Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?


Misafir YARASA

Önerilen İletiler

İnsan davranışının etiksel temellerinin oluşumu her sosyal bilime yansır.

Çok doğru, esasen bilimin inceleme konusu etmediği hiç bir olgu yoktur. Yalnız nedenlerini, sonuçlarını irdelediği her olgu hakkındaki yargıları birebir hukuka yansıyacak diye bir kesinlik yoktur. Bu yasama ve yürütmenin yetkisidir. Derhal birebir de yansıtılabilir.

 

Kasırga geldiğini meteoroloji belirlesin de sen okulları tatil etme bakayım, neler oluyor! Bilimin dediğine kulak verilmesi de neredeyse her zaman gerekli, bazen zorunludur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 430
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Evet... Sonuç olarak ister doğal olaylardan bahsediyor olalım, ister insan ilişkilerinden, toplumlardan, neden sonuç ilişkilerini sorgulayarak irdeleyemeyeceğimiz ve çözüm getiremeyeceğimiz konu yok sanırım. Yani bilimin dışında tutamayız hiç birini.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi öncelikle şu çelişkileri ortadan kaldırır mısınız? Birinci çelişki:

 

Yararlanma? Nerede kaldı o yarar? İnsan yararı?

 

Burada yeni bir konu çıkar: Bilim kötü emeller için kullanılmalı mı?

 

Çelişki? Hangi çelişki?

 

Bir bilgi kötü amaçlarla da kullanılabilir, iyi amaçla da.

Yararlanmak iyi de olur kötü de olur.

 

Kullanım şekilinin iyi mi kötü mü olduğuna bilim karar vermez. İnsanlar, kendi kültürlerine, meşreplerine göre değerlendirirler.

Evrensel olan la lokal olanı ayıralım lütfen.

 

Aşkın kimyasını bile çözmüşken incelemez tabi. Kimya da pozitif bir bilim değildir. Doğru?

 

Benim demediğim şeyleri bana hayalinde söyletip kendin onalama.

 

Bilim aşkın kimyasını çözer. Aşk kapsamındaki eylemlere iyidir, kötüdür demez.

Bunlara toplumlar kendi değer yargılarına göre iyidir, kötüdür, doğrudur yanlıştır derler.

 

Bir yerde el ele tutuimak kötüdür, cinayet sebebidir.

Bir başka yerde, ele ele tutuşmak normaldir.

Bir yerde, flört kötüdür, cinayet sebebidir.

Bir başka yerde, flört normaldir.

Bir yerde, evlilik öncesi ilişki kötüdür, cinayet sebebidir.

Bir başka yerde, evlilik öncesi ilişki normaldir.

 

Bak bilim bunların hepsine aynı kimyasal analizi sunar. Ama Bilim iyi-kötü, doğru-yanlış tanımına girmez, onu insanlar kendi kültürlerine göre yaparlar.

 

Bunu ben değil, sözlük böyle tanımlıyor.

Din ve hurafe terimleri insanların kafasında belirli kavramlar için kullanılır. Din terimi sana göre (hatta bana göre) hurafe olabilir. Aslı olmayabilir.

 

Aynı sözlüğü bir Hristiyan eline alıyor ve şöyle diyor: İslamiyet'teki birçok şey dinde yok. İslamiyet bir hurafeler yığınıdır.

 

Eleştirdiği de bir din. Eleştiren de bir dinli.

Yukarıdaki verdiğin örnekten bile anlamak mümkün: Hurafe, bilimsel dayanağı olmayan, kültür, gelenek, alışkanlık, inanç vs. dir.

 

A toplumuna göre hurafe olan, B toplumuna göre, hurafe değildir.

Bilim, toplumdan topluma kurallarını değiştirmez.

 

İkinci çelişki:

 

Dini hurafe olarak algılıyorsunuz ve bunu insanlara dayatmaya çalışıyorsunuz. Hani nerede kaldı sizin antidayatmacı görüşleriniz?

 

Diyorsunuz, sonra dini hurafe olarak kendi doğrularınıza göre değerlendirip ben dahil herkese dayatıyorsunuz. Evet bana göre de hurafedir. Ama hurafe başka bir terimdir, din başka bir kavramdır?

 

Çelişki mi?

 

Bu foruma geldiğim ilk günden bu yana yazarım.

Beni insanların ne ineğe tapmaları ilgilendirir, ne sineğe tapmaları.

Ne görünür puta tapmaları, ne görünmez puta tapmaları.

 

Beni ilgilendiren tek şey, bu inançların evrensel doğrular olarak pazarlanmasına karşı çıkmaktır.

Ben dinlerin, lokal nitelik taşıdığını, evrensel doğrularak olarak pazarlanamayacağını söylüyorum.Bunu anlayamadıysan bu benim sorunum değil.

 

Yoksa insanların şeytan taşalamaları, hacca gitmeleri, Muhammed'i sevmeleri, kandil kutlamaları, cennete gideceklerine inanmaları, beni zerre kadar ilgilendirmez. Müdahale edersem terbiyesizlikten başka birşey yapmamış olurum.

 

Din tartışmalarına katılmamın nedeni, bu "evrensel ve ilahi doğrular, değişmez doğrular" sanılan şeylerin, öyle olmadığını göstermeye çalışmaktan ibarettir.

 

:) Dayatma yapmayalım. Bu sizin köyün doğrusudur. Başkalarının köyünde geçerliliği yoktur!

 

Hurafenin tanımı bellidir. Dincisi bilimcisi olmaz. Sözcük oyunlarına devam ediyoruz?

 

...

 

Dinde olanlar sana ve bana göre hurafe. Gerçek anlamıyla ise hurafe değil. Dinin gerçek anlamı ne? Hurafe mi? Din bilimi Hurafe bilimi mi? Tanrıya ibadet biçimleri. Biz hurafe olarak niteleyebiliriz. Halüsilasyon diye niteleyebiliriz. Bu dinin halisülasyon terimi ile aynı olduğu anlama mı gelir? Bilimsel açıdan bakalım. Bilisel açıdan din insanların uydurmasıdır. Gerçek anlamı ile hurafe değildir. Hurafe ile kastedilen şey başkadır. Batıl inançtır. Dinlerde yoktur. Türk Dil Kurumuna bakalım: DİNE SONRADAN GİRMİŞ BOŞ İNANÇ.

 

İşi espriye mi döktün?

 

O tanımı bana sen getirdin, ben de sana geri servis ediyorum, yutabilecekmisin görmek istiyorum. Ki görüyorum yutamamışsın. Din bana göre de hurafedir diyorsun.

O tanımı getiren adam, o tanımın verilerini kabulleniyordur.

 

Ben o tanımı kabullenmediğim için, sana kendi tanımımı sundum.

 

*

Şu sözlüğün hurafe tanımından yola çıkarak, dünyanın çeşitli yerlerinden dincileri toplayalım ve şunların hurafe olup olmadıklarını soralım:

 

* Şeytan taşlamak.

* Çaput bağlamak.

* Vaftiz olmak.

* İbadethanelere yiyecek bırakmak.

 

Seyreyle kavgayı.

 

Ama hurafenin, yöresel ve kültürel ögelerden arınmış tarifini kullalacak olursak, yukarıdaki eylemlerin hiçbirisinin bilimsel açıklaması yapılamaz. Yapılamadığı için de hurafe kapsamına girerler.

 

Yanlışlığını ortaya koymaktan bahsediyoruz. İyi kötü etiketi değil. Doğru/yanlış etiketi!

 

Bilim iyi-kötü etiketi yapıştırmadığı gibi, doğru-yanlış etiketi de yapıştırmaz.

 

 

Gözlem ve deneyimlerine yani bilime göre yapıştırırlar.

 

Varmış demekki?

 

Sen varmış deyince var olmuyor maalesef.

Bilim evrenseldir. İyi ve kötü kavramları ise görecelidir, dayanağını bilimden değil, kültürden alır. Bilimsel veriler kültürden kültüre değişmez, ama iyi ve kötü, doğru ve yanlış tanımlamaları kültürden kültüre değişir.

 

Bilim hurafe midir???

 

Ben hiçbir yazımda bilim hurafedir demedim. Ama huraflerini bilimsel gerçek diye satmaya kalkan adamlar görüyorum, bunu söyledim. Örneği de burda.

 

Ne sattığım ortada. Alan alır beğenmeyen almaz. İtiraf ediyorum, bunların bilimsel dayanağı var! Kendin alıntılayıp yazmışsın ama ne demek istediğini sen de anlamamışsın? Hepsi de bilimsel maalesef?

 

 

Yukarıdaki sözleri söyleyen kişinin, şu adamlardan farkının kalmadığını göremiyor:

 

- Yedi kuşak akraba içinden evlenmek sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var.

