Radya

Burası çok tanıdık geldi bana

Evetttttttttt Mantımıydı

Ay gelini kaçıracak galiba Hadi hilmi koşşşşşşşşşşşş

Kıyamam ben hilmiyeeee

6 ŞUBAT CUMA 1921- Ankara'da Hakimiyeti Milliye gazetesi günlük olarak çıkmaya başladı. 1933- Atatürk, Anadolu Ajansı'na Bursa'daki olayla ilgili şu demeci verdi: ''Hadiseye dikkatimizi bilhassa çevirmemizin sebebi, dini siyasete ve herhangi bir tahrike vesile etmeye asla müsamaha etmeyeceğimizin anlaşılmasıdır. Kesin olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.'' 1953- TBMM, 8 Kasım 1877'de Aziziye Tabyası'nı kahramanca savunan Erzurumlu Nene Hatun'a (Kırkköz) Vatani Hizmet Tertibi'nden maaş (170 lira) bağladı. 1958- Münih Havaalanı pistinde uçak kazası: İngiltere'nin Manchester United takımından yedi futbolcu ve sekiz gazeteci öldü. 1959- Elektronik mühendisi Jack Kilby, modern elektronik sektörünün temelini oluşturan ''mikroçip''in patentini aldı. 1974- Türkiye Yazarlar Sendikası kuruldu. 1980- Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Doğan Türkmen uğradığı suikasttan yaralı olarak kurtuldu. 1988- Basın Konseyi kuruldu. 1992- İstanbul DGM Başsavcısı Yaşar Günaydın, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. 1998- Afganistan'da 6.1 şiddetindeki depremde 4 binden fazla kişi öldü. 2002- Türk siyasetinin duayenlerinden Osman Bölükbaşı, Ankara'da 89 yaşında vefat etti.

Bay Evet Yönetmen: Peyton Reed Oyuncular: Jim Carrey, Zooey Deschanel, Bradley Cooper, Sasha Alexander Senaryo: Danny Wallace (Kitap), David Iserson, Andrew Mogel Tür: Komedi Konusu: Carl Allen (Jim Carrey) bir rutin içindedir. Çalıştığı bankada kredi başvurularını geri çevirmediği zamanlarda, arkadaşlarının davetlerini geri çevirmekte, evde koltuğuna gömülüp tek başına televizyon seyretmektedir. Etkin şekilde bir ‘Bay Hayır’ olmuştur. Carl’ın yaşamı isteksizce katıldığı kendi kendine yardım semineriyle beklenmedik ve köklü bir şekilde değişir. Seminerin lideri, katılımcıları daha çok ‘evet’ diyerek hayatlarını değiştirmeleri konusunda yüreklendiren bir ‘evet’ gurusudur. Başta şüpheci yaklaşan Carl, her şeye ‘evet’ diyerek kendini anın akışına bırakır. Benim gözümün önünden halen daha filmin sahneleri geçiyor ve gülüyorum.Ama bir yandan da düşünüyorum.Hayatı boyunca bir türlü "hayır" demeyi beceremeyen "ben"i düşünüyorum.Evet demenin hayatı ne kadar renklendirdiğini,hayatı bir şölene dönüştürdüğünü (zor durumlara düşülen anlar olsa da) bir de dışarıdan izledim.Diyebilirim ki ben kendimi izledim bugün Ne kadar "evet" ne kadar "hayır" izleyin, düşünün ve gülün... Azönce gloria ile konuştum harika bir tesadüf ki bugün ikimizde sinamaya gitmişiz ve evet evet Bay Evet izlemişiz.Farklı yerlerde ama aynı anlarda

Deniz hepsini isteeeee Kendin gibi hayatında çok güzel olsun ablacım İyi ki doğmuşsun

