Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Evrim müfredattan çıkarıldı...


Misafir CYRANO

Önerilen İletiler

Evrim ve Abiyogenez

ADMINISTRATOR TARAFINDAN YAZILDI. | 30 TEMMUZ 2007

POSTED IN MAKALELER - EVRIM TEORISI

 

Biyolojik evrim dediğimizde bunun ne anlama geldiği üzerinde hepimizin anlaştığı bir tanım olması gerekli. Hayatla ilgili herhangi bir şeyin değişiminden nasıl etkilendiği üzerine bulanık bir kavram mı? Eğer biyolojik evrimin anlamı bizim için buysa o zaman bağımsız yaşayan organizmalar ortaya çıkmadan önceki bütün değişimleri de buna katmamız gerekli. Diğer taraftan, daha bilimsel bir evrim tanımı kullanırsak bazı biyolojik değişimler buna dahil olmayacaktır. Asıl soru hayatın ortaya çıkışı, veya abiogenez, evrimin bir parçası mı yoksa başka bir şey mi olduğudur.

 

Bence biyolojik evrimin biyolojide çok yararlı olduğunu kanıtlamış bilimsel bir tanımı var. Bu tanım (tanım gereği) canlı organizmaların popülasyonlarının varlığını gerektirir. Bu popülasyonların ortaya çıkışından önceki herşey açık bir şekilde önemli olsa da biyolojik evrim değildir. Şimdi, biz biyolojik evrimin bu tanımını canlılığı oluşturan ilk moleküllerin ortaya çıkışını da kapsayacak şekilde genişletebiliriz ama bu çözdüğünden daha çok soruna neden olacaktır. Ve de allellerin fekanslarındaki (görülme sıklığındaki) değişimler ile popülasyonların evrimini açıklayan yeni bir terime ihtiyacımız olacaktır.

 

Bir de işin politik yönü var. Bir çok insan biyolojik evrime inanmıyor. Onları evrimin, sürecin, gerçek olduğuna inandırmak isterim. Günümüzdeki organizmaların bundan milyarlarca yıl önce yaşamış olan bir ortak atadan evrimleştikleri de net bir bilimsel gerçektir. Bu olgular biyolojik evrimin benim temel olduğuna inandığım kavramlarını da kapsıyorlar. Bu noktada halkı eğitmek için bir şansımız var. Eğer insanlar ilk organizmanın tanrı tarafından yaratıldığına inanmak istiyorlarsa şimdilik bununla yaşayabilirim. Önceliklerimizi belirleyelim. İnsanlara biyolojik evrimi anlatmaya çalışırken onu, bence yanlış bir şekilde, hayatın ortaya çıkışı ile birleştirip kendimizi zora sokmayalım. O strateji daha başlamadan yıkılmıştır.

 

Bence "evrimin" bir çeşidi olan kimyasal evrim gerçekleşmiştir. Bu süreç ilk canlı hücrelerin oluşumuna katkı sağlamıştır. Kendi kendini eşleyen moleküller arasında bir tür seçilim olmuş olabilir ve moleküllerden bazılarının ortamda zenginleşmesi ile sonuçlaşan rastlantısal olaylar gerçekleşmiş olabilir. Bu iki süreç doğal seçilim ve sürüklenmeyi genetik algoritmaların onları taklit ettiği kadar ancak andırır. Bununla birlikte doğal seçilim (ve sürüklenme) için modern türlere uygulanan daha iyi bir tanımın olması yararlıdır. Bu tanım yararlı olabilmek için canlı organizma popülasyonlarına muhtaçtır. "Doğal seçilimin" tanımını kendi kendini eşleyen molekülleri de kapsayacak şekilde genişletmenin bir yararı yok. Eğer bunu yaparsak benekli güvenin ve Galapagos ispinozunun evriminin mekanizmasını açıklayan yeni bir terime ihtiyacımız olacak. Bu yeni terim kendi kendini eşleyen molekülleri kapsamayacak. Asıl soru kendi kendini eşleyen moleküllerin seçimi ile biyolojik doğal seçilimin aynı doğal süreç olup olmadıklarıdır. Bence değiller - bu demek değildir ki aralarında benzerlikler yok ... benzerlikler tabi ki var.

 

Bence abiogenez biyolojik evrim ile aynı şey değildir ve kesinlikle "Darwin'in evrimi" (Darwinian evolution) ile aynı şey değildir. Canlılığın ortaya çıkışının alışılmışın dışından bir şey, özelikle de doğaüstü bir güç gerektirmeden kendiliğinden olan bir süreç olduğunu savunuyorum. Diğer taraftan, biyolojik evrimin ilk canlı hücre topluluğunun ortaya çıkışı ile başladığını da savunuyorum.

 

Bazı bilimadamları hayatının başlangıcını evrimin tanımından ayırmanın saçma olduğunu savunuyorlar. Biri bunu jeoloji çalışıp dünyanının oluşumunu incelememeye benzediğini de önerdi. İddia ettiğine göre dünyanın oluşumu bir jeoloğun çalışmasının bir parçasıdır. Bu yüzden, ona göre dünyanın oluşumunu jeolojiden ayırmak saçmadır. Katılıyorum.

 

Hayatın başlangıcı biyolojinin bir parçasıdır. Diğer taraftan, biyolojik evrimin bir parçası olmak zorunda değildir. Daha uygun bir benzerlik tabaka tektonikleri ile dünyanın oluşumu arasında kurulabilir. Tabakaların hareketleri bizim dünyanın geçmişini anlamızda çok yardımcı olurlar. Dünyamızın jeolojik hareketlerinin 4.5 milyar yıl once dünyanın oluşumu ile başladığı açıktır. Ama dünyanın yıldızlar arası gazlardan yoğunlaşarak oluşması tabaka tektoniği değildir. Çatlak oluşumu, tabakaların dalma ve batması, tabaka hareketleri, volkanik bölgeler vs. gibi jeolojik olaylar dünya soğuyup üstü katılaşıncaya kadar başlamadılar. Ben de biyolojik evrimi jeolojinin tabaka tektoniğine benzetiyorum. Başlangıç ile bağlantısı var ama aynı şey değiller.

 

[bu yazı Laurence A. Moran’ın "Evolution and Abiogenesis" adlı yazısından çevrilmiştir. Yazının aslına http://bioinfo.med.utoronto.ca/Evolution_by_Accident/Evolution_and_Abiogenesis.html adresinden ulaşabilirsiniz.]

Devam edeceğiz...
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evrim kavramının kendisi de sabit değildir, zaman süreci içerisinde yeni bilimsel çalışmaların ışığı altında değişmek zorundadır. Çünkü kendini zaman süreci içerisinde değiştiremeyen, yeni bilgilerin ve gelişimlerin etkisi altında yenileyemeyen her şey ve her kavram yok olmak zorundadır. Bu yasa tüm canlılar ve kavramlar için geçerli görünmektedir.

 

Evrim kavramı özünde üç alt kavramı içine alır. 1. Anorganik Evrim: Cansızların değişimini inceler; özellikle evrenin oluşumundan, canlıların temel maddelerini oluşturan cansız maddelerin oluşumuna kadar ortaya çıkan olayları kapsar. 2. Organik Evrim: Canlıların değişimini inceler. 3. Sosyal Evrim: Toplumların değişimini inceler. Biyoloji bilimi, özellikle Organik Evrimi kapsar.

Birbirinden farklı evrim teorileri vardır. Evrimciler diye bu yüzden konuşuyoruz. Darwinci demiyoruz. Evrimciler. Bu evrimcilerden bazıları “ilk canlı”yı bulmamanın, bilmemenin ve araştırma konusu yapmamanın mümkün olamayacağını idrak ederek kendilerini bu noktaya yönlendiriyorlar.

Gelelim evrim teorisinin ilk canlısına. Zira sanırım en önemli gündem maddemiz bu. CYRANO, evrim teorisinin içerisinde “ilk canlı” yok diyor. Daha öte gidip “evrim teorisi” bununla ilgilenmez diyor. Ehh ilgilenmesin bakalım. Nasıl ilgilenmiyorsa bir ton adam bir sürü deney filan yapıp ortaya bir sürü görüş atıyorlar ama evrim teorisi bununla ilgilenmez oluyor. Haa, bu arada bu deneyleri yapanlar görüşler serdedenler ateşli evrimci.

Evrim teorisinin ilk canlısı sen nelere kadirsin. Yanlış mı söylemişim. Yok ya hu tam da süpppperrr söylemişim. Ama daha da güzel söyleyebilir mişim…Ateist evrimcilerin korkulu rüyası “ilk canlı” sen nelere kadirsin…Ya, senin “kendiliğinden” oluşma ihtimalin yoksa biz nasıl ateist kalırız…Yoksa sahi Darwin böyle bir saçmalığa düçar kalır mıydı? Hem ilk canlının oluşmasını açıklayama, hem ateist ol. Mümkün değil.

Bütün bu bilgilere rağmen “evrim teorisi” wikipedia’da dün alıntı yaptığım yerin altında yazdığı gibi üç şeye değinir başka bir şeye değinmez gibi bir saçmalık böylece gözler önüne serilmiş olur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gelelim şu link meselesine…

Haydaa. Arkadaşım sen o linkleri bu tartışmada iddia etiklerine kaynak olarak göstermedin mi? "Şu şöyle link burada" demedin mi ? Kendin o linklerde iddia ettiklerini bu tartışmaya dahil etmedin mi ?

O linklerden bir tanesi Diyarbakırlı kardeşimizin bir cümlesi parelinde verildi.

Hayir bir cok Evrimcinin dini yaratilis teroilerine karsi olduklari da gercek ama degil mi?
. Ben de o linki “Evrime inanmayan ateist var mıdır” diye bir başlığı daha önce açtığımı belirtmek için koydum. Ki, benim de merakımı celbeden konulardan bir tanesi buydu. 8 Mayıs 2006. 4 Şubat 2008 tarihinde ise başka bir metin vardı karşımızda. Evrimin olduğuna inanan Müslüman bir adamın yazmış olduğu bir metin. Aradan geçen 2 yıl içerisinde evrim bilgisi değişmiş ancak ateistlerin evrimci olmaları meselesi kafasında değişmemiş bir adamın yazdığı bir metin. Pekiyi, siz 2006 yılında yazmış olduğum metnin neresini buraya aktarmışsınız. 2008 yılında bizzat kendi yazımla çürüttüğüm kısmını…
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devam edeceğiz...

 

Devam edeceğiz diyerek;

Aslında tartışmayı " ilk canlının nasıl ortaya çıktığı konusuna" ve bu dolayımla da Tanrı’nın varlığı tartışmasına kilitlenmeye çalışılıyor.

 

Çok iyi biliyorsunki, Bilim, ilk canlının nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı sorusunun yanıtını henüz kesin olarak ortaya çıkarabilmiş değildir. Zaten bilim ile din arasındaki fark, bilimin her şeyi bildiği iddiasında olmamasıdır.

