Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Türkiye'yi hak ve özgürlüklerin içinde eridiği demirperde içine atmak için silahlı eyleme girişmek ve bu yolla Sovyet müdahalesine zemin oluşturup Rus çizmeleri altına atmayı, böylece aynı Macaristan, Polonya gibi zoraki Varşova Paktı üyesi yapmayı planlamak mı "hiç suçu olmamak?"

 

EVVETTTT....!!!!

 

O yıllardaki ülkücü gençlikle devrimci gençliği karşılaştırdığınızda,sorduğunuz sorununda cevabı kendiliğinden gelecektir. 6.filoyu ve yapılan katliamları unutmayın sakın. Devrimci gençliğin yaptığı bir katliam gösterebilirseniz,halktan birilerini öldürdüğünü kanıtlayabilirseniz,dediklerinize aynen katılabilirim. Yoksa sizin varsayımlarınızda,Muhammed denilen ******* yazdıklarından öteye bir milim bile gitmez. Demekki konuyu Muhammed zamanından almam gerekliymiş... Selametle.

Gönderi tarihi:
Devrimci gençliğin yaptığı bir katliam gösterebilirseniz,halktan birilerini öldürdüğünü kanıtlayabilirseniz,dediklerinize aynen katılabilirim.

Çok var. Fatsa'da köyden dönen bir otomobilin yolunu kesip içindekileri öldürmüşler, duyduğum. Adamlar köyden yardım toplamışmış, onu da almışlar. Terzi Fikri Fatsa'yı kurtarılmış bölge ilan etmişmiş.

 

"6. Filo defol" diyenler de Türkiye'nin NATO'ya değil, Varşova Paktı'na girmesini istedikleri için öyle diyorlardı. NATO'ya girmek daha hayırlı ve zorunlu olmuş o zaman için. Varşova Paktı'na girsin diyenlere ben de kızardım, öldürmezdim gerçi ama, kızardım. Ya Varşova Paktına zorla girecektik, ya Kars ve Ardahan'ı Ruslara bırakıp boğazları Sovyet denetimine verecektik.

 

Din konusu ayrı, onu buraya sokmayalım. Konunun dinle ilgisi olduğu yerde, dini de katarız, o ayrı. Şu an ilgisi yok...

Gönderi tarihi:
"6. Filo defol" diyenler de Türkiye'nin NATO'ya değil, Varşova Paktı'na girmesini istedikleri için öyle diyorlardı. NATO'ya girmek daha hayırlı ve zorunlu olmuş o zaman için. Varşova Paktı'na girsin diyenlere ben de kızardım, öldürmezdim gerçi ama, kızardım. Ya Varşova Paktına zorla girecektik, ya Kars ve Ardahan'ı Ruslara bırakıp boğazları Sovyet denetimine verecektik.

 

******************

 

"6. Filo defol" diyenlerin Türkiye'nin Varşova Paktı'na girmesini istediklerini nereden çıkardın. "Tam bağımsız Türkiye" söyleminden bunu mu anlıyorsun.

 

O asılan gençlerin hangisi Türkiye'yi demir perdeye katmak istiyordu?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşları için idam edenler bile bu kadar şey udurmamıştı. Ve hala uydurmuyorlar.

 

Deniz'lerin yargılandığı davanın savcısının iddia ettikleri bile bu zatın iddia ettiklerinin yanında hafif suçlama ve hafif uydurma olarak kalıyor. Ha peki bu zatın iddia ettikleri nereden gelmektedir. 6. Filo'yu protesto eden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına karşı "kanlı pazar" katliamı organize edilirken, camilerde ve gazetelerinde şeriatçıların topladıkları insanları gençlerin üstüne salmak için kullandıkları argümanlar.

 

Aynı kesim Kuvay-i Milliyeciler, Atatürk ve arkadaşları içinde aynı argümanı kullanmıştı (bu kuvayı milliyeciler moskof uşağıdır, bolşeviktir, vilayet-i şarkiyayı rusa verecekler)

 

Yarım yamalak bilgiyle "bilimsel" geçinmek, şeriatçıların ağzıyla konuşmanın verdiği gericiliği örtemiyor.

 

otdurduğu yerden bilgisayar başında "Tam bağımsız Türkiye" mücadelesinde canlarını veren o pırıl pırıl gençleri, denizleri, taylanları, hüseyinleri böylesine karalayanlar, söylediklerine birazcık olsun dayanak göstericekleri yüzleri kızarmasın. Gerçi yüzleri kızaracağınıda hiç sanmıyorum ya.

Gönderi tarihi:
sayın ucansahin, Perinçek'in ülkeye bir zararı olacağına inanmıyorum. Geçmişte komünizmi niye savunmuştur bunu bilemem. Toprak ağalığına ve sömürücü kapitalizme karşı çıkmak gibi çok haklı gerekçeleri olabilir, niye olmasın? Bugün bana bir PKK lı gelsin, Doğu Anadolu'daki toprak ağalığından nefret ettiğini söylesin, bu konuda haklı olduğunu yine söylerim. Ama sadece bu konuda!

 

İnsanları değişti diye değil, değişmedi diye eleştirmelisiniz. Değişmeyenler daha zararlıdır. Konjonktüre göre konum alabilen değişkenler daha yararlıdır.

 

"Dün dündür bugün bugündür" vecizesiyle bu ilkeyi somutlaştıran Demirel gibi. Konjonktüre göre konumlanmak ve davranmak kötü bir davranış değildir. Siz değişmeyen, değişemeyen, zihninde paslı çiviler saplı olanlardan korkun. Tayyip Erdoğan gerçekten değişmiş olsaydı bir sorun olmayacaktı. Ama sorun, hiç değişmemiş olduğunun ortaya çıkmasından kaynaklandı.

 

Ben size asıl tehlikeli olanın ne olduğunu söyleyeyim: Hasan Celal Güzel'in Süleyman Demirel'i münafıklıkla suçlamasıdır. Bir insanı yolsuzlukla, sahtecilikle suçlayabilirsiniz. Mahkemeler var, karar verirler. Ama bir insanı münafıklıkla suçlarsanız, çok tehlikeli bir kapı açmış olursunuz. Bu kapı kapatılamaz. Yaptığına kendi vicdanı da elvermiyor ki, "siyasi münafık" diyor. Sanki bu sözcüğü bir deyim olarak kullanıyormuş havasına giriyor. Ama "hakkımı helal etmiyorum" diyerek dini münafıklıktan söz ettiğini temellendirmeyi de ihmal etmiyor.

 

Bunun böyle oluşu bu ülkenin bir ayıbıdır. Laik demokrasiyi(*) benimsemiş bir ülkede tersi olmalıydı. Münafıklık suçlamasının hiç bir yankı bulmaması ve gülünüp geçilmesi, yolsuzluk suçlamasının ciddi ele alınması gerekirdi. Bir insana münafıktır, kafirdir, zındıktır, masondur suçlamalarıyla prim yapılabiliyor. İşte bu ülkenin ayıbı budur. Somutla değil, soyutla uğraşmaktan kurtulamamış bir toplum oluşumuzdur.

