Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

İslamda sadece savunma amaçlı savaşmaya izin vardır diyenlere ithaf olunur.

 

 

Şimdilik bir ön-liste veriyorum. Bu listede bir çok eksiklik var. Özelllikle tarihler konusunda çalışmalarım bitmedi. Ayrıca ilgili Kuran ayetleri ve kazanılan ganimetler de ilave bilgiler vereceğim. Tabii bunun yanında Bedir, Uhud, Huneyn, Hayber gibi önemli savaşların seyri ve Batn-ı Nahl gibi önemli seriyyeler hakkında da oldukça ilginç bilgiler ekleyeceğim. Şimdilik bazı ufak notlar ekledim, zaman içinde gittikçe artan miktarda bu savaşlar ve sonuçları ile ilgili bilgiler de olacak.

 

İlave not : Toplam savaş, gazve ve seriyye sayısının 100'e yakın olabileceği tahmin ediliyor. Bunlar sadece benim tespit edebildiklerim.

 

 

 

Hicretin 2. yılı

 

1- Sifülbahr seriyyesi: (Mart 623-Ramazan ayı) Hamza’nın kumandasında yapıldı.

 

2- Rabiğ seriyyesi: (Nisan 623-Şevval ayı) Ubeyde b. Haris’in komutasındaki bir süvari birliği tarafından gerçekleştirildi. Hac Suresi 39-40 ile ilk savaş izni veriliyor.

 

 

3-Benu Damra /Vaddan gazvesi : (Nisan 623-Şevval ayı). Saldırmazlık antlaşması yapıldı.

 

4-Harrâr seriyyesi: (Mayıs-623-Zilkade ayı) Sa’d b. Ebu Vakkâs başkanlığında düzenlendi.

 

 

5-Ebva gazvesi : (Eylül 623-Safer ayı )---Ebva köyüne yapıldı. Medine'den 23 mil uzakta bir köydü. Hicretin ikinci yılında Muhammedin bizzat komutan olarak katıldığı ile gazve. Kureyşin ticaret kervanına yapılan saldırı.

 

6-Buvat gazvesi : (Ekim 623 Rebiül-evvel ayı ) 200 kadar sahabiyle bir Kureyş kervanının önünü kesmek için yapılmıştı

 

7-Bedru’l-ula-Sefevan (1.Bedir) gazvesi : (Ekim 623 - Rabîü'l-evvel ayı)

 

8-Zü’l-Uşeyre : (Aralık 623 /Cemaziyelahir ayı) İkinci yılın ilk ayı. Hicretin 16. ayı.

 

9- Batn-ı Nahle seriyyesi: (2 Ocak 624- Receb ayı) Abdullah b. Cahş komutasında yapıldı. Bakara 217 bununla ilgilidir.

 

10- II.Bedir (Bedru'l Kübra) Savaşı :(13 Mart 624 Ramazan ayı) Al-i İmran Suresi (13, 41, 43,44,47,49, 67, 68, 69), Enfal Suresi 1, 9,10,11, 12, 13, 17

 

11-Beni Kaynuka : (Nisan 624-Şevval ayı) (Enfal 5

---Bin beş yüz kılıç, üç yüz zırhlı elbise, iki bin mızrak ve beş yüz kalkandan ibaret olan silahlarını ve mallarını Medine’de bıraktılar. Onlardan kalan malların beşte biri Beytülmal'a ayrılarak gerisi Müslümanlar arasında taksim edildi.

 

12-Sevîk (Mayıs 624-Zilkade)

 

Hicretin 3.yılı

 

13-Karkaratülküdr (Temmuz 624-Muharrem ayında)

 

14-Gatafan (Eylül 624-Rebiül-evvel ayı)

 

15-Benî Süleym Cemazi (Kasım 624-Cemaziyel-evvel ayı)

 

16-Feran gazvesi -- Aralık 624 -Cemaziyelahir ayında

 

17-Zi Emer gazvesi:

 

18-Karede mevkii seriyyesi :Zeyd b. Harise komutasında gerçekleştirildi- Kureyş kervanına karşı-- Kervan ele geçirilerek Medine'ye getirdi. Muhammed kervanın mallarını ganimet statüsüne tabi tuttu.

 

19-Uhud (3/ 25 Ocak 625-Recep ayı----Şevval ayı) Bu savaş ile ilgili ayetler: Al-i İmran Suresi (121, 122, 123,124, 125, 140, 144, 153, 154, 155, 165 dir.)

 

20-Hamraülesed:

 

21-Katan seriyyesi : Uhud savaşından üç ay kadar sonra Muharrem ayında- Ebu Seleme komutasında yapıldı

 

Bi’r-i Maune faciası : (4 Temmuz 625’te Safer ayı) - İncelenecek

Recî' Olayı (625 Safer ayı): İncelenecek

 

Hicretin 4. yılı

 

22-Ben-i Nadir gazvesi : (4/29 Haziran 625) Kur'an'ın Haşr Suresi Nadiroğulları Gazvesi dolayısıyla nazil (!) olmuştur. Hatta bundan dolayı bu sûreye "Beni Nadir Sûresi" de denilmiştir.

 

Hicretin 5. yılı

 

23-Bedru’l-Mev’id:

 

24-Zatü’r-Rika :

 

25-Dumetülcendel :

 

26-Hendek (Ahzab Gazvesi) 1-24 Ocak 627. Ahzap (Hendek) suresinin 9-27 arası savaş ayetleri bu savaş ile ilglidir.

 

27-Gamre seriyyesi : Ukkaşe b. Mihsan komutasında kırk kişilik bir birlikle Esed kabilesine karşı

 

28-Süleymoğulları seriyyesi : Zeyd b. Harise komutanlığında Süleymoğulları kabilesine karşı yapılmıştır

 

 

29-Müreysî (Beni’l-Mustalik) 6/627 (Hicretin beşinci yılının şaban ayının ikisinde) Mustalıkoğullarından ganimet olarak altı yüz veya yedi yüz esir, beş bin koyun ve iki bin kadar deve alındı.

 

İfk olayı : İncelenecek

 

30-Benî Kurayza : (Ocak-Şubat 627 Zilkade ayı) (Ahzap 26-27 ayetleri bu gazve ile ilgilidir)

 

Hicretin 6.yılı

 

31-Beni Lihyan: Adal ve Kâre kabilelerine karşı

 

32-Gabe (Zûkared Gazvesi) Siret kitaplarına göre, Hicri 6. Yılın Rebiul-evvel veya Rebiul-ahir'inde,

 

33- I. Zü'l-Kassa'ya seriyyesi : Muhammed b. Mesleme komutasında Sa'lebe kabilesine karşı

 

34- II. Zü'l-Kassa'ya seriyyesi: Ebu Ubeyde b. Cerrah'ı kırk kişiyle göndermiştir. Muharib, Enmâr ve Sa'lebe kabileleri üzerine düzenlenmiştir

 

35-Fezare seriyyesi : Zeyd b. Hârise komutasında Fezareoğullarına karşı yapılmıştır.

