Canraşit tarafından postalanan herşey
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Elbette, ayetin konusu Şirk ile ilgilidir de meal farklılığı anlatmak istediğim anlamı geçersiz kılmıyor. Ayette geçen; " hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan " kimdir ?
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Öncelikle, Teoriler ispatlanmaz. Bilimsel teoriler, günlük kullanımdaki " iddia " gibi değildir ki ispatlansın. Bilimsel teoriler için tek ölçüt " geçerlilik" tir. Geçerlilik de, teorinin yeni gözlem ve bulgular, deneylerle desteklenmesi ile ilgilidir. Evrim teorisi de biyoloji alanında kabul görmüş geçerli tek teoridir. Ona bakarsanız, BİG BANG TEORİSİNİN ispatlanmış olduğunu düşünen ve bunun Kuran'da bulunduğunu iddia eden birisi çelişkiye düşer. Çünkü, Big Bang Teorisi de ispatlanmamıştır. Çünkü, dediğim gibi Teoriler ispatlanmaz. Teoriler için ispatlanma kavramı yoktur. Yalnızca " Geçerlilik " söz konusudur. O nedenle, hem Big Bang hem de Evrim teorileri her ikisi de kendi alanlarında geçerli teorilerdir. Sahte fosillere gelirsek; Bu fosillerin sahte olduğundan şüphelenip sahteliğini ortaya çıkaranlar Bilim İnsanlarıdır, Evrim Karşıtları değil. O nedenle, " Bu teorinin arkasındaki gerçek başkadır. " teziniz de sağlam bir temele oturmuyor, o gerçek her ne ise... Evrim olgusunu destekleyen binlerce fosil arasından bir iki tanesinin sahteliği de Evrim olgusunu olgu olmaktan çıkarmaz.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Archi bey, yazdıklarımı hiç okumadınız mı ? Çünkü, okumuş olsanız karşı bir kanıt getirmeye çalışırdınız, aynı şeyleri tekrar etmeye değil. " Yaşayan fosil, kladistikte (canlıların sınıflandırılmasında) tür olarak benzer görünen ya da sadece fosillerde görünen ve geriye başka da yaşayan akrabalar bırakamamış canlı organizmalara tanımlamak için kullanılan gayri resmi bir tanımdır. Bu türler büyük kitlesel yok oluşlardan kurtulmuş ve canlılar sınıflandırmasında genel olarak diğer türlerden daha düşük taksonomik çeşitliliğe sahip olan canlılardır. Olası bir genetik tıkanmadan sonra birçok yeni türler oluşturabilmiş ve başarılı şekilde yayılım göstermiş olan canlı türleri "yaşayan fosil" olarak tanımlanamayacak derecede başarılı oldukları kabul edilir. Bunun yanında "yaşayan fosil" olarak tanımlanan türlerin yapı planları çoğu zaman milyonlarca yıl içinde ancak çok az değişerek günümüze kadar gelmiş oldukları kabul edilir. Gayri resmi bir tanım olan yaşayan fosil teriminin yanıltıcı tarafı , bu canlıların milyonlarca yıl önce fosilleşmiş olan ön atalarından bugüne kadar hiçbir şekilde evrim geçirmemiş olduklarının ve günümüzde yaşayan örneklerinin fosil bulgulardaki örneklerle tamamen uyuştuğunun sanılmasıdır. Yaşayan fosiller de zorunlu olarak evrimsel değişiklikler geçirmişlerdir. Buna örnek olarak, bulunan Coelacanth balık fosilleri bir zamanlar kıyılarda ve sığ denizlerde yaşayan bir canlı türü iken, günümüzde bu balık sadece derin denizlerde yaşayan ve bu ortama uyum sağlamış bir canlı türüdür. Bunun yanında evrim, pratik olarak sürekli hücresel ve moleküler biyolojik seviyede de baş gösterdiği için fosillerde her zaman bu incelenemez. Bu nedenle "yaşayan fosil" tanımı daha ziyade canlıların morfolojik yapı planları ile ilişkilidir. " ( tr.wikipedia )
-
Bazı hayvanları İnsan evcilleştirdi, peki o zaman İnsan nasıl evcilleşti?
