kralx tarafından postalanan herşey
- 
	
		
		Allah’ın Kıskançlığı
		
		Muki hele şükür seni tekrar bulabildim.. Sana üç sorum var.. 1- Neden haftanın fıkrası dedin... 2- Dua ile ilgili açtığın başlığa baktın mı.. 3- Bir yerde "ben yaratan yok demiyorum" demiştin, bu durumda yaratan vardır diyor musun..? Saygılar..
- 
	
		
		E8'in Şifresi Çözüldü..
		
		Matematikte E8'in şifresi çözüldü Amerikalı ve Avrupalı araştırmacılar, 4 yıllık araştırma sonunda, 19. yüzyılda bulunan ve en karmaşık matematiksel yapılardan E8'in sırrı çözüldü Amerikan Matematik Enstitüsü'nün açıklamasında, Amerikalı ve Fransız matematikçilerden oluşan grubun, Norveçli matematikçi Sophus Lie tarafından 1887'de bulunan ve Lie grubu adı verilen matematiksel yapının E8 adlı bölümünün sırrını çözdüğü belirtildi. Amerikan Matematik Enstitüsü Bilim Komisyonu Başkanı ve Princeton Üniversitesi Matematik Profesörü Peter Sarnak, Lie'nin simetriyi incelerken bulduğu bu matematiksel yapının sırrının anlaşılmasının çok önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Sarnak, bu sayede, bilgisayarla karmaşık problemlerin çözülmesi için yapılan hesaplamaların kolaylaşacağını ifade etti. E8'in sırrının anlaşılmasıyla, cebir, geometri, sayı kuramları, fizik ve kimya alanında ilerleme kaydedileceğini belirten Sarnak, E8'in 'şifresinin çözülmesinin' gelecek nesillerin matematik ve fizikçileri için çok büyük imkanlar sağlayacağını söyledi. 4 yıl boyunca süren araştırmaları yürüten ekibin başında bulunan, Maryland Üniversitesi Matematik Profesörü Jeffrey Adams da '100 yıldan uzun zaman önce bulunan E8'i, bugüne kadar kimsenin anlayamayacağını sanıyorduk' dedi. Bilim adamları, E8'in gizeminin çözülmesini sağlamak için yapılan tüm hesaplamaların kağıda yazılması halinde, bu kağıtların Manhattan büyüklüğünde bir bölgenin yüzölçümüne denk geleceğini söylediler. Bilim adamları, sırrı çözmek için yeni matematik tekniklerinden ve bilgisayarların sadece birkaç yıl önce geliştirilen hesaplama kapasitesinden faydalandıklarını belirttiler. E8'in şifresinin çözülmesi için bilgisayarda yapılan hesaplamaların 60 gigabyte yer kapladığı kaydedildi. 1842'de doğan Norveçli matematikçi Sophus Lie, cebirsel değişmezler ve diferansiyel denklemler kuramlarına önemli katkılarda bulunmuştu. Lie 1899'da 57 yaşında öldü.(AA)
- 
	
		
		EVRİM TEORİSİ ÇÖKERSE/EVRİM KANUN OLURSA
		
		İstisnasız bütün bilim adamları evrim teorisi çöktü deseler, evrim teorisi ideolojik bir temele dayandığı için, evrimciler bu teoriden yine kopmayacaktır ve o evrim teorisi çöktü diyen bilim adamlarınıda bilimden aforoz edeceklerdir bence.. Nitekim, evrimi savunmayan bilim adamlarına bilim adamı demiyorlar, evrimcilere göre bilim adamı olmanın ilk şartı evrim teorisini kabul etmek.. Hatta bir arkadaşımız inanan adamdan mucit olamaz, bilim adamı omaz demişti.. Bunun tersi olarak bütün bilim adamları istisnasız evrim teorisi ıspatlandı deseler.. Tesadüfe dayalı evrim teorisini yine kabu letmem.. Bilince dayalı, kontrollü evrimi kabul ederim.. Bir şey evriliyorsa, eviren vardır derim, yani tasarımlı evrim .. Çünkü kainat ve canlılık tesadüflerle asla açıklanamaz.. Şimdi bazı arkadaşlar " bilim adamları böyle bir şey demez" diyebilirler, tabi bu bir ön yargı olur, çünkü gelecekte neler olacağını bilemeyiz.. Saygılar..
- 
	
		
		Madde, Enerji, Tanrı...
		
