Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
.

.

.

....( HİKMET BAYUR:1881 yılında İstanbul'da doğdu VE Kurtuluş Savaşı'nda Salihli cephesinde çarpıştı. TBMM'nin açılmasından sonra, 1 Ekim 1920'de Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Genel Müdürü oldu. Londra ve Lozan Konferanslarında Türk kurulana danışmanlık etti. 1923'te Londra Büyükelçiliği Danışmanlığına, 1925'te siyasal temsilci olarak Belgrad Orta elçiliğine atandı1917'de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, 1928'de Kabil büyükelçiliği, 1932'de ikinci kez Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, 1933'de Manisa Milletvekili seçildi ve Ekim 1933-Temmuz 1934 arasında Milli Eğitim Bakanlığı görevini .)

 

.

.

.

oysa ben samimiyetimle söylüyorumki sizin bu konudaki düşüncleriniz beni çok şaşırttı, yanı başka arkadaşlar söyleseydi bu kadar garipsemezdim bu doğrusu....hem türkçüyüm,cumhuriyetçiyim,Her fırsatta ATATÜRKÇÜYÜM diyorsun ama ATATÜR KÜN SÖZLERİNİ VE türkün aslını inkar ediyorsun!!!!!

nasıl çelişki bu....sevgili politika aslında daha çok örnekler var ama zamanım yok sanırım yeterli olmuştur.

saygılar..

 

Birgün bir mecmuada,deniz işlerinde mütehassıs diye tanınan bir şöhretin.FAHİHİN GEMİLERİNİ KARADAN HALİÇ'E İNDİRMELE GİRİŞİMİ İÇİN''FANTAZİ''TABİRİNİ KULLANDIĞINI OKUYUNCA...

 

''******!...Senin milletine bu harikayı hayal edebilecek bile beyin yoktur...'' demiştir

Cemal KUTAY:aTATÜRKÜN SON GÜNLERİ,S.186

 

CEMAL KUTAY:1909'da Konya' doğdu,Anadolu Ajansı'nda 1924-1928 yılları arasında muhabirlik, Hakimiyet-i Milliye'de İstihbarat Şefliği ve fıkra yazarlığı yptı,Yeni Anadolu Gazetesi'ni ve Zaman Dergisi'ni, İstanbul'da Halk Gazetesi'ni, Millet Dergisi'ni çıkardı.Kutay, Pek çok gazete ve dergide özellikle tarihi konularda yazılar yazdı.

saygılar..

Gönderi tarihi:
Sayın politika....Siz kimin doğruluğundan bahsediyorsunuz. Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni ne zaman çıkıp yalan haber için kamuoyundan özür diledi (hürriyet) (konya testis). Yada Ordudan kesin bilgi almadan haber yaptı. (vatan) Bana kanıtlarla gelin sayın politika bunlar gerçek haber yapmıyor demekle bu iş olmuyor. Ben size hemen bir sürü yalan haber çıkarırım. Ama sizde kanıt gösterin tabi varsa...

 

İkincisi şu: yapılan haksızlığı kabut etmişsiniz. Sonunda geçde olsa dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. (gözlerinizi açtırmak için baya zorlak :) )

 

Türbanı sorun haline getiren bizler değil sizler sizlersiniz. Bizler yapılan haksızlıkları dile getiriyoruz. Yapılanlar büyük bir insanlık ayıbıdır. Vicdan özgürlüğü vardır diyoruz. İsteyen belirli kurallar çercefesinde istediğini giysin diyoruz.

 

Sizin korktuğunuz olay da şu: Sizleri selbest bırakırsak Türkiye, İran olur eeee ya sizin dediğiniz gibi yaparsak Türkiye Tunus olur. Türkiye ne Tunus Ne De İran olsun ikisinin ortası olsun sayın politika....

Benim yazdiklarimi iyice okuyuo degerlendirmenizi ona göre yapiniz.Türban sorununu yaratanlar bugün isbasinda olan dünkü Erbakan müridleridir.Siyaseti kendinize göre degil siyaset olarak degerlendirin.Erbakan bu ülkede insanlarin zihinlerini zehirleyene kadar bu ülkede türban sorunu yasanmadi hic.Bunlari bilmeyebilirsiniz ama ögrenmeniz zor degil,ayrica ben haksizliklari degerlendirebilecek kadar bilincliyim,yazdigimi okumadan gözümü actiginizdan bahsetmissiniz.Tartismalarin amaci yanlis dogruyu dile getirmektir,ben gözümün acilmis olmasindan memnun olurum,*bana bir harf ögretenin kölesi olurum*sözünü sakin unutmayin sayin siyaset.Ama siz benim gözümü actiginizi ileri sürerken kendi gözünüzü kapattiginizida söyleseydiniz o zaman daha gercekci olurdu.Ortada bir haksizlik vardir bunu kimse inkar etmiyor,ama bu haklsizligi yaratan zihniyet isbasindadir.

Zaman ve Yeni safak gazetelerinin ne oldugunu onlari okuyanlarin disinda herkes biliyor,kime hizmet ettiklerinide.Siz benden kanit isteyeceginize önce benim yazdigim ve ZAMAN gazetesinde Türklere ****** ETHEM MAHCUPYANI anlatin bana.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Osmanlı’nın Türk olmadığını iddia etmek büyük bir gaflettir sevgili politika,Osmanlı’ya Türk değildir demek ben Türk değilim demekten başka birşeyde değildir...

Bizans ı dağıttığı için bizanslılar tarfından iftira ediliyor ve bu günün bizanslılar, 2.cumhuriyetçiler meydana getirip, osmanlı tarihini yok saymaya çalışıyorlar..

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Osmanlı Türk Devletinde yetişmiş ve dağılan orduyu yeniden tpolamyıp cumhuriyeti kurmuştur.

Mustafa kemal Atatürk bizans askeri değildi sevgili politika, osmanlıyı yıkıpda türkiye cumhuriyetinimi kudu?

Bende size HULKİ CEVİZ OĞLU'NUN ''İŞKAL VE DİRENİŞ''adlı eserini tavsiye ediyorum..

Sanırım Sn.Hukli cevizoğlunun Atatürkçülüğünden'de şüphe edecek değilsiniz..

Fatih Sultan Mehmet Papa 2. Pius’a şunları yazıyor: “İtalyanların bana düşman olmalarına şaşıyorum; biz de İtalyanlar gibi Troyalıların soyundanız. Yunanlılardan Hektor’un öcünü almak benim kadar onlara da düşer; onlarsa bana karşı Yunanlıları tutuyorlar”(İşgal ve Direniş, Hulki Cevizoğlu, s.85)

.

.

.

