Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?


Dogrucudavut

Önerilen İletiler

Sn Dogrucudavut, bizler burada Ergenekon ismi altinda ülkemizde yillardan beri devlet tarafindan kurulmus ve desteklenmis bir yasadisi yapilanmadan bahsediyoruz. Bu yapilanmada hangi devletlerin parmagi oldugunu ve bunun ne kadar dogru ve yanlis oldugunu tartismiyoruz. benim icin zaten böyle bir sey tartisma konusuda olamaz. Yasadisi örgütlenmeleri ne amacla olursa olsun ve kimler tarafindan desteklenirse desteklensin kabul etmiyorum ve devrimcilikte budur.

 

Bakın, öncelikle, Ergenekon davasını iddianamesini ana konusu 'TC Hükümetini yasadışı yollarla devirmeye çalışmak', bu bir iddia... Ergenekonun Susurlukla aynı şey olduğu da bir iddia, yani kanıtlanmış değil. Siz ABD'nin bu tip yapılanmalarda parmağı olacağını kabul ediyorsanız, -ki bu bilinen birşey, darbelerin sonuçları ve hangi çıkarlara hizmet ettiği ortada- bu durumda bu örgütün tamamen yok olacağını düşünmeniz kadar saçma bir düşünce olamaz.

 

Ben böyle bir örgüt var diyorum ancak bu örgüt şimdiye kadar ABD çıkarlarına hizmet etmiştir diyorum, çünkü, soğuk savaş sırasında bu örgütün ana işlevi Komünist oluşumları berteraf etmek ve Nato çizgisine aykırı politikaları engellemekti. Tabii bu amaçla sahte milliyetçiler de yaratıldı. Soğuk savaş sonrası ise ABD'nin bölge deki değişen politikası nedeniyle bir ayrışım söz konusu diyorum. Buradaki anahtar kavram ABDci olmak yada tam tersi Tam bağımsızlığı savunmak.

 

Çetelerdi, yargısız infazlardı, darbeye zemin hazırlamalardı, elbette ki bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Eğer bu insanlar cezalandırılmak istenirse Susurluk olayı patlak verdiğinde istenirse sonuç alınırdı. Ama istenmedi. İstemeyen kimdi ? ABD. Susurluk olayına faso-fiso diyenler, devlet için kurşun sıkanlara sahip çıkanlar ABDci olduklarından bu davayı sürüncemeye sokmuştu. Çünkü, ancak, 28 şubattan sonra bu sanıklardan bazıları ( İbrahim Şahin gibi ) ceza alabildiler. Ayrışma bu noktadadır. Yani, şu anda Jitemci-çeteci olsun, ulusalcı-kemalist gazeteci olsun, Sosyalist-Komünist olsun, irticacı olsun sanıkların tek ortak noktası ABDci olmak karşıtlığıdır, diyorum.

 

Bu sanıklar arasında ilinti kurulmaya çalışılması zaten iddianamenin asıl gelmek istediği nokta. Birbiri ile alakasız bu insanları bir araya getirebilmek için senaryolar kuruluyor. Gazetecilerle, Üniversite hocaları ile, sanatçılarla, parti liderleri ile çetecileri aynı anda tutuklamanın da mantığı, halkın gözünde bu imajı yaratmak amacıdır. Devlet icerisindeki yasadisi örgütlenmelerin tümüyle sona ermesi falan koca bir balondur. Şimdi, bu örgütün yeni aldığı biçim Fethullahçı Gladyodur. Fethullahçı Gladyoyu kabul ediyor ve bundan Türkiyenin geleceği için bir zarar görmüyorsanız ve buna devrimcilik diyorsanız o sizin kendi bileceğiniz iş derim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünki Ergenekon davasinda kendisini savunan Dogu Perincekin öne cikan bir sözü var, tüm tv lerde verildi. "Bize yaziklar olsunki AKP'yi yikamadik"

 

Bu sözü söyle irdelemek gerek:

 

1. Dogu Perincek siyasi parti genel baskani olarak secim yoluyla veya gensorularla AKP hükükümetini yikmak ve gene secim yoluyla iktidara gelmek.

 

2. Siyasi yoldan, yani secim yoluyla iktidari uzaklastiramiyorsan kaos ortami yaratarak ve sonunda bu kaostan yararlanan askeri cuntalarin isbasina gelmesini saglamakla olur.

 

Türkiye siyasetini az cok taniyan herkesin Dogu Perincek gibi bir siyasetcinin asla secim yoluyla bir iktidari uzaklastirma gücü olmadigini bilir. Eger Dogu Perincek böyle bir sey demek istediyse herkes güler ve Perincek'in ne kadar hayalperest oldugunu görür. Dogu perincek'in baskani oldugu siyasi parti birakin iktidar olmayi, yasami boyunca toplam aldigi oy oraninin toplami bile baraji asacak kadar degil.

 

Bu anlamda aslinda Dogu Perincek her zamanki tavrini göstererek agzindaki baklayi cikartti ve AKP iktidarini kaos ortami yaratarak ülkede askeri cuntanin gelmesini saglamak icin ugrastiklarini itiraf etmis oldu. Bu ugrasilari iktidari uzaklastiramadigi icinde kedisine ve beraber oldugu diger ortaklarini kasderek "yaziklar olsunki bize iktidari yikamadik" gibi söz söyledi.

 

Yorumlarimi takip eden olduysa okumustur, ben Perincek icin güvenilir birisi olmadigini devamli vurgulamisimdir ve ona inanipta ortak is yapanlarin basina gelecekleri söylemistim. Dünki savunmasinda ilk hatayi yaparak bir ölcüde Ergenekon cetesinin varligini kabul etmis oldu. Bekleyelim daha gerisi gelir Perincek'ten. O daha cok kisilerin basini belaya sokacak.

 

Bir sanığın bu şekilde bir itirafı olacak ta, ondan sonra yargılama devam edecek. :) Buna çocuklar bile inanmaz. Yukarda, atlanılan bir seçenek daha var. Bir siyasal iktidarı devirmenin, darbe veya seçimde çok oy almak dışında bir yöntemi daha var. Bu yöntem, iktidara karşı medyayı ve çeşitli propoganda araçlarını kullanarak ortak bir sinerji yaratmak, insanların bu iktidar dışında kime oy verirse versin, iktidara karşı olması için uğraşmaktır. Perinçekin kastetiği budur. Beceremedik dediği de budur. Yoksa, itiraf etmiş te herşeyi, darbe yapacaklarmış falan, böyle saçma bir çıkarım yapılamaz bu söyleminden. Dedim ya buna çocuklar bile inanmaz. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben böyle bir örgüt var diyorum ancak bu örgüt şimdiye kadar ABD çıkarlarına hizmet etmiştir diyorum, çünkü, soğuk savaş sırasında bu örgütün ana işlevi Komünist oluşumları berteraf etmek ve Nato çizgisine aykırı politikaları engellemekti. Tabii bu amaçla sahte milliyetçiler de yaratıldı. Soğuk savaş sonrası ise ABD'nin bölge deki değişen politikası nedeniyle bir ayrışım söz konusu diyorum. Buradaki anahtar kavram ABDci olmak yada tam tersi Tam bağımsızlığı savunmak.

