dominik

O kadarda abartmissinizki, tek bir kelime dahi yazmaya gerek yok.. Sizi hayallerinizle bas basa birakiyorum.

Hangi sartlar dayatimis? Hirvatlar icinde bizde olamyan sartlar vardi, mesela Hirvat'lar savas suclularini yakalayip teslim etmesi gerekiyordu yaptilar. Onlarin Kibri'i yok, Kürt sorunu yok. Aynisi Bulgaritan icinde gecerli. Biraz düsünerek yazalim lütfen. Sizin isiniz Türkiye'nin eksiklerini ört bas etmek adina bahane aramak. Kardesim cifte standart uygulaniyorsa bizde mertce veto eder cekiliriz. Bizi müzakerelere zorlayanmi var? Ne müzakerelerden cekilyioruz ne de ev ödevimizi yapiyoruz. Kim burada kararsiz olan?

Kimse Yunanistan'i zorla paraya bogmadi. Dogru arastirin lütfen. Siz yaziyorsunuz diyede dogru olacak degil. Bol para vermis olsalar dahi, neden verende sucu ariyorsunuzda alana hic bakmiyorsunuz. Bu mantik öncede söyledigim gibi bol miktarda ceplerinde kredi karti gezdiren vatandaslarin argümanina benziyor. Borc veren kar icin verir ama alanda hicmi akil yok? Yunanistan docgru kalemle oynadi, yani sahtekarlik yapti ve bu konuda tabiiki AB ülkelerini dogru arastirmadilar diye elestirebiliriz, ama neden kalemle oynayani, sahtekarlik yapani savunuyoruz anlasilir degil. 10 € geliri varken neden 100 € harcadigini sorgulamiyoruz, neden memuruna yilda 16 maas verdigini sorgulamiyoruz,...... Sizinkisi bedavacilari burada savunarak gercek niyetinizi göstermek. Yunanistan'in batmasini saglayan, isteyen simdi tüm borclarina kefil olmaz. Söyledikleriniz mantik disi. Sizin ayagi yere basmayan bos iddialarinizi Yunanistan dahi yapmiyor. Sizinkisi sadece elestirmek.

Arastirmadan, ön yargiyla yazmak demek budur. Yunanistan örnegini iyi arastirin! Memuruna yilda 16 ay maas veren bir ülkenin sonu ne olabilir? Almanya'da su an 13 (12 + noel parasi) ay ve bunu dahi son yillarda 12 ye indirmek istiyorlar. Kisi basi ortalama yilda 3000 dolar rüsvet vermek durumunda kalan vatandaslarin ülkesi ne hale gelir acaba? Bir lira kazanci varken sadece borc alarak 10 lira harcayan bir devletin sonu ne olur acaba? kazandigin kadar harcamayi bilmezsen daha beter olursun. Bu aynen kazanclari olmadigi halde syisiz bankalardan kredi karti alip bedavaya alisveris yaptiktan sonra sira ödemeye gelince aglayan vatandaslarimizin örnegine benziyor. Suclu her bankadan kredi karti alarak bedavaya alis veris yapanlar degilde kredi karti veren bankalar suclu oluyor. Bu zihniyet ile asla refaha kavusulmaz cünki, hep bedavacilik akillarinda, ayagini yorganina göre uzatmayi beceremeyenlerden nasil bir argüman beklenirki? ...... Arastirmadan yazinca böyle atiliyor. Ama Yunanistan'ni kimlerin kurtarmak icin bir araya geldiginide yazmayi unutursunuz. "Akbabalar" ne hikmeste sömürdügü ülkeyi iflastan kurtarmak icin seferber oluyor. Celiskinizi dahi göremeyecek kadar tarafli yaziyorsunuz. Yapacak bir sey yok sizin icin. Sizin amaciniz her seferinde üzüm yemek degil bagciyi dövmek oluyor.

