Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

made in turkey!

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    3.974
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

made in turkey! tarafından postalanan herşey

  1. İtten aç yılandan çıplak Gelip durmuşsam kapına Var mi ki doymazlığım. Oturmuş yazıcılar Fermanımı yazar Ne olur gel etme gel Ay karanlık. Maviye... Maviye çalar gözlerin. Dört yanım puşt zulası Dost yüzlü dost gülücüklü Cigaramdan yanar Anlım anlımı öperler Suskun hayın ciyansı. Neyleyim gecede Ölesim tutmuş Etme gel ne olur gel Ay karanlık Yapma gel ne olur gel Ne olur gel Ay karanlık.
  2. of be çiçeim kopardın beni............. körle yatan şaşı kalkar hesabı........
  3. ßen Seni Kırmızının Tutkusuyla Sevdim!.. Yoruldum sevgilim yoruldum Beklemekten değil ama Beklerken, beklememi istememenden yoruldum Gitmelerinden değil de Gelmeyişlerinden, gelişlerindeki bitirişlerinden yoruldum Şimdi gel desem olur mu? Fark eder mi? Söyle sevgilim söyle! Düşünme canımın ne kadar yanacağını Düşünme sensizliğin beni ne hallere koyacağını Düşünme sevgilim düşünme Artık kırıklarını bile toplayamayacağım bir kalp bırakmadığını.. Ve kapattığın kapıları açan ben olsam da Sen git ellerin ol! Neden sevgilim neden? Bir kere de gözlerime bakıp maviliğine çekmedin beni Neden hep 0 mavilikte boğdun Neden? Halbuki ben.. Ben seni Kırmızının Tutkusuyla sevdim!..
  4. aşık değildim sana.. aşk değildi benimki aşk acı, aşk bencillik! oysa ben senin için de sevdim seni... sevdim sadece.. sen gülerken, bana doğru yürürken, ellerin ellerimdeyken, ellerin uzaktayken, sen başka bir evde, ben başka bir evdeyken, aklıma bile gelmiyordu yokluğun.. yokluk diye birşeyin yeri yoktu bende.. aşk değildi bu adını koyduğum.. hep vardın, kokumda nefes alıyordun.. benimle konuşuyordun, bana dokunuyordun, içimden akan kelimeleri duyuyordun.. susuyordun, uyuyordun, uyurken çok güzel görünüyordun... öptüğün zaman ılık birşeyler iniyordu gövdeme.. sen sarılıyordun ama ben sıcaklığını hapsediyordum.. üşümezdim hiç.. yorulmazdım.. sen hiçbir çiçeğimi soldurmuyordun... oysa aşık olunca insan, aklı duruyor.. zaman duruyor.. özlüyorsun, özlüyorsun, özlüyorsun.... özlemekle bitmiyor... bir şarkı duyuyorsun.. duruyorsun olduğun yerde.. birden o oluyorsun.. o da duyuyormuş gibi.. Sezen bi şarkı söylüyor, sen şaşırıyorsun! içinden 'benim hislerimi nerden bilir? o da mı seni sevdi, o da mı seni bildi' diyorsun.. 