EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey
-
Media Forum Cafe
Tüp Bitti , Doğal gaz kesik sular akmıyor çaykur battı hadi gidin uyuyun Kolay Gelsin
-
Media Forum Cafe
çay yok bitti sabahçı kahvesimi burası hem varsa bile benimdir kesin Kolay Gelsin
-
Media Forum Cafe
karçiçeği_m benim dimi çekirdekler arkadaşlara vermem bak peşin söyliyimde ben, sonra anlaşmazlık olmasın Kolay Gelsin
-
Beyin Gücünden Beyin Göçüne...
Beyin Gücünden Beyin Göçüne... İstatistik rakamlarına göre Türkiye, iyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elinden kaybediyor. Bu ulusal kaybı önlemek için devletin en üst kademeleri harekete geçmeli ve üniversiteden mezun olanların, "eğitim sonrası ne yapacağım" sorusuna yanıt verecek, bürokratik engelleri kaldıracak tedbirler alması gerekiyor. Türkiye'nin son 40 yıllık gelişim sürecinde tartışılır konulardan biri beyin göçü olmuştur. Bu konu ile ilgili bilimsel makaleler başta olmak üzere, değişik zaman ve platformlarda tartışma konusu olmuştur. Çoğunlukla beyin göçü ekonomik ve kariyer sürecini yurtdışında arayan Türk insanlarında gözlenen bir olgu özelliği gösteriyor. Oysa, herhangi bir toplumun erişebildiği uygarlık düzeyi ile geleceğe dönük ilerleme ve gelişme olanaklarını belirleyen başlıca etmenler arasında insan beyin gücünün temel bir yeri vardır. Bu yüzden üstün beyin gücü ve eğitimi konusunda bilgi akışının sağlanması, beyin gücü-göçü ve sonuçları ile günümüzdeki boyutları göz ardı edilemeyecek bir şekle gelmiştir. Bundan dolayı üstün vasıflı insan gücü göçünden Türkiye'nin ne ölçüde ve ne yönde etkilendiğini ortaya çıkaracak kapsamlı araştırmalara gerek duyulmaktadır. Bu sorun, devletin kurumlarının en üst düzeylerinde ele alınarak, bu yönde bir politika geliştirilmesi gerekmektedir. Zira özellikle üniversite kurumlarında, eğitim kalitesinin giderek düşmesi, mezun olduktan sonra ne olacağım sorusuna yanıt bulamama, girişimci gençlerin önü bürokratik ve siyasal etkilerle tıkanması, siyasallaşan kadrolaşmadan kaynaklanan engeller, beyin gücünü, beyin göçüne dönüştürmekte ve bu durum kaçınılmaz olarak ulusal bir kayıp yaratmaktadır. Bugün Türkiye beyin göçü en fazla olan 34 ülke içinde 24. sırada yer almaktadır. İstatistik rakamlarına göre Türkiye, iyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elinden kaybetmektedir. Bugün için beyin göçü sadece ülkemizin değil, ülkemiz gibi yukarıda sıraladığımız sorunları benzer şekilde yaşayan bir çok ülkenin sorunudur. Beyin göçünün fazla verildiği ülkeler arasında Hindistan, Pakistan, Rusya, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya gibi ülkeler başı çekmektedir. Çağdaş ülkelerle aramızdaki fark ise belirgindir. Fen Bilimleri atıf endeksinde taranan dergiler içinde yer alan Türkiye adresli 6074 bilimsel yayın ile 2000 yılında 25. sırada yer almaktayız. Ülkemizde buluş ve patent için başvuru sayısı 2000 yılında ancak 3442 olmuştur. Bu rakam gelişmiş ülkelerdeki bir kaç günlük başvuruya