Bugüne kadar istemediginiz hata. Sizin demokratik haklarinizdan birisi. Ana dilinizde egitim almak istemenizin neyine karsi cikayimki? Bu benim icin bir zenginliktir. Ben bu ülkenin tüm vatandaslarina demokrasi cercevesinde hizmet ve firsat verilmesi taraftariyim. Zenginliklerimiz bizi bölmez bilakis birlestirir ve güclendirir. Gücümüzü birbirimizden korkmaya, korku senaryolarina, birmizin digeri üzerine hüküm sürmesine harcama yerine hepimizin refahi icin kullanmaliyiz. Tüm gelismis ülkeler sorunlarini böyle asarak refahi yakalamislardir. Bizler hala kafamizi "ne mutlu Türküm diyene", "Vatan, millet , Sakarya" , "Türküm, dogruyum, caliskanim,....", "Türkün Türkten baska dostu yoktur", "sorunlarimiz yok ama dis mihraklar yaratiyorlar",..... ile yoruyoruz, diger ülkeler ise bunlari coktan asip uzayi yakalamak icin kafa yoruyor. Aramizdaki fark bu. Sonrada alinganlik yapip, bilmem sunlar bizi istemiyor, bunlar bizi sevmiyor,.... gibi cocuksu cocuksu hareketlerde bulunuyoruz. Korku senaryolari size kendi ana dilinizi ögrenmeyi talep etmeyi dahi yasaklamis. Konulari korku senaryolari etrafinda degerelendirmeye son vermelisiniz ve Gürcüce ögrenmek icin talepte bulunmalisiniz, ama tabiiki torpil falan olmadan.

Imralidan "emir alani" sucluyorsunuzda Imrali ile ilk bastan beri müzakere yapan, karsilikli antlasmalar yapan devleti suclamiyorsunuz. Imralidakini begeniriz veya begenmeyiz, ama bir gercek varki T.C devleti Imrali'yi referans aliyor ve masada konusuyor. Bu yüzden Imrali'dan emir aliyor diye saga sola catmamiza gerek yok. Realiteyi görün artik, bu savas ancak her iki tarafin gercek sorumlulariyla cözülür. Imrali olmadan siz bu savasi nasil bitireceksiniz aciklayin lütfen. savas ile diyorsaniz 30 yili askin yapiyoruz bu savasi ama bitiremiyoruz, dahada artiriyoruz. Elestirmeyin cözüm önerileri getirin.

Bunlari 40 yildir sectiginiz siyasilere ve güvendiginiz devlete söyleyin. Benim bu tür tarafli sorularla, yorumlarla kaybedecek vaktim yok. Olaylara hala düz mantikla bakiyorsunuz. Bahis konusu ettiginiz miletvekiligi konusuda AB sartlarindan sadece yüzlercesinden birisi. Anlamiyorsunuz hala, biz bu konuda adim atmak istemiyenlerdeniz. AB'nin zoruylami kendimizi düzeltecegiz? Nasil bir mantik bu anlasilir degil. Türkiye disinda hangi ülke süreci bu kadar uzatti, uyum yasalarini 40 yila yakin savurdu, her konuda hem sorun cikartip hemde zeytinyagi gibi su üzerine cikti, ne sölenirse derhal alionganlik yapti? Ben bu konularda üzerimize baska bir ülke tanimiyorum, hem sucluyuz hemde masumu oynuyoruz. Iste bu bizim önümüzdeki en büyük engel AB'ye girme konusunda. AB bizi bizden daha iyi taniyor. Birakin bu tip cikislarida, realiteyi görün. Toplum olarak ne yapiyoruz bu konularda? Bunu irdeleyin önce. Hazira konarak her seyi AB'den beklemeyin. Karisincada kötü karismayincada. Size AB asla yaranamaz.

