-
İçerik Sayısı
451 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
asterix tarafından postalanan herşey
-
peki deli kız, sana kal diyemiyeceğim, çünkü bu senin için bir ilke meselesi bence de doğru olanı yapıyorsun Allah yolunu açık etsin. Forumdan gitsen de gönlümüzdeki yerini muhafaza edeceksin her zaman. yokluğunu arayacağız ve seni özleyeceğiz. güle güle sevgi kelebeği,...
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
asterix şurada cevap verdi: kralx başlık Forum Oyunları
uzun zamandır kimseye çiçek vermiyorum, bana çiçek verme nezaketinde bulunan, şevval ve alaturkaya öncelikle ve karçiçeğim, mohican ve tüm dostlara... -
Peki doğru tanımladığımız bir alanı sırf aşağıdaki yorumlarınızı doğrulatmak adına neden yanlışmış gibi göstermeye çalıştınız. Öyle ya sol'un ne olduğunun bir tarifi yapılacaksa eğer, onu da ancak siz yapabilirsiniz. Temel hedefi varsıllık ve yoksulluk arasındaki çelişkinin üzerine gitmek olan bir ideolojinin sizin elinizde dini özgürlükleri savunur bir hale gelmesinde bir beis olamaz. Kimsenin de size solculuk dışı bir iş yaptığınızı söyleme hakkı olamaz değilmi. Ama solculuğun kitabını siz yazdığınız için kime ne paye verileceğini siz bilirsiniz ancak. Benim açımdan da bu tartışma sıkıcı bir hal aldı.
-
Şu tokalaşmayı haram sayan din ve onun mensuplarının özgürlük taleplerinden bahsediyoruz değil mi? Hani şu Sivas'ta insanların öldürülmesine cevaz veren, Hani Ramazan'da oruç tutmadıkları için Erzurumda insanlara saldırılmasına kaynak teşkil eden. Bu örnekler istenirse uzar gider. Sizin bu konuda bu kadar saf olmadığınızı düşünüyorum. Bunlar sizin de bildiğiniz şeyler şüphesiz. Sizin bu konuda farklı düşünceleriniz de olabilir, ama keşke bunu işte solculuk budur diye pazarlamaya kalkmasaydınız. peki sokakta, parkta, sinemada, restaurantta, deniz kenarında, otobüslerde, uçaklarda buralarda kendini dindar olarak tanımlayan ve inancının gereğini yerine getirmek isteyen insanlar için bir kısıtlama söz konusu mu, ya da içimizde böyle bir kısıtlamayı savunan mı var. peki nerede talep ediliyor bu dini özgürlük kamusal alanda yani içinde sizin, benim ve pek çok insanın bulunduğu ortak alanda kamusal alanların dini, mezhebi, inancı, tarikatı da olmalıdır derseniz onu bilmem. alttaki yazı da sizden alıntı; Çok ilginç tespitler gördüm.Bunların ilki Üniversitelerin "kamusal alan"da olmadığı görüşü... İnsan bir konu hakkında fikir sahibi olmayabilir bu gayet doğaldır ama bunu söyleyipte taraftar toplaması çok ilginç geldi bana.ÜNİVERSİTELER,KAMUSAL ALANIN İÇİNDEDİLER. Sanırım bunları altalta koymak konuyu anlamanıza daha bir yardımcı olur. Üniversitelere türbanlarıyla giremeyen insanlardan bahsederken siz de üniversiteleri kamusal alan diye tarif etmişsiniz. Yazınızdan sizin yapmadığınız şeyi yapıp, yazdıklarımı bir daha okudum. Sokakları, parkları vs. kamusal alan olarak tanımlamamışım. Ama siz sanırım önce kendinize bir doğru tesbit edip, daha sonra olayları buna göre şekillendirmeyi tercih ediyorsunuz. Eğer bu "sokakları bile neredeyse kamusal alan ilan etme" yakıştırması bir art niyetle yapılmadıysa, benden daha iyi komedyen olduğunuz aşikar demektir. Bu konuda ısrarım sürer Sayın hakanbaranyıldırım, bugün din insan hayatı içide pek çok kişiyi rahatsız etmeyecek pek çok insanın hiç olmasa nisbeten güvenliğini sağlayacak bir boyuta çekilmişse eğer, bu bir şeydir ve yüzyıllar boyunca insanlığın bedeller ödeyerek kazandığı bir mevzidir. Şunu anlamış olmanı umardım. Burada bu görüşü savunan insanların dindarlar ile, inanç sahibi insanlarla bir meselesi yoktur, bu bir prensip meselesidir. Din içerdiği hükümlerle zaten inanan inanmayan herkese rağmen gündelik hayatı yönetmek iddiasındadır. Bunun paranoyaklık olduğunu iddia etmek ya dini bilmemek ya da çok saf olmayı gerektirir. Bir de şu din ya da onun hükümleri hakkında tıpkı bize kullandığınız gibi paranoyak gibi tabirleri kullanmanızı salık veririm, test etmiş olursunuz.