eşittir. Beyin göçü alan ülkeler... Önemli ölçüde beyin göçü alan ülkeler ise ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika, Almanya, Fransa başı çekmektedir. Bu ülkelerin sanayi ve bilişim sektöründeki gelişimleri, GSMH'de kişi başına düşen payı da artırmaktadır. Beyin göçünün nedenleri olarak, ekonomik, siyasal, bilim ve teknoloji politikalarındaki yanlışlıklar, eğitim sistemindeki çarpıklıklar, teknolojik eğitimden yoksunlar sebep olarak belirlenmektedir. Konuya ilişkin MEB'nın verilerine göre: 24 Bin Almanya'da, 15 Bin ABD'de olmak üzere 50 Binden fazla Türk gencinin yurt dışında eğitim görmekte olduğu ifade edilmektedir. Devlet bursu alarak giden öğrenci sayısı ise, 15 Bin 464'tür. Oysa, Dünya Bankasına göre yurt dışında yüksek öğrenim gören öğrencilerimizin yurt içindekilere oranı %3,2'ler civarındadır. İki veri arasındaki fark ise, yurt dışında önce Türkiye'de üniversiteyi kazanamayan birçok gencimizin eğitimi kendi olanakları ile yurt dışına gitmesinden yada iş arayan gençlerimizin bir kısmının da sonradan orada eğitime başlamasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla beyin göçü kaybı, eldeki resmi kayıtlardan daha fazladır. Ar-ge harcamalarının GSYİH içindeki payı: TÜRKİYE: 1990 yılında binde 3,2 iken 2000 yılında ancak binde 6,3'e çıkabilmiştir. JAPONYA: Yüzde 3,04 ABD: Yüzde 2,64 ALMANYA: Yüzde 2,46 AB: Yüzde 1,85 Kişi başına Ar-ge eleman sayısı (bin kişide): TÜRKİYE: 10 bin kişiye düşen ar-ge personeli sayısı 1990 yılında binde 6,7 iken 2000 yılında ancak binde 10,5'e çıkabilmiştir. RUSYA: Binde 153 (Türkiye'nin 15 katı) JAPONYA: Binde 136 (Türkiye'nin 12 katı) ALMANYA: Binde 116 (Türkiye'nin 11 katı) AB: Binde 95 (Türkiye'nin 8 katı) Türkiye yurt dışına en çok öğrenci gönderen/okutan ülkeler arasında 11. sırada yer almaktadır. Türk öğrenciler Almanya, ABD, İngiltere, Kanada, Belçika, Avustralya, Fransa ve G. Afrika'ya gitmekte ve büyük çoğunluğu lisans veya lisans üstü veya doktora eğitimlerinden sonra ülkeye geri dönmemektedir. Öğrencilerimizin gelişmiş ülkelerde yüksek öğretim görmeleri tabii ki yararlı olmakla beraber; bu eğitimin Türkiye'ye eğitim ve sanayi olarak yansımaması, büyük bir kayıptır. Ayrıca, yurt dışında eğitim gören ve yurda dönen yetişmiş beyinlerinde iyi değerlendirilmesi ve iyi olanaklar sunulması konusunda arayışlara gidilmemesi tekrar geri dönmeme olgusunu yaratmaktadır. Milli eğitim Bakanı'nın konu hakkında yaptığı açıklamada: yurt dışına nitelikli beyin göçünde çoğunlukla eğitim/kariyer amaçlı (Master ve Doktora) gidenlerde geri dönüşün yarıdan az olmamakta olduğu, (başka bir deyişle yarıya yakın kısmının dönmediği) bunlarında yaş ortalaması olarak 17-35 arasında yoğunlaştığı ifade edilmektedir. En fazla kalma oranı Fen Bilimlerinden Mühendislik olarak, bilgisayar, uçak, elektrik-elektronik, haberleşme, makine, kimya, endüstri, maden, metalürji, bioteknoloji gibi dallar gösterilmektedir. Sağlık bilimlerinden tıpta ve daha az oranda