Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

'Türban Müslüman örtüsü değildir'


Efendi Türkler

Önerilen İletiler

'Türban Müslüman örtüsü değildir' 25 Eylül 2007

 

4143475.jpg

ANKA

 

HYP Genel Başkanı ve eski İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, 22 Temmuz seçiminden sonra AKP döneminde Türkiye’nin adım adım “ılımlı İslam” devletine doğru kaydığı yorumları yapılırken, yine kamuoyunu şaşırtacak bir değerlendirme yaptı. Öztürk, Türkiye’nin “dinsizliğe” doğru gittiğini iddia etti.

 

 

Siyasi gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, “Kuran’ın anladığı manada bir dinden söz ediyorsak, Türkiye dinsizliğe doğru gidiyor” dedi. Öztürk, “Türkiye’yi taşıdıkları yer şirktir, din değil. Biz yıllarca buna karşı mücadele verdik. Ama şimdi Türkiye doğrudan doğruya müşrik zihniyete, şirk zihniyetine doğru gidiyor. Yelken açmış gidiyor hem de. Zaten Kuran’dan ve Hz Muhammed’den onay almayacak sahte bir dini, morfin gibi kullanıp Türkiye üzerinde her istediklerini yapıyorlar, hurafe dinini anestezi gibi kullanıyorlar” diye konuştu.

 

“TÜRBAN, ST PAUL’ÜN İNCİL’E SOKTUĞU KIYAFETTİR”

 

Prof. Dr. Öztürk, son yıllarda “türban” adı verilen ve değişik tarzda bağlanan örtünün ise Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını söyledi.

 

Öztürk, bunun St Paul’ün İncil’e soktuğu rahibe kıyafeti olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

 

“Türkiye’de iki büyük operasyon yapılıyor. Kuran dininin birinci vasfı anti emperyalizmdir. Atatürk de tarih önünde bu konuda en başarılı adamdır. Ama onun anti emperyalist yanını kınıyorlar. Türkiye kullanılarak İslam’ın, anti emperyalist ruhunu yok etmek istiyorlar. Her 50 metreye kurulan camilerde bu ruhu katlediyorlar. Bize, ‘İslam’ın diğer taraflarını bırakın, size bol cami yapmak, hanımların başını örtmek kafidir’ diyorlar. Hanımların başındaki örtü, rahibe kıyafetidir. Saint Paul’un İncil’e soktuğu kıyafettir. O bizim Müslüman insanın örtüsü değildir. ‘Cami ve bu örtü size din olarak yeter’ deniyor. Müslümanlara din diye başka bir şey bırakmadılar.”

 

“DARBELER İÇİN DUA EDİLECEK NOKTAYA GELİNEBİLİR”

 

Önümüzdeki döneme ilişkin karamsar bir tablo çizen Öztürk, Türkiye’nin “iyiye ve hayra” gittiğini düşünemediğini söyledi. Öztürk, türban, lokantada mescit, şehirlerarası otobüslerde namaz molası konuları tartışılırken, Türkiye’nin kaydettiği tek gelişmenin borçlarını artırmak olduğunu belirtti.

 

Öztürk, şunları söyledi:

 

“Türkiye örtülü bir şekilde sömürgeleştiriliyor. Hüzün duyarak söylüyorum ki, Türkiye’nin geleceğine ilişkin hiçbir irade Türkiye’yi yönetenlerin elinde değil. Türkiye büyük bir rüzgarın elinde, birilerinin istediği yöne doğru götürülüyor. Birileri en berbat şekilde yorumlayabilirler ama şunu söyleyebilirim: Benim en çok tedirgin olduğum şey, meselelerin siyasetle çözümlenemeyeceği bir noktaya sürüklenilmesi. Bu nokta ya felaket ya da kanlı kavgadır. Felaket nedir, Türkiye, dışardan istedikleri şekilde paramparça edilir. İkincisi, Türkiye iç kavgaya gider. Darbe olur deniyor, ama bana öyle geliyor ki, Türkiye darbeleri bile Allah tan niyaz edecek duruma gelebilir. Şimdi ‘darbe,darbe’ laflarıyla cambaza bak oyunu oynanıyor. Türkiye, darbelere bile el açıp dua edilecek bir noktaya sürükleniyor, Türkiye onu bile arayacak. Çok kaygılıyım bu noktada ben.”

