-
İçerik Sayısı
303 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
5
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
ilker01 tarafından postalanan herşey
-
Tokat'ın Reşadiye ilçesi Sazak Köyü yakınlarında teröristler, devriye görevi yapan jandarma ekiplerine pusu kurdu. Teröristlerin ateş açması sonucu şehit olan askerlerin sayısı 7'ye yükseldi, 3 asker ise yaralandı. ASKERLERİMİZİN PUSUYA DÜŞÜRÜLDÜĞÜ YERİN ARŞİV GÖRÜNTÜLERİ / WEB TV Tokat'ın Reşadiye ilçesi Sazak Köyü yakınlarında devriye görevi yapan ve içinde 10 askerin bulunduğu jandarma aracına ateş açıldı. Çıkan çatışmada 7 asker şehit oldu 3 asker ise yaralandı. Yaralı askerlerden 2'si Tokat'a gönderilirken, bir asker ise ameliyata alındı. TRT'ye telefonla bağlanan Reşadiye Belediye Başkanı Rafet Erdem "Çatışma 1997 yılında daha önce askerlerimizin şehit olduğu yerde meydana geldi. 7 şehidimiz var. 3 askerimiz ise yaralı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Şehitlerimizden 6'sı er, biri uzman çavuş. Ama ne fark eder? İnşallah onları şehit eden teröristlerin kafasını, kellesini, Türk askeri alacaktır. Açılım açılım diyorlar. Açılım yapmaya devam etsinler" diye konuştu. 1 UZMAN ÇAVUŞ 6 ER ŞEHİT Reşadiye Kaymakamı Cihangir Güler, devriye görevi sırasında meydana gelen terörist saldırısında 1 uzman çavuş ile 6 erin şehit olduğunu söyledi. Güler, 3 yaralı askerden 1'inin uzman çavuş olduğunu, yaralılardan 1'inin durumunun ciddiyetini koruduğunu ifade ederek, “Şu anda hangi örgütün saldırıyı gerçekleştirdiği konusunda bir şey söylemem mümkün değil” dedi. Yetkililer saldıran teröristlerin hangi örgüte mensup olduğu konusunda kesin bilgi bulunmadı. Bölgede bir dönem etkili olmaya çalışan DHKP-C terör örgütü en son 2004 yılında 5 teröristin ölü ele geçirilmesinden sonra etkinliğini yitirmiş, en son geçen yıl Reşadiye'de 1 akaryakıt istasyonunu yakmışlardı. 1990'lı yıllarda terör örgütü PKK, Karadeniz'e açılma çabasına girerken, Turceli, Sivas, Tokat, Erzincan bölgelerinde çeşitli sol örgütlerle işbirliğine girmeye çalışmış, ancak bu uzun süreli olmamıştı. ŞEHİTLERİN KİMLİKLERİ Reşadiye İlçesi'ne bağlı Sazak Köyü yakınlarında teröristlerin saldırısında şehit olan askerlerin adları şöyle: Uzman çavuş Harun Arslanbey (Adana); erler: Onur Bozdemir (Adıyaman), Kemal Pide (Ordu), Ferit Demir (Muş), Yakup Mutlu (Muş), Cengiz Sarıbaş (Giresun) ve Fatih Yonca’nın (Hatay) Saldırıda Uzman Çavuş Yusuf Öztürk ile erler Emrah Mandıralı ve Arif Temel’in yaralandığı belirtildi. Yaralılardan Emrah Mandralı Niksar'dan Tokat'taki Dr. Cevdet Aykan Hastane'ne sevkedildi. UZMAN ÇAVUŞ'UN DURUMU AĞIR Reşadiye Kaymakamı Cihangir Güler, 7 askerin şehit olduğu saldırıda yaralanan 3 askerden birinin uzman çavuşu olduğunu, sağlık durumunun ağır olduğunu açıkladı. Kaymakam Güler, yaralı 3 askerden Emrah Mandıralı ile Uzman Çavuş Yusuf Öztürk'ün Niksar Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını, sağlık durumu ağır olan Uzman Çavuş Öztürk'ün burada ameliyata alındığı söyledi. BAŞBAKAN ATALAY'DAN BİLGİ ALDI Bu akşam Washington'da ABD Başkanı Obama ile görüşecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Tokat'taki hain saldırı sonrası İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı arayarak bilgi aldığı öğrenildi. CUMHURBAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA Cumhurbaşkanımızın, Abdullah Gül Tokat'taki terörist saldırı iğle ilgili bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklaması şöyle: "Tokat'ın Reşadiye ilçesindeki terörist saldırıda askerlerimizin şehit olmasından büyük üzüntü duydum. Birlik ve beraberliğimize, ülkemizdeki huzur ve kardeşlik ortamına yönelen bu hain saldırıyı şiddetle telin ediyorum. Ülkemizin her tür terör eylemine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini ve bu saldırıların hiç bir zaman amacına ulaşamayacağını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Vatanını canından üstün tutan, bu uğurda şehit olan kahraman askerlerimiz milletimizin gönlünde sonsuza kadar yaşayacaktır. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." ALINTI: Hürriyet_07.12.2009
-
Bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın yaşadığı hücrenin metrekare hesabına, Mardin'de şehit düşen askerin annesi tokat gibi cevap verdi. Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde meydana gelen çatışmada şehit olan 32 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Bünyamin Özcan'ın acı haberi Adana'nın Kozan İlçesi'ne bağlı Eskimantaş Köyü'ndeki baba evini yasa boğdu. Şehidin ablası Yeter Özcan, kardeşinin operasyona gitmeden önce annesini arayarak hakkını helal etmesini istediğini söyledi. Evli ve 1 çocuk babası Bünyamin Özcan'ın şehit olduğu haberi üzerine köyünün girişine 6 metrekarelik Türk Bayrağı asıldı, ailesinin evi de yakınlarının akınına uğradı. Kardeşlerinin şehit olduğu haberiyle yıkılan ve güçlükle ayakta duran ablaları, demokratik açılıma tepki gösterdi. Ağıtlar yakan şehit ablası Yeter Özcan, "Hani açılım vardı? Böyle açılım mı olur? Şimdi benim kardeşimi kim geri verecek? Çocuğu öksüz kaldı" dedi. Yeter Özcan, kardeşinin dün akşam operasyona gitmeden yarım saat önce annesi 61 yaşındaki Zahide Öztürk'ü telefonla arayarak, helallik istediğini belirtip, "Kardeşim telefonda, 'Anne, bir kaç gündür karışık rüyalar görüyorum. İçim rahat değil, şimdi operasyona gidiyorum. Bana hakkınızı helal edin' demiş. Annem de 'O nasıl söz oğlum' diyerek hakkını helal etmiş. Şehit olacağı kardeşimin içine doğmuş. Annemle helalleşip şehit düştü" diye konuştu. 