Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DİNİ ANLAMDA NEYE İNANIYORUM... İnanç sahibi olanları anlayabiliyorum... Fakat inanç sahibi olmayanlarında anlaşılabilr tarafları olduğunu unutmayalım


DİPNOT

Önerilen İletiler

Sn Sur,

 

Ebu Leheb , Muhammedin suratına bir avuç toprak atmış.

 

Muhammed de naapsın.

 

Bişey yapmamış. !!!!

 

Ama Allah yamış tabi.

 

Ayet yollamış.

 

Ebu leheb in eli kurusun. Kurudu da zaten demiş.

 

İyi de etmiş.

 

Çocuk masalı gibi yaaa.

 

Allah kutsal kitaba Ebu Lehebin eli kurusunu koymuş.

 

Sebep.

 

Muhammede bir avuç toprak fırlattı diye.

 

Zaten Muhammede de iman etmeyen cennete falan da gidemez. Şahadet kelimesi tam olmaz çünkü.

 

Olayı yakalayabildiniz mi.

 

Gerçekte kızan kim. ( Muhammed)

 

Ceza veren kim.(Muhammed)

 

Ayeti söyleyen kim. ( Muhammed)

 

 

 

Kolayını bulmuş. Alalh böyle diledi... Böyle bana söyledi.

 

Bu konuyu detaylı anlamak için Zeydin karısı Zeynep hakkında inen ayeti okuyun. İyice düşünün bizim tezimizi.

 

Bir düşünün....

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 185
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

madem Kuranda hiçbir hata yok ve bu kitap kusursuz,

madem hadislerde birçok farklı görüş var.

neden sadece Kuran'a itibar etmeyip

hadisleri dikkate alıyoruz.

eğer hadislerde farklılık varsa,

ve biz yanlış olana itibar edip ona göre davranırsak,

günaha girmiş olmaz mıyız ??

yoksa bizim yerimize yanlış anlatan, yanlış aktaran, çarpıtan din adamları mı günaha girer,

bu kadar günahla din adamlarına itibar edecek olan kalır mı ?

yoksa her dediklerini kabul etmeye devam mı ederiz ??

 

Bakınız bazı içtihatlar Peygamber efendimiz zamanında ona bakılarak taklit edilerek yapılmıştır örn: Namaz.

Namazın şekil itibari ile nasıl kılınacağı nasıl eğilip kalkılacağı yazmaz ama 5 vakit ve dinin direği olduğuna dair

ayetler bol miktarda mevcuttur. Dolayısı ile biz Namazı Peygamber efendimizin kıldığına göre kılıyoruz. 4 büyük mehzep dediğimiz

mehzeplerde namazı 5 vakit kılmakta ve ufak şekil değişikliklerine mahzur olmaktadır. Ancak bu önemli değil. İstediğin mehsebe göre kılabilirsin

Namazın ne olduğunu kavradıktan sonra görünen hareketlerin ince detayı önemini yitirecek iç huzur ve Allah'ın huzurunda ona boyun eğme büyüklüğünü

anlamaya çalışma büyüsü bütün vücüdunuzu saracaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakınız bazı içtihatlar Peygamber efendimiz zamanında ona bakılarak taklit edilerek yapılmıştır örn: Namaz.

Namazın şekil itibari ile nasıl kılınacağı nasıl eğilip kalkılacağı yazmaz ama 5 vakit ve dinin direği olduğuna dair

ayetler bol miktarda mevcuttur. Dolayısı ile biz Namazı Peygamber efendimizin kıldığına göre kılıyoruz. 4 büyük mehzep dediğimiz

mehzeplerde namazı 5 vakit kılmakta ve ufak şekil değişikliklerine mahzur olmaktadır. Ancak bu önemli değil. İstediğin mehsebe göre kılabilirsin

Namazın ne olduğunu kavradıktan sonra görünen hareketlerin ince detayı önemini yitirecek iç huzur ve Allah'ın huzurunda ona boyun eğme büyüklüğünü

anlamaya çalışma büyüsü bütün vücüdunuzu saracaktır.

 

Sn Sur,

 

Allahın sizin namazınıza ihtiyacı yok.

 

Bunu kendisi ifade eder.

 

Ama siz kılmaz iseniz de , sizi sonsuza kadar yakar , irin içirir , türlü işkenceler yapar.

 

Gene de sizin namazınıza ihtiyacı yok.

 

Bu kadar önemli mesele kurana girmez.

 

Sonra ki gelenler da kafasına göre takılır.

 

4 mezhep çıkıverir...

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakınız bazı içtihatlar Peygamber efendimiz zamanında ona bakılarak taklit edilerek yapılmıştır örn: Namaz.

Namazın şekil itibari ile nasıl kılınacağı nasıl eğilip kalkılacağı yazmaz ama 5 vakit ve dinin direği olduğuna dair

ayetler bol miktarda mevcuttur. Dolayısı ile biz Namazı Peygamber efendimizin kıldığına göre kılıyoruz. 4 büyük mehzep dediğimiz

mehzeplerde namazı 5 vakit kılmakta ve ufak şekil değişikliklerine mahzur olmaktadır. Ancak bu önemli değil. İstediğin mehsebe göre kılabilirsin

Namazın ne olduğunu kavradıktan sonra görünen hareketlerin ince detayı önemini yitirecek iç huzur ve Allah'ın huzurunda ona boyun eğme büyüklüğünü

anlamaya çalışma büyüsü bütün vücüdunuzu saracaktır.

ben tatmin olmadım ve sorularıma devam ediyorum :D

peki madem bize şu an anlatılan peygamberin kıldığı biçimdeki namaz,

ve bu biçimde kılmak zorunda değiliz,

neden din adamları bu biçimde kılma konusunda insanları zorluyorlar,

öyle kılarsan kabul olmaz diyorlar,

hatta madem önemli olan Allah'a yakınlaşmak ve ona ibadet etmekse,

neden Türkçe namaz kılmaya ve her türlü Türkçe ibadete şiddetle karşı çıkılıyor.

birileri galiba bizi kandırıyor.

ayrıca hadisler hz. muhammet'in davranışlarıysa ve bunlar farz değil de sünnetse,

biz onlara uymak zorunda değilsek,

neden onlara uymayınca kıyamet kopuyor,

neden "dinden çıkarsın" muameleleriyle insanlar korkutuluyor,

bence biri bizi fena şekilde kazıklıyor !!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn Sur,

 

Ebu Leheb , Muhammedin suratına bir avuç toprak atmış.

 

Muhammed de naapsın.

 

Bişey yapmamış. !!!!

 

Ama Allah yamış tabi.

 

Ayet yollamış.

 

Ebu leheb in eli kurusun. Kurudu da zaten demiş.

 

İyi de etmiş.

 

Çocuk masalı gibi yaaa.

 

Allah kutsal kitaba Ebu Lehebin eli kurusunu koymuş.

 

Sebep.

 

Muhammede bir avuç toprak fırlattı diye.

 

Zaten Muhammede de iman etmeyen cennete falan da gidemez. Şahadet kelimesi tam olmaz çünkü.

 

Olayı yakalayabildiniz mi.

 

Gerçekte kızan kim. ( Muhammed)

 

Ceza veren kim. (Muhammed)

 

Bir düşünün....

