bozan

Bu bir fikir yürütme yazısıdır, hususi bir tehdiften ıraktır. Bilhassa bütün arkadaşların katılımına açıktır. Bu yazı bir anlama yazısıdır, benim tek temennim yanlış anlamaya mahal vermeden meseleyi bir nihayete ulaştırmaktır. Yoksa bu yeryüzünde oturup da İsrail'e karşı yazı yazabilecek adam artık yok denecek kadar azdır. Başıma EİCHMANN'ın başına gelen bir hadise uğrar mı bilmiyorum. ( İdamı 1962 ) şayet bu yaşlı ihtiyarı da Moşevi örgütü kaçırıp cezalandırırsa hakkınızı helal edin sevgili forumdaşlarım. Evvela şunu iyice açıklamak durumundayım, benim ..... ..... işim olmaz. En nihayetinde siyonculuk gibi saçma ve .... bir düşünceyi kendisine ide edinmiş güruhlar olabilir, zira Adolf da Benito da kendisine taraftar bulmuştu değil mi ? Ya da Şu Arapları bilirisiniz onlar hem bizce HAİNdir hem de Pistir ve her yağmur yağdığında Onlardan bir kız sürekli camdan bakmaktadır… Sabunuyla meşhurdur ve saçları en girift meselelerden bile daha karışıktır. Adı üstünde Arap. Üstelik Hepsi birden küçücük İsraille 3 defa çarpışmış üçünde de tanrının sevgili kulları olduğunu iddia edecek kadar kafayı yemiş Yahudiler tarafından Sopalanmışlardır. Şimdi yukarıdaki düşünceleri benimseyen cinslere göre akıl yürütelim ; 1. Amaaan yine Filistin’li bir çocuk ölmüş. Ama bunlar da terörist zaten gebersin gitsin. Zaten bizim ülkemizide hömeyniciler basacak diye darbe yapmadık mı canım, bir de oturup Allahın Arap’ının çocuğuna mı üzüleceğim.. 2. Oh olsun şu pis Araplara zaten 1. Cihan harbinde bize ihanet etmişti, hainler.. 3. Canım gariban Yahudilere saldırıyorlar hep Hamas teröristleri İsrail de haklı olarak kendini savunuyor naspın garibanlar….. 4. Ben geçende bir film seyrettim hem de Oscarlı orada Yahudilere yapılan eziyetler anlatılıyordu çok hüzünlendim. ( Bu olguyu anlatmayan bir filmin başarı şansı hemen yok gibidir ) 5. Ben geçende bir roman okudum, dünyada en çok satanlardanmış, orada Yahudilere yapılan haksızlıklar anlatılıyordu çok müteessir oldum. ( Mevzusu bu olmayan romanın başarı şansı hemen yok gibidir… 6. Vesaire vesaire vesaire ve amma ki.. Sevgili arkadaşlarım her ne olursa olsun Arap da olsa babasız da olsa, anasız da olsa hatta babaları hain de olsa bir çocuğa kurşun sıkmak namus ve şeref yoksunluğudur, buna karşı susmak ise aynı yolda yürümek aynı handa mola vermektir. Siz sakın bizim Simavlı Sedatlarımızın , Nadir Nadilerimizin, bilmem kimlerimizin inşası gazete parçalarının bunları es geçmesiyle bir böyle sorumluluktan kurtulacağınızı zannetmeyin. Vicdanınız rahatsa kafasına kurşun sıkılan o çocuğu aklınıza getirin yatmadan, Dünyada savaşa harcanan resmiyetteki rakamın 1,12 trilyon dolar olduğunu düşünün bir kere, hepi topu 1500 şirket para kazansın diye ayrılıkçılıkların oluşturulduğunu düşünün bir kere, dünyada neden sevgi ideolojilerinin değil de savaş ........ ...... düşüncelerinin kol gezdiğini düşünün bir kere. Bizler anti semitizmle anti siyonizmi birbirinden ayıramayacak kadar geri zekalı değiliz elbette ama hiç birşey çocuk öldüren katilleri kınamamızı engellememeli. Hep beraber bu forumda en azından bu hususta birlikte olmalı değil miyiz ? Sonra yine annemizin ligine döner tartışmamızı sürdürürüz, Ecevit ileri, Demirel geri, Yok Akapa yok Akapaya karşı anap, dyp, bip, genç parti, dsp, chp ve sip koalisyonu artık ne varsa yani… Cumhurbaşkanı olarak da beni seçersiniz. Söz veriyorum beni seçin hergün Beş defa Bursa nutku okuyacam, 10 defa da 10. yıl marşı ama… Öldürülen çocukların sesi olalım….. Ever arkadaşlarım işte yukarıdaki yazıyı yazmayı tasavvur etmiştim, sonra vazgeçtim, zaten kimse önemsemeyecek diye, şimdi yazdım ama sanırım öyle olcak… bozan

