EmiLY_pandora

Vermedim Postum bende postumuz bizimdir bizim kalacak yaaa şevval erken dahaaaaaaaaa

şebek sensin ben egoistim postum nerde bu arada Kolay gelsin

Çok Önyargılısnız çokkkkkkkkkkkkkkk bunu yazılarınıza da taşıyorsunuz.DiN hakkındaki tutumum dan bile eminsiniz işte ayrım cılığınız burada bile belli siyaset din ayrımına başlamak için bahaneler arıyorsunuz ne kadar önemli değilmi din yada siyasi görüş insana insan gibi yaklaşamıyorsunuz yazmış olduğum yazımda sadece küçük bir espri belki de bu saatte küçük bir tebessüm adına yazıldı ama konuyu buralara geitrdiniz neyse postumu alıp gideyim sizin dost olamayacağınız en azından benim için olamayacağınız gayet açık Kolay gelsin

1 . ben çiçekleri yollarken sadece latife yaptım ama bunu anlamayacak kadar görrrrrr ememeniz benim sorunum değil +(ben yazarken hep gülücüklerle yazdım espri yoksunu olabileceğinizi düşünemedim her zamanki gibi saldırmak için bahalener arıyorsunuz 2 .benim din konusundaki tutumumu nereden biliyorsunuz din ile ilgili ne yazdım ki ön yargılarla saldırmaya başladınız kralx 3 madem bu kadar rahatsızlık veriyorum sizin yazmış olduğunuz hiç bir konunun altına hiç bir post atmayacağım Açelya gitti sıra bana geldi sanırım Üstelik bir şeyler kapacak yaşıda geride bıraktım doğrularımı ben çoktan buldum aklınızı kendinize saklayın kralx Kolay gelsin

Modern bilim, tüm canlıları Allah'ın yarattığını ispatlamaktadır. Ancak evrimciler bu gerçeklere rağmen hala evrim yalanını savunabilmektedirler.Bu resimlere bakın ve bunların tesadüf sonucu olduğunu bana söyleyin.Sizce mümkünmü böyle birşey

sizde amma çiçek yoksunu kalmışsınız önünüze gelenden çiçek istiyorsunuz Kolay gelsin Çiçekte benim bende benimim tatmin karlığımda yok insan oğlu doymak bilmez gül verirsiniz gül bahçesi ister napalım hem size neden nefret edersiniz diye sormadımki Kolay gelsin

Sizi aralarında sözcü mü seçti arkadaşlar Üstelik 3 çiçeğim vardı üçüde gitti gerçi 13 çiçeğim olsa da vermezdim egoistim

kendime gül vererek egolarımı tatmin ediyorum ,gizli egosu olanlarmı var hayırdır Kolay gelsin

İlk çiçeği Kendime verirdim ,İkinci çiçeğide kendime verirdim , üçüncü çiçeğide kendime verirdim ben kendimi çok seviyom (çok egoistçe oldu dimi neyse ) İlk çiçeği Açelya ya verirdim, ikincisini şevvale verirdim üçüncüsü bende kaldı yokmu alan neyse madem yok onuda kendime vereyim bari Kolay gelsin

