Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

made in turkey!

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    3.974
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

made in turkey! tarafından postalanan herşey

  1. korkularımı bir caminin avlusuna bıraktım acılarım ahşap bir bina../..bir kibrit çakılsa tutuşacak sevgili../..sesimi sesinle uyut bu yekpare gülüşler o zaman can bulacak ya erdal çok güzel bir dörtlük ......pöööff içim bi tuhaf oldu yaafffff
  2. Gecenin karanlığına yüreğimi asıp sana yazıyorum. Yüreğimi sana kanatlandırıp seni düşlüyorum kırık dökük hayallerimde..Uzakları aşındıran kelimelerimi satırlara serip seni soluyorum mürekkebimle. Yine yokluğun düşüyor hecelerime, yine yokluğun bir hançer gibi deliyor hücrelerimi..Ne yapsam, ne etsem fayda etmiyor. Sensizlikte kanayan dudaklarımı nehirlerde yıkasam da silinir mi yokluğunun acılarını ?. Zaman sanki hasretinde durmuş..Herşey hasrete prangalı… Bir gelsen, karanlığı ezen yıldızları sayacağım birer birer.. Ne zaman seni düşünsem yıldızlar düşüyor saçlarına Bir gelsen, yollarıma bir kez uğrasan gülümseyecek umutsuzluğa boyanmış geleceğim . Yokluk zindanı aşıp bir gelsen vuslatı giydireceğim ayazlara. Ah bir uğrasan şehrime, seninle kır bahçesinde sıcak çaylarımızı yudumlarken sevincimden simitlerimizin kırıntılarıyla yavru kuşları doyuracağım..Ellerim ellerine değdiğinde avuç içlerimin terini bırakacağım ılık meltemlerin koynuna …Bir gelsen bir dokunsan yüreğime, mevsim ne olursa olsun gelişin bahar olacak dudaklarımda.. Zaman akıyor gidiyor. Mevsimler değişiyor, turnalar şehrimi terk ediyor.. Ama bir ben kalıyorum yokluğunda..Her düş kırıntısından sonra kirli sakallarımla vuslata isyan bayraklarını açıyorum. Yüzümü yıkadığımda aynalarla yüzleşmekten korkuyorum. Pencereleri bir açsam senin sesin diye fırlıyorum dışarıya. Ne zaman telefonum çalsa buğulu sesin diye koşuyorum. Ama her defasında yıkılıyorum olduğum yere..Gün pencerelerime vurduğunda ilk işim, yokluğunda ıslanan gözbebeklerimi mandalla ipe asıp güneşte kurumasını bekliyorum. Ama ne olursa olsun, hasret perdelerinden bir gün sevda türküleriyle uyanacağız vuslat sabahına.. Melek'lerin ağladığı gönül bahçelerinde delicesine gezip gülüşlerimizi delicesine soluyacağız. Sabırla, umutla vuslatı bekleyecegiz. Vakit, hasret zamanı. Ne olur ağlama. Ben senin icin bu satırları yazarsan hasretimize ağladım. Ne olur üzülme sen ağladığıma..Bırak aksın gözyaşlarım. Silemesem de ellerimle gözyaşlarımı, yüreğimde umutlarla kurumuştur gözbebeklerim..Ne olur dayan bu hasrete..Bir gün vuslatın bahar kokulu gecelerinde yıldızlarda gezineceğiz. Seni seviyorken ne olur gülümse… "Birazdan yokluğunu sereceğim Hasretinin duvarlarına. Ve yüreğimi ateşleyeceğim Katransı yokluğuna.. Ve gözbebeklerimi ıslatıp Seni sayıklayacağım Gecenin koynunda.. Hasretini dudaklarımda öldürüp Güneşle boynuna sarılacağım Bahar kokulu sabahlarda.." --- Gecenin karanlığına yüreğimi asıp sana yazıyorum. Yüreğimi sana kanatlandırıp seni düşlüyorum kırık dökük hayallerimde..Uzakları aşındıran kelimelerimi satırlara serip seni soluyorum mürekkebimle. Yine yokluğun düşüyor hecelerime, yine yokluğun bir hançer gibi deliyor hücrelerimi..Ne yapsam, ne etsem fayda etmiyor. Sensizlikte kanayan dudaklarımı nehirlerde yıkasam da silinir mi yokluğunun acılarını ?. Zaman sanki hasretinde durmuş..Herşey hasrete prangalı… Bir gelsen, karanlığı ezen yıldızları sayacağım birer birer.. Ne zaman seni düşünsem yıldızlar düşüyor saçlarına Bir gelsen, yollarıma bir kez uğrasan gülümseyecek