Φ JAN Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Sn.Botan.. Anlaştık..tamam..bundan böyle T.C ye ve Kurumlarına hakaret etmeden güzel güzel akın, büyük akarsuya katılın.. T.C sizin Kürt etnik kökeninizin varlığını sürdürebilmesi için en güvenilir en büyük TEMİNATIDIR.. Sayın dayım ülkemize ve kurumlarına kimsenin küfür ettiği yok.. Kimsenin de buna haddi yok.. Kürt yurttaşlarımızın en güvenilir teminatı elbetteki Türkiyemizdir.. Ancak Türkiyemiz ve biz Türklerde Kürtlerin bu ülkenin en güvenilir dostları, kardeşleri olduğunu kabul edip bu kardeşliği gerek anayasal düzlemde, gereksede hayatın her alanında resmileştirmemiz gerekmektedir.. Sözde değil özde bir kardeşlik projesi ile bu kardeşliğin ve kardeşlerimizin adını koymalıyız.. Karşılıklı birbirimizin yaptığı yanlışlardan özür dileyip, çift tarflı bir barışa bir af projesine olanak vermeliyiz.. Mahmurlu yurttaşlarımızı af ettiğimiz gibi bir zamanlar köylerini yakıp, 13 kamp boyunca peşlerinden tabur tabur askererimizi koşuşturup, yıllar yılı, her Allahın günü, gün yüzü göstermediğimiz, yiyecek ambargolarına tabii tuttuğumuz Mahmurlu kardeşlerimizden de özür dileyip, bizi affetmelerini istemeliyiz.. Savaş vicdansızlık, barış ise fedakarlık ister.. Saygı ve sevgiyle.. 2 Alıntı
Φ bakkalci Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Bizler yillarca Kürt'lere hakaret ederken kimse sesini cikartmiyordu. Nasil cabuk unutabiliyoruz, bir dönemler Kürt'leri karda gezen "Kart Türk'ler" olarak niteledigimizi ve hatta bu konuda bir cok profesörler resmi ideolojinin istegi üzerine "bilimsel arastirmalar ve bilimsel tesbitlerde" bulundular. Tabiiki Kürt vatandaslarimniz hakli taleplerini dile getirirken demokratik kurallari baz almalilar, ama onlara karsi gelen, yani devlet te aynen ayni kurali uygulamali ve demokratik olmali. Dostluk ve kardeslik hic bir zaman tek tarafli olmaz. Ister kabul edelim ister etmeyelim, ortada bir gercek var. 30 yili askin iki taraf arasinda kirli bir savas var. Ve güya sözümona baris isteyen devlet karsi tarafa silahlarini biraksinlar ve teslim olsunlar diyor. Böyle bir baris anlayisi olabilirmi? Bunun neresi ciddi? Bunun adi baris degil kaputilasyondur!!! Baris isteyen her iki tarafta önce silah birakip aralarindaki anlasmazligi masa basinda cözmek icin bir araya gelmeli. Yillardan beri bizlere ayni hikayeler anlatiliyor. PKK'lilar silahi birakacak ve teslim olacaklar, sonrada baris olacakmis ve Kürt sorunu cözülecekmis. Yani buna cocuklar dahi güler ve öylede oluyor. Sonuc olarak 30 yildan beri savas devam ediyor ve daha da edecege benziyor. Krasi tarafi terörüst deyip konusmak isteybilirsin ve onlarla asla baris yapmakta istemeyebilirsin, ama en azindan bunu böyle söylemek gerek. Yok ben baris istiyorum deyipte tek tarafli operasyonlara devam edersen ne kadar ciddi ve seffah oldugunda anlasilir. 1 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Bizler yillarca Kürt'lere hakaret ederken kimse sesini . . . oldugunda anlasilir. Kürtleri kart kurt diye niteleyen sizmişsiniz-siz bizim adımıza nasıl konuşuyorsunuz hayret. siz böyle düşünüyordunuz biye sizden bize ne? biz kart kurt diye düşünmedik. Bizim adımızada konuşmayın bu sizlerin zihniyeti başkalarında bizi ilgilendirmez.. Bunuda nalamış değilim nasıl bir zihniyettirki bu kukukdan bahsedilsin aynı zamanda asker ile teröristi aynı görsün ,tek taraflı ateşkes nasıl oluyor uluslar arası savaşmı var? Bunların hesbını vercekler bu zihniyetler artık bu açılımla bittiler... 