Misafir karabekir Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 KPSS 2008 SORU: Anayasa Mahkemesi ve kararlarıyla ilgili olarak 1982 anayasasına göre hangisi yanlıştır. A- Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından denetleme yetkisine sahiptir. B- Anayasa Mahkemesi kararları, gerekçeleri yazılmadan açıklanamaz. C- Anayasa Mahkemesi kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak şekilde hüküm tesis edemez D- Anayasa Mahkemesinin yürütmeyi durdurma yetkisi yoktur. E- HEPSİ CEVAP: Ben bilmiyorum, bilen biri söylerse memnun olacağım. Aldığım hukuk eğitimi neticesinde öğrendiğim ne varsa Anayasa Mahkemesi yanlış çıkarmakta mahir davranıyor. 2 yıl evvel türban yasağı ancak Anayasa değişikliğiyle çözülebilir zira Anayasa Mahkemesinin yapılacak Anayasa değişikliğini ancak şekil bakımından denetleme yetkisi vardır demiştim. Halt etmişim. Hoş. Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri bir içeriğe girmedik demiş. Anlamadım ama galiba gerekçe enteresan olacak bu durumda. İçeriğe girmedilerse şekil denetimi yapmışlardır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne olmuştu; 367 kararı çıkmıştı. SONUÇ; Toplumu devleti bu kadar ilgilendiren bir değişikliğin normal anayasa değişikliğiyle yapılması mümkün değildir. Bu sebeple; böyle bir değişikliğin yapılabilmesi için mutlak çoğunluk şarttır ve 550 milletvekilinin olumlu oyu gerekir. Yapılan incelemede değiştirilen anayasa hükümlerinin bu sayının altında kaldığı tespit edilmiştir ve bu sebeple bu maddeler "ŞEKİL BAKIMINDAN" anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesine karar verilmiştir. Ancak böyle şekil denetimi yaptık denebilir. Yukardaki soruda yanlış olan bir şık yoksa eğer Anayasa Mahkemesinin yaptıklarının anlamı nedir. Helede hiçbir kurumun kaynağını Anayasadan almayan bir yetki kullanmayacağına dair bir şey varsa; Ve de ancak ve ancak bir kurum kendisine verilen yetkileri kullanabilirse; bu arada Yürütmenin durdurulmasıyla ilgili 93 yılında verilen Anayasa Mahkemesi kararında; 1982 Anayasasında Anayasa Mahkemesine verilmiş bir Yürütmenin Durdurulma yetkisinin verilmemiş olması, bu yetkinin yasaklanmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince karara bağlanmış ve Anayasa Mahkemesi bu yetkisinin olmadığı belirtilmediği için kendisine bu yetkiyi verebilmiştir. Ne mi diyorum; Anayasa Mahkemesi Yürütmenin yerine geçebiliyor, Yasamanın yerine geçebiliyor, Yargı zaten kendinde. Kuvvetler ayrılığı mı dikostokrasi mi? Bence şu anda ülkeyi Anayasa Mahkemesi yönetiyor... Ve bir arkadaşa da seslenmiş olayım buradan. O, AKP hakkında açılan kapatma davasının sadece taviz için olduğu tezine itimat ediyordu. Ben de hayır AKP kapatılmıştır ve geriye sadece gerekçe kalmıştır diyordum. Bu anayasa değişikliği iptal edildiğine göre AKP; yeni parti hazırlığına ve Yüksek Seçim Kurulu'da genel seçimlere hazırlansa iyi olur. Sanırım önümüzdeki yıl yerel seçimlerle Milletvekili seçimlerini beraber yapacağız. 22 Temmuz seçimleri başıma bela olmuştu sanırım 2009 seçimleri daha da bela olacak... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 KPSS 2008 SORU: Anayasa Mahkemesi ve kararlarıyla ilgili olarak 1982 anayasasına göre hangisi yanlıştır. . . . 22 Temmuz seçimleri başıma bela olmuştu sanırım 2009 seçimleri daha da bela olacak... Sayın Karabekir geçenlerde Kanal 7'deki programda ismini tam hatırlayamayacağım bir öğretim görevlisi şekil bakımından şu şekilde izah etmişti:Bu yasanın şekil olarak zaten teklif edilmesi bile yanlış.Yasanın diğer şekli özelliklerini incelemeye gerek kalmadan Anayasa'nın değiştirilemez ilk dört maddesinden ikincisini laikliği hedef alan bir yasa olduğu için başta yok hükmünde bir yasa demişti,dolaylı yazıyorum...daha buna benzer birçok şey söyledi de başka bir şey söylemesine de gerek kalmadı zaten... MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Sayın Fuzuli; Bu