suheda_

bu kadar işte sana lazım olan bu gerisini kaldır at..

ve aleykümselam

merhabalar h.geldin

piissstt agop bizim forumda kilomu satılıyormuş?

ailemin genetik hastalığı olduğu için sayısız kalp krizi vakalarına şahit oldum.. Geçirenlerin içlerinde oldukça genç hatta mükemmel bir kolestorola sahip kişilerde mevcuttur,ben kalp damar hastalıklarının daha doğrusu tüm hastalıkların genetiksel olduğuna inanıyorum bu yüzden eğer ailenizde herhangi bir kişi böyle bir olay yaşamışsa yada yaşamını kaybetmişse kendinizinde risk altında olduğunuzu unutmayın.. göğsünüzde baskı şeklinde bir ağrı (sıkışma gibi genelde mide sanılır)nefes alırken nefesinizin kesik kesik olması,omuz ve kollarda ağrınız olursa hiç vakit kaybetmeden bir kardiyoloğa başvurun çünkü kalp krizi haber vermeden gelmez sonra çok geç olabilir...

çikolota yerken aklıma nemi geliyor bu öylesine sorulmuş bir sorumu yoksa altında yatan başka bir şeymi var,ne yani bu.. peki senin baklava yerken aklına ne geliyor yada kahve içerken?

buyur burdan yak, yemek yapmak kılıbıklıkmı kaplan?oysaki bir çok erkek kadınlardan daha iyi yemek yapar.

Yapma yahu, Hiç bir nedensellik hiç bir mazeret beşikteki,okuldaki ambulanstaki çocuğu vurma hakkını vermez kimseye.. Bizmi anlatamıyoruz yoksa sizmi anlamıyorsunuz?Yada işinize geldiği gibimi davranıyorsunuz? Arkadaşım,mevzu ne olursa olsun şu an orada Filistin'de tüm dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Tüm bu yaşananların yanında kalkıpta bana/bize akıl verir gibi işin diğer tarafını göstermeye çalışmakta neyin nesi ben/biz emin olun neyin ne olduğunu sizden daha iyi biliyoruz... Sahi çok merak ettim küçücük masum çocukların ölümünden daha zor ve acıtıcı olan gerçekler neymiş?

-Anne bu dünün ekmeği değilmi? -Evet ne olmuş -Ne demek ne olmuş bayat ekmekmi yiyeceğiz -Filistindeki çocuklar onu bile bulamıyor Dün akşam yemeğine oturunca annemle aramızda geçen konuşmaydı yukarıda yazdıklarım.. Son söyledikleri içime oturuyor resmen,aslında hep söyleriz yemek artık olup çöpe giderken bunu bulupta yiyemeyen insanlar var diye.. Ama akşam gerçekten yüreğimin ta içinde hissettim Filistinli çocukları ve onların annesiz babasız birde aşsız olduğunu.. -Haklısın o çocuklar açken bizim burda karnımızı doyurup yan gelip yatmamız bile ayıp,yemeyeceğim ekmek.. Yemedim dünde bugünde.. Orada onlar ölürken Gazze kan çiçekleri ile donanırken biz burada gamsız tasasız yaşamaya devam ediyoruz. Ölen tüm çocuklar,hepinizden özür diliyorum sizi unutup hayatın günlük meşakatlerine kendimi kaptırdığım için ve özür diliyorum sizden güldüğüm her saniye için,özür diliyorum hiç bir şey olmamış gibi hayatımı idame ettirdiğim için,küçücük sıkıntıların peşinden hayıflanıp sizin büyük acılarınıza ortak olamadığım için.. Bir anlam ifade ediyormu acılarınızın yanında bilmiyorum ama tek yapabildiğim sizin için her akşam bol dua etmek ve para toplayabilmek ben yerine ulaştırdım ama bunca amborgo ve kısıtlanma ile o paralar size ulaşırmı onuda bilmiyorum. En son ölen çocuklarının başında ağıt yakan adamı gördükten sonra sizinle ilgili haberlere bakamıyorum duyarsızlığımdan değil yüreğim kaldırmıyor,dayanamıyorum ve o görüntülerden sonra normal yaşantıma dönmeyi size ihanet olarak görüyorum.Özür diliyorum elimden daha fazlası gelmediği için.. Her birinizi ayrı seviyorum sapan tutan ellerinizin avuçlarını öpmek istiyorum ve üzerinize sinen kan kokusunu zihnime kazımak bir daha unutmamak.. Aynı acıları yaşamış bir coğrafyanın çocuğu olarak neler hissettiğinizi anlamaya çalışıyorum..ama acınızın büyüklüğünü idrak edemiyorum acıyla nefret karışınca nasıl bir duygu harmanı olur bilemiyorum.. Şundan emin olun bende sizin kadar nefret ediyorum o küçük taşlara karşılık tanklar tüfekler ve binlerce bomba ile üzerinize ölüm saçanlardan..Kokuşmuş ideolojileri için tüm dünyayı kan gölüne çevirenlerden,ama biliyorsunuz tarih hep öylelerin feci sonlarını anlatan olaylarla doludur... Elbet birgün herkes döktüğü kanda boğulacak.. Filistinde toprağa düşen kan çiçekleri minik bedenlerinizin önünde saygıyla eğiliyor hepinizin anlını tek tek öpüyor ve sizden her birinizden özür diliyorum. Suheda

birde bunların ortak noktaları varya hani

Şehr-i hüzün benim hayata bakış açım,acıların biri geçer bir diğeri başlar bana sorarsan hayat bir hüzünden ibaret.. Ama emin ol hiç geçmeyecekmiş gibi sandığın acıların geçiyor yerine bir başkası ekleniyor hepsi bu.. Benim yaram kabuk tuttu artık acıtmıyor sadece düşünerek o kabuğu kanatırsam acıtıyor ilk günlerdeki gibi değil yani dedim ya az biraz zaman ve sabır üstesinden gelirsin herkes gibi..