 

36-Hudeybiye seferi : Mart-628-Zilkade ayı (Rıdvan Biatı ve yolda geri dönerken Hudeybiye Barışı'ndan bahseden Fetih Sûresi 18-19 nazil (!) oldu ve Fetih Sûresi 1 ayrıca Fetih suresinin 20. ayetinde bol ganimet vaadedilir.

 

Hicretin 7. yılı

 

37-Türebe bölgesi / Hevazin kabilesi seriyyesi: Şaban ayı- Ömer b. Hattab komutasında gerçekleşen bir sefer.

 

 

38- I.Mürre seferi : (Şaban ayı)- Beşir b. Sa'd komutasında gerçekleşti

 

39- Gatafan seriyyesi : (Şevval ayı) Beşîr b. Sa'd, Medine'ye baskın düzenlemek isteyen Gatafan kabilesine karşı üç yüz kişilik bir birlikle başarılı bir sefer gerçekleştirmiştir

 

 

40- Meyfaa seriyyesi : (Ramazan ayı)-Gâlib b. Abdullah komutasında Beni Uval ve Beni Abd b. Sa'lebe'ye karşı

 

41-Süleym seriyyesi : İbn Ebi'l-Avca es-Sülemi komutasında gerçekleşti.

 

42-Hayber :Haziran 628-Muharrem ayı

 

43-Fedek seriyyesi : Muhayyisa b. Mes'ud komutasında gerçekleşti.

 

 

44-Vadi'l Kura gazvesi: Muhammed Hayber’in fethinden sonra Vadi'l-Kura üzerine yürüdü. Buradaki Yahudiler kalelere sığınarak bir gün kadar direndiler. Fakat sonunda Hayber Yahudilerinin şartlarına göre teslim oldular. Buna göre yıllık arazi mahsullerinin yarısını İslam devletine vergi olarak ödeyeceklerdi. Teyma Yahudileri, Hayber, Fedek ve Vadilkura'da meydana gelen gelişmeleri duyunca Muhammed ile cizye üzerine antlaşma yaptılar.

 

Hicretin 8. yılı

 

45-Beni'l-Mülevvah seriyyesi : Gâlib b. Abdullah idaresinde bir seriyye.

 

46-II. Mürre seriyyesi : Gâlib b. Abdullah'ı Zübeyr komutasında yapıldı.

 

47-Siyy mevkii / Hevâzin'in Benî Âmir seferi : (Rebîülevvel ayı) Şücâ' b. Vehb'in komutasında gerçekleşti.

 

48-Zatüsselasil seferi : (Cemaziyelahir ayı) Amr b. Âs komutasında gerçekleşti.

 

49-Sifülbahr bölgesi / Cüheyne kabilesi seferi : (Receb ayında) Ebû Ubeyde b. Cerrah komutasında

 

50-Necid bölgesi / Muharib kabilesi : (Şaban ayı) Ebû Katâde komutasında birlik ile.

 

51-Mekke’nin Fethi (11 Ocak 630-Ramazan ayı)

 

52-Gumeysa bölgesi / Cezîme kabilesi seriyyesi: (Şubat-630-Şevval ayı) Halid b. Velid komutasında

 

54-Huneyn savaşı : 6 bin esir, 24 bin deve, 40 bin koyun ve 4 bin okka gümüş ganimet elde edildi Kuran'da Huneyn Savaşı'ndan, açıkça adı zikredilerek bahsedilmektedir. (Tevbe 25-27)

 

Ci'rane olayı : Huneyn gazvesinde elde edilen ganimetlerin dağıtımında çıkan "olay" olarak bunu da inceleyeceğiz.

 

55-Evtas savaşı : Huneyn savaşının bir kolu--Ebu Amir el-Eş’ari komutasında-- Huneyn savaşında kaçan Hevazinliler ile--Esirler arasında Muhammed'in süt kızkardeşi Şeyma'da mevcut-Muhammed bu duruma çok üzüldü.

 

56-Taif kuşatması : Beni Sakıf kabilesi ile---Taif şehri İslâm ordusu tarafından on sekiz gün kuşatıldı. Fakat o sırada fethedilemedi, çember kaldırıldı. Bir yıl sonra Taif halkı gelip müslüman oldular.

 

57- Mut'e Savaşı (629 Eylül). Zeyd b. Harise komutasında yapıldı. Zeyd hayatını kaybetti. 3000 kişilik İslam birliği ile 100 bin kişilik Bizans birliği arasında---Muhammed'in birlikleri geri kaçarak canlarını zor kurtardılar.

 

Hicretin 9. yılı

 

59-Tebük seferi : (630 yılı) Alkame b El-Fağva komutasında yola çıkıldı. Bu sefer esnasında Muhammed'in ordusu düşmanla karşılaşmadı; dolayısıyla çarpışma da meydana gelmedi. Bizans’ın Müslümanlara karşı herhangi bir ordu hazırlamadığı anlaşıldı. Tevbe Suresi (38-41) bununla ilgilidir

 

60-Fedek seferi : Muhayyisa b. Mes'ud komutasında gerçekleşti.

 

61-Akabe seferi : Halid b. Velid komutasında gerçekleşti.

 

62-Ezruh seferi : Halid b. Velid komutasında gerçekleşti.

 

63-Makna seferi : Halid b. Velid komutasında gerçekleşti.

 

64-Maan seferi : Halid b. Velid komutasında gerçekleşti.

 

65-Dûmetülcendel seferi: Halid b. Velid komutasında gerçekleşti--İki bin deve, sekiz yüz at, dört yüz zırh gömlek, dört yüz mızrak ganimet olarak ele geçirildi.

 

Kaynak

 

sodomo blogcu com

 

Not.Site islam karşıtı olduğu için çalışmamaktadır. Malum arap telekom islam karşıtı olan tüm sitelerin ulaşımını engellemekte.

İyiki zamanında arşvimie almışım.

Gönderi tarihi:

Güzel bir başlık, başlığa katkım olması açısından islami bir siteden alıntıladığım Kur’anın cihad (adil savaş) ile ilgili olarak belirlediği ilkeleri eklemek isterim... Ben bu işlerden çakmam, ama çakanlar ne demiş bi bakalımm madem...

