Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

O VE BEN ; MUCİZE ELBİSELİ


YALINKILIÇ

Önerilen İletiler

--- o ---

 

Varlık , neden var, her zaman varmıydı, zaman varmıydı, varsa neden var, olmayan olurmu varlık varsa olmayan olmuş işte, varsa hep var olmaz ki, nerden gelir nereye gider . Tesâdüf ne iş yapar, varlık var olmadığında, var olmazki tesâdüf . Nasıl bir yücelik var ediyor varlığı ki, var olan ne varsa çâresiz varlığın var edişilişinde. Sorulara cevap bul. Bul o var eden kim. Ne istiyor. Sorular neden var. Kapıyı çalan varsa kapı var olduğu içindir. Ardında kimse yoksa , denirmi. Kapıyı çalanı duy, o, kim. Ne istiyor . Biri bir gün kapıyı çalacak, ver diyecek, verdiğimi geri. Ya kapı onunsa,kapının ardındaki, kapının her iki yanındaysa, evin dışında, evin içinde, senin içindeyse , öyleys e kapıyı neden çalar. Ya sen, senin değilsen. Haydi bir zerre var et, sen eğer seninsen. İşte elim , dedim, benimdir, dermisin. O kapıdır, ardını bir bilsen. Cevap ne, o ne, yaşamak ne, varlık ne, neden. Söylesene, yaşıyormusun, bu hayat kimin, hayâtım benimmi, öyleyse yaşarım hep, yetkisi bendeyse. Yaşayan bir tür var edebilirmi o’ndan başka biri. Ne gerçek, ne o, ben, sen, biz, kiminiz. Ya hayatlar, kiminler. Ne o ki, her şey onun, ne kadar fakiriz, ne kadar muhtâcız o’na . Nem var, hiç. Yavrum, dermi bir anne, baba. Nedir bu sâhiplik, kendinin olmayana. Anla, bir emânet var sırtımızda. Bir emânet, var, sırtımız da. Gir yola. “bir” yola ki , sonu olmasın. Olursan, ol onun, olurmusun, gönülden ol. Neyi zorluyor zorlayan, kaçılırmı, nereye, her yer onun. Her yol onun. Kim o, herşey onun. Ol, ol artık. Onun ol. Farket, onunsun. Bilen bulur, kolayca kavuşur, güzele, en güzele. Kaybetme, sun sâhibine seni. O,allâh

 

 

 

Ve ben , mûcize elbiseli

Hiç bir zerresini var edemediğimi var etti

Hizmetime verdi.

Mûcizeler hizmetimdedir.

Bana o mûcizelerden bir mûcize elbise giydirdi.

İşte, o benim.

O mûcize elbiseli.

Bana fedâdır canlar.

Bir türünü dâhi var edemediğim,

Sevgililer.

Mûcize hayatlar.

Ben güleyim.

Sevineyim , hoş olayım.

Ben , mûcizeler kendisine fedâ olanım.

Ben , sahip olmadığı mûcize elbiseyi giyinmiş,

Mûcize canlı.

Nem var , hiç.

Sorular soruyorum.

Sorulmayan sorular.

Utanmam , en ayıp sorular soruldu çünkü.

En ayıp cevaplar bulundu.

Kim verir yanıt , sorulmayan soruma.

Ben kim.

Ben ne.

Niçin.

 

 

 

(alıntı: yazar = ali kenan aydın )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yoktan var olmaz dediler, varlığımızın yoktanlığını unuttular..

 

bizde bize ait neyimiz var,hiç..

 

rehin hayatlar,rehin yaşamlar..

 

ben bana kiracı...

 

hemde borcumu bilmeden henüz..

 

o gün, büyük gün geldiğinde ,

 

bizde oluruz bir muhasebeci..

 

gelir

gider

gelir

gider....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yoktan var olmaz dediler, varlığımızın yoktanlığını unuttular..

Yokluğu ispat edebilir misiniz lütfen?

Kur'an-da herşeyin yoktan var edildiğini ifade eden ayetleri getirir misiniz?

 

Yokluk ile Varlık aslında sizin sandığınız gibi Artı (+) ile Eksi (-), Doğur ile Yanlış, Yüksek ile Alçak, Sıcak ile Soğuk gibi gerçekte var olan iki zıtlık değildir.

 

Varlık, vardır.

Yokluk, yoktur.

 

Varlık dediğimiz, var oluştur.

Var olduğunu kavrayabildiğimiz, ispat edebildiğimiz, deneyimleyebildiğimiz, yordayabildiğimizdir...

 

Yokluk dediğimiz ise yoktur.

Yokluk diye birşeyin var olduğunu kavrayamayız, yokluğun var olduğunu ispat edemeyiz, yokluğun var olduğunu deneyimleyemeyiz ve yordayamayız...

 

"Yokluk" kavramı sadece bir akıl yürütmedir.

Gerçekte olan birşey değildir.

Varlık karşısında kurgulanmı ve ne olduğu, nasıl olduğu belli olmayan bir hiçliktir, hiçtir, düşüncedir sadece, bir ideadır, ütopyadır.

 

Şimdiye kadar hiç kimse ve hiçbir deneyim, yokluk diye birşeyin varlığını ispat edememiştir.

Ve hiçbir düşünce, yokluğun nasıl olduğuna dair bir fikir üretememiştir.

Sadece adını biliyoruz:

"Yokluk"

 

Aslında sizin bu "Yoktan Var Etme" düşüncesini yanlış anladığınızı düşünüyorum.

Eski Yunan Filozofları bile bir "İdealar Dünyası"nın var olduğunu, yani temelde nasıl olursa olsun bir varoluşun (yokluğun değil) yattığını düşünmüşlerdir.

Bu düşünce İslama "Tanrı herşeyden önce insanların ruhlarını yarattı kendinden/Kal-u Bela" olarak geçmiştir.

İslam Felsefesine göre:

Tanrı bu ruhları yoktan var etmemiş ve aksine kendisinden, kendi varlığından meydana getirmiştir.

Bu yüzden insanlar onların halifeleridir.

Daha sonra "Varlık/Madde-Enerji"yi meydana getirmiştir ki bunu da yine kendisinden meydana getirmiştir.

Nereden biliyoruz?

Çünkü Kur'an kendisi çok kere "Ondan geldiniz, dönüşünüz Onadır/İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" der.

Bunu ister "Varlık/Madde-Enerji" boyutu ile ele alın,

İsterseniz "Ruh" olarak ele alın...

 

Ve sizin bu "Yoktan Var Etme" uydurmasyonunu edindiğiniz yere gelelim...

 

HADİD SURESİ :  3 Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o. 

HADİD SURESİ :  22 Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır.

Kur'an-da geçen "Yok" ibarelerinin hepsini taradım ve "Yok" ifadesinin geçtiği hiçbir ayette "Yoktan Var Etmek"ten bahsedilmiyor.

 

Yalnız Hadid Suresindeki bu iki ayette, Tanrı'nın başlangıcının ve sonunun olmadığından, kendisinin herşeyde mevcut olduğundan ama gözlerden gizlendiğinden, yeryüzündeki ve benliklerimizdeki herşeyi onun yarattığından bahsetmektedir.

Ancau bu "Yaratış"ın "Yoktan Var Etmek" olduğunun esamesi bile okunmamaktadır.

Dediğim gibi Tanrı, "Var Oluş"u kendi varlığından meydana getirmektedir.

Yani "Yoktan Var Etmek" diye birşey yoktur.

 

"Yoktan Var Etmek" düşüncesine kapılmanızı sağlayan diğer bir anlayışta Tanrının "Ol" deyince oldurması olayıdır.

"Ol" ifadesinin deçtiği ayetlere bakalım:

 

ALİ İMRAN SURESİ :  47 Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."

ALİ İMRAN SURESİ :  59 Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi.Artık o, olur.

EN'AM SURESI :  73 Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk/yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr.

Ali İmran Suresindeki ifadeler, çok açık ki "Yoktan Var Etme"yi tanımlamıyor.

Zaten var olan bir beden üzerindeki "Oluş"u tanımlıyor.

Yoktan var edilmiyor, var olan birşey değişime uğratılıyor.

Ya gebe bırakılıyor ya da toprak canlandırılıyor.

 

Ha şimdi burada "Toprakta can yokken canlanmış, bundan daha büyük yoktan var ediş mi olur?" diye atlayanlar olacaktır.

Hemen cevap vereyim:

Canlıları meydana getiren 4 yapıtaşı da cansızdır ancak bir araya geldiklerinde bir canlılık meydana getirirler.

Yani Evrim'e göre de Canlılık, Cansızlıktan meydana gelmektedir.

Yani yukarıda soracağınızı düşündüğüm soruyu sormaya heveslenmeyiniz, çünkü bu yoktan var etmek demek değildir.

Bir oluşumdur, oluşumun bir sonucudur.

 

Ama siz şimdi bir soru daha sorarsınız:

"Gördün mü bak, yapıtaşları cansız ama bir araya geldiklerinde canlılık veriyorlar, Tanrı'nın iradesi ile oluyor bu!" dersiniz.