değişikliklerin Laikliği hedef alıp almadığı tartışılabilir. Değiştirilen metinlerde doğrudan birşey yok ama bu önemli değil. Bir işlemin yok hükmünde olması ile butlan olması arasında farklar vardır. Yokluk noktasında bir mahkeme Yürütmenin Durdurulması kararı filan vermez. Dahası yokluk o kadar büyük bir yaptırımdır ki; onu uzun uzadıya gerekçe yazmaya filan da gerek yoktur. Dahası yokluk o kadar sakat bir durumdur ki; görülmemesi, bilinmemesi mümkün değildir... Bir yasanın Laikliği hedef alması için veya birşeyin birşeyi hedef alması için doğrudan ona yönlendirilmesi gerekir... Üfff ne diyorum ben... Şahsınıza değil ama... Hani konunun başında sorduğum soru KPSS sorusu olarak sorulsa Cevap şıkkı da E-HEPSİ/HİÇBİRİ olsa acaba ben hangisini işaretlemeliyim. Bu soruyu birileri cevaplayabilir mi acaba. Erdoğan Teziç'e mi sorsak, Ergun Özbudun'a mı, Mustafa Erdoğan'a mı, Mümtaz Sosyal'a, Sabih Kanadoğluna mı Hülya Avşar'a mı... Bunun cevabı nedir? Ve öğrendiğim/bildiğimi sandığım daha neleri yok edecek Anayasa Mahkemesi bir bilen var mıdır? **** AKP; senin yüzünden ne hallere düştüm. Sizin yüzünüzden öğrendiğim herşey yanlış çıkıyor... Siz olmasaydınız da o değişikliği CHP yapsaydı hiçbir şey olmazdı. Siz olmasaydınızda Cumhurbaşkanı onlardan olsaydı 367 gibi bir ******** da olmazdı...Hep sizin yüzünüzden... Size kızan hukukun hakkından geliyor... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Sayın Fuzuli; Bu değişikliklerin Laikliği hedef alıp almadığı tartışılabilir. Değiştirilen metinlerde doğrudan birşey yok ama bu önemli değil. Bir işlemin yok hükmünde olması ile butlan olması arasında farklar vardır. . . . Size kızan hukukun hakkından geliyor... Sayın Karabekir düşüncenize katılıyorum yukarda verdiğim açıklama tasvip ettiğim bir açıklama değildi.Olayın vehametini görmek açısından bir örnekti.Sayın öğretim görevlimiz öyle dedi bu da onun hukuki bireysel gerekçesi...Bu nasıl bir iştir ki her akıl kendi düşüncesine temel olabilecek bir açıklamayı maddeleri yorumlayarak yapıyor?Her seferinde soruyorum Anayasa maddeleri Anayasa'nın kendisi bu kadar kişsel yoruma açık olabilir mi?Hukuk bilimi öznelliği bu kadar mı ön planda tutuyor evrenseliği vurgularken? MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Bence iptal kararı son derece yerinde. Çünkü anayasaya eklenen metin şuydu: “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.” Fakat zaten mevcut madde şöyle: "MADDE 42.– Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir." Şimdi bu maddeye bir de üstteki eklemeyi yapmaya gerek var mı? İster şekil, ister usül yönünden, ne açıdan ele alırsan al, iptali gereken gereksiz bir ekleme. Anayasa mahkemesi doğru bir iptal kararı vermiştir. "Elmanın kırmızısı makbuldür" demişken, bir de madde ekleyip "Kırmızı elma tercihe şayandır" demenin bir mantığı var mı? Ayrıca eklenen maddede çarpıklık var: "yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez." Yani ortaöğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilebilir öyle mi? Bu maddeyi yazanların hukuk bilgisinden vaz geçtik, mantıkları çalışır durumda mıymış acaba? İyi ki anayasa mahkemesi var, yoksa anayasayı neye çevirecekler belirsiz... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Ayrıca eklenen maddede çarpıklık var: "yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez." Yani ortaöğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilebilir öyle mi? Bu maddeyi yazanların hukuk bilgisinden vaz geçtik, mantıkları çalışır durumda mıymış acaba? İyi ki anayasa mahkemesi var, yoksa anayasayı neye çevirecekler belirsiz... Anayasa Mahkemesi sizin de tasvip etmediğiniz yoruma açık,müphem Anayasa'nın neyini koruyor Sayın Demirefe? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2008 sizin de tasvip etmediğiniz yoruma açık,müphem Anayasa Ben böyle bir şey söylemedim. Anayasanın neresi müphem? Müphem bulduğunuz bir maddeyi söyleyin, açıklayalım. Dünyada yoruma açık olmayan ise tek bir cümle yoktur. Siz bana herhangi konuda herhangi bir cümle kurun, ben onu size elli türlü yorumlayayım... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Bence iptal kararı son derece yerinde. Çünkü anayasaya eklenen metin şuydu: “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.” Fakat zaten mevcut madde şöyle: "MADDE 42.– Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir." Şimdi bu maddeye bir de üstteki eklemeyi yapmaya gerek var mı? İster şekil, ister usül yönünden, ne açıdan ele alırsan al, iptali gereken gereksiz bir ekleme. Anayasa mahkemesi doğru bir iptal kararı vermiştir. "Elmanın kırmızısı makbuldür" demişken, bir de madde ekleyip "Kırmızı elma tercihe şayandır" demenin bir mantığı var mı? Ayrıca eklenen maddede çarpıklık var: "yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez." Yani ortaöğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilebilir öyle mi? Bu maddeyi yazanların hukuk bilgisinden vaz geçtik, mantıkları çalışır durumda mıymış acaba? İyi ki anayasa mahkemesi var, yoksa anayasayı neye çevirecekler belirsiz... Tekrarın olması onu hukuka aykırı hale getirmez pekiştirir. Evet, yükseköğrenim hakkından mahrum edilemez derken kanundan değil de başka sebeplerle ilköğretim veya ortaöğrenim hakkı engellenebilir denilmiştir. Bunun nedeni de türbanın ilköğrenim ve ortaöğrenime girmemesi içindir. Gerekli miydi Yükseköğrenimle ilgili madde. Sorulması gereken kısım gerekli olup olmadığı zaten varken niye bir daha tekrarlandığı değil. Örnek: Kaçmakta olan şüpheliyi durdurmak için polisin havaya ateş açması yetkisi vardır. Ellerini kaldırmış ve teslim olmuş kişiye ise ateş etme yetkisi yoktur. Kanun bir yetki öngördöğünde ne suretle olursa olsun onu aşamazsınız. Hele de bu yargı organları olduğunda durum daha da vahimdir. İptal kararının yerindeliğini filan tartışmıyorum. İptal kararı mantık itibariyle doğru da olabilir. Yani AKP, gerçekten laikliği götürmeyi hedefliyordur ve yaptığı Anayasa Değişikliği de bu yöndedir. AKP böyle yapıyor diye siz, daha kötüsünü yapamazsınız. Machivelli bile gülerdi halimize... Anayasa Mahkemesi, kendine olan güveni tamamen tüketmiştir. Tek bir yer artık Anayasa Mahkemesine güvenmektedir. Kimin noterliğini yapıyorsa onlar... Konunun girişindeki sorunun cevabı nedir bilen var mı? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 İptal kararı mantık itibariyle doğru da olabilir. Yani AKP, gerçekten laikliği götürmeyi hedefliyordur ve yaptığı Anayasa Değişikliği de bu yöndedir. ................ Anayasa Mahkemesi, kendine olan güveni tamamen tüketmiştir. !!!,??? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 ilköğretim veya ortaöğrenim hakkı engellenebilir denilmiştir. Bunun nedeni de türbanın ilköğrenim ve ortaöğrenime girmemesi içindir. İptalin gerekçesi de tam olarak bu. Bu anayasa değişikliği, sorun çözme amacıyla değil, yangına benzin dökme amaçlı yapılmıştır. Çünkü strateji, türbanı üniversitede bir kez meşrulaştırdıktan sonra asıl tartışma ve gerilim başlatmak. Bir adım ileri atıldı ya, hemen başlayacaklar ortaöğretimde, kamuda ve her yerde türban kampanyalarına... Oyun budur. Daha sonra da, bir kez dini gerekliliğe dayalı bir düzenleme yapıldı mı, hemen diğer dini gerekliliklere dayalı düzenlemeler sıraya sokulacak. Bu stratejiyi bozmak tüm anayasal kurumların başta gelen görevidir. Çünkü bu bir ülkeyi tartışmalar ve gerilimlerle oyalama, yerinde saydırma, mümkünse geriye götürme stratejisidir. AKP bu oyuna bilerek veya bilmeyerek alet olmuştur. Bu yüzden kapatılması da gerekmektedir... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 !!!,??? Enteresan!? Açıklamıştım zaten yukarda...Siz isterseniz baştan bir daha okuyun...Kafanızdaki bulanıklık dağılacağı gibi aslında ortada bir Soru'nun da olmadığını göreceksiniz...Veya sizi yormayım ve ben birazcık değineyim.... Anayasa Mahkemesi, anayasallık denetimi yaparken bizzat kendisi anayasaya aykırı hareket etmiştir de ondan...Kaç defa hem de biliyor musunuz...Bilmiyorsunuz,,,bende bilmiyorum...Ama konunun girişindeki sorumuz bize birşeyleri hatırlatabilir ve ne demiştim: E- şıkkımız hepsi/hiçbiri olarak değiştirilsin demiştim... İptalin gerekçesi de tam olarak bu. Bu anayasa değişikliği, sorun çözme amacıyla değil, yangına benzin dökme amaçlı yapılmıştır. Çünkü strateji, türbanı üniversitede bir kez meşrulaştırdıktan sonra asıl tartışma ve gerilim başlatmak. Bir adım ileri atıldı ya, hemen başlayacaklar ortaöğretimde, kamuda ve her yerde türban kampanyalarına... Oyun budur. Daha sonra da, bir kez dini gerekliliğe dayalı bir düzenleme yapıldı mı, hemen diğer dini gerekliliklere dayalı düzenlemeler sıraya sokulacak. Bu stratejiyi bozmak tüm anayasal kurumların başta gelen görevidir. Çünkü bu bir ülkeyi tartışmalar ve gerilimlerle oyalama, yerinde saydırma, mümkünse geriye götürme stratejisidir. AKP bu oyuna bilerek veya bilmeyerek alet olmuştur. Bu yüzden kapatılması da gerekmektedir... Diyelim ki; Vatandaş Ahmet, Genel Kurmay Başkanını ben atayacağım dedi. Olur mu? Vatandaş Ahmet Cumhurbaşkanı olduğunda belki ama şimdi değil. Yani, Vatandaş Ahmet'in etkisi yetkisine göredir. Hukuk nizamında nasıl olur bu... Yargıtay bir Kanunu iptal edebilir mi? Veya iki ayrı yargı düzeni arasında çıkan görev uyuşmazlığını Yüksek Seçim Kurulu mu çözer. Bunlara HAYIR cevabını nasıl veririz. Kanuna bakarak. Hiçbir Kurum, Anayasadan ve kanundan doğmayan bir yetkiyi kullanamaz. Pekiyi kanun bir sınır koymuşsa, konulan sınırın aşılması suretiyle tesis edilen işlem ne hükmündedir... Bana kalırsa Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar yok hükmündedir ve kimsenin uymaması gerekir. Aha, enteresan bir tespit yaptım. Vay canına...Bir mahkemenin vermiş olduğu karar nasıl yok hükmünde olur. Hukuk abesle iştigal etmezdi bu zamana kadar. Ancak, bugün etti ve inanılmayacak şeyler oldu o zaman abesle iştigal eden hukukun bazı kararları yok hükmünde olabilir. Yani yetkiyle sakat bir işlem... Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri okunabilinir. Anayasa Mahkemesinin görevi sadece ilk 3 maddeyi korumak değildir. Anayasa bir külldür. Değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümler bulunması sadece sayım meselesidir. Bu üç madde değil 20 maddede olabilirdi veya Asli Kurucu İktidar tamamen değiştirmeyi yasaklayabilirdi... Bir Anayasa değişikliği ne amaçla yapılırsa yapılsın. Anayasamızdaki hüküm açıktır ve Anayasa Mahkemesi bu amacı araştıramaz. Bu amacı ancak ve ancak kanunlarda araştırabilir...Yani, bir kanun değiştirildiğinde o kanunun amacını araştırma yetkisi vardar ancak Anayasa değişikliklerinde bu yetkisi yoktur... Başından beridir bunu söylüyorum. Siz, elinizde olmayan, size verilmeyen, özellikle verilmeyen, daha önceki tıkanıklıkları engellemeyi amaçlayan bir kısıtlamayı yok sayamazsınız. Ben, başından beridir bunu söylüyorum. Sevmediğiniz, hoş görmediğiniz, kötü gördüğünüz bir iktidara karşı, kanunu, hukuku tanımam, kendi hukukumu, kendi kanunumu yaparım derseniz öncelikle hukukun hakkından gelmeniz gerekir. Siyasetçiye güven sarsılabilir yok olabilir ama hukuka ve yargıca olan güven sarsıldığında bu durum kişilerin hak arama isteklerine inanılmaz bir darbe olur. Hukuka olan güven ortadan kalktığında orman kanunlarına döneriz... Hukuka olan güveni tesis edecek ilk yer hakimlerdir. Hakimler ise hukuka olan güveni kararlarıyla sağlarlar. Hakimler yasaları eğip, büküp, kanırtıp, hakkından geldiklerinde yukarda saydıklarım olur... AKP'nin kötü olması, sizin daha kötü olmanızı gerektirmez. AKP'nin yanlış yapması Hakimin de yanlış yapacağı anlamına gelmez. AKP'nin durdurulmak istenmesi Anayasanın yok sayılabileceği anlamına gelmez... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ haveran Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 I. Devletin şekli MADDE 1. ? Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. II. Cumhuriyetin nitelikleri MADDE 2. ? Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti MADDE 3. ? Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı ?İstiklal Marşı?dır. Başkenti Ankara?dır. IV. Değiştirilemeyecek hükümler MADDE 4. ? Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Yapılan anayasa değişikliği neye terstir. Cumhuriyetin niteliklerine 4. madde ne der? 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez Bu mantıkla bakıldığında anayasa değişikliği ne hükmündedir ? Ya ben işin içinden çıkamadım vatanımızın HBB si olan Hülya Avşar'a mı sorsam ne Ama pardon ya çoğunluk iradesi kardeşim , halk istiyorsa yapılacak tabi. Adamlar boşuna mı beş senedir dişlerini sıkıp duruyorlar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 KPSS 2008 SORU: Anayasa Mahkemesi ve kararlarıyla ilgili olarak 1982 anayasasına göre hangisi yanlıştır. A- Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından denetleme yetkisine sahiptir. B- Anayasa Mahkemesi kararları, gerekçeleri yazılmadan açıklanamaz. C- Anayasa Mahkemesi kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak şekilde hüküm tesis edemez D- Anayasa Mahkemesinin yürütmeyi durdurma yetkisi yoktur. E- HEPSİ/HİÇBİRİ Ben, soruyu küçük yazınca sanırım tam görülmüyor. Bir bilen şu yukardaki sorunun cevabını bana da bildirebilir mi acaba... Malum, çok değil, bir-iki hafta sonra KPSS yapılacak ve iyice baktım geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesinin görevleriyle ilgili hayli soru çıkmış. Anayasa Değişiklikleriyle ilgili de... Bu soru çıkarsa ben ne cevap verirsem doğru olur acaba? Yapılan anayasa değişikliği neye terstir. Cumhuriyetin niteliklerine 4. madde ne der?2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez Bir arkadaşımız yapılan değişikliğin bir fazlalık olduğunu söylemişti, bir başka arkadaşımız da 4. madde dolayımında 2. maddeye aykırı olduğunu söylüyor. Yapılan değişiklik Anayasanın 2. maddesine aykırı değil. İsteyen açıp o maddeleri okur. Şu söylenebilir: Sarahatte görünenle niyetler örtüşmüyor. Niyetlerin ne olduğunu tespit etmek kolay değildir. Pekiyi bunlar mesele mi? Aslında mesele bunlar değildir. Anayasaya 170'den fazla madde konulmuştur bunların hiçbiri bir diğerine üstün değildir. Kanunlar içerisinde eşitlik vardır. Ama bazı maddelerin değiştirilemeyeceğine dair bir madde var denebilir. Bu konu tartışmalı olmakla beraber o maddeler devletin asli unsurunu belli etmektedir. Pekiyi bu asli unsur nasıl korunur. Türk Ceza Kanunu bu hususları belirtmiştir. Bu konudaki yetkinin nerede olduğu da bellidir. Açılmış Kapatma Davası da bunu sağlamaya yöneliktir (onların deyimiyle). Ancak, Anayasamız, Anayasal değişikliğin nasıl bir denetime tabii olacağını da belirtmiştir. Açık bir hüküm varken yorum yoluyla bu hükmü geçemezsiniz. Kaldı ki, şekil bakımından denetimin kapsamı dahi anayasada belirtilmiş bulunmaktadır. Tek ihtimal Anayasa Mahkemesi, o hükmü de iptal ederek gerçekleştirebilir. Açık bir hüküm varken ihtimalden/korku psikozundan hareketle karar veremezsiniz. Açık hüküm varken o hükmü geçemezsiniz. Vatandaş Ahmet Genelkurmay Başkanını kötü bulabilir ve onun uygun olmadığını düşünebilir, o halde ben bunu atamayacağım diyebilir mi? Diyemez... Yani ki, buna yetkisi yoktur...Anayasa Mahkemesi, AKP'yi tu-kaka gördüğü için yaptığı hangi düzenleme olursa olsun/kendi ideolojilerine uymayan iptal edecektir. Anayasa'da hangi hüküm olursa olsun. AKP, isterse bir küll halinde özgürlükleri alabildiğine arttırsın bu yine böyle olacaktır... Samimiyetime güvenip güvenmemeniz beni enterese etmiyor. Sonuca bakıp karar vermeyeceksek neye bakıp karar vereceğiz. Üzerinize alınmayın soruyu, kendime soruyorum. Bugün, AKP İktidarı kendi yandaşlarını birçok yere atadı. Yargı organlarında da AKP'li bir sürü insan oldu. Çok değil 10 yıl sonra Yüksek Yargı organları onların görüşlerine mensuplara ait olacak. Ve görünen bir diğer şey ise, sanırım Anayasa Mahkemesi yakında halkında yerine geçip, iktidarı CHP'ye verecek. Anayasa Mahkemesi Üyeleri değiştiğinde CHP'ye karşı durmuyacaklarını ne bileceğiz Üyelerin... 