asterix

Doğum günün kutlu olsun Arman...

sağolun dostlar paylaştığınız için, elinize yüreğinize sağlık...

GECELEYİN Geceleyin karanlıkta Suya attım ben sesimi Türkü oldu birdenbire Denizinden geçen gemi Geceleyin karanlıkta Gülümsedim buluta ben Saçlarına düşen yağmur Gökkuşağı oldu birden Geceleyin karanlıkta Yıldız tuttum gök içinde Işığını sana vurdu Bir gül açtı yüreğinde Ülkü TAMER Bu şiiri, şarkı olarak Zülfü Livaneli'den dinlemiştim, çok da hoşuma gitmişti... geçenlerde Eskihisar-Topçular arası arabalı vapurdayken, gece vakti ayın ışıltısı denize vururken kendi kendime mırıldanmaya başlamıştım... Paylaşayım istedim işte... Mazmahor'dan öte giden yol uzun Yürü atım rahvan atım tez yürü Gece vakti Azrail'de kol uzun Yürü atım rahvan atım tez yürü Gün tükendi karşı dağın ardında Koca yürek bir tek kurşun derdinde Ölse gerek yiğit kendi yurdunda Yürü atım rahvan atım tez yürü Mazmahor'un beri yanı üç söğüt Su ılınır yaprak açar bir ağıt Kalır isem bu yollarda yasım tut Yürü atım rahvan atım tez yürü Söz: Ülkü Tamer Müzik: Zülfü Livaneli "Ölse gerek yiğit kendi yurdunda"

önce sıcak buharı tüten bir mercimek çorbası üstüne, karabiber, pul biber ve limonn ardından, zeytinyağlı biber dolması, arkasından salçalı makarna ve bunların yanında yoğurt vee tatlı olarak da kaymaklı baklava (nedense sevmeye başladım onu ) off acıktım gene yaff olsa da iftarda yesek şunları...

valla sanırım bizim tüm dikkatimiz o gün Kopenhag'da olacak, Yunanlılar zoru başarır mı acaba diye tırnaklarımızı yiyeceğiz... biz bu hallere düşecek takım değildik ama...

akşamları foruma giremediğim için cevabını sabah gördüm, yıldızlı bir cevap olduğuna göre belli ki terbiye sınırları aşılmış olmalı, neyse bu sizin için yadırganacak bir üslup da değil zaten... gelelim konuya, ben Kürdüm ve bu ülkeyi seviyorum diyen birine karşı yazılanlara; İnsanlara yaşama hakkı sağlamak ya da onların yaşama hakkını elinden almak gibi bir gücünüz ve yasal, ahlaki, vicdani bir dayanağınız mı var? Yani bu ülkede yaşayan insanlar ülkücü hareketin aşırıya kaçmayan kesimi sayesinde mi günlük yaşantılarını idame ettiriyorlar, bunun için size minnet mi duymalıyız, Oysa biz bu ülkede bir devlet olduğunu, düzeni de devletin sağladığını, devlet ve vatandaş arasındaki ilişkinin de Anayasa tarafından düzenlendiğini sanıyorduk. demek ki Kürt arkadaşa sen şusun busun demişsin, O her ne kadar ben ülkemi seviyorum dese de senin için bu yeterli değil, O ülkesini sevse bile, sizin gibi düşünmediği için ölümlerden o da sorumlu... Neyse konuyu uzatmanın anlamı yok, bu böyle sürüp gider, ben yalnızca bana ters gelen noktaları, tezatlıkları, çelişkileri gördüğüm zaman dayanamıyorum işte...

valla ben iftarda şunları hayal ediyorum; Önce sıcak bir şehriye çorbası, bol limonlu, nanali, yağlı sonra kuşbaşı etli, iri taneli, suyu az kuru fasulye yanına pirinç pilavı, onun yanında değişmezi turşu... ve üstüne de şöyle cevizli, tahinli kabak tatlısı, acıktım yaff

