Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2008 Sayin arkadaslar Hepimiz burada ergenekon operasyonunu tartisiyoruz kimi arkadaslar ilhan selcuku goz altina alinmalarini kiniyor kimileri yerinde buluyor.. Acaba bu Ergenekon nedir ve ilk nezaman kuruldu haddim olmadan ufak capta bir arastirma yaptim ve sizlere sunuyorum... saygilar.. Ergenekon, Türkiye Cumhuriyeti'ne atfedilen ve meşru yollardan gerçekleşmesi mümkün olmayan bazı amaçlara ulaşmak için kurulan, yasal olmayan örgüt. Örgütün "derin devlet" veya Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde, devlet adına hareket ettiğini iddia eden bazı otoriteler tarafından kurulduğu ve yönetildiği öne sürülmektedir. Avrupa'da II. Dünya Savaşı'ndan sonra muhaliflerin (o dönem komünistlerin) iktidara gelmesini önlemek için kurulan "Gladio" adlı kontrgerilla örgütünün Türkiye'deki uzantısına siyasi literatürde Kontrgerilla denilmektedir NATO'nun Özel Harp talimnamelerine göre, üye ülkelerde kurulan NATO birimleri Türkiye'de önce Seferberlik Tedkik Kurulu adıyla örgütlenmiş sonra doğrudan Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Özel Harp Dairesi çatısı altında ve bunun sivil uzantısı olarak faaliyet yürütmüştür. Danıştay'a yönelik saldırı sonrasında çıkan ilişkiler ağıyla gündeme gelen "devlet yanlısı çete" yapılanmasının, uzun süredir Türkiye'de faaliyet gösterdiği ve devleti korumak amacıyla siyasi suikasttan naylon terör örgütü kurmaya" kadar birçok illegal eylemi onayladığı ortaya çıkmıştır. Deniz Kuvvetlerinden ayrılma araştırmacı-yazar Erol Mütercimler, ilk kez 1980'de örgütün varlığından haberdar olduğunu dile getirmiştir. 12 Kasım 1996 tarihinde Anavatan Partisi Genel Baskani Mesut Yılmaz'ın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e verdigi, Cumhurbaşkanı tarafından da gereğinin tetkik ve tahkiki için Başbakan Prof.Dr.Necmettin Erbakan'a verilen mektupta; ``Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Özel Harekat Dairesinin bulunduğu alınan duyumlara göre bu dairenin bazı elemanlarının uyuşturucu, kumarhane, haraç ve adam öldürülmesi gibi işlere karıştığı, son olay da bunun vehim olmadigığını sanıldığından da kötü oldugunu gösterdiğini, Ömer Lütfi Topal'ı öldürenlerin itiraflarinin fevkalade enteresan oldugunu, bu kişiler suçu itiraf ettikleri halde Ankara'ya celb edilerek hâlen serbest gezdiklerini, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde her türlü dökümanın hazır olduğunu, aşiret reisinin Devleti kullandığını, Devlette görevli bazı kişilerin Özel Harekat Dairesi Baskanı İbrahim Şahin'den talimat aldıkları ve bunun İçisleri Bakanı dahil bir takım yüksek yerlerin bilgisi dahilinde olduğunu, Devletin emrinde çalışan ve suça karışan 100-120 kadar kişi olduğunu, bu işin Devlet çapında soruşturulması gerektiğini, bu işe seyirci kalınır ise Demokrasinin işleyebileceğinden şüphe duyulacağını, bunların meydana çıkarılması hâlinde de Devletin zarar göreceğinden endişe ettiğini, normal Devlet mekanizmasına güvenin olmadığını, Devlet Denetleme Kurulu'nun böyle bir şeyi üstlenebileceğini... iddia etmiştir. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Susurluk Komisyonuna gönderdiği 9 Aralık 1996 tarihli yazısının ekindeki sahifelik Genel Çerçeve başlıklı yazısı, TBMM Başkanlığına yazılmış sahifelik Mehmet Ağar ve Tansu Çiller hakkında suç duyurusu olduğunu iddia ettiği dilekçesi ve diğer eklerden olusan toplam 183 sayfalık metin, 2 adet fotoğraf ve 40 sahifelik gazete küpürlerinin ve 26 Aralık 1996 tarihinde Komisyona sunduğu dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde; DYP Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Tansu Çiller'in başta MİT, Emniyet, Jitem, Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi devlet kurumlarının görevlileri olmak üzere mafya diye nitelenen bazı suç örgütlerinde yer almış kişilerden oluşan özel bir suç örgütünün kurulmasını azmettirdiği, bu örgütü eline geçirdigi, devlet olanakları ile beslediği, himaye edip, yönlendirdiği, bu örgütün ABD'nin CIA ve İsrail'in MOSSAD İstihbarat Örgütleriyle bağlantılı olduğu ve örgütün mensupları arasında Özel Büro diye anıldığı, Çillerin Özel Örgütü nün hâlen bir tanıtım ajansi biçiminde faaliyet yürüttüğü; çok geniş bir coğrafyayı hedef aldığı; İstanbul, Ankara, İzmir, Washington ve Tel Aviv'de büroları olduğu, Türk Silâhlı Kuvvetleri, Ülkücü Mafya, Emniyet Teşkilatı, Uyuşturucu silâh ve nükleer madde mafyası ve MİT içerisinde uzantıları olduğu ve toplam (700) kişiden oluştuğunu, başında (özellikle kendisinin yayınladığı Aydınlık isimli dergi) yer alan haber ve yorumlara dayandırarak iddia etmektedir. Bu iddiaya göre; örgütün lider kadrosu DYP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller, Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar, MİT Müsteşar Yardımcısı ve Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Emniyet Genel Müdürlüğü Müşaviri Emekli Yarbay Korkut Eken, Özel Harekât Dairesi Başkanı İbrahim Şahin, Ülkücü Mafya Şeflerinden Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı'dan meydana geldiği ileri sürülmektedir. İddiaya göre; örgütün Emniyet içindeki uzantısının başında Mehmet Ağar yer almakta, örgütü onun müşaviri olan Korkut Eken ``sevk ve idare etmektedir. Yine iddiaya göre; Örgütün MİT içindeki uzantısının başında ise; Kontr Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür ve Tolga Atik yer almaktadır. