hanif_42 tarafından postalanan herşey
-
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
Matematiği salt 3.sınıf matematiğinden ibaret bilipte matematik dünyasının bununla sınırlı olduğu iddiasında bulunmak sizcede gülünçtür değilmi sayın Taklamakan:))
-
MUSA İLE HIZIR'IN BULUŞMASI
Balık avlayanınız yada bununla ilgilenen var mı bilemem ama arada birde olsa dere kenarına gidip balık avladığım çokça olmuştur..İlginç olan şu haziran temmuz aylarının kavurucu sıcaklarında bile 1 kg üstü bir balığın direnci okadar çoktur ki bir kaç saat sonra bile susuz ortamdan sulu ortama geçişte canlandığını görürsünüz...Hemen hemen hepimizde biliriz ki balıklar taze yakalandığında ve üzerinde zaman geçmediğinde yenilmesi gereken bir besin şeklidir....Ve balık yakalandığı andan itibaren azık olarak hazır olan bir besin şeklidir....Kıssayla ilgili diyebileceğim tek şey ve ondan çıkarılacak en önemli ders Yaratıcının O na iman eden kullara yine onların gıyabında onlara yardım ettiğidir...Bu kadarını bile çıkaramıyorsa ve buna anlatım bozukluğu diyorsa insanoğlu ve ortaya bir hiçten fazlasını koyamıyorsa bundan bizede ders düşer....Beşer olarak acziyet içerisindeyiz...Bir adım öteye atamıyacağımız gibi elimzide bilgi olmadan bir adım ötesini algılıyamayız....Sorgulamamı? Siz sizin sorgulanacak bilgileriniz getirin bakalım kim daha doğru bir yol üzerinde. Unutmadan teorik bilgi olmasın lütfen....
-
İSLAM'I ORTAYA ÇIKARAN KOŞULLAR...
Kur an ı Kerim zikirdir ve dileyen ondan öğüt alır sevgili Gecekuşu. Bu doğrudur Öğüt almak isteyen ondan öğüt alır tıpkı Musa nın selam onun üzerine olsun firavuna dediği gibi. ''Arınmaya gönlün var mı ey firavn''Firavun inanmamıştı akıbeti ortada buna sizde şahitsinizs bende. Vakıa suresinde geçer yanılmıyorsam Kitab a yaklaşacak olanların temiz olmaları hususunda ki öneri ki bu öneri zihnin pisliklerinden arınmakla orantılı burdan anlayacağınız ve alacağınız ders sizin arınmaya gönlünüz yok sevgili GeceKuşu çünkü kitaba yaklaşımızın temiz değil . yine döktürmüşünüz kendi meşrebinizce çoğu yalan yanlış yaklaşımlar. Gerek kendi indinizden gerekse sünni kaynaklarından esinlenerek..Yorucu bir hal aldığını söylemek işin doğrusu olmaz sizin getirdiğiniz eleştirileri cevaplamak.Yorucu değil sıkıntılı sadece.Sıkıntı derkende cevabı olmayan soru sorduğunuzdan değil ve cevaplanamayacak soru sorduğunuzdan da değil.Sıkıntı şurda sizin arınmaya gönlünüz olmadığı gibi getirdiğiniz eleştiri doğru eleştiri değil buna ilaveten burda verilecek ve düzeltilecek hertürlü cevap size bir fayda sağlayacağı yönünde hiç bir umut emaresi vermiyorsunuz buna daha önceden şahit olduk birbirimiz üzerine ve sizi bekleyen akıbet hiçte hoş bir akıbet değil...Selam ile
-
BİR SURE TEFSİRİ
Trajikomik olan doğma iddia edipte insanları doğmacılıkla itham edip eleştirmek . Kur an ve kitabın tavsiye ettikleri doğma olamaz buna imkan yok. Şundan dolayıdır. Kitap ta beşer unsuru herhangi bir söylem veya katkı sözkonusu değildir.Doğmanın özünde beşerin oluşturup kanıksayarak gelenek haline getirmesi vardır.Beşer kaynaklıdır....Şimdi Laisizm veyahut benzer izm ler düşünüldüğünde doğmadan öteye gidebilirmi...Hayır gidemez...İnsan üzerinde bulunduğu zemini ifade etmesi gerek....Bu forumda Kur an ı eleştiripte alternatifi olmayan ve elinde metni yahut mesnedi olmayıp yazan o kadar kişi var ki? İnsan düşünmeden edemiyor bu husumet neden kitaba karşı...Allah tan olduğunu bile bile....
-
BİR SURE TEFSİRİ
Bazen parmak uçlarına bakarda insan şöyle bir düşünür o kadar dar alanda kaç farklı olasılıkta çizgi çizebilir bin, onbin, yüzin? Milyar yada milyarlarca? Geçen insan sayısının yüksekliğine yada mevcutta olanlar sorun değil...Ne kadar sayıda o boyutta bir alana değişik çizgiler çizilebilir kombinasyonlarınızı yapın bir sonuca ulaşırsınız..Asıl olan ve surede anılan mevcutta varolanın tekrar olarak aynısının mevcuda getirileceğinin altının çizilmesi...Kur an bir beşer sözümü???Ortada muadili olmadığı ortaya konamadığı halde mi? Ne Kıyame suresinde nede erhangi bir ayetinde Kur an da beşerin herhangi bir katkısı olmadığı gibi herhangi bir insanın ortaya koyabileceği cinsten bir kitap değil.Benim gibi buna herkes şahit....