Bütün Elektrinkler kesilsin. özal öncesine dönelim, zaten döndük ya!!! neden mi kesilsin işte yanıtlarım... 1. Böylece Elektrik olmadığı için her tarafımızı sarmış olan düşmanlarımız, bizi gece göremez bize taarruz edebilemez. En azından Hömeynicilerden, kurtulmuş oluruz,... 2. Halk bu Elektrink kesintisene çok sert tepki gösterir, gazeteler bunu manşete taşır, reha Muhtar tekrar yapamadığı haberciliğe döner ve Elektrinki olmayan bir evein Garısına Elektrinkleriniz kesik mi diye sorar ? 3 Yani durum vehamete gider böylece Şanlı darbecileriiz için bir sahne ümidi doğar, çuvalı Kafasına geçirirler bu geç kalmış İslamic burjuvazinin kafasına... Cumhurbaşkanını Ölünceye kadar başta kalmak üzere atarlar... 4. yani herkes ekmek yer bu işten, Bu arada Yök başkanını, özlleştirmeden sorumlu yaparız, Teziç özelleştirilen şirketleri yeniden Taht-ı devlete alır başına da birer tane emekli sivil ve askeri bürokrat koyar. Böylece artık enerjimiz olsa da elektirink verilemez. 5. Halk gittikçe fakirleşir, devlet gittikçe faşistleşir, özel tvler de yayından kaldırılır, her sabah terete'nin kalk borusuyla uyanırız, yat borusuyla yatarız, radyolar Bursa Nutkuyla açılır, Gençliğe hitabeyle kapanır, kapanır kapanır, her türlü yolsuzluk kapanır. 6. Bu arada İsrail için Kıbrısa girmiş,iz çok mu deriz bir de Filistine gireriz, Rodosu alırız, alırız alırız... Herneyse en samimi dileklerimle Elektirinkle mücadelenize katılıyorum... bozan

