EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey
-
SeVGi NeYDi ?
SEVGİ NEDİR? Sevgi nedir? Bu kadar çok konuştuğumuz... Hayatımızın içerisinde en fazla bulunduğuna inandığımız... Onun için olmadık sahtekarlıklara başvurduğumuz... Olmadık maymunlukları hiç gocunmadan yerine getirmeyi ayıp saymadığımız... Sevgi nedir? Aslında sorulması gereken soru, sevgi benim için ne? Sözlük manasıyla bile iyi bilmediğimiz sevgi uğruna bu yapılanlar ne kadar gerçek? Biz ne kadar gerçeğiz? Sevgi ve aşk bizim bedenimizde bir arada barınabiliyorlar mı? Yoksa birisi diğerinin maskesi olabilmek için mi hep hazır beklemekte? Buradan çok kestirme, "ne kadar sahtekarız?" sorusuna doğru hızla koşabiliriz. Bu yürek ister elbette! Ne kadar sahtekarım? Az mı, çok mu? Bedeni isteklerimin ateşlediği duygunun adına Aşk ya da Sevgi mi demekteyim? Cinsellik yemek yemek kadar doğal bir ihtiyaçtır! Bu cümleyi ne kadar sıklıkla kullanıyorum? Kime söylüyorum en çok? Kendime? Sevgilim olmasını düşündüğüm insana? Sırlarımı paylaştığım birisine? KİME! Yoksa bunu bile söyleyemeyecek kadar mı sahtekarım? Soru bu. Cevabı sizin gerçekliğinizle orantılı. Ne kadar gerçeksiniz? Kaç maskeyle idare edip gidiyorsunuz hayatta? 2? 4? 500? sonsuz? Sevgi nedir sizce? Sorabildiğim kadar kolay mı cevap vermek? Yoksa çok zor mu? Seni gidi seni sahtekar! Yüzleş bence! Sadece kendinle yetmez. Herkesle! Kolay Gelsin
-
Günün Türküsü
Deyiptin baharda görüşelim Bahar geldi geçti sen gelmez oldun Yaradan eşgine ne olur dön Kuşlar kondu göçtü sen gelmez oldun Sen gelmez oldun sen gelmez oldun Yari gözleyirem men, isteyirem men Sen gelmez oldun Biz bu sonbaharda buluşacaktık Bahar geldi geçti sen gelmez oldun Taşlara mı döndü kalbin gelmedin Aylar geldi geçti sen gelmez oldun Sen gelmez oldun sen gelmez oldun Sen gelmez oldun yarim Gözlerim yolda beklerim ama Sen gelmez oldun Demiştin kapına gelirim diye Kulağım kapıda ses vermez oldun Boş yere mi yeimin ettik ikimiz Kuşlar yuva kurdu sen gelmez oldun Gülay - Damlalar albümü Kolay Gelsin
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Mustafa özarslan - Bir Ay Doğar
-
ALEVİLERİN BÜYÜYEN İSYANI!
