Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Türkiye'den demokrasi ve özgürlükler adina bir haber; "ÖZGÜRLÜK ÇIĞLIĞINA DEVLET ŞİDDETİ BİTMİYOR 15:39 22 Şubat 2009 ZEYNEP KURAY Kürt halkının 14 Şubat'a bölgenin bir çok yerinde özgürlük adına düzenlediği gösterilere polisin çocuk, kadın, yaşlı demeden acımasızca müdahale etmesini protesto eden insan hakları savunucuları, vahşi müdahale sırasında binlerce insanın yaralandığını, gözaltına alındığını ve tutuklandığını hatırlattı. Polisin özellikle çocukları hedef aldığına dikkat çeken İnsan hakları savunucuları, hayatın her alanınına sokulan militarist baskının ve devlet şiddetinin insanların geleceğini yok etmesine zeyirci kalmayacaklarını vurguladı. POLİSİN İLK HEDEFİ ÇOCUKLAR! Bölge'de geçen hafta yaşananlara tepki olarak Taksim İnsan Hakları Derneğinin (İHD) binasında açıklamada bulunan İnsan hakları savunucuları, farklı kimlikler ve özellikle yoğunluk olarak Kürtlere reva görülen ayrımcılık ve ırkçı yaklaşımların son bulmasını, şiddet politikalarından vazgeçilmesini istediler. İnsan Hakları savunucuları adına söz alan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, demokratik tepkilerini, yasal haklarını kullanarak göstermek isteyen binlerce insanda çektirilen eziyetin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Saldırılar sırasında en fazla zarar görenin çocuklar olduğunu belirten Yoleri, vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumakla görevli devletin çoğunun 14 yaşında olan çocukları gözaltına alıp keyfi olarak tutuklanmasına sessiz kalmayacaklarını duyurdu. İnsan hakları beraberinde çocuk haklarını ve uluslararası sözleşmeleri de devlete hatırlatan Yoleri, '' Bizler geçen yıl 15 şubat'ta Cizre'de, panzer altında kalarak yaşamından olan Yahya Menekşe'yi anarken, bu vahşetin son bulmasını istiyoruz. Demokratik ve yasal haklarını kullanan hiç kimse gözaltına alınıp tutuklanmalıdır. Tutuklu bulunan çocukların derhal serbest bırakılmalarını, sosyal hayatlarına geri dönmelerini ve eğitim olanaklarına kavuşmalarının sağlanmasını istiyoruz'' dedi." Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1235309970&day=22&month=02&year=2009-
  2. Hukuk bilgimim iyi oldugunu söylemedim. Birilerine göre az ve digerlerine göre coktur. Buda o kadar önemli degil, cünki bizler burada Avukat, savci veya hakim konumunda tartismiyoruz, sadece sade bir vatandas olarak yazisiyoruz. Insanlar yasadiklarini anlatiyorlar, kimisi onlarin yasadiklarina bile inamiyor ama , olsun.
  3. Hangi bir iktidar takkiyeci olmaz dersiniz? Perincek'imi secsek dersiniz?
  4. Demekki devletin en azindan 60 yildir yapmis oldugu sayisizca hatalari var. Demekki PKK terörünün en birinci sorumlulari 60 yildir ülkeyi yönetenler. Demekki acik sadece yeni bir olay defil ülkemiz icin. Demekki Ecevit, Demirel, Ciller, Özal, Yilmaz, Türkes, Bahceli, Baykal ve benzerleri AKP kadar suclular. Demekki ülkemizde en azindan 60 yildan beri demokrasiye ters düsen siyasetler yapiliyor, kanunsuz olarak insanlar (muhalifler) öldürülüyor, tümü ayni AKP gibi vatani sattilar,........ Evet sizin yukaridaki yorumunuzu okumak sevíndirdi beni dogrusu. Dolayisiyla günümüzdeki tüm düzen partileri arasinda hic bir fark yok, bunlarin hicbiri ülke yararina calisan partiler degil. Ben aklim yeteli bunu söylemisimdir. Demekki dogru irdelemisim siyasilerimizi.
  5. Sn kaplan gercekten yorumlarinizla beni sasirtiyorsunuz. Demokrasi anlayisinizi tam aolarak anlamis degilim dogrusu. Her dur ihtarina uymayan nasil olurda otomatikmen suclu olabiliyor ve diyelimki gercekten de suclu, polisin görevi onu yakalayip hakim önünemi cikartmak yoksa sorgusuz sualsiz öldürmekmi, yani süphe ile, mesela sizin söylediginiz gibi canli bombayasa falan filan. Nerede verilmis polise böyle bir hak? Umarim hatirlarsiniz, 11 eylül olaylarindan sonra Londra'da bir gencin dur ihtarina uymadigi icin polisin onu muhtemel suclu ve El-kaide mensubu zannederek vurup öldürülmesini. Sonunda ölen sahisin El-Kaide ile uzaktan yakindan iliskisi olmadigi ortaya cikmisti. Umarim siz ve sizin gibi düsünenler herhangi bir sebepten dolayi polisle karsilasipta dur ihtarina uymamaktan arkadan vurulmazsiniz. Dogal olarak her suclu tabiiki kacmayi dener ve bu bir reflextir. Polisler aslinda bu tip olaylara karsi egitim görüyorlar. Ona ragmen Baran vuruluyorsa, ben burada sadece art niyetten baska bir davranis göremiyorum. Söyledimya umarim sizin basiniza böyle bir durum gelmez. Gelince anlarsiniz ne demek istedigimi ama büyük bir ihtimalle sizin icin her sey gec olacak.
