Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Eşi başörtülü diye otele alınmadı


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Eşi başörtülü diye otele alınmadı

 

 

İstanbul'un stresinden uzaklaşmak, eşi ve 2 yaşındaki çocuğuyla Bodrum'da 3 gün tatil yapmak isteyen işadamı Ahmet A., kendini ayrımcılığın ortasında buldu.

 

 

 

Her şey, 23 Mayıs'ta 4 yıldızlı Mavi Kumsal Oteli'ne rezervasyon yaptırmasıyla başladı. Önceki akşam otelin kapısından içeriye giren işadamı, odasının anahtarını isteyince büyük bir şok yaşadı. İddialara göre rezervasyon görevlisi, otel müdürüyle görüştükten sonra Ahmet A.'ya dönüp, "Sizi içeriye alamayız." dedi. Rezervasyon yaptırdığını, parayı da peşin ödediğini hatırlatan işadamı, maruz kaldığı olayın sebebini sorduğunda neye uğradığını şaşırdı. "Eşiniz başörtülü. Otelimizin kuralları gereği almıyoruz." cevabı üzerine çıkan tartışma karakolda bitti. Geceyi burada geçiren işadamı dava açmaya hazırlanırken, İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Murat Süslü, otele tepki gösterdi: "Türkiye'de herkes eşittir. Bunu en iyi turizmciler bilmeli. Ceza gelebilir."

 

'www.gezisitesi.com' adresinden 23 Mayıs'ta Bodrum Mavi Kumsal Oteli'ne üç kişilik rezervasyon yaptıran Ahmet A., 274 YTL'lik ücreti de peşin ödedi. 1 Haziran'da 21.00 sularında 2 yaşındaki çocuklarıyla otele giden çifte, lobide bir süre bekletildikten sonra problem olduğu söylendi. Otel yetkilileriyle telefon görüşmesi yapan resepsiyon görevlisi, Ahmet A.'ya, "Eşinizin türbanlı olmasından dolayı sizi otele alamayacağız." dedi. Çifte standartla karşı karşıya kaldıklarını belirten çift, otelin böyle bir kuralı varsa görmek istediklerini söyledi. Otel yetkilisi ise, "Gerekçe göstermek ve sizi otele almak zorunda değiliz." diye karşılık verdi. Bunun üzerine rezervasyon yaptırırken ödedikleri paranın iadesini isteyen A. çiftine yine olumsuz cevap verildi.

 

"Birçok ülkeye gittim, hiçbir yerde böyle bir çağdışı muameleyle karşılaşmadım." diyen Ahmet A., yaşananların Türkiye'ye yakışmadığını ifade etti. Gece saat 03.00'e kadar Bodrum Emniyet Müdürlüğü'nde kaldıklarını, tatillerinin zehir olduğunu belirten Ahmet A., otel yönetimini dava edeceklerini açıkladı. Ahmet A. acente yetkilileriyle görüştüğünü, otelin tutumunun Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yönetmeliklerine de aykırı olduğunu ifade etti. Otel yönetiminin, takındıkları tutumla ilgili hiçbir yönetmelik gösteremediğine dikkat çeken Ahmet A., eşi Merve A.'nın başörtüsünü bahane ederek otele kabul edilmediklerini anlattı.

 

Mavi Kumsal Oteli görevlisi Eylem Uluçay ise uygulamayı ilginç bir benzetme yaparak savundu: "Nasıl ki kapalılar için ayrılmış bir otelde açıklar ağırlanamıyorsa, bizim otelimizde de böyle bir şey var." Yaptıklarının insan ayırmayla ilgisinin olmadığını iddia eden Uluçay, otellerinin kurallarıyla ilgili bilgilerin turların hepsinde mevcut olduğunu, kendilerine telefon eden müşterilere de başörtülüleri almadıklarını söylediklerini belirtti. Acentelere de başörtülülerin otele alınmadığı yazısının gönderildiğini kaydeden Uluçay, Ahmet A. ve ailesinin düştüğü durumdan www.gezisitesi.com sitesinin sorumlu olduğunu ileri sürdü. Ahmet A.'nın polise tutanak tutturmakla doğru olanı yaptığını ifade eden www.gezisitesi.com sitesi operasyon yönetmeni Serkan Olca ise konunun kendilerine olay bittikten sonra intikal ettiğini anlattı. Otel yönetiminin ileri sürdüğü başörtülülerin giremeyeceği kuralıyla ilk defa karşılaştığını kaydeden Olca, olaydan otelin sorumlu tutulacağını aktardı.

 

Otele para cezası gelebilir

 

Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Murat Süslü, eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle müşterilerini mağdur eden Mavi Kumsal Oteli'ne tepki gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti'nde insanların eşit olduğunu en iyi turizmcilerin bilmesinin gerektiğini söyleyen Süslü, otelin başörtüsü konusunda herhangi bir yasaklama getirmesinin mümkün olamayacağını belirtti. İl Kültür ve Turizm Müdürü Süslü, bakanlığın para cezası uygulayabileceğini ifade ederek, "Otel çocuk almayabilir fakat insanı giyim tarzından dolayı almama gibi bir lüksü yok." dedi. Süslü, mağdurların kendilerine başvurmasını istedi.

 

Zaman

Gönderi tarihi:

Cagdisi muamaleden bahsediliyor,halbuki asil cagdisilik dincilerin yazlik tesislerinde yasanmaktadir,basörtülü diye otele alinmamak tabiiki yanlistir ama en büyük yanlislar uluorta yapilirken böyle bir yanlisligin skandala dönüstürülmesi bana biraz abes gelmektedir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Cagdisi muamaleden bahsediliyor,halbuki asil cagdisilik dincilerin yazlik tesislerinde yasanmaktadir,basörtülü diye otele alinmamak tabiiki yanlistir ama en büyük yanlislar uluorta yapilirken böyle bir yanlisligin skandala dönüstürülmesi bana biraz abes gelmektedir.

 

 

saygilarla

Bu yanlış olduğu gibi,

Tunus ve türkiyedede, zorla açmaktadırlar, buda yanlış.

Tunusun durumu Türkiyeden daha beter.

Orada, Baş örtüsü tamamen yasak,

Gözlemleye bildiğim kadarıyla, Türkiyede adım adım bunu gerçekleştirmektedir,

Yani zorla başı açma hususunda, Tunusu örnek almaktadır.

Bugün otelde, başlayan, baş örtülüyü, otele almama, olayının,

yarın ilerde, tüm alanlara yansımayacağını kim garanti ede bilir.

Hiç bir şey demeden susalımmı.?

Yoksa dış işleri bakanının, dediği yanlış,

Türkiye inançları uygulamada özgür bir ülkemi diyelim.?

saygılar.

Evren.

Gönderi tarihi:

Bir bayanin kafasi kapali oldugu icin otele alinmamasi tabiki kabul edilecek bir olay degil ve bu davranis laikligede karsidir. Ama "Zaman" gibi gazeteler eger tarafsiz ve esit sekilde yayincilik yapmak istiyorlarsa lütfen ülkemizde her dönem bazi insanlarimizin ramazan ayinda baski altinda oruc tutmaya zorlandigini ve hatta insanlarin balta ve satir gibi kesici aletlerlede öldürüldügünü yazmali ve kinamali. Gene "Zaman" ve benzeri gazeteler güya ülkemizde dini konuda sadece bas örtüsü takmak isteyenlere baski ve yanlis davranislar yapiliyormus gibi göstermeye calisiyorlar ama Alevi vatandaslarimizin cocuklari yillardan beri mecburi dinderslerine katilmak zorunda kalirken ve gene onlarin vergileriyle de cem evleri yerine camii ve diyanete paralar verilirken neden esitlik adina bir yorumda bulunmuyorlar ??? Zaman gibi gazetelerin tarafli davranislari cok düsündürücü oldugu gibi bir o kadarda tehlikeli unutmayalim lütfen.

