Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Namaz Kılmayan Eşi Boşa


Misafir birce

Önerilen İletiler

'Namaz Kılmayan Eşi Boşa'

Fetullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Samanyolu Yayıncılık A.Ş. Grubu’na bağlı Mehtap TV’de hafta içi her gün, "İslam ve Hayat" adlı program yapan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Profesörü Faruk Beşer’in yorumları dinleyenleri şaşkına çeviriyor. Programda vatandaşlardan gelen soruları yanıtlayan Prof. Beşer, kadın-erkek ilişkilerinden, çalışma hayatına kadar birçok konuda "fetva" veriyor. Prof. Beşer benzer yorumları internet sitesinde de yapıyor. Beşer’in bazı vatandaşlara verdiği cevaplar, dinleyenleri hayrete düşürüyor. İşte bunlardan bazıları:

 

Eşim namaz kılmıyor

 

Eşi namaz kılmayan kocanın ahrette maruz kalacağı duruma ilişkin sorusuna Prof. Beşer’in yanıtı şöyle: "Bu bir problem elbette. Namaz, İslam’ın ana direği... Namazsız bir evin bereketsiz olduğunu biliyoruz. Şeytanın hakimiyetinde olan bir ev olduğunu biliyoruz. Namaz kılmayan bir kadın ve namaz kılan bir erkek veya namaz kılmayan bir erkek ve namaz kılan bir kadının olduğu bir ev, huzursuz bir evdir. Ya kadına ya erkeğe haksızlık yapılmaktadır. Böyle bir evin olmasından, böyle olmaktan Allah’a sığınırız. Hukuki izahları bir tarafa bırakırsak, Kuran’da veya sünnette yani İslam’ın temel kaynaklarında namaz kılmayana şöyle ceza verilir diye bir emir bilmiyoruz. Elbette benim hanımım namaz kılmıyorsa bu huzuru kaçırır. Ona bu işi anlatırım, yalvarırım, yakarırım. Kılmıyorsa, darılırım, giderim, başka şeyler yaparım... Düşünün ki namaz kılmıyor ve namaz kılmanın da gerekli olduğuna inanmıyorsa bir erkek ya da bir kadın Allah korusun bu insanı dinden çıkarır. Namaz kılmıyor ve gereğine inanmıyorsa böyle bir durumda zaten o insan mümin sayılmaz. Mümin sayılmazsa namaz kılan bir bayanın, namaz kılmayan bir erkeğin nikahında bulunması ve aksi olması evli olması mümkün olmaz zaten. O zaman bu bir ayrılma sebebi olur hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir."

 

Kocam aldatıyor

 

Prof. Beşer’in, "Aldatılan kadın ne yapmalı?" diye soran bir vatandaşa yanıtı ise şöyle oldu: "Şimdi siz iki kötü durumla karşı karşıyasınız, bunlardan birisini seçmek zorundasınız: Ya boşanır ve bunun zorluklarını göze alır, bunlara katlanırsınız ki, bu çok zordur ve hangi kötülüklere sebep olacağını bilemezsiniz. Ya da bu ızdırabı içinizde sürekli taşır ve beraberliğe katlanırsınız. Şahsen ben size bunu tavsiye ederim. Çünkü böylece kocanızı da kurtarmış olursunuz. Tahammül için ve onun düzelmesi için Allah’a sürekli dua edersiniz. Bu da sizin ibadetiniz olmuş olur. Ama her iki durumda da bu acıların mükafatını Allah’tan alırsınız."

 

İslam’a dair sağlıklı bilgiler’ anonsuyla yayımlanıyor

 

Prof. Faruk Beşer’in vatandaşlardan gelen dini konulardaki soruları cevaplandırdığı program, Mehtap TV’de hafta için her gün, "İslam’ın özüne dair sağlıklı bilgileri nasıl edinebiliriz? Modern hayat şartlarında hangi zorluklarla karşılaşıyoruz? İslamiyet’in gündelik hayata Müslümanlara sağladığı kolaylıklar ve imkanlar nelerdir? Prof. Dr. Faruk Beşer, İslam ve Hayat programında İslam anlayışımıza dair seyirci sorularına sahih kaynaklar ışığında cevap veriyor" anonsuyla yayımlanıyor.

 

 

Eşim namaz kılmıyor

.

.

 

Namaz kılmıyor ve gereğine inanmıyorsa böyle bir durumda zaten o insan mümin sayılmaz. Mümin sayılmazsa namaz kılan bir bayanın, namaz kılmayan bir erkeğin nikahında bulunması ve aksi olması evli olması mümkün olmaz zaten. O zaman bu bir ayrılma sebebi olur hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir."

 

 

ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir." .... diye yazıyor.

 

 

Kocam aldatıyor

.

.

 

Ya boşanır ve bunun zorluklarını göze alır, bunlara katlanırsınız ki, bu çok zordur ve hangi kötülüklere sebep olacağını bilemezsiniz.

 

 

Bura da zorluklardan söz edilmekte, peki ilk Eşim namaz kılmıyor başlığın da ayrıl denildiğin de.. bu zorluklar yokmu

 

oluyor

 

 

Ya da bu ızdırabı içinizde sürekli taşır ve beraberliğe katlanırsınız. Şahsen ben size bunu tavsiye ederim.

 

 

Kocası aldatıyor ise.. katlanmasını tavsiye ediyor.....Namaz kılmıyor ise her ikisinden biri.... Neden orada da katlanmasını tavsiye etmiyor.

 

 

cünkü böylece kocanızı da kurtarmış olursunuz. Tahammül için ve onun düzelmesi için Allah’a sürekli dua edersiniz. Bu da sizin ibadetiniz olmuş olur. Ama her iki durumda da bu acıların mükafatını Allah’tan alırsınız

 

 

Burada sürekli dua eder ise...halen aynı başlıktayım Kocam aldatıyor başlığın da...

