Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 uygulamaları aynen Demokrat partisinin uygulamaları ile örtüşüyor.... evet, biraz benzeşiyorlar. Menderes ne zaman ki Türkiye'yi 'raydan' çıkarma kararı aldı dananın kuyrugu koptu. zaten dananın kuyrugu hep bu gerekçe ile kopmuşdur. amerikan menfaatlerine ayarlı cunta devreye girerek sudan bahanelerle bir başbakan ve iki bakan astı. ''sizi buraya tıkayan güç böyle istiyor'' denerek sürdürülen 'yargılamalar' sonunda. ne zaman ki Türkiye'yi Türkler yönetmeye talip olsa, birileri dananın kuyrugunu türlü bahanelerle koparmak istiyor. Türkiye, Nato ile girdigi amerikan güdümlü siyaset etme tarzından ciddi anlamda dönüş sinyalleri veriyor. Ve bu, milletin menfaatine olabilecek bir durumdur, aksi istikametde herşey daha bir bozularak devam eder. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 AKP yi sahici anlamda eleştirecek ve onu gerektiginde 'yola' getirecek olan kesim, AKP dünya görüşü anlamında yakın olan kesimdir.emin olun gerisi boş konuşmakla aynı degerde... Ne demek yani kapitalistleri sadece kapitalistler mi eleştirecek? Bunu niye yapsınlar çıkarları uyuşuyorken? Başkalarının eleştirisi boş konuşmaktan öteye geçmez demek düşünce gücüne pek güvenemiyor olmak demek gibi geliyor bana. Bu ülkede aydınlık birçok insan var ve hepsi de akpyi ve politikalarını eleştirir bugün eleştirmek zorundadır. Akp eleştirisini akplilere bırakmak bananeciliktir ve sonu tehlikelidir. Bir ülkenin demokratik kazanımları kimsenin elinde değildir ve o kazanımların kaybedilmesi sözkonusu ise herkes birşeyler söylemek durumundadır. Demokrasi kimseye karşı kimsenin tekelinde değildir. Birileri yanlış birilerine karşı çıkıyor diye doğru olmak zorunda değildir. Onlar daha yanlış olabilirler. Bilmem anlatabildim mi? Bu durumda herkes için eleştiri hakkı doğar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2007 Ne demek yani kapitalistleri sadece kapitalistler mi eleştirecek? Bunu niye yapsınlar çıkarları uyuşuyorken? Başkalarının eleştirisi boş konuşmaktan öteye geçmez demek düşünce gücüne pek güvenemiyor olmak demek gibi geliyor bana. Bu ülkede aydınlık birçok insan var ve hepsi de akpyi ve politikalarını eleştirir bugün eleştirmek zorundadır. Akp eleştirisini akplilere bırakmak bananeciliktir ve sonu tehlikelidir.Bir ülkenin demokratik kazanımları kimsenin elinde değildir ve o kazanımların kaybedilmesi sözkonusu ise herkes birşeyler söylemek durumundadır. Demokrasi kimseye karşı kimsenin tekelinde değildir. Birileri yanlış birilerine karşı çıkıyor diye doğru olmak zorunda değildir. Onlar daha yanlış olabilirler. Bilmem anlatabildim mi? Bu durumda herkes için eleştiri hakkı doğar. akp yi eleştirme hakkı herkestedir ama sahici eleştiri gene akp'nin dünya görüşüne sahip ama ilkesel anlamda çekinceleri olan kesimden gelecekdir. bunu, bir kapitalistin diger bir kapitalisti eleştirmesi olarak düşünmeniz yazılanların ruhuna nufuz edemediginizi gösterir. kusura kalmayın. digerlerinin kapitalist medeniyete herhangi bir karşı duruşları yok, onlar kendi küçük dünyalarının derdinde. AKP de ya da bu kanaldan gelen birilerinde hiç olmazsa az bir miktar karşı olma anlamında birşeyler bulunabilir. yoksa, göbeginden baglı olanlardan ekmegini yedigi yere ihanet etmesini beklemek beyhude olurdu. belli bir şablona sıkışmış -laiklik vb.