Bu yazı sevgili evrensel arkadaşımıza bir yanıttır… 1. Sevgili dostum öncelikle şu hususu uyarayım, ben senin yazının bütününün mantığına karşı çıktım, bir cümlesine değil. Benim yanıtımın o şekilde görülmesi bir forum kuralı. Ben senin yazının tümünün altına buna karşıyım diye yazınca forumda yer kaplamasın diye bu şekilde kısaltıldı, oradaki hadise benim dışımda yani.. 2. Merhaba arkadaşlar, Buna herhangi bir itirazım yok, en nihayetinde bizler arkadaşız.. 3. Kaç tane Atatürkçü var diye araştırırken, Atatürk sevmekle Atatürk'ü anlamanın farkını ortaya koymak lazımdır. Bu tamamen sizin yorumunuz, pekala kaç tane Atatürkçü var araştırması, Atatürk’ü sevmekle anlamak farkı ortaya konmadan doğrudan da sayılabilir, soru rakamlı yani nicelikli , kemiyetle ilgili zira… 4. Eğer Atatürk'ü seven Atatürkçülerin sayısı merak ediliyorsa, bence bu sayı 70 milyonluk Türkiyede 69 milyonu geçer. Böyle olduğunu hiç düşünmüyorum, bunun böyle olmamasının en ehemmiyetli saiki ise kendi Atatürk sevgilerini başkalarına kinlerinden dolayı kutsayanlar yüzündendir. Son cümlem biraz müphem kaldı, anlaşılmadıysa izah ederim. 5. Çünkü Atatürk bu ülkeyi düşman işgalinden kurtarmıştır, bu sebeplede hemen hemen herkez tarafından sevilmesi normaldir. Elbetteki sizin düşünceniz bana göre ise Bilime karşı, ilme karşı, bilhassa Tarihe karşı bir darbedir, zira bu cümle yalnızca bir hamasetten ibarettir. 6. Ama siz Atatürk'ü gerçekten anlayan, onun fikirlerine katılan Atatürk'çüleri merak ediyorsanız, sayılarının çok çok az olduğuna emin olabilirsiniz. Şimdi anlaşılan kafanızdan yaptığınız tasnif neticesinde sevenleri milyonlar anlayanları ise binler ya da yüzlerle ifade etmişsiniz. Peki güzel. Bir adamın bir mefhumu anlayıp anlamama vetiresini hangi Alat-ı mucizeyle tetkik ediyorsunuz ? Hiss-i kablel vuku ile mi ? 7. Bunu da kendi fikrimle değil Atatürk'ün fikriyle söylüyorum. Çünkü Atatürk, gerçek Atatürk'çü olmanın ilk şartını zaten kendisi söylemiştir. Bu açıdan, kim gerçek Atatürk'çüdür tartışmasına da gerek yoktur aslında. Bakın Atatürk hangi yolla gerçek Atatürk'çü olunacağını nasıl açıklamış: Burada topu da Atatürk’e atmışsınız başarıyla. Hani din alkimleri de yorumlar yorumlar da sonra da ben değil Allah böyle diyor diye millete vaaz verir ya bundan mantık olarak hiçbir farkı yok yorumunuzun… 8. Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki rehber ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında rehber aramak gaflettir, (vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Gelelim yazının başından beri oyalayıp durduğun meseleyi döktürmene.. Evvela şunu izah edeyim bu cümle Atatürk’ü anlama m,izan ve mihenk cümlesi falan değildir, Bu cümleyi Atatürk hiç de öyle beni anlayanlar anlamayıp da yalnızca sevenler diye birisi ayırım yapsın diye de icat etmemiştir. Tamamen kendi yetiştiği kuşakta tesirinde kaldığı kişilerden iktisap ettiği tecrübelerini ve içinde bulunduğu toplumun vaziyetini izah eden bir cümledir.. Atatürk ve arkadaş çevresi yaşları ve dünyanın umumi durumu itibari ile Rasyonalizmden etkilenmiştir, Abdullah Cevdetten etkilenmiştir, Fransız milliyetçiliğinden etkilenmiştir, Alaman ekolünden etkilenmiştir… her mahallede bir tekke, bir molla, bir mürşit olan bir vatanda bırakın bunları asıl mürşit ilimdir demekten daha tabii ne olabilir ?? Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’in manası budur.. Teolojik saplantıları bırakın, buna halife de dahildir parantezin taaaa içinde , en büyük rehber ilimdirin manası budur, başka bir şey değil ve bu mana Atatürk’ü sevenler ve de anlayanlar ayrımının bir mihenki değildir, belki de en çok bu değildir.. 9. Atatürk'ün bu cümlesi, onu anlayabilecek kişilere gizlice verilmiş bir mesajdır. Dö Vinsinin şifresini falan mı okuyorsun. Atatürk en bu şifreli gizli, büyülü perili mesajlşarta karşıdır. Atatürk Kenzul havaslara, peri hikayatına karşıdır, ortada fgizli ileti falan yok, yani Atılmaya gerek yok ey Türk genci.. 10. Bu mesajın gizlice verilmiş olmasının sebebi ise, ilim ve fen dışında başka rehberleri de olan halkın vereceği ters tepkidir. Koskoca Atatürk haklatan mı ? onun vereceği tepkiden mi korkacak ? Bu halk mı ? kafasına 10 yılda bir darbeyle çuval geçirilen bu halkın tepkisinden mi korktular ? arkadaşlar siz hiç meclis zabıtları okumuyorsunuz herhalde ? 11. Atatürk'ün bu cümlesindeki en çok düşünülmesi gereken kelime ise "vurdumduymaz" kelimesidir. Bu vurdumduymaz kelimesinin manası "Benim bu cümlemi herkez anlamaz" manasındadır. Zaten bu cümleyi herkezin anlamaması gerekiyordu. Burada iyice dibe vurmuşşş… Neden bilmemesi gerekiyordu ? Acaba bu ilahi bir sır mıydı ? Anıtkabirin şifresi sinemalarda ?? yahu neden anlaşılmasın ? Hiçbir adam anlaşılmamak için konuyşur mu yahu ??? neredesin Nicomedias çıldırdım… 12. Eğer o zamanlar Atatürk bu cümleyi herkezin anlayabileceği şekilde söyleseydi, çok büyük bir ihtimalle daha fazla yaşama şansı kalmazdı. Hayatta kalmayı başarabilse bile, en azından halkın sevgilisi Atatürk olarak kalması mümkün olmazdı. Aman Allahım o da ne duyduğum en fantastik teori !!!! Eğer halk Atatürk’ü sevmek yerine anlasaydı onu öldürürdü !!!!! yani Atatürk’ün yaşama nedeni halkının onu anlamamasıydı, yani Atatürk’ün yaşaması halkının onu anlamaması ile mümkin oldu… 13. İşte Atatürke göre Atatürkçü olmanın şartı: İlim ve fen dışında herhangi bir üçüncü rehberiniz daha varsa; (Her ne olursa olsun ) Atatürk'e göre Atatürkçü değilsiniz demektir. Zaten Atatürk bu cümleyi sırf "üçüncü bir rehberiniz daha olmamalı" demek için, kasten söylememiştir. Ne mutlu yüce Atatürk'ü anlayana. Yukarıdaki izahlarım neticesinde sizin pek mesut ve mutlu biri olmadığınız ortaya çıkıyor… Zira Atatürk’ü pek anlayamamışsınız. Hatta bir ara öyle coşmuşsunuz ki halkı Atatürk’ü anlasaydı Atatürk çok yaşamazdı demişsiniz… vallahi çok güldürüşlüsünüz…. 14. En derin sevgilerimle.. En derin sevgilerinize bil mükabele diyerek en derin saygılarımı da ilave ediyorum… bozan

