Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN ULUSAL KİMLİĞE TEHDİT... (Bu kıyafet, ülkemiz ve ulusumuzun karşı karşıya kaldığı tehlikeleri karartıp örten bir işlev yüklenmiştir...)


DİPNOT

Önerilen İletiler

Doç. Dr. Şahin Filiz, Türkiye'yi bekleyen tehlikenin mahalle baskısı değil mikro faşizm olduğunu söyledi...

 

 

'Türban ulusal kimliğe tehdit'

 

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, mikro faşizmin çekirdeği olarak tanımladığı türbanın Türk devletinin tasfiye ve teslimine geçirilen kılıflardan biri olduğunu söyledi. Şeriatçıların tüm kutsal kavramları kirleterek kullandıklarını belirten Filiz, "Tarikat ve cemaatler, ekonomik güç, sosyal nüfuzun ötesine geçerek, siyasi ve idari nüfuzu ele geçirmek üzere özgürlüklerin genişletilmesini istemektedirler" diye konuştu.

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz , Türkiye'yi bekleyen tehlikenin, mahalle baskısından çok "mikro faşizm" olduğunu söyledi.

Türbanın, 1970'li yıllardan sonra mikro faşizmin çekirdeği olarak ortaya çıktığını belirten Filiz, bu kıyafetin "Atatürk Cumhuriyetine, onun ilke ve devrimlerine, Türk devletinin tasfiye ve teslimine geçirilen kılıflardan biri" olduğunu vurguladı. Toplumda türbanlılarla türbansızların "kardeşçe yaşayacakları" görüşünün de gerçeği yansıtmadığının altını çizen Filiz, "Çünkü türbanlı, yanındakini kendisine benzetmediği sürece dini görevini tamamlamış olmayacaktır" dedi.

 

Mahalle baskısı ve mikro faşizm kavramları üzerinde bir çalışma yapan Doç. Dr. Şahin Filiz, Türkiye'nin yaşadığı dönüşümü ve ulus devleti bekleyen tehlikeleri anlattı. Filiz'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

 

- Mahalle baskısı kavramı yerine mikro faşizm nitelemesini kullanıyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?

- Evet mikro faşizm kavramı daha uygun düşüyor. 1980'den sonra Batı'da postmodern dalga hiçbir doğrunun kendi başına diğer doğruları egemenliği altına alamayacağını, bütün mezhep, din ve ırkların her birinin kendi doğruluk alanları olduğunu ilan etti. Fakat, Batı'da ulus devlete yöneltilen eleştiriler, 3-4 yüzyıllık demokrasi tecrübesi nedeniyle ulus devletlere zarar vermedi. Bizde ise sekülarizme ve ulus devlete yöneltilen eleştiriler, bu kadar uzun demokrasi tecrübesi olmadığından ötürü doğrudan Atatürk Cumhuriyetini, ulusal birliği yıkıcı etkileri de beraberinde getirdi.

 

 

'Demokrasiyi kullanıyorlar'

Her mezhep, tarikat ve cemaat ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ni eleştirirken, kendilerine ait birer devlet hegemonyası alanı yaratmışlardır. Herkes, devletten kendi devletini istemiştir. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramları hem etnik ırkçı teröristler hem de tarikatçı ve cemaatçi gerici kesimler yoğun olarak kullanmaktadır.

- Mikro faşizm diye nitelediğiniz baskının temel simgesi ve aracı türban mı?

- Evet, bir dinde ne kadar simgeye, gösterişlere vurgu yapılırsa, o dinden beklenen toplumsal yarar da o derecede azalmaktadır. Dindarlığın ölçüsü tamamen sembollerin görünürlüğü ve tüketilebilirliği ile ilgili bir ölçü olacaktır. Öte yandan yüzlerce vakıf ve dernek, devlet içerisinde devlet adacıkları oluşturacak, tarikat ve cemaatler, okulları, dershaneleriyle belirli sembollerin sahipliğini iddia edecek ve daha az devlet, daha çok cemaat anlayışı yerleşecektir. Türban, 1970'lerden sonra mahalle baskısı ya da mikro faşizm dediğimiz kavramların ilk çekirdeği olarak ortaya çıktı.

 

 

'Sorunları örtüyor'

Bu kıyafet, ülkemiz ve ulusumuzun karşı karşıya kaldığı tehlikeleri karartıp örten bir işlev yüklenmiştir ve Atatürk Cumhuriyetine, onun ilke ve devrimlerine, Türk devletinin tasfiyesine, teslimine geçirilen kılıflardan birisidir. Türban, Türk ulusunun ortaçağ katolisizmine ve ABD evangelizmine hapsedilme projesidir, Türk ulusal kimliğine ve bütünlüğüne yönelik bir tehdittir. Türban, artık toplumda bir iletişim ve referans aracı haline gelmiştir. Bu kıyafet türü, hak, hukuk, adil gelir gibi toplumsal sorunların daha da derinleşmesini gözlerden kaçıran bir araç olarak kullanılmaktadır.