-
13 yaşında bir kız ile evli olan 35 yaşında dul bir kadın Zeynebi alması!
Sevgili Gecekuşu trafikle ilgili yaptığım sadece örneklendirmeydi ki bu farklı bir şekildede yapabiliriz bunu sizde biliyorsunuz...Toplam olarak olayların sonucundan etkilenen bizatihi insanoğlunun kendisidir konu ne olursa olsun.Ekonomik politik sosyal vs...Dolayısıyla burda örnek almak istediğinizde yelpaze kendiliğinden genişliyor ki beni şaşırtan asıl olayı sizin menfi bir şekilde çözümlemeniz...Verdiğiniz yazı linkini tıklayarak okudum ve genel olarak Kur an da gayb a iman ile ilişkili gerek kıyamet gerekse hesap gününün olanaksızlığıyla ilgili yaklaşımızdan hareketle bir eleştiri vardır...Şöyle söylememde fayda var umarım. Biliyoruz ki ( ben Kur an dan) evren genişlemektedir ve şunuda kesin biliyoruzki genişleyen evrenin genişlemesi sıkışık bir alanda kalmaması için bir alana ihtiyacı vardır...Bu bizim gözümüzle görmediğimiz labaratuvara sokamadığımız bizim dışımızda ki bizimde içinde olduğumuz bir olay..Peki olay bu ise bu bilinmeyene ilişkin bu sorunun cevabı?¿ Ben Kur an hakkında tartışmam inanma için bir çok gerekçe olduğu halde ona inanmamam için olay nedir? Gerçek nedir? dahada basitleştirerek doğru nedir yalış nedir kime ve neye göre? Ölçü ne olacak? Bu bakkaldan sabun almaya benzeyen bir durum değildirki onunda hukuku vardır ve insan hukuku daha kompleks daha geniş bir alandadır alışverişide kuşatır?İşte tam orada Heva devreye girer...Şimdi Kur an ı bir kenara aldığınızda yeryüzünde insanın ortaya koyacağı herşey heva ya girer. Benimde sizden nacizane talebim kavramı ve konuyu iyice irdelemenizdir...İnsan hakları evrensel beyannamesi anayasa vs leri bir kenara bırakarak gerçekler üzerinden konuşalım isterseniz. Çünkü bu tip söylemlerin birileri için ki bunu ortaya koyanlar için geçerli bunun dışında kalanların bu tip söylemlerden istifadesi bir kenara bu tip söz onlara söylenmez bile...Örnek mi istersiniz...Sadece bir dış haber bültenini izlemeniz bununla beraber gazetelerin bir kenarında sıkışmış haberlere bakmanız yeterlidir....Sanırım tam burada söylediğiniz İNSAN KENDİNE YALAN SÖYLEYEBİLİRMİ Sözü sizin tarafınızda sizin aleyhinize teyid edilmiş olmaktadır...Selamlar
-
BİR SURE TEFSİRİ
Bu tefsir değil demir efe Kur an zaten mufassal bir kitap..Senin yaptığın sadece yorumdur
-
13 yaşında bir kız ile evli olan 35 yaşında dul bir kadın Zeynebi alması!