karışmamak için çok çabaladım dünden beri ama, olmuyor, yanlış olan şeylere yanlış demeden duramıyorum işte, 1-Sen ve senin gibiler olmasa, emin ol bu ülke daha yaşanılır olur, 2-Bu ülkede insanlara yaşam hakkı sağlayan şey, herhangi bir siyasi düşüncenin inayeti değildir, bu ülkede doğan herkes bu ülkenin Anayasasına tabidir, bu ülkenin vatandaşıdır, bu ülke insanına yaşam hakkı sağlayan şey, bu ülkenin Anayasal haklarıdır...kaldı ki o Anayasa dahi insan içindir, gerektiğinde insani düzenlemeler de yapılır... 3-Dağlarda vatanı koruyan insanlar da bu ülke yasalarının kendilerine yüklediği bir yükümlülüğü yerine getirmektedir, bu ülkeyi koruyan bir siyasi akımın silahlı gücü değil, bu ülkenin yasaları ile görevlendirilmiş ordusudur. İnsanlar silah altına alınırken, siyasi düşünceler değerlendirilmez, ben askerlik görevimi yaparken kimse bana siyasi görüşümü sormadı örneğin. 4-Ben bu ülkeyi seviyorum diyen bir Kürde karşı takınılan bu dışlayıcı tavır, bölücülüğün dik alasıdır. Biz insan ayrımı yapmıyoruz sözlerinin ağzınızda ne kadar eğreti durduğunun da en güzel örneğidir. 5-Israrla bir kere daha altını çizelim ki, bu ülkede bütün kürtleri bölücü ayrılıkçı gibi göstermeye çalışmakla bölücü örgütün yaptığından farklı birşey yapılmamış olur.Ya da Türkleri efendi, hakim güç gibi göstermeye çalışmak.

gollerin el hariç, kurallarda yazıldığı şekilde atıldığı bir lig diye ilave etmeyi unutmuş bunu yazan...

Ramazan herkese hayırlı olsun,... dilerim inanan inanmayan herkesin birbirine saygı duyduğu, güzel bir ramazan geçiririz.

bravo çok da yakışmış sana, kutsal değerlerin yılmaz savunucusu, kutsal değerlere gösterdiğiniz saygının onda birini insana göstermemek sizin tipik özelliğiniz herhalde,,, istersen derin bir nefes al, sakinleş biraz, düşüncelerini de derli toplu anlatmaya çalış, kimseyi rencide etmeden, kimseye sıfatlar yüklemeden... biraz dikkatli bir okuyucu olsan, anton'u yazdıklarından dolayı protesto etmiş, insana saygı deyince, inanan, inanmayan ayırdetmeksizin, insana saygı gösterilmesini savunan biri olduğumu anlardın, ve eminim aklı kısa gibi tanımlamalar olsa olsa, senin hayat karşısındaki çapının ölçüsünü gösterebilir ancak, niyetim kişisel bir polemiğe girmek değil, sözümü söyler çekilirim, dilerim benimle olan tartışma uzamaz...

burası özgür bir forum, isteyen istediğini yazar, kimse kimsenin ne düşüncesine ne de düşüncesini ifade etmesine engel olamaz... kutsal değerler kimsenin tekelinde değildir, kimse de kutsal değerlerin bekçiliğini yapmasın, beğenmezsen yazılanları en fazla, eleştirirsin, kınarsın, protesto edersin, yasaklamaya çalışmak, tehdit etmek de neyin nesi...

iyiki yazmışsın bu şiiri büyük usta Cahit Sıtkı Tarancı, iyiki ben de buraya yazmışım

HEPSİNDEN BETER Kimi insan derbeder Ömrünü heba edip gider. Kimisi maişet derdine düşmüş Rahattan bihaber. Olmayacak işler peşinde Kimisi taban teper. Kimisi dul, kimisi öksüzdür Alınyazısı kahreder. Aklından zoru var kiminin Merhamet ister. Ben sevda çekerim Hepsinden beter.

ilginç bir yardım metodu doğrusu...

cemkaya bu, sonderece çirkin, bayağı, basit bir yazı... yani kimseyle kişisel bir tartışmaya girmemeye elimden geldiğince özen gösteriyorum ama, bu mudur yani insanlık, hesap mı verecekti bize tuğçe kazaz din değiştirirken, sevgilisi istedi diye ya da, kendi inancı ya da inaçsızlığı için, tam magazin oldu burası yani, bize ne kimin neye inandığından ya da inanmadığından, kim olursa olsun, dininden, inancından, inançsızlığından, hayatla ilgili tercihlerinden dolayı bu denli aşağılanamaz, bir gün başkalarından esirgediğiniz saygı, size de gerekebilir... sonra sizin gibileri çıkıyor, Türklük ve Müslümanlık Şampiyonu oluyor, bumudur Türklük, bumudur Müslümanlık...

ehh sağol yav, hiç olmazsa iyi birşeyler çıkmış kaleminden, iyi niyetli ve hümanist... dilersen yazdıklarıma önce muhatabı cevap versin... onun adına fikir yürütmeyelim, ve sanırım benin fikirlerim sadece bana aittir ve ben onları savunabilecek kadar da yetenekliyim,

geçmiş olsun piraye...