- Evli olmayan kadın ve erkeklerin aynı mekanda bulunmaları sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var.

 

*****

 

Burada çok haklısınız. Birincisi, hurafelerinizin (hurafe ise tabi) olması sizin sorununuz. Bunları da kimseye dayatmamalısınız. Benim de dayattığımdan bahsetmeyin.

 

Bu tasiyeyi kendine yap.

Ben hurafelerimin farkındayım ve bunları evrensel doğrular diye kimseye dayatmıyorum.

 

Bana göre, yakın akrabalarla evlenmek yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, yakın akrabasıyla evleneni de kınamam.

Bana göre, eşcinsel ilişki yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, bu ilişkide olanları da kınamam.

 

Aynı yürekliliği ve bilimsel ahlakı senden de beklerim.

Kendi cinsel hurafelerini başkalarına dayatmamanı, "toplumun sapıklık olarak gördüğü şeyler bilimsel verilerin ürünüdür" gibi, bilim ahlakına uymayan beyanlardan kaçınmanı dilerim.

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok doğru, esasen bilimin inceleme konusu etmediği hiç bir olgu yoktur. Yalnız nedenlerini, sonuçlarını irdelediği her olgu hakkındaki yargıları birebir hukuka yansıyacak diye bir kesinlik yoktur.

 

:clover:

 

Bilim herşeyi inceler. Sonuçlarını da sunar.

Sonuçlarını iyi-kötü, doğru-yanlış olarak nitelemez.

 

Sonuçları değerlendirmek, yargılamak, ahlak veya hukuk kurallarına dönüştürmek sosyal bir iştir.

Bu nedenle, aynı verileri bir toplum iyi olarak nitelendirirken, başka bir toplum kötü olarak nitelendirebilir.

Bu nitelendirme tamamen bilimden bağımsızdır. Kültürel, dinsel, yöresel, bölgesel, geleneksel faktöreler bu nitelendirmede rol alabilir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALINTI(YARASA)

Şimdi öncelikle şu çelişkileri ortadan kaldırır mısınız? Birinci çelişki:

 

 

ALINTI(BrainSlapper @ 04-13-2008, 18:21)

Bilim doğayı anlama ve anladığınız bilgilerden yararlanma çabasından başka bişey değildir.

ALINTI(BrainSlapper @ 04-13-2008, 18:21)

Bilim, nükler enerjiyi insanların tepesine bomba olarak atarmısınız, atmaz mısınız, yoksa elektrik üretiminde mi kullanırsınız buna karışmaz.

 

Slapper,

 

İletilerinin tümünde aynı şeyleri söylüyorsun anladık artık tekrarlamana gerek yok. Ama birde şunu anlasan olay çözümlenecek.

 

Pozitif bilimler iyi kötü etiketi yapıştırmıyor. Ama açıklamaları en az onun kadar pozitif olan sosyal bilimler iyi kötü etiketleri hazırlamış. Bu iyi kötü etiketleri ölçü olarak alıp uygulamakta biz insanlara düşüyor. Bu etiketler lokal kültürlerin iyi, kötüleri, yanlış, doğruları değil sosyal bilimlerin açıklamaları, evrensel genel geçer iyiler kötüler.

 

Ben bilimlerden ölçü alarak uygulamaya çalışan birey olarak sadece şu konularda seninle farklı düşünüyorum ve yanlış olduğunu savunuyorum. Tekrarlıyorum ölçüm sosyal bilimlerdir.

 

Yetişkin olmayan insanlarla (18 altı), çok yakın akrabalarla(aile sayılan)cinsel ilşki hurafe değil, YAN-LIŞ-TIR.

 

Ölçüyü ise önceki iletilerimde saydığım sosyal bilimlerin tüm disiplinlerinden almaktayım. Bilhassa hukuk, kriminoloji ve psikoloji.

 

Doğru söylediğin tek şey "bilimsel açıklamaları kimileri yanlış, kimileri doğru uygular". Sen yanlış ölçümleyip, yanlış açıklama yapıyorsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Budur... Maraba'nın iletisi konuyu bitirir nitelikte. Fazla söze gerek yok, ancak bir konuya daha değinmek isterim:

 

Bir ülke herkesin herkesle evlenebileceğini yasal hükme bağlamış. Sanırım İsveç'ti. Yasanın ayrıntılarını bilmiyorum. Ama tamam, diyelim bir ülke isterse kardeşlerin, isterse ebeveyn-evlatların, isterse insanlarla hayvanların, isterse aynı cinsiyetten insanların evlenebilmesini serbest bıraktı...

 

Peki bu yasa çıkarılırken bilimciler gerekli uyarıları yapmışlar mıdır, elbette yapmışlardır. Fakat İsveç yasa koyucusu, tartışmış, görüşmüş, bu yasayı sırf özgürlükler bağlamında bir şov yapmak "bakın benim insanım ne kadar medeni, serbest bırakıldı diye herkes yurra kardeşiyle, anne babasıyla evlenmek için koşturmuyor" demek için çıkarmaya karar vermiş. Olabilir yani, gerçekten olabilir. Kimse demiyorsa ki "aile içi evlilik yasağı tabudur, temelsiz hurafedir, hiç sakıncası yoktur, tamamen sanal bir yasaktır, hiç bir bilimsel temeli yoktur" ama diyorsa ki "özgürlükler bağlamında böyle bir yasa çıkarıyoruz, ama bu iş son derece sakıncalıdır, herkesin bu konuda çok dikkatli olması gereklidir, sakat doğumlar, psikolojik sorunlu çocuklar gibi çok ciddi sorunlar doğurabilir" diyorsa ve toplumun çok büyük çoğunluğu bilimin söylediklerini pür dikkat dinliyor, harfiyen tavsiyelerini dinliyorsa, bir özgürlük şovu olarak böyle bir yasa çıkabilir, asla ve kesinlikle olabilemez, İsveç'e savaş açılması gerekir diye bir şey yok.

 

Bana kalırsa İsveç yanlış bir yasa çıkarmış. Ama kendi takdirleri, düşünmüşler, "benim halkım bilinçlidir, bilimin sesine daima kulak verir, bakın böyle bir yasa olduğu halde bu tür evlilikler için başvuranların sayısı sadece şu kadar, onlar da başka kimseleri yok, üstelik menapozdalar, üreme şansları yok" demişler, çıkarmışlardır. Yarın yasanın iptal edilmeyeceği de garantide değil. Bazı şartlar, kısıtlamalar getirilmeyeceği, hatta ayrıntısını bilmiyorum demiştim, belki de yasa kısıtlamalar içeriyordur. Bilemiyorum yani, İsveç yasaması ne düşünmüş. Ama bilim bu konuda susmuş, "varın bildiğiniz yasayı çıkarın" demiş olamaz. Gerekli uyarıları yapmıştır.

 

İzleyin Gladyatör filmini. Orada kızkardeşi ile evlenmek isteyen Sezar'ı izleyin. Nasıl hasta bir ruh betimlemesi yapıldığını, izleyicinin Sezar'dan nasıl nefret ettirildiğini izleyin. Bence de hastadır, başka insan bulamayıp kızkardeşi ile evlenmek isteyen hastadır, acil bir kliniğe yatırılması gerekir. Bence otopsi yapılıp beyninde nasıl bir yanlış yapılanma var, bakılmalıdır. Böyle bir eğilimin yaygın kabul görmesi toplumu altüst eder, insanlık diye bir şey kalmaz. Yavrum evladım diye kucağına alıp sevdiğin çocuğun... Ya bırakın be... Nerden çıktı bu konu böyle? Midem bulanıyor benim, öğüreceğim artık!!!

 

İlkçağ Roma'sında bu gelenek vardı. Sezar soyu aile içi evlenirdi, krallık başka soya geçmesin diye. Fakat ortaçağa gelindiğinde kral soylarında dehşet dejenerasyonlar başgöstermişti. Hemen tüm veliahtlar sara hastasıydı. Sara kral hastalığı olarak anılır oldu. Ondan sonra ortaçağ kralları başka ülkelerden gelin almaya başladılar. Gerçi bu da erkek egemenliğini sonuç verdi, yani soyun sadece erkek evlatlarla devam ettiği, kadının sadece ekilen tarla olduğu, asıl olanın tohum olduğu düşüncesine yol açtı, neyse...

 

Yalıtılmış köy örneğinde olduğu gibi, yakın akraba evliliklerinin sonuçları kesinlikle faciadır. Hatta bir çok hayvan türünün kaplan, şempanze... türü bu yüzden, sayıları kritik bir sayının altına düştüğü ve çiftleşen bireylerin hepsi akraba olduğu için nesilleri ciddi tehdit altındadır. Bilimciler bu sorunun üstesinden gelmek ve uzak bireyleri çiftleştirip soylarını dejenerasyondan korumak için dünya çapında çalışmalar yapıyorlar.