-
yavv bırakın değmez vereyim 1 lira lafı mı olur...
-
ne kadar anlayışsızsın Mohi oysa biz burda sabahtan beri Hizbullah, Hizb-ul Tahrir, Zerkavi falan tartışıyorduk zaten konu başlığı da ne olacak da bu El-Kaide'nin hali ne olacaktı. yani şaşırmana şaşırıyorum, aşkolsun sana Mohi Yoksa bu tartışmanın içine dini konular falan mı sokuşturulmaya çalışılıyor diyorsun.... Ne diyosun anlamıyorum ki...
-
benim bir hakkım daha var kullanmazsam içim rahat etmez. senin gibiler için bir de "zeytinyağı" diyorlar.
-
irticanın konuyla ilgisi ne şu anda burada irtica falan tartışılmıyor başka yerlerde o konu yeteri kadar tartışılıyor ve gerekli cevaplar veriliyor zaten sizin gibi fırsatçılar için kullanılan güzel bir deyim var bilirmisin "mal bulmuş mağribi gibi" derler
-
tıpkı senin yaptığın gibi değil mi, bak yukarıda, fikir diye ortaya sürdüğün incilerin duruyor. mendil vereyim de ağzının kenarında kalan salyalarını sil yeteri kadar kirletmişsin forumu ama, yine de kenarlarda kalmış biraz. umarım fikir beyan ediyorum zannıyla, milyonlarca insanın hayatı üzerinde nasıl ****** tepindiğinin farkındasındır. şu anda şu dakikada dahi birarada, beraberce yaşayan o milyonlarca insanın hayatından bahsediyorum. yapmaya çalıştığın şey nedir. Aklın sıra vatan savunması mı yapmış oluyorsun. Vatanını seven her insana yakışan şey şu anda şu dakikada bu ülkede birarada yaşayan insanların halen birarada yaşıyor olmalarına sarılmak, onları muhafaza etmeye çalışmaktır. Bıkmadınız mı hala masum insan kanı üzerinden demogoji yapmaya, Sizin gibiler burada tepinsin, egosunu tatmin etsin diye mi binlerce insan toprağa düşecek. Bunlar anlamanı beklemediğim şeyler, genel düşüncelerim, Birkaç laf da yukarıdaki zırvalıkların için yazalım Ne benim ne de bu forumdaki herhangi birinin adamlığını ölçmek emin ol senin boyunun ölçüsünü fazlasıyla aşar, bundan sonra eğer ortaya düşünce diye birşeyler koymayı beceremeyeceksen, ağzından çıkacak ******* orada tutmanı şiddetle tavsiye ederim.
-
televole tv cilerine, magazin sanatçılarına ithaf edelim haddimizi aşarak...
