Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

LAİKLİK DÜŞMANLARININ YÜRÜTTÜĞÜ EN YIKICI PROPAGANDA:


Misafir demirefe

Önerilen İletiler

İşte bu, en sözde kurnazca, kendilerince akıllıca, ancak safların yutabileceği propaganda. Çünkü biliyorlar ki bir elementi atomlar oluşturur. Oksijen gazı, oksijen atomlarınca oluşturulur. Atomları azot atomları olan bir gaz, oksijen gazı olmayacaktır. Azot gazı olacaktır. Bu uyanıklar da bireyleri laik olmayan toplumun laik kalamayacağının bilincindeler.

 

Kişi öyle bir laik olur ki, bal gibi, buz gibi laik olur. Niye olmayacakmış? Bu çürük propagandanın dayanağı yoktur, bomboş, havada, anlamsız bir iddiadır. Laiklik demek, düzenlemeleri dine, yani belirsiz soyutluklara dayalı değil, somut, kanıtlanabilir, deneysel, yani pozitif, bilimsel, akılcı verilere göre yapmak demektir. Bir insan hayatını buna göre düzenliyorsa laikin mükemmeli olur. Niye olmayacakmış?

 

Bunlar laikliği içi boş, ilkesizlik, kuralsızlık, inançsızlık olarak tanıtma çabasındalar. Hiç alakası yok. Laiklik bir bilinçtir, ilkedir ve yaşama biçimidir.

 

Boşuna değil bu çabaları. Çünkü laiklik, insanların inançlarını sömürmelerinin önündeki en büyük engeldir. Devlet dinsiz olsa, dini yasaklasa, bu kadar rahatsız olmazlar. Çünkü bilirler ki el altından yine işlerini yürütürler. Dinsizlik de elbet yumuşayıp din düşmanlığından vaz geçmek zorunda kalacaktır. Bunu biliyorlar. Ama laik devlet öyle mi? Bırakmıyor ki dini iyice bir kullanıp milleti sömürsünler? Dini devlete karıştırmıyor, ama devleti dine karıştırıyor. Buna isyanlardalar. Vay efendim devlet dine ne karışıyormuş! Yardım diye topladıkları paraları niye özgürce cukkalayamıyorlarmış!

 

Karışır arkadaş. Bir salgın olsa haccı yasaklamayacak mı? Cumadan sonra toplu eylem yapıyorsan cumanı bile yasaklayabilir. Bir toplu kan dökme cinnetine dönüşen kurbanı bence çoktan yasaklaması gerekir. Dini simgeyi bayraklaştırıyorsan dini simgeni de yasaklar. Laiklik dinin devlete, devletin de dine karışmaması demek değildir. Devlet toplumu ilgilendiren her şeye karışır, gerekiyorsa yasaklar da.

 

Laiklik, DİNE DAYALI KURAL KOYULAMAYIŞI demektir. Dine dayalı hiçbir kural getirilemez…

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Açıklama: Konu başlıklarının belli uzunlukta kalması gerektiğini bilmiyordum. Başlığın açıklama kısmı tam çıkmamış. Şöyle olacaktı:

 

LAİKLİK DÜŞMANLARININ YÜRÜTTÜĞÜ EN YIKICI PROPAGANDA:

“Kişi laik olmaz, devlet olur.” (Bıyık altından) “O da olmasa da olur ya!”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Laik: Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan. (tekillik yn.)

 

Laiklik: Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması.

(TDK)

 

Laik kelimesi yunan kültüründen türmeiştir. "Laos" yunanca da halk deyimidir. "Laikos" (laik) ise laostan türeme bir sözcüktür. Yönetim erkini(güç) ellerinde tutan eski yunan kralları ve ailelerinin tanrılarla ilişkileri vardı. Hatta tanrılarla cinsel ilişkilere bile girebiliyorlardı.

 

Tanrılarla ilişkiler, yunan yönetimini tanrı, dolayısı ile dinle yakınlığını da sağlar, böylece din adamı olma gibi ayrıcalığı ellerinde tutarlardı.

 

Halk içerisindeki demokrat kesimin, zamanla yönetime hakim olma çabaları, tavır olarak halka "siz tanrılara tarafsanız, biz de halktan yana tarafız" görüşünü benimsetti.

 

Laik kişilik yapısı tarihte bu şekilde gelişmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kişi cumhuriyetçi olmaz. Devletin şekli cumhuriyet olur.

 

Kişi demokrat olmaz. Devlet demokrasiyle yönetilir.

 

gibi varyasyonlarıda olabilecek, karşı olduğu ve nefret ettiği bir görüşe, alenen karşı çıkamamanın, içindeki söyleyememenin çeneye vurması.

 

aslında bu vesileyle laikliğin net bir tanımınıda yapabilir.

 

KİŞİ MÜSLÜMAN OLUR. DEVLET OLMAZ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano'nun yerinde tespitiyle başlamak istiyorum...

"Karşı olduğu ve nefret ettiği bir görüşe, alenen karşı çıkamama, içindeki söyleyememe"..

 

İçimizdekileri açıkca dillendiremiyorsak.! Ne yapılabilir...

1- Taraf gibi görünüp o değerlerin özünü ve içeriğini ortadan kaldırmak için içi boşaltılır...

2- Olduğundan farklı görünmeye çalışarak "Takiye" yapılır...

3- En etkili yöntemlerden biri olan kafaların karışmasını sağlayacak polemik söylemler geliştirilir...

 

***

Gerçek olan şu ki; Cumhuriyetimizin kurularak, toplumun çağdaş bir çizgide yeniden yapılandırılması aşamasında bu üç yöntem sürekli kullanıldı. Son dönemde temel değerlerin iyiden iyiye yıpratılaması için bu çevreler ikdidar erkinide ellerinde tutarak herşeyi yapıyorlar...

 

Oysa her ifade eğer polemik ve bu yöntemleri içinde barındırıyorsa kendi içinde kendinin reddini barındırır...

 

Nasıl mı.?

 

Onların gerçek düşüncesi Devletin islami kurallarla yönetilmesi...

Bunu açıkca ifade edemez ve yukarıdaki yöntemleri uygulayarak şu söylemi geliştirirler...

"Devlet laik olabilir kişi laik olamaz"...

Bu söylemi, her alanda topluma dayatarak onları buna inandırdıkları zaman o değerin içeriği boşaltılmış anlamı ve işlerliği ortadan kaldırılmış olacaktır... Amaçta budur zaten...

 

Oysa, % 99'u müslüman söylemleriyle kafalarındaki gerçek düşünce nedir?

" Kişi müslüman-(dır)- olabilir ve Devlette islami kurallarla yönetilecektir..."

 

Kafalarındaki bu söylem doğru ve geçerliyse...Demek ki...

"Kişiler Laik olabilir ve devlette laik kurallarla yönetilebilir..."

 

Ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundaki temel esaslardan biride "Laiklik" ilkesidir...

 

***

İşi tersinden ele alalım...

 

"Kişiler müslümandır devlet İslami kurallarla yönetilecektir" gerçek düşüncesini ile...

"Kişiler laik olamaz...Devlet laiktir " diye takiye, polemik yaparak kavram kargaşası oluşturmaya kalktığınızda kendi ifadeleriniz sizi çürütür...

 

"Kişiler müslüman olamaz... Devlet İslamdır." polemiğine ulaşır...

 

Gelde çık işin içinden... Polemik böylesine saçma yaklaşımlar bütününü içinde barındırır...

 

Amaçlanan esas nokta başbakanın "Kişiler hem müslüman hemde laik olamaz" söylemiyle açığa çıkıyor zaten...

Toplumun kafasını, onların düşünmeden kabul eden, saçmalıklara pirim veren, inançları adına görmemezlikten gelen tarafına yönelerek, istismara kalktığınızda varılacak nokta tam da içinde bulunduğumuz durumu özetliyor...