ben ihtiyarım tam anlayamadım ne anlatmak istediğini biraz açar mısın ? bozan

Sizler için peygamber en iyi örnektir.... bozan

Sevgili Jön, sana olan muhabbetimi sanırım anlıyorsundur.. ben yukarıda fikirlerimi izah ettim... Senin önerilerini de dinlemek isterim, ne yapalım mesela her cuma namazdan sonra bir genel seçim, her salı da bir yerel seçim mi yapalım....ya da bize anlatırmısın halk ne yapmalı.... ben fikirlerimi yukarıda izah ettim, herkes en iyi bildiği işi yapmalı halk en iyi çocuk yapıyor, yeni doğmuş bir çocuğu kkimler sevmez ki !!!nüfusumuzu arttırsın, ne dersin ??? bozan

Bu görüşüne malesef hiç katılamayacağım... Gökyüzündeki yıldızlarını düşürmeye cesaretin varsa bunu açıklayabilirim... bozan

1. Sevgili Nazan Özkan, inşallah mutlusundur, ben de sizin yaşlarınızdayken öyleydim. O zamanlar Cep telefonu, Hunday, Ronaldinho yoktu ve amma ki o zaman da tıpkı şimdiki gibi Türkiye tehlike içindeydi, Ülkeyi gomünistler basmış, istilaya uğramak üzereydik, vatansever gençler bu duruma dur demek için kolları sıvamıştı, bu arada 10 yılda bir hükümete çuval giydiriliyordu, sonra hem gızıl gomünistleri hem de Çılgın Türkleri içeri attılar beni de attılar ( beni neden attıklarını onlar da bilmiyordu, ama tahminim ileride bir işler karıştırır diye testi kırılmadan bir önlem aldılar ). Nazanım sen bakma şimdi vatan millet ayağına Sol ile sağın bir biriyle sarmaş olduğunu bu Dincileri sindirinceye kadar gider, onlar biter yeni birileri türer.... 2. Takdir görmüş bir forum kişisi olduğumu zannetmiyorum, yazılarımızı üç kişi okuyor zaten 2 si sayıştırmak için. 3. Menderes mevzuna girmeyelim demişsin, tamam o zaman Rodos'a girelim hem orada bir sürü camimiz var onları kurtarırız ne dersin, ama önce Fatih Sultan ecevitin dönmesini bekleyelim, biz beceremeyiz şimdi. Orası olmaz diyorsan Girite gireriz, diasporada bir sürü giritli var ülkemizde toplarız onları yollarız Girite iyi mi ? 4. Muittine dokunma ona zaten hayat vurmuş, felek vurmuş, okumak istemiş Yok vurmuş, Vicdancıyım demiş dipçiği yemiş, okeyciyim demiş kafasına çift okey yemiş, ama şimdilerde akıllanmış. kaveye gelmiyo, 3 arkadaş atabeyli Börteçine diye zararsız bir örgüt kurmuşlar, Muittin, necmittin ve Sufi... Sabahtan akşama kadar 5 defa Bursa Nutku, 3 defa Gençliğe hitabe 2 defa da 10. yıl marşı okuyorlar, böyllece hem vatan sevgileri artıyor, hem de dönemin modasına ayak uyduruyorlar.. 5. Vicdancılardan önce sen filistinde ölen çocuklar için bu basından bu medyadan tek satır haber okudun mu hiç ? Okuyabilemezsin... 6. İzrayil hakkında zaten bir başlığım var ona devam edeceğiz, etmeliyiz yalnız şunu yazmalıyım, ( Duvarlarımız adlı yazımda ki o yazı Türkiyede tüm basında danıştay saldırılarının ilk habercisidir hakkımı yemeyin, İsrailin ördüğü yapıya duvar demiştim, şimdi gördüm İsrailliler o devasa duvara'' Güvenlik Çiti'' diyor. Evet metrelerce duvar bir çitmiş... 7. Demokrasi falan onların masalları dostum, mutlak hakimiyet Bürokrasidedir, yani atanmışlarda.. sevgi ve saygıyla... bozan