 

mükafatlanacağindan söz edilmekte... buraya kadar doğrumu anladım ben

 

ki ilk başlık' ta namaz kılan zaten sürekli dua etmiyor mu.....Peki orada bu neden gecerli değil...

 

Kocan aldatinca dua edeceksin ve katlanacaksin...... gercekten de dogrumu anladim ben

 

 

 

Az önce okudum bu yazıyi ve bir yerleri yine anlayamadım sanırım, ama neresini bilemedim... :)

 

Saygılar

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:lol: İşte bu çok ilginçmiş. Beşer hazretlerine göre, koca akşam olur olmaz evine geliyor ve karısının dizinin dibinde güzelce oturuyor, ama namaz kılmıyorsa, boşa... Koca namazınsa niyazında, ama tam üç evi daha var, aklına gelirse evine bazen uğruyor, diğer üçüyle yetinmeyip arada imam nikahıyla bir kaç tane daha alıp geri boşuyor, kaç tane alıp geri boşadığından haberin yok, ama her halükarda toplamın senle birlikte dört olduğundan eminsin sadece, sakın boşama! :lol:

 

Harika! Hayran kaldım... Ne inciler ne inciler... Vay be...

 

İyi de bu hazret kadının boşanma yetkisinin olmadığını niye belirtmiyor ola acep? İslama göre kadının boşanma yetkisi yok. Bu yetki erkeğe ait! Hazret ne kadar "boşan" diye tavsiye etse de ancak medeni hukuk kadına boşanma hakkı verir. Hazretin övdüğü şeriatta kadının böyle bir hakkı yok!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunlara kimler prof. ünvani vermis o ayri bir tartisma konusudur da,ben baska birseyden bahsedecegim.Yasar Nuri Öztürk,Kuran'daki Islam'dan bahsederken,bu yobazliklardan insanlarin kurtarilmasi gerektigini basbar söylüyordu,iste yukarda adi gecen prof.lar ve onlarin pesinden gidenlerde Öztürk'e "zindik,sosyete hocasi vs."gibi lakablarla hakaret ediyordular.Diyaneti elestirdigi icin Öztürk'ün kitaplari artik diyanette satilmamaya baslanmisti.Allah'la aldatanlar kitabina en cok tepki verenler yukarda ki prof.gibileri ve onlarin pesinden gidenlerdi.Acin dinci siteleri ve bakin ki kimler din adina yüceltiliyor kimler tu kaka ediliyor.

 

Islam belki inanmayanlar icin öyle pek savunulacak bir din degildir.Ama bugün milyonlarca insan bu dine inanmaktadir.Bilim adamlarinin görevi insanlara dogrulari ögretmektir,kendi saptirmalarini veya herhangi bir tarikat hocasinin uydurma dinini insanlara ögretme lüksleri yoktur.Iste bugün müslümanlar olduklari yerde sayiyorlarsa,kendilerini baskalarinin sömürmesine evet diyorlarsa dinlerini bilmediklerindendir.Yarabbi Sükür'cü toplumlar oldugu sürece onlari sürü gibi yöneten iktidarlarda olacaktir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

beşerdir,şaşardır,normaldir,o öyle demiş,bu böyle demiş hiç farketmez,

benim için ALLAH ne demiş o önemlidir

 

BAKARA suresi256.ayet: Dinde zorlama yoktur.

 

 

İslam dininin, insanları inanç konusunda zorlanmama prensibi başlangıcından beri hiç değişmemiştir. İlk inen surelerden

biri olan Kâfirun Suresinde Yüce Allah şöyle buyurur:

 

?De ki: ?Siz ey hakikatı inkâr edenler!

Ben tapmam sizin taptığınıza

Siz de tapmazsınız benim taptığıma

Ve ben tapmayacağım sizin tapıp durduğunuza

Siz de tapmayacaksınız benim taptığıma.

Sizin dininiz size, benimki bana.? (Kafirun 1-6)

 

sözün özü bizim için ALLAH sözüdür,oda KURANDA geçer

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

beşerdir,şaşardır,normaldir,o öyle demiş,bu böyle demiş hiç farketmez,

benim için ALLAH ne demiş o önemlidir

 

BAKARA suresi256.ayet: Dinde zorlama yoktur.

 

 

İslam dininin, insanları inanç konusunda zorlanmama prensibi başlangıcından beri hiç değişmemiştir. İlk inen surelerden

biri olan Kâfirun Suresinde Yüce Allah şöyle buyurur:

 

?De ki: ?Siz ey hakikatı inkâr edenler!

Ben tapmam sizin taptığınıza

Siz de tapmazsınız benim taptığıma

Ve ben tapmayacağım sizin tapıp durduğunuza

Siz de tapmayacaksınız benim taptığıma.

Sizin dininiz size, benimki bana.? (Kafirun 1-6)

 

sözün özü bizim için ALLAH sözüdür,oda KURANDA geçer

 

Tamam da o prof.da Kurana dayandiriyor söyledigini yani Kuranda öylemi yaziyor,esiniz namaz kilmiyorsa bosayin diye bir emirmi verilmis Kuranda?

 

Müslümanlik ben müslümanim Elhamdülillah demekle bitmiyor,Müslümanlik, Allahin emretmediklerini insanlara Allahin emri diye dayatanlara karsi durmakla ve Allahi böyle ückagitcilarin hezeyanlarindan arindirmakla olur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mümtehine(*) Sûresinin 10 . Ayetinde

Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından) isteyin. Kafirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.3

 

Bir adam ben müslümanım diyor, ama Allah vaktinde namaz kıl dediği zaman ,amaan deyip es geçiyor.. İki eşin imanda bir olup olmaması gerçekten bir evlilik kurumunda ciddi düşünülmesi gereken mevzudur..

