Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

NICLENO

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    381
  • Katılım

  • Son Ziyaret

NICLENO tarafından postalanan herşey

  1. Efsanevi aktör, 1959 yılı en iyi erkek oyuncu dalında oscar sahibi Charlton Heston , Kaliforniya Beverly Hills 'teki evinde birkaç sat önce 84 yaşında hayata gözlerini yumdu.Son üç yılını alzheimerın pençesinde geçiren aktör kaslı vücut yapısı, karizmatik görünümü ve etkileyici ses tonuyla milyonlarca hayran kitlesine ulaşmıştı.Dinince dinlensin.
  2. NICLENO

    Türk Ekomomisi

    Mailime gelen bir yazı.Kimin tarafından yazıldığını bilmiyorum. HERKESİN HIRSIZ OLDUĞU ÜLKE Herkesin hırsız olduğu bir ülke varmış,ama istisnasız herkesin.Gece olunca, insanlar maymuncuklarını ve fenerlerini yanına alır ve komsusunun evini soymaya gidermiş. Gün doğarken geri döndüklerinde yüklerini alırlarmış. Ama her seferinde kendi evlerini de soyulmuş bulurlarmış.Ülkede kimse kaybetmezmiş,çünkü herkes birbirinden çalar ve bu dolaşım son kisi ilk kişiden çalana kadar sürermiş. Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış. Gece olduğunda, çanta ve fenerle dışarı çıkmaktansa evinde kalıp çalışmayı tercih edermiş.Hırsızlar geldiğinde evde ışık yandığını görüp soymak için içeri girmezlermiş.Ve bu durum bir süre devam edince, ahali bir konunun açıklığa kavuşmasını istemiş: 'Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını bir şey yapmaktan alıkoymaya hakkın yok.'demişler Bunun üzerine dürüst adam, geceleri evinden çıkar, fakat hiçbir şey çalmaz,döndüğü zaman evini hep soyulmuş bulurmuş. Adamın bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek tek bir şeyi kalmamış ve ülkeyi terketmek zorunda kalmış. Daha iyi soygun yaparak zenginleşenler kendileri için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar. Zengin fakir ayrımı giderek çoğalmış. Zenginler mallarını korumak için polis teşkilatı ve hapishaneler kurmuşlar ve kendi mallarının çalınmasını yasa dışı ilan etmişler.Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş.Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmez olmuş. Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da ülkeyi terketmişler.Zenginler ve maaşlı soyguncular ise soyacak kimse kalmadığı için servetlerini yitirmeye başlamışlar. Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler.Ancak dürüst adamın evine gittiklerinde sadece yerde yazılı bir kağıt varmış.Kağıtda şunlar yazıyormuş: ' Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa her şey için çok geç olmuş demektir..'
  3. The 3 tenors in concert 1994 - Nessun Dorma
  4. Forumlarda kaliteli müziğin tanıtımı ve sevdirilmesi için bir misyon yüklenmiş biri olarak bir kaç satır eklemek istiyorum.1980 sonrası ülkemizde 'özümüze dönelim'' politikaları sonucu ''evrensel sanat'' tu kaka edilmeye başlandı.Kalasik batı müziği kilise müziğiyle örtüştürüldü.Bunun sonucu olarak da ''bana hitap etmeyen sanat değildir'' mantığıyla yaşayan ve baygın makam sesleri ve uçkur peşkir havası ritimlerinden başka bir şeyi (adına ne derseniz deyin) algılayamayan nesiller yetişti.(Folklorik unsurlarımıza karşı olduğum gibi bir anlam çıkmasın.Zaten evrensel sanatın da kaynağı geniş ölçüde bu unsurlardır.Ne ki, bunları evrensel çizgiye çekebilmek için müzik disiplininden geçmek gerekiyor.) Gelelim Amerikalı telefon satıcısına.Müziğin evrenselliğinin ispatı adeta.İtalyan besteci Puccini'nin , konusunu Asya steplerinden alan operası Turandot'dan Nessun Dorma'yı beklenmedik bir şekilde mükemmele yakın yorumluyor.Etkilenmemek mümkün değil.Eğer forumda yoksa ben de efsanevi üç tenorun yorumunun ekleyeceğim.Günümüzde maalesef sırf bizde değil bütün dünyada içi boş, sanat değeri olmayan ,slogan olmaktan öteye geçemeyen adına DJ denen müzik cahillerinin ürünleri prim yapıyor.Ama izlediğiniz klipte gördüğünüz üzere gerçek sanat onca insanı bir anda avucunun içine alıverdi.Lütfen müzik dinlerken seçici olun.Ruhunuza gelişmesi için ona şans verin.İnsan algılayabildiği kadar yaşar.Algılayamadığını da umursamadan ölür gider.Müziksiz kalmayın.....