 

Saygılar.

 

Bakınız hem peşinden milyonları sürükleyen hak bir dinin peygamberinin yazdıklarını kabul etmiyor,

hemde sizce "kendi kendine yazdığı kuranda" saçmalıyor çocukça tabirler kullanıyor. Bukadar çocukça

tabirler kullanan bir insan nasıl olurda milyonları peşinden sürükler ve insanların daha yeni yeni keşfettikleri

hatta keşfedemedikleri tarihi olayları insani değerleri anlatır? O zamanın kendinden geçmiş bir sürü sapıtmış insanın

içerisine huzuru getirir?

 

Ayrıca Leheb süresinde çocuksu bir tavuır yoktur insan seviyesinde bir ibretlik hikaye vardır. Kuran-ı Kerim

bu tarz olayları tüm detayına girerek anlatamıyacağı için kısa bir özet geçerek Leheb süresinde Ebu Leheb e bir

lanet göndermiştir. Belkide Ebu Leheb in yaptığı kötü şeylerin tümü Kuran-ı Kerimde anlatılmıyor da buna temsil olarak

Hz. Peygamberimize yaptığ bu kötü olay anlatılıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bukadar çocukça tabirler kullanan bir insan nasıl olurda milyonları peşinden sürükler ve insanların daha yeni yeni keşfettikleri hatta keşfedemedikleri tarihi olayları insani değerleri anlatır?

 

İki ayrı renkte alıntıladığım iki sorunuz var.

 

1- Ya benim gibi düşünürsün. İslama girersin. Girmez isen vergi verirsin. Vermez sen savaşırım senle.

 

Derseniz birine. Ve önünüzde de bisürü talan örneği var ise.

 

İnanmadı diye bisürü insan katledilmiş , malına milküne el konulmuş , karısı anası bacısı kızı cariye yapılmış örnek var ise.

 

Bu adamın şerrinden kurtulmak için girer siniz.

 

Bu konu ile ilgili olarak çok tartışma yaşandı.

 

Siz Beni Kureyza , Beni kaynuka ve Beni Nadir konularını bu forumdan arayın bulun. Okuyun.

 

Anlayacaksınız.

 

2- Daha yeni yeni keşfedilen şey nedir.

 

İki denizin suyunun karışmaması mı.

 

Demir indirildi ayeti mi.

 

Gezegenlerin bir yörüngede döndüğü mü.

 

Ne..

 

Bunların hepisi tartışıldı.

 

yeniden yazmayalım.

 

Az çaba ile bu forumu okuyun bulacaksınız.

 

Gene de derim ki.

 

Tek tek yazarsanız ne ifade etmek istediğinizi cevap veririz.

 

Eskilerin masalları lafına dikkat ediniz.

 

Muhammedi çoğu bilgileri Sümer ve Mısır lılara dayanır.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben tatmin olmadım ve sorularıma devam ediyorum :D

peki madem bize şu an anlatılan peygamberin kıldığı biçimdeki namaz,

ve bu biçimde kılmak zorunda değiliz,

neden din adamları bu biçimde kılma konusunda insanları zorluyorlar,

öyle kılarsan kabul olmaz diyorlar,

hatta madem önemli olan Allah'a yakınlaşmak ve ona ibadet etmekse,

neden Türkçe namaz kılmaya ve her türlü Türkçe ibadete şiddetle karşı çıkılıyor.

birileri galiba bizi kandırıyor.

ayrıca hadisler hz. muhammet'in davranışlarıysa ve bunlar farz değil de sünnetse,

biz onlara uymak zorunda değilsek,

neden onlara uymayınca kıyamet kopuyor,

neden "dinden çıkarsın" muameleleriyle insanlar korkutuluyor,

bence biri bizi fena şekilde kazıklıyor !!!

 

Bakınız. Birçok konuda benimde kanayan yaralarıma ve benimde kızdığım noktalara parmak basmışsınız. Sorularınız aklım yettiğince

cevap vermeye çalışayım.

 

Biz namazı Peygamberimizin kıldığı biçimde kılmak zorundayız çünkü onun bildiğini biz bilmiyoruz. O en güzelini yapar çünkü

Allah ve Melekleri ile temasda olan kendisi. En kısa yoldan Allah a ulaşmanın yolunu bize göstermiş bizi bir sürü zahmet ve eziyet olacak

olan ibadet etme şeklini aramaktan kurtarmış, Selat ve Selam onun üzerine olsun.

 

İnsanları zorlamalarının sebebi yukarıda bahsettiğim ile aynı ama istediğin mehzep e göre kılabilirsin. sonuöta hepsi aynı hareket. Demekki

kilit fiziksel hareketler bunlar.

 

Dualerı Türkçe okumanın mayetine gelince; Aslında Türkçe okumak o hazzı verebilir ve bence okunabilir ama doğrusu Arapçasını okumaktır

neden? Çünkü arapça olanları direk Allahın kendi üslubundan çıkan kelimelerdir ve o harflerin sıralaşında bile bizim algılıyamadığımız bir giz var.

Tabi bence namaz kılarken okuduğumuz surelerin de Türkçe mealini bilmek zorundayız onları hem okuyup hem içerdiği mesajı idrak etmeliyiz.

Allahüekber derken "en büyük allahtır en yüce herşeyin en büyüğü yaratan odur" u içimizden geçirip onu büyüttükçe büyütmemiz lazım.

 

Peygamber efendimizin sünnetine geldiğimiz zaman. Peygamber efendimiz namaz 4 rekatsa kendiside içinden gelmiş 4 ve ya 8 daha kılmış

peygamberimize göre de bu sünnetmiydi? Elbette değildi sadece kendisinin içinden gelendi. Bizde ona bakarak ne iyi düşünmüş evet bizde onun

yaptığnı yapmalıyız o insanlar arasında Allahı en iyi bilendir diye düşündüğümüz zaman sünnetin ne kadar gerekli olduğunu idrak edebiliriz.

Allah Peygamberimizi çok övmüştür Kelime i Şhadette bile Peygamber efendimizin isminin zikr edilmesini istemiştir. Çünkü Peygamber efendimiz

Allahın elçisidir. Peygamber efendimizin kabul etmeyen Allah'ı da kabul edemez dolayısı ile.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İki ayrı renkte alıntıladığım iki sorunuz var.

 

1- Ya benim gibi düşünürsün. İslama girersin. Girmez isen vergi verirsin. Vermez sen savaşırım senle.

 

Derseniz birine. Ve önünüzde de bisürü talan örneği var ise.

 

İnanmadı diye bisürü insan katledilmiş , malına milküne el konulmuş , karısı anası bacısı kızı cariye yapılmış örnek var ise.

 

Bu adamın şerrinden kurtulmak için girer siniz.

 

Bu konu ile ilgili olarak çok tartışma yaşandı.

 

Siz Beni Kureyza , Beni kaynuka ve Beni Nadir konularını bu forumdan arayın bulun. Okuyun.

 

Anlayacaksınız.

 

2- Daha yeni yeni keşfedilen şey nedir.

 

İki denizin suyunun karışmaması mı.

 

Demir indirildi ayeti mi.

 

Gezegenlerin bir yörüngede döndüğü mü.

 

Ne..

 

Bunların hepisi tartışıldı.