 

 

 

***

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte bu, en sözde kurnazca, kendilerince akıllıca, ancak safların yutabileceği propaganda. Çünkü biliyorlar ki bir elementi atomlar oluşturur. Oksijen gazı, oksijen atomlarınca oluşturulur. Atomları azot atomları olan bir gaz, oksijen gazı olmayacaktır. Azot gazı olacaktır. Bu uyanıklar da bireyleri laik olmayan toplumun laik kalamayacağının bilincindeler.

 

Estagfurullah , kurnazlik sizde ... Fransada laiklik "kilise ile devleti" birbirinden ayrirken , Türkiye geldikten sonra "evrim" gecirerek "din ile devleti" birbirinden ayriyor ...

Kişi öyle bir laik olur ki, bal gibi, buz gibi laik olur.

 

Nasil laik olur peki ?

Laiklik demek, düzenlemeleri dine, yani belirsiz soyutluklara dayalı değil, somut, kanıtlanabilir, deneysel, yani pozitif, bilimsel, akılcı verilere göre yapmak demektir.

 

Yani laik insan dinden arindirilmis kisi. Yani dinsiz bir kisi ...

 

Bunlar laikliği içi boş, ilkesizlik, kuralsızlık, inançsızlık olarak tanıtma çabasındalar. Hiç alakası yok. Laiklik bir bilinçtir, ilkedir ve yaşama biçimidir.

 

Nedir bu ilkeler ... Laikligin insani,dini degerlere ne gibi bir katkisi olmus ?

 

Boşuna değil bu çabaları. Çünkü laiklik, insanların inançlarını sömürmelerinin önündeki en büyük engeldir.

 

Laiklik inanc sömürüsünü tekeline aliyor da , ondan ... Müslüm Gündüz ve Ali Kalkanci zamaninda laikciler tarafindan kislada egitim verilmis ...

Devlet dinsiz olsa, dini yasaklasa, bu kadar rahatsız olmazlar.

 

Dinsizlikten öte dini zincire vurmus durumunda ...

Dini devlete karıştırmıyor, ama devleti dine karıştırıyor. Buna isyanlardalar. Vay efendim devlet dine ne karışıyormuş! Yardım diye topladıkları paraları niye özgürce cukkalayamıyorlarmış!

 

Cukkalamak laikcilerin hakki tabii ...

Karışır arkadaş.

 

Elinde silah varken kolay tabii ...

Bir salgın olsa haccı yasaklamayacak mı?

 

Bu bir tasa ise ,neden acaba genelevleri ve fuhus yasaklanmiyor ?

Cumadan sonra toplu eylem yapıyorsan cumanı bile yasaklayabilir.

 

Keske yasaklasa , bir görsek ...

Bir toplu kan dökme cinnetine dönüşen kurbanı bence çoktan yasaklaması gerekir.

 

Parti kur ...

Dini simgeyi bayraklaştırıyorsan dini simgeni de yasaklar.

 

Yok once yasakladi sonra simge oldu ...

Laiklik dinin devlete, devletin de dine karışmaması demek değildir. Devlet toplumu ilgilendiren her şeye karışır, gerekiyorsa yasaklar da.

 

Millet senin anlayisinda devletin tapulu mali yani ...

 

Laiklik, DİNE DAYALI KURAL KOYULAMAYIŞI demektir. Dine dayalı hiçbir kural getirilemez…

 

Bal gibi getirir ve getiryor da ... Bu günlerde alti vakit 80bin devlet memuru dini eylemler yapiyor , sen ne diyon ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kişi cumhuriyetçi olmaz. Devletin şekli cumhuriyet olur.

 

Bir insan elbette cumhuriyetci olabilir , Cumhuriyet olamaz ama ... Nasil "Cogunluk" olacak ki ?

Kişi demokrat olmaz. Devlet demokrasiyle yönetilir.

 

 

gibi varyasyonlarıda olabilecek, karşı olduğu ve nefret ettiği bir görüşe, alenen karşı çıkamamanın, içindeki söyleyememenin çeneye vurması.

 

Evet baski rejiminde yasadigmizin kaniti ...

 

aslında bu vesileyle laikliğin net bir tanımınıda yapabilir.

KİŞİ MÜSLÜMAN OLUR. DEVLET OLMAZ...

 

Bu kimin ayeti ?

 

Devlet bal gibi müslüman da olur , komunist de olur ...

Sen mi durduracaksin zamani gelirse ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

din bir siyasal sistem ve siyasal ideoloji değildir. Dini siyasal sistem haline getirmeye çalışanların ülkelerinde yaşıyan milyonlarca insan, laik ülkelere kaçabilmek için ölümü dahi göze almaktadır.

 

Bunun zamanı gelmeyecektir. Çünkü zamanı geçmiştir. Dünya dini yasalarla ülke yönetildiği çağları geride bırakmıştır. Halen bunu yapmaya çalışan ülkeler ise dünyayı yüzlerce yıl geriden takip etmektedir.

 

Bir yandan dini esaslara dayalı bir devlet modelini savunup bir yandan baskıcılıktan şikayet etmek. Ancak takkiyeciliğin göstergesidir. Hitler'in, Noska'yı baskıcılıkla suçlaması gibi bir şeydir. son derece baskıcı olan şeriatçılığı savunup, baskıcılıktan şikayet etmek komiktir.

 

Şöyle bir mantıktır. " ben devletin dini emirleri zorla uygulamasını savunuyorum. Dini yasaklara ve emirlere uymayanlar devlet eliyle cezalandırılmasını savunuyorum. Dini emirlerin ve yasakların devlet eliyle zorla uygulanmasını savunuyorum. Bunu gerçekleştirmeme mani oluyorlar. Bunlar baskıcılar "

 

ırkçılığı engellemek ne kadar baskıcılıksa, şeriatçılığı engellemekte o kadar baskıcılıktır. Ülkeyi kör karanlığa sokmaya çalışanları engellemek baskıcılık değil. Özgürlük ve medeniyet için zorunluluktur.

 

Kendi profilinde insan tasviri kullandığı için şeriatla yönetilen bir ülkede hapse atılacak kimselerin bize şeriat vaazları vermeside aynı derecede ironik ve komiktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani laik insan dinden arindirilmis kisi. Yani dinsiz bir kisi ...

Evet, sözkonusu ettiğimiz antilaik propaganda, bu gerekçeyi kullanıyor. "Kişi laik olmaz. Kişisel laiklik, o kişinin dinsiz olması anlamına gelir."

 

Hayır, böyle bir şey yoktur. Hemen açıklayayım:

 

Bir insan dini vecibeleri yerine getiriyor olabilir, ama bunları mutlaka uyulacak kurallar olarak görmeyebilir. Örneğin vakit namazlarını yerine getirmez, ama cumaya gidiyor olabilir. Bazı akşamlar bir kadeh içmekte hiç bir sakınca görmüyor olabilir. Hatta kendini müslüman olarak tanımlamakla beraber, bir ayeti, bir hadisi rahatlıkla eleştirebilir, yanlış bulabilir. O çağda öyleymiş, bu çağda olmaz diyebilir. Cinlere inanmayabilir, melekler doğa güçlerinin temsili anlatımıdır diyebillir, cennet cehennem mekan olarak yoktur, temsilidir diyebilir. Bunların örnekleri çoktur, sayısızdır. Kimse bunlara dini niye yozlaştırıyorsun diye bir hesap soramaz. Ötesinde, kimse zaten müslüman olmak zorunda da değil. Biri çıkabilir, ben peygamberim, yeni bir dinin ilk ve tek temsilcisiyim diyebilir. Eleştiririz, ben de kıyasıya eleştiririm, o ayrı. Ama bu kişiyi sırf bu düşüncesi yüzünden cezalandıracak hiç bir yasa işletemeyiz. Ama peygamberim diye yardım toplarsa işte o zaman yakasına yapışılır.