- eleştirileri ben çokda fazla ciddiye almıyorum. herkesi bu 'boş konuşma' işine dahil ediyor falanda degilim. genel anlamda konuşuyorum. aydınlık bir çok insan olabilir, bunu yadsımadım, ama bana fikirleri aydınlık olan lazım. herkes kendisini ve fikirlerini aydınlık olarak görebilir. mesela çok fazla ışıkda görmeye engel teşkil edebilir. ben albenili, kuşe kagıda sarılmış laflar etmeyi ama sonucunda sıfır elde var sıfır sunmayı gereksiz bir ugraş olarak görüyorum. ben Türkiye'nin gerçekleri dogrultusunda yargılar belirtmek isterim. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 22 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ağustos , 2007 akp yi eleştirme hakkı herkestedir ama sahici eleştiri gene akp'nin dünya görüşüne sahip ama ilkesel anlamda çekinceleri olan kesimden gelecekdir. bunu, bir kapitalistin diger bir kapitalisti eleştirmesi olarak düşünmeniz yazılanların ruhuna nufuz edemediginizi gösterir. kusura kalmayın.digerlerinin kapitalist medeniyete herhangi bir karşı duruşları yok, onlar kendi küçük dünyalarının derdinde. AKP de ya da bu kanaldan gelen birilerinde hiç olmazsa az bir miktar karşı olma anlamında birşeyler bulunabilir. yoksa, göbeginden baglı olanlardan ekmegini yedigi yere ihanet etmesini beklemek beyhude olurdu. belli bir şablona sıkışmış -laiklik vb.- eleştirileri ben çokda fazla ciddiye almıyorum. herkesi bu 'boş konuşma' işine dahil ediyor falanda degilim. genel anlamda konuşuyorum. aydınlık bir çok insan olabilir, bunu yadsımadım, ama bana fikirleri aydınlık olan lazım. herkes kendisini ve fikirlerini aydınlık olarak görebilir. mesela çok fazla ışıkda görmeye engel teşkil edebilir. ben albenili, kuşe kagıda sarılmış laflar etmeyi ama sonucunda sıfır elde var sıfır sunmayı gereksiz bir ugraş olarak görüyorum. ben Türkiye'nin gerçekleri dogrultusunda yargılar belirtmek isterim. Siz kendinizden baskasinin yazdigini zaten ciddi olarak kabul etmiyorsunuz olaki sizin görüsünüzde olan birisi disinda.Sizin begendigim tek yaniniz cekinmeden ve cok rahat bir sekilde hem Laikligi hem Atatürkcülügü hemde Cumhuriyeti gönlünüzce yerden yere vurma cesaretini bulabiliyorsunuz kendinizde,buda gösteriyorki fikir özgürlügü alaninda AKP baya bir yol katetmis ve insanlara ******.Laiklige karsi oldugunuzu ama bir türlü söylemiyor sadece Laiklikle ilgili birtakim detaylarla gecistiriyorsunuz aslinda karsi oldugunuzu söylemis olsaniz hem siz rahatliyacaksiniz hemde biz kiminle muhatap oldugumuzu daha bir anlayacagiz. ********************* saygilarla Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2007 Siz kendinizden baskasinin yazdigini zaten ciddi olarak kabul etmiyorsunuz olaki sizin görüsünüzde olan birisi disinda.Sizin begendigim tek yaniniz cekinmeden ve cok rahat bir sekilde hem Laikligi hem Atatürkcülügü hemde Cumhuriyeti gönlünüzce yerden yere vurma cesaretini bulabiliyorsunuz kendinizde,buda gösteriyorki fikir özgürlügü alaninda AKP baya bir yol katetmis ve insanlara ******.Laiklige karsi oldugunuzu ama bir türlü söylemiyor sadece Laiklikle ilgili birtakim detaylarla gecistiriyorsunuz aslinda karsi oldugunuzu söylemis olsaniz hem siz rahatliyacaksiniz hemde biz kiminle muhatap oldugumuzu daha bir anlayacagiz. ********************* saygilarla ben eminim sizin kadar kendi görüşüme ait insanları takip ediyor degilim. bu ülkede, kemalist düşüncede oldugunu söyleyenler kadar dogmatik kimse yokdur. çogu dogmatik düşünür. dindar insanlar bile bu kadar dogmatik olamaz. bunu samimi olarak yapanda var, işine öyle geldigi için yapan da, bu bahsi diger. benim neznimde ne laiklik, ne demokrasinin kimi uygulamaları, ne din adına kimi uygulamalar, ne cumhuriyet ne de Atatürk eleştirilmez degildir. ama Türkiye'deki 'laikci' anlayışa karşı oldugumu heralde söylemeye gerek yok. kabul edecegim ya da karşı olacagım herhangi bir şeyi sana sorma ihtiyacı duymuyorum. Allah'ın ayetleri degil ya, nihayetinde insan var işin içinde, kabul ederim etmem, bu kadar basit. bu ülkede her türden absürt düşünceler fikir diye savunuluryor ya, bırakın herkes istedigi gibi olsun. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2007 ...Secim meydanlarinda Abdullah Öcalani asip asmama tartismasi yapiliyor,basbakan MHP yi zor durumda birakmak icin hemde kendisini kurtarmak icin haykiriyor: *Teröristbasi yakalanip yargilandiginda siz koalisyon ortagi idinz,Onu nicin asmadiniz?(Acaba kendisi nicin asmiyor?) O basbakan ki Öcalandan bahsederken *Sayin Öcalan*demis ve sehitlerimizede*Kelle*diye söz etmistir.Gündemi bu ucuz yolla degistirmek kendi gaflarini unutturmaya oklari baska tarafa yöneltmeye calisiyor. .....Öcalanin yattigi yer Imrali cezaevi.Orasi dogrudan adalet bakanligina bagli.Adamin sadece korumasi askerler tarafindan yapiliyor.Müdürü,Infaz koruma memurlari,tamami sivil memur ve Adalet bakanligi personeli. Simdi bir adim öteye gidelim.Hükümlü Abdullah Öcalan'a bu AKP iktidari döneminde *demec verme*özgürlügü saglandi.Kendisini neredeyse her hafta avukatlari ziyaret ediyor.Bu ayricaligin hangi gerekceyle sagöandigi ise belli degil. Devam eden baska bir davasi yokhakkinda acilacak baska bir dava yok,o halde bu avukat ziyaretlerinin manasi nedir? Avukatlari ile saatlerce konusuyor,onlara demec veriyor,Avukatlar Imrali dönüsünde Öcalanin aciklalamalarini kendi medyalarina hemde abartarak anlatiyor.Sonra hem onlarin hem bizim televizyonlarda ve gazetelerde mansetler: -*Öcalan dediki..* -Abdullah Öcalan örgütünü Adalet bakanliginin sorumlulugunda olan Imrali cezaevinden yönetiyor..* Taktik veriyor,talimat veriyor,görüs bildiriyor...vee biz sehitler veriyoruz.Bu rezalet hepimizin gözleri önünde sürüp gidiyor. Kac kez,Bu adama yakinda basin toplantisi yapma izni verilirse<sakin sasmayin. ...Bu sahsa bu ayricalik nicin verildi? -Hükümet Türkiyede hicbir hükümlü ve tutukluya saglanmayan bu olanagi nicin sadece Öcalan'a sagladi? Bütün dügüm iste burada cünkü AB bu konuda bastiriyor,bizim hüküpmet AB den korktugu icin bu izinleri veriyor.Rezaleti görmezden geliyor,dikkat ediniz,simdi secim öncesindeyiz ve Öcalanla avukatlari konusturulmuyor.Yada konussalar bile verdigi emir ve talimatlat kamuoyuna bildirilmiyor ki AKP zor durumda kalipta secim fiyaskosu yasamasin. EMIN CÖLASAN Basbakan kimse<sehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmasin diyor,kimsenin siyaset filan yaptigi yok ama basbakan halkin hakli tepkisini bile siyaset olarak görmektedir. Bir basbakan Ankaranin göbegindeki sehit cenazesine neden katilmaz.Cünkü toplumdan alacagi tepkiyi cok iy bilmektedir. Biz tekrar soruyoruz;Sehitler tabutta basbakan nerede? bASBAKAN ACIKLAMALI: Basbakanin oglu Ahmet Burak Erdogan askere gitmemek icin cürük raporu almis.Bu raporlar askeri hastahaneler tarafindan verilir.Ancak yillardan beri bazi ceteler türemistir ve bunlar para karsiliginda sahte veya gercek cürük raporu verirler.Güvenlik gücleri birkac gün önce böyle bir ceteyi ortaya cikardilar. Bir basbakan oglunun böyle bir rapor almis olmasi cok önemlidir.Raporu ne zaman aldigini bilmiyoruz. Bu durumda Recep beye düsen görevoglunun raporuna iliskin bütün bilgi ve belgeleri kamuoyuna aciklamaktir. Gerekirse onu GATA'da yeniden heyete sokmak ve(eger sakincali ise rahatsizliginin gizlenmesi kosulu ile)askerligini yapamaz