 

yeniden yazmayalım.

 

Az çaba ile bu forumu okuyun bulacaksınız.

 

Gene de derim ki.

 

Tek tek yazarsanız ne ifade etmek istediğinizi cevap veririz.

 

Eskilerin masalları lafına dikkat ediniz.

 

Muhammedi çoğu bilgileri Sümer ve Mısır lılara dayanır.

 

Saygılar.

 

 

Sümer ve Mısırlıların Dini de bizim Alllah'ımız tarafından indirilmiş, sonrasında yozlaşmıştır. Bu bilgilerin Sümer ve Mısırlılardan gelmesi ve benzer olması normal ayrıca 1500 sene önce Mısır ve Sümerlilerin lahitleri Arkelojik kazılar ile bulunmamıştı ve bunları bildikleri bilinmiyordu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz namazı Peygamberimizin kıldığı biçimde kılmak zorundayız çünkü onun bildiğini biz bilmiyoruz.

 

İnsanları zorlamalarının sebebi yukarıda bahsettiğim ile aynı ama istediğin mehzep e göre kılabilirsin. sonuöta hepsi aynı hareket. Demekki

kilit fiziksel hareketler bunlar.

 

 

 

Peygamber efendimizin sünnetine geldiğimiz zaman. Peygamber efendimiz namaz 4 rekatsa kendiside içinden gelmiş 4 ve ya 8 daha kılmış

peygamberimize göre de bu sünnetmiydi? Elbette değildi sadece kendisinin içinden gelendi.

hem öyle diyorsun hem böyle.

hangisi doğru.

istediğimiz mezhebe göre kılabilmemiz, çünkü hepsinin aynı oluşu mu ?

yoksa peygamber gibi onun kıldığı gibi mi kılmak zorundayız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hem öyle diyorsun hem böyle.

hangisi doğru.

istediğimiz mezhebe göre kılabilmemiz, çünkü hepsinin aynı oluşu mu ?

yoksa peygamber gibi onun kıldığı gibi mi kılmak zorundayız...

 

Ya aslında her ikisde doğru ve tıklacak bir konu değil orda söylenmek istenen şu;

 

Peygamber efendimizin içtihadı hangisidir bilmiyoruz. Zaten o fiziksel hareketlerin detayıda çok önemli değildir.

önemli olan Allahı idrak etmek ve genel kabul goren 4 mehzepden birinin namaz şeklini uygulamak. 4 mezhebinkide

birbirine özünde aynıdır yani peygamber efendimiz 4 mezhepteki imamlar gibi de namaz kılmış diyebiliriz. Yani siz

4 mehzepden birini takip ederek peygamber yoluan girmiş olursunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sümer ve Mısırlıların Dini de bizim Alllah'ımız tarafından indirilmiş, sonrasında yozlaşmıştır.

 

Pes artık ya.

 

Sümer ler çoktanrılı dine inanan topluluktu.

 

Mısırlılar da öyle.

 

Pes ya...

 

Yukardaki yazınıza bir tane kanıt gösterebilecek misiniz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakara Suresi 117

O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir.

 

Yaratmak demek zannettiğiniz gibi sadece bir oluş değildir, yoktan var ediştir, oluş olgusu sizin zannınızdır, inanmanız da inanmamanızda ancak sizi bağlar.

 

BigBang materyalist felsefeye bilmin vurduğu bir darbedir.

 

Bunu görmeniz gerekir.

 

İşte şu kâinata nazar-ı hikmetle bakıldığı vakit, azîm bir secere manasında görünür. Ve secerenin nasıl dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri vardır; su secere-i hilkatin de bir şıkkı olan âlem-i süflinin (görünen evren), anasır dalları, nebâtât ve eşcar yaprakları, hayvanât çiçekleri, insan meyveleri hükmünde görünür. Sâni-i Zülcelâlin ağaçlar hakkında cârî olan bir kanunu, elbette şu şecere-i âzamda da câri olmak, muktezâ-i ism-i Hakîmdir. Öyle ise, muktezâ-i hikmet, şu şecere-i hilkatin de bir çekirdekten yapılmasıdır

Big-Bang teorisi, Yoktan Var Ediş düşüncesini birebir çürüten bir teoridir...

 

Aynı zamanda Kur'an-ın tek bir yerinde dahi, Tanrı'nın herşeyi Yoktan Var Ettiği gibi bir düşünce ya da ifade geçmez...

 

Buna tek bir örnek getirin yeter...

 

Yukarıdaki ayetin öncülleri ile ardıllarını alın ve öyle okuyun...

"Tanrı'nın Yoktan Var Etme"sinden değil,

"Tanrı'nın çocuk edinmeyişinden ve insanoğlunu yaratmış yani oldurmuş oluşundan" bahseder...

Burada bir Yoktan/Hiçlikten Var Etme anlamı yoktur.

İnsanoğlu'nu var olan başka madddelerden vücuda getirmek anlamı vardır, çünkü insandan bahsetmektedir ayet...

 

Ayetin aslında "Bedi'" kelimesi kullanılır ve bu insanı topraktan yaratmak anlamına gelir.

Yani bu ayette insanın yaratılışından bahsettiği için, kaçınılmaz olarak Bedi' kelimesinin "İnsanı Topraktan Yaratma"yı ifade eden anlamını kullanacağız.

Eğer ayetin öncül ve ardılları olan ayetlerde Evren'in yaratılmasından bahsedilseydi, o zaman derdik ki;

"Evet, Tanrı Evrenin yoktan var edildiğinden bahsediyor ve bu anlamını kullanmalıyız..."

 

Ama hayır, yukarıdaki ayetin öncüllerinde ve ardıllarında "İnsanı yaratmış olmasından" bahsediliyor ve bu yüzden ayette geçen anlam "Yoktan Var Etmek" değil, "İnsanın Topraktan Yaratılması"dır...

 

Ben size "Eli yüzü düzgün" dediğimde size "Yüzmek" fiilinden ya da "Yüz" sayısından bahsetmediğimi kavrayabilirsiniz diye düşünüyorum...

Çünkü ben öyle dediğimde "Evet, Yüz 99dan sonra gelir" ya da "Tamam hadi yüzelim" demezsiniz...

Çünkü öyle bir anlamda kullanmamışımdır o cümledeki "Yüz" kelimesini...

 

Şimdi açık ve net soruyorum:

"Kur'an-da Yaratılışla ilgili herhangi bir kelimenin Yoktan Var Etme anlamını nitelediği bir ayet ve ayet grubu gösterebilir misiniz?"

 

Ben gösteremeyeceğinizi iddia ediyorum.

Çünkü Kur'an-ın hiç bir yerinde Yoktan Var Etmek anlamında kullanılan bir ifade, öğüt, tümce, olay, olgu ya da kavram yoktur...

 

Hadi diyelim ki ben gözden kaçırdım...

Lütfen bana bunu ispatlayınız...

Bende eğer öyle olmadığını ispat edemezsem, özür dileyeyim ve bunu yapmaktan onur duyarım...

Sümer ve Mısırlıların Dini de bizim Alllah'ımız tarafından indirilmiş, sonrasında yozlaşmıştır. Bu bilgilerin Sümer ve Mısırlılardan gelmesi ve benzer olması normal ayrıca 1500 sene önce Mısır ve Sümerlilerin lahitleri Arkelojik kazılar ile bulunmamıştı ve bunları bildikleri bilinmiyordu.