Zaten Senden kaçtı kız seninle tanışmamak için kaçtı buralardan Kolay geldin

Her zaman bir ilk vardır.. İlk aşk,ilk evlilik,ilk baba,anne olduğunuz gün,ilk ağladığınız,ilk aldatıldığınız ilk öpüştüğünüz an..Birde ilk DOST'lar vardır onlar her zaman ilk kalır yüreğinizde, nerede olursanız olun Rüzgarın yönü Sizi farklı yerlere sürüklese de hayatın içinde,Her zaman hatırda ,Akılda ve yürekte kalan Dostlar vardır işte Açelya Sen Benim ilk dostumsun , Dertlerimi dinleyip akran olduğumuz halde abla edasıyla yaptığın konuşmaların , Kızdığında kaşını yukarı kaldırıp hayır hayır bu yanlış doğrusu buydu demelerin offff bilmiyorum bak sanalda ayrılmak bile bana ağır geliyor Umarım her zaman beraber oluruz Dost olur dost kalırız. SeNi ÇoK SeViYoRuM TERKEDEN Kimdi kimdi kalan Giden mi suçludur herzaman? Ne zaman başlar ayrılıklar Dostluklar biter ne zaman Her geçen gün bir parça daha Aldı götürdü bizden Aynı kalmıyordu hiçbir şey Değişiyordu herşey kendiliğinden Artık çözülmüştü ellerimiz Artık bölünmüştü yüreğimiz Birimiz söylemeliydi bunu Ötekini incitmeden Kimdi giden kimdi kalan Aslında giden değil Kalandır terkeden Giden de bu yüzden gitmiştir zaten (he bu arada bak yarın gel bana kısır yap özledim valla bir gittin pir gittin yafs olmazki böyle layyyy layyyyyyy lommmmmmmm aaa bunu diğer postta yapıyordum dimi pardon soryy postları karıştırdım Kolay Gelsin

Türk edebiyatının usta kalemi Attila İlhan, Atilla İlhan için Perşembe günü, Atatürk Kültür Merkezi’nde bir tören yapılacak. ve hayatı hakkında,kitapları , şiirleri, çevrileri,romanları hakkında not düşmek istedim çok üzgünüm:( Attila İlhan; 15 Haziran 1925’te Menemen’de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı kentlerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza Nazım Hikmet şiiri göndermesi nedeniyle 1941’de tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözetim altında kaldı. İki ay hapiste yattı. CHP ŞİİR ARMAĞANI’NDA İKİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ KAZANDI Türkiye’nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı’nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü kazandı. 1946’ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı yayınladı. 1949 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Paris’e gitti. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan bir çok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye’ye geri dönüşünde sıklıkla başı polisle derde girdi. Bir kaç kez gözaltına alındı. 1950’Lİ YILLARDA ADINI DUYURDU 1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca tekrar Paris’e gitti. Fransa’daki bu dönem Attilâ İlhan’ın Fransızca’yı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950’li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlar. 1957’de askerliğini yaptıktan sonra sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Ali Kaptanoğlu adıyla onbeşe yakın senaryo yazdı. ’YASAK SEVİŞMEK’ VE ‘AYNANIN İÇİNDEKİLER’ 1960’ta Paris’e geri döndü. Babasının ölmesiyle birlikte İzmir’e döndü. Sekiz yıl İzmir’de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler serisinden Bıçağın Ucu yayınlandı. 