'Kahrolsun pkk' sloganları da atılırken çiftçi baba 66 yaşındaki Musa ile anne Zahide Öztürk ise güçlükle ayakta durdu. ŞEHİDİN EŞİ: OĞLUMU JANDARMA YAPACAĞIM Jandarma Uzman Çavuş Bünyamin Özcan'ın cenazesi, uçakla Adana Havalimanı'na getirildi. Buradan ailesi tarafından alınan cenaze toprağa verilmek üzere memleketi Kozan'a götürüldü. Şehit için Hoşkadem Camii'nde yapılan törene Vali İlhan Atış, 6'ıncı Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Lapanta, şehit yakınları ve yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Törende güçlükle ayakta duran şehit eşi Nazan Özcan, "Cuma günü saat 15.00'de görüştüm bir şey demedi. 'Yemek yiyorum' dedi. Ben de 'Tamam canım afiyet olsun, öptüm' diyerek telefonu kapattım. Bizi yalnız bıraktı. Allah görüyor, Allah yapanları da yalnız bıraksın" dedi. Ardından da yanındaki 5 yaşındaki oğlu Musa'nın kolunu tutup havaya kaldıran genç kadın, "Ben bunu jandarma yapmayacaktım. Ama şimdi yapacağım" diye bağırdı. Elinde oyuncak askerle oynayan küçük çocuk da, "Ben olmayacağım" diyerek ağladı. Metanetli görünen baba Musa Özcan ise, "Ben ne diyeyim. Vatan sağ olsun" demekle yetindi. Camide kılınan cenaze namazının ardından şehidin cenazesi götürüldüğü Eskimantaş Köyü mezarlığında toprağa verildi. 'BU ASLAN 2 METREKAREDE YATACAK' Adana'nın Kozan İlçesi'nde toprağa verilen şehit Uzman Çavuş Bünyamin Özcan'ın cenaze töreninde, gözyaşı sel oldu. Altı aylık hamile olan şehit eşi Nazan Özcan, 5 yaşındaki oğlu Musa'yı yanından ayırmadı. Cenaze töreninde hükümetin yürüttüğü 'Demokratik açılım' ve Abdullah Öcalan'ın cezaevinde kaldığı yerin darlığı tartışmalarına tepki pankartları açıldı. Törene katılanlar, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez', 'Açılım şehidi', 'Kelle değil, şehit', 'Vatan için şehit oldu' yazılı pankart ve dövizler taşınırken, 'Bu Ahmet Türk'ün eseri', '12 metrekareyi beğenmiyorlar. Bu aslan şimdi 2 metrekarede yatacak', 'Başbakan istifa' diye slogan atıp, bağırdı. ASKERHABER
-
İnsansız sistemleri ana faaliyet alanlarından birisi olarak belirleyen ASELSAN, uluslararası İnsansız Araçlar Yarışması MAGIC-2010'da dünya çapında ilk 10 takım arasına girmeyi başardı ve 50 bin dolarlık ödül kazandı. Avustralya ve Amerika Savunma Bakanlığı organizasyonları tarafından ortaklaşa düzenlenen yarışma için ASELSAN'ın takım liderliğinde bir ekip oluşturuldu. ''Kapadokya'' adı verilen ekipte, Bilkent, Boğaziçi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile Amerika'dan Ohio State Üniversitesi yer aldı. Yeni nesil otonom insansız kara araçlarının geliştirilmesine öncülük eden yarışma, akıllı robotların insan müdahalesi olmadan, birbirleriyle haberleşerek bilinmeyen bir kentsel alanda keşif-gözetleme-istihbarat yapmasını, alanda bulunan tehlikeli maddeler ile düşman veya teröristlerin etkisiz hale getirilmesini sınırlı bir sürede gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Finalist robotlar ve takımları, 8-13 Kasım 2010 tarihinde Avustralya'da Adelaide kentinde yarışacak. Bu yarışmayı kazanan takım ise 750 bin dolarlık ödülün sahibi olacak. MAGIC 2010'un, insansız araçlar alanında dünyanın en güçlü firmaları ve en başarılı üniversitelerinin katıldığı bir yarışma olduğunu ifade eden yetkililer, yarışmada ilk 10'a kalan takımların Türkiye ile birlikte ABD, Avustralya, Japonya ve Kanada'dan oluştuğunu belirttiler. Yetkililer, ASELSAN'ın, uluslararası alanda birçok yeni projenin de önünü açması beklenen bu yarışmadaki iddiasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine de benzer akıllı robotları kazandırmayı hedeflediğini kaydettiler. İnsansız sistemlerin savunma ve güvenlik alanındaki yerinin her geçen arttığına işaret eden yetkililer, özellikle keşif, gözetleme, istihbarat, savunma ve lojistik destek gibi faaliyetlerin hızlı ve etkin bir şekilde ve personel kaybı vermeden yürütmek üzere kendi kendine karar verebilen insansız sistemlere ihtiyaç duyulduğunu ifade ettiler. İnsanlar için rutin zor veya tehlikeli işleri gerçekleştirebilmeleri, görevin icrası sırasında korkma, çekinme ve yorulma gibi unsurlardan etkilenmemeleri nedeniyle insansız sistemlerin tercih edildiğini belirten yetkililer, ABD'nin 2015 yılına kadar ordusundaki ilgili unsurların üçte birini insansız yapma hedefi koyduğunu kaydettiler. ASELSAN'IN ROBOTLARI- ASELSAN'da insansız sistemlere, ''kendi kendine karar verme yeteneği'' kazandırma çalışmaları sürdürülüyor. İnsansız sistemler konusunda TSK'nın dışa bağımlılığını en aza indirecek ürün ve sistemleri tasarlamayı ve geliştirmeyi ana faaliyet alanlarından biri olarak belirleyen ASELSAN, geleceğin savaş alanlarında yaygın bir şekilde kullanılacak robotlar üzerinde çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. ASELSAN'ın