Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 “tekrar dene, eğer başaramazsan, tekrar tekrar dene, başarısızlığın her seferinde daha muhteşem olsun” diyerek selamlıyorum…. . DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU / LONDRA Sevgili DİPNOT batı yanlısı bir liderin öncülüğünde "halk devrimi" mi bekliyorsun ? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Birde arkadaşlar "büyük demokrasi kahramanı Musavi" ile ilgili anladığım kadarıyla unutulan bir bilgiyi paylaşayım. Hüseyin Müsavi, İran'da kanın oluk oluk aktığı onbinlerce kişinin katledildiği, yüzbinlerce kişinin işkence gördüğü 1981-1989 yılları arasında İran'ın başbakanı ve Humeyni'nin sağ kolu olan kişidir. Demokrasi ve insan hakları dersek, Ahmedinejad bu adamın yanında "melek" kalmaktadır. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Sevgili DİPNOT batı yanlısı bir liderin öncülüğünde "halk devrimi" mi bekliyorsun ? Sevgili CYRANO... Güzel bir soru.. Bugün bana göre küreselleşmenin krizinin içinde, İran’da bir halk devriminin başlamasından dünyanın efendileri çok korkuyor. Neden?... Çünkü; siyasal İslamın seçkinlerinin oluşacak böyle bir devrim 30 yıllık ivmeyi kırarak bu beylerin emperyalizmle pazarlık gücünü bir anda sıfıra indirebilir de ondan.. Peki soruya cevap.. Cevap ta şu olabilir bana göre.. Bugün çatışmaların aslında rejimin seçkinleri arasında yaşandığını, halkın piyon olduğunu, adeta “timsah gözyaşlarıyla”, tekrar tekrar vurguladıklarını görüyoruz... Bu yüzden, batı yanlısı bir liderin öncülüğünden daha çok, kendi içinde başarısız totaliter (teknik yetersizliklerinden dolayı “total” bir egemenlik kuramamış) rejim hızla yıkılamadığı takdirde, bildiğimiz türden bir askeri yarı-faşist bir rejime dönüşebilir diye düşünüyorum... Saygılar... DİPNOT... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Sevgili CYRANO...Güzel bir soru.. Bugün bana göre küreselleşmenin krizinin içinde, İran’da bir halk devriminin başlamasından dünyanın efendileri çok korkuyor. Neden?... Çünkü; siyasal İslamın seçkinlerinin oluşacak böyle bir devrim 30 yıllık ivmeyi kırarak bu beylerin emperyalizmle pazarlık gücünü bir anda sıfıra indirebilir de ondan.. Peki soruya cevap.. Cevap ta şu olabilir bana göre.. Bugün çatışmaların aslında rejimin seçkinleri arasında yaşandığını, halkın piyon olduğunu, adeta “timsah gözyaşlarıyla”, tekrar tekrar vurguladıklarını görüyoruz... Bu yüzden, batı yanlısı bir liderin öncülüğünden daha çok, kendi içinde başarısız totaliter (teknik yetersizliklerinden dolayı “total” bir egemenlik kuramamış) rejim hızla yıkılamadığı takdirde, bildiğimiz türden bir askeri yarı-faşist bir rejime dönüşebilir diye düşünüyorum... Saygılar... DİPNOT... yani dostum üstelik bu adamın, İran'da en kanlı dönem denilen 81-89 yılları arasında başbakanlık koltuğunda oturan adam olduğunu düşünürsek. Açık konuşayım o yıllarda yapılanları düşününce, bu işlerin başında olan bir adamın herşeyden önce bir insan olarak demokrasi ve insan haklarına inandığını varsaymak bile imkansız. Teknik olarak bir hafta önce %62 civarında oy almış bir adama karşı halk devrimi düzenlenemez. Üstelik yapılan anketler ve kamuoyu yokalamalarında Musavi'nin toplumun üst gelir grubundan, Ahmedinejad'ın ise alt gelir grubundan blok halinde oy aldığı görünüyor. Kaldı ki Ahmedinejad soğukkanlı davrandı ve taraftarlarını sokağa çağırmadı. Mollalar ve Ahmedinejad gerçekten bir iktidar tehlikesi hissetseydi son kozlarını oynamaktan çekinmezlerdi. %62 oy alan bir adamında o toplumda sokak gücü oluşacak taraftarı var demektir. devrimler ancak ülkenin kendi dinamikleri ve halkın kendi gücü, iradesi ile gerçekleşirse başarıya ulaşır. Ben bugüne kadar ister afrika olsun, ister kafkasya, ister asya, ister ortadoğu, uluslararası basın literatüründe "batı yanlısı" denilen bir kimsenin öncülüğünde yapılan devrimlerden özgürlük ve demokrasi doğduğunu hiç görmedim. Göreceğimide sanmıyorum. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 yani dostum üstelik bu adamın, İran'da en kanlı dönem denilen 81-89 yılları arasında başbakanlık koltuğunda oturan adam olduğunu düşünürsek. Açık konuşayım o yıllarda yapılanları düşününce, bu işlerin başında olan bir adamın herşeyden önce bir insan olarak demokrasi ve insan haklarına inandığını varsaymak bile imkansız. Teknik olarak bir hafta önce %62 civarında oy almış bir adama karşı halk devrimi düzenlenemez. Üstelik yapılan anketler ve kamuoyu yokalamalarında Musavi'nin toplumun üst gelir grubundan, Ahmedinejad'ın ise alt gelir grubundan blok halinde oy aldığı görünüyor. Kaldı ki Ahmedinejad soğukkanlı davrandı ve taraftarlarını sokağa çağırmadı. Mollalar ve Ahmedinejad gerçekten bir iktidar tehlikesi hissetseydi son kozlarını oynamaktan çekinmezlerdi. %62 oy alan bir adamında o toplumda sokak gücü oluşacak taraftarı var demektir. devrimler ancak ülkenin kendi dinamikleri ve halkın kendi gücü, iradesi ile gerçekleşirse başarıya ulaşır. Ben bugüne kadar ister afrika olsun, ister kafkasya, ister asya, ister ortadoğu, uluslararası basın literatüründe "batı yanlısı" denilen bir kimsenin öncülüğünde yapılan devrimlerden özgürlük ve demokrasi doğduğunu hiç görmedim. Göreceğimide sanmıyorum. Kesinlikle sevgili dostum... Size katılıyorun.. Fakat.. Ben yinede... İran halkını, Beckett’ten esinlenerek, “tekrar dene, eğer başaramazsan, tekrar tekrar dene, başarısızlığın her seferinde daha muhteşem olsun” diyerek selamlıyorum… Saygılar.. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Kesinlikle sevgili dostum...Size katılıyorun.. Fakat.. Ben yinede... İran halkını, Beckett’ten esinlenerek, “tekrar dene, eğer başaramazsan, tekrar tekrar dene, başarısızlığın her seferinde daha muhteşem olsun” diyerek selamlıyorum… Saygılar.. Umarım dostum. Doğru liderlerle, doğru amacın peşinde. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Sorun ne Musavi'nin cumhurbaşkanı olup olmamasında, ne seçimde hile olup olmamasında. Sorun doğrudan Ayetullah rejimidir. Çoğunluğun dediği olur diye bir şey de yok. Bir ülkenin çoğunluğu, o ülkede yaşayan bir azınlığın toplama kamplarına götürülüp bölük bölük krematoryumlarda yakılarak yok edilmesine karar verebilir. Bu karar o azınlığı elbette çok zor durumda bırakır, ama koyun gibi bölük bölük krematoryumlara kendi ayakları ile, boyun eğip "ne yapalım, çoğunluk kararına karşı boynumuz kıldan ince "deyip girmezler. İran'da korkunç, tüyler ürperten şeyler olmuş ve olacaktır. İktidarı bırakmayan ayetullahlar korkunç yöntemlere başvurmaya devam edecekler. Bu totaliter rejim cehennemine adım atınca çıkmak çok zordur. İnsanlara yazık. Çok yazık. Savaş olur, düşmanınızla çarpışırsınız. Gözünüzü kırpmadan canınızı ülkeniz için feda edersiniz. Ama kendi insanınızla çarpışmak zorunda kalmak... Bu korkunçtur... Bunun hiç olmasına meydan vermemek gerekir, gerekirdi. Pandora'nın kutusu açıldıktan sonra kapatmak, cin şişeden salındıktan sonra geri sokmak zor... Yüksek bedeller ister! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2009 devrimin sonradan olma lideri... Şah'ın sarayı ele geçirildikten sonra Air France havayollarıyla inecekti Tahran Havaalanına... Sayın phantom, Humeyni sonradan olma lider değildir. Devrimi adım adım hazırlamış, planlarını yapmış, medreselere adamlarını yerleştirmiş ve insanları planladığı rejime köle etmeden önce, beyinlerini dogmalara köle etmiştir. Bu propaganda her dogmatik tarafından yapılır. Gerçek özgürlüğün, tanrıya köle olmak olduğu propagandası. Dini duyguları bu şekilde istismar eder ve zihinlerde esareti başlatırlar önce... Dogma esiri olmayan aydınlar, her ne şekilde olursa olsun Şah rejimi devrilmeli diye destek vermiş, iş bitince hepsi yok edilmiştir. Tahran caddelerinde elektrik direklerinde dizi dizi sallandırılmışlardır. Olayı dogmatik çizgiden saptırmaya çalışacak hiç bir kişiye acımamışlardır. Çünkü planı böyle hazırlamışlardı. Dünyada dogmaya hoşgörüyle bakarak, insanlığa yararlı hiç bir gelişme sağlanamamış, bu tavır insanlığı her seferinde geriye atmıştır. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Aydınların ihaneti... İRAN halkı çağdaşlaşmak istiyor, çırpınıyor, yırtınıyor, sokaklara dökülmüş çığlık atıyor... Türkiye yobazlaşıyor... (........) Seçim sonuçlarına bakılırsa elbet orada da çoğunluk ilkel-çağdışı yaşamdan mutlu... Sorgulamadan-düşünmeden, zihin yormadan, aklı ve medeniyeti ret ederek mollaların peşine takılmış gidiyor... Ama İranlı aydınlar buna razı değil... * Türkiye ise kendi aydınlarının ihaneti ile İranlaşıyor, bir kez olsun dönüp bakın... Televizyonlarda-gazetelerde yedi yıldır dincileşme sürecini toplumun gözünden gizleyen, örten... Tam tersine o sürece yol açıp destek verenler kimlerdi?... Türk aydınları... Dincileşme hareketinin lideri Tayyip Erdoğan’a şirin gözükmek için yarışanlar... Kimin Cumhurbaşkanı olduğu artık iyice anlaşılan Abdullah Gül’ün sofrasına koşanlar... Tarikat kökenli iktidar sözcülerine köşe açanlar... Cemaat kültürünü için için, yavaş yavaş, güya belli etmeden topluma içirenler... Özel sohbetlerde “Türkiye kötü günlere gidiyor” deyip, ama ekranlarda ya da gazete sayfalarında “İyi şeyler de oluyor...” diye başlayıp, iktidara yalakalık yapanlar... Tüm AKP grup toplantılarını canlı veren, ama cumhuriyet mitinglerini görmezlikten gelenler... Kimdi bunlar?... Türk aydınları... * Zengin aydınlar, üç kuruşluk çıkarları için cumhuriyet kültürünün silinip yerine ılımlı İslam’ın konulmasına göz yumuyorlar... Akademisyenler, bir unvan, bir ikbal için... Bürokratlar bir masa... Siyasetçiler bir koltuk uğruna... Eski solcular, yorumcular, köşe yazarları, editörler, kimi sivil toplum önderleri, ya korkularından, ya yalakalıklarından... Böyle oldu sonuçta... İran aydınları dahi sokaklara dökülmüş çağdaşlığın kapısını ararken, Türkiye’yi çağdışına savurdu: Aydınların ihaneti... Alıntı
Φ NICLENO Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Politik videolar bölümüne Persepolis adlı 2007 yılı yapımı animasyon filmi ekledim. İzlemeyen forumdaşım varsa buna birbuçuk saatini ayırmasını öneririm. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=116496 Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 "Susturulan" Nida'yı nişanlısı anlattı CNN TÜRK İran'da cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası çıkan olaylarda göğsünden vurularak hayatını kaybetti, muhalif hareketin sembolü oldu. 27 yaşındaki Nida'nın nişanlısı olduğunu söyleyen Caspian Makan, "Yeşil devrim"in simgesini anlattı. Ölümünden sonra "İran'ın sesi susturuldu" denilen Nida için, "Özgürlük ve demokrasi istedi ama Tahran sokaklarında can verdi" dedi. Nida, Tahran sokaklarındaki protestolarda şiddetin tırmandığı cumartesi günü göğsünden vuruldu. Genç kadının son dikakalarını yaşadığı bu görüntüler tüm dünyada yankılandı. Rejimin fedaileri gönüllü Besic milislerinin bir mensubu tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Nida öldü, "İran'ın sesi susturuldu" denildi. Adı ve ölüm şekli Nida'yı İran'daki muhalif hareketin simgesi yaptı. Genç kadının nişanlısı olduğunu söyleyen Caspian Makan, Nida'yı ve onu ölüme götüren süreci anlattı: "Nida'yı ölümünden birkaç gün önce gördüm. Gözaltına alınır ya da vurulur diye gösterilere katılmamasını istedim. 'Senin yaralanman ya da ölmen hiçbir şeyi düzeltmez' dedim. 'Ama kurşun kalbimi delip geçse bile orada olmamız önemli' dedi. Maalesef ölümü de aynen öyle oldu. Kurşun kalbine ve ciğerlerine geldi. 5-6 dakika sonra da öldü." Nişanlısına göre Nida, vurulmadan önce babası ile değil müzik öğretmeniyle arabadaydı. Trafik sıkışınca arabadan indi işte o anda olan oldu. Görgü tanıklarının ifadesine göre, sivil kıyafetli Besic milisleri tarafından kasten hedef alındı. Genç kadının cenazesi, ailesine gösterişsiz bir cenaze töreni yapılması koşuluyla verildi. Nişanlısı, "Nida İran halkı için özgürlük ve demokrasi istiyordu. İranlı yetkililer Nida'nın hikayesinin tüm dünyada bilindiğinin farkında" diyor. Ve ülkesi için özgürlük ve demokrasi isteyen Nida'nın İran'daki kadınlar mezarlığına gömüldüğünü söylüyor. 37 yaşındaki fotomuhabiri Caspian Makan ve 27 yaşındaki müzik öğrencisi Nida, İzmir'de bir tatil sırasında tanışmış. Makan, "Nida'yı gerçek bir İranlı yapan onun barışçıl doğasıydı" diyor. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Umarim burada yazilanlari Iran'da sokakta mücadele eden insanlar okumazlar. Okusalar kahirlarindan ölürler diye düsünüyorum. Bizler gene buradan aynen Türkiye örnegi oldugu gibi kendi kendimize teoriler üretiyoruz, ABD yok birde AB'ni isin tam ortasina koyuyoruz. Kimisi hizini alamayip birde Gazze'yi isin icine katiyor. Bazilarimiz Iran halkini övmekle ( yag cekmek demek daha dogru olur) bir yerlere sigdiramiyoruz. Ya arkadaslar Iran'da halk 1979 yilindan beri kendisini Islam cumhuriyeti diye niteleyen bir diktatör rejim tarafindan yönetiliyor, toplum korkutulmus ve sindirilmis. Öyle dolmuslarki milyonlarca vatandas, aralarinda cogu ne ABD ne de AB'nin rolü olabilecegini aklina bile getirmez, tek amaclari bu köhnelesmis cag disi rejimden kurtulmak ve özgür bir dünyali olarak kendi vatanlarinda insanca yasamak. Cogunun özlemi bu ve olaylar yavas yavas bu yöne dogru gidiyor. Bizler insanlarin bu cesaretini kutlayip ve onlari kendimiz icin örnek alacagimiza kalkiyoruz ders vermeye calisiyoruz. Beyler önce kendi kapimizin önünü temizleyelim!!!! Türkiye'de her dönem ABD Emperylizmine karsi yapilan mücadeleler en azgin sekilde devletimiz tarafindan bastirilmistir ve insanlar cezalandirilmistir ve hatta bazi taseron kuruluslarda devlete yardim ve vatanperverlik adina antiemperyalist güclere karsi savas acmistir. Biz ABD emperyalizmine karsi ne mücadele yapiyoruzki baskasina ders vermeye kalkiyoruz? Birakalim bu tür kendimizi begenmisligi de mücadele eden Iran halkina saygili olalim ve ölen insanlari saygiyla analim. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Aydınların ihaneti... Son günlerde okuduğum en mükemmel belirleme... Teşekkürler DİPNOT... Önemli olan kıssa değil, hissedir... Hisse çıkarılmadıkça kıssanın bir önemi yoktur... Kıssadan bol bir şey yok, değeri de yoktur. Dünün uydurma efsanelerinden bu günün uydurma sözde belgelerine kadar. Bu uydurmaların özgürlüğe hizmet ettiğini sanan, dogmalara kölelik amacında olduğunu göremeyenlere acırım sadece. 1979 öncesi İran aydınları da aynı hataya düşmüş ve bedelini en ağır şekilde ödemişlerdi, çok daha acı bedeller ödenmeyi bekliyor. Katiller özgür bir kadının kalbini hedef almakla kimliklerini ilan etmişlerdir. Bu tam bir sembol ve anıttır ve özgür İran'ın Nida'sıdır. İran'da bu anıt sembol, Tahran caddelerine dökülen asil kanıyla ebediyen hatırlanacak. Katiller büyük ve sonsuz bir hata yaptılar. Bizdeki gönüllü cariyelere ibret olsun. Dünyada özgürlükten daha değerli, uğruna en tutkulu aşk şarkıları bestelemeye, uğruna can vermeye daha yakışır hiç bir şey yoktur... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Belki İran'ın nasıl bir ülke olduğunu bilmeyenler vardır. Bu ülke dogmanın pençesinde kıvranan, özgürlüğün adının uğramadığı bir coğrafyadır. Bu ülkede Ayetullahlar bir şey dedi mi, o söze uymamak haramdır. Haram işleyen cehennemliktir. Haramda ısrar eden kafirdir. İslam iken kafir olanın hayat hakkı yoktur. İşte İran cehennemi budur. İşte bu cehennemde, cehennem zebanilerinin yüzlerine özgürlük diye haykırmak nasıl bir cesarettir, bıçak ne derece kemiğe dayanmış ve esarete dayanmak olanaksız hale gelmiş, anlamak gerek. Hamaney sokağa çıkılmayacak dediğinde, İran'da geçerli olan dogmaya göre (dünyada görülmüş en şiddetli dogmalardan biridir) bu tanrının emri kabul edilir. Sokağa çıkmak tanrının emrine isyan etmektir. Yine de çıkıyorlar. İran cehennemini iyi anlamak ve bu insanlara gerçekten saygı duymak gerek... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2009 Özgürlüğün Nida'sı toprağa verildi ve 40 günlük yas ilan edildi. Çok daha ağır bedeller ödemek için bir hazırlık var. Bu insanlar için endişeliyim. Bu bedelleri ödeyebileceklerini o totaliter ortam içinde sanmıyorum. Cini şişeden bir kere salınca geri sokmanın bedeli çok ağırdır. Nida'dan sonraki çığlıklar da zorbalıkla boğulacak korkarım. Zorba yönetim de bir yandan dökeceği kanları göstermemek için tüm baskıcı ve kısıtlayıcı totaliter önlemleri alıyor. Bize kalan, cini şişeden çıkarmaya çalışanların neyle oynadıklarını görüp ibret almanın ötesinde değil. O insanlar için yapabileceğimiz bir şey ne yazık ki yok, çaresiz izleyeceğiz... Gizli cep telefonu kayıtlarından, zorbalıkla boğulan, susturulan çığlıkları çaresizce dinleyeceğiz... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Umarim burada yazilanlari Iran'da sokakta mücadele eden insanlar okumazlar. Okusalar kahirlarindan ölürler diye düsünüyorum. Bizler gene buradan aynen Türkiye örnegi oldugu gibi kendi kendimize teoriler üretiyoruz, ABD yok birde AB'ni isin tam ortasina koyuyoruz. Kimisi hizini alamayip birde Gazze'yi isin icine katiyor. Bazilarimiz Iran halkini övmekle ( yag cekmek demek daha dogru olur) bir yerlere sigdiramiyoruz. Ya arkadaslar Iran'da halk 1979 yilindan beri kendisini Islam cumhuriyeti diye niteleyen bir diktatör rejim tarafindan yönetiliyor, toplum korkutulmus ve sindirilmis. Öyle dolmuslarki milyonlarca vatandas, aralarinda cogu ne ABD ne de AB'nin rolü olabilecegini aklina bile getirmez, tek amaclari bu köhnelesmis cag disi rejimden kurtulmak ve özgür bir dünyali olarak kendi vatanlarinda insanca yasamak. Cogunun özlemi bu ve olaylar yavas yavas bu yöne dogru gidiyor. Bizler insanlarin bu cesaretini kutlayip ve onlari kendimiz icin örnek alacagimiza kalkiyoruz ders vermeye calisiyoruz. Beyler önce kendi kapimizin önünü temizleyelim!!!! Türkiye'de her dönem ABD Emperylizmine karsi yapilan mücadeleler en azgin sekilde devletimiz tarafindan bastirilmistir ve insanlar cezalandirilmistir ve hatta bazi taseron kuruluslarda devlete yardim ve vatanperverlik adina antiemperyalist güclere karsi savas acmistir. Biz ABD emperyalizmine karsi ne mücadele yapiyoruzki baskasina ders vermeye kalkiyoruz? Birakalim bu tür kendimizi begenmisligi de mücadele eden Iran halkina saygili olalim ve ölen insanlari saygiyla analim. Arkadaşımızın bu söylediklerinin aynısını Türkiye'de 1978-1979'da söyleyenler vardı. "İran halkının tek amacı çağdışı şah rejiminden kurtulmak" , "akıl veremeyelim, destek olalım", "alkışlayalım" "örnek alalım" vs vs . Sonra ? Sonuç ? Humeyni rejimi. Tabi bu furyada, Ayetullahlarla yapılan ittifakın yolaçacağı sonuçlar üzerine kafa yoran türk aydınlarıda vardı. Toplumsal olaylar ve dünya gelişmeleri, aksiyon filmi izler gibi izlenmemeli. Aksiyon filmlerinde iyi kötü senaryonun akışından olacakları tahmin edersiniz. Ama toplumsal gelişmeler ve dünya olaylarında işler böyle değildir. Ne yönde mücadele edilirse, sonuçta o yönde olur. Kimin önderliğinde mücadele edilirse sonuç o önderin kafasında ki gibi olur. Mücadelenin lideri kimse, yeni rejimide o kurar. 70'li yılları İran'ı aydın denizi idi. Ortadoğu'da Türkiye'de dahil hiçbir ülkede bu kadar aydın potansiyeli yoktu. Savak, bırakalım İran'ı komşu ülkelerde bile İran'lı aydın avına çıktığı halde, İran'lı aydınların topluma olan etkisini engelleyemiyordu. İşyerlerinde ayakkabıcısından, bakırcısına insanlar radyoda, komünist, liberal, laisist, islamcı, aydınların her öğlen korsan yayın yapan radyolardan yayınlanan polemiklerini dinliyordu. Oldukça büyük ve şanlı bir mücadele ile Şah'ı ülkeden kovdular, şah rejimini yıktılar. Sonuç ne oldu? Dinsel bir yarı diktatörlük. Tudeh'te tasviye edilip Humeyni iktidarı tamamen eline geçirdiğinde, tüm dünyadan eleştiriler yağdı, siz niye ayetullahlarla ittifak yaptınız ? Böyle olacağını bilmiyor muydunuz ? Aklınız neredeydi ? Bunu en çok söyleyenlerde, "İran halkının tek amacı çağdışı şah rejiminden kurtulmak" , "akıl veremeyelim, destek olalım", "alkışlayalım" "örnek alalım" vs vs . diyenlerdi. Daha 78-79 yıllarında, Ayetullah'la ittifakın zararlarına dikkat çeken aydınlar ise , Humeyni İran'ından kaçan aydınlara destek oldular. Onlar "aklınız neredeydi" hiç demedi. Ben ne yazık ki İran'a bakınca bugün, romantik devrim senaryoları ve çağdaşlığa giden bir yol görmüyorum. Ben İran'a bakınca, tüm dünyada sağduyulu aydınların gördüğü aynı şeyi görüyorum. İç savaşa doğru yolculuk. 