 

“İKİ MİLLETLİ PARLAMENTO”

 

Öztürk, 22 Temmuz’da seçim yapılmadığını belirterek, “Bu, bir tsunami, nevi şahsına münhasır, bir nevi yarı işgal, bütün batılı güçlerin ortaklaşa belirledikleri hedefe 2-3 milyar dolar para harcayarak Türkiye’de halkın iradesinin bir yöne sevkedilmesidir. O sebeple biz bunu bir seçim saymıyoruz. Bunun ne menem bir şey olduğu, yıllar sonra anlaşılacak” dedi.

 

Seçim sonra tablo konusunda da kaygıları bulunduğunu ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:

 

“Türkiye, tarihinde ilk defa adeta iki milletli parlamentoya mecbur ve mahkum bir hale getirildi. Böyle bir manzara var. Şu anda parlamentonun en aktif unsuru, en azından göründüğü kadarıyla, bölücü temayüller taşıyan unsur. Parlamentonun ilk gündem yaptığı konulardan biri, parlamentoya yeni giren bu unsurun, terör başının yaşam şartlarının iyileştirilmesidir. Buna dikkat etmek lazım. Onun arkasından Türk ordusunu bölücülükle itham demeçlerini dinledik. Arkasından ‘PKK’ya terör örgütü demeyiz’ demecini dinledik. Öbür tarafta henüz anayasayı değiştirme çalışmaları dışında bir şey görmüyoruz.”

 

“DOKUNULMAZ ZIRHI KİRLENDİ”

 

Öztürk, bu parlamentodan bir “hayır” gelecekse, bunun bir numaralı göstergesinin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması olacağını söyledi.

 

Öztürk, “Eğer parlamento işe dokunulmazlıkları kaldırarak başlarsa, buradan bir hayır çıkacağını düşünebiliriz,aksi takdirde hiçbir hayır çıkmaz. Dokunulmazlık zırhının içi kirlendi, pislendi, bu zırhı kaldırıp atmak lazım” dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

müslüman kadınların şekil olarak tek tip bir örtüsü zaten yoktur.

kültür ve gelenekden kaynaklanan farklılıklar gayet dogal kabul görür.

 

müslüman örtüsü ne demek, siz önce buna bir cevap verin?

 

burada önemli olan, Allah'ın koymuş oldugu sınırlara riayet etmekdir, ölçüleri gözetmekdir.

her baş kapama Kur'an'ın hedefledigi olmayabilirde..

nasıl ki her namaz ruhu arındırmaya, kötülüklerden korumaya vb. vesile olmuyorsa.. ''veyl olsun o namaz kılanlara''vb....

 

bu dinin, İslamın ruhunu anlamadan hiç bir şeyi anlayamazsınız, kabukda gezinir durursunuz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

müslüman kadınların şekil olarak tek tip bir örtüsü zaten yoktur.

kültür ve gelenekden kaynaklanan farklılıklar gayet dogal kabul görür.

 

müslüman örtüsü ne demek, siz önce buna bir cevap verin?

 

burada önemli olan, Allah'ın koymuş oldugu sınırlara riayet etmekdir, ölçüleri gözetmekdir.

her baş kapama Kur'an'ın hedefledigi olmayabilirde..

nasıl ki her namaz ruhu arındırmaya, kötülüklerden korumaya vb. vesile olmuyorsa.. ''veyl olsun o namaz kılanlara''vb....

 

bu dinin, İslamın ruhunu anlamadan hiç bir şeyi anlayamazsınız, kabukda gezinir durursunuz...

 

İslam'ın ruhunda anlaşılmayacak ne var ki? İman ve itaat. İlk şart bu! Başka şartlar mı? Teferruat!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam'ın ruhunda anlaşılmayacak ne var ki? İman ve itaat. İlk şart bu! Başka şartlar mı? Teferruat!

