Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

TANİA HAYDE

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

TANİA HAYDE tarafından postalanan herşey

  1. TANİA HAYDE şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    vergi ve birçok düzenleme egemen sınıfın taleplerini karşılar biçimde ele alınmakta ve toplumun büyük bir kesimi tarafından da sürekli tepki ile karşılanmakta. Azınlık, ancak egemen durumdaki tekelci sermayedarlar vergi uygulamalarını sürekli kendi lehlerine çevirmek konusunda baskı oluşturmakta. Bu baskılar sonucunda, teşvik, istisna ve indirim gibi büyük vergisel avantajlar elde etmektedirler. Buradan oluşan açıkların kapanması da, emekçilerin ve düşük gelir gruplarının sırtına yüklenmekte. Bu nedenle, emekçilerin üç kuruşluk vergi iadesine bile göz dikilmekte. Çeşitli laf ebelikleri ile emekçilerin lehine bir değişiklik yapılıyormuş gibi,artık emekliler fiş toplama eziyetinden kurtulacak türünden cambazlıkla hedef saptırılmaktadır.Tayyip Erdoğan’ın müjde olarak sarf ettiği bu sözlerin kendi içinde bir suç teşkil ettiği de ayrı bir konudur. Harcamalarının karşılığında belge almamanın Vergi Usul Kanunu’na göre suç teşkil ettiğini bilmiyor mu acaba. Hem 2004 yılını kayıt dışı ile mücadele yılı ilan edeceksin, sonra kayıt dışılığı körükleyen bir uygulamayı teşvik edeceksin. Bu ne yaman çelişki? Emeklileri açlık sınırında ücretlere mahkum edeceksin ve bankalardaki maaş kuyruklarındaki eziyetini görmeyeceksin, ancak fiş almayı eziyet olarak değerlendireceksin. Buna kargalar bile güler. Burada bir hinlik olduğu açıktır. Yapılmak istenen emeklilerin vergi iadesinden bir miktar kırpmak ve giderek bu uygulamaya son vermektir. Mevcut uygulama ile emeklilere yıl içinde üçer aylık dönemler halinde yüzde 4 oranında vergi iadesine mahsuben avans verilmekte. Yıl sonunda matraha göre beyan ettikleri belgelerin yüzde 5’i vergi iadesi olarak hesaplanmakta yıl içinde ödenen yüzde 4’lük tutar düşüldükten sonra yüzde 1 daha ödenmekte. Yeni uygulama ise, toplam yüzde 4 oranında maaşlara ilave edilecek ve emeklilerden belge alınmayacaktır. Dolayısı ile emeklilerin yüzde 1’lik bir kaybı olacaktır. Ayrıca emekli maaşlarına artış yapılmadığı için bu yüzde 4’lük vergi iadesini de maaşlara zam yaptık şeklinde yutturmaya çalışacaklar. Bir taşla iki kuş vurmak bu olsa gerek. Fiş almanın eziyet olmadığını bunun bir görev olduğunu birilerinin bu zat-ı muhtereme bildirmesi gerekir. Asıl eziyet, emeklileri açlık sınırının altında ücretlere mahkum etmektir. Maaş kuyruklarında çile çekmelerine neden olan sebepleri yaratmaktır. Ayrıca vergi iadesi uygulamasında bu biçimiyle ısrar etmek eziyet vermektedir… Vergi iadesini kaldırmak bir yana, aksine her türlü harcamayı kapsama alarak genişletmek gerekir. Gerek ücretlilerde, gerekse emeklilerdeki vergi iadesi uygulamasına konu olacak belgelere sınırlama getirilmesi nedeni ile esas olarak harcadığı birçok ürünün belgesi geçerli olmayınca, bu açığı telafi edecek bir başka belge arayışına girmek tam bir eziyete dönüştüğü doğrudur. Ama bunun çözümü bu uygulamayı kaldırma olmamalıdır.