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
asterix şurada cevap verdi: cozunurluk başlık Politika Bilimi
kendinizi ılımlı göstermek için çabalamayın niyetiniz de üslubunuz da belli bir başka başlıkta insanları profesyonelce değil de telle boğarak öldüren ülkücülere sitem ederken burada da fırsat kollar bir görüntü çok da yadırgatıcı değil,- 1.760 cevap
-
- Kürt Sorunu
- Türkiye
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
ama bana ne dediğiniz beni ilgilendiriyor, kendinizce bir solculuk tarifiniz olabilir, bu da mümkündür şimdi konuyu çok da fazla dağıtmadan, tartıştığımız şeye dönelim din ve özgürlük, peki biz bu özgürlüğü nerede tartışıyoruz camide mi tartışıyoruz örneğin Tanrı'ya şükür bu ülkede hala ezanlar okunuyor evlerde mi tartışıyoruz Şükürler olsun ki her Ramazan evimizde hep beraber orucumuzu açabiliyoruz. peki sokakta, parkta, sinemada, restaurantta, deniz kenarında, otobüslerde, uçaklarda buralarda kendini dindar olarak tanımlayan ve inancının gereğini yerine getirmek isteyen insanlar için bir kısıtlama söz konusu mu, ya da içimizde böyle bir kısıtlamayı savunan mı var. peki nerede talep ediliyor bu dini özgürlük kamusal alanda yani içinde sizin, benim ve pek çok insanın bulunduğu ortak alanda kamusal alanların dini, mezhebi, inancı, tarikatı da olmalıdır derseniz onu bilmem. şu noktada bir doğruyu inançlı insanlara da teslim edelim. evet onların inancı, kişisel alan, kamusal alan diye bir ayrım kabul etmez. Onlar inancın gereğini heryerde yerine getirmek ister. Bunun için onları suçlamıyorum da zaten. Siz de çok iyi bilirsiniz ki insanlık ve din arasında bugün varılan nokta çok uzun yıllar ve çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış bir noktadır. Bu mevzileri savunmak birtakım olumsuz sıfatlar yükleyecek sanırım bize. Benim özgürlük anlayışım, benim özgürlük anlayışımı ortadan kaldıracak bir anlayışa hoşgörü ile yaklaşmadığı için ise bu tanımlar, eyvallah, seve seve başımın üstüne....
-
Sayın hakanbaranyıldırım, Ben kendime solcu diyorum ve sizin gibi düşünmüyorum. Benim gibi düşünmediğiniz için de solculuğunuzun niteliğini sorgulamaya gerek görmüyorum. Burada tartışılamaz, sorgulanamaz mutlak bir doğrudan yani "din"den bahsediyoruz. Ve hiçbir eleştiriye izin vermeyen mutlak doğrunun emri gereği ortaya çıkan örtünme "özgürlüğü"nden. Eleştiriye kapalı bir olgunun emirlerinin "özgürlük" talepleri ile dayatılması. Konu insanların inançlarının engellenmesi değil, dünyevi hayatı yönetmek iddiasındaki din'in o mutlak doğrularının "özgürlük" talebi ya da "dinimizi yaşayamıyoruz" masumluğu ile insanların kişisel sınırları içerisinden çıkartılıp, tüm toplumun üzerine giydirilme çabaları Sizce bunlar birere safsata olarak görünse de, ben bu konuda sizin kadar iyimser olamıyorum,
-
Saat dört, yoksun Saat beş, yok. Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi ve belki kimbilir… Kitap okurum İçinde sen varsın Şarkı dinlerim İçinde sen Oturdum ekmeğimi yerim Karşımda sen oturursun Çalışırım, Karşımda sen En güzel deniz, Henüz gidilmemiş olandır En güzel çocuk Henüz büyümedi En güzel günlerimiz Henüz yaşamadıklarımız Ve sana söylemek istediğim En güzel söz Henüz söylememiş olduğum sözdür O şimdi ne yapıyor? Şu anda şimdi, şimdi, şimdi Evde mi, sokakta mı? Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir, hey gülüm Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi O şimdi ne yapıyor Şu anda şimdi, şimdi, şimdi Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir Her kara günümde onu bana Tıpış tıpış getiren sevgili Canımın içi ayaklar Ve ne düşünüyor, beni mi? Yoksa ne bileyim Fasulyenin neden Bir türlü pişmediğini mi? Yahut insanların çoğunun neden böyle Bedbaht olduğunu mu? O şimdi ne düşünüyor Şu anda şimdi, şimdi Saat dört, yoksun Saat beş, yok. Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi ve belki kimbilir
-
BEN SANA MECBURUM Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun. Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor Eski zamanlardan bir cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun. Belki haziran da mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin Kötü rüzgar saçlarını götürüyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin.