Ama dinsel inanca dayalı iddia topraktan ve tanrı eliyle olduğudur.

Anlaşılması kolay, basit ve ötesinde uğraşılara ve canlılığı araştırmaya gerek duymayacak kolaycı bir yaklaşım...

Kabul et, inan yeterlidir.

 

Oysa anlaşılması gereken,

Evrimsel biyoloji standart bir bilim dalıdır ve pek çok soruya cevap verir, inançla ilgili değildir, inancı sınamaz.

"Asıl sonrası yani biyolojik çeşitlilik çok daha kritik ve can alıcıdır, ilk ortaya çıkış değil" ...

Ötesi Evrim karşıtlarının yaptıkları gibi tamamen lafzi konuşarak, genetik bilgisi, moleküler bilgisi ve evrim kuramının zenginliği ile hiçbir ilgisi olmayan söylemlerle "Evrimsel biyoloji" yi safsatalar üzerinden tartışmaya çalışmaktır.

 

Ayırıca; "Darwin "Türlerin Kökeni" isimli kitabında yaşamın kökenine ilişkin birkaç cümle dışında bir şey yazmamıştır.."

Bunun böyle olduğunu anlamanın en kolay yolu adı geçen kitabı açıp okumaktır...

İnternet üzerinden günü birlik araştırmalarla yapılan bir tartışma için sadece "Abiyogenez" yazıp taratmak yetmez...

"Endosimbiyoz" yazıp taratmak ve ayrıca dünyanın oksijensiz döneminde neden canlılığın olmadığı üzerine de kafa yormak gerekir...

 

Kafayı yorup canımızın sıkıldığını anladığımızda "Yaradılış efsanesine" sarılıp keyfimize bakabiliriz...

Ardından "Evrim kuramı Pagan diniyle ilişkilidir, ateizmi yayma amacıyla uydurulmuştur" safsatalarını dinleyip rüyalara dalabiliriz...

 

Ancak birileri uykudayken gereçekler yaşanmaya ve bu gerçeklere bakarak bilim şunları söylemeye devam edecektir...

 

"Evrim kuramı, canlıların gelişimini açıklayan temel kuramdır.

Evrim bilim, tarihsel sürecinde Sümerler ve Mısır döneminde başlayıp antik Yunanda bir üst düzleme sıçramış,

16 ile 17'nci yüzyıllarda büyük bir atılım yaparak günümüze kadar ulaşmıştır.

Darwin'in evrim kuramı bu tarihsel sürecin bir parçasıdır.

Ve en önemlisi de, bilimin her kolunda olduğu gibi, değişim ve dönüşümün arka planını anlamaya çalışır.

Bizlere sadece insanın değil, toplumun, bireyin vs. evrimini araştırmak için de zemin sunar"

 

Sorun ve karşı çıkılan da budur zaten araştırmak ve anlamaya çalışmak...

Araştırılır ve bazı şeyler anlaşılırsa bir gün gelir tabular yıkılabilir ve birlerinin hakim oldukları alanlar el değiştirebilir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devam, devam.

 

Evrimle ilgili çok başlık var bu sitede. Oralarda çok şey söylendi, söylenir de istendiğinde. Bu başlık ne diyor?

 

Hadi gelsin şu "varlığı deneyle kanıtlanmış olguyu teoridir, görüştür diye ele alan" somut değişiklikler de başlığın konusuna dönelim!

 

Başlığın bir açılış amacı vardır ve bu başlık bir çıkış noktasıdır. Konu ne? Evrim tartışması mı? Hayır. Çünkü bu "güncel konu"ya indirgenemez ve hakkında çeşitli başlıklar da mevcut. Ne konu? Ülkemizde olgular teori oluyor dendi. Varlığı deneyle kanıtlı şeylere görüş deniyormuş. Biz de diyoruz ki: Hani nerede, biz de görelim ona göre eleştiri yapalım!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben şunu belirteyim ki canlıların ortaya çıkışı konusunda din ve bilim arasında birbirlerinin alternatifi olma gibi bir durum yoktur. Çümkü bu konuda dinin öne sürümleri ipe sapa gelir, akla mantığa sığar şeyler değildir. Bir ilk insan balçıktan yaratılmış, onun eğe kemiğinden ilk kadın yaratılmış, böyle şeylerin gerçekle en küçük alakası yoktur. Ha, Kurân'da eğe kemiği geçmez. Ama Kurân'ın bir özelliği, Tevrat'ta verilen bir çok tafsilatı es geçmesidir. Dolayısıyla es geçerek eğe kemiği konusunu zımnen kabullenmiştir. Farklı bir öneri getirmeyerek. Yani eğe kemiğinden değilse balçıktan bir de kadın yaptı, ona da can verdi gibi bir şey demesi gerek ki, farklı bir şey ortaya koysun.

 

Bu görüşlerin gerçekle bir alakası yoktur. Hiç bir zaman bir ilk insan olmamıştır. Bilim böyle görüşleri hiç bir şekilde kaale almaz. Bilimle din arasında bir çatışma olduğunu söylemek bile, sanki dinin öne sürümlerinde bir gerçeklik payı olabilir gibi bir izlenim yaratır. Gerçekleri ortaya çıkarma konusunda bilim tekeldir, rakibi yoktur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birbirinden farklı evrim teorileri vardır. Evrimciler diye bu yüzden konuşuyoruz. Darwinci demiyoruz. Evrimciler. Bu evrimcilerden bazıları “ilk canlı”yı bulmamanın, bilmemenin ve araştırma konusu yapmamanın mümkün olamayacağını idrak ederek kendilerini bu noktaya yönlendiriyorlar.

 

:)

 

Bende oluşan kanı şu. Bekir arkadaşımız anlık google aramalarıyla "tartışmaya" çalışıyor. Ve bunun sonucunda internette bulduğu yazılara şöyle bir göz gezdirip "bu iş görür" deyip kopyalıyor. Ve içeriğini dahi okumuyor.

 

Anorganik (inorganik) evrim : evrendeki organik olmayan diğer bir ifadeyle cansız varlıkların gelişimini ifade eder. "İnorganik evrim" diye bir teori yoktur. İnorganik evrim bir konudur. Ve bu konuda kabul gören teori big bang teorisidir.

 

Organik Evrim: Evrendeki organik varlıkların yani canlıların gelişimini ifade eder. Ve bu alanda kabul edilen tek teori evrim teorisidir.

 

Sosyal Evrim: İnsan toplumlarının gelişimi ve dönüşümünü ifade eder.

 

Oysa bekir arkadaşımız buna şöyle bir "göz atınca". Charles Darwin'in evrim teorisi dışında canlıların gelişimini açıklayan başka evrim teorilerininde olduğu sonucuna varmış :)

 

Charles Darwin'in evrim teorisi, "Organik Evrim"i açıklayan teoridir. Ve Organik Evrim konusunda Darwin'in evrim teorisi dışında kabul edilmiş başka hiçbir bilimsel teori yoktur. Ve bu teori ilk canlının oluşumuyla ilgilenen bir teori değildir. Defalarca sormamıza rağmen yanıt alamadığımız şudur :

 

Evrim Teorisinin ilk canlının oluşumuyla ilgili iddialar ve açıklamalar barındırdığını söyleyen kişi bunu göstersin.

 

buda bu kadar basittir. Kalkıpta, canlıların biyolojik evrimiyle alakasız (yahu adı üstünde inorganik evrim :)) konuların isimlerini yazıp "birbirinden farklı evrim teorileri vardır" diyerek laf kalabılığı yapmayan ne gerek var ?

 

Bizim tartıştığımız konu. Big Bang teorisinin açıkladığı "inorganik evrim" konusu değil. Yani biz , güneşin, dünyanın, ayın, yıldızların, atmosferin gelişimini tartışmıyoruz.

 

Bizim tartıştığımız konu, toplumların sosyal yaşamının gelişimi, devletin, hukuğun, ahlakın gelişimi değil. Yani sosyal evrimi tartışmıyoruz.

 

 

Biz canlıların evrimini, yani organik evrimi tartışıyoruz. Ve organik evrimle ilgili tek bilimsel teori, Charles Darwin'in evrim teorisidir. Varsa başka buyur yaz.

 

 

Gelelim evrim teorisinin ilk canlısına. Zira sanırım en önemli gündem maddemiz bu. CYRANO, evrim teorisinin içerisinde “ilk canlı” yok diyor. Daha öte gidip “evrim teorisi” bununla ilgilenmez diyor. Ehh ilgilenmesin bakalım. Nasıl ilgilenmiyorsa bir ton adam bir sürü deney filan yapıp ortaya bir sürü görüş atıyorlar ama evrim teorisi bununla ilgilenmez oluyor. Haa, bu arada bu deneyleri yapanlar görüşler serdedenler ateşli evrimci.

Evrim teorisinin ilk canlısı sen nelere kadirsin. Yanlış mı söylemişim. Yok ya hu tam da süpppperrr söylemişim. Ama daha da güzel söyleyebilir mişim…Ateist evrimcilerin korkulu rüyası “ilk canlı” sen nelere kadirsin…Ya, senin “kendiliğinden” oluşma ihtimalin yoksa biz nasıl ateist kalırız…Yoksa sahi Darwin böyle bir saçmalığa düçar kalır mıydı? Hem ilk canlının oluşmasını açıklayama, hem ateist ol. Mümkün değil.

Bütün bu bilgilere rağmen “evrim teorisi” wikipedia’da dün alıntı yaptığım yerin altında yazdığı gibi üç şeye değinir başka bir şeye değinmez gibi bir saçmalık böylece gözler önüne serilmiş olur.

 

 

Hangi bilgilere rağmen ? Ben henüz bir bilgi görmedim. Ben sadece senin ifadenle "sıkışan adamın mizah yapmaya çalışmasını" görüyorum.

 

Ben "evrim teorisi ilk canlınının oluşumuyla ilgilenen, açıklayan, bu konuda iddia sahibi olan bir teori olmadığını" söylüyorum.

 

Sen aksini iddia ediyorsan çok basit. Evrim teorisinin neresinde ilk canlının oluşumuyla ilgili iddialar ve açıklamalar olduğunu gösterirsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devam edeceğiz...

 

Devam etmeden önce kendi alıntı yaptığın yazıyı oku. Bir insan kendi alıntıladığı yazıyı okumaz mı ?

 

"Bence abiogenez biyolojik evrim ile aynı şey değildir ve kesinlikle "Darwin'in evrimi" (Darwinian evolution) ile aynı şey değildir. Canlılığın ortaya çıkışının alışılmışın dışından bir şey, özelikle de doğaüstü bir güç gerektirmeden kendiliğinden olan bir süreç olduğunu savunuyorum. Diğer taraftan, biyolojik evrimin ilk canlı hücre topluluğunun ortaya çıkışı ile başladığını da savunuyorum."

