Φ muki Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Bende aynı şeylerden bahsediyorum zaten.Muhammed'in uydurduğu şeylerden işte.Sadece dağları mı uydurmuş başka bir şey uyduramamış mı?23 yıl zamanı varmış daha ne? Sorun da bu ya işte! yirmiüç senede, neler neler *******, tutana aşkolsun... Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 kendiniz yazsanıza bi tane kitap doğrusunu sizden öğrenelim Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 kendiniz yazsanıza bi tane kitap doğrusunu sizden öğrenelim Ohoo, burda yazılanları okuyup anlasanız size yeter de artar bile Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Ohoo, burda yazılanları okuyup anlasanız size yeter de artar bile yok evrensel bir kitap hazırlayın böyle baskıya verip çoğaltın sadece bu forumdakiler değil herkes faydalansın hatta yabancı dillere falan da çevirin Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 yok evrensel bir kitap hazırlayın böylebaskıya verip çoğaltın sadece bu forumdakiler değil herkes faydalansın hatta yabancı dillere falan da çevirin Arkadaşım artık görüş bildirsen de şu ikili konuşmalara bir son versek ha? Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Yersoy MUHAMMED bir suret insan değildir..yani MUHAMMED AHMED,ten çıkan bir FELSEFENİN ismidir.. ..hadis Ayetten öncedir..HADİSe olumuştur..ayet yazdırılmıştır..ister vahiy deyin ister hayatın realitesi..gerçeği.. ister o günde bırakın ister bu günün genel geçer değerleriyle kıyaslayın..birde bu açıdan bakın.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 kendiniz yazsanıza bi tane kitap doğrusunu sizden öğrenelim mtmtk5 bilim herşeyin doğrusunu bulmak ve keşfetmek için var bu konuda sayısız kitaplar var, keşfedilmiş doğruları bize iletmek ve bilinmeyen doğruları keşfetmek için araştırmalar var. doğruyu bulmanın başka bir yolu yok ! hayal ederek doğruyu bulamayız, sadece doğru olduğuna inanmış oluruz. bu yüzden bilimin önemi büyüktür çünkü doğruyu gösterecek tek yoldur, ama o bir ilah değildir, böyle algılayanlarda olabiliyor. Cevapsız soruları, hayallerle süslemek inanç işidir, bu yüzden gerçeklik payı yoktur, ama biz hep gerçeğin peşindeyiz, tartışmaların kökeninde bu var. saygılar Alıntı
Φ Sinek Vale Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Yersoy MUHAMMED bir suret insan değildir..yani MUHAMMED AHMED,ten çıkan bir FELSEFENİN ismidir.. ..hadis Ayetten öncedir..HADİSe olumuştur..ayet yazdırılmıştır..ister vahiy deyin ister hayatın realitesi..gerçeği.. ister o günde bırakın ister bu günün genel geçer değerleriyle kıyaslayın..birde bu açıdan bakın.. Böyle bir felsefeye hiç bir yerde rastlamadım ben biraz karmaşık. Muhammedi de filozoflardan bir filozof saymak gerekir aslında. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Böyle bir felsefeye hiç bir yerde rastlamadım ben biraz karmaşık. Muhammedi de filozoflardan bir filozof saymak gerekir aslında. O filozoflarina soyle kurana benzer bir kitab getirsinler. Muhammed aleyhisselam, Allahtan aldigi vahyi insanlara duyurdu, heva ve hevesinden konusmadi. [053.001] [E2] İnmekte olan yıldıza andolsun ki, [053.002] [E1] arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da! [053.003] [E0] Ve hevadan söylemiyor [053.004] [E0] O sade bir vahiydir ancak vahyolunur Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 O filozoflarina soyle kurana benzer bir kitab getirsinler.Muhammed aleyhisselam, Allahtan aldigi vahyi insanlara