Evet kahrolalım bizler kahredin bizi ben size diyorum yakın bizi de dinlemiyorsunuz. Kürtlerden bahsederken terörist kürtler yazıyorsunuz. Siz ve hasta beyinleriniz. Terörist kürtler ne demek ya ben şimdi terörist miyim allah allah işiniz yokmu başka, ne bilim yoksa bulaşık yıkayın , olmadı çamaşır yıkayın evde eşlerinize , annelerinize yardım edin daha fazla sevap işlemiş olursunuz. terörist kürtler diyip bütün kürtleri potansiyel terörist yaptınız yuhh artık kınıyorum sizi Kolay Gelsin
-
En Sevdiğim Şiirler
NÂZIM'IN YÜREĞİ Usanınca gerçeklerin yalanından, kaygan, yüzsüz baskıdan, tunç Nâzım'ı anımsarım ve sesini biraz hançerimsi : "Merhaba kardaşım... Ne o, neden yüzün asık öyle Boş ver! Yoksa şiir mi takıldı bir yerde? Gel, birlikte bitirelim. Paran mı yok? Bakarız bir çaresine, dert değil. Kız mı? Aldırma bulunur..." Oysa asıl kendisinde var bir şey, içini kemiren yüz çizgilerinden dehşetle akan : "Hepsi iyi de, şu yürek ağrısı... Adam sen de ağrıyadursun, yaşıyoruz ya..." Kimisi için şiir bir roldür, Kimisine bir dükkân, kazançtır. Onun içinse ağrıdır şiir, rol değil. Nâzım'ın yüreği de ağrıdı durdu işte. Üzerine titreyen doktoru bir gün, hani pek de güvenemeyerek, uyarmıştı beni : "Bakın" demişti, "keskin konulardan kaçının ki ağrımasın Nâzım'ın yüreği..." Hey gidi doktor... Hastanız gitti. Yaramadı çabalarınız. Yüreğiyse onun gizli gizli çarparak sürdürdü ağrısını ölümünden sonra da. İçindeki acı için ağrıyor, Türkler için, Ruslar için ağrıyor, kendisi gibi mahpusta özgür olanlar için özgürlükte mahpus gibiler için ağrıyor. Hapishane acılarıyla yanan o yürek - ölümden sonra bile - dinlemiyor doktorları, korkak olduğumuz zaman ağrıyor. Neme gerek dersek ağrıyor. Onun gibi açık yürekle : "Merhaba kardaşım..." diyemezsek ağrıyor... Varsın ağrısın hepsi için yüreklerimiz, tek ağrımasın Nâzım'ın yüreği. Yevgeni Yevtuşenko (d.1933) Sovyet şairi ( Nazım Hikmet'e yazdığı bir şiir) Kolay Gelsin
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Grup yorum - ÖmRüM
-
Duvarda Çivili Kertenkele
Japon mimarlardan biri evini baştan aşağı yeniliyordu.Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvarla irtibatlı bölümünde,iç kısmında,iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir kertenkele buldu.Biraz daha dikkatli bakınca kertenkelenin canlı olduğunu farketti. Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü. ''On yıl önce yapılan eve kapısı takılırken dışardan çakılan bir çivi,o an kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı'' diye düşündü Japon mimar. Peki nasıl olmuştu da bu kertenkele,bir santim bile kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda on yıldır canlı kalmayı başarmıştı? Mimar,tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izlemeye başladı.Bu kertenkelenin sadece havayla beslenmediğine göre bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu. Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu.Japon mimar,nereden çıktığını farkedemediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü.Gelen kertenkele yerinden kıpırdayamayacak olana yiyecek taşıyordu. Bu kertenkele diğerinin belki annesiydi,belki eşi,belki de arkadaşı...Kim bilir? Ama bilinen bir şey var ki aralarındaki güçlü sevgi,birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşımasına neden olmuştu. Kolay GElsin
