Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
konu disi yorumlar ve örnekler

Siz onu çok iyi anlarsınız. Ama işinize gelmez. Orada anlatılanın, "istenmeyen, hoş görülmeyen şeylere zorunlu kalınabildiği" olduğunu elbette anladınız...

  • Cevaplar 95
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Savunanda olur savumayanda olur. Evren'i de bir savunan cikacaktir.

Tam da sizin söylediginiz gibi, Evren'i ve diger tüm katil ve iskenceci darbecileri savunanlar var. Bizimde dikkatini cektigimiz nokta bu zaten.

 

Darbeci Evren öyle bir anayasa getirmiski degismeden kimse onu hayatta yargilayamaz. Dolayisiyla kimse onun yargilanmasi icin mahkemeye bile basvuramaz. Ancak meclisteki o bizim gercek demokrasi hayrani partiler ve milletvekilleri anayasyi degistirip Evren ve onun gibilerin yargilanmalarinin önünü acarlarsa görün kac bin kisi mahkemeye basvuracak.

Gönderi tarihi:
Siz onu çok iyi anlarsınız. Ama işinize gelmez. Orada anlatılanın, "istenmeyen, hoş görülmeyen şeylere zorunlu kalınabildiği" olduğunu elbette anladınız...

Lütfen kendi anlayisinizi baskalarina empoze etmeye calismayin, bahsettiginiz yorumdan yukaridaki anlam cikmiyor. Ciksa bile kimsenin halkina iskence etmeye, tutuklulari kaybetmeye hakki yok. Isinize gelmez demissiniz, ne gelmeyecekmiski? Olanlar artada, sizin isinize gelmiyor herhalde iskencecileri ve katilleri yargilamak ki zorunlu kaldilar gibi onlari savunan bir yorum yapiyorsunuz.

Gönderi tarihi:

Darbe Dede! Resim Çizsene!

10 Şubat 2009 Salı, 14:35Sibel Can ve "Darbe Dede" Kenan Evren yanak yanağa poz verdiler geçtiğimiz günlerde. Darbe Dede, Sibel Can'ı dinlerken mest olmuş zaar, "Vücudun tam resimlik olmuş" buyurmuş, şarkıcıdan kendisine poz vermesini istemiş.

Yedi düvelle barışık, muhallebi sesli Can ise "Tabii ki! Niye olmasın" şeklinde konuşmuş ve fakat Türkân Şoray kanunlarından da söz etmiş:

"Çıplak poz dışında her türlü pozu veririm!"

Böylece, Picasso'nun resimlerine bakarken, "Bunu ben de yaparım!" demek suretiyle resim âlemine atılmış olan ancak darbe yapmak kendisinde bir davranış biçimine dönüştüğü için resim dünyasına da darbe vuran sergiler açan saygıdeğer, sevgideğer Kenan Evren Sibel hanımla anlaşmaya varmış.

Ben kendisinin Marmaris'te oturup resim yapmasını son derece olumlu karşılıyorum.

Hatta bir gün uluslararası düzeyde bir başarıya imza atmasını, bütün dünya diktatörleriyle ortak, karma bir resim sergisi açmasını, sergi yerinin de 12 Eylül döneminde kendisinin imza attığı bir şaheserler diyarı olan Mamak Cezaevi olmasını diliyorum.

Tahmin edilebileceği gibi tüm kalbimle! Bütün samimiyetimle!

 

Pinpon darbeci

"İhtiyar diktatörlerle tanışmayın. Çünkü onları sevebilirsiniz!"

Yanılmıyorsam Isabel Allende idi bunu söyleyen. Doğru da söylemiştir "netekim"! Çünkü o kadar pinpon dedelere dönüşürler ki bu darbeciler insanın onları bir üniversitede canlı yayına çıkarası, bütün Türk gençliğine sevdiresi, pohpohlayası gelir.

Sanki memleketi işkence tezgâhından geçirmemiş gibi, sanki bütün özgürlükleri yok eden bir döneme damgasını vurmamış gibi, sanki boynunda milyonlarca günahın vebali yokmuş gibi gençlere sevdiresi gelir insanın böyle bir "Darbe Dede"yi...

Fakat "Darbe Dede"nin buna zamanı olmayabilir yakın gelecekte. Çünkü ben kendisine bir sipariş vereceğim. Artık kendisi ünlü bir ressam olduğu için ben de kendisinden resim yapmasını isteyeceğim.

 

Resim sipariş edin

Kendisi genellikle fotoğraflara bakarak resim yapıyor biliyorsunuz. Ve bol miktarda 12 Eylül darbesi sırasında cezaevlerinde yapılmış işkencenin fotoğrafları var. Bu fotoğrafları Darbe Dede'ye gönderip resim sipariş etmek istiyorum.

Resimlerle birlikte kendisine bol miktarda mor ve kan kırmızı boya göndermek gerektiğini de düşünüyorum. Lazım çünkü biliyorsunuz!

Bence siz de elinizdeki işkence fotoğraflarını "Darbe Dede"ye gönderin, resim sipariş edin! Böyle bir kampanya yapsak mı acaba? İsmi de şöyle olsun mesela:

"Darbe Dede, benim resmimi yapsana!"

Sıfır numaraya vurulmuş kafalar, tek tip elbise giydirilmiş erkekler, cezaevlerinin avlularında çıplak koşturulan insanlar, idam sehpaları, "sabuna basıp düşmüş ve ölmüş" onca insan, görüş günlerinde babalarını görmeye gelen kız çocukları, oğlan çocukları...

Ne kadar çok resmi yapılacak şey var. Darbe Dede'nin görmesi gereken ne çok fotoğraf var, unutmaması gereken, unutturulmaması gereken. Madem yasalar izin vermiyor hâlâ onu yargılamamıza biz de fotoğraflarımızı göndeririz ona.