Arkeolojik kazılar pek gerekmiyor...

Ergenekon Destanını biz Arkeolojik kazılardan bilmiyoruz mesela...

Ya da Dedem Korkut hikayeleri Arkeolojik Kazılarla derlenmedi, zamanla sözlü geleneğin birikimyle derlendi...

İlyada ve Odysia'da Arkeolojik Kazılarla bulunmadı, Heredot bunları sözlü gelenekten derleyip toparladı zamanında...

Sümer ve Mısır inançları da bir kısmı Sözlü Gelenekti, bir kısmı yazılı...

Ve Sözlü Gelenekler sandığından daha etkilidir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Big-Bang teorisi, Yoktan Var Ediş düşüncesini birebir çürüten bir teoridir...

 

Aynı zamanda Kur'an-ın tek bir yerinde dahi, Tanrı'nın herşeyi Yoktan Var Ettiği gibi bir düşünce ya da ifade geçmez...

 

Buna tek bir örnek getirin yeter...

 

Yukarıdaki ayetin öncülleri ile ardıllarını alın ve öyle okuyun...

"Tanrı'nın Yoktan Var Etme"sinden değil,

"Tanrı'nın çocuk edinmeyişinden ve insanoğlunu yaratmış yani oldurmuş oluşundan" bahseder...

Burada bir Yoktan/Hiçlikten Var Etme anlamı yoktur.

İnsanoğlu'nu var olan başka madddelerden vücuda getirmek anlamı vardır, çünkü insandan bahsetmektedir ayet...

 

Ayetin aslında "Bedi'" kelimesi kullanılır ve bu insanı topraktan yaratmak anlamına gelir.

Yani bu ayette insanın yaratılışından bahsettiği için, kaçınılmaz olarak Bedi' kelimesinin "İnsanı Topraktan Yaratma"yı ifade eden anlamını kullanacağız.

Eğer ayetin öncül ve ardılları olan ayetlerde Evren'in yaratılmasından bahsedilseydi, o zaman derdik ki;

"Evet, Tanrı Evrenin yoktan var edildiğinden bahsediyor ve bu anlamını kullanmalıyız..."

 

Ama hayır, yukarıdaki ayetin öncüllerinde ve ardıllarında "İnsanı yaratmış olmasından" bahsediliyor ve bu yüzden ayette geçen anlam "Yoktan Var Etmek" değil, "İnsanın Topraktan Yaratılması"dır...

 

Ben size "Eli yüzü düzgün" dediğimde size "Yüzmek" fiilinden ya da "Yüz" sayısından bahsetmediğimi kavrayabilirsiniz diye düşünüyorum...

Çünkü ben öyle dediğimde "Evet, Yüz 99dan sonra gelir" ya da "Tamam hadi yüzelim" demezsiniz...

Çünkü öyle bir anlamda kullanmamışımdır o cümledeki "Yüz" kelimesini...

 

Şimdi açık ve net soruyorum:

"Kur'an-da Yaratılışla ilgili herhangi bir kelimenin Yoktan Var Etme anlamını nitelediği bir ayet ve ayet grubu gösterebilir misiniz?"

 

Ben gösteremeyeceğinizi iddia ediyorum.

Çünkü Kur'an-ın hiç bir yerinde Yoktan Var Etmek anlamında kullanılan bir ifade, öğüt, tümce, olay, olgu ya da kavram yoktur...

 

Hadi diyelim ki ben gözden kaçırdım...

Lütfen bana bunu ispatlayınız...

Bende eğer öyle olmadığını ispat edemezsem, özür dileyeyim ve bunu yapmaktan onur duyarım...

 

Arkeolojik kazılar pek gerekmiyor...

Ergenekon Destanını biz Arkeolojik kazılardan bilmiyoruz mesela...

Ya da Dedem Korkut hikayeleri Arkeolojik Kazılarla derlenmedi, zamanla sözlü geleneğin birikimyle derlendi...

İlyada ve Odysia'da Arkeolojik Kazılarla bulunmadı, Heredot bunları sözlü gelenekten derleyip toparladı zamanında...

Sümer ve Mısır inançları da bir kısmı Sözlü Gelenekti, bir kısmı yazılı...

Ve Sözlü Gelenekler sandığından daha etkilidir...

 

 

Eger bir materyalist iseniz ve tutunduğunuz son dal da madde ve maddedin ezeli ve ebedi oluşu ise iletinizdeki gibi düşünmeniz gayet dogaldır, hiç alakası yokken garip bir şekilde ve zerre alaka taşımayan örneklerle güya muhatabınızın sözlerini değersizleştirme yolunu tutarsınız.

 

Bakara 117:

O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir

 

Enam 1:

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr

edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar.

 

Enam 101-102:

O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O’nun bir eşi olmadığı hâlde, nasıl bir çocuğu olabilir?

Hâlbuki her şeyi O yarattı. O, her şeyi hakkıyla bilendir

İşte sizin Rabbiniz Allah. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na

kulluk edin. O, her şeye vekildir.

 

Araf 54:

Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan ve Arş’a10 kurulan, geceyi,

kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi

olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin

Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.

 

Zumer 62

Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.

 

Mumin 62

İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Durum bu iken nasıl

oluyor da döndürülüyorsunuz?

 

Ahkaf 3

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için

yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

 

Haşr 24

O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her

şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir dosttan...

 

 

Seni kim yanılttı insan bak şu kainata kim yarattı

 

Hangi tesadüf gözünün önünde gerçekleşti de inanıyorsun.

 

Görmediğin tesadüfe inanıp.

 

Görmeye tahammülün olmayacak şeyi mi göreceksin.

 

Yazık olacak sana yazık.

 

Şu zamanda yanan dehşetli ateş içinde yanacaksın.

 

Gözleri köreden kalpleri kelepçeleyen bir büyüye tutuluyorsun.

 

Yanlışı olmayanda yanlış bulup yanlış yapıyorsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merak etme Apsuva, bu ayetlerinin hepsinin sandığın gibi olmadıklarını ispatlayacağım...

Biliyorum, Bakara 117'yi nasıl ispatladıysam ve sen nasıl kabul etmediysen, işine gelmediyse, yine işine gelmeyip kabul etmeyeceksin...

Ama dostum bak gel sen bana inan;

Kur'an-ın hiçbir yerinde "Yoktan Var Etme" anlamını niteleyen tek bir ayet ve kavram bile yoktur...

Kur'an-da yeri olmayan birşeye inanarak Kur'an-ın ayetlerini reddediyorsun, söyleyeyim...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşağıda yazdıklarımın hepsi, Kur'an-daki İslam Anlayışının mantığı içersinde ele alınmaktadır...

Aksini düşünen, aksini ispatlamak zorundadır...

 

İspatlayamayan elma armut kel mahmuttur...

 

Öncelikle Kur'an-ın bir sıfatı Tanrı'ya atfetmesinin en temel ve kullanılan örneği, öncelikle o sıfatı niteleyen örneklemin anlatılması ve sonra bunu niteleyen sifatın Tanrı'ya atfedilmesi şeklinde olur...