  6. Sn politika malesef Kürt kökenli forumdaslarimizin yazdiklarini ya anlamadan yorum yapmissiniz yada illada anlamak istediginiz gibi anlamissiniz. Ben Türk kökenli bir forumdasim am aKürt ökenlilerin kardeslik anlayislarindan hicte sizin anladiginiz gibi illada özerklik olursa kardesiz anlamini cikartamadim. Bilakis bazi Türk kökenli forumdaslarimizin Kürt ve diger azinlik kökenlilere kardes derken onlarin hic bir hak iddaa etmemesini beklemesi ve mesela "Ne mutlu Türküm diyene" söylemelerini bekledikleri cok acik ve net olarak anlasiliyor. Bizde bir söz vardir, ben nasilsam digerini de kendim gibi tanirim. Bizim kardeslik anlayisimizi digerlerinde de bekledigimiz iicn o türlü kaniya varabiliyoruz.
  7. Herkes ektigini bicer derler!!! AKP öncesi neden iktidarlara bu kadar tepki yoktu dersiniz? O dönem bile agzini acan bölücü, anarsist ve vatanhaini denilerek susuturuluyordu. Kimsenin aglamaya hakki yok derim. Herkes hak ettigi gibi yönetilir. Gecek Türkiye sevdalilari kimseyi ayirt etmeden gelmis gecmis tüm iktidarlarin yanlislarini masaya yatirir ve hesap sorar. Benim sahsi görüsüm gecmisteki hükümetler ile AKP arasinda o kadarda fazla bir ayriligin olmadigi. Al birini vur ötekisine. tencere yuvarlanmis kapagini bulmus ve senin tencerenin dibi benimkinden kara misali, tümü kötülükler konusunda yarisa gidiyorlar. Eski iktidarlar ve siyasiler seriatcilarin oyunu almak icin kuran kurslari ve imamhatip acmakta yaris yapmasalardi bunlar olmazdi. Ecevit bile Fehtulla hocanin elini öptü. Cuntaci, Atatürkcü Evren "vatanhaini, komunist gencler yetistirecegimize vatanina ve dinine bagli nesil yetistirecegiz" diyerek dincilerin önünü acarsa ve okullara mecburi din derslerini koyarsa bügünkü halimize sasmamaiz gerek. Tümü emperyalistlerin yapmis iktidar ve siyasilerdi, aynen bu günki hükümet gibi.
  8. Benim yasadiklarimla sizin yaziniz árasinda hic bir iliski yok. Siz ne okursaniz okuyun, hangi avukatin yaninda calismis olsanizda fark etmiyor, cünki ben sadece yasasiklarimi bire bir anlattim ama siz hala yok efendim demir alirlar falan filan. Siz bana inanmiyorsunuz ve mecburda degilsiniz. Kendi yasadigimi siz benden iyimi bileceksiniz? Yalan söylemeye ve hikaye anlatmaya ihtiyacimmi var? Hukuku iiy bildigimide iddaa etmedim, sadece yamis olduklarim kanuna aykiri. Ama hala ülkemizde iiy egitilmis hukuk insanlari yok, tek tarafli egitim görmüsler belli, hakim oluyor birden savci. Madur oluyor hikayeci.
  9. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Türk Tarihi
    Osmanli kendisinden baska kimin dostuyduki, TürkÄlerin dostu olsun. baksaniza Osmanli sayesinde "Türkün Türkten baska dostu olmaz" demekten baska bir sey söyleyemiyoruz. Osmanli yasami boyunca gittigi ülkelerde zulüm ve düsmanlik tohumlari sacmistir. Yegane amaclari gittikleri ve isgal ettikleri ülkeleri sömürmek, karsi geleni kilictan gecirmek. Türk'lere onlar zulümden baska hic bir sey vermemislerdir, egitim sifirdi, özgürlük hic yoktu. Kendilerine harem yapmaktan baska bir seyler düsünemiyorlardi.
  10. Sayin mavi, sizi anlayanlar var ve bunlarin sayisi hicte az degil. Anlamak istemeyenlere ne anlatsaniz kar etmiyor malesef. ben kendi yasadigimi anlatiyorum ve o bile anlasilmak istenmedigi icin anlattiklarim "hikaye" olarak nitelendiriliyor. Ne derler ülkemizde anlamayanlara? Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az derler. Olay bu kadar basit. Ama siz anlatmaya devam edin, cünki anlayanlar (anlamak isteyenler daha dogru olur) sizi devamli ilgiyle okuyor.