duyurdu, heva ve hevesinden konusmadi. bunun ispatı yok ! ispatı Kur'an derseniz, onunda Allah tarafından vahiy olunduğuna dair ispat yok ! ispatı Allah derseniz, onun zaten ispatı yok Herşey tesadüfen meydana gelmiş olamaz derseniz, Allah'ın yarattığına dairde bir ispat yok ! Hayallerden, inançlardan ispat olmaz, ve siz hep öyleymiş gibi düşünmektesiniz ! Ama biz hep gerçeği ve doğruyu bulmak için tartışıyoruz buralarda Yani sizin "Hz. Muhammed Allah'tan aldığı vahyi insanlara duyurdu" demeniz hiçbir gerçeği yansıtmıyor ! saygılar Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 bunun ispatı yok ! ispatı Kur'an derseniz, onunda Allah tarafından vahiy olunduğuna dair ispat yok ! ispatı Allah derseniz, onun zaten ispatı yok Herşey tesadüfen meydana gelmiş olamaz derseniz, Allah'ın yarattığına dairde bir ispat yok ! Hayallerden, inançlardan ispat olmaz, ve siz hep öyleymiş gibi düşünmektesiniz ! Ama biz hep gerçeği ve doğruyu bulmak için tartışıyoruz buralarda Yani sizin "Hz. Muhammed Allah'tan aldığı vahyi insanlara duyurdu" demeniz hiçbir gerçeği yansıtmıyor ! saygılar Ahiret Gerçeği Gerçek ahirette belli olacak, kaçacak yer yokmu diyecekler bucak bucak. Müminler kurtulacak,gerisin yanması hak, sizin için son durak kara toprak. Bizse, çekirdek gibi, filizleneceğiz, Rabbimize hesap vermeye gideceğiz. Herkes gidecek, Bu hayal dedikleriniz, Ahirette gerçek olacak. Ah keşke toprak olaydık, Ahireti yalanlamayaydık diyecekler. O gün ayan beyan her şey ortaya çıkacak. Saklanamayacak artık hiç bir gerçek. İlimin bilimin dili tutulacak, Tüm sesler kısılacak, Yalnız Allahın izin verdileri konuşacak.! Saygılar. Evren. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Ahiret Gerçeği "ahiret hayali" demek doğru bir tanımlamadır. -cek -cak larla ahiret gerçek olmaz ! insan ölünce başka kimyasallara dönüşür, insanlıktan eser kalmaz, gerçek budur ! ölen insanlar bunu kanıtlıyorlar hep ! dinin içi boş varsayımları herzamanki gibi bize yine bir gerçek sağlayamadı ! saygılar Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 ispatı Allah derseniz, onun zaten ispatı yok Hayallerden, inançlardan ispat olmaz, ve siz hep öyleymiş gibi düşünmektesiniz ! Ama biz hep gerçeği ve doğruyu bulmak için tartışıyoruz buralarda Allah ı hissedemeyen için elbette biz bunu ölene kadar ıspatlayamayız.Eğer dilerse O size ıspatlar varlığını(aslında her yerde ama sizin algılar kapalı ).Kuranın ve diğer Kutsal Kitapların(lar bile dememem lazım hepsi bütün,Kuran-İncil -Tevrat -Zebur)dünyalık bir beşerin sözü olmadığına ve onun Allahtan olduğuna yüzde yüz iman ettim,bütün katılığımı ona inanmadığım dönemde inanmam için bütün varlığıyla hayatıma karışan Rabbime borçluyum.O insanı vezir de eder rezil de.O ne dilerse o olur.Siz doğruyu bulmak için tartışmıyorsunuz,siz bizim doğrumuz önden yoktur deyip olmadığına inandığınız kavramın olmadığını tartışıyorsunuz.Biz varlığına şahit olduğumuz şeyi gerçekten de ıspatlamaya çalışıyoruz,yani hallerimiz farklı haller.Allah size esenlik versin,sizi kutsasın.