Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Bunu kanıtlayabilirmisiniz, yani, Azeri, Türkmen vs.için 2 yıl oturma zorunluluğu. O başvuru koşullarında ben herhangi bir ırksal gönderme görmedim. Diğer mevzu da, kağıt üstündedir, soyadı değişmez. Türk asıllı tanıdıklarım var Amerikalı, iki isimleri var, İngilizce olanı kullanıyorlar. Bu uyum amaçlıdır. Türkçe isimlerini aramızda kullanıyoruz. :) Eleştirecek şeyler aranırsa elbette bulunur ama işte, 'çok kötüdür, ırkçıdır' demek fazlasıyla abartı olur.

Sayin Dgrucudavut, Türk vatandasligina gecenlerin cift isimleri var diyorsunuz, yani biri önceki digeride Türk olduktan sonra türkceye uygunu demek istediniz herhalde. Ve siz bu girisimi uyum icin yapildigini degerlendiriyorsunuz. Lütfen bizlerede Avrupa ülkeleri ayni uygulamayi yapmis olsa inaninki kimse yerinde oturmaz ve yer yerinden oynar. Tüm avrupalilar irkci ilan edilir. Bana göre zaten böyle bir girisim irkciliktir. ama nedense ülkemizde olanlara herhangi bir kilif bulabiliyoruz. Mesela Almanlar vatandasliga gecmek isteyenlerden yeterli almanca konusabilme arayinca ve gene Almanya'ya göcmen olarak gelenlerden önceden kendilerini kurtaracak kadar dil bilgiis istedigi zaman hemen irkci oluyorlar. hatirlarsaniz son cumhurbaskanimiz sayin Sezer bile Almanya'yi bu konuda elestirmisti ve kanunun gei alinmasini talep etmisti. Ama sizin söylediginiz gibi ülkemizde bir yabanci Türk vatandasligina gecince birde türkce isim aliyor ve biz buna uyum diyoruz. Ne kadar celiskili degilmi.

  • Cevaplar 61
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Almanya'da yeni göcmenler yasasina göre Almanya'da dogan her cocuk otomatikmen vatandasliga gecmis oluyor ve 18 yasina geldiginde, yani resit oldugunda nerenin vatandasi olduguna kendisi karar veriyor.

 

Eğer anne ve babadan hiçbirisi çalışma süresi olarak Almanya’da henüz daha sekiz yılı doldurmamış ise çocuğa Alman vatandaşlığı hakkı verilmez. Burada çocuğun doğduğu yer de önemli. Ailesi başka bir ülke vatandaşı olduğu halde, yukarıda belirtilen şartları taşıdığı durumda, çocuğun Alman vatandaşlığı hakkından yararlanabilmesi için mutlaka Almanya’da doğmuş olması gerekiyor. Ayrıca anne babadan herhangi birisi Alman vatandaşı olmamasına rağmen, sınırsız oturum hakkına sahip ise, çocuk da Almanya’da doğduğu takdirde çocuğun Alman vatandaşlığı hakkı vardır.

Gönderi tarihi:
hatirlarsaniz son cumhurbaskanimiz sayin Sezer bile Almanya'yi bu konuda elestirmisti ve kanunun gei alinmasini talep etmisti.

 

Sezer'den anlamlı mektup

 

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler'e bir mektup göndererek, Almanya Federal Meclisi'nde kabul edilen ve bu ülkede yaşayan Türkler aleyhine ayrımcı unsurlar içeren Göç Yasası'nı onaylamaması talebinde bulundu. Almanya'da yaşayan 3 milyon Türkün bu ülkeye Alman ulusunun çağrısıyla gittiğini hatırlatan Sezer, yeni yasanın uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırılık içerdiği yönündeki uzman görüşlerine de mektubunda yer verdi.

Başta aile birleşimi kapsamında gidenler olmak üzere Türk vatandaşlarının Almanya'ya kabulü ve Alman vatandaşlığına hak kazanmalarının önüne büyük engeller getiren Göç Yasası, 7 Temmuz'da Eyaletler Meclisi tarafından kabul edilerek Köhler'in onayına sunulmuştu. Türkler aleyhine ayrımcı unsurlar içeren yasanın değiştirilmesi için yürütülen diplomatik çabalardan sonuç alamayan Türkiye, Sezer'in mektubuyla son bir girişimde daha bulundu.