Gönderi tarihi:

özel sektorden bahsediyoruz dimi?

yani özel sektordeki bir otel... yani bu otelin sahibi kendi kurallarını koyabilir.. bu kurallar baska hicbir oteli yada kurumu yada ulkeyi baglamaz... eger otelin uygulaması hosunuza gitmiyorsa.. eger otelin hizmetinden memnun değilseniz ne yaprsınız? bir daha o otele gitmezsiniz... ve tanıdıgnız herkese o oteli anlatıp gitmemelerini tembih edersiniz öyle değil mi?

boylece otel musteri kaybeder... peki bu olayı abartıp özel bir oteldeki kuralları gosterip turkiyede din ozgurlugu yoktur demenin mantıgı nerde?

 

hadi canım gidin istanbul fatih semtinde sokakta bası acık kadın gezince taciz ediyorlar işte baskı budur.. siz ulkenizdeki, vatandası oldugunuz ulkede, ahlak ve edep kurallarına aykırı olmadan sırf basınız acık diye özgurce yuruyemiyorsanız işte baskı budur.. cunku o sokak özel sektorun yada birlerinin emrinde calısan bir işletme deildir...!!!

 

haberi veren gazeteye bakaın, sonra bu haberi buraya tasıyan arkadasa bakın... fark gorebiliyormusunuz?

 

özel sektorde kendi kurallarını kendisi belirleyen bir işletmenin uygulamasına bakıp ulkeye mal ediyorsunuz sonra bunu gidip avrupa devletlerine sikayet ediyorsszunuz.. ayıp yahu... insaf yahu.. begenmiyorsan gitmezsin o otele... o otel amme hizmeti yapmıyor ki.. o otelin halkın ihtiyaclarını karsılamak gibi bir durumu yok tamamen ticari bir işletmedir...

 

byle bir ornegi alıp buyutup mansetlere veryorsunuz... yarında halka acık bir yuzme havuzunda kara carsaflarıyla havuza girmek isteyen bir kadın cıkıncada, elbiseleriyle, hacuza girmenin kurallarına uymadan havuza girmek isteyen bir kadın cıkınca, mayo giymiş kadınların yanında havuza girmek istemiyorum bu kadınların hepsini dısarı atın diyen bir kadın cıkıncada sanırım bu arkadas ve bu gazete o kadını mansete tasıyacaktır ne kadar haklı oldugunu....

 

bu kadarına da pes yahu... neymiş adamın karısı basortulu diye otele alınmamıs... demekki bu ulkede hicbir kadın basortusu takamıyor hemde hicbir yerde.... nerde yasıyorsunuz siz?

gidip istanbul buyuk sehir belediye baskanlıgına bir tane bası acık kadın yok.... gidin istanbul fatih semtine sokaklarda yuruyemiyor artık bası acık kadınlar.. ama bu normal dimi... cunku kadın sacından tahrik olup kendini kaybeden insanların sayısı öyle arttıki neme lazım tacavuz vakkaları artar o yuzden butun kadınları kara carsafa sokalım hatta eve tıkalım....

 

komiksiniz... komikten öte acınacak haldesiniz.... neymiş turkiye tunusa benziyormus... tunusta kadınlar basını örtemiyormus... kac tane kadın gordunuz sokakta bası ortulu diye tacize ugramıs? kac tane kadın gordunuz halka acık plajlarda kara carsaflarıyla denize girdi diye tacize ve baskıya ugramıs... ama bunlar önemli deil.. önemli olan kendini bilmez, ticari kaygısı olmayan bir otel sahibinin kendi otelinde yaptıgı uygulama önemli... adamın oteli değilmi kardesim istedgini alır istedgini almaz.. işine gelmiyorsa gitmezsin bu kadar basit...

 

boylesine bir olayı bu kadar buyuttugunuze gore siz istanbul lalelide yada taksim tarlabasındaki otellere hic gitmemiş orda kimlerine kaldıgına hic dikkat etmemişsiniz... mademki kıstas budur, mademki bu oteller butun turkiye zihniyetini temsil ediyor bir zahmet kafanızı gömdugunuz kum cukurundan cıkarında lalelideki herhangi bir otele gidin ve gorun turkiye nasılmıs.... neden bu adam lalelideki yada tarlabasındaki herhangi bir otelde karısıyla birlikte kalmayı denememiş... kimbilir o zaman ne buyuk yaygaralar kopartılırdı....

 

neyse nasıl olsa bu soyledigimide pek anlayacagınzı sanmıyorum sizin... cunku size farklı acılardan bakmak yasaklandı.. sakın seyhlerinizin sozunden cıkmayın.. devam edin bu yolda...

 

Durmak Yok Yola devam..!!!!!

Gönderi tarihi:

Bodrum'da otele alınmamış he?

Geçenlerde de türbanlı bir aile İspanya'daki bir çıplaklar kampına rezervasyon yapmış ama ne çağdışılık ki; aileyi kapıdan geri çevirmişler. Vah vah vah.

 

Otelin sahibini kutluyorum. Ülke Arap'ın işgalinden ancak böyle sağduyulu vatandaşlar olduğu sürece kurtulabilirse kurtulabilir.

Provokasyona bak sen! Bodruma tatile gidecekmiş de otele almamışlar! Vah vah vah çok üzüldüm, yazık olmuş gerçekten. Ne güzel Bordum'da tanga mayoluların, üstsüz turistlerin arasında kardeş kardeş havuza gireceklerdi ama olmadı ne yazıkki. Gece de disco'da sabahlara kadar köpük partisi yapacaklardı o iş de suya düştü.

 

Gidecek yer mi bulamamış da Bodrum'a gidiyormuş cemaati müslüm? Şalvarlarla, türbanlarla? Ne işi varmış Bodrumda? Başka gidecek yer kalmamış mı?

Eğer bunu yapanlar Zaman gazetesinin eşi dostu, akrabası vs. bilmemnesi değilse namerdim. Maksat provakasyon. Maksat düzmece haber yapıp mazlum edebiyatı yapmak. Maksat gidip ordaki vatandaşları ve turistleri rahatsız etmek.

 

Neymiş efendim? Bodrum'da otele alınmamış, çağdışılıkmış! Sanki türban çağ içi. Çağa bak sen 1400 öncesinin çağı.. Antik çağ. Evet türbanla Bodrumda otele alınmamak çağ dışı, doğru. Antik çağın dışı. Onu demek istiyorlar herhalde.

Millet sizden kaçıp Bodrum'a yerleşti bir de peşinden mi kovalıyorsunuz? Meydan okumaya başladınız değil mi?

 

Bana İstanbul'da da gidecek yer bırakmadınız, İzmirli'ye de İzmir'de gidecek yer bırakmadınız, Ankaralı'ya da Ankara'da gidecek yer bırakmadınız, bütün şehirleri bitirdiniz, sıra şimdi Bodrum'a geldi.

İstanbul'da eskiden belli başlı kurtarılmış bölgeleriniz vardı, o bölgelerin dışına çıkmaya çekiniyordunuz 1400 yıl öncesinin kreaksiyonlarıyla.

Şimdi imamlarınızı iktidara getirdiniz, iyice cesaretlendiniz. Ne Kadıköy bıraktınız, ne Bağdat Caddesi, ne Nişantaşı, ne Bebek, girmediğiniz çıkmadığınız yer kalmadı. Yurtdışından yabancı misafirlerim geldiğinde sizi görmesinler diye onları nereye götüreceğimi şaşırmaya başladım artık. Sizi görünce bizi de Arap sanıyorlar çünkü.