Yaniliyorsunuz ve kendi beceriksizligimizi, isteksizligimizi, sorunlulugumuzu baskalarina yüklemeye calisiyoruz. Kimmis o en yetkili kisiler dedikleriniz? Evet AB icerisinde Türkiye karsitlari var, olacakta, bunlar gayet normal durummal. Ilk bastan beri vardi, kendi kendimizi aldatmayalim. Su an AB ülkelerinin icerisinde dahi genel olarak AB ye karsi olanlarda var. Yani siz bardaga bos tarafindan bakmayi tercih ediyorsunuz cünki, sizde istemeyenlerdensiniz. Birakin AB icerisinde bizleri kimin istemediginide bizim ne derece AB'yi istedigimizi irdeleyelim. Biz istemedikten sonra, son 40 yilin gelismeleri bana bunu gösteriyor, tüm AB bizi istese kac yazar? AB ile Türkiye arasinda bir antlasma var bu antlasma geregi Türkiye tüm AB uyum yasalarini hayata gecirdiginde, müzakere basliklari basarili gectikten sonra Türkiye AB üyesi olma hakkini elde ediyor. Heel biz elde edlim ve sonra bizi kim almiyormus görelim. Bunlar su anki ic siyaset gelismeleri, taktikler vs. Konusan cok olacak ama sonunda sadece tek bir karar verilecek. Antlaymaya uymayan AB olduktan sonra Türkiye tüm Avrupa'da ve dünyada sayginligini kzanacak ve AB ise klaybedecek, yeterki biz AB üyeligini kazanma sartlarini elimize alalim. Bizim su an yaptigimiz sadece kendi isteksizligimizi, inadimizi, sorunlarimizi cözümsüz birakmak icin topu baskalarina atiyoruz ve daha imtihanin basinda sorulari cözemeyecegimizi anlayinca zaten ögretmen beni sinifta birakacak diye sorulari cevapsiz birakmayi tercih ediyoruz.

Bakin monDieu isimli arkadas 35 maddelik müzakere basliklarini siralamis, bunlar bastan belli olan basliklar ve günlük siyasete göre degismez. Sizin istediginiz, biz AB'ye girelim ama AB'nin sartlarini yerine getirmeyelim. Yok böyle bir sey. Acikca "arkadas biz AB'ye girmek istemiyoruz cünki sartlari bize zor geliyor" deyin daha saygin bir durus olur. Tarimimiza, Kibris, Kürt, Alevi, insanhaklari,....... her türlü islerimize karisiyorlar diye sikayet ediyorsnuz. Siz gidin önce kendi politikacilarinizdan, devletinizden hesap sorun, cünki sizi rahatsiz eden tüm maddeler basta belirlenmis ve devleti temsil eden iktidarlar kabul etmis, ama sizi bu konularda dürüstce bilgilendirmemis. Aslinda sizinle dalga gecen devlet ve temsilcisi iktidarlar, siyasiler. Adamlar kendi islerine geldigi noktada islerine geldigi gibi AB konusunda yalan yanlis bilgiler verdiler. Bakin ben demistim ülke nüfusunun en fazla %5 i kadari AB konusunda dogru dürüst bir bilgiye sahip. Suc tabiiki diger %95 inin degil, suc devletin, cünki bilgilendirmedi halkini. Ne yazikki yazilarinizdan ve sorularinizdan sizinde %95 e ait oldugunuzu görüyorum. Bu bir suclama ve kücültme degil, sadece tesbit. AB konusunda devletin ve tarafli siysilerin, kuruluslarin sesine kulak vereceginize bu konuda daha bagimsiz düüsnen örgütlerin, kuruluslarin,.. sesine kulak vermenizi tavsiye ederim arastrmanizi tavsiye ederim. Yoksa kafanizda sadece Kibris, Kürt, .... gibi sizin icin hassas ama cok kolay manupule edilebilecek konular kalir.

Bazilarinin amaci üzüm yemek degil bagciyi dövmek oldugu icin yalan yanlis kasitli ve kötü niyetli iddialarda bulunuyorlar. Amac AB'yi gercek olarak irdelemek degil, Türkiye'nin sorunlu olarak kalmasini salamak.

Siz önce bu saydiklarinizin 40 yil önceden belirlenmedigini, sonradan art niyetle önümüze sürüldügünü sibatlamaniz gerekli. Ben bu saydiklarinizin ilk bastan itibaren belli oldugunu ve gelmis gecmis tüm iktidarlarin bilgisi altinda oldugunu iddia ediyorum. Özerklik konusu Türkyie icin negatif ise önce o cok savundugunuz CHP ve lideri Kilicdaroglunu elsetirmeniz gerekli. Sayin Kilicdaroglu kendisi bizzat Özerklik istedigini secim döneminde acikladi. Diger taraftan Özerkli ne anlama geliyor bunuda acikladi ve bence ülke icin en saglikli bir sistem. Neyine karsisiniz anlasilir degil. Ege'de Yunanistan ile sorunlarin giderilmesi icin caba harcansin deniliyorsa neden karsiyizki? Illada sorunlumu yasamamiz gerekli? AB icin ilk bastan beri belli olan sartlardan biriside komsularla sorunlarini cözmek geliyor. Sizin neye neden karsi geldiginiz belli bile degil. Sadece muhalefet olsun diye karsisiniz.