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara. Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi. Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa. Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana Hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri. Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona Ellere yar olur. öpmemden önceki gibi. O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla Artık sevmiyorum ya severim belki yine Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca Belki bana verdiği son acıdır bu acı Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona PABLO NERUDA Kolay Gelsin
-
Günün Türküsü
Bilene Danış Bilirim Bilirim Dersin Bilene Danış Danışan Dağları(Hey Dost) Aşar Mı Aşar Danışmadan Yola Çıksa Bir Kişi Akıbet Yolundan(Hey Dost) Şaşar Mı Şaşar Cahile Irak Ol Kamile Yakın Bir Mana Söyleyim(Hey Dost) Darılma Sakın Hasmın Karıncaysa Merdane Takın Ummadık Taş Başa (Hey Dost) Düşer Mi Düşer Pir Sultan Abdalım Böyle Mi Olur Kişi Ettiğini(Hey Dost) Elbette Bulur Yırtıcı Kuşların Ömrü Tez Olur Zararsız Akbaba(Hey Dost) Yaşar Mı Yaşar Pir Sultan Abdal Kolay Gelsin
-
KÜRT SORUNU=KÜRT İSTİLASI(İŞGALİ)
Yahu sizin sorununuz nedir bir insana burada zorla bir yafta yakıştırmaya çalışıyorsunuz hepimizin anlatmaya çalışıtığı şeyin ne olduğunu iyi biliyorsunuz. İşinize gelmediği için çamura yatıyorsunuz. Kelle toplamak tan bahsedip başka birisini pkk lı olmakla suçluyorsun bende seni katil olmakla suçluyorum en azından azılı bir katilin kelle almaktan zevk aldığı gibi sizlerde bir kürdün kellesini alsanız aynı hazzı duyacaksınız.Kanımızı oluk oluk içseniz doymayacaksınız. Kendi ülkemizde mülteci gibi yaşıyoruz.Ben kürdüm demek vatan hainliği olmuş yeter artık yeter beyler. Nedir istediğiniz toplanalım bir şehire verin ateşe yakın bizi , bizler yanmaya sizler yakmaya yabancı değilsiniz. Herşey bu kadar kolay değilmi, çıkıp burada kürtler hırsızdır, kürtler barbardır,kürtler namussuzdur , ve şimdide kürtler köksüz oldu yazık yazık. Bakın bir kaç sayfa önce yazdığım yazıma ; Kürtler... Anadolu'nun en eski halkı. Yaşı bilinmeyecek kadar eski... Dünyanın her köşesinde halklar yaşadı. Ama Mezopotamya'nın, Zağros'un ayrıcalağı var. Yazının keşfedildiği yer burası. Atın ilk ehlileştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, gökyüzüne ilkel teleskopun doğrulduğu, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, Tanrı ve Tanrıçaların beğenip seçip ilk ayaklarını bastıkları, aile hayatına karışıp çoluk çocuk sahibi oldukları, aritmetik, tıp, ticret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler, ilk yontular, ilk mutfağın, tiyatronun yaratılması için insanlığa kucağını açmış bir yöre... İşte bunların hepsinde Kürt halkının alın teri var... Biraz tarihi araştırmanı tavsiye ederim . Bakın bakında görün tarihi araştırın okuyun ,ama yanlı değil objektif okuyun beyninizdeki örümcek ağlarından kurtulun. Bu ülkede herkesin yaşamaya hakkı olduğunu ve kendi soyunu korumaya kalkınca da karşısına pkk yı dikip sindirmeye çalışmayın ucuz oyunlar bunlar . Ben çingeneyim , ben lazım , ben azeriyim , ben terekeme yim , ben evet ben kürdüm ve insanım. Pkk Pkk diye felaket tellalığı yapmayın alın elinize birer silah kürt avına çıkın bir kürdü öldürmek için pkk lı olmasına gerek yokki kürt olması yeter değilmi?? Hakan size ne anlatıyor siz ne anlıyorsunuz ve cevapta veremeyince ne yapsakta sindirsek hopp hadi pkk lısın diyelim hepsi tırssın bizde böylece alt ederiz diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz Nasılsa siz saniyesinde pkk yaftasıını yapıştırırsınız Sıkıldım artık bunları dönüp dolaşıp anlatmaktan artık yeter ya azıcık insaf ya Kolay gelsin