Ona da cevap vereyim:

"O yapıtaşları, yapıları gereği canlılık meydana getirmektedirler. Yapılarında bulunan özellikler bunu gerektirir. Nasıl ki mıknatıs yapısı gereği demir tozunu çekiyor, demir tozu da yapısı gereği mıknatısa çekiliyorsa, yapıtaşlarının yaptığı da doğalarını gerçekleştirmekten başkası değildir. Dışarıdan birisi onlara Yaşam enjekte etmiyor."

 

Neyse, geçelim:

 

En'am suresinde ise Yerin ve Göğün "Hak Olarak" yaratıldığından bahsedilmektedir.

"Hak Olarak Yaratmak"ın ne demek olduğunu "Sözü de Haktır Onun" denilmesinden anlıyoruz.

Bildiğiniz gibi Hz. İsa, Tanrı'nın bir Kelamıdır, Kelimesidir, Sözüdür.

Yani Tanrı'nın kendisinden yaratılmıştır ki zaten "Kelam" yani "Ol" demek, sizin sandığınız gibi bir kelime zikretmek demek değil, bir oluşu meydana getirmektir.

Bilen bilir ki, Tanrı'nın yarattığı herşey, onun Kelamıdır, Kelimesidir.

Bununla birlikte, Yaratılmış olan herşey Tanrı'dandır, Tanrı kendisinden meydana getirmiştir.

Kendi suretinden...

 

Dolayısı ile "Yoktan Var Etmek" diye birşey yoktur İslama göre bile...

"Ondan Var Olmak" diye birşey vardır ki İslam göre Tanrı "Yok Değil"dir.

 

"Ol" deyişi "Yoktan Var Etmek"i nitelememektedir.

"Ol" deyişi, "Oluş"u ifade etmektedir.

 

Kısacası:

Hz. Muhammed bile bir "Yoktan Var Etmek"ten bahsetmemiştir, aksine düşüncesi ziyadesiyle Panteist görünmektedir.

 

 

Ayrıca şunu da eklemek isterim ki;

İslamı çok çok iyi bildiğini iddia edipte (Sayın ftoyd'u hedef almıyorum kesinlikle) aslında daha İslamın mantığının zerresini bile anlamamış olan insanları görmek beni ziyadesiyle neşelendirmektedir.

Hatta beni daha da çok eğlendiren şey, kimi insanların çıkıpta benim İslamı anlamadığımı iddia edebilmeleridir.

Neyse, bu da bir eğlence çeşidi tabii ki...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HADİD SURESİ :  3 Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o. 

 HADİD SURESİ :  22 Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır.

Kur'an-da geçen "Yok" ibarelerinin hepsini taradım ve "Yok" ifadesinin geçtiği hiçbir ayette "Yoktan Var Etmek"ten bahsedilmiyor.

 

Yalnız Hadid Suresindeki bu iki ayette, Tanrı'nın başlangıcının ve sonunun olmadığından, kendisinin herşeyde mevcut olduğundan ama gözlerden gizlendiğinden, yeryüzündeki ve benliklerimizdeki herşeyi onun yarattığından bahsetmektedir.

 

Ancak şunu da hatırlatmak isterim;

Tanrı'nın "Başlangıcı ve Sonu Yok" olarak tanımlanırken,

Bir taraftanda "Ruh" denilen şeyin de ölümsüz yani "Sonsuz" olduğunu biliyoruz.

Bu bir tarafa, diğer bir taraftan da Cennet ve Cehennem denilen yerlerin de bi sonu yoktur.

Oralar da sonsuzdur.

 

Yani tek sonsuz olan, Kur-an'ın kendi ifadesine göre bile Tanrı'nın kendisi değil.

Ama bir taraftan da Tanrı sadece sonsuz...

Ama bir taraftan da Cennet-Cehennem ve Ruh'ta sonsuz...

Hatta Cennet-Cehennemde diriltilen Canlı Madde bedenlerimiz de sonsuz...

Bir bir çelişki midir?

 

Hani dine göre "Başlangıcı Olan" yani "Yaratılmış Olan" herşeyin bir sonu vardı?

Demek ki yaratılmış olan herşeyin sonunun olmasıu gerekmiyormuş

Ve tek Sonsuz olan Tanrı değilmiş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ancak şunu da hatırlatmak isterim;

Tanrı'nın "Başlangıcı ve Sonu Yok" olarak tanımlanırken,

Bir taraftanda "Ruh" denilen şeyin de ölümsüz yani "Sonsuz" olduğunu biliyoruz.

Bu bir tarafa, diğer bir taraftan da Cennet ve Cehennem denilen yerlerin de bi sonu yoktur.

Oralar da sonsuzdur.

 

Yani tek sonsuz olan, Kur-an'ın kendi ifadesine göre bile Tanrı'nın kendisi değil.

Ama bir taraftan da Tanrı sadece sonsuz...

Ama bir taraftan da Cennet-Cehennem ve Ruh'ta sonsuz...

Hatta Cennet-Cehennemde diriltilen Canlı Madde bedenlerimiz de sonsuz...

Bir bir çelişki midir?

 

Hani dine göre "Başlangıcı Olan" yani "Yaratılmış Olan" herşeyin bir sonu vardı?

Demek ki yaratılmış olan herşeyin sonunun olmasıu gerekmiyormuş

Ve tek Sonsuz olan Tanrı değilmiş...

Bravo Sayın Boşig daha önceleri de burada sizin görüş,bakış açısı ve bilgi birkiminizi takip ediyordum,yanlız okadar çok ******** ve kendini hiçbir açıdan geliştirmediği kullandığı kelimelerden bile açıkça ortaya çıkan arkadaşlar var ki gülmeyi bıraktım üzülüyorum artık yani..

Bu arada kendimi de tanıtayım ben ateist değilim fakat birçok sözde dinibütün gibi tanrıyı kişileştirmiyorum,konuşturmuyorum,kızan köpüren çevresine lanetler yağdıran melekle insanla vs.ile diyaloglara giren ********* anlayışım yok kafamın içinde,biraz bakış açınız farklı sizin ve takip ediyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bravo Sayın Boşig daha önceleri de burada sizin görüş,bakış açısı ve bilgi birkiminizi takip ediyordum,yanlız okadar çok ****** ve kendini hiçbir açıdan geliştirmediği kullandığı kelimelerden bile açıkça ortaya çıkan arkadaşlar var ki gülmeyi bıraktım üzülüyorum artık yani..

Bu arada kendimi de tanıtayım ben ateist değilim fakat birçok sözde dinibütün gibi tanrıyı kişileştirmiyorum,konuşturmuyorum,kızan köpüren çevresine lanetler yağdıran melekle insanla vs.ile diyaloglara giren ********* anlayışım yok kafamın içinde,biraz bakış açınız farklı sizin ve takip ediyorum..

 

 

Sevgili Airbus ;

 

Sanıırım Bu Durum da Biz e de ;

Size, Bu Güzel Yazınız Adına, Tebrik ve Takdir leri mizi Sunmak Düşer.

 

Yine Farkınızı ve Farklılığınızı Ortaya Koymuşsunuz.

Özel bir İnsan Olduğunuzu (Bizim Gözümüz de) Aşikar Kılmışsınız.

 

Alkışlar...

 

 

Saygılarımızla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ancak şunu da hatırlatmak isterim;

Tanrı'nın "Başlangıcı ve Sonu Yok" olarak tanımlanırken,

Bir taraftanda "Ruh" denilen şeyin de ölümsüz yani "Sonsuz" olduğunu biliyoruz.

Bu bir tarafa, diğer bir taraftan da Cennet ve Cehennem denilen yerlerin de bi sonu yoktur.

Oralar da sonsuzdur.

 

Yani tek sonsuz olan, Kur-an'ın kendi ifadesine göre bile Tanrı'nın kendisi değil.

Ama bir taraftan da Tanrı sadece sonsuz...

Ama bir taraftan da Cennet-Cehennem ve Ruh'ta sonsuz...

Hatta Cennet-Cehennemde diriltilen Canlı Madde bedenlerimiz de sonsuz...

Bir bir çelişki midir?

 

Hani dine göre "Başlangıcı Olan" yani "Yaratılmış Olan" herşeyin bir sonu vardı?

Demek ki yaratılmış olan herşeyin sonunun olmasıu gerekmiyormuş

Ve tek Sonsuz olan Tanrı değilmiş...

 

 

Sevgili TengeriinBoşig ;

 

Merhabalar.

Yazılarınızı Takip Ediyorum. Bazen Katılmak Bazen Katılamamak Sureti İle.

 

Bir de Merak Ediyorum. Bu Konuyu Biriyle Tartışıyormusunuz..?

Yoksa Malum u İlan Tarzı bir Yazışma mı Söz Konusu..?

 

Yani, Biz de Siz e Katılsak , Biraz Tastiklesek, Biraz da Karşı Dursak, Gerekirse Tartışsak ,

Araya Girmiş Olmayız Değil mi..?

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

"ALLAH c.c."

 

Varlıklar vücud bakımından üç türlüdür.

 

a) Vâcibu'l-Vücûd: Varlığı mutlak gerekli olan, olmaması mümkün olmayan varlık. Bu da sadece Allah Teâlâ'dır.

B) Mümkinu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olan, yani, varolması da, olmaması da mümkün olan varlıklardır ki Allah'ın dışında tüm yaratıklar böyledir .

c) Mümteniu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olmayan. Allah'ın eşi ve benzerinin olması gibi. Allah'ın eşi ve benzerinin olması mümkün değildir.