6 Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Sn.JAN.. Bölgede 100 belediye başkanlığı DTPnin elinde..biri büyük şehir sanıyorum(Diyarbakır) ve oldukça büyük bütçe demektir bu..bölgeye hizmet etme adına ele geçen en büyük fırsattır buda..dağda pekeke besleneceğine HALKIN bölge halkının refahı eğitimi sağlığı için harcansın..daha nasıl resmileşeceksiniz..T.C nin gayri safi Milli hasılasından payına ne düşüyorsa veriliyor her Belediyenin..bu verileni ne şekilde tasarruf ediyor acaba bölge Belediyeleri.. Terazinin hep kendi tarafımızdaki kefesine bakmayalım..diğer kefeyede birileri bişeyler koymuşlar..lütfen görelim.. Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2009 Sevgili Dayı öncelikle ben DTP li değilim.. Beni temsil edecek düzen karşıtı net bir parti henüz yok.. DTP li belediyelerin ülke milli hasılasından ne kadar alıyorlar, nasıl harcıyorlar bilemeyeceğim.. Ancak bölgede DTP nin etkisi oldukça fazla.. Ülke siyasi tarihinde almış olduğu belediyeleri kaptırmayıp, üstüne sürekli gelişen tek pati DTP (HADEP, DEHAP, DEP) geleneğidir.. Adamlar demek ki bir şeyler yapıyor ki halk her defasında bunları tercih ediyor.. Kömür, makarna, ev, arabaya karşılık insanlar Aponun avukatını tercih ettiler Vanda.. En son duyduğum doğalgazın Vana girdiğidir.. Daha bir kaç gün önce DTP li Van bld. başkanı doğalgazın kurdalesini kesiyordu.. Bugün 81 kent bazında borcu en az olanlar DTP nin elindeki belediyeler.. Ayrıca politik sebeplerde oldukça farklı.. Doğu halkı oldukça politize olmuş durumdalar.. Batı halkı iş, ekmek derken Doğudakiler dil, kimlik istiyorlar.. Terazi ya da bardak, beni ilgilendiren dolu olup olmaması sayın dayı.. Halkın kimi tercih ettiği meselesi.. DTP dışında düzen partileri doğuda tabela partisi olmuşlarsa asıl mesele burada.. Saygıyla.. 1 Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2009 Kürtleri kart kurt diye niteleyen sizmişsiniz-siz bizim adımıza nasıl konuşuyorsunuz hayret. siz böyle düşünüyordunuz biye sizden bize ne? biz kart kurt diye düşünmedik. Sayin kaplan-200, iyi okursaniz siz de "biz" yazmissiniz. Yani arkadasa kendi adiniza yazin ve bizim adimiza söylemeyin derken ayni yanlisi kenidiniz de yapipip "biz kart kürt diye düsünmedik" diye yaziyorsun. Bizim adimiza konusmak sadece sizinmi hakkiniz? Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Biri haktan Hukuktanmı bahsediyor? Yoksa Sinekmi vızıldıyor? Bölge Trafik Şube Müdürlügü'nde görevli 2 polis rutin yol kontrolünü yapıyordu. 38 yaşında 3 çocuk babası çiftçi Mustafa Uslu da o saatlerde otomobille Turhal'dan köyüne Küçükbağla'ya dönüyordu. Yanında ne ehliyeti ne de ruhsatı vardı. Tali yolda polisleri görünce paniğe kapıldı. Polisler ehliyetini isteyince kaçmaya çalıştı. "Dur" ihtarına uymadı. Polislerden Mehmet Saç, silahını çıkardı ve ard arda ateşledi. "Kasten adam öldürmek" suçundan hakkında müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan polis memuru ilk duruşmada, kendisini savunmak amacıyla silahını çıkardığını ve olayın kaza olduğunu öne sürmüştü. Ama bu görüntüler Mehmet Saç'ın iddialarının doğru olmadığını ortaya çıkardı. Davanın sürecini değiştirecek olan görüntüler ikinci duruşmada izlendi. Şimdi Uslu ailesi, polis Mehmet Saç'ın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. 