Derindevletin varligini kabul ettiginize göre ve soguk savastan sonra ABD ile bir ayrisim noktasina gelindigine göre, anlatmaya calistiginiz yeni dönemin derindevletcileri ABD karsitimi oluyor? O yüzdenmi ABD simdiki Ergenekon olayinda parmagi var demek istiyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Derindevletin varligini kabul ettiginize göre ve soguk savastan sonra ABD ile bir ayrisim noktasina gelindigine göre, anlatmaya calistiginiz yeni dönemin derindevletcileri ABD karsitimi oluyor? O yüzdenmi ABD simdiki Ergenekon olayinda parmagi var demek istiyorsunuz?

 

Arkadaşım, ben mi ifade edemiyorum, yoksa anlamak mı istemiyorsun ? Aç bak bakalım, bu topiği kim açmış ve hangi alıntı ile tartışmaya başlamış. Şimdi okuduğunu da anlamamışsın. Dediğinin tam tersi ben şimdiki Fethullahçı Gladyodan bahsettim. Fethullahçıların ABD karşıtı olması mümkün mü ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaslar, feytullahcilar, anti amerikancilik, ergenekon, teror orgutu gibi derken konulari tartisiyoruz gordugum kadariyla zaman zaman atesli tartismalar ve kisisellestirilmeye kadar gidiyor.. forum ortami burasi herkes her konu hakkinda oturup tartisir ama unutmayinki konular tartismadan ileri gidilmez ne sizler hakim savci yargicsiniz nede avukat o yuzden tartisirken konulari birbirinizin kalbini kirmamaya calisin sonucta birileri ulkeyi somuruyor ve ceplerini dolduruyor ve ulkeyi hortumlarken yada ceplerini doldururken size ve bana danismiyorlar islerine ve cikarlarina nasil geliyorsa oyle yapiyorlar bir soz vardir Ati alan uskudari gecti :))... yinede her ne goruste olursaniz olun herzaman sevgi ve saygi kazansin..

saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, ben mi ifade edemiyorum, yoksa anlamak mı istemiyorsun ? Aç bak bakalım, bu topiği kim açmış ve hangi alıntı ile tartışmaya başlamış. Şimdi okuduğunu da anlamamışsın. Dediğinin tam tersi ben şimdiki Fethullahçı Gladyodan bahsettim. Fethullahçıların ABD karşıtı olması mümkün mü ?

Fethullahci olsun milliyetci olsun, bana göre bunlar her dönem herkesin yaninda ve karsisinda olurlar, önemli olan o dönemki cikarlari. Bir dönem taliban'da ABD nin en iyi dostuydu, ama ya simdi? Bir dönem milliyetci gecinenler Deniz gezmis'leri tasliyorlardi 6. Filoya karsi mücadele ederken, simdi de ABD karsitiymislar. Duyda inanma.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fethullahci olsun milliyetci olsun, bana göre bunlar her dönem herkesin yaninda ve karsisinda olurlar, önemli olan o dönemki cikarlari. Bir dönem taliban'da ABD nin en iyi dostuydu, ama ya simdi? Bir dönem milliyetci gecinenler Deniz gezmis'leri tasliyorlardi 6. Filoya karsi mücadele ederken, simdi de ABD karsitiymislar. Duyda inanma.

 

Ya arkadaşım ben o milliyetçilerden nerde bahsetmişim ? Ben şu an ki durumdan bahsediyorum .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya arkadaşım ben o milliyetçilerden nerde bahsetmişim ? Ben şu an ki durumdan bahsediyorum .

Ben derindevlete her dönem karsiydim ve simdide karsiyim, yani ABD ci oldugu zamanda olmadigi zamanda. Beni ne Fethullahcilar nede baskalari ilgilendirir. Ben derindevletin son bulmasini istiyorum, bulur veya bulmaz o ayri bir konu, Ergenekon bitince her sey düzellecek te demiyorum. ama düzelmeyecek diyede her seyin devam etmesi gerekmez veya herhangi bir taraf icin taraf olmam gerekmez.

Su anki duruma bakarsaniz Ergenekon davasinda tutuklananlar kendilerini milliyetci ve ulusalci nitelendiren bir kesim, o yüzden Fethullahci olsun, milliyetci olsun bir sey farketmez diye yazdim. Ha birde bunlarin icine ulusalcilarida katmayi unutmayalim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben derindevlete her dönem karsiydim ve simdide karsiyim, yani ABD ci oldugu zamanda olmadigi zamanda. Beni ne Fethullahcilar nede baskalari ilgilendirir. Ben derindevletin son bulmasini istiyorum, bulur veya bulmaz o ayri bir konu, Ergenekon bitince her sey düzellecek te demiyorum. ama düzelmeyecek diyede her seyin devam etmesi gerekmez veya herhangi bir taraf icin taraf olmam gerekmez.

Su anki duruma bakarsaniz Ergenekon davasinda tutuklananlar kendilerini milliyetci ve ulusalci nitelendiren bir kesim, o yüzden Fethullahci olsun, milliyetci olsun bir sey farketmez diye yazdim. Ha birde bunlarin icine ulusalcilarida katmayi unutmayalim.

 

 

Katmışsınız zaten :) Bakın, ulusalcı olsun kim olursa olsun ben de yasa dışı işlere karışanların ortaya çıkarılmasından yanayım. Yalnız, bu olayla ilişkilendirilen çoğu kişinin bu örgütle bağlantılı olduğu konusunda şüphelerim var.

 

Şöyle empati yapmanızı sağlarım belki; bu olay için sormuyorum, sizin devrimci olarak gördüğünüz kişiler benzer bir olayda mantıklı gerekçe ve bağlantı olmadan sanık durumuna düşseler ve bunun nedeni de çok açık bir biçimde sırıtan siyasi karşıt olduklarından olsa, siz nasıl bir tavır alırdınız. Nitekim, geçmişte solcular için bu şekilde durumlar olmuştur. Siz o davalarda da mı, aynı tavrı göstermiştiniz ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu nasıl bir haldir, nasıl bir iştir Yarabbi!Ne zaman bu ülkeyi biz yönetmeye başlayacağız da kendi kurguladığımız oyunun oyuncuları olacağız, bize biçilen rolu oynamayacağız da oyunu bozacağız?Ne zaman bu ülkede birileinin tekelinde olmayan bir hukuk olacak, ne zaman insanımız için demokrasiyi tesis edip de reva göreceğiz insanımıza.En azından ülkemizin gittiği yönün tayininde ne zaman biz olacağız yahu?Seneryolar seneryolar, yer değiştiren güçlerle kontrol edilen, sürekli eleştirilen güdümlü hukuğumuz, demokrasimiz, yönetimlerimiz,devletimiz, milletimiz.Bu ülke için, kendimiz için düşmana karşı, bize biçiln rolleri bozmak için sarılacağımız, üzerinde tartışmayacağımız, milli mücadeledeki vatan için çarpan tek yüreğimiz, bileğimiz ne zaman hasıl olacak?Savaş mı lazım bunların olması için, uyanmak için uçuruma yuvarlanıp kafamızı bir yerlere çarpmamz mı lazım ne lazım bilmiyorum ki!