  5. İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan "Dead Can Dance- Ölüler Dans Edebilir" grubu, Yakın ve Ortaçağın karanlığında kalmış müziklere günümüzün ritm ve enstrümanlarıyla yeniden yaşam veriyor. Grup şarkılarında işlediği efsaneler, sembolik ve gotik temalarla, Perry’nin elinde yeniden hayat bulan eski enstrümanları kullanarak kimi zaman gothic rock kimi zaman da Ortadoğu’ya kayan melodileri inanılmaz uyumlu bir şekilde dinleyiciye sunuyor. Gerrard ve Perry’nin atalarının müzik ve dillerine yeniden hayat verme çabası şarkılarında İngilizce’nin dışında eski Katalan ve Briton dillerine de yer verdi. Lisa Gerrard’ın "kendi bilinçaltına güvenerek" atalarının müziklere tamamen kendi duyguları ile çıkardığı Kelt dilini çağrıştıran seslerle eşlik ediyor. Bir nevi artık dillerini anlamadığı ve duyamadığı ataları ile duyguları ile yeniden bağlantı kurmaya çalışıyor. Grubun en ünlü şarkılarından biri olan "Cantara" böylesi bir seslenişin ürünü. Perry ise pastoral atalarına olan ve gittikçe de büyüyen ilgisini "Towards the Within" albümünde seslendirdiği "Senin Mezarına Uzatıldım" adlı şarkıyla anlatıyor: "Senin mezarına uzatıldım Ve sonsuza kadar orada kalacağım Ellerinde ellerimde olduğu sürece Ayrılmayacağımızdan eminim Benim elma ağacım, aydınlığım" Grup ilk albümünü 1984 yılında aynı isimle çıkardı: "Ölüler Dans Edebilir". Perry bu isimle ilgili "Ölüleri dans ettiriyoruz, çünkü ölüye dirilik katmayı; diriye ölülük vermeyi düşündük grubu oluştururken" demişti. İlk önceleri çoğu müziksever deneysel bir müzik ile karşı karşıya olduklarını düşündü. Aslında bu Perry ve Gerrard için geçerli olabilirdi. Zira Perry klasik eğitim görmüş sonra punk rock grupları ile çalışmış bir müzisyendi. Gerrard’ın durumu da çok farklı sayılmazdı. Fakat ikilinin yeni tarz denemesi Perry’nin olağanüstü kompozisyon yeteneği ve Gerrard’ın teatral vokal yeteneği ve zekası büyük bir başarıyla sonuçlandı. İlk albümde "A Passage in Time (Zamanda bir Geçit)", "The Fatal Impact (Ölümcül Etki)" ve "Carnival of Light (Işık Karnavalı)" şarkıları büyük beğeni kazandı. Perry ve Gerrard ilk albümleriyle belli bir elit müziksever kitleye ulaşmayı başardı. Ancak DCD en büyük sükseyi "Within the Realm of a Dying (Son Ölen bir Güneşin Krallığında)" adlı üçüncü albümüyle yaptı. 1987’da yayınlanan albüm bir anda bağımsız müzik listelerinin zirvesine tırmandı. DCD’nin ünlü "Cantara" ve "Xavier" şarkıları ilk defa bu albümde yayınlandı. Bu albümde ayrıca sadece üç şarkının İngilizce sözleri vardı. Diğer şarkılar ise Lisa Gerrard’ın atalarının dilinde yani eski Kelt dili, Briton ve Gal dillerine benzer seslerin Orta ve Yakınçağ melodileriyle örtüşmesinden ibaretti. "Ölen bir Güneşin Krallığında" albümü ile DCD barok müziği çağrıştıran, mistik ancak anı zamanda romantik, modern ve mistik bir karışıma imza attı. Kaybolan seslere ulaşma DCD 1988 yılında ise dördüncü albümünü yayınladı. Albümle ilgili en iyi yorum yine Perry ve Gerrard’dan geldi. "...dünyanın havadan görüntülerine bakarsanız, dev bir organizmaya, bir makro kozmosa benzer. Yaşam gücünün, suyun yılankavi bir biçimde yayıldığını görürsünüz. Bizim vizyonumuz yumurtanın etrafındaki yılankavi kucaklaşma yani dünyadan ibaret. Yine bu albümde sözünü ettiğimiz temaları işleyerek Avrupa müziğinin ilk periyodunu yansıtmaya çalıştık." 1990 yılında grup erken Rönesans döneminin müziklerini yansıtmaya çalıştığı albümü Aion’u çıkardı. Albümde yer alan "Saltarello", "Mephisto" ve "The Song of the Sibyl (Sibyl’nin şarkısı)" DCD’nin klasikleri arasına girdi. DCD albümdeki bazı şarkılar için Rönesans döneminde kullanılan müzik aletlerini yeniden yaptırdı. 1993 yılında DCD yeni albümleri "Into the Labyrinth (Labirentin İçine Doğru)”’yu yayınladı. Perry albümün ön çalışmalarını Kuzey İrlanda’da bir adada, Gerrard ise Avustralya’da Snow River dağlarında hazırladı. İkili bir araya gelerek albümü üç ayda hazırladı. Bu süreç içerisinde Perry atalarının primitif müziklerini araştırmayı derinleştirmiş, Gerrard ise eski dönem vokalleri üzerinde uzun uzun çalışma fırsatı bulmuştu. Sonuçta "İrlanda’nın asırlık ormanlarına düşen yağmurun sesi" Perry ve Gerrard’ın müzikal dehaları ile birleşmiş ve DCD tam anlamıyla karakterini kazanmıştı. Bundan sonraki senelerde peş peşe çıkan albümler çok büyük yankılar uyandırmadı. "Toward the Within, Spiritchaser” dönemlerinin önemli albümleri oldu. (Alıntı)
  6. Sevgili Ftoyd, sanırım kafanız bayağı karışmış.Bu foruma Bahreynli insan hakları aktivisti Ghada Jemshir'in Al ARABİYA televizyonuna verdiği bir röportajı hem tercüme ederek hem de görüntülü olarak ekledim.Bulup izlemenizi ve okumanızı salık veririm.Büyük harflerle yazdığım ''KARDEŞ TÜRKİYE'DE '' diye başlayan satırı her okuduğumda gözyaşlarımı tutamıyorum.Bütün şeriat kanunlarının geçerli olduğu islam ülkelerinin kadınları Türk Kadınına gıpta ederken ,zihniyeti malum kesimin toplumu , özellikle de kadını ortaçağın karanlıklarına sürüklüyecek söylemlerine sempati duymalarını hayretle karşılıyorum.
  7. Kesinlikle doğru cevap.Tebrikler.
  8. Evet , bunu zamanında farkedemedim.Genellikle görüntüleniyor.Şu anda karşımda.Ama ben yine de soruyu şu şekilde değiştiriyorum.Bu dizi neyi anlatıyor?
  9. NICLENO