 

Batılılar: “Sadece Türkleri yenmek yetmez, onların tarihini de yenmek lazım” diyorlar.

Tarihimizi yenmek için de var güçleri ile çalışıyorlar.

Şimdi ali kemallerde Tarihimizi yenmenin çabasını vermektedirler,eğer bugün bu şartlarda yaşıyor olsaydı inanın o da orhan pamuk gibi ödül sahibi olurdu.

oysa ben samimiyetimle söylüyorumki sizin bu konudaki düşüncleriniz beni çok şaşırttı, yanı başka arkadaşlar söyleseydi bu kadar garipsemezdim bu doğrusu....hem türkçüyüm,cumhuriyetçiyim,Her fırsatta ATATÜRKÇÜYÜM diyorsun ama ATATÜR KÜN SÖZLERİNİ VE türkün aslını inkar ediyorsun!!!!!

nasıl çelişki bu....sevgili politika aslında daha çok örnekler var ama zamanım yok sanırım yeterli olmuştur.

saygılar..

Sayin Kaplan eger ATATÜRK'Ü tartisacaksak tartisalim ve onun Osmanli ile ilgili söylediklerinide buraya yazalim.Ama konumuz Atatürk degildir,Osmanlidir.Osmanlinin en büyük eseri Anadoludaki Türk beyliklerini kilictan gecirtip o beylikleri ele gecirmektir.Birakin TÜrklük üzerinden Osmanli edebiyati yapmayi,Bizans yok artik.2. CUMHURIYETCILERde iktidardaki AKP lerdir yani Laiklik ve Atatürk karsitlari.

Türklerle savasan Osmanli olmustur baskalari degil.Osmanli Türkleri savasa sürüp hiristiyan kizlari ile zevk sefa yasarken hayatini veren Türkler oluyordu,Osmanli Türk degilmiydi diye sormussunuz,ne farkeder Osmanlinin Türk olmasi.Osmanli Türklügü reddetmistir onun yerine dinci bir siyaset takip ederek bütün müslümanlari bir araya getirmek amaciyla Türk irkini oratadan kaldirmaya calismis ama kaldiramamis ve en sonundada kendi kendini yemis bitirmís ve örnek verdiginiz Atatürkün sayesindede bugünkü vatana sahip olmususuzdur.Osmanliya kalsa idi bu vatanda olmayacakti bugün.

Ben Atatürkcüyüm ve bunu gururlada itiraf ederim.Bu nedenle Atatürkü tartisma zeminine cekmeyelim.Huli Cevizoglunun bahsettiginiz kitabini okudum,güzel bir kitap ama Hulki Cevizoglu orada Atatürk'ün büyüklügünü anlatirken Osmanlinin yaptigi yanlislardanda bahsediyor.Koca bir imparatorlukta asker olmaktan hizmetci olmaktan öte bir görev almis tek bit Türkün olmamasi sizce nasil izah edilebilir dersiniz?

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayin Kaplan eger ATATÜRK'Ü tartisacaksak tartisalim ve onun Osmanli ile ilgili söylediklerinide buraya yazalim.Ama konumuz Atatürk degildir,Osmanlidir.Osmanlinin en büyük eseri Anadoludaki Türk beyliklerini kilictan gecirtip o beylikleri ele gecirmektir.Birakin TÜrklük üzerinden Osmanli edebiyati yapmayi,Bizans yok artik.2. CUMHURIYETCILERde iktidardaki AKP lerdir yani Laiklik ve Atatürk karsitlari.

Türklerle savasan Osmanli olmustur baskalari degil.Osmanli Türkleri savasa sürüp hiristiyan kizlari ile zevk sefa yasarken hayatini veren Türkler oluyordu,Osmanli Türk degilmiydi diye sormussunuz,ne farkeder Osmanlinin Türk olmasi.Osmanli Türklügü reddetmistir onun yerine dinci bir siyaset takip ederek bütün müslümanlari bir araya getirmek amaciyla Türk irkini oratadan kaldirmaya calismis ama kaldiramamis ve en sonundada kendi kendini yemis bitirmís ve örnek verdiginiz Atatürkün sayesindede bugünkü vatana sahip olmususuzdur.Osmanliya kalsa idi bu vatanda olmayacakti bugün.

Ben Atatürkcüyüm ve bunu gururlada itiraf ederim.Bu nedenle Atatürkü tartisma zeminine cekmeyelim.Huli Cevizoglunun bahsettiginiz kitabini okudum,güzel bir kitap ama Hulki Cevizoglu orada Atatürk'ün büyüklügünü anlatirken Osmanlinin yaptigi yanlislardanda bahsediyor.Koca bir imparatorlukta asker olmaktan hizmetci olmaktan öte bir görev almis tek bit Türkün olmamasi sizce nasil izah edilebilir dersiniz?

 

 

 

saygilarla

Sevgili politika Atürkü tartışmaya gerek yok Atatürk konusunda sizinle hem fikirdeyiz gördüğüm kadrı ile ...fakat sizdeki çelişkiyi anlayamadım.

Atürkten'ün Fatih sultan mehmet hakkında söyledillerini size örnek olarak söyledim burada , fakat siz hem Ataürkçüyüm diyorsunuz hemde Atamızın sözlerini yalanlıyorsunuz, nasıl çelişki bunu anlayamadım!Osmnlı tarihinde hatalar olmadımı diyoruz,her gelen çok iyi şeyler yaptımı diyoruz,Yanlşıyla doğrusuyla Osmanlılar türktür ve türklerin atalarıdır bu bu kadar basit...

Ayrıca burada o kadar araştırmacı arkadaşlar var ama ybu konuda yorum yapılmıyor buda düşündürücü aslında ,!

 

TArtışma konusu burası değil diyorsunuz ama bu konuyu burada siz açtınız sevgili politika,bu çelişkileri açıklarsanız bende size yazmak zorunda kalmam..

saygılar..

 

Size başka bir örnekte vereyim isterseniz.

 

1937 yılında , bir gazeteciye yazdığı yazısından dolayı makamına çağırarak Mustafa Kemal şu sözleri söyledi;

Sevme Abdülhamid'i. Gene de sevme ! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. Senin neslin biraz daha temkinli kararlar vermeye alışmalı. Bak çocuk ! Şahsi kanaatimi kısaca söyleyeyim:

 

Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkûk (Ne olacakları şüpheli) ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamid'in idare tarzı, âzami müsamahadır (en yüksek hoşgörüdür). Hele bu idare, on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa....

 

Sevgili politika şimdi bana politik cevap vermeyin lütfen Abdulhamit'övüyorsunuz vs söylemeyin..burda anlatmak istediğim M.Kemalin Osmanlı tarihine nasıl baktığıdır...

saygılar..