Sömürüsüz, sinifsiz, cagdas bur projeden bahsediyorsunuz. Yani Cumhuriyetin amaclarini bizlere acikliyorsunuz. Neye dayanarak bunlari söylüyorsunuz? Kim bunu planlamis? Atatürkmü? Bunlar cok ciddi bir iddiadir, Sosyalizm ile neredeyse tam esit bir sistem. Bunlari iddia ederken kaynaginizi söylemeniz gerekli. Aksi taktirde sadece sizin kendi iddianiz olarak kabul görür ve kaynaksiz olunda iddianizin ayagi yere basmaz.

Gercekten hep beraber sömürüye, baskiya, zulme karsi geldigimiz ve basari sagladigimiz zaman hic kimsenin sadece etnik kökende, din bazinda,.... mücadele etmesine gerek kalmayacak. Türkiye gercek anlamda demokratik bir ülke oldugu zaman her türlü sorunlara cözüm aranacagi icin ayri ayri mücadelelere gerek kalmayacak. Benim icin bu anlamda önemli olan halkin gercekten demokatik bir Türkiye isteyip istemedigidir. Demokratik Türkiye icin mücadele ediyoruz deyipte her seyin eskisi gibi kalmasini istersek, sadece Türk kimligini ön plana cikartarak cözüm ararsak,..... bu konuda samimi olmadigimizi gösteririz. Demokratik Türkiye'den ne anliyoruz bunun aciklamasi cok önemli.

Siez birisi ortak is yaptiktan sonra kazik atarsa nasil davranirsiniz? Isyan etmezmisiniz yoksa sinenize cekip kadermi dersiniz?

Hayir arkadsim ben Kürt degilim, Türküm. Bana yapilanlar o dönemler Alevi ve solcu oldugum icin yapildi. O dönemler Aleviler ve Solcular düsman olarak lanse ediliyordu, ne hikmetse simdi birden Aleviler en iyi dost oluverdiler ve yeni düsmanda Kürt'ler oldu. Haksizliklar tek Kürt'lere yapildi falan demedim, yanlis anlamissiniz galiba, ama etnik acidan bakarsaniz tabiiki basta KürtÄler olmak üzere diger etnik kökenlilerimize yapilmistir. Yani Kürt'ler etnik baski yapildiysa, Alevi'lere dini konuda yapildi, iscilere de gene baska konuda baskiy apildi, kadinlara daha degisik baskilar,....... Toplumun her kesmine yapildi, basta Kürt'ler ve Alevi'ler olmak üzere herkese. Ama tekrarliyorum herekse haksizlik yapildi demekle Kürt'lerin veya Alevi'lerin bas kaldirmalari onlarin yanlis yolda oldugunu göstermez. Aslinda Toplum bunlari örnek almali ve yaptiklari önderlik icin tesekkür dahi etmeli. Hatya konusunu Hatay'li Arap'lara, Laz konusunu Laz'lara, ...... sormaniz gerekli. Bunlar hayatlarindan memnun olabilirler, ama onlarin memnun olmalari benim durumumu düzeltmez, benim cocugumun zorla din dersine katilmasini engellemiyor, Cem evimin taninmasini saglamiyor,.... Hayatlarindan memnun olanlar herhalde ayaklanmayacaklar. Her isci grev yapiyormu? A fabrikasindaki isciler grev yaparken B fabrikasindakiler yapmayabiliyor. Simdi grev yapan iscilere enden grev yapiyorsunuz, baksaniza B fabrikasinin isciler memnunmu diyecegiz? Devletin hic bir kisiye, gruba, inanca, etnik kökeni degisik olana,..... herhangi bir baski ve haksizlik yapmaya hakki yok. Devlet ülkenin tüm fertlerine hizmet icin oradadir ve ülkenin sahibi degildir. Ülkenin sahibi vatandaslardir ve devlet onlarin tümünü temsilen bulunur. Temsil konsunda devlet gercek görevlerini asip ayrim yapmistir ve halada yapmaktadir. Bakin binlerce yildir Aleviler namaz yerine Cem yapmalarina ragmen hala devlet bunlara saygi göstermiyor ve zorla nasil ibadet etmeleri gerekir ögretmeye calisiyor, mahkeme kararlarini uygulamiyor, saygi göstermiyor. Simdi Alevilerin devlet hepimize ayrim yapmadan haksizlik yapiyor diye evlerine kapanip susmalarimi gerekiyor?