Hayat nedir??? Bir de senden dinlemek isterim... Pekiiiiiiiiiii.... Bana sorarsaniz hayat kocaman bir boşluk ama ben dışında olduğum zaman,içine girdiğimiz an, dolup anlam kazanan bir boşluk. Herkesin boşluğu, herkesin hayatı.Siz o boşluğa ne isim takarsınız neyle doldurursunuz bilemem... Ben BAHÇEM dedim ona... Çocuklarım...En nadide çiçeklerim,üzerlerine titrediklerim. Bahçemin bir köşesi tüm ailem,bir yanda dostlarım. Yıllarca sırtınızı dayadığınız ama yaşlanan ömrü tükenen ağaçlar. Hayatımdan gülümseyip gelip geçen, mevsimlik çiçekler. Bahçe deyip geçmeyin; Kışın soğuğu var, yazın kavurucu sıcağı, zararlı böceği,ayrıkotu,çiçekleri kökten yiyip bitiren solucanı... var oğlu varr! Az sularsın kurur, çok su verirsin ölür...Güneşe koyarsın kavrulur,gölgeye koyarsın solar. Getirirsin yeni bir tohum ekersin,yeşersin diye gözünün içine bakarsın. Çokkkk çalışmak lazım çokkk...Bakarsan bağ olur,bakmazsan dağ hesabı yani! Gücümün tükendiği,bahçenin dışına çıkmak istediğim zamanlarda oluyor değil hani, ama ben tüm zorluklarına rağmen seviyorum BAHÇEMİ! İŞTE BÖYLE DOSTUM Frozen'a ------------------------------------ işte ben buna aşk derim herkes durur sonsuzluğun and'ı durur son ses durur atarım savaş artığı madalyaları giderim çünkü sivil bir askerdi rahmetli pederim işte ben buna aşk derim sakallarım vardır dünya bir orman kadardır bir su kadardır ki aşılır korkunç köprüsüzlüğü bir çavlanın temmuzun gülünçsüzlüğü ve hüznü haziranın ey kim bakar kısa boyuma kim bakar pirinçlere rıhtımlarda insanlarla aşk yapan vinçlere yatarım akasyaların altında bütün bir gün ey ne olur alın beni alın buralardan götürün Turgut Uyar

4 ŞUBAT ÇARŞAMBA 1902- Paris'te I. Jön Türk Kongresi yapıldı. 1923- Lozan Konferansı, Batılı başdelegelerin uzlaşmaz tutumları nedeniyle kesildi. 1945- İngiltere, Rusya ve ABD'nin bir araya geldiği Yalta Konferansı'nda 1 Marta kadar Almanya ve Japonya'ya savaş ilan eden devletlerin San Francisco'da yapılacak konferansa katılmalarına ve Birleşmiş Milletler'e kurucu üye olabilmelerine karar verildi. 1947- Hatay ilinde yer adlarının Türkçeleştirilmesi kararlaştırıldı. 1948- Valilik ve belediye başkanlığının ayrılmasına ilişkin kanun kabul edildi. 1960- 2.20 metre boyuyla ün yapan Milli Piyango bayisi Uzun Ömer öldü. 1964- 20-21 Mayıs olayları sanıklarından Talat Aydemir, Fethi Gürcan, Osman Deniz ve Erol Dinçer'in ölüm cezaları, TBMM'de onaylandı. 1975- Bütün Türkiye'de bir buçuk saat süreyle elektrik kesintisi uygulanmaya başlandı. 1982- Yirmi iki il merkezinde bölge idare mahkemeleri kuruldu. 1994- İngiltere'de 17. yüzyıldan kalma tarihi parlamento binası yandı. 1997- Sincan Belediyesinin 2 Şubatta düzenlediği gecenin ardından, 15 tank ve 20 kariyer, Sincan'dan geçerek Yenikent'teki tatbikat alanına gitti. 2000- Dışişleri Bakanı İsmail Cem Yunanistan'a gitti. Cem, 40 yıl sonra Yunanistan'ı resmen ziyaret eden ilk Türk Dışişleri Bakanı oldu. 2005- Ukrayna'da yakalanan Bahçelievler katliamı sanıklarından Haluk Kırcı, Türkiye'ye iade edildi. 2007- Diyarbakır'da yıkım kararı verilerek boşaltılan bir bina çöktü; enkaz altından beş kişinin cesedi çıkarıldı, bir kişi kurtarıldı.

O yolanlarında yatırıp tek tek tüylerini yolmak isterdim

Laptop olan napacak Benim evi yazın karınca bastı Sonra karıncalar bilgisayarada yuva yaptı sanırım. Şimdi arada bakıyorum arada tuşların arasından karınca cıkıyor Bugün M tuşu zor basıyor,geçenlerde S zor basıyordu,bilgisayarımı içten içe yiyorlarmı acaba Napmam lazım yardımmmmmmm

Hoşgeldin evladım Tamam tanışalım Ben radya annen

Biliyormusun SIRÇA'yı yazarken ilk sen geldin aklıma,dedim ki;şimdi benim tatlışımın babaannesi aklına gelecek ve yüreği sızlayacak... Şey geldi aklıma Hani ikiizinde ilk mutfak deneyiimizin un helvası oluşu Hatırlıyormusun ilk zamanlar ne kadar şaşırıyorduk Seni çok seviyorummm

