlere sarkıyor simdi caresizligimiz..

sana dokunamıyor olmanın agırlıgı canmı yakıyor

sana dokunmanın hafifligi yuz kızartıcı suc misali

bazı kurallara uymuyor olmak dokunulmazlık gerektirmiyor

hayallerin kuruldugu ve bakısların dondugu bu yerde

hala baska bir sehrin insanına tutuluyor

ve baska bir kadınla acılıyor gözlerim...

 

tutkumun gucuyle terbiye edilmiş mısralarım

ben sen gittiginden beri kimseye aşığım diyemedim

hangi zaman aralıgında yasanmıs bu hayat

hangi zaman aralıgında unutulmus bilinen

anımsanmak istenen icin gereken kac beden..?

bu öyle lanet olası toz bi pembeki

bi baktım hersey ciddi ve hemen uyandım...

 

duymak istediklerin parmaklarımın ucunda

duymak istemediklerinle savasıyorum ben gunlerdir

seni aklıma sıgdıramadıgım icin bu kadr yorgunum

sana soyleyemediklerim icin yalnız..

istedigin yalanların karsısında

duymak istediklerinin karsısında

yalanlar istiyorsan yalanlar söyliyeyim

yinede sen bilrsin..

 

hani dokunurda yıkarsın

ugrasırda yapamassın

yapamadıklarını altında kalırsın

yangın anında kırılması gereken camı kıramassın

üzerinde kırmızı isaret bulunan dolabı alıpta kacamassın

uzerine yıkılan dolapların altında kalırsın

belkide yangın esnasında ilk kurtarılackaları kurtaramadıgın icin

hayatından bu kadar kolay vazgecersin...

asla seni unutmıycam dediklerini

unuttugun icin..

Gönderi tarihi:
  • Yazar

dokunsam kafiye olucaksın.

korkuyorum

okuyan herkes cok begenecek...

susarsam eger hafifletici sebepler göz onune alınarak

sürgüne gonderilecek kelimelerim

biri alıp gitmiş olmalı gökyüzünü

söyledigin heryere tek tek baktım..

her cizimine dokunup,

söyledigin sarkıların yankılandıgı duvarları dinledim

simdi öpsem seni

senden sonra öpecegim kadınlara haksızlık olmayacak mı?

 

resimlerine dokunup,sesinin rengini hayal ediyorum,

kör bir balıkcı gibiyim

igneyi takmadan oltamın ucuna

yem veriyorum oltama takılanlara

son bir sans

tuttuklarımdan tutulmayı ogreniyorum

tutulduklarımdan unutmayı...

 

gittiginden beri gelmeni istiyorum

kırık kameran ve burusturulup sonradan acemice duzeltilmeye calısılmıs

gri renkli cizimlerinle

gelirsin diye hala

bos bir satır saklıyorum

her yazdıgım şiirin mısraları arasında...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

elimde seni sevecek kadar ben kalmadı

baska bedenlerde harcandı kredileirmiz...

simdi baska bankaların kara listelerinde adımız

kimee gidip seviyoruz desek

karsılıgı olmayan bir çek gibi

ustunu karalayıp icraya veriliyor hislerimiz

 

elimde seni sevecek kadar ban kalmadı

simdi olamadıgım kadar yanında yalnızım

sana dokunamadıgım kadar caresiz

hala devrik cumlelere sarkıyor umutsuzlugum

ben sen diye baska bir sehrin sokaklarına uyanıyorum

tandıgım değil..

 

uzgunum

hala alısamadım boyle bir cumle kurmaya

ben snei

senin beni sevdigin kadar cok sevemedigim icin

bu kadar yorgunum

seni sevemedigim icin

bu hayatın kamburunda bir agrıyım

dokunuslarım öpüşlerim

sana sarılırken icime cektigim nefesin

sana sarılırken sandıgım adamlıgım

uzgunum

ben hala seni

senin beni sevdigin kadar cok sevemiyorum

yorgunum

ben hala sana yetiesecek kadar hızlı kosamıyorum

bu sevda yokusunda

ölüyorum

senden arta kalan

bu hayat kırıntıları arasında...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

nerdesin

yazılıdan sıfır almıs bir ogrenci gibiyim..

aksam eve gidince mazeretler olmalı sabah okula gelirken oldugu gibi

yarım bırakılmıs bir oyunun ebesi gibiydim

ne zamandır gozlerim yumulu emin deilim

acıldıgından beri kapanmayan yaralarım

pansuman tadında şiirler sarıyorum ruhuma

uzun zamandır tek basınalıgın rahatına alısmısken

simdi nerdesin`e takılıyorum

sonra gelicekmisin`e sarkıyor yalnızlıgım

yoksun`la noktalanıyor caresizligim.

hala kanunu hukmunde kararname kadar gecrliyim kendi hayatımda

siyasi darbelerden yorulmus

askeri cuntaya eyvallah demişim.

asgari huzunle bogusan kalbim

gitme`lerinin ardına sıgınmıs

hakkında asılsıs ihbarlar turetilmiş

bir turlu ispatlanamamıs komplo teorisi gibiyim

kalırsan sana şiirlerim yazarım

kalırsan seni kendime yazarım

gidersen die

gitme`sen die

aklıma gelen her harfi yaşarım

sen`den öte baska bir köprü bulur

farklı bir ben`e inanırım

bir suredir yoksum

gelmez`sen die

farklı intiharlara suruklenir

kayıp ruhum...