    Tek Istiklal Gazi' miz kaldı

    Ülke yönetimim laik ve demokratik değerlerle ve de Atatürk İlke ve Inkılaplarıyla problemi olan zihniyetin elinde olursa.! Bu vatan için canını ortaya koydu, silah arkadaşları yanı başında birer birer can verirken siperden sipere koştu. Ve biz son gazimiz Yakup Satar’a borcumuzu ödeyemedik. Tek bir bakanın katıldığı basit bir törenle toprağa verdik.,,,,Fransa ise geçen hafta ölen son gazisini görkemli bir törenle uğurladı. Devletin zirvesinin tam tekmil hazır bulunduğu törene cenazeyi taşıyan askerler de Birinci Dünya Savaşı üniformalarını giyerek geldi
  10. NICLENO

    Dolanmakla Olmuyor

    Dış politikada haysiyet ve onur senenin bilmem kaç günü o ülke senin , bu ülke benim diyerek dolanmakla olmuyor. Bir ABD'li asker bir taksiciyi öldürdü. ABD'li komutan taksiciyi öldüren askeri Japonlar'a teslim etti sonra da ABD'li komutanlar Japonlar'ın önüne geçip törenle başlarını önlerine eğdiler. Ve işte böyle özür mektubu verdiler. Bu fotoğraflar dünya basın ajansları tarafından duyurulunca Türkiye'de akla şunu getirdi: - ABD gemisi füze atıp Muavenet gemimizdeki 5 denizciyi şehit etmişti. Ancak ne özür dilendi ne tazminat verildi. - Türk askerinin başına Kuzey Irak'ta çuval geçirildi. Ne bir özür mektubu verildi. Ne de böyle bir tören düzenlendi. - Amerikan jetleri Türk hava sahasını ihlal etti, özür bile dilenmedi
  11. NICLENO