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
eee kim peki bu en centilmen, en mütavazi, en çömert, en nazik ve en güzel insanı
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Teşekkür ederim canım hemşom bunlarda benden sana ve şevvalime artık aranızda paylaşırsınız siz Az kalsın asterix i unutuyordum öyküne girip katlettiğim için affet birde çiçek vereyimde az fırça atsın bari
-
Hep Beraber Öykü yazalım
Ah Joseph diye geçirdi içinden ne çok severdi bir zamanlar onunla beraber olmayı, verandada beraber sallanmayı o çocukça yaptıkları oyunlar aklına geldi birden kala kaldı. Neden böyle olmuştu herşey içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Bir yürekte iki sevgi olurmuydu bunu taşıyabilirmiydi bir insan. Kendiside artık umutsuzluğa düşmüştü Joseph onun ulaşılmazıydı ama diğer taraftan kendiside anlam veremediği bir boşluğa düşmüştü . Birden aklına onu küçüklüğünden beri hiç yalnız bırakmayan tek dostu Angela geldi,evet evet dedi beni anlasa anlasa o anlar. bana bir yol gösterebilir dedi ve yola koyuldu Angela ya gidiyordu. O kadar emindiki Angelanın ona yardım edeceğinden.Ne zaman karmaşık birşey olsa Angela çözüm bulurdu.Bilge bir karaktere sahipti. Güneş Zirvelerin ardında gözden kaybolmaya başladığında Molly yolu tamamlamıştı.Ama nedense kapıyı çalamıyordu cesareti yoktu buna ,uzun zamandır görmemişti. Bu evde Anegela yalnız yaşıyordu.Ailesini korkunç bir kazada kaybedince kendisini inzivaya çekmiş, herkesten kaçar olmuştu. Molly bütün cesaretini topladı kapıya vurdu ama kapıyı açan yoktu.Molly ikinci defa vurdu ama bu kez daha sertti yumrukları ve kapı açıldı... Arkadaşlar umarım hikayenizi batırmamışımdır
-
Bütün Arkadaşlara
Arkadaşlarıma ; Hepinize sonsuz teşekkürler ve ne diye bilirimki sevilmek gerçekten çok güzel. Öncelikle hepimizin kendine göre ilkeleri vardır. Benimde kendime çizdiğim bir çizgim ve kendime göre kurallarım var.Bu kurallarımı ne çiğnerim nede çiğnenmesine izin veririm. Benim tepkim çok açık ve netti oyun için açılmış bir post olabilir belki ama ben o oyuna iştirakçi bile değilken böylesine şahsımı inciten bir şaka nın içerisinde olmayı tercih etmedim ve ne olursa olsun birileri eylenecek diye de şaklabanlık yapamam bunun için burada bir kaç arkadaşımın tepki göstermesi yersiz dir. Ancak sert bir çıkış yaptığım bende farkındayım üzgünüm benim karakter yapımda böylesi yakıştırmaların yeri yok. Arkadaşlarım için buradayım buraya yazan bir çok arkadaşımın kalbini kırmak istemedim. Artık her ne yazılırsa yazılsın bu konu ile alakalı asla yanıt vermeyeceğim.Beni anlaması gereken insanların anladığından eminim ve herkesinde beni anlamasını beklemiyorum zaten.Bir kaç kişinin bu konuyu pişirip pişirip taze olarak servis yapacağını biliyorum ve bende arkadaşlarımdan şunu istiyorum her ne konuşulursa konuşulsun bu konu ile alakalı lütfen cevap yazmayın. Kolay Gelsin
-
Bütün Arkadaşlara