367 meselesi/Cumhurbaşkanının yargılamaya dahil edilmesi/Şekil bakımından denetimin es geçilmesi...Merakla beklediğim bir şey daha kaldı. Cumhurbaşkanı (Abdullah GÜL), Anayasa Mahkemesine bir üye atadığında Cumhurbaşkanının bu konudaki yetkisini de iptal edecek mi acaba Anayasa Mahkemesi...Şimdi merakla bunu bekliyorum...Yazın bir kenara... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ haveran Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Arkadaşım kelime oyunlarına çok meraklısın niyet bellidir.Belli bir genel kuaral vardır ve bu genel kurala aykırı olarak yapılan değişiklikleri görmeyipte anayasa mahkemesinin verdiği karar için hukuk dışıdır demek abestir. Niyet mi ? Sadece iki örnek vereyim başbakanın ağzından -5 senedir dişimizi sıkıyoruz -Velev ki türban siyasi simge Bana göre niyet oldukça açıktır. "Bir gün hukuk herkese lazım olur AKP yi sevmeyebilirsiniz "diyen birinin bunu önce kendisi kabul etmelidir.Sen genel kuralı görme ve bu kurala aykırı olarak yapılan değişiklik iptal edildiğinde de de ki: -Hukuk ihlal edilmiştir. Önce değiştirilemez ve değişikliği teklif edilemez kuralı geçerlidir arkadaşım.Sonrası için dediğin doğru değişiklikler şekil yönünden incelenir. ****** Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Ben böyle bir şey söylemedim. Anayasanın neresi müphem? Müphem bulduğunuz bir maddeyi söyleyin, açıklayalım. Dünyada yoruma açık olmayan ise tek bir cümle yoktur. Siz bana herhangi konuda herhangi bir cümle kurun, ben onu size elli türlü yorumlayayım... Tamam şimdi anladım Demirefe.Eğer Akp bu gibi değişiklikler yaparsa anlaşılmaz hale gelir diyorsunuz sanırım? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 ************* Sizin gözünüzle iyi bir hukukçu olarak görülmek herhalde en son isteyeceğim şeydir... Kaldı ki; iyi hukukçuluğun göstergesi/şartı hukukçuluğun demogoji yapma sanatı olmadığını öğrenmek değildir. Sanırım dünyadaki tek kişisiniz iyi hukukçunun tarifini yapan... Önce ilk dört madde sonra şekil bakımından denetim girer diyorsunuz ha...Hangi maddede yazıyor bu...Şekille ilgili madde; bu madde ilk dört madde için geçerli değildir mi diyor? Yapılan Anayasa Değişikliğinin ilk dört maddeye aykırı olduğunu nereden vs. vs... Kendinize iyi bakın...Orta yol bulma ihtimalimiz yok gibi görülüyor... ******* Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ haveran Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Sizin gözünüzle iyi bir hukukçu olarak görülmek herhalde en son isteyeceğim şeydir... Benim gözümde değil kendi açınızdan bunu istemelisin. Emin olun çok faydasını göreceksiniz. Kaldı ki; iyi hukukçuluğun göstergesi/şartı hukukçuluğun demogoji yapma sanatı olmadığını öğrenmek değildir. Sanırım dünyadaki tek kişisiniz iyi hukukçunun tarifini yapan... [Bunu öğrendiğiniz an gerçek hukukçu olma yolunda ilerlersiniz. Yoksa aldığınız eğitimi sadece kelimelerle oynayarak geliştirebileceğinizi düşünüyorsanız hata edersiniz. Önce ilk dört madde sonra şekil bakımından denetim girer diyorsunuz ha...Hangi maddede yazıyor bu...Şekille ilgili madde; bu madde ilk dört madde için geçerli değildir mi diyor? Bunu yazdıktan sonra bu ihtimal iyice azalıyor gerçi ama çıkmadık candan umut kesilmez.O maddeler açıkça diyor ki; bu maddelerin değiştirilmesi mümkün değildir teklif bile edilemez.Getirilen değişiklik cumhuriyetin niteliklerinden biri olan laiklik ilkesine terstir. Ama şeriat yönetimi düşleri kuranlar için değil .O yüzden ne desek boş. E pes artık . Sonra da diyorsunuz ki nerden belli e kardeşim siz nerde yaşıyorsunuz Patagonya da mı? Bu kadar söz anlayacak olana da anlamayacak olana da yetermiş...Yalnız ben hala sorunun cevabını öğrenemedim...