    ÇEÇEN MARŞI

    Melodi Sting'in Fragile'ına benziyor.
  12. Burada bence komiklik söz konusu bile olamaz .Hatta tam tersi içler acısı bir durum var.İmam vaaz verirken cemaat tarafından kürsüden alaşağı ediliyor.Olay hangi ülkede geçiyor anlayamadım ama İslamiyetin bu kadar ayaklar altına alınması ve de saçma sapan bir müzik eşliğinde youtube' a yüklenmesi düşündürücü. Sonra da fanatiklerin,radikal dinci ve cihadcıların bu dine verdiği zararları yabancılar yüzümüze vurunca kızıyoruz.
  13. Son derece yanlış ve de çağdışı görüşler.Bir tanesine bile katılmak mümkün değil.Öyle bir kafadan da bundan farklı bir ses çıkmaz zaten.
  14. February 07, 2008 GHADA JAMSHIR Bahreyn'li insan hakları aktivsti (eylemcisi) Bayan Ghada Jamshir'in Al-Arabiya televizyonuna 21.06.2005 te verdiği röportaj.Önce orjinalini yazıyorum -benden daha iyi çevirenleriniz olabileceğini düşündüğüm için-sonra elimden geldiği kadarıyla çevireceğim.(S=SUNUCU,GJ=GHADA JAMSHİR-) S-What do you have against the Shari'a courts? GJ-I have a lot against them what they have done to the Bahraini woman is not a trivial matter.For years women have been going into these courts,only to be oppressed and treated unjustly.We have reached the point that we say:enough.We have reached the breaking point.We have a problem with family planning.We have no family planning in Bahrain.The Shiites in Bahrain have marriages for the purpose of mut'ah (pleasure).They bring multitudes of children into the world, without thinking.Who grow up in the streets.It's accepted for a man to marry a Filipino woman,a Bahraini woman, and a third woman from Iran, and then he takes 2 or 3 women in mut'ah marriage.How many children will he have? S-On september 12 you declared that you call upon or avise the persecuted woman of the Gulf, and especially the Bahraini woman to request '' Social Asylum'' in France GJ-Not in France, in Spain S-Pardon me, in Spain.You want opposition from abroad? GJ-The point is not to have opposition from abroad.The point is for them live and be protectwd in a safe country.If a woman cannat get any protection in her country, cannat get any protection from the courts, cannot get any protection in the marital home, where will she go?.where will she go? GJ-Some people say that Ghada Jamshir is a Sunni, and that this is why she is leading the battle against mut'ah marriages which are authorized by religions law among the Shiites.... S-A- uthorized by religions law? GJ-Among the Shietes, yes S-Does the İslamic Sharia authorize mut'ah marriages? GJ-Do- es the İslamic Sharia authorize mut'ah according to the following classification:''Pleasure from sexual tauching.''''Pleasure from sexual contact with her breasts.'' ''Pleasure from a littie girl.'' Do you know what ''pleasure from a little girl'' means..It means that they derive sexual pleasure from a girl aged two, three or four. S-Let's not go into details... GJ-Let me tell you what ''Pleasure from sexual contact with her things'' means. S-Don't give me the detals.. GJ-This is a violation of children's rights!This constitules sexual assoult of the girl. S-What does -Pleasure from sexual contact with her things-mean? GJ-It means deriving sexuel pleasure from an infant.How old is an infant?One year, a year and a half, a few months?Is it conceivable for a grown man to have sex with a infant girl?And you people tell me the Islamic Shari'a author'zed this?Forget about the mut'ah,Let's talk about misyar marriages. S-What do m'syar marr'ages mean? GJ-You said that I'm a Sunni and