 

O Bodrum'daki Atatürkçü çağdaş kız bikiniyle senin yazlık sitenin 300 metre yakınına, saldırıya uğramadan yaklaşabilir mi? Sen dua et ki seni Bodrum'a sokmuşlar o kıyafetlerle. Yok bir de otelin içine kadar gir bari. Daha neler artık.

 

*******

 

Yazıklar olsun, yazıklar olsun. Ama kime biliyormusunuz? İktidara gelemeyen, gelse de geldiği zaman bu işgalci Arapların kökünü kazıyamayan güya çağdaş, güya Atatürkçülere. Muhalefet dahi yapamayan pasif siyasetçilere. Yazıklar olsun o Baykal'a. Onlara yazıklar olsun. Yazıklar olsun Ata'mın size bıraktığı emanete. Gittiniz Arap'a teslim ettiniz memleketi. O kadar okudunuz okudunuz yine de varoşlar kadar olamadınız, onlar sizi gelip olmayan cehennemle tehdit edip, korkuttular, sindirdiler. Hala da cinlerden perilerden, ruhlar aleminden korkuyorsunuz. Varoş size 1400 yıl önceki antik insanlarının masallarını anlatınca tir tir titriyorsunuz . "Aman ne olur ne olmaz yanarız belki" deyip, Arapın dinine yol verdikçe yol veriyorsunuz. 100,000 tane cami, 10,000 tane tekke açtılar hiçbiriniz gıkını bile çıkaramadı varoşa.

 

Ne diyeyim ben size artık? Ne desem boş. Siz gidin yine varoşu dinleyin. Ruhları perileri, cinleri anlatsın size. Alaaddin'in lambasını anlatsın. Cehennemi anlatıp, sizi yola getirsin. Ondan sonra da tepenize çıksın işte böyle. Ben doğruyu anlata anlata dizlerimde derman, kandilimde yağ bitti. Ama anlatamadım gitti.

 

Saygılar, sevgiler. (Hak edenlere)

Gönderi tarihi:

cıkıp turban islamın geregi diyorlar... islamiyetten yuzyıllar once puta tapanlar sart kosmus kadının bası ortulecek diye.. sonra yahudiler sart kosmus ondan sonra hristiyanlarda sart kosmus.. cunku korkmuslar kadından.. ******* diye kadınları ortmeye baslamıslar.. simdi neymiş otele bası ortulu diye kadın alınmamıs.... siz bası acık diye kadınlara saldırmayı sevap olarak goruyorsunuz kimsede ses cıkmıyor... sizin buyukleriniz subyan sayılacak kız cocuklarına sarkıntılık ederken sorun yok ama kadın bası örtulu diye otele alınmayınca yaygarayı koparıyorsunuz... namus ar dediginiz kadının sacından ibaretse din iman islam dedigniz sırf kadının sacından ibaretse o benim dinim degildir....

 

bundan 5 yıl once bursada bir konfeksiyonda kacak olarak calısan basını örten bes tane kadın, cıkan yangında diri diri yandı bir allahın kulu muslumanda cıkıp noluyo demedi ama simdi bir kadın bası ortulu diye otele alınmadı diye yaygarayayı koparıyorsunuz... hadi canım kimi kandırıyorsunuz.. derdiniz kadınların ozgurlugu değil derdiniz kadın uzerinden din uzerinde bezirganlık yapmaktır.... utanıp sıkılmadan basını ortmeyen kadına namussuz damgası vurdunuz, her gecen gun sokaklardaki kara carsaflı kadınların sayısnı arttırıp ortunmeyen kadınları rahatsız ettiniz simdide otele giremiyoruz diye gidip gavurlara el pence divan yalvarıyorsunuz.... insaf yahu.... ne denir insana.... bu kadarmı acsınız kadına? bu kadarmı korkuyorsunuz cekiniyorsunuz tarih oncesindeki putperest erkekler gibi... yahudiler gibi hristiyanlar gibi...

öyle takiyyeci zihniyetiniz varki kalkıp Atatürk'ün eşi bile turban takıyor diye bas bas bagırdınız... birazcık arastırdınız mı? Atatürk'ün eşi normalde türban takmazdı ama anadoluda sizin gibi yobaz zihniyetteki ulkeyi bolmek isteyenler cahil halkı kıskırtıp, Atatürk'ün yanında kadın basını ortmuyor namussuzdur sizinde karınz kızınız basınızı ortmek istemeyecek diye insanları galeyana getirdikleri icin Atatürk'ün eşi basını örtmustur... o zamanki devleitn kuralları bunu gerektirdigi icin kadın buna uymus basını örtmustur.. bugune bakın... devletin kuralları geregi kadının basını acmasını soyler... toplumda bolunme olmasın diye, bu halk kaosa suruklenmesin diye hangisinin karısı basını acmıs?

 

amac bu ulke icin calısmak bu ulkeyi ileri goturmek bu ulkeye faydalı olmak değil.. amac sizin gibi yobazları kıskırtıp onlara ornek olup insanları bölmektir siz hala bunu goremiyorsunuz... aslında işinize gelmiyor.. siz istiyorsunuz ki almanyadaki gib diger avrupa ulkelerindeki gibi tarikatlar olsun tarikatların camileri olsun muslumanlar tarikatlara bölunsun filanca tarikatın camine baska musluman gitmesin... insanları dinsiz olucaksınız cehennemde yancaksınız namussus olacaksınız diye korkutup onların uzerinden kendi menfaatlerinizi kovalıyorsunuz....

 

******************

 

Durmak yok yola devam...!!!!!!!

Gönderi tarihi:

Olayın provakasyon olduğu çok açık ve net. Şirketlerin ve kurumların kuralları olabilir. Türbanlı ailenin bunu daha önceden planladıkları kesin. Daha da güç bulsalar, devlet kurumlarını da mahkemeye verirler, vermiyorlarmı? First Leydi Hayrunnisa hanım geri çekmedimi davasını?

 

Garibim açıklar "burada şortlu gezemezsin, göbeği açık gezemezsin!" dayatmalarına kuzu kuzu uyum sağlarken, türbanlı çiftin gece saat üç lere kadar çığırtkanlık yapmaları, provakasyon yaptıklarının açıkça göstergesi. Gayeleri "mış gibi", Arap kültürü sempatizanlarını saflarına çekmek.

 

Arap kültürü şeriat töreleri, Atatürk Cumhuriyetine bu tür zorlamalarla sokulacak. İktidar***** basın da (hemen hepsi) çok garip gerekçe imiş gibi bunu mesele yapıp onlarda çığırtkanlık yapıyor. Otel benim olsa aynısını bende yaparım. Hatta daha da ileri giderek arap kültürüne ait her şeyi yasaklarım. Burası Atatürk Cumhuriyetinin Türkiyesi...

Gönderi tarihi:

nasıl başı açık birine başını örtmesi için baskı yapılması yanlışsa başı kapalı birinin başını açması için ona baskı yapılması yanlıştır. bence burada bu daha kötüdür, bu daha iyidir şeklinde bir ayrım yapılamaz. her ikisi de ayrımcılık olan olaylarlardır ve utanılması gereken bir durumdur.

ama söylenmesi gereken bikaç şey daha var. bu olayları orana vurduğumuz zaman başı açıklara yapılan baskının başı kapalılara yapılan bakının sayısından kat be kat olduğunu söyleyebiliriz. en basit örneği kendimden vereyim. ben oruç tuttuğum için oruç tutmayan arkadaşlarımdan ve çevremden asla tepki görmedim ama oruç tutmadığım bir gün bana ve yanımdaki arkadaşlarıma bıçak gösterildi, gözdağı verildi. herhalde anlamışsınızdır !!!