 

 

Mesela:

"La ilahe illallah"

 

Yani öncelikle "İlahların Olmadığı" söyleniyor

Ve bunun karşısında, sadece "Tanrı"nın var olduğu, Tanrı'nın "Tek" olduğu, Birliği sıfatı yakıştırılıyor...

 

 

 

 

Ya da başka bir örnek:

HÛD SURESI;

3- Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.

4- Yalnız Allah'adır dönüşünüz. Ve O, herşeye Kadîr'dir.

 

Tanrı'dan af dilenilmesi, tövbe edilmesi söyleniyor. O'nun nimetlendirdiği ve ödüller verdiğinden bahsediliyor, aksi takdirde cezalandırdığı söyleniyor. Sonra herşeyin sonunda Tanrı'ya döndürüleceği belirtildikten sonra, Tanrı'nın sıfatı tanımlanıyor: O, herşeye Kadirdir... Gücü yetendir...

 

 

 

 

Diğer bir örneğe geçelim:

RA'D SURESİ;

7 -Küfre sapmış olanlar şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.

 

8 -Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır.

 

9 -Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.

 

Önce küfre sapmış olanların tavırları anlatılıyor ve sonra Tanrı'nın herşeyi bildiğinden bahsediliyor. Gaybı ve Alemi bildiği söylendikten sonra sıfatı niteleniyor: O kebirdir, Sonsuz yüce olan O'dur...

 

 

 

 

Son bir örnek verelim:

FETİH SURESİ;

4 -O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir.

 

5 -İnanmış erkekleri ve inanmış kadınları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması içindir bu. Sürekli kalıcıdırlar orada. Ve onların çirkin davranışlarını örtüp gizlemesi içindir. İşte bu, Allah katında çok büyük bir kurtuluş ve eriştir.

 

6 -Ve Allah hakkında kötü sanılar besleyen erkek münafıklarla kadın münafıklara ve erkek putperestlerle kadın putperestlere, o kötülük girdabı başlarına dönesilere azap etsin diyedir bu. Allah onlara öfkelenmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennem hazırlamıştır. Kötü bir varış yeridir o.

 

7 -Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Azîz'dir Allah, Hakîm'dir.

 

 

Aynı şekilde; Tanrı'nın Aziz'liği ve Hakim'liği sıfatlarından önce, bu sıfatların niteleneceği kabuller ortaya konuluyor ve ancak ondan sonra sıfat niteleniyor...

 

 

Ve dikkat ederseniz;

Önce olgu anlatılıyor ve daha sonra o olguyla alakalı sıfat Tanrı'ya atfediliyor...

 

 

Mesela;

Önce insanların Tanrı'dan af dilemelerinden bahseden bir ayette, Tanrı'nın bağışlayıcı olduğu ya da azap verici olduğunu niteleyen sıfatları kullanılır...

Önce Tanrının herşeyi gördüğü ve bildiğinden bahseden bir ayette, Tanrı'nın hakim ve Muktedir olduğunu niteleyen sıfatları kullanılır...

 

 

Kur'an-ın mantığı ve Tanrı'yı sıfatlandırması bu şekildedir...

Umuyorum ki;

Kur'an-dan anlamadığımı iddia edebilen arkadaşlar bunu zaten biliyor olsunlar...

 

 

 

Şimdi gelelim arkadaşımızın "Yoktan Var Edilme"nin ispatı olarak düşündüğü Kur'an ayetlerinin,

Kur'an-ın ortaya koyduğu sistem çerçevesinde ele alınmasına...

 

Bakara Suresi 117'nin Fethullah Gülen'ce açıklanmış hali:

"(O) göklerin ve yerin eşsiz, emsalsiz mübdiidir." (Bakara, 2/117) "Bedea" Arapça da, daha önceden örneği, misli hiç olmaksızın var etme mânâsını taşır. Semavat ve arz da böyle enginlikleri ihata edilemeyen, güzelliklerine doyum olmayan bir eşsizlik arz ederler. Yani misli sebkat etmemiş, örneği görülmemiş hilkat acibelerindendirler. Bir taraftan, misal, örnek ve şablonun bulunmaması, diğer taraftan da madde-i asliyesi ve heyet-i haliyesi açısından daha cazibi olmayacak ölçüde baş döndürücülüğüyle harikuladedir. Ve milyarlarca ışıktan işaretleriyle Hz. Mübdi'i göstermektedir.

 

Burada bile "Yoktan Var Etmek"ten bahsedilmiyor...

"Daha önce örneği olmayacak şekilde yaratmaktan, ortaya koymaktan" bahsediliyor...

Michalengelo'da Davut Heykelini, daha önce benzer bir örneği yokken ortaya koydu...

Ünlü Yelken Oteli'ni yapanlar da, o otelin daha önce bir benzeri yokken, onu bir benzeri olmayacak şekilde ortaya koydular...

 

 

"Bedea" kelimesi, yazıda da olduğu gibi daha önce örneği olmaksızın ortaya koymaktan bahseder...

Şimdi birisi çıkar ve der ki;

"Ama Tanrı varlığı, daha önce örneği yokken yoktan var etti, bu anlam onu niteliyor?"

 

Kur'an ayetlerini cımbızlamaya karşı olan Müslüman arkadaşların, yapılmasını gerektiğine inandıkları gibi, ayetleri öncülleri ve ardılları ile birlikte ve kelimenin anlamı ile tutarlı bir şekilde ele alalım bakalım "Yoktan Var Etme" anlamı çıkıyor mu?

 

 

 

BAKARA SURESİ;

116 -"Allah çocuk edindi." dediler. Hâşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir.

 

117 -Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî' O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol!" der. Artık o, oluverir.

 

118 -Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya! ..." Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır.

 

 

 

Aynı kelime EN'AM SURESİ'nde de geçer, birlikte ele alacağız..:

100 -Allah'a bir de cinleri/gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O'nun! Onların nitelemelerinin ötesindedir O!

 

101 -Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun, kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de O'dur!

 

 

Bu iki sure arasında bir benzerlik dikkatinizi çekti mi?

ikisinde de öncelikle İnsanların Yaratılmasından (insan Yoktan var edilmedi, topraktan ve sudan yaratıldı) ve buna istinaden de göklerin ve yerin yaratıldığından (gökler ve yer yoktan var edilmedi, evren oluştuktan ya da yaratıldıktan çok sonra, var olan maddeden yaratıldı, olduruldu.) bahsediliyor.

Yani ayetlerle bir bütün olarak düşünüldüğünde, "Eşsiz ve Örneksiz Olarak Oldurma" anlamı çıkıyor, fakat "Yoktan Var Etmek" gibi bir anlamın çıkması imkansız...

 

 

 

 

EN'AM 1'e gelirsek (En'am 101'i yukarıda açıkladım zaten):

EN'AM SURESİ;

1 -Hamt Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.

 

2 -Sizi bir balçıktan yaratmış olan O'dur. Sonra hüküm verip bir süre belirlemiştir. Belirlenmiş başka bir süre de onun katındadır. Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıp duruyorsunuz.

 

3 -O, göklerde de Allah'tır, yerde de. O, sizin iç dünyanızı da bilir, açığa vurduklarınızı da. Neler kazanmakta olduğunuzu da bilir O!