 

Yani anlatmaya çalıştığım şu: Bir resmi din anlayışı konup, "bu standardın dışında din olmaz" diye bir norm yoktur, olamaz. Çünkü soyutluklar vicdani kabullere bağlıdır ve kişiseldir. Tartışmaya, ortak bir kabul etrafında norm üretmeye uygun yapıda değildir. Biri çıkar, "benimki namazsız, oruçsuz müslümanlık, kime ne?" diyebilir. Bunlar bizim insanımızın kulağına garip gelir, tepki duyar, bunu biliyorum. Ama bu basit ilkeleri anlayamadığımız ve aşamadığımız için evrensel normda bir laiklik anlayışına ulaşamıyoruz. Hatta ileri gideyim, bir insan "Muhammed Kurân'ı kendi yazmıştır, ama ben ona inanıyorum, müslümanım" da diyebilir, kimse "höt! Bu nasıl müslümanlık?" diyemez kardeşim, yok böyle bir standart din ölçer normu! Hiç kimsenin "normal, standart din anlayışı" koyma yetkisi yok! Anlatabiliyor muyum?

 

Bakın, ayyaşların gece yarısı çevreyi rahatsız ettiği bir meyhaneyi halk baskı yapıp kapattırabilir, ben de gider baskı yapanlara katılırım. Gecenin yarısı niye sarhoş narası dinleyecekmişim arkadaş? Bunun için dindar olmak gerekmiyor. Biz davranışları aşırı standartlaştırıyor ve sınıflandırıyoruz. Öyle bektaşi fıkraları anlatılıyor ki, sanki ayyaşlık bektaşinin ayrılmaz vasfı! Böyle bir şey var mı ya? Laik, her akşam dine inadına bir tek mutlaka atar! Böyle bir şey var mı? Ben beyaz şarabı severim. Ama neredeyse iki sene oldu bir yudum içmedim! Fırsat olmuyor, fırsat yaratılacak diye bir kural da yok! Bu içilecek diye bir şey yoktur, olamaz! Bu inadına, zıttına tavırları bırakmalıyız.

 

Bu soyut konularda kategorize, standartlaştırma işinin bir bırakılması gerekiyor. Dinin kültürel bir ögeye, sanat gibi, şiir gibi bir kültürel motif olmaya indirgenmesi gerekiyor. Yoksa biz bu soyutlukları kurallaştırmaya, standartlaştırmaya çalışmaya devam edersek, daha çoook patinaj yapacağız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

din bir siyasal sistem ve siyasal ideoloji değildir. Dini siyasal sistem haline getirmeye çalışanların ülkelerinde yaşıyan milyonlarca insan, laik ülkelere kaçabilmek için ölümü dahi göze almaktadır.

 

Mesela Cin gibi laik bir devlete mi ?

 

okuyalim :

Komünist Çin?in işgali altındaki Doğu Türkistan?daki Uygur Müslümanlarının Teravih kılmaları yasaklandı. Baskıcı Pekin yönetiminin insanlık dışı yeni uygulamaları arasında erkeklerin sakal bırakması ve kadınların başlarını örtmelerinin yasaklanması da var. Bu bağlamda Müslüman memurlarla öğretmenlerin oruç tutması yasaklanmakta, orucu teşvik eden vaizler hakkında soruşturma açılmakta.

 

Evet görüldügü gibi Cin ile Türkiye arasinda benzerlikler var. Ikisi laik ve yasakci bir zihniyete sahip. Yemediginden Cin kadar yapamazsalar da laikciler,burdaki yazilardan da anlasilacagi gibi özentileri "Cin gibi olmak" ...

 

Bunun zamanı gelmeyecektir. Çünkü zamanı geçmiştir. Dünya dini yasalarla ülke yönetildiği çağları geride bırakmıştır. Halen bunu yapmaya çalışan ülkeler ise dünyayı yüzlerce yıl geriden takip etmektedir.

 

Islik calmaya devam edin ... gercekler degismez ... Din halifeligin ilgasi ile bittigini zanedenler de vardi zamaninda ...

Bir yandan dini esaslara dayalı bir devlet modelini savunup bir yandan baskıcılıktan şikayet etmek. Ancak takkiyeciliğin göstergesidir.

 

Ehhh ? Sizin yaptiginiz aynisi degil mi? Tek fark sizin baskinizi yasamaktyaiz ... Bizim baskimiz ise hayallerinizde mevcut ...

 

Şöyle bir mantıktır. " ben devletin dini emirleri zorla uygulamasını savunuyorum. Dini yasaklara ve emirlere uymayanlar devlet eliyle cezalandırılmasını savunuyorum. Dini emirlerin ve yasakların devlet eliyle zorla uygulanmasını savunuyorum. Bunu gerçekleştirmeme mani oluyorlar. Bunlar baskıcılar "

 

Neyi savundugumu bana birakabilirsin. Kendim neyi savunacagimi da ... Sizin istediginiz yeni nesil laikci yasam tarzina kanmis insanlar ...

 

ırkçılığı engellemek ne kadar baskıcılıksa, şeriatçılığı engellemekte o kadar baskıcılıktır. Ülkeyi kör karanlığa sokmaya çalışanları engellemek baskıcılık değil. Özgürlük ve medeniyet için zorunluluktur.

Kendi profilinde insan tasviri kullandığı için şeriatla yönetilen bir ülkede hapse atılacak kimselerin bize şeriat vaazları vermeside aynı derecede ironik ve komiktir.

 

Seriat bu ülkede her yerde her dakka yasaniyor ... Günde bes vakit Türkiyenin neresinde seriatin sesini duymuyorsun ? Dahasi 80bin seriatci memuru yok mu Türkiyede ...

Hadi bir diyanetin memur imami ciksin desin ki "seriata karsiyim" ...

 

Abes fikir ve görüsler bu tür garabetleri dogurur ...

 

******

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendi profilinde insan tasviri kullandığı için şeriatla yönetilen bir ülkede hapse atılacak kimselerin bize şeriat vaazları vermeside aynı derecede ironik ve komiktir.

Ya Cyrano, bunu bile bir kenara bırak, Almanya'da nazi gamalı haçlı tişört ile üniversiteye girmeye bir kalkışsın bakayım vatandaş, ne oluyor. Yahu, spikeri televizyon kurumundan attılar, nazileri açıktan da değil, imalı şekilde övdü diye!

 

Zamanında o kadar ırkçılık yapan ABD de şimdi zenciler ikinci sınıftır diye bir açıklama yap bakayım, koskoca DNA nın kaşifi Watson ırkçı konuşmaları yüzünden üniversiteden atıldı! Adam Nobel ödüllü, DNA nın kaşifi! Nobel mobel tınmadı, atıverdiler.

 

Yok öyle bir aklına eseni isteme ve yapma özgürlüğü! Tabii ki en temel insan haklarını geriye götürecek bir istemde kimse bulunamaz! Her ülkenin duyarlıkları da farklıdır. ABD de türbanla üniversiteye girmiş, kimin umrunda? Ama Ku-kluks-klan giysin bakayım, neler oluyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet, sözkonusu ettiğimiz antilaik propaganda, bu gerekçeyi kullanıyor. "Kişi laik olmaz. Kişisel laiklik, o kişinin dinsiz olması anlamına gelir."

 

Bak "propaganda" demek yeterli degil ... Yanlis oldugunu ispatlaman gerekiyor ...

 

Bir insan dini vecibeleri yerine getiriyor olabilir, ama bunları mutlaka uyulacak kurallar olarak görmeyebilir. Örneğin vakit namazlarını yerine getirmez, ama cumaya gidiyor olabilir. Bazı akşamlar bir kadeh içmekte hiç bir sakınca görmüyor olabilir. Hatta kendini müslüman olarak tanımlamakla beraber, bir ayeti, bir hadisi rahatlıkla eleştirebilir, yanlış bulabilir.

 

Bir müslümanim diyen birinin vecibelerini ihmal edebilir. Günahkar olur. Vecibeleri ret etmek , müslüman olmaktan cikarir insani. Buna da karari yine Islam verir ... Sen , ben degil ...