4 Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 bir ülkede <hukukun üstünlüğü> demokrasinin gelişmişlik kriterlerinin en önemlilerinden biridir. hele birde demokrasisini <sosyal devlet> ilkesiyle taçlandırıyorsa demokratik bir anayasanın en temel özelliklerine sahip olmuş demektir o ülke..peki nedir hukukun üstünlüğü? ++++ hukukun üstünlüğü; hakların (hukuk= haklar) verilmesi demektir en kısa tanımıyla.. yani siz yoksul,eğitimsiz,azınlık, vb vb insan olabilirsiniz..ama bunlara rağmen sizin hukukunuz yani haklarınız diğer bireylere ve devlete karşı korunacağının garantisi, hukukun üstünlüğü ilkesidir. tüm toplumun bireyleri bir çeşit konsensus olan yasaları karşısında eşittirler. hukukun üstünlüğü, bireysel özgürlüklerin ve vatandaş olabilme yeterliliğinin baş şartıdır. demokrasinin olmazsa olmazı ilkesidir ve kişi temel hak ve özgürlüklerinin devlet gücüne karşı korunmasının en önemli sağlayıcısıdır. ancak,hukukun üstünlüğü hukukun bağımsızlığını şartı altında gerçekleşir. . eğer hukuk yargılama işlevini icra ederken bağımsız değilse <üstün hukuk> üretemez. ülkemizde hukuk bağımsızmıdır? ++++ yıllardan beri duyarız ; mahkemeler büyük iş yükü altında, davalar bakacak hakim savcı ve avukat sayısı az..mahkemeler sayıca yeterli değil.. adalet bakanlığına ayrılan bütçe şu kadar az vb vb..bunlar hukuk sistemimizin değişmeyen sorunları gibi olmuşlardır artık..birde çok şikayet edilen <adaletin geç tecellisi> kavramı var..yani mahkemelerin sonuçlanması çok geç olmaktadır. ama bunlardan daha önemlisi adalet sisteminin hükümet baskısı altında kalmasıdır ki en tehlikelisi budur..çünki hukuk ve yargının tarafsızlığı,üstünlüğü ilkesi yok olmaktadır... ++++ güncel olaylara bakalım : ergenekon davası..hepimiz naklen izliyoruz.. iddianamesi hazırlanmadan daha tutuklanan insanlar, ancak faşist toplumlarda görülecek ev baskınları,cep telefonları dinlemeleri.. güya delilleri,çok yavaş işleyen yargılama süreçleri,tutuklananların daha çok, eğitimci,üst rütbeli subay (hatta ordu komutanı),gazateci,medyacı vb..üstelik güya bu üst düzey insanlar bilgisayarlarında deliller bırakacak kadar cahillermiş, hatta üç beş de silah gömmüşlerdir ki suçlandıkları ihtilale başlayınca lazım olacağı(!) için.. birçok insanın sağlığı bozulmuş bir yargılama süreci.. görüşümüze göre bu dava, hükümetin tüm uygulamalarına karşı verilen bir <ulusal direncin> kırılması için bir hukuka müdehale örneğidir... dava sürerken görevden affını isteyen savcı ve hakimler olmuştur.. son olarak güncelliğini koruyan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Osman Kaçmaz ile YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu nun başına gelenler bir sindirme harekatı değil de nedir? bize göre olayları doğru okumak gerekirse hükümet (ve onun temsil ettiği güçler) hukuka hiç çekinmeden müdehale etmektedirler.ve bunlar da konu başlığına da cevap olmak üzere hukukun üstünlüğü hiç bir zaman bu hükümet kadar ayaklar altına alınmamıştır..adeta demokrasi kisvesi altında bırakın oligarşiyi <bir çeşit krallık > tarafından yönetilmekteyiz. maalesef güncel gerçek bu 10 kasımda böyle bir siyasal ortam yaşamakta olduğumuzdur. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 güncel olaylara bakalım : ergenekon davası..hepimiz naklen izliyoruz.. iddianamesi hazırlanmadan daha tutuklanan insanlar, ancak faşist toplumlarda görülecek ev baskınları,cep telefonları dinlemeleri.. güya delilleri,çok yavaş işleyen yargılama süreçleri,tutuklananların daha çok, eğitimci,üst rütbeli subay (hatta ordu komutanı),gazateci,medyacı vb..