Gönderi tarihi:

Birisi yolda çevirip sorsa, "Türkiye'de bazı şeyler öyle zıvanadan çıktı ki, 'hayır, katiyyen olmaz' diyebileceğimiz pek bir şey kalmadı; peki, buna rağmen sizin için, 'o kadar da uzun boylu değil; işte bu dediğin kesinlikle Türkiye'de olmaz' diyebileceğiniz şey, ne olabilir?"

 

Böyle sorulara cevap bulmak zor; epey düşündükten sonra herhalde, "özel sektörün işlettiği otellerde başörtüsü yasağı uygulaması" der miydim bilmem fakat o da oldu ve Bodrum'da bir otel, müşterisine, "eşiniz başörtülü, yürü başka kapıya" dedi.Sağcı otel-solcu pansiyon; muhafazakâr residance, laikçi tatil köyü!

 

Bu bir ticari reklâm taktikası olabilir mi? Pekâlâ mümkün! Başka sebep gelmiyor aklıma: kurnazca düşünülmüş bir pazarlama taktiği. İşler iyi gitmiyordur meselâ... İşletmeci oturup zekice bir skandal planlar ve başörtülü aileyi otelden kovar. Olay tartışılmaya başlanınca amaca ulaşılmış demektir; bunun üzerine, "Hangi otelmiş kıız, hiç değilse destek olsun diye gidip birkaç gün kalalım, sahibini kutlayalım" diye ulusalcı eylem yapmayı planlayanların sayısı, şimdilik seçim kazanmaya kifâyet etmese de, otoriter laikçi bir Bodrum otelini yaz sezonunda ihyâ etmeye yetebilir!..

 

Belki de bütün hâdise, ta başından beri dramatik bir "yanlış anlaşılma"dan ibarettir; o ihtimâli de göz önünde bulunduralım ve acaba böyle bir otelin, tanıtım broşüründe hangi reklâm cümleleri bulunurdu fantazyasına geçelim. Farz-ı muhâl:

 

*

 

"Otelimizin bütün odalarında Devrim Tarihi ile ilgili ulusalcı yayınlar mevcuttur ve odalardaki TV alıcılarında sürekli olarak 10. Yıl Marşı, Ruhi Su, Hasan Mutlucan türküleri çalınmakta ve gerici akımlara karşı antiseptik klipler yayınlanmaktadır. Otelimizde her müşterinin bedavadan günde iki duble rakı ve leblebi istihkakı olup bu miktarın üstündeki rakı ve leblebi talepleri ekstraya tabidir. İkindi sularında otelimizin konferans salonunda laikçi vaizlerimizden feşmekânın bilinç artırıcı seminerlerine veya büyük fedâkarlıkla Hindistan'dan getirttiğimiz yoga uzmanımızın terapi seanslarına ücretsiz katılabilirsiniz. Laikçi parti, dernek ve örgütlere üye olduklarını belgeleyenlere % 10, toplu rezervasyonlarda % 25 indirim uygulanırken fitness salonumuzdaki emekli uzmanlar gözetiminde yanaşık düzen ve tüfekli hareket eğitimi verilmektedir. Her gece havuzbaşında düzenlenen animasyon gösterileri esnasında "iç ve dış düşmanlarımız" konusunda yapılacak bilgi yarışmalarında kazanan bir çifte, kumanyalı Anıtkabir gezisi armağan edilmektedir. Otelimizin mescidi yoktur ve odalara seccade servisi yapılmaz; bütün lavabolarımızda ayak yıkamaya ve abdest almaya kalkışanları tesbit eden özel sensör cihazı vardır. Otelimize sadece başörtülüler değil, milli emellere düşman ülkelerin yurttaşları ve özellikle AB pasaportu taşıyanlar giremez. Sabah kahvaltısı servisi 05.30'da açılır ve 06.00'da sona erer. Kahvaltıdan yararlanmak isteyen müşterilerimiz 05.15'te lobi önünde yapılacak sabah içtimâında hazır bulunmak zorundadır. Akşam yoklaması saat 17.30'da havuzbaşında alınır ve müşterilerimiz kaldıkları katlara göre tertiplenen takımlar halinde ikişerli kol düzeninde yemekhaneye hareket ederler. Mercimek çorbası, makarna ve elmadan oluşan tabldotu beğenmeyen, ikinci porsiyon talebinde bulunan müşterilere itina ile karşıdevrimci muamelesi yapılacaktır. Gece 22.00'de otelin bütün ışıkları merkezî sistemle kapatılır. Oda temizliğini bizzat yapan, bulaşığını kendi yıkayan ve otel disiplinine râm olan müşterilerimize terhisleri esnasında ayrıca törenle ulusal takdir sertifikası verilecektir.

 

... Yok **** dediğinizi duyar gibiyim; size aynen katılıyorum: Yok deve

 

A.TURAN ALKAN (ZAMAN)

Bu da zamandan bir bakış...Hoşuma gitti vallahi!

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Amaç bu şekilde bir otel özlemi olamaz mı? Şu şekilde "yokdeve" olamaz mı?

 

Otelimizin tüm odalarında İslam tarihi ile ilgili yayınlar mevcuttur. Odalardaki alıcılarda sürekli ilahiler ve Fetullah vaizleri çalmakta tv lerden kabe-i tavaf yayınlarını izleyebilirsiniz. Otelimizde her müşteriye bedavadan mübarek zemzem suyu ikram edilmektedir. Extra dan büfemizde şişelenmiş zemzem ve kabe hurması da bulabilirsiniz. Günün muayyen saatlerinde otelimizin konferans salonunda laiklik karşıtı vaizlerle sohbet düzenlenmektedir. Ayrıca zikir seanslarına da katılabilirsiniz. . Laiklik karşıtı olduklarını belgeleyenlere % 10, toplu rezervasyonlarda % 25 indirim uygulanırken, özel salonmuzda uzmanlar gözetiminde tekbirli, domuz bağı ve şeriat kısası eğitimi verilmektedir. Her gece havuz başında düzenlenen animasyon gösterileri esnasında "din düşmanları laikler" konusunda yapılacak bilgi yarışmalarında kazanan bir çifte, kumanyalı kabe-i tavaf gezisi armağan edilmektedir. Otelimizde har katta mescit vardır. Ayrıca her odamızda özellikle Arabistandan getirtilmiş ipek seccadelerimiz mevcuttur. Tespih unutanlar üzülmesin duvarlarımızda kehribardan yapılma tespihlerimiz asılıdır. Odalarımızda abdest almak için lavabolarımız mevcuttur. Ayak yıkamak serbesttir. Suların kesilmesi ihtimali de düşünülerek teyemmüm için kapı arkalarına bir küçük torba kum konulmuştur. Otelimize sadece şortlular değil, başı açıklar dahi servis yapımızdan dolayı gelmemektedir. Haram göremez, rahat edebilirsiniz. Otelimize türban, kara çarşaf, haşama, burka ve çember sakalla giriş serbesttir. Sabah namazına erken kalkılıp cemaat halinde namaz kılınacağından, akşam yayınımız ilahi müziklerle ruhun rahatlatılarak istirahata çekilmesi önerilir. Otel terk edilirken hediye olarak otelimiz tarafından özel şişelenmiş, etiketlenmiş üzeri Arapça yazılı hacı yağımız hediye edilecektir.

Gönderi tarihi:
Amaç bu şekilde bir otel özlemi olamaz mı? Şu şekilde ?*****? olamaz mı?