Haklisiniz, yanlis yazmisim. Ben orada sadece nüfusun % 5 i ancak AB konusunda dogru ve tam bilgilere sahip yazmak istemistim. Düzeltmeniz icin tesekkürler. AB uyum yasalari konusunda bizler devletimiz tarafindan dogru bilgilendirilmedigimiz icin devamli yeni yeni olaylarla karsilasiyoruz ve bizleri tatmin edici olaylar degil dogrusu. Bu yüzden de sizin ve diger arkadaslarin AB konsundaki negatif dünmelerini anliyorum. Aslinda devletimizin bize gercekleri gecikmelide olsa tamamiyla anlatmali ve bizlerde millet olarak ne istedigimize karar vermeliyiz. Millet olarak AB uyum yasalarini kendimize yugun görmüyorsak veya AB'ye girmeyi faydali görmüyorsak mertce geri cekiliriz ve yolumza devam ederiz. Ama son 40 yilda yapildigi gibi her gelen AB ile gerekeni yapip sonra yeni gelen iktidara yüklenmeye devam ettigi sürece herkesin kafasi karísik kalacagi gibi gercek sucluyuda bilemeyecegiz.

Bu yazdiklariniz asla gercekleri yansitmiyor. Önce "dayatilan 35 maddeyi" aciklamaniz gerekli. Yani bu 35 madde sonradan istenilen gibi yansittiginiza göre isbatlamaniz gerekli. Ama isbatlayacaginizida zannetmiyorum. Yatip kalkip her konuyu AKP'ye baglamaniz bence travmadir, koltugu kaybetmenin travmasi. Devlet artik eskisi gibi degil ve olmayacakta, bu hakli olarak bazilarini cok rahatsiz ediyor ve travmaya yol acabiliyor. Eski iktidarlar AB konusunda her seyi dogru yapmislar sözünüze o iktarlarin üyeleri dahi inanmazken, gecmisteki yanlislarini itiraf ederken sizin böyle yazmanizi artik okuyucalirin degerlendirmesine birakiyorum.

Sizin veya benim nasil degerlendirdigimden daha önemlisi yasanan gercekler daha önemli. "Tarihsel atamaydi" olarak Cumhuriyetin kurulusunda böyle aciklama varmi, yoksa bu tip aciklamalar sonradan bazilarinin isi kurtarma adina yaptigi buluslarmi? Bir dönemler telsizde yasakti demeniz ülkemizde yasanmislari sanki kaderimizmis gibi gösterme cabasidir ve kaderimize razi olalim mantigidir. Kürt sorunu cumhuriyetin kurulusu itibariyla baslamistir, o dönem bu günlerin temeliatilmistir. Binayi hem saglam temele kondurmayacaksin ve sonrada catirdamaya baslayinca yok efendim komsum Halil Ibrahim binami yimaya calisiyor diye yakinacaksin, bunlara kimse inanmiyor artik. Ayni yakinmalari Suriye'de yapiyor, Libya'da, K. Kore gibi ülelerde yapiyor. Vatandasina basi yapan tüm rejimler ayni argümana sariliyorlar. Bunlar eskidi ve etkiside bitti, yeni argümanlar alalim. Gecmisin hatalarindan intikam alma gibi bir düsünce yok ama yeniyi kurabilmek icinde gecmisi irdelemek kadar önemli bir sey olamaz. Gecmisinden derscikartmaya, hatalarini, yanlislarini masaya yatirmayan yeni binasini kurarkende gene eski aliskanliklarindan dolayi kuracagi binanin tenelini tam olarak salam yapamaz. Gelismis ülkelerin tümü gecisiyle yüzlesmistir. Ekoomide dahi gecmiste yaptigi yanlislari "intikam alma" gibi kabul edip masaya yatirayan ülkeler devamli yalis yapmaya devam etmislerdir. Gecmisimiz ile yüzlesmek bize neden o kadar zor geliyor? Tabiiki bu yüzlesmeyi aslinda son 40 yilda yapmamiz gerekliydi. Isi bu derece uzattigimiz icin, inadina yüzlesmekten, kendimizi düzeltmekten kactigimiz icin artik insanlarin dilinde yüzlesme yerine "intikam alma" dolasmaya basladi. Tabii bir konuyu ne kadar uzatirsan o kadarda cilki cikar, anlami degisir, lastik gibi sündürülür. Baksaniza Cumhuriyetin kurulusu itibariyle yaratilan Kürt sorununu Amerika üretti, AB üretti, AKP üretti... gibi sacma sapan iddialara dönüstü.