1 Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Pazar günü, Tahran'daki gösteriler sırasında, polislerin ve halkın üstüne rastgele ateş açtıktan sonra yakalanan , bu eylemi gerçekleştirirken militanlarının görüntüleri kameralara yansıyan. Humeyni'nin mezarına intihar saldırısı düzenlemek üzere iken farkedilen militanının mezara yaklaşamadan üstünde ki bombayı patlattığı Halkın Mücahitleri örgütü. Bu yılın Ocak ayında, ani bir kararla hem AB hemde ABD terör örgütleri listesinden çıkarıldı. yorumsuz Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Arkadaşımızın bu söylediklerinin aynısını Türkiye'de 1978-1979'da söyleyenler vardı. "İran halkının tek amacı çağdışı şah rejiminden kurtulmak" , "akıl veremeyelim, destek olalım", "alkışlayalım" "örnek alalım" vs vs . . . Ben ne yazık ki İran'a bakınca bugün, romantik devrim senaryoları ve çağdaşlığa giden bir yol görmüyorum. Ben İran'a bakınca, tüm dünyada sağduyulu aydınların gördüğü aynı şeyi görüyorum. İç savaşa doğru yolculuk. Evet gene takrarliyorum, baskasina akil vermeyelim, önce biz kendi evimizi temizlemek icin ne yapiyoruz onun sorgulamasini yapalim. Türkiye'de yillardan beri antidemokratik sistemler getirilirken askeri cunta gibi, neler yaptik buna karsi? Selam verdik ve cunta basinin posterini astik duvarlara. Emperyalizme karsi mücadele eden insanlarimizi nasil degerlendirdik? Onlarin tümü vatan hainiydi, devlet karsitiydi ve ülkeye komünizmi getirmek siteyenlerdi. Onlarin karsinda olanlari alkisladik, mafyalastirdik ve cetelestirdik. Sonrada tümünü vatanperver olarak ilan ettik. Dogudaki yargisiz infazi ve faili mechulleri bir kenara birakiyorum, ama devletin ve cumhuriyetin en keskin savunuculari faili mechule kurban gittiler ama halaaaa katilleri bulunamiyor, daha dogrusu bulunmasi engelleniyor. Ne yapiyoruz toplum olarak bu yanlisa karsi? Sadece susuyoruz desem yalan olmaz. 30 yildan beri teröre karsi mücadele ediyoruz ama öyle bir duruma geldikki bu isn icerisindekilerin cikar kavgasi yaptigini görmeye basladik, terörle bile isbirligi yapilan bir duruma geldik, kimin eli kimin cebinde bilinir degil bu terör konusunda. Susurluk cetesini tam olarak cözemedigimiz gibi, saniklari neredeyse en büyük vatanperver ilan edildiler. Su an bir de basimizda Ergenekon - derin devlet meselesi var ve bu konuda bile insanlarimiz sag duyu yerine taraf oluyorlar.Ülkemizin cözüm bekleyen sorunlarini saymakla bitiremeyiz, ama biz her sorunu cözmek yerine inkar politikasi uyguladigimiz icin sorunlarimiz her gecen gün katlana katlana cig gibi büyüyor. Biraz olsun sesini cikartanlarda ya devlet düymani ya da terörüst destekcisi ilan ediliyorlar. Bizlerden düsünme yerine önümüze konana inanmamiz gerektigi ögretiliyor. Evet ne yapiyoruz avlumuzu temizlemek icin? Hangi bir sorunumuzu isteyerek ve gercek anlamda cözmüsüz? Ama Iran veya baska ülkeler icin ahkam keseriz, teoriler üretiriz, sucluyuda en kisa zamanda tesbit ederiz. Rüzgarin esme yönüne göre durus belirleriz, dünün Emperyalist destekcileri bugün dün de bugünde Emperyalizme karsi olanlara dil uzatip yok efendim en keskin Emperyalist karsiti olduklarini iddaa ederler. Biz buyuz. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2009 İran'da profesörleri topluyorlar... İran'da gösteriler sert biçimde bastırıldı. Şimdi ise profesörleri topluyorlar. 70 profesör ve Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. İran'da, seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin internet sitesine göre 70 üniversite profesörü gözaltına alındı. -http://www18.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=9999&resimno=1- İnternet sitesinde yer alan haberde, profesörlerin, Musevi ile dün geç saatlerde görüşmesinin ardından gözaltına alındığı kaydedildi. Gözaltına alınan profesörlerin nereye götürüldüğü belirtilmedi. Profesörlerin gözaltına alınmasının, 12 Haziran'da yapılan seçim sonuçlarına itiraz eden protestoculara İranlı yetkililerin baskıyı genişletmesinin bir işareti olarak değerlendirildi. MUSEVİ'NİN GAZETESİNDEN 25 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Aynı saatlerde seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı da bildirildi. Mir Hüseyin Musevi'nin yardımcılarından Ali Rıza Beheşti, üniformalı polislerin gece geç saatlerde Kelime-yi Sebz (Yeşil Söz) gazetesinin bürosunu bastıklarını ve editoryal ekipten 25 gazeteciyi gözaltına aldıklarını söyledi. Beheşti, 1 haftadır yayımlanmayan gazeteyi yeniden yayımlama hazırlıkları için toplanmış çalışırken, polisin büroyu bastığını söyledi. YAS TÖRENLERİ ERTELENDİ -http://www18.