- Peki mahalle baskısı ya da mikro faşizm nasıl yayılacak?

- Türkiye'nin dönüşüm tehlikesi başladı. Çünkü demokrasi, özgürlük, insan hakları gibi temel kavramlar, ne yazık ki ehil olmayanların, hem terörist grupların hem de tarikat ve cemaatlerin tekeli altına giren söylemlere dönüştü. Ne kadar kutsal kavram varsa maalesef bugün kirletilerek kullanılmaktadır. Tarikat ve cemaatler, ekonomik güç, sosyal nüfuzun ötesine geçerek, siyasi ve idari nüfuzu ele geçirmek üzere özgürlüklerin genişletilmesini istemektedirler... Diyorlar ki, başı açıkla, kapalı kardeşçe gezer. Bu yanlış bir düşünce, Türk halkının hoşgörüsünden kaynaklanan bazı davranış şekilleri olabilir yalnız dinin doğasında şu vardır, örtünen bir kişi, yanındakini de kendisine benzetmediği sürece dini görevini tamamlamış olmayacaktır. Belki fiziki baskı yapmayacak ama bu baskıyı psikolojik olarak yapacaktır.

 

 

'Psikolojik baskı önlenemez'

Keşke fiziki baskı olsa, bunu önlemek mümkün olabilir ama psikolojik baskıyı önlemek mümkün olmaz. Bunun dışında, bir kimsenin belirli bir cemaat ya da tarikata bağlanmadığı sürece kendisini Müslüman hissetmemesine yol açan baskı grupları oluşmaya başlamıştır. Baskıyı besleyen etmenler, içte yoksullaştırma, dışta sömürgeleştirmedir. Her ilde onlarca vakıf yurdu kurulmaktadır. Ev ve apartmanlardaki abi, abla örgütlenmeleri, mahalle anneleri, tarikat temsilcileri de bu sistemin parçasıdır. Diğer bir araç da, ılımlı milliyetçiliktir.

Atatürksüz, Türk ulusunu dışlayan milliyetçilik anlayışıdır.

 

___________________________

___________________________

___________________________

___________________________

 

 

Cumhuriyet 16.10.2007

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarikatlar sistemindeki büyük teklikeyi,bütün Türbanlılara yükle ve konuş.. adına illa bir türban bulaştır... Artık ne sağı ne solu, vatan hainlerinin ve ülkemiz üzerindeki oyunlara hizmet edenlerin görüşlerini,körü körüne kabullenmekten öteye geçemiyorlar... Birşeyleri okumanın belli bir sistemi vardır arkadaşlar.. Okumanın güzelliğindeki en büyük önem, yazılanları ya da farklı fikirleri değerlendirirken,nerelerde karşıdaki haklı yorumlarda bulunmuş,nerelerde mantığınıza ters yorumlarda bulunmuş..bunları da değerlendirmektir okumak... okumak,önümüze her konulan kalıbı, düşünmeden taşınmadan,araştırmadan olduğu gibi kabul değildir... bu yazıda da , haklı olan bazı korkulardan yola çıkılarak ulaşılan haksız bir genellemeyi görüyorum... ya bu insanlar, türbansız olup türbanlı olan zihniyetlerle ya da erkeklerle nasıl başa çıkacaklar bi anlasam.. bunlar,bu tarz şekilciliklerle olacak iş değil.. ne yazıkki aynı şekilcilik ve al birini vur ötekine her iki kutuptada var.. hem uç laik geçinen,hem uç şeriatçı geçinen... bana görede bunların hepsi vatan haini,hepsi TC ye,bütün değerlerimize tehlike...

Evet,sayın Şahin in üstüne bastıra bastıra söylediği söz ortada,"tüm kutsal kavramları kirleterek"..Dinlerinin ,onun bunun kitabı olduğu bu insanlar, en kutsal değerlere en büyük yarayı açan insanlardır.. dünya üzerindeki,hiç bir ateist,hiç bir inançsız ya da farklı dinden insan,ya da dini İslam olan yani kitabı Kur'an olan hiçbir insan,din olmayıp dinleştirdikleri falancaların yollarıyla hayatlarını şekillendirenler kadar tehlikeli olamaz... namaz kılan birinin hareketlerini gözlemleyip,namazının kabul olup olmayacağına bile karar verecek kadar kendini tanrılaştıran,onun yerine hüküm verebilen bu insanlara inat,ben laiklik yanlısı bir türbanlıyım..