Darbe Dede! Darbe Dede! Bizim de resmimizi yapsana. Hem Sibel Can gibi de değil, biz hep çıplak poz vereceğiz sana. Darbe Dede! Bizim yaralarımızı da boyasana!

 

Ece Temelkuran/milliyet (28.06.08)

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

"“12 EYLÜL’LE HESAPLAŞILABİLİR”

12:35 24 Haziran 2009

 

 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 12 Eylül askeri müdahalesinin gündeme getirilebileceğini ve anayasadaki güvencenin kaldırılabileceğini söyledi.

Bir televizyon programında 'irtica Planı' belgesiyle ilgili soruları yanıtlayan Baykal, Taraf Gazetesi'nde yayımlanan 'irtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesinin Türkiye'deki temel siyasal gerginlik konularının düğüm noktasında ortaya çıkan bir kilitlenme konusu durumuna geldiğini söyledi.

Belgenin içyüzünün 12 gündür ortaya konulamamış olmasını yadırgadığını belirten Baykal, Bu gecikmeden dolayı var olan kutuplaşmayı derinleştirmekte olduğunu ifade etti.

Belge ile ilgili netlik olmamasından dolayı insanların peşin fikirlerinin kemikleştiğini söyleyen Baykal, “gecikmenin siyasal ve toplumsal maliyeti ağır olur” dedi.

Baykal, belge ile ilgili olarak bir netlik oluşmadığı taktirde, insanların peşin fikirlerinin kemikleşeceğini belirtti. CHP Genel Başkanı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral ilker Başbuğ'un açıklamalarının Genelkurmay ile bağlantılı birilerinin dışarıda bunu hazırlaması olasılığının tümüyle bertaraf etmediğini, bu olasılığın açık olduğunu dile getirdi.

 

‘DARBEYE KARŞI DURMAK GEREK’

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye artık askeri müdahalelerle ülkenin bir yere gitmeyeceğini yeterince deneyip görmüştür. Bütün her derdinin o darbeye gerekçe diye söylenen sorunların çözümünü bırakınız, yeni sorunlarla, sıkıntılarla, gerilimlerle ülkeyi karşı karşıya bıraktığı yaşanarak görülmüştür.”

Baykal, darbelerin incelenebileceğini, 12 Eylül askeri müdahalesinin gündeme getirilebileceğini, anayasadaki güvencenin kaldırılabileceğini, Türkiye'nin askeri müdahaleyle hesaplaşabileceğini belirten Baykal, şöyle konuştu:

"Bu belge de belki onun bir parçasıdır, içeride yuvalanma vardır ya da hiyerarşi içinde hazırlık vardır ya da daha önce komuta kademesi, kuvvet komutanları kendi aralarında konuşmuşlar, niyetlenmişler ama uygun görmemişler, yapmamışlardır. Onun irdelenmesi gerekirse ele alınabilir. Bunlar Türk siyasetinde geçmişte büyük önem taşımış, halen de dikkatle incelenmesi gereken, gelecekte de önem taşıyacağını düşündüğüm konularıdır. Bunların hepsine yönelik devletin hukuk sistemiyle, güvenlik örgütleriyle, silahlı kuvvetleriyle, medyasıyla, sivil toplumlarıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle bunlara karşı bir güvenlik geliştirmesine ihtiyaç vardı.""

 

Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1245836158&year=2009&month=06&day=24-

 

Umarim sayin Baykalin yukaridaki sözleri balon degildir ve 12 Eylülcü cuntacilarin tümünü yargiya tasiyip yaptiklarinin hasabini orarlar.

Gerci ben Baykal'in bu söyzlerine fazla inanmiyorum ama umarim beni yaniltir. Bu konuda Baykal hakkinda seve seve yanilmak isterim.

Gönderi tarihi:

CHP'den "12 Eylül darbecileri yargılansın" atağı

8272666.gif

25 Haziran 2009

"12 Eylül darbecilerini yargılayalım" sözünü "Sulu şaka" olarak değerlendiren Erdoğan'a Baykal'dan son dakika manevrası. Baykal Anayasa değişikliği için kurmaylarına talimat verdi. İki partinin önde gelenleri görüştü. Son olarak ise CHP Lideri kameraların önüne çıktı. İşte Baykal'ın açıklamaları:

 

CHP'DEN 'SULU ŞAKA' MANEVRASI

 

Genelkurmay'da hazırlandığı öne sürülen AKP'yi ve cemaati bitirme planıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını eleştiren CHP Lideri Deniz Baykal, "Samimiysen gel 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü aç" çağrısında bulunmuştu.

Bugün Arnavutluk'a giderken soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bu çıkışı hatırlatılan Baykal'a "Bu tür sulu şakalara biz gelmeyiz. Biz ciddi yaklaşımlar bekliyoruz" yanıtını verdi.

Erdoğan'ın bu yanıtını duyan Baykal ise ciddiyetini göstermek için kurmaylarına talimat verdi.

CHP Grup Başkanvekilleri, AKP'lilerden bir randevu talep etti. Saat 13.00'de yapılan ve yaklaşık 40 dakika süren ziyarette muhalefet heyeti, Anayasa'nın geçici 15. Maddesi'nin kaldırılması için çalışma başlatılması teklifini iktidara sundu.

 

AKP: TÜM ANAYASAYI DEĞİŞTİRELİM

CHP'den saat 11.00 sularında gelen bu manevraya AKP'den jet yanıt geldi. Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, anamuhalefet partisinin girişimini "CHP önce teklif hazırlasın sonra bizden imza desteği istesin" sözleriyle değerlendirdi. Elitaş, bir ay öncesine kadar Anayasa değişikliği için çalışan komisyona üye vermeyen bir parti olan CHP'nin bugün böyle bir girişimde bulunmasının sevindirici olduğunu söyledi. "'Sayın Baykal, bir harfinin değişimi için bile destek vermem' sözlerinden bu noktaya gelmesi güzel" diyen Elitaş, "Ancak bizim de bir çağrımız var. 12 Eylül anlayışının hazırladığı ve halen demokrasiyi tehdit eden tüm engelleri beraber kaldıralım ve yeni bir anayasa yapalım" şekilinde konuştu.