üzerinde çalıştığı insansız sistemlerle ilgili 4 ana proje çalışması bulunuyor. Bunlardan bir tanesi ''İzci'' aracı. Özellikle sınır güvenliğinin sağlanması, keşif, gözetleme ve lojistik hizmetlerde kullanılması amacıyla tasarlanan ''İzci'', uzaktan komuta edilebiliyor. Gece ve gündüz çevre gözetlemesi yapabilen, üzerine silah monte edilebilen ve topladığı verileri merkeze iletebilen İzci aracına, otomatik insan tanıma ve otomatik hedef takibi gibi yeteneklerin kazandırılması için çalışmalar yapılıyor. GEZGİN ASELSAN tarafından üzerinde çalışma yürütülen diğer insansız kara aracı Gezgin, uzak mesafeden savunma ve gözetleme yapabilmesi için tasarlanıyor. Paletli yapısıyla küçük bir tankı andıran Gezgin'de, dünyada henüz yeni geliştirilmekte olan insansız araçlarda uzaktan kablosuz silah kullanımını sağlayacak teknolojiler deneniyor. Aracın üzerine yerleştirilebilecek robot kol, termal gözetleme ve lazer hedef işaretleme sistemleri ile tehlikeli görevler, uzaktan yerine getirilebilecek. KAŞİF ASELSAN'ın üzerinde çalıştığı bir diğer insansız sistem ise birliklerin keşif gözetleme yeteneğini kilometrelerce uzağa taşıyabilecek olan ve ''Kaşif'' adı verilen balonlu keşif gözetleme sistemi. Bu sistem, yere sabitlenen balon üzerine yerleştirilerek, gece ve gündüz yüksek irtifadan hareketleri tespit edebilecek. Kaşif, karakol gibi yerleşik alanlarda tepe arkalarını ve çevreyi gözetleyerek otomatik hareket tespiti yapabilecek ve gerektiğinde bu görüntüleri ve olası hedeflerin koordinatlarını diğer insansız sistemlere iletebilecek. DENİZCİ ASELSAN, liman ve boğazlarda keşif, gözetleme ve istihbarat gibi görevleri yapması için de ''Denizci''yi tasarlıyor. Uzaktan kontrol edilebilen insansız su üstü aracı ''Denizci'', hedefe ulaştığında üzerinde yer alan sonar, radar, termal kamera gibi cihazlarla elde ettiği verileri komuta merkezine aktarabilecek. ASKERHABER
-
İstanbul'da İETT otobüsüne molotoflu saldırı
ilker01 şurada cevap verdi: ilker01 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Molotof atılan otobüste yanan Serap öldü Küçükçekmece'de bir İETT otobüsüne Molotof kokteylli atılması sonucu yanarak yaralanan 17 yaşındaki Serap Eser, hayatını kaybetti. Serap Eser, 8 Kasım günü Kanarya Mahallesi'nde durakta yolcu almak için bekleyen İETT otobüsüne molotofkokteyli atılması yüzünden yaralanmıştı. Saldırı ile ilgili gözaltına alınan 6 şüpheli 26 Kasım günü Beşiktaş’daki İstanbul Adliyesi’ne çıkarılmıştı. İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliği’nce sorgulanan 4’ü çocuk 6 şüpheli, yasadışı örgütü üyesi olmak, patlayıcı madde atarak adam öldürmeye teşebbüs ve kamu malına zarar vermek suçlarından tutuklandı. BAŞBAKAN TERÖR OLAYLARINDA SERAP ÖRNEĞİNİ VERMİŞTİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi günü Haliç Tersanesi’nde, üç vapurun denize indirilmesiyle nedeniyle düzenlenen törende, “Sokakları illegal eylem alanı haline getirenlere çocuklara, şöyle öyle diyenlere sesleniyorum. O çocuklara molotof kokteyli attıran, o çocukları terörist eylem için kullanan kim? Serap yavrumuzu otobüste molotofkokteyliyle yakanlar kim? O çocuk değil mi? O çocukları mazlum göstereceksin o molotofkoteyli ile yanan yavruyu ne göstereceksin.Neyle izah edeceksiniz? ” demişti. -
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde göstericiler, Yavuz Sultan Selim İlköğretim Okulunda asılı Türk bayrağını indirerek, yaktı. Göstericiler, kendilerini görüntülemeye çalışan gazetecilerin görüntü almasına da engel oldu. Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra serbest bırakılan PKK'lıların da aralarında bulunduğu Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyelerince düzenlenen mitingin ardından izinsiz yürüyüş yapmak isteyen gruba, polis müdahale etti. Polisin müdahalesi üzerine ara sokaklara dağılan göstericiler, ilçe girişindeki polis noktası ile İlçe Emniyet Müdürlüğü ve AK Parti ilçe binasını taşladı. Daha sonra Cumhuriyet Caddesi'ndeki Yavuz Sultan Selim İlköğretim Okulu önünde toplanan göstericiler, okulun bahçesindeki direkte asılı Türk bayrağını indirerek, ateşe verdi. Türk bayrağını yakan göstericiler, kendilerini görüntülemeye çalışan gazetecilerin görüntü almasına da engel oldu. Terör örgütü lehine slogan atan ve yollarda barikat kurarak, ateş yakan kalabalığı biber gazı kullanarak dağıtmaya çalışan polis, 8 göstericiyi gözaltına aldı. Şemdinli Belediye Başkanı Sedat Töre de olayların büyümesini önlemek amacıyla kalabalığı ikna etmeye çalıştı. Ancak Belediye Başkanı Töre'nin çabası sonuçsuz kaldı. İlçe merkezinde halen devam eden olaylarda ilk belirlemelere göre 3 polis ile Azat Yiğit isimli gösterici yaralandı. Şemdinli Devlet Hastanesine kaldırılan Yiğit'in, ilk müdahalenin ardından Van'a sevk edildiği belirtildi. HÜRRİYET Bunlar sadece haberlerden duyduklarımız kim bilir daha kaç bayrağa saldırdılar...
-
'Resmi raporlarda Dersim katliamı: 13 bin kişi öldürüldü'
ilker01 şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
- 228 cevap
-
- 2
-
-
- Resmi raporlarda Dersim
- Dersim katliamı
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Katletmediğimiz kimse kalmamış...