 

Başka sorun aramayın. Darbe, kontrgerilla, derin devlet... Bunlar hikaye. Bu soyuta kafayı takma ve ondan zihnini kurtaramama olmasaydı, bu sorunların çoğu ya olmazdı, ya bu kadar derin olmazdı. Komünizm. İşte olmayacağı anlaşıldı, bir anda yıkıldı gitti. Eski komünistler şimdi senden benden daha kapitalist. Akıl somut konularda yolunu bulur. Ve yanlış da olsa bir çözüm üretmişse, bunu mutlaka var olan bazı sorunlara çare olmak için üretmiştir. Sorunların bir türlü çözülemeyişi yanlış çözümler ortaya atılmasına da neden olabilir. Fakat tüm bunlar somut, geri adım atılabilir ve üzerinde yeniden düşünülebilir konulardır.

 

Ama soyut konularda bocalamanın sonu yoktur. Kafayı kafirliğe, münafıklığa, dine imana takmış olana sittin sene geçse yapılacak bir şey yoktur. Saplantılar paslı çiviler gibidir. Söksen bile yarısı içerde kalır, bir daha da çıkmaz, üstelik çıkma şansı tamamen yok olur, bir de üstelik içerde gizli kalır...

 

(*) Demokrasi derken laik vurgusunu yapma gereği duymamız bile bir ayıbımızdır, çünkü demokrasi zaten laikliği olmazsa olmaz biçimde içeren bir kavramdır. Vurgulanmasına en az gerek olan temeli, olmazsa olmazı laikliktir. Sanki laik olmayan demokrasi olurmuş gibi, bunu vurgulamak zorunda kalışımız, bir bunu anlatamamış oluşumuz bu topluma, sorunun büyüklüğünü yeteri kadar açıklayıcı. "Sosyal demokrasi" de böyledir, "liberal demokrasi" de. Bunlar zaten demokrasinin parçaları, ama bu ülkede "demokrat" deyince neler anlaşılmadı ki?

 

Kavramları yerli yerine oturtamamış bir toplumuz, üzgünüm, daha çok sorun yaşayacağız bu kafayla gittikçe...

Sayin demirefe, tabiiki insanin kendisini gelistirmesi ve dogruyu bulunca degistirmesi en dogal ve dogru bir sey, buna diyecek bir lafim yok. Ama bu degismenin de bir kurali var. Kendisini degistiren bir insan, hele hele bu kisi bir de politikaci ise, gecmisinin hesabini ve özelestirisini vermeli. Secmenine karsi bu sorumlulugu var. Perincek olsun Erdogan olsun ikiside gecmiste yaptiklarini ve söylediklerini unutup degistik diyorlar, ama her ikiside hic bir zaman gecmiste söylediklerinin ve yaptiklarinin yanlis oldugunu itiraf etmediler. Benim tehlike gördügüm nokta da burasi. Gecmisini irdelemeyen ve öz elestiri yapmayan bir siyasetci dürüst olmadigi gibi tehlikelidirde, cünki o her zamen rüzgarin yönüne göre kendi yönünüde degistirir.

Gönderi tarihi:

Erdoğan 'dan Selçuk'a yanıt:

 

"Sayın Selçuk'a söylüyorum ki yönetiminde bulunduğunuz gazete de dahil tüm medya gruplarının tahrik etmek için şahsımla ve partimle alakalı yaptıklarını ne yapacağız"

 

Çok basit RTE ;her zaman yaptığınız gibi düşünce özgürlüğü var deyip,kendin gibi düşünmeyenleri çetecilikle suçla,sabaha karşı 4.30 da evlerini bastır ,gözaltına aldır.Zaten yapacağınızı yapıyorsunuz.Sizi engelleyen mi var?

Gönderi tarihi:

27 Mayis ihtilali hep CHP ye yüklenmeye calisilan bir olaydir.bu bile aslindagerceklerin nasil inkar edildigini ve agzi olanin konustugunu gösterir.27 Mayis tan hala ders alinmamis oldugunu gösterir.

Inönü ve Halk partisi iktidari 1950 Mayisinda Demokrat parti iktidarina,*SÖZ VE KARAR HAKKI,DEVLETIN ELINDE VE KILIT MEVKILERDE yabanci denetimlere yer vermeyen bir devlet teslim etti.*

Acaba DP Iktidari bu emaneti muhafaza edebildimi?

HAYIR!edemedi.

Türkiye'yi Bati'nin kolonisi noktasina getiren nedenlerin Sovyetlerin bogazlarin kontrolünü istemis olmasi diye göstermek gercegi carpitmaktir.O günkü müttefiklere Sovyetlerin bu istegi bildirilip yardim istendiginde Inönü iktidarinin aldigi cevap suydu;

"KOZUNUZU SOVYET'LERLE PAYLASIN...!"

Halk partisi hükümeti kararini verdi.4Agustos 1945 te Sovyet teklifi reddedildi.Inönü metin ve sogukkanliydi;

"-HIC KIMSEYE,NE BIR HAK NEDE BIR TOPRAK BORCUMUZ VARDIR"Sözü Inönü'nündür.

Simdi bize hep böyle anlattilar,Efendim Sovyetlerden korktugumuz icin Nato'ya girdik, falan filan!!Yanlis,Nato'ya girisimiz degil,Nato'ya girmek baska birseydi Türkiye'nin Amerika-Türkiye ikili harekatinin merkezi haline getirilmesi baska birseydi.Nato adiyla Türkiye Amerika'nin üssü haline getirildi.Iste buydu karsi olunan,yoksa kimse bizi Sovyetlere sokmaya calismadi,bunlar yanlis bilgilerdir.

Diger yanda Ortadogu'nun parcalanma süreci, Bagdat Pakti'nin DP nin disisleri bakani Fatin Rüstü Zorlu tarafindan imzalanmasiylada resmen baslamis oldu yani Ortadogunun parcalanmasina DP dolayisiyla Türkiye ortak olmustur.

Türk devlet reisinin bile giremedigi Amerikan üsleri Nato üsleri diye millete yutturuldu.

DP sadece bunumu yapti,hayir.DP ayni zamanda Türkiye'yi bir savasa sokabilecek ikili anlasmalar yapti Amerika ile.ve bu anlasma muhalefetten ulustan gizli tutuldu,bu anlasmadan tam 14 ay sonra beklenmeyen bir sebeple CHP bu anlasmayi ortaya cikardi.

Arkadaslar tarihi bilmemiz herzaman mümkün olmaz ama bilmiyorsak ögrenmek mümkündür.

Ruslar gelecek bizi yutacak aman sarilin Amerikaya yalanlari hala devam etmektedir,bunlar yanlistir.Dogru olan ise DP ile baslatilan Amerikaya bagimliliktir.Bu bagimlilik bizi bugünkü acinacak duruma getirmistir.Düsünü ki Dick Cheney Türkiye'ye geliyor;Basindaki haberler söyle;Dick Cheney, PKK ya karsi ortak calismamiz devam edecek dedi.Bu haberi okuyup duydugumuzda sanki Cheyney Türkiyeye bunu söylemek icin geldi gibi bir durum cikiyor ortaya,ve BASBAKAN öylesine konustuk Sayin Cheneyle asker filan istemedi bizden diyor,e peki kardesim bu adam PKK ile ortak calismalarimiz devam edecek demeyemi geldi Türkiye'ye?Bu kadar bu milleti aptal yerine koymayin artik.