-
ÖNCELEYİN Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların Sonra her şey çıkıp geldi Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde Sen çıkardın utancını duvara astın Ben masanın üstüne kodum kuralları Her şey işte böyle oldu önce
-
en büyük Vahdettin başka büyük yoktur diyorsun yani
-
Ne güzel bir başlık ve ne de güzel yorumlar; Vahidettin Tarihin karaladığı büyük han, ve de yüzyılın en fedakar insanı Çok doğru Yüzyıllardır kendi kaderine terkedilmiş bir halkı son olarak da düşmanın merhametine terketmek için ve onlar onca çıplaklığa, yoksulluğa ve yorgunluğa rağmen vatan ve namus için İnönü'de Sakarya'da Antep'te toprağa düşerken insanın "İNSANIN" hakkaten fedakar olması gerekiyor. Yüce Padişahınızın bu fedakarlığını takdir edemiyoruz işte, Ne yaparsınız, o toprağa düşen baldırıçıplak köylülerin soyundan geliyoruz ne de olsa. Sahi padişahınızın yaptığı şey fedakarlıksa peki onların yaptığı ne ola ki sakın ona da fedakarlık demeyin, fedakarlık sözü bile bu yükü taşıyamaz, yüzü kızarır...
-
Türkiyenin Sosyalizm İle Yönetilmesini İstermiydiniz?
asterix şurada cevap verdi: sosyalist başlık Politika Bilimi
sen şimdi laik güvercin olmaz diyorsun yani taklacı oluyor fakat laik olamıyor? yoksa sen birine güvercin demek istiyorsun? -
çok gerekirse sosyalizm onu da ben getiririm mi diyorsun... ayrıca daha önce çok güzel cümle kurduğunu söyleyen oldu mu hiç??
-
prensip kararı aldım da o bakımdan, adını pembe neonlarla foruma yansıtan kişilerle tartışmaya girmemek konusunda, tenezzül etmemek için kendini zorlama yani, senle ilgili bir durum değil, bütün suç adının çevresindeki pembe neonlarda,
-
örneğin, dini bir meseleden bahsetmedim diyen birinin aslında başka biryerdeki kuyruk acısını buraya taşımış olduğunu sallamış olabilirim değil mi? ya da dünya yaşantısını Allahın emirlerine göre sürdürmek isteyen birinin, laik Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ü savunuyor olmasındaki çelişkiyi? Sakın ola ki benimle kişisel bir tartışmaya girme, Benim kültürüm bana yeter, Allahtan sen hala bildiğim gibisin...
-
Demek ki yukarıda dini bir meseleden bahsetmişsin. Sosyalizm ile birdenbire bu derece ilgilenmenin nedeni sakın bir başka başlıkta geçen tartışmalarla ilgili olmasın, Dürüst ve açıksözlü olmak her zaman iyidir, O kesişir değil, çelişir olacaktı sanırım. Bir de, eğer gerçekten bu Cumhuriyet ve Atatürk sizin zihniyetinizdeki insanlarca savunulur hale gelmişse, gerçekten bu rejimi değiştirmek gerekir, Şimdi herşeyden önce bir etrafına bakıp gördüğün bu Cumhuriyet gerçekten Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet midir onu bir anlaman gerek sanırım Ne de güzel söylemişsin...
-
Bir noktada doğru, Sosyalizm sadece bir ekonomik sistem değildir. Sosyalizm bir dünya görüşüdür, bir felsefedir, Nedir sosyalizm, Sosyalizm, kapitalizmin, sömürünün, emperyalizmin antitezidir. Onun ötesi teferruattır. Elbette, böyle bir felsefe, kendi hukukunu, kendi anayasasını, kendi kurumlarını inşa edecektir. Bu kaçınılmaz. Sosyalistlerin, bugün Atatürk'ün inşa ettiği söylenen ama emperyalistlerle kolkola giren bu Cumhuriyetle değil ama Atatürk'ün emperyalizme meydan okuyan duruşuyla yolları kesişir. Atatürk'ün özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında uyguladığı modelle yolları kesişir. Sosyalizm ne üzerinize korku salan bir ucube ne de etrafı kasıp kavuran bir terör dalgasıdır. O herşeyden önce bir ahlaki duruştur. Burada tartışılan konunun özü budur ve burda tartışılan şeylerin dini bir takım hükümlerle, tavırlarla ilgisi yoktur. Dilerim bu ayrımı yapabilirsiniz.
-
Yine karlar yağdı gönül dağıma Kime ne söyleyim kime ne deyim Yaz ayında gazel düştü bağıma Kime ne söyleyim kime ne deyim Gürledi bulutlar yağmadı yağmur Gözlerim yaşlıda yollarım çamur Yare gidem dedim yetmiyor ömür Kime ne söyleyim kime ne deyim İpek mehmet yandı aşkın narın Gözgöze gelmedim nazlı yarınan Bunca ömrüm geçti ahu zarınan Kime ne söyleyim kime ne deyim Musa Eroğlu...