		Big Crunch teorisinde tekrar bir big-bang olayı var mı yok mu lütfen kaynağından alıntılarsanız sevinirim.. Big Curnuch sonrası tekrar big-bang olacağını, farzsedelim ve evren yine milyarlarca yıl genişleyip tekrar içine çktü diyelim.. Sizce bundan sonraki ikinci big-bangta yine tesafüen aynı canlılık oluşacak mı..? Sonsuzluk ve ezeliyet dediğinize göre, geriye döndüğümüzde, kim bilir bu kaçıncı big-bang.. Sizce önceki big-banglarda aynı bu yaşam formları oluşmuşmuydu.. Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		"Ben" meselesi anlatılması çok zor olmasına rağmen, yinede anlatmaya çalışacağım.. Bir görüntü kaynağından, görme merkesine gelen elektirik sinyali tekrar görünytüye çevrilmez, o esnada elektirik sinyali halindedir, sana herhangi bir görüntü direkt gelmediği halde sadece elektirik sinyallerini aldığın halde bu sinyallerden bir görüntü algılıyorsun.. O merkezde, yani elektirik sinyalinin iletildiği son merkezde bir görüntü olmamasına rağmen ve o elektirik sinyalleri orada hala hareket halinde olmasına rağmen, sen şekiller, renkler algılıyorsun.. Beynimizin içinde bir monütör yoki Olan şey sadece bir elektirik sinyali, ama bu sinyali görüntü olarak gören bir kişilik var.. O kişilik ruhtur, "ben"= ruh, Bilim ruh'u deneyleyemiyorsa, gözlemleyemiyorsa, yada şu anki bilim bunu yapamıyorsa, o şey yok anlamına gelmez.. Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Hayır her ikinizde kastetiğim şeyi açıklamdınız.. Zaten açıklasanız uzatmam böyle.. Yukarda duyma ile ilgili bir örnekleme yaptı.. Kulak kepçesi sesi kulak zarına iletiyor, kulak zarı örs üzengi ve çekiç kemikleri vasıtası ile duyma sinirlerine iletiyor, buraya kadar ses dalga özelliğindedir, buradan sonra ses ile elktirik akımına dönüşüp sinirler vasıtası beynin duyma bölgesine iletliyor.. Duyma işlemi burada bitiyor mu..? Duyma bölgesi farklı, görme bölgesi farklı kısacası beyinde her işlevin ayrı bir bölgesi var.. Bunların bütünlük arzetmesi lazımki, benlik oluşsun.. Bu durumda bunların toplandığı tek bir merkez olması gerekmiyormu.. Bakın ısrarla PC örneği verioyu.. Pc nin bütün parçaları, ya ses yada görüntü oluşturmak için etkileşimdeler.. Sonuçta içeriği bilgide olsa bu içerik bize ses yada görüntü yoluyla aktarlacaktır.. Ama dikkat edin "bize aktarılacaktır" diyorum.. İçindeki, beynindeki "biz" yada "ben"...? Konunun açıklığa kavuşması açısından çağrım devam ediyor, katkısı olan arkadaşları bekliyorum. Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		En güzel bilgi, ne kadar az şey bildiğimizin farkına varmaktır ve daima bunu bilmektir.. Ben ilk okul bilgilerini yazmana gerek yok derken, Klasik düşünceyi aşalım, konumuz daha büyük ve daha ciddi, her iki iletiden biri ilk okul bilgisi olmasın, fikir üretelim diyorum.. Değilse düz mantık ve düz klasik bilgiyle hareket edeceksek böyle bir konu ve böyle bir başlığa ne gerek vardı.. Ortada bir gerçek var ki bu başlık açılmış.. Başlık mükemmel, tam bir düşünme işi, ama içeriğe giriyoruz klasik bilinen şeyler, o halde neden yazıyoruz.. Herneyse.. S.O.S çağrım sürüyor.. "Ben" meselesini anlatabilecek varsa sevinirim.. Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Sevgili aslan34 böyle bir insan hiç bir şey yapamazki.. Yok gibi birşeydir.. İşaret dilinide geliştiremez çünkü görmüyor.. Hiç bir şey düşünemez.. Bu adamda beyin var ama beyne iletilecek veri yok.. İşlemci var ama hardisk yok.. Eğer konu "ben" le yani ruhla ilintilenecekse.. Ruh o anda sadece canlılığı sağlıyor, dışardan bir veri gelmediği için, düşünmek, hatırlamak, yorumlamak gibi bir olay yok.. Tıpkı kapalı bilgisayar gibi.. Dış dünyadan gelen veriler, önceden gelen verilerle kıyaslanır, bu kıyas sonucunda, evet yada hayır vargısını "ben" yapar, tabi bence... Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Yazdılklarına bakılırsa beni anlamadığın belli.. Ama sorun bende ben anlatamadım, senlik bişi yok.. Tekil zamiride çoğuluda benide senide habis yada iyi huylu tümör grubuna giren "ben" i de biliyorum.. bunları yazmanıza şaşırıyorum, sanki ilkokul talebesi var karşında.. Ne demek istediğime dair bir tek örnek vereceğim, yine anlaşılmassa yapcak bişi yok.. Kulak kepçemize bir ses geliyor, kepçe sesi içeri iletiyor, kulak zarını tyitreştiriyor, kulak zarı örs üzengi çekiç kemikleri vasıtasıyla sinirlere iletiyor, sinirlerden elektirik akımıyla beynin duyma ile ilgili bölgesine iletiliyor.. Ses dalga özelliğinden enerji özelliğine geçerek beynin duyma bölgesine ulaşıyor, şimdi buradan sonrasını yazar mısınız..? O duyma bölgesi sayesinden, duyan şey nedir.. İzahını yapamıyorum çok zorlanıyorum, eğer ne demek istediğimi anlayan arkadaşlar varsa, lütfen bana yardımcı olabilirler mi, dalga geçmiyorum, gerçekten kelimelere dökmesi çok zor ve örneklendirmeside çok zor bir konu.. Ama belki daha kolay yolu bulunabilir.. Saygılar..
- 
	