 

evet, İslam'ın saf ruhuna ilk kapı bu tasdikle açılır..

 

''işittik ve itaat ettik''...

 

bu itaat, sonsuz kudret sahibi ve alemlerin ve içindekilerin Rab'bi olan Allah'a dır.

hiç bir kula kullugu kesin emirle/rle yasaklamışdır Kur'an...

bu iman çerçevesinde kul yansımalarını yansıtır dünyaya...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet, İslam'ın saf ruhuna ilk kapı bu tasdikle açılır..

 

''işittik ve itaat ettik''...

 

bu itaat, sonsuz kudret sahibi ve alemlerin ve içindekilerin Rab'bi olan Allah'a dır.

hiç bir kula kullugu kesin emirle/rle yasaklamışdır Kur'an...

bu iman çerçevesinde kul yansımalarını yansıtır dünyaya...

 

Hem de nasıl yansıtıyor!!! Bütün güzelliğiyle!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam'ın ruhunda anlaşılmayacak ne var ki? İman ve itaat. İlk şart bu! Başka şartlar mı? Teferruat!

 

teferruat dediğiniz şeyler insanın onurunu koruması adına olmazsa olmazlarıdır

 

bunlar insan ahlakını oluşturan yasaların tümüdür

 

ancak ahlaklı insan güzeldir

 

para, mal, mülk, süs bunlar mı önemli

 

Kur'an yazar, insan uyar ya da uymaz, bu Kur'an'ın yüceliğini etkilemez

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam'ın ruhunda anlaşılmayacak ne var ki? İman ve itaat. İlk şart bu! Başka şartlar mı? Teferruat!

 

ayrıca iman ve itaat doğruya ve güzele yapılır

 

Allah yanlışa itaaten kaçmamızı öğütler

 

doğruya itaat etmemek yanlışa kaçmak demek değilmidir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hem de nasıl yansıtıyor!!! Bütün güzelliğiyle!!!

 

parmaga degil işaret ettigi yere bakın.

iki yanlış bir dogru etmez.

kulluk Allah'a (cc) mahsustur.

Allah'a kul olmayan her şeye ama her şeye kuldur.

nefsine, önderine, hanımına, çocuguna, sevgilisine, mala, paraya, güce vb.vb...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Yasar Nuri Öztürk bu ülkenin yetistirmis oldugu nadir aydinlardan biridir,onun meslekdaslari arasinda büyük bir destek bulamamis olmasinin tek nedeni Islami Kurandan yasayin demesidir,taríkatlarin icyüzlerini ifsa ettigi icindir,diyanetin kimlere hizmet verdigini anlattigi icindir.Dogru söyleyeni yedi köyden kovarlar hesabi gibi Sn.Öztürk bu ülkede tarikatci,tekkeci,süleymanci,Fetulahci,Nurcu kim varsa onlarin saldirisina ugradi,neden,cünkü Islami Kurandan yasayin dedigi icin.

Onun bu yazisini,bir zamanlar Cem Uzana ******** eden,simdide Erdogana ******** eden,yerinden kovulmamak icin Atatürkcülere Laiklere ******** yagdiran ve yarin baska bir iktidar geldiginde yüzde binbesyüz ihtimalle o hükümete ******** edecek olan Engin Ardic okusun okusunda Türkiyenin gercek yüzünün ne oldugunu ögrensin,eger damarlarinda bir parca sevgi varsa Türkiye adina utanmasi ve meslegini birakmasi gerekir cünkü o meslege yakismiyor,o meslek serefli bir meslektir herkesinde harci degildir,hele Engin Ardic ve onun gibi gazetecilerin hic harci degildir,onlar ancak *************.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Yasar Nuri Öztürk bu ülkenin yetistirmis oldugu nadir aydinlardan biridirsaygilarla

 

 

Yaşar Nuri hoca'ya soramadıgımız eleştirimizi sayın politika siz cevaplarmısınız?

 

yaşar nuri hoca ne demek istiyor mesela?

 

 

 

müslüman kadınların şekil olarak tek tip bir örtüsü zaten yoktur.

kültür ve gelenekden kaynaklanan farklılıklar gayet dogal kabul görür.