 

- CHP'DEN 'SULU ŞAKA' MANEVRASI

 

Genelkurmay'da hazırlandığı öne sürülen AKP'yi ve cemaati bitirme planıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını eleştiren CHP Lideri Deniz Baykal, "Samimiysen gel 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü aç" çağrısında bulunmuştu.

Bugün Arnavutluk'a giderken soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bu çıkışı hatırlatılan Baykal'a "Bu tür sulu şakalara biz gelmeyiz. Biz ciddi yaklaşımlar bekliyoruz" yanıtını verdi.

Erdoğan'ın bu yanıtını duyan Baykal ise ciddiyetini göstermek için kurmaylarına talimat verdi.

CHP Grup Başkanvekilleri, AKP'lilerden bir randevu talep etti. Saat 13.00'de yapılan ve yaklaşık 40 dakika süren ziyarette muhalefet heyeti, Anayasa'nın geçici 15. Maddesi'nin kaldırılması için çalışma başlatılması teklifini iktidara sundu.

 

AKP: TÜM ANAYASAYI DEĞİŞTİRELİM

CHP'den saat 11.00 sularında gelen bu manevraya AKP'den jet yanıt geldi. Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, anamuhalefet partisinin girişimini "CHP önce teklif hazırlasın sonra bizden imza desteği istesin" sözleriyle değerlendirdi. Elitaş, bir ay öncesine kadar Anayasa değişikliği için çalışan komisyona üye vermeyen bir parti olan CHP'nin bugün böyle bir girişimde bulunmasının sevindirici olduğunu söyledi. "'Sayın Baykal, bir harfinin değişimi için bile destek vermem' sözlerinden bu noktaya gelmesi güzel" diyen Elitaş, "Ancak bizim de bir çağrımız var. 12 Eylül anlayışının hazırladığı ve halen demokrasiyi tehdit eden tüm engelleri beraber kaldıralım ve yeni bir anayasa yapalım" şekilinde konuştu.

Uzun süreden beri ortaya atılan iddiaların bir belgeye mi yoksa bir komplonun mu

ifadesi olduğu konusunda bir tartışma yaşanıyordu.

 

- Bu konuda Genelkurmay derhal harekete geçmişti. Genelkurmay Başkanı bir emir komuta zinciri içinde böyle bir belgenin hazırlanmasının söz konusu olamayacağını ifade etmiştir. Ancak yine de bu belgenin altında imzası olduğu belirtilen Genelkurmay görevlisinin çalışmalarının, yaptığı telefon konuşmalarının, bilgisayardaki kayıtlarının incelenmesi ihtiyacını hissetmiştir ve bir çalışma yapılmıştır.

 

"KİM HAZIRLADI BU BELGEYİ"

 

- Genelkurmay’ın yaptığı açıklamayla, ortaya atılan kağıdın belge niteliğinde olmadığını göstermektedir. Bu aşamada şimdi incelenmesi gereken bir olasılık var o da bu kimler tarafından yapılmış bir komplodur?

 

- Bu iddianın bir belgeye dayalı olmadığı ortaya çıkmıştır. Çok vahim iddialar içeren böyle bir iddianın niteliğinin komplo olarak değerlendirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Şimdi bu komployu niçin neden almıştır, bunu yapanlar fırsatı nasıl bulabilmişlerdir?

 

"BAŞBAKAN NE SÖYLÜYOR"

 

- Bu iddiayı bir belge olarak kabul edip değerlendirme yapanların şimdi ne yapacakları önem kazanıyor. Bu iddiayla ilgili hukuki tespit yapılmalıdır.

 

- Bugün Başbakan değerlendirmesini yaptı. Hepimiz merakla ne düşündüğünü görmek istiyorduk. Bakınca gördüğümüz şudur. Başbakan ne söylüyor?

 

- Bu konuyu incelemeye devam edeceğiz diyor. Etsin. Sivil mahkemeler diyor. Evet geçirsin bekliyoruz. Bu konuda bilgisi önem taşıyan değerlendirmesi olan herkesi göreve çağırıyorum diyor. Bizim bu konuda bilgilerimizi ortaya koymamızı beklediğini söylüyor.

 

- Aynı işin Genelkurmay’da devam edilmesi gerektiğini söylüyor. Yani tatmin olmuş değil başbakan. Hala karara rağmen genelkurmay’da bu belgeyi hazırlamış olanları var olanlar olabileceğini ifade etmeye çalışıyor.

 

AKP KONUYU DEĞERLENDİRECEK

 

13.00'de yapılan toplantı öncesi, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay bir araya geldi.

Sühay daha sonra AKP Grup Başkanvekilleri ile görüştü. Görüşmenin ardından AKP'li Bozdağ, ''Konuyu partimizde değerlendireceğiz'' dedi. Okay ise uzun bir açıklama yaptı. İşte Okay'ın açıklamaları:

 

- Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına yönelik girişimlere hazır olduğumuzu ilettik.

 

- AKP Grup Başkanvekili arkadaşlarımız bu yönde yetkili kurumlarıyla görüşeceklerini ve görüşme sonucunda en kısa süre içerisinde bizlere bildirecekler.

 

- Anayasa’nın geçici 15. maddesi, 12 Eylül hukukunu koruyan, hukuk devletinin işlemesine engel olan, hukuka ve yasama tekniğine aykırı olan ve geçici olarak anayasa’da yer alan ancak süreklilik kazanan bir maddedir.