Gönderi tarihi:
  • Yazar

dogum gunlerini hatırlaması gereken kişi olmaktan yoruldum

düşünmesi gereken ama bunu bir turlu beceremeyen...

yarım kalan cumlelerin sonuna soru isareti eklersen,

cumle tamamlanmıs olmuyor.

hala söylemedigim sözleri şifreli hesaplarda saklıyorum

soyleyebildiklerimin hükmü yarım yuzyıldan uzun deil..

 

gereksislikleri belirlerken sevda sozlerinin önemini kavrayamayan ogretim gorevlileri gibiydik biz

verilen ödülleri kucumseyip kazanamadıklarımızın özleminde isyankarlıgı teşvik ettik

 

duymak istediklerini soyliyebilecek kadar cesur olamadıgım icin kacıyordum kendimden

söylediklerimin sorumlulugunu alabilecek kadar buyumedigim icin aglıyordum

simdi yakınlarına düşen tanımlanamayan varlıgım

karasularında cansız bulunan dusuncelerimden anlıyorsun

belki de bu yuzden sen ne zaman bana gelsen,

ben hep sanki gelişine hazırlıyor gibi buluyordum kendimi.

 

unutmayı aklımdan cıkarıp, birlikte yasamayı ogrendigimden beri yoklugunla

baska sehrin kalabalıgına ait bir yabancılasma yasıyorum

 

belki de unutmak işime gelmedigi icin seni bekliyordum durmadan

inatla

ne kadar celimsis ve sevimsiz olsamda

biliyor olmak gibi bana gelecegini

gösterdiklerin hosuma gidiyor

belki de beni aklında sarıp sakladıgın her dakikanın var oldugunu bilmek

 

sanki biliyorsun ne zaman dizlerimin uzerinde dussem gelip tutuyorsun kolumdan

sanki biliyorsun

cogu geceler hala sen diye uyudugum kadının

senin ben diye uyudugun adamın sevglisi oldugunu...

biliyorsun sanki

uzun yılların ardından

sende biraz ben

bende biraz sen kalacagını

asla sahibine teslim edilemeycegini

bu sevda parcalarını...

 

sil gözünün yalnızlıklarını...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

varlıgım, ellerinle tuttugun kalemin gibiydi

yokluguna hazırlarken kendini

belki de stok yapıyordun bitmesi olası ihtiyaclarını

cesaretin gibi..

marketten alman gerekenlerin listesinin basına koyuyordun

kasımda aşkın abartıldıgı melankoli filmlerini...

 

zaman dururdu derken, akıp giderken avuclarımızdan

ve bir daha simdi olmayacak derken

ne kadar erken-di varlıgıma alısman icin...

simdiki zamanların geniş zamanlara cevrilemedigini ögrendiğin de artık

ikimiz icin de güzel günler-di...

 

aşklardan yorgun, gri renkli bir makina takviyesiyle

süslü kırmızı kurdelalı serum şişeleriyle

umut enjekte ederken damarlarıma

tıkanan her boslugum iç çekiş olarak geri dönuyordu bana..

söyledigim her söz

kırılan bir tahta kalem sesi...

yolun sonunda soluksuz bir takım hayallerin pencesinde

ne hayalin pencesinde olmak umut vaat ediyordu

neden yolun sonunda olmak o pencenin izlerini derinleştiriyor...

ne seni görünce artık cigerlerim yanıyor

ne senden ayrılınca

baska bir sehre acılmıyor gözlerim..

 

insan aynen dyurmuyor işte

her oyunun zorlugu gibi

ayrılık iki tarafıda keskin bıcak gibi..

ne seni bırakıp gidebiliyorum artık

ne senin burda oalcagını bilip sana gelebiliyor..

bırak dokunabileyim sana...

kacırma gozlerini baska mazeretlerin ardına..

yorgunum

anlatamadıgım kadar soylediklerimin karsılıgını arıyorum

bu sehrin borsalarında hislerimin deger yitirmesine önlem alıyor hukumetim

bir sure sonra sokaga cıkmamam icin engeller konulacak

ve ben baska bir suctan hüküm giycem...

baska bir kadının kollarında gözümü acmak sucundan,

ruhumun üzerine kalemler kırılacak

canını yakmıyorsa intihar değildir o...

asansörün dügmesine basıp kat değiştirmek gibi...

yokluguna alışıyorsan sevda değildir o...

eskimiş bir ceketi cıkarıp asmak gibi

tahta kapılı dolabın içine...

 

simdi eskiye döner mi;?

dönsekte ne kadar sen olucaksın

senden sonra ne kadar ben kaldı...

belki de bir daha asla bu kadar geniş zamana yazılmayacak hiç bir aşk.

bırak dokunabileyim sana...

sana söz veriyorum

bu yazılan son satır olacak...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.