1968’te evlendi, 15 yıl evli kaldı. 1973’te Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını üstlenerek Ankara’ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak’ı Ankara’da yazdı. 81’e kadar Ankara’da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşti. ‘SEKİZ SÜTUNA MANŞET’, ‘KARTALLAR YÜKSEK UÇAR’ VE ‘YARIN ARTIK BUGÜNDÜR’ İstanbul’da gazetecilik serüveni Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından beri köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesi’nde sürdürmekteydi. 1970’lerde Türkiye’de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür senaryosunu yazdığı dizilerdi. ATTİLÂ İLHAN KİTAPLARI ŞİİR Duvar Sisler Bulvarı Yağmur Kaçağı Ben Sana Mecburum Belâ Çiçeği Yasak Sevişmek Tutuklunun Günlüğü Böyle Bir Sevmek Elde Var Hüzün Korkunun Krallığı Ayrılık Sevdaya Dâhil Kimi Sevsem Sensin ROMAN Sokaktaki Adam Zenciler Birbirine Benzemez Kurtlar Sofrası Aynanın İçindekiler Bıçağın Ucu Sırtlan Payı Yaraya Tuz Basmak Dersaadet’te Sabah Ezanları O Karanlıkta Biz Fena Halde Leman Haco Hanım Vay Allahın Süngüleri-Reis Paşa ÖYKÜ Yengecin Kıskacı DENEME-ANI Abbas Yolcu Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler ANILAR VE ACILAR Hangi Sol Hangi Batı Hangi Seks Hangi Sağ Hangi Atatürk Hangi Edebiyat Hangi Laiklik Hangi Küreselleşme ATTİLÂ İLHAN’IN DEFTERİ Gerçekçilik Savaşı ‘İkinci Yeni’ Savaşı Faşizmin Ayak Sesleri Batı’nın ‘Deli Gömleği’ Sağım Solum Sobe Ulusal Kültür Savaşı Sosyalizm Asıl Şimdi Aydınlar Savaşı Kadınlar Savaşı CUMHURİYET SÖYLEŞİLERİ Bir Sap Kırmızı Karanfil Ufkun Arkasını Görebilmek Sultan Galiyef Dönek Bereketi Yıldız, Hilâl ve Kalpak ÇEVİRİLERİ Kanton’da İsyan (Malraux) Umut (Malraux) Basel’in Çanları (Aragon) Ve de Belki de hepinizin bildigi, herkesin sevdigi Atilla Ilhan'in en guzel siirilerinden birisi olan Ucuncu sahsin siiri Gözlerin gözlerime degince Felaketim olurdu aglardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdigin vardı duyardım Cop gibi bir oglan ipince Hayırsızın biriydi fikrimce Ne vakit karsımda gorsem Oldürecegimden korkardım Felaketim olurdu aglardım Ne vakit macka'dan gecsem Limanda hep gemiler olurdu Agaclar kus gibi gulerdi Bir ruzgar aklımı alırdı Sessizce bir cigara yakardım Kirpiklerini egerdin bakardın Üsürdüm icim ürperirdi Felaketim olurdu aglardım Aksamlar bir roman gibi biterdi Jezabel kan icinde yatardı Limandan bir gemi giderdi Sen kalkip ona giderdin Benzin mum gibi giderdin Sabaha kadar kalırdın Hayırsızın biriydi fikrimce Güldümü cenazeye benzerdi Hele seni kollarına aldımı Felaketim olurdu aglardım Kolay gelsin