O çağda öyleymiş, bu çağda olmaz diyebilir. Cinlere inanmayabilir, melekler doğa güçlerinin temsili anlatımıdır diyebillir, cennet cehennem mekan olarak yoktur, temsilidir diyebilir. Bunların örnekleri çoktur, sayısızdır. Kimse bunlara dini niye yozlaştırıyorsun diye bir hesap soramaz. Ötesinde, kimse zaten müslüman olmak zorunda da değil. Biri çıkabilir, ben peygamberim, yeni bir dinin ilk ve tek temsilcisiyim diyebilir. Eleştiririz, ben de kıyasıya eleştiririm, o ayrı. Ama bu kişiyi sırf bu düşüncesi yüzünden cezalandıracak hiç bir yasa işletemeyiz. Ama peygamberim diye yardım toplarsa işte o zaman yakasına yapışılır.

 

Evet , anlamadan Islam hk. bir sürü seyler söyleyebilir , hatta hala müslüman oldugunu da , ama bu laiklikle ne alakasi var. Laiklik yokken de bu tür celiskilere düsenler oldu ve olur ...

Yani anlatmaya çalıştığım şu: Bir resmi din anlayışı konup, "bu standardın dışında din olmaz" diye bir norm yoktur, olamaz.

 

Laik Türkiye Cumhuriyeti bunu bal gibi yapiyor. Git sor bakalim laik devlete din nedir. Devletin "Fetva Kurulu" buna cevap verir (aslinda) ...

Çünkü soyutluklar vicdani kabullere bağlıdır ve kişiseldir.

 

Laiklik gibi ... Yoksa laiklik somut bir sey mi? Suclamalar mantikli olmasi lazim ...

Tartışmaya, ortak bir kabul etrafında norm üretmeye uygun yapıda değildir.

 

Bizim normlarimiz var. Siz kim oluyorsunuz "pazarlik" istersiniz?

Biri çıkar, "benimki namazsız, oruçsuz müslümanlık, kime ne?" diyebilir.

 

Biri cikabilir "ben seriatci laikciyim , kime ne?" gibi mi?

 

Bunlar bizim insanımızın kulağına garip gelir, tepki duyar, bunu biliyorum.

 

Garip,mantiksiz ve ilimsiz ...

Ama bu basit ilkeleri anlayamadığımız ve aşamadığımız için evrensel normda bir laiklik anlayışına ulaşamıyoruz.

 

Evrensel laiklik belli bir zümrenin yani kilisenin iktidar iddiasina karsi yine Incilden gelistirilen bir yöntemdr...

Dünyevi ve dini iktidarlar ayrimini ortadan kaldirdi. Bakin 14/15/16/17 yy Avrupanin haritalarina ...

Ayrica laik devletin en önemli özelligi hizmeti herkese oldugu gibi devlet memurlugu da herkese aciktir.

 

Türkiyede basörtülülere basta olmak üzere ne hizmet verilir ne de devlet bunlara aciktir.

 

Hatta ileri gideyim, bir insan "Muhammed Kurân'ı kendi yazmıştır, ama ben ona inanıyorum, müslümanım" da diyebilir, kimse "höt! Bu nasıl müslümanlık?" diyemez kardeşim, yok böyle bir standart din ölçer normu! Hiç kimsenin "normal, standart din anlayışı" koyma yetkisi yok! Anlatabiliyor muyum?

 

Aynisi Atatürk icin de gecerli mi? Ya da laiklik? Atatürk en büyük seriatciydi , desem , bosama islemini talak ile yapti (gercekten) ve evliligin haricinde de iliskileri vardi , muhtemelen cok esliydi Atamiz.

Devrimleri de avrupadan korktugu icin yapti desem ne dersiniz?

Bakın, ayyaşların gece yarısı çevreyi rahatsız ettiği bir meyhaneyi halk baskı yapıp kapattırabilir, ben de gider baskı yapanlara katılırım. Gecenin yarısı niye sarhoş narası dinleyecekmişim arkadaş?

Bunun için dindar olmak gerekmiyor.

 

Evet bunun icin ne Türk ne de Müslüman olmak gerekiyor....

Biz davranışları aşırı standartlaştırıyor ve sınıflandırıyoruz. Öyle bektaşi fıkraları anlatılıyor ki, sanki ayyaşlık bektaşinin ayrılmaz vasfı! Böyle bir şey var mı ya?

 

Bilmem. Ne fikralari ne de Bektasileri tanirim ...

Laik, her akşam dine inadına bir tek mutlaka atar! Böyle bir şey var mı? Ben beyaz şarabı severim. Ama neredeyse iki sene oldu bir yudum içmedim! Fırsat olmuyor, fırsat yaratılacak diye bir kural da yok! Bu içilecek diye bir şey yoktur, olamaz! Bu inadına, zıttına tavırları bırakmalıyız.

 

Mesele icki icmek degil. Mesele bunu kistas olarak altin terazisine koymak. Yok icki servisi yapildi mi? Yok sahilde icki yasagi laiklige aykiri. Yok bikini reklamlari lakiligin geregi...

 

Bu soyut konularda kategorize, standartlaştırma işinin bir bırakılması gerekiyor. Dinin kültürel bir ögeye, sanat gibi, şiir gibi bir kültürel motif olmaya indirgenmesi gerekiyor. Yoksa biz bu soyutlukları kurallaştırmaya, standartlaştırmaya çalışmaya devam edersek, daha çoook patinaj yapacağız...

 

Atatürk soyut degil mi? Laiklik soyut degil mi? Bunun standartini belirleme tekeli bir tek sizde olsa bile , biz neden buna tabi olalim. Nerden bu hakki aliyorsunuz?

 

Bak , bir sürü laf ettik ama asil laikligikonu etmedin ...

 

 

Bir bilene soralim ... Ateistdir kendisi , Osman Can anayasa rapörteri ::

 

“Anayasa Mahkemesi’nin kategorik gerçeklik olarak bize sunduğu bu laiklik anlayışını türetmek mümkün değildir. Mahkemenin bu laiklik yorumu ‘sivil din’ yaratıldığı yönündeki görüşlere haklılık kazandırmaktadır”

 

“Mahkeme bu ifadeleriyle laiklik ilkesini Marksist öğretide ya da tüm dinsel paradigmalarda olduğu gibi ulaşılabilecek son nokta, insan evriminin son aşaması olarak nitelendirmektedir” diyen Can, tarihin bittiği, diyalektik gelişimin sonlandığı bir an olarak resmedilen laiklik anlayışının yeni bir skolastik ve dogmatik düşünce tarzı yarattığını söylüyor. Raportörün marksizm ile dinsel "paradigmaları" eşitlemesinin düşünsel ufku konusunda fikir verdiği belirtiliyor.

 

Yanisinin yanisi , laiklik avrupada farkli bizde farkli. Avrupada kilise kurumunu devletden ayirirken biz inanlari devletden ayirdik ...

 

Yoksa senin sahsi inanislarin laiklikle alakasi yok ... Elbette istedigin gibi inanabilirsin. Ama patent sahiplerine hice sayarak olmaz bu. Atatürk buddizimin temsilcisi olmadigi gibi Islami kaide ve normlara göre imani olmayan birini zorla müslüman kabul ettiremezsiniz ...

 

Demokratim diyeceksin ama secimlere , oy verme islemlere karsi olacaksin ...

Cumhuriyetciyim diyeceksin , milletin 4de 3ünü yok sayacaksin ...

 

Yok öyle bir sey ... ama burasi Türkiye ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya Cyrano, bunu bile bir kenara bırak, Almanya'da nazi gamalı haçlı tişört ile üniversiteye girmeye bir kalkışsın bakayım vatandaş, ne oluyor. Yahu, spikeri televizyon kurumundan attılar, nazileri açıktan da değil, imalı şekilde övdü diye!