Suheyla Hanım, sizin ABD'deki EVANGELİST'leri nasıl değerlendiriyorsunuz ? Zira, OD'daki bu iç savaşlar ve emperyalist işgaller, darbeler, müdahaleler onların birtakım argümanları ile meşrulaştırılıyor. Ayrıca, OD halklarının aydınlanmadan nasibini almasına engel olan Evrim Karşıtlığı üzerine yapılan Bilim dışı propogandanın kaynağı da bunlar.
-
Bazı hayvanları İnsan evcilleştirdi, peki o zaman İnsan nasıl evcilleşti?
Efendim, öncelikle böyle yararlı bir tartışma konusu açtığınız için teşekkür ederim. Benim bu konu ile ilgili görüşüm şudur: Vahşi insanın doğadan kopuşu, kendisinin var olmasının bilinci ile başlar. Ondan önce tıpkı bir hayvan gibi doğa ile uyumlu bir yaşantı sürerken, varlığının bilincine varması ile bazı değerler üretmesi ( Din ) / Tanrı tarafından ona bu bilincin ve değerlerin verilmesi ( Din ), netice itibariyle türünün devamını garanti altına almaya en uygun biçimde toplumsallaşması için yararlı olmuştur. Dolayısıyla, uysallaşmayı din getirmiştir. Bu uysallık da derece derece insanlık tarihi boyunca daha da artarak bugünkü seviye ve anlayışa gelmiştir. Yani; uysallığın da dereceleri, seviyeleri var. Mesela, günümüz seviyesi artık evcil hayvanları, kendi yararı / yararlanması için değil, yalnızca kendi uysallığı için ister. Konu ile ilgili Psikanalist Eric Fromm'un şu sözleri de bir açılım getirebilir kanaatindeyim: '' Freud, insancıl evrimin hedefinin şu amaçlara ulaşmak olduğuna inanır : Bilgi, ( akıl, gerçeklik, mantık ) insan sevgisi, acıların azaltılması, özgürlük ve sorumluluk taşıyacak güce erişmek.'' Bu idealler ise tüm büyük dinlerin ahlaki temelini oluşturur. Batı ve Doğu kültürleri, bu temeller üzerine kurulmuştur. Konfüçyus’ün, Lao-Tse’nin Budha’nın, diğer peygamberlerin ve İsa’nınnöğretileri hep bu idealleri savunur. Bu dinler ve öğretiler arasında ( yer ve zamana, hitap edilen topluluğa göre değişen ) deyiş farklılıkarının olması doğaldır. Örneğin, Buddha ağırlığı acıların azaltılıp yok edilmesine verirken, peygamberler adalet ve anlayışlı olmaya önem vermişler, İsa ise insan sevgisini öne almıştır. Görünürdeki farklılıklara rağmen tüm bu dinsel önderlerin, insanlığın gelişmesindeki amaçlar ve biçimler konusunda tam bir uyuşum içinde olmaları ilginçtir. ''
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Yapay Seçilimle bin yıllardır insanlar yabani meyva ve hayvanları evcilleştirerek yeni türler oluşturmuşlardır. Yani; kendi ağız tadlarına ve amaçlarına uygun bireyleri ayırarak bir sonraki jenerasyonun bu bireylerden oluşmasını sağlamış, bin yıllar boyunca bu seçmeler yığınsallık oluşturarak yeni türleri var etmiştir. Kurttan Köpek, Yabani Koyundan Evcil Koyun, Orman Tavuğundan Evcil Tavuk, Yabani Tavus Kuşundan Evcil Tavus Kuşu, Yabani Attan Evcil At, Yabani Kediden Evcil Kedi, Yabani Kiraz, Erik, Nar, İncir den şimdi yediğimiz meyva-sebzelere kadar vs.vs. hep böyle türetilmiştir. Yapay seçilimde çevre koşullarını belirleyen insandır. Buna göre, Rastgele