  11. Sn taypa, yasadiklarimizi anlatmis olmamiz bile size hikaye geliyor. Normal vatandas bile yasadiklarimiza bu gözle bakarsa, herhalde kötü niyetli görevlilerin elinde kalan yandi derim. Dolayisiyla Türkiye'de yasanan hir cok iskence olaylari bazilari icin hikayeden baska bir ifade etmiyor. Ve o yüzden de bir cok kötü niyetli görevliler cesaret buluyor. Nasil olsa kimse iskenceye inanmayacak ve iskenceye ugrayanlar hikaye anlatiyor olacaklar. Tabiiki bir siyasi suctan dolayi tutuklandik ve resit olmadigimiz icin yazmis oldugum gibi serbest birakildim ve ertesi gün tekrar emniyete ifade vermeye geldigimde yasadiklarimi yazdim. Ama siz herhalde anlamak istediginiz gibi okumussunuz. Diger taraftan benim burada yasdiklarim önemli degil. Diger taraftan iskenceye ugrayan insanlar mahkemeye basvurduklarinda yeteri kadar hakimler tarafindan ciddiye alinmiyorlar ve o hakimler iskence görenlere, lütfen hikaye anlatmayin dedikleri icin, ülkemiz AIHM'de yargilaniyor. Hakimlerimiz demekki cok bagimsiz egitim görmüyorlar. malesef bir cok yeni hakim adaylarimizda ayni sartlar altinda egitim gördükleri icin, evrensel anlamda hukuku fazla ögrenmemis olmalari gerekki, hakimlikten fazla savcilik yapiyorlar.
  12. Yillardan beri ülkeyi iyi yönetemeyen, dinden medet umupta onlara taviz veren, insanlari soyan, mafya ya taslim eden zihniyet sayesinde AKP gibi seriatci bir partinin iktidar olmasinin temellerini attilar. Simdi aglamaya gerek yok. Gercek suclular gelmis gecmis tüm cumhuriyet hükümetleri ve siyasi partilerdir. Kimler yarisa imamhatip actilar? Kimler imamhatip mezunlarina üniversite yolu actilar? Kimler onlari vali yapti? Kimler Fehtulla hocayla el SIKISTI? Kimler kuran kurslarini acti ve yasadisi olanlara göz yumdu? Bunlarin hicbirini AKP yapmadi. Yapanlar Ecevit, Demirel, Türkes, Ciller, Yilmaz, Baykal, Bahceli, ...... Eger ülkemize acik fasizim geliyorsa yegane sorumlulari yukarida saydigim siyasiler. Lafla Atatürkcülük yapanlarin bize teslim edecegi hükümet olsa olsa AKP olur.
  13. Sn Kaplan, faili mechulelri sergilemek tabiiki benim anlayisima göre sadece sergilemek degil birde onlarin faillerini bulmayanlardan hesap sormaktir. Gelin beraber sorumlulardan hesap soralim. Ne dersiniz? Ben zaten benden hesap soruyorsunuz gibi bir sey anlamadim. Ama kimden hesap sordugunuzda belli degil dogrusu. Hesabi acik adresten sorarsak daha net olur.
  14. Ya siz Türkiye'nin yapisini tanimiyorsunuz yada...... Türkiy'de hele hele kücük sehirlerde insanlarin köyleri bile biliniyor. Malesef seriat mahkemesinde degildim, ama Atatürk cumhuruíyeti ve söyzle laik bir devletin emniyet subesindeydim. Tabiiki tüm polisler hep bir agiszdan bana söylemis oldugum soruyu yöneltmediler, ama hepsi seyirci kaldilar ve müdahale bile etmediler. Önemli olan tüm polislerinmi yoksa birkcininmi görevi suistimal etmeleri degil, onlarín suistimal etme cesaretlerini nereden aldiklari? Suistimal etseler ne olacak, nasil olsa amirleri tarafindan korunuyorlar, baksaniza siz bile konuyu hangi yöne cekmissiniz. Amaciniz o polisleri cezalndirmak yerine bize "seriat mahkemelerindemiydim" diye alakasiz sorular soruyorsunuz. Iste ülkede iskenceye ugrayan kimse kanitini yapamiyor, cünki her yerde yalniz birakiliyorlar. Birde üstüne üstelik yalan söylüyorlar diye dislaniyorlar.
