Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Radya

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Radya tarafından postalanan herşey

  1. Radya şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Demek tek meraklı ben değilmişim... Boşver sandık ananende kalsın varsın,mühim olan annenin arzu ettiği yerde olması...
  2. Radya şurada bir video gönderdi: Türkçe Müzik Videoları
    Etni-ka yeni tanıdığım bir grup..."Pangea" grubun ilk albümü,albümü dinlediğimde çok keyif aldım...Anadolu,balkanlar,kafkasya ezgilerini enstürmantal olarak yeniden yorumlamışlar...
  3. Radya şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Hımmmm...sende kirli çıkısın gibi geliyor bana...senin sandığı eşelemek keyifli olur mutlaka... Kabullllllllllllllll... beğendiğim bi kıyafet bulursam üstüne yatarım ama ona göre...
  4. Radya şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Ne güzel anlatmışsınız... Benimki de ceviz...Ama şu her tarafı el oyması antep işi olanlardan değil... Onlara bayılıyorum ben...yada sedef kakmalı... Kızıma öyle alıcam birtane...
  5. esrefguleryuz (31), kimyon (25), nevcan (21) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  6. Radya şurada bir blog başlığı gönderdi: RA'NIN RUH SESİ
    Eskiden annemin yüklüğümüzdeki büyük sandığı açtığı günler benim için şölen havasında geçerdi...Annem yazlıklarla kışlıkların yerlerini değiştirirken ben sandığı eşeler, altlardan hiç çıkmayanları ortaya çıkarırdım...O çıkardıklarımda genellikle artık annemin sığamadığı ama birilerine vermeye kıyamadığı kıyafetleri olurdu... -"aaa bu bluzda güzelmiş bak, bu benim üzerime ne zaman olur ki,ay bi dakka şunu bir deneyeyim ben" -"dur kızım durrr elleme eşeleme artık, bak bana daha çok iş çıkarıyorsun sen!" Tabi sandıktakiler sadece annemin kıyamadığı kendi kıyafetlerinden ibaret değildi,kardeşim ve benim bebeklik kıyafetlerimiz,kundaklarımız (ki o kundaklara bizi neden öle sımsıkı sardıklarını hala anlamış değilim) kardeşimin sünnet giyisileri de sandığın değişmezlerindendi. !8 yaşlarımdaydım birgün dedeciğim geldi..".Bize gel bak bakalım, gör sana ne aldım" dediğinde merakla peşine takıldım...(Zaten dedeciğim hep bana birşeyler alırdı,çeyizime elektrik süpürgemi,çamaşır makinamı hep o aldı...ah dede ah kızcazın süpürüyo hala merak etme... Eskiden bankalar yılbaşına yakın müşterilerine hediyeler verirdi...şimdi peynir ekmek dağıtır gibi kredi kartı dağıtıyorlar yanlızca.Bankalardan dedeme bardak çanak hediye verdilerse dedemde bana getirir "bak sana doğumgünü hediyesi getirdim" derdi...Hala mutfak dolabımda bir takım o bardaklardan var) Neyse dedem önden ben arkadan dedemlerin eve vardık ben böyle hin hin düşünürken...evin salonuna işaret etti bana,gir bakalım ne var içerde! Girdim bir de ne göreyim,bizim yüklükteki kadar büyük olmasa bile; -Sandıkkkkk!" -"Yaa sandık" Babaannem kenarda manidar manidar gülerek bana bakıyordu tabiki de! -"Biliyorum niye güldüğünü,daha çokkkk beklersin" dedim."Evlenmicem ben"! Dedim ama elbette babaannem haklı çıktı... Artık sandıkların yerini evlerde çekyatlar,gömme dolaplar aldı ama benim sandığım hala bir köşede duruyor ve ben hala sandığımı büyük bir heyacanla açıyorum her açışımda.Ben zaten yazdan çıktıysak kışlıklarımı özlemiş olurum,kıştan çıkıyorsak yazlıklarımı özlemiş olurum.