that why I'm attacking the Shites.No! S-Some people claim that. GJ-No, no.What does the misyar marriage mean?A man marries a woman from another town,and goes to her once a month.He ''visits'' her.He calls her his ''wife''.Not necesserily once a month.He might go there everyday.Brother Turki; this kind of marriage, this kind of behavior,diminishes the woman's honor as a human being.All her life, the woman is a prisoner in her own home.In the past she would not goout to work or to study abroad.Very few woman would go to university outside Bahrain.She is at home in order to cook,sweep,and raise the children.How will she get an education?There are woman whose families are extremist.They even force them to marry against their will.You tell me,why is female circumcision still practiced in the Arab World?Why? Because there is no education,no awareness.A few days ago , a four year old girl called An'am died in Sudan. S-Why? GJ-Because she was circumcised.For years old, and she died of blood poisoning.I am convinced that I was 100 o/o right in everything I have done. S-You- have been acussed of heresy in some places.some internal forums. GJ-So what..Even in mosques they accuse me of heresy, so what..You think that if they accuse me of heresy, it affects me. S-You don't care.. GJ-No -Allah will deecide whether I go to paradise or to ****, not them. S-Don't you thinks that those who accuse you of heresy, these are the methods of the weak.They say they are right, and you say you are right. GJ-Who gave them the right to accuse me of henesy... S-Wh- o give you the right.. GJ-What, did they go into my heart.. S-They say GJ-Did they see whether I pray or not..Or maybe ıt's because I don't wear a veil. S-So you don't care .It doesn't affect you... GJ-It doesn't bother me at all.... * * * * SUNUCU-Şeriat mahkemelerine neden karşısınız. -GHADA JAMSHIR-Birçok nedenden dolayı karşıyım.Bahreyn'li kadınlar onların gördüğü gibi önemsiz değiller.Yıllarca kadınlar o mahkemelerde sadece eziyet ve adaletsiz muamele gördü.Bu noktaya gelindiğinde artık yeter diyoruz.Kırılma noktasına geldik.Aile planlamasıyla ilgili problemlerimiz var.Bahreyn'de aile planlaması diye bir şey yok.Evlilikler sadece zevk odaklı olarak yapılıyor.Düşünmeden bir sürü çocuk yapıp sokaklara bırakıyorlar.Bir adam için aynı zamanda Filipinli, Bahreynli sonra da İranlı 2 veya 3 kadınla zevk evliliği yapmak yadırganmıyor.Kaç tane çocuğu olacak... SUNUCU-I2 eylüldeki açıklamanızda Körfez ülkelerinde ,özellikle de Bahreyn'de zulüm gören kadınlara nasihat ve çağrıda bulundunuz ki Fransa'daki islam topluluğu talep etmişti bunu. GJ-Fransa değil,İspanya'daydı.. S-Yurtdı- ından karşı çıkmaya gittiniz GJ-Bu dışardan gazel okumak değil.Eğer bir kadını kendi ülkesinin mahkemeleri korumuyor ise yaşamak için emniyetli ve onu koruyan bir ülkeye gitmekten başka ne yapabilr. SUNUCU-Bazıları Ghada Jamshır için Sunni ve bu yüzden şeriat yasalarının izin verdiği zevk evliliklerine karşı çıkıyor ve bu savaşta önderlik ediyor diyorlar. GJ-Dini yasaların izin verdiği mi.. SUNUCU-Şeriate göre,evet. GJ-şeriat zevk evliliklerine izin veriyor mu...Şeriat şunlara mı izin veriyor.Kadınların memeleriyle ve kalçalarıyla seksüal temas..