Ama gelgelelim aldatan kocaya sabır mevzusuna.. ya yok böyle bir sabır .. olamaz böyle bir durum.. Bi kere adam zina etmiştir ve cezası ağırdır.. Bu nu da geçtim, bu neredeyse Allah a şirk koşmakla eş değer anılır.. nasıl mı?

 

Bismillahirrahmânirrahîm

1. Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.

2. Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.

3. Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah’a ortak koşan bir erkek evlenir. Bu mü’minlere haram kılınmıştır.

kadınla erkek arasında bi fark var mı bu konuda.. Zina eden koca ,artık mümine haramdır ve o adamın layığı zina eden bir kadın yada Allah ortak koşan kadındır.. Bu Kuran ise, o adamın anlattığı hangi kitap olsa gerek.. Benim dinim bana, onun dini ona.. onun dini ile benim ki farklı yani,o aynı olduğunu iddia etse bile.. Kuranla bu derece çelişmek neyin nesi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kocan aldatinca dua edeceksin ve katlanacaksin...... gercekten de dogrumu anladim ben

 

 

Evet dogru anladınız bunu ... Kuran'a gore, Kadın Kocasına itaat etmesi lazım. Bir çok ornekler verir Erkeklerin kadınlardan üstün oldugundan dolayı. Ve birde geçmisten ornekler vererek, kocalarına hainlik yapan kadınların cehenneme gideceklerini bildirir.

 

Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi. (66:10)

 

Oldukca, korkutucu bir durum. Bunun tek çaresi kadınlar için, gece gündüz Allaha dua etmeleri ve kocalarına hizmet etmeleri lazım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlış hatırlamıyorsam bir de şu vardı;kadın başka dine mensup biri ile evlenemezken bu bir erkek için kazanç olabiliyordu.Bu yazdığımdan emin değilim ama gerçekten varsa öyle birşey bunun nedenini merak ediyorum.Bu namaz mevzusunu okurken aklıma geldi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Politika, üzgünüm... Maalesef doğru söyleyen Beşer hoca, doğruyu saptıran, gizleyen ve şirin göstermek için süsleyen Yaşar Nuri hoca...

 

Ve yine üzgünüm arci forumdaş, "dinde zorlama yoktur" ve "sizin dininiz size, benimki bana" mealindeki ayetler Muhammed'in gücü ele geçirmeden önceki propaganda döneminde yazdığı ayetlerdir. Gücü ele geçirince Tevbe suresini başına besmele bile koymadan yazmış ve müşriklere hayat hakkı olmadığı ültimatomunu çekmiştir.

 

Tabii size sürekli propaganda dönemi ayetleri sunulur ve Tevbe suresi gizlenir, hiç bahsedilmez. İşte bu süsleme işlerini yapanlar Yaşar Nuri hoca gibi din ılımlılaştırıcılarıdır. Ha, başarabilir ve İslam dinini çağdaş bir formata sokmayı başarabilirler mi? Umarım başarsınlar ama, mümkün değil. Dini bir dogma olarak tuttuğunuz sürece bu yapılan süsleme ve şirin göstermeler, dini istismar edenlerin ekmeğine yağ sürecektir.

 

Dini dogma olmaktan çıkarın, kutsallığını tabu seviyesinden biraz aşağı çekin, (*) insanlar zaten gerçekçi bakmayı bilecek ve bu eğip bükmelere, anlam saptırmalarına gerek kalmayacak. Ne yazıyorsa doğrusunu anlayacak insanlar, ama kutsallığını abartıp tabulaştırmadıkları, objektif baktıkları için bir zararı olmayacak.

 

Dini ılımlılaştırma ve şirin gösterme politikaları yanlıştır. Din istismarına, laikliğin aşındırılmasına, bilimsel düşüncenin yok olup dogmatik düşüncenin güçlenmesine ve emperyalist emellere yağ bal sürer...

 

(*) Kutsallıkların tümüyle yokedilmesi gerekmediğini daha önce defalarca belirttim. Bir bayrak kutsaldır, bez parçasından öte bir şeydir. Kutsal bir kitap da kutsaldır, selüloz levha üzerine çizili mürekkeplerden öte bir şeydir. Kurân sayfalarını koparıp masanın üzerini silmezsiniz. Bayrağı serip üzerinde piknik yapmadığınız gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tamam da o prof.da Kurana dayandiriyor söyledigini yani Kuranda öylemi yaziyor,esiniz namaz kilmiyorsa bosayin diye bir emirmi verilmis Kuranda?

 

Müslümanlik ben müslümanim Elhamdülillah demekle bitmiyor,Müslümanlik, Allahin emretmediklerini insanlara Allahin emri diye dayatanlara karsi durmakla ve Allahi böyle ückagitcilarin hezeyanlarindan arindirmakla olur.

 

hani KURAN,nereye dayandırıyormuş,bu gerçek değil!!!!!!!!!!!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Politika, üzgünüm... Maalesef doğru söyleyen Beşer hoca, doğruyu saptıran, gizleyen ve şirin göstermek için süsleyen Yaşar Nuri hoca...

 

Ve yine üzgünüm arci forumdaş, "dinde zorlama yoktur" ve "sizin dininiz size, benimki bana" mealindeki ayetler Muhammed'in gücü ele geçirmeden önceki propaganda döneminde yazdığı ayetlerdir. Gücü ele geçirince Tevbe suresini başına besmele bile koymadan yazmış ve müşriklere hayat hakkı olmadığı ültimatomunu çekmiştir.