Sevgili gecekuşu hayatta ilkeler kurallar vardır. Örneklendirmek açısından '' Trafiğe çıktığınızda size ayrılan şeritten yol alırsınız. Bu bir kuraldır. Tabii olmayabilirsiniz bu sizin en doğal hakkınızıdr zaten kuralın alınmasındaki temel gerekçe sadece siz değil başkalarıda vardır....Çünkü sizde dahil olmak zarar vereceğiniz hem kamusal mal hemde başkalarıdır...Sizde bende biliyoruz ki trafiğe çıktığınızda arabanın tersi yönünde ilerleyebilir (geri geri) hatta ters şeritten seyredebilirsiniz. Buna ister özgürlük deyin ister hürriyet nasıl adlandırırsanız adlandırın sonuçta bunu yapabilme yetiniz vardır...Biliyoruz ki herkesin hakkına riayet edebilmek yani adil olabilmek için kurallara uyulması gerekir. Zatende kurallar buun için değilmidir ki? Şimdi Dİn Allah ın dini tam bu noktada insanlar arasında adaletli hükmetmeyi, mizanı doğru tutmayı sağlayan yegane hükümler manzumesidir. Diğer tarafta kalanlar ise tümünün yekünü beşeri kaynaklıdır ve hevayı temel almaktadır...Şimdi gelelim fen den hareketle getirdiğiniz eleştirilere...Kur an ı Kerim fen kitabı değildir...Bununla beraber fenni ilimleri eksikte etmemiştir...Kara madde kara güç fasafisosunu öncelikle geçeceksiniz..Birileri bazı olayları anlamlandıramadığı!!!(yada anlamlandırdığında Kur an a hakkını teslim etme endişesini taşıdığından) bir şeye kara madde hikayesi uydurup ve sizinde bunu kabul etmeniz aslında sizin bilimsel kimliğinize uymamaktadır....Diğer taraftan yapıtaşıyla ilgili belge Kur an da zaten mevcut...Dna bu vb her türlü mevcuatın kökünü vermektedir. Asıl paradoks olan şey izafiyet teorisine sıkışıp kalmanızdır...Ne zamanın tanımı doğru erilmekte nede büyükpatlama diye bir şeyin varlığının sözkonusu olmaktadır hayatın gerçeğinde....Sizde biliyorsunuz ki patlamanın özünde dağılma vardır ve bu genişledikçe soğuyup çökmesine ve yavaşlamasına gerekçedir..Oysa Hayatın gerçeği tıpkı Kur an da anlatıldığı gibidir...Aslında doğru bir noktaya dokundunuz siz hep teori üzerinden konuşursunuz. Elinizde bu vardır ve kolayca vazgeçebileceğiniz bir alandır.Gerçek olup olmaması sizi ilgilendirmemektedir işin aslı. Oysa Kur an size ve herkese gerçeği getirmektedir...
-
13 yaşında bir kız ile evli olan 35 yaşında dul bir kadın Zeynebi alması!
Ahzab suresindeki evlatlıkların boşadığı eşlerin evlilik hukukuyla ilgili ayetlerin öncelikle durum tesbitinin yapılması gerekir. Peygamberi tenzih ederek kendisinin şehvi davranmadığına ilişkin surenin konuyla ilgili son pasajı mesajı zaten vermektedir. Asıl olan insanların bu durumu değerlendirirken, gerçeği gördükleri halde ve bu mükellefiyetin ağırlığının nebiye yüklendiği tesbiti ortada dururken kendi iki yüzlülüklerini yada ahlaki değerlerini ortaya sermek adına kendi şehviliklerini peygamber zatına yükleyerek mesajı çarpıtmakta ve o şekilde işlemekteler...Bu ne ironi ne paradoxal bir durumdur...Bu sadece kisvesi ********* olan insanların duruşudur... '' Selam gönderilenlerin üzerine olsun. Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah a mahsustur'' 37 Saffat 181, 182
-
Tanrı Egoisttir...
Sevgili bastarko öğreti ile ilgili diecek pek fazla bir şey yok ve öğretilerin farklılığı hakkındada. Daha öncede Kitabın toplanışı abdesti bozan şeyler vb konularda da benzer soruları SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR... bu konu başlığı altında sormuş ve tarafımdan kayanak gösterilerek cevabı verilmişti. Şimdi Senin Kur an daki ne Nikah hukukundan nede savaş hukukundan,Senin Kur an dak i savaş esiri hukukundan ne de köle hukukundan haberin var. Aynı şeylermiş diye sunup insanların zihinlerini bulandırıyorsun ve bunları yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Yazdıkların la ilgili her türlü gerekçeli cevapları burda yazabilirim fakat bu yazdığım cevapların bir kifayeti olmayacak.SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR... tıpkı bu konu başlığında olduğu gibi.Son olarak Me meleket eymenuhum ile ilgili oda sünni öğretinin kur an üzerine yığılma gayretinin bir örneği. Çünkü Kur an da cariye kavramı olmadığı gibi cariye hukuku gibi bir şeye delalet eden herhangi bir emare söz konusu bile değildir....Savaş ile ilgili yazdığın ayetlerinde sure numaralarını vermeyi ihmal etme lütfen. Selamlar
-
Tanrı Egoisttir...