İnşallah böyle bir soru çıkmaz diyeyim bari... Bakın burda sizinle aynı fikirdeyim. İsterseniz HBB Hülya Avşar'ı bir deneyin. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Şimdi hukuk eğitimi verilirken siz daha iyi bilirsiniz tabi ama kural olarak öğretilenlerin istisnaları da belirtilir ve çoğunlukla vardır bu istisnalar; yoksa hukuk canlılığını kaybedebilir ya da sırf ayrımlar net yapılacak diye her şey akıl almaz kalıplara sokulabilir... Öncelikle ben zaten gerekçesiz kararı özellikle savunanını görmedim; AYM bu konuda gerçekten çokça hatalıdır bence de... Bir kere çok acil bir durum dahi olsa gerekçesiz karar bildirmek her şeyden önce kamuoyunda "neye dayanarak?" sorusuna verilen cevabın güvenilirliğini zedeleyecektir; doğurduğu karardan sonra doğan gerekçe bana mantıklı gelmiyor... Şimdi burada "teklif dahi edilemez" vurgusu önemli; ama her şeyden önce bu ifade ilgili temel niteliklerin korunması içindir; burada "Cumhuriyetin temel niteliklerinin içlerini boşaltacak değişiklikler de" vurgusu yapanlar olsa da bu fazla kaygan bir zemin anlamına gelmektedir bence; o zaman her türlü Anayasa değişikliği için iptal davası açanlar bu şekilde iddialarını öne sürerek şekil bakımından denetim sınırını aşabilirler, çünkü değiştirilemez maddelere aykırılığı yine değişikliğin esasından bulmak mümkündür... Anayasa Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma olayı daha çok yargı kavramının içeriği ile ilgili görülmekte benim bildiğim ve belirli durumlarda başvurulması yargı işlevinin gereği olabilir... Kararların yasama alanı karşısındaki durumu ise çok daha uzun bir meseledir... Kim ne derse desin, hocalar okuyup "ne biçim öğrenci bu" desin isterse; ama Anayasa Mahkemesi üyelerinin gelişi ve mahkemenin görev ve yetki alanı hakkında ayrıntılı düzenlemeler Anayasa'da demokratik meşruiyet anlayışı içerisinde yeniden ve ayrıntılıca düzenlenmelidir; hatta öyle ileri gideceğim ki bu fikirde hangi istisnai hallerde geriye yürüme ve yürütmenin durdurulmasının söz konusu olabileceği gibi hususlar da özel olarak düzenlenmeli hiç değilse "benzer" hallere uygulanacak bir açıklık getirilmelidir... Daha önce de dediğim gibi: Zamanı gelir de bu sefer yargıyı yüceltip duranların istemediği adamlar yine onların istemediği adamları atarsa işte o zaman bu yücelten insanlar oynadıkları oyunun tehlikesini daha iyi anlarlar tıpkı yasamada da tarihsel süreç içerisinde gözlendiği gibi... Demokrasi ve hukuk devletinin özünde yönetimin şeffaflığı ve keyfiyetten arınmışlığı vardır... Saygılar... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Başörtüsünün- bazıları buna karşı değil türban diyeyim-değiştirilemez olan 2. madde ...laiklikle hukuği direkt bir bağlantısı var mıdır?Hukuki direkt bir bağlantısı yoksa başörtüsü laikliğe karşı suç potansiyeli taşıdığı için mi yasa buna dayanılarak iptal edilmiş olabilir?Suç potansiyeli taşıyor mantığıyla hukuki bir karar verilebilir mi,hukukçu arkadaşlar cevaplayabilir mi acaba? MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2008 Şimdi ben bakıyorum bu başlıktaki iddia nedir diye, ilk olarak Anayasa Mahkemesinin iptale yetkili olmadığı iddiasını görüyorum. Anayasa Mahkemesi anayasa değişikliklerini sadece usule uygunluk açısından denetleyebilir. Evet, tamam, eklenen madde usule uygun değil!? Usul deyince sadece yeter sayı, teklifin sunuluş şekli filan mı anlaşılacak? İsterse meclis oy birliği ile geçici bir madde ekleyerek "bir kereye mahsus, mevcut hükümet onbeş yıl sürdürülecek, bu süre içinde seçim yapılmayacaktır" diye anayasa maddesi yapsın. Oy birliği diye, usule uygun şekilde teklif edildi diye geçerli mi olacak? Anayasa mahkemesi esasa karışmaz, iptal edemez mi denecek? Sen tut zaten "Ham yeşil turunçgiller" deniyorken bir de "Yeşil ham limon" de. Hem sadece kelimelere yer değiştirt, hem kapsamı