Mutasyonların yol açtığı gen farklılıklarından dolayı oluşan fenotipleri kendi ihtiyaç ve amacına göre yapay seçilime tabi tutan insanlar yeni türler meydana getirmiştir. Burada siz rastlantıları belirleyen bir Tanrı olduğunu ve yine bir amaç doğrultusunda bu seçilimi gerçekleştirdiğini düşünebilirsiniz. Bu bilim alanı dışında bir inanç olur. Bilimsel olarak Yanlış ya da Doğru denilemez. DOLAYISIYLA, EVRİM TEORİSİ TANRININ VARLIĞI VEYA YOKLUĞU İLE İLGİLİ BİR SONUCA VARILABİLECEK BİR KANIT DEĞİLDİR. BİLİMİN ALANI AYRIDIR, İNANÇ / FELSEFE ALANI AYRIDIR.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Verdiğiniz cevaplar alakasız. Şu yazımı bir daha okuyun isterseniz:
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
" HY’nın hayali fosilleri bitmek bilmiyor. Bu sefer de aşağıdakilerin her ikisinin de ringa balığı olduğunu, tamamen aynı olduğunu ve yaklaşık 50 milyon yıldır hiç değişmediğini söylüyor İlk olarak fosilin ne olduğuna bakalım. Fosildeki canlı Diplomystus cinsine dahildir. Bu cinsin hangi takıma dahil olduğuna bakalım: Ellimmichthyiformes. Şimdi de alttaki resimde görülen balığa bakalım. Resimdeki balık HY’nın dediği gibi ringa balığı yani Clupea cinsine dahil. Peki ringa balığı fosildeki canlı ile aynı takımda mı? Ringa balığı Clupeiformes takımında. İki canlı da Actinopterygii (Işısal yüzgeçliler) sınıfında olmasına rağmen bu sınıfın farklı takımlarında yer alıyorlar. Görüldüğü gibi HY bilimsel sınıflandırmadabırakın aynı familyada, cinste, türde olmayı daha aynı takımda bile olmayan canlıları tamamen aynıymış gibi göstermeye çalışıyor. " -http://bilimselcevaplar.wordpress.com/2007/08/10/harun-yahyanin-hayali-fosilleri-3/- HY'nin kanıt gösterdiği fosillerin Çin yapımı sahte fosiller ( FAKE CHINESE FOSSILS ) olduğu Paleodirect isimli siteden kolaylıkla öğrenilebilinir. http://www.paleodirect.com/fakefossils1.htm Ayrıca, bu sahte olanlar değil ama " Yaşayan Fosiller " ( Living Fossils ) diye adlandırılan gerçek türler de, gizli saklı gerçekler değildir. O fosillerin bilgisine de buradan ulaşabilirsiniz: -http://en.wikipedia.org/wiki/Living_fossil- Ki bu " Yaşayan Fosiller " evrimin olmadığının kanıtı da değildir. Evrim süreci fenotip olarak değilse bile genotip olarak mutlaka her türü etkilemiştir.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
-http://evrimagaci.org/makale/14/-
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Efendim, elbette öncelikle çevre olacak ki çevre koşulları olsun ve değişebilsin. Onun için yeni çevre koşullarına uyum sağlayabilenlerin soyu devam eder. Yeni çevre koşullarına uygun yararlı Mutasyonlar, Doğal Seçilim veya Genetik Sürüklenme mekanizması ile uzun vadede türleşmeye yol açar. Burada tesadüfi olan çevre koşullarının değişimi ve yine dış etkenlere bağlı mutasyonlardır. Eğer, Mutasyon çevre koşullarına uyumlu bir yararlılık getiriyorsa, bu yararlılıktan avatantaj sağlayan bireylerin beslenme ve dolayısıyla üreme şansı da artar. Üremenin