Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İMAM HATİP LİSELERİ KAPATILMALIDIR... (Bilimsel olarak kuruluş amacını gerçekleştirmesi olanaksız hale gelmiş ve bu amacı dışına çıkarılan bu okullar)


DİPNOT

Önerilen İletiler

İMAM HATİP OKULLARI KAPATILMALIDIR...

1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu ile din alanında imamet ve hitabet hizmetlerini yerine getirecek elemanları yetiştirmek üzere ortaöğretim düzeyinde okullar açılması öngörülmüştür.

 

Bu amaçla Cumhuriyetin ilk yıllarında imam hatip okulları açılmış ise de o dönemin kendine özgü şartları nedeniyle bu okullardan beklenilen faydanın sağlanamayacağı anlaşıldığı için 1927 yılında kapatılmışlardır. 1948 yılında ortaokul ve lise eşiti imam hatip okulları açılmış ve bu okulların sayısı yıllar itibariyle artmış, 1974 yılında imam hatip liseleri olarak yeniden düzenlenmiş ve mezunlarına üniversiteye girme hakkı verilmiştir. Bu arada kız öğrenciler için ayrı imam hatip liseleri açılmış, ayrıca Anadolu imam hatip liseleri adı altında yeni oluşumlar gerçekleşmiştir.

 

Ne acı ve garip bir tesadüftür ki; 1947 ?1948 döneminde köy enstitülerinin kapatılmaları için adımlar atılırken imam hatip okulları açılmıştır. İnsanlarımız, köy enstitülerinde uygulanan eğitim ve öğretim programları ile yavaş da olsa ileri vitesle aydınlığa doğru yol alırlarken, birden geri vitese geçilerek başlatılan din eğitimi ile bugünlere gelinmiştir. Bu bir tesadüf müdür? Yoksa bilinçli bir tercih midir? 1945 yılından itibaren çok partili siyasi hayata geçen Türkiye?de din istismarının tehlikeli bir uygulaması mıdır? Bu konulardaki değerlendirmeyi okuyucularıma bırakıyorum.

 

İmam hatip okulları bir misyon mektebi olup, kuruluş misyonu aydın din adamı yetiştirmektir. Ancak gelişen zaman içerisinde siyasetin etki alanına girerek belli bir amaca yönelik tek tip insan yetiştirmek ve yetiştirilecek bu tipteki insanlardan oluşan nesil ile yeni bir düzen oluşturmak imam hatip okulları için bir kısım siyasetçiler tarafından yeni bir misyon olarak ortaya konmuştur. 60 yılda, yani bugün gelinen noktada bu misyonun gerçekleştiği, Atatürk?ün laik cumhuriyeti yerine dini temel tercihlere dayalı bir düzen oluşturulduğunu söylemek her halde yanlış olmayacaktır.

 

Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş insan gücü ihtiyacını kısa sürede karşılamak için lise düzeyinde başta öğretmen okulları (muallim mektepleri) olmak üzere birçok kamu hizmeti alanında meslek okulları açılmıştır. Bu arada köyün ve köylünün aydınlatılması için köy enstitüleri kurulmuştur. Meslek okulları zaman içerisinde kendilerinden beklenen işlevleri yerine getirmişlerdir. Ülke düzeyinde üniversite eğitimin gelişimi ve yurt düzeyinde yaygınlaşması sonucunda bilimin bir gereği olarak lise düzeyindeki meslek okulları kapatılmış ve bunların eğitim konusu olan alanlarda yüksek okullar açılmış, ön lisans ve lisans programları uygulamaya konulmuştur.

 

Bilgi ve iletişim çağında gençleri lise düzeyindeki mesleki okullarda eğitim ve öğretim ile meslek sahibi yapabilmeyi kabul etmek akılcı ve bilimsel bir yaklaşım olamaz. Toplum için çok önemli meslekler olan öğretmenlik ve din hizmetleri (imam, hatip vb.) lisans düzeyinde eğitim görmüş, çeşitli hizmet içi eğitimlerle geliştirilmiş, yabancı dil bilen, yurt içi ve yurt dışı kaynaklarda araştırma yapabilecek ve kendilerini yenileyerek geliştirecek elemanlarla ancak yürütülebilir. Bu nedenle öğretmen okulları kapatılmış ve her derecedeki öğretmen lisans düzeyinde eğitim ve öğretim ile yetiştirilmeye başlanmıştır. Buna karşılık din hizmetleri verecek olan imam, hatip ve benzeri din görevlilerinin lise düzeyinde eğitimle yetiştirilmeye devam edilmesi ise kabul edilecek bir durum değildir.