üstelik güya bu üst düzey insanlar bilgisayarlarında deliller bırakacak kadar bilinçsizlermiş, hatta üç beş de silah gömmüşlerdir ki suçlandıkları ihtilale başlayınca lazım olacağı(!) için.. birçok insanın sağlığı bozulmuş bir yargılama süreci.. görüşümüze göre bu dava, hükümetin tüm uygulamalarına karşı verilen bir <ulusal direncin> kırılması için bir hukuka müdehale örneğidir... dava sürerken görevden affını isteyen savcı ve hakimler olmuştur.. son olarak güncelliğini koruyan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Osman Kaçmaz ile YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu nun başına gelenler bir sindirme harekatı değil de nedir? bize göre olayları doğru okumak gerekirse hükümet (ve onun temsil ettiği güçler) hukuka hiç çekinmeden müdehale etmektedirler.ve bunlar da konu başlığına da cevap olmak üzere hukukun üstünlüğü hiç bir zaman bu hükümet kadar ayaklar altına alınmamıştır..adeta demokrasi kisvesi altında bırakın oligarşiyi <bir çeşit krallık > tarafından yönetilmekteyiz. maalesef güncel gerçek bu 10 kasımda böyle bir siyasal ortam yaşamakta olduğumuzdur. Ergenekon davası ile ilgili ,bu davaya konu olan dinlemeler, bangır bangır yandaş medya tarafından ulu orta yayınlanırken , başbakanın Talat la konuşmasının, Aydınlık tarafından yayınlanması ,ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından durdurulmuştur. Korkarım ki ;bir süre sonra hukuk mukuk kalmayacak insanları kapıdan tek tek toplayıp, infazı da arka bahçede yapacaklar. Unutmayalım "hukuk bir gün herkese lazım olur" 2 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Sayin kaplan-200, iyi okursaniz siz de "biz" yazmissiniz. Yani arkadasa kendi adiniza yazin ve bizim adimiza söylemeyin derken ayni yanlisi kenidiniz de yapipip "biz kart kürt diye düsünmedik" diye yaziyorsun. Bizim adimiza konusmak sadece sizinmi hakkiniz? Evet uçan şahin biz yazdım çünkü bu forumda kimse kürtlere kart kurt demedi.Kendi komplekslerini yansıtıyorlar,duymuşlar birinden dolamışlar diline bakın fgeriye doğru kim kürtlere kart kurt demiş ? O nedenle kendilerini kart kurt gören zihniyetler bizim zihniyetten değildir.Çünkü kendisi söylüyor zaten ''bizler kart kurt '' diyorduk ,diyor.Biz demediğimize göre !!sorun kendilerinde o zaman ,öyle değilmi? 3 Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 şimdi en taze bilgiyi paylaşayım: TİB ( telekominikasyon iletişim başkanlığı) başkanı fethi şimşek köşeye sıkıştı. çünki YARSAV başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu yargıtayın dinlenme belgesini bugün 19:00 haberlerinde gösterdi..cevaben Fethi Şimşek geçmişte başbakan erdoğanında dinlediğinden dem vuruyor. bu TİB kurumunun adı süslü ama bunu 2006 da dinleme yapsın diye kurulduğunu belirtelim... kısaca; devletin adalet bakanı Ergin kendisine bağlı hakim ve savcıların dinlenmesi için TİB e talimat veriyor.. yani devlet kendi adalet sistemine ve yargısına müdehale ediyor..bugün YARSAV olağanüstü toplanarak adalet bakanından şikayetçi oldu..konu daha sonra meclise sıçradı..durumu eni iyi Kamer Genç in şu cümlesi özetliyor: <ne biçim bir ülke burası?> Alıntı
Φ SideSwipe Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 Cumhuriyet Başsavcısı, kim var kim yok ergenekoncu diye içeri tıktırdı, o adamı da ergenekoncu diye dinlemişler. Türkiye de hukuk mu? Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2009 Hukuk öyle uzaktan uzaktan ilgi duyduğum bi konudur aslına bakarsanız. bi de yine uzaktan yük.lis. tezi konumu da ısırdığından belki,(evet yük.lisans yaptım ben ve bu durum aslında asabi ve kalın kafalı ayrıca da huysuz olduğum gerçeğini değiştirmiyor tabi okur kitle...) Bence bu mevzuya tümden gelerek yaklaşırsak türkiye'de hukuk ve üstünlüğü konusunda ahkam kesebiliriz kanaatindeyim ben... TDK hukuk için şu açıklamayı yapıyor : Toplum yasamini duzenlemek icin, uygulanmasi