Sosyal bilimler yurtdışında kalınan bölümler olarak gösterilmektedir. Fen Bilimlerinde Master ve Doktora çalışmasını tamamlayanlar çok rahat araştırma merkezleri ve teknoparklarda yüksek ücretle çalışma imkanı bulabilmektedirler. Gelişmiş ülkeler bu genç beyinlerin üretime kattığı değeri görerek yatırımlarını yaparken, ülkemizin net bir politika belirlemesi vahim bir olaydır. Ayrıca TÜBİTAK tarafından resmi burslu gönderilen26 kişinin dönmediği yine kurum tarafından dile getirilmiştir. Ülkemizden yurt dışına giden her iyi eğitilmiş yurttaşımız beyin göçü nedeniyle kesinlikle ülkemizin çok büyük bir değer kaybına yol açmaktadır. Unutmamak gerekir ki; yurt dışına giden gençler ülkelerine geri döndüklerinde, çok büyük hizmet yapabilmek amaç ve hayaliyle yaşamaktadır. Halbuki; gönüllerince ülkelerine hizmet edemeyeceklerini anlayarak çok büyük bir hayal kırıklığına uğrayanlar beyin gücü ile tekrar yurt dışına gittiklerinde artık bir daha bunlardan yararlanma olanağı doğmamaktadır. Yaşanan bu durum karşısında beyin göçünü engellemek/kontrol etmek sadece gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş ülkelerde iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Beyin göçünü tersine veya beyin gücüne çevirecek metotlara ve çözüm önerilerine kavuşmak için bu konuda mutlak suretle mecliste bir araştırma komisyonunun kurulması gerekir... Beyin göçüne bazı örnekler: GAZİ YAŞARGİL: Beyin cerrahisinde çağa damgasını vuran Türk. Yüzyılın beyin cerrahı seçildi. MÜNCİ KALAYOĞLU: Karaciğer konusunda dünyanın bir numaralı ismi. Karaciğer nakline getirdiği yenilikler ile biliniyor. MUZAFFER ŞERİF: Bilimsel metodisyen dalında en iyi Sosyal Psikolog. GÖKHAN HOTAMIŞGİL: Harvard'da Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı. Obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıkları ile ilgili patentini aldığı yüzlerce çalışması var. EMRAH YÜCEL: "Frida" gibi oscarlı afişlerin sahibi. MEHMET ÖZ: Medusan Bilimsel Araştırmalar Başkanı.(Florida / USA) Kalp hastalıkları uzmanı. FERYAL ÖZSEL: Einstein'in aralarında bulunduğu 20 dehadan oluşan Büyük Fikirler Listesinde yer alıyor. ATİLLA ERTAN: Methodist Hastanesi sindirim hastalıkları tıbbı direktörü. ALİ ERDEMİR: Bilim Nobeli R&D ödülünü üç kez kazandı. ASLIHAN YENER: Chicago Üniversitesi'nde Arkeoloji Bölüm Başkanı. Arkeolog. ESEN ERCAN ALP: 1949 yılında icat edilmiş olan radyo karbon tekniğine son veren buluşun sahibi. Intel Developer Bölüm Direktörü ve MIT Teknoloji Üniversitesi Geliştirmeler Bölümü/ USA. NEVA ÇİFTÇİOĞLU: NASA Geliştirmeler Bölüm Direktörü. VAMIK VOLKAN: Psikanalist. Yale Ünivsersitesi / USA. Sigmund Freud ödülü sahibi. HASAN GARAN: New York Presbytarian Hastanesi Elektrofizyoloji Bölüm Başkanı. AHMET ÇAKMAK: Princeton Üniversitesi Deprem Araştırmalar Merkezi. REŞAT KASABA: Washington Üniversitesi Jackson Uluslararası İlişkiler Yüksek Okulu Başkanı. OLCAY ÇIĞTAY: Georgetowm Üniversitesi Hastanesi Lombardi Kanser Merkezi Mamoğrafi Bölüm Başkanı (30 Yıl) FATİH ÇULHA: Bilgisayar Mühendisi. Sun Microsystems / USA. AYDIN ARICI: Yale Üniversitesi'nde Hormon Hastalıkları ve Kısırlık Araştırma Merkezi Başkanı. SÜLEYMAN GÖKOĞLU: NASA'nın Glenn Uzay Merkezi Direktörü. Kaynak: AC Nielsen Danışmanlık şirketinin ülkeler için hazırlamış olduğu yıllık rapordan alınmıştır. Veriler 2003 yılına aittir.. Kolay Gelsin