 

müslüman örtüsü ne demek, siz önce buna bir cevap verin?

 

burada önemli olan, Allah'ın koymuş oldugu sınırlara riayet etmekdir, ölçüleri gözetmekdir.

her baş kapama Kur'an'ın hedefledigi olmayabilirde..

nasıl ki her namaz ruhu arındırmaya, kötülüklerden korumaya vb. vesile olmuyorsa.. ''veyl olsun o namaz kılanlara''vb....

 

bu dinin, İslamın ruhunu anlamadan hiç bir şeyi anlayamazsınız, kabukda gezinir durursunuz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben başörtüsüyle hiç alakası olmayan hatta düşmanca tutum sergileyen bayanların bi cenaze töreninde başlarını niye kapattıklarını anlamıyorum! ama tam kapatmıyolar illa ön tarafları açık oluyo niye acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşar hoca ''türban müslümanın örtüsü degildir diyor''

 

evet orjinal anlamıyla degil, ama gerçek türban, kavram bile bizim degil.

ben zaten bu kavramı kullanmam, başörtüsü derim.

 

ama hoca bu deyişle müslümanın örtüsü oldugunu kabul ediyor, sadece türban degildir diyor.

hoca müslümanın örtüsünün ne oldugunu da söylemelidir.

 

daha dogrusu tesettürün ne oldugunu söylemelidir.

İslamda şekil şartı zaten yoktur, bu yıllardır bilinen bir şeydir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu dinin, İslamın ruhunu anlamadan hiç bir şeyi anlayamazsınız, kabukda gezinir durursunuz...

 

 

İslamın ruhunu Anlayanlara ,birakmiyorlarki birazda onlar konussun.! simdiye kadar konusan siradan kisiler yüzünden bakin hangi degerler pesinde gezinip duruyoruz.! bir bakalim hangi kapilarda ,,Hacli kapilarinda.! sanki Aile boyu giedecek baska kapi bulamiyoruz.!!

 

bu manzaralarida anlamasak neyi anlayacagiz bende anlamadim ,,hangi kabuk.? neyin kabugu.,nerde geziniyor.

 

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamın ruhunu Anlayanlara ,birakmiyorlarki birazda onlar konussun.! simdiye kadar konusan siradan kisiler yüzünden bakin hangi degerler pesinde gezinip duruyoruz.! bir bakalim hangi kapilarda ,,Hacli kapilarinda.! sanki Aile boyu giedecek baska kapi bulamiyoruz.!!

 

bu manzaralarida anlamasak neyi anlayacagiz bende anlamadim ,,hangi kabuk.? neyin kabugu.,nerde geziniyor.

 

 

:shuriken: yamyam frankfurt

 

konuyu saptırmayalım.

yaşar hoca'nın söyledikleri üzerine bir şey söylemek istermisiniz.

 

zaten tam olarak ne demek istedigini de belli degil..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşar Nuri hoca türbanı İslam örtüsü olarak tanımlamıyorsa, kendisinin bir tanım getirmesi gerekirdi. Fakat getiremeyeceğini bildiği için üzerine basmıyor. Böyle bir tanım yoktur çünkü.

 

"Başörtülerini yakalarını üzerine indirsinler" tanımını öne süreceksiniz. Tamam, kadın alır şalını başını yarım örter, saçı görünür, uçlarını yakalarının üzerine indirir. Oldu sana İslami örtü! Kim itiraz edecek? Tanıma uyuyor. Yok eğer bu tanım yeterli değil, hadis, gelenek... derseniz iyice içinden çıkamazsınız. Peçe de var, burka da var, çarşaf da var, var oğlu var...