 

- Bu madde hem darbeyi hem darbecileri koruyan bir maddedir. Türkiye’de sivilleştirme ve darbe iddialarının tartışıldığı bu dönemde, yasama organı parlamento kendi üzerine düşen görevi yerine getirilmelidir.

 

- Bu vesileyle bu sadece CHP ve CHP Genel Başkanı Baykal’ın ilk kez ifade ettiği husus değildir. Sayın Baykal, Mart 1993’te bizzat kendi imzasıyla Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını TBMM Başkanlığı’na yapmıştır. Keza 1998 tarihli CHP’nin Anayasa değişikliği tekliflerine ilişkin çalışmasında yine bu madde yer almaktadır.

 

- Yine Sayın Baykal’ın 2006 28 Şubat’ında yapmış olduğu söyleşide de Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur.

 

EVREN SUSKUN

 

12 Eylül darbesinin lideri eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise CHP'nin girişimiyle ilgili yorum yapmak istemedi. Evren şu an açıklama yapmak istemediğini söyledi.

 

DARBECİLERİ KURTARAN MADDE

 

12 Eylül darbesi sırasında çıkarılan 669 yasa, 90 KHK, 76 konsey kararı, Anayasa'nın geçici 15. maddesi nedeniyle yargı denetimi dışında kalıyor. Dolayısıyla o dönemde yapılan usulsüzler ve yapanlar yargılanamıyor. Dünyada Türkiye gibi darbe tecrübesi yaşamış ülkelerin bir çoğu yıllar sonra darbecilerini yargıladı ve mahkum etti.

Gönderi tarihi:

- TBMM kapatıldı,

- Anayasa ortadan kaldırıldı,

- siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.

- 650 bin kişi gözaltına alındı.

- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

- 7 bin kişi için idam cezası istendi.

- 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).

- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.

- 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

- 98 bin 404 kişi ''örgüt üyesi olmak'' suçundan yargılandı.

- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.

- 30 bin kişi ''sakıncalı'' olduğu için işten atıldı.

- 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

- 30 bin kişi ''siyasi mülteci'' olarak yurtdışına gitti.

- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

- 171 kişinin ''işkenceden öldüğü'' belgelendi.

- 937 film ''sakıncalı'' bulunduğu için yasaklandı.

- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

- 31 gazeteci cezaevine girdi.

- 300 gazeteci saldırıya uğradı.

- 3 gazeteci silahla öldürüldü.

- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

- Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi ''kaçarken'' vuruldu. 95 kişi ''çatışmada'' öldü. 73 kişiye ''doğal ölüm raporu'' verildi. 43 kişinin ''intihar ettiği'' bildirildi.

 

UNUTMAYACAĞIZ!

Gönderi tarihi:
- TBMM kapatıldı,

- Anayasa ortadan kaldırıldı,

ölüm raporu'' verildi. 43 kişinin ''intihar ettiği'' bildirildi.

.

.

.

UNUTMAYACAĞIZ!

Sayin Diyarbakirli, cunta mecbur gelmismis, anayasayi korumusmus. Siz nasil koskoca agzindan Atatürk'ü hic birakmayan Evren pasayi yukarida siraladiginiz suclardan sorumlu tutarsiniz? O insanlarin tümü anayasa karsitiymismis, terörüstmüsmüs, vatanhainiymismis.

 

Ben aslinda Atatürkcü Evren pasanin resimlerinin hala is yerlerinde ve evlerde asilmasi taraftariyim, hatta Atatürk kaldirilsin sadece onun resmi asilsin. Ondan büyük vatanperver tamiyorum ben, ya siz?

Gönderi tarihi:
- TBMM kapatıldı,

- Anayasa ortadan kaldırıldı,

- siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.

- 650 bin kişi gözaltına alındı.

.

.

 

 

UNUTMAYACAĞIZ!

 

 

12 Eylül 1980 yılında 15 yaşında idim. TSK ülkenin birlik ve bütünlüğü için darbe yapmış ve ülkemizi bölmek isteyenler sağ olsun sol olsun kardeş kavgasını bitirmiştir.Elbette kurunun yanında yaşta yanmıştır.Ama ülkemizi bölmeye çalışanlar muradına erememiş ve şu anki acıları ondandır.Sanki darbe yapıldıda ülkemize ABD bayrağımı dikildi.Ama şu anda ABD de yaşayan Fettullah Bey hazretleri ülkemizi ve dinimizi ABD ye teslim etmekle kendine görev kılmıştır ama başaramayacak ve Türkiyemizede dönemeyecek *******

Gönderi tarihi:

Benim bu baslikla ilgili bir yazim olacak,heralde Diyarbakirli onu okuma firsati bulamamis ki döktürüp durmus.Halbuki ben 12 Eylül'e gelinmesinin ön nedenlerini iceren bir döküman cikarmistim.Kim ne yapti,ne kadar sagci ne kadar solcu,ne kadar ölü,ne kadar sehit verildigi ile ilgili bu döküman 12 Eylül'ü okumak icin bir firsattir.Bu ülkede insanca yasama karsi olan,bu ülkede bu ülkeyi bölme planlari yapan,bu ülkede sistematik olarak rejime karsi sinsi faaliyetler yürüten,bu ülkede bu ülkenin ve bu milletin milli degerlerini hice sayan kimler varsa darbecidir,darbeden yanadir.Hic kimse ezbere mideden atarak ordu karsitligi yapmasin.Herkes önce aynaya bakip kac tane sivilcesi oldugunu saysin.Yangina körükle gidenlerin itfaiyeden yardim beklemeleri biraz gayri ciddi degil mi?