ilker01 şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Duruuuun! bir kaç şeyi unutmuşsunuz. Sddam'ın öldürdüğü Kürtler de var ya...Kim bilir belki Ergenekoncuların parmağı vardır bu işte de onuda ekleyelim.1 milyon da onlar. Ha! birde Orta Asyada katletdiğimiz Çinlilerde olabilir belki... Bir bunuda araştırmak lazım. onlarında sayısı 5-10 milyon kadar vardır malunuz ya kalabalıklar.Böylelikle sayı epey arttı galiba. Evet Şimdi sıra geldi bu insanlara haklarını vermeye,özür dilemek yetmez... Hımm bir bakalım Yunanistan'a İstanbul'a kadar olan yerleri verelim. Ermenilere Kars ve çevresi, Çin'e gerek yok, Bulgarlara gerek yok, Karadeniz'de Pontus-Rum devleti, başka kaldımı ha durun en önemlisini unuttuk. Kürtler de Güneydoğu Anadolu'da bağımsız bir devlet verdikmi anlaşmış olduk.(başka kaldıysa siz de ekleyebilirsiniz). Bizde nerede yaşarsak artık Allah kerim Marsa veya jupiter'e göç edebiliriz.Tabiii oradan da uzaylılar kovmazsa...- 36 cevap
-
- 14
-
-
Pkk yandaşları öğretmenevine saldırdı
ilker01 şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
Kamu binalarına, İşyerlerine, İçinde insanların bulunduğu belediye otobüslerine, Polis karakollarına saldırdıkları yetmiyormuş gibi, Birde öğretmen evine saldırdılar. Şırnak’ın İdil İlçesi’nde dün gece gösteri yapmak isteyince müdahale edilen 500 kişilik PKK sempatizanı grup, öğretmen ve öğrencilerin konakladığı öğretmenevine saldırdı. İki saat boyunca öğretmevini abluka altın alan göstericiler, binayı taşladı. Atılan taşlardan 2 öğrenci yaralanırken, Atatürk büstü zarar gördü. Öğretmen ve öğrenciler polis eşliğinde güçlükle tahliye edildi. İmralı’da ömürboyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını öne süren PKK’lılar dün gece Şırnak’ın İdil İlçesi’nde olaylara neden oldu. Atakent Mahallesi’nde toplanan yaklaşık 500 kişi, yaktıları meşalelerle PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıp Adile Naşit Caddesi'nde yürüyüşe geçmek istedi. Yürümek isteyen gruba polisin müdahale etmesi üzerine göstericiler, taşla karşılık verdi. Yaşanan arbedenin üzerine yetersiz kalan polis ekiplerinin çekilmesi üzerine, göstericiler bu kez aynı cadde'de bulunan, köylerden gelin ilçe merkezinde okuyan 54 öğrenci ile 29 öğretmenin kaldığı İdil Öğretmenevi’ni abluka altına aldı. ÖĞRETMENEVİNE SALDIRDILAR Göstericiler, 4 katlı öğretmenevini taş yağmuruna tuturken, bir grup içeriye girmek istedi. İçeride bulunan öğrenci ve öğretmenlerin kapıları kapatması üzerine göstericiler binaya giremedi. Dışarıdan yaklaşık 2 saat boyunca öğretmenevine taşlı saldırılarını sürdüren göstericiler, öğretmenevi bahçesinde bulunan araçları ve Atatürk büstünü de tahrip etti. Göstericilerin attığı taşlardan 2 öğrenci yaralandı. İdil Belediye Başkanı DTP’li Resul Sadak ile DTP’liler saldırıları önlemek için yaptıkları girişimlerde sonuçsuz kaldı. Öğretmenevinde öğrenci ve öğretmenler 2 saat boyunca büyük korku yaşarken, göstericiler Şırnak’tan gelen takviye polis ve askerler tarafından dağıtıldı. Öğretmenevinde bulunan öğretmen ve öğrenciler gece yarısı geniş güvenlik önlemleri altında tahliye edilirken, yaralanan 2 öğrenci Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Köylerden gelip lisede eğitim gören öğrenciler, bu sabah köylerine dönerken; öğretmenlerin ise eşyalarını alarak bugün ilçeden ayrıldıklar öğrenildi.(ne yazık ki istedikleride bu zaten). İdil’de dün gece yaşanan olaylar üzerine bugün ilçede esnaf kepenklerini açmadı. İlçede gergin bekleyiş sürerken, sıkı güvenlik önlemleri alındığı görüldü. HÜRRİYET-
- 1
-
-
Katletmediğimiz kimse kalmamış...
ilker01 şurada cevap verdi: Tengeriin boşig başlık Politika Bilimi
Var "sevgili Boşig" bunların hepsine inanlar da var hatta bu forumda da emin olun vardır.- 36 cevap
-
- 14
-
-
Vaaaayyyy Ahmet Türk..neymişsin sen be abi..
ilker01 şurada cevap verdi: Dayı başlık Politika Bilimi
Çok belli oluyor kardeşlikleri,Yıllarca ülkede terör estirenler başkaları sanki.(Herkes için geçerli değil) Her seferin de haklarımız yok diye ayaklananlar,. Eğitim istiyoruz değip öğretmenleri kurşuna dizenler, Şehirleri bombalayanlar,çocukları öldürenler de başkaları ya biz bilmiyoruz. Şeyh Saitleri,Abdullah Öcalanları kahraman ilan ederler. Tabi sorsanız masumlar hepsi, Bunlara karşı savaşanları da hemen bölücü ilan edip terör örgütü kurmakla suçlarlar birde.Türk bayraklarıyla Atatürk pasterleriyle terörü protesto edenleri de aynı şekilde bölücülükle suçlarlar.Hatta abartıp soykırım yapıldığını iddaa edenleri de gördük. Lafı fazla uzatmaya da gerek yok bunları daha önce defalarca yazıldı. Başka bir dünyada yada başka bir ülkede yaşamıyoruz.TÜRKİYE'DE yaşıyoruz. Uyuduğumuzu falan sanmayın her şeyin farkındayız.- 59 cevap
-
- 2
-
-
İstanbul'da İETT otobüsüne molotoflu saldırı
ilker01 şurada cevap verdi: ilker01 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Küçükçekmece’de 17 yaşındaki lise öğrencisi Serap Eser’in el, yüz ve bacaklarının da yanmasına neden olan İETT otobüsüne molotoflu saldırının faili olarak 7 kişi yakalandı. Yaşları 17 ile 18 arasında değişen zanlıların PKK terör örgütü gençlik yapılanması içinde olduğu belirtildi. Polis ekipleri, uzun süren bir takibin ardından Okmeydanı’nda tespit ettiği adreslere önceki gün operasyon düzenledi. Baskında İstanbul genelinde molotoflu saldırı olaylarına karıştığı öne sürülen 7 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan kişilerin 8 Kasım’da Söğütlüçeşme-Zeytinburnu otobüsüne 19.40 sıralarında molotofkokteyli atan kişiler olduğu ortaya çıktı. Suçlarını itiraf eden zanlıların Serap Eser’le aynı yaşlarda olduğu görüldü Hürriyet- 13 cevap
-
- 15
-
-
Bu soykırım lafıda moda oldu artık.Birileri bu ülkede Kürtlere soykırım yapılmış gibi göstermeye çalışıyor. Uyanık olmak lazım. Yakın bir Kürt yolda trafik kazası geçirip ölse soykırım yaptılar diye kıyametleri koparmazlar inşallah. Soykırım tek taraflı ve ırkı yok etmeye yönelik olur. Dersim olayı tek taraflı değildir bir, Soykırım hiç değildir iki,
-
Bölücüler İş Başında...