 

Otelimizin tüm odalarında İslam tarihi ile ilgili yayınlar mevcuttur. Odalardaki alıcılarda sürekli ilahiler ve Fetullah vaizleri çalmakta tv lerden kabe-i tavaf yayınlarını izleyebilirsiniz. Otelimizde her müşteriye bedavadan mübarek zemzem suyu ikram edilmektedir. Extra dan büfemizde şişelenmiş zemzem ve kabe hurması da bulabilirsiniz. Günün muayyen saatlerinde otelimizin konferans salonunda laiklik karşıtı vaizlerle sohbet düzenlenmektedir. Ayrıca zikir seanslarına da katılabilirsiniz. . Laiklik karşıtı olduklarını belgeleyenlere % 10, toplu rezervasyonlarda % 25 indirim uygulanırken, özel salonmuzda uzmanlar gözetiminde tekbirli, domuz bağı ve şeriat kısası eğitimi verilmektedir. Her gece havuz başında düzenlenen animasyon gösterileri esnasında "din düşmanları laikler" konusunda yapılacak bilgi yarışmalarında kazanan bir çifte, kumanyalı kabe-i tavaf gezisi armağan edilmektedir. Otelimizde har katta mescit vardır. Ayrıca her odamızda özellikle Arabistandan getirtilmiş ipek seccadelerimiz mevcuttur. Tespih unutanlar üzülmesin duvarlarımızda kehribardan yapılma tespihlerimiz asılıdır. Odalarımızda abdest almak için lavabolarımız mevcuttur. Ayak yıkamak serbesttir. Suların kesilmesi ihtimali de düşünülerek teyemmüm için kapı arkalarına bir küçük torba kum konulmuştur. Otelimize sadece şortlular değil, başı açıklar dahi servis yapımızdan dolayı gelmemektedir. Haram göremez, rahat edebilirsiniz. Otelimize türban, kara çarşaf, haşama, burka ve çember sakalla giriş serbesttir. Sabah namazına erken kalkılıp cemaat halinde namaz kılınacağından, akşam yayınımız ilahi müziklerle ruhun rahatlatılarak istirahata çekilmesi önerilir. Otel terk edilirken hediye olarak otelimiz tarafından özel şişelenmiş, etiketlenmiş üzeri Arapça yazılı hacı yağımız hediye edilecektir.

 

Sizin yazınız da hakikaten tebessüm ettirecek türden olmuş.Bakın bu yazı da hoşuma gitti,dilinize sağlık.Bu vakanın tam tersi bir anlayışla ortaya konulması halinde tezahür edecek durumu eleştirerek,içine nükte katarak anlatmışsınız.Yukarda anlatılan yanlış bir zihniyetin ürünü size göre bu mantığı başka bir kesim kullandığında kılıfı da laiklik,demokratiklik, çağdaşlık olduğunda hiçbir problem yok ortada.Demokrasi o otelin uygulamasına hoşgörü gösteriyor senin anlattığın gibi bir otelin özlemine bile yasak koyuyor , ironik değil mi?Peki her iki türden de oteller olsa bu sorunlar yaşanmasa bu demokratik olur mu?Sizce nasıl olmalı,nasıl çözülmeli bu sorunlarımız?Ya benim gibi olacaksın ya da çek git mi,olmalı.Peki benim gibi olacaksın diyen kim,söylenileni yapması gereken kimler?Biri Fransız biri Çinli mi,yoksa biri Marslı diğeri Neptünlü mü?Kim kimin çöplüğünde horozluk yapmaya çalışıyor bir bilginiz varsa lütfen açıklayın!...

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Egede,Anadolu'nun bazi bölgelerindeki dinci tesislerde ve Ihlas Holdingin Armutlu devre mülk tesislerinde tesettür devri yasanmaktadir,buralara gitmek isteyen tesettüre uymayan bir ailenin 500 defa düsünüp 1000 defa karar vermesi gerekir cünkü öyle kolay kolay hem iceri giremezler hemde tesettürsüz bir kiyafetle o tesislerde tatil yapamazlar,bunlar tesislerin yönetmeligine aykiridir.Muhakkak tesettürlü olmaniz gerekir veya GITMEMENIZ.Türkiyede kilik kiyafet ayrimciligini baslatanlar dincilerdir,bunu kimse inkara kalkisamaz.5 yil öncesi ile bugünü karsilastirdiginizda tesettürlülerin sayisinda müthis bir patlama oldugunu izlersiniz,bu yönlemdirme ile elde edilmis bir sonuctur.Yani basörtülü diye otele alinmayan birisine bakarak Disisleri bakanina hak vermeye calisanlar aslinda Islami yasamak isteyenler degilde seriati yasamak isteyenlerdir,cünkü Türkiyede herkes özgürce inancini yasar ve hicbir yasak yoktur,seriatcilik yasaktir dogru,heralde disisleri bakanida bunu söylemek istemistir sonucta kendi hanimida türbanlidir.Türban kavgasi verilen bir ülkenin disisleri bakanindan heralde Türkiyede Islam adam gibi yasanir demesi beklenemezdi.Onlar icin Islam demek türbanli demek oldugu icin türbanin yasak olmasi Islamin yasanmamasi demektir,bu kadar basit bir teori iste.Islamda olmayan birseyi inancim geregi diye dayatacaksin ve olmazdenildiginde Müslümanlarda özgür degil diyeceksin.Türkiyede müslümanlar özgürdür,kendilerini özgür hissetmeyenler Islam disi müslümanlik yasamak isteyenlerdir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Demokrasi o otelin uygulamasına hoşgörü gösteriyor senin anlattığın gibi bir otelin özlemine bile yasak koyuyor

Kim yasak koyuyor? Yok mu öyle otel?

 

Kamuoyunda `tesettür otel` olarak bilinen `muhafazakarlara özel` tesislerin sayısının son 4.5 yılda 4 kat artarak 27`ye yükseldiği belirlendi.

 

 

İlk örneği 1996`da açılan Didim Caprice Otel olan ve kadın müşteriye kadın garson, haremlik selamlık havuz, alkollü içki ve kameralı cep telefonu yasağı gibi uygulamalarıyla dikkat çeken altı `tesettür otele` son yıllarda 21 işletme daha eklendi.

 

 

BU YIL 5 TESİS DAHA AÇILACAK: Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği ile Ekin Grubu `nun birlikte yayınladığı Resort Dergisi `ndeki araştırmaya göre, `muhafazakarlara özel tesis` sloganıyla tanıtılan haremlik-selamlık otellerin sayısı 4.5 yılda 27`ye yükseldi. Açılış için gün sayan 5 ayrı tesisin de yıl içinde bu sayıya katılması bekleniyor Edremit Körfezi ve Didim ile başlayıp daha sonra Alanya `ya yönelen `Tesettür otel` uygulaması son dönmede termal tesisler ve şehir otellerini de içine alarak Kuşadası , İstanbul , Eskişehir , Kahramanmaraş , Afyon ve Çeşme `ye kadar yayıldı.

 

 

KOMBASSAN VE YİMPAŞ BAŞI ÇEKİYOR: Otellerin yatırımını ve işletmeciliğinde Kombassan , Kamer , Atlas ve Yimpaş Holding gibi şirketler başı çekiyor. Otellere son olarak Kombassan `ın geçen hafta açılan üçüncü tesisi Alanya `daki Bera Oteli ile Kamer Holding `in yine Alanya `da yapılan 1400 yatak kapasiteli ilk tesisi katıldı. Yimpaş ise tatil beldeleri yerine şehir merkezlerini tercih etti. Yimpaş `ın Eskişehir , Yozgat ve Kahramanmaraş `ta olmak üzere alkollü içki servisi yapılmayan 3 oteli bulunuyor. Yimpaş `ın ayrıca, Şanlıurfa , Malatya , Aydın , Düzce ve İstanbul `da da proje ve yapım aşamasında 5 oteli bulunuyor. Şehir merkezinde alköllü içki servisi yapmayan Taksim `deki Central Palace Oteli yöneticileri ise müşterilerinin sağlığını düşündükleri bu uygulamayı seçtiklerini belirtti. Otellerin ilanlarda da `Bayanlara ayrı havuz, ayrı mescid, ayrı plaj` vurguları dikkat çekiyor.