Gönderi tarihi:
Sevgili politika Atürkü tartışmaya gerek yok Atatürk konusunda sizinle hem fikirdeyiz gördüğüm kadrı ile ...fakat sizdeki çelişkiyi anlayamadım.

Atürkten'ün Fatih sultan mehmet hakkında söyledillerini size örnek olarak söyledim burada , fakat siz hem Ataürkçüyüm diyorsunuz hemde Atamızın sözlerini yalanlıyorsunuz, nasıl çelişki bunu anlayamadım!Osmnlı tarihinde hatalar olmadımı diyoruz,her gelen çok iyi şeyler yaptımı diyoruz,Yanlşıyla doğrusuyla Osmanlılar türktür ve türklerin atalarıdır bu bu kadar basit...

Ayrıca burada o kadar araştırmacı arkadaşlar var ama ybu konuda yorum yapılmıyor buda düşündürücü aslında ,!

 

TArtışma konusu burası değil diyorsunuz ama bu konuyu burada siz açtınız sevgili politika,bu çelişkileri açıklarsanız bende size yazmak zorunda kalmam..

saygılar..

 

Size başka bir örnekte vereyim isterseniz.

 

1937 yılında , bir gazeteciye yazdığı yazısından dolayı makamına çağırarak Mustafa Kemal şu sözleri söyledi;

Sevme Abdülhamid'i. Gene de sevme ! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. Senin neslin biraz daha temkinli kararlar vermeye alışmalı. Bak çocuk ! Şahsi kanaatimi kısaca söyleyeyim:

 

Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkûk (Ne olacakları şüpheli) ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamid'in idare tarzı, âzami müsamahadır (en yüksek hoşgörüdür). Hele bu idare, on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa....

 

Sevgili politika şimdi bana politik cevap vermeyin lütfen Abdulhamit'övüyorsunuz vs söylemeyin..burda anlatmak istediğim M.Kemalin Osmanlı tarihine nasıl baktığıdır...

saygılar..

Sayin Kaplan 200 ben Trabzonsporu tutarim ama yurtdisinda mac yapan her Türk takimi benim takimim olur.Atatürk'ün Abdülhamid'le ilgili konusmalarini ben bu zeminde degerlendiririm.Ayrica bizim en büyük noksanimiz özelestiri yapmamamizdir.Yani iyiyide kötüyüde tartisabilmeliyiz.ki gerceklere ulasabilelim.Burasi tartisma yeri degil derken bu basligi kastedmistim,baslik Türbanla ilgili,ayrica Osmanli konusuda öyle siradan bir konu olmadigi icin bizim tartismamiz birazda kisir cekisme oluyor.Ben Osmanli tarihini zaferler yönünden degerlendirmedim,muhakkak ki altinsahifeler var bu inkar edilmez bir gercek.Ben konuya Anadolu Türkleri yönünden yaklastim.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayin Kaplan 200 ben Trabzonsporu tutarim ama yurtdisinda mac yapan her Türk takimi benim takimim olur.Atatürk'ün Abdülhamid'le ilgili konusmalarini ben bu zeminde degerlendiririm.Ayrica bizim en büyük noksanimiz özelestiri yapmamamizdir.Yani iyiyide kötüyüde tartisabilmeliyiz.ki gerceklere ulasabilelim.Burasi tartisma yeri degil derken bu basligi kastedmistim,baslik Türbanla ilgili,ayrica Osmanli konusuda öyle siradan bir konu olmadigi icin bizim tartismamiz birazda kisir cekisme oluyor.Ben Osmanli tarihini zaferler yönünden degerlendirmedim,muhakkak ki altinsahifeler var bu inkar edilmez bir gercek.Ben konuya Anadolu Türkleri yönünden yaklastim.

 

saygilarla

Anlaşıldı sevgili politika teşekkür ederim ..

Ayrıca, burası türban konulu başlık fakat ,osmalı meselesini bu başlık altında siz yazdığınız için cevap bu başlık altında cevap vermek zorunda kaldım..

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Anlaşıldı sevgili politika teşekkür ederim ..

Ayrıca, burası türban konulu başlık fakat ,osmalı meselesini bu başlık altında siz yazdığınız için cevap bu başlık altında cevap vermek zorunda kaldım..

Saygılar..

Haklisiniz bu hatami anladigim icin yazdim zaten.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

MODERN İSLAM TÜRBAN ALTINDA İLERLİYOR

 

 

 

 

 

Başörtüsü artmıyor, başörtülüler arasında türbana geçiş artıyor.Bu durum geleneksel islamın belli çevrelerde modernleştiğini gösteriyor.Türban ile sosyal yaşama katılan kadın kimlik bilinci içine giriyor..Çalışma hayatına katılıyor, bireyselleşiyor ve erkeğin yanında olmasa da kadınlı erkekli yaşama yaklaşıyor.AK Parti yöneticilerinin eşleri buna örnek oluyor.Ancak onlar da kılık kıyafette, düğün dernek konularında yenileşiyorlar.Türkiye çok hızla modernleşiyor.Bu akımın içinde türbanın da yeri büyük.Kadının modern yaşama katılması türbanlı da olsa ileri bir davranış.Meslek sahibi kadınlar da henuz kimlik arayışlarını tamamlamamış olmalılar ki onlarda da başörtüsünden türrbana geçiş var.Ancak başını bağlayanların sayısı toplam olarak artmıyor.

 

 

 

Milliyet gazetesi manşetinde türbanlı sayısının arttığı manşete çıkmış.Ancak veriler ele alındığında başörtülü kadınların sayısı artmıyor.Başörtülü kadınlar daha büyük oranlarda türbana geçiyor.

Bu gelişme geleneksel islamın, yerine modern islamın yaygınlaştığı bilgisini veriyor.

Türbanlı kadın evden sokağa çıkıyor, iş hayatına ve sosyal yaşama katılıyor.Meslek kadını oluyor.

Günümüzün teknolojisini kullanıyor.Ve erkeğin yanında bulunmaktan kaçınmıyor.Geleneksel islamda kadın evden çıkmaz,erkeklerle aynı yerlerde bulunmaz, iş yaşamına fazla katılmaz.

Edilgen ve erkeğinin arkasındadır.

Oysa AK partinin önderlik ettiği modern islamda kadın dünya zirvelerinde dolaşıyor, islami moda yaratmaya çalışıyor, modern yaşamın gereçlerini kullanıyor.

Türkiye gerçekten çok hızlı modernleşiyor, ve bunun başını da türbanlı kadın çekiyor.