 

İşin özü, bu işler boş işler. Bu inatlaşmayı dayatmayıp üniversite kapılarında feryat figan provakasyon yapmasaydınız, böyle bir sorun olmayacaktı. İsteyen istediği gibi örtecek, ya da örtmeyecekti. Kimsenin de umurunda olmayacaktı. Doğrusu da buydu. Ama yok! Arkada senfoni orkestra korosu gibi bir kucak sakallı, sarıklı cüppeli tarikatçilerin desteğinde yüzünü gözünü sarmış kızlar üniversite kapısında eğitimi provoke etsin, feryat figan mazlum şovu yapsın, e ne bekliyordunuz ki? Bu sorunu siz dayattınız, amacınız rejimi zor durumda bırakıp bizi dünyaya lanse etmek, aynı Kürt sorununda oluğu gibi "haklar, özgürlükler..." dayatmalarını üzerimize çekmekti.

 

Bu iki kanaldan başarıyla gerginlik stratejisini yürütüyorsunuz, bravo size. Ama maşasınız, alet ediliyor ve kullanılıyorsunuz, tıpkı Şeyh Said gibi, tıpkı Menemenli meczup dervişler gibi, sadece kılığınızı biraz düzeltip ağzınıza yüzünüze çeki düzen verdiniz, baktınız bir kucak sakallı şeyhler mersedeslerle köşke davet edilince, havalanlarında ihram şov yapınca, Taksim'e cami yapacaz diye bir bardak suda fırtına koparınca olmuyor, daha taktik gidiyorsunuz. Bunu da Avrupalı akıl hocalarınız söylemiştir, kendiniz de akıl edemezdiniz...

 

Yakında bu akıl hocalarınız size yeni bir akıl verecek. İcat ettiğiniz Kürt sorunu ve başörtü sorununu birleştirip daha etkin kılmanızı isteyecekler. AKP Doğu'da oyları götürdü, şartlar olgunlaşıyor. Dini duygular da en güçlü oradadır. Çünkü aşiret yapısı var. Yeni bir Şeyh Said üretmenin yollarına bakacaklar. İşte buyrun iktidarın düştüğü komik duruma: Irak başbakanı ile anlaşma yapmaya çalışıp bir sıcak takibi kabul ettiremiyorlar. Adam Türkiye'yi düşürdüğü bu durumdan memnuniyetinden ağzı kulaklarında beyanat veriyor.

 

Efendiler, efendiler, bu işler böyle olmaz. Senin askerine kurşun sıkan haini kıstırıncaya kadar kovalarsın, sınır mınır dinlemezsin. Kimse de bu şanlı orduya gıkını çıkaramaz! Kim oluyormuş Maliki benim askerime kurşun sıkan haini izlemek için izin isteyeceğim? Yazıklar olsun! Bu millet Suriye sınırına askeri dayayıp hainlerin başını oradan çıkarttıran şanlı bir orduya sahiptir.

 

Bunlar geldiler kahraman askerimizin başına çuval geçirttiler. O askerler orayı darmadağın eder, yine o çuvalı giymezlerdi. Ama arkalarında dirayetli, adam gibi destek olacak. Beğenmediğiniz, renksiz dediğiniz Demirel'in cumhurbaşkanlığında bu asker ne İran sınırı dinledi, ne Irak. Terörün beli öyle kırılmıştı. Şimdi yine palazlandı. Tebrikler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşar Nuri hoca türbanı İslam örtüsü olarak tanımlamıyorsa, kendisinin bir tanım getirmesi gerekirdi. Fakat getiremeyeceğini bildiği için üzerine basmıyor. Böyle bir tanım yoktur çünkü.

 

"Başörtülerini yakalarını üzerine indirsinler" tanımını öne süreceksiniz. Tamam, kadın alır şalını başını yarım örter, saçı görünür, uçlarını yakalarının üzerine indirir. Oldu sana İslami örtü! Kim itiraz edecek? Tanıma uyuyor. Yok eğer bu tanım yeterli değil, hadis, gelenek... derseniz iyice içinden çıkamazsınız. Peçe de var, burka da var, çarşaf da var, var oğlu var...

 

sevgili kardeşim;

siz kafanıza göre konuşamazsınız.

bu dinin kaynagı var, her önüne gelen herşey hakında konuşsun ama bu din hakkında konuşacaksak, bu kaynaklardan ayrı olamaz.

maden iyi bildigini söylüyorsun ve kafana göre yorum yapıyorsun, bize NUR süresinin ilgili ayetini açılımlarmısın.