 

 

1- Haklı savaş gerekçesi ilkesi:

Kuran-ı Kerimdeki savaşın sebebi, düşmanın saldırı ve zulmüdür. Düşman Müslümanların yurtlarını basar, hicrete zorlar, can, mal ve din ve namus güvenliğini tehdit ederse, bu durum; savaşı zorunlu ve mecbur kılar.Kur’ana göre, düşman güçlere karşı verilecek savaşın gerekçesinin makul ve haklı olması gerekir. Esasen “istila”, “sömürü” ve “tecavüz” için yapılan savaşları tanımayan İslam dini ( Bakara Sûresi, 205 ; Nisa Sûresi,94 ; Kasas Sûresi,83 ; Şura Sûresi,41-42) savaşa ancak :Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlamak, hak ve hürriyetlerini korumak, İslama ve İslam ülkelerine yönelik saldırıları önlemek amacıyla başvurulacağını hükme bağlamış ve meşru gördüğü bu savaşı da diğerlerinden ayırmak için ona cihad adını vermiştir.

 

2- Adil savaş ilkesi:

Adil savaş ilkesi, cihat fiilen başladığı zaman uygulanacak bir ilkedir. Bu ilkeye göre, savaş sadece savaşa iştirak eden tarafa yöneliktir. İslam’da düşmanı öldürmekten ziyada insanı kazanmak esastır. Bu amaçla, savaştan önce düşman İslam’ı kabul etmeye çağrılır, kabul etmezse itaat ve cizye(savaş tazminatı) teklif edilir. Bunlar yapılmadan cihada teşebbüs edilmez. Düşmana sunulan bu gerekçeler kabul edilmediğinde Allah’tan yardım dilenerek savaşa girilir.Savaşa girildiğinde, Müslümanlar, “adil savaş ilkesi”ne göre adım atmak zorundadırlar. Bu ilkeye göre, savaşta vurulacak hedef sadece düşman askerleridir. Savaş sırasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yatalak hastalar, mecnunlar, sakatlar öldürülemez. Savaşa iştirak etmeyen din adamlarına ve ihtiyarlara silah çekilmez, savaşa katılmayanlar (esnaf ve çiftçiler gibi sivil halk) katledilemez (Bakara Sûresi,191).Savfan İbnu Assal (r.a) anlatıyor : “Resulullah (a.s.m) beni seriyyede savaşa gönderdi.Yola çıkarken şu talimatı verdiler :“Allah’ın adıyla, ALLAH YOLUNDA YÜRÜYÜN.Allah’ı inkar edenlerle savaşın, işkence yapmayın, ahdinizi bozmayın. ganimeti çalmayın, çocukları öldürmeyiniz” ( Müslim, Cihad 3,(1731), Tirmizi, siyer 48,(1617) Ebu Davut, Cihad 90, (2612,2613)

 

3- Savaşta aşırı gitmemek ilkesi:

İslam, savaş halinde bile, insanî değerlere itibar eder. Savaş anında, dehşet ve vahşeti sergileyen şiddetli hiddetleri mutedil hale getirir. Savaşta bile ölçüyü kaçırmamayı bir temel prensip olarak kabul eder. İslam, aşırı ve haddi aşan tavırlara karşı müeyyideler getirmiştir. Bu nedenle, İslam hukukunda saldırıya ancak misli ile mukabele edilir; aşırı gitmek suçtur.Kur’an-ı Kerim, düşmanla yapılan yüz yüze savaşta bile, aşırı gidilmesini yasaklar. Bu husus, şu ayet-i kerime ile beyan burulmuştur:

“Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın.Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez” (Bakara Sûresi,190)Nitekim bir başka ayette de şöyle buyrulur:“ Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah müttakilerle beraberdir” (Bakara Sûresi, 194)

 

4- Sulh ve barış ilkesi:

İslam, düşman tarafından teklif edilen sulh ve barış anlaşmalarına karşı barış ve sulh ile mukabele etmeyi prensip olarak kabul eder(Enfal Sûresi,61,62,63 ; Hucurat Sûresi,9). Kur’an “Sulh (daima) hayırlıdır”(Nisa Sûresi,128) mesajı ile bütün dünyaya bu hakikati 1400 seneden beri duyurmaktadır. “Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse,(şunu iyi bilin ki)Allah gafur ve rahimdir”(Bakara Sûresi,192) ayeti ile “Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur”(Bakara Sûresi,193) ayeti de sulhun önemini vurgulamaktadır.

 

5- Esirlere iyi muamele etme ilkesi:

İslam, esirlere iyi muamele edilmesini emredir. Müslümanlar esirleri yedirmekle, aç ve susuz bırakmamakla mükelleftirler. Bu görevi de Allah rızası içi yaparlar.(Bakara Sûresi,177;Enfal Sûresi,69,70,71;Muhammed Sûresi,4; İnsan Sûresi, 8,9,10,11,12) Şener Dilek (Prof.)

 

Savaş halinde yasak fiiller:

 

a- İşkence. Öldürülecek olan kimseye dahi işkence edilemez; zulüm ve işkence bütün çeşitleriyle yasaktır.

 

b- Savaşçı olmayanların öldürülmesi. Savaşçı, fizik bakımından savaşabilecek kimselerdir. Bunların dışında kalanlar kasten ve doğrudan öldürülemez. Bu cümleden olarak kadınlar, çocuklar, savaşçı sahiplerine hizmet için gelmiş köleler, körler, dünyadan el etek çekmiş din adamları, akıl hastaları, yaşlılar, hastalar, kötürümler vb. leri öldürülmez.

 

c- İnsan ve hayvanların uzuvlarının kesilmesi.

 

d- Verilmiş söze ve yapılmış andlaşmaya aykırı hareket.

 

e- Savaş zarureti bulunmadıkça zirai mahsullerin, orman ve ağaçların yakılması.

 

f- Namus ve şereflere tecavüz, zina ve gayr-i meşru münasebetler. Düşman kadınlarının ırzına geçen sivil ve askerler zina suçu işlemiş olur ve bunun cezasını çekerler.

 

g- Düşmandan alınan rehineleri öldürmek. Bunlar misilleme yoluyla dahi öldürülemez.

 

h- Ölülerin başını veya uzuvlarını kesip teşhir etmek.

 

ı- Katliam. Hz. Peygamber ve raşid halifeler zamanlarında savaştan sonra esirler veya zaptolunan yerlerin ahalisi için katliam emri verildiğine dair bir tek örnek dahi yoktur. Mekke fethini müteakip Rasulullah (s.a.v.) bazı harb suçluları ve hainler dışında kalan düşmanlarını affetmiştir.

 

i- Kesin bir meşru müdafaa söz konusu olmadıkça akrabayı öldürmek. Akraba düşman saflarında olsa dahi öldürülmez.

 

j- Çiftçi, tacir, esnaf, işadamı gibi fiilen harbe iştirak etmemiş, savaş ile ilgili olmayan kimseleri öldürmek.

 

k- Harb esirlerini rehine almak, kalkan yapmak, onların arkasında düşmana doğru ilerlemek.

 

l- Bazı İslam hukukçularının açık ifadelerine göre zehirli ok kullanmak.