  2. Adalet Bakanı televizyonda 301 madde ile ilgili sokaktaki vatandaşları değil entelektüelleri (aydınları) ilgilendiren bir sorundur demiş. TCK’nın 301’inci maddesi Türklüğü, Cumhuriyeti, TBMM’yi, hükümeti, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayanların cezalandırılmasına ilişkin düzenlemedir. aydın hali. vatandaş hali bilinmez ama, Bakan bu sözü etmiş. bakanımız ne demek istiyor böyle demekle 301. madde aydınlara mahsustur, vatandaşa uygulanmaz. Aydın olmayın, vatandaş kalın 301 size dokunmasın. Türklük, Cumhuriyet, TBMM vb. cahil vatandaşa karşı değil, aydın yurttaşa karşı korunmuştur. Aydın olmayan vatandaş Türklük, Cumhuriyet, TBMM, hükümet, askeri ve emniyet güçleri hakkında alenen fikir beyan etmez ki korunan bu değerleri alenen aşağılayabilsin. Sıradan vatandaşların Türklük, Cumhuriyet, TBMM, hükümet, askeri ve emniyet güçleri hakkında sağlam, doğruluğundan kuşku duymadıkları, edindirilmiş inançları vardır, aydınların tersine vatandaşlar inançlarını sorgulamazlar, sorgulamadıkları için 301 inci maddes kapsamında sorgulanamazlar. Sıradan vatandaş teba gibidir, bu değerleri eleştirmeyi aklından geçirmez ki eleştirinin dozunu kaçırıp alenen aşağılasın! Vatandaşın alenen ne dediğini savcı nereden bilsin? Aydın dediğin yazar, çizer, konuşur, (sonuçta kaşınır) alenen ne dediğini savcı bilir. Vatandaş söz dinler, yapma dedin mi yapmaz, aydının ağzı torba değil, büzemezsin. Vatandaş hakkında dava açıldı mı sürünür, çoluk çocuk perişan olur,aydın davadan, ceza almaktan hoşlanır, kendini kahraman hisseder, meşhur olduğunu sanır, ‘ne kadar çok mahkeme, o kadar çok şöhret’ der. Aydın 301’i çok sever, onsuz edemez, kaldırın bu maddeyi, aydın kendini düşünceleri elinden alınmış, çıplak bırakılmış hisseder, mutsuz olur. Vatandaş için aynı şeyi söyleyebilir misiniz? 301 olmasa aydın aydın olduğunu nasıl kanıtlayacak ki? Vatandaşın vatandaş olduğunu kanıtlaması gerekmez, bu nedenledir ki ona 301 de gerekmez. Bakan hukukçu, üstelik avukatlığı var.
  3. bu tür olaylarda dua etmek yetmiyo Salgın olmasa da ülkemiz ve dünyamız ciddi bir enfeksiyon tehlikesiyle yüz yüze, bunu görmek lazım. Bazı gecikme ve ihmaller söz konusu .Geçen salgın dönemind madem ki bu göçmen kuşların geçiş yolları üzerinde bir ülkedir burası, kanatlı kümes hayvanlarının açıkta yetiştirilmesine son vermek lazım. Gerekirse bütün serbest yetiştirilen kümes hayvanlarının toplatılması ve yok edilmesi önlemi önerilmişti ama bu yapılamadı. İkinci önemli ihmal, av yasağı konusundaki sınırlı tedbir. Bu iki önlem alınmadığı takdirde toplu bir karantina önlemi almak mümkün değil. peki ya milyonlarca ilaç gerekirse ne olacak.Geçmişte Türkiye’nin kendi aşısını üretiyordu.Buna geri dönmek gerekiyor. Özelleştirilmiş sağlık sistemi koruyucu önlem alınmasına imkan vermiyor. Bugün ülkede kuş gribi için milyonlarca kişiye ilaç bulunması gerekirse, bunun özel girişim üzerinden sağlanması mümkün değil. Türkiye’nin bütçesi bunu kaldıramaz. İlaç gibi kiritik durumlarda kamu yararının dikkate alınması gerekir. Bakanın otomobilin geçtiği yollar dezenfekte edilebiliyor. O zaman kurbanlık hayvanlar neden dezenfekte edilmesin?bu da bi tehlike çünkü. Çok