  15. Saymis oldugunuz insanlarin da öldürme olaylarinin aydinlatilmamasindaki nedenleri gene devletimizi diplomatik eksikliginde ve tutumunda aramamiz gerekli. Koskoca Türkiye'yi siz veya ben yönetmiyorumki, yetki devletin elinde. Bizde zaten yetkili olan devletin eksikligini elestiriyoruz ve saymis oldugunuz faili mechullerinde bulunmamasindaki yetkili argan devlettir. PKK'yi bitiremediler , dogru, ama neden sorumlulardan hesap sormuyoruz? Türkiye'yi yöneten tüm hükümetlerin ve diger devlet mercilerinin yanlis politikasi, yanlis savas anlaysi´sonucu hala bas belasi PKK hayatta. Siz sorunuzu muhattabina yöneltin lütfen, yani devlete!!!!!!! Bizler tüm faili mechullerin bulunmasini ve PKK'nin yok edilmesini istiyoruz. Ama bu is icin sorumlu devlet olduguna göre sorumuzun muhatabida devlettir. Sizinkisi bagciyi dövmek yerine gercekten de sadece üzüm yemek ise, sorumlu mercilerden hesap sormak adina onlara sorunuzu yöneltin. **
  16. Evet haklisiniz, ben de daha 16 yasindayken bir olaydan dolayi tutuklandim ve orada yasadiklarimi anlatsam inanmazsiniz. Ayni gün cikarilip ertesi gün tekrar ifadem alinmasi icin emniyete gittigimde orada bana dalga gecerek sorulan soru islami kabul edip etmedigim. Ama o soruya ne cevap verseniz bir tokat aliyorsunuz. Evet diye cevapladik dogal olarak ve yedik tokati, neymis efendim yalan söylüyormusum, cünki ben "kizilbas komunistmisim". Hayir islami kabul etmiyorum desem gene dayak yiyecektim, bu seferde islami kücük düsürdügüm icin. Evet emniyet görevlilerinin davranislarini böyle siralayabiliriz ve sonrada bu tip davranislari normal karsilariz. Diger taraftan sen onlarin yaninda yalnizsin ve kalkip birileri senden yasadiklarini isbatlamani istiyor. Evet anlatin da bizde ögrenelim mesela bbenim yasadiklarimi nasil kanitlayabilecegimi?
  17. Her yigit ismine göre hareket eder. Nasilki PKK gibi bir terör örgütünden kanuna saygili eylemler bekleyemezsek, mesela PKK'nin bile kendi üst düzey adamlarini öldürterek, gene köy basip Kürt cocuklari öldürterek devleti suclamaya gitmesi gibi derin devlet diye nitelendirdigimiz Ergenekon gibi örgütlesmeden de kanunlara saygili bir eylem bekle´memiz dogru olmaz. Onlarda kaos ortami yaratárak, demokrasinin önünü tikamak icin, sorunlari cözümsüzlestirmek adina ve cuntacilarin önünü acmak icin, tabiiki kendi adamlarini bile öldürterek insanlari yaniltma yoluna giderler. Baksaniza siz bile inanmak istemiyorsunuz Ilhan Selcuk'u öldürmek istediklerine. Yani bizleri aldatmakta bayagi basariya ulasmislar ve kafalarimizi hala bulandiriyorlar.
  18. Asagida alintilanan habere göre Cumhuriyet gazetesine yapilan bombali eylemin arastirmasi sonuclandi ve zanlilardan birisinin vermis oldugu mektuba göre olayi yaptiranlarin ERGENEKON oldugunu ve hatta gene ayni suctan tutuksuz yargilanan gazetenin imtiyaz sahibi Ilhan Selcuk'un dahi öldürülecegini söylüyor. Olay gercek olarak sonuc bulursa demek oluyorki bu derin devlet öyle bir pislikki devletin en keskin savunucularini bile kendi kötü emelleri icin kurban edebilecek durumdalar. Danistayi bile onlar yapip sucu baskasina atmak istediler. Hirant Dink olayi bile onlarin plani. Ergenekon'dan her türlü pislik umulur. "Cumhuriyet'e saldırı iddianamesinde bomba iddia! Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılmasıyla ilgili soruşturma tamamlandı. Eylemin Ergenekon tarafından gerçekleştirdiği belirtilen iddianamede zanlılardan Bedirhan Şinal'in mektubu da yer aldı: Önce molotof atıp sonra İlhan Selçuk'u öldürecektik. Ergenekon soruşturmasında Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk Ergenekon davasında 'çete lideri' olmakla suçlanıyor İSTANBUL - Cumhuriyet Gazetesine molotof kokteyli atılması olayını ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlandı. Olayın çıkar elde etmeye yönelik bir faaliyet olmayıp siyasi bir amaç doğrultusunda gerçekleştirildiğinin anlatıldığı iddianamede,"Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" denildi. İddianamede ayrıca 8 şüpheli hakkında 8 yıldan 42 yıla kadar değişen yıllarda hapis cezası istendi. 