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=9990&resimno=1- Bu arada, diğer reformcu aday Mehdi Kerrubi'nin sözcüsü Said Rezavi, yarın yapılması planlanan yas törenlerinin polisin izin vermemesi nedeniyle ertelendiğini bildirdi. Rezavi, Kerrubi'nin internet sitesinde yaptığı açıklamada, ertelenen yas törenlerinin gelecek hafta ya Tahran Üniversitesi'nde ya da ölen göstericilerin gömüldüğü yerlere yakın mekanlarda yapılacağını kaydetti. __________________________________________________________________ Kaynak: http://haber.gazetevatan.com/Iranda_profesorleri_topluyorlar____/245371/1/Gundem Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Evet gene takrarliyorum, baskasina akil vermeyelim, önce biz kendi evimizi temizlemek icin ne yapiyoruz onun sorgulamasini yapalim. Türkiye'de yillardan beri antidemokratik sistemler getirilirken askeri cunta gibi, neler yaptik buna karsi? Selam verdik ve cunta basinin posterini astik duvarlara. Emperyalizme karsi mücadele eden insanlarimizi nasil degerlendirdik? Onlarin tümü vatan hainiydi, devlet karsitiydi ve ülkeye komünizmi getirmek siteyenlerdi. Onlarin karsinda Hangi antidemokratik sistemler getirilmis asker tarafindan? Bir bir saysanizda bizde ögrensek.. Birde merak ediyorum Emperyalizme karsi mücadele edenler nasil mücadele etmisler pratikde neler yapmislar, ortaya ne koymuslar biraz anlatirmisin? örnegin bugün dagdakiler Emperyalizme karsi mücadele mi veriyorlar? bunlara karsi harekete gectiginde cunta mi oluyorsun! Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Evet gene takrarliyorum, baskasina akil vermeyelim, önce biz kendi evimizi temizlemek icin ne yapiyoruz onun sorgulamasini yapalim. Türkiye'de yillardan beri antidemokratik sistemler getirilirken askeri cunta gibi, neler yaptik buna karsi? Selam verdik ve cunta basinin posterini astik duvarlara. Emperyalizme karsi mücadele eden insanlarimizi nasil degerlendirdik? Onlarin tümü vatan hainiydi, devlet karsitiydi ve ülkeye komünizmi getirmek siteyenlerdi. Onlarin karsinda olanlari alkisladik, mafyalastirdik ve cetelestirdik. Sonrada tümünü vatanperver olarak ilan ettik. Dogudaki yargisiz infazi ve faili mechulleri bir kenara birakiyorum, ama devletin ve cumhuriyetin en keskin savunuculari faili mechule kurban gittiler ama halaaaa katilleri bulunamiyor, daha dogrusu bulunmasi engelleniyor. Ne yapiyoruz toplum olarak bu yanlisa karsi? Sadece susuyoruz desem yalan olmaz. 30 yildan beri teröre karsi mücadele ediyoruz ama öyle bir duruma geldikki bu isn icerisindekilerin cikar kavgasi yaptigini görmeye basladik, terörle bile isbirligi yapilan bir duruma geldik, kimin eli kimin cebinde bilinir degil bu terör konusunda. Susurluk cetesini tam olarak cözemedigimiz gibi, saniklari neredeyse en büyük vatanperver ilan edildiler. Su an bir de basimizda Ergenekon - derin devlet meselesi var ve bu konuda bile insanlarimiz sag duyu yerine taraf oluyorlar.Ülkemizin cözüm bekleyen sorunlarini saymakla bitiremeyiz, ama biz her sorunu cözmek yerine inkar politikasi uyguladigimiz icin sorunlarimiz her gecen gün katlana katlana cig gibi büyüyor. Biraz olsun sesini cikartanlarda ya devlet düymani ya da terörüst destekcisi ilan ediliyorlar. Bizlerden düsünme yerine önümüze konana inanmamiz gerektigi ögretiliyor. Evet ne yapiyoruz avlumuzu temizlemek icin? Hangi bir sorunumuzu isteyerek ve gercek anlamda cözmüsüz? Ama Iran veya baska ülkeler icin ahkam keseriz, teoriler üretiriz, sucluyuda en kisa zamanda tesbit ederiz. Rüzgarin esme yönüne göre durus belirleriz, dünün Emperyalist destekcileri bugün dün de bugünde Emperyalizme