ilker01 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Küçücük çocuklara Pkk teröristlerinin kıyafetleri giydirilip pkk altında zafer işareti yaptıranlar bölücü olmuyorda, Atatürk resimleri,taşıyan türk bayrağı taşıyan,pkkyı lanetliyenler bölücü oluyor.Pes doğrusu Daha nediyeyimki siz amacınızı zaten belli etmişsiniz.- 13 cevap
-
- 9
-
-
Türk Medyasının Gerçekleri....
ilker01 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Aynen benimde verebileceğim tek cevap kocaman bir hahaha. "Düşünmek taraf olmaktır".Diyerek tarafını belli eden bir gazete...- 19 cevap
-
- 1
-
-
Ne mutlu Türküm' diyene ceza yazdılar
ilker01 şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
MHP Uşak İl Başkanı Metin Savaş, “Ne mutlu Türküm” diyene kesilen cezaları basına gösterdi AKP’nin PKK açılımı zıvanadan çıktı ve Türklere karşı cadı avına dönüştü. MHP Uşak İl Başkanı Metin Savaş, skandala sert tepki gösterdi: Trafikte binlerce araç varken niye sadece bu yazı ve Türk bayrakları söküldü? “Allah”, “Bismillah” yazıları sökülecek mi? Bu tahrikse terörist şovu ne! CEZA yiyenlerin ‘özenle’ izlenmesi ve yazıyı kaldırmamakta ısrar edenlere bir ceza daha kesilmesi sinirleri gerdi. Emniyet’in “Yasa gereği uygulandı. Yazı yasak” açıklaması tepki çekti: Dağdan inip şov yapan teröristin serbest bırakılması yasaya uygun mu! ‘Türküm’ demek suç oldu Uşak’ta ’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ yazısı nedeniyle minibüslere para cezası kesildi. Bu duruma isyan eden MHP Uşak İl Başkanı, “Bu Başbakanın da dediği gibi hazmettirme çalışmasının bir parçası” dedi Metin Deniz Savaş, “Bu olayın manasını, perde arkasını ve hangi niyetle bu yazıların söktürüldüğünü sorumluların açıklamasını istiyoruz” diye konuştu. Haber: Sümeyra YILMAZ MHP Uşak İl Başkanı Metin Deniz Savaş, 10 Kasım’da, şehiriçi yolcu taşımacılığı yapan 20 minibüse arka camlarındaki ’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ yazısı ve Türk bayrakları nedeniyle trafik polisleri tarafından 61’er TL para cezası kesildiğini söyledi. Savaş, “Bu Başbakanın da dediği gibi hazmettirme çalışmasının bir parçası. Hazmettirmeye çalışanlara karşı sessiz kalmayacağız” dedi. 20’ye yakın minibüse “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısı olduğu için ceza kesilmesinin “açılım” doğrultusunda uygulanan bir uygulama olduğunu belirten Metin Deniz Savaş, şunları söyledi: “Emniyet bu uygulamayı 1983 yılında çıkartılan bir kanunu gerekçe gösteriyor. Doğrudur araçlara yazı yazmak yasak. Fakat bir gerçek var; Türkiye’deki neredeyse bütün araçlarda yazılar var. Neden bunlara ceza yazılmıyor. Bu güne kadar bu yazıdan rahatsız olunmadı da şimdi mi olunuyor. Eğer bu suç ise tüm araçlardaki yazılar sildirilmeli ve ceza yazılmalı. Neden sadece ” Ne mutlu Türküm diyene “ yazısından rahatsız olundu. Niyet nedir? Yapılmak istenen nedir? Bizler bu işin takipçisi olacağız. Yetkililerden cevap bekliyoruz. Şimdiye kadar tatmin edici bir cevap gelmedi bize. Uygulamanın yapıldığı tarih de manidar. 10 Kasımda 20 araca ceza yazılıyor hepsine de ” Ne Mutlu Türküm diyene “ yazısından dolayı başka yazılara verilen ceza yok.” Sessiz kalınırsa arkası gelir Savaş, kampanya başlatacaklarını belirterek, “Biz kampanya başlatacağız. Evlerimize, iş yerlerimize bu ülkenin sahiplerinden ’Ne Mutlu Türküm Diyene’ sözünden rahatsız olmayan herkesten bu yazının asılmasını isteyeceğiz” dedi. Metin Deniz Savaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü bu Başbakanın da söylediği gibi ’hazmettirme’ çalışması. Eğer sessiz kalınırsa bunun arkası farklı şekillerde gelecektir. Bu yazının indirilmesi uygulamasını kimler başlattı bu da belli değil. Bu konuda bir açıklama yok. Bu araçlardaki yazılar yeni değil. Yıllardır var neden şimdi rahatsızlık yarattı. Günümüzde Kürtçülüğün pirim yaptığı, bölücü açıklamaların suç olmadığı bir dönemde artık Türküm demenin suç olmaya başladığını görüyoruz. Bu da kamu görevlileri eliyle yapılıyor. Bu olay karşısında sessiz kalmayacağız, peşini bırakmayacağız. MHP olarak aynı bayrağı ve aynı sözü il binasına astık. Atatürk’ün bu veciz sözüne ve bayrağa alerji duyanlar gelsin MHP il binasından da bu yazıyı indirsinler. Bu milletin sabrı var. Kimse bu sabrı denemeye kalkmasın. Bu olayın manasını, perde arkasını ve hangi niyetle bu yazıların söktürüldüğünü sorumluların açıklamasını istiyoruz.” Savaş, yazı nedeniyle ceza verilen minibüsçülerin bağlı oldukları “minibüsçüler odası” na da şikayette bulunduklarını belirterek, yazıyı silmeyen şoförlere tekrar ceza yazıldığını da vurguladı. Öğrenci andının kaldırılması istendi “Ne Mutlu Türk’üm” diye biten ’öğrenci andı’nın okunmaması için Danıştay’da dava açıldı. Davada yürütmenin durdurulması istendi. Danıştay 8. Dairesi de yürütmenin durdurulması istemini oy birliğiyle reddetti. Alınan kararda ‘İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceği kuralı bulunduğunu’ hatırlatarak, davada bu şartların oluşmadığına işaret edildi. yeniçağ -
Dr. Skull 1983 yılında Ankara'da kurulan Heavy Metal gurubudur. Toplam üç stüdyo albümleri vardır. Grup dağılmış durumdadır. Grup birçok müzik türünden etkilenmiş ancak temelde Heavy Metal yapmıştır. Şarkılarında, savaş, insanlığın bozulması gibi toplumsal konulara değinilmiştir. -Grubun ilk adı yalnızca Skull idi. Ancak grubun dört elemanı da tıp fakültesine girince grubun ismi Dr. Skull olarak değiştirilmiştir. -Maskotları Vehbi adını verdikleri bir kurukafaydı. -Grubun bateristi Alper Yarangümeli halen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesin de göz hekimi olarak çalışmaktadır. -Grubun basçısı Musti, Hacettepe Üniversitesi Preventif Onkoloji Bölümünde doçenttir. -Baştepe, Amerika'da endokrinologdur. -Ersöz, Ankara FTR Hastanesi'nde çalışmaktadır Albümleri: 1990 Wory Zover 1992 Rools 4 Fools 1994 Hershey Yolunda Şarkılarını zamanında hayal meyal hatırladığım bir gruptu.Şimdi yeni yeni keşfetmem gerçekten büyük kayıp. En güzel şarkıları: War Is Over, Let Me Go, The Gate Of Brandenburg, Rules For The Fools, Way Home, Rain, Elim Cebimde, Sen,
-
Vooovv Şimdi birde başımıza Dersim çıktı.İllede 16 binde16 bin,diye tuttururlar artık.Bakalım daha neler göreceğiz. Bu devlete verdiğiniz zararların faturasını çıkartırsak buradan bizim köye yol olur.(Pkk ve onun yolundan giden,Türkiye CUmhuriyet'ini ve Ulus Devleti sindiremeyenlerden bahsediyorum.Hemen başka taraflara çekmeyin).