 

Zamanında o kadar ırkçılık yapan ABD de şimdi zenciler ikinci sınıftır diye bir açıklama yap bakayım, koskoca DNA nın kaşifi Watson ırkçı konuşmaları yüzünden üniversiteden atıldı! Adam Nobel ödüllü, DNA nın kaşifi! Nobel mobel tınmadı, atıverdiler.

 

Yok öyle bir aklına eseni isteme ve yapma özgürlüğü! Tabii ki en temel insan haklarını geriye götürecek bir istemde kimse bulunamaz! Her ülkenin duyarlıkları da farklıdır. ABD de türbanla üniversiteye girmiş, kimin umrunda? Ama Ku-kluks-klan giysin bakayım, neler oluyor?

 

Irkciligi tarihde ilk defa red ve tüm insanlarin kardes oldugunu vaaz eden Islamiyetdir ...

Gamali hac almanyada yasak Hindistanda kutsal bir simge ...

Basörtülüler kurtulus savasina katildilar ,

Seriatcilar istiklal savasini verdi ...

Mustafa Kemal da milleti seriatci olduguna inandirdi ...

Yoksa kim secerdi onu ...

 

Türkiye ceza yasalarini Italyadan ,yürütme kanunu almanyadan ,medeni kanunu da isvicreden ithal etmedi mi?... *******

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamiyetin doğduğu çağda ırkçılık yoktu. Irkçılık islamiyetten 12 yüzyıl sonra doğdu. İslamiyetin doğduğu çağda "ırk" diye bir kavram yoktu.

 

Nazilerin gamalı haçı ile, hinduların gamalı haçı ne şekil olarak nede içerdiği anlam olarak aynı değildir.

 

Kurtuluş savaşında başörtüsü takan bir er hiç duymadım.

 

Şeriatçılar istiklal savaşı sırasında "fransıza kurşun sıkan kafirdir, ingilize kurşun sıkan müslüman değildir" diye fetva veriyorlardı. Anadoluda kuvay-ı milliyeye karşı ayaklanıyorlardı. İngiliz Muhipleri (dostları) Cemiyeti'nde, Atatürk ve arkadaşlarını Lord Curzon'a şikayet ediyorlardı.

 

Mustafa Kemal, halife tarafından hakkında ölüm emri verilen bir kimseydi. Halife tarafından hakkında ölüm emri verilen bir "şeriatçı" tanımı, yeniden islam tarihi yazmaktır.

 

 

Kanunlar hazırlanırken tüm dünyadaki hukuk sistemleri incelenir ve uygun olanlar emsal alınarak kanun hazırlanır. Türk Ceza Kanunu hazırlanırken 1889 tarihli Zanardelli yasası emsal alınarak hazırlanmıştır. Ha keza medeni kanun.

 

Yazarken şöyle karşımızdakilerin okuma yazma bildiği ve ilkokul seviyesinde eğitim almış olacağını gözönüne alarak yazarsak. İnternet forumlarında kullanıcıların profillerinde yazdıkları tek cümlelik sloganların ötesine geçebilir yazdıklarımız.

 

Ama Türkiye'de genel bir problemdir bu. Bir çok insanın dünya ve ülke tarihi hakkındaki bilgisi sağdan soldan duydukları iki üç slogandan ibarettir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya Cyrano, bunu bile bir kenara bırak, Almanya'da nazi gamalı haçlı tişört ile üniversiteye girmeye bir kalkışsın bakayım vatandaş, ne oluyor. Yahu, spikeri televizyon kurumundan attılar, nazileri açıktan da değil, imalı şekilde övdü diye!

 

Zamanında o kadar ırkçılık yapan ABD de şimdi zenciler ikinci sınıftır diye bir açıklama yap bakayım, koskoca DNA nın kaşifi Watson ırkçı konuşmaları yüzünden üniversiteden atıldı! Adam Nobel ödüllü, DNA nın kaşifi! Nobel mobel tınmadı, atıverdiler.

 

Yok öyle bir aklına eseni isteme ve yapma özgürlüğü! Tabii ki en temel insan haklarını geriye götürecek bir istemde kimse bulunamaz! Her ülkenin duyarlıkları da farklıdır. ABD de türbanla üniversiteye girmiş, kimin umrunda? Ama Ku-kluks-klan giysin bakayım, neler oluyor?

 

Zamanında o kadar ırkçılık yapan ABD'de benzer açıklamaları ortadoğulular için yaptı diye bir kimsenin üniversiteden atılacağını hiç sanmıyorum. Batı'da şu an populer oy toplama taktiği iken. Bir başkan adayının yardımcısı Irak'ta milyonlarca insanı Tanrı adına öldürdüklerini söyliyebiliyorsa. Ömrü internetle sınırlı KKK'e nasıl bakıldığı bir kriter değil.

 

Zencilere veya yahudilere karşı ırkçı yaklaşımlara izin verilmemesi, ırkçılığa karşı net bir duruş sergilendiği ve müsamaha gösterilmediği anlamına gelmiyor. Irkçılıkta zenciler ve yahudilerden nefret etmekten ibaret değil.

 

KKK artık kimsenin ciddiye almadığı, "fool rednecks" dedikleri faaliyetleri internet üzerinden, tişört anahtarlık heykelcik poster satmaktan ibaret olan bir organizasyon artık. Ancak ırkçılıkta KKK'ı dörde katlayabilecek olan evanjelist örgütler bırakalım üniversitelere girmeyi. ABD ordusu ve devlet kademelerinde cirit atıyor.

 

Almanya'da modasi geçmiş, teşhir olmuş, propaganda savaşını kaybetmiş, nazi saçmalıklarının yasak olması. Avrupa Birliği Irkçılıkla Mücadele komisyonunun raporlarına göre bir yıl içinde gerçekleşen 9000 ırkçı saldırı vakası yüzünden 9 kişinin dahi tutuklanmamış olmasını değiştirmiyor.

 

Irkçılık aynı hedefleri, aynı argümanları, aynı sembolleri ve görünümü ilelebet kullanarak yoluna devam eden bir ideoloji değil.

 

Batı ülkelerinde modasi geçmiş ve taraftarı bulunmayan nazi, kkk gibi eski oluşumların sembollerine karşı çıkıp, bunlarla gölge boksu yapan yöneticiler. Bugünün gerçek tehdidi olan beyaz ırkçı hareketlere gelince sıra, önlem alma ihtiyacı dahi hissetmiyorlar.

 

Fransa, avusturya, hollanda, italya'da ırkçı olduklarını açık açık söyleyen siyasi partiler iktidara oynuyor. Le Pen, Haider gibi liderler. Sırtına gamalı haç dövmesi yaptıran bir mahkum'dan. Ya da internette okuduklarıyla gaze gelip, yanan haç kolyesiyle okula gelen öğrenciden çok daha tehlikelidir.

 

Dünyada medeniyet ve demokrasi için iki şeyin durdurulması ve yokedilmesi gerekir. Birisi ırkçılık, diğeri dinsel fanatizm.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bu dincilerin tavrı şu oluyor: "Açıkça din düşmanı olduğunuzu ilan edin, dine saygısızlık yapın, küfredin, biz de düşmanımızı bilelim."

 

Tabii ki böyle bir tuzağa düşmeyeceğiz. İnsanların düşüncelerine, inançlarına saygımız var. İstedikleri gibi düşünebilirler. Düşünce ve inançlarını sadece eleştirir, yanlış olduğunu söyleriz. Fakat inançlarının yanlış olmasını, onları hor görmek için bir bahane olarak kullanmayız. Bunların amacı hır çıksın, kin olsun, düşmanlık olsun, kargaşa ortamında bir pay kaparız düşüncesi!