Sevgili arkadaşlar yukarıda başlık doğrudan Kıbrıs Meselesi için açılmıştır. Elbette ki tüm yazı bana aittir ve benim düşüncelerimi ihtiva etmektedir, katılabilirsiniz ve pekala katılmaya da bilirsiniz, ve lakin katılmadığınız noktalar var ise bu hususları yazmanız daha faydalı olur... Biz de yanıtlarını ve neden böyle düşündüğümüzü izah ederiz, zira hiçbir insan mahsulu fikir izahtan vares değildir... Kurtuluş svaşı ile ilgili, Damat Feritle ilgili yukarıda benim bir yorumum yoktur, Sual gelecek meseleyi de evvelden tahmin ettiğim için yazının nihayetine ben de karşı suallerimi yazdım buyrun Ey Çılgın Türkler ve Bursa Nutukçuları o sorularıma yanıt verin. Zeyl 1 ; Yukarıda faşist bürokrat tanımı, Milliyetçi cepheyi rahatsız etmesin, Faşist Bürokratlar milliyetçilerden de nefret eder zira !!!!. bu hususa mail bazı fikirler seziyorum ki bu hata üzerine hatadır... bozan

Geçen gün yolda ilerlerken gazete bayiinde bir başlaık gözüme ilişti Mesut Yılmaz siaysete dönmüş. 3 gündür gülüyoruz ... bozan

Benim de beklediğim demokrasi gelmedi henüz, ama ben peşinde değilim, zaten yaş olmuş altmış, bu gidişle bir 100 yıl daha buralara uğramaz, bizden doğuya belki 300 yıl sonra yine uğramaz. sana bol şanslar.., bozan

Politika bölümünde izah etmeye çalıştım... bozan

Tabiki sorabilirsin ben de yanıt verebilirim... Abada afganistanı işgelinin hemen ardından düzenlenen güzellik yarışmasında Afganiztan adına katılan yarışmacıya ( afganlıydı da afganistan da yaşayan değil ) mansiyon ödülü verdiler neden peki ? eee Afaganistanı çağdaş dünyaya dahil edecekler ya ?? Mollalardan kurtadılar Yaa ?? ama işte geçeceksiniz bütün bunları bunlar hikayeler, ve asla hakikatler değiller. Şimdi İranlı kadınlar olarak yukarıya verilenler kimler ? İran rejimiyle kavgalı yurt dışındaki iranlılar... Çoğu rafih. peki ya iranda ezilen kadınlar onlar nerede ? Onların feryatları nerede ? Bu yüzden bu şekildeki oryantalist yaklaşımları hatalı buluyorumm.. sevgilerimle Bozan