- 266 cevap
-
- 5
-
-
- GÜLER ZERE
- TÜRKİYE
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Pentagram, (yurtdışında kullandıkları ad Mezarkabul'dür) kuruculuğunu Hakan Utangaç ve Cenk Ünnü'nün yaptığı heavy metal grubu.Türkiye’nin en önemli heavy metal gruplarından olan Pentagram bugüne dek Pentagram, Trail Blazer, Anatolia, Popçular Dışarı, Unspoken ve Bir albümlerini yayınladı. Grup, 1997 yılında çıkardıkları Anatolia albümünün 100.000’in üzerinde satması sonucunda yurtdışında da ilgi çekti ve Danimarka ve Almanya’da konserler verdi. Pentagram'ın verdiği konserler çoğunlukla kapalı gişe olmuştur. Albümleri Pentagram (1990) Live At The Trail (1991) Trail Blazer (1992) Anatolia (1997) Popçular Dışarı (1998) Unspoken (2001) Bir (2002) 1987 (2008) En güzel şarkıları:Livin' On Lies, Secret Missile, Fly Forever,1000 IN THE EAS,SONSUZ,BİR,BU ALEMİ GÖREN SENSSİN,ÖLÜMLÜ,TİGRİS,Lions In A Cage,Trail Blazer. Fly Forever adlı şarkı, o aralarda askere gidip 1993te Kıraf dağında şehit düşen eski gitaristleri Ümit Yılbar'a adanmıştır.
-
- 1
-
-
DAĞLICA GAZİLERİNİN NEFES'İ KESİLDİ Sabah Gazetesi Muhabiri Erhan Öztürk, 2 yıl önce 12 askerin şehit olduğu ve 17'sinin yaralandığı Dağlıca baskınından sağ kurtulan erler Güngör ve Nedim'le Nefes'i izledi. Öztürk'e göre gazilerimiz çok duygulandılar ama artık yeni bir hayatları var. Bundan tam 2 yıl 2 ay önce yaşandı Dağlıca baskını. 21 Ekim gecesi, üç koldan saldıran terör örgütü, 52 askerin bulunduğu karakolda 12 askerimizi şehit etti. Askerlerden 17'si yaralandı, 8'i ise örgüte teslim oldu. O uzun geceyi yaşayan askerlerimizle birlikte, 21 Ekim 2007 tarihine yeniden gittik. Ancak bu sefer Dağlıca'ya değil, "Nefes: Vatan Sağolsun" filmine. Kürt açılımının konuşulduğu günlerde vizyona giren ve izlenme rekorları kıran filmi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yanı sıra toplumun hemen her kesiminden izleyenler vardı. Bir tek onlar izlememişti. Kendi deyimleriyle, izlemeye cesaret edemiyorlardı. Ulaştığım askerler, söz birliği etmişçesine, "Ağabey bizi affet. Tekrar o günleri yaşamak istemiyoruz" diyordu. Ama ısrarlarım üzerine dün Kerem Güngör ve Nedim Bahtiyar adlı iki askerimizle İstanbul'da uzun bir gün geçirdik. "SIRTIMIZDAN VURDULAR BİZİ" Yaklaşık bir yıldır görüşemeyen Kerem ve Nedim, karşılaştıkları anda sarıldı birbirlerine. Sonra İstiklal Caddesi'ndeki kalabalığa karışarak konuşmaya başladık. Bursa'dan gelen Nedim, Kerem'e dönerek, "Geçenlerde Ö. beni facebook'a eklemek için davet göndermiş. Reddettim. Sonra bana 'Neden bana böyle davranıyorsun. Ben hain değilim' diye bir mesaj atmış' dedi. Nedim'e, 'Kim bu Ö.?' diye sorduğumda ise ikisi birden, 'Ağabey o bizi satan askerlerden birisi. Çatışmada pkkya teslim olanlardan. Onların yüzünden 12 arkadaşımızı şehit verdik' cevabını verdi öfkeyle. Şarapnel parçalarıyla sırtından yaralanan Kerem şöyle sürdürdü sözlerini: "Onlar bizim için bitmiştir. 150 kişilik pkk grubu ilk onların nöbet tuttuğu yerden geldi. Direnselerdi bu kadar şehit vermezdik. Silahlarını bırakıp teslim oldular. Onların mevzilerinden kolayca geçen teröristler bizi arkadan vurdu." Sabaha kadar çatışmaya devam eden 15 askerden birisi olan Nedim de, "Helikopterler gelip de çatışma bitince uçaksavarı kullanan arkadaşımız M.'yi aradım. Uçaksavarın pançosu (örtüsü) bile kaldırılmamıştı. Daha sonra M.'nin PKK'lılara teslim olduğunu öğrendim. Çok öfkelendim. Çünkü savunmamız için çok önemli bir silahı kullanamamıştık" dedi. "KIZININ İSMİNİ SAYIKLIYORDU" Nedim sözlerini şöyle sürdürdü: "Desteğe gelenlerden bir uzman çavuşa ateş edildi. Kurşun kafasını sıyırdı. Daha sonra aynı uzman çavuşun bacağı koptu. Yanına ilk giden bendim. Kanlar içinde yatarken kızını sayıklıyordu. Orada gerçekten üzülme duygumuzu kaybettik. Uçaksavarı kullanmayan M.'nin aksine pançoyu indirip, teröristlerin olduğu bölgeye dakikalarca ateş ettim. Herkes şehit düştü sanıyordum." Nedim hararetli konuşurken Kerem söze girdi: "Her yerden ateş ediyorlardı. Çaresiz kalmıştık. 