ERMENİ+ARAP+TÜRK=TÜRK..... bu söylediğinin aslı astarı yok tarihi biz serdik önünüze ve son olarak karakurt lay lay lommmmmm bizde varız bu ilke hepimizim ( bizde varız dedikçe karakurta geliyor muhahahah ama hey hatt gelin görünki bizimde ülkemiz ve değşitiremezsiniz bunu, sen şimdide bizde varız cümlesine takarsın kafayı 40 - 50 postta buna yazarsın ama sen ne yazarsan lay lay lom karakurt Kolay gelsin

layyy layy lommmmm biz varız bu ülkedeyiz bu ülke bizimde ne yazarsanız yazın. sadece lay lay lommmmmmmmmmmmmm hehehehe Kolay gelsin

Saolun arkadaşlar bu Ahmet Altanın ben okurken açıkçası ne kadarımız gerçek diye düşünmeden edemedim sizinle paylaşmak istedim beyendiyseniz ne mutlu bana Kolay Gelsin

Ne kadarınız gerçek sizin, kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki kilitler altında sakladığınız gerçek duygularınızla, gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor hayatınıza, söylenmeyen neler var kuytularda, hani kendinizden bile sakladığınız, bir sinir kriziyle ya da büyük bir acıyla yahut da muhteşem bir sevinçle kabuğunu çatlatıp da ortalara dökülecek neler biriktiriyorsunuz içinizde...? ? ? Ne kadarınız kendi sahtekarlığınızın esiri? Sevip de söyleyemediğiniz, özleyip de açıklayamadığınız ya da sevmeyip de sevginizin eksikliğini içinize gömdüğünüz oluyor mu, korkaklıklar var mı, kalleşlikler var mı, yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir işaret mi bekliyor...? ? ? Göründüğünüz insan mısınız siz, yoksa bir define arayıcısı hazineler mi bulur içinizde ya da yıkılmış bir kentin harabelerini mi taşıyorsunuz? Derununuzda neler saklıyorsunuz? Ne kadarınız gerçek sizin? Ülkenizle ilgili düşüncelerinizi söylüyor musunuz, yoksa başınızı belaya sokmayacak kadar akıllı mısınız, gerçek düşüncelerinizi başbaşa konuşmalara mı saklıyorsunuz, açıkça konuşanları biraz aptal buluyor musunuz? Günahlardan yapılmış hayaller var mı içinizde, günahtan korktuğunuzdan bunları saklayıp Tanrı'yı mı kandırmaya uğraşıyorsunuz? Günahları sevmiyor musunuz, seviyor musunuz yoksa...? ? ? Uzun bir yolculuğa çıkar gibi duygularınızla düşüncelerinizi denklere sarıp da içlerinizde bir yerlere mi yerleştirdiniz, bir gün yolculuk bitince açmayı mı düşünüyorsunuz aslında yolculuğun hiç bitmeyeceğini ve denklerinizi hiç açmayacağınızı bilerek... Bir gün çıldırsanız da bütün duygularınızla düşüncelerinizi açıkça söyleseniz, neler duyacağız sizlerden, gizli palyaçolar mı çıkacak ortaya, yoksa korkaklığın altında, bir istiridyenin içinde büyüyen inciler gibi büyümüş yiğitlikler mi? Kızgınlıklarınız yok mu sizin, öfkeleriniz, isyanlarınız? Aşklarınız yok mu? Kendi sahtekarlığınıza ne kadar esirsiniz? Esaretten kurtulsanız da gerçekler dökülse ortaya, kendinize şaşar mısınız, hiç düşündüğünüz oluyor mu kırkıncı odada neler var diye, hangi unutulmaya çalışılmış sevgililer, dile getirilmeyen özlemler, söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler, hangi boşvermişlikler, hangi inkar edilmiş arzular yatıyor diplerde? Ne kadarınız gerçek sizin? Kimselerden korkmadığınız kadar korkuyor musunuz kendinizden? Şehrin ışıklarının bulutlara yansıdığı turuncu pırıltılı külrengi bir gecede, şimşeklerle boşanan yağmur başladığında şatonuzun odalarında bir gezintiye çıkıyor musunuz, ağır ağır yaklaşıp o kırkıncı odaya açıyor musunuz kapıyı usulca, gördükleriniz ağlatıyor mu sizi, bu kadar gerçeği o odada saklayıp, hayatı yalandan yaşadığınızı farketmek nasıl bir sarsıntı yaratıyor? yoksa, ne gökyüzüne vuran ışıklar, ne yağmur, ne de ıssız gece, sizin kırkıncı odaya yaklaşmanızı sağlayamıyor mu, korkuyor musunuz kendi gerçeklerinizden, kırkıncı odanız size de mi kapalı, kendi kendinize bile mahrem misiniz? Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir? Bıktığınız olmuyor mu kendi yalanlarınızdan, hiç kendinizden sıkıldığınız olmuyor mu, kendinizi bir yerlerde terkedip de gitmek istemiyor musunuz, bütün yalanlarınızdan uzak bir yere? Şöyle rahatça bütün duygularınızı, bütün düşüncelerinizi söyleyebileceğiniz bir diyara, kendinizi bile yanınıza almadan. Ah aslında ben onu seviyordum diye ağlayacağınız kimleri saklıyorsunuz koynunuzda, yüksek sesle eleştirip de içinizden hak verdiğiniz hangi düşünceler var, kendinizi akıllı bulurken aslında gizlice kendi korkaklığınızdan utandığınızın itirafını nerelerde gizliyorsunuz? Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir? Bunu hiç düşündüğünüz oluyor mu yoksa bunu düşünmek bile yasak mı size? Neler var kırkıncı odada? Otuzdokuz odadan yapılmış hayatınızı, kırkıncı odanın kapısını açmamak için yalandan mı yaşıyorsunuz? Niye yapıyorsunuz bunu? Açsanıza kırkıncı odayı yağmurlu bir gecede belki... Belki de hiç açmazsınız, kapalı bir odayla yaşarsınız bütün ömrünüzü, kendinizden sıkılarak...