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
12 Eylül 1980 yılında 15 yaşında idim. TSK ülkenin birlik ve bütünlüğü için darbe yapmış ve ülkemizi bölmek isteyenler sağ olsun sol olsun kardeş kavgasını bitirmiştir.Elbette kurunun yanında yaşta yanmıştır.Ama ülkemizi bölmeye çalışanlar muradına erememiş ve şu anki kuyruk acıları ondandır.Sanki darbe yapıldıda ülkemize ABD bayrağımı dikildi.Ama şu anda ABD de yaşayan Fettullah Bey hazretleri ülkemizi ve dinimizi ABD ye teslim etmekle kendine görev kılmıştır ama başaramayacak ve Türkiyemizede dönemeyecek *******

 

Bu ulkeyi asil bolenler sizin gibi kanli darbeleri destekleyenlerdir! Zira bakin yillar gecti darbeden sonra ve o darbenin eseri olan Anayasa halki nasil kutuplastirdi!

 

ABD dediginiz ulkenin en buyuk kuklaligini yine Darbe sonrasi zihniyet yapmadi mi? Hani NATO'dan ciksaniz filan o zaman tamam Gulen'i elestirin diyecegim ama daha dune kadar bir suru kirli savasa ABD ucaklarinin nereden kalktigini unutmayin!

 

Yas/Kuru olen herkesin bu topraklarda en az sizin kadar yasama hakki vardi.

 

UNUTMAYACAGIZ!

Gönderi tarihi:
92’lik dede Baykal’ı kurtarabilir mi?

 

CHP lideri Deniz Baykal 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren askerlerin yargılanması için Anayasa değişikliği önerisini gündeme getirdi. Başbakan Erdoğan’ın cevabı “sulu işler bunlar” oldu.

 

Baykal’ın tam da bu zamanda bunu neden yaptığını izah edeceğim. Ama önce hesabı Allah’a kalanlardan söz etmek gerekiyor.

Malum, 12 Eylül darbesini gerçekleştiren ve ihtilalden sonra Milli Güvenlik Konseyi adını alan heyette 5 kişi vardı. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren darbeden sonra devlet başkanı olurken, darbeyi gerçekleştiren ekipte yer alan Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanı Milli Güvenlik Konseyi üyesi oldular. Bu 5’li ekip yasama, yürütme, yargı tüm erklerin başına oturdular. Ağızlarından çıkan bir bakıma kanundu.

 

Genelkurmay Başkanı sıfatı ile darbeyi gerçekleştiren ekibin başı olan 1917 doğumlu Kenan Evren şu an 92 yaşında. İzmir’de yaşıyor.

Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya şu an 84 yaşında..

Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer 85 yaşında…

Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin 2005 yılı Ekim ayında öldü.

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun 1998 yılı Temmuzunda öldü.

Yani CHP’nin ‘yargılansınlar’ diye ülkeyi ayağa kaldırdığı isimlerden ikisi çoktan öldüler. Mahkemeleri ahirete kaldı. Hayatta olan diğer 3 kişinin yaşları ise 84, 85, ve 92.

 

Sayın Erbakan için çıkarılan ama neticede yasa olduğu için şartları uyan herkese teşmil olan bir uygulama var biliyorsunuz. 5485 sayılı "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 6 ay, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 1 yıl, 75 yaşını bitirmişlerin ise mahkum oldukları 3 yıl yada daha az süreli hapis cezasının, mahkeme kararıyla konutlarında çektirilmesini içeriyor.

12 Eylül paşalarının hükümeti ve Meclis’i devirme suçundan yargılanmaları gerekeceği için cezalarının anılan sürelerden fazla olması söz konusu olsa da, hatta cezalandırılsalar bile, tıpkı Sayın Erbakan gibi ağır sağlık koşulları nedeniyle cumhurbaşkanı tarafından cezalarının affedilmesi uzak ihtimal değil.

Kanun kanundur. Suçun niteliği ne olursa olsun kanun önüne herkes eşittir. Bunlar darbeci diye devlet elbette mahkumunu süründürmez. Kısacası Paşalar ceza alsalar bile kalan ömürlerini evde televizyon seyrederek geçirebilirler. Hayatlarında değişiklik olmaz.

Haliyle denilecektir ki, darbecilerin yargılanmasının ibreti alem olsun diye sembolik değeri var. İşte tam da bu noktadan Baykal’ın önerisini ve niyetini açma konusuna gelebiliriz.

 

Eğer Baykal samimi ise…

 

Kamuoyu, ortaya çıkan belge, bilgi ve bulgularla Ergenekon dava sürecinde giderek daha da ikna olmaya başladı. Toplum işin içinde kirli bir iş olduğunu büyük ölçüde gördü. Hele Danıştay saldırısı gibi bu topraklarda işlenmiş en alçakça suçun Yargıtay kararı ile Ergenekon dava süreci ile birleştirilmesi genel havayı değiştirdi.

Baykal bir bakıma açığa düştü. Doğal müttefikleri birer birer kendisini terk etmeye başladı. Cumhuriyet mitinglerinin de eski etkisini kaybetmesi Baykal’ın cesaretini biraz daha kırdı. Hükümeti devirmeye yönelik kumpaslar çevirdiği artık aşikar olmuş bir hüviyet kazanan illegal yapılanmayı eskisi kadar gür savunamamaya başladı.

Sözün kısası Baykal darbeciler aynı karede göründü ve öyle algılandı. Oluşan medya çeşitliliği içinde kamuoyu nezdinde daha fazla yıpranmamak için askerin de bir adım geri çekilmesi Baykal’daki yalnızlaşma duygusunu artırdı.

Üzerinde yapışıp kalan darbeci etiketinden kurtulmak isteyen Baykal bu imajdan sıyrılmak için 12 Eylül’ü yapanlar yargılansın çıkışı yaptı.