Önceki gün Köhler'e bir mektup gönderen Sezer, şu mesajları iletti:

SİZ ÇAĞIRDINIZ: Ülkenizde yaşayan Türk kökenli 3 milyon kişi Alman ulusunun çağrısıyla Almanya'ya göçtüler. Bu insanlar kendi emek ve gayretleriyle 40 yılı aşkın bir süredir hem ülkenizin kalkınmasına katkıda bulunuyorlar hem de iki ülke arasındaki köklü ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerin en önemli unsurunu oluşturuyorlar. Pekçok alanda Almanya'da önemli başarılar sağladılar. Önemli bölümü de Alman toplumuna uyum sağladı. Kalanların uyumu için gösterdiğimiz ortak çaba da önemlidir.

KUŞKULAR HAKLI: Son zamanlarda yaşanan çok sayıda Türk kökenli vatandaşımızın Alman vatandaşlıklarının iptal edilmesi, Türkçe anadil derslerine Alman tarafınca verilen desteğin kademeli olarak kaldırılması ve nihayet Göç Yasası'nda yapılan değişiklikler gibi olumsuz gelişmeler vatandaşlarımız arasında haklı kuşku ve tereddütlere yol açtı.

İNSAN HAKLARINA AYKIRI: Dışişleri Bakanlığımız, Göç Yasası'nda öngörülen değişikliklerin özellikle Türk vatandaşlarını etkilediği düşüncesini ifade etmiştir. Almanya'da yaşayan Türklerin örgütleri ile pek çok uzman da yeni yasayla getirilen değişikliklerin BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin ve Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin hem ayrımcılığın önlenmesi hem de aile birliğinin korunmasına yönelik çeşitli hükümlerine aykırılık oluşturduğu düşüncesindedir.

YENİDEN DEĞERLENDİRİN: İşaret ettiğim bu görüşler doğrultusunda Göç Yasası'nı yeniden değerlendirmenizi isterim. Bu yönde karar alınması halinde Türkiye olarak gerekli her türlü katkıyı sağlamaya hazırız.

 

Milliyet ([Only Registered And Activated Users Can See Links])

Gönderi tarihi:
Sayin Dogrucudavut

 

Istemis oldugunuz kaynak : http://habercininyeri.wordpress.com/2008/0...sasi-degisiyor/

 

Saygilar Biraz uzun surdu ama :D

 

Sn.Yakışıklı,

 

Teşekkürler. Ben de merak ettiydim. Bu kanun 'Afganistan`dan Pakistan`a Sığınan Türk Soylu Göçmenlerin Türkiye`ye Kabulü ve İskanına Dair Kanunu', özel ve konjonktürel bir kanun. Bu afganlılar son derece zor koşullarda yaşayıp, savaştan kaçan insanlar, Kazakistanlı Almanlar ile bir tutulamaz. Ayrıca, Almanya 2 yıl bile bekletmiyor, direkt alıyormuş vatandaşlığa bunları. İyi geceler.

Gönderi tarihi:
Sezer'den anlamlı mektup

 

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler'e bir mektup göndererek, Almanya Federal Meclisi'nde kabul edilen ve bu ülkede yaşayan Türkler aleyhine ayrımcı unsurlar içeren Göç Yasası'nı onaylamaması talebinde bulundu. Almanya'da yaşayan 3 milyon Türkün bu ülkeye Alman ulusunun çağrısıyla gittiğini hatırlatan Sezer, yeni yasanın uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırılık içerdiği yönündeki uzman görüşlerine de mektubunda yer verdi.

Başta aile birleşimi kapsamında gidenler olmak üzere Türk vatandaşlarının Almanya'ya kabulü ve Alman vatandaşlığına hak kazanmalarının önüne büyük engeller getiren Göç Yasası, 7 Temmuz'da Eyaletler Meclisi tarafından kabul edilerek Köhler'in onayına sunulmuştu. Türkler aleyhine ayrımcı unsurlar içeren yasanın değiştirilmesi için yürütülen diplomatik çabalardan sonuç alamayan Türkiye, Sezer'in mektubuyla son bir girişimde daha bulundu.