İşi gücü bırakıp giyindiğim bile olur üzerime... Gerçi yıllar geçtikçe o sandığın yarısı doldu,tıpkı annemin ki gibi,onun için fazla yazlık- kışlık koyamıyorum.Sandığın kapağını açtığımda sanki geçmişe yolculuk yapıyor gibi oluyorum...Çocukların hastanede ilk giydikleri kıyafetlerini elime alıyorum ve ilk kucaklarıma verildikleri sahne geliyor gözlerimin önüne.Yarenin ilk doğum günü elbisesi,annem dikmişti,bordo kadifeden...Elbiseyi usul usul severken,salonu süslemek için şişirdiğim balonun yüzüme nasıl patladığını hatırlayıp kahkayı basıyorum her seferinde...Yarende tıpkı benim gibi eşeliyor sandığı,benim artık giyemediğim kıyafetlere atılıyor üzerine denemek için bir tanesine izin vermiyorum...Kırmızı tunik şeklinde bir kazak...20 yaşında tek bir yılbaşı gecesi giydiğim kırmızı kazağım...O şimdi sana olmaz annecim deyip alıyorum elinden hafif mahcup... Ve işte yine o ıslığı işitiyorum kulaklarımda, sonra da "ceketin çok yakışmış"diyen sesi...Sonra kendi gülen sesimi duyuyorum..."iyi de o ceket değil ki kazak" Sandığı kapatırken tekrar açabilmeyi dileyerek kapatıyorum... Öle ya bugün varsak yarın olmayabiliriz.
  7. k_otrine (25), tiamoooo (23), tech1988 (21), berre (32) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  8. Bir Tibet manastırında üstatları ile birlikte yaşayan bir grup keşiş ile ilgili eski bir hikaye vardır. Onların yaşamları disiplinli ve adanmış idi ve içinde yaşadıkları atmosfer uyumlu ve huzurlu idi. Uzak köylerden gelen insanlar böyle sevgiyle dolu spiritüel bir ortamın sıcaklığının tadını çıkarmak için manastıra akın ediyorlardı. Sonra bir gün üstat dünyasal formunu terk etti. Önce, keşişler geçmişte yaptıkları gibi devam ettiler, ama bir süre sonra, günlük rutin özellikleri olan disiplin ve adanmada gevşemeler başladı.. Her gün kapıya gelen köylülerin sayısı azalmaya başladı ve yavaş yavaş manastır bir bakımsızlık haline düştü. Kısa süre sonra keşişler aralarında tartışmaya, çekişmeye başladılar, bazıları parmaklarını uzatarak başkalarını suçladı, bazıları da suçluluk ile doldu. Manastır duvarlarındaki enerji düşmanlık ile çatırdadı. Sonunda, kıdemli keşiş artık buna dayanamaz oldu. İki günlük yürüyüş mesafesinde bir münzevi olarak yaşayan spiritüel bir üstat olduğunu duyan keşiş onu aramak için zaman kaybetmeden yola koyuldu. Ormandaki inziva yerinde üstadı bulunca, ona manastırın düştüğü üzücü durumu anlattı ve tavsiye istedi. Üstat gülümsedi. “Aranızda yaşayan, Tanrı’nın Enkarnasyonu olan biri var. Etrafındakiler tarafından saygı görmediği için, kendisini göstermeyecek ve manastır bakımsızlık içinde kalacak.” Bu sözleri söyledikten sonra üstat sessiz kaldı ve başka bir şey söylemedi. Manastıra dönüş yolu boyunca, keşiş kardeşlerinden hangisinin Enkarne Olan olabileceğini merak etti. “Belki o, yemeklerimizi yapan Jaspar kardeştir” dedi yüksek sesle. Ama bir saniye sonra, “Hayır, o olamaz. O pasaklı ve aksi ve yaptığı yemeklerin tadı yok” diye düşündü. Sonra, “Belki