 

Tabii size sürekli propaganda dönemi ayetleri sunulur ve Tevbe suresi gizlenir, hiç bahsedilmez. İşte bu süsleme işlerini yapanlar Yaşar Nuri hoca gibi din ılımlılaştırıcılarıdır. Ha, başarabilir ve İslam dinini çağdaş bir formata sokmayı başarabilirler mi? Umarım başarsınlar ama, mümkün değil. Dini bir dogma olarak tuttuğunuz sürece bu yapılan süsleme ve şirin göstermeler, dini istismar edenlerin ekmeğine yağ sürecektir.

 

Dini dogma olmaktan çıkarın, kutsallığını tabu seviyesinden biraz aşağı çekin, (*) insanlar zaten gerçekçi bakmayı bilecek ve bu eğip bükmelere, anlam saptırmalarına gerek kalmayacak. Ne yazıyorsa doğrusunu anlayacak insanlar, ama kutsallığını abartıp tabulaştırmadıkları, objektif baktıkları için bir zararı olmayacak.

 

Dini ılımlılaştırma ve şirin gösterme politikaları yanlıştır. Din istismarına, laikliğin aşındırılmasına, bilimsel düşüncenin yok olup dogmatik düşüncenin güçlenmesine ve emperyalist emellere yağ bal sürer...

 

(*) Kutsallıkların tümüyle yokedilmesi gerekmediğini daha önce defalarca belirttim. Bir bayrak kutsaldır, bez parçasından öte bir şeydir. Kutsal bir kitap da kutsaldır, selüloz levha üzerine çizili mürekkeplerden öte bir şeydir. Kurân sayfalarını koparıp masanın üzerini silmezsiniz. Bayrağı serip üzerinde piknik yapmadığınız gibi...

sayın demirefe,1.sure başlarına konulan besmeleler sonradan konulmuştur,HZ.Muhammedle alakası yoktur.

2.müşrikler müslümanları yurtlarından çıkarmışlardır,mallarına el koymuşlardır,kısaca her zulümü yapmışlardır,Medineye giden müslümanları oradada rahat bırakmamışlar,onlarda rahat dursalardı,ne yapalım yani.

3.size aynı şeyler yapılsa siz ne yapardınız,yoksa gülüp geçermiydiniz????????????

4.KİTABIMIZ KURAN kutsaldır,özellike içeriği ile kutsaldır,emirleri kutsaldır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlış hatırlamıyorsam bir de şu vardı;kadın başka dine mensup biri ile evlenemezken bu bir erkek için kazanç olabiliyordu.Bu yazdığımdan emin değilim ama gerçekten varsa öyle birşey bunun nedenini merak ediyorum.Bu namaz mevzusunu okurken aklıma geldi.

erkek için her şey kazançtır herhalde.

 

erkekinn nelinin kiridir falan filan bütün her şey..eli hep pistir erkeğin :D

 

ama bu haberlere kulak asmayın...gidin her mahallede bir hoca var onlar neler diyor nelerrrrr üüüüü üüüüüüüü ....

 

kadını erkeki yok akıllı oll işte :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet dogru anladınız bunu ... Kuran'a gore, Kadın Kocasına itaat etmesi lazım. Bir çok ornekler verir Erkeklerin kadınlardan üstün oldugundan dolayı. Ve birde geçmisten ornekler vererek, kocalarına hainlik yapan kadınların cehenneme gideceklerini bildirir.

 

Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi. (66:10)

 

Oldukca, korkutucu bir durum. Bunun tek çaresi kadınlar için, gece gündüz Allaha dua etmeleri ve kocalarına hizmet etmeleri lazım.

 

 

ne alakası var bu ayetin konu ile anlam veremedim!!!!!!!!!

 

yukarıda bu konu ile ilgili ayet ve sure beyan ettim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

'Namaz Kılmayan Eşi Boşa'

Fetullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Samanyolu Yayıncılık A.Ş. Grubu’na bağlı Mehtap TV’de hafta içi her gün, "İslam ve Hayat" adlı program yapan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Profesörü Faruk Beşer’in yorumları dinleyenleri şaşkına çeviriyor. Programda vatandaşlardan gelen soruları yanıtlayan Prof. Beşer, kadın-erkek ilişkilerinden, çalışma hayatına kadar birçok konuda "fetva" veriyor. Prof. Beşer benzer yorumları internet sitesinde de yapıyor. Beşer’in bazı vatandaşlara verdiği cevaplar, dinleyenleri hayrete düşürüyor. İşte bunlardan bazıları:

.

.

 

 

 

"Dinde Zorlama Yoktur" Âyetini İzah Eder misiniz? Yazdır E-posta

Fethullah Gülen

16.05.2006

 

Dinin ruhunda ve özünde zorlama yoktur. Çünkü zorlama dinin ruhuna zıttır. İslâm irade ve ihtiyarı esas alır ve bütün muâmelelerini bu esas üzerine kurar. İkrah (zorlama) ile yapılan bütün amel ve fiiller ister inanç, ister ibâdet ve isterse muamele açısından kat'iyyen makbul ve muteber kabul edilemez. Zaten böyle bir durum, "ameller niyetlere göredir" prensibine de uygun düşmez.

 

Din, kendi mes'eleleri için ikrahı caiz görmediği gibi başkalarının İslâm'a girmelerini de ikrah esasına dayandırmayı hoş karşılamaz. O, muhatabını tamamen serbest bırakır. Meselâ zımmîler cizye ve haracı kabul ettikten sonra, İslâm dini onların hayatlarını garanti eder. Evet, İslâm'da musamaha ufku bu derece geniştir.