 

Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran,Cenneti,Cehennemi,Ruh'u,da sonsuz olarak yaratabilir.

 

"De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her şey varlığını ve varlığının devamını O'na borçludur. Her şey O'na muhtaçtır. O, hiç bir , şeye muhtaç değildir. Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O'dur). Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından)doğurulmamıştır. Hiçbirşey O'nun dengi olmamıştır." (İhlâs, 112/1-4) .

 

"O'nunla birlikte hiçbir ilâh yoktur. (Eğer olsaydı) muhakkak ki her tanrı kendi yarattığını kabullenir (ve korur) ve mutlaka kimisi de diğerine galebe ederdi." (Mü'minun, 23/91)

 

Allah, zatında, ilâhlığında, mabud ve yaratıcı oluşunda birdir. Ondan başka yaratıcı yoktur. Kâinatı bizzat yaratmaya, yaşatmaya, yok etmeye gücü yetmeyen bir zat Allah olamaz. Bunun içindir ki ikinci bir Allah'ın varlığına imkân yoktur. Çünkü iki Allah olduğu farzedilse, bu iki Allah'tan biri kâinatı yalnız başına yaratmaya muktedir ise, diğeri zâid-fazla olmuş olurdu. Bunun aksine, yalnız başına kâinatı yaratmaya muktedir değilse, bu durumda da aciz-güçsüz olurdu. Aciz ve zâit olan bir zat ise Allah olamaz. Bu nedenle Allah vardır ve birdir.

 

Not.

Materyalist,maddeci, sistem; zaten iflas etmiştir, (sonsuz evren,durağan evren teorileri) bu itibarla Evrenin bir başlangıcı,ve sonu olması (big bang, genişleyen Evren) üstelik bilimsel verilerle ispat edilmesi, ALLAH'ın c.c. Evreni yoktan

var etmesinin bilimsel verilerlede, delillendirilmesidir.

Sonra;yapılacak tek bir şey kalıyor maddeci ve ateist, zihniyete! Ahiret ve Ruh sonsuzdur, dolayısı ile, Allah c.c. dan başkada sonsuzluk varmış "POLEMİĞİ" anlayamadıkları, kendi sonsuz saydıkları Evren, "SONSUZ,MADDE" çürütüldüğü halde ısrar etmeleri ve Kainatı,İnsanı,Ruhu,Cennet ve Cehennemi yaratan ALLAH c.c. nun Cennet,Cehennem,Ruh'u sonsuz

olarak var edemeyeceğini sanmaları geç olay bitmiştir...

 

"Ey insanlar! Siz, Allah'a muhtaçsınız. Allah ise -her şeyden- müstağnîdir (muhtaç değil), öğünmeye lâyık olandır." (Fâtır, 35/15)

 

"Şüphe yok ki Allah, bütün âlemlerden müstağnîdir." (el-Ankebut, 29/8).

 

Gerisi teferruat...

 

:)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Airbus ;

 

Sanıırım Bu Durum da Biz e de ;

Size, Bu Güzel Yazınız Adına, Tebrik ve Takdir leri mizi Sunmak Düşer.

 

Yine Farkınızı ve Farklılığınızı Ortaya Koymuşsunuz.

Özel bir İnsan Olduğunuzu (Bizim Gözümüz de) Aşikar Kılmışsınız.

 

Alkışlar...

 

 

Saygılarımızla. Doğan Gülbudak

 

teşekkür ederim Sn. Birvarmışhiçyokmuş,aynı duyguları paylaşıyorum.

***************

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

teşekkür ederim Sn. Birvarmışhiçyokmuş,aynı duyguları paylaşıyorum.

************..

 

 

Sevgili Airbus ;

 

İçtenliğiniz Husunda Hiç Bir Endişemiz Yok, ve Olamaz.

 

O Söz ün Hedef Kitlesi İçerisinde Bulunmadığımız dan da Eminiz. Kesinlikle Üzerimize Alınmadık.

 

Hatta Şöyle Devam Ettirebiliriz ;

 

Kesinlikle, Yazı Yazmak Adına Emek Sarfedip, Ancak, İsraf ı Vakit Nev in den, İşler Başarabilenler,

Yine Kesinlikle Sizin Tabirinizle ************** Haketmektedirler.

***********************

 

Lakin Şu Konuda Üzgün ve Müteessir im ki ;

Bu tip Karakter ler e, İnançlı İnsanlar Arasında da Rastlanılabilmektedir.

 

Ne Söyleyeyim, ALLAH Hidayet Eylesin. Doğru Yoldan Ayırmasın Kimseyi.

 

Bir de İşin Tabii ki Toplumsal Boyutu Var ki, Daha da Vahim.

Halk Nazarında Bu Tip Kişiler Kınnmakta, Eleştirilmekte, Ayıplanmakta,

Ve Neticesinde Bir de Kişinin İnançlı bir Mümin Olduğu Anlaşıldığında İse ;

OLAY İyice Mübalağa ya Dönüştürülmektedir. Bazen Haklı, Bazen de Haksız ve Acımasızca.

 

Yazık. Çok Yazık. Bu Ahval den, Son Derece Hüzünlü, ve Kaygılıyım.

 

Lakin Bir O Kadar da Ümitliyim.

 

Görüyorum ki ; Başıboş Avare Bir Gençlik ile Birlikte,

Aynı Zamanda Bilinçli ve Şuurlu Bir Gençlikte tüm Hızıyla Yaklaşıyor Biz ler e.

Emaneti Alacaklar Bizler in Elinden, Biliyorum. ve Hiç Düşürmeyecekler. İnanıyorum.

MAŞALLAH Onlar Adına. ve Ne Mutlu Onlar ı Yetiştirenlere.

 

Cenab ı Hakim Vaadettiği Güzel Günlere Kavuşturacak Bizleri. Buna Bütün Yüreğimle İnanıyorum.

Cenab ı ALLAH a Güveniyorum. O Ne Güzel Teselli Edici ve Ferahlatıcı dır.

Sadık al Vaad ül Emin dir.

 

Rahman ı Rahim Olan ALLAH Size de Dost ve Yardımcı Olsun İnşeAllah . Amin...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bravo Sayın Boşig daha önceleri de burada sizin görüş,bakış açısı ve bilgi birkiminizi takip ediyordum,yanlız okadar çok boş yazan ve kendini hiçbir açıdan geliştirmediği kullandığı kelimelerden bile açıkça ortaya çıkan arkadaşlar var ki gülmeyi bıraktım üzülüyorum artık yani..

Bu arada kendimi de tanıtayım ben ateist değilim fakat birçok sözde dinibütün gibi tanrıyı kişileştirmiyorum,konuşturmuyorum,kızan köpüren çevresine lanetler yağdıran melekle insanla vs.ile diyaloglara giren ********* anlayışım yok kafamın içinde,biraz bakış açınız farklı sizin ve takip ediyorum..

Sayın Airbus,

Teşekkürler...

Sevgili TengeriinBoşig ;

 

Merhabalar.

Yazılarınızı Takip Ediyorum. Bazen Katılmak Bazen Katılamamak Sureti İle.

 

Bir de Merak Ediyorum. Bu Konuyu Biriyle Tartışıyormusunuz..?

Yoksa Malum u İlan Tarzı bir Yazışma mı Söz Konusu..?

 

Yani, Biz de Siz e Katılsak , Biraz Tastiklesek, Biraz da Karşı Dursak, Gerekirse Tartışsak ,

Araya Girmiş Olmayız Değil mi..?

Sayın birvarmışhiçyokmuş...

 

Açıkçası ben başkalarına soru sorma işini pek uygulamıyorum artık.

Yani severim soru sormayı ve sorgulamayı ama burada karşılaştığım en bariz şey;

Bazı insanların "Doğruyu Aramaktan" ziyade,

Koşullandığı inancı iyi ya da kötü ne olursa olsun,

Onu savunmak ve tartışmaları baltalamak amacı ile yazdıklarını düşünüyorum.

Ortaya koyduğumuz birçok gerçeği ayan beyan sırf oldu bittiye getirip yok etmek için yazıyorlar.

En bariz örneği uslanmak bilmiyor zaten...

 

Ben onların inançlarını alaya alınca hakaret oluyor,

Ama onlar benim yazdıklarımı alaya almak küçüklüğünden geri kalmıyorlar.

Sırf savunma mekanizmaları ile hareket ediyorlar.

 

Benim gördüğüm şey;

Çoğunluğun, ayan beyan ortaya koyulan gerçeği kabul edebilecek kadar cesur ve dürüst olmadığıdır.

Açık gerçekleri ve inancı hakkında ortaya koyulan net çelişkileri kabul edemeyecek kadar cesur ve dürüst olmayan insanlara soru yöneltmenin faydasızlığını devamlı olarak deneyimledim.

 

Aynı zamanda "İnançlı" olarak tanımladığımız bir forumdaş hata yapsa

Ya da akla sığmayacak kadar çelişkili bir ifade yazsa,

"İnançlı" olarak nitelenen taraf bunu "Aman bizdendir, ifşa etmeyelim" düşüncesi ile ifşa etmekten korkuyorlar, dürüst davranamıyorlar.

Kendilerini "İnançsız" olarak tanımladıklarını düşündüğüm tarafında aynı şekilde davrandığından emindim eskiden.