 

-http://www.tumgazeteler.com/?a=2091753-

 

3513544.jpg

Şu yukardaki manzaraya bakın! Elbiselerle Jet ski'ye biniyor. ********** Herşeyin bir adabı vardır. Adabına uyamayacağın yere gidilmez. Çin'e gitsen Çinli'nin adabına, Arabistan'a gitsen Arap'ın adabına uyacaksın. Bodrum'a gideceksen de Bodrum'un adabına uyacaksın. Mecburmusun Bodrum'da denize girmeye? Başka yer mi kalmadı? Biz sizin otellerinize gidip mayoyla denize giriyormuyuz? Sizin kurtarılmış bölgelerinize gelip sizi taciz ediyormuyuz? Siz niye bizim peşimizdesiniz? Nereye kaçtıysak oraya geldiniz. Doğduğumuz, büyüdüğümüz semtlere, şehirlere gelip kendi yerlerimizde bizi doğduğumuza pişman ettiniz. İstanbul'un bütün çay bahçelerini, parklarını ele geçirdiniz, nefes alacak yer bırakmadınız.

 

 

Demokrasi demek, demokrasi düşmanlarına demokrasi vermek demek değildir. Demokrasi demek; Türk'ün Ata'mdan miras vatanını Arap'a teslim etmek demek değildir. Kısaca; demokrasi demek; ***** demek değildir.

 

İnsanın istenmediğini bildiği yere; bile bile gitmesi çok ayıptır, çoook. Ömrümde böyle bir şey yapmadım. Beni istemeyeni ben hiç istemem. Kapısından bile geçmem.

Gönderi tarihi:
Sizin yazınız da hakikaten tebessüm ettirecek türden olmuş.Bakın bu yazı da hoşuma gitti,dilinize sağlık.Bu vakanın tam tersi bir anlayışla ortaya konulması halinde tezahür edecek durumu eleştirerek,içine nükte katarak anlatmışsınız.Yukarda anlatılan yanlış bir zihniyetin ürünü size göre bu mantığı başka bir kesim kullandığında kılıfı da laiklik,demokratiklik, çağdaşlık olduğunda hiçbir problem yok ortada.Demokrasi o otelin uygulamasına hoşgörü gösteriyor senin anlattığın gibi bir otelin özlemine bile yasak koyuyor , ironik değil mi?Peki her iki türden de oteller olsa bu sorunlar yaşanmasa bu demokratik olur mu?Sizce nasıl olmalı,nasıl çözülmeli bu sorunlarımız?Ya benim gibi olacaksın ya da çek git mi,olmalı.Peki benim gibi olacaksın diyen kim,söylenileni yapması gereken kimler?Biri Fransız biri Çinli mi,yoksa biri Marslı diğeri Neptünlü mü?Kim kimin çöplüğünde horozluk yapmaya çalışıyor bir bilginiz varsa lütfen açıklayın!...

 

MUHABBETLE...

Siz gercekten tüm haksizliklara karsimisiniz? Eger öyleyse, oruc tutmayanlar neden satirla öldürülüyorlar ve siz nasil bakiyorsunuz bu olaya? Neden hala mecburi din dersleri var? Ve siz ne derecede karsisiniz bu yanlisa? Neden ramazan aylarinda bazi lokantalar kapali??? Bu nasil hosgörülük?? Ne zaman ve nasil bu tür olaylara siz karsi geldiniz? bazi yorumcu arkadaslarin yazdigina göre ülkemizde bazi otelelre teserütsüz giremiyormussun. Bu olaya nasil bakiyorsunuz? Buna benzer sorular yazmakla bitmez, ama siz bu sorularimada cevap verirseniz yeter bana, ama cevabiniz yürekten olsun.

Gönderi tarihi:
Sizin yazınız da hakikaten tebessüm ettirecek türden olmuş.Bakın bu yazı da hoşuma gitti,dilinize sağlık.Bu vakanın tam tersi bir anlayışla ortaya konulması halinde tezahür edecek durumu eleştirerek,içine nükte katarak anlatmışsınız.Yukarda anlatılan yanlış bir zihniyetin ürünü size göre bu mantığı başka bir kesim kullandığında kılıfı da laiklik,demokratiklik, çağdaşlık olduğunda hiçbir problem yok ortada.Demokrasi o otelin uygulamasına hoşgörü gösteriyor senin anlattığın gibi bir otelin özlemine bile yasak koyuyor , ironik değil mi?Peki her iki türden de oteller olsa bu sorunlar yaşanmasa bu demokratik olur mu?Sizce nasıl olmalı,nasıl çözülmeli bu sorunlarımız?Ya benim gibi olacaksın ya da çek git mi,olmalı.Peki benim gibi olacaksın diyen kim,söylenileni yapması gereken kimler?Biri Fransız biri Çinli mi,yoksa biri Marslı diğeri Neptünlü mü?Kim kimin çöplüğünde horozluk yapmaya çalışıyor bir bilginiz varsa lütfen açıklayın!...

 

MUHABBETLE...

 

Seni tebrik ediyorum sayın fuzuli. İlk defa böyle sıcak, Samimi ve ön kabulsüz tartışma teklif eden, fikir almak isteyen bir inançlıya rastladım. Seninle anlaşmak kolay olacak. Zaten önemli olan doğruları aramak değil mi?

 

“Peki her iki türden de oteller olsa bu sorunlar yaşanmasa bu demokratik olur mu?”

 

Tabiî ki olur. Bu tıpkı çadırda konaklamakla, ya da beş yıldızlı otelde konaklama gibi tercih farklılığı olacaktır. Herkesin doğruları ya da zevkleri farklı olabilir.

 

“Sizce nasıl olmalı,nasıl çözülmeli bu sorunlarımız?”

 

 

İşte bu noktada “ben”ci yapı gözden geçirilmeli. Yukarda bahsettiğim herkesin doğruları “dayatmacı doğru” olmamalı. Senin de söylediğin gibi;

 

“Ya benim gibi olacaksın ya da çek git mi,olmalı?”

 

Olmamalı.

Veya senin şu,

 

“Peki benim gibi olacaksın diyen kim,söylenileni yapması gereken kimler? Biri Fransız biri Çinli mi,yoksa biri Marslı diğeri Neptünlü mü?Kim kimin çöplüğünde horozluk yapmaya çalışıyor bir bilginiz varsa lütfen açıklayın!...”

 

Ayırımcılık içeren soruyu sormak yerine, yaptıranlar, yapanlar diye ayırmak yerine,

 

“Doğruları arayıp bulmak” dedik ya… Doğrulara referans ne olmalı, sorusu sorulmalı…

 

Marslıların Neptünlülerin değil dünyalıların çöplüğü burası. Her kes çöplüğünde mutlu yaşasın.

Ama yaşaması nasıl mümkün olacak biliyormusun? “Ben”ci düşünce olmadan, dayatmadan. “Biz”ci düşünce ile…

Bizci derken elbette gurupsal biz kastedilmiyor. Tüm insanlığın genel geçerleri söz konusu.