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Alemdaroğlu serbest, Perinçek tutuklandı 24 Mart 2008 Alemdaroğlu serbest, Perinçek tutuklandı İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakılırken diğer 3 zanlı ise nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tutuklandı. Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul Adliyesi'ne çıkarılarak tutuklanan üç kişi Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk ve gazeteci Adnan Akfırat tutuklandı. İstanbul Adliyesi'nde işlemleri tamamlanan tutuklu 3 zanlı daha sonra sivil polis aracı ile Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. 3 tutuklunun Adliye'den çıkarılması sırasında polis habercilerin görüntü alamaması için etten duvar ördü. Tutukluların Cezaevi'ne götürülmeleri sırasında Adliye girişinde bekleyen İşçi Partililer'de slogan atarak tutuklamaları protesto ettiler. İstanbul Adliyesi'ne getirilen diğer zanlılardan Kemal Alemdaroğlu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, İşadamı İbrahim Denli ise savcılıktan serbet bırakıldı.İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in nöbetçi mahkemede sorgulanmasına ise devam ediliyor. 'ERGENEKON ******* NE OLDUĞUNU HERKES GÖRECEK' Adliye önünde habercilerin sorularını yanıtlayan Kemal Alemdaroğlu, Ergenekon soytarılığının ne olduğunu yakında herkesin göreceğini ifade ederek," Gerçekten üzgünüm. Bu üç gün çok üzücüdür. Bizim gibi Anayasaya, yasalara saygılı, demokrasi hayranı kişilere yakıştırılan bu suçlama, aslında hepinizin taktir edeceği nedenlerle yapılmıştır. Yargıya, saygılıyız. Emniyet güçlerinin 3 günlük bizi ağırlamasından teşekkür ederiz. Onlarda bizi gayet güzel ağırladılar. İnanıyorum ki Türk toplumu bu Ergenekon soytarısının ne olduğunu, en kısa zamanda ortaya çıkmasını ve birilerinin, iktidar sahiplerinin Ergenekon üzerinden bir takım mesajlar iletmesini ve çalışmalar yapmasını önleyecektir. Ben Türk toplumunun gücüne, özverisine, sağduyusuna inanıyorum ve yargıda bunu en güzel şekilde gösterecektir"dedi. Basın açıklamasını mahkeme kararını açıklamadan önce hazırladığını belirten Alemdaroğlu'nun Avukatı Metin Çetinbaş ise Türkiye'nin çok zor ve sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ifade ederek,"Yargı bağımsızlığı zedelenmeye çalışılmaktadır. Herkesi hukuk devleti kurallarına uymaya davet ediyoruz. Başta Başbakan ve Bakanlar olmak üzere, şüpheliler aleyhine ard arda açıklamalar yapılmakta, yargı etki altına alınmaya çalışılmaktadır.Anaasal suç işlenmektedir. Görevli adli makamların şüpheliler hakkında yasal gereği yapacağına inanıyorum. Birbiriyle hiç ilgisi olmayan iki farklı adli olay karıştırılmaya,kamuoyu yanıltılmaya çalışılmaktadır. Görev ve ünvanı ne olursa olsun kimsenin Türk adaletini etkileyemeyeceğini son kararlar verildiğinde göreceğimize inanıyorum. Türk adalet sistemine yargıç ve savcılarına güveniyoruz"dedi. Kemal Alemdaroğlu'nun Adliye'den çıkışı sırasında toplanan bir grup ise slogan atarak destek verdi. Alemdaroğlu çıktığı sırada kapıda kendisini bekleyenlerle kucaklaştı.DHA Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Bir tarihte bir kadının evi aynı yargı tarafından gece yarısı basılıp arandı. Gece ev aramak ağırlaştırılmış şartlar taşıyordu. Kaçma tehlikesi olmayan ve milletvekili olan biri...Sesimiz pek çıkmadı. Birkaç gün önce pek de gerçekçi olmayan bir iddianame ile bir parti kapatılmak üzere anayasa mahkemesine dava açıldı. Birçok kişi, savcı işini yapıyor dedi. Bugünlerde; bir (kaç) savcı bazı kişilerin ifadesini almak üzere veya ifadelerine başvurmak üzere odasına aldı/rdı...Savcılar, AKP Savcısı oldu. Mevcut yapılanma içerisinde Savcıların kimseyle bir irtibatının olması mümkün değil. Ama seçilirken veya geleceğe dair yatırımlar yapmak amacıyla (atamalarını yapan yer Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu-Savcılar Hakim de olamaz) bir takım işlemler yapıyor olabilirler. Savcıların böyle şeyler yapmaları gelecek açısından çok da önem arzetmez ama varsayalım ki ediyor.... CMK'ya göre hala gece sayılan bir vakitte önemli bir gazetemizin yazarını (adı her ne olursa olsun. göz altı, ifade) o saatte getirtmemeliydi. Göz altı ile ev aramasının gece yapılması arasında fark vardır ama önemli değil. Ergenekon nedir ne değildir önemli değil konu açısından. Hangimiz bu gözaltının hukuka aykırı olduğunu söylersek savcının hukuka aykırı bir eylem gerçekleştirdiğini söylemiş oluruz. Yani ki, tartıştığımız hukukçularımızdır. Bu ne perhiz ne lahana turşusu deme noktasına geliriz ondan sonra. Burada hepimiz sağlam durmak zorundayız. Yanlışı kim, kime karşı yaparsa yapsın; Bu yanlıştır diyebilmeliyiz. Hukuka aykırılık biraz daha farklıdır. Birşeyin kanunlara uygun olması her zaman doğru olduğu anlamına gelmez. Savcının ifade almak üzere İlhan Selçuk'u o saatte getirtmesi kanuna uygundur ama etik değildir, yanlıştır. Selam ve saygılarla... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 'ERGENEKON ******** NE OLDUĞUNU HERKES GÖRECEK' Suçlu varsa, bu mahkemelere, karakollara götürülürek incelenir ! Polisin sorgulamasını ******* olarak görmek, hukuk devletine yakışmıyor ! suçun yoksa bunu adalet belirleyecektir, bu kadar basit saygılar Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Bu olayı AKP yi kapatma davası ile ,belli açılardan ilintilemek aymazlıktan başka bir şey değildir.AKP yi kapatma davasında, savcı ,yasalar çerçevesinde gerekeni yapmış ,iddianameyi hazırlamış ve davayı açmıştır.Bu iddianame yeterlidir - değildir o ayrı bir konudur.Gereken yerde gereken savunmalar yapılır ve sonuç beklenir.Bu gözaltına alma olayında bazı arkadaşların ima ettiği gibi "kendinize gelince demokrasi çığırtkanlığı yaparsınız" anlamına gelen şeyler söylemek ,yapılanı örtbas etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir..Zaten burada verilen tepki ,83 yaşında bir gazetecinin ,eski bir rektörün ve bir parti yöneticisinin adi birer suçluymuş gibi gözaltına alınış tarzınadır. Üstelik her kendilerine muhalif olanları ;bu tarz şekilde çetecilik ve demokrat olmamak gibi şeylerle suçlamak bu partinin klasik tavrıdır.Bakınız eski örneklere Van üniversitesi rektörüne yapılanlar ve bu yüzden intihar eden üniversite genel sekreteri,"atabeyler" çetesi diye uydurulan bir çete " güya başbakana suikast düzenleyeceklermiş" ve bu konuda nedense hapiste hiç kimsenin olmaması,cumhuriyet mitinglerinden sonra ADD ye ve Kanaltürk'e karşı yapılan baskınlar ve yıldırma politikaları.Ve AKP ye kapatma davası sonrasında gözdağı tarzında gözaltına alınmalar ve bu olayı ergenekon çetesi ile ilintileme çabaları.Ve daha iddianemesi bile hazırlanmamış olan bir olayda -ilk tahkikat aşaması gizli olması gerekirken- dinci ve satın alınan basının çarşaf çarşaf bu konularda yazı yazması ve yargıyı etkileme çabaları. Ne düşünmemiz gerekiyor acaba? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 'AKP yargı bağımsızlığına karşı savaş açtı' İşte İlhan selçuk'un serbest bırakılması sonrasına Cumhuriyet'teki baş yazı İlhan Selçuk'un serbest bırakılmasının ardından tüm gözlerin çevrildiği Cumhuriyet gazetesinde bugün “İktidar ve Yargı” başlıklı başyazı yeraldı. Pazartesi günleri köşe yazısı yazmayan İlhan Selçuk'un yerinde Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmeni İbrahim Yıldız'ın "Cumhuriyet'in Gücü" başlıklı yazısı yeraldı. Gazetenin manşetinde ise Türkiye Barolar birliği Başkanı Özdemir Özok'un açıklaması "Tehlikeli Hesaplaşma" manşetiyle verildi. Birinci sayfada ise tek sutuna "Cumhuriyet" imzalı, "İktidar ve Yargı..." başlıklı başyazı yeraldı. “AKP iktidarı yargı bağımsızlığına karşı adeta bir savaş açmıştır” ifadesine yer verilen "imzasız" başyazı şöyle: İktidar ve Yargı... Türkiye'de bugün iki dava ülkenin geleceğini belirleyecek kadar önem kazanmış gibidir. Bunlardan biri 'Ergenekon Çetesi' ya da dosyası diye vurgulanıyor, öteki 'Kapatma Davası' diye anılıyor. 'Kapatma Davası'nın boyutları, içeriği, yapısı, davalıları bilinmektedir. Çünkü iddianamesi yazılmıştır, yetkili mahkemesine verilmiştir; yargıçların dile getireceği hukuk konuşacaktır; sonucu beklemek gerekir. 'Ergenekon Dosyası' ise henüz ilk tahkikat aşamasındadır. Deliller toplanmakta, dava dosyasındaki belgeler üzerinde çalışılmaktadır. Şüpheli ya da zanlıların saptanması süreci yaşanmaktadır; davanın niteliği, içeriği, boyutları, sınırları, sanıkları zamanla kesinleşecektir. Kuşkusuz bu konuda kararı verecek olan görevli savcıdır. Gerçekte yasalarımıza göre ilk tahkikat gizlidir, açıklanması yasaktır; ama, medyamız doludizgin siyasal yorumlarla Ergenekon soruşturması üzerine demediğini bırakmamaktadır. x Ancak daha da "vahim" bir tablo ortaya çıkmıştır. Demokrasilerde üç erk olduğu biliniyor: Yasama - yürütme - yargı. Yargının tümüyle bağımsız ve tarafsız olması çağdaş demokrasilerde temel kuraldır. 'Yürütme' nin, başka deyişle hükümetin, bir başka söyleyişle de siyasal iktidarın yargı bağımsızlığını 'ihlal' etmesiyle demokratik devlet düzenini kökünden sarsacağı biliniyor. Bu girişime yönelen bir siyasal iktidar meşruiyetini kendi elleriyle baltalamaya yönelmiş olur. Oysa bugün Türkiye'de görülen tablo nedir? AKP iktidarı yargı bağımsızlığına karşı adeta bir savaş açmıştır. x Ancak "Kapatma Davası"na karşı AKP Hükümeti'nin ve cephesinin savaş tamtamlarını çalması, Başsavcı'ya saldırmayı yoğunlaştırması, hukuk sürecini kesintiye uğratmak için anayasayla bile oynamaya kalkması olayın bir yüzüdür. Olayın öteki yüzü belki daha sakıncalı bir tutum sergiliyor. Hükümetin Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan , Ergenekon dosyasında yine 'taraf' rolü oynamaktadır; yargıyı yine etkilemeye çabalamaktadır. Tutumu ve konuşmalarıyla, AKP lideri, 'Kapatma Davası'nı ortadan kaldırmaya çabalarken Ergenekon konusunda sonuna dek soruşturmayı destekleyeceğini açıkça söylemektedir. Oysa Başbakan'ın Ergenekon soruşturmasında destek olması, tahkikatı yürüten savcılığı da müşkül duruma düşürmektedir; sanki yukardan talimat ya da baskı üzerine soruşturmayı yürüttükleri sanısına veya suçlamasına yol açmaktadır. Sonuçta Başbakan Recep Tayyip'in konuşmaları ve davranışları, soruşturma dosyası üzerinde savcılığı tedirgin edecek bir şaibeyi türetmek ve ortamı yaratmak işlevini göstermektedir. x Ergenekon Dosyası'nı oluşturan şüphelilerin sivil ve asker kapsamında gittikçe çoğalan ve daha da artacak gibi görünen listesindeki adlarla Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarındaki üslup yan yana getirilip AKP iktidarının yargıyı etkileme yolundaki pervasızlığı da buna eklenince sonucu adaletin hayrına yorumlamak olanaksızlaşıyor. AKP iktidarı yargıyı rahat bırakmalıdır. İster Ergenekon dosyası olsun, ister kapatma davası olsun, bu kurala titizlikle saygı gösterilmelidir. İktidar yargıyla oynamaya başlamak hevesine kapıldı mı ülkede ne huzur kalır ne de istikrar... Türkiye'yi bugün bu huzursuzluk baştan sona sarmıştır.ANKA Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Hepimizin az buçuk tahmin ettiği