bahçıvanımız, Timor kardeştir” diye düşündü. Bu düşünce de çok çabuk inkar edildi. “Şüphesiz” dedi yüksek sesle. “Tanrı tembel değil ve Timor kardeşin yaptığı gibi asla yabani otların marulları yok etmesine izin vermezdi.” Sonunda, kardeşlerinin hepsini ve her birini kusurlar bulup azlederek, kıdemli keşiş hiç kimsenin kalmadığını fark etti. Üstadın söylediği gibi keşişlerden biri olması gerektiğini bilerek, yeni bir fikir ortaya çıkmadan önce buna biraz daha üzüldü. “Bu Kutsal Olan, kendisini gizlemek için kusurlu görünmeyi seçmiş olabilir mi?” diye düşündü. “Tabi ki, olabilirdi! Böyle olmalıydı!” Manastıra ulaşınca, üstadın söylediklerini hemen kardeşlerine anlattı ve hepsi de İlahi Olanın aralarında yaşadığını öğrenince şaşkına döndüler. Her biri, Enkarne Olan Tanrı’nın kendisi olmadığını bildiği için, her biri de kardeşlerini dikkatle incelemeye başladı, hepsi aralarından kimin Kutsal Olan olduğunu belirlemeye çalıştı. Ama hepsi de diğerlerinin hatalarını ve başarısızlıklarını görebiliyordu. Eğer Tanrı aralarında ise, kendisini çok iyi gizliyordu. Enkarne Olan’ı bunlar arasında bulmak zor olacaktı. Birçok tartışmalardan sonra, sonunda birbirlerine karşı nazik ve sevgi dolu olmak için çaba göstermeye karar verdiler, birbirlerine Enkarne Olan’a karşı doğal olarak gösterecekleri saygı ve onur ile davranacaklardı. Eğer Tanrı gizli kalmakta ısrar ederse, o zaman her bir keşişe, o sanki Kutsal Olanmış gibi davranmaktan başka seçenekleri yoktu. Her biri diğerlerinde Tanrı’yı görmeye o kadar yoğunlaşmıştı ki, bir süre sonra kalpleri birbirlerine karşı sevgiyle doldu, onları bağlayan negatifliğin zincirleri kopup gitti. Zaman geçtikçe, Tanrı’yı sadece birbirlerinde değil, herkeste ve her şeyde görmeye başladılar. Günler Onun Kutsal Varlığı ile sevinç içinde, keyifli geçti. Manastır bu sevinci bir deniz feneri gibi yaydı ve kısa süre içinde köylüler geri döndüler, oradaki sevgi ve sadakatın dokunuşunu arayarak daha önceki gibi kapılardan dalga dalga aktılar. Bir süre sonra kıdemli keşiş, verdiği sır için teşekkür etmek üzere üstada bir ziyaret daha yapmaya karar verdi. “Enkarne Olan’ın kimliğini keşfettiniz mi?” diye sordu üstat. “Evet” diye yanıtladı kıdemli keşiş. “Onun hepimizin içinde olduğunu bulduk.” Üstat gülümsedi.
  9. tanura (31), Eurobarre (31), ozand (48), alone_leyla (18) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  10. Radya şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    İtibarı, içinde yaşadığın ortam belirler; karakteri, inandığın doğrular... İtibar, sandığın şeydir; karakter olduğun şey... İtibar fotoğraftır; karakter ise yüz .. İtibar dışardan gelir; karakter içerden. İtibar, yeni bir topluluğa girdiğinde sahip olduğundur; karakter giderken elinde olan. İtibarin bir anda olur; karakterin , ömür boyunca. İtibarin bir saatte öğrenilir; karakterin bir yılda açığa çıkmaz.. İtibar mantar gibi büyür; karakter sonsuza kadar sürer İtibar zengin veya fakir yapar;karakterse mutlu ya da mutsuz .. İtibar insanların mezar taşına kazıdıklarıdır; karakter meleklerin TANRI huzurunda senin için söyledikleri. William Hersey Davis.