		
		Madde, Enerji, Tanrı...
		
		Öncelikle "Big Crunch" teorisi hangi mantığa göre, tekrar big-bang'ı tetikliyor anlamış değilim.. Plastik top misali, zıplayacağını yada büzülüp takrar şiddetle patlayacağını mı sanıyorsun.. Buna delilin nedir.. Teorileregelince.. Akılcı teorilere her zamntarafımdır.. İdeolojik zorlama teorilere karşıyım.. Saygılar...
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Lokal olarak mı..? Genel olarak mı..? Lokal olarak dersen, bu "ben" beynin hangi bölgesi.. Ama beyin genel olarak "ben" se, bunun üzerinde biraz daha düşünmemiz gerekmiyor mu..? Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Ben "ben" i anlatamadım.. Herneyse.. Saygılar..
- 
	
		
		YARATANI ISPATLAYAN TESPİTLER..
		
		Başka bir gezegen bulunmuş olsa ve orada insanların yaşadığı ortaya çıksa,onlarada başka peygamberler ve kitaplar gönderilmiş olabilir.. Ve ayrıca çok ütopik bir konudur.. Öyle bir gezegen keşfedilirse, o zaman yazışırız.. Saygılar..
- 
	
		
		YARATANI ISPATLAYAN TESPİTLER..
		
		Şu an'a kadar gezegenimiz dışında her hangi bir yaşam formu gözlemlenmemiştir.. Farzedelimki gözlendi, bir gezegen bulundu bu gezegendede bizim gibi birilerinin yaşadığı görüldüü.. Bu yine size delil teşkil etmez, eğer öyle bir gezegen varsa, onuda yaratan Allahtır. Big-bang tek başına bilinçli bir oluşumun adıdır.. Tesadüfler hiç bir şeyi açıklamaz.. Saygılar..
- 
	
		
		Yaratılış mı, Evrim mi..?
		
		Sayın yamyam evrende şu an'a kadar mutlak boşluk ne deneysel nede gözlemsel olarak tespit edilememiştir yada bulunamamıştır, bu konuda çalışmalar hala devam ediyor dedim.. Sizin yukardaki mutlak boşluk yoktur açıklamanızı ben zaten yapmışım.. Tekrar okur musun yazımı.. Neyse ben buraya tekrar yazayım o kısımları.. "Aslında uzayda mutlak bir boşluk yoktur.. Bu konuda bir çok deney yapılmıştır, örneği toriçelli deneyi.. Bilim adamları vakum oluşturumaya çalışmışlardır ama tabiki mutlak boşluk elde edilememiştir.. Uzayın daha farklı bölgelerinde yada gözlemlediğimiz uzay alanının dışında mutlak boşluk var mı yok mu sorusunun cevabı hala aranmaktadır.. Uzay boşluğu dediğimiz alanda, elektromanyetik dalgalar, kozmik ışınlar ve kütle çekimlerinin olduğu bilimsel birşeydir.. Örneğin güneşten gelen UV ışınlarının bize gelene kadar izlediği yol elbette uzaydır.. Ama bunlara madde diyebilir misiniz..? Madde nerede dememdeki kasıt budur.." Herhangi bir çarpıtma yoktur.. Algı konusundada bir çarpıtma yoktur, bu sadece senin kişisel görüşündür.. Saygılar...
- 
	
		
		Madde, Enerji, Tanrı...
		
		Oradaki o andaki o çok yoğun maddenin ezeli olduğu sadece bir inanç mı.. Yada bana bir kanıt bir delil göstersene.. Teorik bir kanıt göstereceksende, o teoriyi destekleyen bilimsel dayanımlar nelerdir.. Madde yok edilemez diye savunma olmaz.. Madde geriye doğru gittiğimizde, big-bang öncesindeki enerji haline gideriz.. O enerjinin sonsuzdan beri var olup olmadını nereden biliyorsun.. Saygılar..
- 
	
		
		Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?
		