diye yeniden rapor alip bütün som agizlari susturmaktir. Oglunun gercek saglik sorunu olabilir,bu sorun askere gitmesinede engel olusturabilir.Bu durumda hepimize düsen görev ogluna ve aileye*Gecmis olsun *dileklerimizi iletmektir. Hergün sehit cenazelerinin kaldirildigi su ortamda Basbakan bu olaya mutlaka aciklik getirmeli aksi takdirdesonucuna katlanmayi göze almalidir. EMIN CÖLASAN 26 Agustos 2007 Sözcü gazetesi Basın üzerinde büyük bir sansür var, takır takır siteler kapattırılıyor, arap telekom işine gelmeyen siteyi herhangi bir bildirimde bile bulunmadan kapatıyor, sadece bir soytarıya soytarı dendiği için ateistforumun erişimi milyonlarca telekom kullanıcısına kapandı.... Aykırı yazılar yazan gazeteciler kovuluyor, sadece Emin Çölaşan değil aynı gün Kurtul Altuğ da işten kovuldu, zaten medyanın % 90 ı dolaylı veya dolaysız iktidarın elinde, uygulamaları aynen Demokrat partisinin uygulamaları ile örtüşüyor.... Sırayla, sıra diğer cumhuriyetçi yazarlara da gelecek............ Menderes döneminde kapisina kilit vurulmayan tek gazete son havadismis yani DP nin yalaka gazetesi.Menderesi ve DP yi elestiren kim varsa gazetesinin kapisina kilit ve yazarida iceri tikilirmis.AKP zaten geldiginde aynen sinlari söylemisti +Biz DP ve Özal'in izindeyiz+Bu demeci ben cok iyi hatirliyorum.Menderesin sucu neydi bunu DP uzantilari disinda herkes bilmektedir.bizi Amerikaya ilk satan Menderesti,askerlerimizi Amerikan cikarlari ugruna muhalefete bile danismadan Koreye gönderip binlerce askerimizin hic ugruna sehit olmasinin nedeni Menderesti.Anayasayi ihlal eden Mendweresti.Örtülü ödenekten sahsi ve ideolojik cikarlari icin para harcayan Menderesti.Muhalefeti konusturmayan Muhalefet hakkinda *Meclis tahkikat komisyonu*kurduran Menderesti.6-7Eylül olaylarini tertip ettirenler Fatin Rüstü ZOrlu ve Menderesti,Vatana ihanet o dönemde yasandi,Simdi bir parti biz onlarin izindeyiz diyorsa ki dogrudur bunun anlami gayet aciktir. saygilarla Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Eskiden gazetecileri yazdıkları ve söyledikleri yüzünden içeri atar ve işkence yaparlardı... Gazeteleride kapatırlardı... Günümüzün gelişmiş (!) Türkiye'sinde artık işinden ediyor ya da vatandaşlıktan çıkartmak istiyorlar... Ve gazeteleri baskı altında tutuyorlar... Muhalif televizyon kanallarına, muhalif gazetecilere ve gazetelere sansür uyguluyorlar... Aksi olursa maliyeyi peşine takıyorlar... Emin Çölaşan gibi adamlarla baş etmek zor... Onlar öyle şeyler yazarlar ve öyle şeyler söylerler ki makam sahiplerinin koltukları sallanır... Ve en nefret edilen adamlar arasına böyle gazetecileri koyarlar... Onları okumak birilerinin asap seviyesini yükseltir üstelik belgeleri ile açıkladıkları halde gerçekleri örtmek adına yazarın adını ya "deli" ye çıkartırlar, ya da "bölücü"ye... Kimse ilgilenmez doğrularla, işine gelene itibar etmek gelenek olmuş... 2007 yılında 21. YY'da böyle şeyler görmek insanı hem çok üzüyor hem çok utandırıyor... Aydınlanma farklı sesleri susturmakla gelmeyecek, o farklı sesler seçilmişlerin gölgesi olmadıkça, siyaset arenası kandırmacaya son hızla devam edecek... Bir adam yalan, yanlış yazıyor ya da konuşuyor olabilir, bu yanlış teksip edilebilir ama bir adam doğru yazıyor ve konuşuyorsa bunu tekzip edemediklerinde ortadan kaldırmak yapılacak en kolay iştir... Katledilmiş aydınlarına bile sahip çıkamamış bir millet işinden edilmiş bir yazara sahip çıkmaz... Ve sustukça sıra diğerlerine de gelecek... Vay benim güzel ülkem bu kadar gelişmeyi kaldıramadın sen... Alıntı