Fakat Baykal için artık çok geç… İnandırıcılığını büyük ölçüde yitirdi. 92’lik dedeyi yargı önüne çıkarmaya kalkması Baykal’ın yitirdiği demokrat imajı geri kazanmasını asla sağlamaz. İçine düştüğü çukurdan kurtarmaz. Daha doğrusu bu imaj yenilemeyi asla 12 Eylül üzerinden ve bir kısmı ölüp gitmiş zevatı kullanarak yapamaz.

Eğer Baykal son çıkışında samimi ise hala darbe heveslisi arayış, çaba, eylem, fırsat kollama düşüncesinde olan yaşayan darbeci zihniyete karşı dik durarak göstersin tavrını.

Yakın tarihli andıçların hesabını sorsun. 28 Şubat’taki antidemokratik girişimlerin faillerinin hesap vermesini gündemine alsın. 12 Eylülcü paşaların yargılanmasını sağlayacak Anayasa değişikliği yerine, güya darbelere gerekçe olan meşhur koruma ve kollama maddesi hakkında değişiklik önersin, rejimi korumak Meclis’in, hükümetin ve milletin üzerine bir borçtur, üstüne vazife olmayan kurumlar durumdan vazife çıkaramazlar desin.

27 Mayıs bu ülkenin tarihinde bir ayıptır. TSK, 27 Mayıs ve 12 Eylül mağduru ailelerden ve milletten kurum olarak özür dilemelidir desin.

Sözü uzatmaya gerek yok. Baykal’ın alnına yapışan darbeci etiketi, 90’luk dedeleri mahkeme önünde süründürerek, o görüntüden demokrat tavır devşirerek asla düzelmez.

Tekrar ediyorum, niyetinde samimi ise, şu an ortalarda dolaşan ve hala ara rejim heveslisi olan çevrelere karşı dik durarak göstersin tavrını.

Yoksa gerisi boştur.

(Not: Ertuğrul Özkök dün Kenan Evren Paşa ilgili güzel bir değerlendirme yazısı yazdı. Bir gün Sayın Baykal için o tür bir yazı kaleme alınabileceğini düşünmek bile şu saatten sonra artık güçtür. O yazı Baykal’a ders olmalı.)

Prof. Dr. Osman ÖZSOY – Haber 7

 

Bugün birkaç gazeteden alıntı yaparak günü geçireceğim gibi görünüyor. Bilindiği (bu da benim hüsnü kuruntum) üzere hayli bir zamandır özellikle darbe ve darbeciler üzerine tartışmayı kendime sanki bir amaç edinmişliğim var. Nerde darbe sözü geçse orda ben. İti an çomağı hazırla durumu gibi bir şey. Buraya da birşekilde dahil olduk.

 

Her daim darbe yapanların yargılanmasını temenni etmişimdir. Hangi saik olursa olsun darbede. Türkiye'yi "Darbeli Demokrasi" diyarına dönüştüren her fraksiyon yargının önünden geçmelidir. Pekiyi; çok da uzun yıllar geçmemişken; hazırladığı bir iddianame yüzünden bir savcının görevine son verilmişken ve yine savcının hazırladığı iddianame Cumhuriyet Başsavcısında (bunu da bugün öğrendim) takipsizlik kararı ile ortadan kaldırılmışken bugün değişen ne vardır?

 

Osman ÖZSOY, yukardaki yazıda buna cevap aramış. Enteresan cevaplar da bulmuş gibi görünüyor.

 

Kanaatime gelince; AKP böyle bir değişiklik istemeyecek ve hazır Baykal'da böyle yakalanmışken yeni bir anayasaya bu umut olacak. Nasıl Polyannacılık ha...

 

Tek yol yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Bakalım AKP, yeni bir anayasa konusunda dik durabilecek mi?

Gönderi tarihi:
Benim bu baslikla ilgili bir yazim olacak,heralde Diyarbakirli onu okuma firsati bulamamis ki döktürüp durmus.Halbuki ben 12 Eylül'e gelinmesinin ön nedenlerini iceren bir döküman cikarmistim.Kim ne yapti,ne kadar sagci ne kadar solcu,ne kadar ölü,ne kadar sehit verildigi ile ilgili bu döküman 12 Eylül'ü okumak icin bir firsattir.Bu ülkede insanca yasama karsi olan,bu ülkede bu ülkeyi bölme planlari yapan,bu ülkede sistematik olarak rejime karsi sinsi faaliyetler yürüten,bu ülkede bu ülkenin ve bu milletin milli degerlerini hice sayan kimler varsa darbecidir,darbeden yanadir.Hic kimse ezbere mideden atarak ordu karsitligi yapmasin.Herkes önce aynaya bakip kac tane sivilcesi oldugunu saysin.Yangina körükle gidenlerin itfaiyeden yardim beklemeleri biraz gayri ciddi degil mi?

 

 

saygilarla

Sayin politika, su an gelinen noktanin 1980'den ne farki var? Ülkemiz resmen iki kutuba ayrilmis buna birde PKK terörünü ve ceteleri eklersek durum dahada cok vahim. Bu duruma 1980 anayasasi sayesinde geldik, bunu unutmayalim. Sizin anlayisiniza göre bir Kenan Evren daha var olup ülke yönetimine el koymasi gerekiyor, cünki anayasa gene ihlal edilyior, 1980 den günümüze kadar ölen asker, polis ve diger vatandaslarin sayisinin haddi hesabi yok. Demekki kisa zaman önce meydanlarda ASKER GÖREVE diye haykiranlar, döviz tasiyanlar bu kötü durumu görmüsler.

 

Ne kadar celiskilerle dolu bir toplumuz ya biz.

Gönderi tarihi:
Sayin politika, su an gelinen noktanin 1980'den ne farki var?