devlet tarafindan yaptirima baglanmis kurallar bicimidir. daha da açmak gerekirse : Belirli bir zamanda belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması devlet zoruna (müeyyide) bağlanmış kurallar bütünüdür diyebilirmişiz Hürmetli wikipedia'nın buyruğuyla... burdan da şu tanıma ihtiyaç duyuyoruz haliyle devlet nedir? devlet :ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur. ''cümlenin tamamı aptallara söylenir'' önermesinden yola çıkarak diyorum ki , hukuk üstünlüğü tartışılabilecek bir kavram değildir. Çünkü hukuk kurallarını dönemin egemen gücü,devlet anlayışı,hükümet güçleri belirler, dolayısıyla subjektiftir. bir kaç yüzyıl etkili olmuş hümanizma akımı etkisiyle oluşan bir hukuk biçimi aynı ülke aynı topraklar hemen hemen aynı insanlar için bir anda materyalist bir akıma dönüşebilir ve bu da üstünlüğü tartışmamak için bile yeter sebeptir kanaatindeyim. Yukarıdaki örnekler üzerinden daha anlaşılır olması sebebiyle gitmek gerekirse, Evren'in Hukuku Tayyibi bozuyor olabilir,dolayısıyla Tayyip kendi hukuk,düzen ya da devlet algısına göre yeni kurallar getirebilir,bunda öyle çok şaşıracak,şikayet edecek, ortalığı ayağa kaldıracak bi durum yoktur. Yarın Tayyip gider Fatih Ürek başbakan olur o da kabine gücünü kullanarak yılan dansını geleneksel dansımız ilan eder, her gelen turist kafilesine gerdan kırmak ve parmak döndürmek suretiyle selam veririz. Sistemdir tartışılması gereken... Arz-ı hörmet ederim. Alıntı
Φ ZEROxZERO Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2009 Sistemdir tartışılması gereken... evet tartışılması gereken sistemdir türkiyede sistem bireyi ve bireysel hakları değil, devleti ve devletin âli menfaatlerini güvence altına almak üzere kurulmuştur.(mutlaka değişecektir) Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2009 Silopi Kayıpları Dargeçit'te Tanış ve Deniz'in kaybettirildiği dönemde Dargeçit Çelik Jandarma Karakolu'nda görevli olan bir asker, Günlük'e konuştu. Asker, Tanış ve Deniz'in Dicle Nehri kıyısında infaz edildiğini, cenazelerinin ise Dargeçit'e götürüldüğünü açıkladı. ANF'ye konuşan başka bir görgü tanığı da Tanış ve Deniz'in cenazelerinin Dargeçit Şehir Mezarlığı'na gömüldüğünü, bir cenazenin daha sonra yerinden çıkarıldığını söyledi. SİLOPİ KAYIPLARI'NA İLİŞKİN ÇARPICI BİLGİLER Cenazeler Dargeçit'te Asker: Olayın tanığıyım Şırnak Silopi'de jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ile yöneticisi Ebubekir Deniz'in akıbetine ilişkin önemli bilgiler ortaya çıktı. Tanış ve Deniz'in kaybettirildiği dönemde Mardin Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı Çelik Jandarma Karakolu'nda görevli bir asker, Tanış ve Deniz'in nasıl öldürüldüklerini ve cesetlerinin nereye gömüldüğüne ilişkin önemli bilgiler verdi. Günlük'e konuşan asker, yıllardan beri Tanış ve Deniz'in akıbeti hakkında konuşmak istediğini, ancak can güvenliğinden endişe ettiği için şimdiye kadar sustuğunu, artık çektiği vicdan azabına dayanamadığını belirterek, bu nedenle gördüklerini anlatmaya karar verdiğini söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen er, 2000 yılının Şubat ayı başlarında Şırnak Güçlükonak ilçe sınırında Dicle Nehri kıyısında bulunan Çelik Jandarma Karakolu'nda olaya tanık olduğunu açıkladı. Dicle Nehri kıyısında öldürüldüler Tanık er, Dicle Nehri'nin Güçlükonak tarafında kalan kısmında bir beyaz taksinin geldiğini, bir süre sonra orada bulunan taksinin uzaklaştığını gördüklerini söyledi. Er, devamla şunları dile getirdi: 'Araba gittikten bir süre sonra Karakol Komutanı Uzman Çavuş Müslüm