mutasyonlu bireyde fazla olması da zamanla o popülasyonun mutasyonlu bireylerin, o soyun ağırlıkta olmasına yol açar. Kaçınılmaz olan bu mekanizmadır. Rastantısal olarak çevre koşulları ve mutasyonlar olması bu mekanizmanın tesadüfiliği değildir. Örnek; Yapay Seçilimle bin yıllardır insanlar yabani meyva ve hayvanları evcilleştirerek yeni türler oluşturmuşlardır. Yani; kendi ağız tadlarına ve amaçlarına uygun bireyleri ayırarak bir sonraki jenerasyonun bu bireylerden oluşmasını sağlamış, bin yıllar boyunca bu seçmeler yığınsallık oluşturarak yeni türleri var etmiştir. Kurttan Köpek, Yabani Koyundan Evcil Koyun, Orman Tavuğundan Evcil Tavuk, Yabani Tavus Kuşundan Evcil Tavus Kuşu, Yabani Attan Evcil At, Yabani Kediden Evcil Kedi, Yabani Kiraz, Erik, Nar, İncir den şimdi yediğimiz meyva-sebzelere kadar vs.vs. hep böyle türetilmiştir. Yapay seçilimde çevre koşullarını belirleyen insandır. Buna göre, Rastgele Mutasyonların yol açtığı gen farklılıklarından dolayı oluşan fenotipleri kendi ihtiyaç ve amacına göre yapay seçilime tabi tutan insanlar yeni türler meydana getirmiştir. Burada siz rastlantıları belirleyen bir Tanrı olduğunu ve yine bir amaç doğrultusunda bu seçilimi gerçekleştirdiğini düşünebilirsiniz. Bu bilim alanı dışında bir inanç olur. Yanlış ya da doğru denilemez. DOLAYISIYLA, EVRİM OLGUSUNUN VARLIĞI, TANRININ VARLIĞI VEYA YOKLUĞU İLE İLGİLİ BİR SONUCA VARILABİLECEK BİR KANIT DEĞİLDİR. BİLİMİN ALANI AYRIDIR, İNANÇ / FELSEFE ALANI AYRIDIR.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Evet çok etkileyici resimler. Aynı bunlar gibi:
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Evet işte, budur. Tebrik ederim. Benzin olmazsa Benzinli Motor mekanizması da olmaz. Çevre koşulları değişmezse Mutasyon, Doğal Seçilim, Genetik Sürüklenme, Modifikasyon mekanizmaları da olmaz
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
" Bol ve temiz “birinci el” oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini tek başına tüketir.Farklı düşünme tarzları beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın. Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez. -http://www.kigem.com-
-
AB-D Usulü Demokrasi ve Özgürlük!
Doğan Medyası da bundan muaf değil.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Arabaya ( mekanizma ) benzin konulmazsa araba ( mekanizma ) çalışmaz. Araba ( mekanizma ) yine araba (mekanizma ) olarak kalır ama yok olmaz.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
İnsanların evrimi sona mı ermiştir? İnsan üzerinde Evrim Mekanizmaları nasıl işler? Evrim Nereye Gidiyor? Gelecekte Neye Evrimleşeceğiz? Türlerin Geleceği Üzerine... -http://evrimagaci.org/makale/168/-
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