'Kafama sıkacağım' diyordum. Çağdaş Üsteğmen, 'Oğlum akıllı ol' diyerek beni ikna etti. Konuşmaların tamamını duyuyorduk. R. bizim askerimiz. pkklılara tercümanlık yapıyordu. Pkklılar ona, 'Komutanınız nerede, bizi ona götür' diyordu. Daha sonra Çağdaş Üsteğmen, 'Kerem rütbelerimi sök' dedi. Önce, 'Olmaz komutanım' dedim. Ardından neden sökmemi istediğini anlayınca tereddütsüz söktüm. Çünkü R. onlara komutanımızı verecekti. Komutanımızın sıradan bir asker olduğunu hissettirmeliydik. Kurşunlarla yıldızlar birbirine karışmıştı." Dağlıca'da en iyi anlaştığı arkadaşlarından birisinin de Ufuk (Çelik) olduğuna dikkat çeken Kerem, şöyle konuştu: "Ufuk şarapnel parçalarıyla ağır yaralanmıştı. Helikoptere ben taşıdım. Yaralı olduğumu bilmiyordum. Meğer benim de sırtıma şarapnel parçaları saplanmış. Ufuk'u kucağıma yatırdım. Uyumaması gerekiyordu. Elini sıkıyordum, o da bana elimi sıkarak tepki veriyordu. Hakkari'ye gidene kadar böyle yaptık. Helikopter indiğinde ayağa kalkamadım. Çünkü bacaklarımda güç kalmamıştı." Sonra sözü tekrar Nedim aldı: "Çok uzun bir geceydi. Ateş eden teröristi görüyordum. Bir süre sonra mevziden atladık, hemen sonra o noktaya bir havan topu düştü. Silahımda 14 mermi kalmıştı. Çocuklar çok korktu. Daha eski asker olduğum için onları teskin ediyordum. Birisi, 'Ben kaçmak istiyorum' dedi. El bombasını bile eli titrediği için atamadı. Ben alıp attım. Sabah da Mehmet Üsteğmen'in (Özkuş) şehit olduğunu gördüm. Yanında günlüğü vardı. 'Burası çok soğuk, üşüyorum' diye yazmıştı. Dayanamadım daha fazla okumaya. Mevziden cansız bedenini ben taşıdım. Kulağının arkasından girmişti hain kurşun." "ÇOK SOĞUK ÜŞÜYORUM" Saatlerce konuştuktan sonra Foto Muhabirimiz İlhami Yıldırım'ın, 'Sinema saatimiz geldi' sözüyle yönümüzü sinemaya çevirdik. Önce afişin önünde fotoğraf çektirdik. Ardından salona geçtik. Filmin başlamasıyla birlikte çocukların yüzündeki gülümseme değişti. Her ikisi de oturdukları koltuğu sıkı sıkı tutuyordu. Filmin her sahnesini 2 yıl 2 ay sonra yeniden yaşadı Nedim ve Kerem. Özellikle çatışma sahnelerinde oyuncularla aynı refleksleri gösterdiler. Film bittikten sonra her ikisi de bana dönerek, "Ağabey nefesimiz kesildi" dedi. Sigara içmeyen Nedim, "Ver bir sigara kardeşim" diyerek Kerem'den sigara istedi. Sonra bana dönerek donuk bir yüzle şunları söyledi: "Elim ayağım titredi, tüylerim diken diken oldu ağabey." Filmdeki şivelerin, anne özlemi ve sevgili hasretinin yaşadıklarıyla örtüştüğünü belirten Kerem, nokta koydu sözlerine: "Her sahne bizim yaşadığımız anları anlatıyor. NEFES'İN OYUNCULARI GAZİLERLE BULUŞTU Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un emri uyarınca şehit aileleri ve gazilerle daha yakından ilgilenilmesi için başlatılan çalışma kapsamında, Ankara'daki gazilere "Nefes" verildi. Genelkurmay Başkanlığı, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde tedavi gören gaziler arasında "En çok kiminle tanışmak istersiniz?" sorusunun sorulduğu bir anket yaptı. Gazilerin yüzde 70'i, terörle mücadelenin en yoğun olduğu 1990'lı yıllarda, 2 bin 365 metre yükseklikteki Karabal Jandarma Karakolu'nu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikayesinin anlatıldığı "Nefes: Vatan Sağolsun" filminin oyuncularıyla görüşmek istedi. Gaziler, önceki gün filmin oyuncularıyla buluşturuldu. Ağırlıklı olarak terörle mücadele sırasında yaralanan gazilerin rehabilite edildiği Merkez'in sinema salonunda film de sergilendi. SABAH
- 14 cevap
-
- 1
-
-
Yakında "Abdullah Öcalan serbest kalmazsa", "Türkiye eksik kalır" demeye başlarsalar hiç şaşırmayalım
- 266 cevap
-
- 6
-
-
- GÜLER ZERE
- TÜRKİYE
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Şimdide o kapılarını açıp kimlik verdikleri insanlar ihanet ediyolar.