(Buhari, Cihad, 150 vd.; el-Benna, el-Fethu'r-Rabbânî (Tertibu-Müsnedi-Ahmed), C. XIV, s. 61 vd.; diğer kaynaklar için bak. Muhammed Hamidullah, İslam'da Devlet İdaresi, (trc. Kemal Kuşçu), İstanbul, 1963, s. 166 vd. )

 

ayrıca;

İSLAMİ BİR KONUDA KARAR VERİRKEN O KONU İLE İLGİLİ TÜM AYET-HADİSLER BİR ARAYA GETİRİLİP, ÖYLE SONUCA ULAŞMAK GEREKİRmiş, bununla ilgili bulduklarıma da bakalım;

 

"Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah, aşırı gidenleri sevmez.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur." (2 Bakara Suresi , 190-193)

 

" Yeminlerini bozan, elçiyi (yurdundan) sürmeye çabalayan ve sizinle ilk defa (savaşa) başlayan bir toplulukla savaşmaz mısınız? Korkuyor musunuz onlardan? Eğer inanıyorsanız, kendisinden korkmanıza Allah daha layıktır. Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azarlandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun. Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (9 Tevbe Suresi, 13-15)

 

" Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?" (4 Nisa Suresi, 75)

 

" Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. " (60 Mümtehine Suresi, 8)

 

"Antlaşma yaptığınızda Allah’ın ahdini yerine getirin." (Nahl Sûresi, 91)

 

"Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. (Allah’ın koyduğu) Sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez." (Bakara Sûresi, 190)

 

"O müşriklerle hiçbir fitne kalmayıncaya ve din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar savaşın" (Enfal Sûresi, 39)

 

"Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez." ( Bakara Sûresi, 190)

 

"Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah, haksız saldırıda bulunanları sevmez." ( Bakara Sûresi, 190)

Gönderi tarihi:
Güzel bir başlık, başlığa katkım olması açısından islami bir siteden alıntıladığım Kur’anın cihad (adil savaş) ile ilgili olarak belirlediği ilkeleri eklemek isterim... Ben bu işlerden çakmam, ama çakanlar ne demiş bi bakalımm madem...

 

 

1- Haklı savaş gerekçesi ilkesi:

Kuran-ı Kerimdeki savaşın sebebi, düşmanın saldırı ve zulmüdür. Düşman Müslümanların yurtlarını basar, hicrete zorlar, can, mal ve din ve namus güvenliğini tehdit ederse, bu durum; savaşı zorunlu ve mecbur kılar.Kur’ana göre, düşman güçlere karşı verilecek savaşın gerekçesinin makul ve haklı olması gerekir. Esasen “istila”, “sömürü” ve “tecavüz” için yapılan savaşları tanımayan İslam dini ( Bakara Sûresi, 205 ; Nisa Sûresi,94 ; Kasas Sûresi,83 ; Şura Sûresi,41-42) savaşa ancak :Müslümanların can ve mal güvenliğini sağlamak, hak ve hürriyetlerini korumak, İslama ve İslam ülkelerine yönelik saldırıları önlemek amacıyla başvurulacağını hükme bağlamış ve meşru gördüğü bu savaşı da diğerlerinden ayırmak için ona cihad adını vermiştir.

.

.

.

 

"Antlaşma yaptığınızda Allah’ın ahdini yerine getirin." (Nahl Sûresi, 91)

 

"Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. (Allah’ın koyduğu) Sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez." (Bakara Sûresi, 190)

 

"O müşriklerle hiçbir fitne kalmayıncaya ve din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar savaşın" (Enfal Sûresi, 39)

 

"Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez." ( Bakara Sûresi, 190)

 

"Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah, haksız saldırıda bulunanları sevmez." ( Bakara Sûresi, 190)

 

 

 

Hayber kalesini kuşatan Muhammed hiç acele etmedi. 1 aya yakın süre ablukaya aldığı kaleye giriş çıkışı engelledi. Benu kureyzalılar açlık ve susuzluk ile de mücadele ediyorlardı.

 

Hayber kalesinde Muhammed önderliğindeki Müslümanların ablukası nedeni ile açlık ve susuzluk ile mücadele eden Benu kureyzalılar , Muhammed ile anlaşma yoluna gitmek zorunda idiler. Muhammed onlara güvenilir !!! bir anlaşma sundu. Derhal silahlarını bırakıp teslim olacaklardı ve Muhammed’in eski Yahudi yeni Müslüman olan sahabelerinden Sa’d bin. Muaz’ın vereceği cezayı kabul edeceklerdi. Çaresizlik içindeki Yahudi benukureyza’lılar istemedende olsa teklifi kabul ettiler savaşadan silahlarını teslim ettiler. Eski Yahudi olan yeni Müslüman Sa’d bin Muaz’ın kendi haklarını koruyacağını düşündüler son bir ümitle.

 

Ahzab suresi 26. ayet; Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.

 

27. ayet; Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah’ın her şeye gücü yeter.

 

Sahih hadislerde anlatılanlara göre kaledeki çaresiz Yahudilerin eli silah tutabilenlerden 400-900 arasında bir erkek topluluğu öldürüldü. 400-900 arası olduğu söylenilen Yahudilerin büyük çoğunluğu HZ. Ali tarafından katledilmişti. Ali o gün kafa kesmekten çok yorulmuştu ve kafa kesme işlemi sırasında yorgunluktan sürekli olarak kılıç kullandığı kolunu değiştiriyordu. Muhammed ise kesim işleminin yanına çadır kurdurmuştu ve kesim işlemini gözlemliyordu.Katledilen Yahudi erkekleri topluca gömüldüler.

 

Tüm silah tutabilen erkekleri öldürülen yahudilerin artk zenginlikleri müslümanlarındı.Ahzab suresi 26 ve 27. ayet bu katliamı anlatır. 26. ayette bir kısmını öldürüyordunuz derken öldürülen 400-900 arası Yahudi erkek kastediliyor. Bir kısmını esir alırdınız derken kadınlar ve çocuklar kastediliyor.27. ayette ise Yahudilerin tüm malvarlıklarının artık Müslümanların olduğu anlatılıyor. Katliamdan sonra, Dıhyetü’l-Kelbı adındaki delikanlı Arap, Muhammed’e gelir; tutsak kadınlardan birini kendisine alması için ondan izin ister. Muhammed de,: “Haydi git de bir câriye al!” diye karşılık verir. Ne var ki Dıhye gidip Safiyye’yi alır. Bunu gören bir başka Arap hemen koşup Muhammed’e haber verir. Safiyye’nin Dıhye’ye değil; “Peygamber”e uygun olacagını söyler. Muhammed’de Dıhye’yi çağırtır; “başka bir cariyeyi” almasını söyler. Dıhye’ye verilen “cariye”, Safiyye’nin kocasının kızkardeşidir. Muhammed, kendisine “karı” olmanın karşılığında Safiyye’yi “azâd” eder. Yola çıkıldığında, bir yandan da “zifaf’ düşünülmektedir. Ümmü Süleym, Safiyye’yi hazırlar. Ve gece olunca da Muhammed’in koynuna koyar.” (Başta Buhari, en sağlam hadis kiıaplarında da yer alan bu hadisi, Kamil Miras’ın çeviri ve “Izah”ını da görmek için Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i

 

Sarih Tercemesi, Ankara, 1985, Diyanet Yayınlarından, 2/299-310.)