 

Bilim bakın "ben olgulara iyi-kötü diye etiket yapıştırmam, ne halleri varsa görsünler" demiyor. Mümkün olduğunca uzak bireyleri çiftleştiriyor, hatta yapay dölleme ile bunu sağlamaya çalışıyor. Keşke insan türü bu kadar hoyratça ve acımasızca dünyayı kaplamasa ve diğer türleri rahat bıraksaydı. Neyse bu ayrı konu... Ama bilim elinden geleni yapıyor, onu anlatıyorum burada.

 

Yani tamam, bilim aslana et yiyor diye "kötü bir hayvan" demez. Ama genetiği ile bile oynar. Bilim tartışmasız tek önder ve otoritedir.

 

Neyse ya, belki de bilimi din başlığı altında tartışan tek halkız dünyada, yazık bize... Bir kısmımız dine takmış kafayı, bir kısmımız dinsizliğe... Bilim, bilim, bilim, ille de bilim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yetişkin olmayan insanlarla (18 altı), çok yakın akrabalarla(aile sayılan)cinsel ilşki hurafe değil, YAN-LIŞ-TIR.

 

Ölçüyü ise önceki iletilerimde saydığım sosyal bilimlerin tüm disiplinlerinden almaktayım. Bilhassa hukuk, kriminoloji ve psikoloji.

 

Doğru söylediğin tek şey "bilimsel açıklamaları kimileri yanlış, kimileri doğru uygular". Sen yanlış ölçümleyip, yanlış açıklama yapıyorsun.

 

Sayın maraba,

 

Bir yerlerde söylemiştim: Benim tek takıntım özgürlüktür. İnsanın özgür iradesine dayatma yapılamaz.

 

Esasen hukuk ve ahlak sistemimizinde son tahlilde bu kurala dayandığını göstermeye çalışmıştım.

Neden birbaşkasının malını "gönüllülük" esasına göre almak suç ve kötü olmazken, "zorla" alınırsa, suç ve kötü olacağını söylemiştim.

 

Benim değer verdiğim, önemsediğim tek kural budur. Bugün modern dünyanın da deger verdiği, yeni hukuk ve evrensel ahlak kuralları oluştururken gözönüne aldığı tek kural budur.

 

Bu kuralın uygulamasını nerelerde görürüz?

 

Bu kurala göre;

 

* Bir erkeğin, eşinizin vücudunu zorla kullanmaya kalkması bile tecavüzdür.

* Çocuklarla cinsel ilişki suçtur, zira çocukların yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

* Zihinsel hastalıklara sahip insanlarla cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

* Hayvanlara cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

* Akli yeterliliği olan bir insanı, "yalan vaadlerle", mesela evlilik vaadi ile, kandırarak cinsel ilişkiye ikna etmek suçtur.

* Akli yeterliliği olan bir insanı, istemi dışında fuhuşa zorlamak, fuhuş yaptırmak suçtur.

* Sizin hizmetinizde çalışan bir insanı cinsel taleplerinizle karşı karşıya bırakmak, cinsel tacizde bulunmak, suçtur. Zira o kişi işini kaybedeceği korkkusuyla, size sağlıklı yanıt veremez. Zorlama altında alınmış bir karar kategorisine girer. Suçtur.

 

 

*

 

* Akli yeterliliğe sahip bir erkek ve bir kadının cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir. (Tutucu bir toplum olmamıza rağmen bu yasa Türkiye'de de çıkmıştır)

* Akli yeterliliğe sahip iki kadının veya iki erkeğin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir.

* Akli yeterliliğe sahip iki kardeşin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir.

(ABD'de bazı eyaletler kuzen evliliğini suç sayar, bazıları izin verir, bazıları akli sağlığı yerinde olan iki bireyin kararlarının çocukların fiziksel sağlığına etki etmemesi koşuluyla, yani çocuk yapmamak veya çocuk yapılacaksa genetik olarak sakat doğum ihtimalinin olmadığını kanıtlamak koşuluyla, izin verir)

 

*

 

Yakın akraba ile cinsel ilişkinin yanlış olarak addedilmesi bilimsel kıstastan uzak bir nitelendirmedir.

Eski Türklerin kıstasına göre, 7 kuşak içinden evlenerek, dünyanın yarısı yanlış yapmaktadır.

Araplara göre, kuzenlerden daha yakın insanlarla evlenerek, dünyanın çok az bir bölümü yanlış yapmaktadır.

İsveç yasalarına göre, akli sağlığı yerinde olan herkes birbiriyle evlenebileceği için, yakın akrabayla evlenen kimselere yanlış yaptılar denemez.

Benim anlatmak istediğim şey budur.

 

Sen tutar yakın akraba ile evlilik yanlıştır dersin.

Bir başkası tutar 7 kuşak içinden evlenmek yanlıştır der.

Bir başkası tutar, el ele tutuşmak bile yanlıştır der.

Bir başkası tutar evlilik öncesi karşı cinselerin birbirlerini görmesi yanlıştır der.

Bu yanlışlık nitelemesinin bilimsel bir temeli yoktur.

Bilimsel bir temeli olmadığı için, kimse kimseye, kendi yanlışlık tanımını dayatamaz.

Bilimsel temeli olmayan bu yanlışlık tanımlamaları hurafe kapsamına girer.

 

*

 

Anne ile oğulun, kız ile babanın, kardeşlerin dahi evlenmesine izin veren İsveç yasaları peki neyi suç saymaktadır?

Karın bile olsa, karını arzulamadığı bir zamanda cinsel ilişkiye zorlamak suçtur.

genetik olarak dünyadaki en uzak insanı bile istemi dışında cinsel ilişkiye zorlamak suçtur.

Kıstas özgür iradedir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Cinsellik" açısından neyin "Tercih" olup, neyin olmadığı konusunu ayrıntılamak gerekiyor sanırım...

Temel ve Doğal olarak "Cinsellik", üreme organlarının üremeye yönelik birleşmeleridir.
Ancak insanlarda (ve bir de yunuslarda) işin içersine üreme ile birlikte "Haz"da giriyor ama yine de doğal ve sağlıklı cinsel birleşme "Üreme organları gelişmiş" ve "Üreyebilecek" çiftler arasında olarak ele alınıyor.

Mesela temel olarak cansız maddeleri cinsel obje olarak kullanmak alışkanlığı belki büyük bir psikolojik sorun değil ama psikolojik olarak bir rahatsızlık olarak ele alınır, tedavi edilebilir olarak görülebilir.

Fetişizm'de buna örnektir, belki insanların ayak parmağından falan haz almaları bizi ilgilendirmez ancak Bilim bunun bir rahatsızlık olduğunu belirtiyor.
Çünkü kişinin asıl ve doğal olarak etkilenmesi, tahrik olması gereken yeri üreme bölgeleridir.

"Çocuk İstismarı"nın niçin suç olduğuna bakalım:
Bir bireyin, 16-18 yaş altındaki, kendisinden en az 6 yaş küçük olan bir bireye (çocuğun kendi rızası olsa bile -Kandırma- olarak ele alınır) kandırma yoluyla ya da zorla cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel teması andırıcı dokunuşlarda bulunmak ve bu yönde sözler söylemek, iletişim kurmak "Cinsel İstismar/Taciz" olarak adlandırılır.
Burada yine çocuğun ergenlik yaşı göze alınır.
Yani yasal olarak çocuk henüz ebeveyn olamayacak yaştadır, gerek psikolojik olarak ve gerek biyolojik olarak yeterli değildir...

Eşcinsellik bugün suç değildir, olması taraftarı da değilim.
Ancak eşcinsellik bir tercihte değildir.
Eşcinselliğin iki temeli bulunuyor:
İlki; üreme organlarındaki doğuştan gelen anormallik ve hormonal bozukluk... Bu çeşit bir eşcinselliği tabii ki yargılayamayız. Çünkü o bireyin doğasında olan bir şeydir bu.
İkincisi; Bireyin bir takım psikolojik sorunlar nedeni ile (Çocuk İstismarı/Tacizi genelde en temel nedenidir) bu şekilde yaşamaya alışması durumudur. Genel itibarı ile bu tarz eşcinsellik eğilimi tedavi edilebilmektedir. Psikoloji Bilimi bu eğilimi, (o eğilime sahip kişi durumundan rahatsızlık duyuyorsa) tedavi edebilir ve sağlıklı bir heteroseksüel olarak yaşamına devam edebilir. Burada "Kişi rahatsız olmuyorsa..." önermesi nedeniyle "Bir rahatsızlık değildir..." çıkarımına varamayız... Çünkü sonuçta bu tedavi edilebilir bir şeydir. O açıdan bakacaksak Diş çektirip çektirmemekte bir tercihtir ancak dişin ağrıması ya da çürümesi de bir rahatsızlıktır.