Bu yazı Kralx'e İthaf edilmiştir Bu başlık temelde Güncel Konular bölümünde bir başlık altında sevgili A.Y.H.A.N'ın bir sorusu üzerine açılmıştır. Tabiki katkıda bulunmak isteyen tün Çılgın Türklere ve Bursa Nutukçularına da açıktır.. Kıbrıs hadisesinin tarihi boyutunu incelemeden evvel, bilhassa bazı hususları mülahaza etmemiz icap etmektedir. Şimdi evvela bunları ele alalım sonra da dalgamıza bakarız... 1. Türkiye Cumhuriyeti belki haklı koskularla da olsa bir dönem inkar ettiği bir imparatorluk üzerine bina edilmiştir. Türk askeri ve sivil bürokrasisi 2. mahmuttan bu yana bir değişim ve farklılaşma içerisindeydi, Türkiye cumhuriyeti dış şartlarında tesiri ile bu değişimin ve farklılaşmanın zorunlu çocuğudur. 2. Bir imparatorluktan eğer bu imparataorluğun ana nüvesi iseniz ben çıktım demekle kurtulamazsınız, imparatorluk sizi, siyasi, kültürel, sosyal yanları ile yakalar ve üzerinden 100 yıl geçse de sizi bırakmaz. Bu gerçeği görmeden siyaset yapılamaz, her nekadar biz de yapmayı deneselerde en nihayetinde on yılda bir darbeli bir siyasetle sonuçlandı. yani buna darbeli demokrasi de denebilir. darbeli matkap gibi.. 3. Osmanlı yayılması dışa doğru nasıl bir siyasi, kültürel bir nüfus ve nüfuz yayılması ise gerilemesi de aynı şekilde bir siyasi nüfuz ve nüfus gerilemesidir. Şimdi buraya dikkat ; Osmanlı sınırları kaybedilen topraklarla birlikte azaldıkça nüfusu ters oranda sürekli artmıştır... Bunun nedeni geriye, anakaraya yapılan göçlerdir... Bunun mahzurlu neticelerini saymama gerek yok zannedersem.. Şimdi yukarıda sıralı düşüncelerden kopmadan kısaca Kıbrıs meselesinin tarihi gelişimine bakalım.. Kıbrıs adası 1571 de osmanlı taht-ı idaresine geçti , bunu osmanlı çok büyük bir deniz savaşı kaybederek acı ödemiştir. ( Bu hususta Sevgili Yalçın abinin ( Küçük ) tezlerini öyle hemen geçmeyin, düşündürücüdür, yani saçma da olsa düşünmenizi geliştirir, buraya yazmıyorum, açın okuyun. ) 2. ABD hamite kadar bu haliyle bir Osmanlı memleketi olan Kıbrısta Türkler kadar Rumlar da yaşamaktaydı. O zaman şimdiki kabuğunu almayan bürokrasi Faşist değil akılcıydı, bu akılcılık Fatih döneminden o güne süregelen uygulamaydı. ( Şu tezimi de not ediyorum, eğer fatih istanbulu almasaydı, ve eğer Çandarlılar iktidara sahip olsaydı , Osmanlı 10 senede tarihe gömülürdü.... ) 93 haribi başlamadan evvel İngilizler adayı alenen işgal etti. ( Çılgın Türkler de buna itiraz edemediler, E ozamnlar da henüz Burasa Nutku icat olunmamıştı. Öyle ya İngiliz zırhlılarına karşı bir okurduk o nutku, hepsi tüyerdi...) Biz de İngilizlerle mecburi bir anlşaşma yaptık, şayet Ruslşlar bizi mağlup edecek gibi olursa İngşilizler bize yardım edecekti, savaşın bitince de gideceklerdi. Tabiki savaş bitti ve tabiki biz mağlup olduk ve amma ki İngilizler o zaman geldikleri gibi geri gitmediler. Osmanlı devleti yıklıdı, yeni devlet kuruldu, Osmanlı meclisi yok olmadan Misak-ı milliyi kabul etti, Şimdi buraya dikkat ( Kıbrız misak-ı millde yoktu, Şu tezimi de unutmayın eğer Atatürk ölmeseydi biz Kıbrısa girmek hatasını yapmazdık... Çünkü Atatürk her halukarda Turancı, Fetihçi ya da Ecevitçi değildi, soğuk kanlıydı, siyaset bilirdi... ) 1945 lere gelindiğinde 2. cihan harbi bitmiş, savaştan Rusya ve amerika güçlenerek çıkmış, Alamanya batmış ve ingiltere bitmişti.. Bitik İngilizler ABADA ile Sömürgelerindeki tüm haklarını yani dünya jandarmalığını Abedeye devretmişti ( Bu husuta anlaşma vardır, sözlü değil yani.. ) Böylece İngilizler dünyadan düzenli olarak çekilmeye başladılar, zira ekonomik gücü bir de sömürge idare edecek durumda değildi artık.. Kıbrıs'tan da çekilmek üzere olan ingilizlerin gidilşini kolaylaştırmak için Adada ki Rumlar (ki kendilerini doğal olarak adanın sahibi olarak görüyorlardı, buna adadki Türkler de dahildir ) TEDHİŞ faaliyetlerine başlayarak ingiliz asker ve memurlarını kaçırmaya ve vurmaya başladılar. Rumların nihai amacı ingiliz komiserliğini adadn kovup ana kara ile yani Yunanistanla birleşmekti. İşte bu tedhiş faaliyetleri sırasında doğrudan Türklerle ilgili bir madde yoktu. Yıl 1950'lere geldi. O zamanki dış işleri bakanımız Türkiyenin en büyük tarih ve edebiyat dehalarından Ordinaryus Fuat Köprülü'nün meşhur bir demeci vardır gazetecilere Kıbrıs meselesi bizim sorunumuz değildir diye... Fakatt işler İngilkizlerin siyasi bir dehası bizimkilerin de zekasızlığı ile bize kaldı. İngilizler Londra konferansına biz taraf bile değilken bizi de çağırdı ve malesef bizimkiler gitti..... İşte bu kırılma noktasıdır...Biz meselere böylece taraf olduk.. Ve Rumlar ingilizler giderken bu sefer Türkleri de vurmaya başladılar, yani artık bataklığa saplanmıştık.... Meseleler Kıbrıs Savaşına ( Beyaz güvercine göre barış harekatı, savaş nasıl barış oluyorsa ) kadar böyle devam etti. Biz taraf olunca siz o zaman hatırlamazsınız bütün ülkede jkıbrıs birden gündeme oturdu. faşist bürıokrasi Tuttuığu Çılgın Türklerle Yurdun her köşesinde '' Ya Taksim Ya ölüm '' mitingleri düzenlettirdi... Böylece Türk köylüsü Kıbrısı kendi ülkesi zannetmeye başladı.. Yani işler bir ingiliz oyunu ile ingiliz saçına döndü ( karışık saç yalnızca araplara mı mahsus ? ) Sonuçta Türkiye her açıdan kaybetti 1. Uluslararası arenada ( bu Nutukçu ve Çılgın Türkler için bir şey ifade etmeyebilir ama bir ülke için herşeydir ) İşgalci devlet sayıldık hala çöyle sayılıyoruz. 2. Kıbrıs bir bütün olarak Avrupa birliğine kabul edildi, biz kıbrısı bu haliyle tanımıyoruz, bir de AB'ye girmek istiyoruz, ama bürokrasi Kıbrıs kamburundan kurtulmak istese de artık kurtulamıyor.. 3. Türkiye'ye maddi zararları da korkunç olan Kıbrıs hadisesi ingilizlerin bir iteklemesidir. ( masada önümüze iteklediler konuyu ) 4. Yalancıktan bir savaş yapılıp kaybedilmesi bile çok düşünüldü bu susuz adanın ama bunu ada kendilerine yediremediler.. Şimdi biliyorum ki Çılgın ve Bursa nutukçusu Türkler şunu soracaklar ya soydaşlarımız ? Ben de şöyle diyeceğim, soydaşlarımız ajitesi bürokrasinin hiç şeyinde değildir. Madenm o kadar soydaşçısınız sorsanıza o bürokrasiye ; 1. Bulgaristanda Türkler inim inim inlerken neden girmediniz Bulgarista'a ? Yemedi dimi Bulgaristanın müttefiki Rusyayla kapışmak alıverirde vallahi elinde İstanbuluda Ankara Ankara ben kara sen kara diye kaçardın iç anadoluya... 2. Madem o kadar sıkı soydaşçısınız neden girmedin Yunanistana orada milleti asimile edip , tek tek öldürürlerken, sıkmadı dimi ( şimdi basacam ama , uyarım çok yüksek aytılacaz forumdan ) Avrupanınj müttefiki avrupayla savaşmak... 3. Madem okadar Bursa nutku okuyonuz, Çılgın türkleri okuyorsunuz, Girsenize Kerküke, Adamları sürdüler, tecavüz ettilker bütün haklarına, sıkmadı dimi ABADA2yla dövüşmek... İşte bu yüzden arkadaşlar sağduyulu olun... Ya taksim ya ölüm diyenler ölüme yalnızca sizi gönderirler , kendi çocukları havuzlarda askerlik yapar .... İşte sevgili A.Y.H.A.N bana göre kısaca Kıbrıs mevzusu budur... Oturup senin için bu makaleyi yazdık.. İnşallah forum bir ödül verir bize ...EEE öyle kes kopyala yapmıyoruz, 60 yılın birikimi bunlar... bozan