-
Çağrışım
şampuan (özellikle kepek şampuanı ) Kolay Gelsin
-
Silah Denetimi Kampanyası
öğrenmek ve öğretmek adına yardımcı olan herkes aydınlatır toplumu Kolay Gelsin
-
Silah Denetimi Kampanyası
ne farkeder ikiside aynı şey silah silah tır ama bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim yanlış atasözleri yazarsam aydınlatın beni Kolay Gelsin
-
Silah Denetimi Kampanyası
Sevgi, mutlu ve umutlu yarınlara.. umarım o yarınlar uzak değildir hiç kimselere keşke hep mutlu olsak hayat lay lay lom olsa ama nerde illa birşeyler ters gidecek can yada canlar yanacak insanlar ölecek eski bir söz der ya silah çıktı mertlik bozuldu diye bu gerçekten doğru Kolay Gelsin
-
Silah Denetimi Kampanyası
silaha hayır,savaşa hayır,kan dökmeye hayır,kötü olan herşeye HAYIRR Kolay Gelsin
-
DaHA FaZLa GiTMe
benimde durumum iyi sayılmaz bazen kaçmak istiyorum ama nereye heryerde aynı yüzler, aynı simalar aynı yalanlar... Kolay Gelsin
-
NaZıM HiKMeT RaN'daN bir yazı
"Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "ama senin için sunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..." NAZIM HİKMET RAN
-
DaHA FaZLa GiTMe
Geç kalmış olmalıyım, bunları sana yazmak için.En çok küskün halini severdim biliyor muydun? Küsünce seni daha çok sevdiğimi hissederdim.Gittiğinden beridir ne şarkılar ezberledim, ne türküler söyledim, ne şiirler yazdım.Hep sanaydı yollarım, hep sana taştım,hep sana aktım.Tüm bunları biliyor muydun? Bilseydin sever miydin beni? Yoo..Yok, sanmam... Sinemaya bile tek başına gittim.Kafelerde yalnız, yollarda bile tektim.Herkes çiftken tek yaşamak,sensiz yaşamak bana çok koyuyor bunu da biliyor musun? Kimlerle vakit geçiriyorsun? Mutlu musun? Mutlusundur umarım, mutsuz değilsen ki benimle mutlu oluyorsan eğer.. Yoo..Yok, sanmam... Mutlu olsan benim yanımda kalırdın, gitmezdin değil mi? Fotoğrafın da yok bende, e ben seni hep özlüyorum ama..İyi ki aklımı yitirmemişim seni daima hatırlıyorum.İstediğim an, istediğim saatte hatırlama gücüne sahibim.Sana şarkılar yazmak ne güzel, bir gün dinleteceğim diye avutmak kendimi.Bazen küserdin, kendini geriye çekerdin, kapatırdın kalbini.Olsun ya ! Hiç ama hiç dert etmezdim,çünkü bilirdim yine geri döneceğini.Şimdi gittikçe uzaklaştın.Kaç yıl, bilmem kaç ay geçti ? Toplasan kaç gün eder sensizlik ? Hiç hesapladın mı? Öyle ya şimdi dönmek zor geliyor,kendimden biliyorum..Belki de tek yolumuz görüşmemek, kabullenmek yokluğunu, yokmuş gibi yaşamak, anlamak yalnızlığı şiirler yazmak daima..Gittikçe uzaklaşıyorsun, dur artık ne olur ! Daha fazla gitme... Kolay Gelsin
-
SeVGi NeYDi ?