Saygılarımla....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu yazıda da , haklı olan bazı korkulardan yola çıkılarak ulaşılan haksız bir genellemeyi görüyorum... ya bu insanlar, türbansız olup türbanlı olan zihniyetlerle ya da erkeklerle nasıl başa çıkacaklar bi anlasam.. bunlar,bu tarz şekilciliklerle olacak iş değil.. ne yazıkki aynı şekilcilik ve al birini vur ötekine her iki kutuptada var.. hem uç laik geçinen,hem uç şeriatçı geçinen... bana görede bunların hepsi vatan haini,hepsi TC ye,bütün değerlerimize tehlike...

Evet,sayın Şahin in üstüne bastıra bastıra söylediği söz ortada,"tüm kutsal kavramları kirleterek"..Dinlerinin ,onun bunun kitabı olduğu bu insanlar, en kutsal değerlere en büyük yarayı açan insanlardır.. dünya üzerindeki,hiç bir ateist,hiç bir inançsız ya da farklı dinden insan,ya da dini İslam olan yani kitabı Kur'an olan hiçbir insan,din olmayıp dinleştirdikleri falancaların yollarıyla hayatlarını şekillendirenler kadar tehlikeli olamaz... namaz kılan birinin hareketlerini gözlemleyip,namazının kabul olup olmayacağına bile karar verecek kadar kendini tanrılaştıran,onun yerine hüküm verebilen bu insanlara inat,ben laiklik yanlısı bir türbanlıyım..

Saygılarımla....

 

Türban neyi örtüyor arkadaşım neyi...

Yukarıda bir Üniversite öğretim üyesinin ortaya koyduğu tespitleri bire görmezden, duymazdan gelen birine ne anlatılır bilemiyorum...

Bakın; Yakın geçmiş te üniformalaşmış dinci giyim hareketi ve bu dinci gericiliğin, yani siyasal İslamın (Mısır'da Müslüman Kardeşler, İran'da Mollalar hareketi) yükselişi ile örtüştüğünü herkes bilir...

PSİKOLOJİK YAPISI İSE ŞU BENCE...

Başta, toplumu son yıllarda sarsıp duran iktisadi bunalımların ve çaresizliklerin insanları götürdüğü metafizik aranışları; gitgide yozlaşan eğitim ve kültür sığlığı; belli bir düzeyin altındaki ailelerde babanın, hele hele kocanın dayatması; son 20-25 yılda, okulların sayısını aşacak miktara ulaşmış camilerin, tarikatçı hareketlenişlerin de yardımıyla ülkeye sardırılmış ''muhafazakâr atmosfer'' in etkisinde kalmış bir şekli giyimden başka birşey değildir...

Aklını kullanan, düşünen ve aydın insanların bilinci sayesinde bunun ne menem bir aldatmaca ve dayatmaca olduğunu hepimiz biliyoruz...

Birde şu var; Öğretim üyesine mi inanacağız...

Kendini laik sanan dinci üniormanın altında ezilip kalan birinemi...

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türban neyi örtüyor arkadaşım neyi...

Yukarıda bir Üniversite öğretim üyesinin ortaya koyduğu tespitleri bire görmezden, duymazdan gelen birine ne anlatılır bilemiyorum...

Bakın; Yakın geçmiş te üniformalaşmış dinci giyim hareketi ve bu dinci gericiliğin, yani siyasal İslamın (Mısır'da Müslüman Kardeşler, İran'da Mollalar hareketi) yükselişi ile örtüştüğünü herkes bilir...

PSİKOLOJİK YAPISI İSE ŞU BENCE...

Başta, toplumu son yıllarda sarsıp duran iktisadi bunalımların ve çaresizliklerin insanları götürdüğü metafizik aranışları; gitgide yozlaşan eğitim ve kültür sığlığı; belli bir düzeyin altındaki ailelerde babanın, hele hele kocanın dayatması; son 20-25 yılda, okulların sayısını aşacak miktara ulaşmış camilerin, tarikatçı hareketlenişlerin de yardımıyla ülkeye sardırılmış ''muhafazakâr atmosfer'' in etkisinde kalmış bir şekli giyimden başka birşey değildir...

Aklını kullanan, düşünen ve aydın insanların bilinci sayesinde bunun ne menem bir aldatmaca ve dayatmaca olduğunu hepimiz biliyoruz...

Birde şu var; Öğretim üyesine mi inanacağız...

Kendini laik sanan dinci üniormanın altında ezilip kalan birinemi...