 

4 -Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelir gelmez, ondan hemen yüz çeviriyorlardı.

 

 

Gördüğünüz gibi çok açık ve net...

"Yoktan Var Etmek"ten değilde, İnsanın Yaratılmasından bahsediyor.

Bildiğiniz gibi İslam'a göre İnsan "Yoktan" Yaratılmadı...

İnsan, balçıktan "Yokken" Yaratıldı...

 

Yoktan yaratılmak ile

Yok iken yaratılmak arasında çok fark var...

 

Dolayısı ile EN'AM 1'de de "Yoktan Var Etmek" gibi bir anlam çıkarılamaz...

Çünkü Yoktan Yaratılan birşeyden değil, Var Olan Balçık'tan oluşturulan İnsan söz konusu ayette.

Ve ben doğru şekilde ele alıyorum, çünkü cımbızlamadan, ayetleri bütünlük içersinde ele alıyorum...

Aksini iddia eden buyursun...

 

 

 

 

A'RAF SURESİ'ne gelelim:

54 -Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Âlemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.

 

Bu ayeti öncülleri ve ardılları ile ele almaya gerek yok...

Çok açık ki "Birden bire Yoktan Var Etmek"ten değil, çoktan oluşmuş evren içersinde Dünyanın 6 günde yaratılmasından yani var olan evrende Dünyanın oluşturulmasından bahsetmekte...

Sanırım dünyanın Big-Bang'ten yaklaşık 9 Milyar yıl sonra oluştuğunu biliyorsunuz?

 

 

 

 

ZUMER SURESİ'ne geldiğimizde ise ayetin öncülleri ve ardıllarını almak önem taşıyor, çünkü onlarla birlikte bütünsel bir anlam ifade ediyor:

57 -Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurum."

58 -Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"

59 -Hayır, olamaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.

60 -Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok!

61 -Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler.

62 -Allah Haalik'tir, her şeyin yaratıcısıdır. Her şey üzerine Vekil olan da O'dur.

63 -Göklerin ve yerin kilitleri/anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

64 -De ki: "Bana, Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller?"

65 -Yemin olsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.

 

Zumer Suresinden Cennet ve Cehennem ve Dünya hayatı tasvir ediliyor ve buna bağlı olarak "Tanrı herşeyin yaratıcısıdır" deniliyor...

Bu sizce "Yoktan Var Etme" anlamını mı çıkarıyor, yoksa "Oldurma/Oluşturma" anlamı mı?

Çünkü bildiğiniz gibi "Dünya" Yoktan var edilmedi, var olan uzayda, oluştu...

Cennet ve Cehennemde Kıyamet ile birlikte yine var olan gerçeklikte oluşturulacak...

Bakın uzun uzadıya anlamsız yorumlar yapmıyorum...

"Apaçık" olarak gönderilmiş Kur'an-daki ayetleri bütün olarak alıp, gösterdikleri apaçık anlamları ile yani nasıl ele alınması gerekiyorsa öyle ele alıyorum...

 

 

 

 

Gelelim MUMİN SURESİ'ne...

60 Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.

61 -Allah, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi yarattı. Gündüzü de aydınlık kıldı. Şu bir gerçek ki, Allah, insanlara her halde lütufkâr davranıyor fakat insanların çokları şükretmezler.

62 -İşte o Allah'tır sizin Rabbiniz! Her şeyin yaratıcısıdır O. Tanrı yok O'ndan başka. Durum bu iken, nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?

63 -Allah'ın ayetlerine kafa tutanlar, işte böyle döndürülürler.

64 -Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir!

 

Çok belli ki "Yoktan Var Etmek" diye birşey anlatılmıyor...

Zaten var olan evrende henüz "Yok iken" Gece ve Gündüzün oluşturulmasından, Zaten var olan evrende Yeryüzünün oluşturulmasından, Gökyüzünün oluşturulmasından bahsediliyor...

Bunlar "Yoktan" var edilmemişlerdir...

"Yok iken" var edilmişlerdir...

 

Mesela ben düz çizdiğim resmi "Yoktan Var" etmedim...

"Yok iken" var ettim...

 

Siz çocuğunuzu dünyaya getirdiğinizde "Yoktan Var" etmediniz...

"Yok iken" var ettiniz...

 

Tanrı yeri ve göğü yoktan var etmedi...

Zaten var olan evren, "Yok iken" var etti bunları...

 

Sanırım aradaki nüans farkını anlayabilecek kadar Türkçe biliyoruz?

Değil mi?

 

 

 

 

AHKAF SURESİ'ne geçelim...

2 -Hikmeti sınırsız, kudreti sonsuz Allah'tan, Kitap'ın indirilişidir bu...

3 -Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak olarak ve belirlenmiş bir süre için yarattık biz. Küfre batanlarsa uyarılmış oldukları şeyden yüz çevirmektedirler.

4 -De ki: "Allah dışında yakarmakta olduklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, yerden neyi yarattılar onlar? Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru sözlü kişiler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin bana!"

5 -Kıyamet gününe kadar kendisine cevap vermeyecek birilerine, Allah'ın berisinden yalvarıp durandan daha sapık kim vardır? Ve o yalvardıkları, onların yakarışından habersizdirler.

6 -İnsanlar, haşredilmek üzere toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de inkâr ederler.

7 -Herşeyi ayan-beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: "Açık bir büyüdür bu!"

 

 

Tekrar göğün ve yerin ve özellikle ikisiyle birlikte gök ile yerin arasındakilerin yaratılmasından bahsediyor...

Şimdi siz bunu taaa Big-Bang'e kadara götürüp "Yoktan Var Etme" anlamı çıkaracak kadar zeki olabilirsiniz ama ne yazık ki bu kasmaca mantık karşısında şunu da ispatlamanız gerekiyor:

Madem ki bu ayet Big-Bang'i kastediyor, niçin Gök ile Yer arasındaki insanında yaratılmasını konu edinmiş ve özellikle onun üzerinde durmuş?

Yoksa insan da mı Big-Bang ile yaratıldı?

 

Çok açık ki bu ayet "Yoktan Var Etme"yi değil,

Big-Bang "Yoktan Var Etme"yi ispatlıyor olsa bile (ki öyle birşey yok), Big-Bang'ten yaklaşık 9 milyar yıl sonra oluşmuş olan Gök ile Yeri ve Arasındakilerin Oldurulmasını/Oluşturulmasını kastediyor...

 

 

 

Kur'an-ın ayetlerini cımbızlamadan almak ne kadar güzel değil mi?

Tüm düşünceleri apaçık gözünüzün önüne seriliveriyor...

Ama komik olanlar kimler biliyor musunuz?

Kur'an ayetlerinin tek tek cımbızlayarak ele alınıp eleştirilmesine kızıp,

Kendi işine yarıyor diye Kur'an ayetlerini cımbızlayarak ele alanların düştükleri durum...

 

 

 

 

Veee son olarak HAŞR SURESİ'ne gelelim:

21 -Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.

22 -Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.

23 -Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır.

24 -Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Azîz'dir O, Hakîm'dir.

 

 

Burada da "Yoktan Var Etmek" anlamı çıkmıyor ne yazık ki...

Çünkü özellikle üzerinde durulan şey "Tanrı'nın tesbih edilmesi" ve "Tesbih Edenler"...