 

(Laiklik=dinsizlik) savlarını bu yolla kanıtlamaya çalışıyorlar. Çünkü ellerinde bir kanıtlama mekanizması yok. İddiaları soyut, somut temelden yoksun, zihin ve hayal gücü üretimi. Örnek:

 

"Kimin dinli, kimin dinsiz olduğuna sen ben karar veremeyiz, İslam karar verir!" Yok ya? Sahi mi? Bir insanın din bakımından ne olduğuna bir karar vermek gerektiği nerden çıktı, bir. Böyle bir karara varılması gereği nerden icap ediyor? İkincisi, bu karar verecek olan İslam da neyin nesi? Turnusol kağıdı mı da bir renk gösterdi mi dinli, başka renk gösterdi mi dinsiz oluyor? Bu İslam dedektör mü de bir adam geldi biiip, sağlam geç, diiiit, dinsiz, tutun? Böyle soyut bir mekanizmanın esamesinin okunacağını da nerden çıkarıyorsunuz? Efendiler, gözünüzü açın: Sizin bu iddianız ancak "din tanrı katından gelmiş değişmez mutlak gerçekliktir" savı kabullenildiği ve bu savı zorla, dikta ile yürüten bir dinci yönetim olduğu zaman geçerli. Böyle bir mutlakiyeti kabul etmeyenlere ne yapacaksınız? Kırbaçla mı kabul ettireceksiniz?

 

Anlamıyor musunuz, iddialarınız soyut, hayal gücü ve zihin üretimi! Hiç bir somut dayanağa sahip değil. Dolayısıyla bilimde, hukukta, devlet yönetiminde baz alınması söz konusu değil...

 

Gelelim bir halkın yüzde ellibiri "şeriat istiyoruz" derse demokrasi gereği şeriat mı getirilecek sorununa...

 

Böyle bir şey olmaz. Böyle bir şey, "yarın güneş batıdan doğsun mu, yoksa eskisi gibi devam etsin mi ey halk, ne diyorsunuz?" diye referandum yapmaya benzer. Ya da "tüm Yahudilerle Çingeneleri keselim ya da sürgün edelim mi, yoksa kalsınlar mı?" diye referandum yapmaya benzer. Yahut "bundan böyle zina yapanı taşlayarak öldürelim, hırsızın elini keselim, kadınlara az miras payı verip şahitliklerini erkeğin yarısı olarak değerlendirelim mi, yoksa böyle bir değişiklik yapmayalım mı?" diye referandum yapmak gibidir. Böye bir şey söz konusu değildir.

 

"Şeriat" dediğiniz şey, tanımlı, somut bir kavram değildir. Her yöne çekilen, tahayyüllerle şekillenen belirsiz bir dogmadır. Referandum konusu edilemez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, söylediklerin gayet doğru... Irkçılık gerçekten de şekil ve yöntem değiştirerek yoluna devam ediyor ve çifte standartlar çok yoğun.

 

Dünya demokrasiyi başaramayacak ve bir üçüncü dünya savaşı kapıya dayanacak öngörüleri hiç de haksız çıkmayabilir. Hatta bunu ağırlıklı olasılık olarak düşünmek belki de daha geçerli.

 

Çünkü dünyanın gidişatına baktığımız zaman doymaz bir hırsla daha ve daha fazlasını ele geçirme hırsı ile kaynakların yok edilmeye götürüldüğünü görüyoruz. Yağmur ormanlarında bir saat içinde kesilen ağaç sayısı insanı dehşete düşürüyor. Bir türün sonsuza kadar yok edilmesi insanlar için bir sineğe aerosol sıkmak kadar sıradan.

 

Ben de bazen karamsar ütopyalara hak veriyor ve insan türünün şiddetli bir şamarı hak ettiğini düşünüyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

****

İslamiyetin doğduğu çağda ırkçılık yoktu. Irkçılık islamiyetten 12 yüzyıl sonra doğdu. İslamiyetin doğduğu çağda "ırk" diye bir kavram yoktu.

 

Nasil yoktu? Yunanlilalar yunanli olmayanlara "barbar" , Araplar arap olmayanlara "acem" derdi ve bu yalnizca isimlendirmeyle kalmazdi. Ayni zamanda kendilerini üstün görürlerdi. Kaldi ki "seckin kavimden" yahudiler "seckin irka" terfi edeli binlerce yil geride kalirken bu tür temelsiz iddialar havada kaliyor ...

 

Irkcilik islam ögretisine göre insandan evel Cinler,tanidigimiz en iyi cin "Seytan" tarafindan düsülen bir hastalik oldugunu vaaz eder. Onun icindir ki irkciliga düsen seytanin yakalandigi hastaliga düsmüs demekdir.

Nazilerin gamalı haçı ile, hinduların gamalı haçı ne şekil olarak nede içerdiği anlam olarak aynı değildir.

 

Sekil ayni , anlamlar elbette degisik ...

 

Kurtuluş savaşında başörtüsü takan bir er hiç duymadım.

 

Akilli bir laf eden laikci de ben duymadim ...

Şeriatçılar istiklal savaşı sırasında "fransıza kurşun sıkan kafirdir, ingilize kurşun sıkan müslüman değildir" diye fetva veriyorlardı.

 

Cikar bakalim kimin fetvasiymis ve kim takmis bu fetvayi ...

Anadoluda kuvay-ı milliyeye karşı ayaklanıyorlardı.

 

Breehhh ... Kuvayi milliye anadoludur ...

İngiliz Muhipleri (dostları) Cemiyeti'nde, Atatürk ve arkadaşlarını Lord Curzon'a şikayet ediyorlardı.

 

Bunu laikciler hala yapiyorlar ...

Mustafa Kemal, halife tarafından hakkında ölüm emri verilen bir kimseydi.

 

Halifenin hizmetciligini yapan kisi ihanete tevessül ederse , bunun neresi anlasilmaz? Kaldi ki M.Kemal nasil oldu da Samsuna kadar gidebildi.

Halife tarafından hakkında ölüm emri verilen bir "şeriatçı" tanımı, yeniden islam tarihi yazmaktır.

 

En azindan takkiyesini yapti. Yoksa Mustafa Kemalin cumada hutbe vermesini nasilizah edeceksin?

Kanunlar hazırlanırken tüm dünyadaki hukuk sistemleri incelenir ve uygun olanlar emsal alınarak kanun hazırlanır.

 

Yenilen milletler ve devletler zamanla yenenin hukuk normalarini alir. Ya zorla ya da "gönüllü" .. Bu kaide degismez. Hangi ülkenin kanunlari , mesela ceza yasalari ya da medeni yasasi, incelenmis ve elemeye tabi tutularak birine karar verilmis ki ... Söylediklerin gercegi yansitmiyor,görüntüyü kurtarma cabasidir ...

Ama Türkiye'de genel bir problemdir bu. Bir çok insanın dünya ve ülke tarihi hakkındaki bilgisi sağdan soldan duydukları iki üç slogandan ibarettir.

 

Evet yaziniz buna iyi bir misal ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bu dincilerin tavrı şu oluyor: "Açıkça din düşmanı olduğunuzu ilan edin, dine saygısızlık yapın, küfredin, biz de düşmanımızı bilelim."

 

Din düsmani olma hususu özel olarak dile getirilmesi gerekmiyor. Din düsmani olundugu her cümlenizden anlasiliyor zaten ...

Tabii ki böyle bir tuzağa düşmeyeceğiz. İnsanların düşüncelerine, inançlarına saygımız var. İstedikleri gibi düşünebilirler.

 

Cok cömertler ... Istedigimiz gibi elbette düsünebiliriz. Düsünmeyi nasil yasakliyacaklar ki? Mesele düsüncesini söylemek. O yasak Türkiyede ...

******istibdat rejimi bu laikci sistem ...

İddiaları soyut, somut temelden yoksun, zihin ve hayal gücü üretimi.
:lol:

 

"Kimin dinli, kimin dinsiz olduğuna sen ben karar veremeyiz, İslam karar verir!" Yok ya? Sahi mi?

 

Evet ... Nesini anlayamadin?

Bir insanın din bakımından ne olduğuna bir karar vermek gerektiği nerden çıktı, bir.

