Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 bu kabiliyete sahip olan bir ümmete veya her ümmete, biz o âyetleri apaçık bir şekilde gönderdik, kesin mucizeler ortaya koyduk. Bütün bunlardan yakîne eremiyenler, işte ta sûrenin başında açıklandığı gibi, olsa olsa kalbleri hasta olan şüpheciler veya kalbleri mühürlü olan inatçılardır. insanlarda beyin vardır, Allah sürekli kalp düşünme anlama organı demiş belkide Allah'ın ayetlerine inanmayan insanlar beyinlerinin düşünme organı olduğunu farkettikleri için inanmıyordur ! kimse kalbiyle bilim yapamazki ! ayrıca, kalpleri mühürlü olanların suçu nedir ? (her zamanki gibi cevap vermeyeceğinizi biliyorumda, aklınızda bulunusun diye işte !) saygılar Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 [013.031] [E1] Kendisiyle dağların yürütüldüğü veya yerin parçalandığı yahut kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı... Fakat bütün emir Allah'ındır! İman edenler, kafirlerden ümidi kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara hep birden hidayet buyururdu; o küfredenler, onların kendi sanatları yüzünden başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınma konacak. Nihayet Allah'ın va'di gelecek! Şüphesiz ki Allah va'dinden şaşırmaz!saygilar. Evren. Evren, benim bir iletimi alıntılayıp yazı yazıyorsun. Bunun iki nedeni olabilir: 1. İletimdeki ifadelere katıldığını ya da karşı çıktığını göstermek için; 2. İletiyle ilgili yeni bir görüş ya da farklı bir bakış açısı sunmak için. Ama benim yazdıklarıma, hatta daha öncekilere bakıyorum, sonra bir de senin yazına bakıyorum bunların ikisi de yok. Burada tartışılan şey zaten ayetlerin kendileri. Burada kalkıp yine ayete göre ayetlerin tartışılamayacağını söylemek sence mantıklı mı? Saygılar... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Evren, benim bir iletimi alıntılayıp yazı yazıyorsun. Bunun iki nedeni olabilir: 1. İletimdeki ifadelere katıldığını ya da karşı çıktığını göstermek için; 2. İletiyle ilgili yeni bir görüş ya da farklı bir bakış açısı sunmak için. Ama benim yazdıklarıma, hatta daha öncekilere bakıyorum, sonra bir de senin yazına bakıyorum bunların ikisi de yok. Burada tartışılan şey zaten ayetlerin kendileri. Burada kalkıp yine ayete göre ayetlerin tartışılamayacağını söylemek sence mantıklı mı? Saygılar... Ben ayetleri tartismak icin degil, savunma amacli yazarim, sayin yersoy,du degilmi,gerci simdi yarasa yaziyor nikinizde ama, onemli degil. Kuran ayetinin neyini tartisacagim,? Ha soyle olur, ben bir ayeti anlamam , siz o konuda uzmansinizdir, size sorarim,! Ama ne siz o konuda bir uzmansiniz, nede benim size her hangi bir ayeti sormam gerekiyor, Siz ayetleri tartisa bilmek, veya elestirebilmek icin o konuda ihtisas gormus olmaniz gerekir, Kuran detaylandirilarak acklanmis bir kitab oldugundan, detaylarina inmeden, su konu soyledir diyemeyiz. Ayetler tartisilmaz, tahlil edilir, yersoy bey, Biz kimizki ayet tartisacagiz,ha ayetlere inanmayanlar olabilir, inanmayanlar kendi aralarinda tartisabilirler, bu gaayet dogal, Ama bir inanla, o ayetlere inanmayan kisinin, inanmadigi ayetleri, inanan kisiyle tartismasi, bence abesle istigaldir, cunku ayetlere inanmiyor, ee o zaman tartismanin kime ne faydasi olacak, Ne inanmayan, inanani, yolundan dondure bilir, nede tersi ola bilir, Ayetlere inanmayanlar, inanmadigi ayetlerin neyini tartisiyor merak ediyorum, Hemde Dini konular bolumunde, inanmadigi dini tartismak. Bosa kurek cekmek gibi bir sey, Cunku tekne delik, batiyor, kurek cekmektense, Deligi kapatmak, veya baska alternatif yollar aramak, En akillica yoldur. saygilar. sayin yarasa. Evren. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Ayetler tartisilmaz, tahlil edilir, Tartışmadan ya da tahlil etmeden doğruluğuna nasıl inanacağız? Bİr kısım insanlar bunun Allah'ın sözü olduğuna inanıyorlar, bir kısım insanlar ise tamamaen Muhammed'in düşünceleri olduğunu savunuyor. Şimdi objektif bir biçimde konuyu değerlendirmek gerekiyorsa hangisine inanacağız? Ve hangi yöntemi kullanacağız? Kullanılması gereken yöntem şu: İnanacağımız veya red edeceğimiz ayetleri okuyup tartışmak... Bunun başka yolu olamaz. Diğer türlü, körü körüne inanç olur. Ben ise inanacağım şeyi öncelikle tartışığ sorgulamak ve o şekilde anlamak isterim. Burada yapılan da budur sayın evren. Ayetleri analamaya çalışmak, onları değerlendirmek, tartışmak ve incelemek... Tahlil dediğiniz şeyin özü de buradan geçer. Başka bir yerden değil... Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 insanlarda beyin vardır, Allah sürekli kalp düşünme anlama organı demiş belkide Allah'ın ayetlerine inanmayan insanlar beyinlerinin düşünme organı olduğunu farkettikleri için inanmıyordur ! kimse kalbiyle bilim yapamazki ! ayrıca, kalpleri mühürlü olanların suçu nedir ? (her zamanki gibi cevap vermeyeceğinizi biliyorumda, aklınızda bulunusun diye işte !) saygılar Tarafsız. İsminizle (rumuz) "MÜSEMMA" olmanız için evvela onyargısız davranmanız gerekir ve tartıştığınız her hangi bir konuyu'da bilginiz nisbetinde eleştiri konusu yapmanız lazım şöyleki madem inanmıyorsun (DİN'E) ve verilerine onun karşısına hangi argümanları koyduğun önem kazanıyor bundan dolayı size "KALP" hakkında bir soru soracağım eğer tatminkar bir cevap verirseniz tartışırız yok eğer işi "POLEMİK" boyutuna taşır yine ********** dökerseniz cevap yazmam neyse fazla uzatmadan sorumu sorayım... "KALP" ; niye ÜZÜNTÜ,STRES,KORKU,SEVGİ vs vs den etkilenir... ******** Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Tartışmadan ya da tahlil etmeden doğruluğuna nasıl inanacağız? Bİr kısım insanlar bunun Allah'ın sözü olduğuna inanıyorlar, bir kısım insanlar ise tamamaen Muhammed'in düşünceleri olduğunu savunuyor. Şimdi objektif bir biçimde konuyu değerlendirmek gerekiyorsa hangisine inanacağız? Ve hangi yöntemi kullanacağız? Kullanılması gereken yöntem şu: İnanacağımız veya red edeceğimiz ayetleri okuyup tartışmak... Bunun başka yolu olamaz. Diğer türlü, körü körüne inanç olur. Ben ise inanacağım şeyi öncelikle tartışığ sorgulamak ve o şekilde anlamak isterim. Burada yapılan da budur sayın evren. Ayetleri analamaya çalışmak, onları değerlendirmek, tartışmak ve incelemek... Tahlil dediğiniz şeyin özü de buradan geçer. Başka bir yerden değil... Saygılar... Tahlil dedigim oda, eger karsimdaki tahlil etmek icin degil,tahrif etmek icin benimle mucadeleye girisiyorsa,! Kuranla,alay edip bu Allahtan degil, Muhammedin uydurmasi, eskilerin masallari diyorsa, Allahla ve kitabiyla alay edilen bolumde, inananlar olarak bizlerin durmamasi gerekir, zaaten yapilan yanlista bizler acisindan buradan kaynaklanmaktadir. nedenmi, ayet ne diyor bak. [006.068] [DV] Âyetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma. iste inanlarin, neden inanclarini yitirdikleri, bu ayetle ortaya cikmaktadir. Ben sahsim adina, Bu gibi alay vari ortamlarda yazmamayi, gorus alis verisinde bulunmamayi dusunuyorum, Bundan sonra, tartisma ortamlarindan cok, kendi blog, umda dogru bildigim yazilari asacagim, Dileyen oraya baksin, boylece inanalara, daha yararli bir davranista bulunacagima inaniyorum. Ben sizleri seviyorum, yazilarinizi takip edecegim, Ama benden, bundan sonra, Alay edilen ortamlarda katki beklemeyin, Bu inancim geregi boyle olmasi gerekiyor, saygilar. Evren. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 ............. bundan dolayı size "KALP" hakkında bir soru soracağım eğer tatminkar bir cevap verirseniz tartışırız yok eğer işi "POLEMİK" boyutuna taşır yine ********** dökerseniz cevap yazmam neyse fazla uzatmadan sorumu sorayım... "KALP" ; niye ÜZÜNTÜ,STRES,KORKU,SEVGİ vs vs den etkilenir... ******** Bilimsel araştırmalara "polemik" gözü ile bakılmıyorsa eğer, internet bilgi dünyasıdır. "Beyinin kalp'e etkisi"nin nedenleri arama motorlarından araştırılabilir. Bu konuya TM'de de bir kaç kez değinildi. Yeterki insanın kendisini aydınlatmaya samimi isteği olsun. Beyin algısı ve tepkisi sadece kalbi etkilemez, diğer organları da etkilemektedir. Mide kasılması, tüylerin diken diken olması, iç titremesi, diz bağlarının çözülmesi, vs.vs Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 "KALP" ; niye ÜZÜNTÜ,STRES,KORKU,SEVGİ vs vs den etkilenir... İnsan vücudu beyinde oluşan bütün duygular karşısında değişik değişik reaksiyon ve salgılar gösterirler, vücuttaki bu değişiklik, vücudun çalışma düzenini etkiler ve kalp buna anında tepki vererek kan basıncını ayarlamaya bağlı olarak hızlanır yada yavaşlar etkilenen sadece kalp değil, tüm organlardır herşeyi beyin düzenler, vücudu düzende tutmak için bütün organları kullanır ! korkunca dişlerimizi birbirine vururuz, ürpeririz üzülünce yüzümüzde kasılmalar oluşur sevinince güleriz ve kaslarımızın hareketine bağlı olarak kan basıncı tekrar ayarlanır acıkınca karnımız guruldar güzel bir yemek görünce ağzımızdaki salgılar artar çok heyecanlanınca yüzümüz kızarır ya da tüylerimiz diken diken olur ve bütün bunlara bağlı olarak kalp atışı kan basıncını ayarlar ! Kalp sadece kan pompalayarak basıncını ayarlar (tabi tüm komutları beyinden alır), kalp nakli yapılan insanlar, yapay kalp takılan insanlar bütün bu duyguları hissedebilir, yani kalp nakli, tıpkı böbrek nakli gibi insanın yaşam kalitesi dışında hiçbir fonksiyona etki etmiyor ! beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın hayata dönmesi mümkün olmamıştır, bunun sebebi fonksiyonlarını yitirmiş beyinin kalbe hiçbir komut iletememesidir kalp nakli yapılan insanlar günümüzde, normal hayatlarına devam edebilmektedir ! örneğin Ali, Ayşeye aşıktır Veli, Fatmaya aşıktır Ali kalbinden hastalanır, Veli ise trafik kazası geçirip ölür Velinin kalbi Aliye takılır şimdi bu durumda Ali Fatmaya mı aşık olacak diyorsunuz yani Madem duyguları kalp belirler, kalp sorumlu diyorsunuz o zaman Alinin Fatmaya aşık olması gerekiyor Kalp nakli yapılan insanlarda böyle benzeri bir durum gözlenmemiştir saygılar Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 bu kalp ve beyin konusu ilgimi cekti.allah imanin kalpte olabilecegini savunur.onemli olan aza kalptir.imanin yeri orasidir.beyin degildir. acaba neden? beyinden bir saniyede binlerce dusunce fikir gecebilir ama kalp sahib oldugu konuda kesin hukum sahibidir. beynimize aklimizdan gecen fikirlere hakim olamayiz ama kalbimize soktugumuz sey suzup gecirdigimiz bir bilgi yada inanistir.belki beynin gorevi kalpten daha onemli olabilir ama konu bu degildir.mesela birine kotu bir soz soylersin ama o anki sinirle beyninden agzina giden emirle cikar kalpten gelmeyebilir.asil makbul olan yikimi yada sevgiyi belirtecek sozler kalbin suzgecinden gectikten sonra soylenenler daha makbuldur diye dusunuyorum.kalpten sevmek terimi bence bunun onemini belirtir. bilmiyorum anlatabildimmi? sari gol bu konuda seninde goruslerini gercekten duymak isterim bilmiyorum sen ne dusunuyorsun? Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Yahu kimin görüşünü alırsan al tamam ama, Şunu unutma: düşünen beyindir... Kalbin tek görevi kan pompalamaktır. Başka anlamlar yüklemeyin ona. Heyecanlandığında kalbinin daha fazla atması sadece adrenalinle birlikte gelişen daha fazla kan pompalama ihtiyacı, oksijen ihtiyacıdır... Hangi duygu olursa olsun budur. Kalp hızlanınca millet de sanır ki düşünen şey kalp... Selamlar kalbiyle düşünenlere... Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 gecen gun sevgilim beni terketti benim beynimden cok kalbim acidi selamlar beyniyle sevenlere Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 gecen gun sevgilim beni terketti benim beynimden cok kalbim acidi selamlar beyniyle sevenlere 6 ay önce sevgilimden ayrıdım. Bazan bazı olaylar aklıma gelir ve kalbimin acıdığını hissederim. Ama şunun farkındayım; beynimin fonksiyonlarının kalbe emretmesi ve kalbin ona göre davranıp yavaşlaması ya da hızlanması... Hissettiğim şey bu. Kalbin tek görevi vardır: kan pompalamak. Peki bunun ne önemi var? Vücüda yavaş ya da hızlı kan pompalanması bizim bunu derinden hissetmemize neden olur. O derinin kökeni nerede? Yine beyinde. Hatırlayan, muhakemesini yapan yine beyin. Emirleri buna göre veren de beyin. Bilinç altı, ya da üstü. Hatta altüst olmuş duygular. Hepsi beyinde saklı. Sen bunu kalbinde hissedebilirsin ama... Olay beyindedir. Bu bilimsel olandır. Diğerleri deyimdir. Selam olsun beynindeki acıyı kalbinde hisseden herkese Şaka bir tarafa, bunların hepsinin kökeni beyindir. Düşünen, bilen, srgulayan odur. Gerisi "deyim"dir. Saygılar... Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 tabii ben sizin ne kadar materyalist oldugunuzu hesaba katmamisim. kalp kan pompalar olay bu way anasini be.inanc yada inancsizlik beyinde olmaz. tabiiki beyninle dusunur karar verirsin sonra bunu kalbine sokarsin ve onu oradan kimse cikaramaz. tipki benim kalbimdeki senin senin kalbindekinide benim cikaramayacagim gibi.burada madde olan avuc kadar olan kalpten bahsetmiyoruz o zaman bizde sadece atom ve hucreyiz... Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 tabii ben sizin ne kadar materyalist oldugunuzu hesaba katmamisim. kalp kan pompalar olay bu way anasini be.inanc yada inancsizlik beyinde olmaz. tabiiki beyninle dusunur karar verirsin sonra bunu kalbine sokarsin ve onu oradan kimse cikaramaz. tipki benim kalbimdeki senin senin kalbindekinide benim cikaramayacagim gibi.burada madde olan avuc kadar olan kalpten bahsetmiyoruz o zaman bizde sadece atom ve hucreyiz... İster materylist ol ister idealist, ister diyalektük düşün ister metafizik, kalp kalptir: kan pompalar; beyin beyindir; düşünür ve yönetir... Bu değişmez felsefelere göre... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 kalp kan pompalar olay bu way anasini be.inanc yada inancsizlik beyinde olmaz. tabiiki beyninle dusunur karar verirsin sonra bunu kalbine sokarsin ve onu oradan kimse cikaramaz. kalp nakli yapılan insanın, kalbini aldığı insanın inanç ve duygularını aldığı gözlenmemiştir ! bu sizin tezinizi yanlışlamaktadır ! saygılar Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 soyle acikliyim inanca beyin karar verir yeride kalptir. bir seye kalpten inanir yada inanmazsin beyinden inanir yada inanmazsin diye bir sey yoktur.vicdan insanin beynindemidir o ne is yapar yada neden vardir ? Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 soyle acikliyim inanca beyin karar verir yeride kalptir. bir seye kalpten inanir yada inanmazsin beyinden inanir yada inanmazsin diye bir sey yoktur.vicdan insanin beynindemidir o ne is yapar yada neden vardir ? kalp nakli yapılan insanın, kalbini aldığı insanın vicdanını ı aldığı gözlenmemiştir ! bu sizin tezinizi yanlışlamaktadır ! saygılar Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 inanc yada inancsizlik beyinde olmaz. Nerede olacak ya? Başka bir tarafıyla düşünenimiz yoktur her halde? tabiiki beyninle dusunur karar verirsin sonra bunu kalbine sokarsin ve onu oradan kimse cikaramaz. Eee? Kalbe sokarsın ha? Kimse de çıkaramaz ha? tipki benim kalbimdeki senin senin kalbindekinide benim cikaramayacagim gibi. Yahu kalpten ne çıkaracan damar mı? Kas mı? Bak arkadaşım, dikkat et ilerde bir gün kalp rahatsızlığı geçirirsen sakın ola kalp naklinde bulunma Bütün inancını kaybedersin ALlah korusun... Sonra işin yoksa yeni kalbine yine eski düşünceleri sokmakla uğraş dur... Bu arada diyelim ki senin kalbini bana naklettiler... Ben de inançlı olacakmıyım o zaman? Bilimmiş! Ne bilimi ya? Bilimden bihaber toplumuz işte... Daha vücudumuzdaki organların ne işe yaradığını bilmeyen bir toplumuz. Liselerde biyoloji boşuna okutuluyor... Bilgisayar karşısında elektrik boşa tüketilip internette geziliyor. Onca yazı boşa yazılıyor, kitap boşa basılıyor. Öyle bir toplumuz ki, kendi doğrularımız kendimize yetiyor! Gerisi hikaye! Hayıflanmayalım, kansere çare bulduklarında uzaktan izlemeyi... Utanmayalaım eller aya biz yaya derken... Bırakın be sizde! Ne bilimi... Filmin alası var ülkemde! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 Bilimmiş! Ne bilimi ya? Bilimden bihaber toplumuz işte... Daha vücudumuzdaki organların ne işe yaradığını bilmeyen bir toplumuz. Liselerde biyoloji boşuna okutuluyor... Bilgisayar karşısında elektrik boşa tüketilip internette geziliyor. Onca yazı boşa yazılıyor, kitap boşa basılıyor. Öyle bir toplumuz ki, kendi doğrularımız kendimize yetiyor! Gerisi hikaye! Hayıflanmayalım, kansere çare bulduklarında uzaktan izlemeyi... Utanmayalaım eller aya biz yaya derken... Bırakın be sizde! Ne bilimi... Filmin alası var ülkemde![/b][/size] Maalesef çok doğru söylüyorsun YARASA... Adamın çıkıp televizyonda cinlerin semum adı verilen bir özden yaratıldığının bilimsel bir gerçek olduğunu ve buna dayanarak çektiği filmin "gerçek" bir olaydan uyarlandığını iddia etmesi ile neye uğradığımı şaşırdım. Yahu sen bu zırvaya nasıl gerçek dersin? Akıl alır gibi değil. Millet de yiyor iyi mi? Arkadaşlarla sinemaya gittik. Bunlar hepsi ilk Türk korku filmi nasıl olmuş diye Semum'a girdiler. Ben de inadına tek başıma "I'm Legend"e girdim. Neyse çıktım, öbür salonda bizim semum hala ortalığı kasıp kavuruyor. Hoca şeytanla kapışmış, ayetlerden füzeler yolluyor, çığlık kıyamet gidiyor. Ağlayamayınca bir gülmedir aldı ne yapayım... Arkadaşlar çıktılar. Biraz tırstıkları her hallerinden belliydi. Resmen suratlar filan beyaz, yeminle... E, ne oluyormuş, semum kızın içine giriyormuş. Ha, tamam, klasik zırva... "Şu semum mudur ne karın ağrısıdır, bu gece gelsin bana, kim kimin içine giriyor bir görelim" dedim. Bu soyutlara meydan okuma alışkanlığım biraz vardır. Bir film için kutsal inançlara dil uzatmamamın daha iyi olacağını söylemezler mi? İyi, sadece bir film de gerçek olarak algılamanıza ne demeli? Valla ağlanacak halimize gülmekten başka çare yok... Ben şu Legend'i sinema forumunda yorumlasam bari... Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 14 Şubat , 2008 Resmen suratlar filan beyaz, yeminle... neyin uzerine yemin ettigini sorabilirmiyim Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 neyin uzerine yemin ettigini sorabilirmiyim Tabii sorabilirsin de bunun ne önemi var ki? Hem yemin illa bir şeyin üzerine mi edilmek zorunda? AKP hükümeti bunun için de mi yasa çıkardı yoksa? MHP de kalkıp buna da mı destek verdi yoksa? Öyle ya canım, millet uluorta rasgele neyin üzerine olduğu belirsiz yeminler eder, yasa çıkarmak lazım, yasa... Alıntı
Φ premolar Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2008 kalp nakli yapılan insanın, kalbini aldığı insanın vicdanını ı aldığı gözlenmemiştir ! bu sizin tezinizi yanlışlamaktadır ! saygılar yazınızı okuyunca gazetede okuduğum bu haber aklıma geldi..linkini ekliyorum -http://www.gazeteport.com.tr/YASAM/NEWS/GP_189034- 'Kalbini aldım kişiliği de geçti'ABD'de kalp nakli olan bir kadın, kalbin sahibinin kişiliğini aldığını ileri sürdü: Huyum hatta yürüyüşüm bile değişti. Kalbini veren genç gibi bira ve tavuk tutkunu oldum.. Kalp nakli yapılan kişiye ölen kişinin karakteri geçiyor mu? ABD'de yaşanan bir olay, bu tartışmaları alevlendirdi. ABD'li Claire Sylvia, (57) ölen kişinin ruhunun kendisine geçtiğini ileri sürdü. 10 yıl önce geçirdiği kalp ve akciğer nakli sonrasında yaşadığı sıra dışı olayları "Bir kalp değişikliği" isimli kitabında anlatan eski dansçı Sylvia, "Yavaş yavaş bana kalbini veren 18 yaşındaki genç erkeğe benzedim. Huyum ve yürüyüşüm bile değişti. Eskiden tavuk ve birayı ağzıma sürmezken ameliyattan çıkar çıkmaz ilk bunları istedim. Eskinin aksine hiç grip olmuyordum ve çok enerjiktim" dedi. Kendisine kalbini veren kişiyi bulmak için harekete geçen Sylvia, yasalar gereği donörünün kimliğine ulaşamadı. Ta ki bir gece, ona kalbini veren Timothy Lamirade rüyasına girip adını söyleyene kadar. ADINI RÜYASINA GİRİP SÖYLEDİ Claire Sylvia, sonrasını şöyle anlatıyor: "Arkadaşımla gazete arşivlerinde motosiklet kazasında ölen gençleri taramaya başladım. Ve onu buldum. Aynı rüyalarıma giren kişiydi ve adı da Timothy Lamirade'dı! 9 ay sonra tekrar rüyama girerek bana ailesiyle ilgili bilgi verdi. Ben de ailesini de buldum. Onlara 'Tim bira sever miydi' diye sorduğumda aldığım cevap beni şok etti: Birayı sever ama tavuğu daha fazla. Ayrıca hiç grip olmazdı ve çok enerjikti!" Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 yazınızı okuyunca gazetede okuduğum bu haber aklıma geldi..linkini ekliyorum evet okudum amerikalıların en çok sevdiği yiyeceklerin başında geliyor bira ve tavuk kalp nakli yapılacak olan bir hastanın muhtemelen yaşam kalitesi çok kötü olacaktır sağlık açısından, yani yeni bir kalp onun bütün fiziklsel aktivelerini değiştirebilir, bağışıklık sistemini güçlendirebilir, hurda bir arabaya sıfır bir motor takarsanız ne olur ? kısacası bu haberden, gerekli bilgileri alamıyoruz eğer ölen kişinin ruhunu almışsa, kadının bütün yaşantısının, tanıdıklarının, aşklarının, kocasının annesinin babasının değişmesi gerekiyor, yani ölen kişininin hayatını yaşaması gerekiyor, kendi hafızasını kaybetmesi gerekiyor, ölen kişiyle ilgili bütün bilgileri kimseye sormadan, fazla düşünmeden bilmesi gerekiyor, ölen kişinin bütün duygularına sahip olması gerekiyor ! ama değişen ne ? bira ve tavuk ! saygılar Alıntı