Ben var ondan önce görmek ha ha ha

Size her zaman vakit bulurum ben,dur az bekle gelecek,hiç olmadı radyoya koyarım pastayı,bi taşla iki kuş vururum Saat 7de açıcam radyoyu oraya gel

Görünüşe bakılırsa benim bu doğum günü bi dahakine kadar kutlanacak Teşekkürler ablacım hepiniz çok tatlısınız

2 ŞUBAT PAZARTESİ 1918- ABD, I. Dünya Savaşı'na girdi. 1928- Ankara Çimento Fabrikası açıldı. 1935- Kız Teknik Öğretmen Okulu kuruldu. 1935- Ayasofya Müzesi halkın ziyaretine açıldı. 1938- Bursa'da Merinos Fabrikası, Atatürk tarafından törenle açıldı. 1959- Hindistan'da Kongre Partisi liderliğine İndra Gandhi seçildi.İndra Gandhi Hindistan'da parlamenter sistemin kurucusu Cavaharlal Nehru'nun kızıydı. 1981- Milli Güvenlik Konseyi, eski Sosyal Güvenlik bakanlarından Hilmi İşgüzar'ın hakkındaki iddiaların incelenmesi için Yüce Divana sevk etmeyi kararlaştırdı. 1981- Türkiye'nin ilk kadın rektörü Prof. Dr. Ayşe Saffet Alpar öldü. 1990- Güney Afrika Devlet Başkanı De Klerk, Afrika Ulusal Kongresine konulan 30 yıllık yasağı kaldırdı; aralarında Nelson Mandela'nın da bulunduğu siyasi mahkumların en kısa sürede serbest bırakılacağını söyledi. 1996- ABD'li aktör Gene Kelly öldü. 1997- Ankara Sincan'da Refah Partili belediyenin düzenlediği ''Kudüs Gecesi'' tepkiye yol açtı. Türkiye, Sincan'daki konuşması nedeniyle İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'yi resmen protesto etti. 2004- Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı yapım hatası nedeniyle çöktü; 92 kişi öldü. 2004- Türk belgesel sinemasının ünlü yönetmenlerinden Süha Arın,tedavi gördüğü İstanbul Haseki Kardiyoloji Enstitüsünde yaşamını yitirdi.

Demir kapıya çoşkuyla asıldı minik kız.Bahçeye girdiğinde ilk koştuğu yer yumurta var mı diye bakmak için tavukların bulunduğu kümes olurdu. Yumurta varsa dalardı kümese...Bu arada da tavuklarda kümesten kaçardı her seferinde...Ama olsun,dedesi kızsa da onun hoşuna gidiyordu zaten onları salıvermek,ona göre hiç bir canlı böyle, bir yere kapatılmamalıydı... Müthiş kovalamaca başlamıştı işte yine...Koca bahçede dedesi bir yandan tavukların peşinden koşuyor bir yandan da; >>> "Şu tavukları bir toplayayım ben sana yapacağımı biliyorum hınzır diye"söyleniyordu... Ama o çoktan bahçenin diğer ucunda, sedirde oturan babaannesinin kucağında yerini almıştı... >>> "Ses etme SIRÇAMA" diye azarladı kadın eşini... Evet o küçük kızı hep SIRÇAM diye severdi.Ufaklık anlamını bilmese de babaannesinin ona böle seslenmesini severdi... O babaanne ve dedesinin daima biriciği olmuştu...Onların evi ve yanı da daima küçük kızın sığınağı... Yıllar yılları kovaladı ve küçük kız bir genç kız oldu... Babaannesinin temizlik günlerinde ona yardıma giderdi genç kız... Gerçi sinir olurdu biraz,bir türlü beğenmezdi yaşlı kadın,aynı yeri iki kez sildirirdi kıza! Ama asla ses etmezdi yine de... >>> "Hadi bakim uydurma,sonra kendi evinde de böle mi iş yapacaksın". Toz alma sırası salonda ki cam eşyaların bulunduğu vitrine geldiğinde: >>> "Orayı sen bırak ben kendim yaparım" derdi yaşlı kadın... Yine bir temizlik gününde babaannesinin sözünü umursamayıp toz almak üzere vitrine uzandı.Daha uzanmasıyla bir, babaanne panter gibi atladı arkasından: >>> "Sırçalarıma dokunma"!!! Ben onları kimseye emanet edemem.Onları çok dikkatli tutmak gerekir,bak ne kadar incecikler,elinden kayıp düşerlerse tuz buz olurlar! 20 yıl sonra bir temizlik gününde,yardımcısına; >>>"SIRÇALARIMA DOKUNMA" diye seslendikten sonra bir koltuğa çöktü kadın.Film şeridi gibi geçmişti gözlerinden babaanne ve dedesi.Onları ne çok özlemişti... Kalktı vitrinin başına gitti,vitrinden babaannesinden kalan fincanlardan birini eline aldı... Elindeki fincan gerçekten incecikti.Ama daima onları seven,koruyan,gözeten ellerde oldukları için yıllara meydan okumuşlardı. >>>"Ya sen" ? dedi kadın kendine... Babaannenin en kıymetli SIRÇA'sı?!