 

Yumurtadan degil elbette , yazdiklarindan cikti,kendisi farkinda degil ... :stuart:

Böyle bir karara varılması gereği nerden icap ediyor? İkincisi, bu karar verecek olan İslam da neyin nesi?

 

Islam kaideleri koydu ve koyar bizde koyamaya devam ederiz ... Siz kaideler koyarken , müslüman kimdir degildir felsefesini yürütürken iyi de , neden müslüman yürütürken kötü?

Anlamıyor musunuz, iddialarınız soyut, hayal gücü ve zihin üretimi! Hiç bir somut dayanağa sahip değil. Dolayısıyla bilimde, hukukta, devlet yönetiminde baz alınması söz konusu değil...

 

Laikci cumhuriyetin hapishaneleri de , mahkemeleri de tersini ispatlar...

Gelelim bir halkın yüzde ellibiri "şeriat istiyoruz" derse demokrasi gereği şeriat mı getirilecek sorununa...

 

Laiklige milletin %kaci evet oyu kullandi ki? Pardon , Baykal demisti ya "Laikligi getirmek icin millete mi soracaktik?"

 

"Şeriat" dediğiniz şey, tanımlı, somut bir kavram değildir. Her yöne çekilen, tahayyüllerle şekillenen belirsiz bir dogmadır. Referandum konusu edilemez...

 

Ata yol gösterdi ... Böyle seyler devrimlerle olur ... Devrimler de millete sorulmaz , yapilir ... Uymayan da ****** ...

Ama önce isgalci temsilcileri ile isimiz var görüldügü gibi ... Düsmani denize attik da , zihniyeti ama kanser yayilmis ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi burada cümle cümle alıntılarla her birine karşı bir laf sokma yarışına girilmesinin faydalı olacağı sanısında değilim. Önemli gördüğüm yanılgılara işaret etmek isterim:

 

M. Kemal'in hutbe vermesini ikiyüzlülük ve dini kullanma olarak yorumlama yaygın bir propagandadır. Bu propagandayı yapanlar, aynı zamanda İslam'da ruhbanlık olmadığı propagandasını da yaparlar. Peki ruhbanlık yoksa, hutbe verme işi niye belli din adamlarının tekelinde oluyor?

 

Adam Allah'a bile inanmıyordur, gelir Cuma namazı kılar. Dini bir sosyal kulüp faaliyeti olarak görüyor ve "müslümanım" da diyordur, yani bu mensubiyeti reddetme gereği duymuyordur. Elinizde dinmetre mi var da adam girerken "diiiiit" diye ötecek de "hop, nereye, senin bu camide işin yok!" mu diyeceksiniz?

 

Söyledim, yine söyleyeyim: Dini kabuller soyut dogmalardır, somut dayanakları yoktur. Standartlaştırılamaz ve kurallaştırılamazlar. Herkesin kabul şekli farklıdır, norm getiremezsiniz. Devlet herhangi bir din normunu hiç bir şekilde yasalaştıramaz. Aksi, dayatma anlamına gelir. Elinizde somut veriniz vardır, uyuşturucuyu, hatta alkolü, hatta sigarayı yasaklayabilirsiniz. Bunu yapmak için dine ihtiyaç yok. Bakın yanlış anlamayın, çıkar hocalar, hutbelerde içkinin haram olduğu propagandasını da yaparlar. Bu gayet doğaldır. Çünkü vicdanlara sesleniyor. Ama çıkar, "bu devlet dinimizce haram olan içkiyi yasaklamadığı için dinsizdir, yıkılıp yerine şeriat devletinin kurulması farzdır" derse laiklik ilkesini ihlal etmiş olur.

 

Bu yanılsamalar, dinin insanları cennetlik-cehennemlik biçiminde ayırması ve ikisinin arasına sonsuz bir uçurum koymasının yarattığı bir sonuçtur. Zihninize bu soyut dogmaların girmesine izin verdiğinizde, insanları ak-kara görmeye ve kategorize etmeye başlarsınız. Yetinmez, bir de "münafık" gibi çok çok tehlikeli bir kategori daha getirirsiniz. Bunlar hep dini dogmaların zihinlere ektiği yanılsamalardır.

 

Bir insanın din bakımından ne olduğuna bir karar vermek gerektiğinin yumurtadan değil, benim yazdıklarımdan çıkması en çok hayretimi çeken şey oldu. Tüm yığmalarım böyle bir karar verme yetkisinin kimsede olmadığı, hele devlet aygıtında olabilmesinin söz konusu bile edilemeyeceği, bunun laikliğin vazgeçilmez en temel ilkesi olduğu iken, böyle bir çıkarsama nasıl yapılabilir?

 

Bu sabahtan beri sütün ve karın aynı renkte olduğunu anlatan birine, "bakın görüyor musunuz, sabahtan beri sütün kömür renginde olduğunu savunuyor!" demek gibi bir şey...

 

Tekrarlayayım: Kurallar somut, deneysel, kanıtlanabilir bilimsel verilere göre konur. Soyutluklara dayalı kurallar geçersizdir, ancak kişiyi kendi zihninde ve vicdanında bağlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Irkçılıktan bahsedilmişken, burada yeni bir tartışma açmak olası; Kurân'a bakıldığında bayağı bir ırkçı ifadeler var:

 

"Musa: Allah sizi alemlere üstün kılmışken..."(7/140)

 

"Andolsun biz İsrailoğullarına, alemlerin üstünde bir imtiyaz verdik." (44/32)

 

"Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi cümle aleme üstün kıldığımı hatırlayın." (2/47)

 

"Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle" (4/34)(*)

 

Bu üstünlük ve imtiyazın geri alınmış olması hiç bir şeyi değiştirmez. Bu ayetlere göre Tanrı ırkçılık yapmış mı yapmış. Zamanında veya şimdi, bu yapanı temize çıkarmıyor. Hitler intihar etmese de özür dilese, ırkçılıktan beraat eder miydi?

 

(*)Bu ayet aslında ırk değil, cinsiyet ayrımı yapıyor, devamı okunduğunda. Ama prensipte, ne şekilde olursa olsun, insanlar arasında fark gözetiyor. Bir kez ayrım gözetmeyi kabul ettiniz mi, çok çeşitli temellerde ayrımlar yaparsınız. Hür-köle, kadın-erkek, inançlı-inançsız, mümin-kafir, hatta münafık... Uzar gider...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Estagfurullah , kurnazlik sizde ... Fransada laiklik "kilise ile devleti" birbirinden ayrirken , Türkiye geldikten sonra "evrim" gecirerek "din ile devleti" birbirinden ayriyor ...

Yani laik insan dinden arindirilmis kisi. Yani dinsiz bir kisi ...

Nedir bu ilkeler ... Laikligin insani,dini degerlere ne gibi bir katkisi olmus ?

Cukkalamak laikcilerin hakki tabii ...

Bu bir tasa ise ,neden acaba genelevleri ve fuhus yasaklanmiyor ?

fransanın kilise ile devleti ayırdığını söylemişsiniz..tanım olarak bu olabilir ama onlar her dini devletle ayırmışlardır..

onlarda çoğunluk hristiyan olduğundan hristiyanlar açısından nitelendirme yapılmış...yoksa kiliseyle ayrılabilir, camiyle ayrılamaz mı demek istiyorsunuz..eğer müslümanlığın ayrılması baskıcı olmaksa diğeri de öyle olmaz mı ??ama doğru siz herşeyisadece kendi mezhebinize göre değerlendiriyordunuz !!

laikliğin dinsizlik olduğunu siz söylüyorsunuz temeli çarpıttığınız gibi değil..

laikliğin dine bir katkısı söz konusu değildir..olmuşsa da insanların asılsız şeylere inanmamasını sağlamıştır..

cukkalamak işini dini sömürenlerin en iyi yaptığını her zaman bildiğimiz gibi son günlerdeki gelişmelerden de bu konudaki fikirlerimizi pekiştirmiş durumdayız...

doğru söylüyorsunuz fuhuşu önlemek için 4 tane eş almak gerekiyor..fantezilerin de onlar üzerinde uygulanması......