 

Gönderi tarihi:

Basörtülüler azaliyor Türbanlilar cogaliyor,basörtüler atilip Türbana geciliyor!!Bunlarin hicbirisi Islamin üzerinden siyaset yapildigi gercegini ortadan kaldirmiyor.Bugün Türkiye'de tesettür adi altinda birilerinin tekstil atelyelerinin son hizla calismasi gerceklesmektedir.Tesettür kiyafetlerinin tek tip bir kiyafet halinde piyasaya sürülmesi ve kadinlarin bu kiyafetleri giymeye zorlanmasi (cünkü baska alternatif tesettür kiyafeti yok)günlük yasantimizda kadinlari bu toplumdan ayri bir statüye sokmaktadir.Sanki kadinlara o kiyafetler sunularak onlarin toplum icersinde göze batmasi icin calismalar var.Cin'in Mao lu dönemlerinde Cinlilerin tek tip elbileseleri vardi ki onlari o elbiselerden tanirdik.Kimse yanlis anlamasinda bugünkü tesettür kiyafetlerini gördügümde Cinlileri hatirliyorum,simdi o tip elbiseler yok artik Cinlilerde, cünkü artik Mao da yok.Diger yanda türbani tesettür amaci ile degilde sadece bir modaya uyarmis gibi tasimakda yine birilerinin tekstil atelyelerinin son hizla calistirilmasina yaramaktan öte birsey degil.Eger bu tesettür ve türban modasi ile *ben inancimin geregi giyiniyorum*denmeye calisiliyorsa ben bunu Islama haksizlik olarak görüyorum cünkü müslüman kilik kiyafeti ilede örnek olmalidir.Bizdeki tesettür ve türban salgini örnek bir kiyafet degildir müslümanlar icin.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

türban aslında amaca giden yolda binilen bir araçtır...şöyleki Hayrünnisa hanımın şu anda bulunduğu konuma uzak olduğu zamanlar türban konusu kafasına baya takılmış bu türban olgusunu nasıl gündem de tutar ve reklam yaparım diye düşünürken Mekteb-i Sultani mezunu İslamcı yazar Mehmet Şevket Eygi Hayrünnisa Hanım"ın türban sorununu çözmek için şahane bir öneride bulunmuş... Sorunun biraz da Hayrünnisa Hanım"ın baş bağlama biçiminden kaynaklandığını düşünen Eygi, "Yves Saint Laurent marka bir şal alıp başına atarsın, sorun çözülür" demiş. Yani Eygi, "Ünlü bir Fransız markasına takılırsan hem kimse bir şey demez, hem de acayip çağdaş olursun" demiş :lol: .

Tabi bunlar örneklemeler o zaman adama demezler mi? Peki madem öyle, Erbakan Hocamız yıllarca Versace marka kravatlar taktı da ne oldu? O bilindik "Erbakan algısı"nda milim değişiklik oldu mu? Konu ile ilgili geçmiş sayfalardan birinden Türbanın çağdaşlık ilgisi olduğuna dair bir mesaj vardı bu örneği onun için yazdım ve Türbanı gündem de tutmak için yapılan ince taktiksel çalışmalara bir örnek daha;

Tarhan Erdem"in, "Türban yasağı kalkarsa başı açık kimse kalmaz" şeklindeki öngörüsü Türkiye"de neye tekabül ediyorsa, "Türban zorunluluğunu ortadan kaldırırsak İran"da herkes başını açar" cümlesi ona tekabül etmektedir. Oysa önemli olan herkesin başını örtmesi ya da açması değildir. Önemli olan özgürlük yanlısı olmaktır. "Mahalle baskısı"nın baskılarla uğraşmak ayrı bir şeydir, yasakçılıkla sorun çözmeye kalkışmak ayrı bir şeydir.

Bir de Magazin Türbanı var ki değme gitsin :D Seda Sayan"ından Gülben Ergen"ine, Sezen Aksu"sundan Petek Dinçöz"üne álemin ne kadar namlı kadını varsa hepsi türban üzerinden bir elektrik yaratmanın peşine düşmüş durumda... Kimisi "Ben örterim" demekte, kimisi "Benim türbanım kalbimde" demekte, kimisi ise "Ben hizmete bakarım, türbanla ilgilenmem" demekte. Ama ben en çok Helin Avşar"ın türbana girmiş halini merakla beklemekteyim :D . Bir de Sibel Can"ın "Hulki örtünmemi istiyor" şeklinde demecini. :lol:

Gönderi tarihi:

53090Untitled-2.jpg

 

Vatana Millete hayırlı olsun... Forumdaki bir yazımda "artık devlet dairelerinde sarıklı memurlar görmek de bizi şaşırtmayacak" demiştim. Üzülerek sürecin işleyişine seyirci kalmaktayız. Ülkeyi kurtuluş savaşı öncesi duruma yavaş yavaş getiriyorlar. Bilgilerinize...

 

(resim, 8 Aralık 2007 tarihli Cuhmuriyet gazetesinin baş sayfasından alıntıdır.)

 

Saygılarımla,

Gönderi tarihi:

Kurtulus savasina karsi cikanlar,bugün yine sahnededirler,yani hicbirsey degismemistir.Kurtulus savasini yapanlari eskiya diye niteleyenler bugünde Türbanla o savasi yapanlarin ilke ve inkilablarina karsi cikmaktadir ve bunuda inanca mal ederek sözümona ilke ve inkilablara karsi cikmaya bir kilif uydurmaktadirlar.Bekleyelim ve görelim neler olacak diye.Sanirimki türban serbest olunca meleklerde bizimle beraber olup IMF den bizi kurtaracak ve bölünmemizide önleyeceklerdir,aynen Canakkale savasinda yaptiklari gibi gidip düsmani haklayacaklardir,nede olsa inanclaniyoruz ya!!

 

 

saygilarla!

Gönderi tarihi:

CUMHURBAŞKANI GÜL, GİRNE'DE FİKRET BİLA'YLA KONUŞTU:

 

 

 

 

 

Türbanla okula gitmek evde oturmaktan iyidir

 

 

 

 

Gül, başörtüsüne bireysel özgürlükler açısından yaklaşılması gerektiğini belirterek, "Okula gitmesi, evde oturmasından, hayatın dışında kalmasından iyidir" dedi

 

 

FİKRET BİLA

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Girne'de kaldığı Mercure Oteli'nde sohbet ediyorum. Gül'e, "Atatürk'ün makamında oturmak nasıl bir duygu? Köşk'ten içeri adımınızı attığınızda neler hissettiniz?" diye soruyorum.

Gül, "Tabii çok onur verici, çok gururlandırıcı, bir o kadar da sorumluluk duygusu hissediyor insan. Böyle bir makamda oturmak, 70 milyonun sorumluluğunu üzerinizde hissettiriyor. Bu duyguları yaşadım. Halen de yaşıyorum. Cumhurbaşkanı, düşünün ki herkesin, milletin, devletin birliğini temsil ediyor. Her zaman bu sorumluluğu hissediyorsunuz" yanıtını veriyor.