23 SAYFALIK İDDİANAME İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından hazırlanan 23 sayfalık iddianamede, 29 Mart 2008'de Cumhuriyet gazetesi binasının bahçesine kimliği belirsiz 3 kişi tarafından molotof kokteyli atılmasının ardından soruşturma başlatıldığı anlatıldı. Bölgede bulunan güvenlik ekiplerinin olaya ilişkin olarak yaptıkları yakalama çalışmalarında 15 yaşından küçük U.E.'yi yakaladıklarının diğer iki şahsın ise yakalanamadığının ifade edildiği iddianamede, U.E.'nin olayı Bedirhan Şinal'in yönlendirmesiyle O.A. ile birlikte yaptıklarını anlattığı belirtildi. Olaydan bir gün sonra da Bedirhan Şinal ve O.A'nın yakalandığının kaydedildiği iddianamede, Cumhuriyet Gazetesi avukatı Bülent Utku ile gazetenin idari işler müdürü Reşat Torun müşteki sıfatıyla yer aldı. Olaya dair 6 tanık ile 8 şüphelinin ifadelerine de iddianamede yer verildi. Hakkında İstanbul 3. Çocuk Mahkemesi'nde dava açılan U.E.'nin verdiği ifadede , Şinal'in kendisine silah verdiği ve 'İlhan Selçuk kapıdan çıkınca bu silahla vuracaksın' dediğini söylediği belirtildi. -PAMUK'A SUİKAST KONUŞULUYORDU- Bedirhan Şinal'in emniyette verdiği ifadede, cezaevinde bulundukları sırada Bora Ballı, Seyhun Zayim ve Sinan Çetin'in bulunduğu ortamda Robert Hatemo'nun İstiklal Marşı'nı kötü okuması nedeniyle cezalandırılmak için ayağına sıkılması konusunda konuşulduğunu anlattığı iddianamede yer aldı. Yine Bayram Demir grubunun Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç'i vurmak konusunda konuştuğunu ve Bora Ballı'nın sürekli olarak Orhan Pamuk'u öldürmekten bahsettiğini anlatan Şinal'in cezaevinden çıktıktan sonra kendisinin İlhan Selçuk olayını unuttuğunu ancak Seyhun Zayim'in kendisini arayarak İlhan Selçuk'un gözaltına alındığını ve olayı gerçekleştirmediği için Zayim tarafından tehdit edildiğini anlattığı kaydedildi. Savcılık ve mahkeme sorgusunda susma hakkını kullanan Şinal'in cezaevinden olaya ilişkin bilgi vereceğini belirterek mektup yazdığı ve 2 Nisan 2008'de savcılık tarafından ifadesinin alındığı anlatıldı. -ŞİNAL'İN CEZAEVİ HESABINA PARA YATIRILDI- Bedirhan Şinal'in Bayrampaşa Cezaevi'nden 4 Aralık 2007 tarihinde tahliye olduğu ve C-27 numaralı koğuşta kaldığı, aynı koğuşta Seyhun Zaim, Bora Ballı, Sinan Çetin ve Bayram Demir isimli şüphelilerin de kaldıkları, şüpheli Boğaç Kaan Murathan'ın da 19 Temmuz tarihinden 23 Ekim 2007 tarihine kadar C-7 numaralı koğuşta kaldığının belirlendiği kaydedildi. Şinal'in cezaevinde kaldığı süre içerisinde Yüksel Özdoğan ve Av. Ertuğrul Yılmaz tarafından ziyaret edildiği ve hesabına bu şahıslar ile Fatma Şinal tarafından değişik tarihlerde paranın yatırıldığını anlatıldığı iddianamede, Yüksel Özdoğan'ın 12 ve 18 Mayıs 2008 tarihlerinde kendisini ziyaret ettiği ve Şinal'in iddiaları arasında geçen hususlardan biri olan Sedat Peker'in Ergenekon soruşturması kapsamında 19 Mart 2008 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifadesi alınmak üzere gönderildiğinin cezaevi kayıtlarından belirlendiği ifade edildi. Bedirhan Şinal'in Bayrampaşa Cezaevi'nden tahliye olduktan sonra Seyhun Zayim'i dayısının oğlu sıfatıyla ziyaret ettiğinin ifade edildiği iddianamede, "Bedirhan Şinal'in Bayrampaşa Cezaevi'nden tahliye olmadan önce suça konu olaya dair alınan kararların yerine getirilmesi için şüpheliler Seyhun Zayim ve Bora Ballı ile koordine içerisinde olduğunu, şüphelilerin Bedirhan'ı talimat verip azmettirdiklerine dair iddialarını doğrular nitelikte olduğu değerlendirilmiştir" denildi. -ADRES ERGENEKON SANIĞINA AİT- Bedirhan Şinal'in Edirne F Tipi Cezaevi'nde arkadaşı Tufan Yüce'ye bir mektup gönderdiğinin anlatıldığı iddianamede, Şinal'in mektupta Şişli'de Cumhuriyet Gazetesi binasının bulunduğunu İmtiyaz Sahibinin İlhan Selçuk olduğunu, bu şahsın öldürülmesinin kendisine verildiğini fakat bu işi gerçekleştiremeden paket olduğunu, bu yüzden kendisine işi veren ağabeylerinin canının sıkkın olduğunu ve kendisine güvendiğini söyleyerek İlhan Selçuk'u öldürmesini paket olma işini kafaya takmamasını anlattığı ve bir telefon numarası