şeyleri artık birileri yüksek sesle dile getirmeye başladı buda bir gelişme... Cumhuriyet gazetesinin bombalanması danıştay saldırısı ve daha niceleri... Hedefe islami kesimi oturtup arka planda kendi borusunu öttürenler tek tek gün ışığına çıkıyor.. Daha önce Maraş,Çorum Sivas'ı tezgahlayanlar gibi, kimbilir belki birgün onlarında asıl faillerini öğreniriz Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Bu ilkel ve şoven yapılar, ortacag anlayısının savunucuları, bagnaz ve Araplasmıs bir din kültürünün ve kirletilmis Ortadogu cografyasının maşası olmuş, emperyalizmin kuklası oldugundan bi haber yasayanlar, zehirli tohumlarını topluma ekip Türk halkını birbirlerine yabancılastırarak tüm degerlerin yok olmasına hizmet etmektedirler... onlarki ergenekon adini koyarken bile bilincli koymuslardir onlar Türkün ne mutlu Türküm diyenin düsmanidirlar... 'Ergenekon adina tepki verecek ken bugün akp adina alkislayan bilincsiz bir yigina ne demeli !!! Efendi Türkler Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 'Ergenekon adina tepki verecek ken bugün akp adina alkislayan bilincsiz bir yigina ne demeli !!! AKP adına alkışlayanda var alkışlamayanda, bu ergenekon çetesini ortaya çıkarmak için bir araç değil ! ergenekon adına tepki verilmekte zaten ! saygılar Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 ERGENEKON adi degil ama Ergenekon davasi bir soytariliktir,ve Alemdaroglu cok hakli olarak tepki koymustur.10 aydir henüz hicbir aciklama yapilmamis ortada kesin bir iddia yok habire bazi insanlar tutuklaniyor gözaltina aliniyor ve tüm ulusta bu tezgahi hazirlayanlar disinda kimsede huzur kalmadi.Birde Ulusalcilardan gocunan *SÖZDE AYDINLAR,YAZARLAR,YOBAZ TAYFASI*kesim varki piyasada kina birakmayip yaka yaka göbek atiyorlar ortalikta. Evet Alemdaroglu'nunda dile getirdigi gibi bu soytarilik tiyatrosu yakinda sona erecek ve bu kirli oyun tertip edenlerin basinda patlayacaktir.Bu anlamda Emniyetteki FETOCU yapilanmayi dile getiren kitaplastiran ve bunuda hayatiyla ödeyen NECIP HABLEMITOGLU'nuda rahmet ve saygiyla aniyorum.Ergenekon bu Fetocu yapilanmanin bir oyunudur. saygilarla Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Hedefe islami kesimi oturtup arka planda kendi borusunu öttürenler tek tek gün ışığına çıkıyor.. Değil mi sayın suheda; biz bu gündemi ne zamandır takip ederken ülkede kargaşa çıkarmaya çalışan bir çeteleşmeye karşı mücadele özellikle gündemden düşürülmeye çalışılmadı mı bazılarınca zaten; bu olayları takip eden herkese teşekkürlerimi sunuyorum, sakın vazgeçip saman altı edilmesine izin vermeyiniz... ergenekon adına tepki verilmekte zaten ! Aynen öyle sayın Tarafsız; arşivleme yapmaya çalıştığım haber bağlantılı blog iletilerimde isteyen bulabilir çeşitli yansımalarını(vatansever çetesi hakkında mesela), gelişmeleri ve hatta bazı diğer iddiaları da; ya da sayın Bozan hocamızın, yeni üye adı Senyour olan arkadaşımızın ve daha birçoklarının bu çete gündemini zaten takip edip çetelere zaten tepki gösterdiğine isteyen forum iletilerini okuyarak şahit olabilir... Saygılar... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Turkiyenin bir ara tipki Italyanin yaptigi gibi bir temiz eller operasyonu yapmasi artik sart.. Ama turkiye boyle bir operasyonun altindan kalkabilirmi iste orasi biraz muamma cunku bu yapilacak olan temiz eller operasyonunda eminimki bir cok kesmin tepkisini cekecektir cunku bu temiz eller operasyonunda bir cok insan fisleneceginden adim gibi 100 % eminim hemde hic tahmin edemiyecegimiz isimlerinde bu temiz eller operasyonunda fislenecektir ama nerede bu temiz eller operasyonunu gerceklestirecek yurekli birisi asil mesele iste burada .... saygilar Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Turkiyenin bir ara tipki Italyanin yaptigi gibi bir temiz eller operasyonu yapmasi artik sart.. Ama turkiye boyle bir operasyonun altindan kalkabilirmi iste orasi biraz muamma cunku bu yapilacak olan temiz eller operasyonunda eminimki bir cok kesmin tepkisini cekecektir cunku bu temiz eller operasyonunda bir cok insan fisleneceginden adim gibi 100 % eminim hemde hic tahmin edemiyecegimiz isimlerinde bu temiz eller operasyonunda fislenecektir ama nerede bu temiz eller operasyonunu gerceklestirecek yurekli birisi asil mesele iste burada ....saygilar Mesir macunu dagitan yürekli baslatabilir? Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Turkiyenin bir ara tipki Italyanin yaptigi gibi bir temiz eller operasyonu yapmasi artik sart.. Ama turkiye boyle bir operasyonun altindan kalkabilirmi iste orasi biraz muamma cunku bu yapilacak olan temiz eller operasyonunda eminimki bir cok kesmin tepkisini cekecektir cunku bu temiz eller operasyonunda bir cok insan fisleneceginden adim gibi 100 % eminim hemde hic tahmin edemiyecegimiz isimlerinde bu temiz eller operasyonunda fislenecektir ama nerede bu temiz eller operasyonunu gerceklestirecek yurekli birisi asil mesele iste burada ....saygilar Time'ın geçen haftaki sayısında İtalyan mafyasının etkinliğini anlatan bir yazı vardı okuduklarım gerçekten mafyanın İtalya siyaseti, ekonomisi ve yaşamı üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyordu... Yani demek istediğim aslında onlarda da pek bir şey çözülmüş değil; çok zor bir iş... Saygılar... Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Mesir macunu dagitan yürekli baslatabilir? sayin efendi turkler ben yazimda mesir macunu dagitan baslatir yolunda bir yorumda bulunamadim ustelikte onunda kusursuz bir bir yonetici oldugunu iddiada bulunmadim.. egerki ulkeyi bu kaostan yolsuzluktan ve mafia yonetiminden kuratacak birisi varsa bence hic bos durmasin bu temiz eller operasyonunu gerceklestirecek biri baba yigit yoktur turkiyede cunku assagi tukursen sakal yukari tukursen biyiktir hepsi birbirine baglidir ipin ucunda.. Bu temiz eller operasyonunu gerceklestirecek ulkede ikinci bir Ataturk lazim ama oda dunyaya 1 defa gelir **************** saygilar Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 İlhan Selçuk çete kurmak ve fikir önderliğinde bulunmakla suçlanıyor Hemde bir ucunda emekli generaller, profesörler, Kemal Alemdaroğlu gibi değerli isimler, Doğu Perinçek gibi muhalif ve sivri dilli solcularla, aşırı milliyetçi olarak tanınan ülkücüler aynı çetede... yani aslında ne oluyor solcular ve sağcılar yani dünün birbirine tahammül edemeyen iki keskin ucu sosyalistler ve ülkücüler ortak çete kurmuş ve hepside okumuş adamlar, mürekkep yalamışlar... ama tek ortak noktaları akpartinin yapıp ettiklerine sessiz kalmayıp bütün gerçekleri belgeleri ile kanıtlayanlar, kalemini ve kelamını sakınmayanlar, ortak isim verdiler ulusalcılar, işte bunlar çok tehlikeli, mesela Ahmet Altan ne dedi, Kemalistler ordudan ayıklanmalı... Kemalistler bu ülkenin azılı katillleri, çeteleri, mafyaları, organize işleri gibi gösterilmek isteniyor ama bir bakıyoruz gerçek çeteler devletin temesinde çöreklenmiş, gerçek teröristler meclisten maaş alıyor, gerçek katiller ve ülke düşmanları nevruz bahanesiyle terör örgütü liderinin resimlerini gösteriyor, sözde bayraklarını taşıyorlar... oldukça iddialı bir senaryo hazırlatmış başbakan ama bu filmin sonu nasıl bitecek hep birlikte göreceğiz... Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Arkadaslar neden burada genelde ya AKP tarafi yada Ergenekon tarafi oluyoruz anlamiyorum dogrusu. AKP'nin ne oldugunu ve kimlere hizmet verdigini cok iyi biliyoruz. Ama aramizdaki Ergenekon operasyonuna karsi gelen arkadaslarin neye dayanarak bu cete mensubu olarak suclanan kesmi AKP'nin alternativi ve cumhuriyetin yegane bekcileri gibi gösteriyorlar ve onlari savunuyorlar anlamis degilim. Beni kimin kirli camasiri kim tarafindan ve ne zaman nicin cikarildigi hic ilgilendirmiyor. Önemli olan benim icin bu kirli camasirlarin ortaya cikartilarak toplumdan temizlenmesi. Ve bana göre AKP'ye karsi olmak otomatikmen demokrat ve özgürlükcü olmak degildir. Malesef seriatcilardan baska özgürlükleri kisitlayan ve fasizan bir düzen getirmek isteyen kesimde var. Seriatcilarla, irkcilarin ve diktatör sevdalilarin kavgalarina ortak olarak ülkeyi kaosa götürmeye hicte hakkimiz yok. Önüne gelen Atatürkü agzina alarak kendi emelleri icin kullaniyor, aynen PKK'nin özgürlük davalarini kendi emelleri icin kullandigi gibi. Biraksinlar artik Atatürk'ün ismini ve cumhuriyetimizi kullanarak kendi seriat düzenlerini ve digerlerinninde cetecilik hareketlerini hakli göstermelerini. Simdi daha iyi anlasiliyorki, neden PKK olayi 30 yildan beri bitirilmiyor, neden kürt sorununa cözüm bulunmuyor ve dini duygular halaa siyasi cikarlar icin kullaniliyor. Her iki günde bir, yeni bir gündem geliyor ülkenin önüne ve artik biktik bu cözümsüzlükten. Önüne gelen kendisini vatanin bekcisi ilan ediyor. Bir bakiyorsun en iyi bekci sayin Tayyip Erdogan, bir bakiyorsun Ergenekoncular, bir zamanlar Ciller'di, bir bakiyorsun MHP'liler. Ya bu kadar iyi bekcisiniz de neden birlesip beraberce bu vatandaslarin sorunlarini halletmiyorsunuz? Kendi ve yandaslarinizin cebini doldurmaktan ve binlerce insanin canina mal olmaktan baska ne yarariniz oldu bu vatana bir söyleyin. Yillaradan beri bir kaos icerisindeyiz ve hic bir yaramiza melhem olamiyoruz. Olamadigimiz gibi suclular aramizda olmasina ragmen, suclulari disarida ariyoruz. Bazen düsünüyorum ve diyorumki, biz halk olarak bunlari hak ediyoruz ve herkes hak ettigi gibi yönetilir diyorum. Aglamaktan baska, kendi kendimizi övmekten baska, kendimizden baskasini devamli düsman görmekten baska ne yapiyoruz? Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Sayin ucansahin Aslinda cok guzel anlatmissin. Ama su bir gercektirki bizim ulkemiz ucurumun kenarinda bulunmaktadir ve halk artik kutuplasmis vaziyettedir en ufak bir elestiride bulundugunda ya islamcisindir yadar Cumhuriyet bekcisi bunun ortasi yoktur.. nasilki ulkede takimsiz bir sahiz yok ise partisiz bir sahista olamaz cunku insanlara bunu ogretmisler.. Ben her yorumumda altini cize cize soyluyorum ben ne AKPnin gorusunu savunuyorum nede baska bir partinin cunku biliyorumki turkiyede gorusu savunulacak bir parti yok ulkemizde.. bugun ulkenin basina kim gelirse gelsin AKPden iyi yonetecekmi bu cevap kesinlikle hayirdir haa belki turban konusu kapanir o ayri bir sey ama gelen parti yine AKP gibi iktidarsiz yine ne yapacagini bilmeyen ise yaramayan yine kurumlarda kadrolasmaya gidecektir bu gozler onunde olan birseydir basa kim gelirse once kendi adamini korur ve ise alinmalar atamalar o yolda devam eder.. Bu AKPden oncede boyleydi AKPden sonrada boyle olacaktir bugun Ulkemiz mafialar cetelerin kol gezdigi bir ulke olmus tutturmusuz bir AKPdir gidiyoruz kardesim ulke akpden oncede ayniydi birsey degismediki sadece soyanlar degisti eskiden soyanlar Laiklik cumhuriyetciyim sifatiyla soyuyordu devlet kasalarini bankalari hazineyi simdikiler islamciligi on plana atarak soyuyor ama bunu gormekte sanirim biraz körüz.. Sanki AKPden once hersey gulluk gulustanlikti.. Sununda altini cizerek butun suclular cezalarini cekmelidir bu ister sozde cumhuriyet savunuculari olsun isterse islamci herkes halkina yaptigi zulmun cezasini cekmelidir 30 yasindada olsa 100 yasindada olsa cekecektir kacisi yoktur.. Ayrica neden murekkep yalayan adam vatan haini olamazmi bizler nekadar murekkep yalayipta ulkeye ihanet eden aydinlar gorduk osmanlilar donemine bakin isterseniz bir ulkeyi parca parca dis guclere peskes cekenleri gorursunuz belkide... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mart , 2008 BIÇAK SIRTI 24 Ağustos 2007 TSK Emperyalizmle Yüzleşmek Zorunda Asker, ABD’nin bölgedeki ve Türkiye üzerindeki emperyalist girişimleri ve uygulamaları ile karşı karşıya gelmeye çoktan başlamıştı. 1990’lı yıllarda Eşref Bitlis ve Muavenet Zırhlısı olayları buzdağının su üstündeki uzantılarıydı sadece. ABD, İngiltere ve İsrail 1990’dan sonra Irak’ın kuzeyini yavaş yavaş hazırladılar. AB ise, doğrudan Türkiye üzerinden, PKK’nin siyasal zeminini oluşturarak, "Büyük Ortadoğu Projesi’nin koçbaşı olan" Kürdistan projesine destek verdi. Büyükanıt Genelkurmay Başkanı seçildikten sonra, "Çekiç Güç hataydı" diyerek TSK’nin tepkisini ortaya koydu. AKP iktidarından sonra "sınır ötesi tepkiler ve operasyonlar" yavaş yavaş durdu ve sonunda sıfırlandı. AKP iktidarı, Washington ve Pentagon’un taleplerini geri çeviremezdi. Zaten misyonu, bunu gerektiriyordu. "AKP iktidarının siyaseti Washington’a endekslenince", siyaset boşluğunu TSK doldurmak zorunda kaldı. "Ordu Irak’ın kuzeyine müdahale ederek Kürdistan projesini (ve PKK’ye desteği) engellemek zorundaydı"; karşımızda, "PKK değil; ABD, AB ve İsrail" vardı. Öte yandan, "AB süreci üzerinden Türkiye gevşetilerek çözüştürülüyor ve bölünmeye doğru götürülüyordu." AKP’nin "ABD’ye ve AB’ye endeksli bir iktidar konumuna getirilişi, TSK’yi, Cumhuriyeti ve Lozan’ı savunmak için, politika yapmaya yöneltti". "TSK, Cumhuriyetin tarafında olduğunu ve onu koruyacağını gösterdi" demek daha doğru olur. e-muhtıra "yalnız AKP’ye değil, arkasındaki ABD’ye de verilmiştir". TSK’nin karşısındaki AKP değil... TSK, AKP ile çatışıyor gözükmesine rağmen, aslında AKP’nin arkasındakilerle çatışmaktadır. TSK’nin çatıştıkları, ABD ve AB’dir. NATO ve AB içinde, "müttefiklik oyunları" oynanıp ordu denetim altında tutulurken, AKP cephesi ve onun ortakları ile baraj ateşi altına alınıyor. Bu düzen (düzensizlik) içinde nereden nereye geldik, Irak’ın kuzeyinde Kürdistan’ın ilk ayağı kuruldu; Türkiye’nin güneydoğusu PKK, ABD ve AB’nin etkisi altına alınıyor; olmayan Ermeni soykırımı, BOP adına dayatılmaya başlandı; Fener Patrikhanesi Lozan’ı deldi; AKP "ılımlı İslam yolunda" Cumhuriyete alternatif adımlar atmaya koyuldu. "Dost ve müttefik oyunu oynadığımız" ABD ve AB bizi yavaş yavaş eritip ayrıştırıyor. İktisadi, siyasi, köktendinci ve askeri ağlarla Türkiye’yi "hiçbir ulusal refleks gösteremeyeceği bir noktaya sürüklüyorlar". TSK bu oyunun içinde yer mi alacak? Yoksa, emperyalizmle doğrudan yüzleşmeyi mi kabul edecek? 12 Nisan - 31 Mayıs süreci TSK’nin 12 Nisan’dan itibaren, AKP’nin arkasındakiler de dahil; işaret etmeye başladıkları, "emperyalizmle yüzleşmenin ilk sinyalleri olmuştur". Ülkenin, Lozan’ın kazanımlarından ve Cumhuriyetin değerlerinden uzaklaştırılmak istenmesi karşısında ilk tepkilerini verdi. 22 Temmuz seçimleri öncesinden başlayarak ABD ve AB’nin bütün olanakları ile AKP’ye destek verdiğini gördük. Büyük sermaye medyası ile köktendinci medyası tam bir bütünlük içinde çalıştılar. ABD ve AB, "AKP’yi iktidardan indirirseniz ekonomide kaos yaşatırız" tehdit ve şantajını kullandılar. Hitler döneminde Almanya’da yaşanan "faşist propaganda yöntemi", Türkiye’de uygulandı. Emperyalizme ve faşizme karşı olan ulusalcı ve toplumcu sesler, akla hayale gelmedik yöntemlerle susturuldular. Hedeflerin başında, "emperyalizmle yüzleşmeye ve karşı çıkmaya başlayan TSK geliyordu". Amaç; emperyalizme karşı birleşmeye başlayan ulusalcı güçleri ve TSK’yi sindirmekti. TSK bu gerçekleri gördü, yaşadı ve yaşamakta. Bundan sonra, emperyalizmle başlattığı yüzleşmeyi sürdürecek mi? Yoksa, her şey bitti mi diyecek? Cumhuriyetin değerlerini, Lozan’ın kazanımlarını ve Türkiye’nin bütünlüğünü korumak için TSK’nin kararlılığını sürdüreceğine inanıyorum. Ancak bu kararlılığı sürdürmek için emperyalizmle yüzleşmek kaçınılmazdır. Onunla yüzleşmeden ne Cumhuriyet, ne Lozan’ın kazanımları ve ne de Türkiye’nin bütünlüğü korunabilir. Şu anda içine sürüklenmekte olduğumuz süreç, TSK’nin emperyalizmle yüzleşmesinin vazgeçilmezliğini en iyi biçimde kanıtlıyor. TSK, altımızı oyan sahte "müttefiklerle ve içimizdeki uzantıları ile yüzleşmek zorundadır".EROL MANİSALI Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Sayin Efendi turkler oncelikle guzel vurgularda bulunmussun tskler. Fakat anlatilmaya calisanlari ya benim aklim almiyor veyahut bir kesimi aklarken diger bir kesmi karalamaya calisiyoruz soyleki .. Turkiye 1950'lerden buyana *********** yapiyor ve bugunde halen bunu devam ettirmektedir oyleki ulkede tum siyasi kararlar ABDnin izni olmadan oynaylanmaz ve meclise sunulamaz bu bir gercektir bu sadece AKP doneminde olmamistir.. AKP AB yanlisi diyorsunuz peki benim anlamadigim su bugun AKP Ab yanlisi olmaydi yorumunuz ne olurdu acaba batidan uzaklasiyoruz iyice islamlasiyormuyuz olurdu zaten hali hazir bunu soyluyoruz, ama AB ye yakinligimiz 40 yildir biliniyor yeni