 

Bizci düşünce ancak “insan değeri” referansı ile elde edilebilir. Taaki en ücra köşedeki insan değeri/değerleri.

Alternatifi benci düşünce, her türlü kötülüğün, her türlü sömürünün müsebibidir. Elbette daha fazlası da var bu söylemlerin.

 

Amacım kısa ve öz dikkatini çekmek. Devam edebiliriz.

Gönderi tarihi:
Bir bayanin kafasi kapali oldugu icin otele alinmamasi tabiki kabul edilecek bir olay degil ve bu davranis laikligede karsidir. Ama "Zaman" gibi gazeteler eger tarafsiz ve esit sekilde yayincilik yapmak istiyorlarsa lütfen ülkemizde her dönem bazi insanlarimizin ramazan ayinda baski altinda oruc tutmaya zorlandigini ve hatta insanlarin balta ve satir gibi kesici aletlerlede öldürüldügünü yazmali ve kinamali. Gene "Zaman" ve benzeri gazeteler güya ülkemizde dini konuda sadece bas örtüsü takmak isteyenlere baski ve yanlis davranislar yapiliyormus gibi göstermeye calisiyorlar ama Alevi vatandaslarimizin cocuklari yillardan beri mecburi dinderslerine katilmak zorunda kalirken ve gene onlarin vergileriyle de cem evleri yerine camii ve diyanete paralar verilirken neden esitlik adina bir yorumda bulunmuyorlar ??? Zaman gibi gazetelerin tarafli davranislari cok düsündürücü oldugu gibi bir o kadarda tehlikeli unutmayalim lütfen.

Siz zamanı eleştirirken kendinizde aynı hataya düştüğünüzün farkında değilsiniz sanırım,isterseniz önce gazete ve internet haberlerine bakın yanlız zaman gazetesimi yazmış diye.

diğer haberlere ne diyeceksiniz tarfsız gözle bakabilecekmisiniz?

Gönderi tarihi:
Siz zamanı eleştirirken kendinizde aynı hataya düştüğünüzün farkında değilsiniz sanırım,isterseniz önce gazete ve internet haberlerine bakın yanlız zaman gazetesimi yazmış diye.

diğer haberlere ne diyeceksiniz tarfsız gözle bakabilecekmisiniz?

Dikkatinizi cekerim, sadece "Zaman" yazmadim, "Zaman ve benzeri" gazeteler diye devam ediyor. Tekrar okuyun lütfen. Tarafsiz habere tarafsiz gözüyle bakilir herhalde, aksi taktirde cevabimiz belli. Amaciniz galiba üzüm yemek degil bagciyi dövmek.

Gönderi tarihi:
Siz zamanı eleştirirken kendinizde aynı hataya düştüğünüzün farkında değilsiniz sanırım,isterseniz önce gazete ve internet haberlerine bakın yanlız zaman gazetesimi yazmış diye.

diğer haberlere ne diyeceksiniz tarfsız gözle bakabilecekmisiniz?

 

 

Bir yandan 20 milyon insanin en basit haklari YOK sayilip yapilan haksizliklar inkar edilir, ote yandan birilerimiz, hemde inkar eden birilerimiz kalkar isimize gelen bir konuda hak arariz. Iste Turkiye Insaninin Demokrasi anlayisi!

 

Secmeli HUKUK ulkesi Turkiye! Secmeli HUKUK insani Turkiye insani! Gulunecek durumdayiz ahali! Ben yeni bir isim buldum bu HUKUK anlayisina: "BENCIL TURKIYE HUKUKU"

 

:)

Gönderi tarihi:
Dikkatinizi cekerim, sadece "Zaman" yazmadim, "Zaman ve benzeri" gazeteler diye devam ediyor. Tekrar okuyun lütfen. Tarafsiz habere tarafsiz gözüyle bakilir herhalde, aksi taktirde cevabimiz belli. Amaciniz galiba üzüm yemek degil bagciyi dövmek.

bu haberleri yapanların zamanla aynı zihniyette olduğunumu söylüyorsunuz bunu anlayamadım.şimdi bir çok farklı görüşte holan basın ve haberlerde yer aldı, bunların hesi zaman zihniyetlimi bunu anlamaya çalışıyorum sadece yanlış anlamayın lütfen.

Gönderi tarihi:

bugun geldigmiz yerde zaman gibi aynı zihniyette olmayan kac tane gazete yada tv kanalı kaldı sanıyorsunuz?

siz hala özgür basın oldugunumu dusunuyorsunuz?

akp aleyhinde yada onların onayını almadan tek kelime yazanların basına neler geldigni gormuyormusunuz işinize mi gelmiyor?

peki akp icin kalem oynatanların sozde habercilik yapanların basına neler geliyor?

evet bu haberi mansetine tasıyan bu haberi abarta abarta sayfalarına tasıyan, bu haberi bu siteye getirp konu acan ve bu konuda arkadası destekleyenlerin hepsi aynı zihniyetin mahsulleridir...

 

Soru:En iyisiyle en kötüsü arasında cok küçük fark olan şey nedir?

Cevap: ****...!!!!!

 

Durmak Yok Yola Devam...!!!!!

Gönderi tarihi:

Düşünün bakalım düşünün. Biraz daha düşünün. Vatan elden gidiyor siz hala biraz daha düşünün. Hiç birşey yapmayın belki yine bir Ata daha gelir vatanı kurtarır Arap'ın elinden. Dinlemeyin Notamatik'i. Kibarlık yapın dincilere. Hatta dinciyi bırakıp Notamatik'i durdurun ki; dinci istediği gibi at koştursun, Atatürk'ün ülkesini Afganistan'a çevirsin.

Bişey olmaz dimi? Nasıl olsa gün olur devran döner dimi? Düşünüp taşınmaya ne gerek var şu 3 günlük dünyada?

 

Siz düşünün düşünün. Vatan elden gitsin, siz hala düşünün. Nasıl düşünmekse bu, oturup seyretmekten bir farkı yok. Mucize beklemekten farkı ise hiç yok.

Siz hala mucize bekleyin. Sen "1 çocuk yapayımmı acaba?" derken dinci orda 3,4,5,6 çocuk yapıyor. Sen onunla şimdi başa çıkamıyorsun, iyice çoğaldığı zaman mı başa çıkacaksın? Adam çoğaldı çoğaldı imamlarını iktidar yaptı. Biraz daha çoğalınca şeyhlerini şıhlarını getirecek sen hala düşünüyor olacaksın. "Yok canım o kadarını da yapmaz" dimi? Onu yapacak olan şimdiki dinciler değil, şimdiki dincilerin çocukları yapacak. Nasıl ki bundan 30 sene önce şimdiki dinciler yoktuysa, bundan 15 sene sonraki dinciler de şimdikinden daha dinci olacak. O zaman görürsünüz o kadarını yapar mı yapmaz mı?

 

Siz düşünün düşünün biraz daha düşünün. Ata size düşünün dedi çünkü vatan elden giderken. Bakın Ata ne demiş, siz ne yapıyorsunuz?:

 

 

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ,memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş, olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, ,iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!

 

 

Yok yok siz hala düşünün. Adam adam memleketin bütün kalelerini ele geçirmiş, bütün tersanelerini kuşatmış, ne belediye bırakmış, ne ele geçirmedik makam bırakmış, bütün para piyasalarını ele geçirmiş, yetmemiş seni Bodrum'a kadar peşinden kovalamış siz hala düşünün. Taksim'e çıkıp yalandan bağırın, sonra da kuzu kuzu evinize dönün.