vererek aramasını ve aradığı şahsın konuyu detaylı olarak kendisine anlatacağını söylediği belirtildi. Mektubun gönderildiği adresin yapılan incelemelerde Muhammet Yüce isimli Ergenekon şüphelisi olan tutuklu şahsa ait olduğu, adreste ailesinin oturduğu, Tufan Yüce isimli bir şahsın da bulunmadığı belirtilerek, Şinal'in mektupta yazdığı telefon numarasının ise Emin Gürses'a ait olduğunun belirlendiği anlatıldı. MEKTUBA CEZAEVİ YÖNETİMİ EL KOYDU Yine Şinal'in Edirne F Tipi Cezaevi'nden İlhan Selçuk'a da bir mektup göndermek istediği ancak cezaevi yönetiminin el koyduğu mektupta, aslında gazeteye bomba atıp ardından kendisini öldürmesi gerektiğini ama kendisinde öldürme arzusu olmadığı için eylemi basit bir eylem haline getirdiğini, isteseydi kendisini kolaylıkla öldürebileceğini, elinde Selçuk'a ait bilgi ve belgelerin bulunduğunu öldürülmemesinin öldürülemeyeceği anlamına gelmediğini, düğmeye basıldığında öldürüleceğini belirttiği kaydedildi . Mektupta ayrıca, Selçuk'un kendisine dikkat etmesi gerektiği, hala yaptığı gibi yanlış yolların peşinden gitmekten vazgeçmesi gerektiği şeklinde anlatımların yer aldığı ve bu mektuptan kimsenin haberinin olmamasının istendiği ifade edildi. Her iki mektubun değerlendirilmesinde İlhan Selçuk ve Muhammet Yüce isimli şahısların Ergenekon soruşturmasında şüpheli olan şahıslar olduğu, mektuplardaki adresler ile şüphelilere ait adres kayıtlarının Ergenekon soruşturması kayıtlarındaki adreslerle aynı olduğu ve yine Emin Gürses'e ait telefon numarası ile Bedirhan Şinal'in Yüce'ye mektupta bildiği numaranın aynı olduğunun belirlendiğine iddianamede yer verildi. TALİMATIN MURATHAN'DAN OLDUĞU İDDİA EDİLDİ İddianamenin değerlendirme bölümünde eylemin, suç tarihi öncesinde Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunan Bedirhan Şinal'in, tutuklu diğer şüpheliler Bora Ballı, Seyhun Zayim ve Bayram Demir'in azmettirmesi sonucunda 15 yaşından küçük şüpheli U.E. ve O.A. ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu ve talimatı ise Boğaç Kaan Murathan tarafından verildiği belirtildi. Eylemin, ilk önce İlhan Selçuk'un öldürülmesi şeklinde planlandığı, ancak Bedirhan Şinal'in cezaevinden çıkmasından sonraki süreçte beyanlarında da belirttiği gibi Murathan ile yaptığı ses getirecek farklı bir eylem yapılması yönündeki görüşmelerden sonra molotoflu saldırı olarak gerçekleşmiş olduğu kaydedildi. SEDAT PEKER'İN ADI DA İDDİANAMEDE Murathan'ın arşiv kayıtları incelendiğinde çıkar amaçlı suç örgütü lideri Sedat Peker ile alakalı olduğu, yine şüpheliler Bayram Demir, Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in de çıkar amaçlı suç örgütü üyesi olmak ve örgüt faaliyetleri çerçevesindeki eylemlerinden dolayı suç kayıtlarının bulunduğu, Bedirhan Şinal'in daha önceden Bora Ballı ve Seyhun Zayim'in talimatlarıyla değişik eylemler gerçekleştirdiği anlatıldı. Şinal'in, Ballı ve Zayim'in tetikçiliğini yapan bir konumda olduğu, diğer şüphelilerin beyanlarında da Şinal'in Bora, Seyhun ve Hasan'a reis olarak hitap ettiğinin anlatıldığı iddianamede, şüpheliler Fatih Derdiyok ve Murat Aplak'ın da suça konu olayda kullanılan molotof kokteylinin hazırlanması aşamasında Şinal, U.E, ve O.A. ile birlikte hareket ettiği ve molotofun bu şahıslarca hazırlandığı ifade edildi. SAVCIYA GÖRE EYLEMİN AMACI SİYASİ Olay öncesi Cumhuriyet Gazetesi ve çalışanlarına yönelik herhangi bir haraç ya da tahsilat amacıyla tehdit edildiğine dair bir şikayetin bulunmadığı, bu durumda suça konu eylemin çıkar elde etmeye yönelik bir faaliyet olmayıp siyasi bir amaç doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtildi. Şinal'in cezaevinde bulunduğu sırada devamlı ve gizli olarak cezaevi hesaplarına para aktarıldığı, bu konuya ilişkin Şinal'in beyanda bulunmak istemediği ve soruşturma sırasında iletişim tespit tutanaklarına yansıdığı şekliyle Şinal'in eylemin arkasında Kandıra'da yatan V'nin olduğundan bahsederek suça konu eylemin Ergenekon örgütü ile irtibatlı olduğuna dair şifreli bilgi aktardığı ifade edildi. ŞÜPHELİLERİN ERGENEKON İLE İRTİBATLI