 

Saygılar...

Bu ne şiddet ne celal...o atfosferden etkilenme olsa olsa kör kütük televizyona hapsolmuş,her sunulanı gerçek sanan , dış kökenli oyunlara göre tasarlanmış kademe kademe uyutmaların etkileridir olsa olsa.. ben ben gibiyim arkadaşım.. ne ailem tutucu ne arkadaşlarım ne çevrem.. ben Kur'an a inandım, onda yazan bişeyi de aldım uyguladım.. varsa kapanmanın Kur'an da olmadığını ıspatlayacak ,ben bu başı açarım... bana ikide bir kapanma şeklinden de bahsetmeyin, ben kendime neyi yakıştırıyosam o.. bu ne ya.. ne inançlılarda yer kaldı ne inanmayanlarda.. nasıl bir ülke haline getirildik pes artık

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ha bi de unutmadan.. yarın öbür gün kliselerede dayanırsınız,yav rahibe kardeşler bu ne,örtü nerenizi örtüyor diye... her zaman siz mükemmelsiniz,siz aydınsınız,siz medenisiniz...

bastıra bastıra söylüyorum.. dinci giyimi diye bir tehdidi kabul etmiyorum.. tarikatçı diye,şeyhler cartlar curtlar peşindeki insanların tehlikesini kabul ediyorum.. olmayan tehlikeyi bırakın da şekilcilikten sıyrılıp,olan tehlikeye bakın.. bari siz yani siz okuyan araştıran kafalar,kendini şeriatçı sananlar gibi şekilci olmayın.. daha konuyu anlamadan dinlemeden bire kafir diye kestirip atanlar gibi olmayın... bunun adına yozluk deniyor.. bunun için illa din şart değil demek ki.. durum bunu gösteriyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doç. Dr. Şahin Filiz, Türkiye'yi bekleyen tehlikenin mahalle baskısı değil mikro faşizm olduğunu söyledi...

'Türban ulusal kimliğe tehdit'

 

bütün anketler bunun aksini söylüyor.

şahin filiz böyle düşünebilir ama Türkiye böyle düşünmüyor.

 

ulusal kimligi bilmem ama bu cografyanın insanını tehdit eden virüs 'ulusalcılık' maskesi ile dolaşıyor....

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ulusal kimligi bilmem ama bu cografyanın insanını tehdit eden virüs 'ulusalcılık' maskesi ile dolaşıyor....

 

Ulusalcılık gibi bir bilinci yok edip size göre Göbek kaşıyıp ya allah allah deyip tespih çekelim öylemi...

Ve ülkemizi akıl ve bilinçten uzak doğma zihniyeti kurtarır...

Öylemi...

:::::

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ulusalcılık gibi bir bilinci yok edip size göre Göbek kaşıyıp ya allah allah deyip tespih çekelim öylemi...

Ve ülkemizi akıl ve bilinçten uzak doğma zihniyeti kurtarır...

Öylemi...

:::::

sizin etrafınızda bunlardan çok olsa gerek.. şimdi daha anlaşılır neyi neden ne tepkiyle ,nasıl bir önyargıyla şekillendirdiğiniz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sizin etrafınızda bunlardan çok olsa gerek.. şimdi daha anlaşılır neyi neden ne tepkiyle ,nasıl bir önyargıyla şekillendirdiğiniz..

 

Ne önyargısı arkadaşım...

Tehlikenin boyutundan bahsediyoruz...

Türban denen şey (konu başlığında da bahsettim)...

Türk ulusunun ortaçağ katolisizmine ve ABD evangelizmine hapsedilme projesidir, Türk ulusal kimliğine ve bütünlüğüne yönelik bir tehdittir. Türban, artık toplumda bir iletişim ve referans aracı haline gelmiştir. Bu kıyafet türü, hak, hukuk, adil gelir gibi toplumsal sorunların daha da derinleşmesini gözlerden kaçıran bir araç olarak kullanılmaktadır...

Siz buna önyargı diyorsunuz değilmi....

Sinsi sinsi ve alıştıra alıştıra 21. yüzyıl Türkiyesini saçma bir şekile ve gereksiz, anlamsız bir örtünmenin içine sokuyorlar...

Ülkemizin başına bu bez parçasını geçirdiler, bez parçasını...

Sorunumuz oymuş gibi insanlarımızı çarşafa, türbana, burkaya sokmaya çalışıyorlar..

Bu mu din, bumu inanç, bu mu akıl, bu mu irfan, bu mu gelişme...

Eğer buysa...

Ben böyle bez parçasına umut bağlayan bir inanca asla inanmıyorum....

Aklım ve mantığım almıyor....