 

Zaten din, zorla kabul edilebilecek veya zorla kabul ettirilebilecek bir sistem değildir. O'nda her şeyden önce îmân esastır. Îmân ise, tamamen vicdanî ve kalbe ait bir mes'eledir. Hiçbir ikrah teşebbüsü kalb ve vicdana tesir edemez. Dolayısıyla insan ancak içinden geliyorsa ve gönlü imana yatkınsa îmân edebilir. Bu manâda da dinde zorlama yoktur.

 

Hz. Adem'den günümüze kadar, din hiç kimseyi dehâlete zorlamamıştır. Bu mevzûda zorlama daima küfür cephesinin ahlâkı olmuştur. Onlar insanları dinlerinden çıkarmak için zorlamışlardır; fakat hiçbir mü'min bir kâfiri zorla Müslüman yapmaya çalışmamıştır.

 

Burada akla, şöyle bir soru daha gelebilir. Kur'ân-ı Kerim'de kıtâl ve cihadın farziyetiyle alâkalı birçok âyet mevcuttur. Peki bunlar bir manâda zorlama değil midir?

 

Hayır, değildir. Çünkü, cihad, karşı cepheye ait zorlamayı bertaraf içindir. Böylece insanlar, İslâm'ın değişmeyen bir kâidesiyle girdikleri İslâm dinine kendi arzu ve iradeleriyle gireceklerdir. İşte İslâm'ın farz kıldığı cihadla, böyle bir anlayışa zemin hazırlanmış olacaktır. İrade hürriyeti, İslâm'ın cihad emriyle yerleşmiştir.

 

Bu meseleyi bir başka açıdan da şöyle bir değerlendirmeye tâbi tutabiliriz:

 

Bu âyetin hükmü belli devrelere aittir. Belki her kemal ve zeval fâsılalarının da birbirini takibinde bu devreler yine bulunacaktır; ama, hüküm sadece o devreye münhasır kalacaktır. Nitekim Kâfirûn sûresinde bildirilen "Sizin dininiz size, benim dinim de bana" hükmü de aynı şekilde belli bir devreye mahsustur.

 

Bu devre ve bu dönem, meseleleri çözme ve anlatma dönemidir. Mes'eleler sözle anlatılacak ve kabulde muhatap kat'iyyen zorlanmayacaktır. Ve yine bu dönem, başkalarının dalâlet ve sapıklığıyla ilgilenmeme, onları tahrik etmeme ve kendi hidayetini muhafaza ile ferdî hayatında dini tatbik etme dönemidir.Bu dönem ve devrelere ait hükümler ise, bütün zaman dilimlerine şamil değildir; tabiî bu manâda şamil değildir. Yoksa bu hüküm artık hiçbir zaman tatbik edilmeyecek demek yanlış olur. İslâm'ın her devresinde böyle bir zaman parçası -realite olarak- yaşanmıştır ve günümüzde de yaşanmaktadır.

 

Ancak aynı âyetin bütün zaman dilimlerini kuşatan bir hükmü daha vardır ki, bu hüküm her zaman ve zeminde geçerliliğini devam ettirecektir. O da İslâm diyarındaki azınlıklara ait hükümlerdir ki, hiç kimse İslâm dinine girme mevzuunda zorlanmayacaktır. Herkes kendi dinî inancında serbest olacaktır.

 

Tarihe bir göz attığımızda açıkça görürüz ki, bizim aramızda daima Yahudi ve Hıristiyanlar bulunmuştur. Batılıların bu mevzûdaki itiraflarına göre, Hristiyan ve Yahudiler kendi devletlerinde bile, bizim içimizde yaşadıkları kadar aziz yaşayamamışlardır. Onlar zimmetimizi kabul ederek cizye ve haraç ödemişler; Müslümanlar da onları teminat altına alıp korumuşlardır. Fakat hiç bir zaman onları İslâm dinine girmeye zorlamamışlardır. Düne kadar bunların hususi mektepleri vardı ve kendilerine ait hususiyetlerin hepsini, dinî âyin ve yortularına varıncaya kadar muhafaza ediyorlardı. Bizim en muhteşem devirlerimizde dahi onların yaşadığı muhite girenler, kendilerini Avrupa'da zannederlerdi. Hürriyetleri bu kadar genişti. Sadece bizi iğfal etmelerine imkân ve fırsat verilmemiştir. Evet, gençlerimizi ve kadınlarımızı saptırmalarına göz yumulmamıştır. Bu da bizim kendi toplumumuzu korumamızın gereğidir.

 

Bu kabil dinin caydırıcı bazı hükümleri, hiçbir zaman dinde zorlama değildir ve sayılmamalıdır da. Bu gibi hükümler, serbest iradeleriyle dine girenlere aittir ki, onlar da zaten bu hükümleri kabul etmekle İslâm'a girmişlerdir. Meselâ, bir insan, İslâm dininden irtidat ederse ona mürted denir ve verilen süre içinde tevbe etmezse öldürülür. Bu tamamen daha önce yapılmış bir akde muhâlefetin cezasıdır. Ve tamamen sistemin muhafazasıyla alâkalıdır. Devlet, belli bir sistemle idare edilir. Her ferdin hevesi esas alınacak olursa devlet idaresinden söz etmek mümkün olmaz. O'nun içindir ki bütün Müslümanların hukukunu muhafaza bakımından, İslâm, mürtede hayat hakkı tanımamıştır.