 

Din bilimi, yani teoloji eğitim ve öğretimi 3-4 yıllık orta öğretim sistemi içerisinde yapılamaz. Bu düzeyde eğitim ve öğretim ile din biliminin öğretilmesi insanın doğasına ve gelişimine aykırı olur. Bu nedenle orta öğretim düzeyinde yapılan din eğitim ve öğretimi medrese eğitiminden öteye bir anlam taşımaz. İmam hatip liselerinde yapılan bu tür eğitim; bugün olduğu gibi halkın çocuklarına, belli belirsiz, az çok, doğru yanlış bir din eğitimi vermeden ileri bir yarar sağlayamaz. Böyle okullarda, bu şartlarda aydın, bilgili din adamı yetiştirmek mümkün değildir.

 

Nitekim bugün girişim ve uygulamalarına bakıldığında hükümetin eğitim politikasının hedefi ve amacı, dini değerlere göre yetişmiş kız ve erkek öğrencilere yüksek okul ve üniversitelerin kapılarını açarak, din eğitimi alt yapısı üzerine mesleki üst yapıyı kurmak olduğu ortaya çıkmaktadır. Daha somut bir ifadeyle imam vali, imam kaymakam, imam savcı, imam hakim, imam mühendis, imam doktor, imam öğretmen, imam öğretim görevlisi, imam polis ve başarabilirlerse imam subay, imam astsubay ve benzerlerini yetiştirmek hükümetin hedefi olarak tanımlanabilir.

 

Diyanet İşleri Başkanı kısa bir süre önce verdiği beyanatta teşkilatında %6 oranında ilahiyat fakültesi mezununun çalışmakta olduğunu, tüm camilerde ilahiyat fakültesi mezunu imam görevlendirmek istediğini, hatta büyük camilerde lisans üstü eğitim ve doktora yapmış imamlara görev vermek istediğini, ama bunu başaramadığını ifade etmiştir. Bu çok acı bir tablo ve üzerinde düşünülmesi gereken acı bir itiraftır.

 

Bugün çeşitli üniversitelerimizde 25 civarında ilahiyat fakültesi bulunup bu fakültelerde din bilimini öğrenerek mezun olan binlerce genç, kendi meslek alanlarında çalışma imkanından yoksun bırakılmıştır. Yüz binlerle ifade edilen Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında yetişmiş bu insan gücü çalıştırılmıyor ise bunun tek anlamı vardır; o da çağdaş, modern ve aydın din adamlarının dışlandığı gerçeğidir.

 

Diyanet İleri Başkanı lisans düzeyinde eğitim öğretim görmüş elemanları neden istihdam edemediğini ön yargısız analiz etmelidir. Bu analiz sonucunda Laik Türkiye Cumhuriyeti?nin sigortası olan Diyanet İşleri Başkanlığında İlahiyat Fakültesi Mezunları ile bu eğitimleri üzerine yüksek lisans ve doktora eğitimi yapmış olan ve kendine akıl ve bilimi rehber edinen aydın kişilere görev vermelidir.

 

Bilimsel olarak kuruluş amacını gerçekleştirmesi olanaksız hale gelmiş ve bu amacı dışına çıkarılarak din eğitimi veren bir niteliğe büründürülmüş, bu hali ile tevhid-i tedrisat kanununa ters düşmüş imam hatip liselerinin hemen kapatılmaları; ihtiyaç duyulan aydın din adamlarının ilahiyat fakültelerinde yetiştirilmeleri ve bunların istihdamının önünün açılması, ülke gerçeklerinin yadsınamaz bir sonucudur.