Ancak şu son birkaç ay içersinde o "İnançsız" taraf arasında öyle onulmaz ve tahmin edilemez tartışmalar oldu ki,

Onlar kendi kendilerine "Kayırmacılık", "Tarafçılık" ve "Danışıklı Dövüşçülük" oynamadıklarını ortaya koydular, ispatladılar.

 

Fakat "İnançlı" olarak addedilen ve inançlarının onlara emrettiği gibi "Dürüstlüğü" ve "Ahlaklılığı" şiar edindiklerini iddia edebilen tarafın,

Dindar olmadıkları için Ahlakada sahip olamayacaklarını düşündükleri "İnançsızlar" kadar Dürüst davranamadığını,

"İnançlı" olarak addedilen bir arkadaşın büyük çelişkisini bile üsteleyebilecek kadar cesur olmadıklarını gördüm.

Kendi aralarında sanki inanılmaz bir uyum varmış gibi hiç kendi aralarında tartışmamaları bile şüphe çekicidir, yapardır...

 

Mesela bir inançlı "İlk insandan beri İslam vardır" derken, diğeri "İslam sadece Hz. Muhammed'e inmiştir" dedi, bunu iki tarafında gözlerine soktum nerede ise ama ikisi de birbirini "İnançlı" olarak gördüğünden tartışmaya cesaret edemediler.

Çünkü hala "Taraflılık Sürü Psikolojisi" hakim.

 

Bir diğeri "Arap Abecesi"nin çok kolay olduğunu iddia edebilirken,

Bilen hiçbir kimse çıkıpta "Daha neler, Arap Alfabesi zordur ve Türkçeye uygun değildir" bile diyecek kadar cesur davranamadı.

 

Yine ayan beyan haklı olarak ortaya koyduğum ve kimse tarafından adamakıllı çürütülemeyen birçok iletime hiçbir inançlı çıkıpta "Ulan burada hakikaten doğru söyledin be!" diyemedi, cesaret edemedi, sustu, pıstı...

 

Mesela aşağıdaki örnekte de olacağı gibi, hiç kimse çıkıpta "Ne diyorsun arkadaşım sen?" diyemeyecektir, şimdiye kadar demeye cesaret edememiştir çünkü...

Yine de ben komik çelişkilerini her yakadan ortaya koyacağım, bazıları da "Aman ne olursa olsun, benim dinim bir kere dürüstlük emrediyor nasılsa, ben o dinin mensubu olarak kaçınılmaz olarak zaten dürüstüm. Bir kere dürüst davranmasam ne çıkar!" diyecek...

 

O yüzden Sayın birvarmışhiçyokmuş, yazdıklarım ortadadır...

İsteyen yanlışlığını ortaya koyar (eğer koyabiliyorsa)

İsteyende aşağıda alıntılayacağım gibi kılıf üretmeye çalışır...

Yukarıda saydığım serzenişlerden dolayı kimseye soru sormak ya da tartışma havasına girmek niyetinde değilim.

Tek başıma tarafım ve kendi gerçekliğimi ortaya koyarım.

İster kabul edersiniz, ister eleştirirsiniz, ister çürütebiliyorsanız çürütürsünüz...

 

Dediğim gibi, gerçekleri kabul etmemek için bin dereden su getirmeye gerek yok.

 

Bazı şeyleri kabul edememeyi ben Pavlov'un Klasik Koşullanma Deneyi'ne benzetiyorum.

Pavlov bir köpeği bir odaya kapatır ve her zil çalıştan sonra köpeğe et verir.

Köpek bir süre sonra zil çaldıktan sonra etin geleceğine koşullanmıştır.

Ve her zil çalışındaa köpeğin ağızından salyalar akar, etin geleceğini anlar çünkü.

Böyle devam ettikten bir süre sonra Pavlov zil çaldıktan sonra et vermeyi keser.

Ama Pavlov zili çaldıkça, et vermese bile köpeğin ağzı artık hep sulanır.

Pavlov zili çalacak ama artık et vermeyecektir ama köpeğin ağzı inatla sulanır.

Köpek ister istemez artık hep et bekler zilden sonra.

Etin gelmeyeceğine inandıramazsınız, bekler de bekler...

 

İnançlarda pekiştireç olarak "Vaat"ler kullanılır et yerine.

Mesela Milli Piyangoda pekiştireç "Size de çıkabilir!" ifadesidir.

İnançlarda ise "Cennet-Cehennem" (ve birçok şey) dir pekiştireç.

İnsanı küçüklüğünden beri bunlarla inanca koşullarsanız eğer,

İnsan yeterince büyüdükten sonra Cennet Hayali ve Cehennem Korkusu ile yanıp tutuşur.

Buna Allah sevgisi/korkusuda eklenir...

Artık insanı koşullamışsınızdır ve inancının çelişkileri gözünün önüne serilse bile fayda etmez.

Çünkü içine, bilinçaltına işlemiş bir koşullanmışlık, bir korku vardır.

Artık tek yapabildiği, ummak ve çarpıtmaktır...

 

Kısacık sorunuza uzun bir yanıt verdim ama

"Kızım sana söylüyorum, Gelinim sen anla!" derler bizim oralarda...

O yüzden benden soru sormamı ya da tartışmamı istemeyiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın birvarmışhiçyokmuş, işte örneğim budur:

Varlıklar vücud bakımından üç türlüdür.

 

a) Vâcibu'l-Vücûd: Varlığı mutlak gerekli olan, olmaması mümkün olmayan varlık. Bu da sadece Allah Teâlâ'dır.

B) Mümkinu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olan, yani, varolması da, olmaması da mümkün olan varlıklardır ki Allah'ın dışında tüm yaratıklar böyledir .

c) Mümteniu'l-Vücûd: Varlığı mümkün olmayan. Allah'ın eşi ve benzerinin olması gibi. Allah'ın eşi ve benzerinin olması mümkün değildir.

Bu ifadeler Kur'an-ın neresinde geçiyor bilen var mı?

Geçmiyor...

Sorsanız Hz. Muhammed'in bile haberi yok bu ifadelerden.

İslamdan onlarca yıl sonra ortaya atılmış, İslamı şekillendirmek ve anlamlandırmak için üretilmiş düşüncelerdir bunlar.

Kur'an-da yer almamaktadırlar...

Uydurmasyondurlar, gereksizdirler, konuyu çarpıtmak için verilmiştirler.

Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran,Cenneti,Cehennemi,Ruh'u,da sonsuz olarak yaratabilir.

Farketmiyor sarıgöl...

Sonuçta "Sonsuz Olan" tek şey Tanrı değilmiş...

İlk alıntımde demişsin ki "Tanrı'nın eşi ve benzerinin olması mümkün değildir".

Bak sana çok çok basit iki önerme sunuyorum:

 

"Tanrı Sonsuzdur."

"Cennet/Cehennem/Ruh Sonsuzdur."

 

"Tanrı yaratıcı olduğu için Sonsuzdur."

"Cennet/Cehennem/Ruh yaratılmış olduğu halde Sonsuzdur."

 

Tanrı ile Cennet/Cehennem/Ruh "Sonsuz" olduklarına göre, birinin yaratılmış olmasının ne önemi var?

Hem Cennet/Cehennem/Ruh'un sonsuz olmalarının neresi Tanrı'ya eş değildir?

İkisi de Sonsuz işte, daha ne kadar eşi ve benzeri olabilir ki?

 

Daha önce benim bu söylediklerimi hiç duymamış ve bu şekilde hiç sorgulamamış birisi

Ancak ve ancak "Ama o herşeyi yaratabilir!" diye basit ve anlamsız bir cevap verebilir zaten.

"De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. (Her şey varlığını ve varlığının devamını O'na borçludur. Her şey O'na muhtaçtır. O, hiç bir , şeye muhtaç değildir. Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği tek varlık O'dur). Kendisi doğurmamıştır ve (başkası tarafından)doğurulmamıştır. Hiçbirşey O'nun dengi olmamıştır." (İhlâs, 112/1-4) .

 

"O'nunla birlikte hiçbir ilâh yoktur. (Eğer olsaydı) muhakkak ki her tanrı kendi yarattığını kabullenir (ve korur) ve mutlaka kimisi de diğerine galebe ederdi." (Mü'minun, 23/91)

Ayetlerle çarpıtmayın.

Hep bunu yapıyorsunuz.

Ben Tanrı'ya denk bir İlah var mıdır, yok mudur diye tartışmıyorum, konuyu baltalamaya çalışmayın.

Ben İslam Düşüncesinde geçen "Her yaratılmışın bir sonu vardır" düşüncesine rağmen

Aslında hiçbir yaratılmışın, İslam'a göre bile sonunun olmadığını ortaya koyuyorum.

 

"Tanrı Birdir" diye ayet getirecekseniz eğer bana, kırmızıladığım ifadeye de dikkat ediniz.

Yukarıdaki ilk iletimi yanlışlayan tek bir ifadeniz bile yoktur burada.

İslam'a, Kur'an-a göre bile hiç birşey "Yoktan Var Edilmemiş"tir.

Herşey kaynağını ve gücünü, Tanrı'dan alır.

"Yoktan Var Etmek" düşüncesi, ilk alıntıladığım o üç varlık tanımında olduğu gibi uydurmadır, sallamadır, mantıksızlıktır.