umutsuzluğa boyanmış geleceğim . Yokluk zindanı aşıp bir gelsen vuslatı giydireceğim ayazlara. Ah bir uğrasan şehrime, seninle kır bahçesinde sıcak çaylarımızı yudumlarken sevincimden simitlerimizin kırıntılarıyla yavru kuşları doyuracağım..Ellerim ellerine değdiğinde avuç içlerimin terini bırakacağım ılık meltemlerin koynuna …Bir gelsen bir dokunsan yüreğime, mevsim ne olursa olsun gelişin bahar olacak dudaklarımda.. Zaman akıyor gidiyor. Mevsimler değişiyor, turnalar şehrimi terk ediyor.. Ama bir ben kalıyorum yokluğunda..Her düş kırıntısından sonra kirli sakallarımla vuslata isyan bayraklarını açıyorum. Yüzümü yıkadığımda aynalarla yüzleşmekten korkuyorum. Pencereleri bir açsam senin sesin diye fırlıyorum dışarıya. Ne zaman telefonum çalsa buğulu sesin diye koşuyorum. Ama her defasında yıkılıyorum olduğum yere..Gün pencerelerime vurduğunda ilk işim, yokluğunda ıslanan gözbebeklerimi mandalla ipe asıp güneşte kurumasını bekliyorum. Ama ne olursa olsun, hasret perdelerinden bir gün sevda türküleriyle uyanacağız vuslat sabahına.. Melek'lerin ağladığı gönül bahçelerinde delicesine gezip gülüşlerimizi delicesine soluyacağız. Sabırla, umutla vuslatı bekleyecegiz. Vakit, hasret zamanı. Ne olur ağlama. Ben senin icin bu satırları yazarsan hasretimize ağladım. Ne olur üzülme sen ağladığıma..Bırak aksın gözyaşlarım. Silemesem de ellerimle gözyaşlarımı, yüreğimde umutlarla kurumuştur gözbebeklerim..Ne olur dayan bu hasrete..Bir gün vuslatın bahar kokulu gecelerinde yıldızlarda gezineceğiz. Seni seviyorken ne olur gülümse… "Birazdan yokluğunu sereceğim Hasretinin duvarlarına. Ve yüreğimi ateşleyeceğim Katransı yokluğuna.. Ve gözbebeklerimi ıslatıp Seni sayıklayacağım Gecenin koynunda.. Hasretini dudaklarımda öldürüp Güneşle boynuna sarılacağım
  3. ne oldu erbayım yaaa..neden iç çektin ole.... sewgili jön bende senin imzana bayıldım............ içelim güzelleşelim yane....................
  4. Acıya Gülmek Biliyorum sen yine parmak uçlarında üşüyorsun. aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını, ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun. sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda. apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda delice bir yangın parmaklarının buzulunda ah şahrud, her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli! öpüyorsam ayrılığı gözünden söküyorsam yüreğimi göğsümden geçiyorsam gözlerinin içinden geçiyorsam bir çiçeğin özünden sana olan sevdamdandır bilesin meğer ne yalnızız insan olmuşsak yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak yeri gelmiş acıya da gülmüşsek yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin karşılıksız sevebilmekse sevda gerçek seven küle dönmüş her çağda elim kolum bağlanmışsa kıyında seydunayım gebermişsem kıyında sana olan sevdamdandır bilesin
  5. kalbime gömerim o zaman Sonunda bitti galiba Görüyorum İçimde can çekişlerini Duyuyorum Sözlerin çok acıtıyor Ölüyorum Keşke baştan söyleseydin Gidiyorum Nasılsa koymaz sana Biliyorum Kalbime gömerim o zaman Unutupta silerim o zaman Alt tarafı aşk bu da işte Vazgeçilmez misin aman... Sanane ki ağlıyorsam Deli gibi istiyorsam Hala seni seviyorsam Sanane anlamıyorsan... Yalanmış demek herşeyin Bilemedim Saklamışsın nefretini Göremedim Olmayınca olmuyor Sen sevemedin Yazılmış kadere ayrılık Silemedim Alıştım zor olsa da Kabullendim Kalbime gömerim o zaman Unutupta silerim o zaman Alt tarafı aşk bu da işte Vazgeçilmez misin aman... Sanane ki ağlıyorsam Deli gibi istiyorsam Hala seni seviyorsam Sanane anlamıyorsan...