 

""Hayatın başlangıcı biyolojinin bir parçasıdır. Diğer taraftan, biyolojik evrimin bir parçası olmak zorunda değildir.

""

 

Tabi bekir arkadaşımız bir olgu olarak "evrim" ile "evrim teorisi" ni aynı şey sandığı için.

 

Bazı bilimadamları hayatının başlangıcını evrimin tanımından ayırmanın saçma olduğunu savunuyorlar. Biri bunu jeoloji çalışıp dünyanının oluşumunu incelememeye benzediğini de önerdi. İddia ettiğine göre dünyanın oluşumu bir jeoloğun çalışmasının bir parçasıdır. Bu yüzden, ona göre dünyanın oluşumunu jeolojiden ayırmak saçmadır. Katılıyorum.

 

bu paragrafıda anlayamıyor.

 

Biyolojik evrim (organik evrim), tüm canlıların ortak atası olan ilk canlıdan, modern türlerin oluşumunu açıklar. İlk canlı ile modern türler arasındaki süreci anlatır en yalın ifadeyle.

 

Bazı bilim adamları, ilk canlının oluşumunu açıklamayı, evrim teorisinin anlattığı sürecin bir öncesindeki sürecin açıklaması olarak, evrim tanımının içinde yer aldığını savunuyorlarmış. Tabi arkadaşımız "evrim" tanımı ve olgusu = evrim teorisi sandığı için bunun ayrımına varamamaktadır.

 

Yani, Darwin ve evrim teorisi, ilk canlıdan modern çanlıların nasıl türediğini kapsayan süreci açıklarken, ilk canlının nasıl oluştuğunu açıklamayı, darwin'in açıkladığı sürecin bir önceki süreci olarka evrim tanımında değerlendiriyorlarmış.

 

Bunun yolu nedir ? Bu konuda bir teori hazırlarlar. Bilim dünyasına sunarlar. Kabul edilirse, biyolojik evrimde, darwin'in açıkladığı sürecin bir öncesinde bulunan süreç olarak yerini alır.

 

Bu da yine defalarca dediğimiz gibi, Darwin'in evrim teorisinden bağımsız, evrim teorisinin ele aldığı süreçten farklı bir süreci açıklayan teori olur.

Ama bekir arkadaşımızın kendi yaptığı alıntıdada belirtildiği gibi. İlk canlıdan modern canlıların türeyişini açıklayan biyolojik evrimden farklı bir konudur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başından beridir önemle üzerinde durduğum şeyleri bir daha yazayım... Birincisi; ateizm ve evrim... İkincisi; ilk canlı Üçüncüsü; alıntıladığım metinler tamamıyla sonuna kadar tarafımdan okunduğu gibi sadece bir kısmını verdiğim metinlerde daha önce okunmaya tabii tutulmuştur bilmeyen ve anlamayanlara belirtilir... Gelelim; Evrim teorisinin ilk canlısına meselesine... Bir arkadaşımız sağolsun ki; türlerin kökeni adlı kitapta ilk canlı hakkında küçük bir değinmeden başka birşey yoktur diyebilmiş. Yada ben bu kadar basit anladım diyelim. Ben, evrim teorisinin olmazsa olmazı budur diyorum. Türün kökeni ilk canlıdır. Bunu, bile isteye konu dışına iten adamın yaptığı ispat eksiktir. Bu eksiklik türün kökenini bulduğu noktada kendisinin ateist kalmasını imkansız hale getireceği için teorisinin dışında tutmuştur. Bu, bu kadar anlaşılmayacak birşey mi? İlk canlı; teorinin merkezi olması gerekirken teorinin dışına çıkmak ne demek?

Tesadüfen ortaya çıkan ilk canlı sen nelere kadirsin yahu...
Bana kalırsa evrim vardır. Yine bence Tanrı, canlıların evrim geçirmelerinde en önemli etkendir. Gelelim ilk canlı meselesine. Bir canlının bir başka canlıya dönüşmesi için ilk canlıya ihtiyaç var mıdır yok mudur buna da siz cevap verin.

 

Ama eğer diyorsan ki evrim teorisinde ilk canlı diye bir şey yoktur. O zaman ben senden ilk canlının nasıl meydana geldiğini ve diğer canlılara dönüşme şeklini evrim teorisinin nasıl açıkladığını anlatmanı beklerim.

Hem, evrim teorisinde yokturu kabul edip hem de arkasından evrim teorisinin nasıl açıkladığını anlat dediğimde hala bir ayrım yapmadığım anlaşılmıyor mu?

CYRANO; evrim teorisinin ilk canlısı bana göre tesadüfen ortaya çıkmıştır. Evrim teorisi istediği kadar saçmalasın. O ilk canlı olmasaydı evrim teorisine göre canlılık da mümkün olmayacaktı. O ilk canlıyı açıklamak için ne kadar yırtınıyor teori değil mi?
Neyi, neyden ayırmadığım hala anlaşılmıyor mu? Devam edelim ve başka bir şey daha ortaya çıksın…
Charsles Darwin kendi evrim teorisini ortaya attı ve evrim teorisi o olarak kaldı.
Ben, uzatmadan google’a girmenizi ve evrim teorisi ilk canlı yazmanızı yeterli görüyorum. Abiyogenez evrim teorisinden bağımsızdıra vardınız nihayet ha. Pekiyi bu çıkmaz, karışık yol hakkında evrimciler ne diyor. Teori üretmiyorlar mı? Bakıyorsunuz ki bir sürü teori var bu konuda mutabık da değiller.

Kendi yazılarımı alıntılamak garip oluyor. Ama anlaşılması açısından tek tek buraya aktarmak gerekiyor galiba…

Evrim teorisyenlerinin bir kısmı hem ateist olup hem de [bu]ilk canlının ortaya çıkışını açıklayamayacak olmanın mümkün olmadığını hesap edip ilk canlı vardı ondan sonra nasıl da dönüştüler ha kısmına kaymışlar anlaşılan…Neyse ki hala teorisyenlerden bazıları hala açıklamaya çalışıyorlar ilk canlıyı. Ben de boşuna yırtınmayın bunlara gerek yok diyorum. Allah yarattı…
Pekiyi burada ilk canlı hakkında konuşurken; teorisyenler niye ilk canlı vardı (biz o kısmıyla ilgilenmiyoruz mealindeki cümle yukarda) ön kabülünü atlayıp teoriye geçmişler ne demek…

 

Evrimcilerin, en önemli meselesi belki de ilk canlıdır. Zira her şeyi ona dayandırıyorlar. Ama aynı zamanda açıklayamıyorlar. O zaman kaçmak kurtuluştur yoluna düşüyorlar. Yapmayın, ilk canlı olmadan evrim olmaz. Canlı olmayan şey nasıl evrilir. Evrim teorisi ile canlı hayatın nasıl ortaya çıktığı sorusu çok alakalıdır.
Pekiyi burada anlatılan ne? Pekiyi buradaki evrimciler kim. Böyle kategori olmaz mı? Bir tarihlerde Müslüman ayrıdır İslamcı ayrıdır diyorlardı. Bir kişi hem Müslümanlığa mensup olup hem de İslamcı olmayabilir. O zaman İslamcı farklı bir şeydir değil mi? Bir kişi evrimin varlığına inanabilir. Bilimsel olarak ispatlı olsada inanmayan inanmayabiliyor, ama benim evrimci dediklerim farklıdır. Bunu şöyle açıklayayım. Ateizmi tüm insanlığa teşmil etmek adına evrimi kullananlara “evrimci” diyorum.

 

Evrim için ilk canlı şarttır diyorum. İçinden çıkamayınca teoriyi ilk canlıdan sonrakilere kaydıran adama söylüyorum bunu da. Pasteur'un deneyinden sonra ilk canlı evrim teorisinin tartışma alanından niye çıkıyor birader...
Burada hala bir şey dikkatini çekmedi mi? Bir teori ortaya atılmadan içerisinden birşeyin çıkartılması mümkün olur mu? Olmayan bir şeyden olan bir şey çıkar mı? Bu soru da ilk canlının varlığına kayan felsefi bir soru oldu beeeeah…Yok, sadece teori yokken teoriden bir şey çıkarmak mümkün olmaz kadar basit bir cümle ediyorum. Felsefi arkaplanı sığ bir cümle yani.
İspatını asla yapamayacakları bir konu hakkında ateizme uygun bir "teori" üretmeye çalışmak yerine kendinizi imkansızın ve mantıksızlığın kollarından kurtarın.
Bana kalırsa Darwin, Tanrının varlığını "ilmi" olarak ispatladı ama baktı ki böylesi bir gerçeklik söylenirse birçok şey güme gidecek. Ondan sonra teorisini kalkıp başka bir noktadan başlattı.

 

Yoksa nasıl düşünüyorsunuz canlıların evrimleşeceği bir ortak kökü evrim teorisyenleri araştırmayacak

Sahi evrim teorisi ortak ataları da araştırmıyor mu? En ortak ata ilk canlı olduğuna göre...
Biraz da düşünün. Pasteur'ün deneyiyle beraber düşünün. İlk canlı nasıl oldu nasıl oldu, ilk canlıya hayatı ne verdi. Hayatı yaratan kuvvet ilk canlıysa ölüm nerden çıktı. Hayatı yaratacak kuvvet ölüme niye meydan okuyamaz. Milyar yıl geçti evrim niye yok olmaya çare bulamadı. Niye niye...Düşünün. Birşeyler eksik teori adına. Teorisyenler ise o kısımlara girmiyorlar...

Biz daha önce bir tartışma başlığında "Evrime inanmayan ateist var mıdır" demiştik. Başlık süperdi.[/]

Birbirinden farklı evrim teorileri vardır. Evrimciler diye bu yüzden konuşuyoruz. Darwinci demiyoruz. Evrimciler. Bu evrimcilerden bazıları “ilk canlı”yı bulmamanın, bilmemenin ve araştırma konusu yapmamanın mümkün olamayacağını idrak ederek kendilerini bu noktaya yönlendiriyorlar.
CYRANO, evrim teorisinin içerisinde “ilk canlı” yok diyor. Daha öte gidip “evrim teorisi” bununla ilgilenmez diyor. Ehh ilgilenmesin bakalım. Nasıl ilgilenmiyorsa bir ton adam bir sürü deney filan yapıp ortaya bir sürü görüş atıyorlar ama evrim teorisi bununla ilgilenmez oluyor. Haa, bu arada bu deneyleri yapanlar görüşler serdedenler ateşli evrimci.