Korku insana özgü bir şeydir, yani insanın en önemli insani özelliklerinden biridir, Burda anlatılmak istenen sanırım, korkunun doğallığından çok korkutulmak olsa gerek, Bir genelleme yapamam, Kutsal Kitaplarda yapılan belki de korkutmaktır, ve din sınıfının yüzlerce yıllık insanlığı bu korkutma yoluyla yönetmiş olduğu da bir gerçek, ama insanın doğasında, görmediği, bilinmeyen varlıklardan korkmak da vardır... Yani ben şunu da merak ediyorum, yukarda yazdığımla çelişkili görünebilir ama, biz uhrevi bir varlıktan ona inandığımız için korkuyor olabilirmiyiz, yani korkuyu biraz da kendi zihnimizde mi yaratıyoruz, yani inançsız birinin bu tür korkuları yokmudur acaba??? bunlar hiç bir art niyet taşımadan yazılmıştır, kimseyi gücendirmek değil niyetim... Saygılar...

şimdi sabah sabah bu yazıyı iki defa okudum, beni hedef almış olabilir mi diye, halkların kardeşliği, bu topraklardaki renkliliği savunan biri olarak, kaderin cilvesine bakın ki, sert milliyetçileri hedef alması gereken bir yazı her ne hikmetse geldi beni buldu, neyse ben yine de olumlu taraftan bakıp, benim üzerimden mesaj vermeye çalıştığını düşüneyim, ya da teknik bir yanlışlık yaptığını.. Ben yazımda Ermeni meselesinin detaylarına inmeden önce, tam da aynı zamanlarda iptal edilen Ermeni Konferansına yönelik eleştirilerde bulunmuştum. Tarihte yaşanmış olayları sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek, anlayabilmek için, herşeyden önce uygun ortamın sağlanması gerekir, Bu konu iki tarafta da milli dava haline getirilir, tabulaştırılırsa, kuşaktan kuşağa aktarılan bir mit haline gelir. Sorunu bu derece içinden çıkılmaz hale getiren de bunca yıldır konunun tartışılmaması, tartışma zeminin oluşturulamamasıdır bence. İnsanların herşeyden önce şunu anlaması gerekiyor ki, biz Türkler, Ermeniler, Araplar, Kürtler, İranlılar, Yunanlılar, Bulgarlar bu toprağın, bu coğrafyanın insanlarıyız, dün belki tek devlet altında bir şekilde birarada yaşadık, bugün farklı devletler altında hala bir arada yaşıyoruz, aynı coğrafyayı paylaşıyoruz, sorunlarımız bizim sorunlarımızdır ve her şeyden önce bu sorunları biz çözmeliyiz, çözüm ise hamasetten, milliyetçilikten geçmez. Çözüm insani değerler temelinde barıştan, kardeşlikten geçer, bu bölgede yaşayan halkların da artık bu iradeyi göstermesi gerekir...

Evet ortada gözle görünür bir düşüş var, Yakın geçmişte, Milan lara, Dortmund lara, Barcelona lara Real madrit lere PSG lere kafa tutan Türk futbolu artık Anartosis, Tromso gibi takımlarla başedemez hale geldi, Trabzonspor büyüklük ünvanını yitireli çok oldu, Galatasaray içinse mazi tatlı bir anı olarak duruyor artık, Koca Galatasaray belki de sezonun en önemli maçında sol kanadında verimli oynayacak bir oyuncu bulamıyor, Ergün formsuz, büyük transfer Heinz bir vagon gibi ağır, Uğur o kanadın adamı değil, genç Zafer telaşlar içinde... Ve en acısı Galatasaray 34 yaşındaki Hakan Şükür oyuna girdikten sonra oyunu rakip sahaya yıkıyor, etkili olabiliyor. Kulüplerimiz birer birer düşerken belki de en önemlisi, miyadını doldurmuş eski jenerasyon oyuncuların yerine yenileri gelmiyor... Kimbilir belki bunda Türk futbolunun 6 yabancıyla oynamasının da etkisi vardır...

cevap ver bakalım, hatırlasam sana sorarmıydım deyyo yav bir Türk yardımseverliğini gostertemediniz, ona yanıyorum... bana bakmayın hiç ben yardım edemem

I am working help you...

he is old men, he is minister of tajikistan and, he has got The Tekel Bayii in İstanbul you must ask him, this song, maybe he now, you wright him, special message... anladın mı gözüm... bu kadar da yardımseveriz yani daha ne yapalım...

bak şimdi, look look listen to me, dinle anlatıyoruz, şimdi, senin derdini bozan amca çözer, do you now uncle bozan, hah yes, dinle şimdi, listen tarif ediyorum, you go go 100 meter after, go left near the İş Bank understand?? and 50 meter after right The Tekel Bayii, yes uncle bozan in there, you must ask him, anladın??? hadi bye...