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Allah ı hissedemeyen için elbette biz bunu ölene kadar ıspatlayamayız bir etkeni, sahibi yani yaratıcıyı hissedebiliyorum ! orası ayrı bir konu, o kendini varlık alemiyle ispatlıyor zaten. bizim tartışmalarımız dinler üzerine, bu sahibin, varlığın , insanlarla konuştuğu yada bir din gönderdiği üzerine. bu konuda gerçekleri arıyoruz ama bugüne kadar hiçbir gerçek bulunamadı, sadece masallar dinledik. Kuranın ve diğer Kutsal Kitapların(lar bile dememem lazım hepsi bütün,Kuran-İncil -Tevrat -Zebur)dünyalık bir beşerin sözü olmadığına ve onun Allahtan olduğuna yüzde yüz iman ettim Bir şeye inanmakla, bir şeyin gerçekliği doğruluğu farklıdır. İkisini birbirine karıştırmayalım, inanacak olduktan sonra dünyayı şeytanın yönettiğine bile inanabiliriz. Ama bu doğruyu yani gerçeği yansıtmaz. Siz doğruyu bulmak için tartışmıyorsunuz,siz bizim doğrumuz önden yoktur deyip olmadığına inandığınız kavramın olmadığını tartışıyorsunuz Biz, bir bir şeyin olup olmadığını ispatlayarak bulmaya çalışıyoruz ! Zaten başka türlü bir şekilde, gerçeği anlayamayız. Tek inancımız kanıttır. Biz kanıta inanırız. Kanıta inanmak zaten "tarafsızlıktır" çünkü doğruyu gösteren tek yoldur. saygılar Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Allah ı hissedemeyen için elbette biz bunu ölene kadar ıspatlayamayız. Eğer dilerse O size ıspatlar varlığını(aslında her yerde ama sizin algılar kapalı ). ftoyd, lütfen şu algılarıdan biraz bahsedermisin? Ne algısı? Acaba algımı yoksa kabul mü? Sİmgeleştirmek mi? Biraz düşünürsen ikimizin de algılarının kapalı olduğunu ama sadece senin bir şeyler yarattığını hayal ettiğini ve simgeleştirdiğini anlayabilirsin... O insanı vezir de eder rezil de. Başından geçeni bilmiyorum ama, insan bir çok durumda vezir de olur rezil de.... Önemli olan o olayların nasıl geliştiğini analiz edebilmektir. Edemiyorsan elbette o yaptı der çıkarsın içinden. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2008 Böyle bir felsefeye hiç bir yerde rastlamadım ben biraz karmaşık. Muhammedi de filozoflardan bir filozof saymak gerekir aslında. Az karışık olacak,ki felsefe olsun..dümdüz oldumu herkes anlar.. her yerde,bolca bulunan ile pek nadir bulunanların değer farklılıkları Demirde maden altında..az olan çok değerli..çok olan çok kullanılıyor,fakat değeri oldukça düşük..okkası bir lira.. Alıntı
Φ dlewas Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Kuranın kalbi ele alış alış tarzı beynin işlevini kalbe yüklemek şeklinde; Bakara 7 Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır. Bakara 88 (Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar. Bakara 118 Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere ayetleri apaçık gösterdik. (Özellikle bu ayette apaçık kalp düşünme organı olarak kullanılmıştır.) A’râf 179 (Mekkî 39) Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. * (Burada da kavrama organı olarak kalpten bahsedildiği açıktır.) Hac 46. (Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kalp aynı zamanda sembolik olarak hissetme ve duygularla özdeşleştiği için bir çok yerde anlamı çekilebilir. Ancak bazı ayetlerde açık ve net olarak kalp düşünme organıdır ve beyinden kuranda bahsedilmemiştir. Bu da dönemin bilgilerinden öteye gidilemediğinin göstergesidir. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kalp aynı zamanda sembolik olarak hissetme ve duygularla özdeşleştiği için bir çok yerde anlamı çekilebilir. Ancak bazı ayetlerde açık ve net olarak kalp düşünme organıdır ve beyinden kuranda bahsedilmemiştir. Bu da dönemin bilgilerinden öteye gidilemediğinin göstergesidir. Katılıyorum saygılar Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 BAKARA.118- Bilgiden nasibi olmayanlar da "Allah bizimle konuşsa ya, yahut bize de bir mucize gelse ya!" dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Onların