  6. evet çoook acıdı.......acımayada devam ediyor........ efet benim.....şok şeker demi.......
  7. bu başlığı yeni farkettim....ewet biraz SIKILDINIZ neden mi çünkü ben yokum.......
  8. aklına ne gelirse yaz...... yaf evin şekli şemali değişmiş ........güzel mi olmuş yoksa olmamış mı pek ağnayamadım.......... gülücükler dehşet olmuş yane..............
  9. Ayrılanlar İçin Yollarımız burada ayrılıyor Artık birbirimize iki yabancıyız Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme İnsan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer Sen de unutursun bir gün gelir Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi O günlerce gecelerce sevişmelerimizi Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin Hatta bütün yazdıklarımı satır satır Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır
  10. yeniler hoş gelmişler..... aysum sana ve sınava girecek olan bütün çitirlara öss'de başarılar................ haklısın böcüğüm şarap gibi oldu walla yıllandıkça değer kazanıyorum.........(yaşlandıkça züğürt tesellisine ihtiyaç oluyor.... ) ewet ya jön bi sobeleyemedin getti ..........
  11. sağolun arkadaşlar............. erdal aktaş seni burda görmek ne şeref......
  12. yyyuuuuuuppppyyyyy karaoğlana beni istemeye geleceklermiş hafta sonu..................
  13. herzaman ki gibi yine rejim kararı almıştım ama olmadı...yapamadım başlayamadım rejime o yüzden çok üzgünüm...kendime kırgın ve kızgınım.....ama patatesli poaça yediğim için çoookkkk mutluyum.........
  14. aboo sobelendim........ işte geldim burdayım ben bu işte usta değilim..... ya sorma aysum işler yoğun kendime bile zaman ayıramıyorum......ev-iş,iş-ev böyle geçiyor zamanım..... gelmesem bile ruhum forumda dolaşıyor aysum sen hiç merak etme sizi kontrol ediyorum ben.......... allah canını jön ne evlenmesi yafff.........benim gibi deliyi kim alsında başına bela etsin........
  15. * Say Ki...* Benim yalnızlığım sende hep kalabalık kalacak... Ben “yok”luk kararını çok oldu verdim bir “şeyler” in… Kızıl akşamlara kalemimi kıralı uzun oldu… İçimde birikenin ne olduğunu görmen çok zor… Hiç bir “şey” bekleme benden… Gelmedim… Gülümsemedim say… Yazmadım… Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna… Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine… Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına… Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine… An’lık şiirler dokumadım sayfalara… Hala sorsan uzun,nefessiz bir yoldadır aklım… Ki, bir uzansam,en uzak istasyonlara dokunabilecekken… Çekilmedim… Çekinmedim… Buradayım… En olunması gereken yerde… Yağmurun denizle dans ettiği… Salkım saçak söğütlerin gövdelerine yaslanıp kitaplar okuduğum yerde… Yanıldığım,yaralandığım,belki de yenilendiğim… Bir sokak kemancısının notaları altındayım… Bazen öyle kırılmalar iliklenir ki dudaklarıma, Meyve suları bile içilmez olur,tortulanır… Dibine çöker… İçinde kalır… “İçimde kalır…” “Bulanır…” “Mavi” karışmış karlı o uzak yollardan geliyorum ben… Tepkiliyim ruhumu bunca yalnızlığa sürükleyen gördüklerime,biriktirdiklerime karşı… Hep tuhaf,bilinmez bir yalnızlık gizliymiş bütün kalplerde meğer… Yalnızlık var olduğundan bu yana, “bunca ve onca kalabalıkmış” yeryüzünde meğer… “Sen anlarsın” diyorlar… Verecek ne cevabım,ne de cevapsızlığım yok!... Suskunum… Anlayışsızım… Arada en olmaz yerde kulaklarıma çalınınca o şarkı, içimde tarifi mümkün olmayan kompozisyonlar birikiyor… Girişi var, gelişimi yarım... Sonucu ise çoğu kez ben de bulamıyorum… Aramıyorum da… Islak,yağmurlu karışımlarda çöl iklimine dönüşüyor aklım… Ellerimde,gözlerimde birikmiş, bütün kalabalık ortamlardan toplanmış eşsiz bir yalnızlık senfonisi şimdilerdeki… Yokluk gibi bişey…
  16. kızmakta çok haklısın sewgili ahmet.........ne yapam iş - güç - yaşlılık gelemiyom............. ya ya yaaaaa şa şa şaaaaa fenerbahçe fenerbahçe çook yaşa................ şampiyon olmakta bir başka canem...............
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.