Φ Su DaMLaSı Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Konunun bu kadar uzamasına şaşkınım. Emin Çölaşan... İşinden alıkonulmasıyla -plastik- kahraman haline getirilen bu vatandaşın ettiği, savunduğu ve karşı çıktığı nedir? Alıkonulduğu şey nedir? Yazmaktan mı? Konuşmaktan mı? Koltuktan mı? Emin Çölaşan, bu alıkonulmayla ekmeğine sürülen yağı yerken biz de bir bakalım, Emin bey neye karşı mücadele vermiş, şimdi onun adına mücadele edenler neyin derdini güdüyorlar... AKP'ye muhalifliğini "devlet"in sırtını kaşımaktan yana koyan bu adama üzülenlere üzülüyorum. Hürriyetten işçiler kovulurken, neye ne için muhalif olduğu belli olmayan Emin bey yayıldığı koltuğunda ne kadar tınladı? Kalemi ne kadar oynadı bu duruma itiraz için? Peki şimdi kendisine aynısı yapıldığında neden bu kadar yüceltiliyor? Şöhretinin dayanılmaz cazibesi mi; yoksa sanal bi kahraman üretip kendi ideolojilerinizi cilalamak için mi? Evet koltuk yalakası bi yazarın mekân değiştirmesi beni üzmüyor. Bu üzüntü kılıfı çok ince kalmış arkadaşlar. ... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 İşte bizi gelişmişliğin bağrına getirip bıraktıkları yer burası... Bir insanın düşüncesinden yazılarından sözlerinden rahatsız olanlar o insanın ekmeğinden olmasından haz duyarlar... O insanın işinden olması aç kalması demek olmayacak ama Türkiye Cumhuriyeti'nde düşüncenin ve muhalefetin sansüre uğratılması Türkiye'nin ayıbı olarak kalacak... Hoşumuza gitmeyen her sesi susturduğumuzda tek tip bir modelden başka ne geçecek elinize? Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 KAPİTALİSTLER belli oluyor, yazılarından kendilerini ele veriyorlar. tek tek deşifre ediceğim isimlerinizi Alıntı
Φ Su DaMLaSı Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2007 İşte bizi gelişmişliğin bağrına getirip bıraktıkları yer burası... Bir insanın düşüncesinden yazılarından sözlerinden rahatsız olanlar o insanın ekmeğinden olmasından haz duyarlar... O insanın işinden olması aç kalması demek olmayacak ama Türkiye Cumhuriyeti'nde düşüncenin ve muhalefetin sansüre uğratılması Türkiye'nin ayıbı olarak kalacak... Hoşumuza gitmeyen her sesi susturduğumuzda tek tip bir modelden başka ne geçecek elinize? Bir insanın düşünceleri ve yazılarından rahatsız olmak değil mesele. Yazdıklarıma iyi bakmış olsaydınız ben dürüst bir duruş yoksunluğundan bahsediyordum. Kaldı ki Emin Çölaşan susmadı. Susmaz da, bunu siz isteseniz de yapmaz. Dürüst olmayan, ajanlığı bile yüzüne gözüne bulaştıran birilerinin yer değiştirmelerinden dolayı onların kahramanlaştırılmalarına tepki göstermek, birilerinin susturulmasına destek olmakla aynı şey değildir. Emin Çölaşan popüler bi kanalda 24 saat canlı yayın sahibi de olsa benim için fark etmiyor. Kahramanlaştırmayın kafi. Orhan Pamuk ve Hrant Dink neden, zamanında bu kadar kahramanlaştırılmadı? Onlar çok daha ağır şartlarla mücadele etmek durumunda kalmamışlar mıydı? Şimdi ne oldu da yazarın birinin güya susturulmasına bu kadar tepki veriyorsunuz? Asıl taraflılık bu değil mi? vs vs vs sorular uzar gider... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 Özgür basın ne demek? Kısaca bir örnekle anlatmak istiyorum; Solcu, Marks'ın arkadaşı gazeteci Swinton, 1880'lerde New York Times'ta yazıyor. Gazete bir yahudi tarafından satın alındıktan sonra düzenlenen toplantıda, davetli gazeteciler basının onuruna kadeh kaldırmak üzere kürsüye çağırıyorlar onu. Swinton elindeki kadehiyle kürsüye çıkıyor. Çıt yok... Ve tarihi cümleler dökülüyor bir bir ağzından. "Dünya tarihinin şu anına dek, Amerika'da "Özgür bağımsız basın" diye birşey olmamıştır. Bunu siz de biliyorsunuz biz de..." diye başlıyor sözlerine; "Hiçbiriniz düşündüklerinizi olduğu gibi yazmaya cesaret edemezsiniz. Bunu yapmaya kalktığınızda yazdıklarınızın önceden basılmayacağını bilirsiniz çünki. Çalıştığım gazete bana düşüncelerimi özgürce yazmam için değil, tersine yazmamam için haftalık bir ücret ödüyorlar. İçinizde benzer biçimde benzer ücret alan başkaları da vardır. Düşüncelerini açıkça yazacak kadar ***** olan herhangi biri, sokakta başka bir iş arıyor olacaktır. Gazetemin herhangi bir sayısında düşüncelerimi apaçık yazmaya izin verseydim, 24 saat dolmadan işimden atılırdım. Gazetecilerin işi; gerçeği yok etmek, düpedüz yalan söylemek, saptırmak, kötülemek, server sahiplerine dalkavukluk etmek, kendi gündelik ekmeği uğruna yurdunu ve soyunu satmaktır. Bunu siz de biliyorsunuz, ben de.. Öyleyse şimdi burada "bağımsız özgür basının" (!) "şerefine" (!) kadeh kaldırmak saçmalığı da nereden çıktı? Bizler, sahnenin arkasındaki zengin adamların oyuncakları, kullarıyız. Bizler ipleri çekilince zıplayan oyuncak kuklalarız. Onlar ipleri çekiyorlar ve biz dans ediyoruz. Yeteneklerimiz, olanaklarımız ve yaşamlarımız, hepsi başkalarının malı. Bizler entellektüel *********. Not: Swinton toplantıyı şaşkın bakışlar arasında terk etti. Gazeteden istifa etti ve kimseden para almaksızın 'John Swinton's paper diye tek yapraklı bir "gazete" çıkartmaya başladı. kaynak: Cengiz Özakıncı'nın 2004 'Özel Basım'ı 'Neveser' isimli kitabı Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 Sayin Efendi Türkler'in de ifade etttigi gibi özgür basin diye birsey yoktur,bugün eger Türk basininda bazi kalemler var ise ve bunlar bizm görüsümüze göre demokrat iseler, örnegin AKP ye karsi yazilar yaziyorlarsa bunlar tolere edilen yazarlardir,amac okuyucu oldugu icin AKP yi sevmeyen okuruda kazanmasi gerekir gazete sahibinin.Iste tolere edilmek budur.Emin Cölasan artik fazla ileri gittigi ve gazete sahibinin veya genel yayin müdüdrünün güttügü siyasete ters düstügü icin tolere edilenler sinifindan cikarildi.Aynen Cevizoglu programi gibi.Sayin Hulki Cevizoglu na zamanki bazi kesimlerin perdesini aralamaya basladiki artik tolere edilemez bir duruma geldi ve bildiginiz gibi CEVIZ KABUGU gibi bir programa hemen hicbir kanal yer vermemeye basladi.Bu programin kalitesizliginden degil,bazi kesimlere dokunulmaya baslamasindandi.Bir gazeteyi analiz etmek istiyorsaniz önce onun gecmisine ve birde simdiki sahibine bakilmasi hangi ideolojiyi benimsedigi önemlidir.Türkiye karsitlarinin gazeteleri,Türk ulusunun karsitlarinin gazeteleri,dinci gazeteler,Cumhuriyetci yani Atatürk'cü(Simdilik yok)gazeteler,AB-ABD yandasi gazeteler,Ermeni Rum Yahudi lobiciligini üstlenmis gazeteler diye gazeteleri niteledigimizde bu gazetelerin özgür olmalarinin zaten mümkün olamiyacagida gün gibi ortaya cikar.Bir yanlisliga sirf kendi ideolojisine ters düstügü icin ses cikarmayan veya o yanlisligi savunan bir gazeteci bence gazeteci olabilme etigine sahip degildir.Gazetecinin mecburdum deme lüksü olamaz. saygilarla Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2008 Türkiye'de basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve iş güvencesi yok. Patronların gazete çıkardığı bir ülkede hükümet ve medya ilişkilerinin önüne geçilmez. Sonuçta böyle manzaralar hep olacak. Bu ülke özgürlükler ve adalet ülkesi değil. Demokrasiyse başkalarına işliyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.