kalbleri birbirlerine benzedi. Gerçekten de yakîne ermek (hakikati bilmek) isteyen bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik. Açıklama. Din konusunda bilgisi olmayan veya olsa bile bilgince hareket etmeyen ******* Hz. Muhammed'in tebliğ ve din davetine karşı Allah, bize de söylese ya! Yahut bize de bir âyet, bir mucize gelse ya!" demeye başladılar. Sanki Hz. Muhammed'e gelenler âyet değilmiş gibi, sırf inatlarından inkâr ettiler. "Yoksa siz de daha önce Musa'yı sorguya çekenler gibi, peygamberinizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz?" (Bakara, 2/108) ilâhî hitabına kulak vermediler. Bunu Araplar'dan Abdullah b. Ümeyye ve benzerleri, Yahudiler'den Râfi' b. Hüzeyme ve bazı hıristiyanlar söylemişlerdi. Bunlardan öncekiler de Musa'ya ve İsa'ya tıpkı böyle söylemişlerdi. Görüyorsunuz ya öncekilerle bunların kalbleri birbirine benzemiş, duygu ve düşünceleri sanki birbirinin tamamen aynı olmuştur. Biz âyet göndermedik mi? Yakîne (şeksiz bilgiye) ermek isteyen, şüpheden kurtulup ilm-i yakîn sahibi olmak isteyen kavme, bu kabiliyete sahip olan bir ümmete veya her ümmete, biz o âyetleri apaçık bir şekilde gönderdik, kesin mucizeler ortaya koyduk. Bütün bunlardan yakîne eremiyenler, işte ta sûrenin başında açıklandığı gibi, olsa olsa kalbleri hasta olan şüpheciler veya kalbleri mühürlü olan inatçılardır. ANLAYANA... Alıntı
Φ seth_ Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 burada tam olarak hizlari wermeden dunyanin kendi ekseni etrafinda donusunden ziyade ayni zamanda gunes sisteminin hizi ayrica samanyolu galaksisininde bir hizi wardir. ama benim asil soylemek istedigim bugun amerikadaki universitelerde daglarin yeryuzune bir civi gibi cakildigi soylenmektedir.kurandaki daglarin hareketi iddiasi indirildigi donemde cok buyuk bir iddiadir.o zamanki toplumun bilim duzeyi dusunulurse bugun bile arkadasin celiski olarak gordugu daglarin hem civi gorevi gorup hemde hareket ettigini soyledigi ayetler o zaman eminimki imansizlarin inkarlarini arttirmistir ne yani su gordugumuz koskaca daglarmi hareket ediyor dendiginden adim gibi eminim ama su unutlmamalidirki kuran sadece bulundugu doneme degil kiyamete kadar gecerli hukumleri ve bilgileri bize sunmaktadir. benim cok merak ettigim bir sorunun cevabi var hicbir atesit ten bu zamana kadar bir cevap alamadim lutfedipte bir cevap yazarsaniz sevinirim !biz bu yeri ve gogu ikisi arasindakileri oyun olsun diye yaratmadik! !bu dunya sadece bir oyundan ibarettir! bu iki ayette bir celiski varmidir yokmudur? tesekkurler Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 ama benim asil soylemek istedigim bugun amerikadaki universitelerde daglarin yeryuzune bir civi gibi cakildigi soylenmektedir. Öncelikle kimmiş bunu söyleyen? Konuyla yakın olarak ilgilendiğim için, bu kaynağı göstermenizi rica edeceğim. Saygılar... Alıntı
Φ anti madde Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Bir tane daha çelişki söyleyeyim mi seth_ "Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)" " Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. (Hicr Suresi,19)" " Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler yollar meydana getirdik. (Enbiya Suresi, 31)" Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2008 Bir tane daha çelişki söyleyeyim mi seth_ Haklısın sayın antimadde; Bunların bir kısmını konunun başında dile getirmiştik. Ama anlaşılması çok zor olsa gerek bir türlü anlatamadık! Yukarıda bir arkadaşımız, bilim adamlarının gerçekten de, dağların perçin gibi çakılı olduğundan bahsettiklerini dile getirmiş. Referansı sordum ama gelmedi. Referans aldıkları bilim kaynaklarının ne anlattığını çok iyi biliyorum. Hepsini kendilerine göre yorumlayan, ve böylece içini boşaltan, kelime oyunu yapan dinci sitelerden alınan/okunan bilgiler... Saygılar... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Haklısın sayın antimadde;Bunların bir kısmını konunun başında dile getirmiştik. Ama anlaşılması çok zor olsa gerek bir türlü anlatamadık! Yukarıda bir arkadaşımız, bilim adamlarının gerçekten de, dağların perçin gibi çakılı olduğundan bahsettiklerini dile getirmiş. Referansı sordum ama gelmedi. Referans aldıkları bilim kaynaklarının ne anlattığını çok iyi biliyorum. Hepsini kendilerine göre yorumlayan, ve böylece içini boşaltan, kelime oyunu yapan dinci sitelerden alınan/okunan bilgiler... Saygılar... [013.031] [E1] Kendisiyle dağların yürütüldüğü veya yerin parçalandığı yahut kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı... Fakat bütün emir Allah'ındır! İman edenler, kafirlerden ümidi kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara hep birden hidayet buyururdu; o küfredenler, onların kendi sanatları yüzünden başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınma konacak. Nihayet Allah'ın va'di gelecek! Şüphesiz ki Allah va'dinden şaşırmaz! saygilar. Evren. Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2008 [013.031] [E1] Kendisiyle dağların yürütüldüğü veya yerin parçalandığı yahut kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı... Fakat bütün emir Allah'ındır! İman edenler, kafirlerden ümidi kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara hep birden hidayet buyururdu; o küfredenler, onların kendi sanatları yüzünden başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınma konacak. Nihayet Allah'ın va'di gelecek! Şüphesiz ki Allah va'dinden şaşırmaz!saygilar. Evren. İyi de evren, arkadaşlar yukarda çelişkili ayetleri sana soruyorlar, sen onları aydınlatacağın yerde yine lafa boğuyorsun. Allah şöyle yapacak, Allah böyle yapacak. Allah'ın ne olduğunu biliyormusun? Bak aşağıdaki konuların birinde "Kullanışlıtavşan" nickli bir arkadaşımız bir yerlerden Allah hakkında somut ispatlar olan bir alıntı yapmış. Okunulmamış, cevap ta verilmemiş. Bir oku bakalım. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...mp;#entry660877 Orada düşünülmesi gereken bir şey var. Daha islamiyet ortada yokken Muhammed'in babasının adı Abdullah. Abdullah'ın arapça da anlamı ise, Allah'ın kulu. Allah bilinmeden Allah'ın kulu nasıl olabiliyor? Devem ediyor ve Allah kimmiş açıklıyor yazı. İslam öncesi arapların putları var bilindiği gibi. Al-ilah (Allah) ve de onun Mekkedeki evi ise kabe (Al-ilahın evi). Kızları da var Al-ilah'ın; Al-lat, uzza ve menat. Bu putlar kabenin içerisindedir. Orada Muhammed tarafından kırılıyor. Muhammed'in amcası Ebu leheb'in asıl ismi ise Abdüluzza dır. Abduluzza ise Uzza'nın kulu anlamındadır. Muhammed tarafından Al-ilahın dini revize ediliyor. Görünür Al-ilah görünmez Allah, Al-ilah'ın evi ise, Allah'ın evi olarak tanımlanıyor. Yine Al-ilah'ın bir diğer ismi kıbele (kıble), Ge-hennom (cehennem), Namaskara (namaz), ve Molek (melek) olarak olarak revize ediliyor. Görünmezlikleri ise, semavi dinlerden kopyalanıyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.