'iste yeminler ederim aşka, belki bir daha hiç tutulmazlar, inanmasan bile gel, inandığım ne var ne yoksa, hiç vermediğim kadar ' diyor gittikçe yükselen bir sesle çağırıyor... hayır o değil çağıran benim, duyuyor musun? 'gör beni, bulup karanlıklarda sar biraz ki doğmasın sabahlar, al sevgim hiç vermediğim kadar unuttur yalnız yaşadığım her geceyi öyle gel, gel' diyor. şarkı bitecek nerdeyse.. bekliyorum, gelmiyorsun.. ama alışıyorsun sonra ne bileyim belki anlıyorsun.. ya da anladım sanıyorsun.. kendi içinden cümleler kurup, bunları sanki o söylemiş gibi inanıyorsun.. hep içinden konuşuyorsun onunla.. cevapsız sorulara cevap buluyorsun.. aramıyorsun.. arayamıyorsun ki.. ne denir bilmiyorsun.. çoktan ikiye bölünmüşsün; yürüyüp gitmeliyim diyor bir yanın, bir yanınla hala özlüyorsun... özlemek ayaklarından çiviliyor seni, gidemiyorsun.. e ne olacak şimdi, o da gelmiyor.. sen de gidemiyorsun... gelmesin işte, tek giden o mu diyorsun kızıp; seni kendinden mahrum bırakışına, senden mahrum kalışına küfrediyorsun... ama özlüyorsun, dedim ya özle özle, özlemekle bitmiyor.. bir an geliyor kıpırdayamıyorsun.. kıyamıyorsun unutmaya.. o kötü biri değil ki, onu sevdin sen.. senden gidince mi kötü olsun... gözlerindeki çocuğu anımsıyorsun.. güldüğünüz anlar geliyor aklına gülemiyorsun.. ağlayasın geliyor bazen, koca bir iç çekip başka birşeylerle ilgileniyorsun... biri geçiyor yanından onun gibi kokan.. nefes alamıyorsun.. bir yemek yiyeyim diyorsun, makarna yapmışlar, sosu da sos mu bizimkilerin yanında.. üstelik kızarmış ekmek de var.. yiyemiyorsun.. şarap kadehlerinin kırmızı gölgesindeki yüzünü anımsıyorsun, içemiyorsun o lanet şarabı.. sen sarhoş olmuşsun zaten, gerek duymuyorsun.. bir dokunsalar bin ağlıyorsun.. yazıp yazıp siliyorsun, telefonu eline alıp bırakıyorsun, yolunu değiştiriyorsun bazı bazı.. ama aslında kendinden kaçıyorsun.. artık 'mutlu ol, iyi bak kendine diyor' şarkılar.. ve sen bana el sallıyorsun.. işte sevgilim aşkın bende ki karşılığı hep yokluk ben sana aşık değildim... nasıl aşık olacaktım ki ben sana sen var oluşumdun benim.. hani rüyalar vardır, onların gerçek oluşuydun.. ben senin her halini ayrı ayrı sevdim.. seninle olan beni sevdim.. o kadar mutluluk fazlaydı bana zaten.. allah'tan mutluluktan korkmayı yeni öğrenmemiştim.. ben; seviyorum.. .......................... seni seviyorum.. ben seni pek çok..... diyip dururdum.. kahretsin................. oysa sen şimdi sevilmekten caydın bana aşkı saldın gidiyorsun... peki öyle olsun..
  5. made in turkey!