" 3) "Şempanzelerin Yazdığı Shakespeare" Betimlemesi Bu betimleme de özellikle Hıristiyan dünyasında sıklıkla rastlanan bir betimlemedir; ancak yeri geldiği için buraya da koyalım. Betimleme şu şekilde: Düşünün ki tamamen "bilinçsiz" (ki sinir sistemi olan her hayvan gibi şempanzeler de son derece bilinçli canlılardır; ancak betimleyiciler burada canlıyı bilinçsiz kabul etmektedirler) şempanzeleri bir daktilonun başına koyalım ve rastgele tuşlara basmalarını isteyelim. Bu rastlantısal tuş basımları sonucunda herhangi bir maymunun Shakespeare'ın yazdığı Hamlet'i yazması, bu eserin kendiliğinden ortaya çıkması mümkün müdür? Demek ki her eserin bir yaratıcısı olmalıdır ki canlıların da vardır. Aslında bu betimlemenin sahipleri ufak bir teknik noktayı unutuyorlar: Hamlet'i yazan zaten bir maymundur. O da "maymunlar" (Simiiformes) infratakımına ait bir insan bireyi olan Shakespeare'dır. Her neyse, sonuçta betimlemenin amacı karmaşık ve insan türü için anlam ifade eden edebi bir eserin rastgele basılan tuşlardan oluşamayacağıdır. Dolayısıyla bilim düşmanları bu betimleme arkasına sığınarak Evrim gibi "rastgele" olan bir süreç sonucunda da, insan gibi mükemmel (!) bir canlının oluşamayacağını iddia edeler. Bu kadar betimleme (ve saçmalık) şimdilik yeter. Artık açıklamalara geçelim ve bunların neden Evrim'i betimlemekten çok uzak, manipülatif iddialar olduklarına bir göz atalım. Ancak öncelikle dikkatinizi çekmek istediğimiz bir nokta var: Betimleme hangi şekilde üretilmiş olursa olsun, dikkat ederseniz hepsinin ortak noktası aynıdır: Karmaşık bir yapının bir seferde, birdenbire, kendiliğinden ve bilinçsiz bir kuvvetin etkisi altında oluşuvermesi. Ancak, önemli ve can alıcı nokta gözden kaçırılmaktadır: Evrim Kuramı, hiçbir zaman kompleks bir canlının, daha basit olan parçaların ani ve tesadüfi bir birleşimi sonucunda oluştuğunu iddia etmemiştir, iddia etmemektedir ve iddia etmeyecektir! Evrim Teorisi’ne göre, Doğal Seçilim dahilinde, aynı türün farklı bireyleri arasında yavaş ve kademeli olan bir eleme vardır. Bir "seçilim" mekanizması vardır. Bu mekanizma rastlantısal değildir; ancak bu mekanizmayı etkileyen çevre koşullarının değişimi, şimdilik bildiğimiz kadarıyla rastlantısaldır; daha doğrusu o kadar çok parametre, o kadar farklı şekilde etki eder ki bu, yaşamın kendisine bir rastlantısallık unsuru ekler. Dolayısıyla Evrim de rastlantısal olarak değişen çevre koşullarında işleyen bir mekanizma gibi görülür. İnsanların kasti ya da bilmeden düştükleri hata budur. Ancak bilinmesi gereken, Evrim Kuramı içerisinde hiçbir zaman, birimlerin rastgele birleşiminden bahsedilmez.Diğer yazılarımızda bahsettiğimiz gibi, aminoasitler, şekerler, nükleik asitler birdenbire"doğru dizilim" ile birleşerek bir canlı meydana getirmemişlerdir. Hepsi, çok küçük adımların uzun yıllar boyunca seçilip elenmesi sonucunda gerçekleşmiştir. Boeing 747 örneğinde, var olan basit parçalar, “kasırga” sebebiyle alt üst olmuş ve şans eseri bütün parçalar yerli yerine oturarak bir uçak ortaya çıkmıştır. Bunun, Evrim Teorisi ile ilgisi olmadığı çok açıktır. " -http://evrimagaci.org/makale/168/-
-
Şu Anki Durumunu Smileyle Belirtme
- AB-D Usulü Demokrasi ve Özgürlük!
- Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
http://evrimagaci.org/sayfa/makale-arsivi/ "Hurdalıktaki Boeing 747", "Rastgele Çizilen Mona Lisa Tablosu" ve Evrim ile İlgili Diğer Benzetmeler Üzerine... http://evrimagaci.org/makale/168/- GERCEKTE TANRI YOKTUR
EVRİMSEL BİYOLOJİ: CANLILIĞA DAİR HER ŞEY... YAZI DİZİLERİ: HERKESİN BİLMESİ GEREKEN TEMEL EVRİMSEL KONULAR 1 – CANLILIĞIN EVRİMİ: CANSIZLIKTAN CANLILIĞIN EVRİMİ (Etiket: #canliligin-evrimi) Canlılığın Evrimi - 1: Kimyasal Evrim, Canlılık ve Cansızlık Tanımları Canlılığın Evrimi - 2: Canlılığın Temelindeki Moleküllere Giriş: 'Hayat Molekülleri' Canlılığın Evrimi - 3: Nükleotitler, Genler, DNA, Kromozom ve Diğer Genetik Yapıların Özellikleri ve İşleyişi Canlılığın Evrimi - 4: İlk DNA Nasıl Oluştu? - Retrovirüsler, "Önce-RNA Hipotezi" ve "RNA Dünyası Kuramı" Canlılığın Evrimi - 5: Ribozim, RNA ve DNA'nın Evrimi Canlılığın Evrimi - 6: İlkin Dünya Koşullarında Koaservatların Cansızlıktan Evrimi ve Yağların Önemi Canlılığın Evrimi - 7: Büyük Hayat Moleküllerinin Oluşumu ve Canlılığın Cansız Temeli Canlılığın Evrimi - 8: Koaservatların Evriminin Kısa ve Dar Bir Özeti Canlılığın Evrimi - 9: Proteinler Kendi Kendilerine Nasıl Oluştular? Proteinin Oluşma Hesapları Üzerine... Canlılığın Evrimi - 10: Bütün Canlıların Ortak Amacı Neden "Hayatta Kalmak" ve "Üremek"tir? . . ABİYOGENEZ KURAMI ve PANSPERMIA: GENEL BİLGİLER, KONULAR ve KAVRAMLAR (Etiket: #abiyogenez) Spontane Jenerasyon, Pasteur Deneyleri ve Abiyogenez Kuramı Abiyogenez Teorisi, Canlılık ve Cansızlık Üzerine Açıklamalar Abiyogenez Kuramı'nın Yetersizlikleri Hakkındaki Eleştiriler Üzerine... Miller-Urey Deneyi Nedir? Neyi İspatlamıştır? Miller-Urey Deneyi'ne Yönelik Eleştirilere Cevaplar Panspermia Nedir? Dünya'ya Yaşam Uzaydan Mı Geldi? -http://evrimagaci.org/sayfa/makale-arsivi/-- AB-D Usulü Demokrasi ve Özgürlük!
Düzeltme için teşekkür ederim. Bu fotoğrafta RTE ile Suud Kralı halının aynı çizgisi üzerindeler. Şaka tabii. RTE ile Suud Hanedanı'nın aynı siyasi çizgide olması başkadır, aynı siyasi cephede / safta olması başka bir şeydir. Benim yazdığım 2.sidir. Yoksa, kimse Rusya, Çin, İran'ın aynı siyasi çizgide olduğunu söyleyemez ama aynı safta yer tuttuklarını söyleyebilir. Çünkü, görünen gerçek budur. O nedenle Osmanlı " ecdadı " ile övünen RTE, aynı " ecdad "ın başına bela olmuş Vahabi Şeyhlerinin çizgisel torunları Suud Kralları ile ele ele tutuşması çelişkidir. Hele Mısır'da aynı mezhebin temsilcileri Mısri'ye yapılan darbenin arkasındayken. RTE'nin Mısır'daki kendi çapındaki Laiklik vurgusu, iktidara gelen " Müslüman Kardeşler "in radikal çizgisini Ilımlı İslam siyasi modeline çekmek için bir uyarıdır. Zaten, RTE'nin öngördüğü model örnek alınmayınca darbe geldi dolaylı olarak ABD'den.- Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Evrimin açıklanması yalnızca mutasyonlara dayalı değildir. Mutasyonlar, Doğal Seçilim ve Genetik Sürüklenme ile evrim mekanizmasını çalıştırır. Ayrıca, Mutasyonlar ve Genetik sürüklenme hakkındaki bilgiler: " Fonksiyon kazandırıcı mutasyonlar (Gain-of-Function-mutation) Herhangi bir genin transkripsiyonunu artıran bir mutasyon türüdür. Burada gen etkinlik ve hareketlilik kazanır ve bu gen hipermorf olarak adlandırılır. Eğer mutasyon tamamen yeni bir fenotip oluşturursa bu