 

Ayrıca İslâm dinine giren insanlar bazı şeyleri yapmakla bazılarını da yapmamakla mükellef kılınırlar. Bunun da zorlama ile bir alâkası yoktur. Nasıl ki, namaza duran bâliğ bir insan namaz içinde, sesli olarak gülecek olsa ceza olarak hem namazı hem de abdesti bozulur. Ve yine ihramlı bir insan, üzerindeki haşeratı öldürse veya dikişli bir elbise giyse çeşitli cezalara çarptırılır. Halbuki aynı insan namazın dışında gülse veya ihramsız bir zamanda bunları işlese hiçbir cezası yoktur. Aynen bunun gibi, İslâm, dine girme mevzuunda kimseyi zorlamamakla birlikte, kendi iradesiyle dehâlet edeni de başıboş bırakacak değildir. Elbette onun kendine göre emir ve nehiyleri olacak ve müntesiplerinden, bunlara uygun hareket etmelerini isteyecektir. Bu cümleden olarak, namazı, orucu, zekatı ve haccı emredecek; içki, kumar, zina ve hırsızlığı da yasaklayacaktır. Bu yasakları ihlal edenlere de suçlarının cinsine göre ceza verecektir ki, bütün bunların zorlama ve ikrahla hiçbir alakası yoktur.

 

Esasen biraz düşünüldüğünde, bu türlü caydırıcı tedbirlerin de, insanların yararına olduğu idrak edilecektir. Çünkü ferd ve cemiyet böyle müeyyidelerle, dünya ve ukbalarını korumuş olacaklardır. İşte bu manâda dinde bir zorlama vardır. Bu da insanları zorla Cennet'e koymak istemekle aynı anlamda bir zorlamadır...

 

işte link:http://tr.fgulen.com/content/view/470/3/

 

hangisi haklı,hocasımı,talebesimi acaba???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ve yine üzgünüm arci forumdaş, "dinde zorlama yoktur" ve "sizin dininiz size, benimki bana" mealindeki ayetler Muhammed'in gücü ele geçirmeden önceki propaganda döneminde yazdığı ayetlerdir. Gücü ele geçirince Tevbe suresini başına besmele bile koymadan yazmış ve müşriklere hayat hakkı olmadığı ültimatomunu çekmiştir.

 

Evet... 2:256 ayeti Muslumanlarin ekseriyetle bahsettigi en sahte propaganda ayetlerinden biri. Bu ayeti (2:256) ve (2:257) beraber okuyunca onun manasi daha dogru gorulur.

 

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (2:256)

 

Peki Muhammedin dinine inanmayanlara ne olacak? Hemen gelen ayette buna cevap verir.

 

... Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. (2:257)

 

Bu iki ayeti beraber okuyunca, Muhammedin gayesi apacik. Seni onu takip etmek icin ikna etmek istiyor.

 

Ayni mesaji burada apacik goruyoruz ...

 

De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir. (18:29)

 

Sanki size bir tercih veriyormus gibi goruluyor ama sizin icin cehennem atesleri epeyce hazirlamis.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne alakası var bu ayetin konu ile anlam veremedim!!!!!!!!!

 

yukarıda bu konu ile ilgili ayet ve sure beyan ettim.

 

Sizin icin hic bir alakasi yok. Fakat, erkeklerin Kurani kullanip kadinlari nasil kontrol etmelerini ogrenmek istiyenler icin epeyce alakalari var. Kuran ayetleri oncelikle Muhammedin etrafindaki insanlari manipule etmesi icin ortaya gelen sozlerdir ...

 

Muhammed karilarini bosayabilir, eger Muhammedin esleri onu tenkit ederse ...

 

Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. (66:5)

 

Iman etmeyenlerin eslerinide beraber Cehenneme gonderirmis ...

 

Allah meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. (37:22-31)

 

Yalniz Muhammedi takip edenlerle evlenin ...

 

İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. (2:221)

 

Fakat Musluman erkekler , seks icin kendilerine esir kadinlar, koleleler, cariyeler alabilirlermis ....

(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (4:24)

 

Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. (23:6)

 

Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. (4:3)

 

Butun kainati yaratan olan ve inandiginiz Allah bu sozlerimi soylemis? Yoksa bu sozler kendi cikarlarina yarayan erkeklerin inanclarimi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

onlarda rahat dursalardı,ne yapalım yani.

Şaşırdım! :unsure: "Dinde zorlama yokmuş, yok sizin dininiz size, benim dinim bana demiş de müşriklerle müslümanlar gül gibi yaşamış, onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine" masallarının tek salvoda yelkenleri suya indireceğini beklemiyordum.

 

Yalnız belirteyim, Muhammedin pis ilan ettiği müşrik dediği insanlar, onun ve adamlarının Kabe'yi silahsız olarak ziyaret etmelerine izin vermişlerdi. "Müslümanlar pistir, Kabe'ye yaklaşmasınlar" dememişlerdi. "Müslümanları gördüğünüz yerde öldürün, ya da sürün" hiç dememişlerdi.

 

Ayrıca yani, gerçeği bile bile yanıltıcı propaganda yapmak, sonra da gerçek söylenince çark etmek dürüstlüğe nasıl sığabiliyor? Müslüman dürüstlüğü bu mu oluyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun (37:22-31)

İnanılmaz! İşte bunu bilmiyordum. Çünkü meallerde bunu yazamayıp saptırmış, gizlemişler. Herhalde elleri varmamış, yüzleri kızarmıştır. Tıpkı "cariyeler hariç, evli kadınlar" cümlesini çoğu mealcinin utanıp yazamadığı gibi.

 

"Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın". diye yazmışlar ve gözlerden kaçırmışlar. Arapça aslından kontrol edince gözlerime inanamadım! "ezvacehüm" yazıyordu! Yani Süheyla, verdiğiniz meal tamı tamına doğru!

 

Artık pes dedim. Daha çıkmadık inci kalmadı sanıyordum, varmış. Bu din süsleyici ve pazarlayıcılar daha gözümüzden neler kaçırdılar bakalım!