______________________________________

_______________________________

__________________________

_______________________

___________________

_______________

___________

_______

___

_

____________________________________________

Sevgili Av. Mustafa F. AĞAOĞLU'na sevgi ve saygılarımızla....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İmam hatiplerin kapatılması bence hiçbir şey ifade etmiyor.Zira yıllardır camiiler bu iş işin en iyi okullardı.

Aslında masaya yatırılması gereken tek şey İslamın bir inanç biçimi mi olduğu yada bir yönetim biçimi mi olduğudur.

Demokrasi ile islamın ne sorunu olabilir tartışmalarını başlatabilmektir.

Belki onbeş yıl önce böyle bir durumla karşılaşılacağı iddia edilse idi inan ki en fanatik islami kesim bile bunu iddia edenlerle dalga geçecekti.

Önemli olan hamlenin toplumu islami çözümlerden önce demokratik çözümlerle tanıştırabilmektir.

Ne yazık ki ülkemizde demokrasi kavramı ve nimetleri, üstüne şal çekilebilecek kadar ucuzlatılmış,rafa kaldırmak kadar seviyesizleştirilmiş,baklava tepsisi gibileştirilerek sahipsizleştirilmiştir.

Bugün birçok sıkıntılar var iken,birçok konuda reform sayılabilecek adımları atmak var iken,nereden içap etti ise birden turban olayı gündeme oturuverdi.

Sürekli eleştiriyel bakan medyatik bilirkişiler,kendilerini iktidar tarafından kurulmuş çok ucuz bir oyunun içinde buluverdiler.

Diğer yapılacakların ustune ne medya gitti ne de muhalif partiler.

Toplumsal güç,demokrasi görevi verdiği iktidarı asla bu konularda ne zorladı ne de denetledi.

Asıl sorunda zaten burada oluşturuldu.

Rehavete kapılan akp hukumeti,yüklenmek zorunda olduğu gelişimin takipçilerini arkasında göremeyince turban meselesini gündeme taşımakta hiç te zorlanmadı.Kaldı ki önümüzdeki günlerde toplumsal tazyikten yoksun olarak devam ettiği takdirde arabça harfleri de refaranduma taşıyacağı bizim için surpriz olmasa gerek.

Önümüzde yerel şeçimler var.İddialı görüşlerin eylem planlarının halkın önüne konulması gerekiyor.Yerek yönetimlerde yapılan birçok yanlışın gündemlere taşınması gerekiyor.

Kuzu kılığında bir kurdunuz var ise kurt kılığında bir kuzuya ihtiyacınız olacaktır.

sevgilerimle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İmam hatiplerin kapatılması bence hiçbir şey ifade etmiyor.Zira yıllardır camiiler bu iş işin en iyi okullardı.

.

.

.

Kuzu kılığında bir kurdunuz var ise kurt kılığında bir kuzuya ihtiyacınız olacaktır.

sevgilerimle

100% katiliyorum sayin dostum yorumunuza, cok güzel aciklamissiniz. Bu daha ufak bir baslangic. Insallah sucsuz insanlarimizin cani yanmaz ileriki günlerde bu türbandan dolayi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"birgün bütün okullar imam hatip olacak" R. Tayyip Erdoğan (milliyet)

 

Bence hepsinden önce Fethullah'ın Türkiye'deki okullarına, kurslarına, yurtlarına el konulmalı... Orada beyinleri yıkanan ve Cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirilen çocuklar kurtarılmalı... Çok acil olarak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kim yapacak bunlari acaba,kim kaldi yapacak olan,millet hala magazinlere bakiyor,Seda Sayan evlenmis aaa sahimi,kacinci oldu peki?Imam hatip okullarini artik kimse kapatamaz asil bundan sonra olacaklar önemli.hersey ellerinde karsi devrim gerceklesmistir,kim ne derse desin viz gelip tiris gidiyor Erdogana.Ne demisti Burhan Kuzu;*Amudada kalksalar bu is olacak*Bu sözün altindan cok anlamlar cikar ama buna ragmen ne kimse amuda kalkti nede sen nasil böyle konusursun dedi Burhan Kuzu'ya.Olduda bitti masallah,demekki Erbakan'in firina sürdügü kadayifin alti pismistir,simdi sira gecisin kanlimi yoksa kansizmi olacagindadir.Ordumuzda vurmaya devam etsin,Türkiyede isler henüz bitmedi,bitene kadar vurabilir.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye 3'e bölündü Laikler, antilaikler ve kararsızlar... :)