OLDUĞU ÖNE SÜRÜLDÜ Şinal'in iletişim tespit tutanaklarına yansıyan görüşmeleri ve cezaevinden İlhan Selçuk ve Tufan Yüce isimli şahıslara yazdığı mektuplarla ilgili yapılan araştırmalarda mektuplarda ismi geçen İlhan Selçuk, Tufan Yüce ve bu mektupları yazdırdığı iddia edilen Hüseyin Görüm'ün Ergenekon operasyonu kapsamında şüpheli olduğu belirtildi. Bununla birlikte şüpheli Şinal'in beyanlarında Robert Hatemo ve Orhan Pamuk'a karşı suikast hazırlanmasına yönelik görüşmelerin olduğu gibi hususlar değerlendirildiğinde suça konu eylemlerin ülkede kaos ve kargaşa ortamı yaratarak devlet otoritesini zaafa uğratıp devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik faaliyetler olduğu ve eylemlerin ülkenin kamu düzeni ve güvenliğini bozduğunun anlaşıldığını ifade edildi. İddianamede, "Bu eylemin Ergenekon terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" denildi. CEZA İSTEMLERİ Bedirhan Şinal'in terör örgütüne yardım etmek, patlayıcı madde atmak ,patlayıcı madde imal etmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından 16 yıl 9 aydan 42 yıla kadar hapsi istendi. Eylemi azmettirdikleri belirtilen Bora ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan'ın "terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmaya azmettirmek" diğer şüpheliler Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un "terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmak" suçlarından 8 yıl 3 aydan 19 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. O.A.'nın ise "terör örgütüne yardım etmek , patlayıcı madde atmak ve imal etmek " suçlarından 15 yıldan 37.5 yıla kadar hapsi öngören cezanın 18 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle indirilerek 10 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırması istendi. 8 şüphelinin yargılanmasına İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. (dha)" Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=922653&Date=20.02.2009&CategoryID=77-
  19. Umarim hic bir zaman siyasi tutuklu olarak, bilhassa devrimci tutuklu olarak, tutuklanip nezarethanelere ve cezaevlerine götürülmezsiniz. Giren zaten orada bir insan olarak karsilanmadigini anliyor. Götürülmüs olsaniz birakin delil göstermeyi video kamarasinla bile yasadiklarinizi isbatlasaniz, sizin kantiniz hice sayilir. Bunun örnekleri ülkemizde cok. Söyledimya umarim böyle bir yerlere düsmezsiniz. Ates olmayan yerden duman cikmaz derler. Hadi bir kac tane tutuklu abartiyor veya gercekleri carpitiyor diyelim, hepsidemi bir agiz olup anlasarak iskencelerden bahsediyorlar?
  20. Sn politika, Türkiye'yi ne siz, ne ben nede mavi arkadas yönetiyor. Türkiye'de bir devlet var ve bu devlet tabiiki her seyden sorumludur. Nasil basarilarini övüyorsak basarisizliklarini ve hatta kendi yapmis oldugu kanun disi eylemleride elestirmemiz gerekli. Basliga geri dönersek sayisiz coklukta isimler siralanmis ve bunlarin failleri hala bulunamamais. Bu ölümler dün veya bugün yapilmis degilki, diyeceksiniz arkadaslar devlet birimlerine biraz zaman taniyalim ve arastirip failleri bulsunlar. Durum malesef öyle degil, o kadar gerilere gidiyorki bu öldürme olaylari neredeyse zaman asimina ugrayacak ve hemen hemen tüm olaylarda arastirmalar gene devletin bazi birimleri tarafindan kasitli sekilde engelleniyor, deliller yok ediliyor ve süpheliler korunuyor. Tabiiki failleri bulunamadigi icin vebirde devlet birimlerinin tarafli tutumlari gözlendigi ici insanlarda süphe olusuyor ve kendi bildikleri dogrultuda görüs bildiriyorlar. Diyelimki bu faili mechuller PKK'nin bir strajisi ve olayi devlete yüklemek istiyorlar. Neden o halde devlet birimleri olayi örtbas etmeye calisiyor ve zanlilari koruyor? Bu celiskili bir davranis degilmi sizce? Neden koskoca bir devlet failleri bulamiyor? Bu konuda devleti ve birimlerini elestirmek kötü niyetlimi olur sizce? Bana göre bu ölümlerin icinde devletin parmagi varki o kadar imkana ve delillere ragmen sorumlular tesbit edilmiyor. Aksini söyleyen, tabiiki o kadar imkana ragmen neden faillerin bulunamadiginin cevabini vermesi gerekli?