 

Böyle bir cümleyi köşedeki bakkal Hüsmen efendi bile yazmazdı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar bu kadar kelimeleri arka arkaya sıraladınız da hiç mi merak etmediniz

"Faruk Beşer hakikaten böyle mi söyledi?"

İnsan bir açıp bakar Aydın Doğan'ın tetikçisi bir gazete söyledi"hooop zıpla" , biraz seçip almasını ne zaman öğrenecek bu millet...

Politika hemen hazır kıta Hoca'nın Prof.luğunu tartışmaya açmışsın , nasıl prof olunduğunu anlatabilirim sana tahsil seviyen ne bilmiyorum ama...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buyrun bunlarda programın bant çözümü...

 

Soru soran: Serkan ...

 

Soru: Evin reisi olan erkeğin namaz kılmayan eşine davranışı nasıl olmalıdır? Kocanın bütün anlatmalarına rağmen eşi kılmamakta diretiyorsa ne yapmalıdır? Ayrıca elinden geldiğince yardımcı olmasına rağmen koca, karısının bu durumundan dolayı ahirette azaba maruz kalır mı?

 

Prof. Dr. Faruk Beşer (Cevap): Yani bu bir problem elbette. Daha önce de anlattık namaz İslam'ın ana direği. Bunu biliyoruz biz, namaz eşittir İslam bunu biliyoruz. Bunun yanında "Lâ ikrahe fid dîn" Dinde zorlama yoktur. Zorla bir şey yaptırılmaz insana. Bunu da biliyoruz. Dinde zorlama yoktur deyince, başkalarını dine zorlayamayacağımız gibi, akil baliğ olmuş insanları da dini kabule dini yaşamaya zorlayamayız demektir. Bunu da biliyoruz. Ama bunun ötesinde namazsız bir evin bereketsiz olduğunu biliyoruz. Şeytanların hakimiyetinde olan bir ev olduğunu biliyoruz. Namaz kılan bir erkek ve namaz kılmayan bir kadın. Ya da namaz kılan bir kadın, namaz kılmayan bir erkek, böyle bir ev huzursuz bir evdir. Hoş bir ev değildir. Bir tarafa gadredilen bir evdir. Ya erkeğe gadrolmaktadır, ya kadına gadrolmaktadır. Haksızlık yapılmaktadır. Dolayısıyla böyle bir evin olmasından Allah'a sığınırız. Böyle olmaktan Allah'a sığınırız. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bir takım fıkhi izahları bir tarafa bırakırsak, zamansal anlamaları bir tarafa bırakırsak, Kur'an-ı Kerim'de ya da Sünnet'te yani İslam'ın temel kaynaklarında iste hanımı namaz kılmazsa onu döver, atar, kırar falan, şöyle ceza verir, veya koca namaz kılmazsa şöyle yapar filan diye bir nas, bir emir bilmiyoruz. Velakin elbette, aslında bütün insanların İslam'ı kabul etmeleri ile bir bakıma mükellef olan, yani davet ile tebliğle mükellef olan her insan elbette öncelikle ailesine karşı, evine karşı, hanımına karşı, bigane kalamaz. Onlara da bir şeyler anlatır. Elbette bu huzuru kaçırır.

 

ELBETTE BENİM HANIMIM NAMAZ KILMIYORSA BEN ONA ANLATIR, YALVARIR YAKARIR EDERİM, EFENDİM BU İŞİ ANLATIRIM, O KILMIYORSA, ÜZÜLÜRÜM, DARILIRIM, KIZARIM GİDERİM, BAŞKA ŞEYLER YAPARIM. YANİ DOĞRUDAN DOĞRUYA ONA BİR BASKI YAPAMASAM DA, DOLAYLI BİR TAKIM MANEVİ ETKİLEME YOLLARI ARARIM. HER ŞEYE RAĞMEN YAPMIYORSA, VE KABUL EDEREK YAPMIYORSA, BÖYLE BİR DURUMDA ONUNLA AYRILMA YOLUNA BELKİ GİTMEMEK GEREKİR. YANİ AİLEYİ YIKMAMAK GEREKİR,

 

velakin düşünün namaz kılmıyorsa, namaz kılmanın gerekliliğine de inanmıyorsa, bir erkek yada bir kadın, Allah korusun bu insanı doğrudan doğruya dinden çıkarır.

 

NAMAZ KILMIYOR VE NAMAZIN GEREĞİNE İNANMIYORSA. O ZAMAN BÖYLE BİR DURUMDA O İNSAN ZATEN MÜMİN SAYILMAZ. MÜMİN SAYILMAZSA NAMAZ KILAN BİR BAYANIN, NAMAZ KILMAYAN BİR ERKEĞİN NİKAHINDA BULUNMASI VEYA AKSİ OLMASI, NAMAZ KILAN BİR ERKEĞİN, NAMAZ KILMAYAN, NAMAZI REDDEDEN BİR KADINLA, NAMAZI KABUL ETMEYEN BİR KADINLA EVLİ OLMASI MÜMKÜN OLMAZ ZATEN. O ZAMAN BU BİR AYRILMA SEBEBİ OLUR.

 

Hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir. Ama tekrar etmek gerekirse, namazı inkar etmediği halde kılmayan, tembellikten dolayı kılmayan, bilgi eksikliğinden dolayı kılmayanlarla ayrılmak gerekir demek kolay değildir, böyle bir şey söylemek mümkün değildir. Eğer erkek de elbette, namazı anlatma, namazın önemini kavratma bakımından yapması gerekenleri yapmıyorsa, efendim. İcabında namaz kılmadığından dolayı hanımından böyle kırılma yoluyla olsun, onu uyarmıyorsa, ikaz etmiyorsa, bütün bunlardan dolayı kıyamette hesaba çekilir tabi. Bunu da bilmemiz lazım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buda aldatma ile ilgili sorunun bant çözümü...