Üstelik dinin hiçbiryerinde böyle bir şekil yok...

Böyle bir kıyafet yok...

Bu arap özentisi ve arap kıyafetidir, arap..

Burası ATATÜRK TÜRKİYESİ...

Kılık kıyafet devrimi 1920 lerde yapıldı...

Bunları aşın aşın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım DİPNOT Türbana niye bu kadar çok takıyorsun aklım almıyor saygılar

 

İnancı Türban sananları da ben hiiiiiiiiiç anlamadım, anlayabileceğimi de sanmıyorum..

Çünkü yaratıcı böyle isteseydi mutlaka insanların kafasına türbana benzer birşeyle dünyaya getirirdi ve buna da gücü yeterdi diye düşünüyorum...

İnanç bu değil, olmaz, olamaz diyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnancı Türban sananları da ben hiiiiiiiiiç anlamadım, anlayabileceğimi de sanmıyorum..

Çünkü yaratıcı böyle isteseydi mutlaka insanların kafasına türbana benzer birşeyle dünyaya getirirdi ve buna da gücü yeterdi diye düşünüyorum...

İnanç bu değil, olmaz, olamaz diyorum..

İnanç türban değil elbet,ama sen bir bayanın saçını kapatması ve vücut hatlarını kapatmasındaki faydalı olabilirlik kavramını bir erkek olarak idrak edemiyorsan,benim yapacağım bişey yok...derdin ne anlamadım ki.. benim saçımı illa görsen ne görmesen ne, sinemi görsen ne görmesen ne,eğildiğimde kılçık dediğimiz kısmı görsen ne görmesen ne...

ben daha önce açık biriydim ama bir gerçektir ki hayatımda kapandığımdan beri yazın daha rahat çıkıyorum dışarı.. eskiden nefret edip kaçtığım güneş bunaltmıyor artık beni... bak sana bi fayda...

hafif dekolteyi kendime yakıştırdığım zamanlarda,medeniyetsiz diye algıladığım erkeklere suç bulmuyorum artık ... aç bak,açma bakma dünyası..

hadi hepsini geçelim ve medeni olanlardan örnekler verelim.. yazlık yerlerde ki turistlere bir dönelim... o kadar medeniler ki ,koltuk altlarında kıllar, üstsüz salına salına dolaşan bir kadının,bazı kabilelerde yaşayan kadınlardan daha çekici ne özelliği kalıyor gelde anla.. noldu yoksa daha mı değerli oluveriyorlar siz erkekler gözünde... anlamadım ki ne istiyorsunuz bi deyin bakalım... kapatmanın da açmanın da sınırları olmalı elbet,ama bu sınırlar inanılan bir dinin inanılan bir ayetine göre yapılıyorsa ,orada biraz durmayı bileceksin arkadaşım... ha bi bayanın namaz kılması,ha bi bayanın kapanması.. inanılan bir İlah ın inanılan bir emri ,inanmayanlara düşmez kısacası... senin öyle bir hakkın olamaz,benim inanmamandan ötürü sana farklı davranma ya da dışlama hakkımın olmayacağı gibi...ama sen beni açmaya kalkarsan,bende seni kapamaya kalkarım... işte bi türlü anlamadığınız ya da anlamak istemediğiniz noktalar.. hani ikili ilişkilerde de vardır... karşıdaki sizi kısıtladıkça,ister istemez sizde başlarsınız onu kısıtlamaya ve derken ilişki bırakır yerini hastalıklı sevgi sanılarına... uff ne desem olmuyor şu türban konusunda... o kadar empoze olmuşşunuz ki,Albert Einstein in lafı devede kulak kalıyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnanç türban değil elbet,ama sen bir bayanın saçını kapatması ve vücut hatlarını kapatmasındaki faydalı olabilirlik kavramını bir erkek olarak idrak edemiyorsan,benim yapacağım bişey yok...derdin ne anlamadım ki.. benim saçımı illa görsen ne görmesen ne, sinemi görsen ne görmesen ne,eğildiğimde kılçık dediğimiz kısmı görsen ne görmesen ne...

ben daha önce açık biriydim ama bir gerçektir ki hayatımda kapandığımdan beri yazın daha rahat çıkıyorum dışarı.. eskiden nefret edip kaçtığım güneş bunaltmıyor artık beni... bak sana bi fayda...

hafif dekolteyi kendime yakıştırdığım zamanlarda,medeniyetsiz diye algıladığım erkeklere suç bulmuyorum artık ... aç bak,açma bakma dünyası..