  11. Radya şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Herkese iyi pazarlar...
  12. Radya şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Herkese mutlu günler mutlu tatiller...
  13. ejr (27), turkereminoglu (27), militan (24), FANCY (24), melonss (35), koyuyasakaskimben (29), TRİPTRONİK (40), kovboy07 (42), bktgkhn (25), sunlight2008 (30) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  14. Radya şurada cevap verdi: Admin başlık Güncel Konular
    11 Aralık Cuma 1901. İlk masa tenisi turnuvası İngiltere'de düzenlendi. 1923.: Mustafa Kemal Paşa'nın Times gazetesine demeci "Milli hâkimiyet esasına dayanan ve bilhassa Cumhuriyet idaresine malik bulunan memleketlerde siyasi partilerin mevcudiyeti tabiidir. Türkiye Cumhuriyeti'nde de birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüphe yoktur." 1927. Doğu illerinde Birinci Genel Müfettişlik kurulmasına karar verildi; müfettişliğe İbrahim Tali Bey (Öngören) atandı. 1928. İkinci İktisat Şûrası toplandı. 1941. Adolf Hitler ve Benito Mussolini'nin açıklamasıyla Almanya ve İtalya, Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş ilan etti. 1952. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda ilk uygulama; Telif hakkı Yelpaze mecmuasına ait olan bir resimli romanı yayınlayan Hürriyet gazetesi aleyhine dava açıldı. 1972. Genişletilmiş Komuta Konseyi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Demokrat Partililerin siyasi haklarının iadesine karşı olduğunu açıkladı. 1976. Ankara Üniversitesi süresiz kapatıldı. Aynı gün İstanbul Bebek Maksim Gazinosu yandı. 1977. Yerel seçimler sonuçları. Cumhuriyet Halk Partisi 715, Adalet Partisi 710, Milliyetçi Hareket Partisi 58, Milli Selamet Partisi 46, Cumhuriyetçi Güven Partisi 7 ve bağımsızlar171 belediye başkanlığı kazandılar. 1987. Necatigil Şiir Ödülü 'ta Ahmet Oktay'a verildi. Şair ödülü, "Yol Üstünde Semender" adlı yapıtıyla aldı. 1991. Avrupalı Birliği ülkeleri, 1999'un para birliği için son tarih olacağını açıkladı. 1994. Çeçenya tek yanlı olarak bağımsızlığını ilan etti. Bu nedenle Rusya yüzlerce tank ve askerle Çeçenya'ya girdi. Aynı gün Türkiye Başbakan Tansu Çiller "Ne mutlu Türkiye vatandaşıyım," diyene" dedi. 1997. Susurluk Olayı nedeniyle, Doğru Yol Partisi milletvekilleri Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın dokunulmazlıkları kaldırıldı. 1999. Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sona erdi. Sonuç belgesinde Türkiye'nin adaylığı "kesinleşti". Başbakan Bülent Ecevit, Helsinki'ye gitti ve Avrupa Birliği (AB) Bayrağı altında diğer devlet başkanları ile birlikte fotoğraf çektirdi. Bugün Doğanlar: 1803. Fransız besteci Hector Berlioz. 1843.Tuberküloz basilini keşfeden Alman fizikçi Robert Koch. 1918. Nobel ödüllü Rus romancı Aleksandr Solzhenitsyn.. Bugün Ölenler: 1953. Gazeteci Sedat Simavi. gazeteci ve siyaset insanı Asım Us 1967. Türkçü-Turancı görüşleriyle tanınan yazar Nihal Atsız. 1987. Sinema sanatçısı Adile Naşit öldüler.
  15. Diplomat_Trk (22), EHAD_EPİLEPSİ (6), tolgacamtepe (28), zuzuw (24) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  16. Radya şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Günaydın herkese...
  17. GµęštGΐяL (23), Blackseaboy_53 (19) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
  18. Radya şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    Oğlumun okuldan alınma saati gelmişti...
  19. Radya şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    İyi eğlenceler kalanlara ben gidiyorum...
  20. Çocuklarım...
  21. Geçmiş olsun derim... Ağrı kesici al desem

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.