şimdi ben size soruyorum sizce sevgi nedir ? arkadaşlar Kolay Gelsin
-
SeVGi NeYDi ?
sevgi neydi? yanında hissetmekti, emekti.. sevgi de ne tercih edilirdi? heyecan mı, mutluluk mu? Anını yasamak adına senelerini yitirmek miydi sevgi? karsılık olur muydu? olmazsa ne olurdu? mutsuzluk muydu sevgi? engellenebilir miydi? sevgi, önüne geçilebilir bişey mi? istenileni vermediğinde, hiçe sayılan bi arzu muydu? nasıl hissedilirdi? sevgi de çift kişilik miydi? yalnız yasamak zorunda olanlar ne yapardı? nasıl kalkardı bu yükün altından. kimin elinden tutardı? sevgi yalnızlık mıydı? birini taa içinde hissetmekten neden korkar insan? hep bişeylerden kacmak mıdır sevgi? korku mudur? telaş mı? diline gelen sözcükleri yutkunup, içinde tutmak mıdır? neden söyleyemez insan, sevdiğini.. sevmek, bedeli ağır bir hata mıydı? utanç duyulur muydu? günah mıydı? neden uykusuz geceler, acı veren korkular, en içten sevenlere kalır? umursamaz olan neden daha rahat yasar? ceza mıdır birini sevmek..? mutlu eden yanları neden hep en geç farkedilir, onca üzüntüyü yaşadıktan sonra,.. sevgi gizli miydi? denizi seyrederken gördüğün martının kanat çırpışında mıydı, dalgalarda anlatmaya çalıştığı gizemleri miydi denizin? suya hasret kayaların coşkun denizlerden nasibini aldığı sahneyi içine sindirerek izlemekte miydi?küçücük ayrıntılarda mıydı da biz göremedik sevgiyi? dokunamadık bir kez.. ayrı kutuplarını oynadık her sahnesinde bu filmin.. farkedemedik, tamamlayamadık bişeyleri; ayrı kaldık.. yoksa sevgi, ayrı kalmak mıydı? ufacık mutlulukları görmezden gelip, hayallere tutunmak mıydı? unutulmak en büyük karşılıktı heralde.. hakettiğimden fazlasını istememeli miydim? istesem haksızlık olur muydu? hala bulamıyorum...neydi sevgi? imkansızlık mıydı? sevgi, seni sevmek miydi?? Kolay Gelsin
-
ne olacak halim/
ne kadar güzel edebiyatın içinde boğulmak yer varsa aranızda o engin edebiyatın içerisinde bende boğulmak isterim
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
elbette bende şaka yaptım yoksa tüm insanlığa kurşun yerine çiçek verilsin dostluk adına güzel olan neyse hepimizin olsun. Ahde ve vefa göstermeye SÖZ hadi ben artık uyuyayım vıdı vıdı hiç susmadım valla yoruldum iyi geceler Kolay gelsin
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
ya vallahi şaka yaptım kralx ( tamam sana gül bahçesi yolladım söz geri almicam valla billa hadi barış imzalıyalım kralx hadi eziyet etme de gidip uyuyayım hadi barıştık de yaaaa:)
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
vatana millete hayırlı olsunnn Dost olduk ehh artık çiçeğimi geri ver
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
mohican cimri sensin ağladı verdik işte ama öle her ağlayana çiçek verirsek yandık valla
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
tamam al bir çiçekte sana geldi
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
bay kralx bütün bunları çiçek vermedim diye yaptın vermiyom işte vermiyorum :D
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Ben naptım tamam ya gidiyorum iyi be kralx dost
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
TheLastofMohicaN sen sıkma canını bazen bazı hayvanlar bazı insanlardan daha değerlidir
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Geri sayım başladı şevvalim dur arkadaş yardıma kankasını çağırmak üzre kankasıda gelsin sonra
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Gitmiyorum postu buraya serdim :Dvalla 3 e değerli netice de allahın yaratmış olduğu canlılar ama valla ben kurt sevmiyom ıyyyyyyy