Cumhurbaşkanı Gül'e, son günlerde Türkiye'nin gündemine gelen "mahalle baskısı" konusunu açıyorum.

Şerif Mardin hocanın sözlerini anımsatarak, "İleride kızların başını örtmesi için mahalle baskısı oluşabileceğini, kadınların korkması gerektiğini söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz" diye sorduğumda şu yanıtı veriyor:

"Türkiye'de mahalle baskısı olmaz. Neden olsun? Yıllardır bir arada yaşayan, kardeşçe yaşayan insanlar. Düşünün ki aynı mahallede ya da aynı yerde, başı örtülü bir kızımızla başı açık bir kızımız kolkola yürüyorlar. Sandviçlerini ikiye bölüyorlar, paylaşıyorlar. Bir ailede hem başı örtülü, hem başı açık kızlar olabiliyor. Biz böyle bir sosyal yapıya sahibiz ve yıllardar böyle yaşıyoruz. Bu bakımdan mahallede veya başka bir yerde böyle bir baskı oluşmaz."

Cumhurbaşkanı Gül, Şerif Mardin'in çok değerli bilimadamı olduğunu, konuyla ilgili röportajında da çok iyi analizler yaptığını ancak, doğru okunması gerektiğini belirtti.

 

 

'Modernleşmenin sonucu'

Cumhurbaşkanı Gül ile üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına yönelik anayasa değişikliği tartışmalarını da konuşuyoruz. Gül, başörtüsüne bireysel özgürlükler açısından yaklaşılması gerektiğini vurguluyor ve bugün başörtüsüyle üniversiteye gitmek isteyenlerin aslında modernleşmenin bir sonucu olduğunu düşünüyor. Bu konudaki görüşünü şöyle açıklıyor:

"Şimdi bu konuya özgürlükler açısından ve modernleşme olgusuyla bakmak gerekir. Eskiden kızlarımız evde oturuyor, toplumsal hayata girmiyorlardı. Modernleşme zaten herkesin toplumsal yaşama katılmasıdır. Şimdi yüksekokula gitmeyi istemelerini böyle karşılamak ve anlamak gerekir. Okula gitmesi, evde oturmasından, toplumsal hayatın dışında kalmasından iyidir. Ama diyor ki, 'Ben dindar bir insanım, okula giderken de başımı örtmek istiyorum.' Bunu bireysel tercih ve özgürlükler açısından görmeliyiz ve modernitenin bir sonucu olarak algılamalıyız. Tabii şurası önemli: Bireysel olması lazım."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin İran veya Malezya'ya döneceğine yönelik kaygılara ise katılmıyor. Cumhurbaşkanı, böyle bir dönüşümün mümkün olmadığını şöyle açıklıyor:

"Bunu söyleyenler yeterli bilgiye sahip olmayanlardır. Türkiye İran da olmaz, Malezya da olmaz. İran zaten tümüyle farklı bir yapıdır. Bunu bilmek gerekir. Bu nedenlerle Türkiye İran olmaz. Malezya da olmaz, çünkü orada da çok farklı bir sosyolojik ve kültürel yapı vardır. Malezya'daki sorunun esası dini değil millidir, etniktir. Kıyafetler de milli kıyafetlerdir. Bu ayrı bir kültür. Türkiye'nin sosyolojik ve kültürel yapısıyla hiç benzemez. Onun için ben bu kaygılara ve tahminlere katılmıyorum."

 

 

 

ALINAN YANIT BENİ HİÇ ŞAŞIRTMADI....YA SİZİ?????

Gönderi tarihi:

Türbanlıların topu ************

 

Uzun süredir Kur'an-ı Kerim ayetleriyle örtünme konusunu işleyen İlhan Selçuk, bu pazar yazısında 'sıkmabaş' diye tarif ettiği türbanlıları cehennemlik ilan etti.

 

İşte İlhan Selçuk'un köşe yazısı;

 

Kuranıkerim ve Türbancılar...

 

Bugün cuma değil..

 

Pazar..

 

Ama olsun, ben Kuranıkerim'deki tesettüre, türbana, kadına ilişkin kutsal ayetleri sizinle paylaşmak istiyorum...

 

İyi bir Müslümanın rehberi doğrudan Kuranıkerim'dir...

 

Aymaz kişilere, çokbilmişlere, kendisinde bir hikmet görüp ulema geçinenlere boşverin...

 

Müslümanlıkta papazlık yoktur...

 

Kendi aklınıza güvenin...

 

Allah'ın kitabı Kuranıkerim'i bilmeyen, Müslüman değil, Müslüman mukallidi olur...

 

*

 

Bugün Çankaya Köşkü'nde bir türbanlı hanım var...

 

Başbakanlık Konutu da bir türbanlı hanımın elinin altındadır...

 

Peki, türban devletin ve de hükümetin doruklarına tırmandı diye Türkiye eskisinden daha çok mu Müslüman oldu?..

 

Şimdi gelelim bizim türbancı Müslümanlara diyen İlhan Selçuk; Kuranıkerim'in kadınlar hakkındaki tüm yasalarına sırt çevirip türbancılığı politikada meslek edinenlere...

 

Nur suresinde bu konuda şu kural konuyor:

 

"Ey Muhammet ,

 

Mümin kadınlara söyle...

 

Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..."

 

Kuranıkerim'de türban ya da sıkmabaş yoktur; boyun sarıp sarmalanmayacak, başörtüsü göreneksel usul üzerine yakaların üzerine salınacaktır...

 

*

 

Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar *************...

 

Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır...

 

************; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar...

İlhan Selçuk

Gönderi tarihi:
Türbanlıların topu **********

 

Uzun süredir Kur'an-ı Kerim ayetleriyle örtünme konusunu işleyen İlhan Selçuk, bu pazar yazısında 'sıkmabaş' diye tarif ettiği türbanlıları cehennemlik ilan etti.

.

.

.

***************; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar...

İlhan Selçuk

Türbanı siyasi veya başka amaçlarla takan olabilir;özellikle devir Ilımlı İslami devir olunca.Ama bu kesinlikle tüm türbanlılraı cehenneme göndermek için bir gerekçe olamaz.Bence kişilere fazla takılmamak gerek.100 yanlış arasında sadece bir doğru varsa dahi, bize düşen o doğruya saygı duymak ve onun hakkını gözetmektir.