hadi hepsini geçelim ve medeni olanlardan örnekler verelim.. yazlık yerlerde ki turistlere bir dönelim... o kadar medeniler ki ,koltuk altlarında kıllar, üstsüz salına salına dolaşan bir kadının,bazı kabilelerde yaşayan kadınlardan daha çekici ne özelliği kalıyor gelde anla.. noldu yoksa daha mı değerli oluveriyorlar siz erkekler gözünde... anlamadım ki ne istiyorsunuz bi deyin bakalım... kapatmanın da açmanın da sınırları olmalı elbet,ama bu sınırlar inanılan bir dinin inanılan bir ayetine göre yapılıyorsa ,orada biraz durmayı bileceksin arkadaşım... ha bi bayanın namaz kılması,ha bi bayanın kapanması.. inanılan bir İlah ın inanılan bir emri ,inanmayanlara düşmez kısacası... senin öyle bir hakkın olamaz,benim inanmamandan ötürü sana farklı davranma ya da dışlama hakkımın olmayacağı gibi...ama sen beni açmaya kalkarsan,bende seni kapamaya kalkarım... işte bi türlü anlamadığınız ya da anlamak istemediğiniz noktalar.. hani ikili ilişkilerde de vardır... karşıdaki sizi kısıtladıkça,ister istemez sizde başlarsınız onu kısıtlamaya ve derken ilişki bırakır yerini hastalıklı sevgi sanılarına... uff ne desem olmuyor şu türban konusunda... o kadar empoze olmuşşunuz ki,Albert Einstein in lafı devede kulak kalıyor...

Cık cık cık cık, Yaratanın yarattığı Güneş'ten nefret etmenizi... hiç yakıştıramadım fft size. Yaratan'ın yarattığı başka nelerden nefret edersiniz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne önyargısı arkadaşım...

Tehlikenin boyutundan bahsediyoruz...

 

 

arkadaşım DİPNOT insanın başını örtmekle yada kapalı giyinmekle ne tehlikesi olabilir şunu da belirtiyim benim cocuklarımın başı acık ama kapatabilirler bunda ne sakınca var saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım DİPNOT insanın başını örtmekle yada kapalı giyinmekle ne tehlikesi olabilir şunu da belirtiyim benim cocuklarımın başı acık ama kapatabilirler bunda ne sakınca var saygılar

 

 

 

Dini yasamanin bir sonu yoktur, turbanla baslar, pesinden haremlik selamlik gelir. pesinden de carsaf gelir....

 

Aslinda Malezyadaki uygulamalar bizim icin cok somut bir ornek teskil etmeli, cok masum bir goruntu edinilmeye calisilan turban, erkek egemen toplumda, erkeklerin kadin ustune dini kullanarak kurduklari bir diktadir..... erkek baskisi ile kapanan kizlar ve kadinlar baslarini orterek ayni zamanda da beyinlerini ortuyolar ve bir sure sonra sahipleri gibi, yani kocalari veya babalari nasil dusunuyorsa o dogrultuda dusunceler uretiyorlar yani cellatlarindan yana oluyorlar......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ulusalcılık gibi bir bilinci yok edip size göre Göbek kaşıyıp ya allah allah deyip tespih çekelim öylemi...

Ve ülkemizi akıl ve bilinçten uzak doğma zihniyeti kurtarır...

Öylemi...

:::::

 

bu cografyada yaşayan biri, bırakın dinen bir tavır almayı, siyaseten tavır almalı ki ulusalcılıga, bu toprakların bir gelecegi olsun...

göbek kaşımak ya da tesbih çekmek vb. algılamalar, işini yapanların işini iyi becerdiginin kanıtı olsa gerek.

tabi ki inanarak söyleniyorsa...

 

Türkiye de ne yapılmalı sorusunu cevaplamak için, öncelik, bu zamana kadar Türkiye ye ne yapıldıgının ayırdına varmak gerekir.

Türk milletine gayri müslim hayat tarzını dayatanlar şunu çok iyi biliyorlar; bu hayat tarzının bu milleti çıkmaza soktugunu ve orada zelil bıraktıgını..

 

Bir milletin kendine has yürünecek yolu yoksa, o milletin varlıgı tartışmalıdır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk milletine gayri müslim hayat tarzını dayatanlar şunu çok iyi biliyorlar; bu hayat tarzının bu milleti çıkmaza soktugunu ve orada zelil bıraktıgını..

 

Bir milletin kendine has yürünecek yolu yoksa, o milletin varlıgı tartışmalıdır...

 

 

gayri muslim hayat tarzi ne demek ola......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu cografyada yaşayan biri, bırakın dinen bir tavır almayı, siyaseten tavır almalı ki ulusalcılıga, bu toprakların bir gelecegi olsun...

göbek kaşımak ya da tesbih çekmek vb. algılamalar, işini yapanların işini iyi becerdiginin kanıtı olsa gerek.

tabi ki inanarak söyleniyorsa...