Φ patika06 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 "Zaman ihtiyarladıkça Kuran gençleşiyor" Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 21 Nisan , 2008 kalp nakli yapılan insanın, kalbini aldığı insanın vicdanını ı aldığı gözlenmemiştir ! bu sizin tezinizi yanlışlamaktadır ! saygılar YANLIŞ ÇÜNKÜ; Yapılan araştırmalar sonucu; kalbin sesi olarak bilinen vicdanın kaynağının beyinde olduğu ortaya çıktı. İnsanın hareketlerine yön veren kararlar alırken, bunu bir robot gibi yalnızca kuru mantık kurallarına dayanarak yapmadığı, kalbinin sesini ve vicdanını da dinleyerek duygularını hesaba kattığı, bu sırada beynin ön lobunda yer alan "ventromedial prefrontal cortex" adlı bölümün rol oynadığı saptandı. Güney Kaliforniya Üniversitesi'ndeki bir araştırmaya göre, beyinlerindeki bu bölge hasarlı olanlar, "ahlaki ikilemlerin" söz konusu olduğu durumlarda, kuru mantık kurallarına göre karar veriyor. Örneğin, bu insanlar çok sayıda rehinenin kurtulması için bir çocuğun kurban edilmesine sesini çıkarmıyor. Bu da sizin tezinizi yanlışlamaktadır. yazınızı okuyunca gazetede okuduğum bu haber aklıma geldi..linkini ekliyorum -http://www.gazeteport.com.tr/YASAM/NEWS/GP_189034- 'Kalbini aldım kişiliği de geçti' ABD'de kalp nakli olan bir kadın, kalbin sahibinin kişiliğini aldığını ileri sürdü: Huyum hatta yürüyüşüm bile değişti. Kalbini veren genç gibi bira ve tavuk tutkunu oldum.. Kalp nakli yapılan kişiye ölen kişinin karakteri geçiyor mu? ABD'de yaşanan bir olay, bu tartışmaları alevlendirdi. ABD'li Claire Sylvia, (57) ölen kişinin ruhunun kendisine geçtiğini ileri sürdü. 10 yıl önce geçirdiği kalp ve akciğer nakli sonrasında yaşadığı sıra dışı olayları "Bir kalp değişikliği" isimli kitabında anlatan eski dansçı Sylvia, "Yavaş yavaş bana kalbini veren 18 yaşındaki genç erkeğe benzedim. Huyum ve yürüyüşüm bile değişti. Eskiden tavuk ve birayı ağzıma sürmezken ameliyattan çıkar çıkmaz ilk bunları istedim. Eskinin aksine hiç grip olmuyordum ve çok enerjiktim" dedi. Kendisine kalbini veren kişiyi bulmak için harekete geçen Sylvia, yasalar gereği donörünün kimliğine ulaşamadı. Ta ki bir gece, ona kalbini veren Timothy Lamirade rüyasına girip adını söyleyene kadar. ADINI RÜYASINA GİRİP SÖYLEDİ Claire Sylvia, sonrasını şöyle anlatıyor: "Arkadaşımla gazete arşivlerinde motosiklet kazasında ölen gençleri taramaya başladım. Ve onu buldum. Aynı rüyalarıma giren kişiydi ve adı da Timothy Lamirade'dı! 9 ay sonra tekrar rüyama girerek bana ailesiyle ilgili bilgi verdi. Ben de ailesini de buldum. Onlara 'Tim bira sever miydi' diye sorduğumda aldığım cevap beni şok etti: Birayı sever ama tavuğu daha fazla. Ayrıca hiç grip olmazdı ve çok enerjikti!" Ayrıca Premolar arkadaşın yapmış olduğu alıntının devamında şöyle bir bilgi de vardı; Onu da buraya eklemekte fayda görüyorum : VERİCİ ETKİLEMEZ AMA KİŞİLİK DEĞİŞİR Prof. Dr. Münci Kalayoğlu: Nakillerden sonra hastalarda kişilik değişimi yaşanabilir. Nakilden önce ya da sonrasında verilen ilaçların yan etkileri vardır. Bu yan etkiler sonucu beyin etkilenip kişilik değişimi olabilir. Bambaşka alışkanlıklar edinebilir. Önceden hiç sevmedikleri alışkanlıkları huy edinirler. Ama bu değişim organın vericisi ile bağlantılı değildir. Bu bilimsel olarak yüzde yüz kanıtlandı. Yani boyle birşey tamamen saçmalıktan ibaret... İlgisi yok... Ben de tavuk sevmem, bira fazla sevmem ama kalp nakli yaptırır da bira sevmeye başlarsam, e madem hayat ölümlü bir de biranın tadına bakayım derim yaniii, bunda ne var... Tesadüfen kalbini aldığım kişi de bira seviyorsa ben şimdi onun vicdanına mı sahip olmuş oldum yani... Yapmayın lütfen ya... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.