Kur an ı Kerim peygamber hayattayken kitap halindeydi....Kemik , ağaç kabuğu ve taş üzerine yazıldığı ise Kitaba hakaret amaçlı yazılan yazılardır. Bu yazılanlar sizin tarafından uyduruldu anlamında değil..Rivayet öğretilerinde geçer ve bu ifade edilenlerin islami bir özelliği yoktur...Diğer tarftan Peygamber hayattayken yazılan mushabın orjinali mısırda bir müzede koruma altındadır....Tıpkı Kur an da ifade edildiği üzere ceylan derileri üzerinde.. İslamda öğreti sadece Kur an dan çıkartılır. Çünkü dinib sahibi Allah tır ve O nun öğrettiği şekilde öğrenilmesi gerekir. Sizin anlattığınız rivayet kültürü beşeri bilgi olup çoğu İslami öğreti taşımadığı halde onlara mensup kişiler tarafından kaynak diye sunulur. Oysa o öğretiler incelendiğinde bir çok hakaretin yanı sıra bir çokta çelişkili ifadeler verilir. Bununla beraber fıkhi gerekçeler imani gerekçe diye sunularak insanların fırkalaşmasına gerekçe olur. Buda bu fırkalaşmanın gerekçesi nedir sorunuzun cevabıdır. Siğer taraftan Kur an daki hukukla ilgili çocuk yaşta evlilik vs. Bunlarda Kur an köklü olmayan hukuksal bir mevzudur. Çünkü Kur an da nikah hukukunda özellikle bayan tarafının kendi ekonomik yetisini kullanabilme vasfı aranmaktadır ki oda en azından 21 23 yaşı işaret eder...Cihat la ilgili ki kastınız savaş çok aşikar belliki ordaki hukukuda bilmeden sallamışsınız...Kur an da insan hayatı salt değil yaşayan herhangi bir canlının hayatı çok değerlidir...İnsan hayatı ise en önemli olgulardan biridir..Bırakın haksız bir gerekçeyle saldırıp malı canı gaspedilsin...Köle hukuku ise bulunduğu ortam itibariyle incelenmesi gereken kaldıki bulunduğu dönemde köleye hak tayin eden yeryüzündeki tek bilgidir...Cennetle ilgili ordaki durumla ilgili yüzeysel yaklaşımınız muhtevadan bi haber oluşunuzun delilidir yazdıklarınız.. yaş yaşlanma gibi problem yada içeceklerle ilgili yaklaşımınız ordaki durumu burdaki durumdan hareketle tasavvur edişinizden kaynaklanmaktadır....Ve çelişki diye ileri sürdüğünüz şey yine kökü Kur an olmayan rivayet kültüründen hareketle ortaya konan şeylerdir...Benim dediğim yine aynı Kur an da zerre çelişki olsaydı zati onu ifadelendirmek için sıra size gelmezdi...Selamlar
-
Tanrı Egoisttir...
Sevgili raif bostan senden, yazı yazdığım akabinde özellikle beni teyit etmek için veyahut eleştirmek için yazmamanı rica ediyorum....Umarım bunu anlayışla karşılarsın...
-
Tanrı Egoisttir...
Sevgili bastarko yazdığım yazıda ilahlık iddiasında bulunan şahıslara yönelikti. Yinede yazdıklarınla ilgili ilk olarak ben din bezirganı değilim.İkincisi düşünmeyen yada düşünmek istemeyen biri hiç değilim. Sanırm senin hayal bile edemiyeceğin bir şey d,yorum Benim söylemim DOĞRU DÜŞÜNMEYE yöneliktir. Malesef bunu anlayıp kavrayabilecek çok az insan var. Din şayet kastın islam ise varsa Kur an da herhangi bir çelişki getir konuşalım (Altını çizerek bu soruyu hiç bir babayiğit çıkıpta işte şu çelişkidir diyerek muhatabiyet kurma cesaretini göstermemiştir) Ve Allah ın zatıyla ilgili Yaratıcı yaratandır yaratılmaz yaratılamaz üretilemez...Biz kendi bulunduğumuz sistem içinde bu sistemi aşamadan başka bir boyuta gidemeden bu şekilde bir ifadelendirmede bulunmamız ahmaklıktan öteye gitmez...Biz bizim bulunduğumuz alan çerçevesi içindekileri alır labaratuvarata sokar inceler gözlemleriz ve bir fikir sahibi olmaya çalışırız...Soru burda bizim dışımızda olan alemlere yönelik elimizdeki mevcut bilgi nedir???? Birileri düşünmekten mi bahsediyor, Sanırım en çok ihtiyaç duydukları bu olsa gerek....Selamlar
-
Tanrı Egoisttir...
İnsan merak etmeden duramıyor...Sonuç olarak insanız!!! Bazıları Uluhiyet iddiasında bulunabilir ( Haşa Allah ı tenzih ederim O ndan başka ilah yoktur). O iddia da olan kişilerin acaba şöyle bir olasılığı mevcutmudur. Dün geçmişte kalmıştır tıpkı geçen hafta geçen sene vs..Daha yakın bir zaman dilimi olsun, bir saat hatta bir dakika. Şimdi İlahlık iddiasında olan kişi acaba o geçen daqkikaya geriye dönebilir mi? Varmı böyle bir yetisi.Şayet dönemiyorsa (ki asla dönemez) o zaman şunu söylemek gerekmez mi,zaman denilen varlık anlardan müteşekkildir ve bir an olunca diğer yok olur dolayısıyla kendiside bu noktada bir acziyet durumundadır. O zaman kendisi aciz durumda bulunan bir varlığa aciz şekilde muhtaç iken nasıl olabiliyorda uluhiyet iddiasında bulunabilirler? Tanrı egoist mi? (Burda kastedilen Allah ın bizatihi zatı) Haşa O nu tüm eksik vasfılandırmalardan tenzih ederim. Subhanallah. ''Rabbinin katından bir belgesi olan kimse , kötü işi kendisine güzel gösterilen kimseye benzer mi? Bunlar heveslerine uymuşlardır.'' 47 Muhammed 14
-
SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR...