Yahu yazma CILGIN kardeşim yazma bırak nato kafa nato mermer biz tarihimizi nereden gelip nereye gittiğimizi çok iyi biliyoruz.Bırak istedikleri kadar inkar etsinler onlar inkar ettikçe bizler çoğalıyoruz bu coğrafya da yerimiz her zaman bellidir.İnsanız,dostuz ,kardeşiz, felaket tellalığı yapmaya devam etsinler. Bütün Dünya kabul ediyor, bu ülkenin başbakanı bile kürt sorunu diyor,gerisi hikaye arkadaşım.biz bu ülkenin insanlarıyız ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın buradayız. lay layyyyyyyy lommm layyy layyyyy lom bu ülke bizimde sizin olduğu kadar ohhhhhhhhhh canımıza değsin işte hepimizzzzzzzzz kardeşizzzzzzzzzzzzzzz bu öfkeeeeeeeeee ne diyeeeeeeeeee ayyyyyyyyyyyyyyy buda benim sıyırdığım andır arkadaşlar artık yeter ya önünüze tarihi serdik tarihi bile inkar ediyorsunuz vallahi pesssssss ne diyim tarihi inkar ettiniz aman bizi inkar etmişsiniz çok mu Kolay gelsin

öncelikle Sevgili lena ; Kürtler... Anadolu'nun en eski halkı. Yaşı bilinmeyecek kadar eski... Dünyanın her köşesinde halklar yaşadı. Ama Mezopotamya'nın, Zağros'un ayrıcalağı var. Yazının keşfedildiği yer burası. Atın ilk ehlileştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, gökyüzüne ilkel teleskopun doğrulduğu, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, Tanrı ve Tanrıçaların beğenip seçip ilk ayaklarını bastıkları, aile hayatına karışıp çoluk çocuk sahibi oldukları, aritmetik, tıp, ticret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler, ilk yontular, ilk mutfağın, tiyatronun yaratılması için insanlığa kucağını açmış bir yöre... İşte bunların hepsinde Kürt halkının alın teri var... Biraz tarihi araştırmanı tavsiye ederim . ve bu konu hakkında bu son atacağım posttur; Biz kürt irkinin üstünlügünü savunmuyoruz. Kimseyi de kendimizden üstün görmüyoruz. En temel ve masum insani haklarimizi savunuyoruz Ülkemizde dostca iliskiler temelinde beraber yasamak istiyoruz Türklerin, Araplarin Farslarin sahip oldugu haklari biz de istiyoruz ve Bunaları dile getirirken bizi başka taraflara çekmeye çalışmanız ayrıca çok üzücü, hırsız olduk yetmedi,tecavüzcü olduk yetmedi,barbar olduk buda yetmedi şimdi de pkk lı olmakla suçlanıyoruz. Dost olalim diyoruz Kabul etmiyorsunuz Kardeş olalim diyoruz Hayir diyorsunuz Komsu olalim diyoruz Yook diyorsunuz Peki ne olalim kardeşim ? Kölemi kalalim Ben insanca yaşamayı savunuyorum,kimsenin kimseden üstün olmadığını savunuyorum, dünyanın hiç bir yerinde anneleri gözü yaşlı görmek istemediğimi savunuyorum bu türk annesi olur kürt annesi olur laz annesi olur ama sonuçta yanan bir yürek olur. Birbirimizin temel hak ve özgürlüklerine müdahale etmeden , dinini ,dilini ,inançlarını benimsemesek bile saygı duyarak yaşamak neden bu kadar zor geliyor. Konu yu açan arkadaşımızın başlığı bile yeterince kürtleri aşağılamktayken burada kerdeşlikten bahsetmeye çalışıyorum bir kürt olarak. Artık yeter arkadaşlar bu ülke sizin olduğu kadar bizimde bunu kimse değiştiremez. Kolay gelsin