Dolayisiyla ben diyorum ki Deniz Gezmis artik anilarda kalsin,Deniz Gezmis'le avunmayalim,bugün dünden daha vahim bir durum var ortada:6.FILO YOK AMA ERDOGAN VAR.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
***********

Karşıt fikirlere bu kadar sinirlenip uydurmalı, çamurlu ağır kelimeler kullanmasak?

 

Evet, onların tam bağımsız Türkiye söylemlerinden ben "NATO'ya değil Varşova Paktı'na bağlı Türkiye"yi anlıyorum. Katılmayabilirsiniz, benim düşüncem böyle. Hangisi dediğinizde büyük çoğunluğu böyle düşünüyordu. Çünkü mantık da bunu gerektirir. Türk halkının komünist bir kalkışma yapmayacağını biliyorlardı. Böyle bir düşüncenin hayal olduğu çok belliydi. Türkiye'ye komünizm ancak Sovyetlerden ithal gelebilirdi. Tıpkı Afganistan'a gelme girişimi gibi. Plan aynıydı. Silahlı eylemlerle kargaşa ortamı çıkarmak ve olay bir iç savaşa doğru gidince Sovyet müdahalesi ile barış ve düzeni sağlamak. Gezmiş'leri idam edenler de böyle düşünüyordu. Çünkü "anayasal düzeni zorla değiştirmek için silahlı örgüt kurmak ve silahlı eylemlerde bulunmak" suçundan idam edildiler.

 

Kanlı pazar olayına gelirsek, iki süper güç müslümanlar üzerine oynuyordu, Sovyetler komünizmin de İslam gibi sosyal adalet içerdiği propagandasını yapıyor, ABD ise müslümanlara en büyük düşmanlarının ateist komünizm olduğunu öğretiyordu. Böylece Sovyetler önündeki İslam kuşağını aşıp sıcak denizlere inmeye çalışırken, ABD bu ülkeleri Sovyetlerin önüne yeşil kuşak olarak set çekmek istiyordu. Bu çatışmanın alanlarından birinin de İstanbul olması doğaldı. Afganistan çok daha ağırını yaşadı bu iki süper güç çekişmesinin. Biz kanlı pazarla atlatmışız.

 

Ben bildiğim doğruları söylerim. Başkasının, savcının bile bu kadarını söyleyip söylemediği beni ilgilendirmez.

 

Milli mücadeleye gelirsek: Türk ordusu içinde hatırı sayılır bolşevik eğilimli subaylar vardı. Yüksek rütbelerde değil. Ama altta azımsanamayacak kadar. Onlar Çarlığın ardından olduğu gibi padişahlığın ardından da komünizmin gelmesini düşünüyorlardı. Tabii dini eğilimi olanlar da vardı, milliyetçi olanlar da. Atatürk tüm bu eğilimleri başarıyla birarada toplamayı başardı. Zaten bu yüzden büyük liderdir. Arka arkaya Balkan, Çanakkale, Sarıkamış yıkımlarını yaşamış ve bitmiş tükenmiş bir ulusu yokluklar içinde diriltmeyi ve her kesimden destek almayı başardı.

 

Evet, düşüncem böyle ve hiç yüzüm kızarmadı, doğru tahmin etmişsin...

Gönderi tarihi:
Karşıt fikirlere bu kadar sinirlenip uydurmalı, çamurlu ağır kelimeler kullanmasak?

 

Evet, onların tam bağımsız Türkiye söylemlerinden ben "NATO'ya değil Varşova Paktı'na bağlı Türkiye"yi anlıyorum. Katılmayabilirsiniz, benim düşüncem böyle. Hangisi dediğinizde büyük çoğunluğu böyle düşünüyordu. Çünkü mantık da bunu gerektirir. Türk halkının komünist bir kalkışma yapmayacağını biliyorlardı. Böyle bir düşüncenin hayal olduğu çok belliydi. Türkiye'ye komünizm ancak Sovyetlerden ithal gelebilirdi. Tıpkı Afganistan'a gelme girişimi gibi. Plan aynıydı. Silahlı eylemlerle kargaşa ortamı çıkarmak ve olay bir iç savaşa doğru gidince Sovyet müdahalesi ile barış ve düzeni sağlamak. Gezmiş'leri idam edenler de böyle düşünüyordu. Çünkü "anayasal düzeni zorla değiştirmek için silahlı örgüt kurmak ve silahlı eylemlerde bulunmak" suçundan idam edildiler.

 

Kanlı pazar olayına gelirsek, iki süper güç müslümanlar üzerine oynuyordu, Sovyetler komünizmin de İslam gibi sosyal adalet içerdiği propagandasını yapıyor, ABD ise müslümanlara en büyük düşmanlarının ateist komünizm olduğunu öğretiyordu. Böylece Sovyetler önündeki İslam kuşağını aşıp sıcak denizlere inmeye çalışırken, ABD bu ülkeleri Sovyetlerin önüne yeşil kuşak olarak set çekmek istiyordu. Bu çatışmanın alanlarından birinin de İstanbul olması doğaldı. Afganistan çok daha ağırını yaşadı bu iki süper güç çekişmesinin. Biz kanlı pazarla atlatmışız.

 

Ben bildiğim doğruları söylerim. Başkasının, savcının bile bu kadarını söyleyip söylemediği beni ilgilendirmez.

 

Milli mücadeleye gelirsek: Türk ordusu içinde hatırı sayılır bolşevik eğilimli subaylar vardı. Yüksek rütbelerde değil. Ama altta azımsanamayacak kadar. Onlar Çarlığın ardından olduğu gibi padişahlığın ardından da komünizmin gelmesini düşünüyorlardı. Tabii dini eğilimi olanlar da vardı, milliyetçi olanlar da. Atatürk tüm bu eğilimleri başarıyla birarada toplamayı başardı. Zaten bu yüzden büyük liderdir. Arka arkaya Balkan, Çanakkale, Sarıkamış yıkımlarını yaşamış ve bitmiş tükenmiş bir ulusu yokluklar içinde diriltmeyi ve her kesimden destek almayı başardı.

 

Evet, düşüncem böyle ve hiç yüzüm kızarmadı, doğru tahmin etmişsin...

Bir iddaada bulunuyorsak ben buna inaniyorum demekle aciklayamayiz. Idda nin oldugu yerde isbatta gerek. Deniz Gezmis ve arkadaslari tam bagimsizlik demislerse burada anlasilan hic bir ülkeye bagimli olmamaktir, aksini iddaa eden isbatlamak zorundadir. Deniz Gezmis ve arkadaslarinin mahkeme savunmalarina da bakarsaniz komunizim icin degil Atatürk cumhuriyetinin tam bagimsizligi icn ugrasi verdiklerini göreceksiniz. Gezmis'leri idam edenlerde böyle düsünüyorlardi yaziyorsunuz. Mahkeme isbata göre degilde savcinin düsüncesine göre karar veriyorsa ne kadar vahim bir durum, bilmem anlayabiliyormusunuz. Dikkatinizi cekerim dün Deniz'lerin asilmasina alkis tutanlar neredeyse bugün onlari kendi önderleri gibi görmek istiyorlar ve en iyi vatansever olarak ilan etmek istiyorlar. Kim söyleyebilir ve isbatlayabilir Deniz Gezmis'in bir kisinin bile canina kiydigini??? Kimi öldürmüs??? Günümüz Türkiye'sine bakiniz, ceteler ve mafyalar o kadar insanin canina kiymalarina ragmen mahkeme önlerinde onlara "Türkiye sizinle gurur duyuyor" diye destek veriyoruz. Deniz'lerle ceteler ve mafyacilar arasindaki fark bu. Birisi gercek yurtsever digerleri ise paar icin her seyi yapanlar.