Önce demokratik mücadelelere tahammül edebilmeyi ögrenmeliyiz ve isimize gelmeyenler icin etnik-milliyetcilik, irkcilik gibi cümleleri kullanarak masumu oynamamiza gerek yok. Bu ülkede kimlerin ve nasil irkcilik yaptiklari tarih boyunca bilinmektedir. Din milliyetciligini saolsun toplumumuz yillarca yapmaktadir, yapanlara prim vermektedir. Inancinizida yasayabileceginiz, etnik kimliginzide inkar etmeyeceginiz,.... bir demokratik Türkiye gerekli hepimize. Istedigin kadar yobazlara, seriatcilara karsi ol ama ülkedeki özgürlükler bazinda, esit vatandaslik bazinda,..... stotükocu olduktan sonra durusunuzun hic bir degeri olmaz. Tüm kötülüklere karsi duruyorsaniz eyvallah, gerisi kandirmaca, taktik, maske,.....

Ben size neleri yanlis söylediginizi yazdim, tekrar bakarsiniz. Demokrasilerde etnik haklarda aranir, kabul görmeyen tek olgu kendi hakkini ararken digerlerininkini gasp etmemendir. Ne yani demokrasilarde sizin anlayisiniza göre bir etnik grubu hice sayarak zorla sen susun busun demek oluyorda o zarladigin, asimile ettigin, bir dönemler hic saydigin ve hatta dilini yasakladigin insanlar bas kaldirinca demokrasiye ters düsüyor. Ne güzel bir mantik. Ben bir demokrat olarak etnik milliyetcilige, irkciliga, fasizme karsiyim, ülkemde etnik kökenlilere zorla "ne mutlu Türküm diyene" söyletilmesine karsiyim, inanc özgürlügünün tam anlamiyla olmamasina karsiyim, mecburi din derslerine karsiyim, vatan millet sakarya mantigina karsiyim, hak arayani derhal terörüst, vatanhaini olarak ilan etmeye karsiyim,..... Demokrasilerde birakin etnik kökenlileri, tek birey dahi kendisine yapilan haksizliga karsi gelir ve bunu demokratik yoldan protestoda eder, mücadelesinide verir. Önce demokrasi nedir iyi ögrenmek gerekliki ülkemizdeki gibi herkesin bir demokrasisi olmasin. Son 8 yildir AKP demokrasisi var, önceleri Ecevit, Ciller, Yilmaz, Erbakan, Bahceli, Baykal, Evren, Demirel,.... demokrasileri vardi. Her gelenin demokrasisi gideninkisini aratti masallah.