Hayır ben görmek istemem. Paylaşımın için yine de teşekkür ederim. Nedenini açıklamamı istersen buraya bir ileti yaz yanıt veririm. Saygılar. bozan

siagara içiyorum, istemesem de, arada bir üç kere ellerimi yukarı kaldırıp derin nefes alıyorum, bazan da belimi sağa sola çeviriyorum. Gayet formdayım ve sürekli bu forumdayım... bozan

sevgili haksöz kardeşim, emeğin için teşekkür ederim, tam ben yazacaktım, fırsat bulamadım, sen yazmışsın... teşekkürler. bozan

Sevgili dostum malesef sen Kıbrıs hususunda sana faşist Bürokrasininb öğrettiği şeylerden başka bir düşünce geliştirememişsin. şayet Kıbrıs nedir merak ediyorsan buraya bir ileti yazarsın ben de sana durumu izah ediveririm.. bozan

Ne demek efendim, hemen izah edelim. Misal olarak Ağır Faşist Bürokrasi asla muhakeme edilemez, şayet muhakeme gibi bir mesele ortaya çıkarsa ya rejim tehlikeye girer, ya humeyniciler ülkeyi basar, ya da her tarafta bombalar patlamaya başlar... Bunun Sivil bürokrasi için örneğini van üniversitesi meselesinde yaşadık...Diğer örneğini bir muhakeme et bakalım bulabilecek misin ? faşist bürokratlara göre rejim her zaman tehlikededir, burada fotğraf şudur, Şükrü saraçoğlu stadı, fener 5 tane atmış, galata kalesi çökmüş 6. yemek üzereler burada bir galatalı topçu psikolojisi nedir ? İşte Faşist bürokrasi bunu ister her zaman her an Ülke gol yemek üzeredir, düşman bulmak kolaydır, zira memlekette kocakafa boldur, git bir kahveye ver gazı alttan hemen bir örgüt kurarsın 3 kişiyle eeee vatan tehlikede ya. Koskoca Bursa Nutku da meydanlarda al oku ve atıl... atıl atıl sen de atıl.. neyse sevgili nazan yeniden görüştüğümüze sevindim... bozan