İster dini, ister Bilimsel hiçbir dayanağı yoktur "Yoktan Var Etme" düşüncesinin...

Kendi inancınızın bile mantığını çözememişsiniz henüz.

Allah, zatında, ilâhlığında, mabud ve yaratıcı oluşunda birdir. Ondan başka yaratıcı yoktur. Kâinatı bizzat yaratmaya, yaşatmaya, yok etmeye gücü yetmeyen bir zat Allah olamaz. Bunun içindir ki ikinci bir Allah'ın varlığına imkân yoktur. Çünkü iki Allah olduğu farzedilse, bu iki Allah'tan biri kâinatı yalnız başına yaratmaya muktedir ise, diğeri zâid-fazla olmuş olurdu. Bunun aksine, yalnız başına kâinatı yaratmaya muktedir değilse, bu durumda da aciz-güçsüz olurdu. Aciz ve zâit olan bir zat ise Allah olamaz. Bu nedenle Allah vardır ve birdir.

Yani demek istiyorsunuz ki:

"Ya Tengeriin boşig, bak artık savunma noktalarım, savunma saham gitgide daralıyor. Artık olayı zatına, ilahlığına, mabudluğuna, yaratıcı oluşuna indirgemeye başladım. Az daha üstelersen bunlardan vaz geçeceğim yoksa, yeter artık üsteleme!"

 

İlahlık, Mabudluk, Yaratıcılık...

Bu üçü zaten aynı anlamı karşılıyor...

O yüzden eş anlamlı farklı kelimeler yazarak iletiyi doldurmaya çalışmayınız.

Melamilerin tek bir lafı vardır, merak etmeyin sizi yakında ona sürükleyeceğim:

"Allah, sadece Allahlıkta tekdir."

 

Bunu söyledikten sonra "Allah"ı "Evren" olarak tanımlarlar...

Yani "Varlığın Kendisi..."

Bu yüzden zaten Melamilik, tüm tariklerin erişebildikleri en üst noktada başlar...

Dayı'sığıma sorun, o anlatsın size...

 

Yukarıdaki iletinizi daha fazla irdelemeye değer görmüyorum.

Not.

Materyalist,maddeci, sistem; zaten iflas etmiştir, (sonsuz evren,durağan evren teorileri) bu itibarla Evrenin bir başlangıcı,ve sonu olması (big bang, genişleyen Evren) üstelik bilimsel verilerle ispat edilmesi, ALLAH'ın c.c. Evreni yoktan

var etmesinin bilimsel verilerlede, delillendirilmesidir.

Sonra;yapılacak tek bir şey kalıyor maddeci ve ateist, zihniyete! Ahiret ve Ruh sonsuzdur, dolayısı ile, Allah c.c. dan başkada sonsuzluk varmış "POLEMİĞİ" anlayamadıkları, kendi sonsuz saydıkları Evren, "SONSUZ,MADDE" çürütüldüğü halde ısrar etmeleri ve Kainatı,İnsanı,Ruhu,Cennet ve Cehennemi yaratan ALLAH c.c. nun Cennet,Cehennem,Ruh'u sonsuz

olarak var edemeyeceğini sanmaları geç olay bitmiştir...

Evet, çok açık görüyorum neyin iflas ettiğini.

Hala "Sonsuz Evren iflas etmiştir" diyor...

Ya hu Cennet ve Cehennem'de "Yaratılmış" birer ortam olarak Evren'in parçası değiller midir zaten?

Tanrı kendisi "Cennet ve Cehennemde Sonsuz Hayat Vardır" diye vaat etmemiş mi?

Ya hu nasıl oluyorda hala "Evren Sonsuz Değildir" diyebiliyorsun?

Ya senin kendi inancına, kendi Kur'an-ına ters olan bir düşünce bu bir kere.

Asıl anlayamayan sensin.

Polemiği de sen yapıyorsun.

 

Açık ve net:

Cennet ve Cehennem Sonsuz mu, sonsuz...

Ruh Sonsuz mu, sonsuz...

Öteki tarafta İnsanlar Sonsuz mu yaşayacaklar, evet öyle yaşayacaklar...

Hani sizin inancınıza göre "Yaratılmış herşeyin sonu" vardı?

Üyeliğiniz boyunca hep bunu savunmadınız mı?

Şimdi de Tanrı'nın "Sonsuz Şeyler"de yarattığını söylemeye başladınız,

Sanki şimdiye kadar "Cennet/Cehennem/Ruh Sonsuzluğu" çelişkisini sorgulamışsınız gibi...

 

Ve hani Tanrı kendisinin benzerini yaratmazdı?

Mesela hani kendisi gibi bir Tanrı yaratmazdı?

Bu soruya ilgili konuda verip veriştirmiştiniz, böyle soru olmaz diye...

Ama bakın demek ki istese kendisi kadar güçlü Tanrı yaratabiliyormuş değil mi?

Kendisi gibi Sonsuz Yaşama sahip Ruhlar, ve Canlı Madde Bedenler (diriltildikten sonra, insan) ve Cennet/Cehennem gibi mekanlar yaratabildiğine göre,

Hemde sizin iddianıza göre "Tanrı'nın bunu yaratamayacağını sanmak" mantıklı olmayacağına göre,

Demek ki Tanrı yine kendisi gibi bir Sonsuz Varlığa sahip, Sonsuz Güce sahip bir Tanrı daha yaratabilir...

Oysa siz bu soruyu bile zamanında saçma bulmuşken, işinize geldiğinde ve ispatlandığında tam tersinide söyleyebilecek kıvama kadar gelebiliyorsunuz, helal olsun.

Şimdi de diyorsunuz ki "Tanrı istese Sonsuz şeyler yaratabilir kendisi gibi..."...

(ama biliyorum kendisine "ben inançlıyım, dürüstüm, dinim bunu emrediyor" diyen hiç kimse çıkıpta "ya hu hakikaten de öyle be! çelişkide bu adam" diyemeyecek...)

 

Şu iletinizde bile çelişkiye düşüp "Sonlu Evren"den dem vurup,

Tanrı'nın Sonsuz Evreni yarattığını iddia edip,

Çelişkiye düşüyorsunuz.

(Ve ben yine biliyorum, hiç kimse de çıkıp

"Hakkaten be, bu çelişkidir" diyemeyecek... :lol:

O kadar cesur olamayacak...)

 

Neyse,

Tanrı Sonsuz mu?

Sonsuz...

 

Nerede kaldı Tanrı'nın Sonrasının olmaması?

Sonrası olmayan tek şey sadece Tanrı değilmiş demek ki!

 

Öyle "Geç" "Olay Bitmiştir" "Gerisi Teferruat" demekle bitmiyor efendi...

 

 

********

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı Sonsuzdur."

"Cennet/Cehennem/Ruh Sonsuzdur."

 

"Tanrı yaratıcı olduğu için Sonsuzdur."

"Cennet/Cehennem/Ruh yaratılmış olduğu halde Sonsuzdur."

 

Sonrası olmayan tek şey sadece Tanrı değilmiş demek ki!

 

Öyle "Geç" "Olay Bitmiştir" "Gerisi Teferruat" demekle bitmiyor efendi...

 

Boşig'ciim,

 

Aklı ve mantığı olan herkes, Kuran'daki çelişkileri görebilir.

Görmek istemeyen göremez.

Ama biz bazı şeyleri tekrar tekrar da olsa, en azından birkaç kişi görebilir belki diye tekrarlamayı sürdüreceğiz.

 

Aynı tartışmayı 1.5 yıl önce ben de başka forumdaşlarla yapmıştım.

Her yeni gelene yeniden anlatırız. Problem değil.

Birgün ben anlatırım, birgün sen, başka birgün, başka birisi.

"Olay Bitmiştir", Gerisi Teferruattır" demekle iş bitmiyor. 1400 sene bitmedi, yine bitmez. Zira Ürün hatalı.

 

Cennete giden insanlar cennette sonsuza kadar kalacaklarsa, ebedi niteliğini taşımıyorlar mı? Ezeli ve ebedi olmak sadece Allah'a mahus ise, cennetteki ebedilik nasıl Allah inancıyla uyuşturuluyor?

Falan filan...

Demekki tek ebedi olan Allah değilmiş. Ebedilik sıfatı Allah'a ait değilmiş.
Sonuca bakıyoruz: İslam'a sadece Allah değil ruh da ebedidir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşig'ciim,

 

Aklı ve mantığı olan herkes, Kuran'daki çelişkileri görebilir.

Görmek istemeyen göremez.

Ama biz bazı şeyleri tekrar tekrar da olsa, en azından birkaç kişi görebilir belki diye tekrarlamayı sürdüreceğiz.

 

Aynı tartışmayı 1.5 yıl önce ben de başka forumdaşlarla yapmıştım.

Her yeni gelene yeniden anlatırız. Problem değil.

Birgün ben anlatırım, birgün sen, başka birgün, başka birisi.

"Olay Bitmiştir", Gerisi Teferruattır" demekle iş bitmiyor. 1400 sene bitmedi, yine bitmez. Zira Ürün hatalı.

 

Saygılar.

 

Evet söylemişsin, yeni farkettim...

O zaman nasıl farketmedim, şaşırdım aslında, kusura bakma...

 

Ama işin birde "Ol" demek yönü var...