  21. Kursa ne yazarki? Kendiside basbakanlik yapti, ama o da digerleri gibi AKP'nin basarisi icin politika yapti. Mesut Yilmaz'inki günah cikartmaktan baska hic bir sey olamaz. Dürüst olsalardi, dinden medet ummayip dincilere taviz vermeselerdi simdi Mesut Yilmaz olsun, Baykal olsun veya digerleri olsun ne baraaj problemi yasrlardi ne mualefette kalirlardi nede yeni parti kurmak zorunda kalirlardi. Bu gidisle AKP tümünü silip sifirlayacak ve herhalde hepsi Yilmaz gibi yeni parti kurma hevesinde olacaklar, yani kumda oynayacaklar.
  22. Sayin Diyarbakirli, ben azinlik olarak syölerken Türkiye genelinden bahsettim, yoksa tabiiki sizin dediginiz dogru, yani Kürt vatandaslarin agirlikli yasadiklari bölgelerde cogunluk olduklari. Umarim ne demek istedigimi anlamissindir.
  23. Sonucta yüzlerce insan kayip. Bunlar herhalde havada gaz olup ucmadilar. Bilakis öldürüldüler ve herhangi bir yerlere atildilar. Silopi'de Botas'in kuyusunda da olabilirler, ama baska yerlerde de. Siz kemikler bulunca utanacaginizdan bahsediyorsunuz, ama ben bu insanlarin cesetlerini hala bulamadik diye utaniyorum. Katillerin tesbitinden vaz gectik. Birde kemiklerini görsek, inaninki yerin dibine girerim. Nedenide cok acik, ülkemizde hala bu tür katliamlarin olusu ve devletin engel olmayisi ve hatta destek verdigine dair süpheleirn bile varligi. Belkide orada kemik bulunmayacak ve siz utanmaktan kurtulacaksiniz o sayede. Hicmi kendimize sormuyoruz bu kayiplar nerede ve akibetleri ne diye? Bizim onlara karsi toplumsal bir vazifemiz yokmu acaba? Kemikleri bulunmazsa utanacak bir durumumuz yokmu gercekten?
  24. Faili mechul olarak öldürülen insanlarin listesine baktigimda göze carpan en önemli nokta insanlarin yurtsever, demokrat, Atatürkcü ve anti-fasist olmalari. Ve bakiyoruz hangi dönemlerde öldürülmüs bu insanlar, tümü AKP hükümeti öncesinde. Simdi AKP söz konusu oldugunda hemen hemen cogumuz tam fikir oluyoruz ve AKP'nin ne kadar anti-demokratik bi siyaset izledigi hakkina ve gercek amacinin ülkeye seriati getirmek oldugu düsüncesinde birlesiyoruz. Benimde kesin görüsüm bu yönde. Ama AKP öncesindeki hükümetlerin faili mechulleri cözmemek icin ne kadar caba gösterdiklerini de biliyoruz ve bilkmemize ragmen onlari AKP'yi elestirdigimiz kadar elestirmiyruz ve onlardan hesap sormuyroz. Simdi AKP hükümeti döneminde Ergenekon davasi cercevesinde faili mechullerinde aydinliga cikacagi bir ümüt var insanlarda ve cogumuz hemen karsi saldiriya gecerek gercek amacin yurtseverleri ve Atatürkcüleri sindirmek diyoruz. Ama neden AKP öncesindeki sözde Atatürkcü ve vatansever hükümetler bu faili mechulleri aydinlatmadai? Daha dogrusu karanlikta kalmasi icin ellerinden geleni yaptilar? Neden sadece konuya AKP bazinda bakiyoruz? Ne hakla ülkenin en keskin savunucularininda iclerinde oldugu insanlar öldürülürken, devlet kendi savunucularinin katillerini bulmak istemiyor acaba??? Arkadaslar, bu olaylarin icinde PKK'mi var, Hizbullahmi var, derin devletmi var, CIA mi var veya baska birileri veya örgütlermi var. Neden bunlarin tümü ortaya ciksin demiyoruz? Neden hala katiller bulunmamisken, bizler sorumlular karsisinda suskun bekliyoruz ve hatta Atatürkcü diye savunmaya calisiyoruz? Birakalim tüm süphelileri arastirsinlar. Neden birilerimiz her hangi bir zanli icin kefil olurcasina, yok efendim o asla bu tür olaylarin icerisinde olmaz diye kesin yargiya variyoruz. Gercek demokratlarin ve yurtseverlerin tüm faili mechul olarak öldürülen vatan evlatlarina vicdani borcu var ve failleri bulunana kadar kimseyi kayirmadan aydinlik istemeleri gerekli.
  25. Sayin yazgan, ben Kürt degilimki bana biri yasaklamis olsun. Ama daha yakin zamana kadar birakin Kürt vatandaslarimizin kendilerini Kürt olarak ifade etmelerini, Kürt'lerin varligi devlet tarafindan inkar ediliyordu ve Kürdüm diyenle Kürtce konusanlar dönemin ceza yasalarina göre yargilaniyordu. 12 Eylül'ü cok erken unuttunuz galiba. Biraz hafizanizi zorlarsaniz kendi sorunuzun ne kadar gereksiz oldugunu cabuk anlayacaksiniz. Tabii önce niyete bakmak gerek.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.