Gönderi tarihi:

Bu konudan ben ilkonce "Dini Hurriyeti" desteklerdim. Kendim Turban kullanmadigim halde, kullanmak isteyenlerin haklarini savunurdum. Benim icin "Dini Ozgurluk" onemli idi. O yuzden iki tarafi dusunmem lazim diye soyler dururdum. Mamafih, kendime sorunca, peki eger Dindar Insanlar hukumete gecip ayni zihniyetle Turkiye yi idare ederlerse, onlarda bana ayni "Dini Ozgurlugu" verirlermiydi? Turban giymek istemiyenlere ozgurluk olurmuydu? Bunun cevabindan korkarim, ben. Cunku , bunun cevabini biliyorum. Yeter ki diger Islami teokrasilere , Suudi Arabistana ve Iran'a bakalim. Cevabini gormuyormuyuz?

 

Simdi anliyorum, neden Turbanin yasak olmasini ve yasak kalmasini !

Gönderi tarihi:
Bu konudan ben ilkonce "Dini Hurriyeti" desteklerdim. Kendim Turban kullanmadigim halde, kullanmak isteyenlerin haklarini savunurdum. Benim icin "Dini Ozgurluk" onemli idi. O yuzden iki tarafi dusunmem lazim diye soyler dururdum. Mamafih, kendime sorunca, peki eger Dindar Insanlar hukumete gecip ayni zihniyetle Turkiye yi idare ederlerse, onlarda bana ayni "Dini Ozgurlugu" verirlermiydi? Turban giymek istemiyenlere ozgurluk olurmuydu? Bunun cevabindan korkarim, ben. Cunku , bunun cevabini biliyorum. Yeter ki diger Islami teokrasilere , Suudi Arabistana ve Iran'a bakalim. Cevabini gormuyormuyuz?

 

Simdi anliyorum, neden Turbanin yasak olmasini ve yasak kalmasini !

Evet sevgili Suheyla, dedikleriniz çok doğru. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın veya senin dinin sana benim dinim bana derler mi/diyecekler mi acaba? Gidişata bakılırsa, ben de diyeceklerini hiç sanmıyorum. Kadınlarımızı daha şimdiden ikiye ayırdılar. Türbanlıların sonlarının ne olacağını acaba bu türbanlılar bilerek mi türban takıyorlar. Ne konuda olursa olsun bir atasözü vardır ya; 'eline verirsen kolunu kaptırırsın' diye... ama din konusunda insanların daha da dikkatli olması gerek. Çünkü bir kadın olarak elini verirsen sadece elini ve kolunu değil, bedenini, kişiliğini de kaptırmış olursun.

Gönderi tarihi:

Türbani savunanlarin taktigi cok basit;*Inanci geregi basini örtüyor*

Aslinda Türkiyede basörtüsü kadar dogallasmis olaganlasmis hicbir sey yoktur,isteyen basini örter isteyen acar buna kimse karismaz karismamistirda.

Türbani savunanlarin savunma taktikleri;*Mademki demokrasi var herkes istedigini giyinmekte özgürdür.*

Böyle oldugu icin bakin etrafiniza,ne Arab'a ne Afrika'liya,ne uzakdoguluya ne japona ne Cinli'ye ne eskimoya nede uzayliya benziyoruz.AVrupaliya hic benzemiyoruz.Cünkü bütün bu saydigim ülkelerin insanlarinin yöresel ve geleneksel kiyafetleri vardir.Arap müslüman oldugu icin basini kapatip gezmez,onun geleneksel kiyafeti odur.Afrikali da Japon da,Cinli de,eskimo da aynen Arap gibidir.Biz hepsinden calmisiz ve ne yazikki hicbirseye benzemiyoruz.Ne hiristiyan kiyafeti vardir nede müslüman kiyafeti.Adam gibi giyinmektir önemli olan.Din isleriyle ugrasanlarin özel giysileri vardir ki onlar onlarin üniformasi sayilir,ama insanlar icin bu müslüman kiyafeti bu hiristiyan kiyafeti diye bir ayirim yoktur.Hele Kuranda sacinin bir teli görünürse 50 yil Cehennemde yanacaksin diye bir emir bir yasak da yoktur.Ayrica Kuran insanlara yasalara saygi göstermesinide emreder,yasalara saygi göstermeyenler,helede dinde kesinlikle yasaklanmamis olan bir konu üzerinde yasalara karsi gelmenin dindeki adina FITNE denir.Cünkü yasalara karsi gelenler,dinde kesinlikle yasaklanmamis olan bir nokta üzerinde inanc sahiplerinide kiskirtmaktadirlar.Islamda ifrata kacanlar uyarilmistir.Bunu hangi temelde alirsaniz alin ifrata kacmayiniz der Islam.

Peki biz o zaman kime benziyoruz?Iste bu sorunun cevabini verebilene askolsun.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Türbani savunanlarin taktigi cok basit;*Inanci geregi basini örtüyor*

Aslinda Türkiyede basörtüsü kadar dogallasmis olaganlasmis hicbir sey yoktur,isteyen basini örter isteyen acar buna kimse karismaz karismamistirda.

Türbani savunanlarin savunma taktikleri;*Mademki demokrasi var herkes istedigini giyinmekte özgürdür.*

Böyle oldugu icin bakin etrafiniza,ne Arab'a ne Afrika'liya,ne uzakdoguluya ne japona ne Cinli'ye ne eskimoya nede uzayliya benziyoruz.AVrupaliya hic benzemiyoruz.Cünkü bütün bu saydigim ülkelerin insanlarinin yöresel ve geleneksel kiyafetleri vardir.Arap müslüman oldugu icin basini kapatip gezmez,onun geleneksel kiyafeti odur.Afrikali da Japon da,Cinli de,eskimo da aynen Arap gibidir.Biz hepsinden calmisiz ve ne yazikki hicbirseye benzemiyoruz.Ne hiristiyan kiyafeti vardir nede müslüman kiyafeti.Adam gibi giyinmektir önemli olan.Din isleriyle ugrasanlarin özel giysileri vardir ki onlar onlarin üniformasi sayilir,ama insanlar icin bu müslüman kiyafeti bu hiristiyan kiyafeti diye bir ayirim yoktur.Hele Kuranda sacinin bir teli görünürse 50 yil Cehennemde yanacaksin diye bir emir bir yasak da yoktur.Ayrica Kuran insanlara yasalara saygi göstermesinide emreder,yasalara saygi göstermeyenler,helede dinde kesinlikle yasaklanmamis olan bir konu üzerinde yasalara karsi gelmenin dindeki adina FITNE denir.Cünkü yasalara karsi gelenler,dinde kesinlikle yasaklanmamis olan bir nokta üzerinde inanc sahiplerinide kiskirtmaktadirlar.Islamda ifrata kacanlar uyarilmistir.Bunu hangi temelde alirsaniz alin ifrata kacmayiniz der Islam.