Biismillahirrahmanirrahim '' Ey iman edenler, Namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi yıkayın, ve dirseklerinize kadar ellerinizi, başınızı mesh edin ve topuklara kadarda ayaklarınızı. Eğer cünüpseniz yıkanın (gusl). Şayet hasta veya yolcu iseniz, ve sizden biri ayak yolundan (gaita) gelmiş ise veya kadınlara dokunmuş iseniz ve bu halde su bulamamış iseniz temiz toprak ile teyemmüm edin. ve yüzlerinizi silin ve ellerinizide ondan.Allah size hiçbir güçlük çıkarmak istemez. Lakin sizi temizlemek ister. Üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Ta ki ükredesiniz.'' 5 Maide 6 Altı çizili alanlar sorduğun sorunun (abdesti bozan hallerin ) cevabı. Kur an ın toplatılması ve dizilişiylede ilgili Kur an i olmayan yaklşımlardan hareketle bir eleştiri şeklin var..Oysa ki Kur an gerek toplatılması gerekse dizimi peygamber hayattayken ve Allah ın gösterdiği şekilde verilmiştir. Kur an dan mealen '' Ancak bize aittir onu toplatmak ve okutmak '' 75 Kıyame '' Mükerrem saifelerde, herşeyin üstünde tertemizdir. Katiplerin elleriyle, o katipler mükerrem ve itaatlidirler'' 80 Abese 13,14,15,16 Diğer taraftan benim burda yazma amacım ne kavga ne söz güreşi nede herhangi bir bilgiden dolayı üstünlük taslama ve meydan okuma...Bilgi konuşmak yeğlediğim bir eylemdir. Burda bulunma maksadım ciddidir ve sorulan sorulara aynı ciddiyetle cevap vermek için gayret gösteririrm. Şunu itiraf etmeliyim ki burda yazdığım süreç içinde bilgiyi ciddi şekilde ele alan ve değerlendiren nadir insanlara rastladım ki bunlar yok denecek derecededir.Dolayısıyla sorulan soruya verilen cevabı kaale alınmayacağımı bildiğimden işin doğru boyutu zamanımı burda heba etmenin pek bir fayda sağlamıyacağı inancındayım. Ve şunuda iyi biliyorum ki sorulan her soruya verilen doğru cevabın da bir kıymeti harbiyesi yok ki soruyu sorana bir fayda versin. Çünkü soru sorulma şekli inanıp inanmamaktan öte salt mücadeleye yönelik söz kalabalığında kim en üstün olacak maksatlı....Dünyada yaşam kısa zamanlı bir dilim.Her nefis ölecektir ve her gün birileri ölüyor ki bizleride aynı akıbet bekliyor...İşte o zaman kimin haklı kimin haksız olduğu ortaya çıkacak. '' Kıyamet gününe yemin ederim ,Kendini kınayan nefse de yemin ederim, İnsan asla kemiklerinin toplanmayacağınımı hesap ediyor. Evet onun parmak uçlarını tesviye etmeye kadiriz,Bilakis insan önündeki gerçeği yalanlamak ister '' 75 Kıyame 1,2,3,4,5 Selamlar
-
SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR...
Sevgili bastarko anlayamadığın yada anlatamadığım yaşamımızın gerek zihinsel tasavvurlarımız gerekse pratiklerimiz dünya görüşümüzde dahil olmak üzere hukuksal sosyal alandaki herşeyin kavramsal karşılığı din dir..Bunu nasıl isimlendirirsen isimlendir, ister ate ol ister deist ister ehli kitap ister putperest.Bu kavramın dışına çıkman söz konusu bile değildir...Din denildiğinde İllaki Allah a atfedilip yaşanılması gereken gerek menasikler gerekse diğer ilkelerin akla gelip uygulanması diğer tarzları dışarıda bırakmaz. Bu yanlış ve eksik bir tanımlamadır...Günümüzde herhangi bir marksist gelipte leninin herhangi bir ilkesini ortaya sürdüğünde ve bununla hareket ettiğini dillendirdiğinde marksizm artık onun dini ve uluhiyeti atfettiğide leninin kendisi oluyordur....Bunun anlamı şudur herhangi bir ate kendisini din dışında tutmasını iddia etmesi demek başka bir din iddiasında bulunuyor demektir. Tabiat onun uluhiyet atfettiği ve pratiğinide deney gözlem den aldığını söylediği içinde metni kitabı o olmaktadır... Dolayısıyla yukarıda yazdığının bu şekilde değerlendirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Diğer taraftan Allah ı eleştirmek belliki Kur an ı Kerim e aklı selim bir yaklaşım yapılmamış tarafından ki kitabı okuduğunda Allah ın insanlara nasıl bir lutufta bulunduğunu görürdün.Ve yine beşeri bilgi ile Yaratıcının bilgisini kıyaslamak ne derece doğru olabilir.. Sofist karakteri laf ebeliğinden nemalanmak için hareket edenlere denir...Bir sofist için iyi yada kötü, doğru yada yanlış yoktur...O nun için bir şeye eli uzanıyorsa ve onu elde edebiliyorsa bu onun için helal (serbest) ulaşamayıp alamıyorsa buda haram (yasak) dır. Yani sofist elindeki hertürlü donanımı kullanarak edinim elde etmek istemektedir...Hertürlü yerde olabilir..İslamda hristiyanda yahudide budistte hinduda..Zengin olabileceği gibi çokta fakir olabilmektedir....Bu sofist için kısa bir tanımlamaydı. Dinlerin sofistleri ortaya çıkardığı ise kısi derecede doğru sayılabilir ki oda Dini kullanarak sofistik eylemlerini gerçekleştirmek için dini kullandıkları noktasında ki yukarıda yazdığınla ilgili değildir bu. Tarihe baktığımızda elen bilgileri incelediğimizde sofistleri çıkaran nedenin filozoflar olduğudur.. Eski atinada filozofların söz mücadelesinden anlaşamamalarından hareketle '' Madem bunlar söylediklerinde anlaşamıyor ve örtüşmüyorlar o zamanda doğru yada yanlış diye bir şey yoktur. Sadece söz mücadelesinden galip gelmek vardır''diyen akımlar çıkmıştır....Kurallara gelincede Kur an daki metin açık anlaşılırdır...Mümkünse herhangi bir avukatın yanına gidebilme imkanına sahipsen herhangi ufak bir problemin çözümünü isteyiver...Sen bıraksanda artık o senin yakanı bırakmayacak derecede bıktırmaktadır iddia ettiğin kurallar.... Fıkhi mücadelenin sebebi peygambere atfedilen rivayetler....Abdestin nasıl alınacağı ve nasıl bozulduğuyla ilgili yanılmıyorsam Kur an ı Kerimin 6 ayetinde izahat var...Ve Kur a nı Kerimin toplatılmasıyla ilgili yine rivayetlerden hareketlerle bir sonuca ulaşmak eğilimindesin ki..Kur an I kerim insana bunu vermemektedir...Kur an peygamber hayattayken toplatılıp iki kapak arasına konmuşturk i mushaf dediğin kavram saifelerin toplandığı alandır....Yine mısıra yolun düşerse ilk yazılan Kur an ı Kerimin bir müzde muhafaza edildiğini görürsün tıpkı ayette denildiği gibi ceylan derileri üzerinde değerli katipler tarafından yazılmış olarak....İnsanları başkalarına uymakla eleştirmek insafsızca bir yaklaşımdır...Burda bilgiyi konuşup bilgiden dem vuruyoruz...Kur an la ilgili herhangi bir şüphen var ise buyur aç konuşalım... Kur an ı Kerimde herhangi bir eksikli söz konusu değil....Miras paylaşım oranları ile ilgili bu forumda matematiği dört işlemden ibaret bilen kişiler tarafından bir başlık açılmış ve o başlıkta sorularının cevapları defaatle kendilerine verilmesine rağmen,3.sınıf bayağı kesir bilgisini matematik bilgisi zannettiklerinden dolayı kendilerine herhangi bir şey izah edilememiştir. Keza Kur an ı Kerimden bağımsız aynı problem kendilerine sorulunca samiyetsizlikleri ortaya çıkmıştır....Söylediğin şey adviye değil avliye yöntemi dir ki o da benzer problemlerden doğmuştur..Kur an i değildir. Sositleşmeyle ilgili yukarıda yazdıklarım cevap mahiyetindedir sünnet (hıtanla)ilgilide..Pratikte olanlar ise çarşaf giymeler hırka vs...O noktada insanların neden bu şekilde davrandığının bir çok gerekçesi olabilir...İnsan gömlekte giyebiilir hırkada t-shirtte bunda bir problem yok. Problem nbunları sorun yapan zihinde. Acaba neden problem yapmaktadır niyeti nedir ve bunları problem yaparken gerekçesi ve hakkı var mıdır? selamlar
-
SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR...