Diğer bir Cinsel anormallik ise "Aile İçi İlişki" olarak tanımlanır.
Ben şimdiye kadar aile içi ilişkiyi meşru karşılayan bir topluma rastlamadım ve toplumsal olarak bu rahatsız edici bir durumdur.
Bilimsel olarak sağlıksız bireyler meydana getirebileceğine dair açıklamalar yapılmıştı ancak yine de sağlıklı bir bireyin aile için ilişkiye olumlu bakacağını sanmıyorum.
"Aile İçi Cinsel Eğilim"e benzer bir durum 6 yaşına kadar çocuklarda "Oedipus Karmaşası" olarak kendisini gösterir ki bu tam anlamıyla bizim tanımladığımız manada bir cinsel eğilim değildir.

Gelelim "Grup Seks", "Eş Değiştirme", "Nikahsız Yaşama", "Evlilik Öncesi Cinse Birleşme", "Aldatma" gibi eylemlerin neliğine...
Temel olarak sağlıklı karşıt cinsler arasındaki cinsel birleşme bilimseldir.
Yukarıdaki kavramların tanımladığı eylemler ya da yaşam tarzları pek bir görecelidir ve karşı cinsler arasında oldukça ahlakidir ya da değildir, kişileri bağlar.
Ancak şu da vardır ki Psikoloji'de "Cinsi Sapıklık";
"Bireyin kendisine, cinsel ilişkiye girdiği bireye ve içersinde bulunduğu topluma zarar verici nitelik." olarak tanımlanıyor.

Bu açıdan ele alınırsa daha sağlıklı yorumlara varılabilir diye düşünüyorum...

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover:

 

Bilim herşeyi inceler. Sonuçlarını da sunar.

Sonuçlarını iyi-kötü, doğru-yanlış olarak nitelemez.

 

Sonuçları değerlendirmek, yargılamak, ahlak veya hukuk kurallarına dönüştürmek sosyal bir iştir.

Bu nedenle, aynı verileri bir toplum iyi olarak nitelendirirken, başka bir toplum kötü olarak nitelendirebilir.

Bu nitelendirme tamamen bilimden bağımsızdır. Kültürel, dinsel, yöresel, bölgesel, geleneksel faktöreler bu nitelendirmede rol alabilir.

 

Saygılar.

 

Sayın BrainSlapper...

 

"Sosyal Bilimler" bir takım yargılarda bulunabilirler.

Kültürler sonuçta insan doğasının bir ürünüdür ve insanların var oluşundan bugüne kadar birikerek veya eksilerek gelmiştir.

Dolayısı ile "Kişisel tercihlere" nazaran "Toplumsal kabuller" daha temellidir (iyi ya da kötü değil). Bu yüzden "Sosyal Bilimler" bu konuda çok geçerli tespitler kabuller ortaya koyabilmektedir.

"İyi" ya da "Kötü" der demiyorum ama geçerliliği hakkında yorum yapabilir Sosyal Bilimler ve bundan yola çıkarak biz, "iyi" ya da "kötü" olduğuna dair bir bilgi ortaya koyabiliriz.

Tıpkı Bilim'in Madde'yi sorgulayışında Ateistlerin Tanrı'nın olmadığına kanaat etmesi ve inançlılarında Tanrı'nın varlığına kanaat etmesi gibi...

Sayın Maraba, Yersoy, Demirefe vs. Sosyal Bilimlere bakarak bir sonuca varıyorlar ve sizde başka bir sonuca...

 

Sorun şu sanırım:

Pozitif Bilimlerde Tanrı'nın varlığı hakkında verilen hükümde kim haklıdır?

Sosyal Bilimlerde Ahlak hakkında verilen hükümde kim haklıdır?

(burada kimseyi bir kefeye koymak niyetim yoktur, yanlış anlaşılmasın...)

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu plak takılmış... Aynı şeyleri tekrar edip duruyor, yapacak bir şey yok...

 

Çok doğru söylüyorsun sevgili demirefe…

Plak takılmış. Ve ben artık vazgeçtim slapper’a bir şeyler anlatmaktan.

Son olarak birkaç şey söylemek isterim, O da okuyucu açısından.

 

 

Bilim aşkın kimyasını çözer. Aşk kapsamındaki eylemlere iyidir, kötüdür demez.

 

Tartışma bu eksene nasıl kaydı anlayamadım.

Bazı hallerde, iyidir kötüdür meselesi değil bahsettiğimiz şeyler. Bir eylemin bilimsel açıdan doğru ya da yanlış sonuçlar açacağı; bilimsel açıdan doğru yada yanlış olması; bilimsel açıdan zararlı ya da faydalı olması; ve bunların bilimsel olarak irdelenebilmesi... Senin verdiğin ve hurafe sandığın her şey böyle…

 

Bunu bir kaç defa dile getirdiğim halde anlaşılmıyor mu yoksa anlamazdan mı geliniyor bilmiyorum...

 

Bir durum, örneğin eşcinsellik durumu. Bilim buna iyidir ya da kötüdür demez tabii ki... Ben de demem. Diyemem. Neden? Hormonal bozukluklardan kaynaklanan bir durumdur. Bilim bunu açıklar. Normal olan nedir? Sağlıklı bireyler nasıl davranır? Karşı cinse ilgi duyar. Hormonal bir bozukluk ile karşı cinse değil hemcinsine ilgi duyuyorsa bu normal bir durum değildir, anormal bir durumdur. Sapkınlıktır. Hormonal dengenin bozulması ile ortaya çıkan anormal bir durumdur. Hatta tercih bile değildir. Bu durumda bunun ayıplanacak bir tarafı yoktur. İyi/kötü denilecek bir durumu yoktur. Biz bunun üzerinden neyi tartışıyoruz? Kim diyor eşcinsellik yanlıştır/kötüdür/ayıptır diye? Benim ya da diğer arkadaşların böyle bir açıklaması ya da tezi olmadı. Peki, nereden böyle bir şeyi savunuyor pozisyonunda eleştiri sunuyorsunuz bunu da anlamış değilim… Örneklerinizi gözden geçiriniz

 

Bunlara toplumlar kendi değer yargılarına göre iyidir, kötüdür, doğrudur yanlıştır derler.

 

Bunu demesi hatadır...

 

Gelelim, yanlış giden tartışmada, olmayan savları eleştirinizde kullandığınız verilerinize:

 

Konu ne idi?

Etiğe yakışmayan sapkın sosyal davranışlar hurafemidir? Bilim bu davranışları nasıl değerlendirir? (Marabanın yazısından).

 

Bir yerde el ele tutuşmak kötüdür, cinayet sebebidir.

Bir başka yerde, el ele tutuşmak normaldir.

…..

 

Bu söyledikleriniz yöreseldir. Bunu zaten kabul ediyoruz. Baştan beri de söylüyoruz. Bunlar evrensel ahlak konuları değildir. Bu şekilde tartışamazsınız. Konular birbirine giriyor. Ama evrensel olarak açıklanmış konular, evrensellik kazanmış etik konuları ile bunları bir tutamazsınız. Bütün bu tartışmalara neden olan ilk söylemlerinizdeki “ensest ilişki” konusu ile bunları bir arada tartışamazsınız. Ensest ilişki bilimsel olarak da sınanabilen, gözlemlenmiş, zararları ortaya konmuş bir kavramdır. Evrensel olarak etik dışıdır.

 

Bana bir tane toplum gösteremezsiniz bunu hoş karşılayan. Havadan konuşmayalım

 

Ergen insanlar annesine ya da kız kardeşine cinsel ilgi duymaz. Duyarsa sorun var demektir, sağlık problemi var demektir, sapkınlık var demektir. Bu da tedavi edilir. Ama kalkıp bu örneği el ele tutuşmak, evlilik öncesi ilişki gibi yöresel olaylar ile bir tutamazsınız. Bu kelime oyunundan başka bir şey değildir.

 

Bak bilim bunların hepsine aynı kimyasal analizi sunar. Ama Bilim iyi-kötü, doğru-yanlış tanımına girmez, onu insanlar kendi kültürlerine göre yaparlar.[/b]

 

İşte o kültürlere göre değişen şeylerin de bilimsel açıklamasını yapabilirsin. Ama evrensel olarak değerlendirmek farklıdır. Kimisi evrensel olarak (ya da bilimsel) sakıncasızdır, kimisi sakıncalıdır. Bilim bize bunu söyler. Bu da sandığınız hurafe kavramıyla bir tutulamaz!

 

Aynı sözlüğü bir Hristiyan eline alıyor ve şöyle diyor: İslamiyet'teki birçok şey dinde yok. İslamiyet bir hurafeler yığınıdır.