Haydi beraber halayda çekinde sevgili kralx tam olsun herşey baltalar elinizde hadi bakalım Kolay gelsin

Bu vatanı Siz tek Başınıza kurmuş gibi Naralar atıp dolaşıyorsunuz bu vatanı savunanlar arasında benim de soyumdan gelen insanlar var böyle fevri yazıları yazarak anca kendini olduğundan daha fazla şövenist yapıyorsun Memeleket elden gidiyor koşun yetişin el atın bu nedir anlamıyorum memleketin hiç bir yere gittiği yok no panic arkadaşlar bırakında bu ülkede isteğen istediği dili kullansın insanların ana dilinde konuşması ülkenin elden gitmesi değildir. Suc ve Suçlulara gelince susurluk desem yeterli sanırım başka örnekler de var ama bu siizi tatmin eder SEni asla itham etmiyorum diyorsun iki üç post önce ekmek yediğiniz yere silah sıkıyorsunuz diyorsun nuz lu konuşuyorsun sonra bana gelip ben seni itham etmiyorum diyorsun. ve bende bıkmadan söylüyorum ; TÜRKİYE HERKESİNDİR !! Kolay gelsin

sevgili kralx ; Sizi çok iyi anlıyorum bakın konyanın bir bölümünde böyle suçlar işlenmiş olup bütün konya ya mağletmek ne kadar densiz bir davranış olur değilmi? Aynı şey ülkemizin her köşe için geçerli siirt te istanbulda,hakkaride , izmirde,ağrıda ,konyada vs vs bütün memletimizde işlenen şuçları o yöre halıkının bütününe mal etmemiz aynı dar zihniteyetin bir uzantısıdından başka da bir şey değil. şimdi konya cd ler bulunuş haydi bütün konya ve konyalıları taşa tutatım böyle bir mantık olabilirmi . Hadi siirtte bir vatandaş hırsızlık yapmış onlarıda taşlayalım.Bu benim kanımca çok büyük bir adaletsizlik olur. şimdi sevgili kralx ; bakın siz insan ayırmıyorsunuz bunu duyduğuma çok memnun oldum ama bakın bazı arkadaşlarımız bizi ekmek yediğimiz ele kurşun sıkmakla tenkit ediyor. Umarım bu yazıyı okuyup bana ve benim gibi düşünen insanlara bizlerin penceresinden bakma nezaketeni gösterirsiniz . Tek Suçlu Sizce Onlarmı ? adı aldınta açılan konuya yazan bir arkadaşımın yazısı aynen aktarıyorum ; karakurt; ve ben EmiL_pandora ısrarla söyleyeceğim; TÜRKİYE HERKESİNDİR!!!!! Kolay gelsin