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir insan elbette cumhuriyetci olabilir , Cumhuriyet olamaz ama ... Nasil "Cogunluk" olacak ki ?

 

Bu kimin ayeti ?

 

Devlet bal gibi müslüman da olur , komunist de olur ...

Sen mi durduracaksin zamani gelirse ?

bir insan cumhuriyet fikrini benimsemişse nasıll cumhuriyetçi oluyorsa,

aynı şekilde laik fikri benimsemiş olan kişi de laik düzenden yana olur..

bunların adı da laik bireylerdir...

 

zamanı gelince nasıl durdurulacağına şahit olursunuz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mesela Cin gibi laik bir devlete mi ?

Evet görüldügü gibi Cin ile Türkiye arasinda benzerlikler var. Ikisi laik ve yasakci bir zihniyete sahip. Yemediginden Cin kadar yapamazsalar da laikciler,burdaki yazilardan da anlasilacagi gibi özentileri "Cin gibi olmak" ...

Ehhh ? Sizin yaptiginiz aynisi degil mi? Tek fark sizin baskinizi yasamaktyaiz ... Bizim baskimiz ise hayallerinizde mevcut ...

Seriat bu ülkede her yerde her dakka yasaniyor ... Günde bes vakit Türkiyenin neresinde seriatin sesini duymuyorsun ? Dahasi 80bin seriatci memuru yok mu Türkiyede ...

Hadi bir diyanetin memur imami ciksin desin ki "seriata karsiyim" ...

 

Abes fikir ve görüsler bu tür garabetleri dogurur ...

 

******

çin bu konuda uç bir örnektir..

siz bize çin örneğini veriyorsanız biz de size iran örneğini veriyoruz..

kadınların giydikleri kıyafetlerden, erkeklerin saç stillerinden gözaltına alındıkları,

hırsızlık yapanın kollarının kesildiği ve dinle yönetilen bir ülke..hangisi daha baskıcı ??

şeriat dinin bütünü değildir bu nedenle ezanı da şeriat olarak nitelendiremezsin..

şeriat islam dininin bir bölümüdür ve bu nedenle de islamın şeriattan ibaret olduğunu söylemek palavradır...!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir müslümanim diyen birinin vecibelerini ihmal edebilir. Günahkar olur. Vecibeleri ret etmek , müslüman olmaktan cikarir insani. Buna da karari yine Islam verir ... Sen , ben degil ...

Laiklik gibi ... Yoksa laiklik somut bir sey mi? Suclamalar mantikli olmasi lazim ...

Bizim normlarimiz var. Siz kim oluyorsunuz "pazarlik" istersiniz?

Biri cikabilir "ben seriatci laikciyim , kime ne?" gibi mi?

Evrensel laiklik belli bir zümrenin yani kilisenin iktidar iddiasina karsi yine Incilden gelistirilen bir yöntemdr...

Dünyevi ve dini iktidarlar ayrimini ortadan kaldirdi. Bakin 14/15/16/17 yy Avrupanin haritalarina ...

Ayrica laik devletin en önemli özelligi hizmeti herkese oldugu gibi devlet memurlugu da herkese aciktir.

Türkiyede basörtülülere basta olmak üzere ne hizmet verilir ne de devlet bunlara aciktir.

Aynisi Atatürk icin de gecerli mi? Ya da laiklik? Atatürk en büyük seriatciydi , desem , bosama islemini talak ile yapti (gercekten) ve evliligin haricinde de iliskileri vardi , muhtemelen cok esliydi Atamiz.

Devrimleri de avrupadan korktugu icin yapti desem ne dersiniz?

Evet bunun icin ne Türk ne de Müslüman olmak gerekiyor....

Bilmem. Ne fikralari ne de Bektasileri tanirim ...

Mesele icki icmek degil. Mesele bunu kistas olarak altin terazisine koymak. Yok icki servisi yapildi mi? Yok sahilde icki yasagi laiklige aykiri. Yok bikini reklamlari lakiligin geregi...

 

Bir bilene soralim ... Ateistdir kendisi , Osman Can anayasa rapörteri ::

 

“Anayasa Mahkemesi’nin kategorik gerçeklik olarak bize sunduğu bu laiklik anlayışını türetmek mümkün değildir. Mahkemenin bu laiklik yorumu ‘sivil din’ yaratıldığı yönündeki görüşlere haklılık kazandırmaktadır”

 

“Mahkeme bu ifadeleriyle laiklik ilkesini Marksist öğretide ya da tüm dinsel paradigmalarda olduğu gibi ulaşılabilecek son nokta, insan evriminin son aşaması olarak nitelendirmektedir” diyen Can, tarihin bittiği, diyalektik gelişimin sonlandığı bir an olarak resmedilen laiklik anlayışının yeni bir skolastik ve dogmatik düşünce tarzı yarattığını söylüyor. Raportörün marksizm ile dinsel "paradigmaları" eşitlemesinin düşünsel ufku konusunda fikir verdiği belirtiliyor.

 

Yanisinin yanisi , laiklik avrupada farkli bizde farkli. Avrupada kilise kurumunu devletden ayirirken biz inanlari devletden ayirdik ...

 

Yoksa senin sahsi inanislarin laiklikle alakasi yok ... Elbette istedigin gibi inanabilirsin. Ama patent sahiplerine hice sayarak olmaz bu. Atatürk buddizimin temsilcisi olmadigi gibi Islami kaide ve normlara göre imani olmayan birini zorla müslüman kabul ettiremezsiniz ...

 

Demokratim diyeceksin ama secimlere , oy verme islemlere karsi olacaksin ...

Cumhuriyetciyim diyeceksin , milletin 4de 3ünü yok sayacaksin ...

 

Yok öyle bir sey ... ama burasi Türkiye ...

buna sen veya ben karar veremeyiz diyorsun ama " dinden çıkar " hükmüyle karar vermiş oldun...

bizim normlarımız diyerek kendinize indirgediğiniz bu kurallar devleti ve onun bütün bireylerini bağlamaz..

o normların bağlı olduğu dinin inananlarını bağlar..bunu da hiçbir güç toplumun tümüne dayatamaz, dayatamayacaktır..

"şeriatçı laik" hayatımda bu kadar anlamsız bir tanımlama duymadım...

başörtülülere ne hizmeti verilmemiş ??

laiklik belki incilden türetilmiş ve bulunmuş olabilir ancak bunun insanları dinin baskısından uzaklaştırmak için neden kullanmayalım ?

Atatürk evliliklerini ve boşanmalarını dinin gereklerine göre yapmış olabilir...bu hiçbirşeyi değiştirmez..ama anlayamadığınız insanların laikliği dinsiz oldukları için savunduklarını sanıyorsunuz..bunun bir yalan olduğunu da Atatürk'ün evliliğini ve boşanmasını dininin gereğine göre yaptığı ortaya koyuyor...

hala daha herşeyi kendinize indirgiyorsunuz..herkes geceleyin etrafı rahatsız eden içkili yerin kapanmasını ister..ancak aradaki fark sizin orada içki içildiğinden, diğerlerinin şehir içinde fazlaca ve yüksek sesten buranın kapanmasını istemeleridir..

bektaşileri de fıkralarını da aslında çok iyi bilirsiniz de, ne kadar doğru olduklarını çekemnediğinizden bilmemezlikten gelirsiniz..

içki servisi ve bikini reklamı yapmak laik ülkenin gereği değil ancak dine ters geliyor diye bunların baskı altına alınıp engellenmesinin önüne geçmek laik devletin görevidir..

röportajı yarım yamalak ve makaslayarak yayınladığınız belli ki ne anlatmak istediğiniz çok anlaşılmıyor..

ancak anlayamadığınız şu,

halkın %99'u budist olsaydı budizmin normlarına göre yaşamayı kabul edecek miydiniz ??

yoksa halkın 4'te üçünü yok mu sayacaksınız ??

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.