Gönderi tarihi:

Ergenekon'suz Türkiye...

Son iki aydır Ergenekon terör çetesine yönelik operasyonlar düzenleniyor. Peki hiç Ergenekonsuz bir Türkiye hayali kurdunuz mu?

Son iki aydır Ergenekon terör çetesine yönelik operasyonlar düzenleniyor. Peki hiç Ergenekonsuz bir Türkiye hayali kurdunuz mu? Bunu hak ediyoruz... İşte çocuklarımıza bırakacağımız özgür ve huzur dolu Türkiye...

 

Son zamanlarda Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç olmadık, çoğumuzun ihtimal dahi vermediği gelişmeler yaşıyoruz: Türkiye, İttihat-Terakki"nin devamı olan derin devlet yapısı tasfiye ediliyor?

 

Şimdi 12 Mart"ın önde gelen komutanlarından Memduh Ünlütürk"ün 27 Mayıs 1960 darbesinden kurulduğu söylediği bu devlet üstü derin yapının olmadığı bir Türkiye"yi düşleyelim hep beraber?

 

Düşlerimize de ket vuramazlar ya?

 

İşte Ergenekon"un olmadığı bir Türkiye:

 

1-Mesela en başta 10 yılda bir darbe olmayacak,

 

2-Kimse darbe planları yapmayacak; yaparlarsa planı ortaya çıkartan gazeteciler değil, planlayıcılar yargılanacak?

 

3-Askeri vesayet sistemi son bulacak?

 

4-Kürt sorunu çözümsüzlük sarmalından kurtulup memleketimizde barış rüzgarları esecek, Kürt kardeşlerimiz haklarına kavuşacak.

 

5-Başörtülü öğrencilerimiz özgürce eğitimlerini alacak, mesleklerini rahatça icra edecekler. Kimse onlara öcü gözüyle bakmayacak?

 

6-Köylülere toplu dışkı yedirenler terfi etmeyecekler.

 

7-Haksız itibar sahiplerinden itibarları geri alınacak?

 

8-İşkenceler olmayacak, işkenceciler yargılanacak...

 

9-Gayri-Müslim vatandaşlarımız özgürce ve eşitçe bizle birlikte yaşayacaklar. Yargı eliyle el konulan malları geri iade edilecek.

 

10-Rahipler öldürülmeyecek, Hristyanlık inançlarını yaymaya çalışan insanların boğazları kesilmeyecek?

 

11-Aleviler özgürce ibadet edecekler, kendilerini gizlemek zorunda kalmayacaklar.

 

12-Maraş, Sivas, Çorum, Gazi olayları gibi katliamlar tekrarlanmayacak?

 

3-Hrant Dink"ler, Uğur Mumcular, Musa Anter"ler, Abdi İpekçiler ve diğer gazeteciler, aydınlar fikirlerinden dolayı yargılanmayacaklar, sokak ortasında gündüz vakti öldürülmeyecekler?

 

14-Provokasyonlar, linç girişimleri, faili meçhul cinayetler olmayacak, geçmişteki cinayetlerse aydınlanacak?

 

15-Çatışmalarda gençlerimiz hayatlarının baharında ölmeyecek. Annelerin, babaların yüreği yanmayacak artık. Çocuklar yetim, kadınlar dul kalmayacak?

 

16-Artık birbirimize sağır olmayacağız. Yanı başımızdaki komşumuzun acısına duyarsız kalmayacağız?

 

17-Kimse dilinden, dininden, etnik kimliğinden, düşüncelerinden, cinsiyetinden, cinsel tercihlerinden dolayı dışlanmayacak, zulüm görmeyecek?

 

18-PKK ile savaş son bulacağı için çatışmalara harcanan trilyonlarca para, eğitime, sağlığa, altyapıya harcanacak. Refah seviyesi artacak, gelir dağılımı adaleti düzelecek.

 

19-Kıbrıs"ta iki halk barışacak?

 

20-Artık komşularımızın hepsine düşman gözüyle bakmayacağız. Dış politikada daha etkin ve saygın bir ülke olacağız.

 

21-Biz devlet için değil, devlet bizim için var olacak. Ne devlet vatandaşlarının %90"ına potansiyel suçlu diye bakacak, ne de vatandaş devletten korkacak.

 

22-Hukuk, devletin vatandaşa karşı kendini korumak için kullandığı bir silah olmaktan çıkıp, adaletin sağlandığı gerçek bir hukuk olacak.

 

23-Partiler, dernekler kapatılmayacak?

 

24-367 saçmalıklarına maruz kalmayacağız?

 

25-Eylemlerimizde, mitinglerimizde polis dayağı yemeyeceğiz.

 

26-Ergenekoncular kendi adamlarını kendileri vurup ortalığı kasıp kavuramayacaklar.

 

27-Danıştay saldırısı, Şemdinli, Susurluk gibi aydınlatılmamış kirli vakalar olmayacak.

 

28-Türkiye hem Doğu"ya, hem Batı"ya örnek olacak. Arada köprü olmanın avantajlarını ve güzelliğini yaşayacak?.

 

Kısacası, Ergenekon çetesi çökertilirse, bu topraklara ve burada yaşayan insanlara layık bir siyaset ve devlet yapısı olacak?

 

Farklılıklarımızla özgürce huzur içinde birlikte yaşayacağız.

 

Yani bahar gelecek memleketimize?

 

Çocuklar ölmeyecek, şeker de yiyebilecekler?

Gönderi tarihi:

Sayın ucansahin, şimdi ben oturup bir fikir uğruna idama giden insanları karalayıp kötülemeye çalışmayacağım elbette. Ama bu eleştirmeyeceğim anlamına gelmez. Duvar yazılarına kadar fikirlerini herkes biliyor. "Kan gölü üzerinden kızıl güneş doğacak" diyorlardı. Yani o silahlı terörize ortam, bir devrim getirecek diyorlardı. Bana kimse o dönem bu ülkede komünist bir ihtilalin hazırlığı yapılmadı demesin. Bal gibi yapıldı ve bal gibi Sovyet işgali için hazırlık yapıldı. Afganistan aynı planın uygulandığı canlı örnektir. Aynısı Türkiye için de planlanmıştı. 12 Eylül ile plan suya düştü.

 

Yani Deniz Gezmiş'ler kimseyi öldürdü mü bilmiyorum, ama liderler pek elleriyle insan öldürmezler, adamları yapar o işleri. Ancak dediğim gibi amaçları, silahlı terörize ortam yaratmaktı. ODTÜ kampüsünü silahlı eğitim alanı haline getirdiklerini herkes biliyor.

 

Sayın politika, soğuk savaş döneminin koşullarını tam kavramadığınızı düşünüyorum. Atlatılan büyük bir Nazi faşizmi belası vardı ve bu belanın savuşturulması için büyük katkı yapan Sovyetlere büyük paylar mükafat olarak verilmişti Yalta konferansında. Sovyetlerin dünya çapında büyük bir iddiası ve yayılma eğilimi vardı. Hitler'in nasyonal sosyalizminin yerini Stalin'in enternasyonal sosyalizmi almıştı ve kısa sürede ABD ve Avrupa bu kez bu yeni rakiple karşı karşıya geldi. Stalin'in Hitler'den daha fazla kıyım yaptığı bilinir. Sovyetler'in sanal bir tehdit olduğu ve ABD'nin kucağına itilmek için öcü olarak kullanıldığı tezi asla doğru değildir. Sovyetler son derece gerçek ve ciddi bir tehditti. Son derece katı bir polis ve gizli servis devletiydi ve özgürlükler alabildiğine kısılmıştı.