(yani anladınız onu),küçük kızlarla seks...buna iki, üç yaşında kızların da dahil olduğunu biliyo musun-- SUNUCU-Tafsilata girmeyelim. GJ-Müsaade edin söyliyeyim SUNUCU-Söylemeyin.. GJ-Bu çocuk haklarının ihlalidir.Bir kızın namusuna saldırı suçunu yaratır.Onun uzuvlarıyla temas edip zevk almak ne demek,sübyandan cinsel zevk almak..Kaç yaşında ki o çocuk..bir, birbuçuk,birkaç aylık..Yetişkin bir adamın bir kız çocuğuyla seks yapması uygun mudur..Ve sen islami kurallar buna izin veriyor diyorsun.Bir de misyar evlilikler var.Nedir misyar evlilik..Diyorsun ki ben sunni olduğum için bunlara karşıyım.Hayır. SUNUCU-Bazıları öyle olduğunu iddia ediyor. GJ-Hayır, hayır.Misyar evlilikten ne kastediliyor.Bir adam başka bir şehirden bir kadınla evlenir ve ayda bir kez ona gider.Onu ziyaret eder.Onu karısı olarak görür.Ayda bir gitmesi önemli değil, her gün de yanına gidebilir./KARDEŞ TÜRKİYE'DE ;BU TARZ EVLİLİKLER, BÖYLE DAVRANIŞLAR KADININ İNSANLIK ONURUNU ZEDELER./Kadının bütün hayatı kendi evinde bir tutuklu gibi süregider.İşe gidemez ve dışarda çalışamaz.Bahreynde çok az sayıda kadın üniversiteye gitmekte.O genellikle ısmarlanan yemekleri pişirmek, temizlik yapmak ve çocukları yetiştirmek için evdedir.Nasıl eğitim alacaktır.Bazılarının aileleri aşırı tutucudur ve evlilik için kendi istediklerine zorlar.Bana söyleyebilir misiniz Arab dünyasında niye kızlar hala sünnet ediliyor.Çünkü eğitimsiz ve dünyadan bihaberler.Birkaç gün önce Sudanda Anam adında dört yaşında bir kız çocuğu sünnet edildiği için kan kaybından öldü.Yapmış olduğum her şeyde yüzde yüz haklıyım SUNUCU-Bazı yerel forumlarda kafirlikle suçlandınız. G- J-Ne olmuş, camii çevreleri beni kafirlikle suçlamışsa ne olmuş..Zannediyomusun ki onların beni kafirlikle suçlaması beni etkileyecek.. SUNUCU-Korkmuyo musunuz... GJ-Hayır.Benim cennete mi cehenneme mi gideceğime Allah karar verecek.Onlar değil.Bu suçlamaları yapanların zavallılığını ortaya koyduklarını göremiyor musunuz.. SUNUCU-Onlar, kendilerinin haklı olduğunu; siz de sizin haklı olduğunuzu söylüyorsunuz. GJ- Onlara beni kafirlikle suçlama hakkını kim verdi? SUNUCU-Size kim hak veriyor...? GJ-Ne , onlar benim kalbimin içini mi görüyorlar..? -SUNUCU-Öyle söylüyorlar. GJ-Onlar benim dua edip etmediğimi görebiliyorlar mı..? Yoksa peçe takmadığım için olabilir mi..? SUNUCU-Yani korkmuyorsunuz.Sizi etkilemiyor. GJ-Artık bana dert değil..
  15. Bahsettiğim ipucu bazan görüntülenmiyor.Sağ üstte seçeneklerden değiştire tıklarsanız görürsünüz.
  16. ''y'' yi ''x'' yaparım.
  17. Birbirine karıştırılmayıp doğru sıralansaydı dizi şöyle olacaktı: K B İ Y A B T A Y O K B Karıştırılmış halini yazabilir misiniz bu dizinin. İpucu karşınızda duruyor.
  18. Burayı biraz canlandırmak lazım.Kolay bir soru hazırladım hareket olsun diye. B E Ş A L T I Y D İ S K Z D O U N R Ü Ç ?
  19. Sevgili Floyd; Yaşlılarımız nerde diyorsun...Merak etme ,buradayız ve kanımızın son damlasına kadar da laik demokratik cumhuriyetimizi . ilke ve inkılaplarımızı korumak azmindeyiz.
  20. Hanidyse bir ay olacak bir kaç gün sonra aranıza katılalı.Beni sıcak selamlarıyla karşılayan sevgili Busercan, Erbay, Diloş, Güzelim, Yayamaz Kanımca, Mineu, Ra Dya, Zeyynepp kardeşlerime ve bütün forum üyelerine, değerli forum yöneticilerine teşekküer eder, her şeyin hayallerindeki gibi gerçekleşmesini dilerim...
  21. İzmir Selma Yiğitalp Lisesinde ders cıkışında bir ögrenci edebiyat ögretmeni HÜLYA TOKER'E ''Ülkemiz nereye gidiyor,cumhuriyet degişecek mi ?'' diye sordu.Hülya hanım da bunun üzerine 'Biz Kemalist ögretmenler bu kürsülerde olduğumuz sürece, cumhuriyet rejimi degişmiyecektir' diye cevap verdi...Sen misin bunu diyen. Öğrenci velisi bunu İzmir Milli Egitim İl Müdürlüğüne ihbar etti..Ve ögretmen hakkında soruşturma acıldı....AYRINTILAR VATANDAN MUSTAFA MUTLUNUN YAZISINDA..........
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.