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katmışsınız zaten :) Bakın, ulusalcı olsun kim olursa olsun ben de yasa dışı işlere karışanların ortaya çıkarılmasından yanayım. Yalnız, bu olayla ilişkilendirilen çoğu kişinin bu örgütle bağlantılı olduğu konusunda şüphelerim var.

 

Şöyle empati yapmanızı sağlarım belki; bu olay için sormuyorum, sizin devrimci olarak gördüğünüz kişiler benzer bir olayda mantıklı gerekçe ve bağlantı olmadan sanık durumuna düşseler ve bunun nedeni de çok açık bir biçimde sırıtan siyasi karşıt olduklarından olsa, siz nasıl bir tavır alırdınız. Nitekim, geçmişte solcular için bu şekilde durumlar olmuştur. Siz o davalarda da mı, aynı tavrı göstermiştiniz ?

Hangi solcular hakkinda ve hangi dönemde mesela?

Benim bildigim solsular, 72 de asildi, kesildi ve iskencelerden gecirildi. Onlarin suclanmasi derindevlet falan degildi. 12 eylül desen gene ayni, solcular asildi, iskenceden gecirildi, yasaklandi ve tutuklandilar, ama o dönem de de derindevlet icerisinde olmaktan suclanmadilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir sanığın bu şekilde bir itirafı olacak ta, ondan sonra yargılama devam edecek. :) Buna çocuklar bile inanmaz. Yukarda, atlanılan bir seçenek daha var. Bir siyasal iktidarı devirmenin, darbe veya seçimde çok oy almak dışında bir yöntemi daha var. Bu yöntem, iktidara karşı medyayı ve çeşitli propoganda araçlarını kullanarak ortak bir sinerji yaratmak, insanların bu iktidar dışında kime oy verirse versin, iktidara karşı olması için uğraşmaktır. Perinçekin kastetiği budur. Beceremedik dediği de budur. Yoksa, itiraf etmiş te herşeyi, darbe yapacaklarmış falan, böyle saçma bir çıkarım yapılamaz bu söyleminden. Dedim ya buna çocuklar bile inanmaz. :)

Bakin sizde baska bir anlam cikartmissiniz, saygiyla karsiliyorum. Ama Perincek'in sahsinda ben genede kendi düsüncelerime daha fazla güveniyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hangi solcular hakkinda ve hangi dönemde mesela?

Benim bildigim solsular, 72 de asildi, kesildi ve iskencelerden gecirildi. Onlarin suclanmasi derindevlet falan degildi. 12 eylül desen gene ayni, solcular asildi, iskenceden gecirildi, yasaklandi ve tutuklandilar, ama o dönem de de derindevlet icerisinde olmaktan suclanmadilar.

 

Arkadaşım, solcularla ilgili benim sorduğum ve benzetme yaptığım konu derin devlet içerisinde olmakla suçlanmaları değil, haksız yere suçlanmaları ihtimali. Gerçek teröristlerle, silahlı eylem yapanlarla bir görülmeleri, DGMlerde yargılanmaları...Bu açıdan benim sorum. Yani, nasıl ki, gerçek teröristlerle olmayanların ayrılmaları gerekiyorsa, buradaki durumda da, gerçekten derin devlet içerisinde olanlarla, bunlarla ilişkilendirilip tutuklananların ayırd edilmesi mantığından bahsediyorum. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, solcularla ilgili benim sorduğum ve benzetme yaptığım konu derin devlet içerisinde olmakla suçlanmaları değil, haksız yere suçlanmaları ihtimali. Gerçek teröristlerle, silahlı eylem yapanlarla bir görülmeleri, DGMlerde yargılanmaları...Bu açıdan benim sorum. Yani, nasıl ki, gerçek teröristlerle olmayanların ayrılmaları gerekiyorsa, buradaki durumda da, gerçekten derin devlet içerisinde olanlarla, bunlarla ilişkilendirilip tutuklananların ayırd edilmesi mantığından bahsediyorum. :)

Umarim görecegiz ileride kimlerin derindevletin icerisinde yer aldigini.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ergenekon bir senaryodur,Dogu Perincek daha cok seyler söyledi,hayret,Erdogan savciliktan vazgecti simdi savcilar foruma yerlesti.Dogu Perincek acik vermiste arkadasin söyledikleri dogru cikmaya baslamis,siz heralde kendi calip kendi oynayanlardan olacaksiniz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaslar, feytullahcilar, anti amerikancilik, ergenekon, teror orgutu gibi derken konulari tartisiyoruz gordugum kadariyla zaman zaman atesli tartismalar ve kisisellestirilmeye kadar gidiyor.. forum ortami burasi herkes her konu hakkinda oturup tartisir ama unutmayinki konular tartismadan ileri gidilmez ne sizler hakim savci yargicsiniz nede avukat o yuzden tartisirken konulari birbirinizin kalbini kirmamaya calisin sonucta birileri ulkeyi somuruyor ve ceplerini dolduruyor ve ulkeyi hortumlarken yada ceplerini doldururken size ve bana danismiyorlar islerine ve cikarlarina nasil geliyorsa oyle yapiyorlar bir soz vardir Ati alan uskudari gecti :))... yinede her ne goruste olursaniz olun herzaman sevgi ve saygi kazansin..

saygilar

 

ben hakim adayıyım; kısmetse

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ergenekon kapsaminda tutuklanan sendika baskani icin destek yürüyüsü yapilmis Istanbul'da. Bizler eskiden sendikacilari solcu ve iscilerin yaninda bilirdik. Yeni sendilkacilik galiba derindevlete hizmet iceriyormusta haberimiz yokmus.

 

 

"Emniyet önünde ?Hepimiz Mustafa Özbek?iz eylemi

 

"Ergenekon" soruşturması kapsamında gözaltına alınan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek?e destek vermek isteyen sendika üyesi bir grup, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde toplandı.

