suheda_

Ya arkadaş Ecevit bu kadına nasıl katlandı onca yıl

Atalarımız, Çanakkale Savaşı'nda esir düşen düşman askerleriyle ekmeğini paylaşırken, bir komutan dağda gazeteciyi adeta ölüme terk etti. Bu olay gerçekmi yoksa asparagasmı? yok hani gerçekse biz daha İsmail'in onca zaman bulunamayışını neden sorguluyoruz ki... Bu nasıl bir zihniyettir bu nasıl bir ideolojik saplantıdır ki bir insanı bile bile ölüme terk ettirebiliyor

sonuçta bu bir okuyucu yorumu,direkt gazeteyi baz almaz yani,pkk sempatizanlarının şehit askerler hakkında yazdıkları korkunç yorumlarıda yayınlayan gazeteler var.. Kadıncağızı bende sevmiyorum fakat insanın kendi elinde olmayan bir durumu ile bu şekilde alay edilmesini şiddetle kınıyorum sonuçta kendi akıbetimizin ne olacağını bile bilmezken... Aklıma gelmişken ekleyeyim Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu içinde Maraş katliamının baş aktörüydü orada ölenlerin ruhları intikamlarını aldı gibi tuhaf anlamsız sözler edildi.. Her zaman söylerim kim olursa olsun ölüm ve böyle ölümcül hastalıklarla eğlenilmesini siyaset yapılmasını hiç bir zaman etik bulmamışımdır..

bu haksızlık ama neden gittin?

hoşgeldiniz ne iyi ettinizde geldiniz

Çok yönlü bir insan olduğunu tahmnin edebiliyordum ama bu kadarına ben bile şaşırdım.hayvan sevginiyse takdire şayan buluyorum ki ben her türlü hayvan ve haşerattan ölesiye korkan biri olaraktan.. pozitifsin,iyi bir sırdaşsın kısacası olması gerektiği gibi güzel insansın

Evet maalesef bunlara benzer haberler bende okumuştum.. güya hukuk devletiyiz,işte bu yüzden diyorum ya yeniden ağır cezalar ile yapılandırılmalı kanunlar diye.. birde kocaları tarafından terk edilip çoluk çoğuyla ortada bırakılan hiç bir ekonomik güvencesi olmayan kadınlarada sahip çıkmalı devlet en azından bir maaş bağlamalı.. Çokmu hayal kuruyorum ne? ciddi anlamda kocasının şiddetine,ihanetlerine her türlü işkencelerine gidecek bir yeri olmadığından maddi imkansızlıklar yüzünden katlanan nice kadınlar var..

Ufak bir düzeltme Ayşe Tükrükçü milletvekili değil adaydı.. Ve gerçekten oldukça hazin,tüyler ürperten bir hayat hikayesine sahiptir.Daha 9 yaşındayken öz amcasının içip ,içip tecavüz ettiği üstelik bu tecavüzlere kimseyi inandıramadığı için aylarca çocuk bedeniyle katlanan,hayata kendi tercihi olmadan kadın olarak gelmenin bedelini en ağır şartlarda yaşayan biri.. Cinsel şiddet yalnızca kadına uygulanan bir eylem değil elbette... cezaların hafifliği caydırıcı özelliğini kaybettirdiği için suçların artış sebeblerinde en büyük etkendir. Bu öyle kokoş kadınların bir araya gelip balolar organize ederek çözümlemeye çalışılacak kadar basit bir sorun değildir.. Bu mesele son derece ciddi toplumsal bir sorundur ve yalnızca tecavüzlede sınırlı kalmamalıdır. Kadına karşı yapılan her türlü şiddet dayak,başlık parası adı altında dedesi yaşındakilere satılması,okutulmaması aklınıza gelebilcek tüm olumsuzluklar bizzat devlet kontrolunde ele alınıp yeniden yapılandırılmalıdır..

çok teşekkür ederim evet bencede ne iyi ettinde geldin

Bu film korku filmi olarak izlemeyi düşünürseniz peşinen söyliyeyim değil ama gerilim olarak oldukça iyi kurgulanmış.. birde ben John Cusack'ı seviyorum bu tarz bir film olan kimlik'tede (Identity)oldukça iyi bir performansı vardı..

Valla onu bunu bilmemde ben anestezi doktorlarına bayılıyorum o nasıl bir sevgidir öyle hastalarına karşı.. Fakat bu filmi izlediğimde asla bir daha ameliyat olmam demiştim,o ne korkunç bir şeydir göğsünü kesiyorlar herşeyi hissediyorsun anne bu filmdede her zaman ki gibi anneliğini yaptı evlatda her zaman ki gibi annenin kıymetini geç anladı...

Su prensimi? vallahide billahide ben bir haftadır su perisi diye okuyordum bu nicki,hatta bu ne nazik bu ne naif bir isim tercihidir diyede düşünmüştüm kendime şöyle bir tezahürat gönderiyorum "hakeme gözlüüükkk"

abe haklısın üzür dilerim, oysaki ben nasılda duygulanıyordum benim gibi gariban işçilerin haklarını aramak için ısrarla Taksime çıkmak isteyenleri görünce helede sırf benim ve gibilerin haklarını isterken papatyaları sopalarla dövmelerini gözlerim dolu dolu izlemiştim. Ya kırılıp dökülen cam çerçeveler atm ler,ters çevirilip yakılan arabalar ve sırf sadece hak aramak için savaş alanına dönen yerler..Hele o taşıdıkları pankartlar,posterler,dövizler onlara hiç değinmiyorum bile.. Sırf emekçilerin haklarını aramak için kendini feda eden yoldaşlar bize böyle huzur ve refah bir ortam sağladığınız için size ne yapsamda borcumu ödesem

saol enginar olması gereken ve bence doğru olan buydu..