Sevgili dostum metni okudum. İçerisinde pek ciddi tutarsızlıklar olduğu kanaatindeyim. Bir de üzerinde bu ülke insanının bir türlü mutabakata varamadığı hususlar olan kavramlar sanki hiç böyle değilmiş gibi yazılıvermiş. Şunu ifade etmek isterim ; Atatürkçü, Laik, Demokrat, Cumhuriyetçi gibi kavramlar hala herkesin kendine göre yorumladığı bir takım ideler halinde ülkemizde. Daha oturmamış kavramlar herkes atatürkçü, herkes demokrat, herrkes laik, her kesim Cumhuriyetçi Fakat buna rağmen ; Bu ülkede seçilmiş Başbakan asılırken bu demokratlar neredeydi sorusunun cevabı muallak, Bu ülkede hala ülkeyi kurtarmak miçin tehlikeli örgütlr oluşturuluyor, adam vuruluyor. Bizler yukarıda sayılı düşüğncelerin hiçbirinde mutabık değiliz yoplum olarak da okumuşlar olarak da. yani bu Kavramları öyle alt alta yazınca hadi olalım deyince olmuyor olunamıyor. Ben kendi hesabıma yukarıdaki yazıya hiç katılmıyorum bu yüzden . Taraf olduğum husus Türkiyedeki Ağır Faşist Bürokrasinin yerini seçilmişlere, şehir görünümlü kasabaların yerini gerçek şehirlere, ve köylülerin de kendilerini geliştirerek şehirlilere bırakması. Bu da en az iki nesil demek. 2. ABD hamitten bu yana Bürokrasi halkla uğraşacağına iktisatla uğraşsaydı, korkularından arınabilseydi farklı noktada olurduk bugün. 2. ABD hamit kendisini tahtan indirecekler diye korktu, sonunda tahttamn indirdiler, ama bürokrasi değişmedi. Cehapa ittihat terakkiden aldığı iktidarı demokratlara kaptıracam diye korktu, sonunda kaptırdılar ama bürokrasi değişmedi, Sayın ecevit Kıbrısı almaya çalışacağına ekonomi yapsaydı şimdi başka noktada olmazmıydık. Şimdi napacaz, arap ülkeleri petrol zengini diye arabistanı mı feth edelim, hem oralar bizim eski topraklar ) işte bu yüzden dostum bunlara katılmıyorum... bozan

Nesiniz tam olarak anlaşılmıyor ama şu kadarını söyliyeyim, ben her ne iseniz ondan kesinlikle değilim... bozan

Peki o zaman sevgili jön şöyle devam edelim ; Demokrasi nedir ? şeklinde sormuştunuz. Demokrasinin ne olmadığını izah edelim. Demokrasi Bursa Nutku hiç değildir... bozan

Bu kadar övgüyü hakettiğimi sanmıyorum ama çok teşekkür ederim.. sen literatürü bilirisn sevgili Kralx.. nefsin tabakaları vardır islam tasavvufunda, bunca yıldır okurum bu kadar isabetli insan psikolojisi tahlili görmedim,bilmem. nefsin tabakaları 7 dir. İlkinden değiliz elhamdülillah, yani nefs-i emmare, ama bizler ikincisi olan nefs-i levvamede dolanıp duruyoruz, belki bazan nefs-i mülhimeye çıkıp seyreyliyoruz alemi, ama nefs-i mutmainneyi nefs-i raziyeyi, nefs-i marziyeyi, nefsi kamileyi ancak kitaplardan okuyoruz hiç tadamadık. İnşallah birgün o makamlara da ulaşıp hakka yakin oluruz hep beraber.... Bozan

İnterlokum, tekke seni bekler Nicedir yoksun meydan Er bekler, İmam hazır cemaat bekler, Öğleyin ter olmuş lokum bekler Benim bu başım sıcağın ortasında.. bozan

Ben biraz eski kafalıyım aslında, o yüzden o saygın hanım efendi gibi düşünüyorum, şiirlri hakkında sevgili Kişinin. bu yüzden biraz kamufle yaptım, zira yapmasaydım ben de kart olacaktım ve sonrasını biliyorsun....fakat bu şiir mevzusunu ayrıca tartışabiliriz.. bozan