 

Stalin sınırımıza da kuvvet yığdı ve Kars ve Ardahan'ı Sovyet işgaline terketmemizi resmen istedi. Ayrıca boğazlar üzerinde egemenlik hakkı istedi. Boğazları doğrudan işgal etmekten çekindi. Çekinmekte de haklıydı, ABD bu hamleye (sanırım Missouri) savaş gemisini İstanbul'a göndererek karşılık verdi ve ABD başkanı (sanırım Rosevelt idi) "ABD'nin sınırları Kars'tan başlar" açıklamasını yaptı. Bu kesin tavır karşısında Stalin sınırımızdaki yığınağı kaldırdı.

 

NATO'ya böyle somut ve acil bir tehdit nedeniyle girdik. Sovyet tehdidi öyle üfürükten teyyare değil, Macaristan'ın özgürlük girişimini tanklarla ezen korkunç bir tehditti. Demirperde gerisindeki ülkeler en basit özgürlüklerden yoksun yaşıyorlardı. Berlin duvarını geçip özgürlüğe kavuşmak için insanlar korkunç ölümlerle boğuşuyorlardı. Makineli tüfekler, mayınlar, dikenli teller Berlin'i ikiye bölmüştü. Bunlar şimdi hikaye gibi geliyor ama gerçekti. Hepsini kaynaklardan öğrenebilirsiniz.

 

Komünizm şimdi çöktü de bilmiyoruz. Yoksa hür dünya karşısında çok ciddi bir tehditti, dünyadaki yayılışını durdurmak için biz de Kore'de savaştık. Güney Kore bugün komünist işgalden kurtarıldığı için dünyanın en ileri ülkeleri arasında ve Kuzey Kore kurtarılamadığı için dünyanın en geri ülkeleri arasında.

 

Kısacası dünya yakın tarihte Avrupa emperyalizminden sonra Sovyet yayılmacılığını gördü. Çok badirelerden geçti. Şimdi ne tür bir tehditle karşılaşacağımızdan emin değilim. Geleceğin en dikkate değer yeni aktörü Çin olacak...

Gönderi tarihi:

Biz dünyaya bin yılda bir kez gelmeyecek müthiş bir lidere sahip olmuştuk, değerini bilmedik. Stalin, Lenin, Mao posterleriyle Taksim'de yüründüğü yalan mı? Bizim Lenin'imiz de Mao'muz da Mustafa Kemal Atatürk'tü, ama ne şans ki bizden'di, ithal değildi. İthal budalası olduğumuz için illa yabancı lider olacaktı.

 

Onun ölümünden sonra hepimiz onun ülküsü, ideali etrafında kenetlenmiş olsak şimdi çok başka, çok daha yüksek konumlarda olurduk...

Gönderi tarihi:
Perincek olsun Erdogan olsun ikiside gecmiste yaptiklarini ve söylediklerini unutup degistik diyorlar, ama her ikiside hic bir zaman gecmiste söylediklerinin ve yaptiklarinin yanlis oldugunu itiraf etmediler.

Haklısınız, doğru söylüyorsunuz. Saygılar...

 

Bir dönem dini taassubun ancak dinsiz bir ideoloji ile kırılabileceği düşünülmüş. Bu bir görüştür, bir teoridir, inanan ve bu uğurda mücadele edenler olmuştur, olabilir. Karalayıp tu kaka etmiyorum. Belki de dinlinin hakkından ancak dinsiz gelir gerçekten, bilemem. Belki dinler savaşı çıkacak, din savaşları insanlığı kaosa sürükleyecek, bu görüş yine haklılık kazanacak. Bunlara bir şey demem.

 

Ama sonuç olarak yakın tarihte iki süper gücün mücadele alanı olmuşuz. Gücüne güvenemeyenler başkalarına sığınırlar. Şimdi bari uyanalım ve güçlenelim, kendi gücümüze güvenelim, kendi öz liderimiz Atatürk'ümüz ve ulusal ideolojimiz etrafında kenetlenelim. Ne olduk biz yahu? Afgan'lının, İran'lının, Pakistan'lının hayran olduğu, örnek aldığı liderimizi biz de unuttuk, dünyaya da unutturduk! Ne oldu bize böyle?

Gönderi tarihi:
Karşıt fikirlere bu kadar sinirlenip uydurmalı, çamurlu ağır kelimeler kullanmasak?

 

Evet, onların tam bağımsız Türkiye söylemlerinden ben "NATO'ya değil Varşova Paktı'na bağlı Türkiye"yi anlıyorum. Katılmayabilirsiniz, benim düşüncem böyle. Hangisi dediğinizde büyük çoğunluğu böyle düşünüyordu. Çünkü mantık da bunu gerektirir. Türk halkının komünist bir kalkışma yapmayacağını biliyorlardı. Böyle bir düşüncenin hayal olduğu çok belliydi. Türkiye'ye komünizm ancak Sovyetlerden ithal gelebilirdi. Tıpkı Afganistan'a gelme girişimi gibi. Plan aynıydı. Silahlı eylemlerle kargaşa ortamı çıkarmak ve olay bir iç savaşa doğru gidince Sovyet müdahalesi ile barış ve düzeni sağlamak. Gezmiş'leri idam edenler de böyle düşünüyordu. Çünkü "anayasal düzeni zorla değiştirmek için silahlı örgüt kurmak ve silahlı eylemlerde bulunmak" suçundan idam edildiler.

 

 

Şu mantık. Ben oturduğum yerden herkesi herşeyle itham ederim. Ama ben eleştirilince bu kötü bir şey olur.

 

Uçanşahin'inde dediği gibi. Tam bağımsızlık mücadelesinde canlarını veren gençleri karalamak için dayanağını ortaya koyacaksın. Şuradan duydum, buradan duydumla değil.

 

Denizler hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Denizler'in siyasal görüşleri, ilkeleri hakkındada. Diğer yazdığındanda görüldüğü gibi 1978 ler 1979 larda kimi örgütlerin söylemleri ve sloganlarını denizlere mal etme gayretinde ortada.

 

Denizllerin komünizmi sovyetlerden ithal etme fikrinde olduğu gibi bir söylemde. Gerçekten kişinin bu konulara ne kadar fransız olduğunu gösterir. Zira daha hangi hareketlerin Sovyetik olduğunu, Denizlerin hangi hareketin içinde olduğunu dahi bilmemektir. Dahası Denizlerin "Sovyet Birliği" hakkındaki tutumunuda.

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşları MDD cidir. Yani Milli Demokratik Devrim görüşüne sahiptirler. 1950 'yle kesintiye uğrayan Atatürk devrimlerinin tamamlanması. Emperyalizme karşı tam bağımsızlık, Milli Demokratik Devrimin gerçekleştirilmesi. Sosyalizmin Milli demokratik devrimin tamamlanmasından, ülkenin tam bağımsızlığı kazanmasından. İktidarın halka geçmesinden sonra süreç içinde aşama aşama gerçekleşeceğini savunurlar. MDD'nin gençlik, halk ve ordunun işbirliğiyle gerçekleşeceğini savunurlar. Ha keza hareketlerinin içinde bir çok subay vardır. 12 Mart'la bu subaylarda tasfiye edilmiştir. "Aşamalı Devrim" "kesintisiz devrim" gibi isimler verilen ideoloji ve görüşün sahibidirler.