Önceki gün Köhler'e bir mektup gönderen Sezer, şu mesajları iletti:

SİZ ÇAĞIRDINIZ: Ülkenizde yaşayan Türk kökenli 3 milyon kişi Alman ulusunun çağrısıyla Almanya'ya göçtüler. Bu insanlar kendi emek ve gayretleriyle 40 yılı aşkın bir süredir hem ülkenizin kalkınmasına katkıda bulunuyorlar hem de iki ülke arasındaki köklü ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerin en önemli unsurunu oluşturuyorlar. Pekçok alanda Almanya'da önemli başarılar sağladılar. Önemli bölümü de Alman toplumuna uyum sağladı. Kalanların uyumu için gösterdiğimiz ortak çaba da önemlidir.

KUŞKULAR HAKLI: Son zamanlarda yaşanan çok sayıda Türk kökenli vatandaşımızın Alman vatandaşlıklarının iptal edilmesi, Türkçe anadil derslerine Alman tarafınca verilen desteğin kademeli olarak kaldırılması ve nihayet Göç Yasası'nda yapılan değişiklikler gibi olumsuz gelişmeler vatandaşlarımız arasında haklı kuşku ve tereddütlere yol açtı.

İNSAN HAKLARINA AYKIRI: Dışişleri Bakanlığımız, Göç Yasası'nda öngörülen değişikliklerin özellikle Türk vatandaşlarını etkilediği düşüncesini ifade etmiştir. Almanya'da yaşayan Türklerin örgütleri ile pek çok uzman da yeni yasayla getirilen değişikliklerin BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin ve Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin hem ayrımcılığın önlenmesi hem de aile birliğinin korunmasına yönelik çeşitli hükümlerine aykırılık oluşturduğu düşüncesindedir.

YENİDEN DEĞERLENDİRİN: İşaret ettiğim bu görüşler doğrultusunda Göç Yasası'nı yeniden değerlendirmenizi isterim. Bu yönde karar alınması halinde Türkiye olarak gerekli her türlü katkıyı sağlamaya hazırız.

 

Milliyet ([Only Registered And Activated Users Can See Links])

Sn Dogrucudavut, önemli olan yasanin icerigi. Bahsedilen yasada Türk'ler icin gecerli bir kelime yok. Ülkeler belirlenmis ve aciklamasida var. O konu hakkinda baska bir baslikta isterseniz tartisabiliriz. Ama benim anlamadigim Almanya'nin istedigi, ülkesine gelmek isteyenlerin o ülkenin dilini ve kültürünü ögrenmesini beklemesi. Bunun 1. generasyonla ne alakasi var. Her yil binlerce insanimiz evlenerek geliyorlar, yani kendi istekleri ile. Almanca ögrenme sarti o insanlar icin zararli bir durummu? Yillardan beri Almanca bilmeyen insanlarimiz var. Bu durumun kime faydasi var söylermisiniz lütfen. Konuya birazda objektif acidan bakmak gerek. Türkiye bile vatandasi olmak isteyenlerden türkce bilmesini istiyor ve haklida. Amerika'ya giden göcmenler nedense ingilizceyi isteyerek ögreniyorlar ve bu sorun olmuyor, ama Almanya'ya gitmek isteyenler dili ögrenmek istemiyor, en azindan büyük cogunlugu istemiyor. Almanca bilmeyen vatandaslarimizin durumlari kendileri icin iyi olmadigi gibi Türkiye acisindan da iyi bir durum ifade etmiyor. O yüzden her olumsuzlugu destekliyecegiz diye bir sey yok.

Gönderi tarihi:
Sn Dogrucudavut, önemli olan yasanin icerigi. Bahsedilen yasada Türk'ler icin gecerli bir kelime yok. Ülkeler belirlenmis ve aciklamasida var. O konu hakkinda baska bir baslikta isterseniz tartisabiliriz.

 

Gerek yok burda devam edebiliriz. Şimdi, tabii ki Türk kelimesi yok yasada, yani; Sezer, Tükiye Cumhurbaşkanı olduğundan ve Almanyaya hitap ettiğinden, elbette konuyu Türkler açısından dile getirecek, bunda bir tuhaflık yada sandığınız gibi bir 'ırkçılık' ögesi yok.