 

Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ile Türk Metal Sendikası İstanbul Şube Başkanı Tufan Şimşek?in de aralarında bulunduğu gruptakiler, Vatan Caddesi?ndeki Emniyet Müdürlüğünün karşısında konuşlanan televizyonların "canlı yayın" araçlarının önünde bir araya geldi.

Ellerinde Türk bayrakları, sendika flamaları ve pankart taşıyan gruptakiler, ardından Özbek lehine slogan atarak Emniyet Müdürlüğü yakınına yürüdü.

"Çevik Kuvvet" görevlilerince, emniyet yerleşkesinin kapısına yaklaşmalarına izin verilmeyen gruptakiler, cadde kenarındaki Emniyet Metro İstasyonu yakınında bir süre slogan attı.

İstiklal Marşı okuyan grubun buradaki bekleyişi sürüyor.(aa)

 

Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=918485&Date=24.01.2009&CategoryID=77#-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

'AKP'yi Fethullah Gülen yönetiyor'

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'tan sert eleştiriler!

 

Sözcü Gazetesi'nde "Susurluk'un ve Ergenekon'un maskesi düşüyor" başlıklı bir yazı dizisine başlayan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş dünkü yazısında "Bakanlıklara ve çok önemli kurumlara ABD'nin güdümüne girmiş bazı yöneticilerin atandığını savunarak, Derin devletin nasıl dejenere dildiğini yazmıştı. Bugün devam eden yazı dizisinde Savaş, "Türkiye Cumhuriyeti'nin çökertilmesi için başka güçlerin de devreye sokuldu." diyor.

 

Necip Hablemitoğlu, şu gerçeği vurgulamıştı: "Yönlendirici ajan" statüsünde etkili bir gazeteciye ya da medya patronuna sahipseniz, yüzbinlerce okuyucu ve siyasal iktidarı doğrudan etkileyecek bir silaha da kavuşmuş olursunuz. Keza bir tarikat şeyhini satın almışsanız, yüzbinlerce müridiniz de yularından tutma ve gelecekte bir halk hareketi başlatma gücüne sahip olursunuz."(Necip Hablemitoğlu)

 

DEJENERE DERİN DEVLETİN AYAĞI: FETHULLAHÇILAR

 

Dejenere edilmiş derin devletin bir başka ayağı olan Fethullahçılar, Nurcular ve Nakşibendiler ABD tarafından destekleniyor. ABD inançlara saygısından mı bu desteği veriyor. Elbette hayır!

 

AKP'Yİ GÜLEN YÖNLENDİRİYOR

 

Şevket Kazan'ın söylediklerine bir göz atalım: "Ben AKP'de üst düzey kadrolarda bulunan arkadaşların Amerika ve Amerika'daki belli odaklarla irtibat içinde olduklarını biliyorum. Herkes biliyor. Oranın tasvibiyle hareket ettikleri, oranın hoşuna gitmeyecek bir takım davranışlardan çekindikleri açıkça gözüküyor. Bütün amaçları oradan aldıkları desteği sürdürebilmek. Bunların kafalarında oradan aldıkları destek ile irtibat kurulmadıkça iktidar olunamaz diye bir fikir var"

 

ABD'YE SÖZ VERDİLER

 

Şevket Kazan bir başka söyleşisinde, "ABD'yi yöneten Pentegon değil, Pentegon kullanılan bir organ. Geri planda neler var, çok iyi biliyorsunuz, dünya devleti, Rockefeller vs.. var... Cüneyd Zapsu'yu Recep Tayyip Erdoğan'a Korkut Özal ayarladı. Cüneyd Zapsu, uzun uğraşlardan sonra icazet tavsiye mektubu aldı. Bunlar ABD'ye gittiler. ABD bunlardan 3 konuda söz aldı. Irak'ta bana yardım edeceksiniz. Annan plan yapacak, Kıbrıs'ı vereceksiniz. Üçüncüsü de BOP'a evet diyeceksiniz.; taşeronluk yapacaksınız. Siz bunları yapacak olursanız, biz de sizi destekleyeceğiz. Biz size destek verdiğimiz zaman karşınızda hiçbir güç kalmaz."

 

Taktik yapanların en önemli kuralı plan basit ve işlerliği esnek olmalıdır!

O sebeple Ergenekon Planı, bir Amerikan seneryosudur, burada bir taşla bir çok kuş vurulur, bütün bunlar için uygulaması basit fakat anlaşılması karışık bir sistem ile taraflarınca kurulan bütün örgütlerin işledikleri cinayetler ve yaptıkları tüm karanlık eylemler "Tehtid unsuru içeren" (kendilerince) kişilerin ve kurumların üzerine yıkılır böylelikle, suçlardan ve unsurlardan kolaylıkla kurtulunur! (sivil toplum kuruluşları, toplumun önde gelen aydın isimleri, tsk ve emniyet içerisinde ki Cumhuriyetçi bireyler)

 

Tehtidin en önemli unsurları Cumhuriyetçiler ve özgürlükçülerdir, çünkü emperyalizmin en tahammül edemediği şey toplumsal ve bireysel özgürlüklerdir, özgür ifade ve yaşam biçimi köleliği savunanlarca asla kabul edilemez! Bunlardan kurtulmak icap eder, bütün dünyada "temiz eller" operasyonu adı altında antiemperyalist kurum, kişi ve kuruluşlar hedef alınmıştır, yerlerine sadık hizmetkarlar getirilmiştir... bknz: İtalya, Irak, Afganistan, Yugoslavya, Kıbrıs, Türkiye!

 

Ergenekon bir efsanenin adıydı, sanırım bu gidişle başka bi efsanenin adı olacak!

 

Onun sonucunu zaman içerisinde birlikte tecrübe edeceğiz... Yani tarihe tanıklık ediyorsunuz, iyi izleyin!

 

Saygılar!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yalcin Kücük'ü iyi taniyalimki Ergenekon cetesinin PKK ile iliskilerini de iyi kavrayabilelim. Gene bu sayede terörün kaynagini ve neden bitirlmedigini iyi görelim.

 

"Yalçın Küçük festivalde PKK'ya övgüler dizmiş

Ulusalcıların akıl hocası Küçük, bakın kimlere hizmet ediyor, kimleri yere göğe sığdıramıyor.

FacebookDiggDel.icio.usredditMixxStumbleUponGoogleYahooCumartesi, 15 Kasım 2008 22:41

Kanal 7 televizyonuna verdiği röportajda Abdullah Öcalan'ın PKK'nın başı olmadığını ve Ergenekon Örgütü'nün yöneticisi olduğunu söyleyen Selim Çürükkaya, ulusalcıların akıl hocası Yalçın Küçük'ün PKK bağlanıtlarını anlattı.