durumda bu alel de hipermorf denir. Fonksiyon kazandırıcı mutasyonlar fark edilir bir fenotip oluşturuyorsa bu mutasyonlar "baskın" olarak tanımlanır. Eğer fonksiyon kazandırıcı alel bir fenotipi sadece homozigot durumda ortaya çıkarıyorsa buna da resesif fonksiyon kazandırıcı mutasyon denir. " " Genetik Sürüklenme, bazı genlerin popülasyon içerisinde yok olmasına sebep olabilecekken, bazı genlerin oldukça sık görülmesini de sağlayabilir. Bu, oldukça rastlantısal ve önceden tahmin edilemez doğa koşullarına bağlıdır (bir takım türleşme tipleri gibi). Bu yüzden, Evrim'e rastlantısallık katan mekanizmalardan biri Genetik Sürüklenme'dir. Genetik Sürüklenme, büyük popülasyonlarda önemsenmeyecek kadar az etkiliyken, küçük popülasyonlarda en önemli Evrim Mekanizması olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki, uzun yıllardır bilim insanlarınca, küçük popülasyonlar söz konusu olduğunda, Doğal Seçilim'in mi yoksa Genetik Sürüklenme'nin mi daha etkili olduğu tartışılmaktadır. Ünlü Evrim bilimcisi Ronald Fisher, Genetik Sürüklenme'nin önemsiz bir etkisi olduğunu ileri sürmüştür ve uzun yıllar bu görüş kabul görmüştür. Ancak 1968 yılında Motoo Kimura, Moleküler Evrim'in Nötral Kuramı isimli kuramını ileri sürerek Genetik Sürüklenme'yi türleşme ve Evrim Mekanizmaları'nın kalbine yerleştirmiştir. Kimura'ya göre Genetik Sürüklenme sayesinde genetik bir değişim bütün popülasyona hızla yayılabilmektedir. Genetik Sürüklenme'ye ait oldukça karmaşık ve istatistik ile Biyoloji bilgisine dayanan formüller bulunmaktadır. Genetik Sürüklenme'yi anlatmanın en kolay yolu, büyük bir popülasyondan ayrılan küçük bir grubun yeni bir habitata yerleşmesi ve burada çoğalmaya başlamasını düşünmektir. Unutmayın ki, doğada, bir önceki notumuzda açıkladığımız gibi sık sık göçler yaşanabilmektedir ve bu göçler, her zaman bir türe ait bir popülasyonun, aynı türe ait bir diğer popülasyon ile buluşmasıyla sonuçlanmamaktadır. Kimi zaman göçe başlayan bir grup, yeni bir ortama ulaşmakta ve burada kalarak kendi büyük popülasyonlarını kurmaktadırlar. Dediğimiz gibi, Genetik Sürüklenme, bu gibi küçük popülasyonlarda son derece etkilidir. " " Pasifik Adaları'ndaki Meyve Sinekleri Meyve sinekleri, doğru rüzgarlarla veya bazı başka hayvanların üzerinde uzun mesafeler kat edebilmektedir. Pasifik'teki bazı adalara bu şekilde ulaşan az sayıda meyve sineği (Drosophila melanogaster), ana karadakilerden oldukça farklılaşmıştır. Bunun sebebi de, küçük bir popülasyonun adaya yerleşmesi sonucu meydana gelen kaşif etkisi ve Genetik Sürüklenme'dir. " ( Alıntılar. tr.wikipedia.org, evrimagaci.org ) " Mutasyonlar, dizilimlerde farklı türde değişimlere yol açabilirler; Bu anlamda bir mutasyon, canlı organizmanın fenotipik özelliklerinde negatif veya pozitif etkilere sahip olabileceği gibi nötr mutasyonlar hiç bir etkiye sahip olmayabilirler (durağan veya sessiz mutasyonlar). Bu tür değişimler, bir gen ürünün değişmesinde veya genin doğru ya da tamamen işlemesini engellemede herhangi bir etkileri olmayabilir. Drosophila melanogaster sineği üzerinde yapılan çalışmalar, gen tarafından oluşturulan bir proteinin mutasyonunda, bu mutasyonun yaklaşık %70'inin zararlı etkilere sahip olduğunu, geri kalanının ise ya nötr ya da zayıf faydalı etki gösterdiğini ortaya koymaktadır.