Tabiiki sizinde söylediginiz gibi AKP iktidarida AB'ye girme konusunda samimi degil. Ama bizler nedense kendi iktidarlarimizin yanlislarini tartismak yerine, yok efendim AB bizi böylemeye calisiyor gibi suni ve yanlis konularla kafa agritiyoruz. Diger iltidarlarda AKP'den eksik kalmadilar. Size net olarak sölyorum, Türkiye'de nüfusun %5 i AB nedir tam olarak bilmiyor, yani sartlar nedir AB'ye girmek icin bilen ancak bu kadardir. Korkuyorum siyasilerin dahi hepsi dogru dürüst bilmiyor. AB denince aklimiza yüzlerce sartlardan sadece demokrasi, Kürt meselesi, Aleviler, Kibris, Ermeni sorunu gibi meseleler akla geliyor ve bizede sadece bunlar servis yapiliyor. Oysa kullandigimiz elektirikten tutun, akan irmaklara, fabrika atiklarina, soludugumuz havaya, ormanlara,..... kadar sayisiz maddeler var, ekonomok maddeler var, isci haklarindan tutun, devletin harcamalarina kadar. Begeniriz veya begenmeyiz ama sartlari acikca millet olarak bilmemiz ve tartismamiz gerekli. Neden devamli AB bizi bölmeye calisiyor sacmaliklariyla ugrasiyoruz? Nelerin yapilmasi gerekli 40 yil önce belirlenmis, isimize gelmiyordu da neden evet diyerek imza attik? Biz toplum olarak devletten neden bizi aydinlatmadiginin hesabini soracagimiza, yok efendim AB Kürt'lerle konusuyor, cezaevlerini inceliyor,.... gibi konlarla uygrasiyoruz. Evet dogur geliyorlar ama antlasma geregi, kimse öyle birden cikipta gelmiyor. Kibris konusu, komsularla iliskiler konusu,.... tümü 40 yildir bilinen maddeler.

Siz hala ayrim yapilmadigini, herkese ayni muamele yapildigini anlatmaya calisarak hala son 90 yilin siyasetini yani inkar politikasini savunuyorsunuz. Bakiniz Amanya'da bir yazar var ismi Günter Walraf. Bu yazar 80 li yillarda bir dönem yanlis hatirlamiyrsam 1 yila yakin kilik degistirerek bir Türk vatandasi gibi yasadi ve ayni isyerlerinde, ayni lokallerde, ayni lokallerde bulundu. Kendisi Alman olarak yasadiklari ile Türk olarak yasadiklarini kitap haline getirdi ve aradaki ucurumu hrkese gösterebildi, daha dogrusu aynen sizin gibi Almanya'da da kimseye ayrim yapilmadan muamele yapiliyor diyenlere gösterdi. Tabiiki görmek istemeyenler Günter Walraf'ada ina´nmadi ama bazen yapacak bir seyde yok görmek istemeyene. Keske sizde Günter Walraf gibi 6 ay veya bir yil boyunca Türkiye'de devlet dairelerinde, polis subelerinde, askeriyede,.... bir Türk olarak bir de Kürt olarak yasayabilseniz aradaki ucurumu cok iyi göreceksiniz. Birakin kürt olmyi Alevi olarak yasyin gene göreceksiniz. Siz ne yazikki hala kafasini kuma sokulu kalmasini isteyenlerdensiniz. Tabiiki bu sizin kendi seceneginiz, benim fazla yapacak bir seim yok. Ben 17 yasinda nezarethanedeyken polislerin bana islamin sartini sorup yanlis cevap alinca "seni kizilbas komunist" diye dövdügünü asla unutamam. Veya amcamin ramazan ayinda istemeyerekte olsa oruc tuttugunu cünki, calistigi fabrikada diger caisanlarin baski yaptigi icin. Gene bacanagimin Alapli'da komsularindan cekindigi icin oruc tuttugunu asla unutamam. Bu tip örnekleri cogaltabiliriz. Ama siz hala din, kimlik,... ayrimi olmaksizin herkese ayni muamele yapildigini iddia ediyorsunuz. Sizin davranisiniz bana Hitler döneminde Yahudu kumsularinin toplanarak götürülüp gaz odalarinda yakildigini, toplama kamplarinda tutulduklarini tahmin edemedik diyen Alman'lara benziyor. Alman'lar biz böyle davranildigini, Yahudi komsularimizin yakildigini,.... bilmiyorduk diyorlar. Demekki o dönemde insanlar kafalarini kuma sokuyorlarmis bu günde. Neden yapariz bunu anlayabilmis degilim dogrusu. Su yalanci dünyada neden neden birbirimizi kirariz anlayamiyorum. Kime kalmis bu dünya? Tüm dünya bizim olsa kac yazar?