 

 

 

Terör örgütü PKK’nın eski yöneticilerinden Selim Çürükkaya'nın, Kanal 7 Haber Saati’ne yaptığı açıklamalar gündeme oturdu. Bölücü örgüt başının tutuklu bulunduğu İmralı cezaevini inşa eden komutanın Ergenekon davasından firarda, yöneten komutan ve Öcalan’ın ifadelerini alan albayın şu anda tutuklu olduğunu söyleyen Çürükkaya, Öcalan'ın kendi iradesi olmadığını Ergeenkon ne derse onu yaptığını söyledi.

 

Ergenekon ve PKK terör örgütleri arasında önemli bağlantılar olduğunu iddia eden Selim Çürükkaya, bu bağlantıları sağlayan isimlerin başında Profesör Yalçın Küçük’ün geldiğini iddia etti.

 

Yalçın Küçük'ün örgütte kendilerinden daha etkili olduğunu söyleyen PKK'nın kurucularından Selim Çürükkaya'nın akıllara durgunluk veren sözleri şöyle; "Yalçın Küçük Öcalan'ın yanına gider gitmez Öcalan’ı yönlendirmeye başladı. Yalçın Küçük tek başına değildi. Bizden daha fazla yetkiliydi. Ben PKK’dan çıktığım zaman merkez komite üyeliği yaptım, basın temsilciliği yaptım ama Yalçın Küçük benden daha yetkiliydi. Yalçın Küçük Öcalan ile sürekli temas halindeydi. Ona ev tutulmuştu Paris’te. Yaptığı şey Öcalan’ın kitlesini yönlendirmekti"

 

Çürükkaya’nın bu sözleri ortaya çıkan bir görüntüyle de paralellik gösteriyor. Bu görüntüde Yalçın Küçük, 1992 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde terör örgütü PKK’nın düzenlediği bir festivalde terör örgütü yandaşlarına seslenirken görülüyor. On binlerce PKK yandaşına hitap eden Küçük konuşmasına, "Hep yüksek olan insanın başı. Hep yükseklerdeki insanın başı. Başını kaldıran insanın başı. Budur güzel olandır diyorum. Bugün diyorum bugün diyorum� Dünyada en güzel baş Kürt başıdır. Çünkü Kürt başını kaldırıyor." diye başlamıştı.

 

Yeşil gömlek üzerine giydiği sarı-kırmızı yelekle, terör örgütü PKK’nın sözde bayrağı altında teröristlere seslenen Yalçın Küçük, az önce Türkçe yaptığı konuşmayı bu kez elinde yazılı olan kağıttan Kürtçe okumuş, konuşmasının sonunda dağlardaki teröristlere ve terör örgütü elebaşına selam göndermeyi de ihmal etmemişti; "Selam baş kaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam kardeşime!"

 

Yalçın Küçük’ün bu sözleri üzerine Selim Çürükkaya’nın yaptığı yorum çok çarpıcı; "Yalçın Küçük ve Öcalan aynı örgütün üyeleridir. Bazı kişiler bunu ben Türk halkının yararına yaptım diyebilir. Değil, sen terörü geliştirdin. Böyle olmasaydı PKK bir terör örgütü olarak böyle şey olabilir miydi? Niye siyasi bir örgüt olmasın ki? Kürtlerde siyasi mücadele verecek kafa yok mu? Vardır ama Ergenekon Kürt sorununun çok demokratik çok adil bir biçimde çözümüne karşı olduğu için olayı bir terör, kaos aracı haline getirdi. Örgütü ortalığı karıştırma örgütü haline getirdi"

 

Ergenekon sanıklarının sözcülüğünü üstlenen ve her fırsatta bu kişilerin koruyuculuğuna soyunan Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün bu konuşmasıyla ile birlikte bir bölücü örgüt kamlarında çekilmiş olan yüzlerce fotoğraf karesi basına yansımıştı."

 

Kaynak: -http://www.timeturk.com/Yalcin-Kucuk-festivalde-PKKya-ovguler-dizmis-35089-haberi.html-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hirant Dink'in katledilisi ve olayin Ergenekon ile iliskisi.

 

"İkinci yılında Dink Suikastı

Yazar : Tamer KORKMAZ

Yorum Sayısı : 0

Tarih : 20 Ocak 2009 17:25

 

 

 

Hrant Dink Suikastı'nın üzerinden iki yıl geçti. Bu süre zarfında, Türkiye'yi sarsan provokasyonun perde arkasını gizleyebilmek uğruna ciddi bir çaba sarf edilmiş olduğu açığa çıktı.

 

Önceden istihbarat alınmasına rağmen, Emniyet ve Jandarma'nın “ağır ihmalleri” sonucu cinayetin işlendiği Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da saptandı.

 

Dink'in hayatını kaybetmesine yol açan “ihmaller zinciri”nin tam manasıyla üzerine gidilebilmesi, suikastın arka planının deşifre edilebilmesi için hayati önem arz ediyor.

 

*

 

En başta Trabzon Emniyeti ve Jandarması'nın ihmalleri var…

 

Suikastın azmettiricisi Yasin Hayal'in 2004'teki Mc Donald's bombalamasını Trabzon polisinin ve savcılığın terör suçu kapsamında görmeyişi Dink Suikastı'na giden yolda ilk ciddi ihmaldi.

 

Böylelikle, Yasin Hayal'in bağlantıları gerektiği gibi araştırılmadı…

 

Hayal, Trabzon'daki bombalama olayını Erhan Tuncel'le birlikte düzenlemişti.

 

Erhan Tuncel'in üzerine gidilmedi, savcılığa dahi sevk edilmedi; dahası Tuncel olaydan üç hafta sonra Trabzon Emniyeti tarafından “yardımcı istihbarat elemanı” yapıldı.

 

Yasin Hayal, bombayı Tuncel'in imal ettiğini Dink cinayetinden sonra anlatmıştı.

 

Erhan Tuncel o süreçte yargılanmadığı için Dink Suikastı'ndaki rolü de engellenemedi.

 

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda “Tuncel'in Mc Donald's olayındaki işlevi çözülseydi suikast önlenebilirdi” deniliyor.

 

Hrant Dink Suikastı'nda azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Erhan Tuncel “Cinayeti Emniyet'e haber verdiğini” söylüyor.

 

Püf noktası tam da burada: Tuncel yalnızca muhbir değildi. Cinayeti organize eden kadroyla birlikte çalışmıştı. “İstihbarat vermiş olması” onun suikasttaki rolünü ortadan kaldırmıyor.

 

Verdiği istihbaratın itina ile göz ardı edilmiş olduğuna dikkat ediniz:

 

O istihbarat, suikastı engelleyebilecekken neden kullanılmamıştı?

 

İhmalin ötesinde “vahim bir durum”dur, bu…

 

Erhan Tuncel'in muhbirliğinin öne çıkarılması, onun suikasttaki rolünün üzerini örtebilmek içindir.