Sevgili bastarko konu başlığı sünnet (hıtan) olduğundan, konu içinde seyreden gerek Kur an ı Kerim le ilgili yaklaşımlar gerekse peygamberle ilgili yargılar bunlarla beraber dinlerle ilgili yorumlara değinmeye gerek duymadım...Kim yazdı bilmiyorum ama Dinlerin insanlığın önünde büyük bir tehditdir iddiası yanlış bir yaklaşım. Sanırım Din in kullanılmasından doğan sıkıntıyı hemen hemen herkes yaşamaktadır ki bunun en büyük müsebbibi sofistlerdir...Gerek içinde bulunduğumuz tarih gerek yakın ve gerekse eski tarihi incelediğimizde Sofistlerin oluşan olumsuz manzarada en büyük pay sahibi olduklarını görürüz.Burda dikkat edilmesi ve işaret edilmesi gereken işaret oklarının yöneltileceği din değil sofistlerdir....Keza Din kavramsal olarak tanım gereği İnsan hayatının dünya görüşüde dahil olmak üzere hertürlü disiplini içeren kavramdır...Herhangi biri kalkıp marksizmi iddia ediyorsa bunun anlamı marksizmi dinleştirmiş olmaktadır....Teknik konuların çokluğundan özelikkle Kur an ı Kerim le ilgili yanlış teknik anlamlandırmalardan insanlar çok sıkıntı yaşamaktadır...Kitab ın iki kapak altına toplanması Oeygamber hayattayken ve dizimi Allah ın emrettiği şekilde olmuştur ki Kur an öüretisi bunu bize vermektedir....Diğer iddialar ise kime atfedilirse edilsin bu ister peygamberinb kendi şahsiyeti ister ashabı yada ailesinden biri olsun hezeyandan öteye gidememektedir..Kısa bir yorum olarak ; Günümüzde İslam diye insanlara sunulan öğreti asıl olarak islam olmayıp karma bir öğretidir...Biraz ondan biraz bundan...Rivayetler ile eski ahit incelendiğinde çok nüans farklılığı dışında öğretilerin örtüştüğü görülür.Oysa Kur an ı Kerimin verdiği öğreti ise bunun dışında ve çokça farklıdır...Gerek eski ahit gerekse yeni ahit öğreti bazında incelendiğinde Allah ın vahyi olmadığı (çoğunluk olarak) Kur an hakem kılındığında ortaya çıkmaktadır...Sözü uzun tutmamak için bunlar çok ince ve teknik bilgilerdir aradaki farkı görebilmek için yhapılacak en makul şey her türlü kitaplaştırılmış öğreti konu başlığı altında farklı farklı incelenmelidir..İşte o zaman aradaki fark seçilebilir kim doğru kim yanlış ayrıştırılabilir... Selamlar
-
SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR...
Biismillahirrahmanirrahim Sünnet (hıtan) denilen şey Kur an i olmadığından islami değildir....Olayı iyice araştırdığınızda israiloğullarından gelen bir gelenek olduğunu görürsünüz ki, Yahudi br baba için oğluna karşı çok önemli iki vazifesi vardır dinen.İlki sünnet (hıtan) etmek ikinciside evlendirmek...Gerek sünni gerek şii ve vahhabilerde geleneklerini buradan almış ve uygulayagelmektedirler...Konu başlığını açan arkadaşımız olayla ilgili müspet anlamda bir çok şey sıralamış zührevi hastalıklardan, kanser ve riskinden koruması vs. Yeryüzünde yaşayan insan nufusunu dinsel yaşamlara bölüp incelersek göreceğizki yeryüzünde yaşayanların ancak 4/1 kendisine yahudi ve müslümanım diyen bir oranla karşılaşırız. Bununda anlamı ancak 4 kişiden biri sünnetlidir. Geriye kalan 3 kişi sağlık olarak büyük risk altındadır...Oysa olan olayın tam tersidir...Zührevi hastalıklardan koruduğuyla ilgiliyse söyleyecek fazla bir şey sözkonusu değildir ki bu tip hastalıkların asıl sebebi ilişkilerde çok farklı ve çokça eşlerle birlikte olunduğu gibi ters ve eşcinsel yaklaşımlardan kaynaklandığıdır....Müslüman için böyle bir durum sözkonusu bile olamaz olmamalıdırda...Fuhşiyat korunulması gereken cürümlerin en önemlilerindendir. Diğer taraftan Muhammed a.s atfediliyor olması daha vahim bir durum. Peygamberin sünnetli doğduğu iddia ediliyor.Varsayalım öyle (ki değil) ona taabii olan ashabın sünnet olduğuna dair herhangi bir bilgi mevcut değil ki belirleyicide olmamaktadır böyle bir bilgi.Asıl burda sorulması gereken soru ''Kur an bu tip durumlara nasıl bakıyor'' İşte tam o noktada Nisa suresinin beyanları var. ''Allah o nu lanetledi. Ve dedi ki: Muhakkak senin kullarından takdir edilenlerden bir nasip (pay) alacağım. Onları delalete sürükleyeceğim,onları boş kuruntularla ümitlendireceğim.Ve onlara emredeceğim. Davarların kulaklarını yarsınlar, Ve onlara emredeceğim Allah ın yarattığını değiştirecekler...Kim Allah ı bırakıp şeytanı dost edinirse, Muhakkak hüsrana açık bir ziyana uğramıştır.''4 Nisa 118 ve 119 Yaratılışla ilgili Kur an ayetlerinden şunu biliyoruz ki Rabbimiz insanoğlunu (ahsenül takvim) en güzel şekilde yaratmıştır...
-
BÖYLE FETVA GÖRÜLMEDİ!
Kur an ı Kerim de emzirmenin 2 yaşına kadar olduğu beyan ediliyor...İslam i öğretride yetişkinleri emzirme diye bir şey sözkonusu olmadığı gibi bu ancak yalan yanlış şeyler söyleyen şahıslar tarafından iddia edilebilir....Diğer taraftan raif bostan sanırım sen nesebin (soy) ailenin insanlığın korunması diye bir şey duymamış ve bununla ilgili değilsin.