olan bir olay degildir 40 yil evvelinde AKP diye bir parti yoktu.. ayrica 12 eylul ihtilali ve gecmisteki ihtilaller olmasaydi bugun turkiye ABye coktan girmisti.. Ama sagolsun darbeciler ulkeyi cok dusundukleri icinmidir bilinme her 10-15 yilda bir ihtilaller yapildi ve yine bu ihtilaller yapilirkende yine emirler ABDden geldi, her darbeden ABDnin haberi vardir .. okadar ileri gidilmistiki mecliste ve orduda ABDnin CIA ajanlari bulunmaktaydi .. Simdi Kalkipta Turkiyenin sanki yeni ********* olmus gibi lanse etmek bence cok yanlistir.. saygilar Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Sayin Efendi turkler oncelikle guzel vurgularda bulunmussun tskler. Fakat anlatilmaya calisanlari ya benim aklim almiyor veyahut bir kesimi aklarken diger bir kesmi karalamaya calisiyoruz soyleki .. Turkiye 1950'lerden buyana ********** yapiyor ve bugunde halen bunu devam ettirmektedir oyleki ulkede tum siyasi kararlar ABDnin izni olmadan oynaylanmaz ve meclise sunulamaz bu bir gercektir bu sadece AKP doneminde olmamistir.. AKP AB yanlisi diyorsunuz peki benim anlamadigim su bugun AKP Ab yanlisi olmaydi yorumunuz ne olurdu acaba batidan uzaklasiyoruz iyice islamlasiyormuyuz olurdu zaten hali hazir bunu soyluyoruz, ama AB ye yakinligimiz 40 yildir biliniyor yeni olan bir olay degildir 40 yil evvelinde AKP diye bir parti yoktu.. ayrica 12 eylul ihtilali ve gecmisteki ihtilaller olmasaydi bugun turkiye ABye coktan girmisti.. Ama sagolsun darbeciler ulkeyi cok dusundukleri icinmidir bilinme her 10-15 yilda bir ihtilaller yapildi ve yine bu ihtilaller yapilirkende yine emirler ABDden geldi, her darbeden ABDnin haberi vardir .. okadar ileri gidilmistiki mecliste ve orduda ABDnin CIA ajanlari bulunmaktaydi .. Simdi Kalkipta Turkiyenin sanki yeni ******** olmus gibi lanse etmek bence cok yanlistir..saygilar Cok dogru yorumlamissiniz sayin Yakisikli. Bizler sadece kendi kendimizi aldatiyoruz. Yok efendim ABD ve AB güdümlü kanunlar cikartiliyormus, onlar istedi diye sunlara, bunlara dokunulmuyormus, falan filan. Türkiye'yi tanimayan biri bunlari okusa herhalde derki, vay bee neymis Türkiye, bunlar önceden her seylerini kendileri karar veririmis ve cok iradli bir ülkeymis. Ama Türkiye'yi tanimayan yokki, herkes yillardan beri ABD'nin emir kulu oldugunu biliyor, yapilan tüm siyasi secimler ve iktidara gelen partiler secmenler tarafindan degil ABD tarafindan önceden belirlenen partiler. Suni sekilde sorun yaratarak ülkeyi kaosa dogru götürende gene ABD kaynakli. Buna birde AB eklenince isin icerisinden cikilamiyor. Sanki son 7 yilda AB ile iliskiler basladida AB'ye girme karari alindi. 1963 yilindan beri bizim AB'ye girme kararimiz var ve girebiomek icinde AB normlarini yakalamamiz gerek. Hem kendin isteyeceksin sonrada inkar edeceksin. Ergenekon ve benzeri cete örgütleri kurarak bagimliligimizi dahada artiriyoruz. Önce icimizdeki pisligi temizlememiz gerek, bunlar mafyadir, cetelerdir, irkcilardir, seriatcilardir, ..... Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2008 IP genel baskani Dogu Perincek Ergenekon operesyonu cercevesinde tutuklandi. Demekki savcilar önemli bir bilgiye sahipler ve sorusturmada bu yönde gelisti. Perincek hapse götürülürken yaptigi aciklamada hedefin ordu oldugunu iddaa etti ve orduya sahip cikilmasini ifadeetti. Insan bu kadarmi iki yüzlü olur anlamiyorum dogrusu. Ne zaman Perincek gecmisine ait özelestiri yapipta simdi orduya ve Atatürke sahip cikiyor anlasilir gibi degil. Dahe düne kadar komunizmi, hamde cin usuli, Emeni soykirimini ve kürtlere özerkligi savunan bir lider olarak bugün bu dediklerini hic söylememis gibi davranarak 180 derece bir dönüs yapip kafalari bilandirmaktanbaska bir ise aramiyor. En azili düsmani olan eski MHP'li Mehmet Gül ile bile el ele, yan yana yürüyen ve onu övmekle bitiremeyen bir siyasetci. Bunlari yaparkende gecmisini irdelemeyen ve öz elestiri yapmayan bir lider. Kraldan fazla Kral gözüken bir oyuncu. Ergenekon gibi bir cetenin kurucusu veya yüksek görevli elemani. Biz nasil ülkeyi ve cumhuriyeti bu tip insanlara güvenecegiz???? Bir bakarsin yarin da bugün söylediklerini bir kenara birakir ve baska telden calar, o zaman ne diyecegiz acaba??? Zaten her türlü belgenin elinde oldugunu kendisi id´daa ediyordu, AKP'ye karsi olsun veya baska siyasilere karsi olsun bir cok belgeden haberi vardi. En azindan iddaa da bulunuyordu. Önüne geleni ihbar ederek sikayet ediyordu. Demekki var onun dayandigi bir merci. Yoksa nereden her seyi bilecekki. Perincek vatansever ve yurtseverse ben vatanhaini olurum ve genede ondan az zararim olur ülkeme. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 sayın ucansahin, Perinçek'in ülkeye bir zararı olacağına inanmıyorum. Geçmişte komünizmi niye savunmuştur bunu bilemem. Toprak ağalığına ve sömürücü kapitalizme karşı çıkmak gibi çok haklı gerekçeleri olabilir, niye olmasın? Bugün bana bir PKK lı gelsin, Doğu Anadolu'daki toprak ağalığından nefret ettiğini söylesin, bu konuda haklı olduğunu yine söylerim. Ama sadece bu konuda! İnsanları değişti diye değil, değişmedi diye eleştirmelisiniz. Değişmeyenler daha zararlıdır. Konjonktüre göre konum alabilen değişkenler daha yararlıdır. "Dün dündür bugün bugündür" vecizesiyle bu ilkeyi somutlaştıran Demirel gibi. Konjonktüre göre konumlanmak ve davranmak kötü bir davranış değildir. Siz değişmeyen, değişemeyen, zihninde paslı çiviler saplı olanlardan korkun. Tayyip Erdoğan gerçekten değişmiş olsaydı