 

*

 

Hadisenin diğer ayağında ise dönemin Trabzon Jandarma İl Alay Komutanı Albay Ali Öz'ün “ihmalleri” yer alıyor.

 

Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci'nin cinayetten altı ay önce yaptığı ihbarları sumen altı eden Ali Öz'den başkası değildi.

 

Dahası, Albay Öz -Dink Suikastı'ndan üç gün sonraki- Jandarma brifinginde “İhbarı yapan Coşkun İğci ile görüşülerek sağda solda kendilerine bu istihbaratı getirdiğini söylememesinin sağlanması” yönünde emir vermişti.

 

Öz'ün yardımcısı yarbay dahil emrindeki askerler mahkemede Albay'ı suçladılar…

 

Albay Öz ise “Hiçbir şey hatırlamıyorum”u oynadı!

 

Neticede…

 

Jandarma ve Emniyet teşkilatındaki vahim “ihmaller” zincirinin izini sürmek suretiyle “o kurumlardaki kimi derin kalıntıları” kullanan “ana mekanizma”ya ulaşmak mümkün olabilecektir.

 

*

 

Dink Provokasyonu, Türkiye'nin Çankaya seçim sürecine girdiği bir dönemde gerçekleştirilmişti.

 

Kaos oluşturmayı hedefliyordu.

 

Türkiye'yi sarsan cinayetin, “EMASYA Tatbikatı” kapsamında “Çağlayan Meydanı'ndan tankların geçirilmek istendiği” günlerde işlenmiş olması da son derece dikkat çekicidir.

 

Dink Suikastı'nın Danıştay Provokasyonu ile “yakın akraba” olduğunu her defasında ısrarla vurguluyorum.

 

Her iki suikast da Ergenekon patentlidir…

 

Bu gerçek de “eninde sonunda” ortaya çıkacaktır."

 

Alinti: -http://www.mansethaber.com/yazar.asp?yaziID=11378-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne tuhaf, Ergenekon'u terör örgütü olarak ilan ettiler oysa böyle bir örgüt yok...

Sonra o örgüte mensup olduğunu iddia ettikleri insanları el birliği ile içerilere tıktılar

Sonra başladılar senaryolar yazmaya...

Yalçın Küçük'ü iyi tanıyalımmış!

E sonra, neymiş pkk ile olan bağlantısını anlayabilirmişiz!

Bu kadar basit bir senaryodan film yapsalardı, ona bile gitmezdim...

Pkk ile çarpışırken şehit olanlar, gazi olanlar, paşalar, askerler pkk ile anlaşmalıydı demek?

Yalçın Küçük, ya da Ergenekon sanığı X kişi yanlış şeyler yapmış olabilir, o kişiyi bağlar, buradan yola çıkarak

masum insanları karalamak bir insanlık suçudur... Birgün hesabı mutlaka sorulur, buradaki maksat, Kürtçüler ile

dincilerin geçmişten günümüze bu ülkede işledikleri ne kadar suç varsa üstlerine yükleyecekleri kişiler seçilmiştir,

böylelikle işbiliği yapılmış Cumhuriyet dostu, emperyalizm düşmanı kişiler karalanmış ve iftiraya uğramıştır...

 

Fakat halen Kürdistan'ın alt yapı çalışmaları süratle devam ederken, Dtp'li pek çok kişi ülkenin bölünmez bütünlüğüne kast edici ve terör örgütünü övücü sözler sarfetmeye devam etmekteler...

 

Yazık ki, bunlara hesap soracak bir yargı kalmamıştır, rejim değiştirilmiştir...! sadece temizlik yapılmaktadır!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yalçın Küçük'ü iyi tanıyalımmış!

E sonra, neymiş pkk ile olan bağlantısını anlayabilirmişiz!

Bu kadar basit bir senaryodan film yapsalardı, ona bile gitmezdim...

Pkk ile çarpışırken şehit olanlar, gazi olanlar, paşalar, askerler pkk ile anlaşmalıydı demek?

Yalcin Kücük'ü savunanlar onun iliskilerine de sahip cikmalidirlar.

PKK ile carpisan askere ve pasaya kim, ne zaman PKK ile anlasmali demis? Konulari carpitmayalim ölütfen. Her zaman söylemisizdir, bu kirli savasta olan sucsuz insanlara olmustur diye, binlerce askerimiz sehit edilmistir diye ve bazilarida gene derindevlet ile PKK arasindaki isbirligi sonucu olmustur. Hatirlayalim askerligi biten askerleri asker kimliklariyle kara yolundan yollamalari ve birden PKK'lilar tarafindan önüne gecilip sehit edilmeleri. Bunlar devamli derindevletin planlariydi, cünki onlar terörün sona ermesini istemiyorlar. Bir cok yüksek rütbeli askerin ve polisin süpheli öldürülmüs olmalarida kimlerin parmagi oldugunu iyi gösteriyor.

Yalcin Kücük ve benzerleri de bu isin icindeler. Neden onun PKK ile iliskilerini sorgulamiyoruzki? Baskasi olsa hemen deriz, o zaten terörüstlerle beraberdi, onun lafina inanilmaz gibilerden. Ama konu Kücük ve Perincek olunca, sadece onlarin sahsi hatasi oluyor.

Bizde inandiydik.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ergenekon tutuklusu sözde sendikaci Mustafa Özbek'i biraz yakindan taniyalim:

 

"26 Ocak 2009

 

Bir Mustafa Özbek analizi

 

Gün gelir düşmanı komünistlerdir, gün gelir Kürtler olur, gün gelir İslamcılar… Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek üzerine çarpıcı analizler...

 

24 yıl sendikalı işçi olarak çalışan işçi-yazar Mehmet Tıraş, sendikal hareketin genelde darbelere sahip çıktığını belirtiyor, Türk Metal-İş Başkanı Mustafa Özbek için şöyle diyor: "Özbek, devlet güdümlü sarı sendikacılığın öncüsüdür. Muhalefeti rejim karşıtı görür, düşmanlarını da derin devlet belirler. Gün gelir düşmanı komünistlerdir, gün gelir Kürtler olur, gün gelir İslamcılar… Onu sendikal mücadele içinde gören sendikacı yoktur. Sendika görünümünde bir şirkettir Türk Metal."

 

Yenişafak Gazetesi'nden Mehmet Gündem'in yaptığı röportaj:

 

Türk-İş'e bağlı Metal İş Başkanı Mustafa Özbek, Ergenekon Terör Örgütü kapsamında gözaltına alındı. ETÖ ile bir sendikanın ne alakası olabilir?