 

 

 

Yine de bu ayeti daha önce açıklamıştım ve hemde İslami Sitelerin kaynakçalarından yararlanarak ve onların yorumlarına dayanarak...

Şu linke tıklayıp, 18inci iletimi okuyunuz...

 

 

 

 

Şimdi tekrar soruyorum:

Var mı bana Kur'an-daki ayetleri, sahip olmadıkları anlamalara sokmadan ve diğer ayetler arasından cımbızlayarak almadan "Yoktan Var Etmek" diye birşeyin Kur'an-da geçtiğini ispatlayabilecek birisi?

 

 

 

Yukarıdaki ayetleri, ayetlerde geçen kelimelerin ve sıfatların kelime anlamlarını da alarak, iyice ayrıntılayarak açıklamak isterdim fakat o kadar vaktim yok şu gece yarısında...

Ama merak eden ayetlerin arapçalarını bulur, kelimelerin arapça karşılıklarını ve anlamlarını bulur, ayetin öncülleri ve ardılları olan ayetlerle bir bütün olarak ele alır ve yine gerçeğin söylediğimden farklı olmadığını ortaya koyar...

 

 

 

Şunu merak ediyorum:

Kur'an-da olmadığı halde, niçin "Yoktan Var Edilmek" gibi akla ve bilime sığmayan, hiç bir tutarlılığı olmayan bir şeyi savunuyorsunuz?

 

 

Aaa pardon, siz hiç Kur'an okumamıştınız değil mi?

Size ne öğretildiyse onu savunuyordunuz sahi...

Pardon, pardon...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pes artık ya.

 

Sümer ler çoktanrılı dine inanan topluluktu.

 

Mısırlılar da öyle.

 

Pes ya...

 

Yukardaki yazınıza bir tane kanıt gösterebilecek misiniz.

 

Saygılar.

 

Evet çok Tanrılıdır ve tarih önceki eski medeniyet dinlerini incelersen hepsinin aynı oluşumu savunduğunu farkedebilirsin. Aşağıda sıralanan dinlerin

hepsi özünde aynı şeyleri savunur ve biz bulduğumuz lahitlerdeki resimlere bakarak deriz ki aa evet çok tanrılı imiş. Ancak mitoloji olana kadar

o çok tanrı diye bahsedilenler, öncesinde Melek olarak kabul edilebilir. Bu kadar uzak uygarlıkların birbiri ile iletişimde olması hele öyle bir zamanda

imkansız ötesi imkansız ama nasıl oluyorda hepsinin mantığı bir oluyor?

 

» Eski Mısır Dini

» Hitit’lerin ( Eti ) Dini

» Urartular Dini

» Eski Yunan Dini

» Etrüks Medeniyeti ve Dini

» Phryg ( Firig ) Dini

» Girit (Minos) Dini

» Sümerlerin Dini

» Fenikeliler Dini

» Eski Roma Dini

» Mu (Nacaallar) Dini

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet çok Tanrılıdır ve tarih önceki eski medeniyet dinlerini incelersen hepsinin aynı oluşumu savunduğunu farkedebilirsin. Aşağıda sıralanan dinlerin

hepsi özünde aynı şeyleri savunur ve biz bulduğumuz lahitlerdeki resimlere bakarak deriz ki aa evet çok tanrılı imiş. Ancak mitoloji olana kadar

o çok tanrı diye bahsedilenler, öncesinde Melek olarak kabul edilebilir. Bu kadar uzak uygarlıkların birbiri ile iletişimde olması hele öyle bir zamanda

imkansız ötesi imkansız ama nasıl oluyorda hepsinin mantığı bir oluyor?

 

bizim tek Tanrı olduğuna inandığımız Allahımız, nasıl çok Tanrılı dini kendisi göndermiş olabilir ki ?

bu kendi otoritesine muhalefet olmaz mı ??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşeyi yaratmak yoktan var etmek değil demek size göre, ve size göre zaten herşey demek de herşey demek değil :)

 

Böyle bi fikri olan biriyle münakaşa düz ve uzayıp giden bir yolda yürümek gibidir, yürürsün yürürsün çok mesafe aldın sanırsın da sonra hiçbirşey değişmemiş bulursun.

 

Öncelikle sizi degil fikrinizi eleştirirken ben, sizin birden bire bana dönüp

 

Şunu merak ediyorum:

Kur'an-da olmadığı halde, niçin "Yoktan Var Edilmek" gibi akla ve bilime sığmayan, hiç bir tutarlılığı olmayan bir şeyi savunuyorsunuz?

 

 

Aaa pardon, siz hiç Kur'an okumamıştınız değil mi?

Size ne öğretildiyse onu savunuyordunuz sahi...

Pardon, pardon...

[/b][/size][/font]

 

 

diyorsunuz, merak ediyorum da bu sizin ahlak anlayışınızmı?

 

Siz beni tanıyormusunuz yoksa? Bence mumkun degil ben etrafımda böyle kişilikler(!) barındırmam.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşeyi yaratmak yoktan var etmek değil demek size göre, ve size göre zaten herşey demek de herşey demek değil :)

 

Böyle bi fikri olan biriyle münakaşa düz ve uzayıp giden bir yolda yürümek gibidir, yürürsün yürürsün çok mesafe aldın sanırsın da sonra hiçbirşey değişmemiş bulursun.

 

Öncelikle sizi degil fikrinizi eleştirirken ben, sizin birden bire bana dönüp

...

diyorsunuz, merak ediyorum da bu sizin ahlak anlayışınızmı?

 

Siz beni tanıyormusunuz yoksa? Bence mumkun degil ben etrafımda böyle kişilikler(!) barındırmam.

 

Apsuva, bunları yazmak yerine yapacağın şey çok kolay:

Yukarıda açıklamalarını yaptığım ayetler, madem bana göre "Yoktan Var Oluşu Tanımlamıyor" ve madem ki sana göre "Yoktan Var Oluşu Tanımlıyor"...

Ben niçin "Yoktan Var Oluşu Tanımlayamayacaklarını" teker teker açıkladım.

Şimdi sana düşen ise, bu ayetlerin sana göre niçin "Yoktan Var Oluşu Düşündürdükleri"ni ispatlamandır...

 

Ben senden sadece bunu bekliyorum, başka bir şey değil...

 

Mesela;

"Gökleri ve Yeri Yarattı" ifadesi, dünyaya ait "Gökler" (7katlı gökyüzü = Gökler) ve "Yer" kavramını içeriyorken

Nasıl oluyorda buradan Big-Bang'in yoktan var edildiği anlamını çıkarabiliyorsunuz...

 

Ya da İnsanın yaratılışı niteleyen bir sıfatı, nasıl oluyorda "Yoktan Var Oluş" olarak anlamlandırabiliyorsunuz...

 

Tamam, yukarıdaki "Siz Kur'an okumadınız" şeklindeki ifadem sert kaçmış olabilir...

Ama bu ifadem yanlış ise eğer, bunu çürütmek sizin elinizde değil mi?

 

Madem ki Kur'an-ı okudunuz;

Benim ele alış şeklimin yanlışlığını ve çıkardığım anlamların ayetlerle birlikte tutarsızlığını çok rahat ortaya koyabilmeniz gerekir.