1 Mayısın siyasi boyutu zerre kadar umurumda değil umurumda olan sadece bir işçi olarak o günün resmi tatil ilan edilmesi

politika nasıl bir hastalıktır ki vazgeçilmiyor ondan benim korkum ölü olanlarında yakında mezarlarından çıkıp siyaset yapmaları

keşke bu kadar basit olsaydı canım,sadece sevmek,ama bazen birinin bir diğerini sevmesi sevilenin canını yakıyor ve mutsuz kılıyor..Ve ben gerçekten bu durumdan son derece rahatsızlık ve mutsuzluk hissediyorum. Asıl acı çektirilen benim yani..

benim kastettiğim rahatsızlık bu değildi,hani kimseyele konuşmak istemediğimiz anlar olur ya yada yalnızca konuşmak istediğimiz bir kişidir.bir şekilde kontrolu elde tutma durumu ve birinin gizli yada aşikar girmesi bende hiç bir rahatsızlık uyandırmıyor tamamen kişisel bir tercih yani.. Sonuçta insan kendisini nasıl huzurlu hissediyorsa öyle olmalı.. Ben hala olayın altında bir korku olacağı ihtimalini vermiyorum sevgili domuzbağı burası sanal alem.. şimdi mavi son zamanlarda hep gizli takılıyor ama ileti yollayıp durduğu için kendini ele veriyor bu nasıl gizliliktir ki..

Canım çıkmıştı bu filmi izlerken o nasıl psikolojik işkenceydi öyle asla o odada olmak istemezdim.. Ama süprizlerle dolu etkileyici bir filmdi psikolojik gerilimlerden hoşlananlar kaçırmamalı..

Benim hiç tercih etmediğim yapmadığım bir şey bu gizlenmek.. Ama bu şekilde giriş yapan arkadaşların bence düşüncesi rahatsız edilmemek yoksa kim neyden korkacak ki..

Ben bunun kitabını okudum oldukça sürükleyici ve ilginç bir kitaptı..Tam bir aksiyondu yani.. Biraz abartılı bulduğum finali olmasına rağmen beğenmiştim.. Umarım yine filme çevrilen kitablarda ki hayal kırıklığını bunda yaşamayız. İzlemeyi düşünüyorum

Kardeşim red edildinmi?Arkana bile bakmadan çekip gideceksin bu kadar basittir yani.. istenilmiyorsun demektir,red edilmenin ağırlığımıdır bu ısrarcılığın sebebi kimse kimseye kendini zorla sevdiremez ya..

İnsan kendini ne kadar sakınırsa sakınsın bazı şeyler mümkün olmuyor demekki.. Öyle çirkin insanlar çıkıveriyor ki karşımıza zaman zaman işin tuhaf yanı bu hiç beklemediğiniz tanıdığınız dost bildiğiniz kişilerden biride olabiliyor.. Kocaman karanlık ağızlarını açmış ruhunuzu yutma çabasındalar.Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın ne kadar yanınıza yaklaştırmamaya çalışsanızda bir şekilde kıyısından köşesinden hayatınıza ilişmeye çalışıyorlar.. "seni seviyorum"diyor telde ki ses iyide banane benmi istedim beni sevmeni,kurmu yaptım sana?neden çıkıp bunu bana açıklama gereği duydun ki?Ne bekliyordun karşılık vereceğimimi umdun.. Öyle ki bu imkansız aşk onu öyle kötü bir hale getirmiş ki dayanılmaz acılar çekiyormuş ve alıp başını gitmek istiyormuş benden çok uzaklara....vah vah.. Cehennemin dibine git!! üzüleceğimi yada gitme diyeceğimimi sandın.. Bu ne aymazlıktır,bu ne cürettir? Ben seni tanıdığım şu yıllar boyunca hiç bir an duygusal bir yakınlık hissetmemişken sen nasıl bana böyle duygular beslersin,hadi besledin saklasaydın ya içinde bilmeseydim. patlamazdın.. Beni böyle huzursuz ve mutsuz etmeye ne hakkın var? Kaç gündür ben nerede hata yaptım diye düşünmekten yorgun düştüm.. Yok işte hiç bir hatam yok,sadece dost bilmekten başka..Ne büyük bir yanılgı bu böyle.. Her taraf kuzu postuna bürünmüş timsahlarla dolu..Kimin ne olduğu belli değil,nereden neyin çıkacağıda..Ben müneccimmiyim nereden bileceğim insanların beyinlerinden neler geçtiğini,bilseydim böylemi olurdu.. Oysaki ben kaç kez dedim,ben elimdekilerle mutlu olmayı hep başardım yeterki istemediklerim yaklaşmasın yanıma.. Anlamıyorum ki nasıl bir düşünceyle başkasının gönüllerine hükmedeceklerini sanıyorlar.Sev dedinmi sevecek, olduuu..Sen bulursan böyle itaatkar bir gönül banada haber ver.. Takıl öyle platonik yan,kavrul,geber ne halin varsa gör yeterki gözüme gözükme.. Suheda

Tabiki eğitim çok önemli ama ben hiç bir anne babanın çocuğuna "sapık olma"gibi nasihatlerde bulunduğunu sanmıyorum,Godzinin dediği gibi bunların içinde öyle eğitimlileri var ki.. Demekki tamamen duygu kontrolunun eksikliğinden kaynaklanan bir durum..

dediniz.. ve bende tüm samimiyetimle bu cevabı verdim şimdi aynısını sizden bekliyorum...