Peki biz o zaman kime benziyoruz?Iste bu sorunun cevabini verebilene askolsun.

 

 

saygilarla

 

İnancı gereği başını örtüyormuşmuş, güleyim bari. Neydüğü belli olmayan tesettür modasını da, kendilerine müslüman süsü veren modacılar tarafından icat edilmiş olsa gerek. Ne de olsa moda dedin mi akla kadın gelir ve bu dini bütün! kadınların sırtından kazanılacak çok paralar var daha.

 

Oldu olacak Türkiye demeyelim de, Tislamya diyelim bu topraklara. Türkiye'nin T'si kalsın gerisi islamya olsun, ne dersiniz...

Gönderi tarihi:
İnancı gereği başını örtüyormuşmuş, güleyim bari. Neydüğü belli olmayan tesettür modasını da, kendilerine müslüman süsü veren modacılar tarafından icat edilmiş olsa gerek. Ne de olsa moda dedin mi akla kadın gelir ve bu dini bütün! kadınların sırtından kazanılacak çok paralar var daha.

 

Oldu olacak Türkiye demeyelim de, Tislamya diyelim bu topraklara. Türkiye'nin T'si kalsın gerisi islamya olsun, ne dersiniz...

 

Hangi cagda yasiyoruz kimse kimsenin sacina sevdali degil? bence burjuva devrimi yaratdilar türbanla yasamak istedikleri hayati yasaya bileceklerin farkina vardilar bir bakin hepsi Avrupanin önde giden moda isimlerini takip ediyorlar? yani o kadar haramzade olmayan paralar nerelerde harcanacak herhalde gidip Mekkeden alis veris yapacak halleri yok :D UYAN TÜRKIYE DURMAK YOK.

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:

Türbanlaşma-Çeteleşme

Türkiye, döneminde en fazla ‘faili meçhul cinayet’ işlenmiş bir Emniyet Genel Müdürü’nü bakan yapmış bir ülke. K.Maraş katliamı sırasında emniyet amiri olan bürokratı da uzun süre içişleri bakanlığı koltuğunda gördük.

 

Bir hukuk devletinde bunun tam tersi olması gerekmez mi?O halde...Eşelendiğinde ardından resmi bir karanlığın bulunduğu skandallara adı karışanın aralıksız yükselmesi nasıl oluyor?

 

 

* * *

‘Hukuku değil, devleti tutarım’ diyenlerin yargı mekanizmasında rahatlıkla yer bulduğu bir ülkede...

 

‘Devleti hukuksal olarak örgütlenmiş bir hizmet örgütü’ olmaktan ziyade, ‘silahlı bir güç’ olarak görme eğiliminin üstelik de hukukçular arasında yaygın olduğu bir ülkede...

 

Belki buna şaşana şaşıyorlardır.

 

Üstelik bir de İttihat ve Terakki geleneği var.

 

‘Hukukun üstünlüğünü’, ‘vatanseverliğin’ karşıtı sanan, bu nedenle de Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküp gitmesine neden olan zorba anlayış.

 

Kimin, nasıl ve neden belirlediği belli olmayan bir ölçüyle, şiddet uygulamayı ‘ vatanseverlik’ sanma ve yargının yerine kendini koyma alışkanlığı...

 

Bu nedir?

 

Bu sapına kadar çeteleşmedir...

 

 

* * *

Malatya’da zirve yapmış bir psikopat vahşetin kurbanı olan insanlar ve olay deşildikçe ortaya çıkan büyük ve ürkütücü karanlık, ‘laiklerin’ çok ilgisini çekmiyor galiba?

 

O katliamda devlet içi çeteleşme işaretlerinin hepsi var.

 

Ama gel gör ki...

 

Bu çeteleşmenin en birinci sanığının...

 

Hastanedeki günlerindeki ziyaret kayıtları konusu karanlıkta.

 

Malatya Emniyet Müdürü ‘kayıtlar silinmedi’ derken, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, savcılığa gönderdiği resmi yazıda kayıtların silindiğini belirtiyor.

 

Taraf Gazetesi, ‘sanık tedavi süresince hiç konuşmadı’ ifadesinin de doğru olmadığını ileri sürüyor... Bir polis memuru, Malatya Katliamı’nın bir numaralı sanığının 50. numaralı kasette susturulduğunun görüldüğünü söylemekte.

 

 

* * *

Çeteleşme...

 

Devlet içinde yuva yapmış çeteler...

 

Devleti ve toplumu orman yasalarına mahkum eden bir çürüme...

 

Türban konusu kadar ilgi çekmiyor galiba?

 

Türbanlaşma konusundaki çelişkili rakamlar polemiği hızla sürüyor.

 

Keşke onunla birlikte çeteleşmeyi de ilk plana alsak, Malatya üzerindeki kanlı tül perdesini hep beraberce kaldırmaya sıvansak, hukuk devletinin pekişmesine yardımcı olsak...

 

 

* * *

Bunu yapmamız...

 

Hukuk devletini...

 

Demokrasiyi...

 

Ve demokratikleşmeyi yerli yerine oturtmamız halinde...

 

Acaba ‘türbanlaşma’ ya da ‘muhafazakarlaşma’ korkusu kalır mı?

 

Toplumun eğilimlerinin ne olduğu değil, bunun ‘demokratikleşmeyle’ çelişip çelişmediği önemli.

 

Farklı yaşam çeşitlerinin...

 

Farklı düşüncelerin varlığının...

 

Güvencesi hukuk...

 

Ve demokratikleşmedir.

 

İçki içmeyen...

 

Kapanan...

 

Batılı yaşam tarzından hoşlanmayan bir irade...

 

Kamuya ait ele geçirdiği bir yeri sadece ve sadece kendi anlayışıyla yönetmeye kalkarsa ya da kendinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bir bağnazlığı topluma dayatırsa...

 

Orada sorun nedir?

 

Muhafazakarlaşma mı, demokratikleşme mi?

 

‘Öteki’nin hak ve hukukuna yapılan saygısızlığa karşı çıkmayan bir ülke çürür... Hukuksuzlaşır çünkü.

 

Zaten temel sorun da hukuksuzluktur bu ülkede.

 

Onun için, korkulması gereken de hukuksuzluğun yaygınlaşmasıdır.

 

 

* * *

Türbanlaşma tartışması yerine...

 

Dört nala çeteleşmenin üstüne gitmek...

 

Muhafazakarlaşmanın, demokratikleşmenin önünü kesecek bir tehdide dönüşmesi ihtimalini de önler.