Şimdi son iki alıntımızla konuya bakalım. CYRANO, evrim teorisi denilen kalıp içerisinde ilk canlıya girilmediğini söylüyor. Bunu da teoriyi okuyup söylüyor. Elhak doğrudur, pekiyi ben teorinin motomot metinlerinin içinde ilk canlının nasıl oluştuğunu açıklamaya girdiğini biryerlerde yazdım mı? Evrim teorisinin ilk canlısı dedim. Evrimcilerin ilk canlısı diyebilirim. Darwin’in ilk canlısı da diyebilirim. Herkesin ilk canlısı da diyebilirim. İlk canlı bir koddur. İçinden çıkılmazlığın kodu. Başından beridir evrim teorisinin en önemli meselesidir diye de bu yüzden diyorum. Hala da devam ediyorum aynı şeye. Evrim teorisinin en önemli meselesi ilk canlıdır. Tüm evrimcilerin de en önemli meselesi bu olmak zorundadır. Eğer ortak bir ata aranıyorsa ilk canlıdan daha ortak bir ata yok. Ortak bir kök aranıyorsa ortak kökteki ilk canlı odur. İlk canlı olmadan evrim olmaz.

Ya, senin “kendiliğinden” oluşma ihtimalin yoksa biz nasıl ateist kalırız…Yoksa sahi Darwin böyle bir saçmalığa düçar kalır mıydı? Hem ilk canlının oluşmasını açıklayama, hem ateist ol. Mümkün değil.

Bütün bu bilgilere rağmen “evrim teorisi” wikipedia’da dün alıntı yaptığım yerin altında yazdığı gibi üç şeye değinir başka bir şeye değinmez gibi bir saçmalık böylece gözler önüne serilmiş olur.

Wikipedia’dan alıntı yapılan yerin altındaki üç şey nedir okudun mu CYRANO. Okumadın değil mi? Yoksa hala evrim teorisinin içinde ilk canlı yok,sen yanlış biliyorsun, yanlış okuyorsun, tiridim demezdin. Ya da madem okudun hala niye bunda ısrar ediyorsun deyip önceki metinleri bir okurdun…

Gelelim günübirlik tartışma meselesine. Alıntılar günübirlik alıntılar olabilir. Lakin, konunun tarafımca uzun bir müddetle araştırıldığı, islamın konu hakkındaki tutumunun daha önce ortaya konulduğu, hatta konu hakkında ateizm ve evrim sorunsalının incelendiği, dahası adem babamız Havva anamız mealindeki konuda, Allah’ın yaratması ve evrimle ilgili düşüncelerim bir arada değerlendirilirse,; kimin kimden daha çok evrim teorisini okuyup okumadığı anlaşılır. Ve de evrim hakkında tefekkür ettiği anlaşılır.

 

Tekrar gelelim ilk canlı meselesine. İnsanoğlu, neredeyse elindeki sonsuz bilgi ile laboratuar ortamında (hiç sevmem bu ortamı) cansız bir varlıktan canlı üretemezken; bunun için cırmalarken, nasıl oluyor da hiç aklı olmayan “doğa” nın kendi cansızlığı içerisinden bir canlı çıkarmasını kabul edebiliyor. Böylesi bir saçmalığı görüp nasıl kişi ateist kalabiliyor. Dahası; ilk canlıyı inşallah tanrı yaratmamıştır ve bu ispatlanacaktır diye bir temenniye kapılmak da akıllara zuldür…

 

Haa bu arada evrim ile teorisinin ayırmadığım hakkında son mesajda bir cümle yazılmış. Vay canına. Teori, sanki bir olgu olan evrimi açıklamaya çalışmıyormuş gibi geldi…Şaka değil mi bu? Başından beridir üzerinde durduğum şey sanki bu değilmiş de şimdi fark ediyormuş arkadaşımız. Evrim teorisi ilk canlıyı kendi kapsamından niye çıkartıyor…Yukarda bu soruya benzer kaç tane soru var. Hala bana evrim teorisinin neresinde yazıyor ilk canlı diye soracak mısınız?

 

Hala anlamayanlar varsa yapabileceğim şey yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evrim teorisi ilk canlıyı içerde veya dışarda tutuyor, evrim teorisi ateist bir teoridir ya da değildir diye sorunlar yoktur. :)

 

Bunlar ancak "anaaa! Bu ne yahu? Burada insan hayvanlardan geldi yazıyor. Oysa bizim kutsalımız insan çamurdan en güzel surette yaratıldı diyor? Demek ki bu şeytan işi" diyen **** beyinlerden geçen düşüncelerden ibarettir.

 

Bilimde böyle endişeler yoktur. Evrim teorisi tanrıya gerek olmadığını kanıtlamak için ortaya atılmış da değildir.

 

Yani hepimiz hep söylüyoruz: Olmadı, beğenmiyor musunuz? Siz teorinizi ortaya atacaksınız, "haa, bak bu evrimden daha iyi açıklıyor canlıları" denecek, evrim çöpe atılacak, sizin teoriniz okutulacak. Bu budur yani. Evrim her şeyi açıkladı, bitti, tamam, açıklanacak bir şey kalmadı denmediğini de hepimiz bal gibi biliyoruz. Daha işin başlarındayız, hop diye olmuyor bu işler. Daha genlerin derinliklerine yeni iniliyor. Yani bunları söylemeye bile gerek yok, bilinen şeyler bunlar da maksat demagoji. Evrimi başarısız göstermek amaç. O da niye? Dini kayırmak için. Ha şimdi evrim ilk canlı nerden geldi açıklayamadı, evrim bitti, at çöpe. Var mı yahu böyle bir şey? Sen kanıtlarını koy, sen açıkla, tamam atalım çöpe, evrim kedin papağanın olur yahu!

 

Ama öyle "tanrı yarattı" demek teori olmuyor. Ona kalsa depremi de tanrı yapıyordur zahir, yağmuru da o yağdırıyordur. E, ne oldu şimdi? Jeolojiyi, meteorolojiyi çözdük, bitti mi?

 

Yani bilim anlayışının bu kadar geri olması çok üzücü. Batıda papazların büyük çoğunluğu evrimi kesinlikle kabul eder, ama iddiaları evrimi tanrının yönettiğidir. Yoksa evrime karşı çıkmazlar. Evrimi tanrı mı yönetiyor, yoksa başka süreçler mi, bu felsefe konusudur, ayrı tartışılır. Ama evrim bilim konusudur, bilimin içinde tartışılır. Ne dinin, ne felsefenin içinde değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başından beridir önemle üzerinde durduğum şeyleri bir daha yazayım...

 

Birincisi; ateizm ve evrim... İkincisi; ilk canlı

 

Gelelim; Evrim teorisinin ilk canlısına meselesine...

Bir arkadaşımız sağolsun ki; türlerin kökeni adlı kitapta ilk canlı hakkında küçük bir değinmeden başka birşey yoktur diyebilmiş.

Yada ben bu kadar basit anladım diyelim. Ben, evrim teorisinin olmazsa olmazı budur diyorum. Türün kökeni ilk canlıdır.

Bunu, bile isteye konu dışına iten adamın yaptığı ispat eksiktir.

Bu eksiklik türün kökenini bulduğu noktada kendisinin ateist kalmasını imkansız hale getireceği için teorisinin dışında tutmuştur.

Bu, bu kadar anlaşılmayacak birşey mi? İlk canlı; teorinin merkezi olması gerekirken teorinin dışına çıkmak ne demek?

 

Yukarıdaki alıntıdaki satırları okuduğunuzda anlaşılan ilk şey yazarının Evrim Teorisi’nin neyle ilgili olduğunu,

Neleri açıklamaya çalışan bir teori olduğunu bilmediğidir.

Evrim Teorisi’nin yaşamın nasıl başladığını açıkladığını sanıyor.

Belli ki yaşamın kökeninin farklı bir dal ve araştırma konusu olduğunun farkında bile değil.

Evrim Teorisi bugün dünya üzerinde görmekte olduğumuz canlılığın çeşitliliğini açıklamaya çalışır; kökenini değil.

 

Darwin’in Evrim Kuramıında, “Türlerin kökeni iki büyük sava sahiptir: Birincisi Darwin’in değişerek türeme kuramıdır.

Bu kuram tüm türlerin -bugün yaşayanlar ya da ortadan kalkmışlar dahil- kesintisiz olarak bir ya da birkaç ilk yaşam formundan köken aldığını söyler.” (Douglas J. Futuyma, Evrim, s. 7)

 

Görüldüğü gibi;

Darwin türlerin kökenini bir veya birkaç ilk yaşam formuna dayandırmıştır.

Geçmişte yaşamış olan ve bugün yaşamakta olan türlerin kökenini ilk canlılara dayandırarak ‘evrim’ ile açıklamaya çalışmaktadır.

Yani başka bir deyişle yaşamın varlığını kabul etmektedir.

Evrim Teorisi yaşamın değil farklı türlerin nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışır.

Zaten teoriyle az-çok ilgilenen herkes evrimin mekanizmalarının yaşamın kökenini açıklamakla ilgisi olmadığını,

Türleşmenin nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalıştığını bilir...

 

Kafasındaki "Bilimsel gerçeklerle", "inançsal değerleri" arasındaki kavram karmaşasını atabilmesi için ona,

Evrim konusunda sadece alıntı yapmakla yetinmeyip,

Yaşamın doğaüstü bir dış müdahele olmadan doğal koşullarla kendiliğinden oluşması anlamına gelen abiyogenezin,

Evrim teorisiyle olan ilişkisini daha iyi araştırmasını,

Bu amaçla Laurence A. Moran’ın Evrim ve Abiogenez başlıklı makalesini okumasını önerebilirim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başından beridir önemle üzerinde durduğum şeyleri bir daha yazayım...

 

Birincisi; ateizm ve evrim... İkincisi; ilk canlı

 

Gelelim; Evrim teorisinin ilk canlısına meselesine...

Bir arkadaşımız sağolsun ki; türlerin kökeni adlı kitapta ilk canlı hakkında küçük bir değinmeden başka birşey yoktur diyebilmiş.

Yada ben bu kadar basit anladım diyelim. Ben, evrim teorisinin olmazsa olmazı budur diyorum. Türün kökeni ilk canlıdır.

Bunu, bile isteye konu dışına iten adamın yaptığı ispat eksiktir.

Bu eksiklik türün kökenini bulduğu noktada kendisinin ateist kalmasını imkansız hale getireceği için teorisinin dışında tutmuştur.

Bu, bu kadar anlaşılmayacak birşey mi? İlk canlı; teorinin merkezi olması gerekirken teorinin dışına çıkmak ne demek?

 

 

Alıntının başlangıcında vurgulanmaya çalışılan "ateizm ve evrim" ise tam bir kafakarışıklığı ve polemik bir yaklaşım...

Evrim Teorisi’nin ‘bilimsellikle ilgisi olmayan; Materyalist, Ateist, Komünist, Marksist, Leninist, Stalinist, Maoist…

(aklınıza başka ne geliyorsa ekleyebilirsiniz) bir komplo teorisinin parçası olduğu’ türünden garip bir iddia ...

Dini duyarlılığı olan okuyucuların aklını çelme çabası ya da öncesinde zaten aklı çelinmiş bir kişinin yaklaşımını örnekliyor bize...