 

Babası ve kocası öldürülen bir kadını aynı gün (veya 1 gün sonra) , hemde babasını ve kocasını öldürenlerin liderine , muhammedin koynuna verdiler.Safiyye o sırada daha genç bir kız iken muhammed 57 yaşında idi.

Muhammed babası ve kocasını daha yeni öldürttüğü acılar içindeki bir kızı koynuna alıp sevişmişti.

 

Hendek Savaşı bitmiş, müşrikler geri dönmüş, Muhammed eve gelip istirahate çekilmiştir. Tam bu sırada Cebrail, bir katıra binmiş vaziyette kılıcını kuşanmış, ter ve toz duman içinde Muhammed’ in yanına varıp kendisine “Bak, biz melekler kırk gündür düşmanlarınızla savaşıyoruz, gördüğün gibi silahlarımızı hala da bırakmış değiliz. Kalk, hepiniz Beni Kureyza Yahudilerinin bulunduğu diyara gidin onları öldürün.; ben de hemen önden gidip evlerini üzerlerine yıkarım” diyor. (Tecrid-i sarih, Diyanet Tercümesi, No: 512, 1191,1565)

 

Cebrail’ in bu açıklamasından sonra Muhammed Müslümanlara, “İkindi namazımızı Beni Kureyza’ da kılacağız, haydi savaşa” talimatını veriyor .Çoluk çocuk dahil yaklaşık 1500 kişilik bir Yahudi kitlesini o gün akşama kadar ele geçiriyorlar . Ele geçirilen bu insanların elleri boyunlarına bağlanıyor ve onların akıbeti hakkında Muhammed, daha önce Yahudi olup da sonradan Müslüman olan Sad Bin Muaz’a yetki veriyor. Sad’ın Hendek Savaşı’nda bir damarı kesilmişti ve kanaması devam ediyordu. Muhammed’in talimatıyla Sad bir eşeğe bindirilip onun huzuruna getiriliyor. Muhammed ona, “Bu insanların kaderini sana bırakıyorum. Acaba bunlar hakkında kararın nedir?” diye soruyor. Sad’ın verdiği yanıt aynen şu: “Eli silah tutan her erkeği kılıçtan geçireceğiz.Kadın ve kızları cariye ; ergenlik çağına gelmeyen erkek çocukları da köle muamelesine tabi tutacağız.” diyor.

 

Muhammed, Sad’ın bu yanıtına karşı, “Senin verdiğin bu kararAllah’ın emrine tam uygundur ve sen bu kararda tam isabetli davrandın. Zaten seher vakti Cebrail de aynı ifade doğrultusunda Allah’tan bana vahiy getirdi” diyor. (Tecrid-i Sarih, Diyanet Tercümesi, No:289 hadis şerhiyle 1575 ve 1591 nolu hadisler)

 

Bu esirlerden erkek olanlar “Üsame Bin Zeyd” evinde; kadınlar ve çocuklar ise “Remle Binti Haris” evinde toplatılırlar. Muhammed erkeklerin idam kararını verdikten sonra Medine’ nin bugünkü pazaryeri olan semtte hendekler-çukurlar kazılarak mezar gibi hazır hale getirilir. Daha sonra erkekler eli kolu bağlı bir vaziyette ve kafileler halinde oraya yanaştırılıp başları kesilir ve o çukurlara atılır. Muhammed bu kesim işleminde Hz. Ali ve Zübeyr bin Avam’ı görevlendirmişti. Bilindiği gibi ikisi de Muhammed tarafında cennetle müjdelenmiştir. Ali ve Zübeyr kesim işine devam ederlerken Muhammed de bir yerde oturmuş onları seyrediyordu. Ayşe (Hz.) nin aktardığına göre, bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüş. Erkekler idam edilirken, Yahudi kadınlar ve çocuklar da buna feryat edip saçlarını başlarını yolmuşlar.(Vakıdi, Meğazi, 2/512-517)

 

İdamlar yapılmadan evvel Muhammed, sanki çok önemli bir büyüklükte bulunuyormuş gibi “Arkadaşlar, onları şimdi idam etmeyelim; çünkü hava sıcaktır. Ayrıca eğer canları istiyorsa kendilerine hurma yedirin gibi” traji-komik talimatta da bulunuyor. İdamlıkların önüne atılan birkaç hurma da hayvana yem atılır gibi atılıyor. (Vakıdi, Meğazi, 2/512-14; Serahsi, Siyeri Kebir Şerhi, 3/1029 No: 1900)

 

Yaygın olan görüşe göre idam edilenlerin sayısı 800 ile 900 arasında değişiyor (Nesefi, Taberi, Alusi, İbni Kesir) . En düşük rakamı veren İslamcı yazarlara göre (Begavi, Suyuti, İbn’il Cezvi) ise 400 ila 600 arasında Yahudi idam edilmiştir.

 

Muhammed, o insanları teslim aldıktan sonra bir yerde toplayıp kendilerine, “************! Yediniz mi! İşte haliniz; görün bakalım” diyerek hakaret ediyor. Onlar da buna karşı, “Ey Muhammed, biz senden bunu beklemezdik, neden böyle haksızlık yapıyorsun?” şeklinde yanıt veriyorlardı (Bu kısım pek çok İslami Kaynakta yer alır örnek olarak, Taberi, Ahzap Tefsiri, ayet 26-27)

 

Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane’yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor. Bir Yahudi:

 

“Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor (Kaynak: Vakıdi, Meğazi, 2/250)

 

Muhammed, ihtiyaç fazlası kadın ve erekek çocukların bir bölümünü, Sad bin Zeyd’e teslim edip onları satmak için Necd bölgesine, bir kısmını da şam tarafına gönderiyor. Müslümanlardan Muhammed bin Mesleme:

 

“Beni Kureyza Savaşı’nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım” diyor. (Kaynak: Diyarbekiri, Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25)

Gönderi tarihi:
İslamda sadece savunma amaçlı savaşmaya izin vardır diyenlere ithaf olunur.

 

 

 

 

Kaynak

 

sodomo blogcu com

 

Not.Site islam karşıtı olduğu için çalışmamaktadır. Malum arap telekom islam karşıtı olan tüm sitelerin ulaşımını engellemekte.