İşin, bu Cennet/Cehennem denilen yerin madde olduğu, sonsuz olduğu ama buna rağmen maddenin sonlu olduğu düşüncesi var...

 

Tuhaf değil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet söylemişsin, yeni farkettim...

O zaman nasıl farketmedim, şaşırdım aslında, kusura bakma...

 

Ama işin birde "Ol" demek yönü var...

İşin, bu Cennet/Cehennem denilen yerin madde olduğu, sonsuz olduğu ama buna rağmen maddenin sonlu olduğu düşüncesi var...

 

Tuhaf değil mi?

 

Tuhaf olmaz olur mu.

Elbette tuhaf.

 

İslami inanç bir taraftan "madde ezeli ve ebedi değildir" derken, öbür taraftan "sizi yaratan allah sizi yeniden diriltyecek ve sonsuza dek cennetine veya kebabhanesine koyacak" diyor.

 

Kuran'daki ayetler incelendiğinde, vaadilen fantazi diyarının "maddi" olduğu görülecektir.

Buradan, maddenin, sadece bilimsel açıdan değil, İslam inancına göre de "ebedi" olduğu ortaya çıkar.

Ortaya çıkmasına çıkar da, "sadece Allah ebedidir" iddiasıyla çelişir bu kez de.

İslam bir çelişkiler ve tutarsızlıklar yumağıdır.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tengeriin..Melamet hırkası SAF bilgi iplikçiklerinden örülmüş giyenin bedeninde çok şık duran bir Hırkadır.. :D

 

 

Allahı buldunuz diyelim..ne olacak.. :D ..paramı isteyeceksiniz.. :D yoksa işmi.. :D

 

Evveli..

İnsan ile başladı..

 

Zahiri..

İnsan ile devam ediyor..

 

Ahıri..

İnsan ile devam edecek..

 

İnsan bittimi,yani hiç İnsan kalmadımı her şey bitecek..bu İnsan için hiç önemli değil..Allah için önemli..bu yüzden İNSAN hep VAR olacak.. :D isteklerinizi mutlaka ama mutlaka bir İNSAN,a en doğrusu ilgili İnsana bildirin..en güzel dua budur..duanıza hemen cevap verilir..olumlu yada olumsuz.. :D iş istiyecekseniz yada para isteyecekseniz yada her ne istemek için Allahı arıyorsanız size çıtır bir kaç şifre verdim.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yokluğu ispat edebilir misiniz lütfen?

Kur'an-da herşeyin yoktan var edildiğini ifade eden ayetleri getirir misiniz?

 

Bir ayette geçiyor ki,bu bile o anlamda mı meçhul.. yani bu cümleyi çok okuduk ama dediğin gibi özü gerçekten bu mu meşhul..Yoktan varlık teriminde karşıma Kuran değil,Pir Sultanlar çıkıyor..Yakında İnşallah fırsat bulursam yazdıklarını okuyup ,değerlendirip fikrimi sunmak isterim ama bu konuda yine Rabbim bişeyler sunuyor anlaşılan..Yani haklı olduğun yönün ağır basıyor ve yine bende bişeyler değişiyor.. keşke daha fazla vaktim olsa bunlar için.. hayırlısı..

 

"35 - FÂTIR SÛRESİ

 

Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre adını, birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır. Sûrede başlıca, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden kainat olayları, öldükten sonra dirilme, Allah’ın nimetleri ve müminle kâfir arasındaki fark konu edilmektedir.

 

Bismillahirrahmânirrahîm

 

Haşr(*) Sûresinin 24 . Ayetinde

O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. "

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ayette geçiyor ki,bu bile o anlamda mı meçhul.. yani bu cümleyi çok okuduk ama dediğin gibi özü gerçekten bu mu meşhul..Yoktan varlık teriminde karşıma Kuran değil,Pir Sultanlar çıkıyor..Yakında İnşallah fırsat bulursam yazdıklarını okuyup ,değerlendirip fikrimi sunmak isterim ama bu konuda yine Rabbim bişeyler sunuyor anlaşılan..Yani haklı olduğun yönün ağır basıyor ve yine bende bişeyler değişiyor.. keşke daha fazla vaktim olsa bunlar için.. hayırlısı..

 

"35 - FÂTIR SÛRESİ

 

Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre adını, birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır. Sûrede başlıca, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden kainat olayları, öldükten sonra dirilme, Allah’ın nimetleri ve müminle kâfir arasındaki fark konu edilmektedir.

 

Bismillahirrahmânirrahîm

 

Haşr(*) Sûresinin 24 . Ayetinde

O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. "

Haşr Suresi 24 şu şekilde:

"Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Azîz'dir O, Hakîm'dir."

 

Sorularla İslamiyet'e göre Halik'in anlamı:

HALIK ismi: genel yaratmayı ifade eder. Hem örneksiz yaratmayı ifade eden Bedi’, hem de bir nesneyi başka bir nesneden yaratmayı ifade eden Münşi anlamına gelir.

 

Aşağıdaki iki ayetin ortak muhtevasından Halık isminin Bedi anlamını sezinleyebiliriz

 

“Gökleri ve yeri yaratan Allah’a hamd olsun”(Enam, 6/1)

 

“O, gökleri ve yeri –örneksiz- yoktan var edendir”(Bakara, 2/117)

Aynı yerde Barii'nin anlamı:

BARİ ismi: yontarak şekillendiren, yoktan var eden anlamına geldiği gibi, topraktan yaratan anlamına da gelmektedir. Topraktan yaratılan insanoğluna BERİYYE denilir( Beyyine, 98/7).

Burada "Yoktan Var Etme" olarak "Varlık"ın zıttı olarak algılanan "Yokluk"un kastedildiğini hiç düşünmüyorum.

Şu düşnce Kur'an-ın mantığına çok daha örtüşüyor:

"Tanrı insanı yaratmadan önce, yer yüzünde İnsan denilen bir varlık yoktur. Ve Toprağı şekillendirerek yani barii adının karşılığı da olarak daha önce olmayan bir varlığı meydana getirmiş yani yokken var etmiştir. Arada çok küçük ama aslında önemli bir nüans farklılığı vardır. Yoktan Var Etmek değildir gerçek olan, Daha önce olmayan birşeyi oluşturmaktır. İnsan yokken, topraktan oluşturulup var kılınmıştır gibi..."

 

Musavvir adı ise şu anlamda:

MUSAVVİR ismi: ölçüp biçerek maddi ve manevî simalar tasvir eden demektir.

 

“Rahimlerde dilediği şekilde sizi şekillendiren O’dur”(Ali İmran, 3/6) mealindeki ayette, insanın hem maddî hem manevî simasının tasviri söz konusudur.

Dediğim gibi, Tanrı'nın "Ol" demesi ile "Yoktan Var Etmesi" düşüncesi, Kur'an-ın hiçbir yerinde "Varlık"ın zıttı olan "Hiçlik, Yokluk" anlamına geçmez.

 

"Barii" adını bile sadece bu verdiğiniz ayete bakarak "Yoktan Var Etmiştir" anlamında kullanamayız.

Çünkü o anlamda kullanabilmemiz için, "Barii" adının o anlamda kullanıldığı bir nitelemenin, ayetin geçmesi lazım.

Yani "Barii" adının, bir "Yoktan Var Edişi" ifade eden bir örneği nitelemesi lazım.

 

Mesela:

Tanrı'nın tek olduğu düşüncesini, bir niteleme ile elde ediyoruz:

"İlahlar yoktur, Allah vardır..."

 

Burada "Allah'ın" niçin tek olduğu nitelenmiştir açık açık.

Kur'an-ın mantığı böyledir;

Bir adın anlamı, o adın bir düşünceyi nitelemesi ile anlaşılır.

 

Mesela affedici olması ya da azap verici olması hep örneklerle ya da ifadelerle nitelenerek adlandırılır.

 

"Allah herşeyi yoktan var etmiştir, O barii'dir." vb. gibi bir ifade olmadığı için "Barii" adının "Yoktan Var Etmeyi" karşıladığını kimse iddia edemez.

Böyle bir nitelemeye hiç rastlamadım ben.

 

"Yaratmaya" dair tüm ayetler "Oluş(um)"u ve "Var Olanı Şekillendirme"yi anlatır.

 

Topraktan insanın şekillenmesi.

Hz. Meryem'in gebe bırakılması.

Gök yüzünün şekillendirilmesi.

İnsanın ana rahminde şekillenmesi.

Bulutların yüzdürülmesi gibi ifadeler hep bunları niteler...

 

Yani Kur'an hiçbir yerinde "Yoktan Var Etmek" diye birşeyin olduğunu iddia etmez.

Bunu iddia etmediği gibi Madde'nin sonunun olduğunu da iddia etmez, çünkü Cennet/Cehennem/Diriltilmiş Beden gibi Maddi Şeylerin "Sonsuz" olduğunu kendisi ifade eder zaten.

Bununla birlikte "Sonu Olmayan" bir şeyin, başlangıcının varolduğunu, hem de Kur'an ifade etmediği halde düşünmek ne kadar tutarlı ve mantıklı olur.

 

Dediğim gibi, Farabi'de destekler bunu;

"Madde hep vardır..."

 

Artık İmam Gazali gözlüklerini atmak gerekiyor.

Onun yüzünden hala İslam'ın gerçekten ne olduğunu göremiyorlar.