Uzunbel, atış talimatı verdi. Bunun üzerine taksinin ayrıldığı bölgeye, nehrin kıyısına doğru iki saatten fazla bir süre boyunca ateş açıldı. Daha sonra karakol komutanı ve bir grup asker taksinin ayrıldığı bölgeye gittiler. Geldiklerinde ise yanlarında iki kişinin cesetleri vardı. Bu kişilerin üstünde sivil kıyafetler bulunuyordu. Tam olarak renklerini şimdi hatırlamıyorum. Ama sivil olduklarını çok iyi hatırlıyorum. Yanlarında silah da yoktu. İki saat boyunca ateş açmıştık, ancak onlara isabet etmemiş olmalı. Yoksa delik deşik olmaları gerekiyordu. Demek ki, daha önce öldürüp oraya bırakmışlar ve sonra da çatışma süsü verilsin diye nehre doğru ateş açıldı.' Cenazeler traktörle Dargeçit'e götürüldü Er, getirilen cesetlerin üstüne çıkan bazı askerlerin hatıra fotoğrafı çektirdiğini de belirterek, daha sonraki gelişmeleri ise şöyle aktardı: 'Sonraki gün Posta gazetesi geldi karakola, sonra gazetede 'Dargeçit'te iki terörist ölü ele geçirildi', şeklinde bir haber çıktı. Cenazeler bir süre karakolda tutulduktan sonra Dargeçit Jandarma İlçe Komutanlığı'na gönderildi. Bizim bulunduğumuz karakola erzak falan taşıyan bir korucuya ait traktörle gönderildi. Bundan sonra cenazelerin ne olduğunu çok net bilmiyorum. Ama duyduklarıma göre buradan da Mardin Alay Komutanlığı'na götürülmüş olabilir.' Kayıplardan Ersöz sorumlu HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz, 25 Ocak 2001 tarihinde Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Karakolu görevlisi Uzman Çavuş Taşkın Akyün tarafından karakola çağrıldılar. Çok sayıda kişinin tanık olduğu bu olaydan sonra Tanış ve Deniz'den haber alınamadı. Tanış ve Deniz'in gözaltına alındıktan sonra kaybettirilmesi olayı sırasında Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz Şırnak'ta Alay Komutanı görevinde bulunuyordu. Tanış'ın daha önce de Ersöz tarafından tehdit edildiği ortaya çıkmıştı. Ergenekon davasında tutuklu bulunan Ersöz hakkında suç duyurusunda bulunan Tanış'ın akrabaları, Ergenekon davasına müdahil olmak için de başvurmuştu. --------- Şehir mezarlığına gömüldüler HADEP'li Ebubekir Deniz ile Serdar Tanış'ın cenazelerinin Mardin Dargeçit'te ilçe mezarlığına gömüldüğü, ancak daha sonra cesetlerden birinin mezarlıktan çıkarılarak başka bir yere götürüldüğü iddia edildi. ANF'ye konuşan ve güvenlik nedeniyle ismini belirtmek istemeyen görgü tanığı, Tanış ve Deniz'in Dargeçit Mezarlığı4na gömüldüğünü ileri sürdü. 'Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz tutuklandıktan kısa bir süre sonra bir gece cenazeleri asker giysili kimselerce Dargeçit şehir mezarlığına getirilmişti' diyen görgü tanığı, her iki cenazenin şehir mezarlığında dozerle açılan mezarlara gizlice gömüldüğünü, halktan bazılarının da onları gördüğünü söyledi. ANF'ye bilgi veren kişi, halk arasında kısa sürede yayılan bu bilginin HADEP'e de o dönem bildirildiğini ama gereken yasal işlemler yapılamadığı için mezarların açılmadığını söyledi. Mezarları kendisinin de ziyaret ettiğini söyleyen kaynak, 'Bir gece bunlardan birinin naaşı oradan çıkarılıp götürülmüştü. Mezarı kim açtı, niye açtı, nereye götürdü, cenazelerden hangisini çıkardılar? bunları bilmiyorum. Ama diğeri hala orada gömülüdür. Halk o günden sonra o mezar yerini kullanmadığı için hala boş duruyor. Diğeri ise hemen onun yanında gömülüdür' diye konuştu. Abdülselam GÜLSEVDİ İSTANBUL Günlük gazetesinden alınmıştır 1 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2009 Silopi Kayıpları Dargeçit'te . . . Günlük gazetesinden alınmıştır Uydurma senaryolar ,kimbilir şimdi hangi askeri yada polisi gözüne kestirdiler bakalım altından ne çıkacak kimi yakacaklar bu iftiralarından. Askerin işi gücü yok sanki, öldürdüğü adamı öldürecek araçla getirecek,çatışma süsü verecek birdaha cesedi yerinden çıkartacak vs.