bulaşıcı ve vahşi bir virüs. Ancak batıdaki olay ile doğudaki farklı. Doğudaki olay niye ciddi boyutlara doğru gidiyor? Çünkü virüs sıfır derecede 1 ay kalıyor. Virüsün birkaç ay kalma olasılığı var, çünkü sıfır derecenin de altında o bölgeler. Şu anda doğuda virüs yayılıyor. Ulusal hazırlık programları lazım, hem hayvanlardaki hastalığı, hem de insanlardakini kontrol etmek için. Bunun için erken uyarı, erken tanı sistemleri gerekiyor. Temasın engellenmesi gerekiyor. Halkımızı, çocuklarımızı korumamız lazım. Kanatlı hayvanların toplu yok edilmesinin yanında kedi, köpek, sığır, koyun gibi diğer hayvanların da hareketlerinin sınırlandırılması lazım. Tavuk gübrelerinin zirai amaçla kullanılmaması gerekli. İnsanlar hayvansal artıklarla haşır neşir olmamalı.
  4. TANİA HAYDE şurada cevap verdi: SaNTo başlık Sağlık (Genel)
    yaa alam turkam sen şimdi ciddi bıraktınmı bu sigrayı helal olsun bee sana
  5. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Televizyon ve Radyo
    ahanda diyon ama o kim beee
  6. uyumaya gideyim ben artık sabah olmuş yaa all alla zaman su misali akıp geçiyor işte anladınnn
  7. hadi hayırlısı ben sanki bööle yazılar yazan birine benzetir oldum seni iyimi dur bakalım ama alaturkanın dediği gibi özlemişiz valla
  8. Herhangi bir dernek, dernekler kanununa uygun olarak kurulur ve devletin ilgili birimlerince denetlenir. Derneklerin dokunulmazlıkları bulunmamaktadır. Görüşlerine katılırsınız veya katılmazsınız, yasalara uygun bir şekilde bir dernek kurulmuş. Bu derneğin adı Tutuklu Yakınları Dayanışma Derneği. Yani TAYAD. Ne TAYAD’lı bir yakınım var, ne de tutuklu bir akrabam var. Bu yasal derneğin üyeleri devletin sınırları içerisinde bir ilde kaybettikleri yakınlarını anmak için bir etkinlik düzenliyorlar. Bu etkinlik eğer yasalara uygun değilse, devletin ilgili kurumları ve maaşlı görevlileri görevlerini yaparlar. Çünkü polis, jandarma, mahkemeler ve yasalar bu amaçla varlar. Eğer bu derneğin üyelerinin bu etkinliği yasalara uygun ise, kimsenin bir diyeceği olamaz. Ama bir bakıyorsunuz, polis, jandarma, savcı, mahkeme ortada yok, bir grup “duyarlı yurttaş” bu derneğin üyelerine tam dört kez linç girişiminde bulunuyorlar. Bu yetmiyor, iktidar partisinin milletvekili ve belediye başkanı bu linç olayını hararetli bir şekilde savunarak resmen suç işlemektedirler. Ülkede görünüşe göre kanunlar, kanunları koruyan ve uygulayan bütün kurumlar var. Çünkü devlet var. Devlet var, ama sanki yazılı hukuk uygulamada fiilen yok. Fiiliyatta ne var? “Linç hukuku” var. Örneğin birine veya birilerine gıcık oldunuz. Hemen 500 ila bin kişi toplayabilirseniz “linç hukuku”nu uygulamaya sokabilirsiniz. Aslında bu linç olayları ülkenin pazarlanmasını perdeleme olayından öte bir şey değildir. Ama dikkat etmek lazım. Bu linç hukukunun ne zaman kime çarpacağı belli olmaz. Bakarsınız linç girişiminde bulunan aynı “duyarlı yurttaşlar” uykularından uyanıverirler ve bu sefer dokunulmazlık zırhına bürünüp ülkeyi pazarlayanları da araya çekip “yer misin, yemez misin!” diyebilirler. TAYAD lıların söylemi ''F tipi Ceza evlerinde baskı ve işkencelerin ve tecritin olmadığı günler'' dilemek başka bişey istedikleri yokki!!!