İyiki zamanında arşvimie almışım.

düştüğünüz not inandırıcı değil,

islam karşıtı olan siteler çalıştırılmıyormu,

sonra islam arabların tekelinde değilki,

savaş konusuna gelince kurandan edindiğim bilgiye dayanarak yazıyorun,

islam peygamberi hiç bir zaman saldırı amaçlı savaşmamıştır,

savunma amaçlı savaşmiştir,

ben kendim tarihi verilere inanmam,çünkü tarihi veriler her zaman taraflı olmuştur,

ganimetler devamlı eleştiri almıştır,

ama kuran bütünlüğü içerisinde konuya baktığınız zaman,

peygamberin 5 te bir ganimetten pay alması bile ,kendisi için değil o aldığı pay düşkünler, yolda kalmışlar,

gonlu islama ısındırılacaklar, o beste 1, in içerisindedir,

bu konuda, hasr süresi, 5. 6, ve 7. ayetlere,

baka bilirsiniz,

ayriyeten enfal süresinide okuyunuz,

peygamber kendisi kuranın dışında bir eylem yapmamış, Allahın emirlerini harfiyyen yerine getirmiştir.

peygamberi tanımak isteyenler, onu tarihten değil,

bizzat kurandan tanısınlar,

bu benden bir tavsiyedir,

saygılar.

Evren.

Gönderi tarihi:
peygamberi tanımak isteyenler, onu tarihten değil,

bizzat kurandan tanısınlar,

bu benden bir tavsiyedir,

 

Peygamberi karşılaştımalı olarak incelemek isteyenler, heme tarih kitaplarından (yabancı araştırmalarda dahil) hemd dini kaynaklardan takip etmeliler. Sadece Kur'anı takip etmek yanlış olabilir çünkü taraflıdır, sadece İslam dinine hizmet etmek için vardır.

 

 

ben kendim tarihi verilere inanmam,çünkü tarihi veriler her zaman taraflı olmuştur,

 

!!!

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Peygamberi karşılaştımalı olarak incelemek isteyenler, heme tarih kitaplarından (yabancı araştırmalarda dahil) hemd dini kaynaklardan takip etmeliler. Sadece Kur'anı takip etmek yanlış olabilir çünkü taraflıdır, sadece İslam dinine hizmet etmek için vardır.

 

 

 

 

!!!

 

saygılar

=============================================================

Demek,

Allah taraf tutacak öylemi.?

 

'TARAFSİZ' ?

Eğer ben demiş olsaydımki müslümanların kaynaklarına bakın, taraflı hareket etmiş olurdum, veya başka kaynaklara, müslüman olmayanların kaynaklarına bakın demiş olsam yine taraflı hareket etmiş olurdum,

Ama ben kurana bakın dedim, neden ,?

Benim inancıma göre Kuran Allah kelamidir, Allahsa Peygamberi dahi, hainlerden taraf olma diye uyarırken,

[004.105] [DI] Doğrusu, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye Kitap'ı sana hak olarak indirdik; hakkı gözet, hainlerden taraf olma.

 

Peygamberden tarafmı olacak,

Allah, adildir adil olanları sever,

Peygamberi Allahtan güzel, Allahtan dogru kim anlatabilir.?

saygılar,

TARAFSİZ'

Evren.

Gönderi tarihi:
düştüğünüz not inandırıcı değil,

islam karşıtı olan siteler çalıştırılmıyormu,

sonra islam arabların tekelinde değilki,

savaş konusuna gelince kurandan edindiğim bilgiye dayanarak yazıyorun,

islam peygamberi hiç bir zaman saldırı amaçlı savaşmamıştır,

savunma amaçlı savaşmiştir,

ben kendim tarihi verilere inanmam,çünkü tarihi veriler her zaman taraflı olmuştur,

ganimetler devamlı eleştiri almıştır,

ama kuran bütünlüğü içerisinde konuya baktığınız zaman,

peygamberin 5 te bir ganimetten pay alması bile ,kendisi için değil o aldığı pay düşkünler, yolda kalmışlar,

gonlu islama ısındırılacaklar, o beste 1, in içerisindedir,

bu konuda, hasr süresi, 5. 6, ve 7. ayetlere,

baka bilirsiniz,

ayriyeten enfal süresinide okuyunuz,

peygamber kendisi kuranın dışında bir eylem yapmamış, Allahın emirlerini harfiyyen yerine getirmiştir.

peygamberi tanımak isteyenler, onu tarihten değil,

bizzat kurandan tanısınlar,

bu benden bir tavsiyedir,

saygılar.

Evren.

Kuran, İslam'ın tarihi bilgisi olduğuna göre ona da inanmamanız lazım sizin o zaman.

 

Hem ayrıca, Muhammed elbette Kuran dışında bir eylem yapmamış ancak, yapacağı eylemleri Allah'ın sözüymüş gibi anlatmış. Mal isterse mal, kadın isterse kadın, savaş isterse savaş, ganimet isterse ganimet...

Gönderi tarihi:
Kuran, İslam'ın tarihi bilgisi olduğuna göre ona da inanmamanız lazım sizin o zaman.

 

Hem ayrıca, Muhammed elbette Kuran dışında bir eylem yapmamış ancak, yapacağı eylemleri Allah'ın sözüymüş gibi anlatmış. Mal isterse mal, kadın isterse kadın, savaş isterse savaş, ganimet isterse ganimet...

 

Muhammed aleyhisselam istedi diyemi olmuş bütün bunlar,?

Verdiğim, ayetleri okumadan, karar veriyorsunuz.

Tek bir ayet bile, Muhammed aleyhisselamin ganimet elde etmek için savaşmadığını gösterir.

 

[059.007] [DI] Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.

 

Demekki ganimette elde edilen mal kimler içinmiş,?

okuyun lütfen yukarda yazıyor.

iyi günler .

saygılar.

muki

Gönderi tarihi:
Kuran, İslam'ın tarihi bilgisi olduğuna göre ona da inanmamanız lazım sizin o zaman.

 

Hem ayrıca, Muhammed elbette Kuran dışında bir eylem yapmamış ancak, yapacağı eylemleri Allah'ın sözüymüş gibi anlatmış. Mal isterse mal, kadın isterse kadın, savaş isterse savaş, ganimet isterse ganimet...

Sevgili Muki bu konuda yazılanları keyifle takip ediyorum;Bence bir insanı anlamak için;onun gerçekten ne yaptığına ve neler yapmak istediğine bakmalı.Ki ben kendi adıma bir Peygamberin ötesinde gerçek anlamda bir dava adamı olarak görüyorum İslam Peygamberini.Dönemin şartlarını göz önüne aldığımızda karşımıza ciddi anlamda bir reformcu çıkar!Savaş tabi ki insanlık dışıdır;savaştan nefret ederim ama eğer bu savaşın varsa insani bir gerekçesi...