İyi senaryo bağlaması yapmış adam,saf insanlar belkide inanacak bu uyduruk hikaye'ye . Cesedi yerinden çıkartmadı dese biliyorki yine bakılacak ve yalanı ortaya çıkacak. Kim bu meçhul er,zihniyeti ne bunuda bilmek lazım. Şimdi bende çıkıp kendimce birşeyler söylesem bana kimsenin inanacağını sanmıyorum ve kimse dikkata elıp haber bile yapmaz. Bu oyun eskidi sanırım...Başka takdikler deneseniz daha mantıklı olur. :=) 4 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 18 Kasım , 2009 GENELKURMAY Başkanlığı’nın internet sitesinde dün yapılan açıklamada, son günlerde bazı medya kuruluşlarındaki yayınlarda var olduğu iddia edilen ve “Genelkurmay Adli Müşavirliği’nce hazırlandığı öne sürülen üçüncü bir ihbar mektubu ve ekteki CD’nin sahte olduğu” bildirildi. ASKERİ yazım teknikleri ve isimler kullanılarak kurgulanmış sahte belgeyi kasıtla gerçek gibi sunan gazete için suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, “Bu sahte belgenin 15 Kasım’da medyada yer almaya başlaması tesadüf değildir” denildi. Genelkurmay: 3. ihbar mektubu sahte Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, “Genelkurmay Adli Müşavirliği’nce hazırlandığı iddia edilen belgenin sahte olduğu” bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı internet sitesindeki açıklamada son günlerde medyada, var olduğu iddia edilen üçüncü bir ihbar mektubu ve mektubun ekinde yer alan CD’de bulunan konulara ilişkin haberler yer aldığı hatırlatılarak şunlar kaydedildi: “Var olduğu iddia edilen yeni ihbar mektubunun; Genelkurmay Askeri Savcılığı’nca yapılan ve 24 Haziran 2009 tarihinde görevsizlik kararı verilerek yetkili makamlara gönderilen soruşturma dosyasındaki bazı maddi hususlardan da yararlanmak suretiyle hazırlayanların kendi hedefleri istikametinde düzenlendiği değerlendirilmektedir. Yansıyan haberlerden öğrenildiği kadar, söz konusu ihbar mektubu ekindeki CD’de yer alan hususlardan büyük kısmının 2008 ve daha önceki yıllarda medyaya yansıyan haberlerle benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Kamuoyunun, gereğinden fazla, bu tip haberlerle meşgul edilmesinden üzüntü duyulmakla birlikte, dün olduğu gibi bugün de medyaya yansıyan ve Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bütün haberler değerlendirilmekte ve gerekli görülen durumlarda gerekli işlemler yapılmaktadır. 17 Kasım 2009 günü bir gazetede yer alan ve bu konularla ilişki kurulmaya çalışılan Genelkurmay Adli Müşavirliği tarafından hazırlandığı iddia edilen belge ise sahtedir. Söz konusu bilgi notu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma doğrultusunda bazı şüphelilerde ele geçirildiği belirtilerek, 8 Nisan 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına incelenmek üzere gönderilen belgeler arasındadır. İnceleme neticesinde, ilgili savcılığa 1 Mayıs 2009’da ’Kayıtlarımızda böyle bir belgeye rastlanmamıştır. Askeri yazım teknikleri ve isimler kullanılarak kurgulanmış sahte bir belgedir’ ibaresiyle cevap verilmiştir. Sahte belgeyi, kasıtla gerçek gibi sunan, gazete hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. İddia edilen üçüncü ihbar mektubunun 15 Kasım 2009’da medyada yer almaya başlamasının tesadüf olmadığı ve zamanlamasının da oldukça düşündürücü olduğu ortadadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine karşı uzun bir süreden beri yürütülmekte olan faaliyetlerin ve bu faaliyetlerin bütün boyutlarının farkındadır. Bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak her türlü saldırı da Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlı duruşunu ve mücadele azmini asla etkilemeyecektir.” 18/11/2009 09:29 1 Alıntı