 

Ergenekon demokrasiyi yok etmek isteyen bir suç örgütü, darbe planlayan bir cunta aygıtıdır. Ergenekon; kontrgerilladır, Gladyo'dur. TİT, JİTEM gibi hukuk dışı yapıları içeren, devleti de kirleten gayri meşru bir yapıdır. 43 yıllık sendikacı Özbek için Ergenekon'un kasası olduğu iddiası var. Nokta dergisinin yayınladığı darbe günlüklerinde adı sık geçiyor. Özbek sendika içinde muhalif olanı ya terörist ya da irticacı göstermiş ve dışlamıştır.

 

Özbek ile 15 yıl birlikte çalışan Türk Metal eski Başkan Yardımcısı Mahmut Taşdemir Özbek'le çalışmaktan utanç duyduğunu ve işçilerden özür dilediğini açıkladı.

 

Bir de MET-VAK'tan söz etti. Paravan Özbek şirketi diye tanımladı. Vakıf giderlerinin Türk Metal kasasından ödendiğini, işçi aidatıyla alınan otellerin, yurtların, ART TV gibi taşınmazların vakfa devredildiğini de söyledi ve suç duyurusunda bulundu.

 

Özbek, 2004'te sendika bünyesinde TUSAM adlı Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi de kurmuş.

 

Sendikacılıktan başka her şeyle ilgilenmiş. Cumhuriyet gazetesinin hissedarı olduğu iddiası var. Taşdemir, “Bize Cumhuriyet okuyun, pazartesi çıkan ek bizim TUSAM'ın ekidir” dediğini söylüyor.

 

Özbek'in sendikal anlayışı nedir?

 

Özbek devlet güdümlü sarı sendikacılığın öncüsüdür. Muhalefeti rejim karşıtı görür, düşmanlarını da derin devlet belirler. Gün gelir düşmanı komünistlerdir, gün gelir Kürtler, gün gelir İslamcılar. Onu sendikal mücadele içinde gören sendikacı yoktur. Sendika görünümünde bir şirkettir Türk Metal.

 

Size göre Özbek Ergenekon'un neresinde?

 

Sendikal ayağın temsil ediyor gözüküyor. Uzun dönem kendisiyle çalışan Türk Metal Manisa Şube başkanı Mehmet Ali Özaltın'ın açıklamaları da bunları teyit ediyor.

 

ART İŞİ KARIŞIK

 

Ali Özaltın ne diyor?

 

“Sendikayı zarara uğrattıkları ve haksız kazanç elde ettikleri” iddiasıyla Metal İş yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde sendika parasıyla kurulan Avrasya TV ve Baha Haber Ajansı şirketlerinin kuruluş, devir ve satış işlemlerinin muvazaalı olduğu, Özbek ve yakın çevresine haksız kazanç sağlamayı amaçladığı iddiası var. ART'ye kazanç sağlamak için Özbek'in toplantı, panel ve konuşmaların kanaldan yayınlandığı, karşılığında da sendikanın kanala para ödediği anlatılıyor. Program yapan bazı kişilerin kanaldan değil, 'danışman' adı altında sendikadan para aldıklarını, toplu iş sözleşmeleri döneminde işverenlere kanala reklam vermesi için baskı yapıldığını söylüyor.

 

ERGENEKON'A MADDİ DESTEĞİN BELGESİ VARMIŞ

 

Ergenekon ile Türk Metal arasındaki bağlantı netleşiyor…

 

Özbek'in Ergenekon'a aktardığı paralarla ilgili belgeleri savcıya vereceğini açıklayan Özaltın, “Bursa'daki mitingde organizatör Hurşit Tolon Paşa'ydı. İşyerlerinden arabalar kaldırdık. Bizim işçilerimiz katıldı. İşçiler tehditle, baskıyla gitti. Şu anda da işyeri temsilcilerim tehdit ediliyor dedi.

 

Sendikalar çok mu zengin Türkiye'de?

 

Türk Metal, Yol-iş, Türk-iş, Tes-iş gibi sendikalar varlıklı ama üyeler yararlandırılmaz. Darbelere destek verdiler, sendika paralarından da askeri vakıflara bağışta bulundular.

 

EMLAKÇI MUSTAFA

 

Özbek'in olağanüstü serveti konuşuluyor…

 

27 tane kendi üstüne kayıtlı gayrimenkulü var. Kıbrıs'taki tapu sayısı da kırkı geçmiş. "Kıbrıs satıldı diyorlar ama tapusu Mustafa Özbek'te, bu nasıl satış" diye espri yapılıyor. Hem kendi servetini, hem de nakit ve mal varlığı bir milyar dolar olan sendikanın servetini yönetiyor. İşçiler arasında "Emlakçı Mustafa" olarak tanımlanıyor.

 

n Sendika başkanları patronlaşıyor. İşçiler neden tepki göstermiyor?

 

Çünkü 12 Eylül'le işçileri diskalifiye eden delege sitemi getirildi.

 

Bu sorunları neden sendikacılar konuşmuyorlar?

 

Bu toplum yolsuzluktan rahatsız değil. Henüz nemalanma imkanı bulamamış olanlar da bir gün fırsat bana da gelir düşüncesiyle bekliyor. Elbette bütün sendikaları kastetmiyoruz, onların kimler olduğunu herkes biliyor.

 

Sendika Batılı bir kurum olmasına rağmen, bizde sendikalar neden AB sürecine karşılar?

 

Orada sendikalar hizmet anlayışıyla görev yaparken burada geçim kapısı olarak kullanılıyor. Bizdeki sendikacı, bir işçinin 25 yılda aldığı parayı, üç yılda hizmet ikramiyesi adı altında alıyorsa, sistemin değişmesini ister mi? Sendikacılık işçilikten patronluğa sınıf atlama tahtası olarak kullanılıyor.

 

ÇOĞU İŞÇİYİ SÖMÜRÜYOR

 

Sendikacılar bu mal varlığını nasıl elde ediyorlar?

 

KİT'lerden yetki aldıkları (örgütlenme değil) için işçinin değil devletin sendikası var. Onun içinde devlet güdümlü sarı sendikacılık sürüyor. Özbek'in savunma sanayinde işe başlaması ve hızla patron düzeyine gelmesi, 34 yıldır da genel başkanlık yapması, örneğine başka ülkelerde rastlanmayan bir sendikacılıktır.

 

Meral de Karayolları'nda işçi olarak başlıyor.

 

Evet, profesyonel sendikacılık sonrasında büyük malvarlığı elde ediyor. Bizde devlete rağmen sendikacılık yapamazsınız. Devletin ideolojisinin yanında yer alırsanız ihya olursunuz. Bizde sendikalar sınıf, emek sermaye çelişkisi üzerinden mücadele etmiyor. Burada değişim ve statükocuların mücadelesi var. Sendikalar saydam değil, hiçbir sendikanın ve konfederasyonun sitesinde para ile ilgili bilgiye rastlayamazsınız. İşçi sendikalarının genel kurulunda mali bütçenin tartışıldığını göremezsiniz. Muhalefet de bu konuyu gündeme getirmez.