Gönderi tarihi:
Muhammed aleyhisselam istedi diyemi olmuş bütün bunlar,?

Verdiğim, ayetleri okumadan, karar veriyorsunuz.

Tek bir ayet bile, Muhammed aleyhisselamin ganimet elde etmek için savaşmadığını gösterir.

 

[059.007] [DI] Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.

Demekki ganimette elde edilen mal kimler içinmiş,?

okuyun lütfen yukarda yazıyor.

iyi günler .

saygılar.

muki

 

Bu nasıl bir savunma mantığı? Hırsızlıkla elde edilen mal,fakirlere verilecek diye hırsızlık suç olmaktan çıkıyormu?

 

Kimin malını kime dağıtıyorsunuz beyefendi.Alnınızın teriyle kazandığınızı istediğin gibi dağıtabilrisin,ama başkalarına savaş açarak zorla mallarına el koymak çapulculuktur,hangi sebeple olursa olsun.Eğer bunu normal diye savunmaya kalrasanız amerikanın ırakta yaptığı sömürgeye tek bir kelime itiraz etme hakkınız kalma.z Hırsıızn biri yakalanınca bahane olarak,polis bey, ben çaldığım malları fakirlere dağıtacaktım diye kendini savunsa serbestmi kalacak,yargılanmayacak mı?

 

Yukarıda listede muhammedin saldırıp mallarını elde ettiği 65 tane kabile ismi verdim. Mekke müşriklerine karşı yapılan savaşlara sürekli kılıf bldunuz,neymiş efendim onlar işte müslümanlara eziyet etmişler yurtlarından çıkarmışlar,onlara savaş açmışlar şeklinde vs.v.s.

 

Peki ya muhammedin bizzat hiiç bir sebep yokken saldırdığı bu kabileler hakkında nasıl kılıf bulacaksınız merak ediyorum? Bunların hiç birisi müslümanlara saldırmadı.

Gönderi tarihi:
'TARAFSİZ' ?

Eğer ben demiş olsaydımki müslümanların kaynaklarına bakın, taraflı hareket etmiş olurdum, veya başka kaynaklara, müslüman olmayanların kaynaklarına bakın demiş olsam yine taraflı hareket etmiş olurdum,

Ama ben kurana bakın dedim, neden ,?

Benim inancıma göre Kuran Allah kelamidir, Allahsa Peygamberi dahi, hainlerden taraf olma diye uyarırken ....

 

E yine taraf oldun !

 

Bir şeyi araştırmak için, tek bir kaynak yetmez, bütün bilgileri kalıntıları değerlendirmek gerekiyor, bunu anlatmaya çalışıyorum. Bilimsel yöntem budur.

 

Demek,

Allah taraf tutacak öylemi.?

 

Hakkında hiçbir somut bilgi olmayan bir varlığın, taraf tutup tutmayacağınıda bilemeyiz. Ama Kur'ana göre düşünürsek, Allah en taraflı varlıktır, kendi yarattığı insanları birbirine kırdıran, onları sahip oldukları iradeye rağmen kendisine inanmamaları karşılığında ateşlerde yakan, İslam'ı seçmek zorunluluğu getiren aksi halde vahşete sürükleyen bir varlık ki daha bir çok neden sayabiliriz (6666 ayet kadar) hiç bir şekilde tarafsız olamaz.

 

İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: ?Utanmadıktan sonra dilediğini yap!? sözüdür.

Hadis.

 

Bunun başında peygamberin kendisi geliyor zaten

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Kuran, İslam'ın tarihi bilgisi olduğuna göre ona da inanmamanız lazım sizin o zaman.

 

Hem ayrıca, Muhammed elbette Kuran dışında bir eylem yapmamış ancak, yapacağı eylemleri Allah'ın sözüymüş gibi anlatmış. Mal isterse mal, kadın isterse kadın, savaş isterse savaş, ganimet isterse ganimet...

Ne biliyorsun,

Kendinden bir sey anlatipta Allahin sozu gibi anlattigini, muki.?

[010.015] [DI] Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak, bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.»

 

saygilar.

Evren.

Gönderi tarihi:
Ne biliyorsun,

Kendinden bir sey anlatipta Allahin sozu gibi anlattigini, muki.?

[010.015] [DI] Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak, bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.»

 

saygilar.

Evren.

 

Örneğini kendin vermişsin işte o ayetle !

 

saygılar

Gönderi tarihi:
Örneğini kendin vermişsin işte o ayetle !

 

saygılar

Ayetin son kisimlarini tekrar okumani tavsiye ederim.

TARAFSIZ.

 

[010.015] [DI] Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak,

==================================

bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.»

=================

 

saygilar.

Evren.

Gönderi tarihi:
Ayetin son kisimlarini tekrar okumani tavsiye ederim.

TARAFSIZ.

 

tekrar tekrar okudum

 

Aksini savunuyorsunuz ama Hz. Muhammed, kendi sözlerini Allah'ın sözüymüş gibi bize yansıtabilir, bu büyük bir olasılıktır. Örnek verdiğiniz ayet ise bu olasılığı destekliyor. Yani direkt Allah'ı savunmuyorda (bu şüphe çeker) onun emrettiği şekilde konuşmuş gibi yapıyor ! olasılıktır tabi bu !

 

saygılar

Gönderi tarihi:
tekrar tekrar okudum

 

Aksini savunuyorsunuz ama Hz. Muhammed, kendi sözlerini Allah'ın sözüymüş gibi bize yansıtabilir, bu büyük bir olasılıktır. Örnek verdiğiniz ayet ise bu olasılığı destekliyor. Yani direkt Allah'ı savunmuyorda (bu şüphe çeker) onun emrettiği şekilde konuşmuş gibi yapıyor ! olasılıktır tabi bu !

 

saygılar

Olasılık olduğunu imanlı kişiler de biliyor herhalde, yoksa 'ya varsa' demezler!

Gönderi tarihi:

Olasılıkmı.?

O zaman Allahtan indi diye kendisimi uydurdu sizce, ne biçim hükmediyorsunuz.?

bakın ayetlere.

Peygamberi dahi kurana uymaya cagırıyor.

 

[028.085] [DI] Kuran'a uymayı sana farz kılan Allah, seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: «Rabbim kimin doğrulukla geldiğini, kimin apaçık sapıklıkta bulunduğunu en iyi bilendir.»

[076.023] [DI] Kuran'ı sana indiren şüphesiz Biziz.

[017.041] [DI] Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.

[017.082] [DI] Kuran'dan inananlara rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybını artırır.

[017.088] [DI] De ki: «İnsanlar ve cinler, birbirine yardımcı olarak bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar.»

[041.026] [DI] İnkar edenler: «Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız» dediler.