 

 

Tabi yaa, her gün onlarca insan birbirini vuruyor değil mi? Amma da aynı ha :)

 

Ama bu kadar tahrik olursa, ülke bu kadar gerilirse gelinen nokta yine 1980 olur... Onda haklısın işte. Ondan sonra da yok darbe yaptılar yok demokrasi nerede, yok bilmem ne deyip durun...

 

Sen devrimciyim diye ülkeyi devirme/bölme noktasına getir kan gövdeyi götürsün; sen Müslümanım diye laikliği hedef belirleyip o yolda ilerle irticayı azdır, sonra da demokrasi diye yakın dur...

Gönderi tarihi:

TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!,

 

olur yargilarsiniz..

 

 

Tanridan dilegim vatan hainlerini darbeciler yargilar..

 

 

Bakalim ne olmus romanya´da polonya´da kitleler devrim yapmis?

 

Allah Allah ne kadarda bagimsiz olmuslar :) Avrupa birliginin icinde bizim bin asir gerimizden gelmek zorundalar?

Gönderi tarihi:

12 Eylül'ün gerekcesi olarak gösterilen rakamlarla darbe yapilsin demenin nasil bir baglantisi olur anlayamadim.

Ben 12 Eylül'den önce neler olup bittigini,kimlerin neler yaptigini,nasil bir kutuplasmanin mevcut oldugunu,siyasi iktidar ve muhalefetin ne durumda olduklarini yani sorumlularin tutumlarini dile getirmis ve böyle siyasi otorite bosluklari daima firsatcilarin isine yarar anlaminda o günlerden bahsettim.Bunu kalkip ta yani bugünde mi böyle olsun darbe yapilsin diye carpitmak ve tamamen farkli bir mecraya cekmek ne kadar etik olabilir?

 

Darbeler muhakkak ki arzu edilmeyen olusumlardir ama darbeyi cagristiran olusumlara meydan verilmemesi daha önemlidir bence.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
TÜM DARBECILER DERHAL YARGILANSIN!,

 

olur yargilarsiniz..

 

 

Tanridan dilegim vatan hainlerini darbeciler yargilar..

 

 

Bakalim ne olmus romanya´da polonya´da kitleler devrim yapmis?

 

Allah Allah ne kadarda bagimsiz olmuslar :) Avrupa birliginin icinde bizim bin asir gerimizden gelmek zorundalar?

?

Icerigini ve ne anlatmak isteneni anladim dersem yalan olur.

Gönderi tarihi:
?

Icerigini ve ne anlatmak isteneni anladim dersem yalan olur.

Neden icerigini anlamakda zorluk cekiyorsun? binlerce icerigi var en azindan birtanesine ulasamadin mi? bak inan istedigin kadar yazimla alakali icerik sunarim.. sayfalar dolusu beyenmedin mi söyle.

 

Kisaca basliyalim en büyük terörist toprak agaları olabilir mi sence yoksa dagdakiler mi? öyle ya birileri gercek terörist ama kim?

 

Bugün toprak agasi deyince aklimiza ne gelir toprak agalari kimlerle kolkola? sunuda unutmayalim İsmet inönünün zamaninda yapmak istedigi toprak reformuna karsi cikan dünün agalarini bir zahmet hatirlayalim.. ordan yola cikabiliriz neyi yaratmislardi? demokrat partiyi kimler destek cikarak bu ülkeyi armagan etmisti..

 

Bugün pkk yi kim armagan etmis olabilir?

 

Bakalim bugün dogu en basta hangi reform a actir? bu reformla ilgili kitlelerin bir mücadelesi varmidir? mücadelenin özü ilk önce hak aramadir bölünme bölücülük degildir? en basta ülkenin bütünlügü icinde kendi ülkesindeki haksizliklara ve esitsizliklere karsi duyarli olabilmektir..

 

Böyle duyarlilik görebiliyormusun..

 

kitlelere örnek olacak dar kadro hem bilimsel hem sosyal calismalariyla insan olmanin disinda birer bilim adami olmanin özelligine sahip olabilmelidir..

 

Böyle özellik görebiliyormusun..

 

Bakalim Atatürk ülkesinde dün ne oluyordu hem bilimsel hemde sosyal calismalaiyla gerekli duyarliligi gösteren bir sürü örnek insanimiz batidan doguya hizla yayilma icindeydi.. bundan rahatsiz olanlar kimlerdi? evet birileri rahatsiz oluyordu yoksa topraklari elinden gidecek toprak agalarimiydi?..

 

Böyle bir tehlike varmiydi o dönemlerde toprak agalari icin? bu tehlikenin önü nasil kesildi sence?

 

bugün öyle bir tehlike var mi toprak agalari icin? varsa uzun dönem daha nasil bir savunma icine girebilirler..

 

veyahut hangi olusum onlari en rahat hale getirebilir..

 

Darbe nedir darbe?

Gönderi tarihi:
Neden icerigini anlamakda zorluk cekiyorsun? binlerce icerigi var en azindan birtanesine ulasamadin mi? bak inan istedigin kadar yazimla alakali icerik sunarim.. sayfalar dolusu beyenmedin mi söyle.

 

Kisaca basliyalim en büyük terörist toprak agaları olabilir mi sence yoksa dagdakiler mi? öyle ya birileri gercek terörist ama kim?

.

.

 

veyahut hangi olusum onlari en rahat hale getirebilir..

 

Darbe nedir darbe?

Sayin Efendi Türkler neden kiziyorsunuzki? Ben acikca yorumunuzun ne anlama geldigini ve konu basligiyla alakasini anlayamadim. Yukaridaki aciklamaniz dahi hala konu ile baglantisi neki diye kendi kendime soruyorum. Yukaridaki sorularinizin cevabini beraber arayabiliriz, ama baska baslik altinda. Tek alakasi olan cümleniz ise "Darbe nedir darbe?" Bu sorunuzun cevabida ülkemizde 1960 yillardan günümüze kadar yasanlar.