 

Sendikalar o halde STK değil bizde...

 

Elbette değil. Mesela Kürt sorununu sendikal harekete taşıyan ve meşru zeminlerde bunun çözümünün mücadelesini veren Petrol-İş Genel Başkanı Münir Ceylan, PKK'lı diye sendikadan uzaklaştırıldı ve 6 ay hapis yattı. Derin devletin bu operasyonuna Özbek'ler de destek verdi. Ceylan bu davayı AİHM'ye taşıdı ve devlet 21 bin euro tazminat ödemeye mahkum oldu.

 

Bizde işçiler sendikaya hesap soramaz

 

 

Bir işçi sendikaya ödediği aidatların hesabını sorabilir mi?

 

Soramaz. Borsa da cevap alamaz. Ben çok sordum ama aidatların sendikalarda nereye gittiğini öğrenemedim. Sendikalı bir işçi, bağlı olduğu sendikanın harcamalarını denetleyemez. Paraların nereye harcandığını öğrenemez. İşçi, sendikacıların maaşlarını da bilmez. Sendikalarda trilyonlar dönüyor. Trilyonların döndüğü sendikalarda, işçiler aidatlarının akıbetini öğrenemez. Bu kadar parayı ve mal varlığını elinde bulunduran sendikacıyı yönetimden indiremezsiniz.

 

Evet, örneklerine bakılırsa pek mümkün olmamış…

 

Her sektörün çetesi var da, sendikacılığın çetesi olmaz mı? Emekliliğini sendikacılık yaparak dolduran onlarca sendikacı var. Bu sendikacıların işçilikle hiç bir alakası yok. Sendika saltanata dönüşmüş. Benim paramla evine ekmek götüren sendikacı 'sen çizmeyi aştın' diyor, beni tehdit edip 'devlet düşmanı' ilan ediyor. Sendikacıların bir bölümü derin devlet sendikacısı. Her sendika içinde derin devleti temsil eden kişiler vardır.

 

Sendikalarda yönetim neden uzun sürelidir?

 

Bir milyar doları olan sendikalar var. Bu kadar parayı elinde tutan seçim kaybeder mi? Sendikalar, işyeri temsilcilerini toplantı adıyla sık sık tatil yörelerinde, beş yıldızlı otellerde ağırlar. Delegeleri de zaman zaman toplantılara götürürler… Bir de sık sık misafirleri vardır…

 

Sendikalar biriken paraları nasıl değerlendiriyorlar?

 

Sosyal tesisler yapılıyor, faize yatırılıyor. Böylece toplumun her kesimiyle büyük pazarlık gücüne sahip oluyorlar…

 

 

Hiç yolsuzluktan yargılanan sendika başkanı gördünüz mü?

 

 

Bizde sendikalar ne kadar denetleniyor…

 

Devletin bu paraları denetleme yetkisi var ama devlet konunun üstüne gitmiyor. Siz hiç bugüne kadar yolsuzluktan yargılanan bir sendika başkanı biliyor musunuz? Oysa bir yerde denetim yoksa, orada hukuksuzluk vardır, yozlaşma doğaldır. Devlet, üniversiteleri YÖK'le nasıl denetliyorsa, Türk-İş'le de işçiyi denetliyor. Siz hiç demokratik anayasa talep eden, darbecilerden hesap sorulmasını, Kürt sorunun çözümünü, yargının bağımsız olmasını, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını, Kıbrıs'ta çözümü isteyen bir sendikacı gördünüz mü?

 

Görmedim…

 

Göremezsiniz… Bir de Türkiye'deki örgütlü yapılar insan odaklı değil, devlet merkezli. Muhalefet eden rejim karşıtı muamelesi görüyor, örgüt içi demokrasi işlemiyor. Böyle olunca ne sendikalar denetlenebilir ne de darbelerin hesabı sorulabilir. Türkiye'de hem darbe yapan ordu, hem de darbeye destek veren sendikalar iş veren konumuna geldiler, holdingleştiler…

 

İki tür sendika var: Darbe karşıtı ve darbeci yanlısı

 

 

28 Şubat'ta 5'li çete vardı. Müdahaleye zemin hazırladı. Bugün sendikalar arasında nasıl bir işbirliği var?

 

Yaşadığımız dört darbeye de Türk-İş destek verdi, işin başını Özbek ve onunla ittifak edenler çekti. Susurluktan sonra ittifak bozuldu. Ergenekon davasına DİSK destek verdi. Özbek'e hem sendikal hem de siyasal anlamda eleştirilerimiz var, dedi. Soruşturmanın arkasında olduklarını açıkladı. Ergenekon sürecinde gördüğümüz darbeye karşı olanlarla darbeden yana olanların ayrışması sendikal hareket içinde de sürüyor.

 

Demokrasi ile sendikal hareket arasında nasıl bir ilişki var?

 

Türk-İş'i anlatayım, büyük fotoğrafı görelim: Türk-İş'in demokratikleşme mücadelesinin önünde tam bir dalga kıranlığı yaptığını söyleyebiliriz. Askeri darbelere, muhtıralara, sıkıyönetimlere tereddütsüz destek vermiş, hatta darbeciler tarafından kurulan hükümetlere bakan vermiş bir örgüttür Türk-İş. 12 Eylül'ün Çalışma Bakanı Türk-İş'in Genel Sekreteri Sadık Şide'dir. Darbe hükümetinin bakanı olarak katıldığı MGK'da faaliyeti durdurulan, yöneticileri tutuklanan, idamla yargılanan DİSK'in mal varlığına el konulmasını da o istemiştir. Böyle bir zihniyeti hiç işçileri temsil eder mi?"

 

Alinti: -http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=107413-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ergenekon bir senaryodur,Dogu Perincek daha cok seyler söyledi,hayret,Erdogan savciliktan vazgecti simdi savcilar foruma yerlesti.Dogu Perincek acik vermiste arkadasin söyledikleri dogru cikmaya baslamis,siz heralde kendi calip kendi oynayanlardan olacaksiniz.

 

 

saygilarla

Gecmiste 70 li ve 80 li yillarda Dogu Perincek'e bel baglayanlar bedellerini cok kötü ödediler, cünki o dönemlerde de bülbül gibi konusuyordu, ama hala uyanan yok gibi gözüküyor. Dogu Perincek'i dogru dürüst analize yapamayanlarin basina gelecekleri buradan saymakla bitiremeyiz, ama kendileri bilir. Onlar nasil olsa her seyi bizden daha iyi biliyorlar. Dogu Perincek'in dün kara dedigine bugün ak demesini bile hic sorgulamadan arkasindan gidiyorlar. Yolunuz acik olsun derim, gidebildiginiz yere kadar gidin. Sakin sonra bize neden uyarmadiniz diye de kizmayin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.