 

Ama benim anlamadigim Almanya'nin istedigi, ülkesine gelmek isteyenlerin o ülkenin dilini ve kültürünü ögrenmesini beklemesi. Bunun 1. generasyonla ne alakasi var. Her yil binlerce insanimiz evlenerek geliyorlar, yani kendi istekleri ile. Almanca ögrenme sarti o insanlar icin zararli bir durummu? Yillardan beri Almanca bilmeyen insanlarimiz var. Bu durumun kime faydasi var söylermisiniz lütfen. Konuya birazda objektif acidan bakmak gerek. Türkiye bile vatandasi olmak isteyenlerden türkce bilmesini istiyor ve haklida. Amerika'ya giden göcmenler nedense ingilizceyi isteyerek ögreniyorlar ve bu sorun olmuyor, ama Almanya'ya gitmek isteyenler dili ögrenmek istemiyor, en azindan büyük cogunlugu istemiyor. Almanca bilmeyen vatandaslarimizin durumlari kendileri icin iyi olmadigi gibi Türkiye acisindan da iyi bir durum ifade etmiyor. O yüzden her olumsuzlugu destekliyecegiz diye bir sey yok.

 

Türkiyenin başvuruda istediği Türkçe çat, pat ( small talk ). Oysa, bu göç yasası ile 30. Madde 1.Fıkra 2. Bend gereğince eşlerin Almanca anlaşabilme zorunluluğu öngörülüyor. Yani; tabii ki, vatandaş olacak Türklerin o dili öğrenmesi gerekiyor buna mecburlar. Ancak, düşünelim ki evlenme ile köyünden kalkıp gelecek birisi, daha önce nerede Almanca öğrenecek, Almanca o kadar kolay da değil. Yani; bu ölçüyü, çitayı biraz düşük tutmaları daha mantıklı görünüyür bizim açımızdan. Onların açısından ise normal, yani; Almanyada çok Türk var ve artık Almanlar da kültürlerinin deformasyona uğramasını istemiyorlar herhalde.

Gönderi tarihi:
Lütfen bizlerede Avrupa ülkeleri ayni uygulamayi yapmis olsa inaninki kimse yerinde oturmaz ve yer yerinden oynar. Tüm avrupalilar irkci ilan edilir.

 

İsterseniz bir karşılaştıralım, Almanya ile Türkiye'nin vatandaşlık başvuru koşullarını (maviler Türkiye ):

 

Almanya'da en az 8 yıl yasal olarak oturmuş olmak. (Göz yumma (Duldung) statüsünde geçirilmiş süre yasal bir oturum sayılmaz !) Vatandaşlık için başvuru yapıldığı anda "oturma izni"ne (süresiz veya sınırlı) veya "oturma hakkına" sahip olmak

……… Müracaat tarihinden geriye doğru Türkiye'de (5) beş yıl ikamet etmiş olmak. Bundan kasıt, beş yıl içinde toplam 6 aydan fazla Türkiye dışında bulunmamaktır.

Yeterli seviyede Almanca bilmek (Eğer almanca bildiğinizi ispatlayacak okul, kurs diplomaları yoksa, eyaletinizdeki uygulamaya göre sözlü bir testi başarmak gereklidir.)

Türkçe'yi en az meramını anlatacak kadar konuşabilmek ve söyleneni anlamak; (bunun onaylanması için Başkonsolosluğumuza bizzat gelinmesi gerekir).

ß Sabıkasız olmak. ( En fazla 180 güne denk para cezasını aşmayan mahkumiyet veya icrasi tecil edilmiş olması kaydıyla 6 ayı geçmeyen hapis cezası engel teşkil etmez. Yukarıdaki sınırların altında kalan birden fazla cezalandırılma sürelerinin birbirine eklenmesi söz konusu değildir. Eğer daha fazla ceza alınmışsa, vatandaşlık dairesine danışmakta fayda vardır).

Anayasal düzene bağlılık belgesinin imzalanması. Federal Anayasa'yı ve bu yasayla kurulmuş özgürlükçü, demokratik düzenin benimsendiğini, anayasal düzene aykırı olan eylemlere katılınmadığını, gelecekte de katılınmayacağını, ve geçmişte katılınmışsa bundan vazgeçildiğini içeren bir belgeyi imzalamak.

• Yabancılar Yasasının 46 maddesinin 1.fıkrasına göre sınırdışı edilmeyi gerektirecek bir durumun olmaması. Bu madde, anayasal düzene ve kamu güvenliğini bozmaya yönelik, şiddete dayanan, politik nitelikli suçlardan dolayı sınırdışı edilme durumunun ortaya çıkmasının vatandaşlık için engel olacağını belirtiyor. Burada önemli olan sınırdışı kararının resmi makamlarca verilmiş olması değildir. Böyle bir durumun varlığının tespiti vatandaşlığa geçmeye engel teşkil eder.