 

Evrim teorisini kabul edenlerin ateist olmaları gerektiği gibi akıllara zarar bir iddia ortaya atılıyor.

 

İnancı ne olursa olsun bu tartışmaları "Bilimsel gerçekleri önde tutarak takip eden herkes, bu tür ifade ve yaklaşımların yaratılışçıların yegâne ve değişmez (çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon, kandırma, aldatma, vb..) taktikleri olduğunu sayısız kere gözlemlemiştir...

 

Ne yazık ki, alıntının yazarının bu tip bir iddiada bulunuyor olması,

HY yaklaşımının parçası olarak konuya bakış açısını gayet net bir şekilde açıklıyor.

 

Buradaki temel iddia olan Evrim teorisinin “materyalist ve ateist bir dünya görüşünü temsil ettiği” iddiası

O kadar temelsiz ve kolaylıkla çürütülebilir ki...

Birilerinin nasıl olup da böyle temelsiz iddialarda bulunabiliyor olmasını anlamak mümkün değil…

 

Bilimsel gerçeklerle, inançlarını birbirinden ayıramamış olarak konuya yaratılışçılık ön yargısıyla bakanlara göre,

Evrim teorisinin ne olduğunu bilen, anlayan ve bu teorinin doğruluğunu kabul eden birisinin ateist olması gerekir.

 

Peki durum böyle mi?

Gerçekten de teoriyi kabul edenler içinde örneğin hiç teist veya deist yok mu?

Elbette var.

 

Örneğin akıllı tasarım ve yaratılışçılığa son yıllarda en şiddetli şekilde karşı çıkan ve evrimi savunan Kenneth R. Miller bir Katoliktir.

 

Yine yaratılışçılık ve akıllı tasarıma karşı çıkan ve evrimi savunan Francisco J. Ayala ise tanrının varlığına inanan bir Deisttir.

 

Evrimsel biyoloji’nin 20. yüzyıldaki en önemli isimlerinen biri olan Theodosius Dobzhansky kendisini Ortodoks Hıristiyan’dır.

 

Aynı şekilde yine evrimsel biyolojinin en önemli isimlerinden biri olan Ronald Fisher da bir Hıristiyan’dır.

 

2000-2008 Yılları arasında İnsan Genomu Projesi’nde direktör olarak çalışmış olan Francis Collins akıllı tasarım ve yaratılışçılığa karşı çıkarak evrimi savunmaktadır (tüm canlıların ortak bir atadan türediğine ilişkin kanıtların ezici olduğunu ve evrimin Tanrı’nın yaratılış için kullandığı bir şema olduğunu söylemektedir) kendisi bir Hıristiyan’dır.

 

Bunlar gibi birçok örnek bulunabilir ama sanırım en meşhur olanlar bunlardır.

Herhalde bu bilim insanlarının inançlarını ve evrimle ilgili bilgilerini sorgulamak bize düşmez.

Şüphesiz ki hepimizden ve alıntıdaki satırların yazarının evrimle ilgili bildiğinden çok daha fazlasını biliyorlar…

 

Özetle; Bilimsel gerçekleri tartışırken kişilerin inançlarını sorgulamak,

(çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon, kandırma, aldatma, vb..) taktiklerini kullanan polemik bir yaklaşımdır...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alıntının başlangıcında vurgulanmaya çalışılan "ateizm ve evrim" ise tam bir kafakarışıklığı ve polemik bir yaklaşım...

.

.

.

Özetle; Bilimsel gerçekleri tartışırken kişilerin inançlarını sorgulamak,

(çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon, kandırma, aldatma, vb..) taktiklerini kullanan polemik bir yaklaşımdır...

 

 

*******

. Yazılanları hiç okumadığı ikisinin de ne kadar belli oluyor...

 

Evrimi inkar etmeyen bir adama batıdaki papazlardan örnek getirir mi yoksa. Hele öteki...

 

Başından beridir teorinin motomot metinlerinde ilk canlı yoktur diyen bir adama evrim teorisini okumamış olmaklığı nasıl itham ediyor.

 

Ama olmaz, okuduklarını değil illaki kendi kafalarındaki imajı cevaplayacaklar...

 

 

Ben, evrim teorisinin niye ilk canlıyı dışarda tuttuğunu sorgularken, bunun bir mecburiyet olduğunu söylerken bir gerçekten hareket ediyorum. Bu gerçek; ateistlerin sorgulaması gereken gerçek. Şu anda ateistlerin ateist kalabilmelerinin yegane dayanağı evrim teorisidir. Lakin; bu teorinin açıklamakta zorlanıp da dışarda bıraktığı bir canlı olmazsa evrim de mümkün değil.

 

Pekiyi ateistler; bu ilk canlıyı hangi gerçekliğe dayandırıyorlar. Tartışmanın benim için ehemmiyet merkezi burasıdır. Kendi teorim basit. Tanrı ol dedi o da oldu. İspat mı istiyorsunuz. İspatı da şudur. Bu zamana kadar her türlü inanılmazı gerçekleştiren insan hala yoktan bir canlı üretememiştir. Bu üretemeyiş; akılsız, bilgisiz doğanın "tesadüfen" (o kadar karmaşıklık ancak tesadüftür) bir canlıyı üretmesini kabulden bizi uzaklaştırır. Böyle olunca; durumun mevhufundan şu çıkar. Yoktan canlının meydana gelmesi mümkün değildir. Meselenin can alıcı noktası budur. Bir canlının yoktan insan tarafından dahi meydana getirilmesi mümkün değilse, bunu doğanın meydana getirmesinin de mümkünatı yoktur. Öyleyse bu canlıyı gaipten bir güç yaratmak/meydana getirmek zorundadır.

 

Gelelim evrim teorisini kabul edenlerin ateist olması meselesine. Hayır, böyle bir iddiada bulunmuyorum. Bu kadar saçma bir yaklaşımı en azından yazılarımdan bir iki tanesini okumak cüretini gösteren birinin söylememesi gerekirdi ki; anlaşılan yazımı da okumamış. Öyle olsaydı bizzat kendim ateist olurdum. Değil mi ki; evrimi ben de kabul ediyorum. Ancak, söz şudur. Evrim teorisine inanmayan ateist var mıdır? Bunlar çok farklı şeyler. Bu farkı anlamak için allame-i cihan olmaya gerek yok.

 

Neyse; gerisi zaten havada kalıyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başından beridir önemle üzerinde durduğum şeyleri bir daha yazayım... Birincisi; ateizm ve evrim... İkincisi; ilk canlı Üçüncüsü; alıntıladığım metinler tamamıyla sonuna kadar tarafımdan okunduğu gibi sadece bir kısmını verdiğim metinlerde daha önce okunmaya tabii tutulmuştur bilmeyen ve anlamayanlara belirtilir... Gelelim; Evrim teorisinin ilk canlısına meselesine... Bir arkadaşımız sağolsun ki; türlerin kökeni adlı kitapta ilk canlı hakkında küçük bir değinmeden başka birşey yoktur diyebilmiş. Yada ben bu kadar basit anladım diyelim. Ben, evrim teorisinin olmazsa olmazı budur diyorum. Türün kökeni ilk canlıdır. Bunu, bile isteye konu dışına iten adamın yaptığı ispat eksiktir. Bu eksiklik türün kökenini bulduğu noktada kendisinin ateist kalmasını imkansız hale getireceği için teorisinin dışında tutmuştur. Bu, bu kadar anlaşılmayacak birşey mi? İlk canlı; teorinin merkezi olması gerekirken teorinin dışına çıkmak ne demek?

 

 

Önce evrim teorisinin ilk canlının oluşumuyla ilgili çıkarımlar yaptığını iddia eden arkadaşımız. Bunun gerçek olmadığının, evrim teorisinin ilk canlının oluşumuyla ilgili çıkarımlar barındırmadığının kendisine öğretilmesinden sonra. Bu sefer "niye barındırmıyor, teorinin merkezi bu olmalı" diyor smile.gif

 

Ondan sonra Darwin adına "düşünüp"; "aslında teorinin içine alacaktı baktı ki ateist kalması o zaman mümkün değil çıkardı" demekte smile.gif

 

Niye, çünkü Bekir arkadaşımız yanlış birşey iddia edecek değil ya. İlk canlının oluşumu evrim teorisine dahildir. Değilse? O zaman Darwin sonradan dışarıda tutmuştur smile.gif

 

Hayır şurada yazdıklarından, evrim teorisinin ne anlattığı, bilimsel teorilerin ne olduğu, nasıl olduğu konusunda malümat sahibi olmadığını görebildiğimiz bir insan. evrim teorisini bir kez dahi okumamış bir insan. Konumuz olan canlıların evrimiyle tamamıyla ilgisiz, inorganik ve sosyal evrim konularının isimlerini "bakın başka evrim teorileride var" diye yazacak kadar bu konuya yabancı bir insan. Bu sefer evrimle ilgili senaryolar yazmakta.

 

Yahu bu kadar mı zor anlamak ? Her bilimsel teorinin bir konusu vardır. Evrim teorisinin konusu; modern türlerin ilk canlıdan nasıl evrimleştiğidir. Bu teori bu konu üzerine yazılmıştır. Ne yazıldığında, ne dün, ne bugün evrim teorisi ilk canlının oluşumuna ilişkin açıklamalar getiren bir teori olmamıştır. değildir.

 

İlk canlının nasıl oluştuğu konusu başka bir konudur. Ve o konuda başka bilimsel çalışmalar yapılmakta. Başka teoriler geliştirilmektedir.

 

 

 

 

Hem, evrim teorisinde yokturu kabul edip hem de arkasından evrim teorisinin nasıl açıkladığını anlat dediğimde hala bir ayrım yapmadığım anlaşılmıyor mu?

 

Bu kadar anlamsız bir cümle olur mu ?smile.gif Canlıların evrimine dair, bir tane evrim teorisi vardır. 1859 yılında Charles Darwin tarafından yayımlanan "evrim teorisi". Ve bu teorinin hiçbir yerinde, ilk canlının oluşumuna ilişkin açıklama yoktur. İlk canlının nasıl oluştuğu konusu yoktur.

 

 

Neyi, neyden ayırmadığım hala anlaşılmıyor mu? Devam edelim ve başka bir şey daha ortaya çıksın…

Ben, uzatmadan google’a girmenizi ve evrim teorisi ilk canlı yazmanızı yeterli görüyorum.

 

Yazdık karşımıza HY'nin sitesi çıktı. Ve senin iki üç ileti önce iddia ettiklerinin kaynağını gördük. Hatta çağrıda yaptık. Google'a bekir arkadaşımızın dediklerini yazın, sonra çıkan ilk sitede iddia edilenlerle bekir arkadaşımızın iddia ettiklerini karşılaştırın diye smile.gif

 

Abiyogenez evrim teorisinden bağımsızdıra vardınız nihayet ha.