		Bilimselci bişiler yazmış tengerin katlıyorum demiş, iyi güzelde.. Ortaokulda öğretilen madde, hareket ve klasik fiziği takrardan başka bişey yazmamış.. Bildik şeyleri nende yazarsınız bilmiyorum, devinimi hareketi, maddenin halini burada herkes biliyor.. Neden farklı fikirler üretmiyorsunuz..? Oysa yazdığınızla benim söylediğim şeyin uzaktan yakından alaksı yok.. Bilmiyorum hadi siz bu "son ben" olayını anlamadınızda, diğer arkadaşlardan bir anlayan yok mu.. Monütör örneği veriyorum daha somut olsun diye yine aynı cevaplar alıyorum.. Arkadaşım bakın veriler son haliyle monütöre görüntü olarak geldi değil mi, buraya kadar tamam. O görüntü, yada beyindeki işlenmiş verinin son hali askıda, onunda algılanması lazım.. Bu topyekün oluşumu gören ne.. Beyin dersen, beyin sadece bellek, işlem ve yanstma vasifesi görür... Ama nereye kime yansıtır.. İşte bu kim sorununun muhatabı "ben" dir.. Yine anlamadıysanız daha net anlatamam.. Saygılar..
- 
	
		
		Madde, Enerji, Tanrı...
		
		Evet yokluğa geri dönüş.. Dedimya madde sonsuz değildir diye.. Yukarda bende aynını yazdım, içe çökme olayı yani.. Saygılar..
- 
	
		
		Forumdaki Ünvanlar Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
		
		0-1000.......... Piknik Tüp 1000 - 2500....Mutfak Tüpü 2500..............Sanayi Tüpü
- 
	
		
		YA EVDE YOKSAN..
		
		YA EVDE YOKSAN Aşkınla ne garip hallere düştüm. Her şeyim tamam da bir sendin noksan, Yağmur taş demeden yollara düştüm. İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Elbisem gündelik,pabucum delik, Haberin olsa da sobayı yaksan. Yağmur iliğime geçti üstelik, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Sarhoşsan kapıyı çaldığım anda, ..............ler gibi açık saçıksan, Bir de ufak rakı varsa masan da, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Bakkala gitmeme lüzum kalmasa, Durumu anlardın,takvime baksan, Allah vere misafirin olmasa, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Kıvırcık marulun vardır inşallah, Bir salata yapsan,bol limon sıksan, Senin de iştahın iyi maşallah, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Sabahlara kadar içsek,sevişsek, Ne ben işe gitsem,ne sen ayıksan, Derin bir uykunu içine düşsek, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Ne kadar üşüdüm,nasıl acıktım, İlk önce sıcacık banyoya soksan, Sanırsın şu anda denizden çıktım, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Yanlış mı aklım da kaldı acaba? Muhabbet sokağı numara doksan, Boşa mı gidecek ,bu kadar çaba, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . Ya yolu kaybettim,ya ben kayboldum, Ne olur bir yerden karşıma çıksan, Tepeden tırnağa sırılsıklamım, İçim ürperiyor ,ya evde yoksan . (C.S)
- 
	
		
		FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ  YAZACAĞIZ..
		
		Suheda, vild beatiful, geceyağmuru, Angel cara, helin, mineu, senestikçebentitrerim, xprencesx, xminex, bozan, taurus, murtisan, hayalperest, eqzorsist...
- 
	
		
		SUHEDANIN DOĞUM GÜNÜ
		
		Sana yazmıyımda kime yazayım..
- 
	
		
		Dualarin gucu
		
		Bu kadarda olmaz.. Arkadaşlar dikkatli okuyun, bu deneyde duanın kabulü ölçülmemiş.. Burada yapılan tek şey deneklerin psikolojik durumlarının metebolizmaya ne kadar yansıdığının ölçümüdür.. Dikkat ederserniz, birinci grup hastalara kendileri için dua edildiği telkin edilmiş.. Diğer hastalara ise bu telkinde bulunulmamış.. Konuyu açan arkadaşımız, alıntıladığı yazıyı okursa kendiside bunu görecektir.. Saygılar..
- 
	
		
		Madde, Enerji, Tanrı...
		
		Bu sadece bir varsayımdır.. Oradaki sonsuz yoğunluktaki enerjinin ezelden beri var olduğuna dair hiç bir bilimsel veri yoktur.. Saygılar..
- 
	
		
		Zaman gazetesinin çarpıtma yazısı;
		
		Bir tane bile bilimsel içerik yok tamamen hayal ürünü.. Hiç inandırıcı değil, kaybolmayan kıllar neden kaybolmamış peki.. Bilimsel değil, sadece kurgu.. Dayanaksız, mesnetsiz.. Saygılar..
 
     
     
     
    