"Başörtülerini yakalarını üzerine indirsinler" diye geçen ayeti...

 

bakın herhangi bir müslümanın uygulaması olabilir, bu ayrı bişi, birde dini amelin yapılmasının maksadı bulunur.

Dinin ve yapılması gereken-istenen ibadetlerin ruhunu, varılmak istenen duragı yok sayarak öyle herkes kafasına estigi gibi konuşamaz.

kafalarındki Din tanımı meçhul kişilerin din adına ortalık yere çıkması bayagı garip kaçıyor.

bakın şu medyada din konusunu diline dolayan zevata, hiç birinin asgari ilmihal denilen bilgiden haberi dahi yoktur. bu defalarca kanıtlanmış bir olgudur. dünyada kendi dini hakkında bilgisi yok denecek seviyede olan medya bize aittir, ben buna eminim.

ama mubarekler her gün dini fetvalar yayınlamakdan da geri durmazlar, dini de kendi kaynaklarından degil, agızdan dolma duymuşlardır.

neyse...

 

İslamın tesettür bahsinde şekile takılıp kalmadıgını defalarca vurguladık.

bu yıllardır bilinen bir şeydir.

 

yaşar hoca her zamanki gibi işgüzarlık yapıp karnından konuşmuş ( ben karından konuşan adamı degil bilim adamı saymak adam ******) ( kendi gerçegini haykıramayan adam ******* demektir)

 

be adam türbanın kavram olarakda, şekil olarakda yeni mi farkına vardın müslümanlara ait olmadıgını.

tabiki müslümanların arasında sık bulunsaydın, bu türban kavramının kullanılmadıgını ve başörtüsü denildigini bilirdin.

iş güzar seni!!

müslümanlar bu kavramı kullanmaz, yani işin bilincinde olanlar, kullananlar ise bellidir.. yaşar hoca ya da demir efe hoca bize Kur'an'da ki ayetleri izah ederler.

:)

bekliyoruz, Nur 31 ayetini....

neyse..

 

 

 

evet arkadaşlar, kimse zorbalıkla gelenin hukukla gidecegi masalına inanmasın.

kimsede büyüklere masallar anlatmasın.

dogru oturup dogru konuşalım, zulüm ile abad olunmaz, adalet ise mülkün temelidir...

bu ülkeye eziyet eden, milletin degerleri ile ugraşanlardır, onlar bu milletin asli unsurları degildir.

 

selametler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

enes kardeşim, ben ne ayeti tefsir ettim, ne fetva kestim, ne din hakkında yorum yaptım. Sizin bazı standart tepkileriniz var, şablonunuza uyan bir durum yakaladınız mı, hemen o şablona uyan standart tepkiyi veriyorsunuz. Ben size "ayetin anlamı budur, buna göre hareket edin" demiş olsam, haklısınız. O zaman ne sıfatla dini yorum yaptığımı sorabilirsiniz. Ben zaten size, "ayete göre hareket etmeyin" diyorum. Bu bindörtyüz sene evvelki kuralların karmaşa getireceğini, herkesin kendi kafasından yorumlayacağını, bunların o zamanda kalmış olduğunu, bu zamanda geçerliliğinin olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

 

Kadın tutar benim söylediğim gibi örter de bunun Kur'anda emredilen örtü olduğunu iddia ederse ne yapabilirsiniz diyorum. Başını örter, "Kur'anda blucin giymeyin demiyor, hadisler de ne belli uydurma olmadığı" derse ne yapabilirsiniz diyorum. Din kurallarını uygulamak karmaşa ve tartışmadan başka bir şey getirmez diyorum. Din ancak baskıcı, kendi yorumunu dayatan bir düzen ile uygulanabilir diyorum. Demokrasi ile bağdaşması mümkün değildir diyorum. Ancak "Kur'anın yorumu budur, siz de böyle yorumlayacaksınız" tarzı baskıcı bir rejimin harcı olabilir diyorum.

 

Yani kısaca din ile yönetme devri kapanalı çok olmuştur, şimdi evrensel pozitif insanlık değerlerini kullansak diyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.