bir sorun olmayacaktı. Ama sorun, hiç değişmemiş olduğunun ortaya çıkmasından kaynaklandı. Ben size asıl tehlikeli olanın ne olduğunu söyleyeyim: Hasan Celal Güzel'in Süleyman Demirel'i münafıklıkla suçlamasıdır. Bir insanı yolsuzlukla, sahtecilikle suçlayabilirsiniz. Mahkemeler var, karar verirler. Ama bir insanı münafıklıkla suçlarsanız, çok tehlikeli bir kapı açmış olursunuz. Bu kapı kapatılamaz. Yaptığına kendi vicdanı da elvermiyor ki, "siyasi münafık" diyor. Sanki bu sözcüğü bir deyim olarak kullanıyormuş havasına giriyor. Ama "hakkımı helal etmiyorum" diyerek dini münafıklıktan söz ettiğini temellendirmeyi de ihmal etmiyor. Bunun böyle oluşu bu ülkenin bir ayıbıdır. Laik demokrasiyi(*) benimsemiş bir ülkede tersi olmalıydı. Münafıklık suçlamasının hiç bir yankı bulmaması ve gülünüp geçilmesi, yolsuzluk suçlamasının ciddi ele alınması gerekirdi. Bir insana münafıktır, kafirdir, zındıktır, masondur suçlamalarıyla prim yapılabiliyor. İşte bu ülkenin ayıbı budur. Somutla değil, soyutla uğraşmaktan kurtulamamış bir toplum oluşumuzdur. Başka sorun aramayın. Darbe, kontrgerilla, derin devlet... Bunlar hikaye. Bu soyuta kafayı takma ve ondan zihnini kurtaramama olmasaydı, bu sorunların çoğu ya olmazdı, ya bu kadar derin olmazdı. Komünizm. İşte olmayacağı anlaşıldı, bir anda yıkıldı gitti. Eski komünistler şimdi senden benden daha kapitalist. Akıl somut konularda yolunu bulur. Ve yanlış da olsa bir çözüm üretmişse, bunu mutlaka var olan bazı sorunlara çare olmak için üretmiştir. Sorunların bir türlü çözülemeyişi yanlış çözümler ortaya atılmasına da neden olabilir. Fakat tüm bunlar somut, geri adım atılabilir ve üzerinde yeniden düşünülebilir konulardır. Ama soyut konularda bocalamanın sonu yoktur. Kafayı kafirliğe, münafıklığa, dine imana takmış olana sittin sene geçse yapılacak bir şey yoktur. Saplantılar paslı çiviler gibidir. Söksen bile yarısı içerde kalır, bir daha da çıkmaz, üstelik çıkma şansı tamamen yok olur, bir de üstelik içerde gizli kalır... (*) Demokrasi derken laik vurgusunu yapma gereği duymamız bile bir ayıbımızdır, çünkü demokrasi zaten laikliği olmazsa olmaz biçimde içeren bir kavramdır. Vurgulanmasına en az gerek olan temeli, olmazsa olmazı laikliktir. Sanki laik olmayan demokrasi olurmuş gibi, bunu vurgulamak zorunda kalışımız, bir bunu anlatamamış oluşumuz bu topluma, sorunun büyüklüğünü yeteri kadar açıklayıcı. "Sosyal demokrasi" de böyledir, "liberal demokrasi" de. Bunlar zaten demokrasinin parçaları, ama bu ülkede "demokrat" deyince neler anlaşılmadı ki? Kavramları yerli yerine oturtamamış bir toplumuz, üzgünüm, daha çok sorun yaşayacağız bu kafayla gittikçe... Alıntı
Misafir seyrekler Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Öncelikle bugünlere nasıl gelindiğini sorgulamak gerekiyor sanırım. Bu süreç 50 li yıllarda Menderesle başlamış,adım adım günümüze kadar gelmiştir. 50 li yıllarda Menderes'te zafer sarhoşluğu (Tayyip gibi) yaşamış,mualefeti hiç'e sayarak her istediğini yapmaya yeltenmişti. Atatürk'ün kurduğu fabrikaları kapatıp,hiç borcu olmayan bir Türkiyeyi borçlandırıp,dış'a bağımlı hale getirmiştirki,bu asalaklardan hala kurtulamamışız. Sonuç olarak sonlarıda hüsran olmuştur. 60 lı yılların başındaki 27 mayıs darbesiyle Türkiye yeni bir dönemece girmiş,sonlara doğru devrimci genç kuşak Türkiyede Atatürk bekçiliği yapmak zorunda kalmıştır. Tek hedefleri Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmak, laikliği ülkeden sildirmemenin mücadelesini veren, ne yazıkki çoğunluğu öldürülüp,kalanlarında idam sehpalarına gönderildiği ikinci basamak. 70 li yıllar, geçen yılların devamı niteliğinde sürüp gider. Asılan gençlerin tamamına yakını, hiç suçlarının olmadığı halde asıldığının kanıtı olarak Demirel'in şu sözlerini anımsamak yeterli sanırım. "Bu gençlerin suçlarının olmadığını bende biliyorum ama, 3 bizden gitti 3 te sizden gidecektir" Bu sözleri İsmet İnönü'ye Denizler asılmadan önce söylemiştir. 80 li yıllar, işte sol'u tamamen bitiren o yıllar. Şimdiki AKP nin yaptıklarıyla uyuşan hikayeler 12 eylülden sonra gelişti. Kenan Evren denilen zat ve yardakçıları sol kesimi yerle bir ettiler. Sol o dönemden sonra birdaha kendine gelemedi,kalanlarıda sahipsizlikten kendileri sustular. Çünki 60 lardaki ve 70 lerdeki sol kesimi destekleyen genç kuşak bile,(Ogünleri yaşayan bizim yaşlardakiler dahil) arada sırada çıkan solcu gençleri terörist diye tanımladılar. Faşist ve dincilerin istekleride o yöndeydi zaten,emellerine ulaştılar. Ben şu anda SOL diye bir kesim göremiyorum maalesef. 80 sonrası sol örgütlerin ölüm yılı olmuştur. Kim kaldı bulamıyorum isim verecek bir örgüt yada,birilerinin isimleri? Günümüze gelindiğindeki tablo herkesin gözleri önünde,açıklanacak yada yorumlanacak birşey yok. Kapılmışız bir rüzgara,sürüklendik gidiyoruz meçhule doğru. Sonuç olarak: Eskiden hedefler yokediliyordu,şimdilerde ise yok edemedikleri hedefleri yıldırma taktiğide uygulanmaya beşlandı. FİŞLENİYORMUYUZ yoksaaa....? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 26 Mart , 2008 Asılan gençlerin tamamına yakını, hiç suçlarının olmadığı halde asıldığı Türkiye'yi hak ve özgürlüklerin içinde eridiği demirperde içine atmak için silahlı eyleme girişmek ve bu yolla Sovyet müdahalesine zemin oluşturup Rus çizmeleri altına atmayı, böylece aynı Macaristan, Polonya gibi zoraki Varşova Paktı üyesi yapmayı planlamak mı "hiç suçu olmamak?" Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.