 

Hurafe Arapça bir terimdir. Hurafeden ne kast ettiğinizi ben de çok iyi biliyorum. Ben hurafe denilince ne algıladığımı söyledim. Dini bir terim. Dinde olmayan batıl inançları kast ediyor. Siz, bilimsel olarak açıklanmayan şeylerin hepsini hurafe diye niteleyip, üstüne üstlük değer yargılarına da hurafe derseniz bunu kabul etmem. Bunlar bana göre ve kelimenin sözlük tanımına göre hurafe değildir bir, yine de bilimsel olarak araştırılabilir doğru/yanlışlığı ortaya konabilir iki. Tartışmaya neden olan savlarınızdan bir diğerini hatırlayınız. Ensest ilişkiye karşı çıkmak. Bunu yanlış bilmek. Hurafe değildir.

 

Yukarıdaki verdiğin örnekten bile anlamak mümkün: Hurafe, bilimsel dayanağı olmayan, kültür, gelenek, alışkanlık, inanç vs. dir.

 

Tamam, hurafe konusunda bu tanımı kabul ettim diyelim. Tamam dediğiniz gibi olsun. Diyelim ki bilimsel dayanağı yoksa hurafe oluyor. Yoksa tartışmanın seyri değişecek gibi.

Peki, dediğiniz gibi olsun. Etik dışı davranışlara karşı çıkmak hurafe olsun. Bunu kabul ediyor olmam doğru oladuğundan değil. Artık sıkıldığımdan…

 

Yoksa insanların şeytan taşalamaları, hacca gitmeleri, Muhammed'i sevmeleri, kandil kutlamaları, cennete gideceklerine inanmaları, beni zerre kadar ilgilendirmez. Müdahale edersem terbiyesizlikten başka birşey yapmamış olurum.

 

Bu konuda hemfikiriz burada bir sorun yoktur. Ben sizin yazılarınızın neredeyse tümünü okumuşumdur. Saydığınız konularda düşüncelerinizi biliyor ve hatta paylaşıyorum.

 

Din tartışmalarına katılmamın nedeni, bu "evrensel ve ilahi doğrular, değişmez doğrular" sanılan şeylerin, öyle olmadığını göstermeye çalışmaktan ibarettir.

 

Burada tek sorun, evrensel bazı sapkınlıkları da hurafe olarak nitelendirmeniz ve bilimin dışında tutmanız. Tartışmanın ekseni budur. Başka yönlere kaydırmaya gerek yok.

 

Bilim iyi-kötü etiketi yapıştırmadığı gibi, doğru-yanlış etiketi de yapıştırmaz.

 

Hala nasıl diyebiliyorsunuz bunu? Örnekleri ile gösterdik, yukarıda tekrarladım. Umarım bu sefer anlatabilmişimdir.

 

Bilim evrenseldir. İyi ve kötü kavramları ise görecelidir, dayanağını bilimden değil, kültürden alır. Bilimsel veriler kültürden kültüre değişmez, ama iyi ve kötü, doğru ve yanlış tanımlamaları kültürden kültüre değişir.

 

Hah şimdi geldik tartışmanın asıl odağına.

Bilim evrenseldir, evet.

Toplumlara göre değişen doğrular yanlışlar vardır, evet.

Ama toplumlara göre değişmeyen doğrular/yanlışlar da vardır.

Hadi anlıyorum, göreceli olan yargıları hurafe diye nitelendirdiniz.

Göreceli olmayanlar ne olacak?

Tekrar hatırlatıyorum: tartışmalara neden olan örneklerinizden birisi: ensest ilişki… Hangi topluma göre değişiyor?

Bilim buna yanlış etiketini yapıştırmış bile. Siz hala yapıştıramaz diyorsunuz.

 

Diyorum ki:

“bunların bilimsel dayanağı var! Kendin alıntılayıp yazmışsın ama ne demek istediğini sen de anlamamışsın… Hepsi de bilimsel maalesef…”

 

Gelen eleştiri:

 

huraflerini bilimsel gerçek diye satmaya kalkan adamlar görüyorum, Örneği de burda.

Yukarıdaki sözleri söyleyen kişinin, şu adamlardan farkının kalmadığını göremiyor:

- Yedi kuşak akraba içinden evlenmek sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var.

- Evli olmayan kadın ve erkeklerin aynı mekanda bulunmaları sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var.

 

Yedi kuşak akraba içinden evlenmek sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var. EVET DOĞRU

Evli olmayan kadın ve erkeklerin aynı mekanda bulunmaları sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var.

HAYIR YANLIŞ. Sapıklık değildir. Bilimsel dayanağı yoktur. Anormal olarak nitelendirilebilecek bir durum yoktur. Cümleler ile oynayarak haklı çıkamayacaksın Brainslapper. Üzgünüm

 

Cübbeli Hoca'yı hatırlattın bana.

 

Valla nasıl hatırladınız anlamış değilim. İki cümle kurmuşsunuz ve kafanıza göre yorum yapmışsınız, kendi kendinize hocayı hatırlatmışsınız, ama hatırlatan ben olmuşum… İlginç…

 

Ben hurafelerimin farkındayım ve bunları evrensel doğrular diye kimseye dayatmıyorum.

 

rica etsem, hurafelerinde referans aldığın doğruların kaynağını söyler misin?

 

 

Bana göre, yakın akrabalarla evlenmek yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, yakın akrabasıyla evleneni de kınamam.

 

Neden yanlıştır? Kaynağınız nedir? Evlenen olsa size göre nasıl sakıncaları vardır? Buna dur demez misiniz? Sakıncalarını bile bile göz yumar mısınız?

 

 

Bana göre, eşcinsel ilişki yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, bu ilişkide olanları da kınamam.

 

Eşcinsellik sana göre yanlıştır ama bana göre değildir. Çünkü eşcinsellik hormonal bir bozukluktur, yanlış ya da doğru bir tercih değildir… Tedavi edilmelidir. Bunu bilim açıklamış. Eşcinsellik deyip durmayın artık!

 

Aynı yürekliliği ve bilimsel ahlakı senden de beklerim.

 

Yüreklilik dediğiniz şey nedir?

Bazı sapkınlıkları hurafe olarak mı göstermek? Üstüne üstlük göz mü yummak?

Kusura bakmayın. Ben buna yüreklilik demem!

 

Kendi cinsel hurafelerini başkalarına dayatmamanı, "toplumun sapıklık olarak gördüğü şeyler bilimsel verilerin ürünüdür" gibi, bilim ahlakına uymayan beyanlardan kaçınmanı dilerim.[/b]

 

Tekrar düşünün bakalım. Bilimsel olarak sapıklık mı yoksa değil mi? Bir bozukluk mu değil mi? Anormal bir davranış mı değil mi?

 

Size bir soru sormak isterim. Çocuğunuz olsa bu hurafelerinizi ona dayatır mısınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir yerlerde söylemiştim: Benim tek takıntım özgürlüktür. İnsanın özgür iradesine dayatma yapılamaz.

 

Özgürlük sonsuz değildir.

 

Neden birbaşkasının malını "gönüllülük" esasına göre almak suç ve kötü olmazken, "zorla" alınırsa, suç ve kötü olacağını söylemiştim.

 

Benim değer verdiğim, önemsediğim tek kural budur. Bugün modern dünyanın da deger verdiği, yeni hukuk ve evrensel ahlak kuralları oluştururken gözönüne aldığı tek kural budur.

 

Gönüllülük esası başka bir şeydir. Verdiğiniz örnekler birbirini tutmamaktadır. Kafa karıştırıcı ve yanlışa sürükleyicidir!

 

İki insan arasında ilişki açısından bir sorun yoksa, ne bilimsel açıdan, ne evrensel değer ne de yöresel değer yargıları açısından bir sorun yoksa, gelirsin gönüllülük esasına.

 

Bilimsel açıdan sorun varsa bilim seni uyarır… Evrensel değerler açısından sorun varsa senin uyarırlar, kınarlar ve hatta cezalandırırlar. Bunlar işin doğru tarafıdır. Köyünüüzn kurallarına aykırı ise köy kurallarına göre yargılanırsınız. Bu ise farklıdır. Yerel değerlere bağlıdır. Bu sizi bağlar ya da bağlamaz kimse karılmaz. Bilimin de umurunda değildir.

 

Bu kuralın uygulamasını nerelerde görürüz?

 

Bu kuralı her yere uygulayamazsınız!

 

* Bir erkeğin, eşinizin vücudunu zorla kullanmaya kalkması bile tecavüzdür.

 

Bu evrenseldir. Bilimsel açıdan da suç işlemiş olursunuz. Hurafe değil!