 

Laikler, 83 yıllık Cumhuriyete ne pahasına olursa olsun bağlılar... (özgürlük, gelişim, çağdaşlaşma, doğru iletişim, demokrasiden yanalar)

 

Antilaikler, 83 yıllık Cumhuriyette sürekli zulüm edebiyatı yaptılar, mazlum rolleri ile oy topladılar, dini istismar ile büyüdüler, güçlendiler, takiye konusunda o kadar uzmanlaşmışlar ki, insanların kafasını çok kolay karıştırıyorlar... Yalan yere yemin bile eder bunlar çünkü yer yol mübah, zafer onların olacak böyle inanıyorlar... (şeriatle yönetmek ve yönetilmek istiyorlar, böylece maddi ve menevi güce sahip olacaklar ve karşılarında hesap soracak merci olmayacak)

 

Kararsızlar, bunlar hem dindar, hem laik, olanlar... Kafaları karışık, bunlarında bir kısmı duyarsız, bir kısmı habersiz, bir kısmı emin değil... Dini gereği dindardan yana olmak istiyor, ülkesi gereği milletinden yana... En çok bunlar tehlike altında çünkü din en etkili silahtır kendi safına çekmede... Ve ne yazık ki insanların büyük bölümü inancına yenik düşer gerçekleri görme konusunda... Dini inancının sadece kendisine ait olduğunu ve hesap vereceği tek mercinin bu konuda Allah olduğunu idrak etseler asla kanmayacaklar ama dinle aldatanlar o kadar çok ki... (bu insanlar etliye sütlüye dokunmak istemiyor bir kısmı izliyor bir kısmı görmüyor bile, asıl kırılma noktasını bunlar belirleyecek elbette çoğu ülkesini seviyor ve Atasına bağlı)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Derhal kapatilmali cünki gerekli olan din adamlari ilahiyet fakültelerinde daha da iyi sartlarda egitilerek yetistirilir. Imamhatiplerin yillardan beri vermis oldugu hizmeti sayin hoca Necmettin Erbakan kendi agzindan cok güzel bir sekilde ifade etmisti. Evet ne demisti sayin hoca; "Imamhatipler bizim arka bahcemiz". Cok dogru söylemisti, aynen öyle, imamhatipler esas amacindan carptirilmistir ve su anki iktidar bunlarin imamlik meslegi yerine üniversitelere girmesi icin imkan sagliyor ve vali olacaklar, doktor olacaklar, hakim, avukat vs. vs olacaklar. Ne alakasi var simdi bu tür meslek okullarinin ilimle bilimle. Amac belli, sriati ülkeye kansiz yoldan yaymak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nedense Konulara hep tek taraflı kendi ideolojileri uğrunda yoğuruyorlar Bundan dolayıdır ki inandırıcılıklarını kaybediyorlar maalesef..

 

Sizlerin deyimiyle Tek İmam Hatiplermidir Beyin Yıkama Merkezi Hayır elbette olamaz Ülkemizde konuşlanan o kadar çok Emperyalizme hizmet eden okullar varki..En basit misaL Amerikan Koleji SEV VAkfı adı altında hizmet veriyorlar MİT'în çok geniş kapsamlı araşttırmaları var bu okullar ve yöneticileri hakkında araştırıp okumak gerek..

Bizzat İ.İnönü Tarafından Bu Misyoner okulların kapatılması hakkında söylemler söylenmiştir..

 

O.D.T.Ü' nün Kurucuları Kim Mesela ABD değilmidir..

 

************

 

Şimdi sormak Lazım Hangi akım daha tehlikeli?

 

İslami akimmi?

 

Yoksa..

 

Misyoner akimlar mı?

 

J.W

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.