 

Soru soran: Zeynep ...

 

Soru: Aldatılan kadın eğer boşanmayı düşünmüyorsa ne yapmalıdır? Eşim yanlış olduğunun farkında; çok pişman olmuş. Ama ben bunu nasıl hazmedeceğim bilemiyorum. Bu bana çok acı veriyor. Ne yapmalıyım?

 

Cevap: Zor bir şey yani. Aldatmaktan da aldatılmaktan da Allah'a sığınırız. Böyle bir şey olmaz. Bizi aldatan bizden değildir diyor Efendimiz (s.a.s.). Mümin aldatmaz. Mümin her hatayı yapabilir ancak aldatmaz. Yalan söylemez, yalan söylemez. Tabi burada aldatmak yalan söylemekten biraz da farklı bir şey. Bu çok kötü bir şey. Bugün modern hayat insanları buna alıştırmaya çalışıyor. Zaman zaman söylemiştim, isim vermemde de bir sakıncası yok ama herkesin tanıdığı bir isim, isim vermeyeyim. Koskocaman programlar yapan, aktris, sanatkar, sanatçı diye geçinen bir kadın. Soruyorlar işte eşiniz sizi aldatmış falanca bir kadınla, Bodrum'da olmuş, ne dersiniz? Vallaha diyor, benim eşim beni aldatmaz diyecek kadar ahmak değilim diyor. Herkes bir nebze aldatır. Bir miktar aldatır. Ama bu çok ileri giderse, sabretmem anlamında bir şeyler söylüyor. Böyle şey olur mu? Böyle bir şey olabilir mi?

 

MÜSLÜMAN ALDATIR MI, ALDATAN MÜSLÜMAN OLUR MU? BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ. DOLAYISIYLA ALDATMAKLA, YANİ EŞİNİN BAŞKA BİR KADINLA, VEYA ERKEKSE BAŞKA BİR KADINLA ZİNA ETTİĞİNİ KASTEDİYORSA BU BİR BOŞANMA SEBEBİDİR.

 

Yani bunu bilen insan tutup eşini öldürecek hali yok. Boşanma sebebi olarak bunu ortaya koyabilir. Ben artık böyle bir insanla olmak istemiyorum der onun tabii hakkıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de Allah (c.c.) Temiz insanlar temiz insanlar içindir. Temiz kadınlar temiz erkekler içindir. Pis erkekler pis kadınlar içindir der. Herkesin temiz ve pis ölçüsü farklıdır. Müslümanların bu noktadaki temiz ve pis ölçüsü haramdan cinselliğini pazarlamamaktır. Cinselliğini haram yollarla pazarlayanlara prim vermemektir, onlara gitmemektir, kendisi de pazarlamamaktır. Bizim ölçümüz bu. Başkalarının ölçüsü başka türlüyse onlar bildikleri gibi yapsınlar. Şimdi bir insan Allah korusun böyle bir yola giriyorsa bu pis bir erkektir, zina ediyorsa. Kadın yapıyorsa o da Kur'an ifadesiyle pis bir kadındır. Böyle bir kadınla, böyle bir erkekle, öbür taraf temizse yaşamama hakkına sahiptir. Bunu bahane eder, bunu gerekçe gösterir, eğer hukuki altyapısını da hazırlayabilirse hemen boşanabilir. Hakkıdır bu. Fakat bu bir boşanma zorunluluğu da oluşturmaz. Onu da bilmek lazım. Yani insanlar bakarlar, ederler, ölçerler, biçerler, bu şartlarda, yani bir İslam ülkesinde değilsiniz ki siz, bu şartlarda boşansa ne olacak. Daha kötü durumlar ortaya çıkabilir. O zaman sineye çekerse ne olur? Sineye çekerse çekmiş olur. Yani nikahsız olmazlar. Devam ederler ve diyelim ki böyle bir hata veya böyle büyük bir aldatma varsa onun olmaması için imkanlar hazırlar, dualar eder, tevbe ettirir ve artık bundan sonraki hayatlarının temiz olmasına çalışır ama hiçbir zaman saplanan o hançer yarası oradan çıkmaz. Hiçbir zaman o unutulmaz, o ayrı bir şey. Temizliğe bir leke sürülmüştür ve o lekenin bütün bütün yani günah olarak silinmesi mümkün ama, Allah'ın defterinden silinmesi mümkün ama, insan zayıf bir varlıktır.

 

İNSANIN VİCDANINDAN, KALBİNDEN BUNUN SİLİNMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. BUNU YA BÖYLE KABUL EDER SİNEYE ÇEKER; BUNUNLA DEVAM EDER VEYAHUT TA BOŞANMA SEBEBİ SAYAR ANINDA BOŞANIR. YANİ DİYELİM BUNU BUGÜNKÜ HUKUK SİSTEMİ, ZİNAYI SUÇ SAYMIYOR, BOŞAMIYORSA BUNUN BİR BAŞKA YOLUNU BULUR; İSTERSE BOŞANIR İSTEMEZSE BOŞANMAZ.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beşer, adı üstünde beşer... Onun ne söyleyip ne söylemediğinin o kadar da kıymeti harbiyesi yoktu, konuyu özüne getirmiştik ama, özü hoşa gitmediği için yine eksenden kaçıldı, volan eksantrik dönmeye başladı.

 

Beşer hoca tabii ki "boşan" ve "boşanma" diye iki kesin seçenek ortaya koyacak değil. Böyle bir kesinlik mümkün değildir zaten. Nasıl bu kadar kesin konuşsun ki? Söylediklerinin toplamı kime boşanmasının, kime boşanmamasının uygun olduğu yönünde atamalar içermektedir, eleştirilen bu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.