  9. İnsan kendini, doğadaki en akıllı ve en gelişmiş varlık olarak tanımlamıştır. Doğada, doğanın kurallarına göre yaşayan öteki canlılara da vahşi diyor. Oysa insanın, doğanın kurallarına göre yaşayan yabanıl ya da evcil hayvanlardan öğreneceği çok şey var. Bunlardan ilki; hiçbir hayvan aç kalmadıkça ya da herhangi bir tehlikeyle karşılaşmadıkça saldırmaz, yani kan dökmez. İkincisi; kendi türünü öldürmez. Üçüncüsü; yavrunun güvenliği ve sağlığı çok önemlidir. Benzer bir davranış, alakargalarda da görülür. Alakargaların düşmanları yılanlardır. Yuvaya bir yılanın yaklaştığını gören bütün alakargalar oraya toplanır; yuvanın çevresinde uçarak, bağırarak, hatta saldırarak yılanı yuvadan uzaklaştırırlar. doğada yaşayan canlı türleri içindeki en acımasız, en kıyıcı olanı insan. Henüz insan olamamış insan. İnsanın kıyıcılığı konusunda, insanlık tarihinde sayısız örnek var. İktidar için kardeşini boğduran padişahlar, krallar; kendisi gibi düşünmeyenleri işkence ederek, yakarak öldüren din çevreleri; Hallac-ı Mansur’un, Giordano Bruno’nun ölümleri… İsa’nın çarmıha gerilmesi, kilisenin baskı gücü engizisyonun işkenceleri; İslamiyet’in kuruluşu sırasındaki savaşlarda yaşananlar; mezhep çatışmaları vs. vs. Hangi birini yazmalı? Daha 1993’te yaşamadık mı Sivas katliamını? İnsan, doğaya egemen oldukça yaşama saygısını yitirdi; yaşadığımız dünyadaki öteki canlıların yaşam haklarını -bitki, hayvan, insan- ortadan kaldırmak için kendinde hak görmeye başladı. Kendi deyimiyle, geliştikçe daha gelişmiş silahlar yapmaya başladı. Böylece, daha çok sayıda insan öldürme olanağına sahip oldu. İnsan olmayan insan, gözünü kırpmadan kendi türünü, yani bir başka insanı ve daha da acısı çocukları öldürüyor. Örnek mi? İsrail saldırıları altında yaşamaya çalışan Filistinli çocuklar, “kurtlar arasında çıplak” ve hiç yaşamadan ölüp gidiyorlar bu dünyadan. ABD’nin bombaladığı Irak kentlerinde ölen çocuklarınsa hesabını tutan yok. insan olabilmek için, insanca yaşayabilmek için zorlu, örgütlü bir uğraş vermek gerekiyor. Bir de, okumak, okumak, okumak; yaşamın anlamını kavramak ve kendimizi geliştirip değiştirmek için
  10. zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin kadınlarımızın aldığı eğitim seviyesi nekadar yükselirse yükselsin erkek egemen bi toplum hala süregelmekte burda en önemli görev yine kadınlarımıza düşüyor çünkü erkeği de kadını da yetiştiren , onları çocukluktan itibaren bi kalıba sokan yine kadınlarımız kadınlarımız yetiştiriyor erkekleri ve sonra yine kadınlar tarafından yetiştirlen erkekler kadına şiddet uyguluyor, o erkekler tarafından toplumda ikinci sınıf insan muamelesi görüyor, o erkekler tarafından iş yerlerinde eziliyor.