………İyi ahlak sahibi olmak.

………Sağlıklı olmak

Kendisinin ve aile bireylerinin geçimini kendi geliriyle karşılayabilmek. Kendi kusuru olmaksızın işsiz kalma durumunda "işsizlik yardımı" veya "sosyal yardımı" almak bir engel teşkil etmez. Eğer başvuru sahibi 23 yaşının altında ise bu koşul aranmaz, gelir durumuna bakılmaz.

……… Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini, taşınmaz mal edinmek, evlenme, ticaret ve is merkezini başka memleketten Türkiye'ye nakletmek, sermaye yatırımı yapmak gibi davranışlarla teyit etmiş olmak.

………İyi bir gelire veya mesleğe sahip olmak.

Bütün bu koşullar yerine getiriliyorsa, geriye doldurulması gereken bir önemli koşul kalıyor. Eski vatandaşlıktan, yani Türk vatandaşlığından ayrılmak veya Türk vatandaşlığını kaybetmek. Yeni yasaya göre biraz daha genişletilmiş kural dışı (istisnai) hallerde eski vatandaşlıktan çıkmadan Alman vatandaşı olmak ( Çifte Vatandaşlık) mümkündür. (Bunun için 6. Bölüme bakınız).

Gönderi tarihi:
İsterseniz bir karşılaştıralım, Almanya ile Türkiye'nin vatandaşlık başvuru koşullarını (maviler Türkiye ):

 

Almanya'da en az 8 yıl yasal olarak oturmuş olmak. (Göz yumma (Duldung) statüsünde geçirilmiş süre yasal bir oturum sayılmaz !) Vatandaşlık için başvuru yapıldığı anda "oturma izni"ne (süresiz veya sınırlı) veya "oturma hakkına" sahip olmak

……… Müracaat tarihinden geriye doğru Türkiye'de (5) beş yıl ikamet etmiş olmak. Bundan kasıt, beş yıl içinde toplam 6 aydan fazla Türkiye dışında bulunmamaktır.

Yeterli seviyede Almanca bilmek (Eğer almanca bildiğinizi ispatlayacak okul, kurs diplomaları yoksa, eyaletinizdeki uygulamaya göre sözlü bir testi başarmak gereklidir.)

Türkçe'yi en az meramını anlatacak kadar konuşabilmek ve söyleneni anlamak; (bunun onaylanması için Başkonsolosluğumuza bizzat gelinmesi gerekir).

ß Sabıkasız olmak. ( En fazla 180 güne denk para cezasını aşmayan mahkumiyet veya icrasi tecil edilmiş olması kaydıyla 6 ayı geçmeyen hapis cezası engel teşkil etmez. Yukarıdaki sınırların altında kalan birden fazla cezalandırılma sürelerinin birbirine eklenmesi söz konusu değildir. Eğer daha fazla ceza alınmışsa, vatandaşlık dairesine danışmakta fayda vardır).

Anayasal düzene bağlılık belgesinin imzalanması. Federal Anayasa'yı ve bu yasayla kurulmuş özgürlükçü, demokratik düzenin benimsendiğini, anayasal düzene aykırı olan eylemlere katılınmadığını, gelecekte de katılınmayacağını, ve geçmişte katılınmışsa bundan vazgeçildiğini içeren bir belgeyi imzalamak.

• Yabancılar Yasasının 46 maddesinin 1.fıkrasına göre sınırdışı edilmeyi gerektirecek bir durumun olmaması. Bu madde, anayasal düzene ve kamu güvenliğini bozmaya yönelik, şiddete dayanan, politik nitelikli suçlardan dolayı sınırdışı edilme durumunun ortaya çıkmasının vatandaşlık için engel olacağını belirtiyor. Burada önemli olan sınırdışı kararının resmi makamlarca verilmiş olması değildir. Böyle bir durumun varlığının tespiti vatandaşlığa geçmeye engel teşkil eder.

………İyi ahlak sahibi olmak.

………Sağlıklı olmak

Kendisinin ve aile bireylerinin geçimini kendi geliriyle karşılayabilmek. Kendi kusuru olmaksızın işsiz kalma durumunda "işsizlik yardımı" veya "sosyal yardımı" almak bir engel teşkil etmez. Eğer başvuru sahibi 23 yaşının altında ise bu koşul aranmaz, gelir durumuna bakılmaz.

……… Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini, taşınmaz mal edinmek, evlenme, ticaret ve is merkezini başka memleketten Türkiye'ye nakletmek, sermaye yatırımı yapmak gibi davranışlarla teyit etmiş olmak.

………İyi bir gelire veya mesleğe sahip olmak.

Bütün bu koşullar yerine getiriliyorsa, geriye doldurulması gereken bir önemli koşul kalıyor. Eski vatandaşlıktan, yani Türk vatandaşlığından ayrılmak veya Türk vatandaşlığını kaybetmek. Yeni yasaya göre biraz daha genişletilmiş kural dışı (istisnai) hallerde eski vatandaşlıktan çıkmadan Alman vatandaşı olmak ( Çifte Vatandaşlık) mümkündür. (Bunun için 6. Bölüme bakınız).

Sn Dogrucudavut bunlarla neyi anlatmaya calisiyorsunuz?

Türkye'nin konumu ile Almanya'nin konumu birmi acaba? Konu basligi Almanya'da etnik ayrim, sizin örneklerinizle basligin ne alakasi var anlamis degilim. Bildigim kadariyla Almanya'da en azindan yabanci kökenli 10 milyon insan var, hemde bizim anladigimiz dilde 72 miletten, Türkiye'de yasayan yabanci uyruklularin sayisi bunun cok cok altindadir. Alman vatandasligina gecmek isteyenlerden beklenenin etnik ayrimla ne alakasi var?

Lütfen ne anlatmak istedigimizi acik yazalimda bizde ona göre görüsünüze katrilalim veya eksikleri varsa söyleyelim.

Gönderi tarihi:
Gerek yok burda devam edebiliriz. Şimdi, tabii ki Türk kelimesi yok yasada, yani; Sezer, Tükiye Cumhurbaşkanı olduğundan ve Almanyaya hitap ettiğinden, elbette konuyu Türkler açısından dile getirecek, bunda bir tuhaflık yada sandığınız gibi bir 'ırkçılık' ögesi yok.

 

 

 

Türkiyenin başvuruda istediği Türkçe çat, pat ( small talk ). Oysa, bu göç yasası ile 30. Madde 1.Fıkra 2. Bend gereğince eşlerin Almanca anlaşabilme zorunluluğu öngörülüyor. Yani; tabii ki, vatandaş olacak Türklerin o dili öğrenmesi gerekiyor buna mecburlar. Ancak, düşünelim ki evlenme ile köyünden kalkıp gelecek birisi, daha önce nerede Almanca öğrenecek, Almanca o kadar kolay da değil. Yani; bu ölçüyü, çitayı biraz düşük tutmaları daha mantıklı görünüyür bizim açımızdan. Onların açısından ise normal, yani; Almanyada çok Türk var ve artık Almanlar da kültürlerinin deformasyona uğramasını istemiyorlar herhalde.