 

Bunun yanında THKO'nun anti sovyetik bir hareket olduğunu dahi bilmemek ve ondan sonra ithamlarda bulunmak kişinin tartışma biçiminide verir. Denizlerin idamından sonra THKO ile TKP arasında, çatışmalar başlamış ve 1980'e kadar sürmüştür. TKP sovyetik, THKO ise anti sovyetik, sovyetler birliğini "Sosyal Faşist" olarak gören örgüttür.

 

Denizler asla sovyetik olmadıkları gibi. Sovyetler Birliği'ni sosyalist bir ülke olarakta görmezlerdi. Ancak Türkiye'nin ABD ve Sovyetler arasındaki soğuk savaşta, bir üs, bir yarı sömürge veya Sovyetlere karşı kalkan olmasına karşıydılar. Zira Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk büyükelçileri ve diplomatlarına yaptığı uyarılarda olduğu gibi.

 

"Büyük komşumuz Sovyetler Birliği'nin düşmanlığını kazandıracak anlaşmalar yapmayın"

"Araplara dikkat edin"

"ABD ve İngiltere gibi emperyalist milletler olan münasebetlerinizde hep uyanık ve tetikte olun"

 

Daha Türkiye'de hangi hareketler sovyetiktir. Hangi siyasi hareketler MDD cidir, komünterncidir gibi bilgilere sahip olmadan. Hayatlarını veren gençleri böyle karalamak. Yalan ve uydurmalarla itham etmek sadece gericiliktir. Kanlı Pazar'da onların katledilmesi için propaganda yapanların söyledikleriyle aynıdır. Türkiye'de sol hareketlerin tarihinde görülen en anti-sovyetik hareketi (THKO) "sovyetler birliğinden devrim ihraç etmek" le itham etmek. Hele hele bu hareketin komüntern ekolüne karşı geliştirdiği en büyük eleştiri buyken bunu söylemek dediğim gibi, sadece sağa sola çamur atmak için üretilen hezeyanlardır.

 

Dönemin Nur Tarikati lideri Mehmet Şevket Eygi'nin "kadıköyde kuranı ateşe verdiler, ümmeti muhammed yetişin, camilerde cihat için toplanın" söylemleriyle beraber uydurduğu bu argümanı kullanıp ardından bilimsellik, ilericilik taslamak. sadece gülünecek bir şeydir.

 

Önce bilmek, sonra karalamak gerek. Bilmeden sağa sola çamur atmak değil.

 

amerikan emperyalizmine, sovyet revizyonizmine, bulgar dalkavukluguna, romen ********** karşi turk devrimcisiyim." Deniz Gezmiş.

Gönderi tarihi:

***

Ergenekon başarılı bir operasyondur, kim ne derse desin. Üzerine düşeni başarılı bir şekilde yerine getirmiştir.

 

Çünkü korkutmuştur.!

 

Çünkü sindirmiştir.!

 

Çünkü susturmuştur.!

 

Şimdi ne İlhan Selçuk’un kendi gazetesini bombalatma ihtimalini saçma, ne o şekilde gözaltına götürülmesini utanç verici bulduğumu yazacak değilim.

Hele İlhan Selçuk gibi bir koca kurdun dinlendiğinden emin olduğu telefonundan yaptığı konuşmalarda ciddi ciddi “Davayı açtırıyoruz.

AKP’nin sonu geldi” diyebilme ihtimalinin milyonda bir olduğunu hiç yazacak değilim.

İçim gitse de, bu konuda diyecek sayfalar dolusu sözüm olsa da yazacak değilim.!

 

Çünkü nasıl ki AKP’nin kapatma davasında “ Bırakın hukuk gereğini yapsın dediysem” şimdi de aynını diyeceğim.

Bırakın hukuk gereğini yapsın! Bırakın iddialar araştırılsın.!

Bırakın ak koyun kara koyun ortaya çıksın.!

Bırakın bu akıl dışı iddialarla Ergenekon tarihe geçsin.!

Bırakın sabahın dördünde İlhan Selçuk’u gözaltına aldırmaya polis yollayanlar onun o polislere çay demlediğini duyunca hissettikleriyle başbaşa kalsın.!

Bırakın Ergenekon’un ne olduğu ortaya çıksın.!

Çıksın ki Ergenekon Türkiye tarihindeki çözülememiş her olayı sırtlanmaktan kurtulsun.!

 

Ve bırakın Ergenekon başarılarına başarı eklesin.!

 

Daha da korkutsun.!

 

Daha da sustursun.!

 

Daha da sindirsin.!

Memleket gerçekleriyle tek alakası dizisinden önce yayınlanan akşam haberlerine şöyle bir bakmak olan o büyük kalabalık daha da korksun.!

 

Ergenekon’un ne olduğunu anlamasa da AKP’nin kendine karşı çıkanı nasıl cezalandırdığını, kendinden olmayanı nasıl darbeci diye yaftaladığını görsün.!

 

Adam karalamak ne kolaymış bir kez daha öğrensin.!

 

Bu aralar biraz biraz yükselen seslerine volüm ayarı yapılsın.!

 

Dikkat etsin, ulu orta konuşmasın, hele hele meydanlara hiç çıkmasın.!

 

En iyisi dikkat çekmesin, fazla soru sormasın, kafaya hiç takmasın.!

 

Politikayla işi olmasın.!

 

Suya sabuna bulaşmasın.!

 

Korksun, sussun, sinsin.!

 

Bak bahar da gelmiş, kırlara yayılsın, boş boş takılsın, her gele lik yapsın.!

 

Ve işte bu yüzden bu operasyonun adı Ergenekon değil Hergelekon olsun.!

 

(alıntı:[email protected])

***

Kim ne derse desin Hergelekon başarılı bir operasyondur...

Gerçek suçluların arasına gerçek suçsuzları da katarak ucu açık sonsuza dek sürecek bir dava oluşturulmuş...

Darbe ve sıkıyönetim dönemlerinin Hukukunun AKP gibi siyasi iktidar dönemlerinde de uygulanabileceği ispat edilmiştir.!...

Gönderi tarihi:

Ben anlatamadım herhalde... İNANMIYORUM, antisovyet söylemlerinin, Atatürkçü olduklarının samimiyetine inanmıyorum, anlatabildim mi? Bütün bunların sahte maskeler olduğunu, asıl niyetlerinin silahlı terörize ortamda Sovyet müdahalesine zemin hazırlamak olduğuna inanıyorum.

 

Bu düşünceme göre (katılırsınız katılmazsınız) en iyi olasılık kandırılmış ve hayal görüyor olmaları. Bundan daha iyi bir olasılık görmüyorum. Sovyetçi olmadıkları söylemlerinin bugünkü AKP iktidarının şeriatçı olmadıkları söyleminden hiç farkı yok. Sahte ve kandırmaca, şaşırtmaca ve aldatmaca...

 

Şimdi anlatabildim mi?