Arkadaşlar istemeden de olsa burada tatsız bir tartışmaya alet edildim ve hiçte tarzım olmayan şeyler yazdım.Bu foruma girdiğimden beri özellikle insana insan gibi davranılmasından yana bir tavır sergiledim. Dili, Dini , Mezhebi her ne olursa olsun ama insan olsun bir avuç insanız ve burada tartışmalara giriyoruz elbette ki tartışmalar olacak bunlar hayatımızın içinde olan şeyler ama daha fazla bana karşı söylenen bu çirkin kelimeleri hazmedemem kendimden düşüncelerimden ödün vermek istemiyorum kürdüm dedim pkk lısın dendi insanı sevelim dedim ayrım yapmayalım dedim ayrımcı durumuna düştüm hiç yazı yazmadığım bir postta yakıştırmalara maruz kaldım neden şunu anlayamıyor bazı insanlar her kesin farklı karakter yapısı vardır.Benimde Kendime göre düşüncelerim var yaftaları ve yakıştırmaları sevmem Buyur arman bey gidiyorum umarım rahata erersiniz yeriniz genişler umarım, beni hamur yapıp şekil vermek sizin haddinize düşen bir olay değil ve bu yazılardan sonra da burada bulunmam imkansız bir hal aldı Klavye başında posta koyabilrsiniz bir insana, helede erkekliğinizi çok ta net bir ifadeyle üzerimde uygulamaya çalışabilirsiniz bunda başarılı olamazsınız o ayrı mesele tabiki ama katlanın azıcık sizin gibi düşünmeyen insanlara, bu forum kimsenin tapulu malı değildir.Herkes gelir ve gider önemli olan nasıl geldiğiniz değil nasıl gideceğinizdir. Sevgiyle kalın , ayrımsız , dostça, barış içinde yarınlar dileğiyle Hoşçakalın
-
Günün Türküsü
valla sorma şevvalim ben şuan dinliyorum zaten ama tek başına halayın da tadı olmuyor o ayrı Kolay Gelsin
-
Günün Türküsü
erê xecê, to jê asma (he ya xecê, sen aysın) gılê kou de tıp-teynara ( ) bê a nia bê, bê düstê mı (gel böyle gel, gel _____ ma ) roşti bêro na, na çımê mı (aydınlık gelsin buraya, bu gözlerime) xecê, xecê, xecê, xecê xece yena sona (xecê gelip gidiyor) heni düri vindena (biraz uzak duruyor) jê kıle kuta zerrê mı, deznena (alev gibi düşmüş kalbime, sızlatıyor) erê xecê, to remnon ( eyy xecê sen kaçtın) asme ke vejiye, bê peyê bon' (ne zamanki ay çıkar, evin arkasına gel) heni qaytê zerrê çımê mı meke ( artık gönlümün gözleri(ne) olmazsan(bakmazsan)) xo darde kon, na xo kison ( kendimi asarım, şimdi öldürürüm) ................................................................................................... bir de destan buldum: ...............................Siyabend ve Xece.......................................... siyabend, büyüdükten ve köyünden kovulduktan sonra eşkiya olur...bir kan kardeşi olur, onunla yolda giderken bir çadır görür ve orada yaşayan xece'ye aşık olur...xece'yi şikak mirinin oğlu (ki kitapta miroğlu diye geçmekte kendisi, demek ki miroğlu ve andavallık ilişkisi çok eskilere dayanmakta) istemektedir ancak xece onu istemediği için abileri kızkardeşlerini de alarak yaşadıkları yerden ayrılmıştır...siyabend xece'nin abileri ile konuşur ve abileri de xece istediği için onunla evlenmesine izin verirler... ancak miroğlu siyabend'in düğün hazırlıkları için gitmiş olmasını fırsat bilerek xece'yi kaçırır, abilerini ve siyabend'in kankardeşini öldürür...siyabend döndüğünde olanları görür, intikam yemini eder, miroğlu'nun köyünü basar*, xece'yi kurtarır, kankardeşinin ve xece'nin abilerinin öcünü alır, miroğlunu öldürür... ama destanımız burda mutlu son ile bitmez; söylencenin sonunda siyabend bir geyiği avlar, ancak tam onun başını kesecekken bir darbesi ile uçurumdan