 

* Çocuklarla cinsel ilişki suçtur, zira çocukların yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

 

Bu evrensel bir yanlıştır. Bilimsel olarak da doğru değildir! Akli yeterliliğinin olmadığını bilimsel olarak anlarsın! Vücudun bu işe hazır olmadığını bilimsel olarak tespit edersin! Hurafe değil!

 

* Zihinsel hastalıklara sahip insanlarla cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

 

Zihinsel hastalığı bilimsel olarak tespit edersin! Hurafe değil!

 

* Hayvanlara cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur.

 

Hayvanlarla cinsel ilişkiye girecek olanın cinsel sapkınlığı vardır! Bilimsel olarak tespit edebilirsin! Bilimsel açıdan fartklı türler arasında cinsel ilişki normal değildir! Hurafe değil!

 

* Akli yeterliliği olan bir insanı, "yalan vaadlerle", mesela evlilik vaadi ile, kandırarak cinsel ilişkiye ikna etmek suçtur.

 

Yalancılık evrensel bir yanlıştır. Buna karşı çıkmak hurafe değildir!

 

* Akli yeterliliği olan bir insanı, istemi dışında fuhuşa zorlamak, fuhuş yaptırmak suçtur.

 

Bu evrenseldir. Bilimsel açıdan da suç işlemiş olursunuz. Hurafe değil!

 

* Sizin hizmetinizde çalışan bir insanı cinsel taleplerinizle karşı karşıya bırakmak, cinsel tacizde bulunmak, suçtur. Zira o kişi işini kaybedeceği korkkusuyla, size sağlıklı yanıt veremez. Zorlama altında alınmış bir karar kategorisine girer. Suçtur.

 

Sen bile irdelerken bilimsel yöntem kullanıyorsun. Zorlama altında alınmış bir karar derken psikolojiyi kullanıyorsun. Bilim yapıyorsun! Hurafe değil!!!

 

* Akli yeterliliğe sahip bir erkek ve bir kadının cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir. (Tutucu bir toplum olmamıza rağmen bu yasa Türkiye'de de çıkmıştır)

 

Bu bilimsel açıdan da suç değildir. Yöresel olarak ters görülebilir. Bu kimseyi bağlamaz! Ama bilim yine derki, çok eşlilik şu şu şu sorunlara yol açar. Demirefenin yazısını tekrar okuyunuz.

 

* Akli yeterliliğe sahip iki kadının veya iki erkeğin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir.

 

Bu bir suç değildir! Bu hormonal bir bozukluktur! Bilimsel yönden irdelenir ve çözüm getirilir!

 

Akli yeterliliğe sahip iki kardeşin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir.

 

Bilimsel açıdan sakıncalıdır. Evrensel açıdan yanlıştır!

 

Yakın akraba ile cinsel ilişkinin yanlış olarak addedilmesi bilimsel kıstastan uzak bir nitelendirmedir.

Eski Türklerin kıstasına göre, 7 kuşak içinden evlenerek, dünyanın yarısı yanlış yapmaktadır.

 

Bu saydıkların zamanının bilimine göredir!

 

Sen tutar yakın akraba ile evlilik yanlıştır dersin.

Bir başkası tutar 7 kuşak içinden evlenmek yanlıştır der.

 

Bunu diyenler gölemlere dayanır. Daha sağlıklı sounç almak için daha sağlıklı bilim yaparsın!

 

Bir başkası tutar, el ele tutuşmak bile yanlıştır der.

 

Bu yöreseldir! Karıştırmayalım yukardakilerle!

 

Bu yanlışlık nitelemesinin bilimsel bir temeli yoktur.

 

Bunlar yöresel adetlerdir! Diğerlerinin bilimsel temeli vardır! Elmalar armutlar karışmış!!!

 

Anne ile oğulun, kız ile babanın, kardeşlerin dahi evlenmesine izin veren İsveç yasaları peki neyi suç saymaktadır?

 

Aklı olan bu nu zaten yapmaz. Bunu akli dengesi bozuklar yapoar. Bu da bilimin konusudur!!

 

Kıstas özgür iradedir.[/b]

 

Kıstas, evrensel doğrulardır, bilimin kendisidir. Mahalli olanlarda ise oranın kurallarına uyarsın ya da uymazsın. Konu bu değil!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gelelim "Grup Seks", "Eş Değiştirme", "Nikahsız Yaşama", "Evlilik Öncesi Cinse Birleşme", "Aldatma" gibi eylemlerin neliğine...

Temel olarak sağlıklı karşıt cinsler arasındaki cinsel birleşme bilimseldir.

Yukarıdaki kavramların tanımladığı eylemler ya da yaşam tarzları pek bir görecelidir ve karşı cinsler arasında oldukça ahlakidir ya da değildir, kişileri bağlar.Ancak şu da vardır ki Psikoloji'de "Cinsi Sapıklık";

"Bireyin kendisine, cinsel ilişkiye girdiği bireye ve içersinde bulunduğu topluma zarar verici nitelik." olarak tanımlanıyor.

[/size][/font][/b]

 

Sevgili boşig,

 

Benim yazdığım şey özetle senin dediğin şeydir.

 

Örneğin, "grup seks" cinsi sapıklık yaftası yapıştırmak "göreceli" bir ahlak anlayışı ürünüdür.

Ancak, seks partnerinizin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, bu kişi eşiniz dahi olsa, cinsi sapıklıktır.

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili boşig,

 

Benim yazdığım şey özetle senin dediğin şeydir.

 

Örneğin, "grup seks" cinsi sapıklık yaftası yapıştırmak "göreceli" bir ahlak anlayışı ürünüdür.

Ancak, seks partnerinizin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, bu kişi eşiniz dahi olsa, cinsi sapıklıktır.

 

Saygılar, sevgiler.

 

Boşig'in tek cümlesini alıp kendinize taraf yapmayızınz. Alıntıladığınız yazıda kırmızı ile işaretlediğiniz cümleden sontra geleni de okuyunuz lütfen...

 

Elmalarla armutları karıştırıp portakal diye satmaktan vazgeçelim lütfen!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili boşig,

 

Benim yazdığım şey özetle senin dediğin şeydir.

 

Örneğin, "grup seks" cinsi sapıklık yaftası yapıştırmak "göreceli" bir ahlak anlayışı ürünüdür.

Ancak, seks partnerinizin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, bu kişi eşiniz dahi olsa, cinsi sapıklıktır.

 

Saygılar, sevgiler.

 

Sayın BrainSlapper...

 

Dediğim gibi;

Yapılan eylem kişinin kendisine, partnerine ve içinde bulunduğu topluma zarar verici nitelik taşıdığı zaman "Cinsi Sapıklık" olarak tanımlanıyor.

Eşini zorla ilişkiye zorluyorsanız bu sapıkçadır...

Grup seks topluma ve o bireylere, yaşantılarına, ailelerine zarar veriyorsa sapıkçadır...

 

Aynen kumar gibi...

Çayına kahvesine oynamayı eleştiremeyiz ama çocuğuna elbise almak yerine parasını kumara yatıran bir adama ahlaksız diyebiliriz...

Eylemin zarar verici ve bozucu olması gerekmektedir Ahlaki olmaması için...

 

Yakın akraba ilişkisine dair cinsel birleşmede ise Pozitif Bilim ne der ayrıntısı ile bilmiyorum.

Ancak birleşme sonucunda doğabilecek bireyin sağlıksız olabileceğini biliyorum.

Aynı şekilde Aile içi ilişkiye Psikoloji "Rahatsızlık" olarak bakıyor...

Tedavi edilebiliyor psikanaliz vs. sayesinde...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu sadece cinsellik bağlamında ele almak bana itici geliyor. Cinsellik bence çok özel, kişiler arası bir konudur. İlgili partnerimden başka hiç kimse ile de sohbet konusu yapmaktan hoşlanmam. Ansiklopedik bilgi gerekirse açılır, ya da internetten tıklanır, ulaşılır. Ya da danışılacak bir konu varsa sayın Haydar Dümen'le konuşulur. Maddiyat diye bir şey söz konusu da değil. Herkesin bir gazeteye veya internet kafeye verebileceği üç beş kuruşu vardır.

 

Avrupa'da yasal uyuşturucu kullanma merkezleri de var. Adamlar düşünmüş, "ben bu olguyu nasılsa önleyemiyorum. Ne yapsam bunlar gidip kirli, kullanılmış şırıngalarla uyuşturucu kullanıp başıma dert oluyor, hastalık yayıyorlar. İyisi mi bunlara kontrol altında uyuşturucu kullandırayım. Böylece izler, kontrol altında tutarım." Bu bir özgürlük değil, bir kontrol altında tutma, izleme stratejisidir.