- 15 cevap
-
- 4
-
-
GAZİ AÇLIKTAN ÖLDÜ ..MÜSLÜMAN GEÇİNEN AKP
ilker01 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Drun ben söyleyiverin ne kadar maaş aıldıkalrını gazilerimizin 8.7 zamla birlikte 313,65 tl Şaka gibi- 29 cevap
-
- 1
-
-
Gazilerin açlıktan öldüğü, kahramanların intihar ettiği ülke!
ilker01 şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
Abdülkerim Kırca’yı bileniniz vardır. Güneydoğu aslanıdır! Bu ülke bölünmesin diye kurşun yiyip boynundan aşağısı felç olan kahraman subayımızdır. PKK artıklarının hakkında yaptığı iftiraların, gazetelerin manşetlerine taşınmasına dayanamadı ve kısa bir süre önce canına kıydı! Muharrem Topçu ise Muğla Milaslı garip bir Kore gazisiydi. Ayda 300 TL gazilik maaşı ile geçiniyordu. O parayla geçinemedi ve otopsi yapan doktorun beyanı ile açlıktan öldü. Bir ülkede kahramanlar intihar etmekten başka çare bulamıyor ve gaziler açlıktan can veriyorsa o ülke bitmiş demektir. Evet AKP’nin 8 yılda Türkiye’yi getirdiği nokta budur! Devleti bölmek için örgüt kurup dağa çıkan ve binlerce insanın kanına giren bir katil, hapishanede yani İmralı’da rahat etsin diye 8 trilyon para harcanırken, vatan borcu namus borcu deyip Kore’lerde ülke onuru için vuruşup gazi mertebesine erişen bir vatan evladı, kuru somun bulamayıp gıdasızlıktan hayata gözlerini yumuyor! Bir hicap fotoğrafıdır bu. Ofer gibi Yahudilere bir gecede 750 milyon dolar bahşeden AKP iktidarı, gazisine bir lokma ekmeği bile çok gördü ve ölümüne sebep oldu! Bu iki farklı resim bugün Türkiye’de kahramanlara, şehitlere ve gazilere nasıl bakıldığını net olarak gözler önüne seriyor! Evet gerçekten de AKP güruhu için şehitler kelledir(!). Bebek katilleri Sayın yani saygıdeğerdir(!). Kahramanlar ise işkenceci katildir(!). İşte bu örtülü çürüme tablosu, içten çöküşün ve mandacılığa fiili geçişin net doneleridir! Artık Güneydoğu’da ülkeyi bölmek isteyen eşkıyaya karşı vuruşmanın ve ölmenin hiç mi hiç anlamı kalmamıştır! Tersine terörle mücadele bağlamında emirle görev yapıp şehit olmalara, ülkeye yük ve barışa sabotaj diye bakanlar bile var! Sorarım size böyle bir anlayış ile bu ülke daha ne kadar ölecek adam bulabilir? Dahası, böyle bir toplum daha ne kadar millet olarak ayakta kalabilir? Zihinler bulanık... Genelkurmay’dan saklanan belge Devlet olmanın gereği silahlı güce sahip olmaktır. Silahlı kuvveti olmayan hiçbir topluluğa gerçek devlet diye bakılmaz. Dolayısı ile her ülkenin ordusu o ülkenin en olmazsa olmaz kurumudur. Bu genel tanımın dışında dünyada ABD, Rusya, Çin ve Türk Orduları büyüklükleri ve caydırıcılıklarından ötürü ülkelerinde daha bir önemli konumdadır.. Realite bu iken yani TSK böyle bir konumdayken, ülke içinde birileri ortaya çıkıyor ve gerçekliği tartışmalı olan bir belgeyi Genelkurmay’ın 3 kere talep etmesine rağmen vermiyor. Üstelik o belge TSK’yı ilgilendiriyor. Sorarım size bu durum ne anlama geliyor? Görevi ülke adına savaşmak olan koca bir kuruma takınılan bu tutum ne anlama geliyor? Açıkçası bu direnç yani ıslak imzalı kağıdın verilmemesi hadisesi zihinleri müthiş bulandırıyor ve belge ile ilgili iddialara gerçeklik kazandırıyor.. Evet bu belge bu şekilde saklanır ise onun gerçekliği tartışılır ve hadiseye Adli Tıp Operasyonu diyenler haklılık kazanır.. Belgenin sahihliğinden şüphesi olmayan onu niye saklar? Ayrıca TSK’yı bu şekilde güvenilmez ilan etmek ne demek? Şaka değil... Görmediğin katliama inanma diyen Başbakan! Böyle bir sözü Yıldırım Akbulut bile etmedi... Önceki gün Başbakan’ı dinlerken ağzım açık kaldı... Ne mi dedi?.. Darfur’da katliam yani öldürmeler olmamışmış!.. Gerekçesi ilginç!.. Gitmiş ve bizatihi Darfur’u görmüş... Evet Tayyip bey aynen öyle diyor... Dahası, gitmeden yani görmeden katliam oldu diyenlere de hücum ediyor. Erdoğan’ın anlayışına göre görmediğin katliama inanmayacaksın! Evet şaka yapmıyorum. Başbakanımız aynen bunu söyledi. Tabii canım Darfur’da katliam yapılsaydı, cesetler dozerlerle çukurlara gömülmez ve Tayyip bey gelip görecek diye bekletirlerdi onu... Görüyorsunuz Tayyip beyin eline yazılı metin vermediler mi müthiş laflar ediyor... Sahi merak ettim Sayın Başbakan katliam sürecinde hatırladığım kadarı ile Bosna’ya hiç gitmedi, yoksa orada yapılanlara da inanmıyor mu? Öyle ya görmeden inanmam diyen kendisi değil mi? Birinci sınıf aday... AKP’de yeni hedef BJK’nın ele geçirilmesi! Ne diyor şair, ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. AKP de aynen öyle yapıyor. Devletin kurumlarını TSK dışında ele geçirirken, sivil toplum örgütleri ve spor kulüplerine de el attı... Fenerbahçe’yi Aziz Yıldırım vasıtası ile dolaylı olarak kontrol ediyor. Galatasaray’a el atmaktan, özelliği itibari ile tıpkı TSK misali ürküyor ama göründüğü kadarı ile Beşiktaş’ı gözüne kestirmiş durumda. Abdülkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu’nun adaylık sinyalini vermesi bunun sonucudur. Kulislerdeki fısıltılara göre Aksu, adaylık öncesi Erdoğan’dan onay almış. Peki kim midir bu genç Aksu? Babasının aksine bölge milliyetçisi bir kişiliği varmış. Belki öyle değil ama söylenen ya da oluşan imaj, Murat beyin Diyarbakırlıları birinci sınıf, diğerlerini de ikinci sınıf vatandaş olarak görmesi imiş! Oh ne ala! Fener’den sonra Beşiktaş da bir Amed’liye pardon Diyarbakır’lıya emanet edilecek! SABAHATTİN ÖNKİBAR Yeniçağ -
GAZİ AÇLIKTAN ÖLDÜ ..MÜSLÜMAN GEÇİNEN AKP
ilker01 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Hep başvurdukları yol Biz pkk=Kürd demek değil diyoruz, Ama forumdaşlar ısrarla o yöne doğru çekmeye çalışıyor.- 29 cevap
-
- 2
-
-
İstanbul'da İETT otobüsüne molotoflu saldırı
ilker01 şurada cevap verdi: ilker01 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Açık konuşun lafı nereye getiemeye çalışıyorusunuz- 13 cevap
-
- 15
-