bak şövenist arkadaşım TÜRKİYE SENİN TEKELİNDE DEĞİL HİÇ KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL BURASI HEPİMİZİN BUNU O DAR VE KALIN KAFANA SOK!!!!!! VE AYRICA BURADA MERMİ SIKIYORSUNUZ GİBİ SAÇMA SAPAN BİR CÜMLE KURMUŞSUN BUNA AÇIKLIK GETİRMENİ ŞİDDETLE İSTİYORUM ???????? İŞTE FORUMDAKİ ARKADAŞLARIMIZ BENİM SİZLERDEN BİR İSTEĞİM VAR BÜTÜN YAZMIŞ OLDUĞUM POSTLARA TEKER TEKER BAKIN BU TARZ BİR USLUBUM SALDIRIM OLMUŞMUDUR. EKMEK YEDİĞİNİZ ELLERE MERMİ SIKIYORSUNUZ DEMEK ŞAHSIMA YAPILAN ÇİRKİN BİR SALDIRIDIR. Ben sana gayet mantıklı şeyler söyledim neden bana mantıklı yaklaşımlar sergilemek yerine laf kalabalığı yapıyorsun verecek cevabın olmadığı için direk saldırı yolunu seçmen ilginç.. Kolay gelsin

***** CD'ye hü***! Kalan sağlar bizimdir... Konya'da belediye işçileri, imha edilen kaçak ***** CD'lerden sağlam kalanları toplamak için birbirleriyle yarıştı. Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen büyük bölümü ***** 5 bin kaçak CD ve kaset dün dozerle imha edildi. Bazı belediye çalışanları ise, üzerinden dozer geçen CD'lerin arasından sağlam kalanlarını topladı. İşçilere müdahale edilmezken, kırılan kaçak CD'ler çöp arabasına dolduruldu. yeni asır gazetesinden alıntıdır Burası hırsızların mekanı olmuş, kaçak mallar için satış yeri halini almış. Korsan ve ***** CD'ler burada nohut çekirdek gibi satılmaya başlamış. Kısacası, bu kentin iti uğursuzu, kaba kuvvetle buralarını mesken tutmuş. Bir esnaf anlatıyor: "Kadınlarımızın, kızlarımızın buradan geçmeleri imkansız hale gelmişti. Adamlar ***** kasetleri açık açık, kimseden çekinmeden satmaya başlamıştı." Daha açıkçası, burada "kanunsuzluk boy göstermiş; kentin göbeğinde devlet yok olmuştu. Bit Pazarı'nın düzgün esnafı, bu kanun tanımazlık karşısında ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Bunlar gibi binlerce ajans haberlerini size yazabilirim konya emniyet amirliğinin web sitesini gezmenizi de tavsiye ederim . sevgili kralx ; Burada amacım ne Konya yı nede halkını suçlamaktır şunda hem fikir olmalıyız suçun ne memleki olur nede etnik bir kökeni suç ve suçlu heryerdedir sadece doğu genellemesi yapmak katı bir yaklaşımdır.Kaldıki ben bunu bir örnek olması açısından söyledim Konyalılar böyledir demedim. Doğudaki insanlar potansiyel suçlu, hırsız, terörist.barbar,ırza namusa yan gözle bakan etnik kökenli insanlarmış gibi gösterilmeye çalışılıyor, bu ülke nin doğusunda yaşayan insanlara da haksızlık değilmidir. Neden bu suçlama yapılırken burada gösterdiğiniz tavrın aynını sergilemediniz arkadaşımıza da bize belgeler sunun demediniz. Suçun ve Suçlunun memleketi yoktur tamamen insanın kendi karakteristik doğasında vardır.Doğusundan batısına güneyinden kuzeyine her yerde suç ve suçlular mevcuttur umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır zira ben artık yoruldum Kolay gelsin

öncelikle kardeşin adına üzüldüm geçmiş olsun ama bu ne tezattır arman az evvel hırsız dık tecavüzcüydük yüzdelerin en üsttlerindeydik yapmayın allah aşkına yapmayın arkadaşlar bu ülkede suçlularda var insan olanda hatta insan görüntüsü altında başka şeyler olanlarda bizler doğulu batılı karadenizli diye ayıracağımıza sorunun kökenine inelim bu ülkenin her yerinde suçlar işleniyor polisi mafyası politikacısı aynı araçtan çıkıyor suçun etnik kökenli insanlar değilde türkiye genelinde heryerde işlendiğini unutmayalım Kolay gelsin