Aaa sizin bir de demokrasiniz vardı dimi? Onu da unutmayın en bol tarafından demokrasi verin memleketi işgal edenlere. Ata öyle yaptı çünkü. Yunanlıya "lütfen İzmir'den denize girermisiniz?" dedi, İngiliz'e "lütfen bizim ülkemizden gidermisiniz?" diyerek ülkeyi kurtardı işgalden. Vatana göz dikmiş insanlar çok anlar sizin bu kibarlığınızdan. Bakalım Arap anlayacak mı, bir deneyin. Bırakın dinciyi götürsün Ata'mın ülkesini, siz de bu arada Notamatik'i yıldırıp yardımcı olun.

 

Yoruldum artık, yıldırdınız beni, biraz dinleneceğim.

Bakın başınızın çaresine. Kendi düşen ağlamaz.

Şimdilik hoşçakalın.

Gönderi tarihi:
bu haberleri yapanların zamanla aynı zihniyette olduğunumu söylüyorsunuz bunu anlayamadım.şimdi bir çok farklı görüşte holan basın ve haberlerde yer aldı, bunların hesi zaman zihniyetlimi bunu anlamaya çalışıyorum sadece yanlış anlamayın lütfen.

Hayir hepsi icin gecerli degil, ama Zaman ve benzeri gazeteler icin gecerli söylediklerim. Onlarin tarafsiz oldugunu herhalde iddaa etmeyeceksiniz. O türden gazeteler serit ve asiri dincilerin propagandasini yaptiklari icin dogal olarak bazi haber veyorumlari da bu konuda oluyor. Dikkatinizi cekerim ben her türlü baski ve zulme karsiyim ve bunuda acikca buradan defalarca söyledim, halada söylüyorum. Ama birileri kalkip isine gelene karsi gelecek isine gelmeyeni görmeyecek ve hatta inkar edecek. Bu tip davranislar haksizliga karsi gelmek anlamina gelmez, onlar sadece kendi dogrulari cin mücadele ederler ve haksizliga evrensel bicimde karsi gelmezler. Zaman ve ayni cizgideki diger gazetelerin siyasi amaclari ve emellri belli, bunu görmek icinde özel bir gözlüge gerek yok herhalde.

Gönderi tarihi:
Siz gercekten tüm haksizliklara karsimisiniz? Eger öyleyse, oruc tutmayanlar neden satirla öldürülüyorlar ve siz nasil bakiyorsunuz bu olaya? Neden hala mecburi din dersleri var? Ve siz ne derecede karsisiniz bu yanlisa? Neden ramazan aylarinda bazi lokantalar kapali??? Bu nasil hosgörülük?? Ne zaman ve nasil bu tür olaylara siz karsi geldiniz? bazi yorumcu arkadaslarin yazdigina göre ülkemizde bazi otelelre teserütsüz giremiyormussun. Bu olaya nasil bakiyorsunuz? Buna benzer sorular yazmakla bitmez, ama siz bu sorularimada cevap verirseniz yeter bana, ama cevabiniz yürekten olsun.

 

Cevabımın yürekten olması sizin kabul edeceğiniz düşünceleri dillendirmeme bağlı değil mi,siz de yürekten buna cevap verir misiniz?Doğru bu nasıl hoşgörü,benim anladığım ve doğru olan din de bunlara hoşgörü demez zaten sen nasıl yaşarsan yaşa sen de bana karışma benim anladığım ve makbul olanı.Mecburi din dersleri bunun İslam'ın telakkisiyle bir ilgisi yok,bizim sistemimizin insana,dine bakışıyla ilgili bir uygulama.Kuran git herkese zorla dinini öğret,Müslüman yap demiyor bu anlayışı yıllar yıllar önce Osmanlı dahi yapmadı.Fatih'in uygulamalarına anlayışına bakabilirsiniz.Hıristiyan Hıristiyan gibi ibadetini,Yahudi yahudi gibi,Musevi Musevi gibi ibadetini rahatça yaptı.Benim anladığım hoşgörü bu.Din dersini zorla kimseye okutmamalısınız doğrusu bu.Bugün hoşgörüsüzlükten bahsedenleri kendi hoşgörülerini de vicdanlı bir şekilde değerlendirmeye davet ediyorum.Hoşgörüsüzlüğe hoşgörüsüzlükle cevap vermeyi savunup akabinde hoşgörüsüzlükten yakınmak absürt değildir de nedir?Hoşgörüsüzlük eleştiriliyorsa herkes için her fikir her insan için eleştirilmeli değil mi?Zorunlu din dersinden yakınıyorsunuz ama başörtüsü(türban)meselesine gelince zemin değişiyor hoşgörü değişiyor,savunma değişiyor.Bazı otellere tesettürsüz girememek hangi bağlamda eleştirilirse bazı otellere de tesettürlü girememek aynı bağlamda değerlendirilmeli.Hangisi hoşgörülür hangisi hoşgörülmez ideolojik zeminde kişiselleştiriliyorsa burda hoşgörüyü eleştirmeden önce başka değerlere göz atmak daha mantıklıca olur.Benim dediğim,yaptığım doğru seninki yanlış, e kim doğru,kim iyi o zaman?

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
bu haberleri yapanların zamanla aynı zihniyette olduğunumu söylüyorsunuz bunu anlayamadım.şimdi bir çok farklı görüşte holan basın ve haberlerde yer aldı, bunların hesi zaman zihniyetlimi bunu anlamaya çalışıyorum sadece yanlış anlamayın lütfen.

-http://www.netpano.com/haber-

Başörtüsü Yaşağı Otellere Sıçradı

-----------------------------------------------------------------------------------------

 

-http://haber.turk.net/haber_detay.asp?ID=2044036&cat=GEN-

 

Mavi Kumsal Oteli, türbanlı müşteri almadığını doğruladı

-----------------------------------------------------------------------------------------------

-http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_222299-

 

'Eşinle yan yana oturma!'

 

03.06.2008

Türkiye hoşgörüsüzlük ortamına itiliyor. Toplumun oynanan kuralları kişiler tarafından keyfi olarak uygulanmak isteniyor. Türkiye'de bir günde yaşanan üç ayrı olay yaşanan hoşgörüsüzlüğün boyutlarını ortaya koydu.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.turizmgazetesi.com/news/news.aspx?id=42689

'Turistik otelde türban krizi' haberlerine Mavi Kumsal Otel’den açıklama

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

-http://www.gasteci.com/basortulu-musteri-almayan-otelin-imar-izni-yokmus-haber13064.htm-

 

BAŞÖRTÜLÜ MÜŞTERİ ALMAYAN OTELİN İMAR İZNİ YOKMUŞ!

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

-http://www.stargazete.com/index.asp?haberid=162082-

 

Prensipleri otellerine başörtülüleri almalarına engel oluyor GÜNCEL

 

 

Bodrum'daki Mavi Kumsal Oteli'nin Müdürü Erdal Özadalı, '''Prensiplerimiz doğrultusunda rahat edemeyecekleri gerekçesiyle otele türbanlı müşteri almıyoruz. Çalıştığımız seyahat acentelerine otele türbanlı müşteri almadığımızı önceden bildirdik'' dedi.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

şimdi bunlar ve dahası ikdidar yanlısı,yada taraflı olduğundanmı yazıyorlar,bu konuyu dile getirmeyen yakından takip ettiğim YENİÇAĞ gazetesi ve diğer gazatler bu tür haberi yapması gerekirken neden yapmadılar acaba.....

şimdi yeniçağ gazetesi bu konuyu yazmadığı için sizce tarafsızmı olu?

her habere taraflı gözüyle bakarsak haber okumamızın ne anlamı var sizce o zaman her görüşten haber okuyacaksın onuda sen nasıl doğru kabul edersen o kabulun olacak.

bu gün tarafsız bir gazete gösterbilirmisiniz?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.