 

Hukuk var ise, ‘öteki’ de sere serpe var olacak demektir çünkü...

 

Hukuk var ise demokrasi de var demektir çünkü.

 

 

* * *

Çeteleşmeyi yok sayarak, sadece çelişkili rakamlar eşliğinde ‘türbanlaşmayı’ konuşmak, gerçek bir hukuk devleti ve demokratik bir toplum arayışına ne kadar yakındır, ne kadar samimidir?

 

 

 

8 Aralık 2007, Cumartesi

 

 

 

 

[email protected]

Gönderi tarihi:

4597662.jpg

Başörtü yasağına onay

 

 

Almanya'nın Hessen Eyaleti Devlet Mahkemesi, eyalette çalışan memurlar için getirilen başörtü yasağını onayladı.

 

 

Mahkeme, Eyalet Meclisi tarafından 2004 yılında alınan başörtü yasağıyla ilgili kararın, anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.

 

Avukat Ute Sacksofsky, Meclisin kararına karşı, din özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle dava açarak, bu yasağın kaldırılmasını talep etmişti.

 

Eyalet mahkemesinin karar metninde, memurların “siyasi barışı tehlikeye sokacak” giysilerinin yasaklandığı ifade edildi.

 

Söz konusu kararın özellikle başörtüsü takan Müslüman memurlara yönelik olduğu biliniyor.

 

Almanya'da diğer bazı eyaletlerde başörtü yasağıyla ilgili olarak alınan kararlarda, sadece öğretmen ve doçentlerin başörtü takmaları yasaklanmış bulunuyor.

 

FRANSA'DA DA TÜRBANLI VELİ TARTIŞMASI

 

Bu arada ilk ve orta öğretim okullarına 2004 yılında türban yasağı getiren Fransa, şimdi de türbanlı öğrenci velilerinin okul binalarına girip girmemesini tartışmaya başladı. Türbanı da kapsayan ‘dini simgelerin özendirici kullanımı'nın yasaklanması, yasal olarak yalnızca öğrencileri ilgilendirmesine karşın, özellikle de Müslüman azınlıkların çoğunlukta olduğu semt ve şehirlerde okul müdürlerinin, kimi zaman velilerin katılımına izin verilen okul etkinliklerine türbanlı velileri almadığı ortaya çıktı.

 

Bu uygulamaya karşı çıkan Ayrımcılık ve Eşitsizlikle Savaş Yüksek Otoritesi(HALDE), kamuoyunu bir süreden bu yana konuyla ilgili olarak bilgilendirme çalışmaları yürütüyor. Fransa Milli Eğitim Bakanlığı'na ‘tavsiye kararlarında bulunma hakkı' olan HALDE, bu uygulamayı ‘Dini inanç hürriyetine karşı, ayrımcılık içeren ve yalnızca öğrencileri ilgilendiren bir yasanın, velileri de kapsayacak şekilde manipüle edilmesi’ olarak nitelendirerek, okullara alınmadığı gerekçesiyle kendisine başvuran velileri haklı bulduğunu açıkladı.

 

‘Irkçılık ve Antisemitizm Karşıtı Uluslararası Lig' (LICRA), uygulamanın haklı olduğunu öne sürerek, kendisi gibi düşünen sivil toplum kuruluşlarıyla ortak açıklama yayınladı. Aralarında Türk göçmenlerinin sorunlarıyla ilgilenen ELELE Derneği’nin de bulunduğu 6 STK, bugün Liberation gazetesinde ortak açıklama yayınlayarak, türbanlı velilerin okul içi etkinliklere katılmasına karşı olduğunu duyurdu. Açıklamada, türbanlı velilerin okullara girmesi "dini baskı" olarak adlandırılırken, ‘birlikte yaşama' kültürünün öğretildiği ortamda böylesi bir baskının kabul edilmesinin yanlış olduğu vurgulandı. Ajanslar

 

........................

 

Bu cikarilan yasak hangi İnsan hakları evrensel beyannamesinin maddesine.,giriyor?

 

Birde Almanyada bu hafta Abd den almanyaya dadanan bir Tarikatida Devletin bütünlügüne zarar veriyor diye yasakladi sonra bu tarikat Almanlari degil Türklere bulasmisti? evet onlar görüyor...da

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:
Almanya'nın Hessen Eyaleti Devlet Mahkemesi, eyalette çalışan memurlar için getirilen başörtü yasağını onayladı.

 

Aaaa olur mu yahu? Başörtüsüne yasak getirmek de ne demek? Bırakın isteyen istediği gibi giyinsin. Nerede demokrasi, nerede hak ve özgürlükler? :)

 

Türkiye'de bunlara destek veren bir hükümetimiz olmasaydı böylesine çağ dışı böylesine anlamsız şeyleri tartışmak zorunda kalmayacaktı insanlar. Yazık ama! Asıl "ah" çektiğim inançları doğrultusunda taktıklarını sandıkları türbanın gerçekte ne işe yaradığını bilemeyen uyuşturulmuş insanlar... Ah memleketim aaahhh... Sen bunları da mı hak edecektin? Tüketilen oksijenine yazık!!!

 

Uyanın artık yahu! Bu kadar zil çalıyor hala uyumak derdindesiniz. Tren kaçıyor tren!

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Türbanı demokrasi maskesi ile savunan (savunduğunu sanan!) arkadaşlara söylenebilecek tek şey var:

 

Yakında aradığınız demokrasi zorunluluktan başka bir şey olmayacak! Mumla arayacaksınız size verilen özgürlükleri!

Gönderi tarihi:
Arkadaşım sizde her fırsatta insanları atatürk düşmanı gösteriyorsunuz eminim o insanlar sizlerden daha atatürkçüdürler..

Atamızın annesinin kız kardeşinin başı kapalı değilmiydi o zaman atatürkü siz nasıl önder olarak görürsünüz annesi ve kardeşi başı kapalı...

Üstelik dedleri biri sofi diğeri hafız ee ne olacak şimdi ...

bilmiyormuydunuz yoksa ..öğrendiyseniz artık sizin önderiniz olmayacamı yoksa...

Başı kapalı gördünüzmü atatürk düşmanı damgasını vuruyorsunuz ...

Onlar kadar zizlerde dini siyasete alat ediyorsunuz...durup dururken baş örtülüler nerdeyi!...nerde olacak illa chp mitingindemi olcak, bakan görür ben hiç dikkat etmedim ama bu olaydan sonra baktım mitingler her türden insanımız var,bunu siyasete alet etmenin ne alemi var, insanlar kendi değerini bu şekilde verirler işte...Ondan sonra dikate alınmasını isterler...

ademle havva'da atamızdı niye hepimiz çıplak dolaşmıyoruz?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.