 

Türkiye de ne yapılmalı sorusunu cevaplamak için, öncelik, bu zamana kadar Türkiye ye ne yapıldıgının ayırdına varmak gerekir.

Türk milletine gayri müslim hayat tarzını dayatanlar şunu çok iyi biliyorlar; bu hayat tarzının bu milleti çıkmaza soktugunu ve orada zelil bıraktıgını..

 

Bir milletin kendine has yürünecek yolu yoksa, o milletin varlıgı tartışmalıdır...

 

Evet ne demek bu gayri müslim hayat tarzı?

 

Bu milletin yürünecek yolu yoksa bunda sizin öne sürdüğünüz gibi bir hayat tarzı değil, beceriksiz politikacıların ve ************** kafa sallayan insanların suçu vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmacılara daha serinkanlı olmaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Burada öyle bir tartışma açılmış ki sanki insanların nasıl giyinip nasıl giyinmeyecekleri bizlerden soruluyormuş gibi bir hava uyanmış. Bu bağlamda tartışılırsa dindarlar haklı çıkar. Bence de pekala yazın güneş altında açık gezen birinden, bol ve kapalı giyinen daha akıllıdır. En ünlü tv spikerlerine bir bakın. Moda diye her yaz güneşte (hatta kışın da solaryumda) yanmaktan göğüsleri çil ile dolmuştur. Güneş ışınları cilt için son derece zararlıdır. Güneşte kalmak enayilikten başka bir şey değildir. Bu insanlar moda uğruna sağlıklarını tehlikeye attıkları gibi, güzelleşmek yerine ciltlerini bozuyorlar. Hiç bir faktör krem de güneş ışınlarını durduramaz. Böyle bir krem icat edilemedi. Ben şahsen insanlar ne zaman bu bronz ten çılgınlığından ayıkacaklar diye bekliyorum ve güzelliklerine kendi elleriyle kıyan insanlara hayret ediyorum. İşin aslını bilen bilimciler harıl harıl insanları bu çılgınlıktan kurtarmak için güneşe gerek kalmadan bronzlaştıran krem yapmaya çalışıyorlar. Başaran büyük bir hizmet etmiş olacak.

 

Bir durup düşünelim arkadaşlar, biz insanların nasıl giyinip nasıl giyinmeyeceklerini tartışamayız. Bu tartışılabilir bir konu değildir. Biz ancak üniversitelerde (ve sırayla diğer kamusal alanlarda) dini sembol kullanılabilir mi kullanılamaz mı onu tartışabiliriz. Yoksa tartışmayı genişletirsek "acaba caddeler sokaklar da kamusal alan değil midir?" anlamsızlığına gömülürüz ve bir daha da çıkamayız.

 

Başörtüsünü bir giyim tarzı olarak değil bir dini sembol olarak tartışmalıyız. Dini semboller de her yerde değil, belli yerlerde kullanılması sakıncalı şeylerdir. Dini sembolleri her yerden kaldırmaya kalkarsak camilerin de yıkılması gerekiyor. Sovyet tipi dinsiz rejim kurmak gerekiyor.

 

Şimdi bir an düşünelim: Herkes inancını yansıtan tüm sembollerle üniversitelere girebilir ve kamuda görev yapabilir desek... Biri kalksa kippasıyla, siyah cübbesiyle elinde Tevrat, sallana sallana geliyor, biri siyah çarşaflara bürünmüş, yüzü gözü görünmüyor, biri yeşil sarık, yeşil cüppe, biri tişörtüne kocaman siyah harflerle "Allah yoktur" yazmış, biri "Ulu Şeytan Efendimiz" yazmış. Ne olacak? Hiç öyle "Burası müslüman memleketi, burda öyle şeyler olmaz" demeyin. Evrensel düşünmek zorundasınız, bir... Üç kişi bile olsa baskı altına alıp engelleyemezsiniz iki...

 

Tam demokrasi ve dinlere tam özgürlük söyleminiz haklıysa, adamın biri çıkıp "Allah benimle konuştu, ben peygamber oldum. Dinimin şimdilik tek mensubu benim. Dinime göre kırmızı kukuleta ile okula gitmem gerekiyor" dese saygı göstermek zorundasınız.

 

İşin aslı şudur: Devlet yapısı hiç bir dini inanca göre düzenlenemez ve kamu hizmeti görülen birimlerinde dini sembollerin kullanımına izin veremez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşin aslı şudur: Devlet yapısı hiç bir dini inanca göre düzenlenemez ve kamu hizmeti görülen birimlerinde dini sembollerin kullanımına izin veremez...