Arkadasim Almanya gibi bir ülke en azindan 50 yildan beri göc alan bir ülke. Gecmisten bugüne bir cok deneyimler yaptilar ve bana göre bu dönemde cok hatalari ve eksikleri oldu. Bir cok insan kanunlardan yararlanip geldiler ve hayatlarini iyi bir sekilde yasamak icin is aradilar. Kendi ülkelerinde tabiiki is imkanlari o kadar iyi olmadigi icin. Genelde göc yapan insanlar tasradan oldu ve egitim düzeyleri yeterli degildi. sizin bahsettiginiz gibi köydeki gensler mesela. Türk göcmenlerinin Almanya'da en az 50 yillik bir mazisi var ve su anki genel duruma bakarsak egitim ve dil acisindan o kadarda sevindirici degil. Issiz insanlarimizin cogu meslek egitimi olmayan veya sonradan ögrenenler ve tabiiki dil sorunlarida var. Buna birde sadece ekonomik sikintidan dolayi iltica edenleri eklersek herhalde durumu iyi kavrarariz. Türkiye iicn bir örnek verecek olursak, istanbul'a göc eden insanlarimizin durumunu degerlendirirsek, meslek egitimi almamis ve yüksek okul mezunu olmayan tasradan göcen insanlarimizin durumu belli. Bu durumdan memnunmuyuz bizler? eger evetse diyecek bir sözüm yok. Eger degilse, benzeri almanya icinde gecerli. Almanya'ya gelmek isteyen bir sahsin Almanca ögrenerek oraya gitmis olmasi onun icin tabiiki cok büyük bir kazanc olacak. Yillardan beri böyle bir beklenti yoktu ve her gelen dil ögrenmek zorunda kalmadi. Ama bu insanlarimiz yillardan beri hala dil bilmiyorlar. Bu insanlarin kendilerine bile faydalari olmuyor. Topluma adapteleri dogal olarak zor oluyor. Siyasi ve ekonomik katilimlar yapmakta zorlaniyorlar. Bu yüzden dil konusunda böyle bir degisiklige gidilmesini ben sahsen normal karsiliyorum ve gelecek insanlarin kendi faydalarina. Önceden de söyledigim gibi kimseye faydasi olamyacak desteklere karsiyim. Türk göcmenlerimizin geleceginin düzelmesini istiyorsak basta bizlerin bu konuya el atip insanlarimizdan yasadiklari ülkenin dilini iyi kavramalarini istememiz gerekli. Yoksa o insanlarimiz malesef uzun yillar oralarda sadece en düsük derecedeki islerde calismak zorunda kalirlar ve bu onlarin cocuklari icin iyi bir gelecek ifade etmez.

Birde bu konuda Türkiye'de calismak isteyen yabancilarin durumuna bakmak gerek tabiiki.

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

ALMAN KARAKOLUNDA YAKILAN ZENCİ

Berlin, 20.12.2008

( Karakol'da ! ) Yanarak ölen ilticacı Oury Jalloh davasında verilen karar bir skandaldır .

Alman Hukuk Devleti açısından birçok soru yanıt beklemektedir !

Dessau-Roßlau yerel mahkemesinin verdiği karara göre, Afrikalı ilticacı Oury Jalloh’un ölümüyle ilgili mahkeme önüne çıkarılan iki zanlı polis beraat etmiştir. 2005 yılı başında henüz 23 yaşında olan Oury Jalloh, elleri ve ayakları bağlı bir şekildeyken, bir polis karakolunda korkunç eziyet çekerek yanarak ölmüştü. Mahkemeyi izleyen gözlemciler ve medya temsilcileri dava süresince bazı usulsüzlüklerin söz konusu olduğunu belirtmişlerdir. 21 ay süren davada, polislerin yargıçlara yalan söyledikleri, polis amirleri tarafından baskı yapıldığı ve kanıtların ortadan kaybolduğu iddia edilmektedir. Savcılık davanın sonuna değin, Oury Jalloh’un bağlı olmasına karşın yanlışlıkla üzerinde kalan bir çakmak ile kazara ya da kasten kendini yaktığını iddia etmiştir.

Bir hukuk skandalı olan bu karar birçok soruyu yanıtsız bırakmış ve yetersiz kalmıştır. Oury Jalloh’ın ölümü hala aydınlanmamış ve olası suçlu veya sorumlular ortaya çıkarılmamıştır. Söz konusu usulsüzlükler ve dava sonucu Alman hukuk devletinin inanılırlığını derinden zedelemiştir. Savcılık ne yazik ki ancak kamuoyunun uzun süren baskısı sonucu harekete geçmiş ve bunun yanı sıra neredeyse zanlı polislerin tarafını tutmuştur. Bu dava Almanya’daki kurumsal ırkçılığın utanç verici bir örneğidir. Öyle ki, söz konusu mağdur zenci olmasaydı olayların bu şekilde gelişmeyeceğine kesin gözüyle bakılabilir.

Bu hukuk rezaletinden çıkarılması gereken ders şu olmalıdır: Almanya’da, devletin yargı ve yürütme kurumlarındaki ırkçı yaklaşımları tespit eden bağımsız bir kurumun oluşması gerekmektedir. Uzun süredir, çoğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi „Bağımsız Şikayet Merkezleri“nin (Ombudsstellen), federal, eyaletler ve kentler düzeyinde kurulmasını istemekteyiz. Federal Almanya Hükümeti ve eyaletler bu kurumların oluşmasını engelledikçe, bu yöndeki haklı kuşkular güçlendirilmektedir. Bu politika Alman hukuk devletine karşı güvensizlik duyulmasına neden olmaktadır.