daralt. Bunun neresi usule uygun? Bu eklenen değişiklik ne usule uygun, ne akla, ne mantığa, ne anayasanın ruhuna, hiç bir şeye uygun değil. Anayasanın bir yanında türetilmiş bir ur. Tabii ki kesilip atılacak. İkinci bir iddia potansiyel suçlara ceza verilemeyeceği. Yani buna dayanarak laiklik ilerde zedelenecek endişesiyle mahkemenin karar veremeyeceği. Bence mahkemenin böyle bir gerekçe açıklamasına ihtiyaç yoktur zaten. Gerekçeli kararı göreceğiz. Açıklarsa görüş olarak açıklarlar sanıyorum, asıl gerekçe olarak değil. Bence karar buna dayanılarak verilmemiştir. Ben olsam yukardaki gerekçeyi yazardım. Eğer ardından yasa da çıkarıp yasal türban tarifi yapmaya kalksalar, çene altı bilmem ne tarifi yapan kanun çıkarsalardı, asıl cıngar o zaman kopacaktı. Son anda birileri tüyo verdi, ayıkıp durdular, biz ne yapıyoruz diye kendilerine geldiler. Ayıkan da MHP ha! Bunlar değil! Bunlar hala "ben yaparım olur" kafasında gidiyorlardı garipler! Ey akıl, ey fikir!.. Mabud - Mahmut ilişkisi diyeyim de anlayan anlasın... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Usul deyince sadece yeter sayı, teklifin sunuluş şekli filan mı anlaşılacak? Usul değil, şekil. Farkı var mı? Var, Anayasa'da şekil yazıyor... Şekilden Ne anlaşılacağı da ilgili maddede belirtiliyor, açıp okuyun... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Usul değil, şekil. Farkı var mı? Var, Anayasa'da şekil yazıyor... Şekilden Ne anlaşılacağı da ilgili maddede belirtiliyor, açıp okuyun... sayin karabekir' TBMM tarafından, Anayasada belirtilen durumlarda milletvekili dokunulmazlıgının kaldırılmasına veya üyeligin düsmesine karar verilmesi halinde, bu kararların iptali icin Anayasa Mahkemesine basvurulması mümkünmüdür? degilmidir? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Başörtüsünün- bazıları buna karşı değil türban diyeyim-değiştirilemez olan 2. madde ...laiklikle hukuği direkt bir bağlantısı var mıdır?Hukuki direkt bir bağlantısı yoksa başörtüsü laikliğe karşı suç potansiyeli taşıdığı için mi yasa buna dayanılarak iptal edilmiş olabilir?Suç potansiyeli taşıyor mantığıyla hukuki bir karar verilebilir mi,hukukçu arkadaşlar cevaplayabilir mi acaba? MUHABBETLE... cumhurbaskanin karisi neden avrupa adaletine basvurmustu? ne yoldan hak aramaya kalkmisti? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 CUMHURİYET SAVCISI Çiviyi çakmak için kafaya üst üste vurmak gerekir. O nedenle Adalet Bakanı Bozkurt'un söylemini bir kez daha yazıyorum... Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından 'Hukuk Reformu yapmakla' görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için 'Cumhuriyet Savcısı' unvanının isim babasıdır.Ata'nın huzurunda 'Hukuk Reformu' için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt'un tepesinde şimşekler çaktırılır: 'Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir? Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz (ayrıcalık)?' Atatürk, Bozkurt'a, 'Ne diyorsun?' diye sorar. Bozkurt'un cevabi çok net olur: 'Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o Cumhuriyet Savcısı'dır.' Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. 'Devam et Bozkurt' der.Cumhuriyet Savcısı'nın bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yorumu hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2008 Eser Karakaş hoca bir televizyon programında anayasa hukukçusu arkadaşlarına danıştığını ve anayasanın değiştirilemez hükümleri orada durdukça (yani laiklik ilkesi) anayasa mahkemesinin türbana üniversitelerde serbesti getirecek her kanunu bozacağını üzülerek ifade etmişti. Hukuka karşı hile yapılmaya çalışılmıştır. Türbanın üniversite serbestisi laikliği tehlikeye sokmaktadır. Diyanet işleri laikliği tehlikeye sokmaz, din dersi laikliği tehlikeye sokmaz ama türban sokar. Maddi çıkarlar belirleyici yine hem o yüzde hem bu yüzde. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.