Hahahaaa güldürdün beni yahu hiç değişmedim hep aynıyım 10 yıl önce neysem bugünde aynıyım,asıl senin beni anlaman için epey bir yol kat etmen gerekecek canım benimmm Doğru bulduğum her davranışı her sözü ateşli bir şekilde savunur yanlış bulduğumuda hiç affetmeden direkt yüze karşı söylerim.. Tanırsın beni nasıl olsa acele etme

Not: resimler yuklenmediginden silinmistir... İsrail askeri el bombasını daha ileriye atabilmek için bütün vücudunu kullanıyor. Sarsma etkili bomba elinden çıkıyor, hedefine varıp patlıyor. Hedefteyse İsrail'in ördüğü güvenlik duvarını protesto eden Filistinli gençler bulunuyor. Peki onlar silah olarak ne kullanıyor? Askerin arkasındaki ayrıntı bu soruya yanıt veriyor: Karşıdan fırlatılan ve düşüp de patlamayan taşlar... Not: resimler yuklenmediginden silinmistir... İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu ölen ve organları İsrailliler'e bağışlanan 13 yaşındaki Filistinli Ahmet'in arkadaşları, cenazeyi almadan önce morgda bekliyor. Ahmet'in içinde bulunduğu dolabın, el izleriyle kan lekeleriyle dolu, ilgisizlikten ve belki de ölümün bıkkığınlığından kirli kapaklarında, başka acı öyküler dolaşıyor. Hatta morgda bekleyen öteki çocukların oralarda çok kullanılan bu soğuk dolabın kapağındaki yansımaları, Filistin'de ölen öteki çocukların ruhları gibi duruyor.O an, daracık ve soğuk bir mekanda Ahmet'i ve Ahmet gibilerini anlatıyor.

geçer dostum geçer,neler eritmediki bu yürekler kızgın harları ile demiri eritir gibi hiç geçmeyecek sanırsın ama bir bakarsın ki unutulmuş senin ihtiyacın olan sadece birazcık zaman.. ha bu arada hoşgeldin bakalım

Duyan Emine Erdoğan oturmuş Nazım Hikmet'e ağlıyordu sanacak.. sanırım ciddi bir yanlış anlaşılma olmuş Emine Erdoğan Nazım'a değil Filistindeki çocuklara için orada o yapmacık göz yaşlarını döktü..(ne yalan söyliyeyim gerçekten yapmacıklığı o kadar barizdiki)

Eğer Çerkez vatandaşlarımız böyle bir hak talebinde bulunmuşlarsa sonuna kadar haklıdırlar.TRT derhal diğer etnik kökenli vatandaşlarada kendi dillerinden yayın yapacak kanallar hazırlamadır.Bu ülkede kimseye ama hiç kimseye ayrıcalık yapılmamalı..

kafasına vura vura profiterol ona yaptırılır

peki cinselliktede tıpkı Futbolda olduğu gibi pozisyonları değerlendiren bir kişi olmalımıdır? örneğin Erman Toroğlu

benim kadar aşka inanan biri daha zor bulunur amaaa aşk için tüm bunlara değmez.. yaşadığınız ortamı değiştirmek pekte zor olmasa gerek fakat insanın hem kendisinden hem ailesinden vaz geçmesi ilerde önüne çıkacak olan herşeyi garanti altına alması demek böyle bir şeyde söz konusu olamıyacağına göre

okudunya işte ne demek istediğim açık değilmi sahi sen akşama ne pişirdin bakiyimm

Ayşegülcüğüm sen bu başlığı fark edinceye kadar radya bir yaş daha yaşlandı

Nice nice uzun yıllara tüm sevdiklerinizle birlikte...

Ben bayılıyorum şu forumda biri bir diğerini sırf kendi görüşünden diye söylediği sözlerin yanlışta olsa arkasında durmaya çalışmasına Erdoğan günlerdir burada İsrail'in avukatlığına soyunmuş olan fikirdaşına yardıma gelmiş,ve bizi onu anlamamakla itham etmiş... Hadi bizi geçtik bu iki arkadaşımız dünyadanda bi haber olmalıki bu olaya tek tepki gösterenlerin biz olduğunu sanıyorlar.. Dünyanın neredeyse her ülkesinde İsraili yaptığı bu vahşet yüzünden kınayan yüzbinlerce insanda idrak ve izan yoksunu öylemi? Filipinler'de Rusya'da Meksika'da İngiltere'de Mısır'da hatta ve hatta ABD ve hatta İsrail'de bile adını saymakla bitiremiyeceğim ülkelerde sokaklara dökülüp İsrail'i kınayan binlerce insanda aslında algı,tahlil,bilgi yoksunu değilmi Erdoğan? Hiç kimsenin aklının ermediği bu büyük sırra bir tek Süheyla ve sen vakıf olmuşsunuz öylemi? Sahi siz karşınızdaki insanları ne olarak görüyorsunuzda önce (burada kullanacağım uygun kelimeyi bulamadım)birde arkadaşınız için teşekkür istiyorsunuz.. Ondan sonrada kalkıp "aslında çocukların ölmesini kimse istemiyor" diye yalın bir cümle ile iyilik mesajı vermeye çalışıyorsunuz kimse kanmaz bunlara arkadaşım..

Ya afedersinizde çatlakmıydı o kadın,bir şiire tav olup sonra red edilince intihar eden bana çok sağlıklı bir kişilik gibi gelmedi,hele şaire ne demeli kadını o kadar severken neyin gururunu yapıpta"şimdide ben kabul etmiyorum"demiş

e biz zaten Polat'a aşığız