Ben sizlere kızabilirmiyim hiç... Teşekkür ederim ablam

Meajını okumadan tahmin ettim ben

Sen nerelerdesin bakim önce onu de bana Teşekkür ederim ablam

Bir kadın ANNE olduğunda yeniden doğar...Artık yepyeni bir kimliği vardır onun...Ve hayatıda artık sadece kendine ait değildir... Artık sadece kendisi için gülmez Artık sadece kendisi için yaşamaz Artık sadece kendisi için kararlar alamaz... Çocukluğumdan bana kalan en büyük hayal kırıklığı annemin çok nadir gülmesiydi heralde... İşte en zor anlarda bile gülmeye çalışmam bundan. Ama ben annemi anlıyorum artık,polyanayı oynayabilmek,hep gülümseyebilmek,hayat denen mücadelede dimdik durabilmek gerçekten zor. DELİ işi yani MİNEU DİLERİM Kİ O GÜZEL KIZIN DAİMA GÜLDÜĞÜNÜ GÖRÜR.HEP MUTLU OL ABLACIM... EŞİN, YAVRUN,TÜM SEVDİKLERİNLE SAĞLIKLI VE UZUN BİR ÖMÜR DİLERİM SANA

31 OCAK CUMARTESİ 1729- Türkiye'de ilk kitap, Mehmet Bin Mustafa'nın (Vanlı) kaleme aldığı Sıhahı Cevheri (Vankulu) adlı sözlük basıldı. İbrahim Müteferrika, ilk Türk matbaasını İstanbul'da Sultanselim'deki konağında kurmuştu. 1797- Besteci Franz Schubert doğdu. 1914- Edebiyatçı (Üstat) Recaizade Ekrem öldü. 1924- Kültür magazin dergisi Resimli Ay kapandı. 1928- Türk Maarif Cemiyeti (Türk Eğitim Derneği) kuruldu. 1938- Atatürk, Gemlik Sun'i İpek Fabrikasını açtı. 1952- Yunan Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı S. Venizelos'un Türkiye'ye yaptığı resmi gezi sırasında (31 Ocak-5 Şubat), Türk-Elen Dostluk Derneğinin kurulması kararlaştırıldı. 1964- Kıbrıs sorununu görüşmek üzere 15 Ocak günü toplanan III. Londra Konferansı, 19 günlük çalışmanın ardından bir sonuç alınamadan dağıldı. 1968- TRT Ankara Televizyonu deneme yayınına başladı. 1985- Başbakan Turgut Özal, Gökova'da termik santral kurulacağını açıkladı. 1990- Atatürkçü Düşünce Derneği ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı 73 yaşındaki Prof. Dr. Muammer Aksoy, Ankara'da evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü. 1999- Türk pop müziği sanatçısı Barış Manço kalp krizi sonucu vefat etti. 2004- TL'den 6 sıfır atılması ve Türkiye Cumhuriyeti devleti para biriminin ''Yeni Türk Lirası'' olmasını öngören yasa, Resmi Gazete'de yayımlandı. 2005- Afganistan'daki Türk birlikleri, Kabil'deki uluslararası havaalanının sorumluluğunu üstlendi. 2006- Terör örgütü elebaşının avukatlarından İrfan Dündar, müvekkilinin yeniden yargılanmaya ilişkin dilekçesini, bu konuda yetkili olan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndererek başvuruda bulunduğunu bildirdi.

Şükürler olsun hala çalışıyor... En korktuğum şey Alzheimer!