Kim ne derse desin, AB'ye girme sartlari ilk atilan imza ile belliydi ama devletin temsilcileri halki bu konuda asla bilgilendirmedi ve gele gele bu günlere kadar geldik. AB'nin sartlari son 10 yilda belirlenmedi, dedigim gibi bastan belliydi. Benim söyleyecegim, AB icin atilan imzadan sonra gelmis gecmis ve su an iktidarda olan tüm partiler, siyasiler,.... attiklari imzanin altindaki sartlari asla yerine getirmek istemediler ve istemiyorlarda. Bizlere gercekleri aciklamak yerine oyalayarak ve birbirini karsilikli suclayarak sonunda suclu AB ilan edildi. Böyle bir devletin ve milletin AB'ye girmesi artik girmesi hak bile degil. Girmemek icin elleirinden geleini arkasina koymayan baska bir AB-aday ülkesi tanimiyorum. Bizden 30 yilsonra basvuranlar hizla gerekli sartlari yerine getirip AB'ye girdi ama biz hala 100 basamaktan ilk 10 unu dahi basaramadik. Onurlu sekilde biz bu sartlari yerine getrimek istemiyoruz ve dolayisiyla üyede olmak istemiyoruz demek yerine yok efendim bizi bölmek istiyorlar, yok efendim ic islerimize karisiyorlar,..... diye alakasiz sözlerle kendi kendimizi aldatiyoruz. AB de tabiiki 40 yilda 10 metre yol ancak alabilen sorunlu ve alingan bir devleti ve milletide seve seve kendi iclerine alacak degil. Bizim yaptigimiz aynen Kedinin ulasamadigi et icin mindar demesine benziyor.

Türkiye'de demokratik hak mücadelelerini baltalamak adina ilk defa tezgah yapilmiyor. Cuntalarda tezgahlarla geldi, simdi bunu hepimiz biliyoruz. Yani tezgahlar yeni degil ve olacakta, önemli olan bizlerin artik bu tezgahlara karsi uyanik olmamiz. DEvleti temsil eden AKP iktidarinin Kürt sorununu cözümü konusunda gösterdigi zik zak cikislarin devletin hala Kürt sorununu cözmekte kararli olmadigini, eski tas ve eski hama misali her seyin kendi bildiklerince devam etmesi gerektigini göstermektedir. Demokrasi evrenseldir ve sizin acikladiklarinizla yakindan uzaktan alakasi yoktur. Sayin Pamukoglu'nun demokrasi tanimini bildigim icin örnegini verdim. Demokrasiyi isimize geldigi gibi tanimlayamayiz, hele hele Türkiye'de sayisiz anti-demokratik tutumlari destekleyenlerinde bzlere DEMOKRASI aciklamasi kabul görmez.

Sayin yilmaz, tabiki Türkiye'de gecmistede günümüzde de sadece Kürt'lere baski ve haksizlik yapilmiyor. Ama sizin dediginiz gibi Kürt'ler disindakilere de yapildigi ve halada yapiliyor olmasi Kürt'lerin eskiden de simdide iskence gördügünü, haksizliga ugradigini,.... yalanlamaz. Konulara siz devamli baskalariyla karsilastirarak yanasiyorsunuzki bence yanlis yapiyorsunuz. Ben Türk'üm ve Türk solcusuyum, 12 Eylül'de bizlerde iskence gördük ama ben sizin gibi Kürt'lere sadece siz iskence görmediniz diye bir cikista bulunmuyorum. Kim gördüyse yanlis yapilmis ama herkese yanlis yapildi diye sesini cikaranlarada susun dememize gerek yok. Kürt sorunu bu bazda masaya yatirilamaz ve aslada cözüme götürülemez. Madem Silivridekiler size göre iskence görüyor o zaman siz ve diger insanlar Silivrinin tarafi olarak bu iskenceleri ortaya cikartirsiniz, buna karsi mücadele edersiniz ve sizin mücadeleniz döneminde belkide beni ve diger insanlari dahi kazanabilirsiniz. Kürt'ler de veya baskalarida size bizde iskence gördük diyerek Silivrideki "iskenceye" karsi susmaninizi beklemez.