Gönderi tarihi:
Darbe ve sıkıyönetim dönemlerinin Hukukunun AKP gibi siyasi iktidar dönemlerinde de uygulanabileceği ispat edilmiştir.!...

Çok değerli GeceKuşu, şimdi de neymiş, "tansiyonu düşürün, gerilimi azaltın" mış!

 

Geçmiş ola! Sen yapay gerilim yarat, yapay gündem yarat, yapay çatışma ortamı yarat, sonra da itidal çağrısı yap ve Tiran'lardan hemen bu çağrının üstüne atla!

 

Yağma yok! Ülkenin üzerine her nasılsa sıçrayan bu bela savuşmadan durmak yok! Çok üzgünüm ama, bunu kendileri istedi. Merak eden olursa hemen açar, bu iktidardan umutlu olduğumu, liberalleşme ve demokratikleşme yolunda gelişmeler sağlayabileceğimiz umudu beslediğimi yazdığım yorumlarımı hemen çıkarıp gösterebilirim. Bu umutlar, bölücü ve gerici anayasa taslağı hazırlama çalışmaları başlamasıyla birlikte bitmiştir. Geri adım atmalarıyla "belki" tereddütü oluşmuş, türban düzenlemesi girişimiyle bu iktidardan son umutlar tükenmiştir.

 

Bu iktidara klavyemin son harfine kadar karşıyım. Bu iktidar gitmeden muhalefete son vermek, en küçük bir olumlu yaklaşım göstermek yok! Bu iktidar ılımlı, barışık İslam teorisine de son verip dine de en büyük kötülüğü yapmıştır. Bu iktidar yüzünden neredeyse ılımlı İslam diye bir şeyin olamayacağını, en iyisi dine kökten karşı olmak gerektiğini düşünmeye başladım. Belki de doğrusu budur. Bazı canlı türlerinden post, dinden akla, mantığa, bilime, kısaca insanlık değerlerine dost olmazdır, buna ayıkmak gerek belki de...

Gönderi tarihi:
Bu iktidara klavyemin son harfine kadar karşıyım.

 

Ya, benim klavye F klavye, sizinkisi nedir bilmiyorum. Bir de multimedya klavyelerin hepsi aynı tuşlara sahip olmuyor. Siz dekinde acaba en son hangi harf var. Bir de içimizde arapça klavye kullanan var mı acaba, onların klavyesindeki son harf hangisi...Z' mi. Anlamadıysanız kodlayayım. Zırt'ın Z'si...Dileyenler "ı" yerine 2-3 tane "o" koyabilirler mi?

 

Klavyenize sağlık...

Gönderi tarihi:

Türk halkının Ergenekon'u devam ediyor.

Geçmiş yüzyıllara baktığımızda görüyoruz ki;

Türk kültürü direnişine devam ediyor.

Demirden dağları eritiyor.

Cehaletle savaşıyor.

Bildiğinden sevdiğinden dönmüyor.

Türkün yolculuğu devam ediyor.

Sen üzülme ben varım.

 

Ergenekon açık bir dosyadır.

Kula kulluğu kabul etmez bir yasadır.

Bunu bilenler dosyanın içindedir.

Binlerce yıl önce o dosyayı biz açtık.

Kimsenin gücü bu dosyayı kapatmaya yetmez.

 

Sevdamız büyük, Bizi gönül gözüyle görseler yaptıklarından utanırlardı...

Gönderi tarihi:

Nasilki Kuvayi Milliye o günkü sartlarda mesru bir baskaldiri, mesru bir savunma, mesru bir hareketse,bugünde Türk ulusunun huzuru ve güveni icin,Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasi,üniter yapisi,bagimsizligi icin mücadele vermek o kadar mesrudur.Birileri bu mesruluga gölge düsürebilecek davranislar icinde olabilirler,ve yine bazi kesimler bu uyanisa bu savasa farkli zeminlerde yaklasip bu savasi verenlere mafia,cete benzetmeside yapabilirler,ama hangi savas vardirki karsi cikanlari olmasin.Hangi savas vardirki, karsi cephesi olmasin,savas zaten karsi cephe yoksa gereksiz bir cilginliktir.Bu nedenle bugün belki güclü olanlar gücü ellerinde bulunduranlar tarafindan bu mesru savas kirilabilir bu savas önlenebilir ama Istiklal savasimizida önlemeye calismadilarmi?O savasi verenlere eskiya demedilermi?eskiya diyenler degilmiydi bu ülkenin bölünmesine basegenler.

Vatan ve millet icin birileri muhakkak calisacaktir,bu savcilarla mahkemelerle önlenemez ayni sekilde vatan ve millet icin calisanlara karsi olanlarda hep olacaktir buda esyanin tabiatinda vardir.O zaman günesin dogacagi günleri bekleyecegiz,yagmura camura ragmen...

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Konuya, harika bir ironi katan Fikri Akyüz'e teşekkür ediyorum. 26.03.2008 tarihinde okuduğum yazıyı bir de burada ilgiye sunuyorum.

 

Arkadaşlar, konularımız gündem kadar sıkıcı. Gündemimiz sıkıcı, haliyle konu sıkıcı, sıcaklar bastırdı bizim buralarda o sıkıcı, hanım sıkıcı, iş sıkıcı, sizler sıkıcısınız, bende de bir bozukluk var anlaşılan.

 

 

Çünkü "demokrasiye aykırı eylemlerin odağı" olan bazı mahfillerin gözü dönmüştür; bu da elbette doğaldır, çünkü kendinden geçen birilerinin gözlerinin dönmesi tıbbın açıklamakta zorlanmadığı bir durumdur.

 

Bu arada şu odak sözcüğüne de takılmış durumdayım.

 

Ateş anlamına gelen ve öz Türkçe olan "od"tan türeme "odak", biliyorsunuz "mihrak" demek.. (Tahmin ediyorum ki "odun" da bundan türemedir..)

 

Mihrak da Arapça yine ateş anlamına gelen ve doğuda hâlâ kullanılan "harq" tan türemiş bir kelime..

 

Bir de Ergenekon sözcüğü var ki, bu efsaneye samimiyetle inanan insanların düşüncesine saygı duyduğuma dair bir şerh koyarak bu sözcükle ilgili olarak şu kadarını belirteyim:

 

Ergenekon, ergene (sarp) ve kon (geçit) sözcüklerinin bir araya gelmesinden oluşuyor.

 

İşte bu sarp geçitteki dağlardan biri demirden olduğu için demiri ateşle eritiyorlar ve Ergenekon adını verdikleri bu geçitten çıkma imkanına kavuşuyorlar.

 

Yani Ergenekon ile Ak Parti'yi kapatma davası arasında bir ilinti varsa, işte bu kadar var!!

 

Kısmi ilgisi ancak şu kadar var: Ak Parti "sarp bir geçit"ten geçmektedir; laikliğe aykırı eylemlerin "odağı" olarak suçlanmaktadır. (Odak'ın "ateş" anlamına gelen "od"tan türediğini hatırlayalım..)

 

Ergenekon da sarp bir geçit demektir; demirden oluşan dağı "ateş"le eritmek suretiyle çıkış yapılmıştır.

 

Dolayısıyla bu kadar bir ilinti bulunan iki dava arasında komplo teorisi oluşturulacaksa alın size malzeme(!)