    ........

    Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor. Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal. Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra. Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı.... Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili... Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler... Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor. Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım... Olduğun yerde kal... Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor. Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal. Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra. Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı.... Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili... Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler... Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor. Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım... Olduğun yerde kal... Hoşçakal...
  6. Aşk İçin Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın herzaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen,"Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın'' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
  7. sen ye künefeleri sonrada yok göbeğimden diz kapağımı bile göremiyorum diye sızlan............... evde kalacan varmayacak kimse sana...................
  8. made in turkey!

    mektup

    Altıncı Mektup Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım . Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç' diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı: 'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'. Bir bardak doldurdum, tepeme diktim . Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum . Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım . Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşıkarşıyaydık . Konuşuyorduk. Ben sevmek diyordum durmadan. Gözlerim gözlerine soruyordu: 'seviyor musun?' diye. Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların hep evet diyordu. Oysa ki, bir çok hayır diyen insan vardı çevremizde. . Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın, bir adam ve bir başkası, bir başkası hayır diyordu. Hayır'lar arasında ezilmeğe mahkûmdu evet'lerimiz . Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu ne olacak diye. Sigara üstüne sigara yakıyordum, kadeh kadeh içki içiyordum, fakat bilmiyordum ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı. Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona. Bir anafora rastlayıp yok oluncaya kadar akıp gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı? Belki çok yakındı kimbilir. Biz onu göremiyecektik. O, gözlerimizi kör ettikten sonra saracaktı bizi buz gibi kollarıyla. Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu. Denize akşam güneşi vurmuştu. Renk renk kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan çocuklar gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu. Ve tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk . Bir alacakaranlık bastı zamanı. Gözlerim gözlerindeydi. Ellerini tuttum, titredin. Acı acı bir düdük öttü. Bir şeyler koptu içimizden. Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı. Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum . Ümit Yaşar Oğuzcan
  9. ÇoCuK PoRNoSuNa HaYıRRRRRRRR......................... güzel bir reklam sewgili forum yöneticileri sizi kutluyorum...................... yaş 35 gözel şiir.............. ben sewiyorum ya seni.........ne güzel demiş demi..................
  10. MERİ KEKLİĞİM Bir Elde Çatal Bir Elde Dehre Dalar Dikenlerin Kengerlerin Peşinde Kaderimmiş Söğerim Oy Meri Kekliğim Yeter Çektiğim Dut Kurusu Süpürge Tohumu Yediğimiz Ve Bir Godik Arpa İçin Sivas Kapılarından Geri Çevrildiğimiz Günleri Defledik Meri Kekliğim Yeter Çektiğim Yol Parası Veremedim Diye Şu Dağları Bana Açtırdılar Şu Yolları Bana Hacizlere Gitti Suna Gibi Keçim İneğim Meri Kekliğim Kore Dağlarında Tabakam Kaldı Mapus Damlarında Özgürlüğüm Hey Meri Kekliğim Yeter Çektiğin. Enver Gökçe
  11. AKLIMA SENDEN BASKA BIRSEY GELMIYOR Kelimeler eskiyor neyi nezaman söylesem, hepsi sensin aklıma senden başka birşey gelmiyor, desem ki gurbetteyim türküler uzun, gurbet sensin türküler sen, desem ki yalnızım dağlarda günler bitmiyor, yalnızlık sen, dağlar sen, günler sensiz. Aklıma senden başka birşey gelmiyor. Aklım sende, sen yüreğimde, yüreğim temaşada gözlerini, gözlerin üzüm bağlarında temmuz ayında bağ bozumuna zaman var. Gözyaşlarımı topluyorum şimdi, üzümler toplanırken şaraba katacağım, en tatlı şaraba senin adını koyacağım ve sarhoş olacağım daha içmeden bir yudum. Ben böyle bir sevdayı binlerce yıl önce bir kitapta okumuştum, lakin unutmuştum, yaşarken aklıma geldi, oysa yaşanılması mümkünsüz bir masal demiştim okurken o destanı, yaşamayan bilemez bu yaşananı, aklıma senden başka bir şey gelmiyor. Güzellik için sözler arıyorum, aklıma senden başka birşey gelmiyor, konuşacak konular şuradan buradan geçmiş ve gelecekten, aklıma senden başka birşey gelmiyor. Şiir yazmak için oturuyorum, içimde coşkular taşıyor, kağıtlara dökeceğim duygularımı kalemim hazır yazacağım ne yazacağım, aklıma senden başka birşey gelmiyor. Bayram yaklaşıyor şehir cıvıl cıvıl, kalabalıklar sevinçli, hediyeler alacağım bu bayram sevdalarımı giydireceğim, aklımda kalanlara kartlar göndereceğim aklıma senden başka kimse gelmiyor. Bir şarkı dinlerken hayal kuruyorum, sigaramı çekiyorum derinden, gözlerim dalıyor, ufukta gün batıyor, biriyle gidip konuşsam diyorum aklıma senden başka kimse gelmiyor. Canım sıkıldığında, efkar bastığında beni, yapayalnız yürümek istemiyorum, birini arıyorum yanımda, aklıma senden başka kimse gelmiyor. Ve yüreğinde papatyalar açan kız yaşamamın sebebini arıyorum aklıma senden başka birşey gelmiyor...
  12. made in turkey!

    öylesine

    evet öylesine ..........hayat ne güzel ya..............
  13. oy oy kim gelmiş çok sağol cigerim....seninde günün gözel geçsin................gerçi seni gördümya doğal olarak süper geçecek.............. aşk yapıp acısınıda çekermiş........acın olam can sana gelen ban gelsin............... yaşlanmak...............efet yaşlandım yolun yarısını geçeli çok oldu...............
  14. Yaşam İçin 13 Satır, Gabriel Garcia Marquez den 1. Seni sen olduğun icin değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum. 2. Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz. 3. Sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez. 4. Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır. 5. Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiç bir zaman ulaşamayacağını bilmektir. 6. Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin. 7. Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin fakat bazıları için sen bir dünyasın. 8. Zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme. 9. Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi. 10. "Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin. 11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir. 12. Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven. 13. Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur. "YAŞANAN HERŞEYİN BİR SEBEBİ VARDIR"
  15. yaşasın msn........................... dibe vurmak mı.......................asla.....................................
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.