 

Vardık ne arkadaşım. Burada sen hariç herkes başından beri aynı şeyi söylüyor smile.gif İlk canlının nasıl oluştuğu konusu evrim teorisinden bağımsızdır diye. Önce aksini iddia edip, sonra yanlışlığı gösterilince kurtarma yazılısına giden başka kimse yok.

 

 

 

Pekiyi bu çıkmaz, karışık yol hakkında evrimciler ne diyor. Teori üretmiyorlar mı? Bakıyorsunuz ki bir sürü teori var bu konuda mutabık da değiller.

 

Senin evrimciler dediklerin bilim insanlarıdır. Ve bilim insanlarının %99'u tarafından kabul edilir evrim teorisi. Dünyada var olan bütün üniversiteler ve bilim kuruluşları tarafından kabul edilir evrim teorisi. Bu bilim insanları ve bilim kuruluşları, binlerce farklı konuda çalışma yaparlar. "Evrimciler" diye diğer bilim insanlarından ayrı bir kategoriye alınacak bilim insanları yoktur.

 

İlk canlının nasıl oluştuğu konusunda çalışma yapanlarda "evrimciler"dir. Tıpta yeni bir tedavi yöntemi üstüne çalışma yapanlarda. Senin evinden dünya ile iletişim kurmanı sağlayan interneti geliştirenlerde. Ancak, "evrimci" diye %99'u evrim teorisini kabul eden bilim insanları ve bilim kuruluşlarının, evrim teorisi üstünde çalışanlarını kategorize etmeye çabalamak sadece çarpıtmadır.

 

HY ve müritlerinin, bilim dünyasında, biyologlar ve genetikçiler arasında "evrimci olanlar ve olmayanlar" şeklinde bir ayrım varmış gibi sunmaya çabalamalarıda öyle. Bilim insanları vardır. Ve bu bilim insanlarından oluşan tüm bilimsel kurumlar tarafından evrim teorisi kabul edilmiştir. Bu konuda, bilimin kendisine muhalefet eden başkaları daha vardır. Onlar da muhalefet etmek dışında bilime herhangi bir katkısı olmayan kişi ve kuruluşlardır.

 

Senin "evrimciler" dediğin bilimin kendisidir. Bu iddia ettiklerini okuduğun HY'nin "evrimciler" dedikleri de bilimin kendisidir. Ancak, yüz yıl öncesinin aksine artık bilimi inkar etmekten utanıldığı için bilime ve bilim insanlarına çeşitli adlar takarak saldırılır.

 

 

Kendi yazılarımı alıntılamak garip oluyor. Ama anlaşılması açısından tek tek buraya aktarmak gerekiyor galiba…

Pekiyi burada ilk canlı hakkında konuşurken; teorisyenler niye ilk canlı vardı (biz o kısmıyla ilgilenmiyoruz mealindeki cümle yukarda) ön kabülünü atlayıp teoriye geçmişler ne demek…

 

Biz o iddia ettiklerini asıl kaynağından defalarca okuduk. Bu forumda da defalarca copy-paste edildi. Ve bilim tarafından defalarca cevap verildi. Ama copy-paste edenlerin bir kısmı en azından cümleleri değiştirmeden orjinal haliyle copy-paste edip, altına kaynağını yazıyorlardı.

 

"biz o kısmıyla ilgilenmiyoruz" diye birşey yoktur. Her kısmıyla başka bir teori, başka bir çalışma ilgilenir. Sen hukuk fakültesinde tek bir ders mi gördün ? Niye her konu başka bir ders altında anlatıldı sana. "Hukuk" diye tek bir ders mi vardı ?

 

İlk canlıdan modern canlıların türemesi başka bir konudur. İlk canlının ortaya çıkışı başka bir konu. Biyolojik evrim, canlı ile başka bir canlının ilişkisinin incelenmesidir. Bir canlıdan başka canlıların türeyişinin incelenmesidir. Abiyogenez ise, cansız ile canlı arasındaki ilişkinin incelenmesidir.

 

 

Pekiyi burada anlatılan ne? Pekiyi buradaki evrimciler kim. Böyle kategori olmaz mı? Bir tarihlerde Müslüman ayrıdır İslamcı ayrıdır diyorlardı. Bir kişi hem Müslümanlığa mensup olup hem de İslamcı olmayabilir. O zaman İslamcı farklı bir şeydir değil mi? Bir kişi evrimin varlığına inanabilir. Bilimsel olarak ispatlı olsada inanmayan inanmayabiliyor, ama benim evrimci dediklerim farklıdır. Bunu şöyle açıklayayım. Ateizmi tüm insanlığa teşmil etmek adına evrimi kullananlara “evrimci” diyorum.

 

Din ve bilim, dini inanç ve bilimsel bilgi arasında kıyas yapmanın ciddiyetine değinmeye dahi gerek duymuyorum.

 

İşte yine karşımızda "bilim" ve "ilim"in farkı. "dine uygun bilim" smile.gif

 

 

Burada hala bir şey dikkatini çekmedi mi? Bir teori ortaya atılmadan içerisinden birşeyin çıkartılması mümkün olur mu? Olmayan bir şeyden olan bir şey çıkar mı? Bu soru da ilk canlının varlığına kayan felsefi bir soru oldu beeeeah…Yok, sadece teori yokken teoriden bir şey çıkarmak mümkün olmaz kadar basit bir cümle ediyorum. Felsefi arkaplanı sığ bir cümle yani.

 

Arkadaşımız laf kalabalığıyla, "darwin teoriyi yayımlamadan önce ilk canlının oluşumuna ilişkin kısımları çıkardı" havası yaratmaya çalışıyor. Tabi , "kim söyledi sana bunu" sorusunun geleceğini biliyor. Zaten arkadaşımızın bu tartışmadaki temel sorunu o. "kim söyledi sana bunu" sorusu. Yukarıya doğru bir okuyun, çok sık bu sorulduğu halde yanıt alamamıştır soranlar.

 

 

 

Şimdi son iki alıntımızla konuya bakalım. CYRANO, evrim teorisi denilen kalıp içerisinde ilk canlıya girilmediğini söylüyor. Bunu da teoriyi okuyup söylüyor. Elhak doğrudur, pekiyi ben teorinin motomot metinlerinin içinde ilk canlının nasıl oluştuğunu açıklamaya girdiğini biryerlerde yazdım mı? Evrim teorisinin ilk canlısı dedim. Evrimcilerin ilk canlısı diyebilirim. Darwin’in ilk canlısı da diyebilirim. Herkesin ilk canlısı da diyebilirim. İlk canlı bir koddur. İçinden çıkılmazlığın kodu. Başından beridir evrim teorisinin en önemli meselesidir diye de bu yüzden diyorum. Hala da devam ediyorum aynı şeye. Evrim teorisinin en önemli meselesi ilk canlıdır. Tüm evrimcilerin de en önemli meselesi bu olmak zorundadır. Eğer ortak bir ata aranıyorsa ilk canlıdan daha ortak bir ata yok. Ortak bir kök aranıyorsa ortak kökteki ilk canlı odur. İlk canlı olmadan evrim olmaz.

 

Hemen bakıyoruz:

 

O ilk canlıyı açıklamak için ne kadar yırtınıyor teori değil mi?

 

Bizde sana hemen, evrim teorisinin ilk canlıyı açıklamadığını, bu konuyla ilgilenmediğini yazdık. Ardından "kurtarmaz yazılılarının" türevlerini seyrediyoruz. smile.gif

 

Şimdi net olalım biraz. Sen evrim teorisinin "ilk canlıyı açıklamak için yırtındığını" hala iddia ediyor musun ? Yoksa evrim teorisinin, ilk canlıyı ele almadığını kabul ediyor musun ?

 

Laf kalabalığından gerçekten sıkıldım artık.

 

Wikipedia’dan alıntı yapılan yerin altındaki üç şey nedir okudun mu CYRANO. Okumadın değil mi? Yoksa hala evrim teorisinin içinde ilk canlı yok,sen yanlış biliyorsun, yanlış okuyorsun, tiridim demezdin. Ya da madem okudun hala niye bunda ısrar ediyorsun deyip önceki metinleri bir okurdun…

 

Gerçekten laf kalabalığından sıkıldım. Her seferinde net sorular soruyorum. Her seferinde laf kalabalığıyla karşılaşıyorum.

 

Sen evrim teorisinin ilk canlıyı açıklamak için "yırtındığını" mı iddia ediyorsun ? Göster arkadaşım. Evrim teorisinin neresinde yapılmış bu ?

 

Kaç defa sorduk bunu. Yani arkadaşımızın iddia ettiği şeyi göstermesini kaç defa istedik. Her seferinde tek karşılaştığımız laf kalabalığı.

 

Gelelim günübirlik tartışma meselesine. Alıntılar günübirlik alıntılar olabilir. Lakin, konunun tarafımca uzun bir müddetle araştırıldığı, islamın konu hakkındaki tutumunun daha önce ortaya konulduğu, hatta konu hakkında ateizm ve evrim sorunsalının incelendiği, dahası adem babamız Havva anamız mealindeki konuda, Allah’ın yaratması ve evrimle ilgili düşüncelerim bir arada değerlendirilirse,; kimin kimden daha çok evrim teorisini okuyup okumadığı anlaşılır. Ve de evrim hakkında tefekkür ettiği anlaşılır.

 

Kişinin bir bilimsel konu hakkındaki bilgisi. "islamın konu hakkındaki tutumundan" ibaretse, ona "bilgi" demesin lütfen.

 

Arkadaşımız evrim teorisinin kendisini okumak yerinei "islamın konu hakkındaki tutumunu" okuyarak, teori hakkında bilgi sahibi olduğunu düşünüyor.

 

Araştırılmış ;

 

"ilk canlıyı açıklamak için yırtınan teori" söylemi bize teorinin içeriği hakkında herhangi bir bilgi sahibi olunmadığını gösteriyor.

 

"İnorganik evrim" ve "sosyal evrim" (atmosferin, gezegenlerin, dünyanın gelişimi ile, insan sosyal yaşamının gelişimini kapsayan konular) isimlerini yazıp "birbirinden farklı evrim teorileri vardır" demek bize konu hakkındaki bilginin seviyesini gösteriyor.

 

"ispatlanmamış bir teori" , "ispatlanmamış olduğu halde sarınılan teori" söylemleri bize, bilimsel kavramlar hakkındaki bilginin seviyesini gösteriyor.

 

Haa bu arada evrim ile teorisinin ayırmadığım hakkında son mesajda bir cümle yazılmış. Vay canına. Teori, sanki bir olgu olan evrimi açıklamaya çalışmıyormuş gibi geldi…Şaka değil mi bu? Başından beridir üzerinde durduğum şey sanki bu değilmiş de şimdi fark ediyormuş arkadaşımız. Evrim teorisi ilk canlıyı kendi kapsamından niye çıkartıyor…Yukarda bu soruya benzer kaç tane soru var. Hala bana evrim teorisinin neresinde yazıyor ilk canlı diye soracak mısınız?