Hala Kur'an-da olmayan ama varmış gibi öğretilen ifadeler "İslam" olarak savunuluyor.

Önce bu ifadelerden sıyrılıp sonra Kur'an-a tekrar dönmek lazım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın birvarmışhiçyokmuş, işte örneğim budur:

Bu ifadeler Kur'an-ın neresinde geçiyor bilen var mı?

.

.

...

 

 

Sevgili TengeriinBoşig ;

 

Öncelikle, Şundan Emin Olunuz ki , Siz i Anlıyorum.

 

İnsanların, Körü Körüne, ve Taassup Vari Şekilde Bir Fikir Sunmalarına ve Bunu Dayatmalarına ,

Tahammül Edemiyorsunuz.

Ne Söyleyeyim ki ; Al Benden de O Kadar

 

****

 

Lakin ; Bağnazlığa ve Tutuculuğa, ve Yobazlığa Temelinden Karşıyım. Hepsi İle Savaşıyorum.

 

Bir Mümin , Dinini Yaşarken ve/veya Savunurken ,

Gözleri Kapalı Olmamalı,

Dünya ya Sırt Çevirmiş Olmamalı,

Evrensel Bilim İle Ters Düşmemeli,

Halk lar İle Kavgalı Değil, Aksine Barışık ve Dost Olmalı,

Diyorum. Milyon Kereler Söylüyorum. Hatta Söylemiyor, Haykırıyorum.

 

Ancak Ben Yaratıcı Değilim. Sadece, Bildiklerimi İlan Ediyor, Lakin İnsanları Direkt Etkileyemiyorum.

ALLAH Herkese Akıl Fikir Vermiş. Biz Daha Ne Yapalım. Mesuliyet Hattımız Buraya Kadar.

 

Fakat Size de Sormadan Edemeyeceğim Sevgili TengeriinBoşig ;

Diyorsunuz ki ;

 

Bu ifadeler Kur'an-ın neresinde geçiyor bilen var mı?

Geçmiyor...

 

Kur'an-da yer almamaktadırlar...

Uydurmasyondurlar, gereksizdirler, konuyu çarpıtmak için verilmiştirler.

Alıntı TengeriinBoşig

 

Sevgili Tengeriin, Sizce İslam Dini nde Yer Bulan ve Kabul Gören Tüm Kavramlar ;

Mutlaka Kuran da Geçmek Zorunda mı dır...?

 

Yani Kuran da Zikredilmeyen Bir İfade İslam İnancı nda Kabul Edilemez mi ...?

Yani Kuran da ve Ayetlerde Zikredilmeyen Tüm Hakikatler, Aslında Hurafe mi dir ...?

 

Sevgili TengeriinBoşig, Bilmelisiniz ki İslam Dini n de Hakikat Böyle Değildir.

İslam Dini nde Tek Kaynak Kuran ı Kerim Değildir. Kuran ı Kerim Tartışmasız, En Büyük ve Diğer Kaynaklar a Menba Olmuş Bir Kaynaktır.

Yani İçerisinde Tüm Kainatın İlimleri ve Bilgileri ve Fikirleri ve İfadelerini Açıkça Taşımak Durumu nda Değildir. Bu Varsayım Kabul Edilemez.

 

Bileceğiniz Üzere Kuran ı Kerim Bir Kitap tır. ve Belirli Sayıdaki Sayfalardan Oluşur. ''Alem de Ne Var sa, Kuran da Vardır'', Denilemez. Bu Hatadır

''Alem de Ne Varsa, Hepsinin Şifresi ve Anahtarı Kuran da Mevcuttur.'' Denilebilir. Bu Kesinlikle Doğrudur.

 

Bilgi Paylaşımını Sürdereceğiniz Temennisi İle ;

 

 

Saygılarımla Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fakat Size de Sormadan Edemeyeceğim Sevgili TengeriinBoşig ;

Diyorsunuz ki ;

 

Bu ifadeler Kur'an-ın neresinde geçiyor bilen var mı?

Geçmiyor...

 

Kur'an-da yer almamaktadırlar...

Uydurmasyondurlar, gereksizdirler, konuyu çarpıtmak için verilmiştirler.

Alıntı TengeriinBoşig

 

Sevgili Tengeriin, Sizce İslam Dini nde Yer Bulan ve Kabul Gören Tüm Kavramlar ;

Mutlaka Kuran da Geçmek Zorunda mı dır...?

 

Yani Kuran da Zikredilmeyen Bir İfade İslam İnancı nda Kabul Edilemez mi ...?

Yani Kuran da ve Ayetlerde Zikredilmeyen Tüm Hakikatler, Aslında Hurafe mi dir ...?

 

Aaaa...

İşte eğer bunu diyecekseniz,

İnciller için; "Değiştirilmişlerdir."

Yahut; "Hz İsa öldükten 30 yıl sonra yazılmışlardır. Gerçek İncil değillerdir." falan denmemesi lazım.

Hz. Musa ve Tevrat içinde aynı şekilde geçerlidir.

 

Var olan İnciller ne kadarda Hz. İsa'nın yazdığı İncil değilseler de,

Sonuçta Onun ardılları ve haleflerince yazılmışlardır.

Aynen Kur'an-da geçmediği halde kimi kimselerin uydurdukları o tanımlamalar gibi...

Peki İncil'de zikredilmese bile Tanrı'nın "İsa" ile gönderdiği inanca binaen ortaya çıkmış olan inanca, yani Hıristiyanlığa niçin kabul buyurmuyorsunuz?

Tanrı'nın gönderdiği Peygamberin güvendiği insanlar, havarileri yazmamış mı İncilleri?

İncil'de zikredilmeyen bir ifade, Tanrı'nın göndediği inançta kabul edilemez mi?

Hz. İsa yazmamış olsa yani asıl İncil'de geçmeyen hakikatler olsa bile onun öğrencilerince yazılan hakikatler aslında hurafe midir?

 

Sayın arkadaşım, ne yazık ki tüm o geçerli bulmadığım düşünceler

Kur'an-ın ifadelerini ve kabullerini anlaşılır kılmak için ortaya atılmış uydurmalardır.

Kur'an-da ve Hz. Muhammed'de yerleri yoktur.

Var olduğunu kimse ispat edemez.

Sevgili TengeriinBoşig, Bilmelisiniz ki İslam Dini n de Hakikat Böyle Değildir.

İslam Dini nde Tek Kaynak Kuran ı Kerim Değildir. Kuran ı Kerim Tartışmasız, En Büyük ve Diğer Kaynaklar a Menba Olmuş Bir Kaynaktır.

Yani İçerisinde Tüm Kainatın İlimleri ve Bilgileri ve Fikirleri ve İfadelerini Açıkça Taşımak Durumu nda Değildir. Bu Varsayım Kabul Edilemez.

Ben Kur'an-da geçmeyen hiçbir ifadeyi, birebir İslam'a mal etmem ve kimse de edemez.

Hangisi İslama aittir peki?

Gazzalinin cehennemlik olarak ilan ettiği İslam Filozofları mı?

Yoksa Mevlana mı?

Gazzali mi?

Ya da Muhiyiddin Arabi mi?

Ömer Hayyam mı?

 

Hangilerinin söyledikleri birebir İslamdır, Hz. Muhammed'in ortaya koyduğu Kur'an-dır?

Ya da hangi mezhebin imamının söylediği gerçek İslam'dır?

Şii İmam Caferi'nin mi?

Onun yetiştirdiği Sünni İmam Ebu Azam Hanefi'nin mi?

 

Bana bir takım sıfatlar sunulacaksa,

Ve bunlar İslam olarak adlandırılacaksa,

Ben bunların Kur'an-da ne kadar yeri olup olmadığına bakarım.

Eğer yeri olmadığını ispatlayabiliyorsam, kimse bana "İslamda vardır" dedirtemez.

 

O yüzden diyorum ki:

İslam'da, Kur'an-da olduğunu ispatlayın...

Bileceğiniz Üzere Kuran ı Kerim Bir Kitap tır. ve Belirli Sayıdaki Sayfalardan Oluşur. ''Alem de Ne Var sa, Kuran da Vardır'', Denilemez. Bu Hatadır

''Alem de Ne Varsa, Hepsinin Şifresi ve Anahtarı Kuran da Mevcuttur.'' Denilebilir. Bu Kesinlikle Doğrudur.

 

Bilgi Paylaşımını Sürdereceğiniz Temennisi İle ;

Ya bakın...

Benim Kur'an-da saygım vardır...

Yani eleştiriyorum falan ama asla Kur'an-ın küçük ve basit bir kitap olduğunu söyleyemem.

Hz. Muhammed içinde aynı...

Hz. Muhammed, bildiği ve öngörebildiği herşeyi yansıtmaya çalışmış ve zamanının kabullerine göre büyük bir atılım yapmış...

 

Çağ kapatıp, Çağ açan olaylar, fikirler, kişiler ve kitaplar vardır...

Hz. Muhammed ve Kur'an-da öyledir...

 

Kur'an ortaya çıktığı zamana ait bilgileri olabildiğince ve öz olarak içermiştir...

Ancan o zaman için...

 

Diğer düşünürler ve imamlar, kendi dünyalarını Kur'an-dan temel alarak oluşturmuşlar

Ve ifade etmişlerdir...

Ancak bunlar, onların kendi dünyalarıdır...