Hakkı Keskin

Prof.Dr. SPD Milletvekili

Gönderi tarihi:

Almanya'da gözle görülür elle tutulur bir yabanci karsitligi vardir,ve bu karsitligin odak noktasinda genelde Asya ülkeleri,Afrikalilar olmak üzere Ortadogu ve Türkiye vardir,ve kusku götürmeyen gercek ise Türk'lerin bu siralamada ön sirada olmasidir.

 

Türk'lerin ön sirada olmalarini farkli nedenlere baglayanlar varsa bile asil neden Türk'lerin tarihi ile ilgili ve Türk karsitligini siyasi olarak kurcalayip siddet gruplarina empoze edenler bunu kamufle ederek gayriciddi bahaneler uydururlar.Örnegin bu bahanelerden biri;Eger Türkler olmasaydi az cöp olacakti ve dolayisiyla cöp icin yapilan masraf simdiki gibi yüksek olmayacakti.Bunu su ,elektrik ve daha baska alanlarada kaydirmaktadirlar.Bir baska örnek ise;Isyerleriyle ilgili;Eger Türkler olmasaydi Almanya da Alman issiz sayisi simdiki gibi yüksek olmazdi cünkü özellikle Türkler Almanlarin islerini ellerinden almislardir!Bu örnekler cogaltilabilirse de burada buna gerek görmüyorum,anlatmak istedigim,Almanlarda ki Türk karsitliginin boyutlaridir.Almanyadaki nazi gruplari siddet gruplaridir,yani vurucu güc diyebiliriz,bunu yanisira yabanci dolaysiyla Türk karsitligini pasif olarak yürütenler vardir,bunlar yabancilarla birlikte olmaktan kacar onlarla herhangi bir iliski icine girmezler.Yabanci karsitligini Almanyada hemen her alanda hissetmeniz mümkündür,ilk bakista zararsiz veya normal görünen davranislar aslinda pasif asagilama,dislama(DISKRIMINIERUNG)nin bir türüdür.Almanlar genelde Avruplalilara karsi bu davranislardan kacinirlar.

 

Alman göc yasasi son yillarin en cok tartisilan ve üzerinde birtürlü kesin anlasmaya varilamayan bir yasadir.Bu yasayi CDU-CSU ortakliginin kabul etmesi bile baslki basina bir olaydir cünkü böyle bir yasaya karsi cikarak Almanya göc ülkesi degildir,ve Almanyada bulunan yabancilar özellikle Türkler GASTARBEITERdir diye bütün gücleriyle mücadele eden bu partilerin böyle bir yasayi kabul etmeleri Almanyanin nüfüs promlemi ile ilgilidir.Buna ragmen o yasada bile özellikle Türklere karsi hazirlanmis bircok müeyyide mevcuttur.Yani buna söyle diyebiliriz;Alman vatandasi olmak istiyorsan Almanlasacaksin veya böyle bir istekte bulunmayacaksin.Alman LEITKULTUR'ü dedikleri olay Alman kültürünün kabul edilmesi olayidir,Almanca bilmek bile diger satlarin yaninda gercekten cok hafif kalir.

Vatandas olmak isteyen Türklere sorulan sorulardan birisi(eger yanlissam lütfen düzeltin):"Eger cocugunuzun escinsel oldugunu ögrenirseniz,tepkiniz ne olur?Veya;"Esinizle ***** filmi seyredermisiniz"tarzi tuzak sorular gibi.

Ama asil önmeli olan taraf ise;eger bu sorulara yalan cevap verip te aldatma yolunu secerseniz ve vatandas olduktan sonra yalan söylediginiz anlasilirsa Vatandaslik geri alinabilir.

 

Dogrucu Davud arkadasa tesekkürler,cünkü Alman ve Türk vatandasi olabilmek icin aranan sartlarin neler oldugunu genel anlamda foruma tasimis,Cumhubaskani Sezer bir hukukcu ve Türkiye Devletinin Cumhurbaskani olarak hakli bir uyaruda bulunup bu yasanin gözden gecirilmesini ve yanlis taraflarinin düzeltilmesini istemistir ki bundan daha dogal birsey olamazdi ve bir Cumhurbaskanindan beklenen en dogal tepkilerden biriydi.Yoksa Ermenistan'a anit ziyaretine gitmeyi Sezerde bilirdi.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.