 

Şu an için vermeniz gereken cevap budur diye düşünüyorum...

 

Bu benim değil sizin için çok önemli...

Çünkü Kutsal olduğuna iman ettiğiniz Kur'an-da OLMAYAN bir düşünceye, Kur'an-da var diye inanıyorsunuz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Apsuva, bunları yazmak yerine yapacağın şey çok kolay:

Yukarıda açıklamalarını yaptığım ayetler, madem bana göre "Yoktan Var Oluşu Tanımlamıyor" ve madem ki sana göre "Yoktan Var Oluşu Tanımlıyor"...

Ben niçin "Yoktan Var Oluşu Tanımlayamayacaklarını" teker teker açıkladım.

Şimdi sana düşen ise, bu ayetlerin sana göre niçin "Yoktan Var Oluşu Düşündürdükleri"ni ispatlamandır...

 

Ben senden sadece bunu bekliyorum, başka bir şey değil...

 

Mesela;

"Gökleri ve Yeri Yarattı" ifadesi, dünyaya ait "Gökler" (7katlı gökyüzü = Gökler) ve "Yer" kavramını içeriyorken

Nasıl oluyorda buradan Big-Bang'in yoktan var edildiği anlamını çıkarabiliyorsunuz...

 

Ya da İnsanın yaratılışı niteleyen bir sıfatı, nasıl oluyorda "Yoktan Var Oluş" olarak anlamlandırabiliyorsunuz...

 

Tamam, yukarıdaki "Siz Kur'an okumadınız" şeklindeki ifadem sert kaçmış olabilir...

Ama bu ifadem yanlış ise eğer, bunu çürütmek sizin elinizde değil mi?

 

Madem ki Kur'an-ı okudunuz;

Benim ele alış şeklimin yanlışlığını ve çıkardığım anlamların ayetlerle birlikte tutarsızlığını çok rahat ortaya koyabilmeniz gerekir.

 

Şu an için vermeniz gereken cevap budur diye düşünüyorum...

 

Bu benim değil sizin için çok önemli...

Çünkü Kutsal olduğuna iman ettiğiniz Kur'an-da OLMAYAN bir düşünceye, Kur'an-da var diye inanıyorsunuz...

 

***********

 

Çırpındıkça çırpınıyosunuz ben anlamıyorum, herşey kelimesi sizce herşey değilmidir? sizce herşey kelimesi tam anlamıyla herşey olabilmesi için ne yapmamız gerek?

 

57 -Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurum."

58 -Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"

59 -Hayır, olamaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.

60 -Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok!

61 -Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler.

62 -Allah Halik'tir, her şeyin yaratıcısıdır. Her şey üzerine Vekil olan da O'dur.

63 -Göklerin ve yerin kilitleri/anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

64 -De ki: "Bana, Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller?"

65 -Yemin olsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aspubva bana kalirsa sen cirpiniyorsun.

 

Baska bir basliktaki kinini buraya tasimissin.

 

Bikac yazar ismi vererek kendini bir yere koymaya calisiyorsun.

 

Ne savundugun belli degil.

 

Once siz yazilarinizi kendiniz okuyunuz.

 

Sn Tengeriin Bosig in elestirilerini de tekrardan okuyunuz.

 

Yerinizi bulunuz.

 

Soru : Kürtçümüsün.

Dinci misin

Kürtçü dinci misin

Kürtçü Dinci Fetullahçımısın.

Madagaskar Milliyetçisimisin.

Nesin.

Karar ver.

Sadece herşeye muhaletfetmisin. Nesin.

 

Ben yazılanları tarafsiz olarak okudum.

 

Sn Tengeriin Bosig Hakli.

 

Buda benim fikrim.

 

Saygilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çırpındıkça çırpınıyosunuz ben anlamıyorum, herşey kelimesi sizce herşey değilmidir? sizce herşey kelimesi tam anlamıyla herşey olabilmesi için ne yapmamız gerek?

 

57 -Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurum."

58 -Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"

59 -Hayır, olamaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.

60 -Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok!

61 -Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne de kederlenirler.

62 -Allah Halik'tir, her şeyin yaratıcısıdır. Her şey üzerine Vekil olan da O'dur.

63 -Göklerin ve yerin kilitleri/anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

64 -De ki: "Bana, Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller?"

65 -Yemin olsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.

 

Anlamadığınız o kadar belli ki, çırpınanın kim olduğu belli oluyor...

 

"Herşeyi" yarattığını söylüyor ama "Yoktan Var Etmek" gibi birşeyin imasını bile yapmıyor nedense?

Ve nedenser "Yoktan Var Edilmiş" tek bir örnek bile vermiyor Kur'an-da...

 

Mesela İnsanı örnek veriyor...

İnsan Yoktan var edilmedi, Yok iken topraktan var edildi..

 

Mesela gökleri/7 kat gökyüzünü ve yeri örnek veriyor...

Gökyüzü ve yer yoktan var edilmedi, Big-Bangten milyarlarca yıl sonra, zaten var olan evrende, dünyanın güneşten kopan parça ile oluşması ile oldular...

 

Cenneti ve Cehennemi örnek veriyor...

Bunlar da yoktan var edilmeyecek, evrenin kendisinden var edilecekler...

 

Herşeyi derken hiç bir zaman "Yoktan Var Etmek" kast edilmemiştir...

Buna dair tek bir örnek gösterin ya hu...

 

Bana örnek gösteremeyip, birde "çırpındıkça çırpınıyorsun" demeyin,

Zira bu çok eğreti ve komik duruyor...

 

Deniliyor ki;

"Tanrı herşeyi Big-Bang'te Yoktan Var Etti..."

İyi de, hani bunu ispatlayan Kur'an ayeti nerede?

Kur'an-ın neresinde bunu niteleyen bir anlatım ve sıfat var?

Hepsini yukarıda açıkladım...

Siz işinize geldiği gibi başka ve alakasız anlamlara sokabilirsiniz ama ortada olan şudur ki;

İnandığınızı iddia ettiğiniz Kur'an-ın mantığını zerre kadar anlamış değilsiniz...

 

Ayette "Gökler ve Yeri" nitemelesi var...

Gök yüzü ve Yer yoktan mı var edildi yoksa Güneşten kopan parçalarda dünyanın oluşması ile mi?

Fantastik Edebiyatını bırakın artık, biraz gerçekçi düşünün...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nick name Aspubva değil apsuva

 

Aspubva bana kalirsa sen cirpiniyorsun.

 

Baska bir basliktaki kinini buraya tasimissin.

 

Bikac yazar ismi vererek kendini bir yere koymaya calisiyorsun.

 

Ne savundugun belli degil.

 

Once siz yazilarinizi kendiniz okuyunuz.

 

Sn Tengeriin Bosig in elestirilerini de tekrardan okuyunuz.

 

Yerinizi bulunuz.

 

Soru : Kürtçümüsün.

Dinci misin

Kürtçü dinci misin

Kürtçü Dinci Fetullahçımısın.

Madagaskar Milliyetçisimisin.

Nesin.

Karar ver.

Sadece herşeye muhaletfetmisin. Nesin.

 

Ben yazılanları tarafsiz olarak okudum.

 

Sn Tengeriin Bosig Hakli.

 

Buda benim fikrim.

 

Saygilar.

 

---düzelttim---

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.