 

 

Dogru fakat turban dayatmasi ve turbana ozgurluk nidalari, seri hukumlerin uygulanmasi icin atilmis on adimlardir....

 

Turban cok sert bir sekilde yasaklanmali ve hic musamaha gosterilmemesi gereken bir konudur.....

 

Demokrasi, demokratik haklar kullanilarak yok edilemez.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dini yasamanin bir sonu yoktur, turbanla baslar, pesinden haremlik selamlik gelir. pesinden de carsaf gelir....

 

 

arkadaşım tabiki dini yaşamanın sonu yoktur dini yaşamak gerek her başını örten dinini mi yaşıyor yani dinin geregini yerine getirmek o kadar kolaymı başı acık olunca dinini yaşamıyor mu o kadar çok insan var ki başı acık ama dininin geregini fevkalede yerine getiriyor

o kadar çok insan var ki başı kapalı olsa bile çok güzel şekil de dininin gereğini yapıyor aslında başı acıkmış kapapalıymış gibi düşünmemek lağzım insanın yüreğin de olsun saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet ne demek bu gayri müslim hayat tarzı?

 

Bu milletin yürünecek yolu yoksa bunda sizin öne sürdüğünüz gibi bir hayat tarzı değil, beceriksiz politikacıların ve ***********kafa sallayan insanların suçu vardır.

 

 

hem soruyorsunuz nedir diye, hemde cevabını içinde barındırır yargı cümlesi kuruyorsunuz.

neyi öne sürdük?

ben bu şekil bir münazaradan anlamam.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gayri muslim hayat tarzi ne demek ola......

 

nasıl ne demek oluyor?

 

müslim hayat tarzını bilmeyenler tabiki kıyas yapamazlar.

şimdilik bu kadar bir cevap yeter.

daha sonra geniş bir tanımlama yaparız.

öncelik şu olmalı, sadece bilginiz zihninizi yogurmasın, birazda zihniniz bilgiyi yogursun...,

içinde bulundugumuz dünya ve kavramları dogmatik olarak görür ve tarihin bittigi sanısına kendimizi kaptırırsak, alacagımız çok yol var demekdir.

bana ezberimde olan, yıllarca duydugum sloganımsı deyişleri anlatmayın yeter, benim masala ihtiyacım yok. benim duymadıgım sözlere ancak ihtiyacım var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nasıl ne demek oluyor?

 

müslim hayat tarzını bilmeyenler tabiki kıyas yapamazlar.

şimdilik bu kadar bir cevap yeter.

daha sonra geniş bir tanımlama yaparız.

öncelik şu olmalı, sadece bilginiz zihninizi yogurmasın, birazda zihniniz bilgiyi yogursun...,

içinde bulundugumuz dünya ve kavramları dogmatik olarak görür ve tarihin bittigi sanısına kendimizi kaptırırsak, alacagımız çok yol var demekdir.

bana ezberimde olan, yıllarca duydugum sloganımsı deyişleri anlatmayın yeter, benim masala ihtiyacım yok. benim duymadıgım sözlere ancak ihtiyacım var...

 

Din sadece vicdanlarda yasanmali ve sadece allahla insan arasinda kalmali, siyasete ve yasam tarzina mudahale ederse bunun adı dinci fasizm olur.....

 

Dogmalar, ozgur dusunceye vurulan birer prangadir, Demokratik bir devlet olmak, hukuk toplumu olmayı da gerektirir, hukuk toplumlarinda ise islami kurallarin bir gecerlliligi yoktur......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne önyargısı arkadaşım...

Tehlikenin boyutundan bahsediyoruz...

Türban denen şey (konu başlığında da bahsettim)...

...........................................

Bu mu din, bumu inanç, bu mu akıl, bu mu irfan, bu mu gelişme...

Eğer buysa...

Ben böyle bez parçasına umut bağlayan bir inanca asla inanmıyorum....

Aklım ve mantığım almıyor....

Üstelik dinin hiçbiryerinde böyle bir şekil yok...

Böyle bir kıyafet yok...

Bu arap özentisi ve arap kıyafetidir, arap..

Burası ATATÜRK TÜRKİYESİ...

Kılık kıyafet devrimi 1920 lerde yapıldı...

Bunları aşın aşın..

 

Size sonuna kadar katılıyorum. Bu insanları anlamak mümkün değil. Atatürk Türkiyesi,nde hala bunlar tartışılıyo yada tartıştırılıyor maalesef ve ne yazık hala savunucuları filan var işte

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.