karsi olanlara dil uzatip yok efendim en keskin Emperyalist karsiti olduklarini iddaa ederler. Biz buyuz. Birgün hangi ülkeyi tartışıp hangi ülkeyi tartışmayacağımızı sana sorarsak o zaman cevap verirsin. Bu mantıkla sana da otur almanya'nın bahçesini temizle Türk halkına akıl verme denilebilir değil mi . Onun için insanların neyi tartışıp neyi tarışmayacakları senin üstüne vazife değildir. Sen kendin istediğin şeyi tartışır isteğin tartışmaya katılır istediğine katılmazsın. Çok büyük bir değişiklik olmadıysa bu forumda, kimsenin kafasına silah dayayarak tartışmaya zorlanmadığı gibi. Kimseyede herhangi bir konuda tartışması için kırmızı mumlu davetiye gönderilmiyordu. Eminim hala öyledir. 1 Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Biz buyuz. kendi adına konuş Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 İran'da profesörleri topluyorlar... İran'da gösteriler sert biçimde bastırıldı. Şimdi ise profesörleri topluyorlar. 70 profesör ve Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. İran'da, seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin internet sitesine göre 70 üniversite profesörü gözaltına alındı. -http://www18.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=9999&resimno=1- İnternet sitesinde yer alan haberde, profesörlerin, Musevi ile dün geç saatlerde görüşmesinin ardından gözaltına alındığı kaydedildi. Gözaltına alınan profesörlerin nereye götürüldüğü belirtilmedi. Profesörlerin gözaltına alınmasının, 12 Haziran'da yapılan seçim sonuçlarına itiraz eden protestoculara İranlı yetkililerin baskıyı genişletmesinin bir işareti olarak değerlendirildi. MUSEVİ'NİN GAZETESİNDEN 25 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Aynı saatlerde seçim sonuçlarına itiraz eden cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin gazetesinde çalışan 25 kişinin gözaltına alındığı da bildirildi. Mir Hüseyin Musevi'nin yardımcılarından Ali Rıza Beheşti, üniformalı polislerin gece geç saatlerde Kelime-yi Sebz (Yeşil Söz) gazetesinin bürosunu bastıklarını ve editoryal ekipten 25 gazeteciyi gözaltına aldıklarını söyledi. Beheşti, 1 haftadır yayımlanmayan gazeteyi yeniden yayımlama hazırlıkları için toplanmış çalışırken, polisin büroyu bastığını söyledi. iki habere gelen yalanlamadan sonra, iki haberde internet sitesinden kaldırıldı. İrna'ya bu haberleri neden yayınlanmadığı eleştirisi getirildi. İrna, Vatan gazetesine de gazetecilik dersi olacak bir yanıt verdi açıklamasında. gazeteci ve profesör gibi iki seçkin meslek grubundan kimselerin tutuklandığına dair ortaya atılan bir iddiada hiçbir isim verilmiyorsa doğrulanıp, yanlışlanabilecek bir iddia dahi yoktur ortada. 70 profesör tutuklandığı idiası var. 70 gösterici, 70 vatandaş değil. Profesör. Bir tane isim yok ortada. Tabi isim verilirse, insanların ilk yapacağı ismi verilen profesörü arayıp nerede olduğunu sormak olur. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 İran'da profesörleri topluyorlar... Birden dejavu oldum! Bir ülke daha vardı profesörleri toplayan yahu, hangisiydi? Tanzanya? Uganda? Yok orda bile öyle şeyler olmaz. Hay aksi neresiydi? Hatırlayan var mı? Gerçi pek şaka götürür yanı yok işin, Ayetullahlar merhameti rafa kaldırdıklarını resmen açıkladılar. Görün gerçek yüzümüzü diye gözümüze sokuyorlar ama, görmek istemeyen yine görmeyecektir eminim... "Cin şişeden çıkıversin canım, ne olacak" demenin bedelinin ne olduğu görülsün dilerim... "Tabi, çıksın, çıksın. Bu TC'yi yıkacak başka güç yoksa cin yıksın, çıksın canım, çıksın" diyenlerin işine gelmez tabii bu konuların gündeme getirilmesi... NOT: Cin'in metafor olduğunun anlaşılmayacağını sanmam ama, C harfinin alfabetik sıradaki bir sonraki harfin yerini aldığını belirteyim yine de... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2009 İran'lı bir bilim adamı ile bir diyaloğa şahit olmuştum. Kendisine ülkelerindeki baskı ile ilgili soru sorulduğunda, "Ne yapalım? Bıktık artık çocuklarımızın öldürülmesinden" gibi ümitsizce bir laf etmişti. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.