[7] Mutasyonların genler üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle, organizmalar mutasyonları gidermek için DNA onarımı gibi mekanizmalara sahiptir.[4] Genetik materyal olarak RNA kullanan virüsler, sürekli ve hızlı bir şekilde çoğalıp geliştikleri için onlara avantaj sağlayan hızlı mutasyon oranlarına sahiptir,[8] ve bu şekilde insan bağışıklık sistemi gibi savunma mekanizmalarını atlatabilir ve reaksiyonlardan kaçabilirler. " " Mutasyonlar birkaç sebepten dolayı meydana gelebilir. 1) DNA'nın kendini doğru olarak kopyalayamaması: Hücre bölünürken, DNA'sının bir kopyasını çıkarır - ve bazen bu kopyalar birebir olmaz. Orjinal DNA diziliminde meydana gelen bu farklılık bir mutasyondır. Doğal sebeplerden ötürü gerçekleşir. 2) Dış etkiler mutasyona sebep olabilir: Mutasyonlar ayrıca belirli kimyasallara ya da radyasyona maruz kalındığında gerçekleşebilir. Bunlar DNA'da bozulmaya sebep olur. Doğal olmayan yollarla gerçekleşmesi zorunlu değildir - en izole ve bozulmamış çevrelerde bile, DNA bozulur. Bu durumda, hücre DNA'yı onarırken, her zaman mükemmel şekilde gerçekleştiremez. Böylece, hücre orjinalinden farklı bir DNA ile son bulur; sonuç olarak, bir mutasyondur.[14] Mutasyonlar; genellikle DNA'nın kopyalanması ya da onarımı sırasındaki hatalarla ortaya çıkar. Genetik çeşitliliğin ana kaynağıdır.[15] Mutasyonlar; yararlı, etkisiz ya da zararlı olabilir. DNA'daki bir değişiklik organizmanın herhangi bir özelliğinde değişime sebep olabilir.[16] " ( tr.wikipedia.org )- Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Kuran bir bilim kitabı değil, bir öğüt kitabıdır. Burada verilen örneklerle amaçlanan, o dönem Arap toplumunun bilgilerine dayanarak retorik sanatıyla ahlaki ve dini mesajın verilmesidir. O dönem Arapları edebiyatı iyi bildiklerinden inansınlar inanmasınlar hepsi bu mesajı anlamışlardı. Daha sonraki diğer müslümanlar da, insanlar da anladılar, ta ki HY ve Ö.Çelakıl ortaya çıkana kadar. Yoksa, elbette ki, jeolojiye göre dağlar sabit değildir, elbette ki orada söz edilen arı dişi değildir. Anlatmak istediğimin daha iyi anlaşılması için mesela, Nahl suresine bakalım; " 74 - Artık Allah'a ortaklar koşmayın. Çünkü Allah, (eşi bulunmadığını) bilir, siz bilmezsiniz. 75 - Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler. 76 - Allah şu iki adamı da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, adaletle emreden ve doğru yolda bulunan adam eşit olur mu? 77 - Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a aittir. Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. " Şimdi, 75.ayetteki ifadelere göre Allah köleliğin iyi bir şey olduğuna işaret ediyor diyebilir miyiz ? Elbette ki Hayır. Burada o dönem bilgisine dayanan retorik anlatımla misal vererek Allah kendi büyüklüğünü anlatıyor. O dönem Arapları edebiyat sanatlarını iyi bildiklerinden inansınlar inanmasınlar hepsi bu mesajı anlamışlardı.- Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Bilimin Materyalizmi YÖNTEMSELDİR, VARLIKSAL DEĞİL. Materyalizm bir varlık felsefesidir. Bilimde ise hiçbir felsefenin yeri yoktur. Bilimin metodolojisi olan " Yöntemsel Materyalizm " bilimin bulgularını varlığa ait bir gerçeklik olarak değil, yalnızca bir olgu olarak ele alır. - AB-D Usulü Demokrasi ve Özgürlük!
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.