aşağı yuvarlanır...siyabend'in yolunu bekleyen xece de daha sonra kendisini o uçurumdan aşağı atar... kısa özetimizden sonra destanımıza biraz da uzaktan bakalım: bu söylencede bildik törelerin dışında noktalar göze çarpar; xece'nin abilerinin kardeşleri istemediği için onu isteyen miroğlu'na hayır derler, yaşadıkları yerden göç ederler (yani güç vs için kızkardeşlerini vermezler)...miroğlu, xece'yi kaçırmış düğün yapmaktadır ama xece onunla birlikte olmayı red ettiğinden düğün 39 gün sürmüştür ve o pes edene kadar sürecektir (normalde gerdek gecesinde neler olduğundan, nasıl geçtiğinden bahsetmeye gerek var mı?)...siyabend, xece'yi kaçırdıktan sonra "tek beden, tek yürek" olurlar (varın kendiniz tercüme edin)...siyabend uçurma düştükten sonra xece'ye seslenir "ben burda öleceğim, var git kendine başka bir yiğit bul...bir gün oğlun olursa ismini karakatran (siyabend'in ölen kankardeşi) koy" der (ya benimsin ya kara toprağın demiyor bu adam) ...xece bunu red eder, kendini süphan dağından aşağı atar... Kolay Gelsin
-
BİZLERİ YÖNETEN KÜRTLER-2-
Bozan hakikaten bişeyleri bozmak karıştırmak adına güzel bir nick bulmuşsunuz. bu ülkeye birisinin ne kadar bağlı olduğunu test edip onaylamış gibisiniz ve köksüz dediğinize göre kökten bir araştırma yaptınız sanırım madem araştırmaya başladınız sizden bir ricam var kökten dincilerinde kökünü bir araştırın yada sivası yakanların orada diri diri yanan canların kim yada kimler tarafından yapılıdığını yada yapanların köklerinin nerelere ve kimlere dayandığını , birde bunların köklerini merak etmekteyim Kolay Gelsin
-
MEKTUP
Hayat anlaşılması güç bir denge profili üzerine kurulu,siyasal ve politik söylemlerin yanı sıra çok’ta duygusal bir bilince sahiptir hayat! bu duygusal bilincin dışavurumu ise sözlü ve yazılı işaretler içerir! Mektup Duygusal mantığımızı yazılı olarak simgeleyen bir düş hazinesidir! Mektup içinde düşsel bir zenginlik içeren bir ruh,bir kimlik ve şahsiyettir aynı zaman da! Mektuplar sürgün yanımızı yaşadığımız bir kara parçası ve sualtı dünyasında ki antik kayıp kentler gibi bir yitiriliştir,Hep suyun yüzeyine çıkmayı düşleyen bir yürektir mektup! ...zamanın dinginliğini ve yitik anıların özlemlerini haykıran asi bir çığlıktır mektup! ...mektup bir güç otoritesi ve ihtiras bileşkesidir! Mektup çok sağlam bir dopingtir insanoğlu için! ... Mektuplarda aşk zaman ve insanlar vardır! İhanetler kara mürekkeplere,isyanlar kağıtlara aşklar ise zarfın kendisine iliştirilir! ...çok fonetik bir alfabe ve alaturka bir gelenektir mektup! ...yaşamın çağdaşlığını ve bilgeliğini taşıyan bir vicdan hürriyetidir mektup! ! ! kozmik ışıkların gölgesine sığınan bir barınaktır mektup! Gökyüzüne ağlıyan yıldızlara sitem eden bir esirin düşleridir mektup! ..bir askerin bir kaçağın güncesi bir kronolojik travmadır mektup! ... Ey sevgili hayatın karanlık takvimlerinde insanoğluna sırlarlarıyla eşlik eden sevgili eş ve dost,yani sevgili günlüğüm, mektubum! ...Anılarmıza biçim verirken hep saklı bir kentin postahanesine bıraktığımız isimsiz ve adressiz mektuplar! ...hayata mistik bir edayla yaklaştığımız küresel bir bilinç,istek ve arzudur mektup! ...yıldız tozlarının ruhumuzu okşadığı,tanrısal bir müzik ile edebiyatın kavgasıdır mektup! ..bir tango ve kavgalı bir şiirdir mektup! Alkolik hayatların beklentilerini her sabah