İslam ise Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'dir...

Daha sonra "İslam" olarak eklenenler, ekleyenlerin kendi yarattıkları dünyalarıdır.

Daha fazlası değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aaaa...

İşte eğer bunu diyecekseniz,

İnciller için; "Değiştirilmişlerdir."

Yahut; "Hz İsa öldükten 30 yıl sonra yazılmışlardır. Gerçek İncil değillerdir." falan denmemesi lazım.

.

.

...

 

 

Sevgili TengeriinBoşig ;

 

Size Katılıyorum. Söylemlerinizin Geneli Yapı İtibari ile Benim Düşüncelerim ilede Uygunluk Arzetmektedir.

 

Lakin Bazı Ayrıntılar Var Şöyleki ;

 

yani Hıristiyanlığa niçin kabul buyurmuyorsunuz?

Alıntı TengeriinBoşig

 

Sevgili tengeriinBoşig , Bizim Hristiyanlığı Kabul Etmediğimizi Kim Söylüyor ? Biz Böyle Bir Söz Söyledik mi Hiç ?

Kesinlikle Hristiyanlığı Kabul Etmekteyiz. Kaldıki zaten bu Bizim Lüksümüz Değildir.

Yani İstersek Kabul Edeceğimiz, İstemezsek Reddedebileceğimiz Bir Din Değildir Hristiyanlık.

Her Müslüman Mutlaka Diğer tüm Peygamber lere Koşulsuz İman Etmek Zorundadır. Bu İslam da Şart tır.

 

Öyle Kafasına Göre, Şunu Tanırım Ama Bunu Tanımam Diyemez Bir Müslüman. Tüm Peygamberlere ve Getirdiği Din ler ine İman Eder.

Eminim Anlamışsınızdır. Biz Tüm Peygamberleri, ve Onların Getirdiği Hak Dinler i Kabul Ederiz.

 

Ayrıntılara Devam Ediyorum ;

 

Diğer düşünürler ve imamlar, kendi dünyalarını Kur'an-dan temel alarak oluşturmuşlar

Ve ifade etmişlerdir...

Ancak bunlar, onların kendi dünyalarıdır...

İslam ise Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'dir...

Daha sonra "İslam" olarak eklenenler, ekleyenlerin kendi yarattıkları dünyalarıdır.

Daha fazlası değil...

Alıntı TengeriinBoşig

 

Bu Konuda Aslen Haklısınız. Yani bu Sözler Yanlıştır Diyemem. Ancak ;

 

Ancak İslam Dini Böyle Ele Alınamaz, Yani ''Ya Herru Ya Merru'' Yaklaşımı Akılcı Değildir. (Sizi Tenzih Ederim)

Toptancı Zihniyeti ile İslam a Yaklaşırsak, Hata Yapabiliriz. Şöyleki ;

Dediğiniz Gibi, İslam ın Özü ; Kuran ve Sünnet tir. Lakin ; Gerisi Boş tur, Gereksiz dir, Asılsız dır, DENİLEMEZ.

 

Sizce, İslam Dini nde, Efendimiz den Sonra Neden Bir Boşluk Oluşmamıştır ...?

Neden Hala Tüm Dünya da En Hızlı Yayılan Din Olmayı Sürdürmektedir ...?

 

Çünki, Efendimiz Bu Dünya dan Göçerken, Bizlere ;

''ALİMLER BENİM VARİSLERİMDİR'' Hadisi Şerifimi Bırakmıştır.

HAŞA, ''Ben Artık Gidiyorum, Siz de Kendi Başınızın Çaresine Bakın'' Dememiştir.

Ayrıca ;

''Benden Sonra, Yaşarken Cennet ile Müjdelenmiş, Sahabe i Kiram ım Vardır. Onları Kendinize Örnek Alınız.'' Buyurmuştur.

 

Biz de Efendimiz in Ardından Sahabe Efendilerimizin Yaşamlarını Kendimize Örnek Alırız.

Hatta İslam İnancında, Sahabe i Kiram, Tüm Zamanlarda Yaşamış Yada yaşayabilecek En Büyük Evliya nın Üzerinde Bir Mertebe ye Sahiplerdir.

 

Şimdi Toparlamak Gerekirse , Efendimiz den Başka HiçBir Kaynak Yoktur Denilemez.

Başta Sahabe Efendilerimiz Olmak Üzere, Tüm Alimler, ve Evliya lar Bizlere Örnek Olmuşlardır. Yani Kaynak Hükmündedirler.

Hatta Diğer Bütün Peygamber ler Bile Biz Müslümanlar için Kaynak tır lar.

 

Bu Sebeple ALLAH Yüce Kitab ında o Peygamberler in Yaşamından Örnekler Verir. Bize Kaynak olsunlar Diye.

 

Kuran İçinde Aynı Durum Geçerlidir. Kuran Namına Yazılmış ve Ulema larca Kabul ve Tasdik Edilmiş Her Kitap Bizim için Kaynak tır.

 

Mesela ;

İmam ı Gazali den, İhya i Ulumud Din ,

Elmalılı Hamdi Yazır dan, Hak Dini Kuran Dili ,

BediüzZaman Said Nursi den, Risale i nur Külliyatı .

 

Bunların Hepside Birer Kaynaktır. Tüm Alem i İslam da, ve Bütün Din Alimleri, ve Ulemalar Tarafından İncelenmişlerdir.

Yani Kimse, ''Acaba Burada islam a Uygun Olmayan Bir Hakikat Var mı ? '' Diye Düşünmez. Bu Kitaplar Tastiklenmişlerdir.

Kaynak Niteliği Taşırlar.

 

İlmine Güvenen, İmanına Güvenen, Direkt Kuran ı Kerim den Alır Işığını, Feyzini. Zaten Bu Aslolandır.

Lakin Bu Asr ı Saadet te , Direkt Kuran ı Okuyarak, Tüm Meselelerini Çözebilen, Herşeyiyle Kuran ı Keşfedebilen, Müslüman Sayısı Azdır.

Bu Durum da Bizlere, Diğer Kuran Kaynaklı Kitaplara Yönelme Alternetifini Mevcut Kılar.

İsteyen Kuran ı Kerim i Direkt ve Aracısız Okur Anlar, ve Ondan İlim Tahsil Eder.

İsteyen Kuran ı Kerim i Anlayabilmek Amacıyla, Onun MEAL veya TEFSİR lerine Yönelir. Her ikiside Haktır.

 

İşte Hepsi Bu Kadar. Daha Teferruatlı Konıuyu Ele Almak İsterseniz, Biz Yine Tartışmaya Açığız.

Umarım Sizinle Bir Yerde Buluşmusuzdur.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu durumda HEP VAR OLAN MADDE.

 

Başı da olmadığına göre..

 

Birisi tarafından yaratılmamıştır demektir.

 

Bu durumda.

 

İslamdaki Allahın maddeyi YARATMADIĞI anlamı çıkar ki.

 

İSLAMIN TÜM İNANIŞLARI ÇÖKER.

 

Allah yaratmamış demek ki.

 

Onun yaratmadığı bir MADDE de hükmü olamayacağı için de...

 

Sonsuz kudret sahibi değil demek ki.

 

NAKIS.

 

Bu durumda da...

 

İslamın ALLAH tanımı yanlıştır. ÖYLE BİR ALLAH YOKTUR..

 

Anlamı çıkar.

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamdaki Allahın maddeyi YARATMADIĞI anlamı çıkar ki.

 

İSLAMIN TÜM İNANIŞLARI ÇÖKER.

Bu revizyonların sonunda İslamiyet, tasavvufu da geçerek materyalist bir görüş halini alacak sanırım.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Yarasa ,

 

İslam revizyon yapamaz.

 

Değişmeyeceğini içinde ayetle söylüyor.

 

Bu yüzden de...

 

DEĞİŞTİREMİYORLAR.

 

Ah o ayeti bir çıkarabilseler Kurandan.

 

Herşey o kadar kolay olacak ki.

 

Değiştir babam değiştir.

 

Şu andaki papa... 7 ölümcül günahı değiştirmedi mi.

 

Aynı onun gibi bişey olacak.

 

Müslümanlar bunu yapamıyor , ayet var çünkü. Değiştirilemeyeceğine dair.

 

DEĞİŞTİREMİYORLAR.

 

En büyük açmazları bu.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn D. Gulbudaktan alıntıdır.

 

 

 

Bu durumda HEP VAR OLAN MADDE.

 

Başı da olmadığına göre..

 

Birisi tarafından yaratılmamıştır demektir.

 

Bu durumda.

 

İslamdaki Allahın maddeyi YARATMADIĞI anlamı çıkar ki.

 

İSLAMIN TÜM İNANIŞLARI ÇÖKER.

 

Allah yaratmamış demek ki.

 

Onun yaratmadığı bir MADDE de hükmü olamayacağı için de...

 

Sonsuz kudret sahibi değil demek ki.

 

NAKIS.

 

Bu durumda da...

 

İslamın ALLAH tanımı yanlıştır. ÖYLE BİR ALLAH YOKTUR..

 

Anlamı çıkar.

 

Saygılar

 

Sayın Taklamakan...

O alıntınız bana aittir...

 

Sayın birvarmışhiçyokmuş alıntı kodlarını kullanmadığı için bu karmaşa ortaya çıktı...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.