Φ bakkalci Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 GENELKURMAY Başkanlığı’nın internet sitesinde dün yapılan açıklamada, son günlerde bazı medya kuruluşlarındaki yayınlarda var olduğu iddia edilen ve “Genelkurmay Adli Müşavirliği’nce hazırlandığı öne sürülen üçüncü bir ihbar mektubu ve ekteki CD’nin sahte olduğu” bildirildi. . . Genelkurmay ilk defa sahte demiyorki. Bundan önceki icinde benzeri sözlerde bulunmustu, yanilmiyorsam "bir kagit parcasi" demisti ama sonunda bir kagit parcasi olmadigi gercek oldugu teyit edildi. Bunlarida dile getirirseniz tarafsizliginiz ve hukukun üstünlügüne karsi inancinizi belirtmis olursunuz. tabiiki sahte olma olasiligida var ama bunun sahte olup olmadigini genelkurmaydan gelen aciklamaya göre teyit edemeyiz. Yetkili birimler arastirip bizleri aydinlatirlar. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Genelkurmay ilk defa sahte demiyorki. Bundan önceki icinde benzeri sözlerde bulunmustu, yanilmiyorsam "bir kagit parcasi" demisti ama sonunda bir kagit parcasi olmadigi gercek oldugu teyit edildi. Bunlarida dile getirirseniz tarafsizliginiz ve hukukun üstünlügüne karsi inancinizi belirtmis olursunuz. tabiiki sahte olma olasiligida var ama bunun sahte olup olmadigini genelkurmaydan gelen aciklamaya göre teyit edemeyiz. Yetkili birimler arastirip bizleri aydinlatirlar. IRAK’ın kuzeyindeki PKK yuvası Kandil’den gelen teröristlerden birinin, hakkında ‘yakalama kararı olduğu halde’ serbest bırakıldığı ortaya çıktı. CHP’li Atilla Kart, “Vilayet Yakut adlı teröristin bırakılması hukuk skandalıdır” dedi. Habur’dan hukuk skandalı çıktı Irak’ın kuzeyindeki PKK yuvası Kandil’den Türkiye’ye gelen teröristlerden biri hakkında “Yakalama kararı” olduğu halde, serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Gazeteport’taki habere göre. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Vilayet Yakut hakkında arama, yakalama gibi kısıtlama bulunduğunu, ancak İçişleri Bakanlığı’nın bu kayıtları görmezden geldiğine dair ciddi bilgi sahibi olduğunu açıkladı. Kart, Yakut hakkında şunları söyledi: “Etkin pişmanlık için; örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını beyan etmesi gerekmektedir. Mahkeme, gönüllülük unsurunu değerlendirmedi. Bu yöndeki bir uygulama fiili anlamda, örgüt üyeliği ya da suç ilişkisinin affedilmesi anlamına gelecektir.” Daha önce atılan iftiralarla boş çıkan çukurlarda bunlara bir örnek değilmi? 4 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Genelkurmay ilk defa sahte demiyorki. Bundan önceki icinde benzeri sözlerde bulunmustu, yanilmiyorsam "bir kagit parcasi" demisti ama sonunda bir kagit parcasi olmadigi gercek oldugu teyit edildi. Bunlarida dile getirirseniz tarafsizliginiz ve hukukun üstünlügüne karsi inancinizi belirtmis olursunuz. tabiiki sahte olma olasiligida var ama bunun sahte olup olmadigini genelkurmaydan gelen aciklamaya göre teyit edemeyiz. Yetkili birimler arastirip bizleri aydinlatirlar. Daha önce atılan iftiralarla boş çıkan çukurlarda bunlara bir örnek değilmi? 5 Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2009 Tıpkı kağıt parçası edikleri gibi değilmi? Yada Şemdinli olayındaki iyi çocuklar gibi.... 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.