[004.082] [DI] Kuran'ı durup düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkasından gelseydi, onda çok aykırılıklar bulurlardı.

[012.003] [DI] Biz bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz.. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.

[015.091] [E2] Onlar, Kur'ân'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler.

[015.092-3] [E2] Rabbin hakkı için biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz.

[015.094] [E2] Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklerden yüz çevir.

[015.095] [E2] Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

[015.096] [E2] Onlar Allah ile birlikte başkasını ilâh edinenlerdir. Onlar yakında bileceklerdir.

[015.097] [E2] Gerçekten biliriz ki, onların söylediklerine göğsün daralıyor.

[015.098] [E2] O halde Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol.

[015.099] [E1] Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!

[020.002] [E0] Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik

 

Yetmedimi, bunca ayet icerisinde,de dahada muhammedin kendi yazdigi kitab diyorsunuz.?

veya zan uzre hareket ederek,

===========================================================

tekrar tekrar okudum

 

Aksini savunuyorsunuz ama Hz. Muhammed, kendi sözlerini Allah'ın sözüymüş gibi bize yansıtabilir, bu büyük bir olasılıktır. Örnek verdiğiniz ayet ise bu olasılığı destekliyor. Yani direkt Allah'ı savunmuyorda (bu şüphe çeker) onun emrettiği şekilde konuşmuş gibi yapıyor ! olasılıktır tabi bu !

 

saygılar

===============================================================

yazmış olabilir bu büyük bir olasılıtır diye,

zan üzre hüküm beyan ediyorsunuz.

sizce tarafsızlık bumudur,?

Tarafsız olayım derken taraflı hareket ettiğinizin farkındamısınız?

saygılar, ve sevgiler,

Allaha gereği gibi kulluk edenleredir,

onuda en çok hak eden,

Allahın son elçisi ve resülü,

Muhammed aleyhisselamdır.

Evren.

Gönderi tarihi:
yazmış olabilir bu büyük bir olasılıtır diye,

zan üzre hüküm beyan ediyorsunuz.

sizce tarafsızlık bumudur,?

 

evet

 

Allahın son elçisi ve resülü,

Muhammed aleyhisselamdır.

 

Evet buda bir olasılıktır ama kesinlikle gerçek değildir !

 

Gerçek olana herşey duyu organlarımızla algılanabilir, yani bilimsel olarak ispat edilebilir !

 

Sizin "Allah'ın resulü Hz. Muhammettir" demenizle, benim "Kur'an, Hz. Muhammedin eseridir" demem arasında hiçbir fark yoktur !

 

Biz birşeyler diyoruz diye, o şey gerçek değildir.

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Tarih bilgilerine inanılmazsa o halde Kur'an ve hadisten peygamberin katliamlarını kanıtlayalım:

 

"Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın." (9/29)

 

Yani savaşın gerekçesi adalet sağlamak, zulmü kaldırmak filan değil. Gereçeye bakın: İnanmamak! Tüm bu cıngarın nedeni bu! Bir de cizye alınan insanların küçük düşürülmesinden, aşağılanmasından bahsediyor. Bu sözler ulu bir tanrının sözleri olamaz. Bu sözler intikamcı, kompleksli ve hınçlı bir insanın sözleri olabilir.

 

"Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır." (5/33)

 

Sanmayın ki bu şiddet ve vahşet, el ayak kesip sakat bırakma, işkence gelip müslümanlara saldıranlara uygulanıyor. İslam fetihlerine karşı direnenlere uygulanıyor. İşte kendi ağzından kanıtı: "İnsanlarla lailahe illallah diyene kadar savaşmakla emrolundum. Onlar bunu söyleyince mallarını ve kanlarını korumuş olurlar." (Veda hutbesi)

 

Bir de bunu destekleyen "Yeryüzünde din Allahın dini oluncaya kadar savaşın" ifadesi vardı ama bulamadım. Mealciler bazı anlamları ustalıkla gizleyebiliyorlar. Gerçi farketmez, Tevbe suresi İslam saldırganlığının açık belgesidir.

 

Daha kanıt gerekiyor mu?

Gönderi tarihi:
Bir de bunu destekleyen "Yeryüzünde din Allahın dini oluncaya kadar savaşın" ifadesi vardı ama bulamadım. Mealciler bazı anlamları ustalıkla gizleyebiliyorlar. Gerçi farketmez, Tevbe suresi İslam saldırganlığının açık belgesidir.

 

Daha kanıt gerekiyor mu?

 

Bakara 193 - Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

 

Enfal 39 - Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.

 

Ben buluverdim

Gönderi tarihi:
Bakara 193 - Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

 

Enfal 39 - Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.

 

Ben buluverdim

MÜMTEHİNE SURESİ (Resmi Mushaf : 60 / İniş Sırası : 111

http://www.kuranmeali.net/index.php?go=sur...y&sure_id=4

 

Rahman ve Rahim Allahın adıyla.

 

1. Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın. Onlar, size Hak’tan geleni inkar ettikleri, Rabbiniz Allah’a inandığınız için Peygamber’i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarfetmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.

 

2. Onlar sizi ele geçirirlerse size düşman olurlar; ellerini ve dillerini size kötülükle uzatırlar, inkara sapmanızı isterler.

 

3. Kıyamet gününde ne hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi birbirinizden ayıracaktır. Allah, işleyip ürettiklerinizi açık açık görmektedir.

 

4. İbrahim’le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: “Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah’a, yalnız Allah’a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır.” Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: “Senin için hep af dileyeceğim ama Allah’tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz. Dönüş yalnız sanadır.”

 

5. “Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne / imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin.”

 

6. Andolsun, onlarda sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenlere çok güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse şunu bilsin ki, Allah, sınırsız zengindir; tüm övgülerin sahibidir.

 

7. Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah’ın gücü herşeye yeter. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

 

8. Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınzıdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.

 

9. Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendileridir.

 

10. Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinden onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kafirlere helaldir ne de o kafirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kafirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz taktirde, bu kadınları nikahlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kafirlerin iffet ve nikahlarına yapışmayın. Kafirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah’ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alim’dir, Hakim’dir.

 

11. Eğer, kafirler tarafına geçmiş eşleriniz yüzünden birşeyleriniz inkarcılara gider, sonra da onlardan size kaçan kadınlar yüzünden ödeme sırası size gelirse, eşleri gitmiş olan müminlere, harcadıkları miktarı verin. Kendisine inandığınız Allah’tan korkun.

 

12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup ortaya sürmemeleri, iyi bir işte sana isyan etmemeleri hususunda seninle bey’atleşmek isterlerse, onlarla bey’atleş ve onlar için Allah’tan af dile. Kuşkusuz, Allah Gafur’dur, Rahim’dir.

 

13. Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın. Çünkü bunlar ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkarcıların, ümitlerini kestikleri gibi…

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.