 

Durup, arada bir nefes almak gerekiyor. Biraz ironi insanlara nefes aldırı. Demirefe, klavye konusundaki yaklaşımımın kusuruna bakmayınız. Sıkıntı had safhaya ulaştı galiba bende.

 

Bir duralım...Durun...Durdum...Dom...Doom değil. Hiç dom oynadınız mı...

 

Mallik, milo, ikisi aynı şey demeyin biliyorum, çel/l/ik, gulle veya bilye...Durun ve şimdi oyun oynadığınız yılları hatırlayın. Basket yada futboll oynadığınız yılları. Arkadaşlarınızı...

 

ÖSS öncesi cumartesi günü yaptığınız basket maçında kalem tutan elinin bir parmağını sehven kırdığınız arkadaşınızı, çelik oynarken deyneği yanlışlıkla vurduğunuz arkadaşınızı, misket oynarken ayak parmağınız arasına sıkıştırarak yürüttüğünüz misketi, yalınayak futboll oynarken zeytin ağaçları içerisinde ayağınızı yere çakmanızı ve yerdeki camın ayağınızı doğramasını, yada topa salladığınız kafanın başka bir kafaya çarpması sonucu uğradığınız beyin/göz/dudak/diş hasarını, ebe güttürmeçte bacağınıza çarpan taşı, yerden yüksek oynarken düşmenizi, dandik bir sulama kanalında oynarken boğulan arkadaşınızı, yakartopu, can oynamayı, hatırlayın...

 

Durmak için geri dönün ve birşeyleri hatırlayın...

 

Haaa, bunları niye söylüyorum...Herkes konuşuyor ve kim konuşursa biraz daha kızıyor, kırılıyoruz...

 

Geri dönüp, nasıl çocukça kızdığımız, kırıldığımız ve biraz sonra barıştığımız zamanları hatırlamak şart. Yoksa, bugün Deniz Ü. Arıboğan'ın da belirttiği gibi yanlış bir yere doğru gideceğiz...Yukarda ayak oyunları oynanıyor biz buradan birbirimizi harcıyoruz.

 

Çok şey yazıp ne yazdığımı anlamıyorum. Acaip birşeyler oluyor bana...Hep o "Düşler Ülkesi" yüzünden oldu. Lanet Jonny...

 

Eh, madem çocukluğa döneceğiz, yanımıza Vaya Con Dios'tan Nah neh nah'la Mory Kante'den Yeke Yeke bulunsa iyi olacak...Tabi bu benim yaşımda olanlar için...

 

CYRANO'ya buradan bir daha Nah neh nah için teşekkür edeyim bari... ;)

Gönderi tarihi:
Nasilki Kuvayi Milliye o günkü sartlarda mesru bir baskaldiri, mesru bir savunma, mesru bir hareketse,bugünde Türk ulusunun huzuru ve güveni icin,Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasi,üniter yapisi,bagimsizligi icin mücadele vermek o kadar mesrudur.Birileri bu mesruluga gölge düsürebilecek davranislar icinde olabilirler,ve yine bazi kesimler bu uyanisa bu savasa farkli zeminlerde yaklasip bu savasi verenlere mafia,cete benzetmeside yapabilirler,ama hangi savas vardirki karsi cikanlari olmasin.Hangi savas vardirki, karsi cephesi olmasin,savas zaten karsi cephe yoksa gereksiz bir cilginliktir.Bu nedenle bugün belki güclü olanlar gücü ellerinde bulunduranlar tarafindan bu mesru savas kirilabilir bu savas önlenebilir ama Istiklal savasimizida önlemeye calismadilarmi?O savasi verenlere eskiya demedilermi?eskiya diyenler degilmiydi bu ülkenin bölünmesine basegenler.

Vatan ve millet icin birileri muhakkak calisacaktir,bu savcilarla mahkemelerle önlenemez ayni sekilde vatan ve millet icin calisanlara karsi olanlarda hep olacaktir buda esyanin tabiatinda vardir.O zaman günesin dogacagi günleri bekleyecegiz,yagmura camura ragmen...

 

 

saygilarla

Siz yani Ergenekon sorusturmasinda yakalananlari Kuvayi Milliye ile birmi tutuyorsunuz???? Ergenekon ile Susurluk cetesi arasindaki farki söylermisiniz lütfen. Artik ülkeyi kurtarmak cete mensuplarinami kaldi. Türkiye halki o kadarmi basiretsizki üc bes capulcunun eline bakalim. Ha Seriatcilar, ha Ergenekon, ha Susurlukcular, ha PKK cilar aralarinda ne fark varki, hepsinin ortak yani ülkeye su veya bu sekilde zarar vermek.

Gönderi tarihi:

TARAF gazetesi muhabiride tutuklandi Ergenekon kapsaminda yaptigi bir haber nedeniyle.Taraf gazeteside malum Altan kardeslerin gazetesedir.Eh, yakinda Türkiyenin yarisini iceri tikarlar gibime geliyor,peki TürkiYenin yarisi iceri tikilirsa disarda kimler kalacak,tabiiki dinciler,AKP liler ve DTP liler.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
TARAF gazetesi muhabiride tutuklandi Ergenekon kapsaminda yaptigi bir haber nedeniyle.Taraf gazeteside malum Altan kardeslerin gazetesedir.Eh, yakinda Türkiyenin yarisini iceri tikarlar gibime geliyor,peki TürkiYenin yarisi iceri tikilirsa disarda kimler kalacak,tabiiki dinciler,AKP liler ve DTP liler.

 

 

saygilarla

Kusura bakmayin, ben ne AKP'liyim nede DTP'li, hele hele Ergenekoncu hic degilim. Üc bes ksi yakaliniyor diye hepimizi AKP'li veya DTP'li göstermenize hic te gerek yok. Üc bes Ergenekoncuyu Türkiye'nin yarisi olarak göstererek ne söylemek istiyorsunuz??? Hayel üretmemize hic te gerek yok.

Gönderi tarihi:
Ben anlatamadım herhalde... İNANMIYORUM, antisovyet söylemlerinin, Atatürkçü olduklarının samimiyetine inanmıyorum, anlatabildim mi? Bütün bunların sahte maskeler olduğunu, asıl niyetlerinin silahlı terörize ortamda Sovyet müdahalesine zemin hazırlamak olduğuna inanıyorum.

 

iftiranın adı ben inanıyorum değildir. Birilerini birşeylerle suçlamak "öyle olduğuna inanıyorum" la geçiştirilecek bir şeyde değildir. Kişi birilerini birşeylerle itham ettiğinde bunu dayanaklarını ortaya koymalıdır. Aksi sadece iftiradır.

Gönderi tarihi:
Siz yani Ergenekon sorusturmasinda yakalananlari Kuvayi Milliye ile birmi tutuyorsunuz???? Ergenekon ile Susurluk cetesi arasindaki farki söylermisiniz lütfen. Artik ülkeyi kurtarmak cete mensuplarinami kaldi. Türkiye halki o kadarmi basiretsizki üc bes capulcunun eline bakalim. Ha Seriatcilar, ha Ergenekon, ha Susurlukcular, ha PKK cilar aralarinda ne fark varki, hepsinin ortak yani ülkeye su veya bu sekilde zarar vermek.

buyrun dokunulmazliklari kaldirin sedat bucaklari, yesillere, Mehmet agarlara takilin

 

ne istersiniz ilhan selcuk dan

 

 

:shuriken:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.