 

Ne zaman kapsamı içine girdide, çıkartılmış olsun demezler mi adama ?

 

 

Basitçe, evrim teorisinin ilk canlıyı tesadüfle açıkladığını iddia edip. Lafı buralara kadar çevirmek. Yeni efsana : vardıda çıkardılar smile.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tekrar gelelim ilk canlı meselesine. İnsanoğlu, neredeyse elindeki sonsuz bilgi ile laboratuar ortamında (hiç sevmem bu ortamı) cansız bir varlıktan canlı üretemezken; bunun için cırmalarken, nasıl oluyor da hiç aklı olmayan “doğa” nın kendi cansızlığı içerisinden bir canlı çıkarmasını kabul edebiliyor. Böylesi bir saçmalığı görüp nasıl kişi ateist kalabiliyor. Dahası; ilk canlıyı inşallah tanrı yaratmamıştır ve bu ispatlanacaktır diye bir temenniye kapılmak da akıllara zuldür…

 

Şimdi, ilk canlıdan bugünkü modern türlerin evrimleşmesini, "hiç aklı olmayan doğanın kendi kendine gerçekleştirdiğini" kabul edip, bunu yapabilen doğanın, cansız varlıklardan canlı ortaya çıkaramayacağını mı iddia ediyorsun :)

 

Yani, hiç aklı olmayan doğa, ilk canlıdan modern türlerini evrimleştirebildi. Ama cansız bir varlıktan canlı ortaya çıkaramaz mı diyorsun ?

 

Sadece tutarsız bir görüş. Hem evrim, tanrının yaratma biçimidir diyeceksin. Hemde başka bir bilimsel yaklaşıma "hiç aklı olmayan doğa yapamaz" diyeceksin.

 

Şimdi HY ve müritleri, evrim falan olmadı, tüm canlılar bugünkü halleriyle yaratıldı der. Bu adam "hiç aklı olmayan doğa kendi kendine cansız bir varlıktan canlı çıkaramaz" dediğinde kendi söylemi içinde tutarlıdır. Çünkü O, tüm canlıların Allah tarafından bugün sahip oldukları şekilleriyle yaratıldığını savunur.

 

Peki hem evrim vardır diyip hemde bunu söyleyen adam ? O'nunki sadece tutarsızlıktır.

 

Zaten bunu "hiç aklı olmayan doğanın kendi kendine yaptığı şey" olarak okumakta bilime yabancılıktır. Bilim, nasıl gerçekleştiğini ortaya koyar. Bilim ne doğada "akıl" arar, ne üstün bir iradeden bahseder, nede tersinden.

 

Mesele bilime bakıştaki çarpıklıktır. Bilime tanrının varlığını teyit etmesi beklentisi ve tanrının varlığını reddetmemesi beklentisiyle bakış.

 

Oysa bilim ikisiylede ilgilenmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnancı ne olursa olsun bu tartışmaları "Bilimsel gerçekleri önde tutarak takip eden herkes, bu tür ifade ve yaklaşımların yaratılışçıların yegâne ve değişmez (çarpıtma, manipülasyon, dezenformasyon, kandırma, aldatma, vb..) [taktikleri olduğunu sayısız kere gözlemlemiştir...

 

Ne yazık ki, alıntının yazarının bu tip bir iddiada bulunuyor olması,

HY yaklaşımının parçası olarak konuya bakış açısını gayet net bir şekilde açıklıyor.

 

HY taktiği?

İşte bir örneği:

 

Bu gerçek; ateistlerin sorgulaması gereken gerçek. Şu anda ateistlerin ateist kalabilmelerinin yegane dayanağı evrim teorisidir. Lakin; bu teorinin açıklamakta zorlanıp da dışarda bıraktığı bir canlı olmazsa evrim de mümkün değil.

 

Altını çizdiğim cümleye özellikle dikkat çekmek isterim :)

Konuyu sadece ve sadece ateist-din ekseninde tartışabilmek, bir insanın bilimden ne anladığını, be anlamak istediğini ve nasıl göstermek istediğini açıkça gözler önüne sermekte. Aklınca, dini kullanarak haklı çıkma çabası.

 

Yahu burada 50 kez deniyor ki: evrim ilk canlıyı tartışmaz, bu başka bir konu...

Yok işte. İnsan anlamayınca anlamıyor. Çünkü görmek istediği, algılamak istediği gibi algılamakta. Siz ne derseniz deyin. Mantık değişmeyecektir.

 

Din elden gidiyor korkusu ile çalışan bir mantıkla oturup bilim tartışmak, ancak bu sayfalardaki kadar kısır ve anlamsız yazılara neden olabilir.

 

O yüzden, sevgili Cyrano, demirefe ve gecekuşu arkadaşlarım, boş yere kürek çekmeyin derim... Bu insanların farklı bilimsel görüşleri varsa yayınlasınlar. Bu insanların güvendiği daha bilimsel kaynaklar varsa göstersinler. Bu insanların biyolojiye, tıbba ve gen bilimine alternatif bilgi kaynakları varsa onu kullansınlar. İşlerine geleni değil! Her zaman olduğu gibi, bilimden işine geleni alıp, işine gelmeyeni çöpe atmak, ancak ve ancak üretken olamayan ve buna rağmen kaçak oynayıp haklı çıkma çabası sunan düşüncelerin işidir.

 

Çok komik yahu! :)

Oturup evrimi tartışıyorsun, evrimin müfredattan kaldırılmasını tartışıyorsun, birisi çıkıp "ilk canlı nerede" diyor :)

 

Açarsın ilk canlı ile ilgili başlığı, orada tartışırsın. Yoksa, kendi kafana göre hayali evrim teorileri veya bilimsel bulgular üretip bilime dil uzatmak hem samimiyetsizliktir hem de konu hakkında bir fikri olmadığı halde, Cyrano'nun dediği gibi günlük google çalışmaları (o da HY ye dayalı) sayesinde kaçak oynamaktır.

 

Haa, dersin ki, evrim konusu ateistlerin tek dayanağıdır :)

Biz de deriz ki, ister ateist ol ister deist, ister inan ister inanma, ister hıristiyan ol ister müslüman, ister bilim adamı ol ister cami hocası, bu konuda bilim kazanmıştır. Maç bitmiştir. Bitmiş maçın davası olmaz...

 

Yine de ısrar ediyorsan başlık içinde sna verilen bir sürü cevabı tekrar okursun. Ben bir tanesini hatırlatayım. Ateizm evrimden çoook önce de vardı... Daha ne diyelim yahu?

 

Ayrıca, ilk canlının nasıl oluştuğu konusu bilim tarafından hala çözülememiş bir sırdır. Ve senin sandığın ve göstermeye çalıştığın gibi, ilk canlının nasıl oluştuğu evrimi bağlamaz arkadaşım. Nasıl oluştuysa oluştu. İster yaratılmış olsun ister tesadüfi. Canlılar bu kökenden evrildi. Biyoloji. özellikle gen bilimi artık bunu kanıtlamış durumda. Bakterilerin genlerinde insan ile ortak kodlar bulundu. Bu, bilim dünyasında evrimin artık tartışılamayacağını gösteren bir kanıt olarak görülür. Yok aksini düşünüyorsan, buraya değil, bilimsel dergilere yaz makaleni gönder. :lol: Muhattabın onlardır. Otorite orasıdır. Burası değil. Bilimsel gerçeklere itiraz ederken burada söylediklerin sadece ahkam kesmektir, boş keseden atmaktır maalesef.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bekir arkadaşımızın ateizm bilgisi ;

 

Ateizm 17 ve 18 yy'larda temellerini atmıştır. Bu tarihlerden önce yoktu olması da düşünülemezdi...

 

böyle olduğu için. Ateizmi evrim teorisine dayandırma çabasını da normal görmek lazım :)

 

HY'nin en ucuz taktiğidir. Ateizmi evrim teorisine dayandırmak. Zira birşeye "allahsız kitapsız" diye saldırmaktan öte etkinlik gösterememek çok eski bir hastalıktır.

 

Aslında güzel iş ha. Baktınki bilimsel bir etkinliğin, bir faydan bir yeteneğin yok "allahsız kitapsız" diye saldır olsun bitsin. Nerede olursan ol, bin tane adam çıkar peşine takılacak. Her dönem iş görür bir taktiktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi, ilk canlıdan bugünkü modern türlerin evrimleşmesini, "hiç aklı olmayan doğanın kendi kendine gerçekleştirdiğini" kabul edip, bunu yapabilen doğanın, cansız varlıklardan canlı ortaya çıkaramayacağını mı iddia ediyorsun :)

 

Yani, hiç aklı olmayan doğa, ilk canlıdan modern türlerini evrimleştirebildi. Ama cansız bir varlıktan canlı ortaya çıkaramaz mı diyorsun ?

 

Sadece tutarsız bir görüş. Hem evrim, tanrının yaratma biçimidir diyeceksin. Hemde başka bir bilimsel yaklaşıma "hiç aklı olmayan doğa yapamaz" diyeceksin.

 

Şimdi HY ve müritleri, evrim falan olmadı, tüm canlılar bugünkü halleriyle yaratıldı der. Bu adam "hiç aklı olmayan doğa kendi kendine cansız bir varlıktan canlı çıkaramaz" dediğinde kendi söylemi içinde tutarlıdır. Çünkü O, tüm canlıların Allah tarafından bugün sahip oldukları şekilleriyle yaratıldığını savunur.

 

Peki hem evrim vardır diyip hemde bunu söyleyen adam ? O'nunki sadece tutarsızlıktır.

 

Zaten bunu "hiç aklı olmayan doğanın kendi kendine yaptığı şey" olarak okumakta bilime yabancılıktır. Bilim, nasıl gerçekleştiğini ortaya koyar. Bilim ne doğada "akıl" arar, ne üstün bir iradeden bahseder, nede tersinden.

 

Mesele bilime bakıştaki çarpıklıktır. Bilime tanrının varlığını teyit etmesi beklentisi ve tanrının varlığını reddetmemesi beklentisiyle bakış.

 

Oysa bilim ikisiylede ilgilenmez.

 

İkincisini demiyorum. Yani ki; evrimi gerçekleştirebilen doğa ilk canlıyı çıkaramaz demiyorum. İkincisini ispatlayamam, birincinin ispatını yukarda yaptım. Ben, daha önce Tanrının varlığını yok saymadıktan sonra evrim islama aykırı birşey değildir dedim. Yani ki; aynı doğa ilk canlıyı ancak ve ancak Yaratıcının ol emriyle meydana getirdiğine göre evrimin yolunu açacak (yön verecek) yetenek de yaratıcının ol emriyle mümkündür.