-
BÖYLE FETVA GÖRÜLMEDİ!
Biismillahirrahmanirrahim '' Anneler,emzirmeyi tamamlamak isteyen babalar için çocuklarını tam iki yıl emzirirler......'' 2 Bakara 233 Bunlar konu başlığıyla ilgili değil ensest olsun ters ilişki olsun homoseksüellik iddiasında olanlarla ilgilidir...Ben insanım ve bildiğim kadarıylada hayvanlar dahil bu tavırda değildir....Lütfen
-
ALLAHIN VARLIĞININ NEDENİ
Belki birşey bilmediğimi kabul edebilirim. Aynı zamanda öğrenebilirimde. Zaman da enerjiden gelmiş diyorsun. Şunu anlayamıyorum zaman enerjinin olup olmaması onun umrunda bile değildir. Enerji ister olsun ister olmasın zamanı enterese etmez. O akar gider oysa enerji varlığını ortaya koyabilmesi için zaman a ihtiyacı vardır yani muhtaçtır. Sence ilah diye zamana tapınman daha doğru olabilir mi? yine evrende boşluk diye birşey yok diyorsun. Al eline herhangi bir nesne uzayda herhangi bir alan a bırak. Şayet dolu olsa onu almaz oysa boştur ki onu alıyor!!!Boşa koydum dolmadı doluya koydum almadı gibi birşeyden bahsediyorsun ama olay tam tersi karşımızda. Evrenden bahsettiğim mükemmeliyetle ilgi. Varlığın işleyişi mükemmel şekilde ceryan ediyor. Tabiki burda ölçüler kişilere göre değişiyor. Kısaca deist olduğunu ifadelendirsen bununla ek olarakta bir putperes olduğunu söylesen putununda enerji olduğunu. Ne dersin uluhiyet kudret gerektirir muhtaç olmama durumu. Muhtaçsan uluhiyet iddiasında bulunamassın
-
ALLAHIN VARLIĞININ NEDENİ
Enerjinin muhtevası hakkında yanılıyorolabilirim. Kaybolmaz diyorsun öyle olsun. Aynı şekilde herşeyin varlığını enerjiye muhtaj olduğunu söylüyorsun. Beni düşündürende budur. Zaman a bakıyorum öyle bir ihtiyacı yok. Yine karanlığa bakıyorum aynı şekilde onunda hitiyacı yok. Keza boşluk. Bu vasıfların enerji diye bir dertleri yok..Oysa enerjinin bunlara ihtiyacı var yanılıyormuyum. Zaman olmassa enerji bir gıdım bile ilerleyemez... İbrahim misali. Diğer taraftan Allah la ilgili beyanatların O nun gücü ve kudretini idrak edemediğinin anlamıdır. Sınırsız mükemmeliyet yokmudur. Kişiye göre değişen bir şey bu. Evrenin işleyişine bakmak gerekiyor bunu anlamlandırırken.....
-
ALLAHIN VARLIĞININ NEDENİ
Sıfır hiçbirşeydir. Vardır aynı zamanda yoktur. Allah enerjimidir (Haşa) . Bir kuru pil düşünelim içindeki enerji bittiğide hükmü kalmaz.Enerji bitebilen bir şeydir. Şayet ilah vasfına haiz ise o zaman neden tükenmeyi istesinki. Diğer taraftan kullanılagelen bir şeydir enerji. Uluhiyet iddiasında olan herhangi birşey buna neden müsade etsin ki? Son bir ek Enerji varolabilmesi için mekana ihtiyaç duyar. Her türlü enerji için bu gereklidir. Ve yine kendi varlığını ortaya koyabilmek için zamana. Enerji sonuç olarak muhtaçtır. Allah yarattıklarından ganidir hertürlü eksik noksanlıktan münezzehtir...
-
ALLAHIN VARLIĞININ NEDENİ
Vahdetül vucud küfürdür. ALlah yarattıklarından münezzehtir. Seninle gerek paganlar olsun gerek putperestler gerek materyalistler gerek deist gerekse teist ler arasın bir fark yoktur. Çünkü İlah diye maddeye tapınma maddeyi ilahlaştırma gayesi güdüyorsun. Allah ın zatını bırak tartışmayı senle konuşacak değilim. SubhanAllah Enerji diyorsun oysa enerjide varolup yokolan bir olaydır. Şayet gücü yetiyorsa ilk olarak buna müdahil olurdu. Zaman gibi. Tapınmak istediğin acziyeti görebiliyormusun.
-
allah ayetini günceledi
Biismillahirrahmanirrahim '' Yeryüzünü ibretle gezmediler mi? Bununla kalpleri (kulubun), akıllarının (yeakılune) ikazını kendileri için anlamadı mı? Yahut bununla kulakları gerçekleri işitmedi mi? Gerçek şu ki gözler kör olmaz. Lakin göğüz latayiflerinde bulunan kalpler kördür'' 22 hacc 46 Tekrar düşünü sayın doçent