denize bırakan bir liman şehridir mektup! Beyin terminolojilerimiz’deki keskin bir acıdır...yalnızlıktır,Sevgi orojinli bir yıldız kümesidir mektup! Mektup hayata duruş şeklimizi ifade eden bir anıt,ve Tanrının kendisine sunduğumuz bir çelenktir mektup! Romantik serseriliğimizi sokaklara taşıdığımız öfkeli bir kalabılıktır mektup...heyacanla beklediğimiz bir nutuk bir söylemdir,akdenizin güzel kuyularında hayata gülümseyen... Bir şiirsel aşk pratiğidir,Çiftlerin birbirleriyle güzel mekanlarda sevişirken kulaklarına söylemiş oldukları bilge fısıldaşmalardır mektup! şarap tadında bir sarhoşluktur içimizi ısıtan....ironik bir vaka bir cinayet sebebi ve paranoyak bir bilmecedir mektup! Şairlerden aldığımız ilhamla harikalar diyarında gezinirken yakamıza iliştirmiş olduğumuz bir slogan ya da cadde boyları boyunca sahipsiz mekanlara astığımız afişleridir mektup! ...harflere,kelimelere ondan sonra da cümlelere bağladığımız bir divan bir şölendir mektup! Sakıncalı sözcüklerini sakınarak yazdığımız,gizlediğimiz bir tılsımdır mektup! ... Mızıkacı çocukların Tanrıya ağlamasıdır....büyük metropollerde yitik aşıkların gazete sayfalarına büyük pontularla vermiş oldukları ilanlardır mektup! Varoşlarda ise insan topluluklarının birbirleriyle kurdukları ilişki ağıdır mektup,saf ve temiz! Eski zamanlarda beyaz güvercinlerin ayaklarına bağlamış olduğumuz özgür bir beklenti ve cavabını asırlar boyu beklediğimiz bir yarındır mektup! kısa ve özetle Aşkın bütün renklerine birer davetiyedir,mektup.... Kajîn Jîr
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
işte budur SaoL
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
ya yargımalıyorum seni sadece benim söylediklerimi bir anlamda sende yazmışsın aynı şeyi farklı kelimelerle konuşuyoruz ama sonuç olarak aynı sorun yok yani saygı sevgi dostluk hepsi bu kralx
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
kralx seninle tartışmayı uzatmak istemiyorum ama her defasında bana cevap hakkı doğuyor tabiki alay etmek onun haddine düşmemiş inanmayabilir ama hakaret edemez eder dersem ben kendimle çelişirim zaten inandığım doğrularımla ters düşerim, ben sadece şunu istiyorum ne olursak olalım insanız buna bari saygı duyulalım sınırlarımızı elbette bilelim hakaret etmeyelim benimsemiyorsak bile daha naif olalım çok mu zor şeyler bunlar ayrıca bu ülkede seni seviyorum cümlesi ele ayağa düşmüş önyargı kelimesi televolelere düşmüş çok değil ki ayrıcaa ben savunmadım sadece biraz daha anlayış istedim ne yapalım kralx peki inanmayanları vuralım sosyalistleri yakalım alevilerin soyunu kurutalım kürtler ........ tek başınıza kalınca hayat daha mı kolay olacak sence daha mı hayat lay lay lom geçecek insanların yaşam hakkına inandıklarına edep erkan ile yaklaşırsak zaten sorun kalmayacak ülkemizde Kolay Gelsin
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
bakın kralx amacım sizinle tartışmak değil savunduğum kişileride ben belirlerim tıpkı sizin savunduğunuz kişiler gibi ama asla saygısızlık yapmadım kimseye ve yapmamda helede dili dini ırkı yüzünden asla yapmam ama nedense anlayamadığım bir ön yargının içinde kendimi bulmaktan sıkıldım desem yalan olmaz doğrusu Kolay Gelsin
-
Hangi şarkıyı hiç bi kuvvet size dinletemez?
kim kime ban attı
-
Hangi şarkıyı hiç bi kuvvet size dinletemez?
bekle geliyoruz şevvalle karaçiçeği_m