  11. ölürüm ölürüm sana ölürüm__murat başaran ölüceem aklıma gelirdi de murat başaran dinlicem aklıma gelmezdi hay allam aşk nelere kaadir yaa
  12. çok güzel bir yazı okuyunca eminim ki herkes kendinden bişeyler bulacaktır
  13. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    bak güzelim daha yeni gelmiş bi de foruma perseus dalmış hemen bizim başlığa alam turkam konuşuruz bi ara haberleri
  14. TANİA HAYDE şurada cevap verdi: SaNTo başlık Sağlık (Genel)
    bak gene yakıyom bi tane çok efkarlıyım çokkkkk sevdiğim yanımda olsa keşke offff offfff yakma da dur şimdi
  15. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    sevgili alam turkam . black im whitem nerlerdesiniz yaaa kaç gündür gel biz konuşak gız gıza gel hele şööle bii
  16. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    kızlar neler oluyo bakiim burda ne o ööle bütün erkekleri toplamışınız rahat rahat konuşturmaz bunlar adamı baksanıza bi dedikodu bile yaptırmıyolar hemen dalmışlar başlığa aaaa olmaz ama hadi hadi başka başlığa başka başlığa
  17. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    seher yeli kız - grup yorum kömür gözlü kız kömür gözlü kız sende sevdalara düştün demek düştün de daldın yangınlara yerin hazır haydi katıl bu halaya seher yeli kız seher yeli kız sen de yarınlarını aldın demek aldın da girdin dalgalara hedef liman haydi dayan boranlara gece saçlı kız gece saçlı kız sen de anadan geçtin demek geçtin de koştun sevdalına yurdun bekler haydi sarın ak duvağa
  18. Yaratılan sözde hizmet kalitesini artırmaya yönelik özelleştirme ortamı, hizmeti üreten emekçilerin sömürüsünü de hızlandırıyor. kıran kırana rekabet ortamı nedeniyle, hizmeti üreten işçiler giderek daha kötü koşullarda çalıştırılmaya başlanıyor. Çalışma sürelerinin uzaması, ücretlerin asgari ücretin altına indirilmesi, özelleştirmenin kötü yönleri olarak karşımıza çıkıyor. yıllardır halka yutturulmaya çalışıldığı gibi kesinlikle hizmetin kalitesinde bir artış olmuyor. kar eden kurumlar zarar ediyormuş gibi gösteriliyor ve satılıyor TAŞERONLAŞTIRMAYA VE ÖZELLEŞTİRMEYE HAYIR!!!!
  19. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    şişşşttttt topic üyeleri bu aralar pek toplanamıyoz olmuyo yani bööle
  20. SENİ AŞKA YAZMALI Gecenin karasında soluğum ayaz Şehrin ışıklarıda ısıtmaz beni Hicranımı yollara dedim diyeli Dilimdeki her şarkı söylüyor seni Hey bakışı sevdalı Hey duruşu yaralı Seni kimden sormalı Sen aşka yazmalı Yılların yorgunuyum başım çileli Dört mevsim on iki ay kuşanmaz beni Her cevapsız soru benden sorulur Uğradığım adresler bilmiyor seni Ahmet Can Akyol
  21. KARDEŞ TÜRKÜLER_SETENEY
  22. TANİA HAYDE şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Doğum Günü Kutla
    bilmem ki anlatabildinmi nejat la olan akşam yemeğini hadi anlamış olalım bakalım
  23. yalnız bu akşam haberleri seyrederken dikkatimi çeken olay hiç bir yerde ilaç olmadığıydı eczacılara soruyorlar ilaç yok ecza depolarına soruyorlar ilaç yok bi tanesi de diyor ki dünya da zaten çok fazla ilaç yok erbay ın da dediği gibi gerçekten tarih tekerrürden ibaret çay tavuk tam bi trajikomik bi durum bakalım bakanlarımız daha neler yiyecek ve içecek

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.