 

Ama bu ikinci kısmı ispat edemem. Yani ki ortada bir safsata yok. Burada olsa ve olsa ispatlı ilk canlının tanrıdan geldiğine dair metin üzerinden ispatsıza olan bir itimad var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başından beridir; özel olarak teori ne kadar yırtınıyor ilk canlıyı açıklamak için dedim. Bu cümleyi özel olarak kullandığım ve üzerinde önemle durduğum hala anlaşılmıyor.

 

Özellikle wikipedia'daki ilgili kaynakta evrim teorisi sadece üç şeyle uğraşır konulu metni belirttikten sonra dahi aynı şekilde devam ettim.

 

Bu durumu ise kaç defa belirttiysem de dikkate almıyorsun. Kafanda motomot bir metin var ve devam ediyorsun aynı metin üzerinden. Diyorum ki; Wikipedia'dan alıntı yapılan yerde evrim hakkında bilgi veriliyor, orada evrim teorisinin nelerle ilgilendiği yazılı. Hatta ilk canlıyla ilgilenmediği de yazılı.

 

Tesadüfen ortaya çıkan ilk canlı sen nelere kadirsin yahu...

CYRANO; evrim teorisinin ilk canlısı bana göre tesadüfen ortaya çıkmıştır. Evrim teorisi istediği kadar saçmalasın. O ilk canlı olmasaydı evrim teorisine göre canlılık da mümkün olmayacaktı. O ilk canlıyı açıklamak için ne kadar yırtınıyor teori değil mi? Halbuki ilk canlıya Allah ol dedi o da oluverdi dese her şey sonuçlanacak. Kendileri de kurtulacaklar biz de uğraşmayacağız.
Burayı çok dikkatli oku CYRANO. Çok dikkatli oku. Zira; bundan bir önceki iletinde açık açık sorduğun evrim teorisinin neresinde ilk canlı geçiyor dediğin halde bu adam niye böyle bir metin postalasın. Ve arkasından kaç tane metinde evrim teorisinin motomot metinlerinde ilk canlı olmadığına dair cümleler kursun.

 

Çok dikkatli oku.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle anlamamak için gösterdiğin bu olağanüstü çabanı tebrik etmek isterim...

 

Başından beridir; özel olarak teori ne kadar yırtınıyor ilk canlıyı açıklamak için dedim.

 

Başından beri böyle bir yırtınma yok diyoruz!

 

Tesadüfen ortaya çıkan ilk canlı sen nelere kadirsin yahu...

 

Yok, takılmış plak tesadüflerde :)

 

"Evrim teorisi istediği kadar saçmalasın. O ilk canlı olmasaydı evrim teorisine göre canlılık da mümkün olmayacaktı. O ilk canlıyı açıklamak için ne kadar yırtınıyor teori değil mi? "

 

 

Birincisi, bilim tabii ki bu bilinmezi açıklamak için yırtınacaktır.

Bilim her bilinmezi konu edinir.

Ama sen, "Allah yarattı" deyip yatarsın.

Aradaki fark budur...

 

İkincisi, açıklamak için yırtınan bilim dalının "evrim teorisi" ile ilgisi yoktur! Farklı dallardadır.

Bİr kez olsun google dan arayıp öğrenmek yerine bilimsel dergileri gezmiş olsaydın, en azından bilimin bu konularda kaç farklı dalda çalıştığını görebilecektin ve bu iki dal arasındaki farkı anlayacaktın!

Bunu anlamak bukadar mı zordur? Lütfen samimi olalım!

 

Ayrıca, ilk canlının nasıl oluştuğu konusu bilim tarafından hala çözülememiş bir sırdır. Ve senin sandığın ve göstermeye çalıştığın gibi, ilk canlının nasıl oluştuğu evrimi bağlamaz arkadaşım. Nasıl oluştuysa oluştu. İster yaratılmış olsun ister tesadüfi. Canlılar bu kökenden evrildi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benden bu kadar bu başlıkta. Okuyanlar şahittir, samimi olarak söyledik getirilsin somut örnekler de birlikte bakalım diye. Kimsenin çok da bir şey bildiği yokmuş anlaşılan üzerinde konuşulan konu hakkında. Ben de kısa internet aramasında elle tutulur bir sonuca ulaşamadım. Yeni veriler gelirse bakarız elimizden geldiğince.

 

:excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sahi evrim teorisi ortak ataları da araştırmıyor mu? En ortak ata ilk canlı olduğuna göre...

İlk canlı nasıl oldu nasıl oldu, ilk canlıya hayatı ne verdi. Hayatı yaratan kuvvet ilk canlıysa ölüm nerden çıktı. Hayatı yaratacak kuvvet ölüme niye meydan okuyamaz. Milyar yıl geçti evrim niye yok olmaya çare bulamadı. Niye niye...Düşünün. Birşeyler eksik teori adına. Teorisyenler ise o kısımlara girmiyorlar...

 

Allah'ın hidayeti yakındır, yazılarımı okumaya devam edin...

 

Aslında tartışmayı " ilk canlının nasıl ortaya çıktığı konusuna" ve bu dolayımla da Tanrı’nın varlığı tartışmasına kilitlenmeye çalışılıyor.

 

 

Eğer Kafanızın içinde bütünden soyutlanmış olarak sadece parçalarına odaklanırsanız,

o parçacıkların oluşumunu kavrayamazsınız.

Sonra da onun oluşumunu soyut bir kavramla açıklama yolunu kolaycı olarak tercih eder

ve kendi adınıza hidayete ulaşma yolunda uygun adımlarla ilerlemeye devam edersiniz..

 

***

Evrenden İnsana Evrim

Bilimin bulgularına göre Evren, Big Bang (Büyük Patlama) denen olayla 14-15 milyar yıl önce başlamıştır. İçinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisinin yaşı ise 9–10 milyar yıldır. Madde bu patlama sırasındaki enerji yoğunlaşması sonucu meydana gelmiştir. Önce Hidrojen ve Hidrojen atomlarının birleşmesi ile de Helyum oluşmuştur; bu reaksiyonun gelişmesinde bile çok büyük enerji açığa çıkar. Bu büyük enerji yıldızların yakıtı olmuş, zamanla bu Evrensel Nükleer fırın içinde diğer elementler meydana gelmiştir. Su anda bilinen 112 elementin 96'si doğada bulunur; 81'i stabildir, geri kalanlar ise radyoaktiftirler, yani radyoaktif bozunuma uğrayarak başka bir elemente dönüşürler. Dünya gezegeni 4.4-4.5 milyar yıl önce, meteoritler ise 4.6 milyar yıl önce meydana gelmişlerdir.

 

Bugün bilimsel araştırmaların geldiği nokta, dünyanın ilk koşullarında inorganik maddelerin birleşerek, enerjinin olduğu ortamda, bazı organik maddeleri oluşturabileceğidir. Bu konuda kesin bir fikir birliği vardır. Canlı maddenin yapı tasları olan organik madde oluştuktan sonra, yasamın okyanuslarda, gollerde başladığına ait pek çok kanıt bulunmuştur; fakat bu başlangıcın kendi kendine mi, yoksa uzaydan gelen meteoritlerin taşıdığı bakteriler veya protohucreler sayesinde mi geliştiği konusu belirsizdir. Belki her iki koşul da dünyada 3,5 milyar yıl önce bakteri benzeri tek hücrelilerin gelişmesine olanak tanımıştır. Dünya’daki kati kabuk 4 milyar yıl önce meydana gelmiştir; organik maddelerin bulunduğu bir ortamda oto-katalitik RNA moleküllerinin gelişebileceği ve kendi kendine oluşabileceği gösterilmiştir; ayrıca primordial RNA’nın uzaydan dünyaya gelme olasılığı da vardır. Daha sonra protohucreler oluşmuştur. Dünya’da tek hücreli canlı yasamın gelişebilmesi yaklaşık 2–2,5 milyar yıl almıştır. Tek hücreli canlı yapının gelişebilmesinin ardından çok hücreli organizmalar yaklaşık 500 milyon yıl önce meydana gelmişlerdir.

 

Dünyada yaklaşık 500 milyon yıl önce oluşan trilobitler, böcekler, çenesiz balıklardan sonra çeneli balıklar, amfibi yanlar ve onun ardından da sürüngenler meydana gelmiştir. Bitkiler âleminde de önce archae ile başlayan yasam, alglerle devam etmiş; sonra çiçeksiz bitkiler onlardan sonra da çiçekli bitkilerin gelişmesiyle sürmüştür. Yaklaşık 65 milyon yıl önce dev sürüngenler olan dinozorların yok olmasından sonra memeliler dünya’da artmışlar ve dünyanın eko-sistemine uyum sağlamışlardır. Memelilerdeki gelişim zinciri içinde pek çok hayvanin vücut fizyolojileri, anatomileri, hormonları, hücre biyokimyaları, norotransmitterleri, hücreler arası iletişimleri (vb) birbirine çok benzemektedir. Son DNA analizleri ise hayvanlar arasındaki akrabalık hakkında çok net veriler ortaya koymaktadır. Moleküler biyoloji çok kesin olarak Evrim Kuramının geçerliliğini, türler arasındaki akrabalığın varlığını ortaya koymuştur; her gecen gün bu konudaki bilgi artmakta ve kanıtlar Evrim Kuramını desteklemektedir.

 

Bilimin gerek fosil kanıtlarıyla, gerekse jeolojik kanıtlarla ulaştığı nokta şudur: Dünya’da yasam bir anda birdenbire başlamamıştır; yasam çok uzun bir gelişimin ve evrimin sonucunda meydana gelmiştir. Bu basamaklara ait binlerce kanıt bulunmuş ve binlerce makale yayınlanmıştır. Yaratılışçıların bu konuda söylediklerinin hiç bir geçerliliği yoktur. Dünya’da buğun tanımlanıp isimlendirilen, 250 bin tur bitki, 100 000 tur fungus (mantar), 1,5–2 milyon tur hayvanin bir anda yaratılmış olduğuna dair hiç bir kanıt bulunamamıştır.

 

Homo sapiens'in, Australopithecus isimli evrimleşmiş bir pirimat türünden geliştiğine dair kanıtlar vardır. Antropologlar, Homo'nun Australopithecus'un bir türünden evrimleştiği konusunda bir görüş birliği içindedirler. Homo sapiens'in evrimleşmesi 2 milyon yıl ile 50 bin yıl önce gerçekleşmiştir, halen de sürmektedir.

 

***

Yani bilimin net verilerine göre, insan birdenbire yaratılarak bu dünyaya konmamıştır,

Tamamen bu dünyadaki ortak atadan gelişen yaşamın bir sonucu olarak evrimleşmiş,

Kendisine benzeyen başka atalardan değişime, evrime uğrayarak bu hale gelmiştir.

Ve Homo sapiens kendi vücudunda evrimin tüm aşamalarına ait izleri, bilgileri ve gelişimleri taşımaktadır.

Bilimin 21. Yüzyılın başında söylediği son söz budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.