 

Swinging klüpler ve sıradışı evliliklere yasal izin verme de bu bağlamda olsa gerek. Ne yapacaksın, dini takmıyor, bilimi takmıyor, e hayat hakkı da var, imha da edemezsin, bari kontrol altında izle de en az zarar versin topluma...

 

Kim itiraz ederse etsin, görüşüm aynen ve net olarak şu: Böyleleri deney olarak izleme altında tutulacak canlılardır. Bir evrim sapması ve doğanın yaptığı hatalardır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyleleri deney olarak izleme altında tutulacak canlılardır. Bir evrim sapması ve doğanın yaptığı hatalardır...

 

:clover::clover:

Bunları hurafe olarak görmek de bilimsel olmaya çalışıp bilimden nasibini alamamış, tanrı ve din kavramını yok edecem derken insani değer yargılarını da zedeleyecek kadar tehlikeli olabilen düşüncelerin ürünüdür!

 

Şaşkınlık ve üzüntü içindeyim. Yürekten diliyorum, yapılan hatalar farkına varılsın...

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu sadece cinsellik bağlamında ele almak bana itici geliyor. Cinsellik bence çok özel, kişiler arası bir konudur. İlgili partnerimden başka hiç kimse ile de sohbet konusu yapmaktan hoşlanmam. Ansiklopedik bilgi gerekirse açılır, ya da internetten tıklanır, ulaşılır. Ya da danışılacak bir konu varsa sayın Haydar Dümen'le konuşulur. Maddiyat diye bir şey söz konusu da değil. Herkesin bir gazeteye veya internet kafeye verebileceği üç beş kuruşu vardır.

 

Avrupa'da yasal uyuşturucu kullanma merkezleri de var. Adamlar düşünmüş, "ben bu olguyu nasılsa önleyemiyorum. Ne yapsam bunlar gidip kirli, kullanılmış şırıngalarla uyuşturucu kullanıp başıma dert oluyor, hastalık yayıyorlar. İyisi mi bunlara kontrol altında uyuşturucu kullandırayım. Böylece izler, kontrol altında tutarım." Bu bir özgürlük değil, bir kontrol altında tutma, izleme stratejisidir.

 

Swinging klüpler ve sıradışı evliliklere yasal izin verme de bu bağlamda olsa gerek. Ne yapacaksın, dini takmıyor, bilimi takmıyor, e hayat hakkı da var, imha da edemezsin, bari kontrol altında izle de en az zarar versin topluma...

 

Kim itiraz ederse etsin, görüşüm aynen ve net olarak şu: Böyleleri deney olarak izleme altında tutulacak canlılardır. Bir evrim sapması ve doğanın yaptığı hatalardır...

 

Ahha ha haa...

Katılıyorum ya da katılmıyorum bu önemli değil ama

Çok güzel bir yorumdu Sayın Demirefe...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkürler ama katılsan daha çok sevinirdim sayın Boşig...

 

Ama dur yine de tamamen katılma, haklısın, bir ihtiyat payı bırak. Çünkü biraz öfkeliyim ve görüşlerimin faşizme kaymasından ben bile endişe ettim.

 

İnsanlar olarak karmaşık canlılarız ve aslında doğanın bizi böyle evirmesi haksızlık ya! Valla haksızlık. Bu kadar akıl sahibi olup bu kadar kısıtlı bir evrende yaşamak gerçekten haksızlık. Bazen bir tanrı var diyenlere hak vermek ve ölünce gidip onun yakasından tutup hesap sormak istiyorum. "Bu ne biçim dünyaydı böyle be? Yaratacak daha iyi bir dünya bulamamış mıydın? İblisi sudan bir bahane ile kovacağına kendine danışman yapsan da ikiniz kafa kafaya verip daha iyi bir dünyayı nasıl yaratacağınızı düşünseydiniz ya?"

 

Bana hesap soracakmış. Ah bir öbür dünya gerçekten olsa da o tanrının yakasına bir yapışsam! Hanyayı konyayı gösteririm ben ona!

 

Neyse gerçekten çok öfkeliyim. Yazmasam daha iyi olacak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkürler ama katılsan daha çok sevinirdim sayın Boşig...

 

Ama dur yine de tamamen katılma, haklısın, bir ihtiyat payı bırak. Çünkü biraz öfkeliyim ve görüşlerimin faşizme kaymasından ben bile endişe ettim.

 

Bu özeleştiriyi yapabilen birisine katılmamak mümkün mü?

Ama açıkçası gerçekten biraz sert geldi söylediğin şey... :)

 

Sonuçta toplumun işleyişini bozan unsurları denetim altına almak, revize etmek, eğitmek gerekir.

Buna birşey demiyorum...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

color] Bir başlıkta tanrı kavramının bilime olumlu/olumsuz etkilerini tartışmıştık. Bana göre, bu tanımlar doğrultusunda, tanrı veya ona tapınma sistematiği olan din gibi metafizik kavramların eninde sonunda bilime zararı olacaktır. Özellikle de yoları çakıştığı anda. Yolları çakıştığı anda diyorum, çünkü diğer türlü bir sorun yoktur. Sorun gizli kalır. Yani diğer bir değişle, tanrı gibi kavramlara inanan insanlar da bilim yapabilir, yapmaktadır. Ancak bu bir yere kadardır diyorum, çünkü yollar çakıştığı anda işin felsefesi bakımından gizli olan o sorun ortaya çıkacak ve bilime zarar verecektir.

 

Bilim gerçeği bilmek anlamaktır, bilim yapan insanın bir yaratıcıya inanması, gerçeği bilmeye etki etmez, çünkü bilim gerçekleri inceler, zaten başka bir şeyi inceleyecek bir sistematiği yoktur, bu nedenle ne yaparsanız yapın gerçeği gösteremeyeceğiniz için, siz istesenizde bilimsel olmayacaktır. Bu bakımdan Tanrı inancı bilimi bozar gibi yaklaşım mümkün değildir, ortaya çıkan bir gerçeği imha edilmedikçe hiçbir şey bozamaz, dünya küre biçimindedir ve bu gerçeği bir müminde değiştiremez, bir bilimadamıda değiştiremez.

 

Buradaki tek sorun dinlerdir, dünyayı bir zamanlar öküzün altında buzağı gibi gösteren dinler, bilim açısından hiçbir muhatap bulamamıştır, çünkü bilim kaynağını gerçekten alır. Gerçeğin felsefesi olmaz, dolayısıyla gerçek üzerinde bir felsefe oluşturmakta gerçeği değiştirmez.

 

Yani bilim adamı şöyle yapamaz, böyle yapamaz, şuraya gidemez, buraya çıkamaz , yok bilim şunu inceler yok bilim felsefesi buna uygun değil gibi mantıklar, hiçbir şekilde gerçeği değiştirmez.

 

bilimadamı birinin DNA sını alıp, aynı insandan oluşturabiliyorsa, o Allaha'da tapsa, şeytanada tapsa bize gerçeği göstermiştir, ve gerçek bir bilim yapmıştır.

 

dinlerin bilime, bilimi bozma açısından bir zararı yoktur, sakınca kişi ve bilimin ilerlemesi ile ilgilidir, çünkü bilim sadece gerçeği inceler, ama sıkı bir müslüman olan bilim adamının canlıları incelediğinde adem ile havvaya ulaşmaya çalışması ona büyük zaman kaybettirebilir ve bunun bilim adına doğrudan bir zararı olmasada, bilimin ve kişinin gelişmesi ve ilerlemesi açısından zaman kaybı olur. Ayrıca o kişi gerçekleri gördükçe imanı bozulmasın diye fikirlerinden ödün verme ihtimalide ortaya çıkabilir.

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu söyledikleriniz yöreseldir. Bunu zaten kabul ediyoruz. Baştan beri de söylüyoruz. Bunlar evrensel ahlak konuları değildir. Bu şekilde tartışamazsınız. Konular birbirine giriyor. Ama evrensel olarak açıklanmış konular, evrensellik kazanmış etik konuları ile bunları bir tutamazsınız. Bütün bu tartışmalara neden olan ilk söylemlerinizdeki “ensest ilişki” konusu ile bunları bir arada tartışamazsınız. Ensest ilişki bilimsel olarak da sınanabilen, gözlemlenmiş, zararları ortaya konmuş bir kavramdır. Evrensel olarak etik dışıdır.

 

Bana bir tane toplum gösteremezsiniz bunu hoş karşılayan. Havadan konuşmayalım

 

Tekrar hatırlatıyorum: tartışmalara neden olan örneklerinizden birisi: ensest ilişki… Hangi topluma göre değişiyor?

Bilim buna yanlış etiketini yapıştırmış bile. Siz hala yapıştıramaz diyorsunuz.

 

Başkalarını havadan konuşmakla suçlamadan önce, kendiniz havadan konuşmamayı deneyiniz.