Gönderi tarihi:

"IMF? 24 OCAK? 9,10,11, 12 EYLÜL? HâLâ IMF

13:09 30 Haziran 2009

 

 

Kenan Evren Paşa, “beni de beslemeyin asın” demedi, “size gerek yok, asarım ben kendimi” mealinde trajik bir şeyler söyledi. 12 Eylül ve takip eden 29 yılın değil de, 9,10,11 Eylül 1980’in hesabını soran Özkök Ertuğrul’a verdiği beyanatta, “bu büyük leke ile yaşayamam” dedi. Memlekete bilfiil bu kadar hizmet verdikten, çağ açıp çağ kapatan bir darbeye komuta ettikten sonra, bu nasıl bir kadir kıymet bilmezlikti? Özkök Ertuğrul, sergide Picasso’nun bir çalışmasını görüp “bunu ben de yaparım” (benzeri bir tabloyu yapamasa bile darbe yapabildi...herkesten yeteneğine göre...) diyen Paşa’nın sesinin artık iyice yıprandığını söylüyor. Özkök bize, Evren’in yargılanamayacak kadar yaşlı ve tonton bir dede olduğunu anlatmaya çalışıyor. Ama bizdeki nato kafa nato mermer olduğundan girmiyor. Üstelik biz insanlıktan nasibimizi almadığımızdan, yaşlı bir adamı anlamıyor, onu sevemiyor ve empati kuramıyoruz. Aksine, solcular hastalıklı bir ruh hali içinde, faşist darbe sırasında işkencelerde, sokaklarda öldürülen, kaybedilen, hapislerde ölen, açlık grevlerinde can verenlerin hesabını soruyor.

Popüler, popülist ve “beyinsiz-vicdansız bir toplum kurma derneği” gönüllüsü Özkök, sağcı solcu herkesi tek cephede toplamak için uğraşıyor. Hem Bedrettin Cömert’i hem Gün Sazak’ı anıyor. Özkök’ün görevi göstermemeye çalışmaktır. 21. yüzyılda hiç bir şeyin ideolojik, siyasi olmadığını, pragmatik (omurgasız) olmak gerektiğini kabul edenlerdendir. Özkök, körleştirmekte, hissettirmemekte, önemsetmemekte ısrarcıdır. Öldürülen insanları anlatıyor ama niye öldürüldüklerini anlatmıyor. Faşistler ile devletin kolkola girip devrimcileri, halkı katlettiğini anlatmıyor. Özkök, bu ülke için ne büyük bir değer olduğunu öğretim üyeliğinin altını çizerek anlattıktan sonra, hayatını 12 eylül darbesine borçlu olduğunu söylüyor. “Evet biliyorum, askeri dönemde başka hayatlar da gitti. Çok üzüldüm, kahroldum” diyor. “Başka hayatlar” dediği, yüzlerce hayat (öldürülen, kaybedilen), fişlenen, işkenceden geçirilen 10 binlerce hayat. Ama kahrolmadığı şey, 12 Eylül’den sonra memleketin bugün geldiği yerdir.

Kenan Evren darbeden sorumludur ama tek sorumlu değildir. 12 Eylül, 24 Ocak kararlarının pratiğidir. Bülent Ecevit o dönemde IMF’nin dayattığı politikaların ancak Latin Amerikan tarzı bir askeri diktatörlük ile uygulanabileceğini teslim ediyordu.

 

30 YILDIR PİS PİS GÜLÜYORLAR

12 Eylül, bir düzenden bir başka düzene geçiş için şarttı. 70’lerin sonlarına doğru sermayenin düzeni o hali ile tıkanmıştı, memleketin yeni bir ekonomik ve toplumsal modele taşınması gerekiyordu. IMF, Dünya Bankası, devalüasyon, kamu ve özel sektörde ücretlere tırpan, kamu açıklarının kapatılması için zam istiyordu. İthal ikameden, ihracata dayalı bir modele geçiş düşünüyorlardı. Devrimciler engeldi, bitirilmeleri gerekiyordu. Güçlü bir solun ve toplumsal muhalefetin varlığında yapılacak iş değildi. Darbeler ruh hastası 4-5 generalin ya da subayın anlamsız egoları yüzünden kalkışacağı bir şey değildir. Birilerinin onlara “bizim çocuklar” deyip arka çıkması, darbenin iç ve dış konjonktüre uygun olması gerekir. “20 yıl işçiler güldü bizler ağladık, şimdi gülme sırası bizde” diyordu Halit Narin. 30 yıldır da pis pis gülüyorlar gerçekten de.

Darbe ile hesaplaşma hukuki bir mevzu, kanun, kararnamelerle halledilecek bir konu değildir, tamamı ile siyasidir. Darbelerle uğraşmak genç siviller ve şûrekası liberaller için “dar kapsamlı, sınırları belli” bir kültürel faaliyettir. Avrupa’da görülmeyen, tarihimiz için siyasi bir kara lekedir. Burada dururlar, daha öteye geçmezler.

Sınırları, askerlerin hukuk dışı eylemleridir. Ama burada da çok namuslu bir tavırları yoktur. “12 Eylül’de binlerce insan zarar gördü” derken, en büyük kıyıma uğrayanın solcular, devrimciler olduğunu söylemezler. Soyuttur dedikleri. Bu yüzdende darbeyi soyut tartışırlar. Bize göre ise darbeyi anlamak için kapitalizmi bilmek gerekir. Kapitalizm vahşidir, ruhsuzdur, acımasızdır ve öldürür."

 

Alinti: -http://www.birgun.net/eco_index.php?news_code=1246356571&year=2009&month=06&day=30-

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.