 

Wikipedia

 

Belgium

In Belgium, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon some 200 years ago in the French government period. Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in Belgiumbut not between adults.

 

France

In France, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon in 1810.[4] Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in France, but adult incestuous relations are legal.[4]

 

Israel

In Israel, incest between adults (of the age of 18 years and above) is not a crime; Incestuous relations with a person under the age of 18 years are prohibited and punished by law.

 

Sweden

Sweden is the only country in Europe which allows marriage between siblings who share one parent. However, permission for this must be acquired from the County Administrative Board.

 

Türkiye

Türk hukuk sisteminde Medeni Kanun'da yakın akrabaların birbirleriyle evlenmelerini yasaklayan maddeler vardır. Ancak bu "evlenme yasağı" dışında, akrabalararası cinsel ilişkileri suç sayan maddeler yoktur. Genelde rıza ile gerçekleştiği varsayılan cinsel ilişkiler suç sayılmamakta ve cezalandırılmamaktadır.

 

Burada tek sorun, evrensel bazı sapkınlıkları da hurafe olarak nitelendirmeniz ve bilimin dışında tutmanız. Tartışmanın ekseni budur. Başka yönlere kaydırmaya gerek yok.

 

Toplumsal değer yargılarının "göreceliliğini" göremeyip, "kendi ahlak kurallarınızı" dayatmanın ve kendi ahlak kurallarınızın bilim tarafından desteklendiğini iddia etmenin, bir şeriatçinin "kendi ahlak kurakllarını" dayatmasından ve kendi ahlak kurallarının bilim/allah vs tarafından desteklendiğini iddia etmesinden farkı yoktur.

 

Bu nedenle tartışmayı ben çekmiyorum başka yerlere. Erdemli bir davranışla, "bilimsel bir açıklamam yok, bu nedenle hurafe kapsamına girer, ancak ben içinde yaşadığım toplumun kurallarına uyarak kendimi psikolojik olarak rahat hissediyorum" demek yerine, kendi hurafelerini bilimsellik paketiyle satmaya kalkışmanın mantığını anlamış değilim.

 

Yukarıda örnek verdiğim ülkelerin hepsine bak.

Evrensel olan tek bir ahlak kuralı vardır, sadece bir tane: Akli yeterliliği olan insanlar arasında zorlamaya dayanmayan her türlü ilişki serbettir.Verdiğim örneklerde suç kapsamına alınan şeyler "ensest ilişki değil" akli yeterliliğe haiz olmayanlarlarla, yani sağlıklı karar verme yetisine sahip olmayan kişilerle, yani çocuklarla ilişkidir.

 

Verdiğim örneklerin hiçbirinde, bugünkü hukuk ve ahlak anlayışımızın temeli olan o tek evrensel kurala muhalif bir örnek bulamazsın.

 

Bu evrenseldir. Bilimsel açıdan da suç işlemiş olursunuz. Hurafe değil!

 

Hezeyanında, okuduğunu bile anlamamışsın.

Ben o örneklerden hiçbirine hurafe demedim.

Evrensel/bilimsel tek ahlak kuralına örnekler verdim.

 

Bilimsel/evrensel tek ahlak kuralı da: kimseyi istemi dışında birşeye zorlamamaktır.

 

Bu ahlak kuralına göre, eşcinsel ilişki, ensest ilişki, grup ilişkisi, akli yeterliliğe sahip insanlar arasında gönüllülük esasına dayandığı sürece sorun yoktur.

Aynı ahlak kuralına göre, eşiniz olsa bile, eşiniz istemiyorsa, onun vücudundan zorla yararlanmak ahlaksızlıktır, suçtur.

 

Bunun dışındaki bütün değer yargıları görecelidir ve bilimsel açıklaması olmadığı için hurafe kapsamına girer.

 

Bu yöreseldir! Karıştırmayalım yukardakilerle!

 

Bunlar yöresel adetlerdir! Diğerlerinin bilimsel temeli vardır! Elmalar armutlar karışmış!!!

 

Aklı olan bu nu zaten yapmaz. Bunu akli dengesi bozuklar yapoar. Bu da bilimin konusudur!!

 

Kıstas, evrensel doğrulardır, bilimin kendisidir. Mahalli olanlarda ise oranın kurallarına uyarsın ya da uymazsın. Konu bu değil!

 

Yöresel olan, göreceli olan değer yargılarını evrensel değer yargıları diye satarsan, bu konuyla ilgili her yazında kendin karıştırısın elmalarlar armutları.

 

"Aklı olan ensest/eşcinsel/grup ilişkisine girmez" sözü ile "aklı olan 7 kuşak akraba içinden evlenmez" sözü arasında fark yoktur.

Lokal ve yöresel değer yargılarını bilimsel kökenli sanmaktan başka birşey değildir.

 

Hah şimdi geldik tartışmanın asıl odağına.

Bilim evrenseldir, evet.

Toplumlara göre değişen doğrular yanlışlar vardır, evet.

Ama toplumlara göre değişmeyen doğrular/yanlışlar da vardır.

Hadi anlıyorum, göreceli olan yargıları hurafe diye nitelendirdiniz.

Göreceli olmayanlar ne olacak?

Tekrar hatırlatıyorum: tartışmalara neden olan örneklerinizden birisi: ensest ilişki… Hangi topluma göre değişiyor?

Bilim buna yanlış etiketini yapıştırmış bile. Siz hala yapıştıramaz diyorsunuz.

 

Göreceli olmayan tek değer yargısı, hiçkimseye iradesi ve rızası dışında zorla birşey yapılamayacağı ve yaptırılamayacağıdır.

Bunun dışındaki değer yargıları sizin köyün değer yargılarıdır. Evrensel değildir. Bilimsel değildir. Hurafedir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşig'in tek cümlesini alıp kendinize taraf yapmayızınz. Alıntıladığınız yazıda kırmızı ile işaretlediğiniz cümleden sontra geleni de okuyunuz lütfen...

 

Elmalarla armutları karıştırıp portakal diye satmaktan vazgeçelim lütfen!

 

Arkadaşımızın biri itiraf etti, öfkeli olduğunu ve bu psikoloji ile yazarsa faşistik düşünceler savunabileceğini itiraf etti ve sakinleşmesi gerektiğini belirtti.

Erdemli bir davranış, takdir ediyoruz.

 

Bence siz de, öfkeniz yatışıncaya kadar yazmayınız, derim, tavsiye yani.

 

*******

 

Şimdi gelelim yorum yaptığın yere.

 

Boşig ne demiş? Kızmızı ile alıntıladığım yerlerden sonrakileri mavi ile alıntılayalım.

 

Gelelim "Grup Seks", "Eş Değiştirme", "Nikahsız Yaşama", "Evlilik Öncesi Cinse Birleşme", "Aldatma" gibi eylemlerin neliğine...

Temel olarak sağlıklı karşıt cinsler arasındaki cinsel birleşme bilimseldir.

Yukarıdaki kavramların tanımladığı eylemler ya da yaşam tarzları pek bir görecelidir ve karşı cinsler arasında oldukça ahlakidir ya da değildir, kişileri bağlar.

Ancak şu da vardır ki Psikoloji'de "Cinsi Sapıklık";

"Bireyin kendisine, cinsel ilişkiye girdiği bireye ve içersinde bulunduğu topluma zarar verici nitelik." olarak tanımlanıyor...

Eşini zorla ilişkiye zorluyorsanız bu sapıkçadır...

Grup seks topluma ve o bireylere, yaşantılarına, ailelerine zarar veriyorsa sapıkçadır...

 

Ben ne demişim?

 

Benim yazdığım şey özetle senin dediğin şeydir.

 

Örneğin, "grup seks" cinsi sapıklık yaftası yapıştırmak "göreceli" bir ahlak anlayışı ürünüdür.

Ancak, seks partnerinizin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, bu kişi eşiniz dahi olsa, cinsi sapıklıktır.

 

Boşig'in yazdığı her iki şeye de katılmışım. Birini alıp kendi çıkarıma kullanmamışım yani.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kıssadan hisse: Demek bir şeye körü körüne, hiç bir bilimsel bilgiye sahip olmadan karşı çıkmak, insanı bir bakıyorsun o karşı çıktığının aynısı yapmış. Ben çoktandır ateizmin sadece teizmin antitezi olduğunu ve fanatiklikte ondan hiç bir farkı olmadığını düşünüyordum. Genellikle birbirini şiddetle eleştiren tarafların ikisi de al birini vur ötekinedir. Hiç bir farkları yoktur.

 

Bu kanım bir kez daha pekiştiği için daha da güçlendi. Sokakta birbirine girmiş yaka paça olmuş iki kişiyi sakın ayırmaya çalışmayın. Gürültüye getirip cüzdanınızı araklama peşindeler. ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.